BETONARME BİNALARDA DUVAR ETKİSİ VE GÜÇLENDİRİLMESİ

Benzer belgeler
Yapı Elemanlarının Davranışı

BETONARME BİNALARDA DUVAR ETKİSİ VE GÜÇLENDİRİLMESİ

YAPILARIN ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİ DERS NOTU

11/10/2013 İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ BETONARME YAPILAR BETONARME YAPILAR

GÜÇLENDİRME YAPILAR GÜÇLENDİRME YÖNTEMLERİ MANTOLAMA

Yapı Elemanlarının Davranışı

DEPREME DAYANIKLI YAPI İNŞAATI SORULAR

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

10 - BETONARME TEMELLER ( TS 500)

Çok Katlı Perdeli ve Tünel Kalıp Binaların Modellenmesi ve Tasarımı

YAPAN: ESKISEHIR G TIPI LOJMAN TARİH: REVİZYON: Hakan Şahin - ideyapi Bilgisayar Destekli Tasarım

BETONARME YAPI ELEMANLARINDA DONATI DÜZENLEME İLKELERİ

İNŞ 320- Betonarme 2 Ders Notları / Prof Dr. Cengiz DÜNDAR Arş. Gör. Duygu BAŞLI

TAŞIYICI SİSTEM TASARIMI 1 Prof. Dr. Görün Arun

. TAŞIYICI SİSTEMLER Çerçeve Perde-çerçeve (boşluklu perde) Perde (boşluksuz perde) Tüp Iç içe tüp Kafes tüp Modüler tüp

YAPILARDA HASAR TESPĐTĐ-II

Kirişli Döşemeli Betonarme Yapılarda Döşeme Boşluklarının Kat Deplasmanlarına Etkisi. Giriş

Prefabrik yapıların tasarımı, temelde geleneksel betonarme yapıların tasarımı ile benzerdir.

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

d : Kirişin faydalı yüksekliği E : Deprem etkisi E : Mevcut beton elastisite modülü

Kirişsiz Döşemelerin Uygulamada Tasarım ve Detaylandırılması

Süneklik Düzeyi Yüksek Perdeler TANIMLAR Perdeler, planda uzun kenarın kalınlığa oranı en az 7 olan düşey, taşıyıcı sistem elemanlarıdır.

Yapı Elemanlarının Davranışı

Temel sistemi seçimi;

BETONARME-II ONUR ONAT HAFTA-1 VE HAFTA-II

BETONARME YAPI ELEMANLARINDA DONATI DÜZENLEME İLKELERİ

ÇATI KONSTRÜKSİYONLARINDA GAZBETON UYGULAMALARI Doç.Dr.Oğuz Cem Çelik İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği ve Betonarme Birimi

BETONARME-I 5. Hafta KİRİŞLER. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

Taşıyıcı Sistem İlkeleri

Tanım: Boyuna doğrultuda eksenel basınç kuvveti taşıyan elemanlara Basınç Çubuğu denir.

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

BÖLÜM 2: DÜŞEY YÜKLERE GÖRE HESAP

BETONARME BİNALARDA DEPREM HASARLARININ NEDEN VE SONUÇLARI

BÖLÜM 7 MEVCUT BİNALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GÜÇLENDİRİLMESİ. sorular

RİSKLİ YAPILARIN TESPİT EDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR. 4- Özel Konular

Temeller. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

ÇOK KATLI BİNALARIN DEPREM ANALİZİ

İZMİR İLİ BUCA İLÇESİ 8071 ADA 7 PARSEL RİSKLİ BİNA İNCELEME RAPORU

BETONARME YAPI TASARIMI -KOLON ÖN BOYUTLANDIRILMASI-

DEPREME DAVRANIŞI DEĞERLENDİRME İÇİN DOĞRUSAL OLMAYAN ANALİZ. NEJAT BAYÜLKE 19 OCAK 2017 İMO ANKARA ŞUBESİ

BETONARME-II (KOLONLAR)

BÖLÜM II D. YENİ YIĞMA BİNALARIN TASARIM, DEĞERLENDİRME VE GÜÇLENDİRME ÖRNEKLERİ

BİLGİLENDİRME EKİ 7E. LİFLİ POLİMER İLE SARGILANAN KOLONLARDA DAYANIM VE SÜNEKLİK ARTIŞININ HESABI

Yapı Elemanlarının Davranışı

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

Nautilus kalıpları, yerinde döküm yapılarak, hafifletilmiş betonarme plak döşeme oluşturmak için geliştirilmiş kör kalıp sistemidir.

Çelik Yapılar - INS /2016

Perdelerde Kesme Kuvveti Tasarımı ve Yatay Donatı Uygulaması

BETONARME-I 3. Hafta. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

Proje Genel Bilgileri

Orion. Depreme Güvenli Yapı Tasarımı. PROTA Mühendislik. Bina Tasarım Sistemi. Joseph Kubin Mustafa Tümer TAN

KOLONLAR Sargı Etkisi. Prof. Dr. Ahmet TOPÇU, Betonarme I, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 147

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

BETONARME YAPI ELEMANLARINDA HASAR VE ÇATLAK. NEJAT BAYÜLKE İnş. Y. Müh.

DEPREM HESABI. Doç. Dr. Mustafa ZORBOZAN

YAPI VE DEPREM. Prof.Dr. Zekai Celep

BETONARME YAPILARDA BETON SINIFININ TAŞIYICI SİSTEM DAVRANIŞINA ETKİSİ

YIĞMA YAPI TASARIMI ÖRNEK BİR YIĞMA SİSTEMİN İNCELENMESİ

YAPILARIN ÜST RİJİT KAT OLUŞTURULARAK GÜÇLENDİRİLMESİ

Suat Yıldırım İnşaat Yük Müh. ODTÜ

İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu BETONARME YAPILAR MIM 232. Döşemeler

Örnek Güçlendirme Projesi. Joseph Kubin Mustafa Tümer TAN

Proje ile ilgili açıklamalar: Döşeme türleri belirlenir. Döşeme kalınlıkları belirlenir. Çatı döşemesi ve 1. kat normal döşemesinde döşeme yükleri

YIĞMA YAPI TASARIMI DEPREM BÖLGELERİNDE YAPILACAK BİNALAR HAKKINDA YÖNETMELİK

TEMEL İNŞAATI ŞERİT TEMELLER

GENEL KESİTLİ KOLON ELEMANLARIN TAŞIMA GÜCÜ (Ara donatılı dikdörtgen kesitler)

MEVCUT BİNALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GÜÇLENDİRME PROJESİ HAZIRLANMASI İŞİ

TEMELLER. Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü. Öğretim Görevlisi Tekin TEZCAN İnşaat Yüksek Mühendisi

BA Yapılarda Hasar Belirleme Onarım ve Güçlendirme

Geçmiş depremlerde gözlenen hasarlar Güncellenen deprem yönetmelikleri Tipik bir binada depremsellik incelemesi

BÖLÜM 6 - TEMEL ZEMİNİ VE TEMELLER İÇİN DEPREME DAYANIKLI TASARIM KURALLARI 6.1. KAPSAM

KESME BAKIMINDAN DOĞRU TASARLANMAMIŞ BETONARME PERDE DUVARLI YÜKSEK BİNALARIN DEPREM PERFORMANSI

SARILMIŞ VE GELENEKSEL TİP YIĞMA YAPILARIN DEPREM DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ. Ali URAL 1

BETONARME KESİTLERİN EĞİLME MUKAVEMETLERİNİN BELİRLENMESİNDE TEMEL İLKE VE VARSAYIMLAR

T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BETONARME YAPILARIN GELENEKSEL YÖNTEMLERLE DEPREME KARŞI GÜÇLENDİRİLMESİ

1- BELGELER 2- YAPI GENEL BİLGİLERİ BAŞLIKLAR 3- YAPIDAN BİLGİ TOPLANMASI 4- RİSKLİ YAPI TESPİT ANALİZİ 5- ZEMİN ETÜD RAPORU 6- YIĞMA YAPI ANALİZİ

.: ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ :. Yapıların Güçlendirme Prensipleri

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

Binaların Deprem Dayanımları Tespiti için Yapısal Analiz

Çatı katında tüm çevrede 1m saçak olduğu kabul edilebilir.

Betonarme Çatı Çerçeve ve Kemerler

Taşıyıcı Sistem İlkeleri. Dr. Haluk Sesigür İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu

RİSKLİ YAPILARIN TESPİT EDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR. 5- Risk Tespit Uygulaması: Betonarme Bina

BA Yapılarda Hasar Belirleme Onarım ve Güçlendirme

Doç. Dr. Halit YAZICI

Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

MOMENT YENİDEN DAĞILIM

BETONARME YAPI TASARIMI DERSİ Kolon betonarme hesabı Güçlü kolon-zayıf kiriş prensibi Kolon-kiriş birleşim bölgelerinin kesme güvenliği M.S.

) = 2.5 ve R a (T ,

BETONARME-II ONUR ONAT HAFTA-4

DÜSEY YÜKLERE GÖRE HESAP

teknik uygulama detayları

BÖLÜM 2: DÜŞEY YÜKLERE GÖRE HESAP

RİSKLİ BİNALARIN TESPİT EDİLMESİ HAKKINDA ESASLAR 5-Kontrol Uygulaması

DEPREM BÖLGELERĐNDE YAPILACAK BĐNALAR HAKKINDA YÖNETMELĐK (TDY 2007) Seminerin Kapsamı

Ad-Soyad K J I H G F E D C B A. Öğrenci No. Yapı kullanım amacı. Yerel Zemin Sınıfı. Deprem Bölgesi. Dolgu Duvar Cinsi. Dişli Döşeme Dolgu Cinsi

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve Betonarme Bina Tasarım İlkeleri PROF. DR. ERDEM CANBAY

RİSKLİ BİNALARIN TESPİT EDİLMESİ HAKKINDA ESASLAR 2-Genel Açıklamalar

Transkript:

1 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİTİRME TEZİ BETONARME BİNALARDA DUVAR ETKİSİ VE GÜÇLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN : Hakan TONYALI DANIŞMAN Doç. Dr. Seyit Ali KAPLAN HAZİRAN 2006

2 BETONARME BİNALARDA DUVAR ETKİSİ VE GÜÇLENDİRME Ülkemiz topraklarının büyük bir kısmı 1. derece deprem kuşağındadır ve sık sık büyük ölçekli depremlerle sarsılmaktadır. Depremlerde zarar gören yapıların yerine yenilerinin yapılmasının gerektirdiği zaman ve para kaybı düşünüldüğünde depreme dayanıklı yapı yapmak kadar mevcut yapıların güçlendirilmesinin de üzerinde çalışılması gereken önemli bir konu olduğu anlaşılır. Bu çalışmada öncelikle deprem afeti tanımlanmış yapıya nasıl etkidiği ve oluşturduğu hasar şekilleri hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra bu hasarların onarılması için kullanılan malzeme ve yöntemler incelenmiştir. Yapı geometrisine ve hasar durumuna göre hangi güçlendirme yönteminin daha verimli olacağı üzerinde çalışılmıştır. Çalışma sonucu anlaşılmıştır ki deprem hasarlarının esas sebebi proje hatalarıdır. Donatı yerleştirme hataları, hatalı yapılmış konsollar ve çıkmalar, kullanım alanından kazanmak için yapı güvenliğinden verilen tavizler yapı hasar sebeplerinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu hasarların hepsi doğru güçlendirme yöntemi ile düzeltilebilir. Yeni yapılacak yapıların da doğru kaideler ve sorumluluk bilinciyle yapılması ile deprem sorunu çözülecektir. Burada önemli olan alışılagelmiş mantıktan kurtulmak, deprem gerçeğini kabul etmek ve biraz olsun mesleğimize ve insanlığa saygılı olmaktır.

3 REINFORCEMENT OF REINFORCED CONCRETE BUILDINGS The important part of our country's lands is found on the first degree of earthquake sash and it frequently faces high scale of earthquakes. To build up new constructions instead of damaged ones necessitates more money and time;therefore it is important that not only building up new constructions but also strengthening existing ones.this shows that strengthening existing buildings is crucial subject which needs much more working on it. In this study,firstly,the disaster of earthquake is defined,how it affects on constructions is shown and also giving information about the types of damages.later,the materials and methods which are used for repairing the damages are examined.and also,is studied on the reinforcement methods to find the most useful one,according to the structure of geometry and the situation of damages. At the end of the study,it is understood that the main reason of earthquake damages is originated from defective projects.the important part of the reason of structural detriments consists of emplacement of equipment defects,defective cantilevers and projections and for acquiring more usage area to make a concession from the safety construction. All of these damages can be smoothed with the correct reinforcement methods.the problem of earthquake can be solved with the help of building new constructions without any necessity of reinforcement methods after the first earthquake.and in there, the important things are avoiding habitual logic,adopting the reality of earthquake and being respectful to our profession and to the humanity.

4 GİRİŞ Yapıda deprem sırasında oluşan hasar şekillerine bakıldığında; zemin özellikleri, yapızemin etkileşimi, taşıyıcı sistem elemanlarının malzeme ve işçilik kalitesi, boyutu ve konumlandırılması, hatta taşıyıcı olmayan sistem durumunun yapının deprem sırasındaki davranışı üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Bu etkenlerden biri veya birkaçının yetersiz veya yanlış olmasına bağlı olarak deprem sırasında binada ciddi hasarlar meydana gelmektedir. Bu hasarların giderilmesi ve yapıyı yeniden güvenli bir hale getirmek için güçlendirmeye gidilmesi şarttır. Bu çalışmada öncelikle çeşitli literatürlerden faydalanarak deprem afeti tanımlanmış, faylar ve deprem dalgaları mümkün olduğunca şekiller ve grafikler verilerek incelenmiştir. Daha sonra deprem etkisi altında yapıda meydana gelen hasarların sebepleri araştırılmış ve güçlendirme yöntemlerinden bahsedilmiştir. Bu çalışmanın amacı özellikle bodrum kat bant pencerelerinin ve dolgu duvarların yapılar üzerindeki etkilerinin araştırılması ve güçlendirme önerileri ile ileriki çalışmalara ışık tutabilmektir.

5 2. DEPREM YAPI ETKİLEŞİMİ 2.1. DEPREM NEDİR? Yerkabuğu içindeki kırılmalar sebebiyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına 'Deprem' denir. Üzerinde yaşadığımız dünya 6370 km yarıçapına sahip geoid şekilden oluşan bir küredir. Yeryüzeyinden dünyanın merkezine kadar olan kısımlar dıştan içe doğru; 1.Litosfer (katı) 2.Astenosfer (viskoz,akıcı) 3.Manto (yarı viskoz,yarı katı) 4.Çekirdek (katı) Katmanlarından oluşmaktadır. Yaşamımızı devam ettirdiğimiz kalınlığı 70-80 km olan Litosfer; sıcaklığı 1500-2000 C olan ve erimiş sakız kıvamındaki Astenosferin üzerinde bulunmaktadır.litosfer bu sıcak ve viskoz olan katmanın üzerinde hareket halindedir. Bu hareket sırasında olusan tektonik kuvvetlerin etkisiyle fay denilen yırtıklar boyunca belirli periyotlarla ani hareketler oluşur. Bu ani hareketler sonucu meydana gelen titreşimler Litosfer boyunca hareket ederek hasar verici depremleri meydana getirir. Depremler yeryüzünün tüm bölgelerinde eş büyüklüklerde, şiddetle ve sıklıkla oluşmazlar. Deprem; yağmurun yağması, rüzgarın esmesi kadar devamlı olan ve ileride de devam edecek olan tabiat olayıdır. Günümüz teknolojisi ile depremin tam zamanlı tahmin edilmesi ya da ertelenmesi mümkün değildir. Depremi daha iyi anlayabilmek için aşşağıdaki kavramları iyi bilmek gerekir.

6 Öncü Deprem : Daha büyük bir depremden ya da ana şoktan birkaç saniye ya da birkaç hafta önce gelen ve büyük depremin kırılma alanının içinde ya da yakınında ortaya çıkan küçük titremedir. Yırtılma Zonu: Bir deprem sırasında faylanmanın meydana geldiği yeryüzü alanına yırtılma zonu denir. Toplu iğne başından, yüzlerce kilometrelik bir alana kadar değişebilir. 'P' dalgası: Kayıtçılara ilk ulaşan deprem dalgasıdır. Hızı kabuğun yapısına göre 1,5 ile 8 km/sn arasında değişir. Tanecik hareketleri yayılma doğrultusundadır (boyuna dalga). Yıkım etkisi düşüktür. 'S' dalgası: Kayıtçılara ikincil olarak ulaşan deprem dalgasıdır. Hızı 'P' dalgasının hızının yüzde 60'ı ile yüzde 70'i arasında değişir. Tanecik hareketleri yayılma doğrultusuna dik ya da çaprazdır (enine dalga). Yıkım etkisi yüksektir. Merkezüssü: Depremin yerkabuğu içinde bulunan odak noktasının, yeryüzündeki iz düşümüdür. Şekil 2.1: Deprem dalgasının bileşenleri.

7 Fay nedir, oluşumu ve türleri nelerdir? Yerkabuğu ve üst mantoda, kaya tabakalarının, koptuğu ve kaynadığı yerdeki zayıf noktaya fay denir. Başka bir deyişle fay, yerkabuğundaki deformasyon enerjisinin artması sonucu, kayaç kütlelelerinin, bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kaymasıyla ortaya çıkan kırıktır. Faylar, depremler sonucunda ortaya çıkar. Ülkemizdeki Kuzey Anadolu Fayı doğrultu atımlı faydır. Mekanizması gereği hareket büyük bir bölgede gerçekleşeceğinden enerji boşalımı daha büyük olur. Bu yüzden doğrultu atımlı faylar şiddeti(tahribatı) büyük olan deprem üretme potansiyeline sahiptir. Bir kayaç kütlesi karşı yönde sıkıştırıldığında, kütlenin iki bölümü kendisini etkiyen kuvvet yönünde ve birbirine ters yönlerde kayar ve kütle şekil değiştirir. İleri aşamada kütlenin bu iki bölümü birbirinden ayrı iki kütleye dönüşür ve Elastik Geri-Tepme Kuramı'na göre bu iki kütle arasında bir fay çizgisi oluşur. Bu tipik yanal atımlı faydır, kütlenin iki parçasının birbirlerine göre yatay sıyırma hareketinin sonucudur ve deprem bu fay çizgisi üzerinde, kütlenin en zayıf olduğu noktada ve/veya da iki bloğun birbirine yapışık olduğu ve yer değiştirmeyi engelleyen bölümde geliş

8 Şekil 2.2: a)doğrultu atımlı fay b)eğim atımlı ters fay c)eğim atımlı normal atımlı fay d)verev atımlı fay Yapının oturduğu zemin tabakalarının öz maddesi ve kalınlıkları da titreşim periyodunu ve enerji kabiliyetini etkiler. Şekil 2.3: Farklı zeminde yayılan gerilme dalgalarının yüzeye farklı çıkışı.

9 2.2. DEPREM SIRASINDA YAPI DAVRANIŞI Deprem sırasında hasar görmüş bir yapının güçlendirilme projelerinin iyi hazırlanabilmesi için yapıların depremde davranışlarının iyi bilinmesi gerekmektedir. Genellikle deprem hesaplarında yer hareketinin yatay bileşeni ön planda tutularak depreme karşı hesap esasları geliştirilmiştir. Yer hareket edince, Yerçekimi etkisindeki kütle yapıyı bulunduğu yerde tutmak ister. Şekil 2.4 de görüldüğü gibi yatay deplasman durumu meydana gelir ve oluşan kuvvetler yapıyı etkiler. Şekil 2.4: Yatay hareket eden zemin üzerindeki kütle hareketi. Yapının davranışına bakılarak statik ve betonarme hesaplarda o an dikkate almayı düşünemediğimiz bazı konulara çözüm getirebilir ve çok basit yerlere ilave donatılar konularak bir çok sorun çözülebilir. İki katlı betonarme ve çelik kompozit bir yapıyı ele alırsak;

10 Şekil 2.5: İki katlı kompozit bir yapı. Bu yapının deprem sırasındaki davranışı ise Şekil 2.6 da görülmektedir. Şekil 2.6 : Yapının deprem sırasındaki davranışı. Deprem kuvvetlerinin etkisi altında, yapı sanki dans etmektedir. Şekilde gösterilmemesine karşın eğer yapıda çıkmaların olduğu düşünülürse, çıkmaların ne kadar fazla salınım yapacağı da açıktır. Yapının bu davranışına bakılarak, burulmanın çok önemli bir sorun olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Taşıyıcı sistemde ve donatı

11 detaylarında gerekli önlemler alınmadığı takdirde kolonların burulmanın etkisiyle kesileceği ve yapının göçeceği açıktır. Deprem bölgelerinde görülen hasarların bir kısmı böyle gelişmiştir. Yapının Şekil 2.6 daki davranışına bakılarak, deprem sırasında yapının burulması sonucu mimari mekanların kolayca yer değiştirebileceği anlaşılır. Kurtarma çalışmaları sırasında bu durumla çok sık karşılaşılmıştır. Yapının Şekil 2.6 da gösterilen davranışı yapabilmesi için belli bir süneklik göstermesi gerekir. Deprem sonrası çok sık konuşulmaya başlayan süneklik tanımını çok basit bir şekilde yapılmasında yarar var. Yapı deprem kuvvetlerinin belli bir değerine kadar doğrusal elastik yer ve şekil değiştirme gösterir Şekil 2.7. Şekil 2.7 : Betonun yük-deformasyon eğrisi. Doğrusal elastik yer değiştirme δe olarak belirlensin. Deprem kuvvetlerinin belli bir değerinden sonra betonda çatlama, donatıda akma başlar ve yapı doğrusal olmayan bir davranış gösterir. Buna plastik yer-şekil değiştirme denir. Yük-yer değiştirme grafiği artık eğridir. Bu doğrusal olmayan yer değiştirmeye de plastik yer değiştirme δp denir.(şekil 2.7). Diğer bir anlatımla yapıların kendilerine etkiyen dış yükler altındaki davranışları elasto-plastiktir. Süneklik yapının gösterdiği doğrusal olan elastik yer değiştirme ile doğrusal olmayan plastik yer değiştirmelerinin toplamının, yapının doğrusal elastik yer değiştirmesine oranıdır. Bunun en az 2 civarında olması gereklidir. Bu oranı arttırmak ve daha yukarılara çıkartılarak süneklik düzeyi yüksek yapılar elde etmek mümkündür. 1997 deprem yönetmeliğindeki katlar arası göreceli yer değiştirme sınırlamalarına uymak ve hesaplarda yer değiştirmelerin de göz önüne alındığı doğrusal

12 olmayan (non-linear) hesap yapılması gerektiği açıktır. Süneklik oranı arttıkça yapıda taşıyıcı olmayan yapı elemanlarının da hasar görebileceğini unutmamak gerekir. Yapıda sünekliği arttıran veya azaltan etmenlere çok dikkat etmek gerekir. Etriyelerin kapalı olması ve sarılma bölgelerinde etriye sıklaştırılması, kirişlerde basınç donası konulması sünekliği attırırken, gereğinden fazla çekme donatısı kullanılması sünekliği azaltan en büyük etmenler olarak göz önünde tutulmalıdır. Depremin yapı üzerindeki etkilerini daha rahat görebilmek için deprem dalgalarının çok katlı betonarme bir binaya ayrı ayrı etkilerine bakarsak; Depremde oluşan P dalgasının yarattığı etki Şekil 2.8 de görülmektedir. Şekil 2.8 : P dalgasının yapı üzerindeki etkisi. Görüldüğü gibi P dalgası yapı temeline genişleme ve sıkışma hareketi yaptırmaktadır. Yapıya eğilme silkelenme hareketi yaptıran S dalgasının yarattığı etki ise şekil 2.9. da gösterilmiştir.

13 Şekil 2.9 : S dalgasının yapı üzerindeki etkisi. Diğer bir etki dalgası depremin oluşturduğu kayma dalgalarıdır. Şekil 2.10 da kayma dalgalarının binaya yaptırdığı hareket görülmektedir. Şekil 2.10 : Kayma dalgasının yapı üzerindeki etkisi. Ağırlık ve Rijitlik merkezlerinin çakışmaması halinde diğer etkilere ilave burulma etkisi oluşur. Burulma etkisi şekil 2.11 de görülmektedir.

14 Şekil 2.11 : Yapıda burulma hareketi. 2.3. YAPI HASARLARININ NEDENLERİ 2.3.1 Dolgu Duvarsız Giriş Katı Kocaeli depreminde bina hasarlarının ana nedeni, giriş katlarında dükkan ve ticarethane amacı ile dolgu duvarlarının örülmemiş olmasıdır. Bu gibi dolgu duvarsız giriş katları adeta, tüm binanın bir bomba gelmiş gibi göçmesine ve en azından giriş katının ortadan kaybolmasına neden olmaktadır. Dolgu duvarların deprem kuvvetleri altında nasıl davrandığı Şekil 2.12 de gösterilmiştir.

15 Şekil 2.12 : Dolgu duvar davranışı. Dolgu duvarlar deprem kuvvetleri altında bir fiktif basınç çubuğu oluşturmaktadır. Yapıda yük dağılımını etkileyerek yapıyı rahatlatmaktadır. Bu fiktif basınç çubuğu nu genişliği yaklaşık olarak 0.35*(kat yüksekliği), kullanılan tuğlaya bağlı olarak elastisite modülü 35000 kgf/cm 2 ve basınç dayanımıda 60-70 kgf/cm 2 alınarak hesaplarda göz önüne alınabilir. Ayrıca, duvarların kolonlara düşeyde her üç sıra tuğlada bir 16 mm lik donatılarla kamalanması ise yapının rijitliğini oldukça arttırmakta ve ayrıca duvarların deprem sırasında aniden yıkılarak can kaybına neden olması önlenmektedir. Aksi halde giriş katı binanın tamamına ait olan enerjiyi yutmak ve gene tamamına ait deplasmanı yapmak zorunda olduğu için, meselâ sekiz katlı bir binanın tüm yatay deplasmanı giriş katında oluşacağı için, bu sekiz katın deplasmanını yapmaya gücü yetmeyen giriş katı aniden göçmektedir. Deprem yönetmeliğinde dolgu duvarsız giriş katı oluşturulmasından kaçınılması önerilmiştir. Şekil 2.13 : Giriş katı dolgu duvarsız bir yapı.

16 2.3.2. Zemin Sıvılaşması Depremin oluşturduğu titreşimlerin etkisiyle gevşek, suya doygun durumdaki taneli zeminlerin taşıma kapasitelerini kaybederek sıvı gibi davranış göstermesine zemin sıvılaşması denilmektedir. Özellikle, Adapazarı'nda birçok bina, temel altındaki ince daneli ve suya doygun zeminin 0.40 g'yi aşan yatay ivme nedeniyle sıvılaşması sonucu ağır hasara uğramıştır. Şekil 2.14 : Zemin sıvılaşması. Zemin sıvılaşması sonucu zemin taşıma kapasitesinde önemli ölçüde kayıp olur. Sıvılaşan katmanlar üzerinde bulunan binalarda ciddi boyutlarda düşey oturmalar-farklı oturmalar- ötelemeler-devrilmeler oluşur. Yanal yayılmalar ise sıvılaşmadan kaynaklanan kayma dayanımı kaybının neden olduğu bir yüzey hareketidir. Yüzeyde gözlenen bu hareket sonucunda binalar özellikle rijit binalarda çekme gerilmelerinden kaynaklanan ciddi çatlaklar, farklı oturmalar oluşur. Zemin sıvılaşmasından oluşan bir diğer hareket de akma hareketidir. Akma hareketi prensip olarak yanal hareketin daha geniş bir bölgeye yayılmış biçimi olup, genellikle % 5 eğimden daha büyük arazide oluşur. Binalarda yanal yer değiştirmeler, farklı oturmalardan dolayı ciddi yapısal hasarlar sözkonusudur. Binaların maruz kalacağı farklı oturma değerleri yapısal hasarlar ın düzeyini belirler. Gerek yanal yayılmada gerekse akma hareketinde gözlenen maksimum çökme değerleri binalarda izin verilebilir çökme değerlerinden (50-60 mm) daha büyüktür.

17 2.3.3. Donatı Yerleştirme Hataları Depremlerde hasar gören veya yıkılan binalarda göze çarpan önemli bir konu kolon boyuna donatılarının bindirmeli eklerinin kolon kiriş birleşim bölgelerinde yapılmış olmasıdır. Şekil 2.15 : a) Deprem açısından uygun donatı bindirme şekli (donatı momentin sıfır olduğu yerde ekleniyor). b) Deprem açısından uygun olmayan donatı bindirme şekli (donatı momentin en büyük olduğu yerde ekleniyor) Depremden sonra yapılan araştırmalarda pek çok yapıda bırakılan betonarme donatı filizlerinin yetersiz veya rasgele uzunluklarda bırakıldığı tespit edilmiştir. Filiz boyları TDY 7.3.3.2 ve TS500 9.1.2 e göre düzenlenmelidir. Bir üst kat kolonu için bırakılan bu filizler gerekli önlemler alınmadığı takdirde korozyona uğramaktadır. Paslanmış donatı, aderansı önemli ölçüde olumsuz etkilemekte ve donatının betondan sıyrılıp çıkması kolaylaşmaktadır.

18 Kolonda basınca çalışan boyuna çubukta kanca yapılması kabuk betonunda büyük zararlara yol açmaktadır. Kolona kanca yapılarak yerleştirilmiş donatı, kabuk betonunu ezerek çatlamasına neden olur. (Şekil 2.16). Şekil 2.16 : Çekme kuvveti altında betona aktarılan kuvvetler. Şekil 2.17 : Kolon donatılarının ucunda kanca yapılması sonucu betonun patlamasına yol açar. Kolon-kiriş birleşim bölgelerinde donatı detaylarının yeterliliği ve uygunluğu, deprem yükü etkisi altındaki yapının davranışı için oldukça önemlidir. Ülkemizde görülen depremlerin ardından, genellikle kolon-kiriş birleşim noktalarında ciddi hasarlar meydan geldiği söylenebilir. Beton dökümünden önce yapılması gereken kontrollerde, donatı yetersizliklerinin ve yanlış uygulamaların fark edilmemesi veya gerekli dikkatin

19 gösterilmemesi, kolon-kiriş birleşim noktalarına yeterli özenin gösterilmediğinin işaretidir. Kolon-kiriş birleşim bölgesindeki hasarların en önemli nedenlerinden biri olarak etriye yetersizliği sayılabilir. Etriyelerin deprem kuvvetlerine karşı üç önemli etkisi vardır; 1) Kesme kuvvetine karşı kolonun dayanımını arttırmak. 2) Sargı donatısı olarak betonun sünekliğini arttırmak. 3) Boyuna donatının bindirmeli eklerinde aderansı arttırmak. Kolon-kiriş birleşim bölgesinde etriye yerleştirme güçlüğü ve yıllardır süregelen alışkanlıklar nedeniyle ülkemizde kiriş yüksekliğince kolon etriyelerinin yerleştirilmemesi veya düzensiz yerleştirilmesi büyük ölçüde devam etmektedir. Bunun bir nedeni de, kolon boyutlarının küçük olması ya da kolon ve perdelerin kirişle aynı genişlikte olmasıdır. Birleşim bölgesinde kolon boyutların küçük olması, aynı zamanda kiriş boyuna donatılarının düğüm noktasına uygun şekilde ankrajına da engel olmakta, dolayısıyla düğüm noktasının kolayca önemli hasar görmesine neden olmaktadır. Minimum boyutlu köşe kolona birleşen minimum genişlikli bir kirişin plandaki donatıları Şekil 2.18 de verilmiştir. Şekil 2.18 : Kiriş donatı düzeni. Görüldüğü gibi, kolon 25cm 30cm boyutlu, kiriş 25cm genişliklidir. Dıştaki ve içteki elemanlarda beton örtüsü sırasıyla 2.5cm ve 2.0cm olması durumunda, kiriş boyuna

20 donatısı ile kiriş dış yüzü arasındaki uzaklık 4.7cm ve 4.2cm dir. Kiriş için hesaplanan donatının kirişe yerleştirilmesi, proje aşamasında bu hususlar dikkate alınmadan yapılmaktadır. Dolayısıyla kiriş eğilme donatısının tek sıra olarak yerleştirilmesinde sıkıntılar meydana gelebilecek, uygulamada çoğunlukla iki sıra donatı gerekebileceği açıktır. Ülkemizde yapı denetimindeki aksaklıkların hala giderilemediği ve kontrol dışı yapı inşası gözönüne alındığında, bu hususa meydan vermeyecek düzenlemelerin olabildiğince giderilmesi gerektiği belirtilebilir. Bu nedenle, kolon boyutlarının kendisine mesnetlenen kirişlerden en az 5cm~10cm daha büyük olması, burada değinilen olumsuzluğu önlemek bakımından uygun bir düzenleme olacaktır. Kolonun kirişten daha geniş olduğu bir birleşime ait donatıların yerleştirilmesi plan ve kesit üzerinde Şekil 2.19 da verilmiştir. Şekil 2.19 : Kalın kolon ince kiriş birleşimi donatı düzeni. Görüldüğü gibi, kiriş donatıları bakımından bir problem olmadığı, tasarım ile yerindeki uygulamanın uyuşumlu olacağı kolayca ifade edilebilir.

21 Bir diğer sorun ise, kirişlerin kolonlara merkezinden simetrik olarak birleştirilmemesidir. Köşe, kenar ve iç kolona simetrik olarak birleşen ve kolonların daha geniş olduğu bir düzenleme Şekil 2.20 de verilmiştir. Şekil 2.20: Köşe, kenar ve iç, kolon-kiriş birleşim bölgesi için ideal çözüm örnekleri. Bu tür bir düzenleme hem birleşim bölgesinde donatıların uygun ankrajı ve hem de beton örtüsünün kirişin iki yüzünde de dengeli olarak teşkili bakımından gereklidir. Buna göre betonarme çerçeve ve perde-çerçeve taşıyıcı sistem tasarımlarında bu hususa dikkat edilmesi, yapılardan deprem sırasında beklenen davranışın gözlenebilmesi bakımından gerekli görülmektedir. 2.3.4. Konsol Sorunları Yürürlükte bulunan İmar Yönetmelikleri'nde, bina taban alanlarındaki kısıtlar nedeniyle, zemin katlarda oturma alanları oldukça sınırlanmaktadır. Bu durum, çoğunlukla normal katlarda 1.50 m ye varan çıkmalarla kullanım alanlarının arttırılmasına neden olmaktadır. Buna göre ya zemin kat tavanından itibaren cephelerde konsol kirişler ve uçlarında alın kirişleri teşkil edilerek, ya da kenar kolonlar kısa konsol ucuna oturtularak normal katlarda bu kolonların dış cephe duvarları içersinde kalması yoluyla kullanım alanının arttırılması yoluna gidilmektedir. Her iki durumda da kenar akslar boyunca düzenli çerçeve oluşturulamamakta, ikinci durumda ayrıca taşıyıcı sistemin düşeyde sürekliliği bozulmuş olmakta, kenar kolonlarda eksenel yükün zemin kat kolonlarına dolaylı olarak aktarılması söz konusu olmaktadır. Kenarda bulunan kolonların bina çevresince çerçeve teşkili önlenmektedir.

22 Şekil 2.21 : Konsola etki eden kuvvetler. Bu durumda birleşim noktasındaki düzensizlik nedeniyle kesit etkileri hesaplananın üzerinde büyük değerlere çıkacaktır. Geometrik süreksizlik nedeniyle düğüm noktasında iç kuvvetler dengelenemeyecek ve donatı düzeni uygun olmayacaktır. Bu durumda düğüm noktasında dengenin sağlanması gereklidir. Şekil 2.22 :a) Kesitte kısa konsol ve iç kiriş birleşimi, b) Kısa konsol ve iç kirişinin birleştiği düğüm noktasında iç kuvvetler (C; basınç ve Z; çekme), c) Düğüm noktasında dengenin sağlanması için guse yapılması. Donatılar, projeye uygun olarak yerleştirilmediği taktirde öngörülen mukavemetleri gösteremeyeceklerdir. Örneğin konsolda çekme donatısı gerektiği gibi üste düzgün olarak yerleştirilmeyip rasgele düzensiz yerleştirilirse çekmeye karşı mukavemeti düşük olan beton, çekme donatısının görevini yapmaya çalışacak ve konsolda çatlaklar

23 oluşacaktır. Deprem etkisinden dolayı konsollarda tersinmeler meydana gelebileceği ve bundan dolayı da konsolun alt yüzeyinde çekme gerilmeleri oluşabileceği unutulmamalı ve yeterli alt donatı da bulundurulmalıdır. (şekil 2.23) Şekil 2.23 : Konsolda donatı yerleştirme hataları (a.b.c) ve doğru yerleşim (d). 2.3.5. Yapının Yatay veya Düşey Düzlemde Düzensiz Olma Durumu Yapının her kesitinde süreklilik göstermesi beklenir. Zemin katında garaj, dükkan v.s. bulunan veya bitişik nizam yapılarda bu kural genellikle ihmal edilmiş ve yapı risk altına girmiştir. Aşağıda bazı yanlış uygulamalar gösterilmiştir. Şekil 2.24 : Çeşitli süreksiz yapı kesitleri.

24 Yapıda hasara neden olan bir diğer süreksizlik durumu da yarım bırakılmış dolgu duvarlardır. Bu şekildeki sistemlerde kolonların duvarın bittiği yerden kırıldığı deprem sonrası incelemelerde tespit edilmiştir. 3. GÜÇLENDİRME 3.1. GÜÇLENDİRME SAFHALARI 3.1.1. İnceleme Safhası 3.1.1.1. Geoteknik Etüt Yapılması Onarım ve güçlendirme projesi yapılacak olan bir yapıda öncelikle kapsamlı geoteknik etüdlerin yapılması gerekmektedir. Geoteknik etüdlerde, projecinin tasarım ve hesaplarında kullanılmak üzere en az zemin sınıfı, zeminin emniyetli taşıma gücü, zemin yataklanma katsayısı, zemin hakim titreşim periyodu parametreleri ve bu parametrelerin bulunmasında kullanılan laboratuar deney sonuçları bulunmalı ve bu etüdler konusunda uzman bir inşaat mühendisi tarafından tetkik edilmelidir. 3.1.1.2. Röleve Çıkarılması Mevcut yapının varsa projeleri temin edilmeli, projeleri bulunmayan yapıların taşıyıcı sistem röleveleri ve mimari röleveleri çıkarılmalıdır. Bu röleveler üzerinde yapının hasar gören taşıyıcı elemanlarının hasar durumları işlenmeli ve proje üzerinde gösterilmelidir. 3.1.1.3. Malzeme Kalitesinin Tanımlanması Onarım ve güçlendirme projesi yapılacak olan yapının mutlaka mevcut malzeme kalitesinin tanımlanması gerekmektedir.

25 Yapının mevcut beton kalitesinin doğru olarak tanımlanması, yapıdan karot numunesi alınması ile mümkündür. Yapıdan karot numuneleri alımında ve test edilmesinde TS- 10465 in bütün kaidelerine uyulmalı, ayrıca karot alınırken taşıyıcı elemanlara hasar vermemek amacıyla kolonlardan moment sıfır noktasından, perdelerde gövde bölgesinden, kirişlerde çekme bölgelerinden numune alınmalıdır. Karot numuneleri laboratuar ortamında serbest basınç deneyine tabi tutulduktan sonra projeci tarafından TS-10465 e göre değerlendirilerek mevcut beton basınç dayanımı bulunmalı, deney sonuçları ve değerlendirme raporu proje ekinde verilmelidir. Beton kalitesinin yanında donatı kalitesinin de belirlenmesi gerekir. Onarım ve güçlendirme projesi yapılacak olan yapının mevcut betonarme projeleri bulunmuyorsa yapının düşey taşıyıcı elemanlarının donatı adet ve çapları profometre ile tespit edilmeli veya düşey ve yatay taşıyıcı elemanların belirli bölgelerinde pas payları kaldırılarak mevcut yapının donatı rölevesi çıkarılmalı ve mevcut röleve planlarına işlenmelidir. 3.1.2. Projelendirme Safhası 3.1.2.1. Mevcut Yapının Analizi Mevcut yapı, doğruluğu kanıtlanmış statik veya statik-betonarme hesap programları ile 3 boyutlu olarak modellenmeli, modellemede geoteknik etüd sonucunda bulunan zemin parametreleri ve mevcut beton kalitesi, elastisite modülü, donatı kalitesi, donatı adet ve çapları tanımlanmalıdır. Projeci tarafından yürürlükteki A.B.Y.Y.H.Y-1998 ve ilgili Türk Standartlarına göre yapılan statik hesaplar proje hesap raporlarında verilmelidir. Mevcut yapının statik hesap raporlarında düşey taşıyıcı elemanların mevcut beton, donatı kalitesi, donatı adet ve çaplarına göre eksenel yük ve eğilme momenti taşıma gücünün aşılma oranları tablolar halinde verilmelidir. Proje hesap raporlarında yapının mevcut durumdaki varsa hasar sebepleri İnceleme Safhası nda yapılan çalışmalar ve mevcut yapının analizi sonucunda belirtilmelidir. Bu çalışmanın sonucunda yapının mevcut haliyle korunması veya takviye edilmesi veya yıkılması alternatifleri değerlendirilerek gerekçeleri ile birlikte hesap raporlarında belirtilmelidir.

26 3.1.2.2. Takviyeli Durum Hesapları Analiz edilmesi sonucunda takviye edilmesi gerektiği kanaatine varılan yapıda takviye metodunun seçilmesi gerekmektedir. Örnek olarak en sık kullanılan yöntemlerden betonarme perdelerle güçlendirme yöntemi ele alınırsa; Yapıya konacak takviye perdeleri yapının mimari fonksiyonlarına en az müdahale içerecek şekilde düzenlenmelidir. Betonarme takviye perdeleri TDY-98 Tablo 6.1 de tarif edilen A1 burulma düzensizliğini oluşturmayacak şekilde ve planda simetriye dikkat edilerek yerleştirilmelidir. Takviye projesi statik hesaplarında kullanılan bilgisayar programları mevcut yapıdaki beton ve donatı kalitesi ile takviye elemanlarının beton ve donatı kalitelerinin ayrı olarak tanımlanabilmesine olanak vermeli; bu tanımlamanın yapıldığı statik hesap raporlarında gösterilmelidir. Yapıya konan takviye perdeleri yapı yüksekliği boyunca sürekli olmalıdır. Statik hesaplarda TDY-98 de belirtilen düzensizliklerin oluşmamasına dikkat edilmeli ve 6.10.1.2 de belirtilen göreceli kat ötelenmeleri sınır değerlerin altında kalmalıdır. Yapıya konulan takviye perdeleri T.D.Y 98 7.6.1.2 de verilen A A g P V t A g 0.002 0.5 f ctd koşullarını sağlamalıdır. Yapıya konan takviye perdelerinin yapıyı yeterli deprem güvenliğine ulaştırdığı kanaatine varıldığı takdirde aşağıda belirtilen kontroller yapılmalıdır.

27 Her bir kolon için: N d koşulu her kolonda sağlanmalıdır, max N max N d,max : tüm yük kombinasyonları altında elde edilen en yüksek tasarım eksenel yükü N max = 0. 5 f ck A c (A c =kolon kesit alanı) M d,x/y < M r,x/y koşulu her kolonda sağlanmalıdır M d,x/y :x/y yönünde yükleme kombinasyonundan elde edilen moment M r,x/y :x/y yönünde N d,x/y eksenel yük seviyesindeki kapasite momenti V d,max < V r,max koşulu her kolonda sağlanmalıdır V d,max : Tüm yük kombinasyonları içinde elde oluşan en büyük kesme kuvveti N r, max = 2 A C f ck Bu koşulu takviyeli durumda sağlamayan kolonlar mantolanmalıdır. Takviye perdelerinin her bir katta x/y yönü taban kesme kuvvelerinin %70 ini aldığı hesap raporlarında gösterilmelidir. Her bir takviye perdesinde ankraj hesapları yapılmalı, kontroller tasarım kesme kuvvetinin tümünün ankraj çubukları tarafından aktarıldığı kabulüne göre yapılmalıdır. Donatının kesme emniyet gerilmesi λ = 0. 5 f alınarak hesaplanabilir. v yd 3.1.3. Güçlendirme Projesi Çizim Safhası Yapının güçlendirme projesine ilişkin çizimler, profesyonel mühendislik kuralları çerçevesinde yeterli ayrıntıda, anlaşılabilir ve uygulanabilir biçimde hazırlanmalıdır. Güçlendirme ve onarım detayları her bir bina ve eleman bazında ayrı ayrı düzenlenmelidir. Daha sonra uygulama aşamasına geçilebilir.

28 3.2. GÜÇLENDİRME SINIFLANDIRILMASI Yapıların güçlendirilmesinde esas alınan sınıflandırma iki çeşittir. Bunlar yapının önemine, kat sayısına ve diğer özelliklerine göre kapsamlı güçlendirme ve basitleştirilmiş güçlendirmedir. (tablo 3.1). Tablo 3.1 : Güçlendirme Sınıfları. Basitleştirilmiş güçlendirme çerçevesinde yapılacak işlemler; Taşıyıcı Duvarların arttırılması, Bölme duvarlarının klasik yöntemlerle taşıyıcı hale dönüştürülmesi, Öndöküm betonarme panellerle taşıyıcı sistem oluşturulması, Bodrumda çevre perdesi yapılması, Kat azaltılması, Ağır balkonların ve parapetlerin kaldırılması, Binada mevcut düzensizliklerin kaldırılması, Bölme duvarların lif takviyeli kompozitlerle taşıyıcı hale dönüştürülmesi, olarak sıralanabilir. Kapsamlı güçlendirme kapsamında ise; Yapı taşıyıcı sisteminin dayanımını ve rijitliğini arttırmak, * betonarme perde eklemek, * diyagonalli çelik çerçeveler eklemek, Sistemin sünekliliğini arttırmak,

29 * kolonlarda kuşatma yapılması (çelik levhalarla mantolama) * yerel rijitlik azaltılması (kısa kolonların etrafının açılması, duvar azaltılması v.b.) Deprem etkilerini azaltmak, * sismik izolasyon yapılması, * kat adedinin azaltılması, sıralanabilir. Şekil 3.1 de kapsamlı ve basitleştirilmiş güçlendirmeler arasında bir karşılaştırma yapmak mümkündür. Şekil 3.1 : Basitleştirilmiş güçlendirme(a) ve kapsamlı güçlendirme(b) karşılaştırılması. 3.3. GÜÇLENDİRME YÖNTEMLERİ 3.3.1. Kolonların Güçlendirilmesi Genel hatlarıyla betonarme kolonlarda 4 çeşit hasar meydana gelmektedir. Bunlardan eğilme kırılması, deprem etkileri ile kolona gelen eğilme momentinin artması sonucu kolon uçlarında mafsallaşma meydana gelmesi ile oluşur (Şekil 3.2.a). Kesme kırılması, ise kolonun üzerine gelen kesme kuvvetini taşıyamaması sonucu oluşur (Şekil 3.2.b). Kolon kesitinin en dış lifindeki beton ezilmeye başladığında, henüz akma birim uzamasına ulaşmamış ise kolonda basınç kırılmaları ortaya çıkmaktadır(şekil 3.2.c). Yapının kütle ve rijitlik merkezleri çakışık değilse kolonlarda oluşan burulma kırılmaları da belirlenmelidir (Şekil 3.2.d)

30 Şekil 3.2 : Kolonlarda meydana gelen hasarlar. Çatlamış betonarme kolonlarda reçineler veya çimento şerbeti kullanılabilir. Az hasarlı, donatıları burkulmamış, betonu gevşemiş kolonlarda yerel olarak gevşek beton kısmı kaldırılarak yeni beton dökülmesi suretiyle onarım yapılabilir. Kolonlarda oluşan hasar derecesine göre bir, iki, üç ya da dört taraftan mantolama yapılabilir. Mantolama, mevcut kolon etrafına boyuna takviye donatısının yerleştirilmesi ve etrafının normal veya helozonik etriye donatısı ile sarılması ve mevcut betonun etrafının beton dökülerek kapatılması işlemlerine denir. Kolonun mantolanması ile, kolon enkesit alanı artırılırken donatı yüzdesi de bir miktar artırılmış olur (Şekil 3.3). Şekil 3.3 : Kolon mantolaması.

31 Şekil 3.4 : Bazı mantolama örnekleri. Kolon çevresinde mantolama yapılırken eski kolonda donatı ile çevrilmiş betonun dışında kalan kabuk betonunun tümünün sökülüp, daha sonra koyulacak takviye donatısı ile birlikte yeni kolonun betonlanması yerine, eski kolonun kabuk betonunda küçük kesme kamaları açılarak eski ve yeni betonun kaynaşması ve dış yük etkileri altında birlikte çalışmaları sağlanabilir. Uygulanabilecek bir başka yöntem de, kolonun iki yanına kanat biçiminde perde duvar eklenmesidir. Bu durumda perdenin yatay donatısı, kolonun yatay donatısına kaynakla bağlanmaktadır. Daha sonra betonlama yapılarak eski betonun yeni perde içinde yer alması sağlanmaktadır. Böylece mevcut kolon betonarme perde arasına alınarak kesiti büyütülmüş ve yük taşıma kapasitesi arttırılmış olur. (Şekil 3.5) Bu şekilde yapılan bir uygulamada perde uçları boşta bırakılmamalı, düzenlenmelidir. Şekil 3.5 : Kolonun perde içinde kalması.

32 Kolonların takviyesini hızlandırmak için çelik profiller de kullanılabilir. Bu şekilde bir takviye ile kolonun moment ve eksenel yük taşıma kapasitesinde büyük artışlar sağlanabilir. Ancak mevcut kolon ile profiller birlikte çalışmadığından yüklerin askıya alınması olarak kabul edilmelidir. Şekil 3.6 : Çelik takviyeli mantolama. Güçlendirmenin kolon özellikleri üzerindeki etkileri aşağıdaki grafikte gösterilmiştir. Şekil 3.7 : Güçlendirmenin kolon üzerindeki etkileri.

33 3.3.2. Kirişlerin Güçlendirilmesi Hasar gören veya dayanım ve rijitliği yeterli olmayan kirişler değişik şekilde onarılır ve güçlendirilir. Bu işlem sırasında komşu kolonları da gözönüne alarak kuvvetli kirişzayıf kolon türünden birleşim bölgesinin meydana getirilmemesine özen gösterilmelidir. Güçlendirme türü hasarın seviyesine (çatlama, beton ezilmesi, donatının sıyrılma ve kopması) bağlı olarak değişir. Hafif çatlaklı kirişler, epoksi veya çimento şerbeti enjeksiyonu ile onarılabilir. Betonun ezilmesi veya donatının kopması gibi hasarın ağır olduğu durumlarda, kirişin geçici olarak askıya alınması uygundur. Hasarlı yerel kısımlar, basınçlı su veya hava ile temizlenip, kopan veya burkulan donatıları kesilerek kaynakla eklendikten sonra betonlanması yoluyla onarılabilir. Yeterli açıklık donatısına sahip olmayan kirişlerde alttan çelik şeritler veya lif takviyeli karbon levha yapıştırılarak ilgili çatlaklar onarılıp kiriş güçlendirilebilir. Lif takviyeli karbon levha uygulaması yan yüzlere de yapılarak, kayma donatısı eksikliği giderilebilir ve ilgili çatlaklar onarılabilir. Bu amaçla sıva tabakasının kaldırılması, alt ve yan yüzün pürüzlendirilmesi gerekir. Kirişlerde çatlak onarımında epoksi enjeksiyonu da kullanılabilir. Bu işlemin başarılı olması için, betonun yeterli dayanıma sahip olması gerekir. Dağılan düşük dayanımlı beton durumunda yerel bir onarım olan epoksi enjeksiyonunun uygulanması tavsiye edilmez. Kirişler, gerekli durumda dört veya üç tarafından beton manto giydirilerek güçlendirilebilir.

34 Şekil 3.8 : Kiriş mantolaması. Mevcut ve yeni betonun bütünleşmesini sağlamak amacıyla, mevcut betondaki beton örtü tabakasının kaldırılması ve yüzeyin temizlenmesi gerekir. Donatı düzeninde uygun kenetlenme, bırakılan uygun boylarla, kaynaklama ile veya kenetleme plakaları kullanılmasıyla sağlanmalıdır. Yeni donatılar döşemedeki deliklerden geçerek kirişi çevreleyen etriyelerle sarılmalıdır. Döşeme delikleri güçlendirme kirişine beton dökmek için de kullanılabilir. Güçlendirme için konulan donatılar, köşegen yönündeki çubuklarla veya çelik plakalarla mevcut donatılara bağlanmalıdır. Kirişin yalnız mesnet bölgelerinin güçlendirilmesi ile yetinilmesi sözkonusu ise, mesnette döşeme kırılarak açılır, mesnet bölgesi için gerekli ek donatı yerleştirilerek etriyelerle sarılır. Kiriş kesitinin genişletilmesi tek veya çift taraflı olabilir ve kiriş yüksekliği de arttırılabilir. Kirişlerde mesnet kesitinin güçlendirilmesi, döşeme kalınlığının arttırılıp üst donatı eklenmesiyle veya alttan kolonu geçen bir donatı konulmasıyla yapılabilirse de, uygulaması zordur. 3.3.3. Kiriş-Kolon Birleşim Bölgelerinin Güçlendirilmesi Depremde en fazla hasar gören kiriş-kolon birleşim bölgeleri, taşıyıcı sistemin en çok zorlanan ve güçlendirilmesi en zor olan kısımlarını oluşturur.

35 Şekil 3.9 : Birleşim bölgesi çatlakları. Birleşim bölgesinde farklı doğrultudaki elemanlar birleşerek, kesit etkileri birbirleriyle dengelenir. Deprem yükleri altında bu bölgede kesme kuvveti dayanımının ve donatı kenetlenmelerinin yeterli olmaması en çok rastlanan hasar türlerini oluşturur. Ayrıca, büyük şiddetteki depremlerde birleşim bölgesine birleşen kesitlerde meydana gelen plastik mafsallar sonucu büyük dönmeler, donatıda aderans çözülmesi sonucu kaymalar ve geniş çatlaklar oluşabilir. Deprem etkisinde birleşim bölgesinin iki tarafındaki eğilme momentinin farklı işarette olması, kiriş kesitinde zıt gerilme durumları doğmasına ve bunun sonucu donatının birleşim bölgesinden çekilip çıkarılmak istenmesine yol açar. Bu nedenle donatı kenetlenmelerine ve eklerine özen göstermek gerekir. Hasarın yerel olması ve çatlaklar şeklinde görülmesi durumunda, epoksi reçinesi enjekte edilmesi onarım ve güçlendirme için yeterli olabilir. Aderansı çözülmüş donatının aderansının tekrar oluşturulması için de epoksi enjeksiyonu önerilir. Çimento şerbetinin aderansın kazandırılmasında yeterli olmadığı bildirilmiştir. Birleşim bölgesinin lif takviyeli polimer levhalarla sarılması hem dağılmanın önlenmesi ve hem de kuvvet iletimini sağlamak için uygun olabilir. Hasarın daha da yaygın olması durumunda, kiriş-kolon birleşim bölgesi, çelik şeritler yapıştırılarak ve sarılarak güçlendirilebilir. Bu suretle, kesitlerin eğilme momenti kapasiteleri arttırılırken; sarılan şeritler, bu bölgede oluşturulan enine basınçla, betonun dolayısıyla elemanın sünekliği arttırılır. İhtiyaç olduğunda süneklik artırımı için

36 etriyeleri eksik olan kolon ve kiriş kesitlerinde sadece sargı şeritleri kullanılabilir. Uygulama için bölgedeki ezilen beton temizlenir, yüzeyler düzetilir ve özel yapıştırıcılar kullanılarak boyuna çelik şeritler yapıştırılır. Yapışmanın tam olması için şeritlerin betona işkence aletleriyle bağlanması gerekebilir. Daha sonra sargı şeritleri sarılarak uçları birbirinin üzerine yeterli boyda gelecek şekilde yapıştırılır. Bu sırada kiriş sargı şeritlerinin, o bölgedeki döşeme kaplamasının kaldırılmasından ve döşemede delikler açıldıktan sonra uygulanabileceği unutulmamalıdır. Betonda enine basıncın yeterli şekilde oluşması için şeritlerin geniş (~50mm uygun genişlik) olması ve birbirlerine yakın ( ~0.20m uygun aralık) yerleştirilmesi gerekir. Bu tür uygulama özel özene ihtiyaç gösterir. Ayrıca uygulanan güçlendirme şeklinin basit bile olsa, deneyle kontrolü önemlidir. Bütün bu işlemlerden sonra, bölgenin sıvanması ve şeritlerin kapatılması gerekir. Şekil 3.10 : Çelik lamalarla güçlendirilmiş bir birleşim bölgesi. 3.3.4. Perdelerle Güçlendirme Siatem güçlendirmesinde perdelerle güçlendirme halen en yaygın ve geleneksel uygulama şeklidir. Perde ilave edilmesinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, yeni durumun yapıda burulma etkileri yaratmamasıdır. Yapının kütle ve rijitlik merkezi mümkün olduğunca

37 yakın kalmalıdır. Ayrıca yeni elemanların betonu dökülmeden önce bu elemanlara yük aktarması sözkonusu olan döşemeler askıya alınmalıdır. Güçlendirme perdeleri her iki doğrultuda en az ikişer tane olmalıdır. Yapının kat adedinin ve plandaki alanının az olması halinde toplam perde sayısı üçe de indirilebilir. Perdenin iki kolon arasında kalması tercih edilmelidir. Bazı hallerde bir taraftan bir kolona birleşmesi düşünülebilir. Bu durumda diğer tarafta perde ucu düzenlenmelidir. İki uçtan da kolona bitişik olmayan döşemeyi delip geçen perde ile döşeme arasında çok büyük gerilme yığılmaları meydana geleceğinden bu tür perdeler yapılmamalıdır. Perdelerin temellerinin oluşturulması da çok önemlidir. Komşu kolonları da kapsayacak şekilde sürekli veya plak temel düzenlemesi yapmak gerekir. Bu şekilde kolonların normal kuvvetlerinden faydalanarak perdeye komşu tekil temeller birleştirilerek büyük bir perde temeli yapılması gerekir. Bu durum perdenin mevcut sistemle bütünleşmesini sağlayacağı gibi, perdenin uçlarında meydana gelecek çekme kuvvetinin kolon basınç kuvvetini gözönüne alarak azaltılmasını da sağlar. Bunun yanında perde temelinin düzenlenmesinde kolon basınç kuvvetinin olumlu katkısı hesaba katılmış olur. Kapı ve pencere boşluğunun bulunması durumunda perde bir uçtan komşu kolona bağlanırken, diğer taraftan perde için bir uç bölgesi oluşturulur. Her iki durumda da perde kat seviyelerinde döşemeyi başlık bölgelerinde deler, bu suretle başlık donatılarının sürekliliği sağlanır. Bunun yanında perde gövdesinde döşemede yer yer boşluklar açılarak, hem beton dökümü için kolaylık sağlanırken, bu boşluklara yerleştirilecek çapraz donatılarla perdenin katlar arası bütünleşmesi daha da rahatlatılmış olur.

38 Şekil 3.11 : Dış perdenin mevcut kirişlere bağlanması. Şekil 3.12 : Çıkmalı bir yapıda dış perde.

39 3.3.5. Çelik Elemanlarla Güçlendirme Taşıyıcı sistem betonarme perdeler yerine çelik çaprazlar kullanılarak da güçlendirilebilir. Şekil 3.13 : Çeşitli çelik çapraz kullanım şekilleri. Bu durumda en basit uygulama kiriş-kolon düzlemine yerleştirilecek çaprazlar yanında kolon ve kirişe bitişik konulacak çelik elemanlarla yapılabilir. Eksenel çelik çaprazlar yanında dış merkez çaprazlar da kullanılabilir (Şekil 3.14). Şekil 3.14 : Çelik çaprazlarla güçlendirilmiş bir bina. Ancak, bu durumda dışmerkezlik nedeniyle kuvvetlerin alınması yeni güçlükler doğurabilir. Çaprazlar betonarme çerçevenin içinde oluşturabildiği gibi, dışında da

40 oluşturulup ona bağlanabilir. Kolona ve kirişe bitişik olan çelik elemanlarla kuvvetin olabildiğince düzgün yayılı iletilmesi sağlanır. Ancak, çaprazlar nedeniyle köşelerde büyük yoğun çekme ve basınç kuvvetlerinin betonarme ve çelik taşıyıcı sistem arasında iletilmesi gerekir. Özellikle, beton kalitesinin çok düşük olması durumunda büyük köşe levhalarına ihtiyaç duyulur. Çaprazlı çelik kafes sistemde kuvvetlerin kattan kata geçmesinin sağlamasına özen gösterilmelidir. Bunun için kolona bitişik düşey çelik elemanların katlar arası sürekliliğinin sağlanması gereklidir. Çelik elemanların rijitliklerinin betonarmeye göre düşük olması nedeniyle, yatay deprem yüklerinin önemli bir bölümünün taşıtılması ancak çok büyük çelik kesitleriyle mümkün olur. Bunun yanında mevcut betonarme sistemle çelik sistemin bütünleşmesini sağlamak ve betonarme sistemde oluşan deprem kuvvetlerinin önemli bir kısmını çelik taşıyıcılara iletmek ayrıntılı çalışma gerektiren bir husustur. 3.3.6. Lif Takviyeli Kompozitlerle Güçlendirme Lif takviyeli kompozitler(ltk) son yıllarda yapıların onarım ve güçlendirmesinde kullanılmaya başlanmıştır. Tablo 3.2 : LTK Malzeme özellikleri.

41 Şekil 3.15 : Liflerin gerilme-şekil değiştirme eğrileri. Yapıların dolgu duvarlarının LTK lerle güçlendirilmesi ve perde gibi çalışabilen elemanlar haline getirilmesi yani sisteme yönelik iyileştirmelerin yapılabilmesi çalışmaları henüz yenidir. Bu konuda deneysel çalışmalar sürdürülmektedir. LTK, binaların boşaltılmadan güçlendirilmesini sağlayabilecek bir yöntem olması itibariyle giderek önem kazanmaktadır. Duvar güçlendirmesini hedefleyen LTK tasarımı süneklik artırmadan ziyade dayanım artırma amacıyla yapılmalıdır. Daha çok beton kalitesinin iyi olduğu anacak enine ve boyuna donatının yetersiz olduğu durumlarda kullanılabilir. 3.3.7. Sismik İzolasyon Sismik izolasyon yapının ve deprem ivmesinin özellikleri dikkate alınarak; yapının rijitliğini azaltmak, periyodunu ve sönümünü artırarak yapıya daha küçük deprem kuvvetlerinin gelmesini sağlamak ve yapının küçük veya orta şiddetli depremlerdeki hasarının önlenmesi ve şiddetli depremlerdeki hasarının da en aza indirgenmesini sağlamaktır. Bu yöntem mevcut yapılara uygulanabileceği gibi, yeni yapılacak yapılarda daha avantajlı biçimde kullanılabilir.

42 Sismik izolasyondaki amaç bütün deplasmanların temel ile üst yapı arasında olmasını sağlamak ve sönümleyici elemanın mümkün olduğu kadar deprem enerjisini yutmasını ve sönümlemesini temin etmektir. Bu amaçla yapının dinamik özellikleri değiştirilerek depremde yapıya gelecek yatay yükün azaltılması hedeflenir. Yapının sönümü artırılırsa yapıya gelen hem ivme hem de ötelenme azalacaktır. Yapının rijitliği azaltılır, periyodu uzatılırsa yapıya daha küçük bir deprem kuvveti gelecektir. Yapının periyodu 2-2.5 sn kadar uzatılırsa, deprem kuvvetlerinde önemli bir azalma olmaktadır. İzolasyonlu sistemde yapının yer hareketini büyütme oranı 0.9-1.0 civarındadır. İzolasyonlu yapı rijit kütle hareketi yapmaktadır. Bu rakam izolasyonsuz yapıda 3-6 kat arasındadır. ekil 3.16 : Sismik izolasyonlu ve izolasyonsuz yapılar arasındaki salınım farkı. Ş Şekil 3.17 : Kauçuk izalatör detayı.

43 4. BİLGİSAYAR ÇÖZÜMLEMELİ ÖRNEKLER 4.1. BODRUM KAT BANT PENCERELERİ Daha önce bahsettiğimiz bodrum kattaki bant pencerelerinin yapılarımız üzerinde nasıl kötü etkiler oluşturduğuna bakalım. Bu uygulama büyük bir hata olarak çoğu zaman hesaplarda gözardı edilmekte ve büyük riskler oluşturulmaktadır. Örnek üzerinde bu durum daha iyi görülecek. Tablo 4.1 : Yapı genel bilgileri Yapımız 3 e 3 açıklıklı, bütün kolon boyutları eşit ve 50x30, bütün kirişleri eşit ve 20x60 dır.

44 KOLONLAR: 50X30 KİRİŞLER : 20X60 Şekil 4.1 : Yapı Planı

45 Tablo 4.2 : Kat yükseklikleri Şekil 4.2 : Yapı dış görünüşleri

46 Bodrum katlara daha yakından bakarsak; Şekil 4.3 : Bodrum kat görünüşleri Öncelikle perdenin boşluksuz olduğu yapıdaki moment diyagramlarına bakalım; Şekil 4.4 : X yönü deprem etkisi 1y aksı moment diyagramı

47 Şekil 4.5 : X yönü deprem etkisi 2y aksı moment diyagramı

48 Şekil 4.6 : Y yönü deprem etkisi 1x aksı moment diyagramı

49 Şekil 4.7: Y yönü deprem etkisi 2x aksı moment diyagramı

50 Şimdi de bir karşılaştırma yapabilmek için perde üstünde bant açıklığı bırakılmış yapıdaki moment diyagramlarını ele alalım. Şekil 4.8 : X yönü deprem etkisi 1Y aksı moment diyagramı

51 Şekil 4.9 : X yönü deprem etkisi 2Y aksı moment diyagramı

52 Şekil 4.10 : Y yönü deprem etkisi 1x aksı moment diyagramı

53 Şekil 4.11 : Y yönü deprem etkisi 2x aksı moment diyagramı

54 Şimdi X yönü deprem etkisi altında bodrum katı sürekli perdeli ve bant açıklıklı yapılarda oluşan moment değerlerine bakalım. Tablo 4.3 : X yönü deprem etkisi kolonlar karşılaştırma tablosu PERDE BİTİŞ NOKTASINAGELEN MOMENTLER KOLONLAR SÜREKLİ PERDELİ BANT AÇIKLIKLI MOMENTLERİN ORANI S101 0,25 tm 15,51 tm 62 kat!!! S104 0,22 tm 18,67 tm 84 kat!!! S105 0,50 tm 23,52 tm 47 kat!!! S106 0,50 tm 23,52 tm 47 kat!!! S107 0,22 tm 18,67 tm 84 kat!!! S110 0,5 tm 15,51 tm 62 kat!!! S111 0,51 tm 19,51 tm 38 kat!!! S112 0,51 tm 19,51 tm 38 kat!!! Tablo 4.4: Y yönü deprem etkisi kolonlar karşılaştırma tablosu PERDE BİTİŞ NOKTASINAGELEN MOMENTLER KOLONLAR SÜREKLİ PERDELİ BANT AÇIKLIKLI MOMENTLERİN ORANI S101 0,03 tm 9,90 tm 330 kat!!! S102 0,13 tm 12,72 tm 97 kat!!! S103 0,13 tm 12,72 tm 97 kat!!! S104 0,02 tm 9,90 tm 495 kat!!! S107 0,03 tm 10,95 tm 365 kat!!! S108 0,15 tm 13,97 tm 93 kat!!! S109 0,15 tm 13,97 tm 93 kat!!! S110 0,05 tm 10,95 tm 219 kat!!! Grafikten de açıkça görülebileceği gibi perde üstünde açıklık bırakıldığında etkiyen deprem yönünde çalışan perdelere bağlı olan özellikle köşe kolonlar perdenin bitiş noktasında kendi kesitlerine de bağlı olarak fazladan 500 katı bulan momentler altında kalıyorlar. Alt kısımları çok rijit perdelere üst kısımları kirişlere bağlı olan bu elemanlar depremde yapı salınımı sırasında enerjinin boşaldığı zayıf elemanlar olarak oluşan bu momentleri taşıyamayarak kırılmaktadır. Momentlerdeki bu durum kesme kuvvetlerinde de çarpıcı bir şekilde görülmektedir. x yönü deprem etkisini ele alırsak ;

55 Tablo 4.5: X yönü deprem etkisi kolonlar karşılaştırma tablosu KESME KUVVETİ KOLONLAR SÜREKLİ PERDELİ BANT AÇIKLIKLI KESME KUVVETLERİ ORANI S101 0,18 t 11,85 t 65 kat!!! S104 0,15 t 13,63 t 90 kat!!! S105 0,24 t 23,78 t 99 kat!!! S106 0,24 t 23,78 t 99 kat!!! S107 0,15 t 13,63 t 90 kat!!! S110 0,17 t 11,85 t 70 kat!!! S111 0,26 t 20,11 t 77 kat!!! S112 0,26 t 20,11 t 77 kat!!! Tablo 4.6: Y yönü deprem etkisi kolonlar karşılaştırma tablosu KESME KUVVETİ KOLONLAR SÜREKLİ PERDELİ BANT AÇIKLIKLI KESME KUVVETLERİ ORANI S101 0,03 t 9,49 t 316 kat!!! S102 0,06 t 15,73 t 262 kat!!! S103 0,06 t 15,73 t 262 kat!!! S104 0,02 t 9,49 t 474 kat!!! S107 0,03 t 10,53 t 351 kat!!! S108 0,07 t 17,29 t 247 kat!!! S109 0,07 t 17,29 t 247 kat!!! S110 0,04 t 10,53 t 263 kat!!! Tablolardan da görüldüğü gibi bodrum perdelerinin sürekli veya bant açıklıklı olmasına bağlı olarak x yönü deprem etkisinde, x yönünde çalışan perdelerin üzerindeki kolonlar 65 ila 100 kat arasında bir artış gösteriyor. Y yönü deprem etkisinde ise kolonlarımızın kesiti y yönünde daha az olduğu için bu oran 470 katı bulmakta. Kilometrelerce derinden çok büyük tabakaları yararak gelen deprem dalgası yapıya bodrum kattan girerken büyük kesitli bodrum perdelerinden, perde üstünde açıkta kalmış kolona geldiğinde enerjisini burada boşaltmakta ve bu kısa kolonları kesip atmaktadır.

56 Basit bir mühendislik mantığı bu durumun yapılarımızda ne kadar büyük olumsuzluklara yol açacağını anlamaya yeter. Köşe kolonların perdenin bittiği noktalarda perde ile birleşim yerlerinden kırılacağı ve yapının çökeceği açıktır. Bodrumda havalandırma boşluğu bırakmak adına böyle bir riskin altına girmek mühendisçe bir davranış değildir. 4.2 DOLGU DUVAR DAVRANIŞI Daha önce bant açıklığının altında rijit bodrum perdeleri tanımladık fakat yapılarımızda adeta taşıyıcı eleman gibi davranan ve oldukça rijit olan dolgu duvarları tanımlamadık. Şimdi dolgu duvarları da tanımlayarak hem bant açıklığının iki rijit eleman arasında davranışını hem de pencere boşluklarının yapıdaki etkilerini görelim. Yeni ele alacağımız yapı daha önce incelediğimiz ile aynı olup fark olarak her açıklıkta 1,2m yükseklikli pencereleri bulunan ve pencereleri kiriş boyu devam eden bir yapı olacak. Ayrıca 1m lik kapı boşlukları da bırakılacak. Yapımızın görünüşü ve pencere kesiti aşağıdaki gibidir. Şekil 4.12 : Yapı genel görünüşü-pencere kesiti Şimdi deprem sırasında kolonlara etkiyen moment diyagramlarına bakalım. X yönü deprem etkisi altında 1y aksına bakarsak;

57 Şekil 4.13 : X yönü deprem etkisinde 1y aksı moment diyagramı

58 Şekil 4.14 : X yönü deprem etkisinde 2y aksı moment diyagramı

59 Şekil 4.15: Y yönü deprem etkisinde 1x aksı moment diyagramı

60 Şekil 4.16: Y yönü deprem etkisinde 2x aksı moment diyagramı

61 Görüldüğü üzere pencere boşluklarında dolgu duvarın bittiği bölgelerde moment yığılması olmaktadır. Eğer yapımız boş çerçeveli olsaydı moment diyagramları aşşağıdaki gibi olacaktı. Şekil 4.17: Yapı genel görünüşü

62 Şekil 4.18: X yönü deprem etkisi 1y aksı moment diyagramı

63 Şekil 4.19: X yönü deprem etkisi 2y aksı moment diyagramı

64 Şekil 4.20: Y yönü deprem etkisi 1x aksı moment diyagramı

65 Şekil 4.21: Y yönü deprem etkisi 2x aksı moment diyagramı Şekillerden de anlaşıldığı gibi boş çerçeveli yapının bütün akslarının moment diyagramlarında kat ortasında moment sıfır olmaktadır. Oysa dolgu duvarlı yapıda aynı noktada duvar bitip pencere başlamakta ve maksimum moment oluşmaktadır.

66 Dolgu duvarlı ve boş çerçeveli yapıları karşılaştıralım. X yönü deprem etkisinde duvarlı ve boş çerçeveli yapıları ele alalım. 2. normal katta x yönü deprem etkisi altında dolgu duvarın bittiği noktadaki kolon momentleri; Tablo 4.7: X yönü deprem etkisi kolonlar karşılaştırma tablosu PERDE BİTİŞ NOKTASINA GELEN MOMENTLER KOLONLAR BOŞ ÇERÇEVELİ DOLGU DUVARLI S301 0 tm 17,09 tm S304 0 tm 20,93 tm S305 0 tm 33,38 tm S306 0 tm 33,38 tm S307 0 tm 20,93 tm S310 0 tm 17,09 tm S311 0 tm 27,82 tm S312 0 tm 27,82 tm Y yönü deprem etkisi altında da durum yukardakinden farklı olmamaktadır. Tablo 4.8: Y yönü deprem etkisi kolonlar karşılaştırma tablosu PERDE BİTİŞ NOKTASINA GELEN MOMENTLER KOLONLAR BOŞ ÇERÇEVELİ DOLGU DUVARLI S301 0 tm 17,02 tm S302 0 tm 24,07 tm S303 0 tm 34,07 tm S304 0 tm 17,02 tm S307 0 tm 18,51 tm S308 0 tm 26,10 tm S309 0 tm 26,10 tm S310 0 tm 18,51 tm Görüldüğü gibi boş çerçeveli yapıda duvarın bittiği noktaya tekabül eden yaklaşık olarak kolon ortasında moment sıfır olurken, dolgu duvarlı yapıda aynı noktada bulunan, bitişiğindeki pencere boyu kadar kısa olan kolona yüksek momentler etkimektedir. Deprem sırasında kolonların kırılması ve yapının çökmesi kaçınılmaz sondur.

67 Yapılar arasında moment ve kesme kuvvetlerini karşılaştırdığımızda görülüyorki dolgu duvarlar adeta taşıyıcı eleman gibi görev yapmaktadır. Doğru örüldüklerinde deprem sırasında binalarımızın ayakta kalabilmeleri için oldukça faydalı olacakları açıktır. Ancak eğer dolgu duvarlar kat yüksekliğini tamamlamadan bitirilirse, kirişlerle temas edeceği yüzeylerde dilatasyon bırakılırsa çerçevenin çıplak halinden bile daha zararlı etkilere sebep olabilir. Zira kısa bırakılan, kirişe bağlanmayan duvarlar birleştiği kolonun birleşim noktasından kırılmasına sebep olmaktadır. Bütün bu bilgiler ışığında söyleyebilirizki yönetmeliğimizde göz önüne alınmayan dolgu duvar etkisi aslında ihmal edilebilecek bir hata payından çok daha fazlasıdır. 4.3. GÜÇLENDİRME ÖRNEĞİ Şimdi anlattığımız bu hasar çeşitlerine karşı uygulanabilecek güçlendirme yöntemine bakalım. Bodrum perdesinde bant pencere açıklığı olan yapıyı ele alırsak; Şekil 4.22: Yapı genel görünüşü

68 Yapımızın güçlendirmeden önceki göçme yükü mukayese tablosu aşşağıdaki gibidir. Tablo 4.9: Göçme yükü mukayese tablosu Güçlendirme projesi kapsamında yapı için büyük tehlike oluşturan bodrum kat bant penceresi açıklığını kapatarak bodrum perdesi 1. normal kata bağlanacak. Burada en önemli nokta yeni takviye elemanını oluşturmadan önce elemanın bağlanacağı kirişleri ters yük vererek askıya almak ve takviye elemanının yük taşımasını sağlamaktır. Aksi takdirde yeni eleman yapıya ağırlıktan başka birşey katmayacaktır. Bodrum perdelerini kirişlere bağlamak bu yapı için yeterli bir güçlendirme olarak görülmediğinden her iki yönde ikişer tane güçlendirme perdesi de yapıya eklenecektir. Bu perdelerin de teşkili sırasında mutlaka bağlanacağı kirişleri askıya almak gerekmektedir. Yapının güçlendirilmiş durumdaki genel görünümü; Şekil 4.23: Güçlendirilmiş görünüm

69 Tablo 4.10: Göçme yükü mukayese tablosu Yapının güçlendirilmesi sonrasında her kat üzerine gelen deprem yükünü taşır duruma gelmiştir. 1y aksı üzerinde güçlendirmeden önce ve sonraki momentleri karşılaştıralım. Şekil 4.24: Güçlendirilmemiş yapı 1y aksı moment diyagramı

70 Şekil 4.25: Güçlendirilmiş yapı 1y aksı moment diyagramı