MHP'li başkandan İskilipli Atıf Hoca'ya hakaret

Benzer belgeler
Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

İçindekiler. Sunuş Önsöz GİRİŞ Gizli bir el... 27

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Yrd.Doç.Dr. AYTEN CAN

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ KARARLARI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

T.C. Resmî Gazete. Kuruluş Tarihi: (7 Teşrinievvel 1336)-7 Ekim Mart 1983 PAZARTESİ KANUNLAR

Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE ARALIK 2013

2015 YILI 3. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI Pazartesi Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Kapucu Camii

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi Y. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1998

Bağcılar'daki kurban satış yerleri ve kurban kesim yerleri

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

HARRAN Ü. İLAHİYAT FAK AKADEMİK YILI GÜZ DÖNEMİ FİNAL VE BÜTÜNLEME SINAV TAKVİMİ

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

HARRAN Ü. İLAHİYAT FAK AKADEMİK YILI GÜZ DÖNEMİ FİNAL VE BÜTÜNLEME SINAV TAKVİMİ

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

T.C. ÇANKIRI MÜFTÜLÜĞÜ RAMAZAN BULUŞMALARI

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

ENSTİTÜ/FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ve PROGRAM: MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ-ELEKTRIK-ELEKTRONIK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS BİLGİLERİ. Adı Kodu Dili Türü Yarıyıl

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

Tufan Buzpmar H ÍL A FE T

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KOMİSYON ÜYELERİ. (İmza) (İmza) (İmza) Komisyon Raporu üzerinde meclisçe yapılan müzakerelerden sonra;

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

T.C İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITA DAİRE BAŞKANLIĞI ZABITA DESTEK HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

FES İN MAHREM TARİHİ & Fesin Ecnebi Kökeni ve Bir İngiliz Oyunu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

Şerif Mardin in tespitiyle bu coğrafyada en etkili faktör : Din

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

AYDIN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

20 Mart 2013 Kurtuluşunun 95.Yılında Erzurum Ankara 5. II. Abdülhamit Dönemi ve Günümüze Yansımaları

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI

KASIM 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

: Av. Hüseyin ERSÖZ. Eski Büyükdere Cad. No: 22. Park Plaza Kat: 11 Maslak Sarıyer Istanbul. Tel: 0 (212) Pbx Fax: 0 (212)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI. HAKKINDA KANUN ileti5176

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

KALEKIŞLA KÖYÜ TAKVİMİ 2019

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE. Gümüşten -Türkiye Davası (Başvuru no: 47116/99)

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Dini Yayınlar Fuarında Çıkacak Yeni Kitaplar 2

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Ergenekon'da 19 tahliye, işte tahliye olan isimler

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan

Transkript:

On5yirmi5.com MHP'li başkandan İskilipli Atıf Hoca'ya hakaret MHP'li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, şapka kanuna karşı çıktığı için idam edilen İskilipli Atıf Hoca'ya ağır... Yayın Tarihi : 16 Eylül 2015 Çarşamba (oluşturma : 2/12/2017) Dünya Bülteni'nin haberine göre Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, İstiklal Mahkemeleri kurbanı İskilipli Atıf Hoca'ya ağza alınmayacak hakaretler savurdu. Adana'daki bir açık hava toplantısında kalabalığa hitap eden Sözlü, hükümetin terör örgütüne yönelik politikalarını eleştirirken hakaret dolu ifadeler kullandı. İskilipli Atıf Hoca ve Şeyh Said'e ağır hakaretlerde bulunan Sözlü şu ifadeleri kullandı: "Milli mücadele döneminde de bu millet gevşek din adamları görmüştür. Şeyh Sayitleri, Seyit Rızaları, işbirlikçi İskilipli Atıf Hocaları görmüştür. Onlar gibi k.. ve k.. ruhlu olmayın. Atatürk'ün arkasında olup milli mücadele için Anadolu'yu adım adım arşınlayan ve camilerde hutbe okuyan İslam alimi, İstiklal Marşı'mızın şairi Mehmet Akif'i kendinize örnek alın. MEDRESE KÜRSÜSÜNDEN DARAĞACINA İskilipli Atıf Hoca Şapka Kanunu çıkmadan 1,5 yıl önce ve bakanlık izni ile basılan 'Frenk Mukallitliği ve Şapka' kitabı sebebiyle 89 yıl önce idam edilmişti. Uzun yıllar mezar yeri dahi bilinmeyen Atıf Hoca'nın geçtiğimiz yıllarda eski milletveki Mehmet Sılay'ın girişimleri sonucu mezarı bulunarak kemikleri memleketi İskilp'e nakledilmişti. Atıf Hoca için burada bir de anıt mezar yapıldı. Cumhuriyet'in ilanından sonra yapılan inkılâpların en önemlilerinden biri de hiç şüphesiz şapka inkılâbı olmuştu. Her alanda "Batılılaşma" amacı taşıyan değişim sürecinde, kılık-kıyafet hususu da göz ardı edilmemişti. Batı medeniyetinin bir bütün olarak benimsenmesinden yana olan Mustafa Kemal, yapacağı bu inkılâbın ilk işaretini aslında Erzurum Kongresi öncesinde vermişti. ŞAPKA KANUNU Hükümet, ordu için 1925 yılı ilkbaharında "siper-i şems" adı verilen ve aslında şapkadan başka bir şey olmayan, başlığın giyilmesine dair bir karar aldı. Böyle bir ortamda kılık-kıyafet devriminin ilk adımı atıldı ve Mustafa Kemal Paşa, 24 Ağustos 1925'te Kastamonu'ya gitmek üzere yola çıktı. Şehre girişinde halkı başı açık olduğu halde elinde bir panama şapkasıyla selamladı. Artık sosyal alanda yapılacak inkılâp ve değişimler başlıyordu. Şapkayı, Türkiye'yi batı uygarlığına yaklaştıracak ve onu medeni kılacak bir vasıta ve yüksek bir amaç olarak gören Mustafa Kemal Paşa, İnebolu'da yaptığı konuşmasında:

"...Bu gidiş zaruridir. Bu zaruret bizi yüksek ve mühim bir neticeye isal ediyor. İsterseniz bildireyim ki bu kadar yüksek ve mühim bir neticeye vusul için lazım gelirse, bazı kurbanlar da verelim. Bunun ehemmiyeti yoktur. Medeniyetin coşkun seli karşısında mukavemet beyhudedir. O, gafil ve itaatsizler hakkında çok bi-amandır..." Diyor ve "Medeni ve beyne'l-milel kıyafet, bizim için, çok cevherli milletimiz için layık bir kıyafettir. Ayakta iskarpin ve fotin, bacakta pantolon, yelek, gömlek, kravat, yakalık, ceket ve bittabi bunların mütemmimi olmak üzere başta siper-i şems-i serpuş. Bunu açık söylemek isterim. Bu serpuşun ismine şapka denir. Buna caiz değil diyenler vardır. Onlara derim ki, çok gafilsiniz ve çok cahilsiniz ve onlara sormak isterim. Yunan serpuşu olan fesi giymek caiz olur da şapkayı giymek neden olmaz?" sorusunu yönelterek şapka giyimini kamuoyunda tartışmaya açıyordu. İşte bu tartışma döneminde, henüz daha kanun çıkmamışken Fatih Dersiamı İskilipli Atıf Hoca bazı dostlarının da teşvikiyle "Frenk Mukallitliği ve Şapka" isimli 32 sayfalık risalesini kaleme alarak Maarif Vekâleti yani Milli Eğitim Bakanlığı'nın izni ve onayı dâhilinde Kader Matbaası'nda bastırdı. 12 Temmuz 1924 tarihinde tamamlanan bu risalesinde Atıf Hoca "taklit" ve "mukallit" kelimelerini açıkladıktan sonra "Şer-i şerif nazarında mutlak bir surette taklidin caiz olmadığını, taklit edilmesi gereken biri var ise bunun Hz. Muhammed (S.A.V) olduğunu onun sünnetine uymak lüzumunu ifadeden sonra "Hülasa kelam-ı bidat-i kabihada, münkirat ve menahide ve şer'i şerife muhalif olan usul ve muaşerat-ı medeniyette hiçbir kimseye taklit asla caiz değil, nerede kaldı ki şiar-ı küfürde milel-i gayr-i Müslimeye taklit caiz olsun bu katiyen caiz olmaz. Şu halde bir Müslüman'ın şiar ü alamat- u küfür addolunan bir şeyi bila-zarureten giymek veya taşınmak suretiyle gar-i Müslimlere taklidi ve kendisini onlara benzetmesi şeran münhi ve memnudur. Bu hususa icma-i ümmet de itikad eylemiştir. Bunda şek ve şüphe yoktur. Zira Resulü Zişan (S.A.V) efendimiz buyurmuşlardır ki: "Bir kavme benzemeye çalışanlar o kavimdendir." demekteydi. Başta İstanbul olmak üzere Anadolu'nun çeşitli yerlerinde de satılmaya başlanan bu risale, basımından 1 yıl sonra, 25 Kasım 1925 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan "Şapka İktisâsı Hakkındaki Kanun"un TBMM'de kabul edilmesiyle yasaklandı. Toplatılarak dağıtımı durduruldu. ŞAPKA KANUNU UYGULAMAK İÇİN İSTİKLAL MAHKEMESİ KURULDU Sonraki günlerde "Şapka Kanunu" aleyhine başta Erzurum, Sivas ve Rize'de olmak üzere birçok şehirde isyanlar görüldü ve bunlar süratle bastırıldı. "Kel Ali" ismiyle bilinen Afyon Mebusu Ali Çetinkaya başkanlığında derhal bir İstiklal Mahkemesi teşkil edilerek dolaştırıldı. Delile ihtiyacı olmayan ve temyiz hakkı bulunmayan bu mahkemelere olağanüstü yetkiler verildi. Süratle yargılamalar devam ederken isyanların çıktığı şehirlerde yapılan aramalarda İskilipli Atıf Hoca'nın "Frenk Mukallitliği ve Şapka" isimli risalesi bulunup, tutuklanan bazı sanıkların ifadeleri doğrultusunda gizlice dağıtılmak suretiyle okunduğu iddia edildi. Bunun üzerine İskilipli Atıf Hoca tutuklandı ve Ankara İstiklal Mahkemesi'ne sevk edildi. Yargılama süresince risalenin dağıtımı ve satışını gizlice yapmakla suçlandı. İskilipli Atıf Hoca, tüm bu suçlamaları ret ederek, kanunun çıkışı sonrasında bunları yapmadığını, zaten risalenin 1924 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nın izniyle basıldığını ifade etti. Ayrıca yargılama ile hiçbir alakası

olmadığı halde 31 Mart Vakası, Teali İslam Cemiyeti Başkanlığı gibi konular gündeme getirilerek yapılan asılsız suç isnatlarını delilleriyle çürüttü. Nihayet 3 Şubat 1926'da yapılan celsede Savcı Necip Ali Bey, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde şapka giyilmesi yüzünden bazı olayların çıkmasına sebep olmalarından dolayı tutuklanarak İstiklal Mahkemesi'ne verilen sanıklardan Babaeski Müftüsü Ali Rıza Hoca'nın idamını, içlerinde İskilipli Atıf Hoca'nın da bulunduğu on sanığın üç senden on beş seneye kadar kürek cezasına çarptırılmalarını istedi. Bunlar dışında kalan diğer sanıklar hakkında da sürgün, sınır dışı ve beraat talep etti. 'KANUNLAR GERİYE YÜRÜMEZ' İLKESİ İHLAL EDİLDİ Aynı gün saat 10.00 da İskilipli Atıf Hoca da dâhil olmak üzere sanıkların müdafaaları dinlenip tetkik edildikten sonra İstiklal Mahkemesi, kararını alkışlar arasında verdi. Hukuk kurallarını hiçe sayarak "çıkan kanunların geriye dönük olarak uygulanamayacağı" esasını görmezden gelen mahkeme, savcının talebinden derece değil, içerik olarak farklı karara imza attı. "Frenk Mukallitliği ve Şapka" adlı risalenin çıkan isyanların sebebi ve tahrik unsuru olduğu, basımı ve dağıtımı için çalışıldığı, yeniliğe ve cumhuriyete daimi bir düşman vaziyetindeki adı geçen şahsın son isyan olayı ile manen ve maddeten alakadar olduğu" gerekçesiyle "Türkiye Cumhuriyeti Teşkilat-ı Esasiyye Kanunu'nu tamamen veya kısmen tağyir... ve ifa-yı vazifeden men'ine cebren teşebbüs edenler idam olunur" hükmüne dayanarak İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi'nin asılarak idamlarına oy birliği ile hükmetti. Diğer sanıklardan Şeyh Süleyman, Hasankale Telgraf Müdürü Halid, Uşaklı Köseoğlu Ahmet, Ayıntabî Salih, Yusuf Kenan, Suud'ül Mevlevi on sene küreğe, Sabuncu Süleyman, Kamilpaşazade Muhlis on beş sene küreğe, Merakib Ali, Hoca Osman, Hacı Bey, Hoca Mehmed, Kara Sabri, Erzurumlu mütekaid Yüzbaşı İsmail Efendi'ler yedi sene, Fatih Türbedarı Hasan Efendi beş sene hapse mahkûm edildi. Hoca Tahir, Hoca Fettah Efendi'lerin üç sene Adana'ya sürülmesine, Seydişehirli Hasan Fehmi Efendi'nin üç sene Isparta'ya sürülmesine, Erzurumlu Samih, Muhsin, Sabuncuzade Mustafa, Zühtü Efendi'lerin üç sene İstanbul'a sürülmelerine hükmedildi. Ayrıca Cafer, Mustafa Asım, Tevhid-i Efkâr yazarlarından Ömer Rıza(Doğrul), Hafız Osman, Yahya Cafer'in oğlu Muhiddin, İhsan Mahvi, Seyyid Tahir, İstanbul İmam Hatip Kâtibi Aziz Mahmud, Kitapçı Mihran, Yağlıkçızade Mustafa ve Hüseyin, Şeyh Ali Haydar, Berber Mustafa, Saatçi Nafiz, Gostivarlı Hasan, Mülazım Halid, Sürmeneli Hafız Ali, Tahir'ül Mevlevi ve Erzurumlu Cafer Bey'lere de beraat verildi. Ardından derhal infazlara geçilerek sanıkların sevki yapılırken, idama mahkûm edilen Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi 4 Şubat 1926'da gece sabaha karşı eski meclis binası önünde asıldı. KILIÇ ALİ İDAMDAN SONRA ATIF HOCA'NIN BAŞINA ŞAPKA GEÇİRDİ Doktor Rıza Nur'un, "Hayat ve Hatıratım" adlı eserindeki nakline göre: "İskilipli Atıf Hoca'nın idamında bulunan İstiklal Mahkemesi üyesi "Kılıç Ali, hocanın boynuna ip geçirilirken, başına bir şapka geçirmiş,"giy domuz" demiş ve küfürler etmiş"ti. Hoca'yı idam sehpasında görenlerden biri de aynı davada yargılanıp beraat eden Tahir'ül Mevlevi idi. Tahir'ül Mevlevi sabah namazı sonrası eski meclis binasının önüne gelince, gördüğü sahneyi şöyle

anlatmıştı: "Birdenbire gözüme ilişen manzara, beni olduğum yere mıhladı. Evet, eski meclis önündeki meydanın ortasına iki vücut çekilmişti. Elimde olmadan gözlerimden yaşlar akarken, dudaklarımdan da meşhur bir mersiyenin matlaı olan, "Uluvvün fi'l-hayati ve fi'l-memat/le-hakkun ente ikdü'l mucizat"( Sen hayatta da, ölümünde de yücesin, Gerçekten sen mucizelerden birisin) beyti döküldü." İSKİLİPLİ ATIF HOCA KİMDİR? İskilipli Atıf Hoca, 1874'te İskilip'in Tophane köyünde doğdu. İlk eğitimini köyündeki medreseden alan Atıf Hoca, daha sonra İskilip'in tanınmış alimlerinden Abdullah Efendi'den fıkıh ve tefsir dersleri aldı. Ailesinin itirazlarına rağmen İstanbul'a giderek ilim tahsilini devam ettirmek istedi. Fatih Camii medresesinde ders gören Atıf Hoca 1902'de girdiği ruus sınavını vererek İstanbul müderrisliğine hak kazandı. Fatih medresesinde müderris olarak ders verirken aynı zamanda Darulfünun Üniversitesine devam etti. Darulfünun'un İlahiyat bölümünden mezun olan Atıf Hoca İstanbul Kabataş Lisesi'ne Arapça öğretmeni olarak atandı. Medreselerin ve müderrislerin eksikliklerini gidermek için bir rapor hazırladı ve bu raporunu Meşihatı İslamiyye Dairesi'ne sundu. Fakat rapor köklü değişiklikler içermesi ve dairedeki bazıkişilerin çıkarlarına dokunması nedeniyle Şeyhulislamlık makamına şikayet edildi. Şeyhuilislam Mehmet Cemalettin Efendi tarafından önce Bodrum'a daha sonra Kırım'a sürüldü. Kırım'dan Varşova'ya geçen Atıf Hoca, sürgün cezası bittikten sonra İstanbul'a dönen Atıf Hoca, Beyanül'l hak, Sebilürreşad, dergilerde makaleler yazdı. İttihatçılarla yıldızı barışmayan Atıf Hoca, 31 Mart olayından bir hafta önce yazdığı bir yazı nedeniyle tutuklandı. Fakat mahkeme suçsuz buldu ve serbest bıraktı. İttihatçılar, Atıf Hoca'ya devlet dairesinde görev vermeyerek onu eğitimden uzak tutmak istedi. İTTİHATÇILAR PASİFİZE ETMEK İSTEDİ Atıf Hoca medreselerde fahri olarak ders vermeye İttihatçılara karşı İttihad-i Muhammed-i içerisinde yer alır. Mebus seçilmesi ittihatçılar tarafından engellenir. Mahmut şevket Paşa'nın öldürülmesinde rolü olduğu gerekçesiyle İ İttihatçılar tarafından suçlanarak Divan-ı Harb'te yargılanır, suçlu bulunarak önce Sinop'a daha sonra Çorum-Sungurlu sonra da Boğazlayan'a sürgüne gönderildi. Sürgünde halka vaaz vermesi ve talebelere ders vermesi yasaklandı. 1.5 yıllık sürgün cezası sona erdikten sonra İstanbul'a geldi. Ebul'ula Mardin Huzur dersleri adlı eserinde suçsuzluğunun anlaşılmasına rağmen hiçbir görev verilmediğini söylüyor. Alemdar ve Mahfel gibi gazete ve dergilerde yazılar yazan Atıf Hoca Şeriat Medeniyet-i, Mirat'ul İslam gibi eserlerini bu dönemde yazdı. Eserlerinde medeniyet, terakki, eğitim sosyal hayat, İslam nizamı, örtünme, ahlak, hukuk gibi konulara vurgu yaptı. Siyasi yazılar yazdı ve İttihatçıların dinsiyaset ayrımına karşı çıktı. Mustafa Sabri Efendi sayesinde veliaht Vahdettin'le tanıştı ve veliahtla kişisel dostluk kurdu. Birinci Dünya Savaşı'nın sona İttihatçı liderlerin ülkeyi terk etmesiyle Atıf Hoca Fatih dersiamlığı görevine

dönerek başta fıkıh ve tefsir, Arapça dersleri vermeye devam etti. 1918'de hilafet-i aliye ve Medresetül Kudat'ta da dersler verdi. Hürriyet ve İtilaf Partisinin İktidara gelmesi ile İptida medresesinin umum müdürlüğüne getirilmişse de Hürriyet ve itilafçıların İngiliz yanlısı siyaset izlemelerine Alemdar gazetesinde yazdığı yazılarla karşı çıkmıştır. İskilipli Atıf Hoca Mondros mütarekesine ilk tepkiyi koyanlardan birisidir. Yakın arkadaşı Mustafa Sabri Efendi ile birlikte Müderrisin cemiyetini kurar, Mustafa Sabri Efendi'nin şeyhülislamlığa getirilmesinden sonra cemiyetin başkanlığı görevini üstlenir. Cemiyet başlangıçta bir ulema meclisi iken daha sonra Anadolu'nun itilaf devletleri tarafından işgal edilmesinden sonra ismini Teal-i İslam Cemiyeti olarak değiştirir. İzmir'in işgal edilmesine karşı ilk karşı beyanname hazırlayan cemiyet Teal-i İslam Cemiyeti oldu. Bu beyannamede işgalciler eleştirilmiş, yurdun her sathında mücadele edilmesi için çağrı yapılmıştı. Cemiyet kurtuluş olarak halifeye bağlı kalmayı halifeliği kurtarmayı esas almıştı. Çünkü halifelik cemiyete göre İslam'ı ve Müslümanları temsil eden bir makamdı. Halifeliğin işgal kuvvetlerin hakimiyetine geçmesi Müslümanlar için bir felaket olurdu, bu nedenle işgalcilere karşı Müslümanlar halifelik şemsiyesi altında tek vücut olmalıydı. TEALİ İSLAM CEMİYETİ'NİN BİLDİRİSİNE KARŞI ÇIKTI İngilizler iktidardaki Hürriyet ve İtilaf Partisi'nden Anadolu'da işgallere karşı direnişe geçen milislere karşı bir fetva yayınlanmasını Şeyhülislamlıktan isteedi. Atıf Hoca bu şekilde bir fetvanın yayınlanmasına karşı çıktı fakat fetva hazırlandı. Atıf Hoca ve Tahir'ül Mevlevi'nin karşı çıkmalarına rağmen fetva cemiyet bildirisi şeklinde yayınlanmak istendi. Atıf Hoca bu fetvanın cemiyet adına yayınlanmasına karşı çıktı ve bildiriye imza ve mühür basmadı. Teal-i İslam Cemiyetinin adı kullanılarak uçaklarla atılan bu fetvaya karşı Atıf Hoca, Vakit gazetesine bir tekzib yazısı gönderdi. 23 Teşrin-i Evvel (Ekim) 1920, No: 1032 Vakit gazetesinde çıkan tekzib yazısında Atıf Hoca memleketin işgali sırasında böyle bir fetvanın yanlış olduğunu ve bu fetvayı benimsemediğini, imza koymadığını söylüyordu. 1922'de Dolmabahçe Sarayında Huzur dersleri verdi. Bu dönemde özellikle batılılaşma karşıtı yazılar yazdı. Tesettür-ü Şer'i, Din-i İslam'da Men-i Müskirat (İslam dininde İçki Yasağı), Frenk Mukallitliği ve Şapka kitaplarını kaleme aldı. Şapka hakkındaki kitabını yazdıktan 1,5 yıl sonra Şapka devrimine muhalefet etmek suçundan tutuklandı. Şevket Süreyya Aydemir, Tahirül Mevlevi, Hasan Tahmilci, kızı Melahat Hanım Atıf Hoca'nın Şapkaya muhalefet etmekten tutuklandığını belirtmişlerdi. İskilipli Atıf Hoca 4 Şubat 1926 Perşembe günü sabaha karşı Eski Meclis binasının yakınındaki çarşıda asılarak idam edilmişti. Bu dökümanı orjinal adreste göster MHP'li başkandan İskilipli Atıf Hoca'ya hakaret