Trakya Glass Bulgaria EAD Düzcam Fabrikası lk Fırını Atefllendi. Vefa Sadece Bir Semt Adı Olmamalı. Trakya Cam Fuarlarda



Benzer belgeler
Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Şirketin kuruluşundan bugüne kadar geçirdiği evreler ve yurtdışı ve yurtiçinde gerçekleştirilen yatırımlar

21/08/2006 FAALİYETLERİMİZE SPONSOR OLARAK PLASTİK SEKTÖRÜNE YÖNELİK FAALİYETLERİNİZİ ARTTIRMAYI İSTER MİSİNİZ?

Hazırlık çalışmaları. Takım toplanıyor

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

ALTIN MÜCEVHERAT. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

1995 TEN BUGÜNE STRATEJİK ORTAĞINIZ

8. İSTANBUL İDF DERİ FUARI ŞEMSİYE STAND VE ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

İNGİLTERE DEKİ DOKTORLAR UYDURUYORSUN DEDİĞİ HASTAYI, TÜRK DOKTOR TEDAVİ ETTİ

2. GENEL BİLGİLER TABLOSU (2012)

OSNABRÜCK KARDEŞ KENT ELÇİMİZ VE ÇANAKKALE BELEDİYESİ KÜLTÜR SANAT BİRİMİ TEMSİLCİMİZ RESMİ TOPLANTIMIZDA KONUĞUMUZ OLDU

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

ÇOCUKLAR İÇİN SURVİVOR PARKURU

beautyshowcnr cnr_beautyshow CNR 2018 fuar sonuç raporu

3. Uluslararası Ekim 2019 İstanbul Fuar Merkezi. Gıda, Beslenme Bileşenleri, Kimyasalları ve Teknolojileri Fuarı. fningredients.

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

İSTANBUL CNR EMLAK FUARINDA YALI EMLAK LA BODRUM RÜZGARI

AK PARTİ GENÇLİK KOLLARI MUMCULAR BÖLGESİNDE YANAN ORMANLIK ALANLARA FİDAN DİKTİ

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI


18 20 EYLÜL 2015 BAKÜ / AZERBAYCAN

Kurumsal Mükemmellik Yolunda Deneyimler

I İlk 1000 İhracatçı Araştırması II Değerlendirme III İlk Yarı Yıl Faaliyetleri

11- Tasarlayacağımız yer hakkında bilgilere nasıl ulaşabiliriz? Yanıt-11 Lütfen şartnameyi bir kez daha inceleyiniz.

SERGİ, FUAR VE TEKNİK GEZİ

19 22 ŞUBAT 2014 ANTALYA

2. ULUSLARARASI MOBİLYA EV TEKSTİLİ VE HALI FUARI Haziran 2013 FUAR RAPORU

FUAR RAPORU Irak ın Ticaret Merkezi Erbil, ticari potansiyeliyle tüm yatırımcıları şaşırttı.

Homer ve OEE. Hazırlayan : Cengiz Pak Bu sunum sadece cengizpak.com.tr site üyeleri içindir.

Gümüşlükspor Futbol Okulu açıldı

İÇ TİCARET MÜDÜRLÜĞÜ. HAZIRLAYAN : CENK KADEŞ Ekonomik Araştırmalar Şefi

42. İzmir ayakkabı ve çanta fuarı. 42 nd İzmir footwear and bags fair. Fuar Sonuç Raporu ekim october 2017

Sayın Kazakistan Uluslararası Ticaret Odası ve Türkiye Kazakistan İş Konseyi Kazak Tarafı Başkanı

Tarih: 13 Temmuz 2012 Daha fazla bilgi için Nurgül Usta Genel Md. Yardımcısı Tel: E mail:nurgul.usta@dorinsight.

ERBIL-IRAQ ULUSLARARASI SÜS BİTKİLERİ VE PEYZAJ FUARI 30 MAYIS02 HAZİRAN FUAR RAPORU.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

OYAK Çimento Grubu nda görev değişikliği

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

Benimle Evlenir misin?

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

G20 TOPLANTISI SAYI 9 ARALIK 2014

CAM VE SERAMİK İNŞAAT MALZEMELERİ

Denize En Çok Mavi Yakışır

BODRUM ŞUBAT AYINDA 6 ÜLKEDE TANITILDI

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Uluslararası Buluşma Türkiye Fotohaber, Sayfa 1

3. Uluslararası İlaç Bileşenleri, Hammaddeleri ve Teknolojileri Fuarı Ekim 2019 İstanbul Fuar Merkezi. pharmaist.net. Medya Partnerleri:

DÜNYA MOBİLYA İHRACATI

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMETLER

Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak

Rapor. Toyzeria Türkiye ve Orta Doğu nun Çocuk Fuarı.

Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi nin 50 nci Yılı Konferansı Ankara da Düzenlendi

TÜRKİYE & ADANA İHRACAT RAKAMLARI

Kampın iyi bir. Kendimi İspatlamak İstiyorum

10 15 OCAK 2018 ALMANYA - FRANKFURT / HANNOVER

LİBERTY SİGORTA TÜRKİYE DE BİRLİKTE BÜYÜYELİM

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

7. ULUSLARARASI LED SİSTEMLERİ, TEKNOLOJİLERİ, UYGULAMALARI VE AYDINLATMA FUARI

2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal Çevre Politikaları ve Sektörden Beklentiler. 23 Ocak 2015, İstanbul. Sayın Bakanım,

Türkiye nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Araştırması Eğitim Hizmetleri Sektör Kılavuzu 2018

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONGRESİ

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

MediaCat Felis 2013 Ödülleri ne Başvurular Başlıyor!

SERAMİK SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

ASANSÖR İSTANBUL 2015 SONUÇ RAPORU


EKİM 2018 İHRACAT RAKAMLARI _tt

23 Mart Dünya Meteoroloji Günü Kutlandı

FUAR RAPORU Aralık 2017 Kazablanka FAS 3. ULUSLARARASI KOZMETİK, GÜZELLİK VE SAĞLIK FUARI

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

YAŞ MEYVE SEBZE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ 2015 YILI ÇALIŞMA ÖZETİ

19 24 KASIM 2013 ALMANYA - DÜSSELDORF

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

Üyelerimizle kahvaltıda buluştuk. MMO Antalya Şube olarak üyelerimizle birlikte Geleneksel Kahvaltı etkinliğimizi Arıca Çiftlik te gerçekleştirdik.

19-21 Haziran 2015 Kalamata/YUNANİSTAN

1. ELEKTRONİK KOMPONENT, GÜÇ KAYNAKLARI VE GÖMÜLÜ SİSTEMLER FUARI

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Salkım Söğüt Saç

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU ( )

ENDONEZYA MALEZYA TİCARET HEYETİ (27 Mayıs 1 Haziran 2012)

2014 YILI OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ ADANA DIŞ TİCARET RAPORU. HAZIRLAYAN : CENK KADEŞ Meslek Komitesi ve Kararlar Şefi

"Hep birlikte ileriye..." sloganıyla firmamız 2015 yılında da yeni müşterileriyle büyümeyi hedeflemektedir.

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI Nisan 2012

ŞEMSİYE STAND ve ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇ RAPORU. İSTANBUL Nisan Paola DURUK Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü Uzman Yardımcısı

SIGN ĐSTANBUL 2014 SONUÇ RAPORU

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

BAKA BULUŞMALARI -I-

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

HOTEL, RESTORAN, HASTANE VE ikram ENDÜSTRiSi iş KONTRATLARI FUARI KASIM contracthotelexpo.com

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

En Yüksek Prim Ödeyen 10 İşverene Ödül Verildi

Transkript:

fiiflecam Toplulu u Dergisi Mart - Nisan 2006 Say : 249 Trakya Glass Bulgaria EAD Düzcam Fabrikası lk Fırını Atefllendi Vefa Sadece Bir Semt Adı Olmamalı Trakya Cam Fuarlarda Kürekçiler Akdeniz Kupası nda Bulufltu

fiiflecam Çevre Politikas fiiflecam, çevresel de erlere karfl sorumlulu unun bilincinde bir kurum olarak, gelecek kuflaklara yaflanabilir bir dünya b rakman n gere ine inanmaktad r. Stratejik yönetimin temel unsurlar ndan biri olarak alg lad bu yaklafl m faaliyetlerinin her aflamas nda dikkate almaktad r. Amac m z; Toplulu umuzda sürdürülen çevre koruma çal flmalar n n, çevre yönetim sistemi anlay fl yla yürütülmesi ve tüm çal flanlar n deste i al narak sürekli iyileflmenin sa lanmas d r. Eli bofl dönülmeyen yolc u Her zaman eli boş dönülmeyen tek yolculuk, insanın kendi içine yaptığıdır -Amos Oz- Dergimizin bu sayısında Dr. Şahap Kocatopçu ile yaptığımız söyleşiye geniş yer ayırdık. Söyleşinin içeriğinde,...gerçek anlamda insani değerlere saygılı olan bireyler, kurumlar ve toplumlar, kendilerine değer katanlara vefa göstermelidir ki, yaratıcı insan aklının katkısı artabilsin; toplum sağlıklı bir zeminde gelişebilsin saptamasını varlığımızın bütün gücüyle yinelemek isteriz. Şahap Kocatopçu ile insani olan her şeyi konuşuyorum. Bilgiye, özveriye ve ilkeli ilişkilere dayalı bir yaşamın neler üretebileceğinin ilginç örneklerinden biridir kendileri. Öylesine ilginçtir ki, insani güçleri kadar, insani zaaflarını da kendisiyle rahatlıkla konuşabilirsiniz; geçmişteki başarılarının mirasını yiyen bir insan olmadığını; yaşı doksanı aştığı halde hâlâ üretme, topluma katkısını sürdürmedeki olağanüstü gayretini hemen gözleyebilirsiniz; eğer önyargılarınız yoksa, bu çindekiler 4 Trakya Glass Bulgaria EAD Düzcam Fabrikası ilk fırını ateşlendi Mart-Nsan 2006 Yıl 47 Sayı 249 Sahibi & Yazı Ýþleri Müdürü Dr. Rüþtü Bozkurt Yönetim Yeri Ýþ Kuleleri, Kule 3 34330 4. Levent-ÝSTANBUL Tel: (0212) 350 50 50 www.sisecam.com.tr Türkiye Þiþe ve Cam Fabrikaları A.Þ. ile baðlı kuruluþların personeli için iki ayda bir 12.500 adet yayınlanır Ücretsiz daðıtılır.

Editör uluk Rüþtü BOZKURT sizde hayranlık duygusunun beslediği bir saygı uyandırır. Kendisine çok değişik ortamlarda, değişik söyleşi ikliminin çapraz tuzaklarını kurarak hep şu soruyu sordum: Her insan gibi, sizin de başınızı yastığınıza koyduğunuzda, kendi içinizdeki boşlukları yakaladığınız oluyordur. Bilgisizlik ya da art niyetle yaptığınız ve sizi utandıran yanlışlarınızı anlatır mısınız? Aldığım yanıt ilginç. Diyor ki,...insan yanılabilen canlıdır. Ben, kendi kişisel tarihimin esiri hiç olmadım. Benim de yanılgılarım oldu; ama bilerek yanlışımı tekrarlamadım. Her zaman da çevremde benim yanlışlarımı söyleyebilecek insanlar bulundurdum. Size yalnız başarılarınızı söyleyen insanlar çevrenizi sarmışsa, hiç kuşkunuz olmasın ki, tekrarlayan yanlışlar yaparsınız! Ünlü yazar Amos Oz un ailesini anlattığı anıt eserindeki sözü Şahap Bey e de aktardım.ve şu soruyu sordum:...kendi içinize yaptığınız yolculuktan eli boş dönenlerden olmadığınızı düşünüyor musunuz? Evet diyor... Evet... Ne yapıp edip Şahap Kocatopçu nun yaşam serüvenini mutlaka yazıya dökmeliyiz. Bu bireysel bir sorumluluk olduğu gibi, kurumsal bir görev olarak da algılanmalı. Geçmişin birikimlerinden yararlanma, ondan ders çıkararak, geleceğin karar ve kurumlarını daha sağlıklı temeller üzerine yerleştirme hepimizin, ama hepimizin ortak sorumluluğu. Geçmişin tutsağı olmamanın yollarından biri de ister canlı tarih bağlamında olsun, isterse belgelere dayansın çapraz çalışmalar yapmaktır. Eğer bir kurum, birikim yeteneğini korumak ve uzun dönemli geleceğini güven altına almak istiyorsa, önce elinin menzilindeki varlıklara değer vermek, onları verimli kullanmak zorundadır. İnsanlar, en değerli kaynağımızdır. İnsan kaynağımızın birikimini zenginlik üretimine dönüştürmeyi beceremediğimiz zaman, sadece nicel bazı ölçüler koyarak başarı öyküleri anlatılırsa, içi boş öyküler yaratma olasılığı çok yüksektir. Her türlü inancın, ideolojinin ve değerler sisteminin alt-üst oluşlar yaşadığı günümüz dünyasında değerlere sahip çıkmanın tam zamanıdır; tam zamanı. fiirket Haberleri 8 Bilecik Cam Hammaddeleri Üretim Tesisi hedef büyüttü Camiş Madencilik e teşekkür plaketi www.camismaden.com.tr yayında 9 Sağlık için, keyif için, madensuyu için... Dünden... Bugüne... 10 Vefa sadece bir semt adı olmamalı... fiirket Haberleri 18 Cam Ambalaj dan çevreye saygı... Fuarlar 20 Camiş Madencilik standına büyük ilgi 21 Trakya Cam, Enerji Verimliliği Sergisi ve Domotechnica Fuarı nda 22 Takı Fuarı nda büyük ilgi gördük Trakya Cam, Bulgaria Building 2006 Fuarı nda 23 Oxyvit Kimya Atlanta da fiirket Haberleri 23 Oxyvit Kimya sınavı geçti 24 Kürekçiler, Akdeniz Kupası nda buluştu 26 Endüstri liflkiler Sa l k 27 Peptik ülser hastalığı Kapak Fotoðrafı: Nedim Erinç Camda renklendirme çalıþmaları Yayına Hazırlayan Dünya Yayıncılık A.Þ. 100. Yıl Mahallesi 34440 Baðcılar-Ýst. Renk Ayrımı ve Baskı Dünya Yayıncılık A.Þ. GLOBUS Dünya Basınevi 100. Yıl Mah. 34440 Baðcılar - Ýstanbul Tel: 0212. 440 20 10 Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Þiþecam Dergisi nde yayınlanan yazı ve fotoðraflar kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Þirket Haberleri fiiflecam, çok odakl büyüme stratejisi nin gereklerini yerine getiriyor Trakya Glass Bulgaria EAD Düzcam Fabrikas ilk f r n atefllendi Sişecam Topluluğu bölgesel liderliğini pekiştirmek için, 7 Temmuz 2004 tarihinde Türkiye ve Bulgaristan başbakanlarının birlikte attığı temelin düzcam grubuna ait ilk fırınının ateşlemesi 20 Şubat 2006 tarihinde Türkiye İş Bankası A.Ş. Genel Müdürü ve Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Şişecam Genel Müdürü Doğan Arıkan,Yönetim Kurulu Üyeleri Alparslan Akıncı, Hasan Arslan Sarsar, Yusuf Ziya Toprak ve Özcan Türkakın ile Düzcam Grup Başkanı Alev Yaraman, Cam Ev Eşyası Grup Başkanı Gülsüm Azeri ve Bulgaristan Cumhuriyeti yetkililerinin katılımı ile yapıldı. Trakya Glass Bulgaria EAD nin toplam 220 milyon dolar tutarındaki bu büyük yatırımı kapsamında, bölgenin en büyük cam ev eşyası fabrikası programlandığı gibi, 7 Temmuz 2004 tarihinde temel atılmasından bir yıl sonra, 27 Temmuz 2005 tarihinde ilk fırın ateşlenerek, Ağustos 2005 te üretim faaliyetine başlamıştı. 4 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Þirket Haberleri Şişecam yetkilileri, düzcam grubunun ilk fırının ateşlenmesinde, Yatırım planlandığı gibi yürümektedir, tesisimiz projede öngörüldüğü gibi peyder pey tamamlanarak üretime alınmaktadır. Bu yatırımların, ülkemiz ile komşu devletler arasında mevcut sosyo-ekonomik ilişkilerin daha da gelişmesine çok önemli katkılarda bulunacağı ve yeni ufuklar açacağı düşünülmektedir diye konuştu. Trakya Glass Bulgaria EAD Düzcam Fabrikas yat r m Sişecam Topluluğu, düzcam ve işlenmiş camlar, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyaf olmak üzere, camda dört farklı alanda ve kimyasallar üretiminde faaliyet gösteren bir bölgesel cam devi. Toplam satışları 2.0 milyar doları geçen topluluk, faaliyet alanlarında Güney Doğu Avrupa ve Rusya yı da kapsayan yakın coğrafyasında bölgesel liderliği, bazı sektörlerinde ise dünya liderliğini hedefleyen vizyonu doğrultusunda, çok odaklı büyüme stratejisinin gereklerini yerine getiriyor. Türkiye deki büyüme yatırımları yanı sıra, Şişecam, çok odaklı üretimle büyüme stratejisine uygun olarak, Bulgaristan daki düzcam, işlenmiş camlar, ayna ve cam ev eşyası fabrikaları yatırımlarıyla, bölgesel büyümesine devam ediyor. Bu yatırımların, ülkemiz ile komşu devletler arasında mevcut sosyo-ekonomik ilişkilerin daha da gelişmesine çok önemli katkılarda bulunacağı ve yeni ufuklar açacağı düşünülüyor. Bulgaristan Targovishte de 2004 yılında başlatılan düzcam, işlenmiş camlar, ayna ve cam ev eşyası fabrikalarından oluşan cam yatırımlarıyla Şişecam, bu farklı iş alanlarında dünya pazarlarındaki pozisyonunu ve pazar payını güçlendirmekle kalmayıp, bölgedeki rekabet ortamında, Türkiye bazlı ihracatını da desteklemesi bekleniyor. Trakya Glass Bulgaria EAD nin, toplam 220 milyon dolar tutarındaki bu büyük yatırımı kapsamında, bölgenin en büyük Cam Ev Eşyası Fabrikası, programlandığı gibi, 7 Temmuz 2004 tarihinde temel atılmasından tam 1 yıl sonra, 27 Temmuz 2005 tarihinde fırını ateşlenerek, Ağustos 2005 te üretim faaliyetine başladı. Trakya Glass Bulgaria EAD, Balkan Havzası nın ilk Düzcam Fabrikası nı da, bundan 6 Trakya Cam Türkiye de de yaklaşık 220 kişilik ilave istihdam yaratacak ve gerek Türkiye, gerekse de Güney Doğu Avrupa ile bölge ülkeleri pazarlarındaki konumunu pekiştirecek. Þiþecam Mart - Nisan 2006 5

Þirket Haberleri Trakya Glass Bulgaria EAD nin halen sürdürmekte oldu u 25 milyon dolar tutar ndaki fllenmifl Camlar ve Ayna Fabrikas yat r mlar ise 2006 y l n n sonunda tamamlanacak. ay sonra, hedeflendiği şekilde 2006 nın ilk çeyreği içinde tamamlanarak ilk düzcam fırınını ateşliyor. Her iki fabrikanın toplam yatırım tutarı 195 milyon dolar, istihdam edilen toplam eleman sayısı 850 kişi. Trakya Glass Bulgaria EAD nin halen sürdürmekte olduğu 25 milyon dolar tutarındaki İşlenmiş Camlar ve Ayna Fabrikası yatırımları ise 2006 yılının sonunda tamamlanacak. Toplam yatırım tutarı 120 milyon dolar düzeyinde olan Bulgaristan daki bu yeni Düzcam Fabrikası nda, yılda 225.000 ton çeşitli kalınlıklarda düzcam üretilecek, 65 milyon dolar ciro elde edilecek, ~50 milyon dolar ihracat geliri sağlanacak ve yaklaşık 200 kişi doğrudan istihdam edilecek. Ateşlenen düzcam fırını kademeli olarak ısıtılacak, Mart 2006 sonu itibariyle ticari üretime geçecektir. Avrupa da beşinci büyük üretici konumunda olan Trakya Cam, Bulgaristan da kurduğu Düzcam Fabrikası nın yanı sıra, ülkemizde de yatırımlarını kararlı bir şekilde sürdürmekte, Bursa - Yenişehir Organize Sanayi Bölgesi nde, sırasıyla, 2007 yılının ilk yarısında ve 2007 yılı sonunda devreye girmek üzere planlanan, toplam 160 milyon dolar tutarında, 225.000 ton/yıl kapasiteli bir düzcam fabrikası ile enerji tasarrufu sağlamaya yönelik özel niteliklere haiz kaplamalı camlar üretecek bir kaplamalı cam fabrikasının yatırımını da hızla gerçekleştirmektedir. Bu yatırımlarla, Trakya Cam Türkiye de de yaklaşık 220 kişilik ilave istihdam yaratacak ve gerek Türkiye, gerekse de Güney Doğu Avrupa ile bölge ülkeleri pazarlarındaki konumunu pekiştirecek. 6 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Þirket Haberleri Bilecik Cam Hammaddeleri Üretim Tesisi hedef büyüttü 26 Temmuz 2005 tarihinde, Bilecik II. Organize Sanayi Bölgesi nde Bilecik Valisi Ayhan Çevik, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürü Doğan Arıkan ve Kimyasallar Grup Başkanı Dr. Ateş Kut tarafından temeli atılan Bilecik Cam Hammaddeleri Üretim Tesisleri nden ilki silobus 8 Şubat 2006 da yola çıktı. İlk aşamada Yenişehir Cam Ambalaj Fabrikası ile Düzcam Fabrikası ve Eskişehir Paşabahçe Fabrikaları için silis kumu, kalker ve dolomit üretilecek. Cam elyaf üretimi için yine aynı alan içerisinde kaolen, kolemanit ve kalker hazırlama tesislerinin de önümüzdeki dönemde kurulması planlanıyor. Bu tesisle Camiş Madencilik A.Ş. bölgedeki cam fabrikalarına nitelikli hammadde sağlamayı hedefliyor. Camifl Madencilik e teflekkür plaketi Camiş Madencilik A.Ş., Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Bilecik e yapmış olduğu yatırımlarla İl in sosyal ve ekonomik yönden kalkınmasına sağladığı katkılardan dolayı plaketle ödüllendirildi. www.camismaden.com.tr yay nda Camiş Madencilik A.Ş. nin yeni web sitesi şubat ayında yayın hayatına geçti. Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki dilde hazırlanan sitenin içeriğinde; şirketin tanıtımı, faaliyetleri, tesis konumları yer alıyor. Online olarak ürün kataloglarının da indirilebileceği sitenin adresi, www.camismaden.com ve www.camismaden.com.tr. 8 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Þirket Haberleri Sa l k için, keyif için, madensuyu için... Anadolu Cam, kampanya kapsamında interneti mecra olarak kullanan ilk şirket oldu. Anadolu Cam ın yılbaşında gerçekleştirdiği cam imaj kampanyasının ardından madensuyu reklam kampanyası da devreye girdi. Şubat ayında başlayan kampanya televizyon, basın, radyo, açıkhava, sinema ve internet mecralarında oldukça yaygın bir şekilde Mart ayı sonuna kadar yer aldı. Madensuyunun sağlıklı ve keyifli bir içecek olduğunun, her ortamda ve her mevsimde içilebilirliğinin vurgulandığı reklamlar özellikle genç kesimi hedef aldı. Hareketli çekimleri, kelime oyunları ve renk kullanımıyla diğerlerinden sıyrılan reklam filmi, kendine özel rap müziği ile de akıllarda kalıcı bir yer etti. Kampanya kapsamında interneti mecra olarak ilk kullanan Anadolu Cam, hazırladığı bilgilendirme sitesinde İ.Ü. Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle tarafından derlenen Madensuyunun sa l kl madensuyu hakkında kolaylıkla anlaşılabilen ve akıldaki oldu unun, her ortamda ve keyifli bir içecek soruları cevaplayan bilgilere ve her mevsimde yer verdi. (Bu siteye anadolucam.com.tr adresinden her za- içilebilirli inin vurguland reklamlar özellikle man ulaşılabilir.) Mart ayı boyunca basında genç kesimi hedef ald. süren bunları biliyor musunuz? kampanyasında ise madensuyunun spor, diş-kemik sağlığı ve sağlıklı yaşlanma ana temalarında vücuda katkıları ile ilgili bilgi verilmeye devam edildi. Basın ve televizyondaki PR çalışmalarıyla desteklenen kampanya, üreticilerden de olumlu destek ve beğeni kazandı. Þiþecam Mart - Nisan 2006 9

Vefa sadece bir se Dünden... Bugüne... Sanayimizin duayenlerinden fiahap Koçatopçu nun 90 nc yafl günü 17 fiubat ta kutland. 1954-1980 y llar aras nda flirketimizin genel müdürlü ünü yürüten Kocatopçu ile bir sohbet toplant s düzenledik. Sohbet toplant s nda bir sanayi misyoneri olan fiahap Kocatopçu deneyimlerini bizimle paylaflt. Şişecam Genel Sekreteri Rüştü Bozkurt un hem yönettiği hem de açış konuşmasını yaptığı sohbet toplantısındaki değerlendirmeler aşağıda aktarılmaktadır. Gerçek anlamda insani de erlere sayg l olan bireyler, kurumlar ve toplumlar; kendilerine de er katanlara vefa göstermelidir ki, yarat c insan akl n n katk s artabilsin. Toplum sa l kl bir zeminde geliflebilsin. R.B. Değerli yöneticilerimiz ve değerli arkadaşlarım, Vefa sadece bir semt adı olarak kalmamalıdır. Bir insani değer olarak vefa ya her yerde, her zaman hepimizin ihtiyacı vardır. Gerçek anlamda insani değerlere saygılı olan bireyler, kurumlar ve toplumlar; kendilerine değer katanlara vefa göstermelidir ki, yaratıcı insan aklının katkısı artabilsin. Toplum sağlıklı bir zeminde gelişebilsin. Şahap Bey, Şişecam kimliğinin yaratılması ve geliştirilmesinin temel direklerinden biridir; kurum olarak bizim ona vefa göstermemiz çok doğal bir görevimiz ve şaşmaz ödevimizdir. Hepiniz biliyorsunuz ki, Şahap Bey geçenlerde 90. yaş gününü kutladı. Çok güzel bir söz vardır. Vesile olmadan dost bağına girilmez denir. Biz de bu vesileyle kendisini buraya davet ettik, ve kendi deneyimlerinden burada belki onunla beraber çalışmamış, onu yakından tanımayan arkadaşlarımızın onun birikimlerinden yararlanmasını istedik. Onun içinde kendisiyle bir ön görüşme yaparak sorular hazırladık. Şimdi bu soruları soracağım. Şahap Bey de bizlere deneyimlerini aktaracak. 10 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Dünden... Bugüne... emt ad olmamal... Efendim biliyorum ki, sizin hayatınıza yön veren temel duygu, Cumhuriyet Türkiyesi nin yokluk ve yoksulluk içinde 700 kadar arkadaşınızla sizi yurtdışında eğitim - öğretime göndermesidir. Bu duygunuzu genç arkadaşlarımıza anlatır mısınız? Bu olay sizi ve sizin yaşantınızı nasıl yönlendirdi, kısaca özetler misiniz? Ş.K. Evvela bu dakikada yıllardan sonra aranızda olmaktan duyduğum mutluluğu belirtmek istiyorum. Bu arada kendimi senelerce evvel buluştuğum, kaynaştığım insanların içinde bulmaktan ayrıca mutluluk duyuyorum. Bana bu imkanı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Ben Galatasaray Lisesi ni 1936 da bitirdim. Amacım mühendis olmaktı. İstanbul Teknik Üniversitesi, o zaman yüksek mühendislik mektebiydi. İmtihana girdim, kazandım ve birinci sınıfı okudum. 1937 nin ortasında Atatürk ün yurtdışına gençleri göndermek için açtığı imtihanlar oldu. Bir taraftan da Sümerbank, Etibank, Maden Tetkik Arama Enstitüsü, SEKA gibi tesisler kuruldu. Ve buralarda eleman istihdam edilmesi için yurtdışında eğitim olanağı sağlandı. Bu beni çok heyecanlandırdı. Okuduğum halde bu imtihanlara girdim. Ve üç imtihanla bana en ters gelen metalürji tahsili için Maden Tetkik Araştırma Enstitüsü nün imtihanını kazandım. Belçika ya gönderildim ve 1940 a kadar okudum. 1940 da Alman işgalini gördük, ve oradan geri döndük. O acılı günleri de unutamıyor insan. Çünkü memleketin çektiği sıkıntıları görüyorduk. Sonra 50 kişilik bir kafile Bağdat ta toplandık ve Basra Körfezi nden bir gemi ile Pasifik üzerinden Amerika ya gittik. Savaş olduğu için Atlantik ten gitme imkanı yoktu. Uçaklar da yoktu o zaman, çok güç gittik. Ve MIT de tahsile başladık. Aldığımız para 125 dolardı. O zamanlar bu miktar bir çok Vefa sadece bir semt ad olarak kalmamal d r. Bir insani de er olarak vefa ya her yerde, her zaman hepimizin ihtiyac vard r. Þiþecam Mart - Nisan 2006 11

Dünden... Bugüne... fiahap Bey, fiiflecam kimli inin yarat lmas ve gelifltirilmesinin temel direklerinden biridir; kurum olarak bizim ona vefa göstermemiz çok do al bir görevimiz ve flaflmaz ödevimizdir. insan için çok büyük para idi. Ve bu paranın lüksünü yaşamış sayıyorduk kendimizi. Gerçekten kendimizi borçlu hissediyorduk; memlekete bu parayı nasıl ödeyeceğiz diye. 1942 yılında metalürji mühendisi oldum. Sonra masterimi yaptım. Fakat dönüş imkanı yok. Seramik üzerine de doktora yaptım. Boş duracağıma bir doktora yapayım dedim. Aynı zamanda asistandım üniversitede. Döndüğümde MTA Enstitüsü ne borcum var ve 14 sene kadar hizmet etmem gerekiyordu. Gittim kendilerini gördüm, dediler ki seni biz yetiştirdik ama elimizden kaçırdık. Ne oldu? Sümerbank seni aldı, onların ihtiyacı varmış seramik mühendisine. Ve ben Sümerbank a geldim. Sümerbank ta o sırada Karabük Demir Çelik Fabrikası nın ateş tuğlalarını bulamıyormuş, Filyos ta ateş tuğla fabrikasını kurmaya karar vermişler. Ve beni orada çalıştırmayı düşünmüşler. 1946 da Sümerbank merkezinde çalışırken, fabrikanın hazırlıkları devam ederken evlendim ve Filyos Ateş Fabrikası nı kurmak için 1200 nüfuslu o köye gittik eşimle beraber. Bu küçük köyde işletme şefi olmama rağmen biz büyük bir patron sayıldık ve orada fabrikayı kurduk, çalıştırdık ve bir eser yapmış olmaktan dolayı mutlu olduk. 1950 de Demokrat Parti kuruldu. Demokrat Parti nin seçim faaliyetleri başladı. Ve seçimi Demokrat Parti kazandı. Kazandı ama o zamana kadar hiç siyasi tecrübesi olmayan büyük bir kitle birdenbire milletvekili oldu. Mebuslar Filyos Fabrikası na geldiler. İşçilerle konuştular beni hiçe saydılar. Çünkü benim bir oyum var, işçinin elli oyu var o sırada, onun sıkıntılarını çektik bir miktar. Ve ben onlara biraz ters konuşmalar yaptım. O yüzden benim oradan alınmam gerekti ve 1945 de Ankara da Türkiye Çimento Sanayi A.Ş. kurulmuştu beni oraya aldılar. Ama cezalı gibi ayrıldım oradan, bunu hatırlatmak istiyorum. R.B. Hayırlı olmuş efendim. Buradan bize Filyos Ateş Tuğla dan Çimento ya geçerken Şişecam geçişiniz de olmuş. O geçişi anlatır mısınız: Şişecam a nasıl geçtiniz. Neydi sizi cezbeden? Ş.K. Türkiye Çimento Sanayi A.Ş. kurulduğunda görevimiz sekiz ayrı şehirde sekiz çimento fabrikası kurmaktı Türkiye de. Benim görevim bunları hızla çalıştırmaktı. Ben her seferinde bütün tesisleri geziyordum. Türkiye Çimento Sanayii A.Ş. nin Yönetim Kurulu Başkanı İş Bankası A.Ş. nin Genel Müdürü Üzeyir Avunduk tu. Üzeyir Bey rahmetli, beni gözüne kestirmiş bu fabrikalar kurulduktan sonra, 1954 te beni Paşabahçe ye aldı. Paşabahçe ye geçişim Üzeyir Bey in sayesinde olmuştur. Buraya geldiğimde biraz da beni mutlu eden şeyler biri Paşabahçe nin Atatürk tarafından kurulması istenen ve İş Bankası tarafından kurulmuş olan bir fabrika olması idi. Ben bunun romantizmini yaşadım. Onun heyecanı ile yaşadığım için bana ayrı bir puan kazandırdı. 12 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Dünden... Bugüne... R.B. Size bir soru soracağım. Bildiğim kadarıyla sizin hayatınızda Şişecam - Paşabahçe de çok üzüldüğünüz ve her zaman söylediğiniz bir olay oluyor. Sonradan çok ünlü bir politikacı olan ünlü birisi sizi fevkalade üzmüş. O olayı hatırlıyor musunuz, neydi o? Ş.K. Nereden çıkarıyorsunuz bu soruları böyle? Efendim, Paşabahçe de çalışırken, bir sürü şeyler yaptık ama Rüştü Bey in bahsettiği konu 1969 da Çayırova fabrikamızın kapasitesi doldu, 19.000 ton kapasite ile kurulmuştu. Kapasitesi doldu yeni bir fabrika kurmamız gerekiyordu. O bakımdan Devlet Planlama Teşkilatı na gittim. Yeni bir fabrika kurmak istiyoruz. Sizde de teşvikler çıkıyor. Bu sene ki teşvikler arasına bir pencere camı fabrikası koyar mısınız lütfen? dedim. Ooo...!!! Şahap Bey, yeter ki sen iste dediler. Ben de memnuniyetle döndüm. 2 ay sonra teşvikler çıktı ve şu sanayie, bu sanayie vs. derken bir de pencere camı fabrikasına diye de özellikle koymuşlar. Allah Allah, bizimkini nasıl özel koymuşlar bir fabrika diye. Neyse, aldık yazılarımızı, müracaatımızı hazırladık, gittik oraya. Fakat gittiğimde, Maalesef, dediler, biz bunu başkasına verdik. Bir fabrika vardı, sizden evvel müracaat eden oldu. Onu oraya verdik. Nasıl olur dedim, bunu biz istedik. Bize verilecekti. Geç kalmışsınız dediler. Dayanamadım, Sayın Başbakan a gittim, Demirel e. Dedim Sayın Başbakan kaç fabrikaya isterlerse versinler, başkalarına da versinler ama bizim hakkımızı da versinler. Benim yanımda telefon açtı, o kadar ısrar etmesine rağmen muvaffak olamadık ve biz teşvik alamadık. Bir müddet sonra öğrendik ki, özel bir grup Anadolu Cam Sanayii ni kurmak üzere ayarlanmış ve Anadolu Cam Sanayii kurulmuş. İki sene kıran kırana bir rekabet içinde olduk. R.B. Şimdi bu tatsız olaydan sonra tatlı bir olaya geçmek istiyorum. Ş.K. Ama daha bitmedi. İşin acı tarafına geliyoruz da o bakımdan. İşini sürdüremeyen o şirketi satın alma görüşmelerine başlarken, evvela sizin şirketin kuruluş beyannamesini görebilirmiyim? dedim. Enteresan bir şey. Kârın yüzde 10 u bu şirketin kuruluşuna hizmet edenlere verilmek üzere 100 kupona dağıtılmış. Ve bu 100 kupondan 30 tanesi bir ünlü politikacıya verilmiş. Bunlar öyle acı şeyler ki, insan tiksiniyor. R.B. Teşekkür ederim... İşin güzel tarafına geçelim. Sizin çok gururlandığınız bir olay. Paşabahçe de eşinizin, sorunları olan çalışanların evlerine giderek onlarla karşılıklı bir diyalog kurması ile ilgili anılarınız var. Orada çok mutlusunuz. Biraz da onlardan bahseder misiniz bize. Ş.K. Paşabahçe ye geldiğimiz zaman eşimle beraber. Eşim bir defa Amerikan Kız Kole- Savafl oldu u için Atlantik ten gitme imkan yoktu. Uçaklar da yoktu o zaman. Biz güç bela gittik. Ve MIT te tahsile bafllad k. Ald m z para 125 dolard. O zamanlar bu para bir çok insan için çok büyük para idi. Ve bu paran n lüksünü yaflam fl say yorduk kendimizi. Þiþecam Mart - Nisan 2006 13

Dünden... Bugüne... ji ni bitirmiş ve oranın güzellik kraliçesiydi. R.B. Pardon, bu arada bir şey söyleyeceğim. Efendim öyle ama Şahap Bey de Beyoğlu Caddesi nde yürürken İstanbul un sosyetesi de kuyruk olurmuş. Bunu da ben söyleyeyim. Ş.K. Sağol, sağol... Biz o şekilde beraberce Filyos ta 1200 nüfuslu köyde bir fabrikanın kuruluşunda beraber çalıştıktan sonra İstanbul a dönüp, Paşabahçe gibi bir yerde genel müdür hanımı olunca eşim Paşabahçe de başarılı olmam için bir şeyler yapmak istedi. Fabrikanın doktoru ile anlaştı ve işçi ile memurların çocuklarının ve eşlerinin hastalanmaları halinde doktor onları ziyarete giderken eşimde beraber gitti. Onlara ufak bir geçmiş olsun hatırası verdi. Bu şekilde bir yakınlık, aile bağı kurulmasında hizmet etti. Ben bunun çok büyük faydasını gördüm. Paşabahçe de en çok sıkıntı çektiğim şeylerden biri sendikanın tutucu ve menfaatsi bir yaklaşımı vardı. Ona karşı en güzel silah bu oldu. 1963 de ben İstanbul Sanayi Odası nın zorlaması ile Türkiye de İşveren Sendikaları kuruluşunda yöneticilik yaptım. Çeşitli iş kollarının işveren sendikalarını kurduk ve bu konuda başarılı olduk diye beni de TİSK in başkanı yaptılar. Ben ilk TİSK Başkanı oldum. 6 yıl başkanlık ettim. Fakat başkan olduğum anda sendikamız buna kızdı ve grev oldu. 80 gün süren bir grev yaşadım. O da ayrı bir üzüntü konusuydu. O esnada ben Topağacı nda oturuyorum, yüzlerce işçi evimize geldi, çok üzgünüz, biz sizi çok seviyoruz ama sendika bunu böyle yapıyor diye teselli vermeye çalıştılar. Bunu da unutamıyorum. R.B. Peki... Tam yeri gelmişken sorayım. Patron olmadığınız halde bir patronlar örgütü olan TÜSİAD da başkan olduğunuz. Bunun sırrı neydi? Ş.K. Şimdi TÜSİAD ın kuruluşu, büyük firmaların bir araya gelmesi ile meydana geldi. Büyük patronlar kurulu ama ben firmamın büyüklüğü dolayısıyla oraya üye oldum. Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı yapıyordum. İkinci seçim zamanı geldiğinde iki büyük patron arasında adaylık bakımından rekabet çıktı. Vehbi Bey ile Sabancı sen olacaksın, ben olacağım dediler. Ve en sonunda çözümü beni başkan yapmakta buldular. R.B. Teşekkür ederim. Şimdi o konudan başka konuya geçeceğim. Vehbi Koç sizi Şişecam dan ayartmak istemiş, çok da ciddi paralar vermek istemiş, teklif etmiş ama siz reddetmişsiniz. Bir de onun hikayesini dinlesin genç arkadaşlar. Ş.K. Vehbi Bey, beni çok severdi, ben de onu çok takdir ederdim. Bir çok yerlerde beraber çalışmalar yaptık. Bilhassa 1965 yılında Türk Eğitim Vakfı nın kuruluşunda. Ben para vermeden vakıf üyesi oldum. Büyük patronlar vakıfta büyük paralar vererek girdiler. Ve Türk Eğitim Vakfı nda hâlâ çalışıyorum. Ben o hizmetten de mutluyum. Vehbi Bey 1972 yılında genel koordinatörü vefat edince beni çağırdı: Şahap, sen gel bizim başımızda ol! dedi. Çok mutlu oldum teşekkür ederim ama bir hafta bana müsaade edin, kendime geleyim dedim. Bir hafta uyku uyuyamadan, kabul edeyim mi, etmeyeyim mi derken sonunda Atatürk ün Paşabahçe sinden ayrılamadım. Bir hafta sonra Vehbi Bey e ilettiğimde; Ben de zaten bunu bekliyordum senden dedi. Senden hayır gelmez bana! Buna rağmen Şişecam camiasından ayrıldıktan sonra beni özel olarak davet etti. Artık seni bizim yönetim kuruluna davet ediyorum. Kabul etmede göreyim seni! dedi. Ben de onu kabul ettim. İki sene yönetim kurulu üyeliklerini yaptım. R.B. İki olay çok önemli, Şişecam ın geliş- 14 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Dünden... Bugüne... me eksenine baktığımız zaman. Bir tanesi Batılılar ın özellikle düzcam teknolojisi vermemekteki dirençleri. Bunu soruyorum. Bir de Rusya dan düzcamı alırken otel odasında yaptığınız bir kavga varmış, onu da anlatır mısınız? Ş.K. 1956 yılında iki sene beraber çalıştıktan sonra Şişecam Yönetim Kurulu na İş Bankası özellikle gelişmelerin başarılı olmasından memnun olarak; Artık bir pencere camı fabrikası kuralım dendi. Gittim İtalya, Fransa, İngiltere ve Almanya daki büyük firmalarla temasta bulundum. Gelin birinizle fabrika kuralım. Biz Türkiye de pencere camı kurmak istiyoruz dedim. Her biri aralarında anlaşmışlar gibi bir tek cevap verdiler. Bundan vazgeç! dediler. Bu çok zor bir sanayidir. Türkiye daha bunu yapacak durumda değildir. Böyle şeylere girip de kendini zora sokma. dediler bana. Ve kabul etmediler. Onun üzerine 1957de çok enteresan bir olay oldu. Türkiye NATO ya girdi. NATO dolayısıyla Ruslar Türkiye nin durumundan endişe etmeye başladılar. Türkiye ye bir büyükelçi gönderdiler. Rejov diye ve o Atatürk zamanında Türkiye de kurulan dört tekstil fabrikasının kuruluşunda başmühendismiş. Türkiye yi o zaman tanımış. Onlar da Türkiye de sevildiğini bildikleri için onu buraya büyükelçi olarak göndermişler. Ve Rejov, Ankara ya geldikten sonra temaslarını iyi ilişkilerin devamını sağlamak için gelişmemize yardımcı olacağı vaatlerinde bulunmuş, İstediğiniz fabrikaları kurarız demiş. Ama hükümetin komünist ülke ve zihniyetle fabrika kurmakta endişeleri olduğu için bu işe girmemiş. İş Bankası devreye sokularak kuruluşumuz için yardım vaadi alınmış. İki ay için gittim. Orada temaslarda bulundum. Yönetim Kurulu ndan çıktık. İşi uzatıyorlar anlaşmaya cevap vermiyorlar, lüzumsuz şeylerden bahaneler çıkıyor. Bir kısım kimse bu anlaşmayı yapmamızı istemiyorlardı. Otel odalarımızda telefon konuşmaları dinleniyor. Geri dönüyoruz diye biz telgraf çektik. Bu telgraf çekildi o akşam gelişmeler değişti. R.B. Ben başka bir şey hatırlatayım. Odalar dinlendiği için siz arkadaşlarınızla parkta karar vermişsiniz. Demişsiniz ki içeride, odada bir kavga edelim aramızda. Ondan sonra da muvazaalı bir kavga etmişsiniz. Onlar da dinliyorlardı, baktılar ki ciddisiniz, o akşam da valizleri toplamışsınız. Ş.K. Evet, ama telgrafta etkili oldu. R.B. Ben başka bir konuya geçmek istiyorum. Sizin çok gururlandığınız, çok sevindiğiniz ama Şişecam ın bugün bulunduğu konumu da belirleyen onun özünde yer alan bir olayı anlatmanızı istiyorum. Bay Singer le olan ilişkileriniz. Türkiye de daha ihracatın bilinmediği bir dönemde Şişecam ı ihracata yönlendiren Bay Singer olayını anlatır mısınız. Ş.K. Unutulmayacak bir hatıradır. 1960 61 bakanlığımdan döndüğüm zaman sekreterimden ben yokken gelip de cevaplandırılmamış evrak var mı diye sordum. Epey evrak çıktı. Bunlardan bir tanesi de Amerika dan bir firma yazıyor. Sizin ayaklı bardaklarınızdan numune ve fiyat istiyorum, acele gönderin. Singer diye bir imza. Bir ay sonra bir mektup daha yazmış, Size bu tarihte bir yazı yazmıştım, cevap alamadım. Lütfen acele cevap veriniz. O da geçmiş, ben 3 ay sonra bunları aldım. Kendisine bir mektup yazdım. Çok özür dilerim dedim. Mektuplarınız cevapsız kalmış, bunun sebebi de şuydu... Benim bu görevim dolayısıyla oldu. Ama sizin istediğiniz numuneleri göndermiyorum. Çünkü bugün için mamullerimizin kalitesini Amerikan pazarına tam uygun olup olmadığı hakkında emin değilim. Yazdım, bir hafta sonra telgraf, şu günü uçakla geliyorum. Singer... Kendisini hava meydanında karşıladım. Kendisi bir Yahudi. Ama cin gibi bir adam. Buraya gelmeden önce New York taki ticaret ataşeliğinden bir çok şeyler öğrenmiş camiamız için. Şahap demesini öğrenmiş, İş Bankası kelimesini, Paşabahçe yi, Şişecam ı. Bunları konuşabiliyor rahatlıkla. Şaşırdım. Evvela Karaköy deki idari binamızda buluştuk. Ben durumu anlattım. Bugüne kadar hiç ihracat yapmadık, kalitemizin iyi olduğu konusunda emin değilim dedim. Dünya piyasalarından hiç haberimiz yok, dedim. Dedi ki; Ben iki sene evvel Portekiz den geçerken bir küçük cam fabrikasını gezdim. Arkadaşım oldu. Ondan numuneler aldım. Amerika ya götürdüm. Ayaklı bardakları sattım, Þiþecam Mart - Nisan 2006 15

Dünden... Bugüne... gayet güzel pazar oldu. Fakat firma küçük olduğu için pazar doymadı, baktım başka nereden alabilirim diye. Türkiye yi öğrendim, ticaret ataşeliğinize gittim. Oradan firmanızı öğrendim, size şunu sormaya geldim, bu kadar zaman sonra, dedi. Siz kendinizi Portekiz den aşağı mı hissediyorsunuz. Bir şamar yedim suratıma. Gel dedim fabrikaya gidelim. Paşabahçe ye gittik. Arkadaşlar da meraklandılar. Gezdik, numuneleri gördü. Bunlar, satılabilir ama hepsi aynı olmak şartıyla, kalitesi değişmemek kaydıyla, mükemmel olur, dedi. Ben size şimdi 34.000 dolarlık bir çek yazıyorum, dedi. Çeki yazdı verdi. Bana bunlardan anlaştığımız fiyattan gönderin, dedi. O andan itibaren Paşabahçe de yepyeni bir dünya kuruldu. Amerika ya ihracat yapıyoruz, Amerika ya ihracat yapacağız. O heyecanla öyle bir çalışma oldu ki çok kısa bir zamanda mamuller bitti güzel güzel paketlendi, Amerika ya gönderdik. Gönderdik ama bir aydan fazla zaman geçiyor, heyecandan ölüyoruz ne olacak diye.. Bir ay sonra bir telgraf. Tebrik ederim, çok güzel olmuş, 34.000 dolar çeki posta ile gönderiyorum. Satışa devam, biz o akşam daha çeki almadan, almış gibi büyük bir ziyafet çektik. O keyifli bir fedakarlık oldu. Çok güzel sevindik. Ama arkası var. İkinci parti gittikten sonra bir telgraf; Şahap, teessüf ederim, malların bir kısmı bozuk acele gelin. Remzi Bey i aldım. Beraberce gittik, Baltimor da bir yerde gümrükte duruyor mallar. Oradan birkaç sandık aldık. Evet gerçekten çoğu kırık ve defolu idi. O malları orada resmen kırdık ve 34.000 dolar borcumuz oldu. Bunu tekrardan ihracatını yaptık. Bir daha da öyle kalitesiz mal çıkmadı. Bu imtihan bize ihracat ufkunu açan küçük bir ikaz oldu. R.B. Başka bir soruya geçmeden evvel, bir şey söylemek istiyorum. Hep derler ki Şahap Bey in çok önemli özelliği sermaye ile sanayi arasında çok akılcı dengeler kurmasıdır. Yani Banka ile olan ilişkileriniz, bu dengeleri nasıl kuruyordunuz? Burada genç yönetici aday arkadaşlar var. Her zaman lazım olacak bu bize. Ş.K. 1955 yılında Amerika da benimle beraber bir dönem okuyan arkadaşlarla beraber İstanbul da Türk Sevk ve İdare Derneği ni kurduk. Türk yönetim derneği. Yönetimin önemini öğrenmek ve öğretmek için bir seminer merkezi. Bunun çok faydası oldu. Bu derneği kurduktan sonra, Dünya Yöneticiler Derneği nin davetlisi olarak 1956 da Amerika ya konferansa gittik. Orada da bazı seminerlere katıldık. Orada bazı konuşmacıları da Türkiye ye davet etmek için imkanlar da bulduk Bu bilhassa teknik sahada yetişen insanların eksiklerini tamamlaması bakımından güzel bir çalışma olmuştu. Şişecam daki çalışmalarım esnasında yönetim kurulu devamlı İş Bankası ndan kurulu bir ekipti. Ve karşılıklı anlayış içinde olduk. Ve ben çeşitli konularda bazen yeni önerilerde bulunmuş olmama rağmen bunun hiç birini hayır diye bir cevap almadım, hep teşvik edici bir atmosfer içinde olduk. Bu benim başarılarımda çok büyük bir destekti. Nejat Eczacıbaşı ile Ekonomik Sosyal Etütler Konferans Heyeti ni kurduk Orada da çok güzel faaliyetler oldu. R.B. Bu kadar konuştuk ama bir tane de magazin sorusu sorayım. Magazin sorusu ol- 16 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Dünden... Bugüne... madan olmaz. Kız arkadaşınızla Bebek sırtlarında giderken, bir bahçıvan size güzel bir ders vermiş. Neydi o? Ş.K. Nereden hatırlıyorsun bunları sen? R.B. Bu da benim meslek sırrım. Ş.K. Lisedeyken benim gizli bir kız arkadaşım vardı. Ama arkadaşlığımız gizliydi. Masum, gizli, uzaktan uzağa. Fakat sonunda bir cesur adımla haftada bir gün Bebek sırtlarında el ele, kol kola yürümek cesaretini bulduk. O zamanlar Bebek sırtları boştu. Bugünkü gibi değildi, ağaçlarla kaplıydı. Bu arada böyle yürürken, ileride ihtiyar bir adam çömelmiş, toprağı kazıyordu. Yanımdaki kız, uzaktan görünce onu, Şu ihtiyara bak, yaşına rağmen ne yapıyor? dedi. Biz oraya doğru yaklaşmışken, çocuklar buraya gelin diye bağırmaz mı adamcağız. Gittik. Arkadaşınız bir şey söyledi duymadım ama ne demek istediğini anladım, dedi. Ben, gençliğimde, çocukluğumda, dedemin diktiği ağaçlardan meyveler yedim. Şimdi buraya yeni kiraz, erik, şeftali ağaçları dikiyorum, torunlarım ileride yesinler diye,. Bunu duyunca geleceğe yatırım yapmanın önemini kavrayarak, oradan mutlu bir şekilde ayrıldık. Bunu eşime de söylediğim zaman bana kızmıyor. R.B. Yaşamın üçte birini Şişecam da, üçte birini emeklilik de, üçte birini de eğitim vs. gibi yerlerde geçirmişsiniz. Bunca birikiminiz içinde genç arkadaşlara neler tavsiye edersiniz, geleceği kurmaları için, geleceği yaratmaları için, kendi geleceklerinde ülkenin ve kurumların geleceklerini daha sağlıklı yapabilmeleri için neler tavsiye edersiniz. Ş.K. Burada genç arkadaşlara bir tek önerim olabilir. Diğerlerinin arasında öncelik taşıyan bir öneri. Diyorum ki insanoğlu egosu ile, egoist olarak yaşamış bir canlıdır, bencildir. Tabiat onu öyle yaratmıştır. Ama bu bencillik ve menfaat arzusu yanında insanların toplum içinde yaşamış olduğunu unutmaması lazımdır. O bakımdan toplum çıkarlarını, kendi çıkarları ile dengelemeye çalışması lazımdır. Toplum çıkarını, kendi çıkarının üstünde tut diyemem insana. Ama benim tavsiyem, toplum çıkarını kendi çıkarın üstünde tutmaya çalış. Ona çalışmak dahi güzel bir şeydir. R.B. Ben Şahap Bey e bu çağrımıza katıldığı için teşekkür ediyorum. Sanıyorum ki yaşadığımız bu olay, bu kurumun gerçek anlamda kurum olmasının, kurum refleksinin tarihine düşülen küçük bir nottur. Diliyor ve umuyorum ki bundan sonra ki yaşamımızda da kuruma değer katmış insanlara vefa duygumuzu devam ettiririz ve buradan topluluğun geleceğine güzel katkılar yaparız. Ş.K. Bir son söz eklemek istiyorum. Her gün sizinle beraber görünmüyorum ama kalben hep sizinle beraberim. Yapılan işleri devamlı takip ediyorum. Sayın Genel Müdürümle beraber Rusya ya gittim. Bulgaristan a gittim. Ufkumuzun ne kadar açıldığını ne kadar genişlediğini gördükçe iftihar ediyorum. Türkiye nin içinde şirketimiz bir örnektir. Bu örneğin daha başarılı olacağı inancı içinde, hepinizin bu olayda payı olduğu için sizleri kutluyorum. Þiþecam Mart - Nisan 2006 17

Þirket Haberleri Cam Ambalaj dan çevreye sayg... Tüketiciler gözündeki çevre misyonumuz bir kez daha pekifltirildi. gerçek bir doğa dostudur mesajından yola çıkarak, bitmiş ürün Cam ambalajlarında çevre dostu ve tekrar kullanılabilir ambalaj malzemesi kullanımına geçildi. 2003 yılında meşrubat sektöründe, Pepsi ve Fruko ile Çamlıca ve Cola Turka dolumlarını yapan ve müşterimiz olan FRUKO ve DELLA firmaları için üretilen şişelerin dış ambalajlarında tek kullanımlık karton tavaların yerine geri dönüşlü plastik plakaların kullanımına başlanıldı. 2005 yılı sonuna gelindiğinde 1.000.000 plakaya ulaşıldı. Bu rakama ulaşma başarısını gösteren müşterilerin geri dönüşlü plastik plaka kullanmaları sonucunda, doğaya 625 ton ağaç kazandırılarak erozyonla mücadeleye katkı sağlandı. Doğaya saygılı ambalaj kullanarak projemizi destekleyen FRUKO ve DELLA firmalarına ithaf edilmek üzere, TEMA Vakfı na yapılan bağış ile Tekirdağ bölgesinde 15 dönümlük bir alan üzerine dikilen 2000 adet çam fidanı ile Anadolu Cam Hatıra Ormanı kuruldu. TEMA Vakfı aracılığı ile düzenlenen teşekkür belgeleri müşterilerimiz çalışanlarına takdim edildi. Ayrıca, projenin uygulamaya konulması tüketiciler gözündeki çevre misyonumuzun bir kez daha vurgulanmasını sağladı. Çevreye saygılı, doğaya dost uygulamalar yeni müşterilerin katılımı da artırılarak devam edilecektir. 18 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Fuarlar Camifl Madencilik stand na büyük ilgi Beylikdüzü - Tüyap ta düzenlenen fuarda Camifl Madencilik A.fi. nin üretimini gerçeklefltirdi i hammaddeler yo un ilgi gördü. Fuarda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. M. Hilmi Güler, standımızı ziyaret etti. Camiş Madencilik A.Ş., 16-19 Şubat 2006 tarihleri arasında düzenlenen ve madencilik sektörünün en büyük fuar organizasyonlarından biri olan Maden Türkiye 2006 Fuarı na 55 m 2 lik standla katıldı. Beylikdüzü - Tüyap ta düzenlenen fuarda Camiş Madencilik A.Ş. nin üretimini gerçekleştirdiği hammaddeler yoğun ilgi gördü. Açılışını Maden İşleri Genel Müdürü Yener Cander in yaptığı fuarda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. M. Hilmi Güler, standımızı ziyaretleri sırasında Camiş Madencilik A.Ş. Genel Müdürü Selçuk Barhana tarafından şirketimiz ve faaliyetleri konusunda bilgilendirildi. 20 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Fuarlar Trakya Cam, Enerji Verimlili i Sergisi ve Domotechnica Fuar nda Enerji Verimlili i Konferans ve Sergisi nde Trakya Cam Sanayii A.fi. 6 m 2 lik standta enerji tasarrufuna yönelik ürünleri tan tt. Trakya Cam, Enerji Verimliliği Konferansı ve Sergisi ne katıldı. 23-24 Şubat 2006 tarihleri arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü ve Enerji Tasarrufu Koordinasyon Kurulu işbirliği ile Ankara Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü nde, 25. Enerji Verimliliği Konferansı ve Sergisi düzenlendi. Sergide, Trakya Cam Sanayii A.Ş. olarak 6 m 2 lik standta enerji tasarrufuna yönelik ürünler tanıtıldı. 80.000 m 2 kapalı alanda organize edilen fuara katılım özellikle; Almanya, Çin, Hong Kong, Fransa, İngiltere, Tayvan ve Türkiye den gerçekleşti, 18.000 üzerinde ziyaretçinin yüzde 70 i 115 farklı ülkeden geldi. Köln Başkonsolosu Mustafa Asım Temizgil ve Başkonsolos Yardımcısı Ece Öztürk Çil de standı ziyaret ettiler. Trakya Cam Domotechnica Fuar nda 13-16 Şubat 2006 tarihleri arasında Almanya nın Köln kentinde düzenlenen Domotechnica Fuarı na Trakya Cam Sanayii A.Ş. Cam İşleme ve Kaplamalı Camlar Fabrikası olarak 50 m 2 lik standla katılındı. Buzdolabı, soğutma dondurma dolabı ve fırın camları ile yer alınan fuarda, 40 ülkeden, yaklaşık 1041 yerli ve yabancı firma ürünlerini sergilendi. Þiþecam Mart - Nisan 2006 21

Fuarlar Tak Fuar nda büyük ilgi gördük Standta Lameks güvenlik camlar sergilendi. Lameks test düzene i ziyaretçilerden yo un ilgi gördü. Trakya Cam, Bulgaria Building 2006 Fuar nda Trakya Cam, 11-15 Mart 2006 tarihleri arasında Sofya / Bulgaristan da gerçekleştirilen Bulgaria Building Week 2006 Fuarı na 96 m 2 lik alanla katıldı. Fuarda 12 Türk firması yer aldı. Bulgaristan İmar ve İskan Bakanı Asen Gagauzov, Sofya Büyük Elçimiz Mehmet Gücük ve Ticaret Müşaviri Ayşe Zuhal Eren in de ziyaret ettiği standımızda, Trakya Cam ın yapı sektörüne yönelik ürünleri sergilendi. Trakya Cam, 22-26 Mart tarihleri arasında CNR Expo Fuar Merkezi nde düzenlenen 22. Uluslararası Mücevher, Takı, Gümüş, Saat ve Malzemeleri Fuarı na 48 m 2 lik standla katıldı. 50.000 m 2 kapalı alanda düzenlenen, 540 ı yerli 365 i yabancı yaklaşık 1000 firmanın yer aldığı fuarda altın takı, pırlanta, değerli ve yarı değerli taşlar, inci, gümüş takı ve eşyası, yarı kıymetli ve sentetik taşlar, saat, makine, malzeme ve ekipmanları, aksesuar ve vitrin malzemeleri, kuyumcu yazılımları ve güvenlik araçları sergilendi. İtalya, Hong Kong, Tayland, İspanya, Almanya, Hindistan, İsrail, Yunanistan firmalarının da yer aldığı fuarda profesyonel ziyaretçiler, AB, Ortadoğu ülkeleri, ABD, Rusya, İsrail, Bulgaristan, Romanya gibi ülkelerden geldi. Standta Lameks güvenlik camları sergilendi. Lameks test düzeneği ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. 22 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Fuarlar / Þirket Haberleri Oxyvit Kimya, Atlanta da Dünyanın en önde gelen tavukçuluk ihtisas fuarlarından olan ve her yıl Ocak ayında ABD-Atlanta da Georgia World Congress Center de yapılan fuara dünyanın çeşitli ülkelerinden Latin Amerika dan ve özellikle ABD ve Kanada dan katılan yaklaşık 850 firmanın standının olduğu ve konu ile ilgili binlerce kişinin ziyaret ettiği fuara Oxyvit Kimya da distribütörü Prince Agri Products Ltd firmasının standında katıldı. Şirketimizi Nafiz Usta ile Fikret Baycal temsil etti. Avrupa dan sonra ikinci büyük pazarımız (yüzde 31) olan ABD ve Kanada daki dağıtıcımızla birlikte müşterilerimizle birebir temaslar kuruldu ve satışlarımızı artırma yönünde gelişmeler kaydedildi. Prince standında (soldan sağa), Mike Bernhardt, Fikret Baycal, Nafiz Usta ve Jim Weede. Oxyvit Kimya, s nav geçti Soldan sağa: Christoph Hofer, Nafiz Usta, Roger Schill, Latif Çayhan, Serap Gökmen, Mustafa Ünal. Oxyvit Kimya da, HACCP-GMP 13 (Quality Control of Feed Materials for Animal Feed) sistemi kapsamındaki 2. ara kontrol denetimi 13.12.2005 tarihinde, BVQI (Hollanda) firmasından Wim Janssen tarafından gerçekleştirildi ve başarı ile tamamlandı. Oxyvit Kimya nın en büyük müşterisi, vitamin-premiks sektörünün önemli firmalarından biri olan DSM Nutritional Product firması sertifikalı tedarikçileri için gerçekleştirdiği yıllık denetimi 19.01.2006 tarihinde Oxyvit Kimya A.Ş. de yapıldı. Başarı ile tamamlanan denetim sonucunda, ticari ilişkinin devamı yönünde karar verildi. Þiþecam Mart - Nisan 2006 23

Þirket Haberleri Kürekçiler, Akdeniz Kupas nda bulufltu Her y l 20-25 yeni genç kulübümüzde spora bafll yor. Gençler kategorisinde yafl nedeniyle süresi dolanlar büyükler kategorisine geçiyor. 2006 yılı sezonunun ilk yarışı, Uluslararası Akdeniz Kupası Kürek Yarışmaları 4-5 Mart 2006 tarihlerinde Fethiye de yapıldı. Yarışmalara, Şişecam Çayırova, Galatasaray, Denizcilik İşletmeleri, Deniz Harp Okulu, Hereke Belediyesi, Çukurova Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, ODTÜ, Tekel, Sakarya K.İ, Beykoz Belediyesi, Sarıyer Belediyesi, Boğaziçi Üniversitesi, Anadolu Hisarı, Caddebostan Balıkadamlar kulüpleri katıldılar. Beşiktaş Kulübü ve Fenerbahçe Kulübü ise yurtdışı kampları nedeniyle yarışmalara katılmadılar. Bilindiği gibi kulübümüzün hedefi, hiç spor yapmayan gençleri, amatör disiplin içerisinde eğiterek spora kazandırmak, Türkiye şampiyonalarında derece alarak, Milli Takımımız da, Şişecam ve ülkemizi başarılı şekilde temsil edebilmektir. Her yıl 20-25 yeni genç kulübümüzde spora başlıyor. Gençler kategorisinde yaş nedeniyle süresi dolanlar büyükler kategorisine geçiyor. Ülkemizde büyükler kategorisi, profesyonel kurallara göre çalışıyor, maaş, ücret, prim adı altında gelir elde eden sporculardan oluşuyor. Kulübümüzün büyük sporcu bulundurma, transfer etme gibi politikası yok. Bu konumdaki başarılı sporcularımızın bir çoğu, belirli imkanlarla diğer kulüplere geçtiğinden kulübümüzde sürekli bir değişim, yenilenme oluyor. Spora yeni yeni gençleri kazandırmak bizleri mutlu ediyor. 24 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Þirket Haberleri Bahar Kupas Yar fllar nda al nan B R NC L K sonuçlar ; FB fi fiecam GS BJK Di er 5 kulüp GENÇLER 6 6 0 0 8 HAF F KG 2 1 1 1 0 BÜYÜKLER 7 0 3 0 0 Sapanca da Bahar Kupas yap ld Bahar Kupası Kürek Yarışmaları 25-26 Mart 2006 tarihlerinde 17 kulübün katılımı ile Sapanca da yapıldı. Bu sonuçlara göre hafif kg sporcumuz, Neylan Öztürk İtalya, genç kürekçimiz Meltem Aydemir Hırvatistan da yapılacak yarışmalarda Milli Takımımız ile ülkemizi ve Şişecam ı temsil edecekler. Ayrıca, Koray Can, Murat Kurt, Nail Bozkurt, Bayram Sönmez Milli Takım hazırlık kadrosuna davet edildiler. Akdeniz Kupas Yar fllar nda al nan sonuçlar (ilk üç olarak): Galatasaray fiiflecam Sakarya K. GENÇLER 1 incilik - 4 4 2 ncilik 1 1 1 3 üncülük 1-1 HAF F K LO 1 inci 3 1-2 nci 1 - - BÜYÜKLER 1 inci 4 - - 2 nci 1 GENEL TOPLAM 1 inci 7 5 4 2 nci 3 1 1 3 üncü 1 1 1 Bu sene spora başlayan bir gencin ilk yarışında, kaybetmenin duygularını görmektesiniz. İnanıyoruz ki, bu duygular gelecekte, kendisine koyacağı hedefleri elde etme gururunu yaşatacaktır. Þiþecam Mart - Nisan 2006 25

Endüstri Ýliþkiler T. fi fie VE CAM FABR KALARI A.fi. KAZA SIKLIK ORANLARI 2005-2006 (fiubat) MUKAYESES 2005 2006 TOPLULUK T. fi fie VE CAM FABR KALARI A.fi. GRUPLAR T BAR YLE KAZA SIKLIK ORANLARI 2006 OCAK fiubat ARALIK CAM EV EfiYASI DÜZCAM AMBALAJ K MYASALLAR 26 Þiþecam Mart - Nisan 2006

Saðlık Peptik ülser hastal Günler su gibi akıp gitti ve bir bahar mevsimine daha ulaştık. Isının yükselmesi, güneşin daha parlaklaşmasıyla doğa yeniden uyandı. Biz insanlar da öyle, kış uykusundan uyanmış gibiyiz, daha çok zamanımız açık havada geçiyor, daha coşkulu ve aktifiz. Vücudumuzda da bazı değişikliklerin olması doğal, işte bu defa ilk ve son bahar mevsimlerinde sıklıkla karşılaşılan bir rahatsızlıktan, ülser hastalığından söz açacağız. Birçok hastalıkta olduğu gibi mide hastalıklarının tarihi de epey eskilere dayanır. İnsanoğlu beslenmesiyle birlikte mide hastalıklarıyla da tanıştı, o zamanki deneylerine göre önlemlerini de almaya çalıştı. Yediklerini depoladığı ve bir kısmını öğüttüğü bu organının asit salgıladığını ama kendisine zararı olmadığını gördü. Ama bir şekilde bu asit daha yukarılara, yemek borusuna kaçarsa onu yakıyor, rengini kızartıyor, daha ileri hallerde erozyon ve nihayet ülser oluşuyor. Mideden sonraki hazım sisteminde de barsağa asit olmayan safra, pankreas salgısı ve barsak salgıları mide tarafından gelen besinlerle karışıp 12 parmak barsağında hazım olgusunun büyük bir kısmı tamamlanmış oluyor. Safra da eğer mideye geri kaçarsa zararlı oluyor. Burada bu hazım sistemindeki ülserlerden (=yara) söz edeceğiz. Peptik ülser yemek borusu, mide veya 12-parmak barsağının mide asidi tarafından oluşturulan yarası demektir. Mide suyundaki asit ve pepsin bu bölgeleri koruyan bariyere üstün gelirse ülser oluşabilir, oluştuğu yere göre de isim alır. Yıllardır hatta yüzyıllardır bu ülserlerin stres veya bazı yiyeceklerle oluştuğuna inanılıyordu, gerçi bunların da rolü vardı ama ana neden değildi. Mide yüksek derecede asit ortam olduğundan burada bakterinin yaşayabileceği düşünülemiyordu. 1982 de Avustralyalı patolog Robin Warren kronik ülserli hastaların mide mukozalarında bakteri kolonilerinin bulunduğunu öne sürdü. Batı Avustralya Üniversitesinden Barry Marshall bu görüşten hareketle, Warren le çalışarak, bakteriyi ayırdılar ve yerini tespit ettiler, Helicobacter pylori olarak isimlendirdiler. Bu buluş o zamanki görüşlerle çeliştiği için pek dikkati çekmedi. Görüşlerinin doğruluğunu ispatlamak için Dr.Marshall kasten kendisini bu mikropla enfekte etti ve kendisinde ülserler oluştu, bu ülserler sonradan uygun antibiyotiklerle tedavi edildiler. Buna rağmen tartışmalar sürdü ama 2005 ekim ayında Warren ve Marshall tıp alanında Nobel Ödülü ile onurlandırıldılar. Böylece buluşları otoritelerce de onaylanmış oldu. Günümüzde bu ülserlerin oluş mekanizmaları aydınlatıldığı için korunma ve tedavileri de olanaklı hale gelmiştir. Ülserlerin çoğu (% 85-90) 12-parmak barsağı başlangıcında (=bulbus) gelişir. Bu ülserlerde ağrı açlık ağrısı ve yanması şeklinde, yemeklerden 1-2 saat sonra oluşur, asit giderici yiyecekler veya ilaçlarla kaybolur. Mide ülserlerinde ise ağrı hemen yemek sonu oluşur. Başlıca nedenleri: Kan grubu O olan kişiler ve kalıtsal (genetik) faktörler Psikolojik stres Travma, cerrahi operasyon gibi çeşitli fiziksel stresler Sigara, aşırı alkol ve kafeinli içecekler Uzun süreli aspirin ve hormon olmayan iltihap giderici ilaç kullanımı Duodenum ülserlerinin % 95 inde H.Pylori bakterisi de bulunur, uygun tedavi ile yok edilirse ülser de tedavi edilebilir ve tekrarlamaz. Ülser belirtilerinin başında ağrı gelir. Ağrı genellikle göbekle göğüs kemiği-alt ucu arasında ve orta hattadır, bazen sırta vurabilir, yemekten sonra, veya sıklıkla açlık halinde, ya da kişiyi uykusundan uyandıran gece ağrısı şeklinde, yiyeceklerle veya antiasid ilaçlarla geçebilen şekildedir. Daha az görülen belirtiler: kansızlık, kilo kaybı, ağrı korkusuyla iştahın azalması, mide çıkışını daraltan ülserlerde bulantı ve kusma. Ağrı her zaman ülser varlığını göstermeyebilir, ağrının yokluğu da tanıyı engellemez, özellikle yaşlılarda sessiz ülserler bulunabilir ve hasta karşımıza kanamayla çıkabilir. Bunlar genellikle NSAID ilaçlar (aprol, apranax, voltaren, brufen v.s. gibi) kullanan hastalardır. Tanı (teşhis) için ne yapalım: Öncelikle bir doktor muayenesi ve onun önerileriyle hareket etmek uygun olur. Eskiden böyle hallerde mide ve 12-barsak röntgeni yapılıp tanı konulmağa çalışılıyordu. Zamanımızda endoskopik incelemelerin gelişmesiyle, tanı hemen ve kesin olarak konabiliyor, fotoğrafı çekilip gerekirse patolojik tahlil için parça alınıyor, hem kanser açısından, hem de H.Pylori belirlenmesi açısından incelenebiliyor. Böylece ülserin yeri, şekli, büyüklüğü belirlenip daha sonraki incelemelerle tedaviden ne kadar yararlandığı tespit edilebiliyor. Tedavi öncelikle eğer varsa H.Pylori nin yok edilmesiyle asit azaltıcı metotlara yönlendiriliyor. Bu amaçla çiftli antibiyotikle asit baskılayıcı bir ilaç birlikte 10-14 gün kullanılıyor, daha sonra antiasid tedaviye 4-6 hafta devam ediliyor. Halen tedavi böyle olmakla beraber, genetik faktörler de göz önüne alınarak moleküler biyoloji ve genetik mühendislik alanlarında da çalışmalar sürüyor, peptik ülser hastalığı için genetik belirleyiciler (=markır) bulunmağa gayret ediliyor. Özet olarak, bu hastalara genel olarak öneriler: Sigara içmeyin, midenizi uzun süre boş bırakmayın, az ve sık yiyin, ana öğünleri kaçırmayın, iyi çiğneyin ve acele yemek yemeyin, alkol almayın, stresten uzak durun, aç karna kahve, nescafe ve çok coca-cola içmeyin. Sağlıklı ve aydınlık günler dileğimle, hoşçakalın. Haz rlayan: Dr. A. Naim Keskin ç Hastal klar Uzman Þiþecam Mart - Nisan 2006 27