ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ REHBERLİK BÜLTENİ SAYI 3 ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE KORKULAR REHBERLİK ARALIK
Saygıdeğer anne ve babalar; Bu ay rehberlik bültenimizde çocukluk döneminde sıkça karşılaştığımız ve dönemsel olarak değişiklikler gösteren çocuk korkuları konusunu ele alıyoruz. Çocukluk döneminde yaşanan en doğal duygulardan biri korku duygusudur. Önemli olan yaşanan korkunun çocuğun gelişim dönemine uygunluğu ve korkunun süresidir. Anne babalar olarak çocuklarımızın yaşadığı korkularla nasıl baş edeceğini öğretmek yaşadıkları korkuların onların hayatlarında kalıcı iz bırakmalarına engel olacaktır. Bültenimizde çocukların hangi dönemlerde nelerden korktukları, korkularını yenmeleri ve bu korkuların hayatlarında kalıcı bir iz bırakmaması için anne babaların neler yapabilecekleri gibi bilgileri bulabileceksiniz. Faydalanabileceğiniz bir yazı olması dileklerimizle... ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ OKUL İDARESİ
İnsan olmanın temelinde yatan pek çok duygu vardır ve korku da bunlardan biridir. Çocukların da yaşadıkları korkular ve korku nesneleri dönemsel olarak değişiklikler gösterebilmektedir. Çocuklar için korku normal gelişimlerinin bir parçasıdır. Hayatı henüz tecrübe etmemiş bir çocuk için yeni tecrübeler edinirken bilmediği durumlarda kendini tehdit altında hissederek tepki vermesi normaldir. Çocuğun bilmediği şeylerin çokluğu düşünüldüğünde ise hayatlarının ilk yıllarında yaşadıkları korkuların bolluğu anlaşılabilinir. Bu noktada önemli olan yaşadığı korkunun gelişimsel dönemine uygunluğu ve süresidir. Doğumdan sonraki ilk yıllarda çocuklar yüksek sesten, yüksek sesle çalışan nesnelerden, yabancılardan, anne ve babadan ayrılmaktan korkmaktadır. Okul öncesi dönemde ise karanlıktan, gök gürültüsünden, hayaletlerden, canavarlardan, bazı hayvanlardan (ör:köpek,kedi,böcek gibi) korkma yaygındır. Okul döneminde ise kaçırılmaktan, depremden, kazalardan korkmaktadırlar. Korkunun oluşması birkaç şekilde gerçekleşmektedir. Korku yaşam açısından önemli bir duygudur. Korku deneyimleri, çocuğa potansiyel tehlikeleri anlama ve onları kontrol altında tutmayı öğretir. Çünkü bazı insanlar ya da hayvan türleri bizler için zararlıdır. Peki ya daha önce köpekle olumsuz bir deneyim yaşamamış çocuğun köpekten korkmasını nasıl açıklayabiliriz? Anne/baba olarak köpekle her karşılaşıldığında reaksiyon sergilenmesi çocuğun köpekten korkmasını sağlar. Çocuklar anne ve babayı model olarak, yaptıklarını gözlemleyerek korkuları öğrenebilirler. Bunlar öğrenilmiş korkular olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca daha önceden korku duygusunu ortaya çıkarmayan bir nesne yüksek ses/ gürültü gibi onu korkutacak bir uyaranla eşleşirse korku oluşur. Anne ve baba tutumları da korkuların oluşmasında etkili olmaktadır. Aşırı koruyucu ve kollayıcı tutumlarla yetişen çocuklara Aman düşersin, Çamurla oynama mikrop kaparsın, Çocuklara fazla yaklaşma seni döverler gibi söylemler çevrenin tehlikeli bir yer olduğu ile ilgili inançları aşılar. Bu şekilde yetişen çocuklar neyin tehlikeli neyin tehlikesiz olduğunu ayırt etmeyi öğrenemezler, merak duygusuyla yeni şeyleri keşfetmek yerine farklı şeyler deneyeceği zaman korku duygusunu yaşarlar. Okul öncesi dönemde en sık karşılaşılan korkulardan biri karanlık korkusudur. Karanlık belirsizlik taşıdığı için ve nesneler karanlıkta farklı göründüğü
için bu korku normaldir. Canavarlardan, hayaletlerden korkma da karanlıktan korkmayla birlikte görülebilmektedir. Bu durumlarda odasında bir gece lambası yakabilirsiniz. Ayrıca birlikte etrafa bakmak ister misin gibi destekleyici bir tutum sergilemeniz çocuğunuzun çevresinde herhangi bir şey olmadığını görmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Dikkat edilmesi gereken nokta çocuğun korktuğu için mi yoksa yanınızda yatmak için mi bunu yapıp yapmadığıdır. Eğer gerçekten korkuyorsa yanında oturup onunla konuşmak yeterli olacaktır. Birlikte yatmanız ise korkusuyla baş edemediğinin mesajını vermektedir.3-8 yaş arasındaki her dört çocuktan biri kabus veya gece terörü deneyimlemektedir. Gece teröründe çığlık atarak yataktan kalkma, hızlı nefes alıp verme davranışları gözlemlenebilinir. Çocuk sabah kalktığında genellikle bir şey hatırlamamaktadır. Kabuslar ise çocuklar tarafından hatırlanmakta ve çocuğun hemen uykuya dalmasını engellemektedir. Sakin bir ses tonuyla çocuğunuzla konuşmalı, ona dokunmalısınız, tekrar uykuya dalana kadar yanında olmanız kendisini güvende hissetmesini sağlayacaktır. Çocuğun yaşı büyüdükçe gece kabusları ve gece terörü zamanla kendiliğinden geçecektir. Bazı çocuklar banyo yapmaya, tuvalete girmeye direnebilir çünkü suyun kendisini alıp götüreceği korkusunu yaşamaktadırlar. Ödüllendirme, hoşuna giden sabunlar, havlular kullanmak ise banyo yapmayı cazip hale getirecektir. Çocukların doktora gitmekten, iğne olmaktan korkmaları sıkça karşımıza çıkmaktadır. Doktora giderken kullanılan cümleler oldukça önemlidir. Doktor senin canını hiç acıtmayacak, hiç acımayacak gibi söylemler canı acıdığında annebabaya olan güveni sarsacaktır. Acıdığını düşünme demek yerine keyif aldığı bir anı hatırlamasını, hayal etmesini isteyebilirsiniz. Doktor soğuk elleriyle karnını eller, dondurma çubuğu gibi tahta bir çubukla ağzını açıp Aaa demeni ister, aslında tüm bunlar o kadar da kötü değildir açıklaması yapabilirsiniz. Yaralanmalardan sonra ise kan çocuğu korkutabilir. Tıbbi açıdan gereksiz olsa bile yara bandı ile o bölgeyi kapatmak etkili olacaktır.
Öncelikle çocukken korktuğunuzda neler hissettiğinizi ve ailenizin size neler söylediğini hatırlayın. Ör: Bebek misin sen korkuyorsun? Canavar diye bir şey yok. gibi söylemler sizi rahatlatmış mıydı yoksa anlaşılmadığınız hissini mi yaşatmıştı? Çocuğunuzun korkularını kabul edin. Yanında olduğunuzu,güvende olduğunu jest ve mimiklerinizle, konuşmanızla hissettirin. Korkularından dolayı çocuğunuzu aşağılamayın, yargılamayın ve utandırmayın. Bunlar çözüm olamayacağı gibi korku sürecinin uzamasına neden olacaktır. Korktuğu şeyi tanımlamasını isteyin ve duygularını paylaşması için teşvik edin. Korkusu ile ilgili onu zorlamayın. Ör: Sudan korkan çocuğunuzu suya atmak gibi. Ağlama krizleri bitip sakinleştikten sonra kendi duygularını anlatan bir resim çizmesini isteyebilirsiniz. Çocuğunuzu dinlerken aşırı tepkiler vermeyin. Zaten korkmuş ve endişeli bir çocuk sizin de endişeli bir tavır sergilemenizle birlikte bu duyguyu daha yoğun şekilde hissedecektir. Çocuğunuza sakinleşmesini ve korkularıyla nasıl baş edeceğini gösterin. Ör: Nasıl gevşeyeceğini ve doğru nefes alacağını gösterebilirsiniz. Canavarlardan korkan çocuğunuz için hayal gücünüzü kullanarak canavarları komik kahramanlara dönüştürerek masallar anlatabilir, kahramana gözlük, bıyık, diş teli çizerek komik bir görüntü oluşturabilirsiniz. Karanlıktan korkan çocuğunuz için karanlıkta birlikte şarkı söylemeyi, hikaye anlatmayı, gölge oyunu oynamayı deneyebilirsiniz. Korku içerikli çizgi filmler, filmler izletmemelisiniz.
Korktuğu şeye/nesneye karşı adım adım yaklaşmalısınız. Ör: Köpekten korkan çocuğunuza uysal köpekler göstererek, içinde köpek kahramanlı hikayeler anlatmakla başlayabilirsiniz. Çocuğunuzu yeni ortamlara, çevrelere sokarak insanlarla görüşmesini sağlayabilirsiniz. Bireyselleşmesi için iyi bir fırsat olacaktır. Çocuğunuza karşı korkuyu bir disiplin yöntemi olarak kullanmayın. Ör: Eğer yaramazlık yaparsan senin annen/baban olmam gibi söylemler çocukta ayrılık korkusunu tetikleyebilir. Öcü geliyor, seni polise veririm, doktor sana iğne yapar tarzındaki yaklaşımlarla çocuğunuza disiplin vermeyin. Korkuyu bir araç olarak kullanmasına izin vermeyin. Ör: Yalnız yatmaktan korkan çocuğunuzun her gece sizinle birlikte yatmasına izin vermek sorunu çözümlemeyecektir. Bunun yerine yatmadan önce onu rahatlatacak tarzda masallar anlatabilirsiniz. PSİKOLOG CEREN ODACI