Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, afla ı tırmananların, dili, sesi

Benzer belgeler
Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, yola ç kmaktan çekinmeyenlerin,

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, yola ç kmaktan çekinmeyenlerin,

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

Asi le rin, kay be den le rin, ha yal pe rest le rin, kü für baz la r n, gü nah kâr la r n, be yaz zen ci le rin, afla t r ma nan la r n,

Yeralt Edebiyat... Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n,

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Samuel, Tanrı Çocu u Hizmetkarı

Ye aya Gelece i Görüyor

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Yeniflemeyen Zarlar B:

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Petrus ve Duanın Gücü

Topluluk Zorlukla Kar ıla ıyor

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 21.si.

Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Bir Prens Çoban Oluyor

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

ZARLARLA OYNAYALIM. Önden = = + = Arkadan = = + + = = + + =

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

S V L H ZMET YER NE FSJ VEYA FÖJ

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

Vaziyet Plan Aksüt nflaat Mimarl k Ticaret Limited fiirketi

Bilgi Belge Merkezlerinde Yönetim ve Organizasyon

Ard fl k Say lar n Toplam

MATBAACILIK OYUNCAĞI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

LKOKUL DERS K TABI OKUMA YAZMA Ö REN YORUM. 1. S n f 1. K TAP. YAZARLAR Doç. Dr. Sabri S DEKL Dr. Emine BALCI DEVLET K TAPLARI

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

1.Aşağıdaki isimlere uygun sıfatkarı getiriniz.(büyük, açık, tuzlu, şekerli, soğuk, uzun,güzel, zengin)

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Jamie Foxx J

YURTDIfiINDA FSJ VEYA FÖJ

Tanrı nın Güçlü Adamı

Yaz ma Aziz Nesin in özyaflamöyküsü Böyle Gelmifl Böyle

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 22.si.

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Benim için gönüllü sosyal yıl...

Bu ay n konusu olan problem Amerika da baya heyecan

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

helikopter degil Şebnem Güler Karacan Resimleyen: Ahmet Demirtaş Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 266 Ali Kopter-5 TATİLDE HAYAT NE GÜZEL

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Bir tan mla bafllayal m. E er n bir do al say ysa, n! diye yaz -

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 24.si.

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

Transkript:

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, afla ı tırmananların, yola çıkmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanların... dili, sesi Yeraltı Edebiyatı...

NELLY ARCAN: 1975 yılında Quebec te dünyaya geldi. Yirmili yafllarının baflında bir fahifle olarak geçirdi i dönemde tuttu u günlük, yarı otobiyografik bir romana dönüfltü ve böylece Fahifle ile edebiyat dünyasına girifl yaptı. 2001 yılında yayımlandı ında tartıflma yaratan ve Medicis Roman Ödülü ne aday gösterilen Fahifle, 2004 te Fransa da tiyatro sahnesine de taflındı. Romandan uyarlanan oyun, Paris te seyirciyle bulufltu. Halen Montreal de yaflayan ve edebiyat ö renimi gören Arcan, Fahifle nin ardından, 2004 te Folle adında bir roman daha yayımladı.

Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı Fahişe Nelly Arcan

Ayrıntı: 447 Yeraltı Edebiyatı Dizisi: 24 Fahişe Nelly Arcan Kitabın Özgün Adı Putain Fransızca dan Çeviren Alev Özgüner Yayıma Hazırlayan Yaşar Avunç Son Okuma Mehmet Celep Éditions du Seuil, 2001 Bu kitabın yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak llüstrasyonu Sevinç Altan Kapak Düzeni Deniz Çelikoğlu Kapak Tasarımı Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Yetiş Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No.: 244 Topkapı/İst. Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım 2005 İkinci Basım 2012 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-436-7 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Cağaloğlu - stanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Fahişe Nelly Arcan Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı

DÖVÜŞ KULÜBÜ EŞ KTEK LER Philippe Djian SON SÜRGÜN Dragan Babic YATAK ODASINDA FELSEFE Marquis de Sade ACEM PEZEVENK Ola Bauer TAVANDAK KUKLA Ingvar Ambjörnsen GÖNÜLLÜ SÜRGÜN Suerte Claude Lucas EROJEN BÖLGE Philippe Djian KOZM K HAYDUTLAR A.C. Weisbecker HAYRAN OLUNASI CASANOVA Philippe Sollers GÖSTER PEYGAMBER KUZEY GÖZCÜSÜ Ola Bauer S S Tristian Hawkins TIKANMA HIRSIZIN GÜNLÜ Ü Jean Genet DEN ZC Jean Genet FLAMENKO NUN Z NDE Duende Jason Webster ODA H ZMETÇ S N N GÜNLÜ Ü Octave Mirbeau GÖRÜNMEZ CANAVARLAR ADSIZ DEVLER Pascal Bruckner ANNEM Georges Bataille ÇARPIŞMA J.G. Ballard YERALTI EDEB YATI D Z S MELEKLER Denis Johnson FAH ŞE Nelly Arcan KAÇAKLAR VE MÜLTEC LER CENNETTE B R GÜN DAHA Eddie Little SEVDALI TUTSAK Jean Genet YALANIN ERDEM Joachim Zelter SA NIN O LU Denis Johnson UYKU Annelies Verbeke GÜNCE ARA BÖLGE William S. Burroughs BEYAZ ZENC LER Ingvar Ambjörnsen BALKON Jean Genet AMER KA MEKTUPLARI Joachim Zelter N NN ŞKENCE BAHÇES Octave Mirbeau BETTY BLUE Philippe Djian SIKIGÖZET M Jean Genet PARAVANLAR Jean Genet ERSK NE N N KUTUSU Kym Lloyd BROOKLYN E SON ÇIKIŞ Hubert Selby Jr. CENAZE MERAS M Jean Genet TEK NS Z YOLDA Jack Kerouac LANETL LER N SAÇ ST L Joe Meno ZEN KAÇIKLARI Jack Kerouac YERALTISAKİNLERİ Jack Kerouac ÇARPIŞMA PARTİSİ BİR DÜŞ İÇİN AĞIT Hubert Selby Jr. SUÇLULUK KİTABI Kym Lloyd ÖLÜM PORNOSU BÜYÜK MAYMUNLAR Will Self LAZZARO, DIŞARI ÇIK Andrea G. Pinketts BİZ RÜYA GÖRÜRKEN Clemens Meyer ÇAMUR KRALININ KIZI Birgitta Trotzig HÜCRE Hubert Selby Jr. PİGME VAHŞİ OĞLANLAR William S. Burroughs ACI DÜŞLER BULVARI Cumhur Orancı YOK EDİCİ William S. Burrouhs

K onufltu um zaman baflkalarına hitap etmeye alıflık de ilimdir, iflte bu yüzden hiçbir fley engel olamaz bana, üstelik sizi flaflkına çevirmeden ne söyleyebilirim ki? Maine sınırında bir köyde do du umu mu, dini bir e itim aldı ımı mı; ö retmenlerimin hepsinin dindar oldu unu, hayatlarını feda ettikleri fley karflısında kendilerinden geçmifl ve katı kadınlar olduklarını, anne diye hitap etmek zorunda oldu um, öncelikle kendilerine sahte birer ad seçmek zorunda olan Julie için rahibe Jeanne ve Andrée için rahibe Anne, ana babaların çocuklarına isim koymadaki, Tanrı nın nezdinde onları uygun bir biçimde tanımlamadaki yetersizliklerini bana ö reten rahibe-anneler olduklarını mı? Baflka ne ö renmek isterdiniz, derslere yetene i olan tamamen normal bir çocuk oldu umu mu, yetiflip

büyüdü üm bu ateflli Katoliklerin köyünde flizofrenlerin fleytan çıkarma yöntemiyle tedavi edilmek üzere papazlara gönderildi ini mi, azla yetinildi inde, iman sahibi olundu unda hayatın bu köyde çok güzel oldu unu mu? Daha baflka ne; on iki yıl boyunca piyano çaldı ımı ve herkes gibi flehirde yaflamak için köyü terk etmek istedi imi mi, o gün bu gündür tek bir nota bile çalmadı ımı ve kendimi barda garson olarak buluverdi imi mi, o zamana kadar beni flekillendiren her fleyi inkâr etmek, bir insanın aynı anda hem e itimini sürdürebilece ini, yazar olmak isteyebilece ini hem de kendini orada burada harcayıp, ilkokulumdaki rahibelerin tarikatlarına hizmet etmek için yaptıkları gibi kendini feda edebilece ini kanıtlamak için fahifle oldu umu mu? Bazı geceler rüyamda ilkokulumu görüyorum, her seferinde piyano sınavlarım için geri dönüyorum oraya ve her seferinde aynı fley oluyor, piyanomu bulamıyorum ve partisyonumda bir sayfa eksik oluyor, oraya yıllardır tek bir nota bile çalmadı ımı ve sanki hiçbir fley de iflmemifl gibi benim yaflımda orada bulunmanın komik oldu unu bilerek dönüyorum ve içimden bir ses baflrahibenin karflısında artık çalamamanın yarataca ı afla ılık duygusundan kurtulmak için bu iflten vazgeçmenin daha uygun olaca ını söylüyor ki çalmıflım ya da çalmamıflım, hiç önemi yok onun için çünkü uzun zamandır asla piyanist olmayaca ımı, ancak piyano çalar gibi yapaca ımı biliyor zaten ve her bo az temizlemenin kıyı bucak her yerde gök gürültüsü gibi yankılandı ı, kırmızı tu ladan bu küçük okulda, bir sınıftan di erine gitmek için sıraya girmek gerekirdi; en kısalar öne ve en uzunlar arkaya, benim en kısa olmam gerekiyordu, neden bilmiyorum ama parola böyleydi, ön sıraları kapabilmek için, en kısalar ile en uzunlar arasında ortada sıkıflmamak için en kısa olmak ve okul açıldı ında, rahibe tüm sene boyunca hiç de iflmeyecek olan sıralamayı yapaca ı zaman kendimi güvenceye almak için elbisemin altında dizlerimi kırardım, çünkü kısa boylu da olsam elbette en kısa olan ben de ildim, biraz daha u raflmam, istedi im yeri güvence altına alabilmek için boyumu biraz daha kısaltmam gerekiyordu; hem sonra yetiflkinleri sevmiyordum, bunların tek bir sözü bile beni a latmaya yetiyordu, iflte bu yüzden

de sadece karınlarıyla iflim olsun istiyordum, çünkü karınlar konuflmaz, hiçbir fley istemez, özellikle de rahibelerin karınları, insanda bir yumrukla zıplatmak iste i uyandıran yusyuvarlak toplar. Bugünse bu kısa olma ihtiyacımdan tamamen sıyrılmıfl durumdayım, hatta yıllarca boyumu uzatmak için topuklu ayakkabılar giydim; ama çok topuklu de il, müflterilerimin yüzüne karflıdan bakabilecek kadar. yice düflünülürse, fazla sayıda annem oldu, baflka bir isme indirgenmifl fazla sayıda flu sofu modellerinde ve belki de bunlar isimlere bu kadar susamıfl Tanrılarına inanmıyorlardı ya da tam anlamıyla diyelim; belki de aileleriyle ba larını koparmak için, dünyaya gözlerini açmalarına yol açan eylemi unutturmak için bir bahane arıyorlardı sadece, sanki Tanrı onların nereden geldiklerini, bir anneden ve bir babadan geldiklerini bilmiyormufl gibi, sanki Tanrı Jeanne ları ve Anne larının gerisinde neyi saklamaya çalıfltıklarını göremezmifl gibi, anne babalar tarafından aksi bir tesadüfle seçilmifl flu adları yani; orada çok fazla böyle annem oldu ama kendi annem, ço unlukla uyudu u için benimle konuflmayan annem, uykusunda benimle ilgilenmeyi babama devreden annem pek yoktu yanımda. Örtülerin altındaki bedeninin biçimini ve yastı a kıvrılmıfl bir kedi gibi ancak yarısı dıflarıda kalan baflını hatırlıyorum, yavaflça yok olan bir anne enkazı; varlı ının görülmesi için, onu örten örtülerden ayırt edilebilmesi için sadece saçları vardı ve bu saçlar dönemi yıllarca sürdü, üç dört yıl belki de, sizin anlayaca ınız bana öyle geliyor, benim için Uyuyan Güzel dönemi oldu bu, annem karanlık bir yafllılık sergilerken ben tam anlamıyla ne bir çocuk ne de bir ergendim, saçların renk de ifltirmeye baflladı ı, kasıktaki sapsarı ayva tüylerinin arasında hiç fark ettirmeden iki üç siyah kılın bitti i flu ara dönemdeydim ve biliyordum ki tam olarak uyumuyordu, yarı uyur bir haldeydi, günlük günefllik odasında, fazlasıyla mavi, fazlasıyla kare çarflafların altında kazık gibi yattı ını görüyorduk, yata ını çevreleyen dört büyük pencereden ıflık huzmeleri vuruyordu kafasına; peki söyleyin bana, kafasına günefl ıflıkları vururken bir insan 9

nasıl uyur ve uyurken odanın bu kadar aydınlık olması ne ifle yarar? kide bir kımıldamasından, kendisiyle birlikte çarflafların altında gizli, bilinmeyen bir sebeple beklenmedik bir anda inlemesinden uyumadı ını anlıyorduk zaten. Bir de uyumayan ve Tanrı ya inanan babam vardı, zaten bundan baflka da bir fley yapmazdı, Tanrı ya inanmak, Tanrı ya dua etmek, Tanrı yla konuflmak, herkes adına beterin beterini öngörmek, Kıyamet Günü ne hazırlanmak, akflam yeme i sırasında haberleri izlerken insanları kınamak; Üçüncü Dünya dakiler açlıktan ölürken, derdi her seferinde, burada böyle rahat rahat, bolluk içinde yaflamak ne utanç verici; sevmifl oldu um ve karflılı ında da beni sevmifl olan babam vardı anlayaca ınız, iki kiflilik, hatta üç kiflilik sevgi verdi bana, beni öyle sevdi ki dıfltan gelen bu sevgi seli karflısında özsaygıya sı ınmak nankörlük olurdu, neyse ki beni ondan korumak, enerjisini baflka yerlere, cennetin uzak köflelerine yönlendirmek için Tanrı ve Üçüncü Dünya vardı; bir pazar günü, annem yata ında yatarken, biz ikimiz kilisede tahta sırada yan yana oturmufltuk, o ve ben en öndeki sıralardan birinde, her zamanki gibi dümdüz ıflık huzmeleri halinde vitraylardan geçen ve sahına vuran günefl ıflınlarına bakıyorduk; mayasız ekme i yutmam gerekirken avcumda tutmaya devam ettim, sonra cebime atıp odama getirerek, yata ımın altında sakladı ım bir kitabın sayfaları arasına yerlefltirdim, her akflam, hâlâ orada oldu undan emin olmak için kitabı açıyordum, küçücük, yuvarlak, beyaz ve dayanıksızdı, öyle ki bir fley içerdi inden pek emin de ildim, Tanrı bunun içinde bulunmak için neden kendini alçaltsındı ki ne kolaycılık ve sonraki pazar günü ayine gitmeden önce, ekme i babama gösterdim, onu da suç orta ım yapmak istiyordum, yaptı ıma bak baba, yapmadı ım fleye iyi bak, ve sizi temin ederim beni neredeyse dövüyordu, bu bir günah dedi bana; o gün insanların, kınanması gerekenlerin tarafında olabilece imi anladım, anladım ki orada kalmalıydım. Bir de kız kardeflim var, hiç tanımadı ım bir ablam çünkü benim do umumdan bir yıl önce ölmüfl, adı Cynthia ydı ve çok küçükken öldü ünden hiç gerçek bir kiflili e sahip olmadı, kısacası babamın hep 10

söyledi i fleydi bu, sekiz aylıkken gerçek bir kiflili e sahip olunamaz; özelliklerin, kendine özgü bir gülümseme, anne deme tarzının oluflması için zaman gerekir, anne babaların etkisinin kendini hissettirmesi için, okul avlusunda onun da ba ırması, dedi i olsun diye onlar gibi ba ırması için en azından dört befl yıl geçmesi gerekir; kız kardeflim oldum olası ölü ama hâlâ aile masamızın üzerinde süzülüyor, kendisinden söz edilmeden orada büyüdü ve yemeklerimizin sessizli inde yerini aldı, babamın Üçüncü Dünyası o, olamadı ım her fleyi benden devralan ablam benim, ölümü tüm gelecekleri önüne sererek ona her türlü olana ı sundu, evet, flu ya da bu olabilirdi, doktor ya da flarkıcı, köyün en güzel kadını, ne istenirse olabilirdi çünkü öldü ünde küçücüktü, kendisini flu ya da bu yönde tanımlayacak tüm iflaretlerden yoksundu, öldü ünde ne bir be enisi ne de hayata karflı bir duruflu vardı ve e er o yaflasaydı ben do mayacaktım, iflte çıkarmam gereken sonuç bu oldu, onun ölümünün bana hayat verdi i; ama bir mucize sonucu, anne babamızın tek bir çocuk sahibi olma planlarına ra men ikimiz de yaflayabilseydik, flurası kesin ki ona benzerdim, tıpkı onun gibi olurdum, çünkü o en büyük olacaktı; çünkü büyüklük sıralamasının sa lamlaflması için bir yıl yeter. Cynthia dan hiç söz etmem çünkü hakkında söyleyebilece im hiçbir fley yok; ama adını fahiflelik adım olarak kullanıyorum ve bofluna de il, bir müflteri bana her seslendi inde, ölülerin arasında andı ı o oluyor. Sonra benim hayatım vardı, tüm bunlarla hiçbir ilgisi olmayan hayatım, ne annemle ne babamla ne de kız kardeflimle; kız arkadafllar ve müzikle, aflk acıları ve son moda saç kesimleriyle, sonuç karflısında a lama krizleri ve buram çok iri, fluram çok küçük korkuları, kendinden daha güzel bir kız arkadafla sahip olma kaygılarıyla geçen ergenlik; yetiflkinlik döneminin bafllangıcına kadar on yıl süren bir huzursuzluk yafladım, sonra büyük flehir ve üniversite oldu hayatımda. Hayatımda ilk kez bir dairede yalnız baflımaydım, bir de difli siyam kedim vardı, yalnızlıktan bunalmayayım, birbirimize yetebilelim diye düflün müfllerdi kuflkusuz, aynı yata ı paylaflalım, alıflkanlıklar gelifl- 11

tirelim, sevgi ihtiyacımızı ve baflka küçük ihtiyaçlarımızı giderebilece imiz bir ekosistem kurabilelim diye annemle babam hediye etmiflti onu bana, insanı sıkbo az eden yenilikler dünyasının tek de iflmez unsuruydu o; uyku konusundaki sebatı, olasılık fazlalı ının, metrodaki fazla sayıda aktarmanın insanı bunaltabilece ini anlamamı sa ladı; adı Zazou ydu ve flaflı flaflı bakan, bu flaflılıktan dolayı daha da mavi görünen, benimkiler gibi masmavi gözleri vardı, orada, aya ımın altında bulunması yüzünden, bir tek bu sebepten her an çarpıp durdu um Zazou; babam dairenin her odasına kutsatmayı ihmal etmedi i salı bir haç yerlefltirmiflti, salı haçın kutsanmıfl olması çok önemlidir diyordu, aksi takdirde Tanrı dan soyutlanma ve iskelete dönüflme tehlikesi taflır, birçok insan haçı inanmadan taflıyor; haçı estetik bir amaçla taflıyorlar çünkü bugün nesnelerin, arabaların, dinin güzellefltirilmesine kafa yoruluyor sadece ve babam dairemin duvarlarına haçlar koyduysa, bu daha çok beni denetlemeyi sürdürebilmek ve ziyaretçileri kendi varlı ından haberdar etmek içindi: sa nın bu bir deri bir kemik bedeni aracılı ıyla benim duymayaca ım hiçbir fley söylenmeyecek, benim görmeyece im hiçbir fley yapılmayacak; ben Tanrı olarak bir ölüye sahip olunabilece ini asla anlamadım. Babam büyükflehirden tiksindi ini söylemekten hiç vazgeçmezdi, çünkü kınanacak fazlaca fley var; fahifleler, homoseksüeller, zengin ve ünlü insanlar, ayrıca ekonominin egemenli i ve güçlünün yasası, farklı olmayanların çöküflü, dillerin ve mimarinin karmaflası, ilkbaharın çamuru ve modern binaların çirkinli i; bir kilise cephesi nasıl olur da bir üniversite girifli olarak kullanılabilir diye de sinirleniyordu, sanki benim bununla bir ilgim varmıflçasına; kutsanmamıfl haçlar gibi, Tanrı dan soyutlanmıfl, güdüklefltirilmifl bir kilise ve nasıl oluyor da üniversite binaları striptiz kulüpleriyle dip dibe oluyor, e itim ile fuhufl arasında bir adımlık mesafe varsa, ne olacak bu dünyanın hali? Üstelik bu do ru, bilimsel olarak da kanıtlanabilir, derslerimizin ço unu gördü ümüz binaya bir kilise cephesinden giriliyor, gelecek nesillere miras kalsın diye korunmufl ve restore edilmifl bir cephe bu, çünkü göze hofl geliyor ve sınıf pencereleri çıplak dansözlerin sahneye çıktıkları barlara, diflili in sergilendi i pembe neon- 12

lara bakıyor; dersler boyu izledim durdum seks emekçilerini, bu isim ne bulufl ama, dünyanın en eski mesle ine, toplumsal görevlerin en eskisine duyulan minnettarlı ı hissettiriyor insana, hamur üzerinde çalıflıldı ı gibi seks üzerinde de çalıflılabilece i fikrini seviyorum; zevkin bir çaba olması, bile inin hakkıyla elde edilebilece i, gayret gerektirdi i ve bir ücret hak etti i, sınırlamaları ve standartları olması gerekti i fikrini. flin en çarpıcı yanı ise, ö renciler ile fahiflelerin iç içe yaflamalarında rahatsız edici hiçbir fley olmamasıydı; kaçamayaca ı fleylere çabuk alıflıyor insan, onların ders notlarımızı istila etmek için soka ın öbür tarafından akın akın gelmelerine alıflıyor; ama bu yakınlı ın benim üzerimde etkileri oldu, soka ın öbür tarafı daha a ır bastı bende, hadi söyleyin, bunca zevkin karflısında hangi teori dayanabilir? Zaten kimse beni tanımıyordu ve ilkbahar doludizgin hükmünü sürmekteydi, ilkbaharda harekete geçmek, boynunu ipe uzatmak kaçınılmaz olagelmifltir hep, köyümden sıyrılma fırsatı çıkmıfltı karflıma böylece ve ben bundan dolayı mutluydum. Fahiflelik yapmak kolay oldu benim için çünkü bana bir isim bulmakla, girifl çıkıfllarımı düzenlemekle, neyi nasıl yapmam gerekti ini, ne demem ve susmam gerekti ini bana söyleyecek bir denetleyici tayin etmekle yükümlü bir toplulu a, baflkalarına ait oldu umu hep bildim ben; en küçük, kamıfl kaldırma konusunda en yetenekli oldu umu bildim hep; o sırada bir barda garson olarak çalıflmaya bafllamıfltım bile, bir tarafta fahifleler vardı, di er tarafta müflteriler, bana gerekenden fazla bahflifl veren, kendilerineyse gerekenden fazla ilgi gösterilmesini isteyen müflteriler; yavaflça, kendili inden, bir belirsizlik olufltu, onlar beni kullandı, kuvvetle itildi imi hissetti im yöne do ru gitmeye karar vermeden aylar önce de ben onları; bugün tekrar bunu düflündü ümde, baflka seçene im yoktu gibi geliyor, benim fahifle olaca ım önceden belirlenmiflti ve ben fahifle olmadan önce de öyleydim; eskort ajanslarının sayfasını bulmak için ngilizce yayımlanan Gazette adlı günlük gazeteyi karıfltırmam yeterli oldu, telefon numarasını almam ve bir numarayı, Montréal in en önemli ajansının numarasını çevirmem yeterli oldu; telefondaki ses ajansın sadece en iyi eskortları ifle aldı ını ve en iyi müflterileri kabul etti ini söylüyordu, 13

demek ki en genç kadınlar ile en zengin erkekler bir araya gelmekteydi; erkeklerin zenginli i kadınların gençli iyle at baflı beraber gitmifltir hep, bu iyi bilinir; ben de çok genç oldu um için hemen ifle alındım, beni gelip evimden alarak hiç vakit geçirmeden bir odaya soktular ve arka arkaya befl altı müflteri kabul ettim, ilk bafllayanların her zaman çok tutulduklarını söylediler bana, güzel olmak zorunda bile olmadıklarını; bu ifli ömrüm boyunca yapmıfl oldu um duygusuna kapılmam için bu odada tek bir gün geçirmek yetti bana. Bir anda yafllandım ama çok da para kazandım, suç ortaklı ının mümkün, hatta tehlikeli oldu u kız arkadafllar edindim çünkü bu suç ortaklı ı kayna ını ortak bir nefretten, müflterilere duyulan nefretten alıyordu; ama fahiflelik sınırlarını terk edince tekrar normal, sosyal, birbirini hasım olarak gören kadınlar haline dönüyorduk. Sonra ben hızla yafllanmaya koyuldum, birbiri ardınca gelen müflterilerin önünde, tüm vaktimi geçirdi im bu odada böyle diz çökmüfl bir durumda kalmamak için bir fleyler yapmam gerekiyordu, üstüne üstlük hiç konuflmayan bir adama analiz için gidiyordum, onun divanına uzanmayı istemifl olmam da amma parlak fikir ha, oysa gün boyu yaflını baflını almıfl, babam olabilecek adamlarla bir yata a uzanmam gerekiyordu zaten, bu analiz bir yere varmadı ından, adamın sessizli i karflısında ve söyleyeceklerimi do ru dürüst dile getirememe korkusuyla kilitlenmifl bir halde konuflmayı da beceremedi imden onunla görüflmeyi kesmek ve bunca ısrarla konuflmamıfl oldu um fleyi yazmak, yakamı bırakmayan ve beni fahifleli in taflkınlı ına sürükleyen bafltan çıkarma arzusunun, ötekinin benden bekledi i gibi olma arzusunun gerisinde neyin yattı ını nihayet dile getirmek istedim ve yazdı ım zaman be enilme ihtiyacı baskın çıkıyorsa hep, artlarında yatan fleyi sözcüklerle gizleme gere indendir, baflkaları tarafından okunsunlar diye de, do ru sözcükler olmamaları için birkaç sözcük yeterlidir. Üstesinden gelmek zorunda oldu um fley yazdıkça daha da güçlendi sadece, çözülmesi gerekli olan fley giderek daha da karıfltı; ta ki dü üm, bitmez tükenmez ve yabancılaflmıfl yazımın özünün, uyuyan bir anne ile dünyanın sonunu bekleyen bir 14

baba arasında hayatta kalma mücadelemin do du u dü üm tüm alanı kaplayana kadar. Bu kitabın tamamı bu nedenle ça rıflımlar üzerine kurulmufltur, aynı fleyleri yineleyip durma ve ilerlemenin olmayıflı bu nedenledir, utanç verecek kadar özel oluflu bundandır. Sözcükler sadece kafamın içinden geçiyor ve sayıca çok azlar, babam, annem ve kız kardeflimin hayaleti, bir de kaybolmamak için tek bir kamıfla indirgemek zorunda oldu um yı ınla müflterim. Ama bu kitap benim en özel yanıma seslense bile, aynı zamanda evrensel, arkaik ve yaygın olma özelli i de var; hiç iflinin olmadı ı yerde, hiç istenmedi i yerde, her tarafta ortaya çıkan, kendisini yineleyen ve kendisine yol bulan birkaç zorbalık düzeninin, iki üç önemli kiflinin kapanına kısılmıfl de il miyiz hepimiz? Kadın saplantımın onur kırıcı oldu unu, bunun hep aynı nakarat oldu unu söylerler sık sık; onlara kibarca gülümsememek ve sürüyle erke in kamıflını kaldırmayı baflardıklarında onları alkıfllamamak neden, ben de bir kadın, üstüne üstlük bir fahifle de il miyim, onlara bir flans veremez miyim? Do ru, kadın düflmanlı ının sırf erkeklere özgü olmadı ının kanıtıyım ben, e er onları larvalar, flirineler, orospular diye adlan dırı yorsam, bu daha çok onlardan korktu um için; çünkü benim cinsiyetimi reddediyorlar ve onlara sunacak baflka bir fleyim yok, çünkü beni yerime, olmayı istemedi im mevkilere geri yollama tehdidi barındırıyorlar içlerinde daima. Kadınların yazdıklarını sevmiyorsam, bunun nedeni onları okurken kendi konufl mamı duyar gibi olmam; çünkü beni kendimden kopar ma yı beceremiyorlar, belki de yazdıklarında onlara özgü, anında tiksinti duymayaca ım, hemen kendime atfedeme yece im bir fleyler oldu unu kabul etmek için fazlasıyla yakınım onlara. Hem sonra kendilerine yazar diyebildikleri için kıskanı yorum onları, hepsini aynı düflünmeyi tercih ederdim, kendimi düflündü üm gibi düflünmeyi, flirine olarak, orospu olarak. Ama bana aldırmayın siz, nihayet büyüyene kadar, okumaya cesaret edemediklerime yetiflene kadar yazaca ım. 15

E vet, hayat beni zorladı, düfl görmedim, yata ımdaki, a zımdaki bu adamlar, binlercesi; bedenimdeki, yüzümdeki, gözlerimdeki spermlerini ben uydurmadım, her fleyi gördüm ve her gün ya da hemen hemen her gün bu böyle sürüp gidiyor hâlâ; adamcıklar, onların kamıflları yalnızca, ne için kalktıklarını bilmedi im kamıflçıklar çünkü benim için kalkmıyorlar, asla benim için olmadı, orospulu um için sadece, bu ifl için, kamıflları emmek, ebediyen onları boflalta cak mıflım, içlerindeki her fleyi bir seferde dökmelerini sa layacakmıflım gibi birbiri ardına gelen bu kamıflları tekrar tekrar emmek üzere burada oldu um için; hem sonra, bu boflalmalarda benim hiçbir önemim yok zaten, benim yerime baflka biri de olabilirdi, cin- 16