Ortaöğretime geçişte yeni sistem Eylül 04, 2013-1:43:59 Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, temel eğitimden ortaöğretim geçişte uygulanacak yeni modele ilişkin düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Yapılan çalışmaların uzun yıllara dayandığını, kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri olduğunu belirten Avcı, kısa vadede merkezi sistemi kaldırdıklarını, okulu, sınıfı ön plana çıkaracaklarını kaydetti. Orta vadede ise çoktan seçmeli testler yerine açık uçlu klasik sınavlar yapmayı, klasik sınavlarla yerleştirmeyi planladıklarını anlatan Avcı, ''Uzun vadede de öğrencilerin ortaöğretim kurumlarına yerleştirilmesinde sadece eğitim öğretim sürecinin değil, onların sosyal, sanatsal, sportif etkinliklerinin değerlendirildiği, bu etkinliklerin yerleştirme sürecine katkı sağladığı yaklaşımı hayata geçirmeye çalışıyoruz'' diye konuştu. Avcı, şöyle devam etti: ''Sevgili çocuklar, 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak yerleştirme mantığı sayesinde okullara alternatif olarak çıkan kurumlara artık ihtiyaç duymaycaksınız. Sosyal, sanatsal, sportif etkinliklere daha fazla vakit ayıracaksınız. Ailenizle, arkadaşlarınızla daha çok vakit geçireceksiniz. 'Ya sınava giremezsem, ya hasta olursam' gibi endişeleri yaşamayacağınız bir yerleştirme sürecini oluşturuyoruz.'' ''Katılımcılık en geniş biçimde uygulandı'' Uygulamanın uzun yıllardır üzerinde çalışılan ve alt yapısının hazırlandığı bir düzenleme olduğunu ifade eden Avcı, bu yıl yaz aylarında düzenlemeye ilişkin çalışmalar yaptıklarını, ilgili taraflarla konuyu tartıştıklarını, çalıştaylar düzenlendiğini anlattı. Toplantılarda dile getirilen her öneriyi, görüşü ve eleştiriyi not ettiklerini, süzgeçten geçirdiklerini belirten Avcı, bütün tarafların katılımıyla uygulamanın oluşturulduğunu, katılımcılık ilkesinin en geniş biçimde uygulandığını vurguladı.
Uygulamaya yönelik yapılacak eleştirilerde sorumluluk içinde hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Avcı'nın konuşmasının ardından, çalışma sürecini içeren tanıtım filmi gösterildi ve geçiş sistemine ilişkin sunum yapıldı. ''Yeni hiçbir sınav getirmiyoruz'' Daha sonra tekrar konuşma yapan Bakan Avcı, çocukların ortaöğretim kurumlarına geçişlerinde tek bir sınava ve o sınav sonucuna bağlı olmasını ortadan kaldırdıklarını belirten, Seviye Belirleme Sınavı'nın senede bir kez yapıldığını, mazeretinin olmadığını, böylece çocukların bir koşturmacının, telaşın içine girdiğini anlattı. Yaptıkları düzenlemeyle, senede bir kere yapılan sınav yerine, yeni bir sınav getirmediklerinin altını çizen Avcı, şunları kaydetti: ''Yeni hiçbir sınav getirmiyoruz. Yaptığımız şudur; sene içerisinde zaten yapılmakta olan sınavlardan her dönemde birer tanesini, daha kontrollü bir biçimde yapmak. Çocuklarımız yine sınıflarında o yazılıya girecekler. Sorular yine müfredattan sorulacak. Sınav stresi yaşamayacaklar, yanlışlar doğruları götürmeyecek. Telafi mümkün olacak. Bu yazılı sınavları daha denetimli hale getiriyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda peyderpey, okullarımızda zaten yapılmakta olan bütün yazılı sınavları bu şekilde, kontrollü, güvenilir, objektif, çocuklarımızın, öğretmenlerimizin strese girmeden yapılan sınavlar haline getirmek istiyoruz.'' ''Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi'' Ortaöğretim 8. sınıflarda zaten yapılmakta yazılı sınavlardan birer tanesini daha denetimli, daha kontrollü, güvenilir hale getireceklerini belirten Avcı, şöyle devam etti: ''Dolayısıyla son günlerde bazı basın yayın organlarında iddia edildiği, abartıldığı gibi, 'Yok 36 sınav icat edildi. 12 sınav olacak. Bir sınav kalktı ama yerine 12 tane hatta 36 tane sınav geldi' gibi iddialar konuyu bilmeyenlerin sözleridir. Özü budur, özü zaten yapılmakta olan yazılı sınavları denetimli, güvenli hale getiriyoruz. Böylece çocuklarımızı tek bir sınav stresinden kurtarmaya çalışıyoruz.'' Konuşması esnasında Ece Ayhan'dan bir dizenin aklına geldiğini belirten Avcı, ''Başı biraz yanlış anlaşılmaya müsait olduğu için başını değil, sadece sonunu okuyabilirim. Bu sefer de 'Ece Ayhan şiirinin yarısını sansür etti, hoca' derler diye düşünüyorum ama bu açıklamadan sonra demezler. Ece Ayhan dediği gibi 'Efendiler, ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?' Sistemin özü budur, çocuklarımızı ve velilerimizi rahatlatmak'' diye konuştu. Daha önceki uygulamada ''çocukların yarış atına döndüğüne'' ilişkin şikayetlerin olduğunu belirten Avcı, bunun için de çocukların sınıfta öğrendiklerinin yazılılarla ölçüleceğini, yerleştirmede kullanılacağını söyledi. Çocuklara ''Lütfen bu yaptığımız düzenlemeyi büyüklerinize siz anlatın. Siz daha güzel anlatırsınız'' diye seslenen Avcı, yeni bir şeyin icat edilmediğini vurguladı. Bir gazetecinin yeni sistemle öğrencilerin sınav sonuçlarına göre sıralanıp sıralanmayacağını, bunun Türkiye genelinde yapılıp yapılmayacağını sorması üzerine Avcı, "Yerleştirme puanı esası olacak. Aldığınız notlar sonuçta yerleştirmede de esas teşkil edecek. Türkiye genelinde değerlendirilecek" diye konuştu. Bununla ilgili bazı illerde takviye yöntemleri geliştirdiklerini dile getiren Bakan Avcı, "Çocuklarımızın hepsinin olabildiğince aynı koşullarda yetişmesi için" dedi.
Sistemin bir bütün olduğunu, yeni düzenlemenin öğretmen atamalarında ve öğretmen atamalarının kontenjanlarının belirlenmesinde de etkili olacağını anlatan Avcı, aynı gazetecinin illere yapılacak takviye yöntemlerine ilişkin bilgi istemesi üzerine şunları söyledi: "8. sınıflarda 6 temel dersten okullarda zaten yapılmakta olan yazılılardan birer tanesini denetimli olarak yapmayı düşünüyoruz. Öğretmen branş atamalarını planlarken şunu özellikle, takviye derken onu kastediyorum, bu derslerin öğretmenlerini mümkün olduğu kadar eksik bırakmamaya çalışıyoruz. Özellikle bu ders öğretmenlerine daha çok kontenjan ayırıyoruz. Sadece branş bazında bu derslere öncelik tanımakla kalmıyoruz, aynı zamanda bu derslerin öğretmenlerinin eksik olduğu illere öncelik vermeye çalışıyoruz. Öyle illerimiz varki, diyelim orada matematik öğretmeninde ciddi bir açığımız var, bunu görüyoruz, o zaman alacağımız yeni matematik öğretmenlerimizi bu açığı olan illere doğru özellikle yönlendirmek istiyoruz. Dolayısıyla hem branş dağılımında hem illere dağılımda kontenjanları bu yeni uygulamayı da gözeterek yapmaya çalışıyoruz." Talebin fazla olduğu okullara öğrenci alımı Yeni sistemin özel okulları kapsayıp kapsamayacağının, özel okullara kendi sınavlarını yapma hakkının verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine Avcı, "Bu değerlendirmeler istiyoruz ki öylesine objektif, öylesine güvenilir olsun ki tüm eğitim kurumlarımız, özeller de dahil olmak üzere bunları kullanabilsinler" ifadelerini kullandı. Bakan Avcı'nın konuyla ilgili detaylı bilgi vermesi için söz verdiği Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Küçük ise şöyle konuştu: "Bilindiği gibi 2008'e kadar özel okullara kendi sınavlarını yapma hakkı veriliyordu. 2008'den sonra böyle bir uygulama yok. Özel okullarımız son 5 yıldır Bakanlığın yaptığı SBS sonuçlarına göre öğrenci alıyorlar. Bundan sonra da bu şekilde düşünülüyor. Ama son 5 yıldır Bakanlığın belirlediği 500'lük sistem içinde değil de kendileri ayrı bir puanlama usülü içinde yaptıkları değerlendirmeyle alıyorlardı. Ama ek bir sınav yapılmıyordu. Bu sistemde de ek bir sınav düşünülmüyor, verilmeyecek. Sadece Bakanlığın yaptığı ortak sınav sonuçlarına göre almak isterlerse ki bu yıl da öyle öğrenci aldılar, ona imkan tanınacak." "Nihai hedefimiz okullarımızda yapılan tüm sınavları güvenli hale getirmek" Uygulamanın ne zaman başlayacağının sorulması üzerine Avcı, şunları söyledi: "Bu yıl 8. sınıflarda uygulanacak. Önümüzdeki yıldan itibaren bu 7. ve 6. sınıflara da. Aslında nihai hedefimizi okullarımızda yapılan tüm sınavları güvenli hale getirmek. Güvenli hale getirmek ne demek? Notlar pohpohlanmazsa her okulda çok objektif kriterlerle bu notlar, değerlendirmeler yapılırsa o zaman çocuklarımız mezuniyet notlarıyla tartılırlar, ortaöğretime geçişi sağlayabilirler. Ama şimdi bunu, çok büyük bir kitleden bahsediyoruz, bir anda bütün sınavlarımızı bu sistemde yapabilme şansımız yok. Peyderpey bunu zaman içerisinde 8. sınıfta, 7. sınıfta, 6. sınıfta bütün derslerde bu şekilde denetimli olarak yapmayı düşünüyoruz. Belki o zaman bütün öğretmenlerimiz kendi sınıflarında sınavlarına girecekler, zaten öyle yapıyorlar. Bunu ne zaman yapabiliriz? Çocuklarımızın hepsine tabletleri dağıttığımız zaman, FATİH Projesi ile bir entegre, birbirini destekleyen süreçler, FATİH Projesi ile öğretmenlerimizin hepsine ve tüm çocuklarımıza tabletleri dağıttığımız zaman biz merkezden sorularımızı göndereceğiz, tabletlerde sorular görülecek, anında çocuklarımız tabletlerin üzerinde hem de açık uçlu olarak cevaplarını verecek, sonra tabletler üzerinden aldığımız sonuçları yine kimin, cevaplarını okuduğu bir düzenleme içerisinde öğretmenlerimize ulaştıracağız ve notlar fevkalade güvenilir, objektif notlar halinde olacak. Bu en az üç yıllık bir süreci öngörüyor." Eğitimin önemli ve dinamik bir süreç oluduğunu, buna göre de düzenlemelerini sürekli
güncelleştirdiklerini vurgulayan Avcı, bu düzenlemeleri 'Eğitim yazboz tahtasına döndü' gibi polemiklerin konusu yapmanın doğru olmadığını söyledi. Bakan Avcı, "Eğitim değişken, dinamik bir alan. Sürekli düzenlenmesi gereken bir alan" dedi. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almayan öğrenciler Merkezi değerlendirme kapsamındaki derslerden din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almayacak öğrencilere yönelik yapılacak uygulamaya yönelik soru üzerine Avcı, "Çok az sayıda bazı azınlık okullarında öğrencilerimiz bu dersi almıyorlar. Onlar için sosyal bilgiler dersinden alternatif sorularla onu da düzenleyebiliriz" yanıtını verdi. Başka bir gazetecinin bazı bölgelerde okulların hava şartları gibi çeşitli nedenlerle tatil edildiğini hatırlatarak müfredatın eşit düzeyde gitmesinin nasıl kontrol edileceğini sorması üzerine Bakan Avcı, bu düzenleme ile tüm okullarda müfredatın olabildiğince disiplin altına alınabilmesi ve eşzamanlı olarak yürütülmesinin amaçlandığını söyledi. Bunun yapılamadığı kış şartları veya başka nedenlerle sorun olan yerlerde ise telafi imkanını getirdiklerini dile getiren Avcı, şu açıklamalarda bulundu: "Bu aynı zamanda müfredat uygulamalarımızın da disiplin altına alınması anlamına geliyor. Biz sadece soruları merkezden gönderilen ve cevapları merkezde değerlendirilen yazılıları değil, diğer yazılıları da öğretmenlerimizin sınıflarda yapacakları yazılıları da denetim altına almayı amaçlıyoruz. Oralarda yapılacak değerlendirmeleri de tesadüfi örnekleme yöntemleriyle kontrol edeceğiz. Her okulda, özel olsun, devlet okulu olsun, verilen notlarla bizim merkezden gönderdiğimiz sorularla yapılan sınavlar arasında eğer çok büyük bir fark varsa orada bir sorun var demektir. Bizim merkezden soruları gönderip denetimli biçimde yaptığımız yazılı sınavlar aynı zamanda diğer yazılıların da kontrolü için de bir ölçü olarak değerlendirilebilecek. Biz sistemimizde hangi okulda, hangi sınavlarda not ortalaması kaç ve bunun bizim yaptığımız sınavlara oranı ne, bunu takip edebilme şansımız var. Takip edeceğiz, o sınavlar da kontrollü olacak. Dolayısıyla inşallah önümüzdeki yıllarda öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, velilerimiz, yöneticilerimiz artık kendi yaptıkları bütün sınavların güvenilir olmasının sağlamanın kriterlerini de öğrenmiş olacak. ''Meslek okullarını en üst klasmana taşımaya çalışıyoruz'' Avcı, ''Liseler arasında kalite farkını nasıl eşitlemeyi planlıyorsunuz?'' sorusu üzerine, liseler arasındaki farklılıkların olabileceğini, tüm eğitim kurumlarını aynı düzeyde buluşturmanın dünyanın hiçbir yerinde mümkün olmadığını söyledi, ''Bütün okullar aynı seviyede olacak'' ifadesinin mümkün olmadığını belirten Avcı, ''Bu mümkün değil diye bazı okularımızı birinci sınıf okul, diğer okulları da 'zorunlu kalınılırsa gidilebilecek ikinci, üçüncü sınıf okullar' gibi takdir etmek çok yanlıştır. Bu özellikle mesleki eğitim veren okullarımıza yönelik çok tahrip edici bir yanlış algıdır'' dedi. Meslek okullarının içinde de birinci sınıf eğitim veren okullar olduğunu aktaran Avcı, bu okulların kendi içinde de düzey farklılıklarının olduğunu söyledi. Meslek okulları da en üst klasmana taşımaya çalıştıklarını belirten Avcı, ''Her biri kendi alanının şampiyonudur. Bunların arasında da lig farkı yoktur. Hepsi birinci lig takımıdır. Meslek liselerimiz de, Anadolu liselerimiz de bizim okullarımız. Hepsinde çok iyi okullar var. Bunları kendi içlerinde değerlendirmek gerekir'' dedi. Önemli olanın öğretmen olduğunu vurgulayan Avcı, ''Bir öğretmen çok şeyi değiştirebilir. Adı çok iyi duyulmamış okullarda öyle öğretmenler var ki, öğrencileri başarıdan başarıya koşturuyorlar. Onun için
okulların doğru, yanlış şöhretleri sizi yanıltmasın, öğretmenlerimize güvenin'' diye konuştu. ''Kontenjan açığı mümkün olduğu kadar kalmayacak'' Sınavla öğrenci alan okullara ilişkin bir soru üzerine Avcı, şöyle konuştu: ''Senelerdir bu sınavlar yapılır. Bu sınavlara 1 milyona yakın öğrenci girer. Yaklaşık 300 bin, 400 bini, o zamanın kontenjanına göre, sınavla öğrenci alan okullara yerleşir, diğerleri ise diğer okullara yerleşir. Diğer okullara yerleşen öğrencilerin tümü Anadolu, fen liselerine yerleşemediği için değil, kendi tercihleri de zaten sınavsız öğrenci alan okullar olduğu için oralara yöneliyorlar. 'Sınavla öğrenci alan okullara öğrenciler yerleşti, diğerleri boşta kaldı', böyle bir kampanya yürütülüyor. Hayır, öyle bir şey yok.'' Organize sanayi bölgelerinde açılan meslek liselerinin en çok rağbet edilen okullar olduğuna dikkati çeken Avcı, meslek liseleri üzerinden bu tür polemikler yapılmasını yanlış bulduğunu ifade etti. Sınavla öğrenci alan okullardaki boş kontenjanlar konusuna değinen Avcı, ''Yerinden memnun olmayanlar da dahil olmak üzere, boş kontenjanların doldurulması için kayıtlar sürekli açık tutulacak. Kontenjanlar dolana kadar biz bu sistemi işleteceğiz. Dolayısıyla boş kontenjan konusunda endişe edilecek bir şey yok. Kontenjan açığı mümkün olduğu kadar kalmayacak. Kayıt sistemini sürekli güncelliyoruz'' diye konuştu. Ortaöğretime geçişte yeni sistem Eylül 04, 2013-1:43:59 Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, temel eğitimden ortaöğretim geçişte uygulanacak yeni modele ilişkin düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Yapılan çalışmaların uzun yıllara dayandığını, kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri olduğunu belirten Avcı, kısa vadede merkezi sistemi kaldırdıklarını, okulu, sınıfı ön plana çıkaracaklarını kaydetti. Orta vadede ise çoktan seçmeli testler yerine açık uçlu klasik sınavlar yapmayı, klasik sınavlarla
yerleştirmeyi planladıklarını anlatan Avcı, ''Uzun vadede de öğrencilerin ortaöğretim kurumlarına yerleştirilmesinde sadece eğitim öğretim sürecinin değil, onların sosyal, sanatsal, sportif etkinliklerinin değerlendirildiği, bu etkinliklerin yerleştirme sürecine katkı sağladığı yaklaşımı hayata geçirmeye çalışıyoruz'' diye konuştu. Avcı, şöyle devam etti: ''Sevgili çocuklar, 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak yerleştirme mantığı sayesinde okullara alternatif olarak çıkan kurumlara artık ihtiyaç duymaycaksınız. Sosyal, sanatsal, sportif etkinliklere daha fazla vakit ayıracaksınız. Ailenizle, arkadaşlarınızla daha çok vakit geçireceksiniz. 'Ya sınava giremezsem, ya hasta olursam' gibi endişeleri yaşamayacağınız bir yerleştirme sürecini oluşturuyoruz.'' ''Katılımcılık en geniş biçimde uygulandı'' Uygulamanın uzun yıllardır üzerinde çalışılan ve alt yapısının hazırlandığı bir düzenleme olduğunu ifade eden Avcı, bu yıl yaz aylarında düzenlemeye ilişkin çalışmalar yaptıklarını, ilgili taraflarla konuyu tartıştıklarını, çalıştaylar düzenlendiğini anlattı. Toplantılarda dile getirilen her öneriyi, görüşü ve eleştiriyi not ettiklerini, süzgeçten geçirdiklerini belirten Avcı, bütün tarafların katılımıyla uygulamanın oluşturulduğunu, katılımcılık ilkesinin en geniş biçimde uygulandığını vurguladı. Uygulamaya yönelik yapılacak eleştirilerde sorumluluk içinde hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Avcı'nın konuşmasının ardından, çalışma sürecini içeren tanıtım filmi gösterildi ve geçiş sistemine ilişkin sunum yapıldı. ''Yeni hiçbir sınav getirmiyoruz'' Daha sonra tekrar konuşma yapan Bakan Avcı, çocukların ortaöğretim kurumlarına geçişlerinde tek bir sınava ve o sınav sonucuna bağlı olmasını ortadan kaldırdıklarını belirten, Seviye Belirleme Sınavı'nın senede bir kez yapıldığını, mazeretinin olmadığını, böylece çocukların bir koşturmacının, telaşın içine girdiğini anlattı. Yaptıkları düzenlemeyle, senede bir kere yapılan sınav yerine, yeni bir sınav getirmediklerinin altını çizen Avcı, şunları kaydetti: ''Yeni hiçbir sınav getirmiyoruz. Yaptığımız şudur; sene içerisinde zaten yapılmakta olan sınavlardan her dönemde birer tanesini, daha kontrollü bir biçimde yapmak. Çocuklarımız yine sınıflarında o yazılıya girecekler. Sorular yine müfredattan sorulacak. Sınav stresi yaşamayacaklar, yanlışlar doğruları götürmeyecek. Telafi mümkün olacak. Bu yazılı sınavları daha denetimli hale getiriyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda peyderpey, okullarımızda zaten yapılmakta olan bütün yazılı sınavları bu şekilde, kontrollü, güvenilir, objektif, çocuklarımızın, öğretmenlerimizin strese girmeden yapılan sınavlar haline getirmek istiyoruz.'' ''Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi'' Ortaöğretim 8. sınıflarda zaten yapılmakta yazılı sınavlardan birer tanesini daha denetimli, daha kontrollü, güvenilir hale getireceklerini belirten Avcı, şöyle devam etti: ''Dolayısıyla son günlerde bazı basın yayın organlarında iddia edildiği, abartıldığı gibi, 'Yok 36 sınav icat edildi. 12 sınav olacak. Bir sınav kalktı ama yerine 12 tane hatta 36 tane sınav geldi' gibi iddialar konuyu bilmeyenlerin sözleridir. Özü budur, özü zaten yapılmakta olan yazılı sınavları denetimli,
güvenli hale getiriyoruz. Böylece çocuklarımızı tek bir sınav stresinden kurtarmaya çalışıyoruz.'' Konuşması esnasında Ece Ayhan'dan bir dizenin aklına geldiğini belirten Avcı, ''Başı biraz yanlış anlaşılmaya müsait olduğu için başını değil, sadece sonunu okuyabilirim. Bu sefer de 'Ece Ayhan şiirinin yarısını sansür etti, hoca' derler diye düşünüyorum ama bu açıklamadan sonra demezler. Ece Ayhan dediği gibi 'Efendiler, ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?' Sistemin özü budur, çocuklarımızı ve velilerimizi rahatlatmak'' diye konuştu. Daha önceki uygulamada ''çocukların yarış atına döndüğüne'' ilişkin şikayetlerin olduğunu belirten Avcı, bunun için de çocukların sınıfta öğrendiklerinin yazılılarla ölçüleceğini, yerleştirmede kullanılacağını söyledi. Çocuklara ''Lütfen bu yaptığımız düzenlemeyi büyüklerinize siz anlatın. Siz daha güzel anlatırsınız'' diye seslenen Avcı, yeni bir şeyin icat edilmediğini vurguladı. Bir gazetecinin yeni sistemle öğrencilerin sınav sonuçlarına göre sıralanıp sıralanmayacağını, bunun Türkiye genelinde yapılıp yapılmayacağını sorması üzerine Avcı, "Yerleştirme puanı esası olacak. Aldığınız notlar sonuçta yerleştirmede de esas teşkil edecek. Türkiye genelinde değerlendirilecek" diye konuştu. Bununla ilgili bazı illerde takviye yöntemleri geliştirdiklerini dile getiren Bakan Avcı, "Çocuklarımızın hepsinin olabildiğince aynı koşullarda yetişmesi için" dedi. Sistemin bir bütün olduğunu, yeni düzenlemenin öğretmen atamalarında ve öğretmen atamalarının kontenjanlarının belirlenmesinde de etkili olacağını anlatan Avcı, aynı gazetecinin illere yapılacak takviye yöntemlerine ilişkin bilgi istemesi üzerine şunları söyledi: "8. sınıflarda 6 temel dersten okullarda zaten yapılmakta olan yazılılardan birer tanesini denetimli olarak yapmayı düşünüyoruz. Öğretmen branş atamalarını planlarken şunu özellikle, takviye derken onu kastediyorum, bu derslerin öğretmenlerini mümkün olduğu kadar eksik bırakmamaya çalışıyoruz. Özellikle bu ders öğretmenlerine daha çok kontenjan ayırıyoruz. Sadece branş bazında bu derslere öncelik tanımakla kalmıyoruz, aynı zamanda bu derslerin öğretmenlerinin eksik olduğu illere öncelik vermeye çalışıyoruz. Öyle illerimiz varki, diyelim orada matematik öğretmeninde ciddi bir açığımız var, bunu görüyoruz, o zaman alacağımız yeni matematik öğretmenlerimizi bu açığı olan illere doğru özellikle yönlendirmek istiyoruz. Dolayısıyla hem branş dağılımında hem illere dağılımda kontenjanları bu yeni uygulamayı da gözeterek yapmaya çalışıyoruz." Talebin fazla olduğu okullara öğrenci alımı Yeni sistemin özel okulları kapsayıp kapsamayacağının, özel okullara kendi sınavlarını yapma hakkının verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine Avcı, "Bu değerlendirmeler istiyoruz ki öylesine objektif, öylesine güvenilir olsun ki tüm eğitim kurumlarımız, özeller de dahil olmak üzere bunları kullanabilsinler" ifadelerini kullandı. Bakan Avcı'nın konuyla ilgili detaylı bilgi vermesi için söz verdiği Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Küçük ise şöyle konuştu: "Bilindiği gibi 2008'e kadar özel okullara kendi sınavlarını yapma hakkı veriliyordu. 2008'den sonra böyle bir uygulama yok. Özel okullarımız son 5 yıldır Bakanlığın yaptığı SBS sonuçlarına göre öğrenci alıyorlar. Bundan sonra da bu şekilde düşünülüyor. Ama son 5 yıldır Bakanlığın belirlediği 500'lük sistem içinde değil de kendileri ayrı bir puanlama usülü içinde yaptıkları değerlendirmeyle alıyorlardı. Ama ek bir sınav yapılmıyordu. Bu sistemde de ek bir sınav düşünülmüyor, verilmeyecek. Sadece Bakanlığın yaptığı ortak sınav sonuçlarına göre almak isterlerse ki bu yıl da öyle öğrenci aldılar, ona
imkan tanınacak." "Nihai hedefimiz okullarımızda yapılan tüm sınavları güvenli hale getirmek" Uygulamanın ne zaman başlayacağının sorulması üzerine Avcı, şunları söyledi: "Bu yıl 8. sınıflarda uygulanacak. Önümüzdeki yıldan itibaren bu 7. ve 6. sınıflara da. Aslında nihai hedefimizi okullarımızda yapılan tüm sınavları güvenli hale getirmek. Güvenli hale getirmek ne demek? Notlar pohpohlanmazsa her okulda çok objektif kriterlerle bu notlar, değerlendirmeler yapılırsa o zaman çocuklarımız mezuniyet notlarıyla tartılırlar, ortaöğretime geçişi sağlayabilirler. Ama şimdi bunu, çok büyük bir kitleden bahsediyoruz, bir anda bütün sınavlarımızı bu sistemde yapabilme şansımız yok. Peyderpey bunu zaman içerisinde 8. sınıfta, 7. sınıfta, 6. sınıfta bütün derslerde bu şekilde denetimli olarak yapmayı düşünüyoruz. Belki o zaman bütün öğretmenlerimiz kendi sınıflarında sınavlarına girecekler, zaten öyle yapıyorlar. Bunu ne zaman yapabiliriz? Çocuklarımızın hepsine tabletleri dağıttığımız zaman, FATİH Projesi ile bir entegre, birbirini destekleyen süreçler, FATİH Projesi ile öğretmenlerimizin hepsine ve tüm çocuklarımıza tabletleri dağıttığımız zaman biz merkezden sorularımızı göndereceğiz, tabletlerde sorular görülecek, anında çocuklarımız tabletlerin üzerinde hem de açık uçlu olarak cevaplarını verecek, sonra tabletler üzerinden aldığımız sonuçları yine kimin, cevaplarını okuduğu bir düzenleme içerisinde öğretmenlerimize ulaştıracağız ve notlar fevkalade güvenilir, objektif notlar halinde olacak. Bu en az üç yıllık bir süreci öngörüyor." Eğitimin önemli ve dinamik bir süreç oluduğunu, buna göre de düzenlemelerini sürekli güncelleştirdiklerini vurgulayan Avcı, bu düzenlemeleri 'Eğitim yazboz tahtasına döndü' gibi polemiklerin konusu yapmanın doğru olmadığını söyledi. Bakan Avcı, "Eğitim değişken, dinamik bir alan. Sürekli düzenlenmesi gereken bir alan" dedi. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almayan öğrenciler Merkezi değerlendirme kapsamındaki derslerden din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almayacak öğrencilere yönelik yapılacak uygulamaya yönelik soru üzerine Avcı, "Çok az sayıda bazı azınlık okullarında öğrencilerimiz bu dersi almıyorlar. Onlar için sosyal bilgiler dersinden alternatif sorularla onu da düzenleyebiliriz" yanıtını verdi. Başka bir gazetecinin bazı bölgelerde okulların hava şartları gibi çeşitli nedenlerle tatil edildiğini hatırlatarak müfredatın eşit düzeyde gitmesinin nasıl kontrol edileceğini sorması üzerine Bakan Avcı, bu düzenleme ile tüm okullarda müfredatın olabildiğince disiplin altına alınabilmesi ve eşzamanlı olarak yürütülmesinin amaçlandığını söyledi. Bunun yapılamadığı kış şartları veya başka nedenlerle sorun olan yerlerde ise telafi imkanını getirdiklerini dile getiren Avcı, şu açıklamalarda bulundu: "Bu aynı zamanda müfredat uygulamalarımızın da disiplin altına alınması anlamına geliyor. Biz sadece soruları merkezden gönderilen ve cevapları merkezde değerlendirilen yazılıları değil, diğer yazılıları da öğretmenlerimizin sınıflarda yapacakları yazılıları da denetim altına almayı amaçlıyoruz. Oralarda yapılacak değerlendirmeleri de tesadüfi örnekleme yöntemleriyle kontrol edeceğiz. Her okulda, özel olsun, devlet okulu olsun, verilen notlarla bizim merkezden gönderdiğimiz sorularla yapılan sınavlar arasında eğer çok büyük bir fark varsa orada bir sorun var demektir. Bizim merkezden soruları gönderip denetimli biçimde yaptığımız yazılı sınavlar aynı zamanda diğer yazılıların da kontrolü için de bir ölçü olarak değerlendirilebilecek. Biz sistemimizde hangi okulda, hangi sınavlarda not ortalaması kaç ve bunun bizim yaptığımız sınavlara oranı ne, bunu takip edebilme şansımız var. Takip edeceğiz, o sınavlar da kontrollü olacak. Dolayısıyla inşallah önümüzdeki yıllarda öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, velilerimiz, yöneticilerimiz artık kendi yaptıkları bütün sınavların güvenilir olmasının sağlamanın
kriterlerini de öğrenmiş olacak. ''Meslek okullarını en üst klasmana taşımaya çalışıyoruz'' Avcı, ''Liseler arasında kalite farkını nasıl eşitlemeyi planlıyorsunuz?'' sorusu üzerine, liseler arasındaki farklılıkların olabileceğini, tüm eğitim kurumlarını aynı düzeyde buluşturmanın dünyanın hiçbir yerinde mümkün olmadığını söyledi, ''Bütün okullar aynı seviyede olacak'' ifadesinin mümkün olmadığını belirten Avcı, ''Bu mümkün değil diye bazı okularımızı birinci sınıf okul, diğer okulları da 'zorunlu kalınılırsa gidilebilecek ikinci, üçüncü sınıf okullar' gibi takdir etmek çok yanlıştır. Bu özellikle mesleki eğitim veren okullarımıza yönelik çok tahrip edici bir yanlış algıdır'' dedi. Meslek okullarının içinde de birinci sınıf eğitim veren okullar olduğunu aktaran Avcı, bu okulların kendi içinde de düzey farklılıklarının olduğunu söyledi. Meslek okulları da en üst klasmana taşımaya çalıştıklarını belirten Avcı, ''Her biri kendi alanının şampiyonudur. Bunların arasında da lig farkı yoktur. Hepsi birinci lig takımıdır. Meslek liselerimiz de, Anadolu liselerimiz de bizim okullarımız. Hepsinde çok iyi okullar var. Bunları kendi içlerinde değerlendirmek gerekir'' dedi. Önemli olanın öğretmen olduğunu vurgulayan Avcı, ''Bir öğretmen çok şeyi değiştirebilir. Adı çok iyi duyulmamış okullarda öyle öğretmenler var ki, öğrencileri başarıdan başarıya koşturuyorlar. Onun için okulların doğru, yanlış şöhretleri sizi yanıltmasın, öğretmenlerimize güvenin'' diye konuştu. ''Kontenjan açığı mümkün olduğu kadar kalmayacak'' Sınavla öğrenci alan okullara ilişkin bir soru üzerine Avcı, şöyle konuştu: ''Senelerdir bu sınavlar yapılır. Bu sınavlara 1 milyona yakın öğrenci girer. Yaklaşık 300 bin, 400 bini, o zamanın kontenjanına göre, sınavla öğrenci alan okullara yerleşir, diğerleri ise diğer okullara yerleşir. Diğer okullara yerleşen öğrencilerin tümü Anadolu, fen liselerine yerleşemediği için değil, kendi tercihleri de zaten sınavsız öğrenci alan okullar olduğu için oralara yöneliyorlar. 'Sınavla öğrenci alan okullara öğrenciler yerleşti, diğerleri boşta kaldı', böyle bir kampanya yürütülüyor. Hayır, öyle bir şey yok.'' Organize sanayi bölgelerinde açılan meslek liselerinin en çok rağbet edilen okullar olduğuna dikkati çeken Avcı, meslek liseleri üzerinden bu tür polemikler yapılmasını yanlış bulduğunu ifade etti. Sınavla öğrenci alan okullardaki boş kontenjanlar konusuna değinen Avcı, ''Yerinden memnun olmayanlar da dahil olmak üzere, boş kontenjanların doldurulması için kayıtlar sürekli açık tutulacak. Kontenjanlar dolana kadar biz bu sistemi işleteceğiz. Dolayısıyla boş kontenjan konusunda endişe edilecek bir şey yok. Kontenjan açığı mümkün olduğu kadar kalmayacak. Kayıt sistemini sürekli güncelliyoruz'' diye konuştu.