TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

Benzer belgeler
ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

İÇİNDEKİLER. Mütercimin Önsözü 15 Yayıncının Önsözü 17 Şeyh Seyyid Ebu l-hasen Alî el-hasenî en-nedvî nin Takdimi 19 Müellifin Önsözü 23

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

NAMAZ. 2 Namaz kimlere farzdır? Ergenlik çağına gelmiş, akıllı ve Müslüman olan herkese farzdır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

FIKIH DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Konu Anlatımlı Diyanet Yeterlik Kitabı - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İÇİNDEKİLER. Sayfa.

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

çindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 11 Birinci Bölüm I. Hayatı 15 İkinci Bölüm I. Zâhirîlik Nedir? 41 İBN HAZM IN HAYATI ve İLMÎ ŞAHSİYETİ

İmama Sonradan Yetişen Namazları Nasıl Kılar? Cumartesi, 16 Ocak :02. Müdrik

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

İçindekiler. Günlük namazlar. Cemaatle namaz. Cuma namazı. Bayram namazı. Cenaze namazı. Teravih namazı. Namazın insana kazandırdıkları

DENİZ BİNBOĞA 6- D 296

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

1. İHRAM YASAKLARI VE CEZALARI

Fıkıh Soruları Ramazan Bayramı Fitre ve zekâtlar bayram bittikten sonra da verilebilir mi?

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

Değerli büyüğümüz Merhum Ali ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

HAC YÜCE ALLAH IN (c.c) EMRİDİR.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Kûfe nin Yetiştirdiği Mütebahhir Bir Âlim: İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Abdest Gusül Teyemmüm

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Eğitim Programları İLMİHAL & FIKIH

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

UMRE YOLCULARI EĞĠTĠM PROGRAMI 2018 YILI UMRE ORGANĠZASYONUNUN SERVĠSLĠ (24 GÜNLÜK) 16. TURU UMRE SEMĠNER PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

İLK DÖNEM HADİS- REY TARTIŞMALARI ŞEYBÂNÎ ÖRNEĞİ Mehmet ÖZŞENEL, İstanbul: İFAV, 2015 Ali SEVER

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

Tel: / e-posta:

BEP Plan Hazırla T.C Osmangazi Kaymakamlığı HAMİTLER TOKİ MTAL Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Yazar Rehnüma Cumartesi, 20 Kasım :00 - Son Güncelleme Cumartesi, 20 Kasım :09

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...15

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

İslam hukukuna giriş (İLH1008)

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam

Transkript:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI TEMEL İBADETLER KONUSUNDA HANEFÎLER VE ŞÂFİÎLER ARASINDAKİ FARKLILIKLAR Muhammed ÜNVERDİ YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA / 2011

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI TEMEL İBADETLER KONUSUNDA HANEFÎLER VE ŞÂFİÎLER ARASINDAKİ FARKLILIKLAR Muhammed ÜNVERDİ Danışman: Prof. Dr. Nasi ASLAN YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA / 2011

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan : Prof. Dr. Nasi ASLAN (Danışman) Üye : Doç. Dr. Bekir TATLI Üye : Yrd. Doç. Dr. Hakan COŞAR ONAY: Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.../../2011 Prof. Dr. Azmi YALÇIN Enstitü Müdürü Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ndaki hükümlere tâbidir.

iii ÖZET TEMEL İBADETLER KONUSUNDA HANEFÎLER VE ŞÂFİÎLER ARASINDAKİ FARKLILIKLAR Muhammed ÜNVERDİ Yüksek Lisans Tezi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Nasi ASLAN Eylül 2011, 216 sayfa Hicri III. asrın sonlarına doğru sistemleşmeye başlayan, günümüze kadar ulaşmayı başaran ve günümüzde ülkemiz de dâhil olmak üzere, birçok ülkede yaygınlık kazanan, sünnî ekole mensup fıkhî mezheplerden, Hanefî ve Şâfiî mezheplerinin, birçok konuda ihtilâf ettikleri, bilinen bir gerçektir. Bu ihtilâfların, daha çok uygulanagelen temel ibadetler alanında öne çıktığını görmek mümkündür. Bu iki mezhep de, diğer mezhepler gibi, temellerini İslam ın iki ana kaynağı, Kur an ve Sünnet e dayandırmış ve İslam teşriînin anlaşılması hususunda, bu iki kaynak dışında, delillerini açıklamaya yardımcı olacak birçok metodu ( icma-kıyas-istihsan vs.) kullanmışlardır. Kullanılan bu metodlar ve deliller, birçok ihtilâflı meseleye kapı aralamıştır. Varılan ihtilâflar sonucu, toplumda bazı problemler kendisini aksettirmiş ve bunun sonucunda da, fırkalar, mezhep taassupları, zaman içerisinde birbirlerinin görüş ve delillerini çürütme gayesi içerisinde olan, farklı görüşlere mensup oluşumlar ortaya çıkmıştır. Geçmişte çok fazla kendini hissettirmemekle birlikte, günümüzde, mezhep telakkisinin yanlış aksettirilmesi sonucu, Hanefî-Şâfiî anlayışı ön plana çıkmıştır. Oysa her iki mezhep de ulaştığı sonuçları, Kur an a ve Sünnet e dayandırmış, bu görüşleri kendilerine mal etmeden, hükümlerin, sadece nassların anlamından çıkan bazı fürû meselelerine dair olduğunu ispata çalışmış, sünnî ekole mensup mezheplerdir. Bu ihtilafların İslam toplumu için bir rahmet ve kolaylık olduğunu idrak etmek gerekir. Çalışmamızda her iki mezhebin ihtilaf ettikleri temel meseleleri, mukayeseli olarak delilleriyle beraber izaha çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Hanefî, Şâfiî, Mezhep, İhtilaf, Delil, Kur an, Sünnet

iv ABSTRACT BASIC DIFFERENCES BETWEEN THE PRAYER RITUALS OF HANAFÎ AND SHÂFIÎ SCHOOLS Muhammed ÜNVERDİ Master Degree Thesis, Department of the Basic Islamic Sciences Supervisor: Prof. Dr. Nasi ASLAN September 2011, 216 Pages It is known that Hanafi and Shafi i schools, two sunni madh habs of fıqh, which started to get systematized in late third century of Hijri and have been able to remain its domination and become common in many countries, including Turkey, have had disagreements on many issues. Among these, the differences between prayer rituals are remarkable ones. Both two schools, like many others, have been based on two main Islamic sources, Qur an and Sunnah, and have benefited from many other sources such as ijma (consensus), qiyas (analogical reasoning), istihsan (preference) to explain their thesis with regard to Sharia. The benefited sources and arguments have given rise to various controversial opinions. Because of these controversies, some problems have made themselves felt in Islamic society, and as a result, some divisions, school fanaticism, new developments with varying opinions studying to disprove each other have taken place over time. Although it was not so apparent in the past, Hanafi and Shafi i difference has now become more evident due to misunderstandings of madh hab concept. In fact, both doctrines are Sunni schools based on Qur an and Sunnah and have tried to prove that, the differences are just furuat (secondary details) derived from different understandings of the nass. It is important to realize that these differences are mercy and suit the convenience of the Islamic community. In this study, the main controversial issues of these schools are dealt with and explained comparatively using supporting evidences. Key words: Hanafi, Shafi,i, Madh hab, Dispute, Evidence, Quran, Sunnah

v ÖNSÖZ İslam, insanları düşünmeye sevk eden, onları dogmatik fikirlerden ve donmuş düşüncelerden arındıran bir dindir. Bu nedenle akıl, ilahi hitabın anlaşılmasında en önemli etkenlerden biri olarak göze çarpmaktadır. İyiyi kötüden ayıracak, iyi olanı, güzel ve faydalı olanı bulacak olan şüphesiz akıldır. Müctehidler de İslam teşriînin anlaşılması hususunda, iyiyi ve doğruyu bulmak için çalışmış ve zekâlarını olanca güçleriyle zorlayarak kendi görüşlerini ortaya koymuşlardır. Bu bağlamda müctehidlerin birbirlerinden farklı hükümlere ulaşmaları ve bunun sonucunda da bazı meselelerde ihtilâfın vuku bulması olağandır. Bu ihtilâflar, nasları anlayış yolunun farklılığı (hafî, müşkil, mücmel, sarih, kinaye, mecaz, hakikat, hâs, amm, mutlak, mukayyed); nasların delaletinin, müctehidin bu manalara vukufundan kaynaklanan farklı sonuçlarının olması; hadisleri delil alırken, hadislerin farklı kategorize edilmesi ve farklı yorumlanmaları (mütevatir, meşhur, haber-i vahid, mürsel, muttasıl, munkatı, merfu) gibi etkenlere bağlıdır. Mesela Hanefîler, hadis konusunda titiz davranmışlar ve haber-i vahidi delil olarak kabul etmekte sıkı şartlar ileri sürmüşler, Şâfiîler ise haber-i vahidi kıyasa tercih etmişlerdir. Yine Hanefîler mürsel hadisi delil olarak alırken Şâfiîler, mürsel hadisi, delil olarak almamışlardır. Hanefîler, deliller hiyerarşisinde, istihsanı sıkça ön plana çıkarırken Şâfiîler, istihsanı delil olarak kabul etmezler. İşte bu gibi sebeplerle, müctehidler, farklı hükümlere varmış ve bunlardan birçoğu da mezheplerin meselelerini teşkil etmiştir. Delillerden hüküm çıkarmada müctehidler, kendi ictihadlarına göre hüküm vermiştir. Müctehidler (mezhep imamları) meseleleri münakaşa etmişler, delillere dayanarak meseleyi incelemişler ve hakikatin ortaya çıkması için çalışmışlardır. Hepsi de mezhep taassubuna gitmeden, görüşlerini, İslam ın iki ana kaynağı olan, Kur an ve Sünnet e (Rasulullah a) dayandırmışlardır. Müctehidlerin varmış olduğu bu hükümler sonucu, toplumda bazı problemler aksetmiş ve bunun sonucunda da, fırkalar, mezhep taassupları ve zaman içerisinde birbirlerinin görüş ve delillerini çürütme gayesi içerisinde olan farklı görüşlere mensup oluşumlar ortaya çıkmıştır. Geçmişte çok fazla kendini hissettirmemekle birlikte günümüzde, mezhep telakkisinin yanlış aksettirilmesi sonucu, Hanefî-Şâfiî anlayışı ön plana çıkmıştır. Oysa ki her iki mezhep de (yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı farklı sonuçlara

vi ulaşmış) ulaştığı sonuçları naslara (Kur an a ve Sünnet e) dayandırmış sünnî ekole mensup mezheplerdir. Bunun yanı sıra, aynı devirlerde (hicrî 2. ve 3. asırlarda) yaşamış olmaları hasebiyle, birbirleriyle bilgi alış-verişi içerisinde bulunan bu müctehidlerin asıl gayeleri, ilahî hitabın anlaşılması için çalışmak ve İslam dinine hizmet etmek olmuştur. Öte yandan, İslam hukuku, çok geniş bir disiplin olup, büyük bir coğrafyaya yayılmıştır. Birçok farklı ekol içermektedir. Bunların içinde, yaşadığımız coğrafyada (Türkiye), sünnî fıkıh mezheplerinden, Hanefî ve Şâfiî mezhepleri ön plana çıkmaktadır. Biz bu çalışmamızda, her iki mezhep kurucusundan ve mezhepten kısaca bahsettikten sonra, mezhepler arası farklılıklar şeklinde adlandırabileceğimiz hilâf ilminin doğuşu, gelişimi ve literatüründen bahsedeceğiz. Daha sonra hilâf ilminin pratiğe yansıması olan ibadetler (namaz, zekât, oruç, hac) alanında, Hanefî ile Şâfiî mezhepleri arasındaki bazı ihtilâflı meselelere ve mezheplerin bu meselelere getirmiş oldukları delillere değinmeye çalışacağız. İkinci bölümde namaz ve diğer ibadetler için gerekli olan hükmi ve maddi temizlik, bu temizliğin yapılabilmesi için gerekli olan araç ve gereçlerden, bu temizliğin hangi şartlarda ve durumlarda yapılması gerektiğinden kısaca bahsettikten sonra, üçüncü bölümde namaz, namazla mükellef olma, namazın kılınışı, namaz çeşitleri gibi hususlara değineceğiz. Dördüncü bölümde de zekâttan, zekâta tabi mallardan, zekâtı gerektirecek olan nisabdan, zekâtı verecek ve alacak olan kişiden ve fıtır sadakasından bahsedeceğiz. Beşinci bölümde oruç ve oruçla ilgili bazı ihtilâflı meselelere, altıncı ve son bölümde de hac ile ilgili meselelere değineceğiz. Mukayeseli olması ve çalışmamıza ışık tutması hasebiyle, bu çalışmada kaynak olarak, Zemahşerî nin (ö.538/1144) Ruûsu l-mesâil adlı eserinden, ayrıca h. III. asırdan sonra ekolleşmeye başlayan, İslam fıkıh mezheplerinden olan her iki sünnî mezhebin, usûl ve fürûa dair asıl kaynaklarından yararlanarak, delillerle beraber meseleleri izaha çalıştık. Hanefî âlimlerden Ebu Cafer et-tahâvî nin (ö.321/933) el-muhtasar, Kudûrî nin (ö.428/1037) el-muhtasar, İmam Serahsî nin (ö.483/1090) el-mebsût adlı hacimli eseri, Alâuddin es-semerkandî nin (ö.539/1144) Tuhfetü'l-Fukahâ, Kâsânî nin (ö.587/1191) Bedai u s-sanai, Burhaneddin el-merğinânî nin (ö.593/1197) el-hidâye adlı eserleri; Şâfiî âlimlerden İmam Şâfiî nin (ö.204/820) er-risâle ve el-ümm, İsmail el-müzenî nin (ö.264/878) el-muhtasar, Ebû İshak eş-şîrâzî nin (ö.476/1083) et-tenbîh ve el-mühezzeb, İmam Nevevî nin (ö.676/1277) el-mecmû ve el-minhâc, Gazzâlî nin (ö.505/1111) el-vecîz adlı eserleri, kullandığımız kaynaklardan bazılarıdır.

vii Bu çalışmanın her aşamasında, çok değerli vakitlerini bizden esirgemeyerek, bizi dinleyen ve engin bilgileriyle bize ışık tutan, çok kıymetli hocam sayın Prof. Dr. Nasi ASLAN a, gerek bilgisi gerekse bilgisinin cömertliğiyle her türlü, maddî-mânevî, destekte bulunan saygıdeğer hocam ve babam Ömer ÜNVERDİ ye şükranlarımı arz eder, kaynak teminindeki yardımlarından dolayı Mustafa HAYTA ya, İSAM a ve yapıcı yönlendirmelerinden dolayı değerli jüri hocalarım Doç. Dr. Bekir TATLI ve Yard. Doç. Dr. Hakan COŞAR a teşekkürü bir borç bilirim. Muhammed ÜNVERDİ ADANA - 2011

viii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... iii ABSTRACT... iv ÖNSÖZ... v KISALTMALAR LİSTESİ... xv BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ 1.1. Konunun Amaci... 1 1.2. Konunun Kapsami... 2 1.3. Araştirmanin Metodu... 2 1.4. Mezheplerin Teşekkülü ve Mezhep İmamlari... 3 1.4.1. Mezheplerin Teşekkülü... 3 1.4.2. İmâm-ı Âzâm Ebu Hanife (H.80-150/M.699-767)... 8 1.4.2.1.Hayatı ve Şahsiyeti... 9 1.4.2.2. Eserleri... 11 1.4.3. Muhammed B. İdris Eş-Şâfiî (h.150-204/m.767-819)... 12 1.4.3.1. Hayatı ve Şahsiyeti... 12 1.4.3.2. Eserleri... 16 1.4.4. Hanefi Mezhebi... 18 1.4.4.1. Hanefîliğin Teşekkülü ve Gelişmesi... 18 1.4.4.2. Hanefî Mezhebinin Karakteristik Özelliği, Usûl ve Görüşleri, Müftâbih Olan Görüşlerde Hiyerarşi... 21 1.4.4.3. Hanefîliğin Yayılma Alanı... 23 1.4.5. Şâfii Mezhebi... 24 1.4.5.1. Şâfiî Mezhebinin Teşekkülü ve Gelişmesi... 24 1.4.5.2. Şâfiî Mezhebinin Karakteristik Özelliği, Usûl ve Görüşleri, Müftâ-bih Olan Görüşlerde Hiyerarşi... 26 1.4.5.3. Şâfiîliğin Yayıldığı Bölgeler... 29

ix 1.5. İlm-i Hilâf... 30 1.5.1. Tanimi ve Benzer İlimlerle İlişkisi... 30 1.5.2. Doğuşu ve Gelişimi... 38 1.5.3. Literatürü... 41 İKİNCİ BÖLÜM NAMAZ ÖNCESİ TAHÂRET 2.1. Necasetin Giderilmesi... 48 2.1.1. Sularla Necasetin Giderilmesi Meselesi... 48 2.1.2. Mutlak Olmayan Su ile Abdest Almak... 50 2.1.3. Temizlikte Niyet... 51 2.1.4. İstinca ve İstibra... 51 2.2. Hükmî Kirliliğin Giderilmesi... 52 2.2.1. Mazmaza ve İstinşak... 53 2.2.2. Mesh... 54 2.2.2.1. Abdest Bitmeden Önce Giyilmiş Olan Mestlere Meshetmek... 55 2.2.2.2. Çizme veya Potin (Bot) Üzerine Mesh... 56 2.2.3. Gusül ve Guslü Gerektiren Durumlar... 57 2.2.3.1. Hayız ve Nifas... 58 2.2.3.1.1. Hayız Müddeti... 60 2.2.3.1.2. Hayız Müddetinin Uzaması Durumunda Yıkanmadan Önce Birleşme (Vat )... 61 2.2.3.1.3. Nifas Müddeti... 62 2.2.3.2. Cünüplük ve Meninin Hükmü... 62 2.3. Abdest ile İlgili İhtilaflar... 63 2.3.1. Abdestte Tertibin Hükmü... 65 2.3.2. Abdestte Başı Meshetmenin Miktarı ve Tekrarı... 65 2.3.3. Kazâ-i Hâcet Esnasında Kıbleye Yönelmenin Hükmü... 67 2.3.4. Hâcet Yolları Dışından Çıkan Şeylerin Abdeste Tesiri... 68 2.3.5. Namazda Gülmenin (Kahkaha) Abdeste ve Namaza Tesiri... 69 2.3.6. Avret Yerine Dokunmanın Abdeste Tesiri... 70 2.3.7. Kadına Dokunmanın Abdeste Tesiri... 71

x 2.4. Teyemmüm ile İlgili Hükümler... 72 2.4.1. Vakit Girmeden Önce Teyemmüm... 72 2.4.2. Geç Kalma Endişesi ile Teyemmüm... 73 2.4.3. Yeterli Suyun Bulunmadığı Durumda Teyemmüm Etmek ve Suyu Unutarak Teyemmüm Etmenin Hükmü... 73 2.4.4. Toprak Dışındaki Maddelerle Teyemmüm... 75 2.4.5. İki Namazı Bir Teyemmümle Cem Etmek... 76 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM NAMAZ 3.1. Namaz Vakitlerindeki Görüş Ayrılıkları... 78 3.1.1. Sabah Namazının En Faziletli Vakti... 78 3.1.2. Fecr den Önce Sabah Ezanının Hükmü... 79 3.1.3. Öğle Namazının Vakti... 79 3.1.4. İkindi Namazı Vaktinin Sonunda Öğle Namazını Hatırlamak ve Öğle Namazını İkindi Namazıyla Birleştirmenin Hükmü... 80 3.1.5. Akşam Namazının Vakti... 81 3.2. Namazın (Vücubiyetinin) Vakti... 82 3.3. Ezanda Tercî... 84 3.4. Kamet Lafızlarının Okunuşu... 84 3.5. Namazda Örtünme (Setr)... 85 3.6. Namazda Kıbleye Yönelme... 86 3.7. Tekbir Lafzı... 87 3.7.1. İftitah Tekbiri... 88 3.8. Namazda Kıraat ile İlgili Meseleler... 89 3.8.1. Namazda Fatiha Sûresini Okumanın Hükmü... 89 3.8.2. Fatiha Sûresinden Sonra Âmîn Demenin Hükmü... 90 3.8.3. Namazda Farklı Bir Dilde Kur an Okuma... 91 3.8.4. Besmelenin Kur an dan Olup Olmadığı Meselesi... 92 3.8.5. Cemaatin (Me munun) İmamla Beraber Namazda Kıraati... 94 3.8.6. İmamın Tahmidi... 94 3.9. Namazda Konuşmanın Namaza Tesiri... 95

xi 3.10. Namazda, Rükû ve Secdelerde, Elleri Kaldırmanın Hükmü... 96 3.11. Cünüp Olan İmamın Arkasında Cemaatle Namaz Kılmanın Namaza Tesiri... 97 3.12. Mesbuk un (İmama Sonradan Yetişen) Namazı... 98 3.13. Kadının, Erkeğin Yanında Namaz Kılması Meselesi... 99 3.14. Namazı Kısaltmanın Hükmü... 100 3.14.1. Ma siyet İçeren Bir Yolculukta Namazı Kısaltmanın Hükmü... 101 3.14.2. Seferîlik Hükmünün Süresi... 103 3.15. Vaktinde Kılınmamış Olan Namazların Kazası... 104 3.15.1. Vaktinde Kılınmamış Olan Namazların Kazasında Tertip... 106 3.15.2. Baygınlık Durumunun Namaza Etkisi... 107 3.15.3. Sefer Esnasında Kazaya Kalan Namazların Hazarda Kılınması... 108 3.15.4. Mürted in Geçmiş Namazlarının Kazası Nasıl Olmalıdır?... 109 3.16. Kerahet Vakitlerinde Namaz Kılmanın Hükmü... 110 3.17. Küçüğün İmâmeti... 110 3.18. Kâfirin Cemaatle Namazı... 112 3.19. İki Namazı Cem Etmek... 113 3.20. Gemi vb. Hareketli Yüzeylerde Namaz Kılmanın Hükmü... 114 3.21. Kâbe nin Üzerinde Namaz Kılmanın Hükmü... 115 3.22. Cünüp Olan Kimsenin Mescide Girmesi Meselesi... 115 3.23. Sehiv Secdesi... 116 3.24. Vitir Namazı ve Hükmü... 117 3.24.1. Vitir Namazının Rekatları... 118 3.25. Kunut... 118 3.25.1. Kunut Tekbiri ve Dualarının Hükmü... 119 3.26. Cuma Namazı... 120 3.26.1. Köy Ehlinin Cuma Namazı Kılmasının Hükmü... 120 3.26.2. Cuma Namazının Geçerli Olması İçin Aranan Kişi Sayısı... 121 3.26.3. Kişi Sayısına Ulaşıldığında Köyde Cuma Namazı Kılmanın Hükmü... 122 3.26.4. Cuma Namazının Edasında Halife Şartı... 122 3.26.5. Hutbede Ayakta Durmanın (Kıyâm) Hükmü... 123 3.27. Bayram Namazları ve Tekbirlerinin Hükmü... 124 3.28. Teşrik Tekbirleri... 125 3.29. Küsûf Namazı... 126 3.30. Namazı Terk Etmenin Cezası... 127

xii 3.31. Cenaze Namazı... 128 3.31.1. İhramlı Olarak Ölen Kimsenin Defnedilmesi Durumu... 128 3.31.2. Kocanın, Ölen Karısını Yıkayıp Yıkayamayacağı Meselesi... 129 3.31.3. Şehidin Cenaze Namazı... 130 3.31.3.1. Cünüp Olan Şehidin Yıkanması Meselesi... 131 3.31.4. Savaşta Ölen Küçüğün Hükmü... 132 3.31.5. Asilerin Yıkanması ve Cenaze Namazlarının Kılınıp Kılınamayacağı Meselesi... 132 3.31.6. Ölünün Bedeninin Bir Parçası Üzerine Cenaze Namazının Kılınıp Kılınamayacağı... 133 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ZEKÂT 4.1. Hayvanların Zekâtı... 135 4.1.1. Develerin Zekâtı... 135 4.1.2. Nisab Miktarı Arasındakilerin Zekâtı Meselesi... 136 4.1.3. Atların Zekâtı... 136 4.1.4. İki Cinsin Birleşmesinden (Doğumla) Meydana Gelen Türlerin Zekâtı....137 4.2. Mâl-i Müstefâd ın (Kira geliri, Maaş vs.) Zekât Malına Eklenmesi... 138 4.3. Mal Sahibinin Ölümünün Zekâta Etkisi... 138 4.4. Fakire Süresinden Önce Verilen Zekâtın İadesi Meselesi... 139 4.5. Ortaklığın Zekâtında İzlenecek Yol... 139 4.6. Küçüğün Malının Zekâtı... 140 4.7. Zekâtın Ayni veya Nakdi Olarak Ödenmesi... 141 4.8. Toprak Mahsullerinin (Aşeriyyat) Zekâtı ve Nisab Şartı... 142 4.8.1. Zekâta Tabi Olan Toprak Ürünleri... 144 4.8.2. Öşür ve Haracın Aynı Topraktan Alınıp Alınamayacağı ve Kiralanmış Arâziden Öşür Verilip Verilemeyeceği Meselesi... 145 4.9. Altın ve Gümüş Ziynet Eşyasının Zekâtı... 146 4.9.1. Kadının Mehrinin Zekâta Tabi Olup Olmadığı... 147 4.10. Borcun Zekâta Tesiri Meselesi... 147 4.11. Zekâtın Sarf Yerleri... 148

xiii 4.12. Fıtır Sadakası (Fitre)... 149 4.12.1. Kocanın, Karısının Fitresini Verip Veremeyeceği Meselesi... 150 4.12.2. Fıtır Sadakasında Nisab Şartı... 151 4.12.3. Fıtır Sadakasında Vakit... 152 4.12.4. Fıtır Sadakasının Miktarı... 152 BEŞİNCİ BÖLÜM ORUÇ 5.1. Oruçta Niyet... 154 5.1.1. Farz Orucun Niyeti... 154 5.1.2. Nafile Niyetiyle Tutulan Farz Orucun Geçerli Olup Olmaması... 155 5.2. Ramazan Hilalinin Müşahede ile Sabit Olması... 156 5.2.1. Hilali Görme Şahitliği Reddedilenin Orucunu Bozup Bozmayacağı... 157 5.3. Ramazan Ayı İçerisinde Mükellef Duruma Gelmek... 158 5.4. Yeme veya İçmeyle Farz Orucu Bozmanın Kefâreti Meselesi... 159 5.5. Nafile Orucun Bozulması Durumu... 161 5.6. Ramazanda Cinsel İlişkiye Giren Kadının Kefâret Verip Vermeyeceği... 161 5.7. Birleşme Nedeniyle Kefâreti Gerektiren ve Düşüren Durumların Bir Arada Bulunması....162 5.8. Ramazanda Cinsel İlişkiyi Tekrarlamanın Kefâreti Meselesi... 163 5.9. Hamile ve Emziren Kadınların Oruç Tutup Tutamayacağı... 164 5.10. İ tikâf İçin Orucun Şart Olup Olmaması Meselesi... 165 5.11. Kadınların İ tikâfa Nerede Girmeleri Gerektiği... 166 5.12. İ tikâfta Birleşme (Cimâ) Haricinde Tatmin Olmanın Eseri... 167 ALTINCI BÖLÜM HAC 6.1. Haccın Gerekli Olmasının Vakti... 169 6.2. Hacca Nasıl Başlanacağı Meselesi... 171 6.3. Bedel Haccı Meselesi... 172 6.3.1. Kendisine Hac Farz İken Eda Etmeden Ölen Kimsenin Yerine

xiv Bedel Haccının Yapılıp Yapılamayacağı... 174 6.3.2. Hacca Gitmemiş Birisinin Bedel Haccı Yapıp Yapamayacağı... 175 6.3.3. Zengin Olan Çocuğun, Maddi Durumu Olmayan Babasına Haccın Farz Olmasına Tesiri... 176 6.4. Müslümanken Haccedip İrtidat Eden ve Tekrar Müslüman Olanın Haccı... 176 6.5. Hangi Haccın Daha Faziletli Olduğu Meselesi... 177 6.6. Mekke de Bulunanların Hangi Haccı Yapmaları Gerektiği... 180 6.7. Temettu Haccı Yapan Kimsenin, Kurbanını Bayramdan Önce Kesip Kesemeyeceği... 180 6.8. Temettu Haccı Yapan Kimsenin, Bayram Günlerinde Oruç Tutup Tutamayacağı Meselesi... 181 6.9. Umrenin Hükmü (Gerekliliği)... 182 6.10. Hacca Gitmek İçin Kadının Mahrem Durumu... 183 6.11. İhramlının Yapması ve Yapmaması Gerekenler... 184 6.11.1. İhramlının Eldiven Giymesi Meselesi... 185 6.11.2. İhramlının Pantolon, Şalvar Giymesi... 185 6.11.3. İhramlının Koku Sürünmesi, Elbise Giymesi, Yağ Sürmesi... 186 6.12. Hacda Unutarak Cinsel Temasta Bulunmanın Hacca Tesiri... 188 6.13. Küçük Çocuğun Haccının Geçerliliği Meselesi... 189 6.14. Hacda Avlanmanın Cezası... 191 6.14.1. Kıran Haccı Yapanın Avlanma Cezası... 192 6.14.2. Hacda Birlikte Avlananların Cezası... 192 6.15. Hacda, Hastanın İhramdan Çıkma Meselesi... 193 SONUÇ VE ÖNERİLER... 195 KAYNAKÇA... 201 ÖZGEÇMİŞ... 216

xv KISALTMALAR LİSTESİ bkz. : Bakınız b. : Bin çev. : Çeviren DİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi DİB : Diyanet İşleri Başkanlığı ef. : Efendi fak. : Fakültesi h. : Hicri mad. : Madde nr. : numara nşr. : Neşreden s. : Sayfa tahk. : Tahkik eden TDV : Türkiye Diyanet Vakfı TSMK : Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi trz. : Tarih Yok vd. : ve devamı vb. : ve benzeri Yay. : yayınları

BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ 1.1. Konunun Amacı Hicri III. asırda sistemleşmeye başlayan fıkıh ekolleri, İslâm dininin daha kolay anlaşılmasını ve insanların gönlüne daha iyi nüfuz etmesini gaye edinmiştir. Ancak bazıları, ideolojik fikirlerinden dolayı, unutulup yok olmaya yüz tutmuştur. Varlığını sürdürmüş olan ekollerden, özellikle ehl-i sünnet içerisinde bulunan, ülkemizde çoğunlukla batıda Hanefî mezhebi; güney ve güneydoğuda Şâfiî mezhebi ağırlıkta olmak üzere en fazla uyulan bu iki mezhebin, temelde fakihlerin âyet ve hadisleri anlayış yolunun farklılığından ve nassları farklı yorumlamalarından kaynaklandığı, örnek ve delillerle anlatılacaktır. Delillerden hüküm çıkarmada fakihler kendi usûl ve anlayışlarına göre hükümler vermişlerdir. Verilen bu farklı hükümler sonucu -ki bunlar mezhep anlayışlarıdırtoplumda bazı problemler aksetmiş, ayrıca toplumun bazı kesimlerinde Hanefî-Şâfiî anlayışı ön plana çıkmıştır. Bu anlayışın temel nedeni, mezhep telakkisinin yanlış aksettirilmesi veya tam ve kapsamlı araştırma ve öğrenmeye gidilmemesi, bunun sonucu olarak da, mezhep taassubu düşüncesinin yaygınlık kazanmaya başlaması olarak düşünülebilir. Bu çalışmada amacımız, bu taassub ve düşüncelerin yersiz olduğu ve bir mezhebe uyulacağı zaman, o mezhebin usûl ve görüşlerini kavrama gerekliliğini, uyulan mezhebin dışında, diğer mezheplerin geçersizliğini düşünmeye sevkedecek anlayışın yanlış bir tasarruf olduğunu, konu dahilindeki mezheplerin görüşleri ve bunları ıspata yönelik delilleri çerçevesinde sunmaya çalışmaktır. Bunun yanı sıra, her iki mezhep de, ulaştığı sonuçları, İslâm ım iki ana kaynağı olan Kur an ve Sünnet e dayandırmışlardır. Ayrıca, bu görüşleri kendilerine mal etmeden, bu görüşlerin, inanç esaslarına ait değil, fürû meselelerine dair olduğunu, isbata çalışmıştır. Çalışmamızda, bu amacın daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacak ve ihtilâfların farklı boyutlara gitmesini engellemeye çalışacak değerlendirmelere yer verilecektir. Bu görüşlerin, inanç esaslarına değil, fürû meselelerine dair olduğu isbata çalışılmıştır. Konu ile ilgili ihtilâfın nedeni ve önemi üzerinde durulduktan sonra, ilk bölümde, her

2 iki mezhepten, mezhep kurucularından ve mezheplerin usûl ve sistematiğinden bahsedilecektir. Ayrıca, mezhepler arası ihtilâfların (hilâf ilmi) tarihsel gelişimi ve literatürü hakkında bilgi verilecektir. II. Bölümde namaz ve diğer ibadetler için gerekli olan temizlik ve temizlik araç gereçler, bunların hangi durumlarda nerede ve nasıl kullanılması gerektiği ile ilgili görüş ve delillere yer verilecektir. III. Bölümde namazlar konusunda vuku bulan ihtilâflar, delilleri ile beraber mezheplerin görüşleri çerçevesinde dile getirilecektir. IV. Bölümde zekât, zekâtı verecek ve alacak olan kişilerden, hangi mallardan ve hangi miktarlarda zekâtın verilmesi gerektiği, zekât ile ilgili konularda mezheplerin görüşleri ve delilleri ile birlikte anlatılacaktır. V. Bölümde oruçla ilgili ihtilâflı meseleler delilleri ile birlikte her iki mezhebin görüşleri çerçevesinde belirtilecektir. VI. Bölümde hac ibadeti hususunda mezheplerin görüşleri, ihtilâf ettikleri meseleler, delilleri ile birlikte mukayeseli olarak anlatılmaya çalışılacaktır. 1.2. Konunun Kapsamı İslâm dininde ehl-i sünnet inancına mensup, günümüz Türkiyesinde en fazla mensubu olması hasebiyle dikkat çeken Hanefî mezhebi ile Şâfiî mezhebinin temel ibadetler (namaz, zekât, oruç, hacc) hususunda ihtilâfa düşmüş oldukları meseleler, delilleriyle birlikte mukayeseli olarak ele alınacaktır. Mezhep görüşlerinin hangi kıstas ve usûller çerçevesinde fıkıh literatürüne dahil olduğu, mezhep imamlarının görüşlerini delillendirdikleri fürû meseleleri ve verilen fetvaların İslâmi kaynaklara uygunluğunu sağlamaya yardımcı olacak şartların neler olduğu üzerinde durulacaktır. 1.3. Araştırmanın Metodu Çalışmamızda, her iki mezhebin kurucusu, mezhep kurucu olarak anılan kişilerin kullanmış oldukları usûl ve yöntemleri belirttikten sonra, bu mezheplerin usûlü, sistematiği ve yayılma alanlarını ele alınacaktır. Mezheplerin, usûl ve görüşlerinden hareketle, delillerini dayandırdıkları ana kaynakları anlama ve yorumlama yolunda, delillerin bu kaynaklara uygunluğu dâhilinde ileri sürmüş oldukları bazı şartlar,

3 delillerinin kendi koymuş oldukları şartlara uygunluğu, çalışmamızın konusunu oluşturan ibadetler (namaz, zekât, oruç, hac) alanındaki görüşleri ayrı ayrı belirtilmeye çalışılacaktır. Her iki mezhebin görüşleri mukayeseli olarak anlatıldıktan sonra dayanmış oldukları delillere de yer verilecektir. Bu ihtilâfların ve delillerin, mezheplerin usûl ve sistematiğine uygunluğu da izaha çalışılacaktır. Hicri III. asırdan sonra ekolleşmeye başlayan, İslam fıkıh mezheplerinden olan her iki sünnî mezhebin, usûl ve fürûa dair asıl kaynaklarından yararlanılarak, delillerle beraber meseleler izaha çalışılacaktır. Bu eserler içerisinde, Hanefî âlimlerden Ebu Cafer et-tahâvî nin (ö.321/933) el-muhtasar, Kudûrî nin (ö.428/1037) el-muhtasar, İmam Serahsî nin (ö.483/1090) el-mebsût adlı hacimli eseri, Alâuddin es- Semerkandî nin (ö.539/1144) Tuhfetü'l-Fukahâ, Kâsânî nin (ö.587/1191) Bedai u s- Sanai, Burhaneddin el-merğinânî nin (ö.593/1197) el-hidâye adlı eserleri; Şâfiî âlimlerden İmam Şâfiî nin (ö.204/820) er-risâle ve el-ümm, İsmail el-müzenî nin (ö.264/878) el-muhtasar, Ebû İshak eş-şîrâzî nin (ö.476/1083) et-tenbîh ve el- Mühezzeb, İmam Nevevî nin (ö.676/1277) el-mecmû ve el-minhâc, Gazzâlî nin (ö.505/1111) el-vecîz adlı eserleri, temel kaynaklar olarak, istifade edilecek eserlerden birkaçıdır. Öte yandan, her iki mezhebin görüşlerini delillendirdikleri hadisleri de belirtmek için, başta Buhârî ve Müslim in sahihleri olmak üzere, kütüb-ü sitte ve kütübü tis a gibi hacimli hadis mecmualarına başvurularak, delil olarak kullanılan hadislere çalışmamızda yer verilecektir. Meseleler, bütünlük arzetmeleri ve kolay anlaşılmaları için ilmihal tarzı bir düzene göre ele alınacaktır. Mezheplerin asıl anlamının, bir din veya inanç olmadığı, günümüzde, Hanefî- Şâfiî arasında ihtilaftan kaynaklanan farkın uçuruma dönüştüğü, asılda bunun böyle olmadığı, inanç esasları olmamak üzere sadece uygulamalarda farklılığın bulunduğu, bunun da yorum farkı olduğu, mukayeseli bir metodla anlatılmaya gayret edilecektir. 1.4. Mezheplerin Teşekkülü ve Mezhep İmamları 1.4.1. Mezheplerin Teşekkülü Mezhep, kelime anlamı itibariyle gidilen yol, mecra anlamları taşır. Istılahta ise, ictihad derecesine ulaşmış olan âlimin, dini meseleleri sistemli bir şekilde ortaya koyması, bir anlamda teknik yorumlar bütünü oluşturmasıdır. Yani, dinin inanç esaslarını veya amelî hükümlerini anlama ve yorumlama konusunda kendine özgü

4 yaklaşımlara sahip düşünce sistemi; bu yaklaşımlar etrafında meydana gelen ekolleşmenin ürünü olan ilmî ve fikrî birikimdir. 1 Her Müslüman, Kur an ın hükümlerini, Rasûlullah ın (sav) hadislerini ve sünnetini, daha sonraki sahâbe ve tabiîn in görüşlerini ve bunlara ait bütün ilimleri tam manasıyla öğrenip uygulayamayacağına göre, bunları bilen bir âlime tabi olmak zorundadır. Bu durum, fiilî bir zorunluluk olup, farz veya vacip değildir. Bu zorunluluk, hem kişisel bilgi ihtiyacını gidermek, hem de cemaat halinde uygulanması gereken namaz, hac vb. ibadetlerde, idarede, yargıda ve daha birçok sosyal alanda bütünlüğü ve birlikteliği koruyabilmekten kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, Hz. Peygamber in vefatından sonraki İslâm tarihi içerisinde, ictihad derecesine ulaşmış bazı âlimlerin, Kur an ve Sünnetin hükümlerini yorumlama çabası içerisinde olması; diğerlerinin de bu âlimlerin görüşlerine ve varmış oldukları hükümlere tabi olmaları sonucu, adına mezhep diyebileceğimiz birçok fıkhî ve itikadî sistem oluşmaya başlamıştır. I. ve II. (VII ve VIII.) yüzyıllarda, farklı grupların, çeşitli inanç konularıyla ilgili görüşler ortaya koyması ve toplumda belli ölçüde yaygınlık kazanması üzerine, çoğunluğa mensup âlimler, bu gruplarla mücadele etmiş, dinin temel prensiplerini anlatma ihtiyacı duymuş, dolayısıyla esas bünye bir bakıma en büyük fırka olarak algılanmıştır. 2 Müctehid âlimlerin ve yetiştirmiş oldukları talebelerinin kaleme aldıkları eserleri, nesilden nesile, bu görüşleri devam ettirmiştir. Böylece, güvenilir âlimlerin sistemli görüşleri, sağlam hüküm ve prensipleri etrafında, zamanla bir yorum tarz ve tekniği, bir okul, bir mezhep oluşmuştur. Mezhepler, âyet ve hadisleri farklı anlamak ve yorumlamaktan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, Peygamberimiz (sav) zamanında, mezheplerden bahsetmek mümkün değildir. Çünkü, Hz. Peygamber zamanında, Müslümanlar, diğer meselelerde olduğu gibi, amelî ve fıkhî meselelerle ilgili problemlerde, bizzat Hz. Peygamber e başvurup, meselenin çözümünü öğrenerek hayatlarında tatbik ediyorlardı. Rasûlullah (sav) zamanında, bir mesele olduğunda, sahâbeler Peygamberimize gelerek, bunu soruyorlardı. Peygamber (sav), mesele ile ilgili hüküm veriyor, muhakeme için gelenlerin de, davalarını, neticeye bağlıyordu. Şâyet sorulan şey, yeni ve hakkında âyet nazil olmayan bir mesele ise, Allah ın hükmünü bekliyordu. Gelen sual üzerine, o 1 Üzüm, İlyas, Mezhep, DİA, Ankara 2004, XXIX, 526. 2 Üzüm, Mezhep, DİA, XXIX, 527.

5 meselede, hükmü, ya Allah ın bildirmesi ile Rasûlullah (sav) veriyordu veya bir âyet iniyor, mesele hakkında hüküm bildiriyordu. İndirilen âyet-i kerime, açıklanmaya muhtaçsa, Peygamber (sav), o âyeti izah ediyordu. Hz. Peygamber in vefatından sonra, toplumsal hayatta, siyasî ilişkilerde ve dînî birçok meselede önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Sosyal değişimin sonucu olarak ortaya çıkan dînî meselelere çözüm getirmek için, fakihler, farklı sistem ve metodlar kullanarak, birbirinden farklı sonuçlara ulaşmışlardır. Meseleler üzerine, derinlemesine çözüm üretmeye çalışan fakihler, mezhep kurmak iddiası gütmemişlerdir. Fakat, fakihlerin bu görüşleri ve vermiş oldukları fetvalar, toplumun ihtiyaçlarına cevap verdiği ölçüde, benimsenerek kabul görmüştür. Bunun sonucu olarak, ilk dönemlerde, İslâm ı anlamaya ve yaşamaya yönelik birbirinden farklı fıkhî sistemler geliştirilmiştir. Fakihlerin adına nisbetle, birçok fıkhî mezhep oluşmaya başlamıştır. Her fakih, kendi görüşünü serbestçe ortaya koymuş ve bu görüşler, taraftar bulup, kurumsallaşarak mezhep halini almıştır. 3 Bunlardan bir kısmı, toplumsal tabanını korumuş ve günümüze kadar gelmiştir. Yeterli zümreleşme ve mensubiyet duygusu oluşmayıp, mezhep niteliği kazanamayanlar ise, mezhep imamı olarak bilinen kimselerin vefatıyla veya birkaç asır sonra, sosyolajik tabanı eridiğinden, hayatiyetini yitirmiştir. 4 Sünnî kesimde, günümüze kadar ulaşmayı başaran fıkhî oluşumlar, hadis taraftarları ve re y taraftarları olarak tanımlanmıştır. Re y taraftarları, Hanefîler; hadis taraftarları ise Mâlikîler, Şâfiîler ve Hanbelîler tarafından temsil edilmiştir. Her üç mezhebin kurucusu da hadis taraftarlarının öncülerinden sayılmıştır. Re y taraftarları, meselelerin çözümünde, akla daha fazla önem vermişlerdir. Hadis taraftarları ise, zorunlu kalmadıkça re y kullanmaktan kaçınmışlardır. Re y i, hadis veya metin merkezli kullanmayı tercih etmişlerdir. Hadis taraftarları, nassları sorgulamadan lafzî ve literal boyutuyla anlamayı ilke edinirken, re y taraftarları, nasslarda gözetilen illetleri, mana ve maksatları, sebep ve hikmetleri nazar-ı itibara alan bir yorum anlayışını benimsemişlerdir. 5 II. (VIII.) yüzyılın ortalarından itibaren, fıkıh kavramları ve meseleleri hakkında, kapsamlı çalışmalar yürüten Ebû Hanîfe, Süfyan es-sevrî, Leys b. Sa d, Abdurrahman b. Amr el-evzaî, Mâlik b. Enes, Muhammed b. İdrîs eş-şâfiî, Ahmed b. Hanbel, Dâvûd 3 Koca, Ferhat, Mezhep, DİA, Ankara 2004, XXIX, 538. 4 Koca, Mezhep, DİA, XXIX, 539. 5 Bayraktutar, Muammer, İmam Şâfiî de Lafza Bağlı Hadis/Sünnet Yorumu (doktora tezi, Ankara 2006), AÜSBE,, s. XII.

6 ez-zâhirî, Ebû Sevr ve Muhammed b. Cerîr et-taberî gibi fakihler, aynı zamanda kendi görüş ve çalışmalarını düzenli bir şekilde takib ve kaydeden, ilk ders halkalarına sahip kimselerdi. 6 Kaynaklar, II. (VIII) yüzyılın ikinci yarısında, belirli bir fıkhî birikimi ve geleneği temsil eden fakihler etrafında kümelenerek, bir fıkıh doktrinine mensubiyetin teorik olarak dile getirilmeye başladığını göstermektedir. 7 Mezhep olgusunu izah eden amiller ile özellikle fıkıh mezhepleri bakımından önem taşıyan ve baştan beri ictihad farklılıklarının temelini oluşturan ilmi gerçekler yanında, müctehid imamların seçkin talebeleri tarafından, onların ictihadlarını sistematik biçimde derleyip temellendiren çalışmalar yapılması, hukuk emniyetinin sağlanması ihtiyacı ve bazı mezhepler arasındaki rekabeti körükleyen siyasî, sosyal ve kültürel amiller, fıkıh mezheplerinin ve mensuplarının kesin hatlarla ayrışması sürecini hızlandırmıştır. 8 İslâm toplumunda görülen bu ictihad hareketlerinin, hukuk güvenliğini sarsmaması için, daha Emeviler döneminde bir girişimde bulunulmuş, halîfe, görüş ayrılıklarının bulunmasını normal karşılamakla beraber, yönetimi altındaki eyaletlere mektuplar göndererek, kendi bölgelerinin fakihlerinin ittifak ettikleri hükümlere göre karar vermelerini emretmiştir. Böylece, en azından şâz görüşler bir kenara bırakılmış ve her bölgenin en yaygın görüşü, o bölgenin icmâı olarak kabul edilmeye başlanmıştır. 9 Hukuk güvenliğine duyulan ihtiyaç, zamanla kendisini daha fazla hissettirmiş ve Müslüman toplumlar, hukuk birliğinin ve hukuk güvenliğinin sağlanması ihtiyacını, belirli bir fıkıh mezhebini esas alıp, ona kanun misyonu yüklemek suretiyle karşılama yoluna girmiş, bu da, mezheplerin yerleşmesi olgusunu ortaya çıkarmıştır. 10 Yayılış nedenleri, çeşitli ve çok boyutlu olmakla birikte, mezheplerin esasını teşkil eden, mezhep imamı ve müctehid talebelerinin fıkhî faaliyetlerini sürdürdükleri coğrafyanın, bu yayılma sürecinde, öncelikli bir role sahip olduğu anlaşılmaktadır. 11 IV. (X.) yüzyıldan günümüze kadar, Sünnî Müslüman dünyasının büyük çoğunluğuna dört mezhep (mezahib-i erbaa) diye meşhur olan ve sırasıyla Ebû Hanîfe, Mâlik b. Enes, 6 Koca, Mezhep, DİA, XXIX, 537-538. 7 Hassan, Ahmed, İslâm Hukukunun Doğuşu ve Gelişimi (trc. Ali Hakan Çavuşoğlu-Hüseyin Esen), İstanbul 1999, s. 53-55; Ebû Yusuf, Kitabü l-harac (nşr. Muhibbüddin el-hatib), Bulak 1302, s. 43-99-101. 8 Koca, Mezhep, DİA, XXIX, 538. 9 Koca, Mezhep, DİA, XXIX, 538. 10 Dönmez, İbrahim Kâfi, Mezhep, İslâm da İnanç, İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi, İstanbul 11 1997, III, 232-233. Koca, Mezhep, DİA, XXIX, 539.

7 Muhammed b. İdris eş-şâfiî ve Ahmed b. Hanbel e nisbetle anılan Hanefî, Mâlikî, Şâfiî, Hanbelî mezheplerinin hâkim olduğu fetva, kazâ ve eğitim müesseselerinin, bu mezheplerin etkisinde bulunduğu görülmektedir. Erken dönem fıkıh çevrelerinde ve ardından teşekkül eden mezheplerin ders halkalarında yetişen öğrenciler, yaşadıkları bölgelerin bir yandan fetva ve kazâ makamlarında bulunmuşlar, öte yandan yüksek hukuk kültürünü şekillendirmişlerdir. Fıkıh, fert ve toplum hayatının hemen her alanını kapsadığından, fıkıh mezheplerinin İslâm toplumu üzerindeki etkileri siyasî, itikadî ve tasavvufî zümreleşmelere nisbetle daha güçlü olmuştur. 12 V. (XI) ve VI. (XII.) yüzyıllarda, Irak ve Horasan gibi birden fazla mezhebin bir arada yaşadığı bölgelere hâkim olan iktidar sahiplerinin, bir mezhebe karşı diğer bir mezhebi desteklediklerine dair bilgilere yer vermekle beraber, söz konusu desteğin, başta siyasî mücadele olmak üzere, fıkıh dışı sebeplerle gerçekleştiği söylenebilir. Mesela Hanefî ve Şâfiîler arasında, IV. (X.) yüzyıldan VI. (XII.) yüzyıla kadar, Nişâbur şehrinde süren meşhur mücadelenin ardında fıkhî ihtilaflar yatmamaktaydı. Nişâbur daki bu mücadelenin taraflarını, aynı zamanda, şehrin özerk idaresini destekeyenlerle, Selçuklu özel idaresini destekleyenler olarak ayırt etmek de mümkündür. 13 Çünkü, bu dönemde Nişâbur daki Hanefîler, itikadda Neccâriyye fırkasına mensup, İslâm a nisbeten daha önce girmiş ailelerden gelen, şehrin birçok idarî ve kazâî makamını elinde tutan kişilerden müteşekklil iken, Şâfiîler, itikadda Eş ariyye mezhebine mensup, İslâm a daha sonra girmiş ailelerden gelen kişilerden oluşuyordu. 14 Selçuklu döneminden önce var olan Hanefî-Şâfiî gerilimi, Selçuklu yönetiminin, Eş arî-şâfiî bloklaşması karşısında Mâturidî-Hanefî görüşüne destek vermesi, Mâturidilîğin Türkler arasında, Hanefîliğin de ülke genelinde yayılmasını arttırdığı gibi, Şâfiî-Hanefî farklılığını da bir hayli hızlandırmış, bölgelerin köklü ve büyük ailelerinde belli bir mezhebe bağlılık geleneği hâkim olduğundan, zaman zaman aileler, şehir ve bölgeler arası gerginlikler yaşanmıştır. 15 12 Koca, Mezhep, DİA, XXIX, 539. 13 Koca, Mezhep, DİA, XXIX, 540. 14 Kaya, Eyyüp Said, Mezheplerin Teşekkülünden Sonra Fıkhî İstidlâl (doktora tezi, İstanbul 2001), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 22-23. 15 W. Madelung, The Spread of Maturidism and The Turks,Actasdo IV Congresso de Estudos Arebese Islâmicos, Leiden 1971, s. 138-139; Bardakoğlu, Ali, Hanefî Mezhebi, DİA, İstanbul 1997, XVI, 8.

8 Hangi gerekçe ile olursa olsun, İslâm tarihinde yaşanan mezhep kavgaları, daima müslümanların alayhine olmuş ve İslâm medeniyetinin duraklamasına neden olmuştur. Zamanla, topluma hâkim olan dört Sünni fıkıh mezhebini eşit derecede meşru kabul eden anlayışın giderek yaygınlaşması ve kurumsallaşması sonucu, özellikle VI. (XII.) yüzyıldan itibaren, siyasi iktidarların bir mezhebin aleyhine faaliyetleri büyük ölçüde azalmıştır. 16 Mezhebe bağlılık açısından, mukallit konumundaki kimsenin, tercihinde ilmi değerin bulunmadığı ve fetva durumlarında da, müftünün sözüne uyma durumunda olduğunu belirtmek üzere Avamın mezhebi olmaz; onların mezhebi kendilerine fetva veren müftünün mezhebinden ibarettir sözü, fakihler arasında yaygınlık kazanmıştır. 17 Fakihler, ictihad ehliyetine sahip bir müftünün, ihtiyaç ve zaruret olmaksızın, kendi mezhebi dışındaki mezheplerin görüşleriyle amel edebilmesi hususunda, farklı kanaat belirtmiş olsalar da, ihtiyaç ve zaruret durumlarında bu yola başvurabileceği hususunda ittifak etmişlerdir. 18 1.4.2. İmâm-I Âzâm Ebu Hanife (H.80-150/M.699-767) İslâm da hukukî düşüncenin ve ictihad anlayışının gelişmesinde önemli payı olan Nûman b. Sâbit b. Zûtâ b. Mâh, İmam-ı Âzâm ve Ebû Hanîfe diye şöhret bulmuştur. Ebû Hanîfe onun lakabıdır. İmam-ı Âzâm sıfatının verilmesi ise çağdaşları arasında seçkin bir yere sahip olması, hukukî düşünce ve ictihad metodunda belli bir çığır açması, döneminden itibaren birçok fakihin onun görüşleri ve metodları etrafında kümelenmiş olması gibi sebeplerle açıklanabilir. 19 16 Koca, Mezhep, DİA, XXIX, 540. 17 Bkz. Âmidî, Seyfeddin Ebû l Hasan Ali b. Ebi Ali, el-ihkâm fî Usuli l-ahkâm (nşr. İbrahim el-acuz), Beyrut 1405, IV, 451-454; İbnü l-hümâm, Fethu l-kadîr, Beyrut ty., Dâru İhyai t-türâsi l-arabi, VI, 360; İbn Kayyim el-cevziyye, İ lâmü l-muvakkı în (nşr, Tâhâ Abdurrauf Sa d), Beyrut 1973, IV, 234-235. 18 Âmidî, el-ihkâm, IV, 457. 19 Uzunpostalcı, Mustafa, Ebû Hanîfe, DİA, İstanbul 1994, X, 131.

9 1.4.2.1. Hayatı ve Şahsiyeti Ebû Hanîfe, h.80-150/m.699-767 yılları arasında yaşamış 20, Hanefî mezhebinin imamı, büyük müctehid, fıkıh ve akaid âlimidir. Değişik kavimlere mensup olduğu söylenmekle birlikte, 21 Türk olması kuvvetle muhtemeldir. Ebû Hanîfe hakkında, döneminden itibaren, değişik görüşteki birçok âlim ve müellif tarafından, lehte ve aleyhte, birçok şey söylenmiş ve yazılmıştır. Küçük yaşlarda Kur an ı ezberlediği sanılan Ebû Hanîfe, kıraat ilmini kıraat-ı seb a âlimlerinden ola Âsım b. Behdele den öğrenmiştir. Ebû Hanîfe, birçok âlim gibi, ticaretle de uğraşmıştır. Basra da kumaş tüccarlığı yaparken, dönemindeki inkârcı ve bidatçılarla münakaşa etmiş, Hz. Peygamber den sahâbeye ve sonraki nesillere intikal eden ve o dönem Müslümanlarının çoğunluğunca da benimsenen itikadî esasları savunmayı gaye edinmiştir. Onun, bu alandaki görüşleri, zamanla daha belirgin hale gelecek olan ehl-i sünnet anlayışının şekillenmesine önemli ölçüde yardımcı olmuştur. Daha sonra fıkıh ilmine yönelmiştir. Devrinin seçkin âlimlerinin pek çoğu ile görüşme ve onlardan ilmî yönden faydalanma imkânı bulan Ebû Hanîfe nin asıl hocası, onun döneminde Kûfe re y ekolünün üstadı kabul edilen Hammâd b. Ebû Süleyman dır. Ebû Hanîfe kırk yaşına kadar, on sekiz sene hocasının dersinde bulunmuştur. 22 Hocasından sonra, kürsüsüne çıkıp hocasının derslerine devam etmiş, zamanla Kûfe nin fakihi olmuştur. Otuz senede birkaç bin talebe yetiştirmiştir. Bu talebelerden 40 tanesinin ictihad edecek dereceye ulaştığı belirtilmektedir. 23 Fıkıh silsilesi İbn Mes ud, Hz Ali, Hz Ömer gibi ashâbın fukahasına dayanan Ebû Hanîfe, ehl-i re y fukahasının öncüsü sayılır. Kullandığı delil ve yöntemlerini şöyle sıralayabiliriz: Kitap, sünnet, icmâ, kıyas, sahâbi kavli, istihsan ve örf. Hadisi kabul hususunda şartları sıkıdır, hadis sabit olduğunda onu almakta tereddüt etmez. Kuvvetli mantık ve muhakeme sayesinde kıyası en mükemmel işleten o dur. Ayrıca istihsan usûlünü de en iyi bilen yine kendisidir. İctihada önem verir, taklide karşıdır. Örf ve âdeti bir yöntem olarak benimsemesi, insanlara kolaylık sağlamıştır. Kendisine her iki devirde (Emevi-Abbasi) de yapılan kadılık tekliflerini reddetmiştir. İkinci Abbasi halifesi Ebû Câfer Mansur, kendi teklifinin kabul 20 İbn Abdülber, el-intika, Kahire 1350, s. 123. 21 Hamîdullah, Muhammed, İslâmda Devlet İdaresi, İstanbul 1963, s. 31. 22 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X, 132. 23 Bezzâzî, Hafızuddin b. Muhammed b. Şihab, Menakıbü l-imami l-a zam, Beyrut 1981, s. 218-246.

10 edilmemesi karşısında onu hapse attırmıştır. Ebû Hanîfe h.150/m.767 tarihinde yetmiş yaşında iken hapiste vefat etmiştir. Kabri bugün Bağdat ta kendisine nisbetle Âzâmiye diye anılan mahaldedir. 24 Ebû Hanîfe kanaatkâr, cömert, güvenilir, âbid, zâhid bir kişidir ve bu özellikleri ticarî hayatında da görülür. Dış görünüşe önem verir, temiz giyinir ve çevresindekileri de temiz giyinmeye teşvik ederdi. 25 Ebû Hanîfe, derin fıkıh bilgisinin yanı sıra inandığını ve doğru bildiğini söylemekten ve onun mücadelesini vermekten çekinmeyen güçlü bir ideal ve cesarete sahipti. Ebû Hanîfe, ilmi müzakerelerin yanı sıra, ticaretle de meşgul olduğundan, daima hayatın ve fıkhî problemlerin içinde bulunmuş, karşılaştığı meseleler ve kendisine yöneltilen sorularla ilgili, hayatı boyunca sayısız ictihad yapmıştır. Ebû Hanîfe nin, Biz önce Allah ın kitabında olanı alırız. Onda bulamazsak Hz. Peygamber in sünnetine bakarız. Orada da bir şey bulamazsak, ashâbın ittifak ettiğini benimseriz, ihtilâf etmişlerse, dilediğimiz görüşünü alırız. Başkalarının görüşlerini onlara tercih etmeyiz. Ancak, Hasan-ı Basrî, İbrahim en-nehâî, Said b. Müseyyeb gibi tabiîn âlimlerine gelince, onların ictihadlarına bağlı kalmayız. Onlar gibi biz de ictihadda bulunuruz. Aralarında müşterek illet bulununca, bir hükmü diğerine kıyas ederiz sözünden, ictihad metodu anlaşılmaktadır. 26 Ebû Hanîfe, kıyas metodunu sıkça kullanmıştır. Zira, sahâbe döneminden itibaren, İslâm âlimleri az veya çok bu metodu kullanmışlardır. Ebû Hanîfe, bir meselenin hükmünü önce Kur an da aramış, nassın her türlü lafzî delâletini, umumhusus, ıtlak-takyid, nâsih-mensuh gibi lafızlar arası metodolojik ilişkiyi göz önünde bulundurmuş, aksine bir delil ve gerekçe olmadığı sürece âyetlerin açık, genel ve doğrudan ifadelerini esas almıştır. 27 Ayrıca Ebû Hanîfe nin, yarısı hocası Hammâd dan yarısı da diğer şeyhlerden olmak üzere, 4000 hadis rivayet ettiği belirtilmektedir. 28 Ebû Hanîfe nin yaşadığı dönemde ve özellikle bulunduğu bölgede, hadis uydurma işi yaygınlık kazanınca, ihtiyatlı davranarak, haber-i vâhidleri almada bazı şartlar ileri sürmüş olması, onun ilmi ciddiyetinden kaynaklanmaktadır. Ebû Hanîfe, 24 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X, 132-133. 25 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X, 133. 26 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X, 135. 27 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X, 135. 28 Mekkî, Muvaffak b. Ahmed, Menakıbü Ebî Hanîfe, Beyrut 1981, s. 84-85.

11 mürsel hadisi de delil olarak kullanmıştır. Hatta sahâbenin mürsellerini, başkalarının müsnedlerinden üstün tutmuştur. 29 Ebû Hanîfe, ahâd hadisi, Kur an ın genel ve zahiri hükümleriyle, İslâm fıkhında yerleşik genel ilkelerle, kavlî veya fiilî meşhur sünnetle hatta bazen de sahâbe ve tabiînden gelen ortak uygulama ile karşılaştırarak değerlendirmiş, arada çatışma (teâruz) olduğunda da, genelde daha kuvvetli gördüğü ikinci grup delillerle amel etmiştir. Geniş bir topluluğun önünde vuku bulması veya sık sık tekrarlanması sebebiyle, çoğunluk tarafından bilinmesi, uygulanması ve rivayet edilmesi gereken bir konuda (umumü lbelvâ) varid olan âhad haberi şâz bir görüş sayması da bu anlayışın sonucudur. 30 Ebû Hanîfe, haber-i vâhidleri delil almış, zayıf da olsa hadisi tercih etmiş, ancak nas bulunmayan yerde kıyasa gitmiştir. Ebû Hanîfe nin, örf ve âdeti, Kur an ın genel ilkelerini, kamu yararını sıkça gözetmesi ve istihsanı sıkça kullanması; kendisine intikal ettirilen fıkhî kuralları, görüşleri, âyet ve hadislerle ilgili yorumları, içinde bulunduğu ortam, insanların ihtiyacı ve genel ilke ve amaçları açısından yeniden değerlendirme, sınırlı naslarla sınırsız olaylar, naklin hükmü ile aklın yorumu, hadisle re y arasında mâkul bir âhenk kurma imkânını yakalamış olmasındandır. 31 Ebû Hanîfe nin, fıkhi düşüncenin gelişmesine olan büyük katkısı, diğer mezhep imamları ve İslam âlimlerince de benimsenmiş ve ifade edilmiştir. İmam Şâfiî nin, fıkıhla meşgul olan bütün âlimlerin Ebû Hanîfe ye teşekkür borçlu olduğunu ifade eden, İnsanlar fıkıhta Ebû Hanîfe nin iyalidir 32 şeklindeki meşhur sözü, onun fakihler nezdindeki itibarını anlatmaya yeterlidir. 33 Ebû Hanîfe, bir mezhep kurma iddiasıyla ortaya çıkmış değildir. İctihadlarda bulunmuş, bu ictihadları talebeleri tarafından toplanmış ve Hanefî mezhebi kendi namına kurulmuştur. 1.4.2.2. Eserleri Zâhiru r-rivâye: Mütevatir ve meşhur yolla geldiği için bu adı almıştır ve altı eserden oluşmaktadır. Ebû Hanîfe, ders halkasında, fıkhî meselelerin çözümlerini, 29 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X, 136. 30 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X, 136. 31 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X. 137. 32 İbn Abdülber, el-intika, s. 136. 33 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X. 137.

12 istişareye açık çeşitli müzakerelerden sonra, talebelerine yazdırdığı için öğrencisi Muhammed b. Hasan ın kaleme aldığı eserlerdir. el-müsned: Talebeleri tarafından Ebû Hanîfe den rivâyet edilen hadislerin toplandığı kitaptır. el-fıkhu l-ekber: Akaide dair olup ehl-i sünnetin görüşlerini özetlemiştir. el-fıkhu l-ebsat: Akaidle ilgili olup oğlu Hammad ile talebeleri Ebû Yusuf (ö.182/798) ve Ebû Muti el-belhi tarafından rivâyet edilmiştir. el-âlîm ve l-müte allim: Ehl-i Sünnetin görüşlerini açıklayıp savunma amacıyla soru-cevap tarzında kaleme alınmış, akaide dair bir risaledir. Eserinde akaid konularında kendisine yöneltilen bazı itham ve iddialara cevap vermektedir. el-vasiyye: Akaid konularını kısaca ele alan bir risaledir. Son beş eserinin ihtiva ettiği konular, Osmanlı âlimlerinden Beyazizâde Ahmet Efendi tarafından kelâm kitaplarının tertibine göre el-usûlu l-münîfe adıyla bir araya getirilmiştir. Yine aynı müellif tarafından İşâretu l-meram adıyla da şerh edilmiştir. el-kasîdetu n-nûmâniyye: Hz Peygamber için yazdığı na t olup, basılmıştır. 34 1.4.3. Muhammed B. İdris Eş-Şâfiî (H.150-204/M.767-819) 1.4.3.1. Hayatı ve Şahsiyeti Muhammed b. İdrîs eş-şâfiî, Gazze de doğmuş, Mısır da vefat etmiştir. Arap kabileleri arasında yetişmiş, dili (dil bilgisi) düzgün fakihlerdendir. Künyesi, Ebû Abdillâh Muhammed b. İdrîs el-kureşî el-hâşimî el-muttalibî b. Abbas b. Osmân eş- Şâfiî dir. Küçük yaşta Kur an-ı Kerim i hıfzetmiştir. Büyük fıkıh âlimlerinin derslerine katılmıştır. Fasih Arapça konuşan Hüzeyl kabilesi arasında şiir ve edebiyat öğrenmiştir. Sonra Mekke müftüsü Müslim b. Hâlid ez-zenci dan ders alarak, onun yanında fetva verecek duruma gelmiştir. 35 Şâfiî, daha sonra Medine'ye gitmiştir. Medine de Hicaz ekolünün öncü müctehidlerinden olan İmam Mâlik b. Enes ten (h.179/m.795) ders almıştır. Mâlik, kendi eseri olan el-muvatta'ı, İmam Şâfiî'nin ezbere okuduğunu görünce, hayretini gizleyememiştir. İmam Mâlik, başlangıçta, onu öğrencilerinden birine bağlamak 34 Uzunpostalcı, Ebû Hanîfe, DİA, X, 134. 35 Aybakan, Bilal, Şâfiî, DİA, İstanbul 2010, XXXVIII, 223.

13 istediyse de yeteneğini sezince, onunla bizzat ilgilenmeye karar vermiştir. 36 İmam Şâfiî, Süfyân b. Uyeyne, Fudayl b. Iyâz, amcası Muhammed b. Şâfiî ve başkalarından hadis rivâyet etmiştir. Mâlik b. Enes in vefatı üzerine Mekke ye dönmüştür. Daha sonra Yemen de bir kamu görevi alarak beş yıl kadar burada kalıp San a da Cemile (Hamdeh) adlı hanımla evlenmiştir. 37 Bir entrika ile yönetime karşı bir ayaklanmayı örgütlemekle suçlanmış ve tutuklanıp Halife Hârun Reşid in huzuruna çıkarılmak üzere Rakka ya götürülmüştür. İdam edilmekten güçlükle kurtulabilmiştir. Bu olay, Muhammed b. Hasan eş-şeybânî ile tanışmasına vesile olmuştur. Bağdat ta da Muhammed b. Hasan eş-şeybânî den Irak fıkhını öğrenmiştir. İmam Muhammed ile ilmi münakaşalar yapmış ve mezhep meselelerini müzakere etmiştir. 38 Bir süre göz hapsinde tutulan Şâfiî, bu sırada Şeybânî nin derslerine devam etmiştir. 39 Bağdat taki ikameti sırasında, Şeybânî nin eserlerini temin etmeye çalışarak, ehl-i re yin temsilcisi konumundaki Hanefî birikiminin zayıf yönlerini tesbite koyulmuştur. 40 Daha sonra gerek Bağdat ta gerek Mekke de, Şâfiî ile Şeybânî arasında münazaralar devam etmiştir. Bağdat ta ehl-i re y karşısında zor günler yaşayan ashab-ı hadisin Şâfiî nin gelişiyle güç kazanması üzerine, ashab-ı re yin ders halkalarının azaldığı ve bundan dolayı ehl-i hadis tarafından kendisine nâsırü l-hadis ünvanı verdiği görülmektedir. 41 Hocası Mâlik in vefatından sonraki ilim ve fikir hayatı, Mısır öncesi ve sonrası olmak üzere iki dönemde ele alınan Şâfiî nin, birinci döneme ait görüşleri mezheb-i kadîm veya kavl-i kadîm, ikinci döneme ait olanlar mezheb-i cedîd veya kavl-i cedîd şeklinde anılmıştır. 42 Irak taki ictihadlarını el-hücce adlı kitabında toplamıştır. Şâfiî ictihadları, zamanın ve mekânın değişmesiyle hükümlerin değişebileceği görüşünden hareketle iki devreye bölünmüştür. Mekân, örf ve âdetlerin İmam Şâfiî nin ictihadlarında etkili olduğu, vermiş olduğu hükümlerden kolayca anlaşılır. H. 200 senesinde Mısır a geçen Şâfiî, burada yeni hadiselerle karşılaşınca, muhitin ihtiyaçlarına cevap verecek yeni 36 Beyhâkî, Ahmed b. Hüseyin, Menâkıbü ş-şâfi î (nşr. Seyyid Ahmed Sakr), Kahire, 1390-91/1970-71, I- 102-104; İbn Hacer, Şihabuddin Ahmed b. Ali b. Muhammed el-askalani, Tevali t-te sis li-meali Muhammed b. İdris (Ebü l-fida Abdullah el-kadi), Beyrut 1986, s. 55-56. 37 Beyhâkî, Menâkıbü ş-şâfi î, I, 86. 38 Aybakan, Şâfiî, DİA, XXXVIII, 223-224. 39 Aybakan, Şâfiî, DİA, XXXVIII, 223. 40 İbn Ebû Hatim, Adabü ş-şâfi i ve Menâkıbüh (nşr. Abdülgani Abdülhalik), Daru l-kütübi l-ilmiyye, Beyrut ty., s. 33-34; İbn Kesir, Ebü l-fidâ İsmail b. Ömer, Menâkıbü l-imam eş-şâfi i (nşr. Halil İbrahim Molla Hatır), Riyad 1992, s. 79-80. 41 Aybakan, Şâfiî, DİA, XXXVIII, 224. 42 Aybakan, Şâfiî, DİA, XXXVIII, 224.