BEDİR SAVAŞI ÇERÇEVESİNDE BAZI MÜLAHAZALAR

Benzer belgeler
Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER

BEDİR SAVAŞI. Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI. Nedenleri. Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI. Nedenleri. Sonuçları. Kaynakça

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HUDEYBİYE İLE MEKKE NİN FETHİ ARASINDAKİ GELİŞMELER

Hz. Peygamber'in ilk muhatapları olan Mekkelilerle mücadelesini anlatan Kur'ân'da tam

Sayfa 1

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAVAŞLARDA KADIN

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Kadınların Savaş ve Sağlıkla İlgili Hizmetleri

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

Tahta kılıcın sırrı. İSLÂM TARİHİNDE CEMEL VE SIFFÎN savaşlarına yol açmış hadisatın

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

DiCLE ÜNiVERSiTESi 1 1 LTE 1. HAKEMli DERGi. CilT: X SAYI: 2. DiYARBAKlR 2008

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

5. Kureyş kabilesinin önde gelenlerinden olup İslâm a düşmanlığından dolayı peygamberimizin ''bilgisizlerin önderi'' dediği kişi kimdir?

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Kadın ve Yönetim Hakkı

KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

Hz. Muhammed'in hayatının tarihi kronolojisi

Cİ'RÂNE. Heyet. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Taliban Sözcüsü: Her ülke ile meşru yoldan diplomasi geliştiriyoruz

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

İslam Peygamber'i Barış ve Sulh Taraftarı İdi

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

SİYER DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

SEBEPLERİ VE SONUÇLARI AÇISINDAN HZ. PEYGAMBER İN SAVAŞLARI 1

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Gençlik Eğitim Programları DAVET

İslam Tarihi Kaynakçası

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

İşin Başı İslam, Direği Namaz, Zirvesi Cihaddır Perşembe, 17 Mayıs :08

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Ortaöğretim Ders Kitaplarında Siyer Anlatım Sorunları -9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Özelinde-

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

3- Hareketimizin; Ankara'da Musab bin Umeyr Derneği dışında hiçbir grup, dernek, cemaat ya da örgütle bir bağlantısı bulunmamaktadır.

MEDYA'DA YER ALAN HABERLERLE ALAKALI KURTUBA GENÇLİK HAREKETİ AÇIKLAMASI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Hz. Peygamber (s.a.v) in, hakkında ne güzel kul diye buyurduğu sahabî.

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

Ebü l-hasen Ali bin Ebi Talip el-kureyşi

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

Komisyon ÖABT DİN KÜLTÜRÜ TAMAMI ÇÖZÜMLÜ 15 DENEME ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarına aittir.

Siyer Mektebi Müfredatı IMAN ŞEHRI MEDINE. Medine Dönemi nde Mekke Müşrikleriyle İlişkiler. Prof. Dr. M. Ali KAPAR

8. TEBLİĞ HZ. PEYGAMBER İN DEVLET BAŞKANLIĞI

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

Dr. Mehmet Sürmeli tarafından yazıldı. Perşembe, 07 Ekim :45 - Son Güncelleme Perşembe, 21 Ekim :00

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

Yüce Allah benim hayrımı murâd eyleyince, gönlüme İslâm ın sevgisini doldurdu; hayrı şerri anlayacak hâle getirdi de kendi kendime şöyle düşündüm:

Hoşafçı, galiba aramızdaki ihtilafın, Allah tan başka hiç kimsenin adı önüne ya nida edatının konulmayacağıyla ilgili olduğunu zannetmektedir.

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

C) Mekke de Sakif kabilesi yaşamaktaydı. C) Varaka bin Nevfel. B) Livâ. A) Ramazan

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Transkript:

bilimname XVIII, 2010/1, 7-20 BEDİR SAVAŞI ÇERÇEVESİNDE BAZI MÜLAHAZALAR Mehmet AZİMLİ Doç. Dr., Dicle Ü. İlahiyat F. mazimli@hotmail.com Özet Bu çalışmamızda, Bedir Savaşı sırasında meydana geldiği söylenen bazı olayları tahlil etmek istiyoruz. Buradaki üslubumuz Bedir Savaşı nı kronolojik olarak anlatmaktan öte, savaş çerçevesinde aktarılan bir kısım mübalağalı anlatımlara değinmek ve değerlendirmektir. Bu çerçevede İlk Seriyyeler, Batnı Nahle Olayı, Müslümanlardaki savaş kültürü, Ganimet ve esir alınışı gibi konulara değinilmektedir. Giriş Bu çalışmamızda Bedir Savaşı nı merkeze alarak savaş öncesi ve sonrası meydana geldiği aktarılan bazı olayları tahlil etmek istiyoruz. Buradaki üslubumuz Bedir Savaşı nı kronolojik olarak anlatmaktan öte, savaş çerçevesinde aktarılan bir kısım mübalağalı anlatımlara değinmek ve değerlendirmektir. Bedir Savaşı Öncesi İlk Seriyyeler İlk seriyyelerle ilgili olarak özellikle batıda yapılan çalışmalarda genel olarak bunun eski Arap âdeti üzere bir çapulculuk ve yağma hareketi olduğu imajı verilmeye çalışılmakta, Hz. Peygamber in bu seriyyelerle intikam alma amaçlı hareketler içinde olduğu aktarılmaktadır. 1 Öncelikle kimi insaflı yazarların dediği gibi savaş denen şeyi ilk çıkaran Hz. Peygamber değildi 2 ve Araplar arasında böyle bir durum çok yaygındı. 3 Üstelik Hz. Peygamber in ve ilk Müslümanların hayatlarını koruyabilmek için savaştıkları ve 1. Reinhart Pieter Anne Dozy, İslam Tarihi, Çev: Abdullah Cevdet, Vedat Atilla, İstanbul 2006, 59. 2. R.V.C Bodley., Hazreti Muhammed, Çev; Osman Nebioğlu, İstanbul 1958, 167. 3. Montgomery Watt, Peygamber ve Devlet Adamı; Hz. Peygamber, Çev; Ünal Çağlar, İstanbul 2001, 117.

8 Mehmet Azimli barışı ancak kılıç ile sağlayabildikleri apaçık bir gerçekti. 4 Yine onun savaş prensipleri zamanına göre çok ileri idi. 5 Ayrıca Ensar yağma ile geçinen bir topluluk değildi. Onlar tarım ehli idiler ve civardaki en güzel hurma tarımı onların elindeydi. Muhacirler de şehirli idiler ve yağma ve akın ile geçinmiyorlardı. Onlar ticaret ehli idiler. Bu bilgiler bile Hz. Peygamber in ve ashabının yağma ve talan için seriyyeler göndermediğinin en güzel ispatıdır. 6 Hz. Peygamber ve ashabının çevredeki Arap kabileleri ile ilaf için yani uzlaşmaya yanaşmalarını sağlayabilmek için seriyyeler düzenlemesi gerekiyordu. 7 Bu kabileler eskiden beri böyle antlaşmalarla elleri kolları bağlanmazsa, her an yağmaya hazır halde bekliyorlardı. Ayrıca Hz. Peygamber in ve ashabının özellikle Kureyş in kervanlarını rahatsız ettiğini, diğer kervanlara dokunmadığını da düşünmek gerekir. Bu çok önemli bir ipucudur. Muhacirlerin Mekke deki malları yağmalanmış ve talan edilmişti. 8 Mekke ye hacca giden Ensar a hakaret ve eziyetler ediliyordu. 9 Yine Kureyşliler tarafından Ensar a Hz. Peygamber ve muhacirleri kabul ettikleri için tehdit mektupları gönderiliyordu. 10 Kürz b Cabir komutasındaki bir birlik Medine yakınlarındaki bir çiftliğe saldırı düzenlemişti. 11 Bütün bunlar Hz. Peygamber ve ashabına Kureyş kervanlarını engelleme hakkını veriyordu. Bu sebeple Hz. Peygamber tarafından yağmadan öte rahatsız etme amaçlı küçük gruplar kervanlar üzerine gönderiliyordu. Nitekim Bedir Savaşı na kadarki seriyyelerin sayısına bakarsak bazıları kervandaki koruyucu kuvvetlerden bile sayıca küçük kuvvetlerdir. 12 Bu da yağmadan daha çok ekonomik olarak tedirgin etme amacı ile yapıldığının göstergelerindendir. Esasen Hz. Peygamber, bu hamleleri ile Kureyş i barışa zorlamaya çalışıyordu. 13 ancak Kureyş buna çok sert yöntemlerle cevap vermeyi denedi ve nihayet Hz. Peygamber amacına 6 yıl sonra Hudeybiye de ulaşabildi. Bu noktada Müslümanların ilk seriyye ve savaşlarını anlatmadan önce şu alıntıyı aktarmak istiyoruz. Emile Dermenghem, Hz. Peygamber e karşı iftiralarda bulunan batılı yazarlara karşı derki: Muhammet, on senede etrafa kırk kadar sefer heyeti gönderdi. Becerikli bir yalancı zannetmeyenlerin saralı bir meczup olarak tasvir ettikleri bu adam, bizzat otuza yakın sefere iştirak etti, on muharebede kumandanlık yaptı; 4. Karen Armstrong, Hz. Muhammed, Çev; Selim Yeniçeri, İstanbul 2005, 243. 5. Bodley, 171. 6. Muhammed Hüseyin Heykel, Hz. Muhammet in Hayatı, Çev; Vahdettin İnce, İstanbul 2000, 50. 7. Ekrem Ziya Umeri, Medine Toplumu, Çev; Nurettin Yıldız, İstanbul 1988, 131. 8. İbn Sa d, et-tabakatu l-kübra, Beyrut 1985, III, 227. 9. İbn Sa d, I, 223. 10. Ebu Davut, Haraç, 22. 11. İbn Sa d, II, 9. 12. Bkz. Serdar Özdemir, Hz. Peygamber in Seriyyeleri, İstanbul 2001. 13. Muhammed Hüseyin Heykel, Hz. Muhammet in Hayatı, Çev; Vahdettin İnce, İstanbul 2000, 46-47.

Bedir Savaşı Çerçevesinde Bazı Mülahazalar 9 bundan başka gayet müşkül bir takım müzakereleri idare etti. Arabistan seferlerini idare eden bir insanın vücutça ne kadar dayanıklı olması lazım geldiği malumdur. Elindeki kuvvet ve kudretin daima sarsıntıda ve tehlikede olduğunu gören ve ahalinin kararsız taraftarlığından başka hiçbir şeye istinat etmeyen bir Arap seyidi son derece sebatkâr bir insan son derece dikkatli ve yorulmaz bir diplomat, son derece azimli ve ince bir reis olmaya mecburdur. Muhammet, bu güç ve yıpratıcı durumda fevkalade muvaffak olmuştur. 14 Batnı Nahle Olayı Batnı Nahle Olayı, Medine toplumunun ilk günlerinde büyük problem olmuş bir olaydır. Hz. Peygamber in Abdullah b. Cahş komutasındaki bir grup sahabeyi seriyye olarak gönderip ellerine verdiği mektubu açıp içinde yazanlara uymalarını söylemişti. Onlar da mektuptaki tavsiye doğrultusunda Mekke yakınlarındaki Batnı Nahle bölgesine gidip Mekkelilere ait bir kervanı takip etmişler ve kervandakileri tuzağa düşürmüşlerdi. 15 Çünkü kervandakiler, bazı sahabenin kafalarının kazındığını görünce, onların Mekke ye gelen umreciler olduklarını düşünerek önemsememişlerdi. Bu yüzden saldırıyı beklemiyorlardı. 16 Sonuçta Müslümanlar, Mekkelilere ait bu kervanı görünce saldırarak bir kişiyi öldürüp kervanı da ele geçirdikten sonra Medine ye dönmüşlerdi. 17 Olay, buraya kadar pek de anormal seyretmemiştir. Ancak olayın haram aylarda gerçekleşmesi, Yahudilerin ve Müşriklerin diline dolanınca Hz. Peygamber, sahabeye tavır alıp ganimetleri ayetler gelinceye kadar almaması, sefere giden sahabeyi üzmüş ve nihayet olayla ilgili ayetin gelişi ile Müslümanlar sevinmiş, Müşrikler ve Yahudilere karşı ise mücadelede önemli bir aşama kaydedilmiştir. Olay üzerine gelen ayet şudur: Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah ı inkâr etmek, Mescid-i Haram ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. 18 Kuran, sahabenin haram ayda kan döktüğünü reddetmemektedir. Klasik kaynaklar da, sahabenin haram ayda adam öldürdüğünü teyit etmektedirler. İbn Hişam, onların haram ayda saldırdığını ve haram ay dışında Şaban ayında saldırdıklarını söyleyenlerin, sahabeyi savunma adına Mekke deki Müslümanlar olduğunu belirtir. 19 14. Emile Dermenghem, Hz. Muhammet in Hayatı, Çev; Reşat Nuri Güntekin, İstanbul 2006, 173. 15. Vakıdi, Kitabu l-meğazi, Beyrut 1984, 14. 16. Taberî, Tarihu l-ümemü ve l-mülük, Beyrut 1995, II, 16. 17. Belazurî, Ensabu l-eşraf, Dımeşk, 1997, I, 448. 18. Bakara, 217. 19. İbn Hişâm, es-siretu n-nebeviyye, Beyrut 1994, V, 55.

10 Mehmet Azimli Taberi de, Recep ayında saldırıldığını teyit eder. 20 İbn Sad, bunu teyit mahiyetinde sahabenin kendi arasında tartışıp beklemeden saldırdıklarını söyler. 21 Vakıdi ise daha da ileri giderek, sahabenin bu konuyu tartıştıklarını ve içlerindeki dünya metaını isteyenlerin tercihinin galip gelmesi üzerine saldırdıklarını belirtir. 22 Buna rağmen sahabeyi koruma maksatlı olarak onların haram ayda kan dökmediğini söylemek, Kuran ın ifadelerine ve Hz. Peygamber in tavrı ve yukarıda aktardığımız rivayetlere ters olacağından çok tutarlı olmasa gerektir. 23 Sonuç olarak Müslüman grup, Araplar açısından savaşın yasak olduğu bir zaman diliminde savaşmış ve bunun sonucu olarak da Hz. Peygamber, sahabe toplumu, Yahudi ve Müşriklerce kınanmıştır. Bu kınama sonucu da Hz. Peygamber, sefere gönderdiği sahabilerine tavır almıştır. Eğer böyle bir şey olmasaydı niye tavır alınsın ki? Esasen Hz. Peygamber in buradaki tavrı, kendini eleştirecek olan Araplara kendini kabul ettirebilme endişesi içerisinde hareket ettiğini göstermektedir. Arapların onun hakkında kötü kanaatlerinin oluşabileceği konusunda çok büyük endişesi ve hassasiyeti vardı. Bu sebeple sahabeye tavır koydu. Oysaki sahabelerin bu konuda bir hataları yoktu. Hz. Peygamber, onlara saldırın demese de onları kervan takibine göndermesi, elbette ki böyle bir saldırıyı da içerdiği aşikardı. Ayrıca Abdullah b. Cahş ın mektubu açınca arkadaşlarına hitaben: şehit olmak isteyen benimle gelsin sözü de 24 bu emrin altında zimnen savaşın olabileceğini göstermekteydi. Kaldı ki haram ayda savaşmamak, o güne kadar İslam ın bir emri değil 25 sadece Arap örfüydü. 26 Sonuçta bu örf ihlal edilmişti. 27 Doğrusu Hz. Peygamber, Yahudi ve müşriklerin taarruzlarını göğüsleyemediğinden dolayı böyle bir tavır almıştı ki bu tavır, sefere giden sahabeleri de çok şaşırtmıştı. Ancak gelen ayet, Hz. Peygamber in sefere gönderdiği sahabelere sahip çıkamayan bu tavrının ve haram ayda savaş yasağının kabul etmesinin doğru olmadığını ortaya koydu. Hz. Peygamber de yanlışından döndü ve ganimetleri dağıttı. 28 Sonuçta bu sefer sırasında Kuran ın da teyit ettiği gibi Müslümanlar haram 20. Taberi, II, 16. 21. İbn Sa d, II, 10. 22. Vakıdi, 14. 23. Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, Çev; Mehmet Yazgan, İstanbul 2004, 367. 24. İbn Hişâm, V, 54. 25. Belazuri, bu ayetlerin Müslümanların Hz. Peygamber e haram ayda savaşın caizliğini sormaları üzerine indiğini belirtir. Bkz. Belazuri, I, 449. 26. Nitekim şimdi de bu aylar savaşın yasaklandığı haram ay olarak nitelendirilmemektedir. Bunlar o dönemin örfü gereği uyulan geleneklerdi. O günden sonra da İslam Tarihinde haram aylarda savaşın yasak olduğu konusunda bir uygulama yapılmamıştır ve hiçbir zaman da savaşlarda gündeme alınmamıştır. Anlaşılan Kuran ın bu konudaki hükmü yapılması gereken amir bir hüküm olarak değil dönemsel bir örfe vurgu yaptığı şeklinde anlaşılmıştır. 27. Umeri, 133. 28. İbn Hişâm, V, 55.

Bedir Savaşı Çerçevesinde Bazı Mülahazalar 11 ayda saldırdılar ve bir kişiyi öldürdüler. 29 Kuran bunun Arap örfüne göre yanlış olduğunu, ancak buna yanlış diyenlerin kendi içinde açmazda bulunduklarını, çünkü yine onların örflerine göre Mescid-i Haram dan insanları çıkarmanın daha büyük günah olduğuna vurgu yapmaktadır. Kuran ın burada yaptığı, onların ölçütlerine göre cevap vermektir. Değilse bu ayetlerden yola çıkıp haram aylarda savaşın yasak olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Nitekim İslam tarihi boyunca hiçbir dönemde de böyle bir çıkarımda bulunulmamış, bunun o dönem Arap halkının örfü olduğu kabul edilmiştir. Üstelik Kuran haram ayda savaşan sahabeyi tezkiye ederek 30 bu ayda savaşın haram olmadığını ve adeta bu Arap örfünün de kaldırıldığını belirtmektedir. Bu olay, öncelikle Mekkelilerin Arabistan daki prestijine büyük bir darbe idi. 31 Mekke nin yanı başında meydana gelen bu olay, onlar için çok büyük bir sıkıntı oldu ve bu sebeple Muhammet ve ashabı haram ayda kan döktü şeklinde sözlü saldırıya geçtiler. Bu aynı zamanda Hz. Peygamber in Mekkelilere karşı ağır bir tahriki olmuştu. 32 O, bu hareketi ile adeta onları kaçınılmaz bir hesaplaşmaya sürüklemiş oluyordu. Bu da Bedir de gerçekleşecekti. Çünkü Hz. Peygamber, Mekkelilerle hesaplaşmadan veya antlaşmadan Arabistan da başarısının mümkün olmadığını biliyordu. Hz. Peygamber, muhtemelen bu sebeple Bedir Savaşı nın sebepleri arasında sayılan Batnı Nahle de öldürülen şahsın diyetini de ödemedi. Hatta Bedir Savaşı na doğru gelen müşrik ordusu içinden Hakim b. Hizam ve Utbe b. Rebia, orduyu geri çevirebilmek için bu diyeti ödemeyi bile üzerlerine almak istemişlerdi ancak Ebu Cehil buna izin vermemişti. 33 Sonuçta Müşrik ordusu Bedir Savaşı na büyük bir debdebe içinde çıktı. Çıkarken Mekke civarındaki bazı düşman kabilelerden endişe ediyorlardı. İşte bu sırada şeytanın Sureka b. Cuhşum isimli bir şahsın suretinde onlara gözükerek garanti verdiği 34 ve savaşa teşvik ettiği belirtilir. 35 Ayrıca savaş başlangıcında bu şekilde görünen Sureka nın savaş sonunda da hızlı bir şekilde kaçtığı 36 aktarılır. 37 Bu rivayetler muhtemelen daha önce de temas ettiğimiz gibi 38 hicret sırasında Hz. Peygamber i takip eden Suraka aleyhinde uydurulan rivayetlerden olsa gerektir. 29. Bakara 217. 30. Muhammed Gazali, Fıkhu s-sire, Çev; Resul Tosun, İstanbul 1987, 234. 31. Montgomery Watt, Peygamber ve Devlet Adamı; Hz. Peygamber, Çev; Ünal Çağlar, İstanbul 2001, 121. 32. Watt, 112. 33. Taberi, II, 30. 34. Belazuri, I, 347. 35. İbn Hişâm, V, 66. 36. İbn Hişâm, V, 141. 37. İbn İshak, Siret-ü İbni İshak, Konya, 1981, 474. 38. Bkz. Mehmet Azimli, Siyeri Farklı Okumak, Ankara 2008, sh. 184, 130. dipnot

12 Mehmet Azimli Kervana mı Orduya mı? Batılıların Hz. Peygamber in savaşları bağlamında özellikle Bedir Savaşı nı dile getirerek onun eskiden beri uygulanan Arap adeti gereği yağma 39 ve talanla geçindiğinin en büyük kanıtı olarak bu savaşı örnek göstermeleri, 40 bazı Müslüman müellifleri savunma psikolojisi içerisinde 41 Hz. Peygamber in Bedir Savaşı nda kervan takibine çıkmadığını kanıtlamaya yönelik çabalara götürmüştür. Mevlana Şibli, bu konuda uzunca tahliller yapar ve Hz. Peygamber in kervana değil, Müşriklere karşı savaşmaya çıktığını belirtir. Bu bağlamda Hz. Peygamber in sahabe ile istişaresinin kervan kaçtıktan sonra değil, Medine de olduğunu ve sonuçta hedefin doğrudan doğruya müşrik ordusu olduğunu uzunca anlatır. 42 Bu görüşüne Kuran dan kendi yorumuyla deliller getirir. Ancak bir tarihi olayı, sırf Hz. Peygamber in ve ashabının yağma yapmadığını ispat adına savunmaya çalışmak, yığınla rivayeti görmezden gelmek, Kuran ayetlerini bu ön kabule göre yorumlamak doğru değildir. Hz. Peygamber in sahabeye yönelerek kervanın gelmekte olduğunu belirtip: İşte kervan! 43 diyerek yönlendirmesi ve bunu haber alan Ebu Süfyan ın Mekkelilere haber vermesi 44 tarihi bir gerçektir. Yukarda da ifade ettiğimiz gibi, Hz. Peygamber, Müslümanların Mekke deki mallarına el koyan Mekkelilerle hesaplaşmak ve davetini Arabistan da yayabilmek için Mekkelilerle bir şekilde savaş veya barışla sonuçlanan bir neticeye varması gerektiğini biliyordu. Bu sebeple onları iktisaden çökertme amaçlı bu eylemleri hem meşru idi hem de gerekli idi. Hz. Peygamber i çağının gerçekleriyle yargılamak en doğrusudur. Onu bir kısım batılıların yaptığı gibi kendi çağımızın gerçekleri ile hesaba çekerek sonunda savunma amaçlı olarak onu olduğundan farklı göstermeye çalışmak yanlış ve beyhude bir çabadır. Doğrusu Hz. Peygamber, kervanı yakalamaktan öte, rahatsız etmeyi öncelemişti. Bu sebeple kervanın kaçması onu çok üzmedi. Amaca varılmıştı, Mekkeliler bu takip sonucu ya savaşa gireceklerdi ya da Hz. Peygamber ile bir dokunulmazlık anlaşmasına varacaklardı. Onlar savaşı tercih ettiler ve kaybettiler. Antlaşmaya yanaşmaları için 6 yıl geçmesi gerekecekti. Sahabe ise bunun farkında olmadan kervanı elde etmek istiyor savaşı istemiyordu. Kuran bu konuda derki: Hak ortaya çıktıktan (Mekkelilerin geldiği ve savaşın kaçınılmazlığı) sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (cihad hususunda) seninle tartışıyorlardı. Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın 39. Watt, 128. 40. Dozy, bu bağlamda derki; yağma arzusuyla birçoğu onu izlediler. Yağma arzusu çok şeyden önemliydi, Reinhart Pieter Anne Dozy, İslam Tarihi, Çev: Abdullah Cevdet, Vedat Atilla, İstanbul 2006, 60. 41. Abdurrahim Zapsu, Büyük İslam Tarihi, İstanbul 2006, 390. 42. Mevlana Şibli, Asr-ı Saadet, Çev: Ömer Rıza Doğrul, İstanbul 1978, I, 245-256. 43. Belazuri, I, 337. 44. İbn Hişâm, V, 60.

Bedir Savaşı Çerçevesinde Bazı Mülahazalar 13 (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu. 45 Müslümanların kervan takibine çıktıklarının kesinliğini gösteren ayet ise şudur: Hatırlayın ki, (Bedir savaşında) siz vâdinin yakın kenarında (Medine tarafında) idiniz, onlar da uzak kenarında (Mekke tarafında) idiler. Kervan da sizden daha aşağıda (deniz sahilinde) idi. Eğer (savaş için) sözleşmiş olsaydınız, sözleştiğiniz vakit hususunda ihtilâfa düşerdiniz. Fakat Allah, gerekli olan emri yerine getirmesi, helâk olanın açık bir delille (gözüyle gördükten sonra) helâk olması, yaşayanın da açık bir delille yaşaması için (böyle yaptı). Çünkü Allah hakkıyla işitendir, bilendir. 46 Doğrusu Müslümanların hiçbir şeyden haberleri yoktu. Onlar Mekkelilerin geldiğini, Mekke Ordusu nun sucularını yakalayınca öğrendiler. 47 Ayrıca Hz. Peygamber, savaştan dönünce bir kısım sahabeler onu karşılayıp özür dileyerek: kervan için çıkıldığını zannettiklerini, savaş için çıkılacağını bilselerdi kesinlikle geleceklerini bildirirler. 48 Hamidullah Şibli nin bu çabalarını şu şekilde cevaplar: Evvelemirde yeni İslâm dinini kabul ettikle ri için Mekkeliler hemşerilerini merhametsizce tazyikleri altında tuttular ve onları hicret etmeye zorla dılar. Mekke yi terk edenlerin geride bıraktıkları mal ve mülklerini zapt ettiler ve bu muhacirlerin sığındıkları memleketlerine, yani önce Habeşistan ve sonra Medine idarecilerine, buraların nüfuzlu insanlarına boş yere de olsa siyasî baskı icra ettiler. Bütün gayeleri mücrim addettikle ri bu insanların iadesi ve onların tekrar memleketle rine dönmeleri idi. Diğer yandan Müslümanlar Me dine ye hicret ettikten sonra onları iktisadi baskı al tına almak ve kendi kontrol veya nüfuzu altında tut tukları Medine havalisinden Kureyşlilere ait kervan ların geçmesini yasak etmek suretiyle mukabele bil-misilde bulunuyorlardı. Bütün bunlar Kureyşliler tarafından tecavüzî bir harbin başlatılması için kâfi sebeplerdi. Kureyşlilere ait kervanlara yapılan hücum ların basit bir çapulculuk olarak mülâhaza edilme mesi icap eder. Çünkü ne Kureyşliler masum ve ne de hücum edenler sırf bu iş için teşkil edilmiş bir çe te idiler. Sadece, iki şehir devleti arasında mevcut bir harp mevzuu bahisti; bir harp durumu ise muha rip tarafların birbirlerine gerek can ve gerek mal ve gerekse düşmanın diğer menfaatlerine karşı zarar verme hakkını verir. Bu sebeple ben, Kureyşlilerin kervanlarını yağma edip onlara zarar vermek gayesiyle tertip edil miş bu seferlerin mevcudiyetini inkâr için deliller arayan bazı çekingen İslâm müdafileri ile hemfikir de ğilim. 49 45. Enfal, 5-7. 46. Enfal, 42. 47. İbn Hişâm, V, 73. 48. Belazuri, I, 337. 49. Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber in Savaşları, Çev; Nazire Erinç Yurter, trz. Byy. parağraf, 42-43.

14 Mehmet Azimli Savaş Öncesi Hz. Peygamber in ashabı Mekkelilerin sucularını yakalayınca Hz. Peygamber, bu kişilerden Mekke ordusunda kimlerin bulunduğunu öğrenmiş ve Mekke nin önemli liderlerinin geldiğini duyunca: Mekke, ciğerparelerini önünüze atmıştır. demişti. 50 Hz. Peygamber in düşman komutanları hakkında detaylı bilgiler edinmeye çalışması onun tedbir alma konusundaki gayretini gösterir. Ancak bu anlatımlar abartılarla beslenmiştir. Buna göre; Hz. Peygamber, bu komutanların yarın ölecekleri yerleri teker teker belirlemiş ve onlar da onun gösterdiği yerlerde ölmüştür. 51 Bu tür rivayetler, Bedir Savaşı konusunda gelen birçok rivayete de ters düşmektedir. Sözgelimi; savaş sonunda İbn Mesut Hz. Peygamber e Ebu Cehil i öldürdüğünü söyleyince, Hz. Peygamber, mutmain olmak için yerini göstermesini ister ve beraberce gidip bakarlar. 52 Bu tür rivayetler, zaferin kesin geleceği üzerine kurulmuş rivayetlerdir. Oysa sahabe zafer konusunda emin değildi ve Hz. Peygamber in otağını ordunun arka kısmına ve Medine tarafına doğru kurup, savaş sonunda mağlubiyet gelirse Hz. Peygamber in kaçıp Medine ye sığınmasını, orada onu koruyacak yeterli miktarda sahabenin olduğunu söylüyorlardı. 53 Savaşa giderken bir devenin çöküp yürümediği, bunun üzerine Hz. Peygamber in abdest suyu ile ovarak deveyi dinç hale getirdiği şeklinde anlatımlar mevcuttur. 54 Esasen bu durum Hz. Peygamber in yolculuklarında öğrendiği ve daha önce gençliğinde de yaptığı 55 yorgun develerin harekete geçmesi için uyguladığı bir uygulamadır ki; ticari hayatı sırasındaki yolculukları sırasında tüccarlardan öğrenmiş olmalıdır. Ama nedense bu tür şeyler mucize türü anlatımlara dönüştürülmüştür. Bedir Savaşı Savaşın başında Kureyş in Emevi koluna ait üç kişi ortaya atılarak er dilediler ve kendilerine karşı çıkan Ensardan bazı gençleri kabullenmeyip esas düşmanları olan Haşimoğullarından birini istediler. Bunun üzerine Haşimoğullarından Hz. Hamza, Ubeyde b. Haris ve Hz. Ali bunlara karşı savaştılar ve yendiler. Bu durum adeta bir kabilesel düşmanlık sonucu gerçekleşen mücadeleyi yansıtıyordu. Sanki eskiden beri devam eden Haşimi-Emevi mücadelesinin bir versiyonu gibiydi. Bazı kaynaklar, 50. Vakıdi, Kitabu l-meğazi, Beyrut 1984, 53; İbn Hişâm, V, 74. Ancak bu sözü, Mekke fethi öncesi Müslüman olan Halit, Amr ve Osman b. Talha için kullandığı da aktarılır. Bkz. M. Asım Köksal, İslam Tarihi, İstanbul 1987, XV, 23. 51. Müslim, Cihat, 83. 52. İbn Kesîr, el-bidaye ve n-nihaye, Beyrut 2005, V, 141. 53. İbn Hişâm, V, 78. 54. Vakıdi, 25. 55. Bu konuda başka bir örnek için bkz. Azimli, Siyer, 71.

Bedir Savaşı Çerçevesinde Bazı Mülahazalar 15 Emevilerin bunun intikamını Kerbela da aldıklarından bahsederler. 56 Kaynaklarda Hz. Ali hakkındaki onun cengaverliği ile ilgili rivayetlerden dolayı olsa gerek Hz. Ebubekir in ondan daha üstün olduğuna dair rivayetler üretilmiştir. Buna göre; Hz. Ebu Bekir savaş sırasında önüne geleni yıkıp deviriyordu. O gün insanların en cesuru idi. 57 Bunlar muhtemelen Şia ya koz vermemek adına üretilmiş malzemeye benziyorlar. Yoksa Hz. Ebubekir in ne kadar savaşçı biri olduğu bilinen bir gerçektir. Bedir Savaşı sırasında Aşere-i Mübeşşere den (!) sayılan Abdurrahman b. Avf ın Bilal-i Habeşi ye olmadık eziyetler yapan İslam düşmanlarının büyüklerinden Ümeyye b. Halef i korumak için onu savaş meydanından kaçırmaya çalışması, bu arada sahabe savaşa devam ederken onun müşrik ölülerinden değerli zırhları toplayıp kaçırmaya çalışması dikkat edilmesi gereken bir durumdur. 58 Bu gerçeklik, sahabenin önde gelenlerinden sayılan birinin en sıkışık durumlarda bile maddi menfaat peşinde koşmasını gösteren önemli bir belgedir. Bu da sahabe toplumunun homojen bir şekilde olmadığını, içlerinde canını feda ederek din uğrunda savaşanlar olduğu gibi, kimilerinin de dünya menfaati peşinde olduğunu gösteren açık bir işarettir. Savaş esnasında gözü çıkan bir sahabenin gözbebeğini Hz. Peygamber in yerine yerleştirdiği ve eski haline dönüştüğü aktarılır. 59 Bu rivayetteki durum, sahabenin gözüne bir şeyin girmesinden sonra çıkarılması veya küçük bir sıkıntının giderilmesi şeklindeki bir olayın abartılarak aktarılması şeklinde bir durum söz konusu olmalıdır. Değilse Hz. Peygamber, günümüz şartlarında bile yapılması mümkün olmayan bu şekildeki müdahaleleri mucizevi olarak yapabiliyorsa aynı savaşta yaralanan ve bu sebeple şehit olan başta amcaoğlu Ubeyde b. Haris 60 olmak üzere bir çok savaştaki yaralıları tedavi etmesi de gerekirdi ki; bu mümkün olmamıştır. Bu sebeple aktarılan şekildeki bir anlatımın kabul edilmesi mümkün gözükmemektedir. Sonuçta Müslümanlar sayılarının azlığına rağmen başlarındaki liderin etrafında hedefe kilitlendiler. 61 Müşrikler ise bir kısmı zorla sürüklenircesine gelmiş, savaşa isteksiz, yaşamayı ölüme tercih eden insanlardan oluşuyordu. Müslümanlar tarafında ise tersine ölümü (şehadeti) tercih edenler çoğunluktaydı. Bu durumda tarihi yasalar gereği kazanmayı arzu eden, bu konuda çalışan ve hedefe kilitlenen kazanacaktı. Nitekim öyle de oldu. Allah ın koyduğu bu evrensel kural Kuran da şöyle ifade edilmektedir: Nice az topluluk, çok topluluğa Allah ın izniyle üstün gelmiştir. 62 Nihayetinde 56. Bkz. Ünal Kılıç, Yezit b. Muaviye, İstanbul 2001, 271. 57. İbn Kesir, V, 92. 58. İbn Hişâm, V, 93. 59. İbn Kesir, V, 147. 60. İbn Hişâm, V, 82. 61. Şibli, 237. 62. Bakara, 249.

16 Mehmet Azimli Allah ın yasası çalıştı ve Müslümanlar galip geldiler. Hz. Peygamber in savaşları genel olarak tetkik edilirse bunların hepsinde Allah ın koyduğu evrensel savaş kurallarının geçerli olduğunu görürüz. Onlar ya gayretle savaşıp kazanmışlar-bedir de ve Mekke Fethi nde olduğu gibi- ya da hata yaparak savaş kurallarına uymayarak -Huneyn de ve Uhut ta olduğu gibi- yenilmişlerdir. Bir ordunun kazanması veya mağlup olması konusunda Allah ın bir dahli yoktur. Allah yukarıdaki ayetteki yasayı koymuştur. Tarihte de ister Müslüman olsun ister başka dinden insanlar olsun savaşın kurallarına ve Allah ın koydukları yasalara uydukları müddetçe zafer kazanmışlardır. Bu yasalardan biri de sayıları az da olsa inançla savaşan kimselerin galip geleceğidir. Değilse Allah ın bir grubun galip gelmesini sağlaması, diğerinin de mağlup olmasını sağlaması onun yeryüzünde koyduğu sünnetullaha ve yasalara uymaz. Bu aynı zamanda onun adil sıfatıyla da uyumlu değildir. Bedir de işte bu kural geçerli olmuştur. Kazanmak isteyen, inançlı fakat sayı olarak az olan grup Allah ın koyduğu yasa gereği kazanmıştır. Değilse kader öyle gerektirdiği için veya Allah ın dilemesi (meşieti) sonucu müdahalesi ile zafer gelmemiştir. Olayı kader çerçevesinde düşünmek bu savaşta olağanüstü gayret gösteren sahabenin gayretini en azından hafife almak olur. Ancak Huneyn de ise çokluklarıyla övünen bu insanlar, mağlup olmak üzere iken, savaşın kurallarını uygulayan Hz. Peygamber ve bir avuç sahabesi sayesinde savaş kazanılmıştır. Burada da yine bir kader mevzu bahis değildir, savaş kuralları işlemiştir. Bunların hiç biri kader çerçevesinde değerlendirilerek: Allah böyle olmasını istedi de böyle oldu şeklinde yorumlanmamalıdır. Böyle bir durumda Allah ın ne dileyeceğini(meşietini) bilemeyen bizlerin olaylar karşısında pasifleşmemiz sözkonusu olacaktır. Bu pasifleşme maalesef günümüz İslam dünyasının bu günkü geri kalmışlığına da tesiri vardır. Allah istemedikten sonra bir şey olmaz mantığı gerek teknolojik gerek diğer yönlerden işleri Allah a havale etmeye götürmüştür ki; bu da bu geri kalmanın en başat amillerindendir. Allah yeryüzünde her şeyi bir ölçü içerisinde yaratmıştır. Her şey bu ölçüye uygun olarak uygulanmaktadır. Yeryüzünün savaş yasası da bunu gerektirmektedir. Allah şu şekilde ifade eder: Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır. 63 Ölüler Duyar mı? Hz. Peygamber in Bedir Savaşı nda öldürülen müşrikleri oradaki kuyulara attırdıktan sonra ölülere: Allah ın ve Resûlünün size va d ettiği şeyi hak ve gerçek olarak buldunuz mu? şeklinde hitap eder. Bunun üzerine onların ölü olduğunu söyleyen sahabeye onların duyduğunu söyler ve ilave eder: Onlar, Rablerinin kendilerine va d ettiği akıbetin hak ve gerçek olduğunu öğrenmiş bulunuyorlar. 64 63. Kamer, 49. 64. İbn Hişâm, V, 106.

Bedir Savaşı Çerçevesinde Bazı Mülahazalar 17 Hz. Peygamber in buradaki tavrı ashabına bir ders çıkartmaya yöneliktir. Yıllardır İslam a ve Müslümanlara karşı amansız mücadele eden bu müşriklerin Allah ın katına gittiklerini ve sonuçta orada gerçeği göreceklerini, yanlış yaptıklarını anlayacaklarını, ancak bunun faydasının olmayacağına vurgu yapmaktır. Değilse kabirdekilerin duyduğunu söylemek değildir. Gerçeği dünyada yaşayan sizlerden daha iyi anladılar ve yakinen gördüler anlamındadır. Ganimet Paylaşımı Ve Esirler Bedir Savaşı nda bir kısım sahabe meydanda mücadele ederken, bir kısmı görev gereği Hz. Peygamber in başında bekliyor, bir kısmı da fırsattan istifade ganimet topluyordu. Savaş sonrası ganimet toplayanlar ganimetleri sahiplenince, diğerleri haklı olarak itiraz ettiler. Bunun üzerine ayetler geldi ve ganimetler toplanıp tekrar dağıtıldı. Daha önce de aktardığımız gibi Abdurrahman b. Avf gibi bazı sahabenin savaş devam ederken ganimet toplamaları sorun oldu. 65 Çünkü Allah indirdiği 66 bir ayette: Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin. 67 demişti. Allah ın isteği buydu. Ancak Bedir de bu emre uygun davranılmamış, düşmanın çekilmesi fırsat bilinerek birkaç esir ve ganimetle geri dönülmüştü. Müslümanlar bu savaşta ganimet ve esir yerine düşmanı takip etselerdi, düşmanın gücü kırılsaydı, müşriklerin kökleri kazınacak, belki de Uhud ve Hendek savaşlarına gerek kalmayacaktı. Ama yapmadılar ve olaylar bu şekilde cereyan etti. Halbuki ayette ifade edildiği gibi: Allah da kendi sözleri gereği hakkı ortaya çıkarmak ve o kâfirlerin kökünü kazımak istiyordu. 68 Bir kısım sahabenin bu emre uymaması ve savaş devam ederken esir toplamaya başlamaları ve muhtemelen Hz. Peygamber in de onların bu tavrını onaylaması üzerine: Yeryüzünde savaşırken, düşmanı yere sermeden esir almak hiçbir peygambere yaraşmaz. Geçici dünya malını istiyorsunuz, oysa Allah ahreti kazanmanızı ister. Allah Güçlü dür, Hakim dir. Daha önceden Allah tan verilmiş bir hüküm olmasaydı, (Yani olaylara müdahale etmeme kuralı-sünnetullah) aldıklarınızdan ötürü size büyük bir azap erişirdi. 69 ayeti indirildi. Yani ayetlerde ganimet ve dünya hırsı konusuna vurgu yapılmaktadır. Bu ayetin gelişi sebebiyle Hz. Peygamber in ağladığı ve azap gelseydi Ömer 65. İbn Hişâm, V, 93. 66. Bkz. Taberî, Camiu l-beyan; Fahrettin Razi, Tefsir-i Kebir; Mevdudi, Tefhimu l-kuran, Enfal 67-68. Ayetin tefsiri. 67. Muhammed, 4. 68. Enfâl, 7. 69. Enfal, 67-68.

18 Mehmet Azimli hariç herkes helak olurdu. 70 şeklindeki sözü söylediği aktarılır. Çünkü Hz. Ömer esirlerin öldürülmesini savunduğu halde, Hz. Peygamber, Hz. Ebubekir in görüşü olan fidye almayı uygulamıştır. Bu sebeple Hz. Peygamber i itap eden bu ayetlerin geldiği belirtilir. Ancak bilginler bu rivayet ile ayetler arası ilişkiyi 71 net olarak bir türlü izah edememişlerdir. 72 Doğrusu Enfal suresi 67-68 deki ifadeler, savaş sırasındaki bir durumu izah etmektedir. Savaş sonrası esirlerin durumu ile ilgili bir durum ayette sözkonusu değildir. Bu sebeple Hz. Peygamber in esirlerle ilgili yanlış bir şey yaptığını söylemek mümkün değildir. Esirler alındıktan sonra öldürmek ise Müslümanlar açısından uygun olmazdı. Esas yanlış, onların öldürülmesiyle olacaktı. 73 Kuran daki itab, savaş devam ederken esir almaya yönelik olduğundan ilgili ayetlerin esirlerin öldürülmesiyle ilintilendirilmesi yanlıştır. Yani; esirlerin ne olacağı konusunda Hz. Peygamber in izlediği yol sebebiyle bu ayetlerin geldiği şeklinde izah tutarlı değildir. Böyle olunca bu rivayetin bu ayetle ilişkisi olmayınca ne için söylendiği de muğlak kalmaktadır. Nitekim bu rivayete ilk kaynakların çok da itibar etmemesi bu sebepten olsa gerektir. 74 Doğrusu rivayetin birçok problemleri bulunmaktadır. Bunlardan sadece biri, aynı sözü söyleyen Sad b. Muaz hakkında da benzer rivayetin bulunmasıdır. 75 Zaten esir alınmadan bütün düşmanların öldürülmesi hükmü, şüphe yok ki tarihî şartlara bağlı bir zaruretten, İslâm ı koruma amacından kaynaklanıyordu. Yoksa Allah ın koyduğu genel bir hüküm değildi. Savaşta gerekirse esir de alınacaktı, sonra bunlara adalete uygun şekilde işlem yapılacaktı. 76 Bu ayetler, (Enfal, 67-68) aynı zamanda Hz. Peygamber in Bedir Ashabı hakkında söylediklerinin 77 herkesi kapsamadığını göstermektedir. Onlardan kimi savaşmış mükafatı hak etmiş, kimi de ganimet ve esir peşinde koşmuştu. Hz. Peygamber in bu sözlerindeki kastettiklerinin olsa olsa bütün gayreti ile samimiyetle savaşanlar olduğunu söyleyebiliriz. 70. Vakıdi, 110; Müslim, Cihâd, 58. 71. Taberi, Enfal, 67-68 ayetleri tefsiri. 72. Bkz. Mevdudi, Enfal, 67-68 ayetleri tefsiri. 73. Muhammet Esed, Kur an Mesajı, Çev; Cahit Koytak, Ahmet Aktürk, İstanbul 1999, Enfal, 67-68 ayetleri tefsiri. 74. Rivayeti, sadece Vakıdi kısmen aktarmaktadır ve ayetle ilintilendirme de yapmamaktadır. Vakıdi, 110. 75. Vakıdi, 110. 76. Diyanet İşleri Başkanlığı Tefsiri, Haz: Heyet, Enfâl, 67-68 tefsiri. 77. Buhari, Meğazi, 9.

Bedir Savaşı Çerçevesinde Bazı Mülahazalar 19 Ümeyr b. Vehb in Hz. Peygamber e Suikastı Bedir Savaşı sonrası Müşriklerden Ümeyr b. Vehb, Safvan b. Ümeyye ile anlaşarak Medine ye oğlunu kurtarma bahanesi ile gelip Hz. Peygamber i öldürmeyi tasarlamış, ancak Hz. Ömer in dikkatliliği ile yakalanıp suçunu itiraf ettikten sonra Müslüman olmuştur. Rivayetlerde; Hz. Peygamber in onu sorgularken Mekke de Safvan ile ne konuştuğunu bildiği, dolayısı ile bu mucize sayesinde Müslüman olduğu belirtilir. 78 Öncelikle şunu belirtelim ki; Ümeyr ve Safvan ikisi de Cumah oğullarındandır. 79 Safvan, Bedir Savaşı nda babası öldürüldüğü için Cumah oğullarının lideri olmuştur ve aynı zamanda Mekke de ticaretle uğraşan en zengin şahıslardan biridir. Yani Mekke den birisi Ümeyr i suikast için Medine ye gönderirse bu Safvan dan başkası olamaz. Çünkü Ümeyr in ailesine ancak aşiretin lideri Safvan bakıp ilgilenecektir. Ümeyr b. Vehb, Medine ye gelip mescidin önünde indiğinde ilk defa onu teşhis eden Hz. Ömer olmuştu. Çünkü Ümeyr i, kılıcını kuşanmış bir şekilde Medine mescidinin önünde görmüştü. Hz. Ömer, durumu derhal Hz. Peygamber e bildirdi. Daha sonra Ümeyr in kılıcını kullanamayacağı şekilde kılıcının kayışını kavrayıp Hz. Peygamber e getirdi. Bu arada Ensara da Hz. Peygamber in etrafında dikkatle oturmalarını bu şahsın suikastına engel olmalarını söyledi. Artık suikast için geldiği belli olan Ümeyr e Hz. Peygamber, neden bu kılıçla geldiğini sordu. Safvan dururken Ümeyr i başkasının yönlendirmesi de söz konusu olamayacağı da belli olduğundan olsa gerek, onun Safvan tarafından yönlendirildiğini söyleyince Ümeyr de itiraf etmek zorunda kaldı. Zaten kılıcıyla yakalanmış, ne yapacağı belli olmuştu. Mesele bundan ibaret olmalıdır. Ancak rivayetlere birçok abartılar, idraçlar ilave edilmiştir. Bibliyografya Armstrong Karen, Hz. Muhammed, Çev; Selim Yeniçeri, İstanbul, 2005. Azimli Mehmet, Siyeri Farklı Okumak, Ankara, 2008. Belazurî, Ensabu l-eşraf, Dımeşk, 1997. Bkz. Ünal Kılıç, Yezit b. Muaviye, İstanbul, 2001. Bodley R.V.C., Hazreti Muhammed, Çev; Osman Nebioğlu, İstanbul, 1958. Buhari, Sahih. Dermenghem Emile, Hz. Muhammet in Hayatı, Çev; Reşat Nuri Güntekin, İstanbul, 2006. Diyanet İşleri Başkanlığı Tefsiri, Haz: Heyet, Ankara, 2007. Dozy Reinhart Pieter Anne, İslam Tarihi, Çev: Abdullah Cevdet, Vedat Atilla, İstanbul, 2006. Ebu Davut, Sunen. 78. İbn Hişâm, V, 140, Belazuri, I, 353. 79. İbn Hişâm, V, 213, 222.

20 Mehmet Azimli Esed Muhammet, Kur an Mesajı, Çev; Cahit Koytak, Ahmet Aktürk, İstanbul, 1999, Gazali Muhammed, Fıkhu s-sire, Çev; Resul Tosun, İstanbul, 1987. Hamidullah Muhammed, Hz. Peygamber in Savaşları, Çev; Nazire Erinç Yurter, trz. Byy. Hamidullah Muhammed, İslam Peygamberi, Çev; Mehmet Yazgan, İstanbul, 2004. Heykel Muhammed Hüseyin, Hz. Muhammet in Hayatı, Çev; Vahdettin İnce, İstanbul, 2000. İbn Hişâm, es-siretu n-nebeviyye, Beyrut, 1994. İbn İshak, Siret-ü İbni İshak, Konya, 1981. İbn Kesîr, el-bidaye ve n-nihaye, Beyrut, 2005. İbn Sa d, et-tabakatu l-kübra, Beyrut, 1985. Köksal M. Asım, İslam Tarihi, İstanbul, 1987. Mevdudi, Tefhimu l-kuran, Çev; Heyet, İstanbul, 1990Mevdudi,. Müslim, Sahih Müslim,. Özdemir Serdar, Hz. Peygamber in Seriyyeleri, İstanbul, 2001. Razi Fahrettin, Tefsir-i Kebir, Çev; Heyet, Ankara, 1990. Şibli Mevlana, Asr-ı Saadet, Çev: Ömer Rıza Doğrul, İstanbul, 1978. Taberî, Camiu l-beyan, Beyrut, 1990. Taberî, Tarihu l-ümemü ve l-mülük, Beyrut, 1995. Umeri Ekrem Ziya, Medine Toplumu, Çev; Nurettin Yıldız, İstanbul, 1988. Vakıdi, Kitabu l-meğazi, Beyrut, 1984. Watt Montgomery, Peygamber ve Devlet Adamı; Hz. Peygamber, Çev; Ünal Çağlar, İstanbul, 2001. Zapsu Abdurrahim, Büyük İslam Tarihi, İstanbul, 2006.