İğne Tipinin Spinal Anestezi Komplikasyonları Üzerine Etkileri

Benzer belgeler
Ağrısız Doğumda Sezaryen Endikasyonu Gelişirse! Tülay ÖZKAN SEYHAN

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

İntratekal Fentanilin Post Spinal Baş Ağrısı Sıklığı Üzerine Etkisi

Dural Ponksiyon Sonrası Baş Ağrısı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

AKUT AĞRI UYGULAMALARINDA TÜRKİYE DEN VERİLER

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir?

Perioperatif Hedefe Yönelik Tedavi Protokol Özeti

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Çağdaş Tıp Dergisi 2013;3(1): Dura Ponksiyonu Sonrası Baş Ağrısı. Post Dural Puncture Headache

SDÜ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON AD TIP FAKÜLTESİ DÖNEM V Grup 1 DERS PROGRAMI

Hastanemizdeki Spinal Anestezi Uygulamalarının Retrospektif. değerlendirme

Santral blok komplikasyonlarının prospektif incelenmesi

26-29 Mayıs 2010 tarihinde Ankara da yapılan 17. Ulusal Cerrahi Kongresi nde Poster olarak sunulmuştur.

Post Spinal Başağrısı İle Ayırıcı Tanıya Giren Arterivenöz Malformasyonlu Hastamiz

Akıcı Ö. Ç., Salcan H, Ela Y, Bakı E, Kokulu S, Köken G, Solak Ö, Sıvacı R. Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon

İntratekal izobarik levobupivakain, izobarik bupivakain ve hiperbarik bupivakainin etkilerinin karşılaştırılması

Tedavi Gerektiren Post-Spinal Tinnitus: Epidural Kan Yamasının Etkinliği

SDÜ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON AD TIP FAKÜLTESİ DÖNEM V Grup I DERS PROGRAMI

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014

Apendektomi operasyonlarında iki farklı intratekal levobupivakain dozunun etkinliğinin karşılaştırılması

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Spinal anestezi altında yapılan lomber disk cerrahilerinin retrospektif değerlendirmesi

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

Postanestezik ajitasyon

Serum Fizyolojikle Epidural Top-Up Uygulamasının Tek Yanlı Spinal. Anesteziye Etkileri

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

ANESTEZİ UYGULAMALARINDA HASTA ANKSİYETESİNİ NASIL AZALTABİLİRİZ?

Elektif Sezaryenlerde Oturur veya Lateral Pozisyonda Uygulanan Kombine Spinal Epidural Anestezinin Anne ve Yenidoğana Etkilerinin Karşılaştırılması

Pediyatrik hastalarda spinal anestezi deneyimlerimiz

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Geriatrik Hastalarda Düşük Doz Hiperbarik Bupivakain ile Unilateral Anestezi Deneyimlerimiz

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

Lomber Disk Cerrahisi Uygulanan Hastalarda Genel ve Spinal Anestezinin Maliyet Hesabı Yönünden Karşılaştırılması

Periferik sinirler nasıl tespit edilir?

SPİNAL ANESTEZİ SONRASI GÖRÜLEN KOMPLİKASYONLARIN DEMOGRAFİK DAĞILIMI VE HASTA MEMNUNİYETİ

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ

Acil servis başvurularının. %50-60 ını oluşturur. ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ. Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin. ağrı tanımlaması şöyledir:

KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Mustafa Özdemir

GENÇ BADMiNTON OYUNCULARıNIN MÜSABAKA ORTAMINDA GÖZLENEN LAKTATVE KALP ATIM HIZI DEGERLERi

Günümüzde genel anestezi alan ndaki geli melere ra men, rejyonel anestezi tekni i, gerek cerrahide,

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

/ Bölgesel Anestezi /

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ANADOLU SAĞLIK / SAĞLIK MESLEK LİSESİ ANESTEZİ VE REANİMASYON ALANI ANESTEZİ TEKNİSYENLİĞİ DALI BECERİ EĞİTİMİ DEĞERLENDİRME FORMU

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi

Olgu Sunumu. Nilay BOZTAŞ, Sevda ÖZKARDEŞLER BİRLİK, Mert AKAN, Volkan ONAY Mücahit ÖZBİLGİN

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Sezaryen Seksiyo Operasyonlarında İntratekal Bupivakaine Fentanil veya Morfin Eklenmesinin Etkileri

GÜNÜBİRLİK DİZ ALTI EKSTREMİTE CERRAHİSİNDE PERİFERİK SİNİR BLOKLARININ SPİNAL VE GENEL ANESTEZİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI

M. Cavidan ARAR, Alkin ÇOLAK, Turan EGE*, Sevtap Hekimoğlu Şahin, Bülent Yıldız, İlker Yıldırım, Nesrin Turan** Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Our management of anesthesia in elective and emergency cesarean surgery: A retrospective evaluation of the last ten years

Sezaryenlerde intratekal levobupivakaine ilave edilen fentanil ve morfinin postoperatif ağrı üzerine etkisinin değerlendirilmesi

ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON

Spinal Anestezi Sonrası İşitme Kaybının İki Ayrı İşitme Testi İle Değerlendirilmesi

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL

WOLFF-PARKİNSON-WHİTE SENDROMLU GEBEDE SPİNAL ANESTEZİ DENEYİMİMİZ (Olgu Sunumu)

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

OPU Komplikasyonlarına Yaklaşım. Doç. Dr. Gamze Sinem Çağlar Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hast. ve Doğum AD.

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

SAĞLIK MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ BÖLÜMÜ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Konya 2

Nöroaksiyel Bloklarda Başarısızlıklar ve Nedenleri

DİZ ARTROSKOPİSİNDE SPİNAL ANESTEZİ ALTINDA TURNİKE UYGULANMASININ HEMODİNAMİK VE METABOLİK ETKİLERİ(*)

Elektif Sezaryenlerde İntratekal Bupivakaine İlave Edilen Fentanil ve Morfinin Efedrin Gereksinimi ve Fetusa Etkisi

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

KAROTİS ENDARTEREKTOMİDE BÖLGESEL BLOK UYGULAMALARI

TEMEL TIBBİ CİHAZ KILAVUZU ANESTEZİ ÜNİTELERİ

POSTDURAL BAŞAĞRISI. Prof. Dr. Hakkı Ünlügenç Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı ADANA

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Suzan ADALI (SA), Kerem ERKALP (KE), Mevlüt ÇÖMLEKÇ (MÇ), Betül TEZER KILIÇÇIO LU (BTK), Veysel ERDEN (VE), Tayfun ALDEM R (TA)

ÖZGEÇMİş. Derece Alan Üniversite Yıl. Ankara

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği

Spinal Anestezi Komplikasyonları. Complications of Spinal Anaesthesia

Sezaryen Olgularında Uygulanan Anestezi Yöntemlerinin Yenidoğanda Apgar Değişikliklerine Olan Etkilerinin Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi

ÖRNEK BİR VAKA İLE SBARR SENARYOLARI

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI

Klinik Araştırma. J Turk Anaesth Int Care 2010; 38(2): ÖZET

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

13/05/15 OBEZİTE CERRAHİSİNDE ANESTEZİ YÖNETİMİ SUNU PLANI HASTA TRANSFERİ VE POZİSYON

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

WiNGATE ANAEROBiK PERFORMANS PROFiLi VE CiNSiYET FARKLıLıKLARı

OLGU SUNUMU POSTSPİNAL BİLATERAL İNTRAKRANYAL SUBDURAL HEMATOM (OLGU SUNUMU)

Postoperatif hasta kontrollü analjezide bir kliniğin deneyimleri

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ CERRAHİSİNDE ANESTEZİ YÖNTEMLERİNİN RETROSPEKTİF ANALİZİ

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Transkript:

Van Tıp Dergisi: 9 (2):47-51, 2002 Spinal Anestezi Komplikasyonları İğne Tipinin Spinal Anestezi Komplikasyonları Üzerine Etkileri İsmail Katı*, Cengiz Bekir Demirel*, Ürfettin Hüseyinoğlu Abbasov **, Emin Silay***, İsmail Coşkuner***, Yakup Tokmak*** Özet: Amaç: Bu çalışmada, spinal anestezide 25 G kalem uçlu iğne ile 25 ve 29 G keskin uçlu iğnelerinin baş ağrısı, bel ağrısı, parestezi, uygulama başarısı, spinal klik hissinin alınması ve deneme sayısı açısından karşılaştırılması amaçlandı. Metod: Olgular 30 ar kişilik üç gruba ayrıldı (Birinci grup: 25 G kalem uçlu, ikinci grup: 25 G keskin uçlu, üçüncü grup: 29 G keskin uçlu). Demografik dağılım açısından gruplar arasında fark yoktu. Tüm olgulara spinal anestezi başarı ile uygulandı. Bulgular: İğne yerleştirme sırasında hiçbir olguda parestezi görülmedi. Her üç grupta baş ağrısı (birinci grupta: % 3.3, ikinci grupta: % 16.6, üçüncü grupta: % 3.3) ve bel ağrısı insidansları benzer bulundu. Hem kalem uçlu iğne ile ve hem de keskin uçlu iğneler ile ilk denemede BOS gelmesinde benzerlik saptandı (İlk denemede birinci grupta:% 66.6, ikinci ve üçüncü grupta: % 50). Spinal klik insidansı birinci grupta % 56, ikinci grupta % 30 ve üçüncü grupta % 36.6 olarak bulundu ve birinci grupta, ikinci ve üçüncü gruba göre anlamlı olarak daha fazla saptandı (p<0,05). Sonuç: 25 G kalem uçlu spinal iğnenin 25 ve 29 G keskin uçlu iğneye göre ilk denemede spinal aralığın tanınmasını kolaylaştırması yanında daha düşük baş ağrısı insidansı oluşturması nedeni ile özellikle genç olgularda kullanılmasının uygun olacağı kanısına varıldı. Anahtar kelimeler: Spinal anestezi, komplikasyon, 25 G kalem uçlu spinal iğne, 25 ve 29 G keskin uçlu spinal iğne Postspinal baş ağrısı (PSBA); spinal anestezide (SA) kullanılan iğnenin dura kılıfında açtığı delikten beyin omurilik sıvısının (BOS) sızıntı yolu ile kaybı sonucu BOS basıncında azalmaya bağlı olarak gelişen genç (yaşlılarda fiziksel duyarlılığın azalması nedeniyle ağrı eşiğinin yükselmesi ve beyin kan damarlarındaki azalmış elastisite nedeniyle daha az ) ve obstetrik (doğum sırasındaki dehidratasyon, doğumu takiben kan volümündeki hızlı değişiklikler, doğum sırasındaki intraabdominal basınç değişiklikleri ve doğum sonrası uygun sıvı replasmanı yapılamaması nedeniyle daha fazla) olgularda daha sık görülen önemli bir komplikasyondur (1-5). Postoperatif dönemde olgulara rahatsızlık veren bu komplikasyonu önlemek amacıyla iğne çaplarının küçültülmesi yanında iğne ucu *Yüzüncü Yıl Üniv. Tıp Fak. Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Yrd. Doç. Dr. **Yüzüncü Yıl Üniv. Tıp Fak. Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Uz. Dr. ***Yüzüncü Yıl Üniv. Tıp Fak. Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Araş. Görev. Dr. Yazışma Adresi: Dr. İsmail KATI Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD. 65300 VAN tasarımının da etkili olabileceği düşünülerek yeni iğneler üretilmiştir (2-4). Spinal iğne ucunun tasarımı; SA uygulama kolaylığı, duradaki yırtığın şekli ve büyüklüğüne göre PSBA insidansını etkilemektedir (6-9). Kalem uçlu ve küçük çaplı iğnelerin PSBA insidansını azalttığını gösteren bir çok çalışma bulunmaktadır (9-11). Bununla birlikte ince çaplı iğneler ile SA uygulama başarısı azalmakta, bu da SA uygulamasını sınırlamaktadır (4). Bu çalışmada, spinal anestezide 25 G kalem uçlu iğne ile 25 ve 29 G keskin uçlu iğnelerinin baş ağrısı, bel ağrısı, parestezi, uygulama başarısı, spinal klik hissinin alınması ve deneme sayısı açısından değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem Gerekli Etik Kurul izni ve hastaların yazılı onayı alınarak, alt ekstremite ameliyatı planlanan ASA I-II grubundan, yaşları 20-40 arasında 90 olgu çalışmaya alındı. Olgular başvuru sırasına göre rastgele 30 ar kişilik üç gruba ayrıldı. Operasyondan bir gün önce ziyaret edilen olgular anestezi yöntemi hakkında bilgilendirildi. Bu anestezi yöntemini kabul etmeyenler, anamnezinde baş ağrısı, bel ağrısı, gebelik ve kalp yetmezliği olanlar ile SA uygulamasının kontrendike olduğu olgular Van Tıp Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, Nisan/2002 47

Katı ve ark. Tablo I. Olgulara ait demografik veriler. I. Grup II. Grup III. Grup Yaş (yıl) 28.77±6.29 29.40±5.34 30,17±6,99 Boy (cm) 171.63±5.52 172.40±5.70 174.30 ±6.94 Ağırlık (kg) 73.07±8.45 75.47 ±11 75.50 ±7.65 Cinsiyet (E/K) 22/8 20/10 22/8 ASA Durumu I/II 18/12 20/10 21/9 Tablo II. Olgularda baş ağrısı, bel ağrısı, deneme sayısı ve spinal klik hissedilmesi değerleri. Olgu sayısı Baş ağrısı P değeri I. Grup II. Grup III. Grup 1 (% 3.3) 0.083 5 (% 16.6) 0.055 1 (% 3.3) 0.099 Bel ağrısı 3 (% 10) 7 (% 23.3) 6 (% 20) Spinal klik (olgu) 17 * (% 56) 9 (% 30) 11 (% 36.6) Deneme sayısı: 1 kez 20 (% 66.6) 15 (% 50) 15 (% 50) 2 kez 6( % 20) 7 (% 23.3) 7 (% 23.3) 3 kez 4 (% 13.3) 5 (% 16.6) 6 (% 20) 4 kez - 3 (% 10) 2 (% 6.6) Uygulama başarısı 30 (% 100) 30 (% 100) 30 (% 100) *p<0.05 (II. ve III. grup ile karşılaştırıldığında) (geçirilmiş lomber bölge operasyonları, lokal enfeksiyon vb.) çalışma dışı bırakıldı. Preoperatif hazırlık odasına alınarak ön kol venasından açılan damar yolundan 30-40 dakikada 10 ml/kg ringer laktat solüsyonu ile hidrate edilen olgular midazolam verilerek (0.03 mg/kg, İV) sedatize edildiler. Yaklaşık 30 dakika sonra operasyon için ameliyathaneye alınan olgulara elektrokardiyogram (EKG), noninvaziv arteriyal kan basıncı (KB), kalp atım hızı (KAH) ve periferik oksijen satürasyonu (SpO 2 ) monitörizasyonu sağlandı. Birinci gruba 25 G kalem uçlu, ikinci gruba 25 G keskin uçlu ve üçüncü gruba 29 G keskin uçlu iğne kullanılarak aseptik teknik ile, oturur pozisyonda, L 4-5 yada L 5 -S 1 aralığından, orta hattan, keskin iğnenin ucu dura liflerine paralel olacak şekilde girildi, berrak BOS gelişi görülünce iğnelerin açıklığı baş yönüne çevrilerek % 0.5 hiperbarik bupivakainden 3 ml (15 mg) intratekal aralığa enjekte edildi. 29 G keskin uçlu iğne ile SA yapılırken 22 G kılavuz iğne kullanıldı. SA girişimleri bu konuda deneyimli olan aynı doktor tarafından yapıldı. Baş ağrısı (olgular oturtulduğunda veya ayakta iken frontal ve oksipital bölgede ağrı varsa), baş ağrısı şiddeti ve süresi (0. Derece: Baş ağrısı yok, I. Derece: Hafif, postural, günlük aktiviteyi kısıtlamayan, sıvı veya oral analjezikler ile tedavi edilebilen, II Derece: Orta dereceli, postural, günlük aktiviteyi kısıtlayan, İV sıvı ve oral analjezik gerektiren, III. Derece: Şiddetli, postural, yatağa bağımlı ve analjezik gereksinimi olan veya epidural yama gerektiren olgular), bel ağrısı (iğnenin giriş bölgesi çevresinde devamlı sıkıcı ağrı), uygulama başarısı ( kolay, orta derecede kolay, zor ve başarısız), deneme sayısı, parestezi ve spinal klik hissi kaydedildi. Elde edilen verilerin istatistiksel anlamlılığı ortalamalar için ANOVA, oranlar için Ki-Kare testi kullanılarak hesaplandı ve p< 0.05 anlamlı kabul edildi. Bulgular Grupların yaş, ağırlık, boy, cinsiyet dağılımı ve ASA durumu Tablo I de gösterilmiştir. Bu parametrelerde gruplar arasında anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05). Tüm olgulara seçilen SA yöntemi başarı ile uygulandı. SA uygulama başarısı açısından gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsızdı (p>0.05). PSBA ve bel ağrısı görülme sıklığı açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark 48 Van Tıp Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, Nisan/2002

Spinal Anestezi Komplikasyonları bulunmamasına rağmen birinci grupta baş ağrısı daha az saptandı (Tablo II). Baş ağrısı derecesi açısından değerlendirildiğinde; ikinci gruptaki bir olguda ikinci derecede (orta) baş ağrısı saptandı. Diğer olguların başağrısı şiddeti birinci derecede (hafif) idi. Olguların baş ağrıları 1 olguda birinci gün diğerlerinde ikinci gün başladı, 3 gün devam etti ve yeterli hidrasyon, analjezik ve yatak istirahatı ile iyileştiler. Olgularımızın hiç birisinde işlem sırasında parestezi saptanmadı. Deneme sayısı açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (Tablo II). Spinal klik sıklığı birinci grupta diğer iki gruptan anlamlı olarak fazla idi (p<0.05) (Tablo II). Tartışma PSBA; SA da kullanılan iğnenin dura kılıfında açtığı delikten BOS un sızıntı yolu ile kaybı sonucu BOS basıncında azalmaya bağlı olarak gelişen ve olguları rahatsız eden önemli bir komplikasyondur (2-4). SA sonrası PSBA nın oluşumunda en etkili faktör kullanılan iğne tipi ve kalınlığıdır (7). Pek çok çalışmada; PSBA insidansının farklı oluşunun hastaların cinsi (bayan), yaşı (genç), obstetrik oluşu, intraoperatif hasta pozisyonu, çabuk ayağa kaldırılması, iğnenin çapı ve tasarımı (kalın ve keskin uçlu), iğnenin pozisyonu (keskin uçunun dural fibrillere paralel olması), lokal anestezik ajanın yoğunluğu, opioid ilave edilmesi, intraoperatif sedasyon sağlanması ve hastanın psikosomatik durumu ile ilgili olabileceği bildirilmiştir (3,7-10). Yaşlılarda fiziksel duyarlılığın azalması nedeniyle ağrı eşiğinin yükselmesi ve beyin kan damarlarındaki azalmış elastisite nedeniyle PSBA daha az görülmektedir. Obstetrik olgularda ise; doğum sırasındaki dehidratasyon, doğumu takiben kan volümündeki hızlı değişiklikler, doğum sırasındaki intraabdominal basınç değişiklikleri ve doğum sonrası uygun sıvı replasmanı yapılamaması nedeniyle daha fazla görüldüğü bildirilmiştir (1). Kalem uçlu iğneler ile daha küçük çapa sahip keskin uçlu iğnelerin karşılaştırıldığı çalışmalarda kalem uçlu iğnelerin daha düşük oranda baş ağrısına neden olduğu bildirilmiştir (5,6,9,11-13). Westbrook ve ark. (14) Ready ve ark. (11) dış çapları eşit olan kalem uçlu ve keskin uçlu iğneler ile yaptıkları çalışmalarında, kalem uçlu iğneler ile daha az BOS kaybı olduğunu saptamışlardır. Bunun nedeninin ise iğne çapı olmayıp iğne ucunun tasarımı ile ilgili olduğunu bildirmişler ve iğnenin tasarımının baş ağrısında önemli etkisi olduğunu saptamışlardır. PSBA; iğne özelliğine göre % 0-37 arasında değişmekle birlikte genç ve obstetrik olgularda yaşlılara göre daha fazla görülmektedir (2,10,15). Pittoni ve ark. (16) genç hastalarda, Shutt ve ark. (17) gebelerde 25 G kalem uçlu iğne ile PSBA insidansını % 0 olarak saptamışlardır. 24 G kalem uçlu iğne ile ise PSBA insidansı % 0 ile %11.11 olarak bildirilmiştir (18,19). Yapılan çalışmalarda 25 G keskin uçlu iğne ile PSBA insidansı % 4.4 ile % 37.2 arasında bildirilmiştir (7,19-24). 29 G keskin uçlu iğne ile ise PSBA insidansı %0 - %25 oranında saptanmıştır (15, 24,25,12). Bizim PSBA bulgularımız (%3.3) Flaatten (15), Geurts (24), Lynch (25) ve ark. çalışmalarıyla ile uyumluluk göstermektedir. Baş ağrısı sıklığını azaltmak için, dural delik boyunca BOS kaçağını azaltmaya yönelik çabalar; ucu yeniden tasarlanmış daha ince spinal iğnelerin üretimini sağlamıştır. Ancak bu durum SA da başarısızlık oranındaki artışı da beraberinde getirmiştir. 25 G kalem uçlu iğne ile Tarkila ve ark. (7), Shutt ve ark. (17) %6 oranında başarısızlık bildirmişlerdir. Buna karşın 25 G keskin uçlu iğne ile başarısızlık oranını Geurts ve ark. (24) %2.5 olarak saptarlarken Shutt ve ark. (17) 26 G keskin uçlu iğne ile bu oranı % 4 olarak bulmuşlardır. Geurts ve ark. (24) Flaatten ve ark. (15), Lynch ve ark. (25) ise sırasıyla spinal anestezi başarısızlık oranını %2.5, %8, %8.5 olarak bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda bütün olgulara seçilen SA yöntemi başarı ile uygulandı. SA dan sonra en yaygın şikayet olan bel ağrısı baş ağrısından daha fazla görülmektedir. Görülme sıklığı %2.5 ile %54 arasında değişmektedir (7,10,15,18,25). Ancak bunun iğne şekli ve çapıyla ilişkisinin olmadığı bildirilmektedir (7). Buna karşın Pittoni ve ark. (16) 22 G kalem uçlu iğne ile (%14.5), 25 G kalem uçlu iğneye (%5.9) göre daha fazla oranda bel ağrısı gözlemlemişler ve bunun nedenini fazla deneme ile değil iğne çapı ile ilgili olduğunu belirtmişlerdir. Shutt ve ark. (17) da bel ağrısı ile iğne deneme sayısı arasında herhangi bir ilişki bulamamışlardır. Genç hastalarda 24 G kalem uçlu iğne ile Seeberger ve ark. (26) şiddetli bel ağrısı insidansını % 11 olarak rapor etmişler ve bel ağrısı mekanizması için iğnenin çapının kalın olması yanında iğne tasarımı ve deneme sayısının da önemli olduğunu bildirmişlerdir. Pittoni ve ark. (16), Shutt ve ark. (17) 25 G kalem uçlu iğne ile bel ağrısı insidansını sırasıyla % 5.9 ve % 8 olarak bildirmişlerdir. 24 G kalem uçlu iğne ile ise Tarkila ve ark. (7), Lim ve ark. (12) bel ağrısı insidansını sırası ile % 2 ve % 35.7 olarak rapor etmişlerdir. 25 G keskin uçlu ile Geurts ve ark. (24), Tarkila ve ark. (7) bel ağrısı insidansını Van Tıp Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, Nisan/2002 49

Katı ve ark. %12.5 ve %14.6 olarak bildirmişlerdir. 29 G keskin uçlu iğne ile ise bel ağrısı insidansını Lynch ve ark. (25), Geurts ve ark. (24), Lim ve ark. (12) sırası ile %2.5, %10 ve %32.1 olarak bulmuşlardır.bunun nedenini kullanılan kılavuz iğne yanında deneme sayısının fazla olmasına bağlamışlardır. Bel ağrısı insidansı açısından bizim bulgularımız (%10) Geurts ve ark. (24)çalışması ile uyumluluk göstermektedir. Deneme sayısını Pittoni ve ark. (16) 22 ve 25 G kalem uçlu iğneler ile ortalama 1±1 olarak saptamışlar ve deneme sayısının uygulayıcının deneyimine bağlı olduğunu ifade etmişlerdir. Shutt ve ark. (17) ise 25 G kalem uçlu iğne ile ilk denemede olguların %66 sını ikinci denemede %24 üne, 3 ve daha fazla denemede olguların %4 üne SA uygulamışlardır. 26 G keskin uçlu iğne ile ise ilk denemede %68, 2. denemede %12, 3. denemede ise %16 SA yapabilmişlerdir. Seeberger ve ark. (26) 24 G kalem uçlu iğne ile ilk denemede olguların %96 sına, 2. denemede ise %4 üne SA yı başarı ile uygulamışlardır. Buna karşın Wiesel ve ark. (3) ise 24 G kalem uçlu iğne ile birinci denemede olguların %74 üne, ikinci denemede % 23 üne üçüncü denemede ise %2 sine, 27 G keskin uçlu iğne ile ise sırasıyla 1., 2. ve 3. denemelerindeki başarı oranı %66, %29.8 ve % 4.3 olarak saptamışlardır. Westbrook ve ark. (14), kalem uçlu iğneler ile dura delinmesinin keskin uçlu iğnelere göre daha güç ve anlamlı derecede az olduğunu ve daha başarısız olduğunu bildirmişlerdir. Bunun nedeni teknik olarak kullanımının güç olması, iğnenin durayı delme hissinin az olması ve aspirasyon ve lokal anestezik enjeksiyonun zor olması olarak açıklamışlardır. Sharma ve ark. (20) ise 25 G kalem uçlu (whitacre) iğne ile ilk denemede spinal aralığa girmede %80, Atraucan iğne ile ise %59 oranında başarılı olduklarını ifade etmişlerdir. Bizim çalışmamızda kalem uçlu iğne ile deneme sayısı Shutt ve ark. (17) çalışması ile uyumluluk göstermektedir. Keskin uçlu iğneler ile ise ilk denemede %50 oranında başarı sağlandı. Dural klik hissini Sharma ve ark. (20) 25 G kalem uçlu (whittacre) iğne ile % 83, Atraucan iğne ile ise %56 oranında saptamışlardır. Buna karşın Shutt ve ark. (17) ise 25 G kalem uçlu (whitacre) iğne ile her olguda belirgin olmamakla beraber spinal klik hissi aldıklarını, 26 G keskin uçlu iğne ile ise sadece birkaç olguda belirgin bir şekilde klik hissini aldıklarını bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda 25 G kalem uçlu iğne ile %56, 25 G keskin uçlu iğne ile %30 ve 29 G keskin uçlu iğne ile de %36.6 olarak saptandı. Sonuç olarak; 25 G kalem uçlu spinal iğnenin 25 ve 29 G keskin uçlu iğneye göre spinal aralığın tanınmasını kolaylaştırması yanında daha düşük baş ağrısı insidansı oluşturması nedeni ile özellikle genç olgularda kullanılmasının uygun olacağı kanısına varıldı. The Effects Of Needle Type On Complications Of Spinal Anesthesia Abstract: Aim: This study was designed to compare 25 G Sprotte, 25 and 29 G Quincke spinal needles; according to headache, back pain, paresthesia, ease of insertion, sense of spinal click and number of attemption in spinal anesthesia. Method: Patients were assigned to thirty individually three groups (Group I: 25 G Sprotte needle, and Group II: 25 G Quincke needle, and Groups III: 29 G Quincke needle). Patient groups did not differ demographically. Intrathecal puncture was achieved in all patients. Results: None of the patients experienced paresthesia during needle insertion.the incidence of PDPH (25 G Sprotte 3.3 %, and 25 Quincke 16.6 %, and 29 Quincke 3.3 %), and backache were similar in three groups. Both the Sprotte needle and the Quincke needles were judged as easy to use and both required the same number of attempts in order to locate cerebrospinal fluid (first attempt successful: 66.6% versus 50 %). The incidence of the spinal click at the dural puncture with the 25 G Sprotte was more frequent than with the 25-29 G Quincke needles (25 G Sprotte needle: 56 %, 25 Quincke needle 30 %, 29 Quincke needle: 36.6 %), and more significant (p<0.05). Conclusion: We conclude that the use of the 25 G Sprotte spinal needle was associated with a higher rate of succesful idendification of the subarachnoid space at the first attempt, and it caused less PDPH when compared with the 25 and 29 G Quincke spinal needle, and especially more appropriate than 25 and 29 G Quincke spinal needles for using in young patients. Key words: Spinal anesthesia, complications, 25 G Sprotte, 25 and 29 G Quincke Kaynaklar 1. Collins VJ: Principles of Anesthesiology general and regional anesthesia. 3 rd Edition, Lea & Febiger, Pennsylvania, 1993, p:1555-70. 2. Reid JA, Thorburn J. Headache after spinal anaesthesia. Br J Anaesth 67:674-7,1991. 3. Wiesel S, Tessler MJ, Easdown LJ. Postdural puncture headache: a randomized prospective comparison of the 24 gauge Sprotte and the 27 gauge Quincke needles in young patients. Can J Anaesth 40:607-11,1993. 4. Hafer J, Rupp D, Wollbruck M, Engel J, Hempelmann G. The effect of needle type and immobilization on postspinal headache. Anaesthesist 46:860-6,1997. 50 Van Tıp Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, Nisan/2002

Spinal Anestezi Komplikasyonları 5. Vallejo MC, Mandell GL, Sabo DP, Ramanathan S. Postdural puncture headache: a randomized comparison of five spinal needles in obstetric patients. Anesth Analg 91: 916-20,2000. 6. Scott DB, Dittmann M, Clough DG, Van Steenberge A., Morrison LM, Van Zundert A, et al. Atraucan: a new needle for spinal anesthesia. Reg Anesth 18:213-6,1993. 7. Tarkkila PJ, Heine H, Tervo RR. Comparison of Sprotte and Quincke needles with respect to post dural puncture headache and backache. Reg Anesth 17:283-7,1992. 8. Schultz AM, Ulbing S, Kaider A, Lehofer F. Postdural puncture headache and back pain after spinal anesthesia with 27 gauge Quincke and 26 gauge Atraucan needles. Reg Anesth 21:461-4,1996. 9. Lambert DH, Hurley RJ, Hertwig L, Datta S. Role of needle gauge and tip configuration in the production of lumbar puncture headache. Reg Anesth 22:66-72,1997. 10. Kang SB, Goodnough DE, Lee YK, Olson RA, Borshoff JA, Furlano MM, et al. Comparison of 26 and 27 G needles for spinal anesthesia for ambulatory surgery patients. Anesthesiology 76:734-8,1992. 11. Ready LB, Cuplin S, Haschke RH, Nessly M. Spinal needle determinants of rate of transdural fluid leak. Anesth Analg 69:457-60,1989. 12. Lim M, Cross GD, Sold M. Postspinal headache. A comparison of the 24 G Sprotte syringe and a 29 G Quincke needle. Anaesthesist 41:539-43,1992. 13. Flaatten H, Rodt SA, Vamnes J, Rosland J, Wisborg T, Koller ME. Postdural puncture headache. A comparison between 26 and 29 gauge needles in young patients. Anaesthesia 44:147-9,1989. 14. Westbrook JL, Uncles DR, Sitzman BT, Carrie LE. Comparison of the force required for dural puncture with different spinal needles and subsequent leakage of cerebrospinal fluid. Anesth Analg 79:769-72,1994. 15. Flaatten H, Felthaus J, Kuwelker M, Wisborg T. Postural postdural puncture headache. A prospective randomised study and a meta-analysis comparing two different 0.40 mm O.D. (27 G) spinal needles. Acta Anaesthesiol Scand 44:643-7,2000. 16. Pittoni G, Toffoletto F, Calcarella G, Zanette G, Giron G. Spinal anesthesia in outpatient Knee Surgery: 22 Gauge Versus 25 Gauge Sprotte Needle. Anesth Analg 81:70-80,1995. 17. Shutt LE, Valentine SJ, Wee MY, Page RJ, Prosser A, Thomas TA. Spinal anaesthesia for caesarean section: comparison of 22 gauge and 25 gauge Whitacre needles with 26 gauge Quincke needles. Br J Anaesth 69:589-94,1992. 18. Cesarini M, Torrielli R, Lahaye F, Mene JM, Cabiro C. Sprotte needle for intrathecal anaesthesia for caesarean section: incidence of postdural puncture headache. Anaesthesia 45:656-8,1990. 19. Ünver S, Özgök A, Ebil S. 24 G Sprotte ve 26 G Atraucan spinal iğnelerin elektron mikroskopik ve post dural ponksiyon başağrısı yönünden karşılaştırlması. Anestezi Dergisi 6:83-86,1998. 20. Sharma VJ, Bostrom U. Intrathecal anaesthesia for day-care surgery. A retrospective study of 160 cases using 25 and 26 gauge spinal needles. Anaesthesia 45:769-71,1990. 21. Rasmussen BS, Blom L, Hansen P, Mikkelsen SS. Postspinal headache in young and elderly patients. Two randomised, double-blind studies that compare 20 and 25 gauge needles. Anaesthesia 44:571-3, 1989. 22. Buettner J, Wresch KP, Klose R. Postdural puncture headache: comparison of 25 gauge Whitacre and Quincke needles. Reg Anesth 18:166-9, 1993. 23. Barker P. Are obstetric spinal headaches avoidable? Anaesth Intensive Care 18:553-4, 1990. 24. Geurts JW, Haanschoten MC, Van Wijk RM, Kraak H, Besse TC. Post-dural puncture headache in young patients. A comparative study between the use of 0.52 mm (25 gauge) and 0.33 mm (29 gauge) spinal needles. Acta Anaesthesiol Scand 34:350-3,1990. 25. Lynch J, Arhelger S, Krings EI. Post-dural puncture headache in young orthopaedic inpatients: comparison of a 0.33 mm (29 gauge) Quincke type with a 0.7 mm (22 gauge) Whitacrespinal needle in 200 patients. Acta Anaesthesiol Scand 36:58-61,1992. 26. Seeberger MD, Lang ML, Drewe J, Schneider M, Hauser E, Hruby J. Comparison of spinal and epidural anesthesia for patients younger than 50 years of age. Anesth Analg 78:667-73,1994. Van Tıp Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, Nisan/2002 51