YENİDEN TÜRKÇE ÇOCUK SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ ÜZERİNE. Marek STACHOWSKI * Çev. Faruk GÖKÇE **



Benzer belgeler
TÜRKÇEDEKİ ÇOCUK SÖZÜ GERÇEKTEN DOMUZ YAVRUSU MU DEMEK? Milan ADAMOVIĆ ** Aziz MERHAN ***

İTİBARİYLA KÖY YOLU ENVANTERİ

Yığma Yapıların Deprem Güvenliklerinin Arttırılması

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

TABİP İL BÖLGE SE PDC KAD ORAN GRUP KİLİS ,09% A1 KARAMAN ,36% A2 İZMİR ,36% A3 MALATYA

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

3. basamak. Otomobil Kamyonet Motorsiklet

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Fren Test Cihazları Satış Bayiler. Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 05 Mayıs :26 - Son Güncelleme Pazartesi, 30 Kasım :22

TAŞRA TEŞKİLATI MÜNHAL TEKNİKER KADROLARI

(TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.)

TÜRKİYE TÜRKÇESİ VE BALKAN AĞIZLARINDA. KAÇAN SORU SÖZCÜĞÜ * Yeter TORUN *

Talepte Bulunan PersonelinÜnvanlara Göre Dağılımı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 09 Şubat :20 - Son Güncelleme Pazartesi, 15 Şubat :23

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Lisans)

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

TABLO-1. İLKÖĞRETİM/ORTAOKUL/İLKOKUL MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR (2015 EKPSS/KURA )

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

AVUKATLIK HUKUKU (Avukatlık sözleşmesi, disiplin hukuku) CMK UYGULAMALARI (Son soruşturma ve İnfaz hukuku)

KPSS 2009/4 MERKEZİ YERLEŞTİRMEDEKİ EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR ( YERLEŞTİRME TARİHİ : 29 TEMMUZ 2009 )

İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı

OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Önlisans)

2015 KOCAELİ NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim)

LİSTE - III TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU - TAŞRA İL KODU İL ADI POZİSYON ADI BÜTÇE TÜRÜ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Faaliyet Raporu (1 Ocak 31 Aralık 2009) İstatistikler İSTATİSTİKİ BİLGİLER

CİCİANNE SÖZÜ ÜZERİNE

DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE

BÖLGE GRUP SIRALAMASI

Doğal Gaz Sektör Raporu

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

TABLO-2. ORTAÖĞRETİM MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014)

Doğal Gaz Sektör Raporu

KURUM ADI KADRO ADI KONT.

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala

Doğal Gaz Sektör Raporu

2016 YILI DIŞ TİCARET RAKAMLARI

BÖLGE GRUP SIRALAMASI

İllere ve yıllara göre konut satış sayıları, House sales by provinces and years,

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8

2016 Türkiye de 185 bin 128 adet ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldi Ülkemiz karayolu ağında 2016 yılında toplam 1 milyon 182 bin 491 adet

TÜRKİYE DE SÜT ENDÜSTRİSİNİN GELİŞİMİ VE ÜRETİCİ-SANAYİ İLİŞKİLERİ. Öğr.Gör. Sertaç Duman 1

PROGRAM EKİNİN GAYRİ RESMİ ÇEVİRİSİDİR. E K L E R EK DAİMİ İKAMET EDENLERİN SAYISI, TOPLAM NÜFUS, İLLERE GÖRE ŞEHİR VE KIRSAL

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

Temel Göstergeler TÜİK, Seçilmiş Göstergelerle Kastamonu, 2013

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

BÖLGE GRUP SIRALAMASI

KPSS /2 ve Ek Yerleştirmedeki En Küçük ve En Büyük Puanlar ( TABLO-2 Önlisans Mezunları III. Grup Yeni Kadrolar )

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2016 YILI İL SPOR MERKEZLERİ VE ENGELLİLER İL SPOR MERKEZLERİ UYGULAMALARINA AİT RAPOR VE İSTATİSTİKÎ BİLGİLER

2015BAŞARISIRALARIDEĞİŞİMİTAHMİNLERİ

2017 YILI BİLİM SANAT MERKEZLERİNE ÖĞRETMEN ATAMASI SONUCU OLUŞAN İL-ALAN BAZLI TABAN PUANLAR

* Bu illerde Personel Dağılım Cetveline (PDC) göre personel istihdamı planlanmamıştır.

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

Türkiye'nin en rekabetçi illeri "yorgun devleri"

ÜNLÜLER BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU. Türkçe bir sözcükte kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlülerin gelmesine büyük ünlü uyumu denir.

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

Elektrik Piyasası Sektör Raporu / Mart/2017

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34>

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Ortaöğretim)

Mart 2012 SAGMER İstatistikleri

SAĞ LIK BAKANLIĞI TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BAŞKANLIĞI. DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ İntiharı Önlemek İÇİN KAYNAK SERİSİNE AİT

SİYASİ PARTİLERİN SEÇİM YARIŞI HIZ KESMİYOR

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

Türkiye İletim Sistemi Bağlantı Kapasitesi Raporu ( Dönemi)

Mayıs 2012 SAGMER İstatistikleri

SURİYE ARAP CUMHURİYETİNE YAPILAN İHRACAT ANALİZİ

Elektrik Piyasası Sektör Raporu Nisan/2016

Google Etiketler: FEDERAL KAMPANA TORNA MAKİNASI - FİRMAMIZ

Kamyonet Duraklarımız. Fabrika Taşımacılığı

BOŞ KONTENJAN K.KODU KONTENJAN PUAN

Ocak SAGMER İstatistikleri

DERLEME SÖZLÜĞÜNE BİR KATKI: KIYIDA KULAKTA

Ocak SAGMER İstatistikleri

TAKVİM KARTONLARI 2016 YILI RESMİ TATİL GÜNLERİ

BURSA YERLİ AĞIZLARINDA BİRİNCİL UZUN ÜNLÜLER ÜZERİNE ON PRIMARY LONG VOWEL IN NATIVE DIALECTS OF BURSA

Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 11 Ekim 2017

EURODESK TÜRKİYE TEMAS NOKTALARI

VALİLİK BİNASI ESAS ALINARAK 200 KM MESAFEYE KADAR KURULUŞ MERKEZİ DIŞINDA FAALİYET GÖSTERİLEBİLECEK DİĞER İLLER Hatay 191 km

Elektrik Piyasası Sektör Raporu Ocak/2016

ÜLKEMİZDE VE DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ HİDROELEKTRİK ENERJİ POTANSİYELİ

Transkript:

YENİDEN TÜRKÇE ÇOCUK SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ ÜZERİNE Marek STACHOWSKI * Çev. Faruk GÖKÇE ** Özet: Bu çalışma, Milan Adamović in 2008 yılında Türkbilig dergisinin 15. sayısında (s. 8-12) yayımladığı yazıyı tartışmaktadır. Bu çalışmada Adamović in teklif ettiği etimolojinin bir unsurunun en azından daha önceki teklifleri değiştirme açısından kullanılabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu unsurun, Stachowski nin eski bir etimoloji denemesi ile olası bir birleşimi, oldukça tartışmalı bu ilginç Türkçe sözcüğün kökenini doğru bir şekilde tesis etmede işleri bir dereceye kadar kolaylaştıracağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Türk Dili, Kökenbilgisi, Söz Varlığı, Ağızbilimi. Once Again On The Etymology Of Turkish Çocuk Child Abstract: This paper offers a discussion of a paper published by M. Adamović in this journal in 2008 (issue 1, p. 3-7). The conclusion arrived at here is that at least one element of Adamović s etymology can be used for modifying some earlier suggestions. A possible combination of this element with an old etymology by Stachowski seems to somewhat expedite the establishing of the correct, albeit entangled, etymology of this extremely interestingturkish word. Keywords: Turkish, etymology, lexis, dialectology. Yirmi yılı aşkın bir süre önce yayımladığımız bir çalışmada (Stachowski 1985), Türkçe çocuk sözcüğünün ne Türkçe çoçka "domuz yavrusu" sözcüğünün değişmiş bir biçimi olduğunu ne de Türkçe çocuk anlamının domuz yavrusu anlamından geliştiğini bilakis hem çocuk hem de çoçka sözcüklerinin Ana Türkçe * çōl' "genç, küçük" biçimindeki bir kökün türevleri olduğunu ileri sürmüştük. Türkçe çocuk sözcüğü üzerine en yeni çalışma Milan Adamović e (2008) aittir. Sözcüğün kökeni üzerine ileri sürülen görüşleri tartışırken konu ile ilgili eski çalışmamızı anmayan buna karşılık sadece kendi köken denemesini teklif eden Adamović in bu çalışması oldukça ilgi çekicidir; ayrıca bugüne kadar önerilen * Ord. Prof. Dr., Krakov Yagellon Üniversitesi, Polonya. ** Yard. Doç. Dr., Dicle Üniversitesi.

YENİDEN TÜRKÇE çocuk SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ ÜZERİNE Türkbilig, 2009/17: 124-132. köken açıklamalarından da oldukça farklıdır: STTü. çocuk < *çōcuk <*ço w cuk <*çawcık <*çağcık<çağacık <AAğ. çağa "çocuk" (Ad. 6) 1 Adamović in geleneksel domuz yavrusu > çocuk biçimindeki anlam türemesine itirazı - aslında bir başka köken denemesini doğrulamak için öne sürdüğü tek itirazdır- genel olarak bu tür bir anlam geçişinin (ya da böyle bir birleşmenin) özellikle Müslüman bir toplumun dilinde mümkün olup olmadığıyla ilgilidir. Adamović in bu görüşü geniş bir alıntıyı hak etmektedir: Domuza değer vermeyen ve İslamiyetin kabulünden sonra da vermemiş olan bir halkta bu biçimdeki semantik bir gelişim ["domuz yavrusu" "çocuk" gelişimi - M. S.] için etnografik destek eksik kalmaktadır. Ayrıca domuz yetiştiren halklar bile "domuz yavrusu" kavramını olumlu anlamda kullanmayıp aksine bu sözcükle mecazen 'kirli veya düzenli olmayan bir çocuk'u kastettikleri hususu da göz önünde tutulmalıdır (Ad.: 10). Söz konusu alıntıdaki itiraz, sorunun çözümünde gerçek bir engel olarak görünmemekte, daha kesin konuşacak olursak bu itiraz, hiçbir şekilde ciddi bir kanıt da teşkil etmemektedir. Öncelikle, Eski Türklerin Çin kültürüne son derece aşina oldukları (Çin mutfağını ve dolayısıyla domuzları da içeren bir aşinalıktan söz ediyoruz) gözönünde bulundurulursa alıntıdaki birinci cümlenin ikna edici olmadığı görülecektir. İkincisi, anlam değişimi domuz yavrusu > domuzcuk > çocuk şeklinde dolaylı bir biçimde de oluşmuş olabilir. Aynı zamanda, İngiliz dilindeki little piggy "küçük domuzcuk" deyiminin çocuklar için de kullanıldığı düşünülürse bu anlamın her zaman kötü bir çağrışım uyandırmak zorunda olmadığı görülür ki bu da yukarıdaki alıntının ikinci cümlesinin inandırıcı olmaktan uzak olduğunu gösterir. Neticede,Türkçe çoçka sözcüğünün genel olarak "domuz yavrusu" anlamına geldiği doğrudur. Bununla birlikte, aynı sözcüğün Karay Türkçesindeki yansıması olan çoçha biçimi ise "genç adam, genç" anlamındadır (KRP: 631). Söz konusu sözcük gerçekten, sözgelimi, Karaçay Türkçesindeki çoçha "domuz yavrusu" (KW: 98) anlamından ayrılmış olabilir mi? Bunun yanında, Azerbaycan Türkçesinde ve Anadolu ağızlarında da (İzmir, Amasya) çoçka sözcüğü tam olarak "bebek, çocuk" anlamlarına gelir (DS: 1034). Öte yandan, Osmanlı Türkçesindeki çocuk "çocuk" ve Çağatay Türkçesindeki çoçuk "domuz yavrusu" sözcükleri muhtemelen tamamen ilişkisiz olamazlar. Bu örnekler hem "domuz yavrusu" hem de "çocuk" anlamlarının bir ve aynı sözcük ailesinde (hatta bir ve aynı sözcükte) bir birleşim göstermesinin kolaylıkla mümkün olduğunu göstermesi bakımından yeterli olacaktır. Bu tanıklar ve anlam gelişmeleri aynı zamanda Adamović in itirazının temelsiz olduğunu da göstermektedir. 1 Adamović, yeniden tasarlanmış biçimler için yıldız işareti kullanmamıştır. Oysaki bunlardan sadece çocuk ve çağa sözcükleri tanıklanabilen gerçek sözcüklerdir. Bu arada, <w> işareti burada muhtemelen dudaksıl bir <v> ünsüzünü temsil etmektedir. 125

Marek STACHOWSKI Standart Türkiye Türkçesindeki çocuk, Anadolu ağızlarındaki çacuk ya da bunların Türk ağızlarındaki iyelik biçimlerinin ön vurgulu olabilmesi eski bir büzülme uzunlukları (vormalige Kontraktionslänge) durumuna işaret etmez, çünkü; Türkçede büzülme uzunluklarına örnek olabilecek birçok sözcük vardır. Bununla birlikte, bu durum asla vurguyu etkilemez. Ön vurgu, Türkçede seslenme tonlaması sonucunda da ortaya çıkabilir. Bu bakımdan, ön vurgu geniş bir metin bağlamı olmaksızın sadece sözlüksel bir madde temelinde belirlenemez. Türkçede ön vurgu oldukça sık bir şekilde 'hala, 'teyze gibi akrabalık sözcüklerinde görülür ve çocuk sözcüğü de elbette anlambilim açısından buraya dahildir. Dolayısıyla çocuk sözcüğündeki vurgu, kimi ağızlarda bu gruptaki diğer sözcüklere örnekseme yoluyla değişmiş olabilir. Adamović in sözcüğün ses ve biçim bilgisel gelişim zinciri ile ilgili olarak önerdiği çocuk < çağa gelişimi de kolaylıkla kabul edilebilecek türden bir gelişim değildir. Öte yandan, aynı sözcük ailesine aday sözcükler gibi görünmelerine rağmen ÖzbTü. çoçag "penis (sadece çocuklar için)" (UAT: 183); AAğ. (Artvin) çucuk "civciv" (DS: 1023), AAğ. (Hakkâri) cūçik "serçe" (DS: 1023) gibi kimi tanıklar da Adamović in çalışmasında atlanmıştır. Elbette bütün bu sözcükleri çağa "çocuk" sözcüğünden türetmek ya da bunlardan hiçbirinin kökenbilim açısından çocuk sözcüğü ile ilişkili olmadıklarını göstermek kolay bir iş olmayacaktır. Fakat bundan da kötüsü, Adamović, ilk olarak Eski Türkçede topluluk anlamı ile tanıklanan daha sonra Standart Türkiye Türkçesinde çocuk sözcüğü ile birleşerek çoluk çocuk şeklinde bir ikilime oluşturan ETü. çoluk "aile, çocuklar, uşak ve hizmetçiler" (Ajdarov 1971: 365) gibi önemli bir sözcükten ise hiç söz etmemektedir. Bu söz grubu, bir ve aynı sözcüğün iki ses varyantının birleşiminden oluşan Standart Türkiye Türkçesindeki delik deşik ikilimesine oldukça benzemektedir. Acaba STTü. delik deşik ikilemesindeki bu durum, STTü. çoluk çocuk ikilemesi için de düşünülebilir mi? Şayet çoluk çocuk ikilemesinde yer alan çocuk sözcüğündeki söz içi -c- ünsüzü, beklenen biçim olan *çoşuk (deşik sözcüğündeki gibi) yerine kullanılmış ise, bu biçim, ek bir açıklamayı gerektirmektedir. Adamović in yazısında çocuk sözcüğünün gelişim zinciri ile ilişkili olarak ortaya çıkan dördüncü sorun ise *ağ > *aw > *o w > *ō > o gelişimidir. Osmanlı Türkçesinin dil tarihinde ğ > v ve v > ğ şeklinde ünsüz değişim örneklerinin varlığı bilinmektedir. Bununla birlikte, bu ünsüz değişimleri bir eğilimden başka bir şey değildir. Dolayısıyla istisnasız ses kanunları şeklinde bir gelişim konumunda 126

YENİDEN TÜRKÇE çocuk SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ ÜZERİNE Türkbilig, 2009/17: 124-132. değildirler. Bu tür bir değişimde ğ varyantları sıklıkla v alternatifleri ile ortaya çıkar bununla birlikte, hiçbir zaman -o- ~ -ö- varyantlarına gelişmezler 2. İki örnek: OsmTü. düvlek (14. yy) "küçük ya da olgunlaşmamış kavun" (DKK) = düglek ~ düylek (16. yy) (GHP: 281, 282); OsmTü. üveyik (1668) "üveyik" (TSU: 203) = ögeyik (1680) (Men.: 535) = ögeyik ~ öveyik (1838) (Hind.: 84b) = STTü. üveyik Bu örneklerin aksine (ki bunların hepsi filolojik kaynaklarda tanıklanmaktadır) sözü edilen *çağcık biçiminin -w- varyantları Osmanlı Türkçesi kaynaklarında tanıklanamamaktadır. Diğer yandan, düvlek ve üveyik sözcükleri Adamović in *çağ(a)cık biçiminin aksine hiçbir zaman bir o~ö varyantı (çocuk sözcüğünde olduğu gibi) biçiminde ortaya çıkmaz. Özetleyecek olursak: *çağ(a)cık, *çawcık düglek, düvlek 1. -g- varyantı tanıklanmamış tanıklanmış 2. -v- varyantı tanıklanmamış tanıklanmış 3. -o- varyantı tanıklanmış tanıklanmamış Kolaylıkla görüleceği üzere, ileri sürülen farazi bir çağacık > çocuk gelişimi tanıklanan g > v geçişiyle pek az ortak yöne sahiptir. Dolayısı ile bu tür bir gelişim bir kerelik ortaya çıkan ve sadece bir sözcük için (çocuk) geçerli olan bir gelişimdir. Şimdi, tartışmakta olduğumuz köken denemesi ile ilgili bir başka soruna geçelim. Standart Türkiye Türkçesinde çocuk, Anadolu ağızlarında ise çacuk sözcüklerine sahip olduğumuz daha önce ifade edilmişti. Fakat, yuvarlak ek ünlüsü -u-nun kök ünlüsünün yuvarlaklaşması sonucunda (ço- < *çağ-) ortaya çıktığını ileri süren Adamović in gelişim zincirinde, Anadolu ağızlarında geçen çacuk biçimi hiçbir şekilde geçmemektedir. Diğer bir deyişle, varsayımımıza göre üçü de "çocuk" anlamına gelen gerçekte çağa, çacuk ve çocuk biçiminde üç temel biçime sahibiz. Adamović ise, çağa sözcüğünü çocuk sözcüğü ile ilişkilendirmek için çacuk ve -daha da kötüsü- çoluk "çocuklar", çucuk "civciv" ve cūçik "serçe" sözcüklerini dışarıda bırakarak göreceli 2 Türkiye Türkçesinde çağanoz, tavuk vb. içinde -ağ- ve -av- ses gruplarını barındıran birçok sözcük vardır. Fakat bu sözcükler hiçbir zaman -o- varyantları ile ortaya çıkmazlar (tavuk ve çağanoz sözcüklerinden *tok ve *çonoz biçimleri gelişmemektedir). Hatta içinde bir dudak ünlüsü barındıran boğa, Boğacık (Çorum İli nin bir köyü) gibi sözcüklerin de -o- varyantlı *bo, *Bocuk biçimleri yoktur. 127

Marek STACHOWSKI olarak daha uzun bir tanıklanmamış varyantlar zinciri (beş zincirden oluşan) oluşturmaktadır. Bunun dışında, Adamović in tespitleri zaman zaman birbirleri ile çelişmektedir. Her ikisi de aynı makalenin aynı sayfasında geçen şu iki ifadeye dikkatinizi çekmek istiyorum: ğ nin w ye dönüştüğü ağızlarda çova, çoa, çoğa, çoğ gibi dudaksıl ünlü kaynaşmaları görülmektedir [...] Kaynaşmalardan biri -cuk küçültme ekiyle birlikte çocuk "çocuk" sözcüğünü vermektedir. Çocuk "çocuk" sözcüğünün fonetik gelişimi prensipte şöyle tasavvur edilebilir: çağacık çağcık çawcık ço w cuk çōcuk çocuk (Ad.: 11) Bu alıntının ilk bölümü, çocuk sözcüğü için *çova+cuk (ve benzeri) biçiminde bir köken teklif etmektedir. Alıntının son bölümü (ilk bölümden hemen sonraki) ise, aynı sözcük için *çağa şeklinde bir kökün küçültme eki almış *çağacık biçimini teklif etmektedir. Bu varsayımsal biçimlerin hiçbiri çacuk ya da çoluk biçimlerini açıklamamaktadır. Bunun yanında, çoğa ve çoğ ses varyantlarının varlığı, alıntının son bölümünde ileri sürelenin aksine ğ > w ses değişimi olmaksızın da yuvarlak kök ünlüsünün ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Yine de, bu sözcük ailesinin gelişiminde çağa biçimini kullanma fikri bizce makul ve göz önünde bulundurmaya değer görünmektedir. Çünkü bu biçim neden söz konusu sözcük ailesinin bazı üyelerinin kök hecede hakim olan o (ya da u) yerine bir a ünlüsüne sahip olduğu sorusunu açıklamada muhtemelen en iyi çözümü sunacaktır. Bu bilgiler ışığında bir gelişim taslağı deneyecek olursak 3 ; [A] Türetimsel kök "küçük, ufak, genç" anlamına gelen Ana Türkçe *çōl' kökü idi. [B] Zaman içerisinde söz konusu varsayımsal kökün iki farklı ses varyantı ortaya çıkmıştır: *çōş 4 ve çōr (ya da çōŕ?). [C] Daha sonraki aşamada *ç-ş > *ç-ç benzeşmesi 5 sonucu *çōç varyantı ortaya çıkmıştır. Bu biçim, bugün Anadolu ağızlarında çoçet- ~ çoçka- ~ çoçli- 3 4 5 Özel evrelerle ilgili yorumlar için aşağı bkz. Verilerin sigmatizm (* l' > ş) ve lambdaizm (*ŕ > z) açısından yorumlanma sorunu bu makale bağlamında önem taşımamaktadır. Yukarıda STTü. delik deşik ikilimesinde geçen deşik sözcüğünde bu tür bir benzeşme için aynı koşullar bulunmamaktaydı. 128

YENİDEN TÜRKÇE çocuk SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ ÜZERİNE Türkbilig, 2009/17: 124-132. (Artvin) "çocuk emeklemek, sürünmek, yürümeye çabalamak" (DS:1256) fiillerinde kendisini göstermektedir. [D] *çōç biçiminin kimi yansımalarında (örn. çoç, çoş, çuç, çuş) iki ince ünsüz ortasındaki kalın ünlü, düzensiz bir şekilde incelmiştir AAğ. çöcük "enfant, fils" (Balkan ağz.) (Kakuk 1972: 204; Hazai 1960: 187, 218); AAğ. çüçük "meyve ve sebzelerin en küçüğü" (DS: 1024). 6 [E] *çōç kökününün türevlerinden biri olan çocuk, Anadolu ağızlarındaki çağa biçimi ile birleşmek suretiyle Anadolu ağızlarındaki bozulmuş çacuk biçiminin oluşmasına yol açmıştır. Şimdi, A ve B evreleri bazı ek açıklamaları gerektirmektedir: Ek [A]: *çōl' sözcüğündeki ünlü uzunluğu, Oğuz Türkçesindeki ünlüler arasındaki ünsüz ötümlüleşmesi kuralıyla anlaşılır: çocuk < *çōçuk (<*çōç < *çōş < *çōl'). Yeniden tasarlanmış * küçük, ufak, genç anlamı oldukça farklı anlamlara gelen birçok modern anlamla iyi bir şekilde uyuşmaktadır: örn. MKaşgarî çoçuk "emme yaşındaki domuz yavrusu" (DLT: 94); AAğ. çucuk "civciv" ~ cūçik "serçe" (yukarı bkz.); ÖzbTü. çoçag "penis (sadece çocuklar için)" (yukarı bkz.); TuvTü. şōlug "çok değil, gerçek değil" (TvR: 578) ~ şoluk (*şōluk değil?) "küçük, ufak" (TvR: 577). Ayrıca AAğ. coş "genç" (Ankara) (DS: 1003). Ek [B]: *çōş < *çōl' biçiminin ortaya çıkması sigmatizm yansıması şeklinde kolaylıkla açıklanabilir. Öte yandan *çōr (?*çōŕ) sözcüğünün ortaya çıkması ise belirsiz kalmaktadır. Acaba bu *çōr biçimi hissi bir varyasyonu mu yansıtmaktadır? Ne de olsa elimizde "küçük" anlamına gelen çor (< *çōr) ile ilgili örneklerimiz bulunmaktadır: krş. AAğ. çor çöp "ufak tefek çöp, kırıntı" (Amasya) (DS: 1271). Ayrıca krş. OsmTü. çor çop [!; = çöp?] "(ağaç) talaş, çalı" ve OsmTü. çordan çoptan [!; = çöpten?] olan ev "çalıdan çırpıdan yapılmış kulübe, ahşap kulübe / (İtalyanca) baracca di frasche e spine" (Men I: 1674). Yukarıda geçen Osmanlıca ibarenin hem biçim yapısı hem de İtalyanca çevirisi çor sözcüğünün yaklaşık olarak "dal, küçük dal, çer çöp" anlamını öne çıkarıyor. Muhtemelen Kıpçak Türkçesindeki çor "hastalık" ve çorlu "hasta" sözcükleri de bu söz ailesine aittir (bkz. Caferoğlu 1931: 42, 46). Bunun yanında söz konusu *çōr biçimi, çocuk sözcüğünü, Orhun Türkçesinde çoçuk şeklinde başka biçimbilgisel varyanta sahip olan çor-çur ünvanı 6 Aslına bakılırsa *çōl' sözcüğünün de ince biçimler türetmesi örn. OsmTü. çölpe zayıf, güçsüz (RWb III: 2044) ayrıca Ana Türkçe *l' ses biriminin ince sesletimine de işaret etmektedir. 129

Marek STACHOWSKI ile ilişkilendirmemize de imkân sağlamaktadır. Biz bu ünvana daha önceki bir çalışmamızda asli olarak "daha genç, ufaklık" anlamını atfetmiştik (St.: 85). Söz konusu kökün ses varyantlarının gelişimi aşağıdaki gibi görünmektedir: *çōl' [a] *çōş [b] *çōr [c] *çōç [d] *çūç [e] *çȫç [f] *çǖç [g] *çȫr [h] *çȫl [i] Kökün yansıma örnekleri: *çǖş [j] *çǖr [k] *çǖl [l] [a]aağ. çol çocux (Kars) "çoluk çocuk" (DS: 1271); OrhTü. çoluk "aile, çocuklar, hizmetçiler" (Ajdarov 1971: 365). [b] AAğ. çoşka (Adana, İçel) "domuz yavrusu" (DS: 1274). [c] KıpçTü. çor "hastalık" ~ çorlu "hasta" (Caferoğlu 1931: 42, 46); AAğ. çor çöp (Amasya) "ufak tefek çöp, kırıntı" (DS: 1271). [d] STTü. çocuk "çocuk"; AzTü. ve AAğ. çoçka (İzmir, Amasya) "bebek, çocuk" (DS: 1034); AAğ. çoçet- ~ çoçka- ~ çoçli- (Artvin) "çocuk emeklemek, sürünmek, yürümeye çabalamak" (DS: 1256). [e] AAğ. cūçik (Hakkâri) "serçe" (DS: 1023). [f] AAğ. çöçe (İstanbul) "kümes hayvanlarının yavrusu, civciv" (DS: 1023); çöçük (Isparta) "küçük çocuk" (ADM I : 162). [g] AAğ. çüçük (Afyonkarahisar) ~ çücük (İçel) "meyve ve sebzelerin en küçüğü" (DS: 1024) = cücük (Maraş, Niğde) "küçük, körpe" (DS: 1021) ~ (Sivas) "serçe" (DS: 1021) ~ (Gaziantep) "ufak boylu kuş" (AD II: 36) ~ (Burdur, Edirne) "tomurcuk" (DS: 1023) ~ (Denizli, İzmir) "filiz, çil" (DS: 1023) ~ (Ordu, Giresun) "meyve ve sebzelerin en küçüğü" (DS: 1023); cücü (Denizli, Sivas) "kısa boylu, cüce" ~ (Kars) "böcek" ~ (Sinop) "küçük cins darı" (DS: 1021); OsmTü. cüce (1603) "cüce, bodur" (MThP II: 103). 130

YENİDEN TÜRKÇE çocuk SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ ÜZERİNE Türkbilig, 2009/17: 124-132. [h] AAğ. çörü (Çorum, Maraş) ~ çörüş (Bolu) ~ çörüşük (Çorum) "hastalıklı, dertli, illetli" (DS: 1272). [i] OsmTü. çölpe "zayıf, güçsüz" (RWb III: 2044). [j] OsmTü. cüje (14. - 15. yy) "civciv, yavru" (TS: 780). [k] AAğ. cürük (İstanbul, Zonguldak) "kuş yavrusu" (DS: 1023). [l] AAğ. cülük (Uşak, Çorum, Adana, İçel) "kümes hayvanlarının yavrusu, civciv" (DS: 1023). Gerek 1985 yılındaki çalışmamızda gerekse eldeki çalışmamızda muhtemel bütün sözlüksel malzemeyi biraraya getiremememize ve yukarıdaki şemada yer alan kimi unsurların diğerlerine göre daha az kesin olmasına rağmen yine de toparladığımız malzeme ışığında birtakım problemleri ortaya koymamız mümkündür: Bazı gruplardaki yansımalar, diğer gruplardaki yansımalara göre daha az sıklıkta tanıklanmaktadır örn. [i], [j], [k], [l]. Bu durum, elimizdeki yetersiz sözcük varlığı, belli bir ses varyantının sınırlı coğrafi çeşitliliği ([k] ve [l] grupları) ya da bazı eklerin düşük üretimliliği ([i] grubu) gibi diğer nedenlerle mi açıklanmalıdır? *çōl' > *çōr değişimi ne dereceye kadar gerçekçidir? Anadolu ağızlarındaki çala (İstanbul) "bebek, çocuk" (DS: 1033) biçimi, Anadolu ağızlarında tanıklanan çağa "çocuk" sözcüğünün *çōl' sözcüğünün yansımalarından birisiyle karışmasından mı ortaya çıkmıştır? Ya da söz konusu çala sözcüğü "çocuk" anlamına gelen Türkçe bala sözcüğü ile mi karışmıştır? Türkçe belirli müştaklar ve bunların ses varyantlarıyla ilişkili coğrafi dil sınırlarını belirli bölgelerle belirlemek mümkün müdür? Yukarıda listelenen ses varyantları, acaba Türkçe çocuk sözcüğünün kökeninin Türkçe dışındaki bir dilde daha kolay bulunabileceğini mi akla getiriyor? Hiç şüphesiz bu sözcük ailesi dikkatimizi çekmeye devam edecektir ve muhtemelen gelecekte bir başka tartışmanın konusu olacaktır. Kaynaklar Ad. = Adamović 2008 St. = Stachowski 1985 AD = KOŞAY, H., O. AYDIN (1952), Anadilden Derlemeler, Ankara. ADM = Caferoğlu, A.(1940), Anadolu Dialektolojisi Üzerine Malzeme I, İstanbul. DKK = Ergin, M. (ed.) (1964), Dede Korkut Kitabı, Ankara. 131

Marek STACHOWSKI DLT = DANKOFF R., J. KELLY (ed.) (1985), Maĥmūd al-kāšγarī Compendium of the Turkic dialects (Dīwān Luγāt at-turk), vol. III, Cambridge (Mass.) 1985. DS = Türkiye de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü, (1968), vol. III, Ankara. GHP = YILDIZ, M. (1993), Ġazavat-ı Ħayreddén Paşa (MS 2639 Universitätsbibliothek İstanbul). Kommentierte Edition mit deutscher Zusammenfassung, Aachen. Hind. = HINDOGLU, A.(1838), Dictionnaire abrégé turc-français, Vienne. KRP = BASKAKOV N. A., S. M. SZAPSZAŁ, A. ZAJĄCZKOWSKI (1974), Karaimskorussko-pol'skij slovaŕ, Moskva. KW = PRÖHLE, W. (1909), "Karatschajisches Wörterverzeichnis", Keleti Szemle 10. Men. = MENINSKI à Mesgnien, F. (1680), Thesaurus Linguarum Orientalium Turcicae, Arabicae, Persicae, Viennæ 1680 [2 nd edition: ed. by M. Ölmez / S. Stachowski, İstanbul 2000]. MThP = MEGISER, H. (1603), Thesaurus polyglottus, Francofurti ad Moenum. RWb = RADLOFF, W. (1893), Versuch eines Wörterbuches der Türk-Dialecte, St. Petersburg. TS = Tarama Sözlüğü, (1965), vol. II, Ankara. TSU = NÉMETH, J. (1970), Die türkische Sprache in Ungarn im siebzehnten Jahrhundert, Budapest. TvR = TENISHEV, È. R. (1968), Tuvinsko-russkij slovaŕ, Moskva. UAT = JARRING, G. (1938), Uzbek texts from Afghan Turkestan, Lund Leipzig. ADAMOVIĆ, M. (2008) "Heisst türkisch çocuk wirklich Ferkel?", Türkbilig 15: 3-7 [and the Turkish translation: Türkçedeki çocuk sözü gerçekten domuz yavrusu mu demek? Türkbilig 15: 8-12]. AJDAROV, G. (1971), Jazyk orchonskich pamjatnikov drevnetjurkskoj piśmennosti VIII veka, Alma Ata. CAFEROĞLU, A. (ed.) (1931), Abû-Hayyân Kitâb al-idrâk li lisân al-atrâk, İstanbul. HAZAI, G. (1960), "Textes turcs du Rhodope", Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae 10: 185-229. KAKUK, S. (1972), "Le dialecte turc d Ohrid en Macédoine", Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae 26: 227-283. STACHOWSKI, M. (1985), "Türkisch çocuk Kind ", Ural-Altaische Jahrbücher/Ural- Altaic Yearbook 57: 79-88. 132