Türklerin Anadolu yu Orta Çağ da gerçek anlamda yurt tutma süreci şüphesiz Selçuklular ile başlar. Orta Çağ ın ikinci yarısında yaşanan 1040 Dandanakan Savaşı, İslam dünyası, Ön Asya coğrafyası ve tabii ki Türkler için önemli bir milat olmuştur. Bu olaydan sonra başlayan süreçte yaşananları hemen kimse tahmin edememiş ve hatta hayal bile edememiştir. Sürecin başladığı dönemden sonraki bir asır içinde İran, Azerbaycan, Kafkasya, Anadolu, Irak, Suriye ve Mısır coğrafyaları Türklerin eline geçmiş ve tarihin en büyük mirasının meydana geldiği coğrafyalar olan Mısır, Mezopotamya ve Akdeniz uygarlıkları Türklerin egemenliğine boyun eğmiştir. Kaşgarlı Mahmut un deyimiyle Zaman, Türklerin zamanıydı. ve herkes konumunu buna göre ayarlamalıydı. Siyasi, etnik ve kültürel üstünlükleriyle Türkler, Ön Asya nın ve İslam dünyasının en köklü milleti olmayı daha Orta Çağ sona ermeden başardılar. Orta Doğu toplumlarına yepyeni bir dinamizm kazandırdılar ve İslamiyet, Türklerin sayesinde yeniden yükselişe geçti. Anadolu Selçukluları ve onların tarihi, Türk dünyasındaki bu eşsiz aydınlanmanın en verimli ve önemli dönmelerinden biridir. Bilad-ı Rum u yani Anadolu coğrafyasını yurt tutmaları ilk defa siyasi birliği sağlamak, toplumlar arasındaki uyum ve iletişimi mahirane biçimde oluşturmak, Helenizm ve Sami uygarlıklarının yanına Türk-İslam uygarlığını fikir ve düşüncenin yanında kurumsal olarak kurmak ve hâkim kılmak gibi pek çok ilklerin yaşandığı Selçuklu Çağı Anadolu su dün olduğu gibi bugün de bizim için hayati bir öneme sahiptir. Bunun değişme bilinci ve şuurunda olan Türkiye Cumhuriyeti ni kuran kadrolar; İkinci Meşrutiyet ten itibaren Selçuklu tarihine gerekli önemi vererek çok ciddi etnografik, sosyolojik ve iktisadi alanlarda araştırmalar yaptırıp çalışmalar yayımlatmışlardır. Ayrıca dönemin özgün yazılı kaynakları da neşredilmeye başlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşundan sonra, Selçuklular tarihi alanında hız kazanan bu tür çalışmalar İstanbul Üniversitesi ve bizzat Yüce Atatürk ün direktifleriyle kurulan 13
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde yoğunlaşmıştır. Çalışmalardan elde edilen sonuç muazzam olmuştur. Mehmet Fuat Köprülü önderliğinde yeniden inşa edilen Türk ve Türkiye tarihinin temeline Selçuklular, öncelikle de Anadolu Selçukluları ana eksen olarak konulmuştur. Türk tarihçileri o günden bu günlere kadar Selçuklu sahasında yeni pek çok tez, eser, kaynak, makale, bildiri, vesika yayını yapmış ve bu önemli alanı aydınlatmada belli bir mesafe de katetmiştir. Ancak bu hiçbir zaman yeterli değildir. Bu süreçte sadece Türk tarihçileri değil, hemen tüm dünya tarihçileri Selçuklu tarihi üzerinde çok etkili ve yoğun çalışmalar yürütmüşlerdir. Bugün yeni anlayış ve perspektifler doğrultusunda daha bilinçli, analitik ve çok boyutlu çalışmalara olan ihtiyaç devam etmektedir. Tüm dünya Ön Asya tarihi için bu dönemin öneminin farkındadır. Çünkü bugünkü Avrupa, Orta Doğu ve İslam dünyasının geleceğinin anahtarının Selçuklu tarihinde ve onların bu coğrafyada oluşturduğu siyasi, idari ve kültürel gelişmelerde olduğunu bilinmektedir. Buna bağlı olarak Anadolu Selçuklu tarihi ile ilgili olarak öncelikle Fransız, Rus ve Avusturyalı bilim insanlarının çalışmaları başlamıştır. Daha sonra bu çalışma grubuna Amerikalı, İngiliz, Kanadalı, Japon ve pek çok diğer milletlerden âlimlerin çalışmaları eklenmiştir. Tamara Talbot Rice, 20. yüzyılın iz bırakmış müelliflerinden biridir. Tarihin pek çok farklı sahalarında eser vermekle birlikte ağırlıklı olarak Orta Çağ üzerinde durmuş, bu yönde çalışmıştır. Dolayısıyla kendisini, bir Orta Çağ tarihçisi olarak kabul edebiliriz. Döneme ait bilgileri, araştırmaları, teknik ve tenkit yeteneği, kültürel alanlara nüfuz basireti ile çağdaşı diğer tarihçilerden ayrılmaktadır. Çağdaşı olan pek çok tarihçinin aksine Türklere ve Selçuklu tarihine ön yargısız yaklaşmış ve üstüne üstlük Selçukluları sıradan bir tarih değil, bir medeniyet projesi olarak ele almıştır. Bu yaklaşımı ile de başta Osman Turan olmak üzere pek çok Türk tarihçisini etkilemiştir. 1904-1993 yılları arasında yaşayan Talbot Rice, Rusya da doğmuş ve neredeyse tüm Avrupa yı gezerek tanımıştır. Bunun yanı sıra Pakistan dan Balkanlar a Orta Doğu yu da gezerek yakından tanıma imkânı bulmuştur. Bu dönemde Talbot Rice ın uzun süreler kaldığı Türkiye de, Türklere ve Türk tarihine özel 14
bir ilgi geliştirdiği anlaşılmaktadır. Bir kültür tarihçisi olarak yazar, tarihimizin İlk Çağlarından günümüze, İskitlerden Türkiye Cumhuriyeti ne kadar tarihimizin her alanına ilgi duymuş ve iz bırakacak eserler ortaya koymuştur. Bu eserler arasında en dikkate değer ve üzerinde durulması gereken çalışma Anadolu daki ilk ve ana devlet sayabileceğimiz Anadolu Selçukluları üzerine gerçekleştirdiği 1961 basımı Küçük Asya Selçukluları adlı çalışmadır. Bu eser birçok bakımdan önemli olmanın yanı sıra pek çok yenilik ve ilkleri de bünyesinde barındırmaktadır. Özellikle bu alanda dünyadaki ilk telif eserlerden olması açısından önemlidir. Daha önce 1940 ların başında tarihçiliğimizin önde gelen simalarından Mükrimin Halil Yinanç, Türkiye Tarihi başlığı altında Anadolu nun Fethi ismiyle Anadolu Selçuklu tarihine giriş maiyetinde bir eser kaleme almış ve epey ilgi görmüştür. Aynı yıllarda ise Ukraynalı tarihçi (Sovyet Dönemi) Gordlevski yine Orta Çağ Anadolu sundaki Türk varlığı ve Selçuklular üzerine ciddi bir eser yayımlamıştır. Bu eserde Selçukluların siyasi konumları ve idari kurumları üzerine analitik çözümleme denemeleri gerçekleştirmiştir. Gordlevski nin bu yaptığının tarihimize ciddi bir katkı yaptığı bir gerçektir. Ancak bazı ideolojik yaklaşımları nedeniyle Türk tarihçileri esere ihtiyatlı yaklaşmıştır. Bunun dışında yine Batılı ve Rus âlimler değişik eserlerinde Anadolu da Selçuklu Dönemi ve Türk tarihi açısından önemi üzerinde durmuşlardır. Ancak nedense başta Türk tarihçileri ve aydınları olmak üzere genelde çok fazla ilgi uyandırmamıştır. Burada biz tarihçilerin kusurumuzun olduğu şüphesizdir. Uzun yıllardır ihmal edilmiş olan bu eseri Türkçemize kazandırarak bir nebze olsun yazar ve esere yönelik ihmal ve kusurumuzun bağışlanabileceğini umuyoruz. Eseri çeviren genç ve istekli meslektaşımı kutluyorum ve bu çalışmanın onun ilerideki daha farklı ve belki fedakârca çalışmaları için bir cesaret kaynağı olacağını düşünüyorum. Eserin ilmi hayatımıza önemli şeyler katacağından; sadece meslekten tarihçilerin değil, tüm halkımızın bu eserden istifade edeceğinden şüphe duymuyorum. Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Prof. Dr. İlhan ERDEM Ankara, 2015 15
Çevirmenin Ön Sözü Anadolu Selçuklu Devleti tarihi, Anadolu nun Türkleşmesi açısından oldukça önemli bir süreçtir. Günümüzde Anadolu Selçukluları tarafından inşa edilmiş olan ve âdeta bu toprakların tapusu niteliğini taşıyan dev eserler ülkemizin neredeyse her bir köşesinde görülmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti, hemen tüm özellikleri ile İslam öncesi Türk kültürü ile İslam kültürünün bir sentezi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, Anadolu Selçuklu Devleti nin bugün hâlâ araştırılacak ve öğrenilecek birçok yönü vardır. Özellikle sanat tarihi açısından hâlâ kendilerinden öğrenecek çok şeyimiz olan Anadolu Selçukluları, yalnızca iki yüzyıl hayatta kalabilmiş olmalarına rağmen, ölümsüz eserler bırakmışlardır. Bu eserler, bugün Türkiye Cumhuriyeti nin üzerine kurulmuş olduğu temellerin ilk nüvesini teşkil etmeye muvaffak olmuştur. Rus asıllı İngiliz tarihçi Bn. Tamara Talbot Rice tarafından yazılmış olan bu eser, daha çok devletin sanat tarihi üzerine yoğunlaştığı gibi, siyasi tarihi üzerinde de önemli bir çalışmadır. Anadolu Selçuklu tarihi üzerine yazılmış muhteşem bir özet niteliği taşımakta olan bu kitabın Türk okuyucusuna kazandırıldığı takdirde çok faydalı olacağı sayın hocam Prof. Dr. İlhan Erdem tarafından tavsiye edilmiş ve onun yönlendirmeleri doğrultusunda tarafımca çevrilerek Türk okuyucusuna sunulmuştur. Bu eserin hem Türk tarihi meraklılarına hem de tüm tarih bölümü öğrencilerine faydalı olacağı düşünülmektedir. Kitapta yazarın vermiş olduğu dipnotlar orijinalindeki gibi bırakılıp sadece sayı ile gösterilmiş, şahsıma ait dipnotlar ise başına Ç harfi konularak numaralandırılmıştır. Çeviri süresince yaptığı yardımlar konusunda hocam Prof. Dr. İlhan Erdem e teşekkürü bir borç bilirim. Tuna Kaan TAŞTAN Ankara, 2015 16
Çevirmen Hakkında 1989 yılında Ankara da doğdu. İstanbul da başladığı ilköğrenimini Ankara da tamamladı. Liseyi Ümitköy Anadolu Lisesinde bitirdi. 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dil Bilimi Bölümünü kazandı ve 2011 yılında buradan mezun oldu. 2012 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tarih Anabilim Dalı Ortaçağ Tarihi Bilim Dalında yüksek lisansa başladı ve 2014 yılında tamamladı. Halen aynı bölümde doktora eğitimine devam etmektedir. Aynı dönemde turizm sektöründe resepsiyonist olarak çalıştı ve Ankara Üniversitesi TÖMER de okutman olarak görev yaptı. Hâlen Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde okutman olarak görev yapmaktadır. 17