Dünden Bugüne Kürt Meselesine Bakışlar konulu panel konuşma metni



Benzer belgeler
Dünden Bugüne Kürt Meselesine Bakışlar konulu panel konuşma metni

2018 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

HAZİRAN 2017 AYLIK İHRACAT RAPORU

2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2015 NİSAN DIŞ TİCARET RAPORU

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

2018 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

2013 ARALIK DIŞ TİCARET RAPORU

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Devrim Öncesinde Yemen

2018 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

2015 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

2018 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

2019 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

2014 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2015 KASIM DIŞ TİCARET RAPORU

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

2018 EYÜL DIŞ TİCARET RAPORU

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

2017 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

2013 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2014 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU

2015 MART DIŞ TİCARET RAPORU

2017 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

2016 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Mart 2010

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2013 KASIM DIŞ TİCARET RAPORU

Çok tatil yapan ülke imajı yanlış!

2016 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

2017 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

2014 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU

2015 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

2014 HAZİRAN DIŞ TİCARET RAPORU

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

2015 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU

Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler

2016 MART DIŞ TİCARET RAPORU

2019 MART DIŞ TİCARET RAPORU

2018 NİSAN DIŞ TİCARET RAPORU

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2013 NİSAN DIŞ TİCARET RAPORU

Uludağ Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği İhracat Raporu (Kasım / Ocak-Kasım 2017)

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2017 ARALIK DIŞ TİCARET RAPORU

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TİCARİ İLİŞKİLER DURUM İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA AVRUPA BİRLİĞİ >>

2016 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

2016 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

2013 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU

Aylık Dış Ticaret Analizi

INCOMING TURİZM RAPORU / ARALIK 2017

2016 ARALIK DIŞ TİCARET RAPORU

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

2016 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU

2013 YILI OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ ADANA DIŞ TİCARET RAPORU. HAZIRLAYAN : CENK KADEŞ Ekonomik Araştırmalar Şefi

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

2016 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU

smart solutions FUAR KAPANIŞ RAPORU

2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

2015 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

2018 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

Transkript:

Dünden Bugüne Kürt Meselesine Bakışlar konulu panel konuşma metni Dünden Bugüne Kürt Meselesine Bakışlar konulu panele Sosyolog İsmail Beşikci, Diyalog ve Temas Grubu Üyesi Prof. Dr. Gencay Gürsoy, İlahiyatçı İhsan Eliaçık ve İsmail Beşikci Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Gürbüz konuşmacı olarak katıldı. İsmail Beşikci: Herkesi selamlıyorum. Arkadaşlar Kürt sorunu Ortadoğu da bir sorundur. Sadece Türkiye nin sorunu değildir. İran ın Irak ın veya Suriye nin bir sorunu değildir. Sorun Ortadoğu nun sorunudur. Son 50 yılı düşündüğümüz zaman 1960lar ve 2010. Ortadoğu da Kürt sorunu konusunda çok önemli değişmeler olmuştur. Çok önemli siyasal ve toplumsal değişmeler olmuştur. Yani Ortadoğu yu bir bütün olarak ele alıyoruz. Bu değişimin iki önemli dinamiği vardır. Birisi iç dinamiktir. PKK nin 1980 li yıllarda 15 ağustos 1984 te diyelim bir gerilla hareketine başlamış oldu. İkinci önemli dinamik dış dinamiktir.2003 yılında Amerika birleşik devletlerinin ve koalisyon güçlerinin ırak a karşı bir silahlı mücadele başlatmış olmalarıdır. Bu iki olgu iç dinamik ve dış dinamik birbirlerinin etkileyerek, birbirlerinin tetikleyerek orta doğuda çok Kürtler arasında Kürtler için, Kürtler konusunda çok büyük çok önemli toplumsal ve siyasal değişmeler gerçekleştirmiştir. Sorunun temeli şudur: Kürt sorununun Kürdistan sorununun temeli şudur:1920 li yıllarda Kürtlerin ve Kürdistan ın bölünmesi, parçalanması ve paylaşılmasıdır. Temel sorun budur. Emperyalizmin, emperyal güçlerin Ortadoğu da gerçekleştirdikleri en önemli en kalıcı dinamik en derin dinamik en kapsamlı dinamik budur. Kürdistan ın ve Kürtlerin bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması. Şimdi uluslararası camiaya baktığımız zaman anti-kürt bir camia olduğunu görüyoruz. Anti-Kürt bir camiadır uluslararası camia. Bu gün dünyada 208 tane devlet var. Bu 208 devletin çok büyük bir kısmının nüfusu 1 milyonun altındadır. Kürtlere baktığımız zaman Ortadoğu da 40 milyonun çok üzerinde bir nüfusu vardır.50 milyonda diyebiliriz. Neden sayım yapılmıyor? Şunun için sayım yapılmıyor. Örneğin; Kerkük te sayım yapıldığı zaman Kürtlerin nüfusunun Arap nüfusundan çok fazla olduğu görülecektir. Bu görülmek istenmediği için sayım yapılmıyor. Anti Kürt bir camiadır uluslararası camia. Bunun önemli iki göstergesinden söz etmek istiyorum. Birisi 16 Mart 1988 de Kürtler karşı Halepçe de kimyasal silahların kullanılmasıdır. Tabi Halepçe de bir günde beş bin kişinin öldüğü söylenmektedir. On bin kişinin yaralandığı söylenmektedir. Halbuki 1988 e nasıl gelindi? Hangi gaz daha zehirlidir? Hangi gaz daha öldürücüdür? Hangi gaz kitlesel bakımdan daha çok öldürücü etkileri yaratmıştır? İşte bunun deneyleri yapılmıştır.1983 ten itibaren Saddam Hüseyin yönetiminde deneyler yapılmıştır. Ve bunlar Kürt köyleri üzerine yapılmıştır. Ve bunlar cezaevlerindeki Kürt mahkumları üzerinde yapılmıştır. Ve bu süreçte 1983 1988 arasında öldürülen Kürt sayısı da beş binden falan çok daha fazladır.tabi bu zaman ve mekan içinde gerçekleşmiş bir soykırımdır.işte bu uluslar arası camianın ne kadar anti Kürt bir camia olduğunu göstermektedir.neden Halepçe de beş bin kişi öldürülmüştür?ama uluslar arası camia ne Paris te ne Moskova da ne Londra da nede başka bir yerde buna bir tepki oluşturmamıştır.hatta İslam konferansı 17/18 mart günlerinde Kuveyt te toplantı halindedir.ve İslam konferansının bu cinayetlere karşı bu Kürt soykırımına karşı küçücük bir tepkisi

olmamıştır. İslam konferansında 1988 de Kenan evren Türkiye yi temsil etmiştir. İslam konferansında sonuç bildirisi yayımlamıştır. İslam konferansında örneğin Bulgaristan da Türklerin isimlerinin değiştirilmesinden dolayı Bulgaristan hükümeti kınanıyor. Yunanistan da Türkiye de hazırlanan alfabenin kullanılmasına engel olduğu için Yunanistan hükümeti kınanıyor. Ama bir tarafta da büyük bir soykırım gerçekleştirilmiş, binlerce insan zehirli gazlarla boğulmuş,on binlerce yaralanan var ama İslam konferansı 53 İslam ülkesinin liderleri buna karşı küçücük bir tepki göstermemiştir. Ne uluslararası camiada nede İslam dünyasında ona karşı en ufak bir tepki yoktur. Bu işte ne kadar anti-kürt bir camia olduğunu gösteriyor. Uluslararası camianın ne kadar anti-kürt olduğunu bunun ikinci olgusu şudur arkadaşlar 13 temmuz 1989. Kürt lideri Abdurrahman Kasımlo Viyana da katledilmiştir. Kimdir katleden? İrandan gelen kastaran üyeleri. Onlar nasıl geliyorlar? Diplomat kılığıyla geliyorlar. Yani görüşme yapıyorlar. Ama bu görüşme gizli görüşmeler. Abdurrahman Kasımlo nun arkadaşları bile bir yeni görüşmeden haberdar değil. Yani yandaşları Abdurrahman Kasımlo nun İran Kürdistan demokrat partisi mensupları. Uluslararası camianın anti-kürt olduğu şuradan belli. Bu cinayeti işleyenler Viyana da gayet rahat bir şekilde oteli terk etmişlerdir ve kısa zamanda İran a ulaşmışlardır. Abdurrahman Kasımlo nun eşi bu cinayeti dava etmek için bunu mahkemelere getirmek için çok çalışmıştır. Viyana da bunu mahkemelere getirmek için çok çalışmıştır. Bunu dava etmek için çok çaba harcamıştır. Fakat böyle bir dava açamamıştır. Açılan dosya çok kısa bir zamanda kapatılmıştır. İşte uluslararası camianın ne kadar anti-kürt bir camia olduğunu cinayet çok açık bir şekilde göstermektedir. Neden böyledir? Niye böyledir. Bunu düşünmemiz gerekir. Yani Kürt sorunu Ortadoğu da bir sorundur. Kürt sorunu orta doğunun en önemli sorunudur. Yani Kürdistan ın bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması Ortadoğu da gerçekleşen en önemli emperyal politikadır. Bu bize neyi gösteriyor? Şunu gösteriyor: bir devlet, bir ulus diyelim tarihin belirli bir döneminde bölünmenin parçalanmanın ve paylaşılmanın hedefi olmuşsa bu politika her zaman kendisini üreten, çoğaltan bir etki yaratmaktadır. Kürdistan 17.yy da bölünmüş, 19.yy da tekrar bölünmüş İran Kürdistan ı Rus İran savaşı döneminde. İran Kürdistan ı Rus imparatorunun hedefine girmiş, 3.bölünmede 1920 lerde gerçekleşmiştir. Yani kendisini üreten, çoğaltan bir politika. Son otuz yıllık savaşı düşünelim. PKK savaşını düşünelim. Aşiretler bölünmüş, aileler bölünmüş hatta aynı aile içerisinde bir amca bakıyorsun devletin adamı, bir amca bakıyorsun gerillaların adamı. Bölünme, parçalanma, paylaşılma kendisini üreten, çoğaltan bir etki yaratıyor. Bunun bilincinde olmak gerekiyor. Kürt sorunu Ortadoğu da bir sorundur. Ortadoğu nun 1920 lerde emperyal devletlerin gerçekleştirdiği en önemli politikadır. Tarih nedir arkadaşlar? Tarih şudur: Tarihçe denen arkadaş tarihçi denilen kişi hangi sorunlarla ilgileniyorsa çoğu tarihsel bir olaydır. Tarihçinin ilgilendiği olaylardır. Ama biz şunu görüyoruz Ortadoğu da Kürtler nasıl bölündü, nasıl parçalandı, nasıl paylaşıldı? Bu konuda bir inceleme yapılmadı. Böyle bir soru sorulmamıştır bir kere. Örneğin; Rus bilimleri akademisinin böyle bir sorunu yoktur. İngiltere nin, Fransa nın üniversitelerinde Kürtlere yönelik çalışmalar vardır elbette. Ama böyle bir sorun yoktur. Yani Kürtler niye bölündü, niye parçalandı, niye paylaşıldı birde şu önemli tabi: Kürtlerin zaafı neydi? Eğer bir ulus durmadan bölünmenin, parçalanmanın, paylaşılmanın hedefi oluyorsa doğrusu bir iç zaafı vardır. Zaafı olduğu için emperyal güçler, hasım güçler bu zaaftan yararlanıyorlar onu bölünmenin, parçalanmanın tekrar parçalamanın yolu yordamını buluyorlar. Bu konuda elbette Kürtlerin zaafının üzerinde de durmak gerekiyor. Arkadaşlar bir konu önemli. Şu;

İslam kardeşliği nasıl bir kardeşliktir? İşte biraz önce Kuveyt te toplanan İslam konferansından söz etmeye çalıştım. Nasıl bir kardeşlik bu? Bir cinayet işlenmiş, Saddam Hüseyin rejimi kendi vatandaşlarına karşı bir cinayet işliyor, öbür İslam devletleri Saddam Hüseyin rejimiyle arasını bozmamak için bu cinayeti gündeme getirmiyor. Bunu görmezden, bilmezden, duymazdan geliyor. Veya İran da önemli bir Kürt lideri görüşmeler diye İran a çağrılıyor ve otel odasında öldürülüyor ve bununla ilgili dava bile açılamıyor. Niye? Çünkü örneğin viyana veya Avusturya yönetimi diyelim İran la ilişkilerini bozmak istemiyor. Mevcut ilişkilerini sürdürmek istiyor. İşte bu ne kadar anti-kürt bir camia olduğunun göstergesidir. Şimdi İslam kardeşliğini şöyle incelememiz gerekiyor. Şöyle değerlendirmemiz gerekiyor:1960 lardan itibaren Kürtler arasında bir milli filizlenme, bir milli hareketin gelişmesi söz konusu. İşte Amerika Türkiye tavsiyesi şudur bu konuda; siz ilerde gelişebilecek bu duyguyu, düşünceyi milli duyguyu, düşünceyi engellemek için İslam ı kullanma. Tabi gerilla 1984 te başladığı zaman devletin temel hareket noktası bu olmuştur. Gençler dağa çıkıyor, büyük bir kitle gerilla hareketini benimsiyor. Gerilla hareketi kitleselleşiyor. Bunun önünü nasıl engelleyebiliriz? Gençlerin dağa çıkmalarını nasıl engelleyebiliriz? Gerilla hareketinin kitleselleşmesini nasıl önleyebiliriz? İşte İslam kardeşliğini ortaya çıkaralım, her yerde İslami vakıflar kuralım, İslam yayınevleri kuralım, İslam radyoları, İslam televizyonları kuralım. Kürtler nerede yaşıyorsa orada kuralım. Almanya da yaşıyorsa Almanya da yapalım, Hakkari de yaşıyorsa Hakkari de yapalım, İstanbul da yaşıyorsa İstanbul da yapalım, her yerde yapalım ve paraya hiç acımayalım. Devletin temel tutumu budur. Resmi ideoloji yoğun bir şekilde böyle bir konuyu incelemiş, gündeme getirmiş. Böyle bir konuyu inceliyor, böyle bir konuyu gündeme getiriyor ve Kürtlerin gerilla hareketine uzak durmalarını sağlamak için ve kitleselleşmeyi engellemek için böyle bir İslam kardeşliği sözü var. Bunu yaşama geçirmeye çalışıyor. Şimdi bir arkadaşın bir yazısı oldu. İbrahim Sediyani. O şöyle bir yazı yazdı. Kürtleri kandıran ama Bengallileri kandıramayan İslam kardeşliği. Bu ne demek: Bu şu demek:1948 de Hindistan bağımsız oldu. Hindistan bağımsız olur olmaz Pakistan Hindistan dan ayrıldı. Ayrı bir devlet oldu ama Pakistan iki parçalıydı. Çünkü Pakistan vardı birde Bengalli eyaleti vardı. Bengalli aynı zamanda Hindistan ın da bir Pakistan federal devlet ya 20 kadar federal devlet var Hindistan da. Doğu Bengal Hindistan ın bir eyaleti. Batı Bengal de bu gün Bangladeş dediğimiz ülke. İşte Pakistan kurulur kurulmaz bu Bangladeş te yaşayanlar Bengal halkı kendi hakları, özgürlükleri üzerine durdular. Ve Pakistan dan durmadan bunu talep ettiler. Tabi arada Hindistan la Bangladeş arasında 2000 kmden fazla bir mesafe var. Yani arada Hindistan toprakları var. Ama Bangladeş durmadan kendi özgürlüklerini, haklarını talep etti. Pakistan yönetimi İslam kardeşliğini ileri sürüyordu. Biz ümmetiz, biz kardeşiz, biz Müslümanız. İşte Müslümanlıkta kavmiyet gütmek yasaktır, o bakımdan sizin bu talebiniz İslam a aykırıdır. Bangladeş şunu söylüyordu; bizde kardeşiz, bizde Müslümanız ama sizin hasım hırsınız vardı, siz bizim hasmımızsınız çünkü siz bizim hakkımızı vermiyorsunuz,biz hakkımızı arıyoruz siz nasıl Hindistan dan İngiltere den hakkınızı aradınız, ayrı bir devlet kurdunuz bizde kendi hakkımızı arıyoruz.kendi hakkımızı arıyoruz.siz bize niye engel oluyorsunuz?biz elbette kardeşiz, biz İslam ümmetinin bir parçasıyız ama sizin bizim haklarımızı almamıza engel olmanız İslam a aykırıdır. İslam a esas bu aykırıdır diyorlardı. İşte 1970 lerde bir meclis kurdular Bengal halkı bir meclis kurdu. O meclis özerklik ilan edecekti. Ama Pakistan yönetimi işte Eyüphan ondan sonra Yahya han böyle bir meclisin

toplanmasına engel oldular. Meclis toplanamadı. Meclis toplanamayınca Bengal halkı silahlı mücadeleye başladı. 1971 yaz aylarında. Ve Hindistan birlikleri Bangladeş e yardımcı oldu, Bangladeş le birlikte Pakistan a karşı mücadele etti ve Pakistan ı etkisiz hale getirdi ve Bangladeş kuruldu. Bangladeş bugün 150 milyona sahip bir devlettir. Pakistan 175 milyondur. Bangladeş 150 milyondur. Batı Bengal Bangladeş Batı Bengal diyor. Doğu Bengal de belki 120 milyon nüfuslu bir Hindistan eyaleti var. Hindistan da çekildi. Bangladeş bağımsızlık kazandı ve Hindistan birlikleri çekildi.1971 den beri Bangladeş bağımsızlığına kavuştu. Şimdi İbrahim Sediyani adlı arkadaş diyorki: Kürtleri kandıran ama Bengalleri kandıramayan İslam kardeşliği çok ilgi çekici bir yazıdır, çok dikkate değer bir yazıdır. Çünkü ulusal kurtuluş mücadelelerine baktığımız zaman örneğin Cezayir kime karşı savaşmıştır farklı bir dinden, Müslüman Cezayir farklı bir din taşıyan Fransa ya karşı bir mücadele sürdürüyor. Angola ya baktığımız zaman Zambia ya baktığımız zaman farklı bir din var. Portekiz in oradaki dini farklı farklı dinden insanlar birbirleriyle mücadele ediyor. Ama Pakistan la Bangladeş aynı dinden. İkisi de Müslüman. Ama Pakistan Bangladeşin hakkını hukukunu tanımak istemiyor. Oda silahlı mücadele yoluyla kendi hakkını, hukukunu kazanmak durumunda kaldı. O bakımdan, o arkadaş İbrahim Sediyani Kürtleri kandıran ve Bengalleri kandıramayan İslam kardeşliği çok dikkate değer. Çünkü yazı ve Kürtlerin bu yazı üzerinde veya bu oluşum üzerinde epey durmaları gerekiyor. Şimdi milli güvenlik kurulunun 1985 te şöyle bir kararı var. O zaman cumhurbaşkanı Kenan evren, başbakan Turgut Özal, genel kurmay başkanı Necdet özel işte biz gerillayı nasıl engelleyebiliriz? Kürtlerden gerilla hareketine desteği nasıl engelleyebiliriz? Bunu ancak Kürtlerin yaşadığı her yerde İslami düşünceyi, İslami duyguyu geliştirici olgular yaratarak yapabiliriz. Buda İslam ın resmi ideoloji doğrultusunda kullanılmasını getiriyor. Aslında İslam elbette hak hukuk talep edenlerin yanında olmalı.hakkı gasp edilenlerin yanında olmalı. Ama resmi ideolojiyle bir bütünlük söz konusu olduğu zaman hakkı hak için özgürlük için mücadele edenleri değil bilakis onu bastırmaya çalışanların yanında oluyorsunuz. Böyle bir İslam anlayışı resmi ideolojinin gereklerine göre böyle bir İslam anlayışı çıkıyor ortaya. Tabi Türkiye nin tutumu ne olmuştur? Bangladeş in milli mücadelesi sürecinde Türkiye her zaman Pakistan ın yanında yer almıştı. Örneğin 1954/1962 arasında Cezayir ulusal kurtuluş mücadelesi sırasında Türkiye kimin yanında yer almıştı: Türkiye Fransa nın yanında yer almıştı. Cezayir Kurtuluş Hareketini yürütenlerin yanında değil, Fransa nın yanında yer almıştır. Tabi bir resmi ideoloji var. Resmi ideoloji. Resmi ideoloji ne diyor? Biz diyor bütün ezilen halklara önderlik ettik. Ezilen halkların ulusal kurtuluşları yönünde önderlik ettik. Ezilen halklara ilham verdik. Milli kurtuluş düşüncesinin yaşama geçmesi için ezilen halkları destekledik. Bu resmi ideolojinin bir görüşü.bu doğrumudur? Bu doğru değildir. İşte Cezayir de 1954/1962 arasında Fransa nın yanındaydı. Devlet her zaman Fransa yı birleşmiş milletlerde Fransa nın yanında yer aldı, ve 1971 Pakistan ve Bangladeş arasındaki mücadelede ve 1971 den sonra gelişen süreçte devlet her zaman Pakistan ın yanında yer aldı.bangladeş i her zaman itti.beş altı sene sonra Bangladeş i tanıdı.1971 de Bangladeş bağımsızlığını ilan etti. 1975/76 yıllarında Türkiye Bangladeş i tanındı. O bakımdan bu gelişimin Bangladeş in Pakistan a karşı bir milli mücadele yürütmesi ve örneğin Mucuburrahman ın ve 1971 Bangladeş in lideri Mucuburrahmanın ve ondan sonraki Bangladeş liderlerinin toplumsal yaşama etkileri, siyasal yaşama etkileri bunun incelenmesi Kürtler bakımından bunun incelenmesi önemlidir. Yeni bir olgu. Şimdi nasıl işte bu görüşmeler, Newroz, görüşmeler, Öcalan ın mektubu bu konuda

şunlar söylenebilir. Arkadaşlar, Ortadoğu da herkes silahlıdır. Türk devleti, Suudi Arabistan, Katar, özgür Suriye ordusunu silahlandırmaya çalışıyor. Türkiye de bunu yapıyor. Suudi Arabistan da bunu yapıyor. Katar da bunu yapıyor. Ama Kürtlere diyorlar ki; siz silah bırakın. Niye bıraksınlar? Sen herkesi silahlandırıyorsun. Kürtler niye silahsız kalsın. En çok hasım olan kimdir orta doğuda? Kimdir Ortadoğu da en çok hasım olan sen niye Kürtlere silah bırak diyorsun? Birde şu var; 100. 000 e yakın korucu var. Korucuların silahlarında söz ediliyor mu? PKK silahlarını bıraksın. Peki korucular hakkında bir şey söylemiyor mu? Binlerce özel tim var. Onlar hakkında bir şey söylemiyor mu? Bu görüşmeler Newroz 21 mart, bunun önemli olduğunu düşünüyorum arkadaşlar. Önemli olan Kürtlerin hakkı, hukukudur. Kürtlerin orta doğudaki temel haklarıdır, özgürlükleridir. Bunun dikkate alınması her zaman bunun dikkate alınması. İşte bu 1920 lerde gerçekleşen bölünmenin parçalanmanın paylaşılmanın hiçbir zaman gözden ırak tutulmaması gerekir, önemlidir.1940 larda ikinci dünya savaşı döneminde milletler cemiyeti çöktü. Milletler cemiyeti uluslararası barışı kuramadı ve çöktü milletler cemiyeti. Tabi bu anlayış yaşama devam etti. Uluslararası bir örgüt kurmak, barışı savaşa varmadan, sorunları savaşa varmadan çözmek için devam etti. İşte 1945 te birleşmiş milletler kuruldu. Dünyanın her tarafında çok büyük değişimler oldu. Siyasal bakımdan çok büyük değişiklikler oldu. Örneğin Afrika ikinci dünya savaşından önce Afrika da sadece iki bağımsız devlet vardı. Bu gün Afrika da siyasal bakımdan 57 tane bağımsız devlet var. Bunlar hep ikinci dünya savaşından sonra bağımsızlıklarını kazandılar. Sadece dört ülkede silahlı mücadeleyle bağımsızlık kazanıldı. Geriye kalan bütün Afrika anayasal görüşmeler ile İngiltere den Fransa dan Belçika dan Portekiz den İspanya dan bağımsız oldular. Ama Kürdistan da hiçbir şey değişmedi. Kürdistan da bir statüko kuruldu.1927lerde Kürtlere hiçbir statü vermeyen bir statü kuruldu. Ve bu İngiltere den Fransa nın Ortadoğu daki Türk Arap ve fars yönetimleriyle birlikte bu politikayı sürekli yaşama getirdiler.kürdistan da hiçbir şey değişmedi. Halbuki Kürtler 1919/20lerde de ayaktaydı.1920lerde güney Kürdistan da Şeyh Mahmut Berzenci nin mücadelesi vardı, İngiltere ye karşı. Yine dünya savaşında İran da Mahabat Cumhuriyetinin yıkılması önemli bir süreç. Yani Kürtler 1.dünya savaşında da 2.dünya savaşında da ayaktaydı. Talepleri vardı, hem milletler cemiyetini kuranlara karşı, hem de 1945 te diyelim birleşmiş milletleri kuranlara karşı ama Kürtler hiçbir zaman bu seslerini duyuramadılar. Veya milletler cemiyetini kuranlar veya birleşmiş milletleri kuranlar Kürtlerin taleplerini dinlemek istemediler. Kürtlerden gelen istekleri gündeme almak istemediler. Dünyanın her tarafında büyük değişimler oldu. Siyasal değişimler oldu ama Kürdistan da hiçbir şey değişmedi. Ne kadar anti-kürt bir tutum var uluslararası camiada. Şimdi buradan yine başta söylediğime geleyim arkadaşlar iki büyük dinamik Ortadoğu da çok büyük bir değişim yarattı. İşte PKK nin 1980lerin ortasında gerçekleştirdiği gerilla hareketi birde Amerika Birleşik devletlerinin Irak a karşı bir silahlı mücadele yapması. O mücadelenin sonucunda ne olmuştur? Şu olmuştur; işte Saddam Hüseyin rejimi yıkılmıştı. Baas Partisi dağıtılmıştır. Ordu dağıtılmıştır. El muhabirat dağıtılmıştır ve bunlar Kürtlerin en önemli tehditlerdi. İşte bu tehditler ortadan kalkınca Kürtler Kürdistan bölgesel yönetimi diye bir birim oluşturdular. Bu da bir statüdür herhalde. Uluslararası ilişkilerde tanınan bir statüdür. Önemli bir statüdür ve bunun doğu Kürdistan ı Kuzey Kürdistan ı Batı Kürdistan ı etkilemesi çok doğaldır. Gerek bu gerilla hareketi gerekse bu mücadele işte Kürdistan bölgesel yönetiminin kurulması ikisi birbirini tetikleyerek Ortadoğu da Kürtlerin önemli bir güç olarak ortaya çıkarmıştır. Burada

tabi şöyle bir ironi vardır arkadaşlar tarihsel anlamda.20. yüzyılın çeyreğinde Kürdistan ve Kürtler emperyal politikalarla, dönemin en güçlü emperyal güçleri tarafından, işte İngiltere ve Fransa tarafından bölünmüş, parçalanmış ve paylaşılmış.20.yüzyılın çeyreğinde.21.yüzyılın ilk yıllarında da ne olmuş? Başka bir emperyal güç işte Amerika birleşik devletleri Irak a yaptığı bir müdahaleyle yoğun bir toplumsal ve siyasal değişimin gerçekleşmesini sağlamıştır. Tabi şu önemli nasıl değerlendireceğiz bunu? Saddam Hüseyin yönetiminde Saddam Hüseyin şunu yapıyordu Kürtlere karşı işte petrol çıkartıyordu Kürt bölgelerinde. O petrolden elde ettiği gelirlerin bir kısmıyla zehirli gazlar alıyor, mayınlar alıyor, savaş uçakları alıyor, top tüfek alıyor ve Kürdistan a bunları gönderiyor. Kürdistan ın yakılması yıkılması böyle gerçekleşmiştir.1980 leri düşünelim her başa milli gelir diyor ya Kürdistan da. Belki 40 dolar belki 30 dolar bu bile değildi. Şimdi ne oluyor? Şimdi Kürtler kendi bölgelerine egemen işte kendi doğal kaynaklarını kendileri kullanmaya çalışıyorlar. Yollar yapılıyor, hastaneler yapılıyor, barajlar yapılıyor, okullar yapılıyor milli gelir Kürtler arasında beş bin dolar olmuş, altı bin dolar olmuş çok yakında on bin doların üstüne çıkılacağı söyleniyor. Burada çok ilgi çekici bir durum var bu yüzden.1920lerde dönemin emperyal güçleri ne yapmışlar? 21.yüzyılda dönemin bir başka emperyal gücü nasıl bir durum yaratmış? Tabi burada şu önemlidir arkadaşlar; yani Amerika nın müdahalesi nasıl değerlendirilecek. Amerika her halde silahlı mücadele yapayımda işte şu Kürtlerinde yüzünü güldüreyim diye bir düşüncesi yoktur. Amerika işte Saddam Hüseyin rejimini devirmiş. Petrol akışını sağlamak için batıya petrol akışını sağlamak için Saddam Hüseyin rejimini yıkmış el muhabiratı dağıtmış kitle imha silahları dağıtmış. Bunlar Kürtlerin önünü açmış. Bunlar Amerika ya ve Türkiye ye rağmen Kürdistan bölgesel yönetim diye bir yönetim oluşturmuşlar. Bunu böyle değerlendirmek gerekir. Amerika nın bir isteği değil, Amerika ya rağmen oluşturulmuş bir yönetimdir Kürdistan bölgesel yönetimi. Benim kanımca bu güçlenerek devam edecektir 20. yy öldüren, dağıtan, yok eden, evleri yakan yıkan bir yüzyıldı 20.yüzyıl. Herhalde 21.yüzyıl Ortadoğu da Kürtlerin haklarını hukuklarını özgürlüklerinin kazanılacağı bir yüzyıl olacak teşekkür ediyorum dinlediğiniz için