YÜKSEK SİSMİSİTELİ BİR BÖLGEDE 170 METRE YÜKSEKLİĞİNDEKİ BİR KAYA DOLGU BARAJIN DİNAMİK TASARIMI

Benzer belgeler
TAHTAKÖPRÜ BARAJI YÜKSELTİLMESİ ve DİNAMİK PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ

HİDROLİK DOLGU BİR BARAJIN SİSMİK ANALİZİ

EK-2 BERGAMA OVACIK ALTIN İŞLETMESİ TÜBİTAK RAPORU ELEŞTİRİSİ NE İLİŞKİN GÖRÜŞLER

Bahar. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü 1.

ÖN SÖZ... ix BÖLÜM 1: GİRİŞ Kaynaklar...6 BÖLÜM 2: TEMEL KAVRAMLAR... 7

LİMİT DENGE ANALİZİ (Deterministik Yaklaşım)

KONU: Beton Baraj Tasarım İlkeleri, Örnek Çalışmalar SUNUM YAPAN: Altuğ Akman, ESPROJE Müh.Müş.Ltd.Şti

ARTIMLI DİNAMİK ANALİZ YÖNTEMİ İLE BETON AĞIRLIK BARAJLARDAKİ HASAR BELİRLENMESİ

16.6 DEPREM ETKİSİ ALTINDAKİ ZEMİNLERDE SIVILAŞMA RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

İTME ANALİZİ KULLANILARAK YÜKSEK RİSKLİ DEPREM BÖLGESİNDEKİ BİR PREFABRİK YAPININ SİSMİK KAPASİTESİNİN İNCELENMESİ

SIVILAŞMA POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİNDE BASİTLEŞTİRİLMİŞ YAKLAŞIMLA YAPI ETKİSİ ANALİZİ

Sıvı Depolarının Statik ve Dinamik Hesapları

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması

Dolgu ve Yarmalarda Sondaj Çalışması ve Değerlendirmesi. HAZIRLAYAN Özgür SATICI Mad. Yük. Jeo. Müh. (MBA)

Yeni Deprem Yönetmeliği ve İstinat Yapıları Hesaplarındaki Değişiklikler

Ek-3-2: Örnek Tez 1. GİRİŞ

Sıvılaşma hangi ortamlarda gerçekleşir? Sıvılaşmaya etki eden faktörler nelerdir? Arazide tahkik; SPT, CPT, Vs çalışmaları

KAZIK GRUPLARININ SİSMİK ETKİ ALTINDAKİ PERFORMANSI PERFORMANCE OF PILE GROUPS UNDER SEISMIC EXCITATIONS

2.3. Dinamik Benzeri Yöntemler ile Ölçekli Beton Barajda Deprem Simulasyonu

9. TOPRAKTA GERİLME DAĞILIMI VE YANAL TOPRAK BASINCI

POLİPROPİLEN FİBERLERLE GÜÇLENDİRİLMİŞ KUM ZEMİNLERİN DİNAMİK ETKİ ALTINDA BOŞLUK SUYU BASINCI DAVRANIŞI

TEMEL (FİZİKSEL) ÖZELLİKLER

7. TOPRAĞIN DAYANIMI

Şev Stabilitesi I. Prof.Dr.Mustafa KARAŞAHİN

KUMLARDA DİNAMİK KAYMA MODÜLÜNÜN BELİRLENMESİ

DAYANMA YAPILARININ DBYBHY VE TBDY GÖRE TASARIM KURALLARIN KARŞILAŞTIRILMASI VE TESPİTLER. Levent ÖZBERK İnş. Yük. Müh. Analiz Yapı Yazılım Ltd. Şti.

ESKİŞEHİR-KÖSEKÖY HIZLI TREN HATTINDAKİ KÖPRÜ VE VİYADÜKLERİN ÜSTYAPILARININ TASARIMI

SONLU ELEMANLAR METODUYLA KARACAÖREN I TOPRAK DOLGU BARAJINDA GERİLME VE DEPLASMANLARIN HESAPLANMASI. Nuri Seçkin KAYIKÇI İnş.Yük.Müh.

Zeminlerin Sıkışması ve Konsolidasyon

9. TOPRAKTA GERİLME DAĞILIMI VE YANAL TOPRAK BASINCI

YARI RİJİT BİRLEŞİMLİ ÇELİK ÇERÇEVELERİN ANALİZİ

Yatak Katsayısı Yaklaşımı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ANALİZ YÖNTEMLERİ. Şevlerin duraylılığı kaya mekaniği ve geoteknik bilim dallarının en karmaşık konusunu oluşturmaktadır.

2004 Üniversitesi Y. Lisans İnşaat Mühendisliği İzmir Yüksek 2008 Teknoloji Enstitüsü Doktora İnşaat Mühendisliği Ege Üniversitesi 2015

ÇOK KATLI BİNALARIN DEPREM ANALİZİ

Erdal İRTEM-Kaan TÜRKER- Umut HASGÜL BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ MÜH. MİM. FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜH. BL.

İÇERİSİ BETON İLE DOLDURULMUŞ ÇELİK BORU YAPI ELEMANLARININ DAYANIMININ ARAŞTIRILMASI ÖZET

Ders 1.2 Türkiyede Barajlar ve Deprem Tehlikesi

TOPRAK DOLGU BARAJLARIN SİSMİK TEPKİ VE ZEMİN SIVILAŞMASI ANALİZLERİ

Eşdeğer Deprem Yüklerinin Dağılım Biçimleri

Kirişlerde Kesme (Transverse Shear)

Posta Adresi: Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Esentepe Kampüsü/Sakarya

DALGA YAYILMASI Sonsuz Uzun Bir Çubuktaki Boyuna Dalgalar SıkıĢma modülü M={(1- )/[(1+ )(1-2

İNM Ders 4.1 Dinamik Etkiler Altında Zemin Davranışı

ZEMİNLERİN GERİLME-ŞEKİL DEĞİŞTİRME DAVRANIŞI VE KAYMA MUKAVEMETİ

Kirişli Döşemeli Betonarme Yapılarda Döşeme Boşluklarının Kat Deplasmanlarına Etkisi. Giriş

Proje Adı: İstinat Duvarı Sayfa 1. Analiz Yapı Ltd. Şti. Tel:

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

TDY 2007 de Kullanılan Farklı Zemin Sınıfları İçin Performans Değerlendirme Yöntemleri Üzerine Bir Araştırma

GEOTEKNİK VE SAYISAL MODELLEME

Proje Adı: İstinat Duvarı Sayfa 1. Analiz Yapı Tel:

Ders Notları 2. Kompaksiyon Zeminlerin Sıkıştırılması

ATIK BARAJLARINDA UYGULANAN JEOTEKNİK ÇALIŞMALAR; GÜMÜŞTAŞ (GÜMÜŞHANE) ÖRNEĞİ SELÇUK ALEMDAĞ ERDAL GÜLDOĞAN UĞUR ÖLGEN

BACA DİNAMİĞİ. Prof. Dr. Hikmet Hüseyin H

ŞEVLERİN STABİLİTESİNİN DEPREM YÜKLERİ ALTINDA İNCELENMESİ

Hamza GÜLLÜ Gaziantep Üniversitesi

TEMEL (FİZİKSEL) ÖZELLİKLER

BÖLÜM 6 - TEMEL ZEMİNİ VE TEMELLER İÇİN DEPREME DAYANIKLI TASARIM KURALLARI 6.1. KAPSAM

TÜRKİYE BİNA DEPREM YÖNETMELİĞİ 2018 IŞIĞINDA YÜZEYSEL VE DERİN TEMELLERİN TASARIMINA KRİTİK BAKIŞ Prof. Dr. K. Önder ÇETİN

Güçlendirme Alternatiflerinin Doğrusal Olmayan Analitik Yöntemlerle İrdelenmesi

Düzce Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi

Data Merkezi. Tunç Tibet AKBAŞ Arup-İstanbul Hüseyin DARAMA Arup- Los Angeles. Tunç Tibet AKBAŞ

Sıvılaşan zeminlerde kazıklı temellerin davranışını

KONU: KOMİTE RAPORU TAKDİMİ SUNUM YAPAN: SALİH BİLGİN AKMAN, İNŞ. YÜK. MÜH. ESPROJE GENEL MÜDÜRÜ

DEPREM ETKİSİ ALTINDA TEK KATLI ÇELİK YAPILARIN TEMEL SİSTEMİ İÇİN MODEL ÇALIŞMASI

Ders Notları 3 Geçirimlilik Permeabilite

Yapı veya dolgu yüklerinin neden olduğu gerilme artışı, zemin tabakalarını sıkıştırır.

SARILMIŞ VE GELENEKSEL TİP YIĞMA YAPILARIN DEPREM DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ. Ali URAL 1

Betonarme Yapıların Davranışının Zaman Tanım Alanında Hesap Yöntemi ile Belirlenmesi

RÜZGAR YÜKÜNÜN BİR TİCARİ ARAÇ SERVİS KAPISINA OLAN ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

BETONARME BİNALARIN FARKLI HESAP YÖNTEMLERİNE GÖRE PERFORMANS SINIRLARININ İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

INM 305 Zemin Mekaniği

Saha Deneyleri. Saha Deneyleri. Geoteknik Mühendisliğinde. Prof. Dr. Ahmet Orhan EROL. A. Orhan EROL Zeynep ÇEKİNMEZ. Dr.

AKADEMİK BİLİŞİM Şubat 2010 Muğla Üniversitesi GEOTEKNİK RAPORDA BULUNAN HESAPLARIN SPREADSHEET (MS EXCEL) İLE YAPILMASI

ADAPAZARI NDA YEREL ZEMİN KOŞULLARININ YAPISAL DAVRANIŞA ETKİSİ ÜZERİNE BİR VAKA ANALİZİ

1.1 Yapı Dinamiğine Giriş

ÇOK KATLI BETONARME YAPILARIN DİNAMİK ANALİZİ

1. GİRİŞ 2. ETÜT ALANI JEOLOJİSİ


Kaya Zemin Sınıflamaları Parametre Seçimi Şev Stabilite Sorunları. Özgür SATICI Mad. Yük. Jeo. Müh. (MBA)

Pnömatik Silindir Tasarımı Ve Analizi

DERİN ALÜVYON DOLGUNUN DOĞRUSAL OLMAYAN DAVRANIŞININ EŞDEĞER LİNEER VE DOĞRUSAL OLMAYAN YÖNTEMLERLE KARŞILAŞTIRILMASI

ZEMİNDE GERİLMELER ve DAĞILIŞI

(z) = Zemin kütlesinden oluşan dinamik aktif basıncın derinliğe göre değişim fonksiyonu p pd

Konsol Duvar Tasarımı

BLOK TİPİ KIYI YAPILARININ SİSMİK TASARIMI

T.C. Adalet Bakanlığı Balıkesir/Kepsut Cezaevi inşaat sahasındaki presiyometre deney sonuçlarının incelenmesi

1.1 Statik Aktif Durum için Coulomb Yönteminde Zemin Kamasına Etkiyen Kuvvetler

10. KONSOLİDASYON. Konsolidasyon. σ gerilmedeki artış zeminin boşluk oranında e azalma ve deformasyon yaratır (gözeneklerden su dışarı çıkar).

Üst yapı yüklerinin bir bölümü ya da tümünü zemin yüzünden daha derinlerdeki tabakalara aktaran

T.C. MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

Zemin Gerilmeleri. Zemindeki gerilmelerin: 1- Zeminin kendi ağırlığından (geostatik gerilme),

BAÜ Müh-Mim Fak. Geoteknik Deprem Mühendisliği Dersi, B. Yağcı Bölüm-5

Beton Ağırlık Barajların Sismik Performanslarına Seçilen Kesit Geometrisinin Etkisi

RİSKLİ YAPILARIN TESPİT EDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR. 4- Özel Konular

VAKA ANALİZİ: BİR METRO İSTASYONU VİYADÜK GEÇİŞ PROJESİNİN SİSMİK ZEMİN - KAZIKLI RADYE TEMEL ETKİLEŞİMİ DEĞERLENDİRMESİ

KONU: ÖZET DEĞERLENDİRME SUNUM YAPAN: DR. ERSAN YILDIZ

DEPREM ETKİSİNDEKİ BETONARME YAPILARDA YAPI-ZEMİN ETKİLEŞİMİ

Transkript:

YÜKSEK SİSMİSİTELİ BİR BÖLGEDE 170 METRE YÜKSEKLİĞİNDEKİ BİR KAYA DOLGU BARAJIN DİNAMİK TASARIMI ÖZET E. Yıldız 1 ve R. Güner 2 1 Dr. İnşaat Yüksek Mühendisi, Temelsu Uluslararası Müh. Hiz. A.Ş. 2 İnşaat Yüksek Mühendisi, Temelsu Uluslararası Müh. Hiz. A.Ş. Email: ersan.yildiz@temelsu.com.tr 170 m yüksekliğinde kil çekirdekli kaya dolgu bir barajın deprem davranışı, FLAC programı ile gerçekleştirilen zaman-tanım alanında analizler ile incelenmiştir. Baraj gövdesi altında ana kaya üzerinde yaklaşık 20 m kalınlığında bir alüvyon tabakası yer almaktadır. Baraj yeri için Maksimum Tasarım Depremine (MDE) karşılık gelen maksimum yatay yer ivmesinin PGA = 0,65 g gibi oldukça yüksek sayılabilecek bir değer olması göz önüne alınarak, analizlerde gerilme-su basıncı bağıl ilişkisi kullanılmış, alüvyon malzemenin deprem sırasındaki muhtemel kayma dayanımındaki azalma, Finn-Byrne sıvılaşma modeli kullanılarak dikkate alınmıştır. Kocaeli depremi ivme-zaman kaydının söz konusu maksimum yatay yer ivmesi sağlanacak şekilde ölçeklenerek taban hareketi olarak verildiği analizlerde, alüvyon dışında kalan malzemeler için doğrusal olmayan gerilmedeformasyon davranışı Mohr-Coulomb yenilme kriteri ile modellenmiştir. Elde edilen sonuçlar, deprem esnasında ve sonrasında barajda gerekli duraylılığın sağlandığını ancak deprem sonunda önemli ölçüde kalıcı oturmalar meydana geleceğini göstermiştir. Baraj gövdesi altında yer alan alüvyon tabakasının kaldırılması, meydana gelen kalıcı deplasmanları önemli ölçüde azaltmaktadır. Bu bağlamda, kret oturmasının proje hava payından daha küçük ve kabul edilebilir bir değere düşürülebilmesi amacı ile alüvyon tabakasının kaldırılması gerekli görülmüştür. Baraj gövdesinin deprem sırasındaki davranışının, eşdeğer statik veya Makdisi-Seed metodu gibi basitleştirilmiş yöntemlerde kabul edilen tek bir kayma düzlemine bağlı olmadığı, deprem esnasında akış aşağı ve akış yukarı şevlerin muhtelif bölgelerinde oluşan kalıcı plastik deformasyonların deprem davranışını belirlediği gözlenmiştir. Barajın kalıcı oturması ayrıca, baraj yeri için deprem büyüklüğü ve maksimum yatay yer ivmesinin göz önüne alındığı ampirik yöntemler ile de irdelenmiş, elde edilen oturma değerlerinin, zaman-tanım alanında yapılan analizler ile hesaplanan oturmalar ile uyumlu olduğu görülmüştür. ANAHTAR KELİMELER : Kaya Dolgu Baraj, Sismik Tasarım, Deprem 1 GİRİŞ Dolgu barajların sismik tasarımında, basit limit denge analizlerinden gelişmiş gerilme-deformasyon özelliklerinin kullanıldığı karmaşık nümerik modellere kadar farklılık gösteren metodlar kullanılmaktadır (Fell vd., 2005). Dinamik kuvvetlerin, kayma kütlesinin ağırlığı ile bir sismik katsayının çarpımı ile elde edilen atalet kuvvetleri olarak temsil edildiği eşdeğer statik yöntem, dolgu barajların sismik duraylılığında kullanılan en basit yaklaşımdır. Pells ve Fell (2003) ve Swaisgood (2003) gibi araştırmacılar tarafından önerilen ampirik yöntemler, deprem yüklemesine maruz kalmış barajlarda oluşan deformasyonların istatistiksel olarak değerlendirilmesine dayanarak, dolgu barajların deprem davranışının tahmin edilmesine yöneliktir. Makdisi ve Seed (1978), Newmark kayma bloğu yaklaşımını göz önüne alarak, dolgu barajların kalıcı deplasmanlarının belirlenebilmesi için çok sayıda eşdeğer doğrusal analiz sonucuna dayanan ve geniş kabul gören basitleştirilmiş bir yöntem geliştirmiştir. QUAD4M (Hudson vd., 1994) gibi sonlu elemanlar programlarının kullanıldığı eşdeğer doğrusal analizlerde, baraj ve temelini oluşturan malzemelerin kayma birim deformasyonu ile değişen rijitlik ve 1

sönümleme karakteristikleri iterasyonlar ile göz önüne alınabilmektedir. Son yıllarda, bilgisayar ve bilgisayar programlarındaki gelişmeler, özellikle yüksek sismisiteli bölgelerde ve sıvılaşmanın söz konusu olduğu hallerde, dolgu barajların dinamik performansının incelenmesinde doğrusal olmayan metodların tercih edilmesine olanak tanımıştır. Genellikle sonlu elemanlar veya sonlu farklar programlarının kullanıldığı söz konusu yöntemlerde gövde ve temel zemininin elasto-plastik gerilme-deformasyon davranışı modellenebildiği gibi, bağıl yöntemler kullanılarak deprem esnasında oluşan ek su basınçları ve davranışa etkisi tahmin edilebilmektedir.bahsi geçen yöntemler ile ilgili detaylı bilgi Marcuson vd. (2007), Fell vd. (2005) ve Bureau (2003) gibi referanslarda verilmektedir. Bu çalışmada, yüksek seviyede yer hareketine maruz bir kil çekirdekli kaya dolgu barajın dinamik duraylılık ve deformasyon değerlendirmesi için FLAC programı ile gerçekleştirilen, elasto-plastik malzeme özellikleri ve dinamik su basıncı oluşumunun dikkate alındığı zaman tanım alanında analizler sunulmaktadır. Barajın deprem tasarımında birlikte kullanılan eşdeğer statik ve eşdeğer doğrusal analizler bildiri kapsamı dışında tutulmuştur. 2 PROBLEM TANIMI 2.1 Geometri ve Model Çalışma konusu baraj maksimum kesitte 170 m yüksekliğinde merkezi kil çekirdekli kaya dolgu tipinde olup, 10 m kret genişliğine sahiptir. Akış aşağı ve akış yukarı şevleri sırasıyla 1D/2,5Y ve 1D/2Y olarak tasarlanmıştır. Maksimum işletme durumunda rezervuar su seviyesi kretin 5 m altındadır. Hesaplamalarda kullanılan maksimum baraj kesiti Şekil 1 de gösterilmiştir. Baraj gövdesi kil çekirdek (1 numaralı zon), 2 ve 3 numaralı geçiş zonları ve kaya dolgu kabuktan (4 numaralı zon) oluşmaktadır. Akış aşağısı ve akış yukarısında kaya dolgunun AL olarak gösterilen yaklaşık 20 m kalınlığında alüvyon tabakaya oturması öngörülmüştür.analiz için oluşturulan sonlu farklar ağı Şekil 2 de verilmektedir. Kaya dolgu kabuk, içsel sürtünme açısının gerilmeye bağlı değişiminin göz önüne alınabilmesi amacı ile sığ ve derin olmak üzere iki farklı tabakaya ayrılmıştır. Çekirdek ile kabuk arasındaki geçiş zonları modelde kolaylık sağlaması açısından tek bir tabaka olarak göz önüne alınmıştır. Şekil 1. Baraj Maksimum Enkesiti Şekil 2. Baraj için Oluşturulan Sonlu Farklar Ağı 2.2 Malzeme Özellikleri Malzemenin gerilme-deformasyon davranışı, Mohr-Coulomb yenilme kriterinin kullanıldığı elastik-tam plastik malzeme modeli ile temsil edilmiştir. Baraj zonlarının kayma rijitliği 2 farklı durum olarak sabit ve Seed ve Idriss (1970) tarafından önerilen ve aşağıda verilen formül kullanılarak gerilmeye bağlı olarak alınmıştır. 2

' G max = K 2, max σ (1) 1000 m Yukarıdaki formülde, G max kpa biriminde maksimum dinamik kayma modülünü, σ m yine kpa biriminde ortalama efektif gerilmeyi, K 2,max ise dönüştürme katsayısını göstermektedir. Kayma dayanımı ve rijitlik parametreleri Tablo 1 de özetlenmiştir. Ana kaya için kayma modülü her iki durum için sabit alınmıştır. Tablo 1. Malzeme Parametreleri c' φ' E ν G * ** K 2,max (kpa) (der.) (MPA) - (Mpa) - Kil Çekirdek 10 26 40 0.45 14 16 Geçiş Zonları - 35 80 0.30 31 32 Kaya Dolgu (Derin) - 40 100 0.25 40 40 Kaya Dolgu (Sığ) - 45 100 0.25 40 40 Alüyyon - 33 50 0.30 19 20 Anakaya 100 45 3000 0.25 1200 - * Sabit Kayma Modülü ** Değişken Kayma Modülü Çekirdek ve geçiş zonlarında kullanılacak malzemelerde, laboratuvar kayma dayanımı deneyleri yapılmamış, kayma dayanımı parametreleri USBR (1987) tarafından sıkıştırılmış zeminler için önerilen tipik değerler göz önüne alınarak belirlenmiştir. Kaya dolgunun içsel sürtünme açısı, Leps (1970) tarafından önerilen sürtünme açısı normal gerilme ilişkisi dikkate alınarak, sığ ve derin kayma yüzeylerine karşılık düşük ve yüksek normal gerilmeler için belirlenmiştir. Alüvyon tabakasının derinliğe bağlı özelliklerinin belirlenmesi amacı ile yerinde ve laboratuvar deneyleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, alüvyonun %65 ile %79 arasında değişen rölatif sıkılık ortalaması %71 dir. Bu değerler, gevşek - orta sıkı - sıkı sınıflamasına göre, orta sıkının üst sınırları veya biraz üzerine karşılık gelmektedir. Presiyometre deneyi sonuçlarından elde edilen net limit basınç, P L değerleri rölatif sıkılık ile korele edilmiş, elde edilen değerlerin laboratuvar verileri ile uyumlu olduğu görülmüştür. Bu bilgiler ışığında, rölatif sıkılık ve yüksek gerilme seviyesi dikkate alınarak alüvyon için içsel sürtünme açısı φ = 33 derece olarak kabul edilmiştir. 2.3 Yükleme Durumları Maksimum tasarım depremi (MDE) için maksimum yer ivmesi değeri yapılan sismik tehlike çalışması sonucunda maksimum oluşabilecek deprem büyüklüğü M w =8.2 göz önüne alınarak PGA = 0,65 g olarak belirlenmiştir. Dinamik analizlerde yer hareketi olarak Kocaeli Depremi (1999) kaydı söz konusu maksimum yer ivmesine göre ölçeklenerek kullanılmıştır. Ölçeklenen ivme-zaman kaydı Şekil 3 de verilmektedir. Bu deprem kaydı, daha önce gerçekleştirilen eşdeğer doğrusal analizler neticesinde seçilen 3 adet yer hareketi arasında en kritik sonuçları vermesi dolayısıyla seçilmiştir. Eşdeğer doğrusal analizler, daha önce belirtildiği üzere bildiri kapsamı dışında bırakılmıştır. Dinamik yüklemenin öncesinde, başlangıç gerilme ve su basıncı dağılımı iki farklı aşamada yapılan statik yükleme ve sızma analizleri sonuçları birleştirilerek elde edilmiştir. Başlangıç durumun elde edilmesi ve sistemin dengeye gelmesinden sonra, deprem yüklemesi model tabanına uygulanan ivme-zaman kaydı ile 3

gerçekleştirilmiştir. Yatay yer hareketinin 1/3 ü oranında bir düşey yer hareketi, düşey yöndeki deprem hareketinin barajın dinamik davranışına etkisinin dikkate alınabilmesi amacı ile uygulanmıştır. İvme (g) 0.7 0.6 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 0-0.1-0.2-0.3-0.4-0.5-0.6-0.7 0 5 10 15 20 25 30 Zaman (saniye) Şekil 3. Analizlerde Kullanılan Ölçeklenmiş Kocaeli Deprem Kaydı 2.4 Sönümleme ve Dinamik Su Basıncı Oluşumu Seed ve Idriss (1970) gibi araştırmacılar tarafından yapılan dinamik tekrarlı yük deneyleri, artan kayma birim deformasyonuna bağlı olarak zeminlerin tanjant kayma modülünün azaldığını ve sönümlemenin arttığını göstermekte, bu deneylerin sonuçları göz önüne alınarak farklı zemin türleri için modül azaltma ve sönümleme eğrileri önerilmektedir. Bu eğriler, genellikle eşdeğer doğrusal metodlar kullanılarak, sismik yükleme sırasında sönümleme ve rijitlik azalımının tahmin edilmesinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada, elasto-plastik bir malzeme modeli kullanılmış olup, enerji harcanması esasen gerilmelerin dayanım sınırlarına ulaşmasıyla birlikte başlayan plastik akma ile gerçekleşmektedir. Zaman tanım alanında çalışan bilgisayar programlarında en sık kullanılan yöntem olan Rayleigh sönümlemesinde, sönümleme matrisi kütle ve rijitlik matrislerinin istenilen sönüm oranına göre seçilen katsayılar ile çarpılarak toplanması suretiyle elde edilmektedir. Hesaplamalarda, küçük birim deformasyonlar ve elastik sınırlar içerisinde %5 Rayleigh sönümlemesi uygulanmış, yenilmenin başlamasıyla birlikte sönümleme Mohr-Coulomb malzeme modeline göre oluşan plastik birim deformasyonlar ile kontrol edilmiştir. Kontrollü olarak sıkıştırılarak teşkil edilecek olan çekirdek, geçiş zonları ve kaya dolgu için sıvılaşma söz konusu değildir. Ancak, baraj altında yer alan alüvyon, göreceli olarak düşük sıkılığı ve maruz kalacağı yüksek dinamik gerilmeler nedeniyle sıvılaşabilir olarak değerlendirilmiştir. FLAC programında kullanılan bağıl yöntemde, boşluk suyu basıncındaki değişiklik, boşluk hacmindeki bir değişime bağlıdır. Alüvyonun sıvılaşma davranışının veya bir başka deyişle deprem sırasındaki olası dayanım kaybının dikkate alınabilmesi için, Martin vd. (1975) tarafından geliştirilen ve Byrne (1981) tarafından basitleştirilen bir ilişkiye bağlı yarı-bağıl yöntem kullanılmıştır. Finn-Byrne olarak isimlendirilen yöntemde boşluk hacmi azalımındaki artış, rölatif sıkılık kullanılarak belirlenebilen iki parametre kullanılarak kayma birim deformasyonu ile ilişkilendirilmiştir. Bu sayede, boşluk suyu basıncı, kayma birim deformasyonuna bağlı olarak artarak efektif gerilmede, dolayısıyla malzemenin dayanımında azalmaya neden olmaktadır. Sıvılaşma modeli, sadece alüvyon tabakası için uygulanmıştır. Bununla birlikte, hacimsel deformasyonlara bağlı boşluk suyu basıncı değişimi barajın tüm zonlarında göz önüne alınmıştır. Sıvılaşma modeli ve dinamik su basıncı oluşumu ile ilgili detaylı bilgi Itasca (2008) de verilmektedir. 4

3 ANALİZ SONUÇLARI 3.1 Sonlu Farklar Analizi Sonuçları Gerçekleştirilen analizler, deprem sırasında barajın farklı bölgelerinde ve depremin farklı anlarında yenilmeler meydana geldiğini, ancak deprem sonunda duraylılığın korunduğunu göstermiştir. Değişken kayma modülü için kret ortasında deprem sırasında meydana gelen oturma zamana bağlı olarak Şekil 4 de verilmektedir. Görülebileceği gibi, deprem sırasında oluşan geçici yenilmeler artımsal olarak kalıcı deplasmanlara neden olmuş, ancak deprem sonunda deplasman artımı sıfırlanarak sistem dengeye ulaşmıştır. Deprem sonundaki deplasman vektörleri baraj altında alüvyonun yer aldığı durum için Şekil 5 ve 6 da; alüvyonun kaldırılarak yerine kaya dolgu teşkil edildiği durum için Şekil 7 ve 8 de sunulmuştur. Grafikler sabit ve derinlikle değişen kayma modülü için ayrı ayrı verilmiştir. Hesaplanan kret oturmaları, kret boyunca maksimum, minimum ve ortalama olarak Tablo 2 de özetlenmiştir. Şekil 4. Deprem Sırasında Kret Oturmasının Zamana Bağlı Değişimi Tablo 2. Deprem Sonrası Kret Oturmaları Maks. Oturma(m) Ort. Oturma(m) Min. Oturma(m) Kabuklar Altı Alüvyon (Sabit G) 12,6 7,7 3,7 Kabuklar Altı Alüvyon (Değişken G) 8,0 6,7 5,4 Alüvyon Yerine Kaya Dolgu (Sabit G) 8,6 4,8 2,1 Alüvyon Yerine Kaya Dolgu (Değişken G) 6,2 4,9 4,3 Şekil 5. Alüvyonun Yerinde Bırakılması Durumunda Deplasman Vektörleri (Sabit Kayma Modülü) 5

Şekil 6. Alüvyonun Yerinde Bırakılması Durumunda Deplasman Vektörleri (Değişken Kayma Modülü) Şekil 7. Alüvyonun Kaldırılması Durumunda Deplasman Vektörleri (Sabit Kayma Modülü) Şekil 8. Alüvyonun Kaldırılması Durumunda Deplasman Vektörleri (Değişken Kayma Modülü) Değişken kayma modülü için, baraj altında alüvyonun bırakıldığı ve kaldırıldığı analizler neticesinde elde edilen kayma birim deformasyonları Şekil 9 ve Şekil 10 da gösterilmiştir. Analiz sonuçlarının sunulduğu şekillerin değerlendirilmesi sonucunda, kalıcı deformasyonların Makdisi ve Seed (1978) gibi basitleştirilmiş metodlarda kabul edildiği gibi tekil bir kayma yüzeyinin hareketine bağlı olarak oluşmadığı, zaman tanım alanında yapılan bir hesapta kullanılan elasto-plastik gerilme-deformasyon davranışı ile modellenebilen, farklı bölgelerde anlık yenilmeler ve özellikle kaya dolgu kabukların dışarıya doğru yayılma hareketi nedeniyle meydana geldiği sonucuna varılabilmektedir. 6

Şekil 9. Alüvyonun Bırakılması Durumu Deprem Sonu Kayma Birim Deformasyonu Dağılımı Şekil 10. Alüvyonun Kaldırılması Durumu Deprem Sonu Kayma Birim Deformasyonu Dağılımı Elde edilen ortalama kret oturmaları, sabit ve gerilmeye bağlı olarak değişen kayma modülü için yakındır. Ancak deformasyon paterninin iki durum için farklılık gösterdiği, sabit kayma modülü için akış yukarı tarafındaki deplasmanların hayli fazla olduğu, değişen kayma modülü kullanımı ile daha uniform ve makul bir oturma elde edildiği gözlenmiştir. Kaya dolgu kabuklar altında yer alan alüvyon tabakasının baraj oturmasını önemli ölçüde olumsuz etkilediği, 6,7-7,7 m olarak hesaplanan ortalama kret oturmasının alüvyon tabakası yerine kaya dolgu teşkil edilmesi durumunda 4,8-4,9 m mertebelerine indiği görülmüştür. Bu farklılık, alüvyon tabakasının göreceli olarak düşük içsel sürtünme açısı ve kayma birim deformasyonları nedeniyle deprem sırasında oluşan ek boşluk suyu basınçlarının etkisiyle dayanımdaki azalmadan kaynaklanmakta olup, yüksek seviyeli yer hareketi göz önüne alındığında beklenen bir durumdur. 3.2 Ampirik Yöntemler ile Karşılaştırma Pells ve Fell (2003), 305 dolgu barajı incelemiş, 95 inde sıvılaşma olmamasına rağmen ciddi hasar meydana geldiğini belirtmiş ve yapılan gözlem ve analizlere dayalı hasar sınıflandırmasını, kaya dolgu barajlar için maksimum yer ivmesi ve deprem büyüklüğü kullanılarak hasarın tahmin edilmesine yönelik bir grafik olarak sunmuştur. Bu yaklaşıma göre, M w = 8,2 deprem büyüklüğü ve PGA = 0,65 g için baraj, sınırları kesin olarak belirlenmemiş 4/5 hasar sınıfına girmektedir. Hasar sınıfı 4, ağır hasar olarak tanımlanmış ve kret oturmasının baraj yüksekliğinin %1,5-5 i arasında olabileceği belirtilmiştir. Göçme olarak tanımlanan hasar sınıfı 5 için ise kret oturması baraj yüksekliğinin %5 inden fazla olarak verilmektedir. Swaisgood (2003), 69 adet farklı tipte, depreme maruz kalmış, temel zemininde sıvılaşmanın olduğu ve olmadığı dolgu barajın istatistiksel değerlendirmesini yapmıştır. Çalışmada barajın oturmasını etkileyen en önemli iki faktörün deprem büyüklüğü ve maksimum yer ivmesi olduğu belirtilmiş ve kret oturmasının tahmini için bir bağıntı önerilmiştir. Söz konusu bağıntı ile kret oturması %1,82 olarak elde edilmiştir. Yukarıda açıklanan ampirik yöntemler ile barajın kret oturması, sonlu farklar analizi sonuçları ile uyumlu olarak sırasıyla 8 m ve 3 m olarak tahmin edilmektedir. 4 SONUÇ VE ÖNERİLER Merkezi kil çekirdekli bir kaya dolgu barajın sismik duraylılık ve deformasyon analizi sunulmuştur. Barajda oluşacak kalıcı deplasmanların tahmin edilebilmesi amacı ile zaman tanım alanında doğrusal olmayan bağıl 7

analizler FLAC programı ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, barajın deformasyon davranışının tekil bir kayma yüzeyine değil, depremin farklı anlarında akış yukarı ve akış aşağı bölgelerinde biriken plastik deformasyonlara bağlı olduğunu göstermiştir. Sonuçlar ayrıca, baraj altında 20 m kalınlığındaki alüvyon tabakasının kaldırılarak yerine kaya dolgu teşkil edilmesinin, kret oturmasını hava payının altında tutmak için gerekli olduğuna işaret etmektedir. Hesaplamaların, maksimum kesit için düzlem deformasyon durumu için yapıldığı ve meydana gelecek oturmaların gerçek baraj geometrisi ve üç boyutlu etkiler nedeni ile hesapta elde edilen değerlerin altında olacağı dikkate alındığında, alüvyonun kaldırılması durumunda hava payı, suyun kreti aşmaması için yeterli olacaktır.barajın deprem sonunda oturması ampirik yöntemler ile de tahmin edilmiş, elde edilen sonuçların sonlu farklar analizleri ile uyumlu olduğu görülmüştür. KAYNAKLAR Bureau, G.J. (2003). Dams and Appurtenant Facilities. Earthquake Engineering Handbook, Chapter 26, Chen W. And Scawthorn C. ed., CRC Press. Byrne, P.M. (1991). A cyclic shear-volume coupling and pore-pressure model for sand. Proceedings of Second International Conference on Recent Advances in Geotechnical Earthquake Engineering and Soil Dynamics, St. Louis, Missouri, March 1991. Fell, R., MacGregor, P., Stapledon, D. & Bell, G. 2005. Geotechnical engineering of dams. Leiden: Balkema. Hudson, M., Idriss, I.M. & Beikae, M. 1994. QUAD4M - A computer program to evaluate the seismic response of soil structures using finite element procedures and incorporating a compliant base. Center for Geotechnical Modeling, Department of Civil and Environmental Engineering, University of California, Davis, CA. Itasca Consulting Group, Inc. 2008. FLAC Fast Lagrangian Analysis of Continua, Ver. 6.0 User s Guide, Dynamic Analysis. Minneapolis: Itasca. Leps, T.M. 1970. Review of shearing strength of rockfill. Journal of the Soil Mechanics and Foundation Division, ASCE, 96: 1159-1170. Makdisi, F.I. & Seed, H.B. 1978. Simplified procedure for estimating dam and embankment earthquake induced deformations. Journal of the Geotechnical Engineering Division, ASCE, 104: 849-867. Marcuson, W.F., Hynes, M.E. & Franklin, A.G. 2007. Seismic design and analysis of embankment dams: the state of practice. Proceedings of 4th Civil Engineeering Conference in the Asian Region (CECAR), Taipei. Martin, G. R., Finn, W.D.L. & Seed, H.B. 1975. Fundamentals of liquefaction under cyclic loading. Journal of Geotechnical Division, ASCE, 101: 423-438. Pells, S. & Fell, R. 2003. Damage and cracking of embankment dams by earthquake and the implications for internal erosion and piping. Proceedings 21st International Congress on Large Dams, Montreal, ICOLD, Paris Q83-R17. International Commission on Large Dams, Paris. Seed, H.B. & Idriss, I.M. 1970. Soil moduli and damping factors for dynamic response analyses. Earthquake Engineering Research Center (EERC), University of California, Berkeley, Report No. EERC 70-10. Swaisgood, J.R. 2003. Embankment dam deformations caused by earthquakes. Proceedings of the 2003 Pacific Conference on Earthquake Engineering, 13-15 Feb. 2003. U.S. Bureau of Reclamation. 1987. Design of small dams, Third edition. 8