MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur. 1946 da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul



Benzer belgeler
BERNARD SUITS Çekirge: Oyun, Yaşam ve Ütopya kitabıyla bütün dünyanın tanıdığı Prof. Bernard Suits, Kanada da Waterloo Üniversitesi nde Felsefe

SİBEL A. ARKONAÇ 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü nden mezun oldu ve aynı bölümde Gecekondulu ve İstanbullu Kimliği üzerine

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

GEORGE RITZER 1940 ta New York ta doğan George Ritzer, 1958 de Bronx High School of Science ı bitirip City College of New York ta yüksek öğrenim

JOEL SPRING 1940 larda San Diego da doğan ve Kızılderili bir aileden gelen Joel Spring, Cleveland, Case Western Reserve Üniversitesi nde pedagoji

JEREMY GILBERT University of East London da Kültür Araştırmaları bölümü öğretim üyesidir. Ewan Pearson la birlikte Discographies: Dance Music,

BARRY SANDERS Barry Sanders, Öküzün A sı-elektronik Çağda Yazılı Kültürün Çöküşü ve Şiddetin Yükselişi nin yanı sıra Ivan Illich le birlikte yazdığı

RAYMOND GEUSS University of Cambridge de felsefe profesörü olan Raymond Geuss, ABD ve Almanya daki çeşitli üniversitelerde de ders vermiştir.

Ayrıntı: 797 İnceleme Dizisi: 259 Vahşi Hukuk Bir Yeryüzü Adaleti Bildirgesi. Cormac Cullinan Kitabın Özgün Adı Wild Law A Manifesto for Earth Justice

Akıl Hastalığı ve Psikoloji Bilginin Arkeolojisi Cinselliğin Tarihi Cinselliğin Tarihi Seçme Yazılar

1995 by Otto F. Kernberg

ZÜLKÜF KARA 1976 yılında Van da doğan yazar, 1998 yılında Yüzüncü

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

ERBATUR ÇAVUŞOĞLU 1974 yılında Konya da doğdu yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü nden mezun oldu,

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

JOHN TOMLINSON 1985 yılında Bradford Üniversitesi nde Eleştirel Teori alanında doktora yaptı. John Tomlinson şu anda Nottingham Trent Üniversitesi

KATHI WEEKS Duke University de Kadın Çalışmaları Bölümü nde öğretim görevlisidir. Politika alanında doktorasını University of Washington da

KATHRIN HARTMANN 1972 Ulm doğumlu Kathrin Hartmann, Frankfurt ta Sanat Tarihi, Felsefe ve İskandinavya Filolojisi okudu. Yüksek öğrenimi sırasında

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

CAROL J. ADAMS 1951 yılında doğan Carol Adams, 1970 yılı başlarında University of Rochester da kadın çalışmaları üzerine eğitim görmüş, Vietnam

COLIN CREMIN Londra da doğan Colin Cremin, Leeds Üniversitesi nde lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladıktan sonra Britanya da çeşitli

Ayrıntı: 128 İnceleme Dizisi: 66. Sağlığın Gaspı Medical Nemesis Ivan Illich

KEVIN ROBINS Londra Üniversitesi, Goldsmith Koleji nde iletişim profesörüdür. Geografia dei Media (Basherville, 1994) ve bu kitabın yanı sıra David

CATHERINE BAKER ZORUNLU EĞİTİME HAYIR!

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

ALAIN FINKIELKRAUT 30 Haziran 1949 da Paris te doğdu. Modern edebiyat doçenti. Ecole Polytechnique de, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü nde öğretmen.

GUY DEBORD 20. yüzyılın ikinci yarısının en önemli düşünürlerinden. Filozof, yazar, sinemacı de yıkıcı bir sanat akımı olarak ortaya çıkmış

ANTHONY GIDDENS Uzun yıllar Cambridge Üniversitesi nde sosyoloji profesörlüğü görevinde bulunan Anthony Giddens, daha sonra bir dönem London School

ISBN Sertifika No.: 16061

MICHAEL HARDT: Duke Üniversitesi nde edebiyat profesörüdür. Kendi yazdığı Gilles Deleuze: An Apprenticeship in Philosophy (1993) [Gilles Deleuze:

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

Nuri Bilge Ceylan ın arşivinden. Kapak Düzeni Gökçe Alper

BRIAN FAY Connecticut Wesleyan Üniversitesi nde felsefe profesörüdür. Yayımlanmış kitapları Social Theory and Political Practice (1976); Critical

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

ANTHONY GIDDENS Uzun yıllar Cambridge Üniversitesi nde sosyoloji profesörlüğü görevinde bulunan Anthony Giddens, daha sonra bir dönem London School

PAUL KARL FEYERABEND 13 Ocak 1924 te Viyana da doğdu. Avusturya asıllı ABD li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini

Kapak Düzeni Gökçe Alper. ISBN Sertifika No.: 10704

SANDRA MICHELLE LYNCH Sandra Lynch, 1950 yılında Avustralya nın küçük bir kasabasında doğdu. Sydney de eğitim görerek ilkokul öğretmeni oldu.

Ayrıntı: 794 İnceleme Dizisi: 258. Benlik Yanılsaması: Sosyal Beyin, Kimliği Nasıl Oluşturur? Bruce Hood. Kitabın Özgün Adı The Self Illusion

Ayrıntı: 128 İnceleme Dizisi: 66. Sağlığın Gaspı Medical Nemesis Ivan Illich

Roger Stahl Georgia Üniversitesi Sözlü İletişim Bölümü nde Yardımcı Doçent tir. Çalışmaları, Rhetoric and Public Affairs, The Quarterly Journal of

IAIN CHAMBERS Iain Chambers, Napoli deki Istituto Universitario Orientale de edebiyat ve felsefe dersleri vermektedir. Kültürel çalışmalar alanının

ANDRÉ GORZ Avusturya asıllı bir Yahudi olan Fransız gazeteci/yazar André Gorz, 1924 yılında Viyana da doğmuştur. Gorz, Les Temps Modernes dergisinde,

TERRY EAGLETON 1943 te Salford da doğdu. Yoğun bir Katolik eğitimi aldıktan sonra, Raymond Williams tan da dersler alacağı Cambridge Üniversitesi ne

IVAN ILLICH 1926 da Viyana da doğdu. Salzburg ve Roma da tarih ve dinbilim konularında eğitim gördükten sonra papaz oldu. Beş yıl New York ta Puerto

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

ZYGMUNT BAUMAN: 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

SAUL NEWMAN Saul Newman, University of London, Goldsmiths College da Siyaset Teorisi bölümünde öğretim görevlisidir. İlgi alanları çağdaş ve

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

EDWARD W. SAID Filistinli Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak 1935 te Kudüs te doğan Said, Kudüs ve Kahire de eğitim gördü. On beş yaşında ailesiyle

JAMES C. SCOTT Scott 1936 da New Jersey de doğdu. Siyaset Bilimi ve Antropoloji profesörü olduğu Yale Üniversitesi nde Güneydoğu Asya Siyaseti, Köylü

EMMANUEL LÉVINAS 1906 yılında Litvanya nın Kaunas kentinde dünyaya geldi. Anne ve babası Yahudiydi ve gençliğinde Kutsal Kitap ı İbranice olarak

MIKE FEATHERSTONE Halen Teesside Polytechnic Üniversitesi nde öğretim görevlisi olan Featherstone Anglosakson akademi dünyasında son dönemlerin en

GÜLAY ER PASİN 1975 yılında Bursa da doğdu. Bursa Anadolu Lisesi nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Latin Dili ve

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi yaşamış ancak hepsine eleştirel bir mesafede durmuş ve

JEAN BAUDRILLARD Çağımızın önde gelen entelektüel figürlerinden, Fransız felsefeci ve toplumbilimci, postmodern yönelimleriyle dikkat çeken toplum ve

ANNEMARIE PIEPER 1941 de Düsseldorf ta doğdu ve liseyi burada bitirdi yılları arasında Saarland Üniversitesi nde felsefe öğrenimi görerek

JACQUES DERRIDA 1930 yılında Cezayir in El-Biar kasabasında doğmuş, on dokuz yaşında, Althusser, Foucault gibi dönemin belli başlı aydınlarını

PAUL KARL FEYERABEND 13 Ocak 1924 te Viyana da doğdu. Avusturya asıllı ABD li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

JOHN KEANE Doğumu Londra da yaşamaktadır. Monash Üniversitesi nde, Toronto Üniversitesi nde, Berlin deki Freie Universitæt te ve Cambridge

ERIC J. HOBSBAWM 9 Haziran 1917'de M s r n skenderiye kentinde do an Hobsbawm Viyana, Berlin, Londra ve Cambridge Üniversitelerinde ö renim görür.

GIORGIO AGAMBEN Verona Üniversitesi Felsefe Bölümü nde öğretim üyesidir. Yayımlanmış çalışmalarından bazıları şunlardır: Language and Death: The

Michel Foucault. Felsefe Sahnesi

KAY REDFIELD JAMISON Kay Redfield Jamison, Johns Hopkins Üniversitesi T p Fakültesi nde psikiyatri profesörü ve skoçya daki St. Andrews Üniversitesi

WILLIAM E. CONNOLLY Amerika nın son dönemdeki en önemli siyaset bilimcilerinden olan ve postyapısalcı düşüncenin önde gelen düşünürlerinin (Foucault,

Ayr nt : 307 Seçme Yaz lar: 2. Özne ve ktidar Michel Foucault. Kitab n Özgün Ad Dits et écrits ( ) Çevirenler Ifl k Ergüden-Osman Ak nhay

Ayrıntı: 1073 İnceleme Dizisi: 286. Hermenötiğin Kökeni Kendilik Hakkında - Dartmouth Konferansları, 1980 Michel Foucault

ROBIN HAHNEL Robin Hahnel, yirmi y l aflk n bir süredir Washington daki Amerikan Üniversitesi nde siyasal iktisat dersleri veriyor.

RAY BILLINGTON University of the West of England da öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. East of Existentialism; The Tao of the West ve

Ian Craib, 1994 ISBN

Ayrıntı: 504 Seçme Yazılar: 6. Sonsuza Giden Dil Michel Foucault. Kitabın Özgün Adı Dits et écrits ( ) Fransızca dan Çeviren Işık Ergüden

PHILIP GOODCHILD Philip Goodchild, Lancaster University de Chaos and Eternity: Gilles Deleuze and the Question of Philosophy [ Kaos ve Sonsuzluk:

Derleyen: Hüseyin KÖSE (Doç. Dr.) 8 Mart 1970 te Gaziantep te doğdu yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü nden mezun

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

GERÇEK YAŞAM* Gençliği Yoldan Çıkarmaya Yönelik Bir Çağrı

PETER WAGNER Akademik kariyerini bir süre Berlin de Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung da yürüten Wagner, 1996 senesinden beri ngiltere

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

HUKUKSAL ETİK (LEGAL ETHICS) DERS NOTLARI

FRANK FUREDI ngiltere nin Kent flehrindeki Canterbury Üniversitesi nin sosyoloji bölümünde ö retim üyesidir. Frank Furedi, özellikle risk, toplumsal

ALASDAIR MACINTYRE 1929 y l nda skoçya da (Glasgow) do du. E itimini büyük ölçüde ngiltere de yapan MacIntyre yüksek lisans ve doktoras na Manchester

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

JULIA KRISTEVA 1941 y l nda Bulgaristan da do du. Sofya Üniversitesi nde dilbilim ö renimi gördü. Gazeteci olarak çal flt ve 1966 y l nda doktoras n

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da do an Bauman s ras yla faflizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi elefltirel bir mesafeyi koruyarak yaflam fl ve hiçbir

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

Ayrıntı: 383 Seçme Yazılar: 4. İktidarın Gözü Michel Foucault. Kitabın Özgün Adı Dits et écrits ( ) Fransızca dan Çeviren Işık Ergüden

Judith Butler ISBN

İ Ç İ N D E K İ L E R

OĞUZHAN TAŞ Gazetecilik Etiğinin Mesleki Sınırları

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece

Fransız düşünür, sosyal teorist, tarihçi, edebiyat eleştirmeni, antropolog, psikolog ve sosyolog / 12:17

Dr. Serkan KIZILYEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINDA KAMU GÜVENLİĞİ ÖLÇÜTÜ

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Derleyen ve çeviren Erol Erduran

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

Transkript:

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur. 1946 da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul edilir. Felsefe ve psikoloji okur. 1950 de girdiği Fransız Komünist Partisi nden 1952 de ayrılır. Bir süre hastanelerde psikolog olarak çalışır. 1953 te Althusser in yerine École Normale de felsefe asistanı olur ve psikoloji eğitimine devam eder. Paris Psikoloji Enstitüsü nden psikopatoloji ve deneysel psikoloji diplomaları alır. Marksist bir bakış açısıyla yazdığı ilk kitabı Maladie mentale et personnalité den (1954, Akıl Hastalığı ve Kişilik) [Bu kitap, 1962 yılında gözden geçirilerek yeniden basılmış ve adı Maladie Mentale et Psychologie (Akıl Hastalığı ve Psikoloji)] sonra Georges Dumézil in tavsiyesiyle İsveç Uppsala daki Maison de France a direktör olur. Burada Histoire de la folie à l âge classique (Klasik Çağda Deliliğin Tarihi) üzerine çalışmaya koyulur. Deliliğin Tarihi ni tamamlayıp Clermont-Ferrand Üniversitesi nde psikoloji dersleri vermeye başlar. Ardından Clermont-Ferrand da felsefe bölümünün başına geçer. Aynı yıl Gilles Deleuze le tanışır. Bir yıl sonra Georges Bataille ın kurmuş olduğu Critique dergisinin yayın kuruluna girer ve Naissance de la clinique (Kliniğin Doğuşu) adlı kitabını yayımlar. 1966 da ilk baskısı bir ayda tükenen ve büyük tartışmalara neden olan Les mots et les choses (Kelimeler ve Şeyler) çıkar. 1969 da Foucault nun Kelimeler ve Şeyler de kullandığı yöntemi açıklama denemesi olan L Archéologie du savoir (Bilginin Arkeolojisi) yayımlanır. 1970 te Fransa nın en prestijli kurumlarından Collège de France ta kendisi için kurulan Düşünce Sistemleri Tarihi kürsüsüne seçilir. Bunun ardından Groupe Information sur les Prisons (G.I.P. Hapishaneler Üzerine Enformasyon Grubu) adlı oluşumun kurucularından biri olur. Gerek bu grup gerek adalet, tıp, psikiyatri ve cinsellikle ilgili bir dizi mücadele çevresinde yeni bir politik etkinlik biçiminin öncülüğünü yapar. Geleneksel parti politikalarının dışına çıkan bu etkinlik biçimi yeni bir eylem ve entelektüel anlayışını da beraberinde getirmiştir. 1973 te Sartre ve Maurice Clavel le birlikte Libération gazetesinin kuruluşuna katılır. 1975 te Surveiller et punir: Naissance de la prison (Gözetleme ve Cezalandırma: Hapishanenin Doğuşu) yayımlanır. İktidar ilişkileri, teknikleri, stratejileri ve taktiklerinin; yani modern Batı toplumlarında öznelliği kurma biçimlerinin analizini yaptığı bu kitap olağanüstü bir ilgi görür. 1976 da Histoire de la sexualité (Cinselliğin Tarihi) başlıklı ve altı cilt olmasını planladığı dizinin ilk kitabı La volonté de savoir (Bilme İstenci) çıkar. Özgürleşmenin yerine alternatif olarak kendini yaratmayı ve arzunun özgürleşmesi yerine zevki yoğunlaştırmayı öne çıkaran bakış açısını bu son kitabının ardından geliştirir. Altı yıl sonra yayımlanan Cinselliğin Tarihi nin ikinci ve üçüncü ciltlerine kadar geçen süre içinde önde gelen Fransız entelektüelleriyle birlikte İspanya dan Polonya ya çeşitli baskıcı rejimlere karşı yürütülen uluslararası kampanyalara katılır. Bütün bu süreç içinde irili ufaklı birçok kitap, makale ve söyleşisi yayımlanır. Söz konusu makale ve söyleşilerinin yanı sıra dünyanın çeşitli ülkelerinde verdiği dersler 1994 te dört cilt olarak ve Dits et écrits (Söylenmiş ve Yazılmışlar) başlığı altında bir araya getirilip kitaplaştırılır. [Dits et écrits den yapılan kapsamlı bir seçme Seçme Yazılar (I Entelektüelin Siyasi İşlevi, II Özne ve İktidar, III Büyük Kapatılma, IV İktidarın Gözü, V Felsefe Sahnesi, VI Sonsuza Giden Dil) adıyla Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.]

Ayrıntı: 459 İnceleme Dizisi: 202 Doğruyu Söylemek Michel Foucault Kitabın Özgün Adı Fearless Speech İngilizce den Çeviren Kerem Eksen Yayıma Hazırlayan Ferda Keskin Düzelti Mehmet Celep Semiotext(e)/2001 basımından çevrilmiştir. Semiotext(e)/2001 Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak Fotoğrafı Michel Foucault, Jean-Paul Sartre ve arkadaşları bir protesto eyleminde... Kapak Tasarımı Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Hediye Gümen Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85-576 00 66 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım 2005 İkinci Basım 2010 Üçüncü Basım 2012 Dördüncü Basım 2014 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-452-7 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Michel Foucalut Doğruyu Söylemek

İNCELEME DİZİSİ ÖPÜŞME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZERİNE/A. Phillips Ë İMKÂNSIZIN POLİTİKASI/J.M. Besnier Ë GENÇLER İÇİN HAYAT BİLGİSİ EL KİTABI/R. Vaneigem Ë EKOLOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU/M. Bookchin Ë İDEOLOJİ/T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRKİYE/A. İnsel Ë AMERİKA/J. Baudrillard Ë POSTMODERNİZM VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry Ë KAMUSAL İNSANIN ÇÖKÜŞÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLEĞİNİ YİTİREN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARŞI HAYAT/N. O. Brown Ë SİVİL İTAATSİZLİK/Der.: Y. Coşar Ë AHLAK ÜZERİNE TARTIŞMALAR/J. Nuttall Ë TÜKETİM TOPLUMU/J. Baudrillard Ë EDEBİYAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard Ë ORTAK BİR ŞEYLERİ OLMA- YANLARIN ORTAKLIĞI/A. Lingis Ë VAKİT ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VATAN AŞKI/M. Viroli Ë KİMLİK MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZERİNE/S. Lynch Ë KİŞİSEL İLİŞKİLER/H. LaFollette Ë KADIN- LAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë İTİRAF EDİLEMEYEN CEMAAT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZERİNE/A. Phillips Ë FELSEFEYİ YAŞAMAK/R. Billington Ë POLİTİK KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHURİYETÇİLİK/P. Pettit Ë POSTMODERN TEORİ/S. Best-D. Kellner Ë MARKSİZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHŞETİ KAVRAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJİK DÜŞÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ETİK/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL CİNSİYET VE İKTİDAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜL- TÜRLÜ YURTTAŞLIK/W. Kymlicka Ë KARŞIDEVRİM VE İSYAN/H. Marcuse Ë KUSURSUZ CİNAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAŞTIRILMASI/G. Ritzer Ë KUSURSUZ NİHİLİST/K.A. Pearson Ë HOŞGÖRÜ ÜZERİNE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANARŞİZMİ/Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX IN ÖZGÜRLÜK ETİĞİ/G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZETECİLİKTE ETİK SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DEĞERİ/J. Harris Ë POSTMODERNİZMİN YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK ÜZERİNE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A SI/B. Sanders Ë TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YENİDEN DÜŞÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJİ/A. Game & A. Netcalfe Ë EDEPSİZLİK, ANARŞİ VE GERÇEKLİK/G. Sartwell Ë KENTSİZ KENTLEŞME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARŞI/P. Feyerabend Ë HAKİKAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUM- LAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. İnceoğlu Ë ANARŞİZMİN BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOLİ KADINDIR/D. Binkert Ë SİYAH AN LAR I-II/J. Baudrillard Ë MODERNİZM, EVREN- SELLİK VE BİREY/Ş. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYALİZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN VİCDANI/R. Sennett Ë KÜRESELLEŞME/Z. Bauman Ë ETİĞE GİRİŞ/A. Pieper Ë DUYGUÖTESİ TOPLUM/S. Mestroviç Ë EDEBİYAT OLARAK HAYAT/A. Nehamas Ë İMAJ/K. Robins Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAŞAMA SANATI/G. Sartwell Ë ARZU ÇAĞI/J. Kovel Ë KOLONYALİZM POSTKOLONYALİZM/A. Loomba Ë KREŞTEKİ YABANİ/A. Phillips Ë ZAMAN ÜZERİNE/N. Elias Ë TARİHİN YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAŞLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POSTYAPISALCI ANARŞİZMİN SİYASET FELSEFESİ/T. May Ë ATEİZM/R. Le Poidevin ËAŞK İLİŞKİLERİ/O.F. Kernberg Ë POSTMODERNLİK VE HOŞNUTSUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜMLÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE DİĞER HAYAT STRATEJİLERİ/Z. Bauman Ë TOPLUM VE BİLİNÇDIŞI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUŞ DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFERİ/B. Sanders ËEDEBİYATIN YARATILIŞI/F. Dupont Ë PARÇALANMIŞ HAYAT/Z. Bauman Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARKSİZM VE DİL FELSEFESİ/V. N. Voloşinov Ë MARX IN HAYALETLERİ/J. Derrida Ë ERDEM PEŞİNDE/A. MacIntyre Ë DEVLETİN YENİDEN ÜRETİMİ/J. Stevens Ë ÇAĞDAŞ SOSYAL BİLİMLER FELSEFESİ/B. Fay Ë KARNAVALDAN ROMANA/M. Bakhtin Ë PİYASA/J. O Neill Ë ANNE: MELEK Mİ, YOSMA MI?/E.V. Welldon Ë KUTSAL İNSAN/G. Agamben Ë BİLİNÇALTINDA DEVLET/R. LourauË YAŞADIĞIMIZ SEFALET/A. Gorz Ë YAŞAMA SANATI FELSEFESİ/A. Nehamas Ë KORKU KÜLTÜRÜ/F. Furedi Ë EĞİTİMDE ETİK/F. Haynes Ë DUY- GUSAL YAŞANTI/D. Lupton Ë ELEŞTİREL TEORİ/R. Geuss Ë AKTİVİSTİN EL KİTABI/R. Shaw Ë KARAKTER AŞINMASI/R. Sennett Ë MODERNLİK VE MÜPHEMLİK/Z. Bauman Ë NIETZSCHE: BİR AHLÂK KARŞITININ ETİĞİ/P. Berkowitz Ë KÜLTÜR, KİMLİK VE SİYASET/Nafiz Tok Ë AYDINLANMIŞ ANARŞİ/M. Kaufmann Ë MODA VE GÜNDEMLERİ/D. Crane Ë BİLİM ETİĞİ/D. Resnik Ë CEHENNEMİN TARİHİ/A.K. Turner Ë ÖZ- GÜRLÜKLE KALKINMA/A. Sen Ë KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜR/J. Tomlinson Ë SİYASAL İKTİSADIN ABC si/r. Hahnel Ë ERKEN ÇÖKEN KARANLIK/K.R. Jamison Ë MARX VE MAHDUMLARI/J. Derrida Ë ADALET TUTKUSU/R.C. Solomon Ë HACKER ETİĞİ/P. Himanen Ë KÜLTÜR YORUMLARI/Terry Eagleton Ë HAYVAN ÖZGÜRLEŞMESİ/P. Singer Ë MODERNLİĞİN SOSYOLOJİSİ/P. Wagner Ë DOĞRUYU SÖYLEMEK/M. Foucault Ë SAYGI/R. Sennett Ë KURBANSAL SUNU/M. Başaran Ë FOUCAULT NUN ÖZGÜRLÜK SERÜVENİ/J. W. Bernauer Ë DELEUZE & GUATTARI/P. Goodchild Ë İKTİDARIN PSİŞİK YAŞAMI/J. Butler Ë ÇİKOLATANIN GERÇEK TARİHİ/S.D. Coe & M.D. Coe Ë DEVRİMİN ZAMANI/A. Negri Ë GEZEGENGESEL ÜTOPYA TARİHİ/A. Mattelart Ë GÖÇ, KÜLTÜR, KİMLİK/I. Chambers Ë ATEŞ VE SÖZ/G.M. Ramírez Ë MİLLETLER VE MİLLİYETÇİLİK/ E.J. Hobsbawm Ë HOMO LUDENS/J. Huizinga Ë MODERN DÜŞÜNCEDE KÖTÜLÜK/S. Neiman Ë ÖLÜM VE ZAMAN/E. Lévinas Ë GÖRÜNÜR DÜNYANIN EŞİĞİ/K. Silverman Ë BAKUNIN DEN LACAN A/S. Newman Ë ORTAÇAĞDA ENTELEKTÜELLER/J. Le Goff Ë HAYAL KIRIKLIĞI/Ian Craib Ë HAKİKAT VE HAKİKATLİLİK/B. Williams Ë RUHUN YENİ HASTALIKLARI/J. Kristeva Ë ŞİRKET/J. Bakan Ë ALTKÜLTÜR/C. Jenks Ë BİR AİLE CİNAYETİ/M. Foucault Ë YENİ KAPİTALİZMİN KÜLTÜRÜ/Richard Sennett Ë DİNİN GELECEĞİ/Santiago Zabala Ë ZANAATKÂR/Richard Sennett Ë MELEZLİĞE ÖVGÜ/Michel Bourse Ë SERMAYE VE DİL/Christian Marazzi Ë SAVAŞ OYUNLARI/Roger Stahl Ë BİR İDEA OLARAK KOMÜNİZM/Alain Badiou & Slavoj Žižek Ë NİHİLİZM/ Bülent Diken Ë MADDESİZ/André Gorz Ë BİLGİNİN ARKEOLOJİSİ/M. Foucault Ë TÜKETİM TOPLUMU, NEVROTİK KÜLTÜR ve DÖVÜŞ KULÜBÜ/H. Övünç Ongur Ë ANTİKAPİTALİZM/Jeremy Gilbert Ë ÇALIŞMAK SAĞLIĞA ZARARLIDIR/Annie Thébaud-Mony Ë BERABER/Richard Sennett Ë HAYATIN ANLAMI/Terry Eagleton Ë DUYURU/Michael Hardt-Antonio Negri Ë KÜRESELLEŞMENİN SONU MU?/Arif DirlikË İSYAN PAZARLANI- YOR/ Joseph Heath&Andrew Potter Ë VAMPİRİN KÜLTÜR TARİHİ/ Gülay Er Pasin Ë TUHAF ALAN / Burcu Canar Ë ÜTOPYA / Nilnur Tandaçgüneş Ë AKIL HASTALIĞI VE PSİKOLOJİ / Michel Foucault Ë İŞLETME HASTALI- ĞINA TUTULMUŞ TOPLUM / Vincent de Gaulejac Ë ETİN CİNSEL POLİTİKASI / Carol J. Adams Ë TOPLUMLA YÜZLEŞME / Zülküf Kara

İçindekiler Editörün Önsözü...7 I. Parrhesia Sözcüğü...9 A. SÖZCÜĞÜN ANLAMI...9 B. SÖZCÜĞÜN EVRİMİ...18 II. Euripides te Parrhesia...23 FENİKELİ KADINLAR [MÖ 411-409]...24 HİPPOLYTOS [MÖ 428]...26 BAKKHALAR [MÖ 407-406]...27 ELEKTRA [MÖ 415]...28 İON [MÖ 418-417]...31 ORESTES [MÖ 408]...49 PARRHESİA YI SORUNSALLAŞTIRMAK...61

Doğruyu Söylemek III. Demokratik Kurumların Krizinde Parrhesia...65 IV. Kendilik Kaygısı ve Parrhesia...76 SOKRATİK PARRHESIA...76 PARRHESIA PRATİĞİ...91 Sonuç Saptamaları...142 Kaynakça...147 Dizin...155 6

Editörün Önsözü B u metin, Michel Foucault nun 1983 sonbahar döneminde Berkeley deki California Üniversitesi nde İngilizce olarak verdiği altı dersin bant kayıtlarından derlendi. Dersler Foucault nun Söylem ve Hakikat adını taşıyan ve Antik Yunan daki parrhesia ya da hakikati söyleme konusundaki dürüstlük mefhumunun incelenmesine ayrılan seminerlerinin parçasıydı. Foucault bu metni yazmış, düzeltmiş ya da metnin herhangi bir kısmını düzenlemiş olmadığı için, metin onun onayından geçmemiş haldedir ve onun kendi ders notlarını yansıtmaz. Burada yazılanlar sadece onun dinleyicilerinden birinin notlarıdır. Her ne kadar bu metin esas itibarıyla derslerin bire 7

Doğruyu Söylemek bir yazımı olsa da, tekrar niteliğindeki cümleler ve cümlecikler atıldı, sorulara verilen cevaplar mümkün olan yerlerde metne dahil edildi, bazı Yunan metinlerinin daha kolay okunabilen çevirileri kondu ve birçok cümle elden geçirildi. Tüm bunların yapılmasındaki asıl amaç daha rahat okunabilecek notlar elde etmekti. Derslerin bölümlenişi, bölüm başlıkları, dipnotlar ve dipnotlarda söz edilen metinleri içeren bibliyografya da sonradan eklendi. Kitabın editörü, Foucault nun derslerini takip etmesini sağlayan John Carvalho ya çok şey borçludur. Ayrıca editör, Foucault nun ele aldığı klasik Yunan metinleriyle ilgili birçok konuda tavsiyelerde bulunan Dougal Blyth e de minnet borçludur. Editör son olarak, Foucault nun referanslarının bir kısmının bulunmasındaki yardımlarından dolayı Jacquelyn Taylor a da teşekkür eder. Joseph Pearson Northwestern Üniversitesi, Felsefe Bölümü 8

I Parrhesia Sözcüğü 1 A. SÖZCÜĞÜN ANLAMI 2 Parrhesia sözcüğü Yunan edebiyatında ilk kez Euripides te [MÖ 484-407] karşımıza çıkar ve MÖ V. yüzyılın sonundan itibaren Antik Yunan edebiyatında sürekli olarak kullanılır. Sözcüğe ayrıca MS IV. yüzyıl sonunda ve V. yüzyıl boyunca yazılan patristik metinlerde örneğin Jean Chrysostome de [MS 345-407] onlarca defa rastlanır. 1. İlk ders 10 Kasım 1983 te verilmiştir. 2. Bkz. H. Liddell& R. Scott, Parrhesia maddesi, A Greek-English Lexicon, 1344; Pierre Miquel, Parrhesia maddesi, Dictionnaire de Spiritualité, cilt 12, kolon 260-261; Heinrich Schlier, parrhesia, parrhesiaxomai, Theological Dictionary of the New Testament, cilt 5, 871-886. 9

Doğruyu Söylemek Sözcüğün üç hali vardır: isim biçimi parrhesia; fiil biçimi parrhesiazomai (ya da daha güzel bir deyişle parrhesiazesthai); bir de pek sık kullanılmayan ve klasik metinlerde karşımıza çıkmayan parrhesiastes sözcüğü. Sözcüğün bu sonuncu biçimini sadece Yunan-Roma döneminde bulmak mümkündür, örneğin Plutarkhos ta ya da Lukianos ta. Lukianos un Dirilmiş Ölüler ya da Balıkçı 3 adlı bir diyaloğunda, karakterlerden biri Parrhesiades adını da taşır. Parrhesia İngilizce ye genellikle free speech [özgür konuşma] (Fransızca ya franc-parler [açıksözlülük], Almanca ya da Freimüthigkeit [açıksözlülük]) şeklinde çevrilir. Parrhesiazomai ya da parrhesiazesthai, parrhesia kullanmak anlamına gelir. Parrhesiastes ise parrhesia kullanan, yani hakikati söyleyen kişiyi tarif eder. Bugünkü seminerin ilk bölümünde parrhesia sözcüğünün anlamı ve bu anlamın Yunan ve Roma kültüründeki gelişimi hakkında genel bir özet sunmak istiyorum. Açıksözlülük İşe şu soruyla başlayalım: Parrhesia sözcüğünün genel anlamı nedir? Etimolojik olarak, parrhesiazesthai ki pan (her şey) ve rhema (söylenen) sözcüklerinin birleşiminden oluşur her şeyi söylemek anlamına gelir. Parrhesia kullanan kişi, yani parrhesiastes, aklındaki her şeyi söyleyen kişidir: 4 Hiçbir şeyi saklamaz, kalbini ve zihnini konuşma yoluyla başkalarına açar. Parrhesia da konuşmacının zihninde olanların tam ve kesin bir dökümünü vermesi, böylece dinleyicilerin konuşmacının ne düşündüğünü anlayabilmesi beklenir. O halde 3. Lukianos, The Dead Come to Life, or The Fisherman [Dirilmiş Ölüler ya da Balıkçı], Çev. A.M. Harmon, The Works of Lucian içinde, cilt 3, 1-81. 4. Foucault, bir öğrencinin sorusuna cevaben, Yunan toplumunda kadınların rolünün geri planda bırakılmış olmasının onları (ve onlarla beraber yabancıları, köleleri ve çocukları) genelde parrhesia kullanımından mahrum bıraktığını belirtmiştir. Dersler boyunca eril zamirin yoğun olarak kullanılmasının nedeni budur. [Türkçe de eril-dişil ayrımı olmadığı için bu durum çeviriye yansımamıştır. ç.n.] 10

Michel Foucault parrhesia sözcüğü, konuşmacıyla söylediği şey arasındaki bir ilişkiye gönderme yapar. Zira parrhesia da, konuşmacı söylediği şeyin kendi fikri olduğunu kesin ve açık bir şekilde belirtir. Ve bunu düşündüklerini gizleyecek herhangi bir retorik biçim kullanmadan yapar. Parrhesiastes, retorik yerine bulabildiği en dolaysız sözcük ve ifade biçimlerini kullanır. Retorik, konuşmacıya dinleyicilerin zihinleri üzerinde (retorikçinin söylediği şey konusundaki kendi fikrinden bağımsız olarak) hâkimiyet kurmasına yardımcı olacak teknik araçlar sağlar. Oysa parrhesia da, parrhesiastes diğer insanların zihinleri üzerinde faaliyet yürütürken gerçekten neye inandığını mümkün olduğunca dolaysız biçimde gösterir. Eğer konuşan özne (yani sözcelemi dile getiren özne [the subject of enunciation]) ile sözcelenmiş olanın [enounced] gramatik öznesi arasında bir ayrıma gidersek, sözcelenenin [enunciandum] de bir öznesinin bulunduğunu söyleyebiliriz, ki bu da konuşmacının inanç ya da kanılarına tekabül eder. Parrhesia da konuşmacı kendisinin hem önermenin öznesi, hem de sözcelenenin öznesi olduğunu yani gönderme yaptığı kanının öznesi olduğunu vurgular. Böylece parrhesia tarzı önermenin özgül söz etkinliği şu formu alır: Ben şunu ve bunu düşünen kişiyim. Burada John Searle ün söz edimi (ya da Austin in edimsel sözcelem [performative utterance] ) deyişi yerine söz etkinliği deyişini kullanıyor, böylelikle parrhesia tarzı ifade ve beraberinde getirdiği taahhütler ile bir insanın söylediği şeyle girdiği olağan taahhüt ilişkileri arasında bir ayrım getirmeyi amaçlıyorum. Zira göreceğimiz üzere, parrhesia da söz konusu olan taahhüt, belirli bir toplumsal konuma, konuşmacıyla dinleyiciler arasındaki bir statü farklılığına, parrhesiastes in kendisi için tehlike arz eden, dolayısıyla da belli bir risk içeren bir şey söylemesine vb. ne bağlıdır. 11

Doğruyu Söylemek Hakikat İki tür parrhesia yı birbirinden ayırmamız gerekir. Bunların birincisi, sözcüğün boşboğazlık sözcüğüne yakın anlamda kullanıldığı ve kişinin zihnindeki birtakım şeyleri ya da her şeyi niteliksel bir ayrım gözetmeksizin söylediği durumu betimleyen aşağılayıcı anlama denk düşer. Bu aşağılayıcı anlama örneğin Platon da, 5 herkesin diğer yurttaşlara hitap etme ve her türlü şeyi hatta site için en aptalca ya da en tehlikeli sayılan şeyleri de söyleme hakkına sahip olduğu kötü demokratik yönetim biçiminin betimlendiği kısımlarda rastlamak mümkündür. Bu aşağılayıcı anlama Hıristiyan literatürde daha sık rastlanır. Bu türden bir kötü parrhesia, bu metinlerde bir disiplin unsuru ya da Tanrı nın tefekkürünün zorunlu koşulu olan sessizliğin karşıtı olarak kullanılır. 6 Kalbin ve zihnin her hareketini yansıtan bir sözel etkinlik olarak parrhesia, bu olumsuz anlamıyla, açıkça Tanrı nın tefekkürüne engel teşkil eder. Ne var ki parrhesia klasik metinlerde çoğu zaman bu aşağılayıcı anlamdan ziyade olumlu bir anlama sahiptir. Parrhesiazesthai hakikati söylemek anlamına gelir. Peki parrhesiastes doğru olduğunu düşündüğü şeyi mi söyler yoksa gerçekten doğru olan şeyi mi? Bence parrhesiastes doğru olan şeyi söyler; zira o şeyin doğru olduğunu bilir ve o şeyin doğru olduğunu bilmesi, o şeyin gerçekten de doğru olmasından kaynaklanır. Parrhesiastes sadece dürüst olmakla ve düşüncesinin ne olduğunu söylemekle kalmaz; aynı zamanda onun düşüncesi hakikattir. O doğru olduğunu bildiği şeyi söyler. O halde parrhesia nın ikinci özelliği, inanç ile hakikat arasında her zaman tam bir örtüşme olmasıdır. Yunan parrhesia düşüncesini modern (Descartes çı) kanıt anlayışıyla karşılaştırmak ilginç olabilir. Zira Descartes a göre 5. Platon, Devlet, 577b. Ayrıca bkz. Phaedrus 240e ve Yasalar 649b, 671b. 6. Bkz. G. J. M. Bartelink, Quelques observations sur parrhesia dans la littérature paléo-chrétienne, Graecitas et latinitas Christianorum primaeva içinde, Ek III, 44-55 [Aşağılayıcı anlamıyla parrhesia]. 12

Michel Foucault inanç ile hakikat arasındaki örtüşme belli bir (zihinsel) kanıtın deneyimlenmesiyle elde edilir. Oysa Yunanlarda, inanç ile hakikat arasındaki örtüşme (zihinsel) bir deneyim dahilinde oluşmaz, bir sözel etkinlik, yani parrhesia dahilinde oluşur. Görünen o ki Eski Yunan daki bu anlamıyla parrhesia, modern epistemolojik çerçevemize uymaz. Ayrıca şunu da belirtmeliyim: Antik Yunan kültürüne ait hiçbir metinde, parrhesiastes in hakikate sahip olma konusunda herhangi bir şüphe taşıdığı izlenimi verdiğine rastlamadım. Zaten Descartes çı sorun ile parrhesia tutumu arasındaki fark da tam olarak budur. Zira Descartes, şüphe edilmeyecek biçimde açık ve seçik kanıt elde etmediği sürece inandığı şeyin gerçekten doğru olduğundan emin değildir. Oysa Yunan parrhesia düşüncesinde hakikatin elde edilmesi konusunda herhangi bir sorun varmış gibi görünmez; zira hakikatin elde edilmesi, birtakım ahlaki niteliklere sahip olunması yoluyla garanti altına alınmış olur. Bir insan birtakım ahlaki niteliklere sahipse, bu onun hakikate erişebilme imkânı olduğunun ispatıdır (ve tersi durum da geçerlidir). Parrhesia oyunu parrhesiastes in birinci olarak hakikati bilmek, ikinci olarak da böylesi bir hakikati başkalarına aktarmak için gereken ahlaki niteliklere sahip bir insan olduğunu varsayar. 7 Eğer parrhesiastes in dürüstlüğü konusunda herhangi bir ispat varsa, bu cesaretten başkası olamaz. Bir konuşmacının tehlikeli çoğunluğun inandıklarından farklı bir şey söylemesi, o kişinin parrhesiastes olduğunun güçlü bir işaretidir. Bir kişinin hakikat anlatıcısı * olup olmadığını nasıl bilebileceğimiz sorusunu sorduğumuzda, iki soru sormuş oluruz. Birincisi, belli bir kişinin hakikat anlatıcısı olduğunu nasıl bilebiliriz; 7. Bkz. Foucault nun röportajı, On the Genealogy of Ethics: An Overview of Work in Progress, H. L. Dreyfus & P. Rabinow, Michel Foucault, 252. * Foucault burada ve metnin kalan kısmında hakikati söyleyen kişi anlamında truth-teller terimini kullanıyor. Ancak hem ifadenin akıcılığını sağlamak, hem de İngilizce deki terimin story-teller (hikâye anlatıcısı) terimiyle olan yakınlığını korumak için, uygun olan yerlerde hakikat anlatıcısı terimini tercih ettik. (ç.n.) 13

Doğruyu Söylemek ikincisi, parrhesiastes olduğu iddia edilen kişi, inandığı şeyin gerçekte hakikat olduğundan nasıl emin olabilir. Birinci soru yani birinin parrhesiastes olduğunu kabul etme konusundaki soru Yunan-Roma toplumunda son derece önemli bir soruydu ve göreceğimiz üzere Plutarkhos, Galenos ve diğerleri tarafından açıkça ortaya atılmış ve tartışılmıştı. İkinci olarak sorduğumuz şüpheci soru ise, kanımca Yunanların yabancı olduğu, modern döneme özgü bir sorudur. Tehlike Bir insan ancak hakikati söylemenin risk ya da tehlike arz ettiği durumlarda parrhesia kullanıyor sayılır ve parrhesiastes olarak kabul görmeyi hak eder. Örneğin, Yunanlar açısından bakarsak, bir gramer öğretmeni ders verdiği öğrencilere hakikati söyleyebilir ve bunu yaparken de öğrettiklerinin doğru olduğu konusunda şüphe duymaz. Ancak inanç ile hakikat arasındaki bu örtüşmeye rağmen bir parrhesiastes değildir o. Öte yandan, bir filozof bir hükümdara, bir tirana hitap etse ve ona tiranlığının rahatsız edici ve nahoş olduğunu, zira tiranlığın adaletle bağdaşmadığını söylerse, filozof hakikati söylemiş olur, hakikati söylediğine inanır, buna ilaveten bir de risk alır (çünkü tiran ona karşı öfkelenebilir, onu cezalandırabilir, onu sürgüne gönderebilir, onu öldürebilir). Nitekim Platon un Siracusalı Dionysios karşısındaki durumu tam da budur. Platon un Yedinci Mektup unda ve Plutarkhos un Dion un Hayatı eserinde bu konuya yapılan son derece ilginç göndermeler vardır. Umarım daha sonra bu metinler üzerine çalışma fırsatı buluruz. Gördüğünüz gibi parrhesiastes risk alan bir insandır. Elbette ki bu risk her zaman bir ölüm riski değildir. Örneğin bir arkadaşının yanlış bir iş yaptığını görür ve ona hata yaptığını söyleyerek öfkesini uyandırma riskini göze alırsan, bir parrhesiastes gibi davranmış olursun. Böyle bir durumda hayatını riske atmış olmazsın; ancak uyarılarınla onu kırabilirsin ve dostluğunuz bundan dolayı zarar görebilir. Eğer siyasi bir tartışmada 14

15 Michel Foucault bir hatip, düşünceleri çoğunluğun düşüncelerine aykırı olduğu ya da düşünceleri bir siyasi skandala yol açabileceği için popülerliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyorsa parrhesia kullanıyor demektir. O halde parrhesia tehlike karşısındaki cesaretle ilintilidir ve belli bir tehlikeye rağmen hakikati söyleme cesaretine sahip olunmasını talep eder. Ve hakikati söylemek, en uç biçimiyle, yaşam ve ölüm oyunu nun bir parçası sayılır. Parrhesiastes hakikati söylerken risk almak zorunda olduğu için, kral ya da tiran genellikle parrhesia kullanamaz; zira hiçbir şey riske atmış sayılmaz. Hayatının tehlikeye atıldığı bir parrhesia oyununu kabul ettiğin zaman, kendi kendinle özgül bir ilişkiye girmiş olursun: Hakikatin söylenmemiş halde kaldığı bir hayatın güvencesi altında kalmaktansa, hakikati söylemek uğruna ölümü göze almış olursun. Tabii ki ölüm tehdidi Öteki nden gelir; dolayısıyla da Öteki ile belli bir ilişkinin kurulmuş olması gerekir. Ancak parrhesiastes öncelikle kendisiyle özgül bir ilişki kurmayı seçmiştir: Kendisine karşı sahtekârlık yapan bir canlı varlık değil, bir hakikat anlatıcısı olmayı kendisi için daha uygun görmüştür. Eleştiri Eğer bir mahkeme esnasında aleyhinde kullanılabilecek bir şey söylersen, dürüst olmana, söylediğin şeyin doğru olduğuna inanmana ve bu şekilde konuşarak kendini tehlikeye attığına inanmana rağmen parrhesia kullanmamış olabilirsin. Zira parrhesia da tehlike daima söylenen hakikatin dinleyiciyi incitebilecek ya da öfkelendirebilecek nitelikte olmasından kaynaklanır. Bu nedenle parrhesia daima hakikati söyleyen ile dinleyici arasındaki bir oyun dur. Söz konusu parrhesia, örneğin dinleyicinin belli bir şekilde davranması gerektiği ya da düşüncelerinin, edimlerinin vb. yanlış olduğu şeklinde bir uyarı olabilir. Konuşmacının, kendisi üzerinde güç kullanabilecek ve yaptıklarından dolayı onu sansürleyebilecek ya da cezalandırabilecek birine hitap ettiği durumlarda, parrhesia, konuşan kişinin yaptığı bir edimin itirafı olabilir. Yani gör-

Doğruyu Söylemek düğünüz gibi parrhesia nın işlevi bir başkasına hakikati ispat etmek değil, eleştiri sunmaktır. Ve bu eleştiri dinleyiciye ya da konuşmacının kendisine yöneliktir. Sen bunu yapıyor ve şunu düşünüyorsun. Ancak bunu yapmamalı ve şunu düşünmemelisin. Şu şekilde davranıyorsun; ama aslında şu şekilde davranman gerekir. Ben bunu yaptım ve bunda hatalıydım. Parrhesia bir başkasına ya da kişinin kendisine yönelik bir eleştiri biçimidir. Ancak bu eleştiri daima konuşmacının ya da itirafçının dinleyiciye oranla aşağı konumda bulunduğu bir durumda gerçekleşir. Parrhesiastes daima hitap ettiği kimseden daha güçsüz konumdadır. Parrhesia bir anlamda aşağıdan gelip yukarı yönelir. Bu nedenle bir Yunan, bir çocuğu eleştiren bir öğretmen ya da bir babanın parrhesia kullandığını söylemeyecektir. Ancak bir filozof bir tiranı eleştirdiğinde, bir vatandaş çoğunluğu eleştirdiğinde ya da bir öğrenci öğretmenini eleştirdiğinde parrhesia kullanılmış olabilir. Ancak bu herkesin parrhesia kullanabileceği anlamına gelmez. Zira her ne kadar Euripides in bir hizmetçinin parrhesia kullandığı bir metni olsa da, 8 parrhesia kullanımı çoğunlukla parrhesiastes in kendi soykütüğünü ve statüsünü biliyor olmasını gerektirir; yani bir insan parrhesiastes olarak hakikati söylemek istiyorsa öncelikle bir erkek vatandaş olmalıdır. Nitekim, parrhesia kullanamayan bir kişi, sitenin siyasi yaşamının parçası olamadığı ya da parrhesia oyunu nu oynayamadığı ölçüde parrhesia dan mahrumdur. Kişinin meclise, yani ekklesia ya hitap ettiği demokratik parrhesia da, konuşmacının vatandaş olması gerekir; gerçekte kişinin, kendisine konuşma ayrıcalığını veren o özgül kişisel, ahlaki ve toplumsal niteliklere sahip olması, vatandaşlar arasında en iyilerden biri olması gerekir. Ancak parrhesiastes, çoğunluğu tehdit eden bir hakikati açığa çıkardığı zaman, özgürce konuşma ayrıcalığını riske atmış olur. Zira Atinalı liderlerin, sırf çoğunluğun karşı koyduğu bir şey önerdikleri için, hatta güçlü etkileri nedeniyle meclisin özgürlüğünü sınırlandırdıkları düşünüldüğü için sürgüne 8. Euripides, Bakkhalar, 666 vd. 16