KÖR GÖREMEZ Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 27 Mart 2010 Sohbeti, Destur Ya Sayyidi meded, Ya Rical Allah meded. Allah Allah Allah Allah, Allah Allah Aziz Allah. Allah Allah Allah Allah, Allah Allah Kerim Allah. Allah Allah Allah Allah, Allah Allah Sübhan Allah. Allah Allah Allah Allah, Allah Allah Sultan Allah. Ya Rabbi zid Habibika izzen ve şerefe, nuran ve surura, rıdvanen ve sultana. Ya Enta Hu Sultane li'l halâik-i cemîan. Ya Rabbena ya Rabb'iğfir verham ve Ente Hayrur-Rahimin. Meded, meded Ya Rical Allah, meded. Meded Ya Sahibel Zaman, meded Ya Sultanul Evliya. Efendimiz (sav), Habibullah, ne buyuruyordu? Allahümme lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin. Onun için nefislerimize karşı ilahi destek istiyoruz. Nefsimiz bize saldırıyor ve bizi kendi eşeği yapmak için yularlamaya çalışıyor, yular takmaya çalışıyor ki bizleri kendi istediği gibi göndersin. Bazen "it" diyorum onun için (İngilizcede cansız ve hayvanlar için kullanılan zamir). Çünkü şu, bu demek şeref vermek olur. "It" zamirini hayvanlar için veya bütün dünya üzerindeki ruhu olmayan veya cansız herşey için kullanabilirsiniz. Onun için ben..ben değil ama onlar şeytanı hep aşağı koymak ister, düşürmek isterler. Şeytana hiçbir şeref vermeyin. Şeytan için hiçbir şerefli kelime kullanmayın. Bu mühimdir. Euzubillahimineşşeytanirracim diyorum. Ey Rabbımız, şeytan ve onun takipçilerine karşı mütevazi bir şekilde korunma istiyoruz. Bu mühimdir. Destur Ya Seyyidi Ya Sultanul Evliya. Ve diyoruz ki, Ey Sahibimiz, Ey Kutbul Zaman, Ey bu dünyada ve üzerinde olan herşeyi gözetmek için ilahi makamlardan lütfedilmiş olan Kutbul Mutasarrıf. Zannetmeyin ki bu dünya, uzayın içinde istediği gibi olsun diye bırakıldı. Böyle düşünmeyin. Herşey kontrol altında, çok dikkatli ve dakik bir kontrol altında olmalı herşey. Yaratıcısının haberdar olmadığı hiçbir şey var olamaz, nasıl olabilir? O yaratıyor ve zerrenin kendisi hakkında bilemeyeceğini biliyor. Siz insanoğlu, sizin kendiniz hakkında bilginiz var mı? Kendiniz hakkında birşey bilebilir misiniz? Kim biliyor? İnsanlar etraflarındaki bazı şeyleri bilmeye çalışıyorlar ama kendisi hakkında bilemez çünkü bizler, gözlerimiz yalnız etrafımızdakilere bakıyor. Ama gözlerimiz kendimizin içsel varlığına bakamıyor. www.saltanat.org Page 1
Size sorsam "Ciğeriniz nerede?", çok insan bilemez. "Kalbin nerede" diye sorsan, "bilmiyorum" der. İnsan cahildir, kendisi hakkında tamamen cahildir. Gördüğünüz yalnız insanın zahiri durumu. Euzubillahimineşşeytanirracim diyoruz çünkü şeytan sürekli şaşırtmak ister. Sizi bırakmaz ki bilesiniz. Denmiştirki insanın fiziksel vücudunda 360 organ vardır, küçük veya büyük. Ve siz kendiniz hakkında bilmiyorken nasıl etrafınızı bilmek istiyorsunuz? Uzaya bakıp "bu Kutup yıldızıdır, bu güneştir, bu aydır, bu Ülker (yıldız kümesi), bunlar alfa sistemleri" demek ilimdir sanmayın. Bu birşey değil, size hiçbir şey vermez! Etrafınızda gördüğünüz ile ilgili gerçek bilgi, ilim değil bu. Kendiniz hakkında nasıl anlayabilirsiniz, organlarınız nasıl çalışıyor? Yiyorsunuz ve keyif alıyorsunuz, içiyorsunuz ve keyif alıyorsunuz. Onlar nereye gidiyor içeride? Vazifeleri, önemi nedir? Bilmiyorsunuz, yalnız içip yiyorsunuz. Ve insan olarak size çok büyük bir şeref bahşedilmiş. Sizin şerefiniz bilmektir. Bu gezegendeki başka hiçbir mahluk kendisi hakkında bilmez çünkü akılları yoktur, düşünemezler. Ve onların mertebesi hayvan mertebesi. Ama sizin mertebeniz meleklerin mertebesinin üzerinde, öyle değil mi Selefi alimleri? Merhaba. İnsanoğlunun mertebesi hakkında ne diyorsunuz? Nerede mertebeleri, yerde mi Göklerde mi? Biliyor musunuz? Söyleyin, korkmayın. Ve BismillahirRahmanirRahim diyoruz, Kainat ve mahlukat hakkındaki anlayışımızda birşey açabilmek için. Kur an-ı Kerim, insanlara herşeyi öğretiyor. Evet, öğretiyor mu öğretmiyor mu? Selefi alimleri, merhaba. Neredesiniz? Bize öğretmeniz lazım, "Selefi alimleriyiz" deyip masanızın altında 2-3 kitap bulundurmanız yeterli değil. Sübhan Allah. BismillahirRahmanirRahim. Bir Sultan vardı. Cenab-ı Hak buyuruyor "Artık sen bu kıssayı anlat" (7:176). Siz hiç kıssa anlatmıyorsunuz. Birisi bir kıssa anlatmak istese "İsrailiyat" diyorsunuz. Neden böyle söylüyorsunuz? Neden "Kısas/kıssalar" demiyorsunuz? Pek çok kıssalar, başından sonuna kadar çok kıssalar. Belki milyonlarca cilt kitap taşıyamaz onları çünkü kafi gelmez. Eğer milyonlarca kitap varsa o zaman bir insan onları aklında tutamaz. Evet ama bir kimse o noktaya ulaşabilir ki Hz Adem'den başlayıp bugüne kadar gelen kıssaları kalbinde hıfzedebilir. Selefi alimleri, sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Şimdi geliyoruz, geliyoruz. "Biz alimleriz" demeyin, ama ilim talibi olun. Talip, talebe olun. "Ya âlim ol, ya talebe ol, ya dinleyen ol, ya bunları seven ol, beşinci olma helak olursun". Evet, Hadis. Bazen ben de Hadis bilirim. Merhaban, öfkelenmeyin. Öfkeleniyorsanız, benim öfkem size sıkıntı verir. Öfkelenmeyin, ama talib olun. Daha fazlasını isteyin. Bir seviyede durup "Bu bize yeter demeyin", hayır. İkinci bir derece isteyin, ikinci bir seviye. Arapça anlıyor musunuz? www.saltanat.org Page 2
Allah SübhaneHu ve Teala buyurdu: "Le terkebunne tabakan an tabakın" (84:19) "Le terkebenne tabakan an tabakın" söylenişi de var. Bu Kur an-ı Kerim'den mi değil mi? Neden bir seviyede durup daha yukarısını istemiyorsunuz? Eh, diyebilirsiniz ki "Yukarı çıkabilmek için bazı aletlerimiz veya kanatlarımız olması lazım" Evet, çok biliyorsunuz. Ki eğer bir insan yukarılara çıkmak isterse ona bazı makineler lazım yukarı çıkaracak. Hani şu uçağın alamet motorları gibi.. Nedir o uçağın adı? Jet uçakları. Hepiniz akılsızsınız, jet uçağı desenize. Jet uçakları herkesten her şeyden daha yukarı, daha yükseklere çıkabilir. Evet, çünkü onlarda jet motoru var. Jet motoru ki onları yukarı çıkarmak için muazzam motorlar. Eğer buna ulaşamıyorsanız, yukarıya yetişeni neden inkar ediyorsunuz ve birşey söylediğinde "bu doğru değil, kitaplarımızda bulamıyoruz" diyorsunuz? Bunu söyleyemezsiniz. Sizin Selef-i Salihin alimleri hiçbir vakit uçağa yetişemedi- o muazzam kuvvetli uçaklara, jet uçaklarına. Siz neden orada kalıyorsunuz? Şimdi alın çünkü Cenab-ı Allah veriyor. "Utlubul ilm", bu Efendimizin (sav) emri. İlim arayın, bu Efendimize (sav) olan emir ki insanlara söylesin: "Ey insanlar, daha fazlasını isteyin hep. Fiziksel vücudumuzun sınırları çok dar ama akıllarımızın ötesinde ruhlarımıza ait olan başka bir seviye var." Jet uçakları ile "Elif be" yi öğrenebilirsiniz ama onun anlamı nedir? "BismillahirRahmanirRahim, Elif lam mim" Sizin seviyeniz bu 3 harfin ihtiva ettiği anlamlara yetişemez ve Allah onları Fatiha Suresinden sonra yaptı ki tacîzen lil halâ'ik, söyleyin! Elif-lâm-mîm ne demektir? Biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. E nasıl biz alimiz diyorsunuz o zaman? Selefi alimleri "Elif-lâm-mîm" hakkında ne söyledi? Biliyor musunuz? Elif umman, Lâm başka bir umman, Mîm başka bir umman. Size bu ummanların görüş noktalarını açamam çünkü taşıyamazsınız. Sizin atalarınız eşek üzerinde gidiyorlardı. Ceheş, eşek. Eşeğe binen insana, eşeğin babası "Ebul ceheş" denir. Biz daha eşek bile tedarik edemedik. Biz daha eşeğe ulaşıp o eşeği emrimiz altına alamadık. "Ey Şeyh, sen katır ve eşek hakkında ne söylüyorsun? Bizde şimdi en önemli Mersedes arabalar var. Prenses arabaları var. Bizde..." Neydi o çok meşhur arabanın adı? İnsanlar söylüyor bazen aklımda tutuyorum ama, BWM? BMW, başınıza düşsün BMW. " Bunlar yeni ve meşhur arabalar. Biz eşeğe binmiyoruz. Biz şimdi..." WV? WC? Ne diyorlar? Hah BMW, WC değil. "Ve bunlar daha iyi binmek için". E sonra? "Bizim Üstadlarımız..." Çünkü siz "biz Selefi alimlerinin varisleriyiz" diyorsunuz. "Selefi alimleri eşeğe, katıra binerdi ama biz şimdi eşek kullanmayız. Biz Mersedes kullanırız, veya W..." www.saltanat.org Page 3
Ey insanlar, birisi konuşur insanlara hitab ederken aklınızı kullanın. Evet, herkes "Ebu ceheş". Nerede eşek? "Benim eşeğim nerede?" diye sorabilirsiniz. Aynaya bakın, nerede görürsünüz. Evet, eşeğiniz o. Eşek, onun için ki herkes "Ebul cahşin, eşeğin babası" derler. Bizim eşeğimiz nefislerimiz. Siz Arapça biliyor musunuz bilmiyor musunuz? Efendimiz Hz Muhammed (sav) ne diyordu? Ne buyurdu? Ne buyurdu kendisine sual edene, kendisine matiyyesi, binek hayvanı ile ilgili sorana? Efendimizin (sav) cevabı neydi? "Nefsuke matiyyetuke". Evet, Arapça mı konuşuyorum Türkçe mi? Efendimizin (sav) söylediği bu iki kelimeden ne anlıyorsunuz söyleyin, size, bana, ona, şuna.. Bizim matiyyemiz, bineğimiz nedir? Nefsuke matiyyetuke. Ve nefis cabbardır. Kuvvetlidir. Eğer nefsinizi yularlayamayı başarabilirseniz sizi taşıyabilir. Mirac gecesi Burağın taşıdığı gibi herkesi taşıyabilir. Eğer nefislerine binebilirlerse götürür, MaşaAllah, Rabbimiz Celle ve Ala'nın istediği yere kadar, Rabbin yetişmenizi istediği noktaya kadar götürür. O ilahi mertebeye ulaşamazsınız, ki Kur an-ı Kerim'de söylenen "Le terkebunne tabakan an tabakın" Nasıl biniyorlar, terkebunne? Vücutlarıyla mı yoksa onları yukarı çıkaracak binekleri mi var? "Nefsuke matiyyetuke". İlahi makamlara ulaşmak isteyen kimselerin başka bir mahluk kullanmaları lazım. Ve ona İlahi Emir gelir ki "Sahibinin emrine uy". Neden insanlara böyle şeyleri konuşmuyorsunuz ki kendilerini yeryüzünden alıp Arşa çıkarabilsinler? Neden söylemiyorsunuz? Neyle ilgili ders veriyorsunuz siz? Kimse anlıyor mu söylediğinizi? Kendiniz bile anlamıyorsunuz. Ey insanlar, ey insanlar, utlubul ilm. Gerçek ilim isteyin. Kimden? O zatlardan ki mübarek kimselerden kutsi, mukaddes olanlardan kendilerine ilim bahşedilenlere. Onlara sorun. Onlar gelir, "fes el bihî habîrâ" (25:59). O yolları bilen kimseler olmalı. Söyleyin, buldunuz mu? Selef-i Salih diyorsunuz. Selef-i Salih bizlerle mi yaşıyor? Ne için? Yalnız Selef-i Salih bilir de başka hiç kimse birşey bilmez mi? Ne için? Bu sebepledir ki herkes mimberde veya kürsüde kalkıp da insanlara konuşamaz. Hayır, hayır. Onlar ağır mesuliyet taşıyorlar çünkü anlamıyorlar, bizim seviyemizdeki hakiki manaları anlamıyorlar.. Bizim seviyemize ait, daha yukarı değil. Merhaban...Merhaban ya merhaban. Onlar evvelinden ahirine ne oldu, neler olacak bilirler. Çünkü o zatlar Efendimizin (sav) aynasına bakarlar, oraya bakarlar. Lakin âmâ aynada birşey göremez. Gözünüzü açın. Doktorlara gidin. Kimdir onlar? www.saltanat.org Page 4
Cenab-ı Hak buyuruyor: "Ve kûnû meas sâdikîn" (9:119) Onlar sizin âmâlığınızı giderir, gözlerinizi açar. "Ooo bu başka bir görünüş, başka bir mertebe imiş. Biz daha önce hiç burada olmamıştık, nedir bu, nedir?" dersiniz. Bilmeye çalışmanız lazım. Söyledikleriniz yeterli değil. İslam bütün milletler, bütün insanoğlu içindir. Ve herkese hazmedebileceğini verebilmeniz lazım. Duyarken veya yerken hazmederseniz. "Bizde çok kitap var, milyonlarca kitap". Ama bir ameliyat odasına gidersiniz, 100 tane 200 tane cihaz var. Onların hepsini kullanmaz insanda. Yok, yalnız ne gerekliyse onu. Kur an-ı Kerim sonsuz bir ummandır. Tamamı değil, sadece bir harfi bile Kur an-ı Kerim'in tek bir mübarek harfi bile sonsuz bir ummandır. Siz kimsiniz? "Biz alimiz" diyorsunuz. Ne biliyorsunuz? "Kun taliben" seviyesine gelmeniz lazım. Sorun ve öğrenin. "Biz Selef-i Salihin'in tabileriyiz" demeyin. Selef-i Salihinlerinize sorun bakalım, bu hiç olan kul ne söylüyor her gece. Eğer o alimlere karşı ruhani bir bağlantınız, rabıtanız varsa sorun bakalım onlara bu söylediğimiz şeyler doğru mu değil mi? Neden sormuyorsunuz? Kralınıza soruyorsunuz. Neden soruyorsunuz? Olmaz, onun yeri başka. Cenab-ı Allah herkesi gerçek yerlerine yerleştirdi. "Vad`u eşya fi mavad'ihi", Arapça. (Her şeyi yerli yerine koyun). Kral kraldır. Siz alimsiniz, alimsiniz. Bunlar doktor, bunlar yalancı? Avukat. Evet. Herşeyi gerçek yerine koyun. O zaman Kainattaki gizli alemlere güzel bir görüş elde edersiniz. Allah beni affeylesin. Esselamu Aleykum. Bu bir ummandır. Dünyanına sonuna kadar bitmez. Biz birşeyler, birşeyler kesip o noktaya ulaşıyoruz ki bu sohbetimiz bize ilahi zatlardan bir ikramdır. Her biri bir ummandır. Ben bilmiyorum, onlar biliyor- Ne söyleyeceklerini ne yapacaklarını onlar biliyor. Gelin ve talip olun. "Ve fevka kulli zî ilmin alîm" (12:79). Allah beni, sizi ve hepimizi affeylesin Hatemul Enbiya Hz Muhammed (sav) hürmetine. Ya Muhammed canım arzular seni, dost Muhammed canım pek sever seni. Ya Resulullah, Resulullah..İşfağlena Ya Seyyidel Evvelin vel Ahirin. Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=5933&name=2010-03-27_en_theblindcantsee.mp4 www.saltanat.org Page 5