CONGRESUL TINERILOR DIN LUMEA TURCÃ

Benzer belgeler
Cumhuriyet Halk Partisi

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU YILLIK ÇALIŞMA PLÂNI

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

İnanıyorum ki biraz daha gayret ederek planlı ve düzenli bir çalışmayla çok daha başarılı olacaksın

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

Öğretmenlik Meslek Etiği. Test-1

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

HAKSES. Constanţa - România. tel./fax: 0241/ str. Crişana, nr. 44 cod web:

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI - TÜRKİYE DİYANET VAKFI. Allah a yakınlaşma ve muhtaçlara destektir. Kurbanlarımızla kardeşliğimizi güçlendirelim.

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ

Böylesine anlamlı ve sevinçli bir günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye İş Bankası adına sizleri kutluyorum.

Matematik Öğretimi. Ne? 1

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

UNIUNEA DEMOCRATĂ TURCĂ DIN ROMÂNIA ROMANYA DEMOKRAT TÜRK BİRLİĞİ VOCEA AUTENTICĂ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Hafta 7

KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA ANADOLU LİSESİ PANSİYONU BİLGİLENDİRME DOSYASI

TÜRK EDEBİYATINDA 26 DURAK 254 ŞAİR VE YAZAR

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

CONDUCEREA U.D.T.R. Cuprins

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

Pr i mul mi nar et cu tr e i ba lcoa ne di n

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Gala Yemeği Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

UNIUNEA DEMOCRATĂ TURCĂ DIN ROMÂNIA ROMANYA DEMOKRAT TÜRK BİRLİĞİ VOCEA AUTENTICĂ. Constanţa str. Bogdan Vodă, nr.

VOCEA AUTENTICĂ. Constanţa str. Bogdan Vodă, nr. 75, etaj 2. tel./fax: 0241/ web: office@udtr.

HAKSES. tel./fax: 0241/ web: Constanţa - România str. Crişana, nr. 44 cod

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ YERLEŞKESİ OKULLARI EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8. VELİ BÜLTENİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Her Okulun Bir Projesi Var

ORTAOKUL VELİ TOPLANTISI YAPILDI

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BURSA ÇEKİRGE ROTARY KULÜBÜ Bülten No: 398 Tarih : 02/08/2011

Erhan tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim :03

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

VOCEA AUTENTICĂ. Constanţa - România str. Crişana, nr. 44 cod tel./fax: 0241/ web: office@udtr.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

VOCEA AUTENTICĂ. Constanţa str. Bogdan Vodă, nr. 75, etaj 2. tel./fax: 0241/ web: office@udtr.

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

EĞİTİMCİ - VELİ İLETİŞİMİ EĞİTİMDE İLETİŞİM VE GRUP YÖNETİMİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Özlemle Anıyoruz. Robot Kulübü * Ahşap Boyama * Ebru Sanatı * Hayat Güzeldir * Gizli Gelen Davetiye. Bu Hafta Neler Oldu?

HAKSES. tel./fax: 0241/ web: Constanţa - România str. Crişana, nr. 44 cod

VOCEA AUTENTICĂ. Constanţa str. Bogdan Vodă, nr. 75, etaj 2. tel./fax: 0241/ web:

Güzel Ahlâkı Kazanmak

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

HAKSES. Constanţa - România. tel./fax: 0241/ str. Crişana, nr. 44 cod web: office@udtr.ro

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

CONDUCEREA U.D.T.R. Cuprins

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

VOCEA AUTENTICĂ. Constanţa - România str. Crişana, nr. 44 cod tel./fax: 0241/ web: office@udtr.

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

ROMANYA DEMOKRAT TÜRK BİRLİĞİ UNIUNEA DEMOCRATĂ TURCĂ DIN ROMÂNIA

HAKSES. tel./fax: 0241/ web: Constanţa - România str. Crişana, nr. 44 cod

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

HAKSES. tel./fax: 0241/ web: Constanţa - România str. Crişana, nr. 44 cod

Çocuklarınıza interneti yasaklamayın; yaptıklarını takip edin. 12 Ocak 2014 Pazar günü, İELEV Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi

VEKÂLET YOLUYLA KURBAN KESİMİ

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

GAZİANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

VOCEA AUTENTICĂ. Constanţa str. Crişana, nr. 44. tel./fax: 0241/ web: office@udtr.ro

UNIUNEA DEMOCRATĂ TURCĂ DIN ROMÂNIA ROMANYA DEMOKRAT TÜRK BİRLİĞİ VOCEA AUTENTICĂ ROMANYA TÜRK DEMOKR AT BİRLİĞİ YAYIN ORGANIDIR.

GENEL BİLGİLER AİLEMLE İYİLİK PEŞİNDEYİM YARIŞMA YÖNERGESİ

İnönü Soyadı ve Eğitim

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Transkript:

- Noiembrie / Kasım 2005 pagina / sayfa 16 DIRECTOR OSMAN FEDBI Redactor-şef ERVIN IBRAIM Secretar de redacþie: Asan Murat Secretar tehnic: Omer Minever Colectiv redacþional: Vildan Bormambet, Serin Gafar, Firdes Veli, Iomer Subihan Adresa de corespondenţă: B-dul Tomis nr. 99, bloc S0, ap. 3 Constanţa Tel./Fax: 0241-550903 900669 e-mail: udtr2004@yahoo.com Tehnoredactare computerizată în sediul U.D.T.R. Tehnoredactor: Fârtat Cicero CONGRESUL TINERILOR DIN LUMEA TURCÃ În perioada 13-20 noiembrie 2005, la Istanbul- Turcia, a avut loc cel de-al XII-lea Congres al Tinerilor din Lumea Turcă. Au participat la acest important eveniment peste 200 de delegaţi veniţi din lumea turcă. Din partea U.D.T.R. au participat la acest congres Feridan Suliman-preşedintele Comisiei de Tineret, Nilgun Asan-redactor-şef al publicaţiei Genc Nesil, Emghil Hasan, Sibel Karasar, Sureia Şakir-secretar general, Ervin Ibraim-redactor-şef al publicaţiei Hakses. Cele 7 zile ale Congresului au cuprins lucrările co-misiilor de specialitate, ale di-verselor asociaţii şi organizaţii din cadrul DTGB (Uniunea Mondială a Tinerilor din Lumea Turcă) dar şi excursii în centrele istorice şi culturale ale Istanbulului şi Bursei precum şi vizionarea meciului de fotbal Turcia- Elveţia din preliminariile C.M. Congresul a fost onorat d e p r e z e n ţ a d o m n u l u i Abdullah Gul - vicepremier şi ministru de externe al Turciei, Serdar Denktaş vicepremier şi ministru de externe al Republicii Turce a Ciprului de Nord, deputaţi din statele turce, oficialităţi locale etc. E. I. Tiparul executat de: s.c. Selam Printing s.r.l. Constanþa telefon 0241-691.611 I.S.S.N. 1224-4694 Anul VII 2005, Nr. 11 (125) VOCEA AUTENTICĂ NOIEMBRIE / KASIM ROMANYA TÜRK DEMOKRAT BİRLİĞİNİN YAYIN ORGANIDIR PERIODIC BILINGV AL UNIUNII DEMOCRATE TURCE DIN ROMÂNIA EDITAT CU SPRIJINUL DEPARTAMENTULUI PENTRU RELAŢII INTERETNICE Vizita Preºedintelui Marii Adunãri Naþionale a Turciei Ramazan Bayram CONGRESUL TINERILOR DIN LUMEA TURCÃ

Noiembrie / Kasım 2005 pagina / sayfa 2 pagina / sayfa 3 Pe Ramazan Bayram data de 05.11.2005 U.D.T.R., dorind să marcheze într-un mod deosebit sărbătoarea bayramului a organizat un frumos spectacol folcloric. La spectacol au participat peste10 formaţii din cadrul uniunii cât şi invitaţi. Sala de spectacole de la Palatul Copiilor a fost neîncăpătoare - peste 500 de turci veniţi din Tulcea, Isaccea, Măcin, Babadag, Constanţa, Medgidia Băneasa Techirghiol Făurei cât şi alte localităţi au venit să asiste la spectacolul dat de Uniunea Turcă. Spectacolul a debutat cu corul de femei Mehtap condus de doamna Accoium Durie prezentând un purpuriu de cântece vechi rumeli anatoliene răspândite în Dobrogea. Rochiile de gală ale doamnelor şi domnişoarelor, ţinuta artistică cât şi cântecele au stârnit aplauzele publicului. Fetiţele formaţiei Sureya din Techirghiol îndrumată de d-na Seriha Menşeit au dansat pe ritmurile orientale. Invitate din partea U.D.T.T.M.R. au fost formaţiile Karadeniz şi Boztorgay care au prezentat dansuri şi cântece crimeene. Bayramul fiind o sărbătoare religioasă grupul Yeni Güller pregătită de domnişoara Ali Gülkalbim au cântat Ilahiler. Copiii din formaţia Fidanlar ne-au stârnit mândria pentru faptul câ i-am văzut crescând sub ochii noştrii şi ne-au reprezentat cu mândrie la foarte multe festivaluri prin dansurile lor specific turceşti. Formaţia Cocoş din Mangalia formată din instrumentişti valoroşi au adus atmosfera de nuntă. Cea care a ridicat sala în picioare a fost formaţia Delikanlilar condusă de Emgil Hasan. Ca adevăraţi cavaleri turci prin dansurile folclorice turceşti au făcut scena să tremurat odată cu halayul lor. Tuna, ansamblul filialei Tulcea care este şi cel mai vechi ansamblu din cadrul U.D.T.R., s-a îmbogăţit din vara acestui an cu un grup vocal ce au cântat cântece vechi tradiţionale păstrate din generaţie în generaţie. Şi aşa cum este tradiţia noastră ca de Bayram să facem cadouri celor dragi U.D.T.R. a dat cadouri cu dulciuri tuturor participanţilor. La spectacol alături de conducerea uniunii şi de d-nul deputat Ibram Iusein a participat viceconsulul Murat Başar. Bucuria şi mulţumirea ne-a fost mare când la sfârşit am văzut spectatorii plecând mulţumiţi de spectacolul văzut. Gafar Serin Atatürk ün 27 Ekim 1922 de Bursa da Istanbul dan Gelen Öğretmenler Yaptığı Konuşma İstanbul dan geliyorsunuz. Hoş geldiniz. İstanbul un feyz meşalelerinin temsilcileri olan yüce topluluğunuz karşısında duyduğum sevinç sonsuzdur. Yüreklerinizdeki duyguları, kafalarınızdaki düşünceleri, doğrudan doğruya gözlerinizde ve alınlarınızda okumak, benim için olağanüstü bir mutluluktur. Bu anda karşınızdaki en içten duygumu, izninizle söyleyeyim: İsterdim ki çocuk olayım, genç olayım, sizin nur saçan sınıflarınızda bulunayım. Sizden feyz alayım. Siz beni yetiştiresiniz. O zaman ulusum için daha yararlı oturdum. Ne yazık ki elde edilemeyecek bir istek karşısında bulunuyoruz. Bunun yerine sizden başka bir istekte bulunacağım: Bugünün çocuklarım yetiştiriniz. Onları yurda, ulusa yararlı insanlar yapınız. Bunu sizden istiyor ve diliyorum. Muallim Hanımlar, Muallim Beyler, Yurdu ve ulusu kurtarmak isteyenler için yurtseverlik, iyi niyet, özveri yok gerekli niteliklerdir. Nedir ki bir toplumdaki hastalığı görmek, onu iyileştirmek, toplumu çağımızın isteklerine uygun olarak yükseltmek için bu nitelikler yetmez bu niteliklerin yanında bilim ve teknik gereklidir. Bilim ve teklikle ilgili çalışmaların başladığı ve geliştirildiği yerse, okuldur. Bunun için okul gereklidir. Okul adım, hep birlikte, büyük saygı ile analım... (Dinleyiciler, bir ağızdan okul!.. diye bağırdılar.) Okul, genç beyinlere, insanlığa saygıyı, ulus ve yurt sevgisini, bağımsızlık onurunu öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düşünce, onu kurtarmak için tutulması uygun olan en doğru yolu belletir. Yurt ve ulusu kurtarmaya çalışanların ayrıca, işlerinde birer namuslu uzman ve birer çalışkan bilgin olmaları gereklidir. Bunu sağlayan okuldur. Ancak bu yolla, girişilecek her türlü işin usa uygun sonuçlara ulaştırılması gerçekleşmiş olur. Bayanlar, Baylar! Yurdumuz içinde uygarlıkla ilgili düşüncelerin, çağdaş ilerlemelerin, bir an bile yitirilmeden, yayılması ve gelişmesi gerektir. Bunun içindir ki bilimle, teknikte uğraşanların bu alanlarda çalışmayı, birer namus borcu bilmeleri gerekir. Öğretmenlerimiz, şairlerimiz, edebiyatçılarımız, yazarlarımız, durup dilenmeden, ulusa bu acı günleri ve onun gerçek nedenlerim açık ve kesin olarak yazacaklar, anlatacaklar, bu kara günlerin dönmemesi için, yeryüzünde uygar ve çağdaş bir Türkiye nin varlığım tanımak istemeyenlere, onu tanıtmak zorunda olduğumuzu hatırlatacaklardır. Bayanlar, Baylar! Acı da olsa söyleyelim ki, biz üç buçuk yıl öncesine değin, bir topluluk olarak yaşıyorduk. Bizi istedikleri gibi yönetiyorlardı. Dünya, bizi, yöneticilerimize göre tanıyordu. Üç buçuk yıldır, tam bir ulus olarak yaşıyoruz. Bunun elle tutulur, gözle görülür kanıtı, hükümetimizin biçimi, hükümetim izi n niteliğidir ki kanun onu Büyük Millet Meclisi diye adlandırdı. Bütün dünya, bir an bile şüphe etmesin ki, Türkiye Devleti nin biricik ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Bayağı çıkarlarını ve kendi güvenliklerini sağlamak için, ulus ve yurdun bağımsızlığını düşmanların eline bırakmakta bir sakınca görmeyen, bağımsızlığımıza son veren koşulları kapsayan Sevr Antlaşması nı onayan yöneticilerin, sultanların, padişahların öykülerini, bu zorbaların yasa dışı davranışlarını Türk ulusu, artık, ancak ve yalnız tarihte okur. Bayanlar, Baylar! Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için, yalnız ortam hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız, yaşatacaksınız ve kesinlikle başarıya ulaşacaksınız. Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım, sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız. Son bir söz: Sizin, seçkin bir topluluk olarak Bursa ya gelmeniz, yalnız Bursa yı değil, bütün Anadolu daki kardeşlerinizi sevindirdi. İstanbul dan getirdiğiniz selamları, bütün ulusa duyuracağız. Ben de sizden rica edeceğim ki, oradaki kardeşlerimize selamlarımızı iletiniz. İstanbul un alın yazısı, İstanbul da yaşayan gerçek Türklerin gönüllerinde ve duygularında yaşattıkları dileğe uygun olarak çizilecektir. Atatürk ün 25 Ağustos 1924 te Ankara da Toplanan I.Öğretmenler Birliği nde Yaptığı Konuşma Bayanlar, Baylar!Seçkin topluluğunuzun içinde bulunmaktan doğan sevincim sonsuzdur, Türkiye Muallimler Birliği nin Ankara da topladığı ilk kurultayım büyük sevinçle karşıladım. Yurdumuzun sizler gibi değerli bay ve bayan Öğretmenlerinin burada toplanması, Cumhuriyet için çok verimli sonuçların doğmasına yol açacaktır. Bayanlar, Baylar! Türkiye Muallimler Birliği nin bütün yurtta örgütlenmesin, Konya yı olduğu gibi Van ı da Hakkari yi de kuruluşu içine almaşım ve her köyde üyesi bulunmasını derin bir ilgi ile bekleyeceğim. Öğretmenler yeni nesli Cumhuriyet in fedakar öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin değeri, sizin uzmanlığınız ve fedakarlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet düşünce, bilgi ve beden yönünden güçlü ve yüksek seciyeli koruyucular ister. Yeni nesli bu nitelik ve yetenekte yetiştirmek, sizin elinizdedir. Üstün ödevinizin yerine getirilmesine yüksek çabalarla kendinizi adayacağınızdan hiç kuşkum yoktur. Ben, ulusal eğitim ve öğretimimizle ilgili görüşlerim!, çeşitli zamanlarda ve çeşitli imkanlardan yararlanarak söyledim. Gene de bu görüşlerimi birkaç sözcükte toplayarak yeniden söylemeyi yararsız görmüyorum. Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın eşit olarak, bütün öğrenim basamaklarındaki eğitim ve öğrenimlerinin iş ilkesine dayanması önemlidir. Yurt çocukları, her öğrenim basamağında, tutumsal alanda yapıcı, etkili ve başarılı olacak biçimde donatılmalıdır. Ulusal törelerimiz, uygarlık ilkeleriyle ve özgür düşüncelerle geliştirilmeli, güçlendirilmelidir. Bu, çok önemlidir; özellik de dikkatinizi çekerim. Korkuya dayanan ahlak, bir erdem olmadıktan başka, güvenilir de değildir. Baylar, bu görüşümde sizin yüzde yüz benimle birlikte olduğunuzdan kuşkum yoktur. Genel eğitim ve öğretim programımız da bu ilkeleri kapsamaktadır. Gene de biliyorsunuz ki, bu görüşlerin, bu programların kesin ve açık olması, çok önemli olmakla birlikte, yararlı ve verimli olabilmesi,onların, yeterli, anlayışlı ve fedakar öğretmenlerce, okullarımızda çok büyük bir özen ve çaba ile uygulanmasına bağlıdır. İşte, özellikle sizden rica edeceğim şey budur. Sizin basarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır. Arkadaşlar, yeni Türkiye nin birkaç yıla sığdırdığı askerlik, siyaset ve yönetim alanlarındaki devrimler, sizin; sayın öğretmenler, sizin toplumda ve düşünce yaşamımızda yapacağınız devrimlerdeki başarınızla gerçekleşecektir. Hiçbir zaman unutmayın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

Noiembrie / Kasım 2005 pagina / sayfa 4 pagina / sayfa 5 24 - KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ İnsan, dünyaya geldiğinde, daha bebek iken gözlerini açar açmaz çevresindekilerini hissetmeye çalışır. Yemeği, içmeyi, emeklemeyi, yürümeyi, koşmayı ve konuşmayı öğrenir. Kendisini ve çevreyi algılamaya çalışır. Tüm bunlara karşın yine de yardıma muhtaçtır. İnsanın yaşamdaki ilk yardımcıları anne, baba, abla, ağabey, nine ve dedesidir. Büyüyüp gelişen çocuk bilgilenme sürecine girer. Bu nedenle aile içi eğitim ve öğretim yetersiz kalır. Çocuğun bu döneminde ihtiyaç duyduğu bilgileri, ancak okulda öğretmen klavuzluğuda sistemli bir eğitimle olacağı ve yönlendirileceği somut olarak ortaya çıkmıştır.okulun ve öğretmenin devreye girmesiyle ailenin de bu konuda sorunu çözülür. Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi; eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir. Eğitim sorunlarını çözen uluslar; kültür, sanat, bilim, teknoloji, sosyo-ekonomik alanında da kalkınmış ve ilerlemiştir. Eğitime gereken önem ve ilgiyi göstermeyen uluslar, başka ulusların kölesi olmaya mahkumdurlar. Kalkınmanın temel şartı eğitim ve öğretimdir. Öğretmen; insanları eğitmeyi ve öğretmeyi meslek edinen, eğitim kurumlarında çocuk ve gençlerin eğitim öğretimlerine rehberlik eden, yön veren ve yaşam hazırlayan kimsedir. Öğretmenler gününün amacı öğretmenin toplumdaki yeri ve rolü önemi ve değeri nedir, sorunlarını belirlemek ve öğretmeni olması gerekli yüce oruna oturtmaktır. Öğretmenlerin kendi aralarında bağı kuvvetlendirmek, öğrencileri ile aralarındaki sevgi, saygı ve dayanışmayı güçlendirmektir. Emekli olan öğretmenleri saygıyla anmak ve yeni atanmış öğretmenlere mesleklerinin kutsal bilincine varmalarını sağlamaktır. İşte, Öğretmenler Günü, bu fedakar öğretmenlerimizin kıymetini bir kez daha düşünüp anlamamızı sağlayan önemli bir gündür. Öğretmenlerimize duyduğumuz saygı, sevgi ve şükranlarımızı dile getirmek için bu günü fırsat bilmeli ve bu duygularla, onların ellerini öpmeliyiz. Okulu bitirip hayata atıldığımız zaman, bizi bu günlere hazırlayan öğretmenlerimizi hatırlamak, ziyaret etmek ya da bir telefon, kart veya mektupla hatırlarını sormak onlar için en büyük ve en değerli armağan olacaktır. Öğretmenler Gününün Kısa Tarihçesi Türkler, ilk önceleri Göktürk ve Uygur alfabelerini kullanmışlardır. 8. Yüzyıldan itibaren, İslamiyetin kabul edilmesiyle birlikte Uygur alfabesi bırakılarak Arap alfabesine geçilmiştir. Kurtuluş Savaşı nı kazandıktan sonra, 29 Ekim 1923 te Cumhuriyet i kuran ulu önder Atatürk, askeri ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yeniliği başlatmıştır. Bu yeniliklerden biri de, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla, Arap alfabesi yerine Latin alfabesinin kabulü olmuştur. Bu tarihten itibaren yeni harflerin öğrenilmesi ve okur yazar sayısının artırılması konusunda büyük bir seferberlik başlatılmıştır. 24 Kasım 1928 tarihinde açılan, Millet Mektepleri nde, yaşlı, genç, çocuk, kadın... herkese yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir. Millet Mektepleri nin açılışı ve Atatürk ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. ÖĞRETMENİN DEĞERİ, YERİ VE GÖREVİ Büyük ve asil milletimizin insan gücü üstündeki savaşma ve fedâkârlıkları ile kazanılan zaferler, pek parlak olmakla beraber bizi henüz gerçek mutluluk ve kurtuluşa eriştirememiştir. Bu zaferlerin değerli sonuçlarını tamamen toplamak, birçok kan ve can karşılığında elde ettiğimiz millî bağımsızlık ve egemenliğimizi her türlü saldırıdan korumak için aynı emek, aynı kararlı davranış ve fedakâr hisle daha çok, pek çok çalışmaya ihtiyaç vardır. Memleketi ilim, kültür, iktisat ve bayındırlık sahasında da yükseltmek, milletimizin her hususta pek verimli olan kabiliyetlerini geliştirmek, gelecek nesillere sağlam, değişmez ve olumlu bir karakter vermek lâzımdır. Bu kutsal amaçları elde etmek için savaşan aydın kuvvetlerin arasında öğretmenler, en mühim ve nazik yeri almaktadırlar. 1923 (Atatürk ün T.T.B.1V, s. 487) Bir köy okulunu ziyaretinde, ders vermekte olan genç bir öğretmenin sınıfına girdiği zaman, öğretmenin, yerini kendisine bırakması üzerine söyledikleri: - Hayır yerinize oturunuz ve dersinize devam ediniz! Eğer izin verirseniz, biz de sizden istifade etmek isteriz. Sınıfa girdiği zaman Cumhurbaşkanı bile, öğretmenden sonra gelir. (Atatürk ten B.H., s. 40) Öğretmenlere hitaben söylemiştir: Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı. Hakikî zaleri siz kazanacak ve sürdüreceksiniz ve mutlaka muvaffak olacaksınız! Ben ve sarsılmaz imanla bütün arkadaşlarım, sizi takip edeceğiz. Ve sizin tesadüf edeceğiz engelleri kıracağız. 1922 (Atatürk ün M.A.D., s. 10) Mekteplerde öğretim vazifesinin güvenilir ellere teslimini, memleket evlâdının, o vazifeyi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini temin için öğretmenlik,, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, aşama aşama ilerlemeye ve herhalde refah teminine müsait bir meslek haline konulmalıdır. Dünyanın her tarafında öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır. 1923 (Atatürk ün S.D.I, s. 289) Öğretmenler, her vesileden istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. 1927 (Atatürk ün S.D.V. s.46) Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır! 1924 (Büyük Tarih Trabzon da, s. 11) Yeni Türkiye nin birkaç seneye sığdırdığı askerî, siyasî. İdarî inkılâplar çok büyük, çok mühimdir. Bu inkılâplar, sayın Öğretmenler, sizin toplumsal ve fikrî inkılâptaki muvaffakiyetlerinizle desteklenecektir. Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister! 1924 (M.E.I.S.D.I. S. 20) Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. 1924 (M.E.İ.S.D.I. S. 19) Öğretmenlerle yaptığı bir toplantı sırasında söylemiştir: Bu dakika karşınızda duyduğum en samimî hissi, izninizle söyleyeyim: isterdim ki çocuk olayım ve sizin bilgi saçan öğretim alanınızda bulunayım, sizden feyiz alayım, siz beni yetiştiresiniz! O zaman milletim için, daha yararlı olurdum; fakat maalesef, yerine getirilmesi imkânsız bir arzu karşısında bulunuyoruz. Bu arzunun yerine başka bir istekte bulunacağım: Bugünün evlâtlarını yetiştiriniz! Onları memlekete, millete yararlı uzuvlar yapınız! Bunu sizden istiyorum ve rica ediyorum. 1922 {Atatürk ün S.D.H, s. 42) İsterim ki, daima idealimi gençlere aşılayasınız ve daima korumak hususunda çalışasınız. (Şemsettin Günaltay, 1951 Olağan-üstü Türk Dil Kurultayı, s. 32) EĞİTİM - ÖĞRETİM VE ÖĞRETMEN ÜZERİNE ÖZLÜ SÖZLER Yeter derecede eğitime sahip olmalısın ki, çevrende insanları gereğinden büyük görmeyesin; fakat bilgeliği sağlayacak kadar da eğitimin olmalı ki, onları küçük görmeyesin. (M. L. BOREN) Heykeltıraş mermere ne ise; öğretmen de çocuğa odur. (Addison) Öğretmen ve ağaç ürünlerinden belli olur. (Ukrayna Atasözü) Öğrencilerine okuma isteği aşılamayan bir öğretmen havada soğuk demir dövüyor demektir. (H. Mann) Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur. ÖĞRETMEN ANDI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINA, ATATÜRK İNKILÂP VE İLKELERİNE, ANAYASADA İFADESİNİ BULAN TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE SADAKATLE BAĞLI KALACAĞIMA; TÜRKİYE CUMHURİYETİ KANUNLARINI TARAFSIZ VE EŞİTLİK İLKELERİNE BAĞLI KALARAK UYGULAYACAĞIMA; TÜRK MİLLETİNİN MİLLÎ, AHLÂKÎ, İNSANÎ, MANEVÎ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİNİ BENİMSEYİP, KORUYUP, BUNLARI GELİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIMA; İNSAN HAKLARINA VE ANAYASANIN TEMEL İLKELERİNE DAYANAN MİLLÎ, DEMOKRATİK, LÂİK BİR HUKUK DEVLETİ OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ NE KARŞI GÖREV VE SORUMLULUKLARIMI BİLEREK, BUNLARI DAVRANIŞ HALİNDE GÖSTERECEĞİME NAMUSUM VE ŞEREFİM ÜZERİNE YEMİN EDERİM. Öğretmenlik mesleklerin en az kazanç getireni, fakat insanı en çok ödüllendirenidir. (H.V. Dyke) Öğretmen nasılsa sınıf da öyledir. (Alman Atasözü) Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir. Dünyanın her yerinde öğretmenler toplumun en özverili ve en saygıdeğer öğeleridir. Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınızın kazandığı için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz... Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız. ÖĞRETMEN MARŞI Alnımızda bilgilerden bir çelenk, Nura doğru can atan Türk genciyiz. Yer yüzünde yoktur, olmaz Türk e denk; Korku bilmez soyumuz. Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun; Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun. Candan açtık cehle karşı bir savaº, Ey bu yolda ant içen genç arkadaº! Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş; Durma durma koº. Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun; Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun. Bir topluluk ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki,toplumun gerçek bir ulus haline getirirler. Öğretmenlik Tanrı sanatıdır. (Hz.Ali) Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik (uygulama) mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir. İsmail Hikmet ERTAYLAN

Noiembrie / Kasım 2005 pagina / sayfa 6 pagina / sayfa 7 MÜSLÜMAN GÜVENİLİR İNSANDIR Mü min, Yüce Allah ın varlığına ve birliğine inanan anlamına geldiği gibi, başkalarına güven veren ve güvenilen kişi anlamını da taşır. Öyle ise mümin, ahdine vefalı, anlaşmalarına sadık, sözü özü bir, dostluğuna güvenilen bir insandır. Yüce Rabbimiz, Mü minûn sûresinin ilk ayetlerinde, kurtuluşa erecek müminlerin vasıflarını açıklamakta ve 8. ayetinde meâlen şöyle buyurmaktadır: Yine onlar (o mü minler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riâyet ederler. Bir Mü min, sevdiğini sırf Allah için sever ve ondan maddî bir beklenti içinde olmaz. Sır saklar, emanete hıyanet etmez. Hz. Peygamber (s.a.v) in yüksek ahlakına uymaya ve O nun gibi güvenilir bir insan olmaya çalışır. Yüce Allah, Peygamberlerini güvenilir kiºilerden seçmiº ve gönderildikleri toplumlar tarafından da, emin kişiler olarak tanınmışlardı[2]. Nitekim Mekkeliler, Peygamberimiz (s.a.v) e, daha peygamber olmadan önce, el-emin sıfatını vermişlerdi. Bir Müslüman, verdiği sözden, üzerindeki emanetlerden Allah katında sorumlu tutulacaktır. Yüce Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır: Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir. Özellikle Allah ın adını anarak verilen sözlerin, yapılan adakların ve yeminlerin yerine getirilmesini emretmekte ve sözünde duranlara sevap vereceğini bildirmektedir. Sözünde durmayanları ise, Nahl sûresinin 92. ayetinde kınamakta ve onları, ipliğini iyice eğirip katladıktan sonra söküp bozan kadının durumuna benzetmektedir.peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hadis-i şeriflerinde, Müslüman ı ve Mümin i şöyle tarif etmiştir: Müslüman, dilinden ve elinden müslümanların güvende olduğu, Mü min de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir. Mü min, geçimi güzel olan kişidir. Geçimsiz kişide ise, hayır yoktur.uyumlu olmak, ancak güvenilir bir insan olmakla sağlanır. Sözüne özüne güvenilmeyen bir insanla, dostluk ve ticârî ilişki kurulamaz. Meşru bir mazeret bulunmadıkça verdiği sözde durmayan kişinin toplum içerisindeki saygınlığı zedelenir, dostlarının sayısı azalır, işi ve ticari ilişkileri bozulur. Bunun için iş, ticaret ve toplum hayatında güven duygusu çok önemlidir. Birbirine güven duymayan toplumlarda huzur ve asayiş sarsılır ve insani ilişkiler bozulur. Eğer Allah a ve insanlara verdiğimiz sözleri yerine getirmezsek, büyük bir vebal altına girmiş oluruz. Yalancılıkla güven ve itibarın bir arada bulunamayacağını bilmeliyiz. Sevgili Peygamberimizin konumuzla ilgili olan, Çevresindeki insanların şerrinden emin olmadığı kişi, cennete giremez Hadis-i Şerifine dikkat etmeliyiz. Yerine getiremeyeceğimiz vaatlerde bulunmamalı, çevremize, yakınlarımıza, iş arkadaşlarımıza ve bütün insanlara güven telkin etmeli ve bunu, bir hayat prensibi haline getirmeyi unutmamalıyız. DIN ACTIVITÃÞILE U.D.T.R. Pe data data de 27.10.2005, U.D.T.R a oferit o masă de iftar la Hotel Parc Mamaia. Au fost invitaţi reprezentanţi ai Consulatului General al Republicii Turcia la Constanţa, între care d-nul Murat Başar şi d-na Yîldîz Keyukkaan, directorul adjunct al Colegiului Naţional Kemal Ataturk din Medgidia d-nul Tahsin Akşit, oameni de afaceri, membrii din cadrul uniunii. Meniul a fost specific turcesc fiind compus din ciorbă de linte, mantî, pide, plăcintă cu spanac, baclavale. Mulţumim pe această cale oamenilor generoşi care încă odată au fost alături de comunitatea noastră în special d-nei Şachir Sureia care a fost sufletul acestei activităţi. Gafar Serin Ramazan Bayram la Constanþa TOPLUMU KİRLETEN GÜNAH: RİYAKÂRLIK Yüce Allah insana sayısız nimetler vermiş, ondan kendisini tanıyıp ibadet etmesini, ilâhî emir ve yasaklarına uymasını, bütün bunları yalnız kendi rızası için yapmasını istemiştir. Nitekim Mü min sûresinin 65. ayetinde meâlen şöyle buyurulmaktadır: O diridir. O ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde sadece Allah a itaat ederek (samimi olarak) O na ibadet edin. Hamd alemlerin rabbine mahsustur. Riya; iş, söz ve davranışlarda gösterişte bulunmak; bir iyiliği veya salih bir ameli Allah ın rızasını kazanmak niyetiyle değil, insanların beğenisi için yapmaktır. Özellikle maddî ve manevî çıkarlar elde etmek için, yüce dinimiz İslam ın aracı kılınması, insanın Allah katındaki kıymetini yok ettiği gibi toplum içerisindeki itibarını da zedeler. Zira Yüce Allah a karşı samimi olmayan, insânî ilişkilerde de samimiyet gösteremez. Kişinin söz ve davranışlarındaki samimiyetsizlikleri, diğer insanlar tarafından kısa zamanda anlaşılır. Neticede bu kişilere kimse güvenmez. Bununla birlikte riya, ibadetin özünü bozar, sevabını giderir, ortada yalnız ibadetin şekli kalır. Bunun için kul, ibadet esnasında riyadan, gösterişten uzak kalmalı, ibadetlerini sırf Yüce Allah ın rızası için yapmalıdır. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: Her kim işlediği bir hayrı, menfaat umarak halka duyurursa, Allah da onun gizli işlerini duyurur. Yine her kim işlediği bir hayrı gösteriş için yaparsa Allah da onun riyakârlığını ortaya çıkarır. Riya bahane edilerek ibadet terk edilmemeli, kesin bilinmedikçe de başkaları riyâkarlıkla suçlanmamalıdır. Riya kalbe ait bir durumdur. Kalplerde olanı ise ancak Allah bilir. İbadetlerimizi ve işlerimizi eksiksiz yerine getirme gayreti içinde olmalı, gösterişten uzak, ihlaslı ve samimi duygularla hareket etmeliyiz. Amellerimizin sevabını gösteriş ve riya ile kaybetmemeliyiz. Yüce Allah ın rızasını, insanların övgüsüne tercih etmeyi hayat prensibi haline getirmeliyiz.yüce Allah buyuruyor ki: Ey iman edenler! Allah a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. Ramazan orucu ile şevvalde de 6 gün oruç tutan kimse, bir yıl oruç tutmuş sayılır Peygamberimiz Muhammed (SAV) Prima zi a Ramazan Bayramului a foat sărbătorită la Constanţa, aşa cum se cuvine de filiala Constanţa, care a organizat un reuşit toplantî cu acest prilej. Acţiunea a fost coordonată de d-nul Iusein Cadirpreşedintele organizaţiei judeţene Constanţa a U.D.T.R. şi de d-nul Enver Iaşar-preşedintele organizaţiei filialei Constanţa a U.D.T.R. Au participat la această acţiune numeroşi etnici turci, membri ai filialei Constanţa a U.D.T.R. De asemenea acţiunea a fost onorată de prezenţa conducerii centrale a uniunii, respectiv Osman Fedbi-preşedinte U.D.T.R., Asan Murat-prim-vicepreşedinteU.D.T.R., Sureia Şachir-secretar general U.D.T.R., şefi de comisii, redactori ai celor 2 publicaţii ale uniunii, angajaţi ai U.D.T.R. Felicităm cu acest prilej conducerea filialei Constanţa pentru organizarea acestui acţiuni. Ervin Ibraim

Noiembrie / Kasım 2005 pagina / sayfa 8 pagina / sayfa 9 Vizita D-lui Bülent Arınç, Preşedintele Marii În perioada 15-18 noiembrie 2005, comunitatea turcă din România s-a bucurat de o importantă vizită. Preşedintele Marii Adunări Naţionale a Turciei, D-nul Bülent Arınç, s-a aflat pentru patru zile într-o vizită oficială. Sosit pe aeroportul Băneasa cu un avion particular, Domnia Sa a fost întâmpinat de vicepreşedintele Senatului României, D-nul Teodor Meleşcanu. În aceeaşi zi a mai avut întâlniri cu Preşedintele Senatului, Nicolae Văcăroiu, Preşedintele Camerei Deputaţilor, Adrian Năstase şi cu Ministrul de Externe, Răzvan Mihai Ungureanu. De asemenea, delegaţia a depus coroane la Cimitirul Eroilor din Bucureşti şi la statuia lui M. K. Ataturk din faţa hotelului Majestic Bucureţti. A doua zi, distinsul oaspete a fost primit de Preşedintele României, Traian Băsescu şi Primul Ministru al României, Călin Popescu Tăriceanu. După aceste întâlniri, D-nul Bülent Arınç a vizitat Liceul Internaţional de Informatică Lumina din Bucureţti. Vizita în România a continuat joi, 17 noiembrie, cu vizitarea geamiei din Medgidia, unde a fost întâmpinat de reprezentanţii celor uniuni: Uniunea Democrată Turcă din România şi Uniunea Democrată a Tătarilor Turco-Musulmani din România, care au fost gazda D- lui Bülent Arınç pe restul traseului. De asemenea, tot în Medgidia, au vizitat Colegiul Naţional Kemal Ataturk, unde a avut discuţii cu directorii liceului. În seara aceleaşi zile, a avut loc o manifestare artistică organizată de Consulatul General al Republicii Turcia la Constanţa, în colaborare cu cele două uniuni. La acest spectacol au evoluat ansamblurile reprezentative ale comunităţilor turcă şi tătară din Dobrogea. În cadrul acestei manifestări, distinsului oaspete i-au fost oferite suveniruri care să-i amintească de această vizită. Din partea Uniunii Democrate Turce din România, D-nul Osman Fedbi, preşedinte, i-a oferit o plachetă, cărţi editate de uniunie şi un coş cu flori. Plăcut impresionat, D-nul Bülent Arınç le-a oferit celor doi preşedinţi de uniuni câte o medalie reprezentând sigla Marii Adunări Naţionale a Republicii Turcia. Ziua s-a încheiat cu o recepţie. Vineri, după întâlnirea cu Muftiul Cultului Muslman din România, d-nul Murat Yusuf şi vizita la geamia Hunkiar din Constanţa, coloana oficială a plecat spre Mangalia, unde au vizitat geamia Esmahan Sultan. În aceeaşi zi, D-nul Bülent Arınç a vizitat etnicii turci loviţi de inundaţii din localitatea Tuzla şi a avut pentru ei numai vorbe de încurajare. Ţinem să-i mulţumim pe această cale pentru ajutorul acordat familiilor lovite de soartă din Tuzla. În seara zilei de vineri, oaspetele nostru a fost condus de reprezentanţii uniunilor la Aeroportul Internaţional M. Kogălniceanu, unde s-a încheiat vizita oficială în România. Minever O. Adunări Naţionale a Turciei, în România Sn. Osman Fedbi, R.D.T.B. Genel Başkanı Sn. T.B.M.M. Başkanı Bülent Arınç beyin ziyareti vesilesi ile yaptığı konuşma Sayın Başkanım Sayın Büyükelçim Sayın Başkonsolosum Değerli Konuklar Romanya Demokrat Türk Birliği adına ve kendi adıma Romanya nın Köstence şehrine hoş geldiniz diyorum. Romanya Demokrat Türk Birliği 1990 yıllarında Romanya Türkleri tarafından kuruldu. Teşkilatımızın genel amaçları ise dilimizi, islam dinimizi, örf ve adetlerimizi korumaktır. 15 yıldan beri Romanya Demokrat Türk Birliği Romen Devletin tarafından resmi olarak tanılan tek teşkilatır. Aynı zamanda devamlı olarak Romanya Parlamentosunda milletvekillerimiz var. Bu gün Romanya Türklerini temsil eden tek bir dernek vardır. O da Romanya Demokrat Türk Birliği. Tarih boyunca çeşitli faaliyetler düzenledik. Bunlardan ön plana geçen faaliyetlerimizi kısa olarak sunmak istiyorum: - Kültür, eğitim ve din alanlarda çeşitli faaliyetler düzenlemek - Her sene Türkçe kampları düzenlemek - Türkçe ve Din Olimpiyatlarını desteklemek - Türk aydınların kitaplarını yayınlamak. - Hakses ve Genç Nesil adlı gazetelerimizı çıkarmak - Türk gençlerine her alanda yardımda bulunmak Değerli konuklar Romanya da resmi olarak 33 000 Türk yaşamaktadır. Romanya ve Avrupa Birliği için bizim toplumuz bir modeldir. İyi Romen vatandaşı olarak, aynı zamanda Türk Dünyasının bir parçası olarak, Türk milli azınlığı, Romanya ve Türkiye Cumhuriyeti arasında bir dost köprüğü kurmaktadır. Değerli konuklar Fazla zamanınızı almak istemediğim için konuşmamı kapatıyorum saygı ile selamlıyorum Osman Fedbi RDTB Genel Başkanı

Noiembrie / Kasım 2005 pagina / sayfa 10 pagina / sayfa 11 Sn. Cidem Sena Menabit ile yapılan mülâkat 1. Önce kendinizi biraz tanıtır mısınız? Adım Ciden Sena Menabit. Köstence doğumluyum. Ovidius Üniversitesi Dil ve Edebiyat Fakültesi Romence -Türkçe bölümünden 1999 senesinde mezun oldum. Aynı yılın sonbaharında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen burslardan birini kazanarak master ve doktoramı yapmak için Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde lisans üstü eğitimime 6 sene devam ettim. Şu an doktora tezimin son aşamasındayım. Geçen seneden itibaren Ovidius Üniversitesi bünyesinde açılan Kemal Atatürk Kolejinde asistan olarak atandım. Bu sene de aynı göreve devam etmekteyim. 2. Kolej ve okutulan dersler hakkında bilgi verir misiniz? Kemal Atatürk Koleji Romanya ve Türkiye arasında Eğitim Bakanlıkları düzeyinde imzalanan bir protokol sonucunda açılan üç yıllık eğitim veren bir müessesedir. Bu protokolün asıl hedefi Türk Tatar soydaşların lisans eğitimini tamamlamasıdır ve doğal olarak öğrencilerin anadilinde eğitim görmektir. Yine bu protokol gereği Türk tarafı alan dersleri için birer hoca göndermeye sorumluluk üstlenmiştir. Burada okutulan esas dersler Türk Dili ve Edebiyatı, Pratik Türkçe, Türk Çocuk Edebiyatı, İslam Dini ve Tarihi, Kur an, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Pratik İngilizce, Pedagoji, Psikoloji ve Metod Bilimi dersleridir. Anlaşıldığı üzere formasyon dersleri verildiği için Atatürk kolejinden mezun olan öğrenciler anaokul ve ilkokullarda ders verme hakları vardır. Ki zaten kolejin asıl amacı anaokullar ve ilkokullar için uzman öğretmen yetiştirmektir. Bu hususlardan yola çıkarak Türkolojiden mezun olanlar muhakkak teşvik edilmeli ve Türkçe öğretildiği okullarda kadrolu elemanlar olarak atanmalıdır. Dil öğretiminde en önemli hususlardan biri de kaliteli öğretmendir. Öğretmenin nitelikleri çağa ve duruma göre değişir. Ancak öğretmenin değişmeyecek bir niteliği olmalıdır. O da iletişim başarısı. Öğretmen öğrencileriyle kaliteli iletişim kurabilmeli ancak Türkçe söz konusu olduğunda bu iletişimini Türkçe kurabilecek durumda olmalıdır. Öğretmen rahatça Türkçe konuşabilmelidir. Evinde Türkçe dinlemeli, sokakta Türkçe meramını anlatmalı, ailesiyle bağlarını Türkçe kurmalıdır. Aksi takdirde Türkçe onda ikinci planda kalır ve zamanla ölür gider. Bugün Romanya da otuzdan fazla Türkçe öğretmeni vardır. Bu iyi bir sayıdır. Fakat onlar bir araya geldiklerinde en azından mesleklerinin icabı Türçke konuşmaları gerekirken bunu yapmamaktadırlar. Bu üzüntü vericidir. Çünkü bu durum onların meselenin henüz fevkine varamadıklarının işaretidir. Türkçe burada bir İngilizce, bir Fransızca değildir. Kolejin durumuna dönersek, bu seneden itibaren Avrupa Birliği kriterleri gereği Bologna Protokolü çerçevesinde tüm üniversite kolejleri gibi Atatürk koleji de ortadan kalkıyor. 3. Peki bu durumda Kolejin geleceği ve halen eğitime devam eden öğrencilerin durumu ne olacak? Kolejimiz bu seneden itibaren Dil ve Edebiyat Fakültesi Romence Türkçe veya İngilizce-Türkçe bölümü olarak devam edecektir. 1990 dan itibaren bu Fakültede Türkçe okutulmaya devam etmiştir. Kolejin 2. ve 3. sınıfların öğrencileri şimdiye kadar uygulanan müfredata göre devam edecektir ve kolej diplomalarını kazanmaya hak edecektir. Maalesef bu yaz Romence-Türkçe ve İngilizce-Türkçe bölümleri için açılan sınavları 3-4 kişiden fazla kazanan olmadı, dolayısıyla bu sayı çok az olduğu için grup oluşturulamadı ve bu bölümlerde devam eden soydaşlarımız yoktur. Bu çok acı bir durum çünkü anadilimizi öğrenme ve daha sonra mezun olduktan sonra öğretme hakkımız ve ilk önce bu hakkımız tanındığı için şansımız varken, biz bu şansımızı elimizle tersliyoruz. 4. Sizce bu olumsuz durumun sebebi ne olabilir acaba?? Geçen yıllarda koleje giren öğrenciler sınavsız sadece bir mülakatla kazanıyorlardı. Dolayısıyla çok fazla rekabet olmazdı. Ancak bu sene liseden mezun öğrenciler sınava katılmak zorundaydılar. Sınav Romence veya İngiliz dilinden oldu ve bundan sonra da öyle olacaktır. Sınava 12 öğrenci kayıt oldu fakat maalesef bu 12 öğrenciden sadece 3 kişi kazandı. Sınava katılan öğrencilerin çoğu Mecdiyedeki Atatürk Lisesinden mezun olan öğrencilerdir. Fakülteye devam edememe durumu gösteriyor ki rekabet onların seviyesini aşmış durumunda oldu. Biz bu durumu önceden tahmin ederek ve asıl amacımız Türkçenin üniversite düzeyinde ölmemesi olduğu için Milletvekillerimizin kanalıyla Romen Milli Eğitim Bakanlığına başvurarak Türk-Tatar asıllı olan 10 öğrenci için sadece dosyalarını başvurarak Türkçe okumaya hak kazanmaya dair girişimde bulunduk. Bunlardan 5 i Romence- Türkçe bölümüne devam etsin, diğerleri ise İngilizce-Türkçe bölümüne devam etmesi için aruladık. Çünkü bu hak doğal olarak tüm azınlıklara verilmektedir. Tabi kontejan sayısı değişken olabilir. Ancak bana anlatıldığına göre girişim için geç kalınmış ve bu sebepten bu sene Türkçe okuyan 1. sınıfta öğrencilerimiz yoktur. Seneye ise, eğer ki erkenden girişimde bulunup tekrar bu hakkımızı kazanmış olursak bu bedava okuyacak 10 öğrencinin sponsorluk halinde desteklenmeleri gerekir. Ümit ediyorum ki bu röportaj sonucunda toplumumuz duyarsız kalmayacaktır ve Türkçenin ölümüne mahkum edilmemeye engel olacaktır. Bu bağlamda, bu seneden itibaren Üniversitenin bünyesinde olan Yabancı diller departımanına ben kendim Dil ve Edebiyat Fakültesinde olmayan öğrencilere Türkçe dersleri vermeye başladım. Bu derse katılan öğrencilerin çoğu Romendir ve Hukuk, Tarih, İspanyolca gibi bölümlerde okuyan öğrencilerdir. Yani Romenlerin Türkçeye ilgisi Türklerden daha fazla olduğunu açıkça diyebilme durumundayım. Bu durum aynı zamanda hem sevindirici, hem üzücü. Din ve dil bir milletin kimliğidir. Eğer ki bu iki unsuru kendimiz koruyamazsak, korunmasını yabancılardan hiç beklememek lazım ve biz kendi kimliğimizi kaybetme durumunda düşeceğiz. Ayrıca herşeyden önce bizi her zaman manevi ve maddi olarak destekleyen Türkiyeye de bir vicdan borcumuz vardır. Bugün Türkiye Türkçesi 70 milyon insan tarafından konuşulup anlaşılmakta ve Türkiye dışındaki coğrafyada da aynı durum var, bu dille bilim, sanat, edebiyat yapılmakta ve gün geçtikçe işlenmektedir. Türkiye Türkçesi bir imparatorluk dilidir. Biz de bu topraklarda onu mümkün olduğu kadarıyla onu koruyalım ve devam ettirelim. Son olarak, bu roportajı yapmaya imkan tanıdığınız için teşekkürlerimi sunar ve tüm meslektaşlarımın gelecek olan Öğretmenler gününü kutlar ve onlara başarılar dilerim! As. Drd. Ciden Sena Menabit Röportajı yapan: Subihan İomer TANIDIGINIZ TÜM KADINLARA İLETMENİZ DİLEĞİ Orta yaşlı ve düzgün giyimli bir adam sessizce kafeye Girerek köşedeki masaya oturur. Garsona sipariş vermek için beklerken yan masadaki gençlerin kendisine bakarak gülüştüklerini farkeder. Belli ki yakasına taktığı küçük pembe kurdele şeklindeki Rozetine gülmektedirler Bu alaylı bakışları görmezden gelen adam, yan masadakilerin bu ısrarlı sırıtmalarına dayanamayarak elini lacivertceketinin yakasındaki rozete götürerek, Bu mu? diye bakışanlara sorar. Yan masadakiler yüksek sesle gülerek, Küçük güzel Pembe kurdeleniz lacivert ceketinize pek de yakışmış! Diyerek sırıtmaya devam ederler. Orta yaşlı adam bu sözü söyleyen delikanlıya dönerek, Lütfen masama buyrun bunu tartışalım der. Biraz önce tüm sevimsizliğiyle sırıtan delikanlı sebebini anlamadığı bir utanma ve sıkıntı hissine kapılsa da gelip masaya oturur. Adam anlaşılır ve yumuşak bir sesle, Bu içinde olduğumuz ayda, kadınların arasında meme Kanseri bilincini yaygınlaştırmayı ifade ediyor. Ben bu rozeti annemin adına takıyorum der. Bu açıklama karşısında başkalaşan delikanlı, Çok üzüldüm, anneniz meme kanserinden mi öldü diye sorar. Hayır diye cevap verir orta yaşlı adam ve devam eder: Annem sağ. Küçük bir çocukken kendimi yalnız hissettiğim korkulu anlarımda her zaman başımı saklayabileceğim ve huzur bulacağım yumuşak bir yuvadır annemin memeleri. Annemin sağlığı için dua ediyorum. Hımmm diye kekeler delikanlı. Bu rozeti karım için takıyorum diye devam eder orta yaşlı adam. Karınız da herhalde iyi diye sorar dilekanlı. Evet, evet der adam Karım benim için aşk ve sevgi kaynağı olmuştur her zaman. 23 yıl önce sevgili kızımızı beslemiştir memesiyle. Karımın sağlığı için tanrıya şükrediyorum. Sanırım kızınızın sağlığı için de takıyorsunuz? Hayır... Kızımı bir ay önce meme kanseri nedeniyle kaybettik. Yaşının çok genç olduğunu düşünerek ihmal etmiş memesinde farkettiği kitleyi. Bu nedenle geç kaldık. Genç delikanlı, yüzündeki utangaç ve üzüntülü bir ifadeyle, Çok üzgünüm bayım. Özür dilerim der... Orta yaşlı adam Kızımın anısına öğünerek takıyorum Bu küçük pembe kurdeleyi. Bu sayede çevremdekileri de aydınlatabiliyorum. Şiimdi evine git, karınla, kızınla, annenle konuş deyip cebinden çıkardığı küçük pembe kurdele rozetini uzatırken, delikanlı öne eğilir ve Yardım edebilir misiniz? diye mahçup mahçupsorar. Bu öyküyü Türkiye Meme Vakfı ndan Dr. Can Gürbüz gönderdi.. Öykünün altına bir de not düşmüş: Bir mumun, diğer mumu yakarak Aydınlatmasıyla kaybedeceği hiçbir şey yoktur.. Lütfen bu hikâyeyi Yayarak diğer mumları da aydınlatın... Tüm aydınlıklar kadınların olsun... 12. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı Sonuç Bildirgesi 12. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı 18-19 Kasım 2005 tarihleri arasında, dört oturum halinde, İstanbul da toplanmıştır. Kurultay a Çuvaşistan, Omsk-Kazak, Gagauz Yeri, Özbekistan, Kırım Tatar, Kumuk, Romanya Kırım Tatar, Romanya Türk, Tümen Tatar, Altay, Şor, Hakasya, Tataristan, Teleut, Omsk-Tatar, Hollanda, Afganistan, Türkmeneli, Güney Azerbaycan, Türk- Ata, Kazakistan, Bulgaristan, Makedonya, Batı Trakya, Nogay, Başkurdistan, Doğu Türkistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kaşgayi, Ahıska, Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Yakutistan, Karaçay, Balkar, Fin-Ogur, Avrupa Federasyonu, Ufa-Tatar ve Türkiye Türkleri adına 40 delegasyon katılmıştır. Türk Dünyası nın farklı bölgelerinden bu 40 delegasyon halinde toplanan gençlik sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri aşağıdaki kararlara vararak sonuç bildirgesi olarak ilan etmişlerdir. 12. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı; 11. Kurultay kararı doğrultusunda 12. Kurultayı Kazan ın 1000. yılına ve Tatar halkına ithaf eder. Rusya Federasyonu ndaki mevcut üniterleşme eğilimini Federasyon anlaşmalarına, RF anayasasına ve insan hak ve hürriyetleri konusundaki uluslar arası düzenlemelere aykırı bulur; Milli cumhuriyetlerin eyaletleştirilmesi siyasetinin Türk halkları açısından orta ve uzun vadede asimilasyon anlamına geleceğine işaretle bu gelişmeler hakkında endişelerini bildirir. 1. Az sayılı Türk halklarından Şorlar, Teleutlar, Tofalar ve Hakaslar ın kısa vadede yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduklarının bilinci ile tüm Türk Bağımsız ve Muhtar devletlerini bu topluluklara yardıma davet eder. 2. Tataristan Cumhuriyeti ndeki dini baskı politikasını endişe ile karşılayarak; sivil toplum önderlerinin kanunsuz tutuklanmalarını ve şiddete maruz kalmalarını protesto eder. 3. Balkar halkı üzerine uygulanan keyfi polis şiddeti ve sosyo-ekonomik soykırımı Türk ve dünya kamuoyunun dikkatine sunar. 4. Karaçay ve Balkar halklarının 1943-1957 yılları arasında sürgün ile uğramış oldukları soykırımın tanınması, topraklarının ve kaybedilmiş halklarının tümünün iadesi ve zararlarının tazmini konusunda uluslar arası girişimlere başlanması konusunda karar verir. 5. Nogay bozkırının 1957 yılındaki düzenlemeler ile Rusya Federasyonu içinde farklı federal birimler arasında bölünmüşlüğüne; halen devam eden bu durumun Nogay halkının hızla asimile olmasına sebep oluşuna işaretle; Nogay halkının otonomiye sahip olma mücadelesinde kendilerini destekler. 6. 1944 yılında vatanlarından sürülen Kırım Tatarları nın bu sürgün esnasında nüfuslarının %60 ını kaybettiklerini hatırlatarak; bu sürgünü soykırım olarak kabul eder; Türk ve dünya kamuoyunu Kırım Tatar Halkının sürgününü soykırım olarak tanımaya davet eder. 7. Türk ve Müslümanların Avrupa ve Rusya da uğradıkları neo-nazi saldırılarını kınar, Türk ve Dünya kamuoyunun dikkatini bu önemli hususa çeker. 8. Üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen Türkiye ye yerleşmiş bulunan Bulgaristan Türklerinden önemli bir kısmına halen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmemesinin; özellikle 1997 ve sonrasında Türkiye ye göç eden soydaşlarımızın ikamet sorunlarının yarattığı sosyal problemlere işaretle; meselenin en kısa zamanda çözüleceğine inançla, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerini bu konuda acil çözüm üretmeye davet eder. devamı 14. sayfada

Noiembrie / Kasım 2005 pagina / sayfa 12 pagina / sayfa 13 Jurnal de calatorie Asa cum se obisnuia în fiecare an, între primăriile Galaţi şi Eskişehir se organizează Zilele Culturale Româno-- Turce, dar în acest an am avut onoarea să particip direct, fapt ce m-a motivat în a vă relata această amplă manifestare culturală bilaterală privită din interiorul acesteia. Plecarea a avut loc pe data de 08 octombrie de la Galaţi în jurul orelor 24.00 cu un autocar pus la dispozitie de catre municipalitatea de pe malurile atat de batrane dar vesnic statornice ale Dunarii. Alaturi de binecunoscutul colectiv al Teatrului de Papusi Gulliver participant la aceasta manifestare, erau si personalitati binecunoscute in viata culturala a societatii noastre; precum domnul Prof. Univ. Dr. Dan Rapa de la Universitatea Dunarea de Jos Galati, domnul Prof. Dr. Mihai Maxim, domnul Dr. Emil Nazare etnolog, doamna Ghiulten Abdula Presedintele Comisiei de Cultura din cadrul Uniunii Democrate Turce din Romania precum si doamna Düriye Akkoiun coordonatoarea corului feminin Mehtap din Constanta. Dupa ce am strabatut meleagurile dobrogene si bulgaresti, zorii zilei ne-au intampinat in apropierea vamii turce.recunoasterea meleagurilor strabune a fost emotionanta si facila deoarece aceeasi figura impozanta ne saluta de bun-venit :Mustafa Kemal Atatürk fauritorul Turciei moderne cu binecunoscutul sau motto : Ne mutlu Türküm diyene!. Pentru ca sunt fascinata de istorie si in special de personalitatea, contributia acestui mare om politic, conducator de mare tinuta morala am pasit cu mandrie pe pamantul turcesc. Apoi,am trecut peste podul Boğaziçi,ce leaga Turcia Europeana de Turcia Asiatica,si malul de vest de cel de est al Stramptorii Bosfor. Peisajul era uluitor.privirile tuturor erau impietrite in fata acestui colt de Rai.Marea limpede ne imbratisa si ea de bunvenit. Drumul pana la Eskisehir a fost la fel de frumos,fiecare oras avand propriul farmec. Am ajuns seara, in jurul orei 20:30 la destinatie.aici am fost intampinati cu caldura si ospialiatate de catre organizatorii acestui duplex. Dupa ce am servit masa de seara ne-am cazat la hotel. A doua zi am mers la simpozionul «Relatii Romano-Turce de-a lungul timpului de ieri pana azi» acest simpozion constituind inceputul infratirii celor doua orase: Galati si Eskisehir. Dupa aceasta manifestare,participantii au fost invitati la Centrul Cultural Yunus Emre unde doamna Düriye Akkoyum a prezentat portul din vremurile vechi ale turcilor ce traiau in Romania. Tot aici au fost lansate doua carti. Prima se numeste «Papucii lui Mahmud» a lui Gala Galaction, tradusa in limba turca de doamna Ghiulten Abdula.Adoua carte este intitulata «Yildizlarla Dertlesmek» si este primul meu volum de poezii, ce a fost publicat cu ajutorul Uniunii Democrate Turce din Romania, care mi-a oferit sansa de a cunoaste oameni si a le impartasi o din gandurile noastre si sentimentele pe care le putem exprima, care este rezultatul relatiilor de colaborare existente intre tarile noastre. Teatrul de Papusi din Galati, coordonat de domnul director Stanciu a oferit iubitorilor de arta in special copiilor din Eskisehir spectacole de neuitat,pline de culoare si profesionalism,piesa numindu-se «Tom Degetel». Am vrut sa aflu parerea copiilor ce ieseau din sala la finalul spectacolului si mi-au spus ca le-a plăcut foarte mult,mai ales ca era o noutate pentru ei deoarece in orasul lor nu exista un astfel de teatru. In zilele urmatoare simpozionul a continuat cu tematica : «Din experienta Romaniei in drumul spre integrarea in Uniunea Europeana si proiecte comune in vederea integrarii europene».dupa ce acesta s-a sfarsit gazdele noastre ne-au facut cunostinta minunatul oras. Totul era magnific si vremea tinea cu noi: nu a plouat deloc. Strazile inguste, aerul mirosind a mirodenii specifice zonei,ag lomeratia,strazile cu aur,zilele, noptile erau parte integrantă a peisalului oriental, însă, sutele de studenţi şi populaţia alcătuită în majoritate de tineri confereau acestui orăşel oriental un aer modern. Următoarea seară am petrecut-o fiind invitaţi la un concert organizat de Primăria Eskişehir cu prilejul Ramadanului. Am fost surprinşi plăcut că la această manifestare erau invitaţi reprezentanţi ai cântului popular românesc şi turcesc. La finalul concertului delegaţia noastră a fost invitată pentru a servi ceaiul tradiţional oferit de inimoasele noastre gazde. Reusita duplexului acestui an am simtit-o in sufletele noastre fiind in primul rand multumiti sufleteste de prestatiile intregii delegatii si totodata am fost onorati de faptul ca intregii delegatii i s-a oferit de catre municipalitatea orasului Eskişehir plachete cu bustul marelui poet turc Yunus Emre. Plecarea din acest minunat oras s-a realizat în cursul noptii de vineri 14 octombrie 2005. Dimineata zilei de sambata am petrecut-o la malul Marii Negre sevind ceaiul cald si atat de aromat sub imbratisarile timide si protectoare ale rasaritului de soare precum un rege tutelar al pamantului. Pentru a continua tonul surprizelor placute si bunei dispozitii am fost impresionati de gestul si grija gazdelor noastre, care ne-au facilitat accesul liber la toate muzeele din orasul viselor orientale Istambul.Din sutele de monumente istorice ale acestui celebru oras, timpul neiertator ne-a permis sa vizitam doar palatul imperial Dolmabahçe, Moscheea Sofia si Muzeul Topkapi. La palatul imperial ni s-a oferit posibilitatea de a vizita si camera in care marele Atatürk a privit pentru ultima data. O lacrima mi s-a prelins pe obraz pentru marele conducator. Ne-am luat ramas bun de la Istambul promitandu-ne fiecare in gand de a reveni,reparcurgand drumul Bulgaria, Romania cu emotiile intoarcerii acasa. Sunt fericita ca mi s-a oferit sansa de a participa alaturi de personalitati culturale la o asemenea manifestare si îmi exprim recunostinta fata de realizatorii acestui duplex pentru intelegerea si impartasirea experientelor dumnealor oferite noua celor ce reprezentam tanara generatie. HAYAT MEMIS, Clasa a IX a F Colegiul National Mircea cel Batran FUZULI Despre viaţa lui Fuzuli nu se cunosc prea multe informaţii. Născut în oraşul Karbala din Irak în anul 1494 aparţinea tribului Bazat un trib oguz vechi şi puternic. Anul morţii fiind 1556. Toată viaţa şi-a petrecut-o în Hille, Karbala, Bagdad şi n-a putut ajunge în Anatolia şi Istanbul după cum şi-ar fii dorit. Cea mai plăcută perioadă a vieţii sale este, poate atunci când se întâlneşte cu poeţi importanţi, veniţi la Bagdad împreună cu Sultanul Soliman Magnificul. Viaţa lui a fost plină de privaţiuni, mai marii vremii neînţelegând să-l sprijine ca pe alţi poeţi. Trăia dintr-o sumă modestă, ce i se acorda pentru îngrijirea mormântului Imamului Ali din Nacaf. Lipsurile, sărăcia au lăsat urme adânci în sufletul său din poeziile lui răzbătând sentimentul amorului propriu rănit. Cu toată sărăcia lui materială, poetul se considera superior conducătorilor lumii, arma cea de temut fiind pentru el, cuvântul cu ajutorul căruia cucereşte o lume întreagă şi nu doreşte nimic de la cei puternici pentru că pentru el diademe bucuriei îmi este îndestulătoare. Spre deosebire de înaintaşii lui Mevlana,Nevai, Nesimi Fuzuli nu a fost un mistic convins creaţia sa reprezentând o îmbinare meşteşugită a inspiraţiei cu ştiinţa şi iubirea, căci iubirea este tema preferată de autor. După el în iubire stă puterea creaţiei, motivaţia existenţei omului. A scris în limba arabă, persană, şi turcă. Poetul este cunoscut mai ales pentru Divanul scris în limba turcă. Această operă a fost editată de mai multe ori la Tebriz, Baku, Istanbul. Leila şi Mecun este considerată cea mai importantă operă a sa şi totodată una din cele mai reuşite mesneviuri din literatura orientală. Priveşte culoarea feţei iubite ca soarele Luna mâncată de nori se certă cu soarele. Lumănării i-a fost dor de pletele iubitei Într-o singură viaţă dragostea e ca soarele. Despică-mi pieptul şi vezi cum inima bate, deschide Fereastra spre marea care spumegă ca soarele. Ei, Fuzuli când profetul se-mpotriveşte, nu lua În seamă, uită-te la o fată ca soarele. Gelibolu LEYLA ªI MECNUN - fragmente - Moartea oare ce va lua de la mine Poate tristeţea să ia de la mine Fii prieten împreună să pribegim Nicicând să nu-ţi fie silă de mine Atât de mult ne plictisim de oameni Încât nu mai recunoşti pe mine Duhul meu nu mai poate duce trupul Ochiul tău nu mă mai vede pe mine Toate chinurile au fost pentru Leyla Şi n-a mai rămas nimic pentru mine Ochii văzând durerile vieţii Au plecat departe uitând de mine Ceea ce se vede eşti tu Eu nu sunt doar tu exişti pentru mine. Dünya tarihine yön veren, uğrunda binlerce şehit verilen, Mustafa Kemal Atatürk ü tarih sahnesine çıkaran, Avustralya ve Yeni Zelanda nın ulus olmalarını sağlayan, Sovyet Devrimi ne zemin hazırlayan Çanakkale Savaşı,.Ağustos 1914... Osmanlılar Balkan felaketinin yıkıntılarını onarmaya çalışırken Berlin, Londra ve Paris te milyonlar coşku içinde cepheye koşuyordu. Savaşın en geç Noel e kadar biteceğinden kuşku duyan çok azdı. Ne var ki erken bir zafer umudu sonbahar yağmurlarıyla birlikte, İsviçre sınırından Manş Denizi ne kadar uzanan siperlere gömülüp kaldı. Bu durum savaşın müttefik liderlerini görüş ayrılığına sürükledi: Avrupacılar diye adlandırılan birinci grup bütün kaynakların batı cephesine aktarılmasını, her ne pahasına olursa olsun siperlerin yarılarak geçilmesini savunurken, diğer grup ise doğudan dolaşılmasından yanaydı. Marmara Boğazları aşılırsa Osmanlılar savaştan çekilir, Rusya ya destek götürülebilir ve bu sayede Almanya geniş cephelerde sıkıştırılabilirdi. Kastamonulu çiftçiler ve İstanbullu yedek subayların Cardiffli kömür işçileri, İskoç yaylacıları ve Avustralyalı koyun çobanlarını yöneten mağrur İngiliz subayları ile karada karşı karşıya gelmelerinden önce müttefiklerin Çanakkale yi denizden geçme umutlarının tükenmesi gerekiyordu. Bu olay 18 Mart günü meydana geldi. Türk topçusunun engelleme ateşi nedeniyle İngiliz mayın tarama filosunun faaliyet gösterememesi ve Nusrat mayın gemisinin son gece döktüğü ek mayınlar, müttefik gemi kayıplarının kabul edilemez seviyeye çıkmasına neden olmuştu. Nusrat ın komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey iki gün önce kalp krizi geçirmesine rağmen göreve çıkmış ve mayınları döktükten sonra dönerken ölmüştü. Çanakkale de savaşanlar için iki yıl önceki Balkan felaketinin acısı henüz çok tazeydi. Bu durum, müttefiklerin Çanakkale yi geçmeleri halinde meydana gelecek daha büyük felaketleri önlemek için onları büyük fedakârlıklara hazır hale getirmişti. Neticede İngiliz donanmasının iradesi kırılmış oldu. Churchill bu olayı şöyle değerlendirmişti: Milletlerin servetleri akıp giderken ve milyonlarca insan cephelerde ölürken, denizlerde dört-beş bin savaş gemisi dolaşırken, Nusrat gemisinin gizlice döktüğü bu yirmi demir kap harbin devamı ve dünyanın geleceği bakımından bütün diğer gayretlerden daha kesin sonuçlu oldu.

Noiembrie / Kasım 2005 pagina / sayfa 14 pagina / sayfa 15 12. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı Sonuç Bildirgesi 9. Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Abişulı Nazarbayev in Orta Asya Birliği projesine tam desteğini bildirir; Sn Nazarbayev e Türk Dünyasının entegrasyonu yolunda atmış oldukları bu büyük adımdan dolayı teşekkürlerini sunar. 10. Türkmeneli heyetindeki mevcut işgal sonucunda Kerkük ve Telafer de uygulanan etnik temizliğe işaretle; Irak ta yapılan her türlü seçim ve sayım ın uluslararası gözlemcilerin nezaretinde yapılmasını talep eder. Son bir yıldır devam eden Telafer Soykırımını şiddetle protesto eder. İşgalci ve işbirlikçi tüm kuvvetlerin Türkmeneli sınırlarını derhal ve şartsız boşaltmalarını talep eder. 11. Sibirya Tatarları nın Sibirya nın yerli halkı kabul edilip milli-bölgesel muhtariyet alamamaları durumunda şu anki asimilasyonlarının hızlanacağına işaretle onların bu haklı isteklerini destekler. 12. Afganistan Türklerinin Afganistan içinde siyasi, ekonomik ve sosyal muhtariyet içinde olmaları isteği ile Afganistan Türklerinin lideri Orgeneral Sn. Abdürreşid Dostum a tam desteğini bildirerek mücadelesinde başarılar diler. Afganistan lı Türk Gençlerinin eğitimlerine destek olmaları için tüm Türk Devlet ve Topluluklarının liderlerini ve sivil toplum kuruluşlarını göreve davet eder. 13. Batı Trakya Türklerinin örgütlenme ve eğitim haklarının ellerinden yıllardır alınmış olması gerçeğini AB ve yetkili organlarının dikkatlerine sunar; Batı Trakya Türklerinin hukuk mücadelelerinde sonuna kadar arkalarında bulunacağını ilan eder. 14. Balkanlar başta olmak üzere bütün Türk Dünyasındaki Türk tarihi eserlerinin koruma altına alınması için tüm Türk devlet ve topluluklarının yönetimlerini göreve davet eder. 15. Çeşitli Türk devlet ve kurumlarınca DTGB ye verilen burslu öğrenci kontenjanlarının kullanılması işinin koordinasyonu için DTGB bünyesinde Türk Dünyası Eğitim ve Kültür Koordinatörlüğü kurulmasına ve bu göreve DTGB başkan yardımcısı Oruç Kavuncu nun getirilmesine karar verir. 16. Türk Dünyası nın çeşitli yerlerinden gelerek Türkiye de eğitim gören öğrencilerin karşı karşıya kaldıkları zorlukların kaldırılması için araştırmalar yapılması ve gerekli çözüm önerilerinin üretilmesi konusunda fikir birliği içinde; bu öğrencilerin başarı oranlarının yükseltilmesi için gerekli tedbirlerin alınması konusunda ilgili bakanlıklar ile koordinasyonun sağlanması amacı ile DTGB Genel Başkanı ve DTGB Eğitim Koordinatörünü yetkili kılar. 17. Doğu Türkistan da ÇHC tarafından sürdürülen insan hakları ihlallerinin tüm şiddeti ile devam ettiğine işaretle; Uluslararası Af Örgütü ve Birleşmiş Milletler i Uygurlar ın insan haklarının ihlallerine eğilmeye davet eder. Kurultay Doğu Türkistan Türklerinin yaşamakta olduğu bu felaket içinde gençlerinin eğitim haklarının diğer Türk devletlerinde mutlaka ve öncelikle sağlanması gerektiği konusunda hemfikir olmuştur. Ayrıca Doğu Türkistan da anadilde eğitim hakkının kaldırılmasını şiddetle protesto eder. Doğu Türkistan Türklerinin üzerindeki Çin Devlet Terörünü protesto eder. Türkiye Cumhuriyeti ve diğer Türk Devletlerini Doğu Türkistan Türklerine vize, ikametgah ve vatandaşlık vermeye davet eder. ŞİÖ nün faaliyetlerinde Uygurlar a karşı baskı ve siyasi izolasyon a sebep olabilecek alanlardan imtina edilmesi ve kuruluş esasları doğrultusunda milletlerarası işbirliğine önem verilmesini talep eder. 18. Tamamen nükleer silahlardan temizlenmiş bir dünya görme arzusundadır. Bu doğrultuda Nükleer silahlara sahip olan ve olacak olan tüm ülkelerin insanlık için ciddi bir tehdit oluşturacağı bilinci ile bu konuda yapılan uluslararası girişimlere destek vermeye karar alır. 19. Azerbaycan Parlamentosuna seçilen Yürütme Kurulu Başkanımız Sn. Ekrem Abdullayev i tebrik eder ve başarılarının devamını diler. 20. Kurultay tüm Türk devlet ve topluluklarının meclislerini Şubat 1992 Hocalı soykırımını tanımaya davet eder. Şu anda Ermenistan ve Azerbaycan arasında devam eden ateşkese rağmen Ermeni işgalcilerin ateşkesi sık sık ihlal etmelerini şiddetle kınar. 21. KKTC üzerine halen devam ettirilen haksız izolasyonun kaldırılması hususundaki çabalarından dolayı Azerbaycan ve Kırgızistan Cumhuriyetleri ne teşekkür eder, tüm Türk Devlet ve Topluluklarını bu konuda çabalarını artırmaya davet eder. 22. Kurultayımızı onurlandıran KKTC Dışişleri Bakanı Sn. Serdar Denktaş a teşekkür eder; özellikle DTGB ne üye her teşkilata her yıl için tahsis ettiği 1 üniversite kontenjanı için şükranlarını bildirir. 23. Hakasya da yeni bulunan Türk tarihinin ilk eserlerinden sayılabilecek Hun Sarayı nın arkeolojik olarak ortaya çıkarılması, yeniden inşası ve buluntularının toplanması için bir müze inşası konusunda tarihini Hunlara dayandıran tüm Türk ve Fin-Ogur Halklarının yönetimlerini göreve davet eder. 24. Ahıska Türklerinin vatanlarından sürgün edilmelerinin 61. yıldönümü olan 14 Kasım günü vesilesi ile Türk ve Dünya kamuoyunun dikkatini Gürcistan ın Ahıska Türklerinin vatana dönüşlerini engellemesine ve Ahıska bölgesinin Ermenileştirilmesi siyasetine çeker. Gürcistan ın Türkiye başta olmak üzere Türk devlet ve toplulukları ile iyi ilişkiler gelişmesi için Ahıska Türklerinin ve Gürcistan da yaşayan Azerbaycan Türklerinin hak ve hürriyetlerine saygılı olması gerekliliğini ilan eder. 25. Balkanlardaki Türk Vakıf ve Şahsi Mülkiyet Mallarının durumlarının sıkı bir şekilde takibe alınması ve meselenin insan hak ve hürriyetleri çerçevesinde uluslararası kamuoyunun dikkatine sunulmasına karar verir. 26. Türkiye nin AB ile müzakerelerinde Türk Devlet ve Topluluklarının vatandaşlarına veya Türk soylu azınlıkların yoğun yaşadıkları ülkelere vize konulmaması hususunda müzakerecilere çağrıda bulunur. 27. Dünya çapındaki ekolojik felaketlerden en fazla zarar görenler arasında Türk Halklarının bulunmasına işaretle; Tüm Türk Devlet ve Topluluklarının liderliklerini ve sivil toplum kuruluşlarını çevre meselelerinde aktif çalışmaya davet eder. 28. Moldova Cumhuriyeti yönetiminin Gagauz halkının kültür ve dilinin korunmasına yönelik attığı adımları takdirle karşılar. Bütün Dünya Türk Halklarına saygı olarak bu yöndeki çabaların devam edeceğini umar. 29. Çalışmaları kapsamında ve 11. Kurultay kararı doğrultusunda kurulan; DTGB nin kuruluşundan itibaren en az 5 aktivitesine katılmış Aksakallarınının komitesi DTGB Yüksek İstişare Konseyi 19.11.2005 tarihi itibarı ile görevine başlamıştır. 30. 13. Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Kurultayı nın 2006 yılında Makedonya da TDP ev sahipliğinde gerçekleştirilmesine karar verir. 19.11.2005, İstanbul-TÜRKİYE 12. Türk Dünyası Gençlik Kurultayda yapılan konuşma Sayın Başkanım, Değerli konuklar, Bayanlar ve baylar, Sevgili arkadaşlar Her şeyden önce kendimi tanıtmak istiyorum. Adım Feridan Suliman Romanya Atatürk Gençler Teşkilatının yeni Başkanıyım. Bildiğiniz üzere geçen yıl Romanya da Köstence şehrinde 11. Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Kurultayı düzenlenmiştir. Romanya daki tanıdığınız tüm Türk Gençleri sizlere bol bol sevgi ve saygı gönderiyorlar ve gönlünce sizlerin yanınızda bulunuyorlar. Aynı zamanda Romanya Demokrat Türk Birliği nin Genel Başkanı Osman Fedbi nin selamlarını iletmek istiyorum. Sizlere bizim teşkilatımızın kısa tarihçesini anlatmak istiyorum. Biz Rımanya Türk Gençleri olarak, 1990 yıllarından itibaren Atatürk Gençlerin Teşkilatını kurduk. Bu teşkilatın en önemli amaçları şunlardır: - gençlere ait çeşitli faaliyetler düzenlemek - bizim derneğimize ait Genç Nesil adlı bir gazetemiz var ve bu gazetede Türk gençlerin faaliyetleri ve sorunları bulunmaktadır. Bu gazetede yayın kurumunda sadece sadece Türk gençleri bulunuyor. Bizim TDGB ile ilk tanıtım 2000 tarihinde Romanya Köstence şehrinde gerçekleşti. O zaman Başkanlar Toplantısının ev sahipliğini yaptık. 2001 yılında Atatürk Gençler Teşkilatının delegelerin Azerbaycan Bakü şehrinde 10. TDGB Günleri ve Kurultayına bizler de ilk defa katldık. Şahsen bu konuda tecrübem yeterli değil ama Türk Dünyası Gençler Teşkilatları ile bağlantı kurmak istiyorum ve gelecekte beraber bazı faaliyetler düzenlemek istiyorum. Özellikle Balkan Türkleri ile irtibata hemen hemen geçmek istiyorum. Şu anda bence Türk Dünyası Gençler Birliği nin en büyük sorun irtibattır. Bu faaliyeti düzenlediğiniz için hepinize ayrı ayrı, ama özellikle sayın Ali Hasan Karasar başkanıma teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Fazla zamanımızı almak istemediğim için konuşmamı kapatıyorum saygı ile selamlıyorum.