I. Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş



Benzer belgeler
AYI (Ursus arctos) SAYIMI

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

ANKARA KEÇİSİ. Yayılma Alanı : Ankara ili başta olmak üzere, İç Anadolu bölgesi ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illeri

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Rüzgar Enerji Santralleri ve Karasal Memeli Faunası

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

ANADOLU YABAN KOYUNU

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

ANKARA KECİSİNİN TANIMLAYICI ÖZELLİKLERİ. Prof. Dr. Okan ERTUĞRUL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Genetik Anabilim Dalı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

RAPOR KAZ DAĞLARI KOÇERO DERESİ ALABALIK ÖLÜMLERİ İLE İLGİLİ ALAN ÇALIŞMASI. Prof. Dr. Mustafa SARI.

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ


FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ


Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Yangın Gözetleme Kulelerinin Lokasyonlarının CBS Ortamında Görünürlük Analizi İle Değerlendirilmesi

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

* Bu dökümanın herhangi bir kısmı, ilgili kurumlardan izin alınmadan yayınlanamaz.

GENEL RODENT KONTROLÜ VE TARLA FARELERİ İLE MÜCADELE

BOZKIR IN YIRTICI (KARNİVOR) MEMELİLERİ

FAGACEAE. kürenin subtropik ve serin bölgelerinde ormanlar kuran 600 kadar türü vardır.

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

BALIKESİR İLİ BANDIRMA İLÇESİ SUNULLAH MAHALLESİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU 19M

Silivri Nüfus Bilgileri Yıl Toplam Kadın Erkek

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Biyolojik Çeşitlilik

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

Domates Yaprak Galeri Güvesi Tuta absoluta

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Kuş Gözlemciliği. Süleyman Ekşioğlu Kuş Araştırmaları Derneği

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür.

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

İHBAR

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

zeytinist

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

RES Projelerinin Değerlendirilmesinde Yer Seçiminin Önemi ve Dikkate Alınacak Ekolojik Parametreler

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

HARİTA OKUMA BİLGİSİ

ESKİŞEHİR İLİ DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI

TRABZON İLİ SÜRMENE İLÇESİ ÇAMBURNU YÖRESİNDE ÇIKAN ORMAN YANGINI HAKKINDA RAPOR

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

ORMAN YOLLARININ UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE PLANLANMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

Akın Pala,

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ

2229 Ayrıntılı Etkinlik Eğitim Programı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

DENEY HAYVANLARI ANATOMİSİ

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Büyük İklim Tipleri. Ata Yavuzer 9- A Coğrafya Performans Ödevi. Bu çalışma Bilgi ve İletişim Teknolojileri dersinde hazırlanmıştır.

CBS KULLANARAK KEMALPAŞA DAĞI'NDAKİ ORMAN YANGIN GÖZETLEME KULELERİNİN GÖRÜNÜRLÜK ANALİZLERİNİN YAPILMASI VE ALTERNATİF GÖZLEM NOKTALARININ SAPTANMASI

Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu

ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI BURSA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

MURADİYE Nüfus Erkek Kadın Toplam Gürpınar Oran %52 % Kaynak: Tüik

İlimizde Memelilerin Populasyon Durumları ve Tehdit Eden Faktörler. Yrd. Doç. Dr. Mustafa YAVUZ Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü

POPÜLASYON EKOLOJİSİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

Transkript:

243 Adıyaman-Kâhta İlçesi Civarı Ormanlarında Yaşayan Oklu Kirpi (Hystrix indica Kerr, 1792) nin ve Porsuk (Meles meles Linnaeus, 1758) un Ekolojisi ve Yayılışının Coğrafi Bilgi Sistemleri Yardımıyla Belirlenmesi Selçuk İNAÇ1*, Abdullah E. AKAY1, Hakan DEMİRBAĞ2 1 KSÜ Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü 46100 Kahramanmaraş 2 Adıyaman AGM-ORKÖY Şube Müdürlüğü ÖZET: Bu çalışmada, Türkiye de sayıları azalma eğiliminde olan Adıyaman yöresindeki oklu kirpi ve (Hystrix indica) ve porsuk (Meles meles) ların ekolojisinin yerel ölçekte yaşam alanlarına dayalı araştırılması ve türleri baskı altına tehdit unsurlarına yönelik çözümlerin önerilmesi amaçlanmıştır. Çalışma alanı olarak ayrılan bölgelerde, oklu kirpi (Hystrix indica) nin ve porsuk (Meles meles) un yaşam belirtileri doğrudan veya dolaylı gözlem teknikleriyle, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), (ArcGIS 9.2 programı) kullanılarak belirlenmiştir. Ayrıca istatistiksel analizlerde SPSS 15.0 programı kullanılmıştır. Sonuçlar, her iki tür arasında yaşam habitatı açısından istatistiksel olarak önemli farklar bulunmadığını göstermektedir. Sonuç olarak yöre insanlarına karşı, oklu kirpi (Hystrix indica) ve porsuk (Meles meles) türünün korunması için bazı koruyucu tedbirler önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Adıyaman-Kâhta, Oklu kirpi, Porsuk, Ekoloji, CBS Determine the Ecology and Distribution of Porcupines (Hystrix indica Kerr, 1792) and Badgers (Meles meles Linnaeus, 1758) Living in the Forest around Adıyaman-Kâhta District with the Help of Geographic Information System ABSTRACT: In this study, the investigation of the ecology of porcupines (Hystrix indica) and badgers (Meles meles) whose number has been decreased in Adıyaman Kahta district (Located in the southeastern of Turkey) on the basis of distribution of living habitat areas in local scale and there commendation of solution for threats factors which suppress the species were aimed. The life indication of porcupines (Hystrix indica) and badgers (Meles meles) obtained by direct and indirect observation technic methods in specific region in the study were determined by using Geographical Introduction Systems (GIS) (by using ArcGIS 9.2 software). Also the data obtained were statistically evaluated by using SPSS 15.0 software. The results indicated that there were no statistically significant differences between the species studied here in living habitat. Finally, some recommendations were given in order the protect porcupines (Hystrix indica) and badgers (Meles meles) against the people living around. Keywords: Adıyaman-Kahta, Porcupine, Badger, Ecology, GIS 1. GİRİŞ 2007 2010 yılları arasında yapılan bu çalışmada, Türkiye de sayıları azalma eğiliminde olan Adıyaman yöresindeki oklu kirpi(hystrix indica Kerr.) ve porsukların (Meles meles L.) ekolojileri incelenmiştir. Her iki türün yöredeki yayılışları; coğrafi bilgi sistemleri yardımı ile belirlenmiştir. Söz konusu türlerin var olabileceği alanlar hakkında gerekli incelemeler yapılıp çeşitli bilgiler toplanarak bir çalışma alanı belirlenmiştir. Dolayısıyla bu çalışma, önceden yapılan araştırma ve mülakatlar ile çalışma alanı olarak seçilen yerlerin civarında bulunan ormanlık alanlarda yaşadığı tespit edilen oklu kirpi ve porsukların ekolojik yaşamları hakkında çeşitli bilgiler vermek amacıyla yapılmıştır. Ayrıca çalışma, söz konusu türlerin yaşantısı, beslenmesi, yaşadığı ortamı, avı, ekonomik olarak katkıları vb. özellikleri araştırılmak sureti ile yapılan bir çalışma niteliği taşımaktadır. *Sorumlu Yazar: Selçuk İNAÇ, sinac@ksu.edu.tr Çalışma alanı; Adıyaman ın Kâhta İlçesi civarında yer alan ve yaban hayatı bakımından oldukça aktif durumdaki Adıyaman Kâhta ilçesi- Boğazözü Köyü sınırları içerisinde olup, Adıyaman ilinin kuzey doğusunda bulunmaktadır. Adıyaman şehir merkezine yaklaşık 25 km, Kâhta ya ise 20 km. uzaklıktadır. Çalışma sahasının seçiminde bölgedeki yaban hayatı baskısı ile beraber bu iki önemli türün varlığı ve tehdit faktörleri etkili olmuştur. Yapılan ön araştırmada çalışma alanı olarak seçilen yerde bugüne kadar, oklu kirpi (Hystrix indica) ve porsuk (Meles meles) üzerine herhangi bir çalışma yapılmadığı da görülmüştür. Ayrıca, bu türler için yerel ekolojilerinin coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak araştırıldığı ilk çalışmalardan olması da ayrı bir önem taşımaktadır. 1.1. Türlerin Özet Olarak Tanıtımı 1.1.1. Hint oklu kirpisi (Hystrix indica Kerr 1792) Oklu kirpigiller (Hystricidae), Eski Dünya oklu kirpileri olarak da bilinen Kemiriciler (Rodentia)

244 takımına ait bir familyadır. Dikenlerinden dolayı "kirpi" olarak adlandırılsalar da, asıl kirpigiller ile akrabalıkları yoktur. Familyanın Türkiye'de bulunan tek temsilcisi Hint oklu kirpisi diğer ismi ile Oklu kirpi (Hystrix indica) dir (Anonim 2009a). Boyları 55-60 cm. civarında olup kuyruk uzunluğu 10-12 cm. dir. 18-22 kg. kadar olurlar. Başları açık, diğer tarafları oldukça koyu boz veya kahverengidir. Boyunları kalın, kulaklar ve gözler küçüktür. Sırt, omuz ve ense kalın ve sivri ok gibi dikenlerle (3-8 mm. kalınlık ve 15-35 cm. boyunda) kaplıdır. Vücutlarının diğer kısımları ise sert kıllarla kaplıdır. Kuyrukları, 15-16 adet, 8-12 mm. kalınlıkta, uçları koyu renkli, içi boş dikenler taşır. Ön bacakları arka bacaklarına nazaran daha kısadır. Ayak izi küçük bir çocuk ayak izini anımsatır (Anonim 2008b). Genellikle yalnız yaşar. Gececildirler. Gündüzleri ininde ya da fundalıklar arasında gizlenerek dinlenirler. Çok su içerler ve iyi yüzerler. Tehlike anında oklarını kabartır, kuyruk dikenlerini birbirine çarparak hışırtılı bir ses çıkarırlar. Ortalama ömrü, 15-20 yıldır (Anonim 2008b). Yağışı az, insan ayağından uzak, Akdeniz ikliminin hâkim olduğu ıssız yamaçlarda yaşar. Meşelik, fundalık gibi bitki örtülerinin bulunduğu, bazı kaynaklara göre de su kanallarının civarındaki otluk ve sulak yerleri tercih ederler (Anonim 2009a).Dünya genelinde Afrika ve Asya'nın tropik ve subtropik bölgelerinde yaygınlardır (Anonim 2009a). Türkiye de oklu kirpiler daha çok İskenderun çevresinde, Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, İzmir de görülür. Bursa, Balıkesir, Kütahya ve Kocaeli nden de kayıtlar vardır (Anonim 2008b).Bu yaban hayvanı türleri nisan ayında çiftleşirler. Erkek ve dişi uzun süre birlikte kalır ve yuvalarında çiftleşirler. 60-70 gün (dokuz hafta) süren gebelikten sonra, dişi kendi yuvasında gözleri açık ve yumuşak dikenli 2-4 yavru doğurur. Erginleşmeleri 1 yılı bulur (Anonim 2008b).Üzüm, bağ-bahçe gibi tarım alanlarına zararlıdır. Ekonomik değeri yoktur. Bazı kesimler tarafından çok sevilerek yenilirler. Türkiye de avlanmaları yasaktır (Anonim 2008b). 1.1.2. Porsuk (Meles meles Linnaeus 1758) Porsukların boyu 60-90 cm., kuyruğu 1424cm., cidago yüksekliği (ön bacakların en tepe noktasından, yani sırtın ön tarafından yere kadar olan mesafe.) 30 cm., ağırlığı, yazın 5-6 kg., kışın ise 12-18 kg. kadardır. Arka kısmı öne nazaran daha dolgun olan tıknaz vücutlu ve kısa bacaklı bir hayvandır. Vücudunun üst kısmı uzun ve kaba yapılı kıllarla örtülüdür. Kısa ve ucu sivri olmayan bir kuyruğu vardır. Pençeleri beş parmaklıdır. Ön ayakların pençelerinin tırnakları, arka ayaktakilerin üç misli boydadır. Ön ayaklar arkadakilerden daha geniş ve güçlüdür. Arka bacakları arasında fena koku salan bezler vardır. Bu bezlerden koyu sarı renkli bir sıvı salgılarlar (Mol, 2006).Gelincik (Mustelanivalis) kadar yırtıcı olmayan porsuk, tırnaklarını sadece toprağı kazmakta kullanmayı tercih eder. Bu çekingen ve tedbirli hayvan, günün aydınlık saatlerini yerin altında kendine kazdığı yuvada geçirir. İni çoğu zaman ormanlık bir yamaçta toprağın içinde uzanan 90-100 delikli tünellerin sonundadır (Anonim 2008a).Yuvasından geceleri çıkarak beslenme ihtiyaçlarını bu şekilde giderirler (Anonim 2009c). Porsuklar, larva, pupa, ergin böcekler, solucan, salyangoz gibi küçük hayvanlar ile kurbağa, çeşitli sürüngenler, fareler, tavşanların yavruları gibi daha büyük hayvanları da avlarlar. Ayrıca yazın üzümsü bitkilerin meyvelerini, bağlardaki üzümleri, mısır tarlalarındaki taze mısırları yerler. Kökleri keser, kümeslere dadanarak önemli zararlar yaparlar. Yerde yuva yapan kuşların yumurtalarını da yerler (Mol 2006). Kötü kokmasına rağmen son derece temiz bir hayvandır. Yuvasında kullandığı ot ve yaprakları her gece dışarı çıkararak havalandırır. Sabah olmadan tekrar yuvaya taşır. Dışkılarını özel çukurlara yaparlar. Aile fertlerinden biri ölünce onu gömerek örterler (Anonim 2009b).Çayır ve tarlaların kenar kısımlarını çok severler. Bundan başka ağaçlık ve ormanlık yerleri de sevmekle birlikte sık meşçerelerin içinden ziyade açıklık kenarlarını tercih ederler. Ayrıca stepler, yarı stepler ve dağlık alanlarda da yaşarlar. Toprağı kazarak yuva yaparsa da en çok tilkilerin yuvalarına yerleşir ve kokusu dolayısıyla tilkileri yuvalarından kaçırır (Mol 2006).Dünya genelinde, Asya da Japonya dan Çin, Doğu Sibirya ve Orta Asya dan Kafkasya ya kadar yayılış gösterirler. Bundan başka Kuzey İskandinav ülkeleri; İzlanda, Korsika, Sardunya ve Sicilya adaları dışında tüm Avrupa da görülürler. Ülkemizde de hemen her bölgede yayılış gösteren porsuklar, bilhassa Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerimizde bulunmaktadır. Ayrıca Trakya dan Doğu Anadolu ya kadar sahillerde 2000 m. yüksekliklere kadar yayılış gösterirler (Mol 2006).Porsuklar genellikle ilkbahar ve yaz aylarında eşleşir. Birçok porsuk ailelerinin ağustos ve eylülde aynı ini paylaştıkları çok görülmüştür, fakat kış gelmeden ayrılırlar. Porsukların çiftleşme mevsimi temmuzdan kasım ortalarına kadar devam eder. Dişi 5 6 ay sonra yeraltı ininde 3 5 yavru dünyaya getirir (Anon., 2009b).Ülkemizde, porsuk zararlı bir hayvan olarak tanındığından acımasızca avlanır. Köpeklerle takip edilerek ininde kıstırılır. Yuvasına duman gönderilerek çıkmaya mecbur edilir (Anon., 2009b). 2. MATERYAL ve YÖNTEM Bu çalışmada literatür araştırmaları ve arazi çalışmaları olmak üzere iki yöntem uygulanmıştır. Çalışmanın ilk aşamasında, her iki tür için literatür taraması yapılmıştır. Arazi çalışmaları safhasında ise 2 yöntem uygulanmıştır. Bunlardan birincisi, oklu kirpi ve porsuğun saha çalışmaları esnasında canlı olarak görülmesine dayanan doğrudan gözlemlerdir. İkincisi, çalışma konusu türlerin yuvaları, barınakları, bıraktıkları ayak izleri, yenik izleri, kıl, dışkı, ok vb. emarelerinin çalışma arazisi üzerinde tespit edilmesine dayanan dolaylı gözlemlerdir. Dolaylı gözlem metodu kapsamında ayrıca yöreyi tanıyan kimselerle mülakatlar yapılarak türler

245 hakkında bilgiler edinilmiştir. Yöre insanları ile yapılan mülakatlar sonucunda çalışma alanında bu iki türün var olduğuna ancak varlıklarının da tehdit altında olduğuna dair ifadeler alınması neticesinde, alanın, bu türlere yönelik bir yaban hayatı çalışmasının yürütülebileceği potansiyel bir saha olduğu görülmüştür. Mülakat yapılan kimselere tez konusu türlerin tanınıp tanınmadığı, yayılışı, yaşam ortamları, gözlemler, beslenme alışkanlıkları, türleri baskı altına alan tehdit unsurları, bolluğu, alınabilecek önlemler, diğer hayvan varlığı, halkın geçim kaynakları ve sosyal durumu, alan üzerindeki ilgi grupları ve talepleri, evcil hayvan sayısı, su kaynaklarının miktarı ve dağılımı, avcılık, tarım, otlatma, habitat tahribatı ve kaynak yetersizliğine dair bazı sorular yöneltilerek bilgi ve düşüncüleri alınmıştır. Ayrıca çalışmanın arazi safhasında, türlere dair bulunan her türlü yaşam belirtisi (ayak izleri, kıl, dışkı vb. örnekler) in bulunduğu noktalar GPS kullanılarak koordinatlandırılmıştır. Doğrudan ve dolaylı gözlemler neticesinde elde edilen koordinat verileri büro çalışmaları esnasında ArcGIS9.2 programında haritalar üzerine işlenmiş ve bu sayede türün çalışma sahasındaki yayılışı ve habitat tercihleri ile ilgili görsel yorumlamalar elde edilmiştir. Bunun yanı sıra SPSS 15.0 programı kullanılmak sureti ile bu iki türe yönelik ekolojik bilgiler üzerine istatistiki bilgiler elde edilmiştir. kahverengi orman toprakları cinsleri görülmekle birlikte kısmen kireçli toprakları da mevcuttur (Demirbag 2010). Ayrıca çalışma alanının iklimsel özellikleri, konum olarak kuzeyde bulunduğundan, yazları kurak ancak özellikle geceleri serin ve kışları ise yağışlı, sert ve oldukça soğuktur. Yaklaşık 2 yıllık arazi araştırmaları neticesinde genel olarak en çok yağışın kış dönemlerinde görüldüğü tespit edilmiştir (Demirbag 2010). 3. BULGULAR ve TARTIŞMA Oklu kirpilerin mağaralar ve kayalıklardaki inlerde yuvalandıkları, yaz mevsiminde vejetasyondan da yararlanarak gizlendikleri, kış aylarında ise mağaraları kullanmayı tercih ettikleri ifade edilmiştir. Porsukların ise genellikle kazmış oldukları çukur veya inlerde barındıklarını belirtilmiştir. Oklu kirpilerin genellikle sulu dere yatak ve yamaçlarına yakın yerlerde bulunan tarlalarda çeşitli tahribatlara yol açmakta olduğu ve bu bakımdan özellikle köylüleri çok rahatsız ve mağdur ettikleri, yöre sakinlerden öğrenilen bilgiler neticesinde tespit edilmiştir (Demirbag 2010). 3.1. Çalışma Alanının Tanıtımı Tez konusu çalışma alanı, merkeze bağlı Boğazözü Köyü sınırları içerisinde ve Ganikürk adı verilen mevkide bulunmaktadır. Araştırma alanı, Adıyaman ilinin kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Alan, Adıyaman şehir merkezine yaklaşık 25 km. kadar uzaklıktadır. Kâhta nın ise kuşbakışı mesafe ile yaklaşık 20 km. uzağında ve kuzeybatısında yer almaktadır (Demirbag 2010).Adıyaman ın kuzey kısmındaki dağlık bölgede kalan çalışma sahası yer yer çalılıklarla birlikte genel itibarla meşelik alanlar içerisinde yer almaktadır. Çalışma alanı büyüklüğünün, yapılan bilgisayar çalışmaları sonucu ArcGIS9.2 yardımı ile yaklaşık olarak 1200 ha. yani 12 km² olduğu tespit edilmiştir. Bu büyüklük, çalışma alanı kapsamında yaban hayatı çalışmaları açısından doğal sınır kabul edilen yerlerden ve arazinin etrafını kuşatmış olan dağların tepe noktalarından alınmış olan koordinatlar neticesinde oluşturulmuş ve çalışma sahası sınırları da buna göre ortaya çıkmıştır (Demirbag 2010). Çalışma sahası kapsamında, kartal, puhu, doğan, şahin ve baykuş, keklik gibi kuş türleri yanında tavşan, tilki, çakal, sincap, yılan türleri, yaban keçisi, yaban domuzu, kurt, sırtlan gibi memeli yaban hayvanları barınmaktadır. Ayrıca araştırma konusu olan oklu kirpi (Hystrix indica) ve porsuk (Meles meles) larında bulunduğu, türlerin bırakmış olduğu iz ve belirtilerden anlaşılmaktadır (Demirbag 2010). Çalışma alanındaki toprak yapısını, genel itibari ile killi yapıda ve yer yer kalın ve ince strüktürlü, ayrıca dere kenarlarına yakın yerlerde ise kısmen kumlu olan topraklar teşkil etmektedir. Genel olarak kahverengi topraklar ve 3.2. Mülakatlar Geçim kaynaklarının büyük oranda tarım ve kısmen de küçükbaş hayvancılığı oluğunu belirten yöre halkı oklu kirpi ve porsuk türlerinin her ikisini de büyük ölçüde tanımakla birlikte oklu kirpiler daha yaygın şekilde bilinmektedir. Yöre civarında halk dilinde porsuklar, kurbaşk ve oklu kirpiler ise siğor olarak adlandırılmaktadır. Halk arasında evcil hayvanlara ve insanlara saldırdıklarına dair herhangi bir ifade kaydedilmemiştir. Alınan bilgilere göre porsukların, domuz gibi toprağı kazdığı ve özellikle oklu kirpilerin bahçelere girip köylülerin ekmiş olduğu mısır, domates, biber, patlıcan ve karpuz (önemli derecede) gibi yiyeceklerle beslenip civar alanlardaki bu gibi bahçe bitkilerinde aşırı tahribata yol açtıkları bilgilerine ulaşılmıştır(demirbag 2010). Bazı köylüler, porsuk ve oklu kirpilerin, beslenme ihtiyaçlarını, kendilerine ait olan tarlalarda yetiştirdikleri bahçe bitkilerinden sağladıkları ve bu nedenle bu alanlarda, aşırı tahribata ve dolayısı ile maddi zarara yol açmalarından dolayı bu hayvanlara karşı özel önlemler aldıklarını belirtmektedirler. Bunun için porsuk ve oklu kirpileri yakalama amaçlı çeşitli tuzaklar kurma yoluna gittiklerini ve onları arazilerinden uzaklaştırmak için öldürme amaçlı tuzaklar kurma mecburiyetinde kaldıklarını belirtmektedirler. Yapılan farklı bir mülakatta porsukların, yakalanması çok zor olan bir hayvan olduğunu belirtilmiş bu bakımdan avının fazla yapılamamakta ve tuzaklarla da çok fazla yakalanamamakta olduğu da elde edilen bilgiler arasındadır (Demirbag 2010). Porsukların avlanmasının oldukça zor olduğunu belirten yöre halkı oklu kirpilerin ise zaman zaman köy civarlarında göçebe hayatı süren insan gruplarının konuşlandığı ve bu insanların bu alanlarda bulunan oklu kirpileri, etinden faydalanmak için avladıklarını ifade etmişlerdir. Oklu kirpi etinin ekşimsi

246 ancak oldukça lezzetli bir tada sahip olduğunu belirtmişlerdir. Önceki yıllarda oklu kirpilere ve onun bıraktığı en önemli belirti olan oklarına daha fazla rastladıklarını belirten köylüler, şimdilerde ise oklu kirpilerin daha az rastlanır olduklarını belirtmişlerdir. Bunu da etinin yenmesi nedeni ile çok avlanmasına bağlamaktadırlar. Ayrıca yöre insanının inanışına göre oklu kirpi etinin bazı ağrıları da iyileştirdiği belirtilmektedir (Demirbag 2010). 3.3. Türlere Ait Ayak İzi, Dışkı, Barınak ve Diğer Belirtilerin Keşif Çalışmaları Daha çok oklu kirpilerin belirtilerine özellikle dışkı ve oklarına rastlanmıştır. Porsukların ise kazarak açmış oldukları bazı barınaklar tespit edilmiştir. Dışkıların tespitinde literatür bilgilerinden yararlanmanın yanı sıra, şekil, renk, boyut ve dışkının bulunduğu ortam dikkate alınarak teşhis yapılmıştır (Demirbag 2010). Oklu kirpilerin kimi zaman oldukça sarp kimi zamansa çok eğimli olmayan alanlardaki mağaraları barınak olarak kullandığı tespit edilmiştir. Kullandıkları bu mağaraların giriş kısımlarındaki kayalarda oklu kirpilerin tırmanırken bırakmış olduğu tırnak izleri de tespit edilmiştir. Ayrıca oklu kirpinin buralarda yaşadığına dair birçok belirtinin bulunduğu in veya mağaraların özellikle çalışma sahası içerisinden akan dereye yakın yerlerde bulunduğu gözlemlenmiştir (Demirbag 2010). Porsukların oklu kirpilere oranla daha az bulunan izleri daha az eğimli ve yumuşak topraklarda tespit edilmiştir. Ancak porsuklarında tıpkı oklu kirpiler gibi su kenarlarına sıkça geldikleri saha içerisinde bulunan dere kenarlarındaki ayak izlerinden anlaşılmıştır. Çalışma alanı kapsamında porsukların ayak izleri tespit edilmekle birlikte daha çok barınak olarak kullandıkları yuvalara rastlanmıştır. Yuvalarını toprak kısımlarda delik açmak suretiyle daha çok meyilli arazilerde inler şeklinde yaptıkları tespit edilmiştir (Demirbag 2010). 3.4. Türleri Görüntüleme Amaçlı Gece Çalışmaları 28 Temmuz 2008 tarihinde gece çalışması esnasında Ganikürk Mevkiinde barınağı etrafında görülen ergin bir oklu kirpi, çoban köpeğinin saldırısına uğramıştır. Bazı göçebe insan toplulukları tarafından da eti yenmek üzere bu şekilde avlandığı öğrenilen oklu kirpi kendisinden daha hızlı, güçlü ve atik olan çoban köpeğinin saldırısı neticesinde boyun kısmından aldığı ısırık nedeni ile ölmüştür. Saldırı anında oklu kirpilerin, oklarını kabartarak bir savunma içgüdüsüyle köpeği korkutmaya çalıştığı gözlemlenmiştir (Demirbag 2010). Çalışma alanında oklu kirpiye ait vücut ölçüleri; Boyu: 57 cm Kuyruk uzunluğu: 10 cm Ok uzunluğu ve kalınlığı: 17-32 cm uzunlukta ve 3-6 mm kalınlıkta Ağırlık: 20 kg Literatür bilgilerinde verilen oklu kirpi ye ait vücut ölçüleri; Boyu: 55-60 cm. arasında değişen uzunlukta Kuyruk uzunluğu: 10-12 cm arasında değişen uzunlukta Ok uzunluğu ve kalınlığı: 15-35 cm uzunlukta ve 3-8 mm kalınlıkta Ağırlık: 18-22 kg arasında değişen ağırlıkta 11 Mayıs 2009 tarihinde, Adıyaman Orman İşletme Müdürlüğü Orman Toplu Koruma Ekibinde görevli muhafaza memurlarından alınan bir ihbar üzerine çalışma alanına yakın civardaki Kuyucak Köyü ne giden yol kenarında araba çarpması sonucu öldüğü anlaşılan ergin ve yavru olmak üzere iki adet porsuğa rastlanmış ve görüntüleri kaydedilmiştir (Demirbag, 2010). Çalışmalar sırasında ölü olarak bulunan ergin porsuğa ait vücut ölçüleri; Boyu: 76 cm Kuyruk uzunluğu: 18 cm Cidago yüksekliği: 26 cm Ağırlık: 16 kg Literatür bilgilerinde verilen porsuğa ait vücut ölçüleri; Boyu: 60-90 cm arasında değişen uzunlukta, Kuyruk uzunluğu: 14-24 cm arasında değişen uzunlukta Cidago yüksekliği: 30 cm Ağırlık: 12-18 kg arasında değişen ağırlıkta 3.5. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Veri Tabanı 3.5.1. Sayısal Yükseklik Modeli Yapılan çalışmalara göre oklu kirpilerin çalışma alanının yükseklik değerleri itibarıyla 1252 m. ile 685 m. yüksekliklerde yayılış gösterdiği ve daha çok çalışma sahası kapsamında minimum yükseklik değerlerinin olduğu bölümlerde yoğunlaştıkları anlaşılmaktadır (Demirbag 2010). Porsukların ise yine 1252 m. ile 685 m. arasında değişen yükseklik değerlerine sahip olan çalışma alanı itibarıyla daha çok minimum yükseklik değerlerine yakın (sarı ve kızıl renkli bölgeler) bölümlerde yayılış gösterdikleri anlaşılmaktadır (Demirbag, 2010).Ayrıntılı bilgiler elde edilmek için alansal olarak belli yükseklik sınıflarına ayrılmış olarak elde edilen yükseklik haritası verilerine göre oklu kirpi ve porsukların daha çok hangi yükseklik değerlerinde yaşadığı tespit edilmiştir (Demirbag 2010). Buna göre oklu kirpilerin, çalışma sahasının % 9 luk kısmını kapsayan 700-800 m. ile % 39.3 lük kısmını kapsayan 800-900 m. yükseklikleri arasında yoğun olarak görüldüğü tespit edilmiştir. Ayrıca bazı yaşam belirtilerinin ise sahanın % 41.8 lik kısmını kapsayan 900-1000 m. yükseklik sınıfında bulunduğu anlaşılmaktadır (Demirbag 2010). Porsukların ise en fazla, çalışma sahasının % 39.3 lük kısmını kapsayan 800-900 m. yükseklik sınıfında görüldüğü tespit edilmiştir. Ayrıca bazı yaşam belirtilerinin de yine sahanın % 41,8 lik kısmını kapsayan 900 1000 m. yükseklik sınıfında bulunduğu anlaşılmaktadır (Şekil 1) (Demirbag, 2010).

247 Şekil 1. Oklu kirpi ve porsuk yaşam belirtileri ile çakıştırılmış olan yükseklik değerlerinin alansal olarak sınıflandırıldığı yükseklik haritaları. 3.5.2. Eğim Haritası Oklu kirpilerin, çalışma sahasının % 14 lük kısmını kapsayan orta (% 50-75) sınıf eğim grubunda yoğunlaştığı görülmektedir. Bundan başka, oklu kirpilere ait bazı belirtilerin ise sahanın % 2 lik orandaki az bir kısmını kapsayan % 100 ve üzeri, çok yüksek eğim grubu içerisinde kaldığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla oklu kirpilerin, yaşam ortamı olarak genellikle sarp ve yüksek eğimli yapıya sahip arazileri sevdiği anlaşılmaktadır. Porsukların ise genellikle, çalışma sahasının % 47 sini kapsayan çok düşük (%0-25) eğim sınıfı ile % 33 ünü kapsayan düşük (%25-50) eğim sınıfları arasında yayılış gösterdiği tespit edilmiştir. Ancak az da olsa bazı belirtilerin yüksek eğim sınıflarında bulunan arazilerde bulunduğu anlaşılmaktadır(şekil 2). Şekil 2. Oklu kirpi ve porsuk yaşam belirtileri ile çakıştırılmış olan eğim haritaları. 3.5.3. Bakı Haritası Oklu kirpilerin güney (G), güneydoğu (GD) ve güneybatı (GB) bakılarında yoğunlukla görüldüğü tespit edilmiştir. Az sayıdaki bazı belirtilerin ise kuzey (K) bakı bölümlerinde görüldüğü de anlaşılmaktadır (Demirbag, 2010). Porsukların ise genellikle tüm bakılara uğradığı ancak özellikle güney (G) ve güneydoğu (GD) bakılarında veya bu bakıların uç kısımlarında daha fazla yoğunlaştığı anlaşılmaktadır (Şekil 3) (Demirbag, 2010).

248 Şekil 3. Oklu kirpi ve porsuk yaşam belirtileri ile çakıştırılmış olan bakı haritaları. 3.5.4. Türlerin Habitat Tercihi Değerlendirmesi Porsuk ve oklu kirpilerin saha içerisinde Mazı meşesi (Quercus infectoria Oliv. subsp. Boissieri (Reuter) O. Schwarz ve kermes meşe (Quercus coccifera L.) türü ile kaplı arazileri yaşam ortamı (habitat) olarak tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Tarımsal alanlarda görülen yaşam belirtilerinden ise türlerin bu alanlardan ihtiyaçlarını giderme amaçlı faydalanmaların söz konusu olduğu söylenebilir (Şekil4 ). Şekil 4. Oklu kirpilerin ve porsukların yaşam belirtileri ile çakıştırılmış olan çalışma alanını kapsayan Adıyaman serisi meşçere (amenajman) haritaları. 3.5.5. İstatistik Analizi SPSS 15.0 istatistik programı yardımı ile tekyönlü varyans analizi yöntemi uygulanarak belirtiler ile yükseklik ve eğim sınıfları arasında istatistiksel bir ilişkinin varlığı araştırılmıştır. Buna göre oklu kirpi ve porsuklar arasında yükseklik ve eğim olarak istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişkinin olduğu anlaşılmıştır(p < 0,001) (Tablo 1, 2) (Demirbag 2010). Analizler neticesinde, oklu kirpiler açısından ortalama yükseklik değeri 849,97 m. olarak bulunmuştur. Ortalama yükseklik değeri porsuklarda da 841,36 m. ile oklu kirpilere yakın yükseklik değerlerinde olduğu tespit edilmiştir. Buna göre oklu kirpilerle porsukların yayılış alanlarının birbirlerine çok yakın yüksekliklerde bulunduğu görülmektedir (Demirbag 2010).

249 Tablo 1, 2. Porsuk ve oklu kirpiler arasındaki % 95 güven aralığındaki yükseklik ve eğim ilişkilerini gösteren istatistik veriler. Yine oklu kirpi ve porsuk belirtilerinin eğim değerlerine ait genel istatistikler neticesinde oklu kirpilerin ortalama eğim olarak % 61,58 ile yüksek bir eğim değerinde oldukları bulunmuştur. Porsukların ise ortalama eğim değeri % 37,85 olarak belirlenmiştir. Buna göre oklu kirpilerin porsuklara göre yaşam ortamı olarak oldukça sarp, meyilli arazi koşullarını yeğledikleri anlaşılmaktadır (Demirbag, 2010). 4. SONUÇ Çalışma sahası kapsamında oklu kirpilerin, yükseklik olarak yoğunlukla 700-900 m. seviyelerindeki alanları ve eğim olarak ise en çok %50-75 arası arazileri tercih ettikleri anlaşılmıştır. Buna göre oklu kirpilerin, habitat olarak genellikle fazla yüksek rakıma sahip olmayan, sarp ve fazlaca eğimli yapıya sahip arazileri sevdiği anlaşılmaktadır. Porsukların ise yükseklik olarak oklu kirpilere benzer şekilde 800 900 m. yükseklik seviyelerindeki alanları ve eğim olarak ise oklu kirpilerin aksine %0 50 arasında değişiklik gösteren ve genellikle eğimi az olan yerleri tercih ettikleri anlaşılmıştır. Buna göre porsuklar habitat olarak fazla eğim ve yüksekliğe sahip olmayan arazi yapılarını tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Nitekim arazi gezilerinden de bu sonuçları doğrulayıcı veri ve bulgular elde edilmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki; oklu kirpi ve porsukların dağılımlarının yalnızca çalışma alanı ile sınırlı olmadığı ve daha geniş yayılış gösterdikleri belirlenmiştir. Arazi gezileri sırasında oklu kirpi ve porsuklara ait elde edilen bazı belirtilerin dere kenarlarında bulunması onların su ihtiyaçlarını gidermek üzere bu alanlara geldiğini kanıtlar niteliktedir. Haritalardan da anlaşılacağı üzere koordinatların daha çok çalışma sahasındaki Halya Deresi civarında yoğunlaşması bu durumun en önemli göstergelerindendir. Ayrıca porsuk ve oklu kirpilerin saha içerisinde Mazı meşesi (Quercus infectoria Oliv. subsp. boissieri (Reuter) O. Schwarz ve kermes meşe (Quercus coccifera L.) türü ile kaplı arazileri habitat olarak tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Yaptığımız çalışmalar neticesinde elde edilen bilgilere göre oklu kirpilerle porsukların yayılış alanlarının birbirlerine çok yakın yüksekliklerde bulunduğu ve oklu kirpi ile porsuk türleri birbirlerinin habitatını kullandığı anlaşılmıştır. Yani bu durumda çalışma sahasında türler arası bir rekabetin söz konusu olduğu sonucu çıkarılabilmektedir. Bu rekabette, oklu kirpilerden daha hızlı ve atik olan porsukların çalışma alanı kapsamında yakalanma riskinin daha az olduğu tespitlerine dayanılarak, daha şanslı durumda oldukları söylenebilir. Özellikle oklu kirpilerin yöredeki tarlaları gıda ihtiyaçlarını giderme amaçlı ziyaret edişleri ve ürünlere zarar vermelerinden ötürü köylülerin bu türe karşı bakış açılarının negatif yönde olduğu anlaşılmıştır. Mahsullerinin zarara uğramasını istemeyen yöre insanları bu nedenle oklu kirpiler üzerinde ya tuzaklarla yakalama ya avlama ya da türün barınaklarını bozarak onların yaşama olanaklarını kısıtlama gibi eylemler gerçekleştirmektedirler. Bu nedenle de bu alanlarda yayılış gösteren türlerin nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalacak derecelere gelmiştir. Yöre insanlarının yanı sıra oklu kirpilerin nesli açısından en büyük tehlike, göçebe insan topluluklarının bu yabani hayvanı avlayarak onun etinden yararlanmasıdır. Oklu kirpinin yaşam alanları ve barınaklarını sürekli olarak takibe alan bu insanlar adeta haftalık et ihtiyaçlarını bu türden karşılarcasına bu hayvanı devamlı suretle avlamakta oldukları görülmüştür. Bu durum oklu kirpiler için büyük bir sorun oluşturmakta ve onların neslinin gerçek anlamda tükenmesine yol açacak potansiyel bir tehlike olmaktadır. Porsukların ise besin kaynaklarına ulaşma zorunluluğu nedeni ile otoyollar üzerinden geçişleri sırasında taşıtların çarpması onların ölümlerine neden olduğu tespitler arasındadır. Bu nedenle türün kullanabileceği bazı bölgelerde uyarı levhalarının yerleştirilmesi türün ölüm tehlikesini önleyici tedbirlerdendir. Oklu kirpi ve porsuk yaban hayvanları üzerine yapılan bu araştırmalar neticesinde anlaşılmıştır ki; yetkili kurum, kuruluş veya şahıslar tarafından vakit kaybedilmeden bu türlerin varlıklarının devamlılığına yönelik bir takım düzenleme ve iyileştirmeler yapılması gerekmektedir. Bunların en başında türler için potansiyel tehlike olan insanları bilinçlendirme faaliyetlerinde

250 bulunulmalıdır. Tüm toplumu ve özellikle de bu türleri adeta canavar gibi gören veya onları öldürmek suretiyle fayda sağlayan bir zihniyetin oluştuğu toplulukları türler hakkında gerek tanıtıcı ve bilinçlendirici seminerler düzenleyerek onları duyarlı hale getirmek ve gerekse de dergi, kitapçık veya broşürlerle bilgilendirme kampanyaları başlatılması gerekmektedir. Ayrıca bölgede bir avcılık kontrol merkezi kurularak belirli ve stratejik noktalarda gerek kurum personelleri ve gerekse de gönüllü vatandaşlarla işbirliği sağlanarak sürekli ve koordineli denetlemelerde bulunulmalıdır. Bu sayede, düşüncesiz ve acımasızca, tatminkârlık uğruna, plansız bir şekilde yapılan avlanmaların bir nebze de olsa önüne geçilmesi sağlanabilecektir. Ülkemizde, üzerinde pek fazla araştırma ve çalışma yapılmamış olan oklu kirpi ve porsuklar hakkında, ülkemiz ve hatta bölgelerimiz olarak yayılış, popülasyon durumu, yoğunluk, dağılım gibi ekolojik bilgilerin elde edilmesi, bu iki türün ülkemizdeki neslinin ne durumda olduğunun belirlenmesi ve böylelikle, çıkabilecek herhangi bir olumsuzluk durumunda ne gibi önlemler alınabileceğinin belirlenebilmesi açısından üzerinde önemle durulması gereken bir gerçektir. KAYNAKLAR Anonim, 2008a. http://www.hayvanansiklopedisi.com /Porsuklar.html, (Erişim Tarihi:13.01 2008). Anonim, 2008b. www.bydigi.net/memeliler/300992sixur-oklukirpigillerhystricidae.html, (Erişim Tarihi:15.12.2008). Anonim, 2009a. Vikipedi, http://tr.wikipedia.org/wiki/oklu_kirpigiller, (Erişim Tarihi:20.02.2009). Anonim, 2009b. http://www.turkiye-forum.org/porsukporsuk-hakkinda-porsuk-resimleri-bal-porsuklarit82058.html, (Erişim Tarihi:14.10.2009). Anonim, 2009c. www.tramem.org/memeliler/?fsx=2fsdl17@d&tur=o klukirpi, (Erişim Tarihi:12.12.2009). Demirbag, H. 2010. Adıyaman-Kâhta İlçesi Civarı Ormanlarında Yaşayan Oklu Kirpi (Hystrix indica Kerr, 1792) Nin Ve Porsuk (Meles Meles Linnaeus, 1758) Un Ekolojisi Ve Yayılışının Coğrafi Bilgi Sistemleri Yardımıyla Belirlenmesi. K.S.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Orman Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. Mol, T. 2006. Yaban Hayatı. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı. (İ.Ü.)4643-(O.F.) 489, ISBN 975 404 766-9, Sy. 1,2-270- 282, 283, 284.