GUY DEBORD 20. yüzyılın ikinci yarısının en önemli düşünürlerinden. Filozof, yazar, sinemacı. 1950 de yıkıcı bir sanat akımı olarak ortaya çıkmış olan Lettriste Internationale e katıldı. 1952 de yaptığı deneysel Hurlements en faveur de Sade filminin ilk gösterimi sırasında çıkan olaylarla ve aynı yıl Paris e gelen Charlie Chaplin in yaptığı basın toplantısına baskın yaparak onu faşistlikle suçlayan dört kişilik grupta oynadığı rolle adını duyurdu. İlk önemli yazıları, grubun çıkardığı Potlatch adlı dergide yayımlandı. 1957 de Mémoires adlı bir kitap yayımladı. Kitabı kendisi yazmamış, çeşitli kitap, dergi ve gazetelerden aldığı paragrafları, cümleleri, sözcükleri, bina ve şehir planlarını, reklam panolarını, karakterler, röprodüksiyon ve fotoğrafları gelişigüzel bir biçimde bir araya getirmiş, arkadaşı Danimarkalı ressam Asger Jorn da çeşitli leke ve renkli çizgilerle kitaba katkıda bulunmuştu. Aynı yıl Avrupalı birkaç avangard ve devrimci grubun bir araya gelmesiyle oluşan ve 1968 olayları üzerinde çok önemli bir etkisi olan Internationale situationniste in kurucuları arasında yer aldı. Sanat ile devrimci pratik arasındaki kopukluğu ortadan kaldırmayı hedefleyen grup, şiiri devrimin hizmetine değil devrimi şiirin hizmetine sokmaktan yanaydı. 1972 de Sitüasyonist hareket kendini feshetti. Debord, temel eseri Gösteri Toplumu nun ilk baskısında kendi portresini şöyle çizer: Guy Debord. Kendine soracak olursanız sinemacıdır. 1957 yılında kurulmuş olan Internationale situationniste in kurucularından ve üyesidir. Enternasyonal in Fransa yayınlarının sorumluluğunu uzun süre üstlendi. Sitüasyonist ajitasyonun yayıldığı birçok ülkede, özellikle Almanya, İngiltere ve İtalya da bu örgütlenmenin çeşitli faaliyetlerine de (Gondi veya Decayeux adı altında) kimi zaman katıldı. 1967 yılında Gösteri Toplumu nu yayımladı. Ertesi yıl, 1968 Mayıs karışıklıkları sırasında en aşırı akımın öncüleri arasında yer aldı. Bu olayların ardından, Avrupa ve Amerika daki aşırı solcular üzerinde tezlerinin büyük etkisi oldu. Fransız. 1931 de Paris te doğdu. (1994 te öldü.) KİTAPLARI: Commentaires sur la société du spectacle suivie de Préface à la quatrième edition italienne de la société du spectacle (1988; Gösteri Toplumu Üzerine Yorumlar ve Gösteri Toplumu nun İtalyanca Dördüncü Baskısına Önsöz), Panégyrique (1989; Övgü), Considérations sur l assasinat de Gérard Lebovici (1985; Gérard Lebovici nin Öldürülmesi Üzerine Mülahazalar), Cette mauvaise réputation... (1993; Şu Kötü Ün...), Œuvres cinémato-graphiques complètes (1978; Sinematografik Bütün Eserler). FİLMLERİ: Hurlements en faveur de Sade (1952; Sade İçin Ulumalar), Sur le passage de quelques personnes à travers une assez courte unité de temps (1959; Çok Kısa Bir An Boyunca Birkaç Kişinin Geçip Gidişi Üstüne); Critique de la Séparation (1961; Ayrılığın Eleştirisi) ve In girum imus nocte et consumimur igni (1978).
Ayrıntı: 141 İnceleme Dizisi: 26 Gösteri Toplumu ve Yorumlar Guy Debord Çevirenler Ayşen Ekmekçi & Okşan Taşkent Yayıma Hazırlayan Işık Ergüden Son Okuma Mehmet Celep Çeviride Kullanılan Metinler La Société du Spectacle, Éditions Gallimard, 1992 Commentaires sur la société du Spectacle, 1988 Préface à la quatrième édition İtalienne de La Société du Spectacle, 1979 Éditions Gallimard, 1992 Society of the spectacle, Çev. Kolektif, Black & Red, Detroit, 1977 Comments on the Society of the Spectacle, Çev. Malcolm Imrie, Verso,1990 Éditions Gallimard Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir Gösteri Toplumu nun Fransa ve İngiltere de yapılan ilk basımları yayım hakları serbesttir notuyla yayımlanmıştır. Kapak Tasarımı Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Hediye Gümen Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbul Tel. (0212) 612 31 85-576 00 66 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım 1996 İkinci Basım 2006 Üçüncü Basım 2010 Dördüncü Basım 2012 Beşinci Basım 2014 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-016-1 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr
Guy Debord Gösteri Toplumu ve Yorumlar
İNCELEME DİZİSİ ÖPÜŞME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZERİNE/A. Phillips Ë İMKÂNSIZIN POLİTİKASI/J.M. Besnier Ë GENÇLER İÇİN HAYAT BİLGİSİ EL KİTABI/R. Vaneigem Ë EKOLOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU/M. Bookchin Ë İDEOLOJİ/T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRKİYE/A. İnsel Ë AMERİKA/J. Baudrillard Ë POSTMODERNİZM VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry Ë KAMUSAL İNSANIN ÇÖKÜŞÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLEĞİNİ YİTİREN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARŞI HAYAT/N. O. Brown Ë SİVİL İTAATSİZLİK/Der.: Y. Coşar Ë AHLAK ÜZERİNE TARTIŞMALAR/J. Nuttall Ë TÜKETİM TOPLUMU/J. Baudrillard Ë EDEBİYAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard Ë ORTAK BİR ŞEYLERİ OLMAYANLARIN ORTAKLIĞI/A. Lingis Ë VAKİT ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VA- TAN AŞKI/M. Viroli Ë KİMLİK MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZERİNE/S. Lynch Ë KİŞİSEL İLİŞKİLER/H. LaFollette Ë KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë İTİRAF EDİLEMEYEN CEMAAT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZERİNE/A. Phillips Ë FELSEFEYİ YAŞAMAK/R. Billington Ë POLİTİK KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHURİYETÇİLİK/P. Pettit Ë POSTMODERN TEORİ/S. Best-D. Kellner Ë MARKSİZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHŞETİ KAVRAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJİK DÜŞÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ETİK/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL CİNSİYET VE İKTİDAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAŞLIK/W. Kymlicka Ë KARŞIDEVRİM VE İSYAN/H. Marcuse Ë KUSURSUZ CİNAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAŞTIRILMASI/G. Ritzer Ë KUSURSUZ NİHİLİST/K.A. Pearson Ë HOŞGÖRÜ ÜZERİNE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANARŞİZ- Mİ/Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX IN ÖZGÜRLÜK ETİĞİ/G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZETECİLİKTE ETİK SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DEĞERİ/J. Harris Ë POSTMODERNİZMİN YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK ÜZERİNE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A SI/B. Sanders Ë TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YENİDEN DÜŞÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJİ/A. Game & A. Netcalfe Ë EDEPSİZLİK, ANARŞİ VE GERÇEKLİK/G. Sartwell Ë KENTSİZ KENTLEŞME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARŞI/P. Feyerabend Ë HAKİKAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. İnceoğlu Ë ANARŞİZMİN BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOLİ KADINDIR/D. Binkert Ë SİYAH AN LAR I-II/J. Baudrillard Ë MODERNİZM, EVRENSELLİK VE BİREY/Ş. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYALİZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN VİCDANI/R. Sennett Ë KÜRESELLEŞME/Z. Bauman Ë ETİĞE GİRİŞ/A. Pieper Ë DUYGUÖTESİ TOPLUM/S. Mestroviç Ë EDEBİYAT OLARAK HAYAT/A. Nehamas Ë İMAJ/K. Robins Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAŞAMA SANATI/G. Sartwell Ë ARZU ÇAĞI/J. Kovel Ë KOLONYALİZM POSTKOLONYALİZM/A. Loomba Ë KREŞTEKİ YABANİ/A. Phillips Ë ZA- MAN ÜZERİNE/N. Elias Ë TARİHİN YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAŞLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POSTYAPISALCI ANARŞİZMİN SİYASET FELSEFESİ/T. May Ë ATEİZM/R. Le Poidevin ËAŞK İLİŞKİLERİ/O.F. Kernberg Ë POSTMODERNLİK VE HOŞNUTSUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜM- LÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE DİĞER HAYAT STRATEJİLERİ/Z. Bauman Ë TOPLUM VE BİLİNÇDIŞI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUŞ DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFERİ/B. Sanders ËEDEBİYATIN YARATILIŞI/F. Dupont Ë PARÇALANMIŞ HAYAT/Z. Bauman Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARKSİZM VE DİL FELSEFESİ/V. N. Voloşinov Ë MARX IN HAYALETLERİ/J. Derrida Ë ER- DEM PEŞİNDE/A.MacIntyre Ë DEVLETİN YENİDEN ÜRETİMİ/J. Stevens Ë ÇAĞDAŞ SOSYAL BİLİMLER FELSEFESİ/B. Fay Ë KARNAVALDAN ROMANA/M. Bakhtin Ë PİYASA/J. O Neill Ë ANNE: MELEK Mİ, YOSMA MI?/E.V. Welldon Ë KUTSAL İNSAN/G. Agamben Ë BİLİNÇALTINDA DEVLET/R. LourauË YAŞA- DIĞIMIZ SEFALET/A. Gorz Ë YAŞAMA SANATI FELSEFESİ/A. Nehamas Ë KORKU KÜLTÜRÜ/F. Furedi Ë EĞİTİMDE ETİK/F. Haynes Ë DUYGUSAL YAŞANTI/D. Lupton Ë ELEŞTİREL TEORİ/R. Geuss Ë AK- TİVİSTİN EL KİTABI/R. Shaw Ë KARAKTER AŞINMASI/R. Sennett Ë MODERNLİK VE MÜPHEMLİK/Z. Bauman Ë NIETZSCHE: BİR AHLÂK KARŞITININ ETİĞİ/P. Berkowitz Ë KÜLTÜR, KİMLİK VE SİYASET/ Nafiz Tok Ë AYDINLANMIŞ ANARŞİ/M. Kaufmann Ë MODA VE GÜNDEMLERİ/D. Crane Ë BİLİM ETİĞİ/D. Resnik Ë CEHENNEMİN TARİHİ/A.K. Turner Ë ÖZGÜRLÜKLE KALKINMA/A. Sen Ë KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜR/J. Tomlinson Ë SİYASAL İKTİSADIN ABC si/r. Hahnel Ë ERKEN ÇÖKEN KARANLIK/K.R. Jamison Ë MARX VE MAHDUMLARI/J. Derrida Ë ADALET TUTKUSU/R.C. Solomon Ë HACKER ETİĞİ/P. Himanen Ë KÜLTÜR YORUMLARI/Terry Eagleton Ë HAYVAN ÖZGÜRLEŞMESİ/P. Singer Ë MODERNLİ- ĞİN SOSYOLOJİSİ/P. Wagner Ë DOĞRUYU SÖYLEMEK/M. Foucault Ë SAYGI/R. Sennett Ë KURBANSAL SUNU/M. Başaran Ë FOUCAULT NUN ÖZGÜRLÜK SERÜVENİ/J. W. Bernauer Ë DELEUZE & GUATTARI/P. Goodchild Ë İKTİDARIN PSİŞİK YAŞAMI/J. Butler Ë ÇİKOLATANIN GERÇEK TARİHİ/S.D. Coe & M.D. Coe Ë DEVRİMİN ZAMANI/A. Negri Ë GEZEGENGESEL ÜTOPYA TARİHİ/A. Mattelart Ë GÖÇ, KÜLTÜR, KİMLİK/I. Chambers Ë ATEŞ VE SÖZ/G.M. Ramírez Ë MİLLETLER VE MİLLİYETÇİLİK/E.J. Hobsbawm Ë HOMO LUDENS/J. Huizinga Ë MODERN DÜŞÜNCEDE KÖTÜLÜK/S. Neiman Ë ÖLÜM VE ZAMAN/E. Lévinas Ë GÖRÜNÜR DÜNYANIN EŞİĞİ/K. Silverman Ë BAKUNIN DEN LACAN A/S. Newman Ë ORTA- ÇAĞDA ENTELEKTÜELLER/J. Le Goff Ë HAYAL KIRIKLIĞI/Ian Craib Ë HAKİKAT VE HAKİKATLİLİK/B. Williams Ë RUHUN YENİ HASTALIKLARI/J. Kristeva Ë ŞİRKET/J. Bakan Ë ALTKÜLTÜR/C. Jenks Ë BİR AİLE CİNAYETİ/M. Foucault Ë YENİ KAPİTALİZMİN KÜLTÜRÜ/Richard Sennett Ë DİNİN GELECEĞİ/Santiago Zabala Ë ZANAATKÂR/Richard Sennett Ë MELEZLİĞE ÖVGÜ/Michel Bourse Ë SERMAYE VE DİL/Christian Marazzi Ë SAVAŞ OYUNLARI/Roger Stahl Ë BİR İDEA OLARAK KOMÜNİZM/Alain Badiou & Slavoj Žižek Ë NİHİLİZM/Bülent Diken Ë MADDESİZ/André Gorz Ë BİLGİNİN ARKEOLOJİSİ/M. Foucault Ë TÜKETİM TOPLUMU, NEVROTİK KÜLTÜR ve DÖVÜŞ KULÜBÜ/H. Övünç Ongur Ë ANTİKAPİTALİZM/Jeremy Gilbert Ë ÇALIŞMAK SAĞLIĞA ZARARLIDIR/Annie Thébaud-Mony Ë BERABER/Richard Sennett Ë HAYATIN ANLA- MI/Terry Eagleton Ë DUYURU/Michael Hardt-Antonio Negri Ë KÜRESELLEŞMENİN SONU MU?/Arif DirlikË İSYAN PAZARLANIYOR/ Joseph Heath&Andrew Potter Ë VAMPİRİN KÜLTÜR TARİHİ/ Gülay Er Pasin Ë TU- HAF ALAN / Burcu Canar Ë ÜTOPYA / Nilnur Tandaçgüneş Ë AKIL HASTALIĞI VE PSİKOLOJİ / Michel Foucault Ë İŞLETME HASTALIĞINA TUTULMUŞ TOPLUM / Vincent de Gaulejac Ë ETİN CİNSEL POLİTİKASI / Carol J. Adams Ë TOPLUMLA YÜZLEŞME / Zülküf Kara Ë ikomünizm / Colin Cremin Ë KÜRESEL ÇARKIN DIŞINDA KALANLAR / Kathrin Hartmann Ë AZINLIĞIN ZENGİNLİĞİ HEPİMİZİN ÇIKARINA MIDIR? / Zygmunt Bauman Ë PSİKOLOJİDE SÖZ VE ANLAM ANALİZİ / Sibel A. Arkonaç ËÇALIŞMA SORUNU / Kathi Weeks
İçindekiler Birinci Kitap Gösteri Toplumu Fransızca 3. baskı için okurun dikkatine...9 Gösteri Toplumu nun İtalyanca 4. baskısına önsöz...13 1. Tamamlanmış ayrılık...33 2. Gösteri olarak meta...46 3. Görünüşteki birlik ve bölünme...56 4. Özne ve temsil olarak proletarya...67 5. Zaman ve tarih... 104 6. Gösteri zamanı... 119 7. Toprağın düzenlenmesi... 128 8. Kültürde yadsıma ve tüketim... 136 9. Maddileşmiş ideoloji... 153 İkinci Kitap Gösteri Toplumu Üzerine Yorumlar Dizin...239
Birinci Kitap Gösteri Toplumu
Fransızca 3. Baskı İçin Okurun Dikkatine Gösteri Toplumu ilk olarak, Kasım 1967 de Paris te Buchet-Chastel yayınevi tarafından yayımlandı. 1968 olayları kitabın tanınmasını sağladı. Tek bir kelimesini bile değiştirmediğim kitabın yeni baskıları 1971 yılından itibaren Champ Libre yayınevi tarafından yapıldı; bu yayınevi, editörü Gérard Lebovici nin 1984 yılında öldürülmesinden sonra Gérard Lebovici adını aldı. Yeni baskılar 1991 yılına kadar düzenli bir şekilde bu yayınevinde birbirini izledi. Şimdiki baskı da 1967 baskısının kelimesi kelimesine aynısı olarak kaldı. Zaten aynı kural Gallimard dan yayımlanacak bütün kitaplarımın yeni baskıları için de geçerli olacaktır. Ben kendini düzelten biri değilim. 9
Gösteri Toplumu Böyle bir eleştirel teori değiştirilmemelidir; ilk kez bu teorinin doğru bir şekilde tanımladığı uzun tarihsel dönemin genel koşulları çürütülmediği sürece bu teori değiştirilmeden kalmalıdır. Dönemin kaydettiği gelişmenin sürekliliği gösteri teorisini doğrulamaktan ve sergilemekten başka bir şey yapmamıştır, dolayısıyla burada tekrarlanan açıklama pek seçkin olmayan bir anlam içinde tarihsel olarak kabul edilebilir: 1968 mücadeleleri esnasında ulaşılan en aşırı konumun ne olduğuna ve dolayısıyla da daha 1968 de neyi bilebileceğimize tanıklık etmektedir. O dönemin en avanakları bile o günden bugüne bütün yaşamlarındaki düş kırıklığı sayesinde; yaşamın görünür hale gelmiş yadsınması nın, meta-biçimine bağlı nitelik kaybı nın ve dünyanın proleterleştirilmesi nin ne anlama geldiğini anlayabilmişlerdir. Bununla birlikte, aynı sürecin devamında ortaya çıkan en belirgin yeniliklerden söz eden diğer gözlemleri de yapıldıkları sırada ekledim. 1979 yılında, kitabın İtalyanca yeni bir çevirisine yazdığım bir önsöz vesilesiyle, gösteri gücünün kullanılmasının tıpkı hükümet etme tekniklerinde olduğu gibi, endüstriyel üretimin doğasında da yol açtığı fiili değişiklikleri ele aldım. 1988 yılında yazdığım Gösteri Toplumu Üzerine Yorumlar, daha önceleri temerküz etmiş gösteri ile yaygın gösteri nin birbirine rakip saltanatları arasında varolan gösterinin dünya çapındaki işbölümü nün, ortak biçim olan bütünleşmiş gösteri de bu iki türün kaynaşmasıyla sona erdiğini net bir şekilde göstermiştir. 1967 den önce olup bitenlerden söz ederek eski biçimleri bazı karşıt uygulamalara göre ayırt eden 105. tez düzeltilerek bu birleşme kısaca özetlenebilir. Sınıf iktidarındaki Büyük Bölünme nin uzlaşmayla tamamlanması sonucunda ortaya çı- 10
Guy Debord kan bütünleşmiş gösterinin birleşik uygulamasının, günümüzde, bir yandan algıyı polisiye yöntemlerle değiştirirken (bu koşullarda polis de tamamen yenidir) diğer yandan da iktisadi yöntemlerle dünyayı değiştirdiğini söylemek gerekir. Bu kaynaşma bütün dünyanın iktisadi ve politik gerçekliği dahilinde zaten üretilmiş olduğu içindir ki dünya nihayet kendini resmen birleşmiş ilan edebilmektedir. Aynı zamanda güç ayrılığının evrensel olarak geldiği durum o kadar vahimdir ki bu dünya tez elden birleşme ihtiyacını; gösteri tarafından tahrif edilmiş ve güvence altına alınmış olan dünya pazarının uzlaşımsal örgütlenmesine tek bir bütün halinde katılma ihtiyacını duymuştur. Ama sonuçta birleşemeyecektir. Totaliter bürokrasi, yani pazar ekonomisinin vekil hâkim sınıfı hiçbir zaman kendi kaderine çok fazla inanmamıştı. Kendisinin hâkim sınıfın az gelişmiş biçimi olduğunu biliyordu ve daha iyisi olmak istiyordu. 58. tez, uzun zaman önce şu aksiyomu kurmuştu: Gösterinin kökeni zenginleşmiş iktisat alanında yatar ve [...] nihai olarak gösteri pazarına hükmetmeyi hedefleyen ürünler bu iktisat alanından kaynaklanır. 1989 yılında Rus bürokrasisini, mevcut demokrasi ideolojisini (yani seyirci insanın haklarını tanıyarak ılımlı hale gelen, diktatörlüğe dayalı pazar özgürlüğü ideolojisi) tek vücut olarak aniden benimsemeye iten şey, gösterinin, toplumun basitleşmesinin diğer bütün yönlerine bağlı olan modernleşme ve birleşme isteğidir. Batı da hiç kimse böylesine olağanüstü medyatik bir olayın anlamı ve sonuçları üzerinde bir tek gün bile uzun uzadıya durmamıştır. Gösteri tekniğinin kaydettiği ilerlemenin kanıtı buradadır. Bir tür jeolojik sarsıntının ortaya çıkmasını kaydetmek dışında yapılan bir şey yok. Tıpkı bütün 11
Gösteri Toplumu diğer demokrasi işaretleri kadar tartışmasız olan çok basit bir işareti Berlin Duvarı nın yıkılışını tekrarlamakla yetinerek olay tarihe geçirilir ve yeterince anlaşıldığı sanılır. 1991 yılında modernleşmenin ilk sonuçları Rusya nın tamamen dağılmasıyla birlikte ortaya çıktı. Rusya da, ekonominin genel gelişmesinin yol açtığı feci sonuçlar Batı ya nazaran çok daha açıkça görülmüştür. Kargaşa bunun sonucundan başka bir şey değildir. Her yerde aynı ürkütücü soru, iki yüzyıldan beri dünyanın yakasını bırakmayan şu soru sorulacaktır: Yanılsamanın hayal kırıklığı yarattığı ve gücün çözüldüğü yerde fakirler nasıl çalıştırılır? 111. tez, nihai patlamasını gördüğümüz Rus çöküşünün ilk belirtilerini göstererek ve bugünkü tabirle bilgisayar hafızasından silinecek bir dünya toplumunun yaklaşan sonunu tahayyül ederek, doğruluğu kolayca hissedilecek şu stratejik saptamayı dile getirmiştir: Bürokratik aldatmaca ittifakının küresel düzeyde çözülüşü [...] son tahlilde kapitalist toplumun mevcut gelişmesi için en elverişsiz etkendir. Bu kitabı, gösteri toplumuna bilinçli bir şekilde zarar vermek amacıyla yazıldığını göz önüne alarak okumak gerekir. Bu kitap asla abartılı bir şey söylemedi. GUY DEBORD 30 Haziran 1992 12
Gösteri Toplumu nun İtalyanca 4. Baskısına Önsöz / 1979 1967 yılının sonuna doğru Paris te basılmış olan bu kitap şimdiye kadar yaklaşık on dile çevrildi; genellikle çoğunluğu birbiriyle rekabet içinde olan yayınevleri tarafından aynı dilde çeşitli baskıları yapıldı ve bunların neredeyse tamamı kötüydü. İlk çeviriler, Portekiz ve belki de Danimarka dışındaki her yerde metne sadık kalınmadan ve yanlış yapılmıştı. Hollanda dilinde ve Almanca yayımlanan çeviriler, ancak ikinci girişimlerden sonra güzel olmuştu; fakat bu sefer de Alman yayımcı çeşitli baskı hatalarını düzeltmeyi ihmal etmişti. İngilizce ve İspanyolca da ise ne yazdığımı anlamak için üçüncü çevirileri 13
Gösteri Toplumu beklemek gerekmişti. Her şeye rağmen, 1968 den itibaren yayımlanan çeviriler arasında, De Donato yayınevinin sunduğu İtalyanca çeviri kadar kötüsü görülmemişti; bu çeviri ancak ardından yayımlanan rakip iki çeviri tarafından kısmen iyileştirilmişti. Öte yandan bu pervasızlığın sorumlularını bulmak üzere yayınevine giden Paolo Salvadori, onların üzerine yürümüş ve resmen yüzlerine tükürmüştür: Bu, kötü çevirmenlerle karşı karşıya kalan iyi bir çevirmenin doğal tepkisidir. Salvadori nin yaptığı dördüncü İtalyanca çevirinin nihayet en mükemmel çeviri olduğunu söylemeye gerek kalmadığını sanıyorum. Mükemmel dört beş istisna dışında, benim onayımı almamış olan bunca çevirinin bu denli başarısız olması, bu kitabın, yazılmış olmayı hiçbir zaman gerçekten hak etmemiş herhangi bir başka kitaptan daha zor anlaşılır olduğu anlamına gelmez. Bu muamele, özellikle yıkıcı eserlere yönelik bir muamele de değildir, çünkü böyle bir durumda sahtekârlar en azından yazar tarafından mahkemeye verilmekten çekinmezler; dahası kötü çevirilerin metne kattığı münasebetsizlikler, burjuva veya bürokratik ideologların çürütmelerinde görülen kararsızlıkları bir hayli destekleyecektir. Hangi ülkede olursa olsun, son yıllarda yayımlanan çevirilerin büyük çoğunluğunun ve hatta klasiklerin çevirisinin bile aynı şekilde yapıldığını gözden kaçırmak mümkün değildir. Ücretli entelektüel emek, normal olarak, girişimcinin kârının çalışma hızına ve kullanılan malzemenin kötülüğüne bağlı olduğu çürüme içindeki endüstriyel üretim yasalarını izleme eğilimindedir. Halkın zevkini düzenlemeye ait her türlü görünüşten gururla kurtulmuş olan bu üretim, mali açıdan temerküz ederek ve dolayısıyla teknolojik açıdan her zaman için daha iyi imkânlara sahip olarak piyasanın her yerinde niteliksiz arzı tekelinde tuttuğu andan itibaren, talebin 14
Guy Debord zorunlu teslimiyeti ve müşteri kitlesinde bunun geçici sonucu olarak görülen zevksizlik üzerinde giderek artan bir cüretle spekülasyon yapabilmiştir. İster bir konut, ister sığır eti ya da bir çevirmenin kara cahil aklının ürünü söz konusu olsun, her türlü durumda kendisini egemen bir şekilde dayatan görüş, bir zamanlar uzun süreli ve nitelikli bir çalışma gerektiren şeyi artık asgari maliyetle çok kısa zamanda elde edebilmektir. Kaldı ki hemen hemen bütün güncel yazarlar son derece kısa bir zaman zarfında demode olacak kitapları alelacele yazarken, çevirmenlerin bir kitabın anlamıyla ve özellikle de söz konusu dili önceden öğrenmekle ilgili sıkıntı çekmelerini gerektirecek çok az neden olması doğrudur. Zaten boşuna yazılmış ve okunmayacak olan bir şey niçin iyi çevrilsin? Gösteri sistemini mükemmel kılan bu özel uyum yanıdır; yoksa sistem başka yönlerden çökmektedir. Bununla birlikte, yayımcıların çoğunluğunda görülen bu yaygın uygulama, farklı bir kullanım için tamamen farklı bir kitleye hitap eden Gösteri Toplumu örneğine uygun düşmez. Artık, eskisinden çok daha belirgin bir şekilde, çok çeşitli kitap türü bulunmaktadır. Birçoğunun kapağı bile açılmamıştır ve çok azı duvarlara sloganlaşarak yazılmıştır. Bu kitaplar, popülerliklerini ve ikna güçlerini kesinlikle gösterinin aşağılık makamlarının onlardan söz etmelerine ya da onları birkaç bayat yorumla geçiştirmelerine borçludur. Tarihsel güçlerin belli bir tanımından ve kullanımından başlayarak, yaşamlarını tehlikeye atmak zorunda kalan bireyler, elbette belgeleri kendi adlarına, tamamen doğru çevirilerden incelemek ister. Şüphesiz kitabın çok fazla üretildiği ve aşırı yoğun dağıtıldığı mevcut koşullarda, hemen hemen bütün kitaplar başarıyı ya da genellikle başarısızlığı çıkışlarını takip eden birkaç hafta içinde yaşar. Güncel 15
Gösteri Toplumu yayıncılığın külüstür takımı, aslında üzerinde bir kez konuşulacak, üstelik de ilk akla gelenin söyleneceği kitaplara yeterince uygun düşen aceleye getirilmiş keyfilik ve oldubitti politikalarını buna dayandırır. Bu ayrıcalık, bu kitap için söz konusu değildir ve benim kitabımı alelacele çevirmek tamamen boş bir çabadır; çünkü bu göreve yeniden başlayacak birileri her zaman olacak ve kötü çevirilerin pabucu iyi çeviriler tarafından dama atılacaktır. Yakın zamanda her türlü düşünsel tartışmayı yeniden canlandıracağı söylenen kalın bir kitap kaleme alan bir Fransız gazeteci, birkaç ay sonra, uğradığı başarısızlığı kitabın düşünce açısından eksik olmasından ziyade okur eksikliğiyle açıklamıştı. Okumayan bir toplumda yaşadığımızı ve eğer Marx Kapital i şimdi yayımlamış olsaydı, bir akşam, edebiyatla ilgili bir televizyon programında amaçlarını açıkladıktan sonra ertesi gün artık hiç kimsenin bu eserden bahsetmeyeceğini söylemişti. Bu garip yanılgının kaynağı gayet bellidir. Gerçekten de günümüzde birisi hakiki bir toplumsal eleştiri kitabı yayımladığında televizyona ya da benzeri başka tartışma ortamlarına çıkmaktan uzak duracaktır ve böylece on ya da yirmi yıl sonra hâlâ ondan bahsedilecektir. Doğrusunu söylemek gerekirse, dünyada, mevcut toplumsal düzene düşman olanlar ile fiilen bu tavırlarından yola çıkarak hareket edenler dışında hiç kimsenin benim kitabıma ilgi duyacağına inanmıyorum. Bu konuda tamamen teoriye dayanan kesin inancım, tek tük ve zayıf eleştirilere dair ampirik gözlemlerle ya da toplumun suskun kalan kısmı karşısına geçip, gösteride alenen konuşma yetkisini elinde tutanlar ya da bu yetkiyi edinmeye çalışanlar arasında kitabın yol açtığı 16