Tevfik Fikret in Kullandığı Edebi Sanatlarına Genel Bir BakıĢ

Benzer belgeler
*Edebi Sanatlar ve Örnekleri Mecaz. Teşbih

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

TEŞBİH(BENZETME) Bir sözün anlamını kuvvetlendirmek için aralarında benzerlik bulunan iki şeyden zayıf olanı güçlü olana benzetilmesidir. İhtiyar adam

Eyup AKŞİT. arapcadersi.com

DİVAN EDEBİYATINDA SANATLAR. Teşbih

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

TÜRK İSLAM EDEBİYATI

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

DOI: /fsmia

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

,., 204 Kekemelik. ; u ; a m a ::.':.::r.'.i204

Metin Edebi Metin nedir?

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

I. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

KALIPLAŞMIŞ KELİME ÖBEKLERİNDE ANLAM

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

5. SINIF TÜRKÇE YILLIK PLANI

Yazı Menu. - Teşbih. - İstiare. - Kinaye. - Mecaz-ı Mürsel. - Teşhis. - İntak. - Tecahül-i Arif. - Hüsn-i Talil. Söz Sanatları (Edebi Sanatlar)

gösteren gösterilen biçim anlam

Gencmevtoo Sözlük. Gencmevtoo Terimler Sözlüğü

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Müdürlük Seçme Sınavlarına Hazırlık El Kitabı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

4. Demiryolu ile tren arasındaki ilşki vapur ile aşağıdakilerden hangisi arasında vardır? A) Karayolu B) Gökyüzü C) Denizyolu D) Yeraltı

EDEBİYAT. Noktalama İşaretleri

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

O zaman gördü ki, küçük çocuk, memleketlisi, minimini yavru ağlıyor. Sessizce, titreye titreye ağlıyor.

Bu bölümde, bir edebî metinde sözlerin gerçek anlamlarıyla ilgili sanatlar yer alır. 1. İham

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

divan edebiyatı Aruz ölçüsü

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

NOKTA (. ) - Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur. Kaçmayı namusuna yediremiyordu.

ALTININ DEĞERİNİ SARRAF, KELAMIN DEĞERİNİ ERBAP ANLAR!.. - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kafiye, en az iki mısra sonunda. anlamı ve görevi ayrı, yazılışı aynı iki sözcük arasındaki ses benzerliğidir.

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

AHMET TURAN SİNAN, TÜRKÇENİN DEYİM VARLIĞI, KUBBEALTI YAYINCILIK, MALATYA 2001, 516 S.

İşte sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı bu anlama mecaz anlam diyoruz.

FİİLDE YAPI. Basit Fiil Türe iş Fiil Birleşik Fiil. Yardı ı Fiille Kurulanlar. Anlamca. Kurallı Birleşikler

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

SOMUT VE SOYUT NEDİR?

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

EDEBİYAT BİLGİ VE KURAMLARI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

ç- Karşıt (Zıt) Anlamlı Sözcükler: İçerdikleri anlamlar açısından tezat içeren sözcüklerdir. Örnek: ileri geri, sık seyrek, iyimser kötümser

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

Azrail in Bir Adama Bakması

ezberbozan Sözel Man k KPSS Ders Notları serisi KPSS özetlenmiş içerik pra k bilgiler kri k notlar ilgi çekici görseller en güncel veriler Eğitimde

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

EDEBİYAT BİLGİ VE KURAMLARI

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

Kur an ın Özellikleri

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

ı ı ı ıı ıı ıı ı ı ı ğ ş ı

ö ğ ğ ğ ö ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ İ ğ ö ğ ğ ğ İ ğ ğ ğ ğ ö ö ö ğ ğ ğ ö ö

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ

Mecazlar. mecaz vardır? 1. Benzetme (Teşbih)

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

LİSE ÖN LİSANS. Konu Anlatımlı TEK KİTAP. Genel Yetenek Genel Kültür KPSS 2018 ÖNCE BİZ SORDUK. 120 Soruda 85 Soru

Sözcükler Arası Anlam İlişkileri

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İLAHİYAT 3. SINIF - 1. ÖĞRETİM DERS ADI ÖĞRETİM ELEMANI BÖLÜM SINIF ÖĞRETİM GRUP FARSÇA I DOÇ. DR. DOĞAN KAPLAN İLAHİYAT HADİS TENKİDİ PROF.

İ Ş Ğ ç ğ ç İ İ ğ ğ ç ç ç ç ğ ğ ğ ç ç ğ ğ

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER

1. BÖLÜM. Þiirin Anlamsal Özellikleri

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz:

Yabancı Ad, Unvan ve Deyimlerin(Terimlerin) Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin Kanun

TÜRK EDEBİYATI 9 SINIF II. DÖNEM II. YAZILI SINAVI SORULARI

İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ

PROF.DR. MUSTAFA İSEN İN ÖZGEÇMİŞİ VE ESERLERİ

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

KONU: SORU İŞARETİ(?) ÜNLEM(!) KISA ÇİZGİ(-) ÜÇ NOKTA(...) HAZIRLAYAN Burcu OLGUN TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ (İ.Ö)

Transkript:

Tevfik Fikret in Kullandığı Edebi Sanatlarına Genel Bir BakıĢ الباحث: عمار هملي Tevfik Fikret'in kullandığı edebi sanatlar hakkında çeşitli kaynaklardan istifade ederek ayrıntılı bilgi vermeye çalıştık. Çoğunluğu Osmanlı Türkçesiyle yazılmış kaynaklarda, edebi sanatlar hakkında neredeyse her müellifin farklı malumatları ve yaklaşımları olduğunu gördük. Buna karşılık, verilen örnekler ya birbirinin aynisiydi veya örnek, hiç açıklanmadan geçilmişti. Bu tezatlar, bizi Tevfik Fikret'e en yakın dönemin malumatlarına daha fazla kıymet vermeye yöneltti. Recaizade Mahmut Ekrem, Talim-i Edebiyat adlı eserinin Tezyinat-ı Üslup bölümünde, edebi sanatları iki ana bölüme ayırır: enva-ı mecaz ve sanayi-i lafziyye. Recaizade'den sonraki dönemlerde de gerek yerli gerek yabancı pek çok sanatçının tasnifini görürüz. Pek çok araştırmacının kabul ettiği diğer bir tasnif, edebi anlatımı, ilm-i maani, ilm-i beyan ve ilm-i bedil şeklinde üçe ayırır. Üslup ilmi de diyebileceğimiz ilm-i maani, kelimeler ve cümlelerle anlatım arasındaki münasebetin, mukteza-yi hal ve mekana uyma yollarını öğretir. Beyan ilmi, mecazlar ve teşbih, istiare, kinaye, ta'riz gibi mecaza dayalı sanatlarla ilgilenir. Bedil ilmi ise anlatımı tezyin eden mecaz dışı sanatları öğretir. Başlangıçta bir ayrım gözetilmeksizin söz sanatlarının pek çogu için müşterek bir ad olarak kullanılmış, daha sonraları sanayi-i maneviyye ve sanayi-i lafziyye şeklinde ikiye ayrılmıştır. Buna göre tevriye, tenasüp, leff ü nesr, tezad, tekrir, mübalaga, hüsn-i ta'lil, tecahül-i arif, terdid, tedric, rücu, kat' gibi sanatlar,sanayi-i maneviyyedendir. Cinas, kalb, seci, iştikak, telmih, aks, tedvir sanatları ise sanayi-i lafziyyedendir. 1 Yaralandığımız kaynaklardan farklı olarak aliterasyonu edebi sanatlara dahil ettik. Bunu da yeknesak diyebileceğimiz neredeyse hiçbir manzumesi bulunmayan Rübab-i Şikeste'nin, müzikal ve pitoresk (tasvir gibi) durusunda yakaladığımız ses tekrarlarına ve diğer ahenk sağlayıcılara dayanarak yaptık Önce bir tanım yapıp varsa edebi sanatın bölümlerini gösterdik ve ilgili örnekler verdik. İhtilaflı bir meseleyle karşılaştığımızda klasik tanım ve örneklerle yetindik. Daha iyi anlaşılmasını sağlamak için farklı müelliflerin farklı örneklerinden yararlandık. Bazılarını günümüzden veya günümüze yakın sanatçılardan seçerek edebi sanat kullanımının sadece eskiye ait olmadığını, edebi zevke uygun görülenlerin hala sanattaki varlığını devam ettirdiğini göstermeye çalıştık. Edebi sanatları daha kolay ulaşılmasını sağlamak üzere alfabetik olarak sıraladık. Tespit ettiğimiz sanatların miktarı ve bunun Tevfik Fikret'in sanatında ne gibi anlamlar ifade ettiğine dair değerlendirme ve yorum yaptık 1. A. ALĠTERASYON Bir beyit, mısra veya cümlede ayni ses, harf veya hecelerin anlamı da etkileyecek bir ahenk oluşturmak amacıyla tekrarlanması sanatıdır. Ey debdebeler, tantanalar, sanlar, alaylar Katil kuleler, kal'ali, zindanlı saraylar 149

B. CĠNAS Yazılış ve söylenişi aynı, anlamları farklı iki sözcügü bir arada kullanmaktır. Buna tecnis (cinas yapma) denir. Cinas, lafzi sanatlardandır. Kulakta veya gözde yahut bunların her ikisinde hoş tesir birakıp lisanı süslemek için kullanılır; ancak mana ile tamamen ilgisiz değildir. Meclis-i erbab-i dil bir lahza sensiz olmasın Hürmetın ınkar eden alemde hürmet bulmasın ( Neri ) C. HÜSN-I TALĠL Anlatıma güzellik vermek için bir olayı hayalı ve gerçek nedenden daha güzel bir nedenle oluyormuş gibi gösterme sanatıdır. Olayın gerçek nedeni inkar edilip, onun yerine heyecana uygun, yeni, kesin bir yargı ortaya konur. Tabii olmayan bu sebebe öncelikle sanatçının inanması gerekir. Eğer bu sebep "acep, mi, midir?" ifadeleri kullanılarak şüphe ile söylenmişse "sıbh-ı hüsn-i talil" denir. Pis ü pesınde sevk ile m-mat olup gider Sayen de sana bencileyin müptela mıdır? 1 ( Nahifi ) Ç. ĠKTĠBAS ve TAZMĠN İktibas, "kor" anlamındaki "kabs" kelimesinden türemiş olup "ateş yakmak için bir yerden kor almak" manasındadır. Edebiyattaki manası, anlamı pekiştirrnek için ayet, hadis, ya da bunlardan parçaları beyitte veya mısrada kullanmaktır. Yapılan iktibasın, ayet veya hadis olduğundan bahsedilmez. Hak-ı payın oldugum gördü dedi katır rakıb Tas ile bairin döğüp "Ya leyteni küntü türab" 1 D. ĠLTĠFAT Sözlük anlamı, "dönmek, yüzünü başka yöne çevirmek"tir. Edebiyattaki anlamı, söz arasında, o anda doğan bir duygunun etkisiyle konu dışına çıkmadan sözü, hitab edilen kişiden bir başkasına yöneltmektir. Canlı veya cansız bir varlığa yöneltmek de iltifat sayılır. Hareket noktası, heyecandır ve en etkilisi, budur. Hitaba bağlı olmayan iltifatlar da vardır. Bunlarda, fiilin üslubun da değişme olur. Evet yiğitler, evet... feda-yı nefs ediniz. Vatan yolunda feda-yı hayat eden, ölmez. Kadınlar ağlamayın, çünkü her giden ölmez 1. E. ĠRSAL-Ġ MESEL Fikri, konu ile ilgili atasözü veya tanınmış bir sözle aydınlatma, örneklendirme sanatıdır. Genellikle ilk dizede fikir söylenir, ikinci dizede örnek verilir. "A.let iģler, el övünür" Derler, her söze kanmayın ĠĢitin de inanmayın 1. F. ĠSTĠARE (Eğretileme) Teşbihin iki temel unsurundan benzeyen ve benzetilenin sadece biri söylenip söylenmeyen kısmın kastedilmesiyle istiare oluşur. Teşbihin en öz şeklidır. Lügat manası, " Birinden iğretiı bir şey isteyip almak." şeklindedir. Edebiyatta, " Bir kelimenin manasını, muvakkaten diğer bir kelime hakkında kullanmaktır." Sözcük, kendi manasında kullanılmaz, mecazlıdır. Mesela ebeveyn, çocuğunu "meleğim, çiçeğim, 150

balım" gibi sözlerle sever. Gerçekte hiçbir çocuk melek veya çiçek değildir. İstiare "alakası teşbih olan mecazlar" şeklinde de tarif edilir. Başka alakası bulunanlara da mecaz-ı mürsel denir 1. G. ĠġTĠKAK Aynı kökten türemiş birden fazla sözcüğü, bir dize veya beyit içinde, lafzı süsleme amacıyla kullanmaktır. Osmanlıca içindeki Arapça kelimelerin müştakları ve aynı kökten pek çok kelime türetilmesi iştikak sanatını yaygınlaştırmıştır. Özellikle Arapça ve Farsça kelime kullanmanın münevver olmakla paralel sayıldığı Divan edebiyatında, birbirinden türeyen kelimeleri bir arada sarf etme çabasının çok yoğun olduğunu görüyoruz. Hala o cehalet o tedhül o techil 1 ; H. KAT' Sözü, etkisini artırmak için, arkası kendiliğinden anlaşılacağı ve susmanın söylemekten etkili olacağı bir noktada kesmektir. Bu yüzden kesintili sanatlardandır. Şairler, sözlerinin sonunu okuyucunun muhayyilesine bırakıp öncekinden daha beliğ bir şekilde meramını anlatmak ister. Ey mader-i hıcran-zede, ey hemģer-i muber; Ey kimsesiz avare çocuklar...hele sizler; Hele sizler... 1 Ġ- LEFF Ü NESR Bir beyit içinde, birinci dizede en az iki şeyi söyleyip ikinci dizede bunlarla ilgili benzer veya karşıt kelimeleri kullanmaktır. Buna göre her leff ü nesrde tenasüp vardır. Lügatte, "toplamak ve yaymak" demektir. Birbirine karşılık olan lafızların sıralanması, bu sanatın sınıflandırılmasını gerektirmiştir. Gah gülsen olursun dile gahı külhan. Cennet mi cehennem mısın ey alem-i aģk 1. I- MECAZ Lügatte "geçilip gidilen yer" anlamındadır. Edebiyatta ise, bir kelimenin bir münasebetle kendi asıl manasından başka bir manada kullanılmasıdır. Bu münasebet, benzerlik yönünden ise, teşbih ve istiare hasıl olur; başka türlüyse mecaz-i mürsel oluşur. Mecaz, lisanın süsüdür. Ancak hislerin ve heyecanların ifadesinde tabii hal kaybedilmemelidir. Mecazların bütün kıymeti, itidal dairesinde bulunmalarındadır. Ki cevu gusuna, pür-nes' e baģka bir odadan Gelip döküldü Haluk'un seda-yı bı-dan 1. (Yarın, T. Fikret) J. MECAZ-I MÜRSEL Bir sözü, benzetme amacı gütmeden, gerçek anlamı dışında bir anlamda kullanma sanatıdır. Kelimeler arasında benzerlik ilgisi olmaması yönüyle teşbih ve istiareden ayrılır. Mecaz-ı mürselde, benzetme ilgisi yerine başka alakalar görürüz: Bir fazla tabak, sofrayı bir dağ gibi ezdi 1. 151

K. MÜBALAĞA Bir şeyi tarif ve tasvir ederken ya olduğundan fazla veya eksik göstermektir. Eskiler buna "habbeyi kubbe, kubbeyi habbe yapmak" der. Mübalağa, nükteli ve zarif olmalıdır. Maksat, hakikatı değiştirmek değil, bütün şiddetiyle ifade etmekiır. Bu yöneliş, zevk-i selime uygun olmalıdır. Aşırılığın derecesine yanı makbul olup olmamasına göre mübalağa tebliğ, ığrak ve ğulüvv adlarıyla üçe ayrılır: Tebliğ : Akla ve göreneğe uygun olup en makbul mübalağadır. Tebliğ, okuyucu veya dinleyici üzerinde hayal gücünü oksayarak tesir bırakır. Iğrak : Akla uygundur,göreneğe aykırıdır, makbule yakın kabul edilir. Ğulüvv : Akla da göreneğe de aykırıdır, makbul sayılmaz. Ezdin basınla taģları, yendin denizleri; Tuttun elinle berki, o gurrende ejderi Tuttun ve bağladın... 1 L. NĠDA Şairin, çok duygulanması ve heyecanlanması sonucu "Ey, eya, hey!" gibi ünlemlerle seslenmesi sanatıdır. Bundan dolayı nida, tekrir ve teşhis sanatlarıyla birlikte kullanılır. Ya Rab ne demdi ah! o dem-i inģirah-i tam Ya Rab ne sebdi ah! o seb-ı vuslat ibtisam Ey hak, yasa; ey sevgili millet, yaģa... varol! 1 M. RÜCU Söylenen bir sözü bir nükteden dolayı geri alıp, daha güçlü bir düsünceyi söylemektir. Sözlük anlamı "dönmek"tır. Şair, ilk söylediği sözden döndüğünü "yok öyle değil, galat ettim" gibi sözlerle belirtir. Ben olaydım bu...yok, ınanına sakın! Ġnci olsam, denizden ayrı emam 1 ( Tevfik Fikret) N. TECAHÜL-I ARĠF Herkesçe bilinen bir gerçeği, bir nülcreye dayanarak bilmez gibi söylemektir. Türlü nedenlerle dolaylı yoldan anlatma söz konusudur. Yanı söze mecazı bir anlam kazandırılır. Bir anlam inceliği oluşturmak için başvurulan bu sanatta hayret, övme, aşağılama, küçük görme, yüceltme gibi nedenlerden biriyle mutlaka bir nükte yapılmış olması gerekir. Kimisinde överken veya yererken mübalağa yapılması da tecahül-ı arıf sayılır. Cümleler soru cevap şeklinde düzenlenir. Önünde nur-i tecella mıdır nedir bilmem ġu berk uran o dil-i aram mıdır nedir bilmem 1. O. TEDRĠC Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir hayalı, tasavvuru, heyecanı ifade ederken onları, önem derecelerine göre artarak veya azaltarak tertib etmektır. Yer şekillerinden bahsederken önce dağları, sonra tepeleri söylemek, bir ormandan sonra küçük bir ottan bahsetmek veya bir çadırdan sonra apartmanı söylemekle tedric yapılmış olur. Fikir ve hislerin türüne ve mahiyetine göre ifade bazen alçalır bazen yükselir. Aşağıdan yukarıya doğru ifade yükselerek sıralanıyorsa "tedric-i said" denilir 1. 152

Ö- TEFRĠK Birinin üstünlüğünü vurgulamak amacıyla, ortak özellikleri bulunan iki şey arasındaki ayrımları gösterme sanatıdır. Tefrik; övme, yerme gibi maksatlarla yapılır. Şair, öveceğı veya yereceğı şeyi daha iyi ifade edebilmek için onunla aynı neviden başka bir şeyle ayrım noktalarını belirtir. Anlamak fikre ait olsa bile Duymak elbette ruharacıdır 1. P. TEKRĠR Sözün etkisini güçlendirmek için anlamın üzerinde yoğunlaştığı sözcük ya da söz öbeğini yinelemektir. Tekrar teknikleri, ahenk sağlamada, vezin ve kafiyeden önce gelebilir. Şiddetli bir ihtiras, yüce bir fikir, derin bir his, okuyucuda tesir bırakacak şekilde ifade edilmek istendiğinde bu halı karşılayan lafız, nizamı olarak tekrarlanır. Çal sevdiceğim, çal güzelim, çal meleğim, çal. 1 R. TELMĠH Söz arasında, bilinen bir olaya, duruma, efsaneye, ünlü bir kişiye, bir inanca ya da atasözüne işaret etmektir. Telmih edilen şey, bir iki kelime ile hatırlatılır, kaynak belirtilmez ancak herkesçe değilse bile erbabınca bilinmesi gereklidir. Öyle olmazsa edebi sanat yapılmış değil, belirsiz bir söz söylenmiş olur. Gark-i envar-i cemılüllahtır Musı-yı dil Manzarım Tur-ı tecellidir seb-i mehtabda 1 S. TENASÜB Aralarında türlü ilgiler bulunan en az iki kelime, terim veya deyimi beyit içinde birlikte kullanmaktır. Müraat-ı nazır, Tevfik, i'tilaf, telfık, gibi adları da vardır. Sözcüklerin arasında, karşıtlık ilgisi bulunmamalıdır. Divan şairleri, bu sanata, fevkalade önem verirdi. Bu böyle iģte, senin hasretin...bu zehri bana Fırakın ağlatıyor, besliyor bu hicranı 1. ġ- TERDĠD Bir ifadede, aynı sözlerin farklı anlamlarda tekrarlanmasıdır. Tekrarlanan sözler, aynı anlamdaysa tekrir, farklı anlamdaysa terdid olur. Terdidin farklı tarifleri vardır. Sözün, cümlenın başı ile sonunda tezat oluşturacak şekilde tekrarlanmasıdır diye açıklayanlar da vardır. ġ- TERDĠD Bir ifadede, aynı sözlerin farklı anlamlarda tekrarlanmasıdır. Tekrarlanan sözler, aynı anlamdaysa tekrir, farklı anlamdaysa terdid olur. Terdidin farklı tarifleri vardır. Sözün, cümlenın başı ile sonunda tezat oluşturacak şekilde tekrarlanmasıdır diye açıklayanlar da vardır. T. TEġBĠH Manaya güç katmak için aralarında gerçek veya mecaz açısından benzerlik bulunan en az iki varlıktan zayifini güçsüzüne benzetme sanatıdır. Edebi sanatlarımız içinde şairlerimiz tarafından diğerlerine göre daha çok kabul görmüştür. 153

Dağda Ģahin bakıģlı bir duhter Gezer ahu gibi tevahhus ile 1 (Neri) U. TEġHIS VE ĠNTAK İnsan dışındaki canlı, cansız varlıkları, soyut duygu ve düşünceleri, insan kişiliğinde göstermeye "teşhis (kişileştirme)", bu varlıkları konusturmaya "intak" denir. Serpilip yatmıģ çemende subh-dem ol nev-nıhai Sünbül ü gül resk edip yanmıģ ruh u gısusuna 1. Ü.TEZAT İki düşünce duygu ve hayal arasındaki birbirine karşıt nitelikleri ve benzerlikleri bir arada söyleme sanatıdır. Tibak, mutabakat, tatbık, mütezad gibi adlarla da bilinir. Aralarında zıtlık bulunan kelimeler, aynı cinsten yanı her ikisı de isim veya fiil olabileceği gibi farklı cinslerden de olabilir. Gerçek ve mecaz anlamları arasında bile zıtlık bulunabılır. Gönüller toplu kaküller periģan Ederdik yar ile gülģende Ģeyran 1 (Buse-çın,T. Fikret) BĠBLĠYOGRAFYA 1. Akçura, Yusuf, Türk Yılı, yeni basımevi, Ġstanbul, 1928. 2. Akyüz, Kenan, Tevfik Fikret, Sakarya Basımevi, Ankara, 1947. 3. Banarlı, Nihad Sami, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, 2. c., Milli Eğitim Basımevi, Ġstanbul, 1997. 4. Bengisu Rona ve Zafer Toprak, Bir Muhalif Kimlik Tevfik Fikret, Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, Ġstanbul, 2007. 5. BölükbaĢı, Rıza Tevfik, Tevfik Fikret, Ġnkılap Kitabevi, Ġstanbul, 1945. 6. Ġbnülemin, Mehmet, Son Asır Türk ġairleri, 10. C., Milli Eğitim Basımevi, Ġstanbul, 1970. 7. Karaalioğlu, Seyit Kemal, Resimli- Motifli Türk Edebiyatı tarihi, Ġnkılap ve Aka Basımevi, Ġstanbul, 1980. 8. Kaplan, Mehmet, Tevfik Fikret, 2. Baskı, Dergah Yayınevi, Ankara, 1987. 9. Kaplan, Mehmet, ġiir Tahlilleri, Dargah Yayınevi, Ankara, 1985. 10. Kıvılcım, Hikmet, Edebiyat-i Cedide nin Otopsisi, Necm-i Ġstakbal Basımevi, Ġstanbul, 1935. 11. Köpürlü, Mehmet Fuad, Türk Edebiyatı Tarihi, 3. Baskı, Ötüken NeĢriyati, Ġstanbul, 1986. 12. Soysal, Ġlhami, 20. yüzyıl Türk ġiiri Antolojisi, 2. Baskı, Bilgi Yayınevi, Ġstanbul, 1983. 13. Tanpınar, Ahmed Hamdi, Edebiyat Üzerine Makaleler, Milli Eğitim Basımevi, Ġstanbul, 1969. 14. Uraz, Murat, TevfikFikret- Hayatı, Edebi KiĢiliği ve ġiirleri, Tefeyyüz Basımevi, Ġstanbul, 1945. Ömer Seyfeddin'in Hikayeciliği ve Hikaye Özellikleri 154