KÜRESEL ISINMA SÜRECİ Karbon depolama ve oksijen üretimi miktarının hesaplanması
Küresel ısınma, karşılaştırılabilir bir zaman diliminde gözlenen doğal iklim değişkenlikleri ile küresel atmosferin doğal yapısını doğrudan ya da dolaylı biçimde bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan değişikliklerin bütünüdür. Doğal sera etkisi İnsan kaynaklı sera etkisi Güneş Güneş
Küresel ısınmanın sebeplerinin tespiti, alınması gereken önlem ve adımların belirlenmesi için uluslararası anlamda birçok toplantı düzenlenmiş ve düzenlenmektedir. Bunlar arasında en önemlileri sırasıyla; Stockholm Konferansı Brundtland Raporu Rio konferansı ve İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Kyoto Protokolü Paris Antlaşması dır.
Stockholm Konferansı Gündeme gelen çevresel sorunlar sonucunda Haziran 1972 yılında Stockholm de konu Birleşmiş Milletler tarafından Dünya gündeme taşınmıştır. Dünya liderlerinin çevre ile uyumlu ekonomik kalkınma konusunu tartıştıkları ilk forum olan Stockholm Konferansı sonucunda, Konferans sonunda "İnsan ve Çevresi" adlı bildiri yayınlamış bununla birlikte yol haritası olarak "İnsan ve Çevresi için Harekât Planı" adında 109 adet öneri içeren bir bildirge açıklanmıştır. Toplantı sonunda Birleşmiş Milletler Çevre Programı (United Nations Enviromental Program- UNEP) kurulmuş örgütün merkezi olarak da Kenya'nın başkenti Nairobi uygun görülmüştür.
Brundtland Raporu 1972 yılında Stokholm de sosyo-ekonomik yapıları ve gelişme düzeyleri farklı olan birçok ülkenin çevre konusundaki ilk küresel değerlendirmesi olan "Birleşmiş Milletler İnsan ve Çevresi Bildirgesi" kabul edildikten sonra 1983 yılında BM Gro Harlem Brundtland başkanlığında bir komisyon kurarak bu komisyondan bir rapor hazırlamasını ister. Sürdürülebilir kalkınma kavramının ilk kez el alındığı, «Ortak Geleceğimiz» adlı bu rapor 1987 yılında BM e sunuldu. Raporu da: Çevre sorunlarının endişe verici seviyeye ulaştığı Ekonomik kalkınma planlarının çevre konularını ikinci plana attığı Tarımsal ve endüstriyel yayılmanın devam ettiği Ormanlara olan baskının artarak devam ettiği belirtilmektedir.
1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda RIO Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı (UNCED) Brezilyanın Rio de Janerio kentinde toplanmıştır. Bu konferans Dünya ormancılığını derinden etkileyecek ve köklü yapısal değişikliklere götürecek ve kısaca Rio Süreci denilen bir sürecin başlangıcı olmuştur. Konferansta önemli tespit Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal edilmesi ile çevrenin korunamayacağı dır. Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. Ormancılık açısından yapılan en önemli tespit ise Ormanların tarımsal ve endüstriyel yayılmacılığın sonunda yok olduğu ve bu yayılmacılığın temelinde kalkınma sorununun bulunduğu hususudur.
Rio Zirvesi Konferansın en önemli gündem maddesi Ormancılık olmuştur. RİO Zirvesine gelinirken hedeflenen Uluslararası Ormancılık Sözleşmesi nin hazırlanıp imzalanması idi. Ancak gelişmekte olan ülkeler (77 ler) ile, gelişmiş ülkelerin anlaşamaması nedeniyle yalnızca Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi ile Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi konusunda mutabakat sağlandı. Rio kararlarının uygulamalarını BM-Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu (CSD) izleyecek ve bulgularını Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna raporlayacaktı.
Konferans Çıktıları Rio Deklerasyonu Ormancılık Prensipleri Gündem 21 Çölleşme İle Mücadele özleşmesi Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sözleşmenin amacı, iklim değişikliğine neden olan karbondioksit ve sera gazı emisyonlarının azaltılması ve bu amaçla alınacak tedbirler için gelişme yolundaki ülkelere finansman kaynağı ve teknoloji transferi sağlanmasıdır. Ormanlarla dolaylı olarak ilgili olan bu sözleşmeyi Türkiye Şubat 2009 da Sözleşmeyi onaylamıştır. 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe giren Sözleşme ye halen, aralarında ülkemizin de bulunduğu 195 ülkenin yanısıra, Avrupa Birliği (AB) de taraftır. Ülkemiz Sözleşme ye 24 Mayıs 2004 tarihinde katılmıştır. BMİDÇS, taraf ülkeleri, sera gazı salımlarını azaltmaya, araştırma ve teknoloji üzerinde işbirliği yapmaya ve sera gazı yutaklarını (örneğin ormanlar, okyanuslar, göller) korumaya teşvik etmektedir. Sözleşme, sera gazı salımlarının azaltılması için, ülkelerin kalkınma önceliklerini ve özel koşullarını göz önüne alarak ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar yüklemiştir.
EK-I Ülkeleri AB, Belçika, İngiltere, İtalya, Norveç, Almanya, Danimarka, İrlanda, İzlanda, Portekiz, ABD, Finlandiya, İspanya, Japonya, Yeni Zelanda, Avustralya, Fransa, İsveç, Lüksemburg, Yunanistan, Avusturya, Hollanda, İsviçre, Kanada, Türkiye Pazar Ekonomisine Geçiş Sürecinde Olan Ülkeler (PEGSÜ): Rusya Federasyonu, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Beyaz Rusya, Litvanya, Slovenya, Ukrayna, Polonya, Romanya, Letonya, Slovakya, Bulgaristan, Estonya, Macaristan Ek-II Ülkeleri AB, Belçika, İngiltere, İtalya, Norveç, İsveç, Almanya, Danimarka, İrlanda, İzlanda, Portekiz, ABD, Finlandiya, İspanya, Japonya, Yeni Zelanda, Avustralya, Fransa, Lüksemburg, Yunanistan, Avusturya, Hollanda, İsviçre, Kanada
Rio konferansından sonra ilki 1995 yılında olmak üzere her sene Conference of the Parties (COP) Taraflar Konferansları düzenlenmektedir.
Sera gazı salımlarının dünyanın her yerinde artmaya devam etmesi ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin giderek daha fazla hissedilir olması üzerine, özellikle gelişmiş ülkelerin kararlı ve bağlayıcı yükümlülükler almaları için BMİDÇS ye taraf ülkeler mevcut Sözleşme nin niteliğini güçlendirmek amacıyla, 2,5 yıl süren müzakerelerin ardından Aralık 1997 de Kyoto da gerçekleştirilen BMİDÇS 3. Taraflar Konferansı nda bir protokol imzalamışlardır. Protokol, Mart 1998- Mart 1999 tarihleri arasında New York ta imzaya açık kalmıştır.
KP, 2005 yılında Rusya Federasyonu nun onaylamasıyla yürürlüğe girmiştir. Protokol e halen 192 ülke ve AB taraftır. Bu ülkelerden salınım azaltımı ya da kontrollü artış yükümlülüğü olan Sözleşme nin Ek-I ülkeleri, Protokol ün Ek-B listesini oluşturmaktadır. Sözleşme de Ek-I de yer alan ülkelerin sera gazı salımlarını, 2008 2012 yılları arasındaki birinci taahhüt döneminde, 1990 yılındaki seviyenin % 5 altına düşürmektir.
Paris Antlaşması 190 dan fazla ülke, 30 Kasım 11 Aralık 2015 tarihleri arasında küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliği tehdidini önleme amacıyla, olası bir yeni küresel anlaşmayı görüşmek üzere, Paris te gerçekleşen iklim zirvesinde (COP21) bir araya gelmiştir. Paris Antlaşması 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açılmış, yeterli sayıda imzaya ulaşılarak 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğü girmiştir. Karbon salınımın yaklaşık %38 ini oluşturan Çin ve Amerika nın da imza atmış olması antlaşmanın önemini arttırmaktadır.
PARİS ANLAŞMASI NIN ÖNEMLİ NOKTALARINI VE ÇIKTILARI Paris Anlaşması, Kyoto protokolünden farklı olarak, belirli bir küresel sıcaklık hedefi öngörmektedir. Müzakereler sonucunda ortaya çıkan karar bu artışı yüzyılın sonunda (2100) 2 o C derecenin oldukça altında tutma ve 1.5 o C dereceyi sağlayabilmek için çabaları sürdürme yönünde olmuştur.
Paris Anlaşması Kyoto Protokolü nden farklı olarak bütün ülkelere sorumluluk yüklemektedir. Anlaşma, ülkelerin ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklarla kendi kapasitelerine göre belirledikleri planlara göre hareket edebilmesini sağlayacak Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanları (INDC) üzerine kurulmuştur. Anlaşma kapsamında gelişmiş ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelede tarihsel sorumlulukları dikkate alınarak, sera gazı salınımlarının azaltılması çabalarında liderlik etmesi beklenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin ise azaltım çabalarını zaman içinde kuvvetlendirmeleri teşvik edilecektir.
Kyoto Protokolü nde yer almayan, Paris Anlaşması nda ise dikkate alınan Karbon Bütçesi kavramı salınımlar için zirve (peak) yıl belirleme çabalarını güçlendirmektedir. Böylece, 2050 den itibaren insan kaynaklı salımlar ve yutak alanların kapasitesi arasında bir dengenin kurulması amaçlanmaktadır.
Anlaşmayla birlikte, gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere, iklim değişikliği ile mücadelede sarf edecekleri çabanın maddi yükleri için finansal kaynak sağlaması bir zorunluluk haline gelmektedir. Diğer ülkeler ise, gönüllülük esasına dayalı olarak dilerlerse finansal yardım sağlayabilecektir. İklim değişikliğinden en çok etkilenen ve bununla mücadele edebilme yetenekleri en düşük ülkelerin mücadele kapasitelerini artırmak, uyum tedbirlerini sağlamlaştırmak ve ihtiyaç duyabilecekleri diğer tedbirleri geliştirmek amacı ile tesis edilecek bir iklim finansmanı kaynağı olacaktır. Yeşil İklim Fonu ismiyle tanımlanan bu kaynakta gelişmiş ülkelerin 2020 yılından itibaren yıllık 100 milyar dolar toplanması öngörülmektedir. Bu, taban rakam olacak ve 2025 yılından itibaren somut ihtiyaç analizlerine göre güncellenerek devam ettirilecektir.
1994- BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 2004- Kyoto Protokolü 2020- Paris İklim Anlaşması Yukarıdaki antlaşmalara taraf olan Türkiye, salınım miktarlarını ve sahip olduğu karbon depolama kapasitesini belirli periyotlarla raporlamak zorundadır.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change, kısaca IPCC) karbon depolama miktarlarının tespiti için 3 farklı yöntem belirlemiştir. Yöntemler basitten kompleks bir yapıya doğru gitmekte ve değişik düzeyde envanter gerektirmektedir. Yöntem 1: En basit yöntemdir ve çok az veriyle sonuç ortaya koyulabilmektedir. Ulusal düzeyde verinin bulunmadığı zamanlarda ya da kısıtlı veriye sahip olunduğunda IPCC ve ya FAO veritabanının ve yöntemlerinin kullanılmasıdır.
Yöntem 2: Yöntem 1 de kullanılan yöntemlerle benzerlik göstermekle beraber, ulusal düzeyde elde edilen verileri ve özel geliştirilmiş yöntemleri kullanır. Ülkemizde amenajman planlarında karbon depolama miktarları bu aşamadaki yöntemler doğrultusunda hesaplanmaktadır. 1. Plan ünitesinde bulunan yapraklı ve ibreli türlere ait toplam ağaç serveti ve bu servetin yıllık cari artımı, dikili ve kabuklu gövde hacmi olarak ağaç türleri itibariyle hesaplanır. Tür gruplarına ait dikili ve gövde hacimleri ilgili türler için daha önce Asan (1995) tarafından Türkiye ormanları için hesaplanan özel katsayılar ile çarpılmak suretiyle önce fırın kurusu ağırlığa, sonra da toprak üstü toplam biyokütle ağırlığına dönüştürülür. Bu amaçla aşağıdaki formül kullanılır. TÜBK = DGH x FKA x CF
TÜBK = DGH x FKA x CF Formülde; TÜBK: Toprak üstü biyokütleyi (ton); DGH : Her ağaç türü grubu için toplam dikili gövde hacmini (m³); FKA : Her tür grubu için daha önce saptanan (Yapraklılar için 0,640, iğne yapraklılar için 0,473) fırın kurusu ağırlıkları; CF : Dikili gövde hacmine karşı gelen biyokütleyi toprak üstü toplam biyokütleye çevirmek için (İğne yapraklılarda 1,20; yapraklılarda 1,25) kullanılan dönüşüm faktörleridir.
Örnek : Çsc3 TÜBK = DGH x FKA x CF 215,635 x 0,473 x 1,20 (Çs) = 122,394 ton/ha 6,553 x 0,640 x 1,25 (Kn) = + 5,242 ton/ha 127,636 ton/ha
2. Toprak altındaki biyokütle (kök) miktarları yine ağaç türü grupları için genel oranlardan yararlanılarak belirlenir. Tür gruplarına ait toprak üstü biyokütle miktarları yapraklılar için 0,15; ibreliler için 0,20 kök oranları ile çarpılmak suretiyle toprak altı biyokütle miktarları elde edilir. Plan ünitesindeki toplam biyokütle miktarları ise, önce toprak altı ve üstündeki biyokütlelerini toplamak, sonra da bu toplamların genel toplamlarını almak suretiyle hesaplanır. TABK = TÜBK x CF
TABK = TÜBK x CF TABK : Toprak altı biyokütle (ton) TÜBK: Toprak üstü biyokütle (ton); CF : Toprak üstü biyokütleyi toprak üstü toprak altı biyokütleye Örnek : Çsc3 çevirmek için (İğne yapraklılarda 0,20; yapraklılarda 0,15) kullanılan dönüşüm faktörleridir. TÜBK (Çs) = 122,394 ton TÜBK (Kn) = 5,242 ton TABK = 122,394 x 0,20 = 24,479 ton (Çs) 5,242 x 0,15 = + 0,786 ton (Kn) 25,265 ton/ha
3. Yukarıda hesaplanan canlı biyokütle koru alanında mevcut, göğüs çapı 8 cm ve daha büyük olan ağaçların ve çapı 4 cm ve daha yukarıda olan ağaççık ve çalıların toplam biyokütlesini göstermektedir. Bu ölçü basamağının altında bulunan ağaç, ağaççık, çalı ile bunlara ait gövde, dal, kozalak, ibre ve yaprak artıklarından oluşan ölü örtünün toplam biyokütlesi dünyanın değişik ülkelerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre bulunan belirli oranlarla çarpmak suretiyle hesaplamaktadır. Türkiye nin üzerinde yer aldığı yarı kurak enlem dereceleri için bu oran %40 olarak verilmektedir. TÜBK (DİRİ VE ÖLÜÖRTÜ) = (TÜBK+ TABK) x 0,4
TÜBK (DİRİ VE ÖLÜÖRTÜ) = (TÜBK+ TABK) x 0,4 Örnek : Çsc3 TÜBK = 127,636 ton TABK = + 25,265 ton 152,901 ton TÜBK (DİRİ VE ÖLÜÖRTÜ) = 152,901 x 0,4 = 61,160 ton/ha
4. Toplam biyokütle miktarından hareketle toplam biyokütle içindeki karbon miktarı karbon miktarı yine coğrafi bölgeler itibarıyla verilen ortalama oranlar ile çarpılmaktadır. Bu oran Türkiye ormanlarının içinde yer aldığı orta enlem derecesi ve yarı kurak zon için %45 olarak verilmektedir (BROWN 1997; ASAN 1999) TBKC = TBK x 0,45 Formülde; TBKC: Toplam biyokütle içindeki karbon miktarı (ton) TBK : Toplam biyokütle
Örnek : Çsc3 TBKC = TBK x 0,45 TBK = TÜBK + TABK + TÜBK (ölüörtü+diriörtü) TBK = 127,636 + 25,265 + 61,160 = 214,061 ton TBKC = 214,061 x 0,45 = 96,327 ton/ha
5. Son olarak toprakta tutulan karbon miktarı hesaplanır. Toprakta tutulan karbon miktarı, toplam biyokütle içindeki karbon miktarının yine coğrafi bölgeler itibarıyla verilen ortalama oranlar ile çarpılmaktadır. Bu oran Türkiye ormanlarının içinde yer aldığı orta enlem derecesi ve yarı kurak zon için %58 olarak verilmektedir (BROWN 1997; ASAN 1999) TC = TBKC x 0,58 Formülde; TC : Topraktaki karbon miktarı (ton) TBKC : Toplam biyokütle içindeki karbon miktarı
TC = 96,327 x 058 = 55,87 ton/ha TC = TBKC x 0,58 Sonuç: Yapılan hesaplamalar doğrultusunda Çsc3 meşceresi için toplam karbon miktarı : TOPC = TBKC + TC = 96,327+55,87 = 152,197 ton/ha
Sonuç: Yapılan hesaplamalar doğrultusunda Çsc3 meşceresi için toplam karbon miktarı : Karbon Havuzu Biyokütle (ton/ha) Karbon miktarı (ton/ha) Toprak üstü 127,636 57,436 Biyokütle Toprak altı 25,265 11,369 Ölü ve diri örtü 61,160 27,522 Toplam Biyokütle 214,061 96,327 Orman Toprağı 55,870 Genel Toplam 152,197
Yöntem 3 : Kompleks yöntemler içerdiğinden daha detaylı veri gerektirmektedir. Kullanılan yöntemler belli bir yöreye, türe, amaca veya ülkeye göre değişebilmektedir. Bu aşama, düzenli olarak tekrarlanan kapsamlı alan örneklemesi ve / veya yaş sınıfı, üretim verileri, topraklar verileri, arazi kullanımı ve yönetim faaliyet verileri vb. ile CBS tabanlı sistemleri içerebilmektedir. Ülkemizde tür bazında biyokütle ve karbon denklemlerinin geliştirilmesinde kullanılan yöntemler bu aşamaya aittir. slaytın devamında biyokütle ve karbon denklemlerinin geliştirilmesi için yapılan arazi ölçümleri ve laboratuvar işlemleri anlatılmıştır.
Ormanlardaki Biyokütle ve Karbon Havuzları Havuzlar Temel bileşenler Ağaç Gövde, Kabuk, Dal, Yaprak/İbre, Sürgün Toprak üzerindeki otsu ya da odunsu çalı formundaki canlı Diri Örtü Toprak Üstü tabaka Ölü Örtü Organik toprak üzerindeki tüm ölü tabaka Ölü Odun (Dikili Döküntü ya da canlı gövdeler dışında dikili kuru haldeki veya Kuru) tabanda ya da toprakta bulunan tüm odunsu biyokütle Toprak Toprak Altı Kökler Kılcal (0-2cm), ince(2-5cm), kalın(5-10cm) kökleri içermektedir.
Tüm örnek ağaçlar dip kütük yüksekliğinden (0.3 m) kesilmiş, kesilen ağaçların göğüs çapı ile boyu ve 3.30 m, 5.30 m, 7.30 m şeklinde 2 şer m lik seksiyonlar halinde çapları ölçülür. Kesilen örnek ağacın gövdesinden ağaç boyunun ortasına denk gelecek şekilde 5-7 cm kalınlığında 2-5 arası değişen sayıda gövde enine kesiti alınır. Alınan gövde enine kesiti üzerinde çevre, kalınlık ile yaş ağırlık ölçümleri yapılır.
Örnek ağacın toplam dal hacmini hesaplamak amacıyla gövde üzerindeki tüm dalların dip çapı ve boyları ölçülür. Ayrıca örnek ağacı temsil edecek çap ve boyda bir dal, örnek dal olarak seçilir ve kesilir. Alınan örnek dalın yaprakları daldan ayrılır ve hem dal hem de yaprak yaş ağırlıkları ölçülür.
Her örnek alan içerisinde meşcereyi temsil edecek şekilde 4 adet 25 x 25 cm boyutundaki quadrat ile ölü örtü örnekleri alınır. Quadratlar içerisine düşen ölü örtü tabakası toplanır ve arazide yaş halde ağırlıkları ölçülür. Diri örtü biyokütlesini bulmak için, yine örnek alanlar içerisinde meşcereyi temsil edecek şekilde belirlenen bir yerde, 1 x 1 m boyutunda quadrat içindeki tüm diri örtü toplanır. Bu örnekler arazide poşetlenerek ağırlıkları tartılır. Ayrıca alınan örnek alanın diri örtü yoğunluğu belirlenir. 25x25 cm Ölü örtü örnekleri 1x1 m Diri örtü örnekleri
Her örnek alanda 1 x 1 m boyutunda toprak profili açılır 0-10 cm, 10-30 cm, 30-50 cm, 50-80 cm, >80 cm yüksekliklerinde 10 cm çapında, 10 cm yüksekliğinde 1000 cm 3 lük toprak alma silindirleri çakılır. Silindir içerisindeki toprak örnekleri çıkarılarak poşetlenir ve arazideki yaş ağırlıkları ölçülür.
Kök Örneklemesi Yöntemi ile alınan örnek alanlarda meşcereyi yansıtacak ve gövde yapısı uygun olan kök örneği alınacak ağaç belirlendikten sonra metre yardımıyla kazılacak kök çukurunun ebatları (1x2 m) belirlenir. Açılan kök çukurumuzda kök örneklemesi için kazma işlemi sırasıyla 0-30 cm, 30-60 cm, 60-90 cm olacak şekilde yapılır. Her bir deneme alanının her bir derinlik kademesinden çıkarılan kılcal (0-2 mm), ince (2-5 mm) ve kalın (>5 mm) kök örnekleri ayrı ayrı alınır. Örnek alanlarda belirlenen en az 4 noktada 30 cm boyunda 6,4 cm çapında kök silindirleri çakılır ve silindir içindeki kökler toprağıyla beraber alınır.
Laboratuvara getirilen gövde, dal, yaprak örneklerinden, gövde ve dal örnekleri 96 saat, yapraklar 24 saat süre ile 105±3 0 C de kurutma fırınında bekletilir. Fırından çıkartıldıktan sonra gövde kesitlerinin fırın kurusu ağırlığı, kabuklu halde çevresi ve kalınlıkları ölçülür, daha sonra kabukları soyularak kabuksuz halde çevresi, kalınlığı ve ağırlığı ölçülür. Her bir örnek ağacın gövde biyokütlesini belirlemek için, gövdenin ortasından alınan gövde enine kesitinin yaş hacmi ile kuru ağırlığı, örnek ağacın yaş haldeki hacmi ile oranlanarak elde edilir.
Dal biyokütlesini belirlemek için, her bir örnek ağacın toplam dal hacmi, örnek dalın hacmi ile kuru ağırlığından yararlanılarak bulunur. Yaprak biyokütlesini belirlemek için, her bir örnek ağacın toplam dal hacminden yararlanılmıştır. Ağacın dallanmasını temsil edecek şekilde seçilen örnek daldaki yaprak kuru ağırlığı belirlenerek örnek ağacın dal hacmiyle ilişkilendirilerek bulunur. Kabuk biyokütlesini belirlemek için ise, örnek ağacın kabuklu yaş hacmi, gövdenin yaklaşık orta yerinden alınan örnek gövde kesitinin kabuklu yaş hacmi ile ilişkilendirilir. Bulunan bu oran ile örnek ağacın gövde enine kesitinin kabuk kuru ağırlığı çarpılarak örnek ağacın kabuk kuru ağırlığı hesaplanır.
Örnek alanlardan alınan ölü örtü, diri örtü örnekleri 105±3 0 C de 24 saat süre ile kurutma fırınında bekletilerek kurutulmuş ve değişmez ağırlığa gelen bu örneklere ait kuru ağırlık değerleri 0.01 gr hassasiyetli tartıda ölçülüp kaydedilir. Ölü örtü biyokütlesini belirlemek için, 25 x 25 cm lik alanlardan alınan ölü örtülerin kuru ağırlıkları örneklenen alan ile ilişkiye getirilir ve hektardaki ölü örtü biyokütlesi bulunur. 1 x 1 m lik alanlardan alınmış olan diri örtüler ise örnek alanların diri örtü yoğunluğu ile ilişkiye getirilir ve hektardaki diri örtü biyokütlesi hesaplanır.
Toprak Örneklerinin Fırın Kurusu Hale Getirilmesi Toprak örneklerini laboratuvara getirildikten sonra poşetlerinden çıkartılmış ve 48 saat süre bekletilerek hava kurusu haline gelmesi beklenmiştir. Hava kurusu ağırlıkları belirlendikten sonra çeşitli dönüşümler yapılarak hektardaki toprak kütlesi bulunmuştur. Karbon analizi için, hava kurusu haline getirilmiş olan örnekler, toprak öğütme havanlarında öğütülmüştür. Öğütülen örnekler analizi yapılmadan önce 105±3 0 C de 12 saat kurutma fırınında bekletilmiş, çıkartıldıktan hemen sonra analizi yapılmıştır.
Kök Örneklerinin Fırın Kurusu Hale Getirilmesi Her bir deneme alanının her bir derinlik kademesinden alınan kökler kök makası yardımıyla ince, kılcal ve kalın kökler olacak şekilde ayrılır, fırın kurusu hale getirilmek üzere 65 ºC de 48 saat süre ile kurutulur. Karbon analizi için, fırın kurusu haline getirilmiş olan örnekler, toprak öğütme havanlarında öğütülür.
Gerekli ölçümler tamamlandıktan sonra gövde odunu, dal odunu, yaprak, kabuk, ölü örtü, diri örtü ve toprak örnekleri parçalanır, öğütülür ve karbon analizi için hazır hale getirilir.
Öğütme işleminin tamamlanmasından sonra ekosistem biyokütlesini oluşturan topraküstü, toprak ve toprakaltı bileşenlerinde depolanan karbon miktarlarının belirlenmek için CHNS-O Elementel Analiz Cihazı nda örnekler analiz edilir.
Analiz sonucunda elde edilen değerler istatistiki yöntemlerden yararlanarak ağacın göğüs yüksekliğindeki çapı (d 1,3 ), boyu (h) gibi arazide kolay ölçülebilen ögelerle ilişkiye getirilerek biyokütle ve karbon denklemleri geliştirilir. Tek ağaç bileşenlerine ait karbon depolama denklemleri, denklemlere ilişkin parametrelerin tahmin değerleri ile önemlilik düzeyleri (Yavuz ve diğ.,2010)
Oksijen üretimi miktarının hesaplanması
Plan ünitesindeki yıllık oksijen üretimini hesaplayabilmek için öncelikle plan ünitesinde toprak altı ve toprak üstündeki biyokütle artımının her ağaç türü veya yapraklı-iğne yapraklı biçiminde iki ayrı tür grubu için fırın kurusu ağırlık cinsinden ayrı ayrı ortaya konması gerekmektedir.
Örnek : Çsc3 TÜBKA = DGHA x FKA x CF 7,37 x 0,473 x 1,20 (Çs) = 4,180 ton/ha 0,33 x 0,640 x 1,25 (Kn) = + 0,264 ton/ha 4,444 ton/ha
TABKA = TÜBKA x CF TABKA : Toprak altı biyokütle artımı (ton) TÜBKA: Toprak üstü biyokütle artımı (ton); CF : Toprak üstü biyokütleyi toprak üstü toprak altı biyokütleye Örnek : Çsc3 çevirmek için (İğne yapraklılarda 0,20; yapraklılarda 0,15) kullanılan dönüşüm faktörleridir. TÜBKA (Çs) = 4,180 ton/ha TÜBKA (Kn) = 0,264 ton/ha TABKA = 4,180 x 0,20 = 0,836 ton/ha (Çs) 0,264 x 0,15 = + 0,040 ton/ha (Kn) 0,876 ton/ha
Buradan hareketle toplam biyokütle artımının üreteceği oksijen miktarı Türkiye ormanlarının içinde yer aldığı orta enlem derecesi ve yarı kurak 1.20 değeri ile çarpılarak elde edilmektedir. Formülde; TBKA TBKA = TÜBKA + TABKA = 4.444 + 0,876 = 5,320 ton/ha : Toplam biyokütle artımı TÜBKA : Toprak üstü biyokütle artımı TABKA : Toprak altı biyokütle artımı Toplam Oksijen üretimi = TBKA x 1,20 = 5,320 x 1,20 = 6,384 ton/ha