ÂŞIK ŞİİRİNDE AYAK VE RUHSATÎ YLE FEHMİ GÜR ÜN ORTAK AYAKLI ŞİİRLERİ

Benzer belgeler
ÂŞIK ŞİİRİNDE AYAK VE RUHSATÎ YLE FEHMİ GÜR ÜN ORTAK AYAKLI ŞİİRLERİ *

Âşık edebiyatımızdaki karşılığı ayaktır. 2

Yazının çıktığı kaynak: Âşık Derdiyar ın Çift Kafiyeli Şiirleri, Erciyes, S. 293, Mayıs 2002, s. 9-10

Okudum harfini zihnim dolandı Yaralarım göz göz oldu sulandı Baktım çar köşede kadeh dolandı Nüş ettim pirlerin badesin tek tek

ÂŞIK RUHSATÎ NİN HZ. MUHAMMED (S.A.V.) İ KONU ALAN ŞİİRLERİ *

Bugün mihman gördüm gönlüm saz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz. Kalktı gam kasavet bahar yaz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

ÂŞIK DAİMÎ (İSMAİL AYDIN)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

* Yayımlandığı yer: Edebiyatımızda Âşık Kolları ve Şenlik Kolu, Türk Kültürü, Yıl. XXXV, S. 412, , s

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

MALTEPE SİHİRLİ GEMİLER ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ 3 YAŞ

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

KÜLTÜRÜMÜZDE DESTANCILIK GELENEĞİ VE FEHMİ GÜR ÜN DESTANCILIĞI * Dr. Doğan KAYA

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÖLÜMSÜZ BİR AŞK SEDÂSI: NİMRİ DEDE AHMET BURAN, NİMRİ DEDE (HAYATI VE ŞİİRLERİ), MANAS YAYINCILIK / 4, ELAZIĞ-2006, 258 S.

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

*Edebi Sanatlar ve Örnekleri Mecaz. Teşbih

KARACAOĞLAN DEYİŞLERİ

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

Kafiye, en az iki mısra sonunda. anlamı ve görevi ayrı, yazılışı aynı iki sözcük arasındaki ses benzerliğidir.

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

içindekiler Önsöz 7 Motif ve Metin Merkezli Anlama - Açıklama Üzerine Düşünceler 9 Günümüz Adana Aşıklık GeleneğindeMizah 31

KARACAOĞLAN'IN ŞİİRLERİ ÜZERİNE BİR KAÇ NOT DAHA

KÜLTÜRÜMÜZDE DESTANCILIK GELENEĞİ VE FEHMİ GÜR ÜN DESTANCILIĞI

KARACA0ĞLAN4IN ŞİİRLERİNDE TEKNİK

Gel Ey YA AŞK! Cumartesi, 28 Şubat :00

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI.

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

ŞEHİRLERE ALIŞAMADI Sabahattin Ali nin Şehirleri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TÜRK MÜZİĞİ PROGRAMI TÜRK HALK MÜZİĞİ SOLFEJ VE NAZARİYATI DERS MÜFREDATI HAZIRLIK SINIFI

tellidetay.wordpress.com

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KARACAOĞLAN VE DADALOĞLU'NUN DELİKTAŞLI RUHSATÎ'YE ETKİLERİ

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Sınıf Grubu Rehber Öğretim Elemanı Okulun Adı Günü 1.Grup Öğr.Gör. Serpil BULUT Cumhuriyet İlkokulu Cuma-Sabah

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

B. ŞİİRİN AHNEK ÖGELERİ

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :21 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 6397

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi, Orhan Seyfi Orhon, 1919, (Şiirler 1970)

Akıl Fikir yayınlarından yeni kitaplar

ARAPGİRLİ ÂŞIK FEHMİ GÜR Hayatı-Sanatı Şiirlerinden Örnekler

TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET

Nafiz Diba. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :35 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 3981

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

ALTININ DEĞERİNİ SARRAF, KELAMIN DEĞERİNİ ERBAP ANLAR!.. - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Halk Hikayesi. Yazı Menu. - Halk Hikayesi Nedir. - Kapsamlarına Göre Halk Hikayeleri. - Konularına Göre Halk Hikayeleri.

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

Ahmet Seven. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Aşkın insanlar üzerinde etkin bir gücü, keskin bir egemenliği, yadsınamaz bir hakimiyeti, çürümeyen bir nüfuzu, dayanılmaz bir baskısı vardır.

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

ŞEHİT ÖĞRETMEN KUBİLAY MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ 2.DÖNEM 1.

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Transkript:

ÂŞIK ŞİİRİNDE AYAK VE RUHSATÎ YLE FEHMİ GÜR ÜN ORTAK AYAKLI ŞİİRLERİ Yrd. Doç. Dr. Doğan KAYA Âşıklık geleneğinde, ayak sözü ile, dörtlüklerin son mısralarındaki kafiye kastedilir. Bu kafiye ise, genellikle ilk dörtlüğün ikinci mısraında başlatılır. Şiiri meydana getiren dörtlüklerin ilk üç mısraları kendi aralarında kafiyelenirler. Halbuki ayak, bunlardan bağımsız olarak dördüncü mısralar arasında bir kafiye bütünlüğünü arz etmek durumundadır. Bir başka deyişle, âşık şiirleri iki çeşit kafiye sistemi ile vücuda getirilir. Birincisi; dörtlüklerde, ilk üç mısrada oluşturulan kafiyeler; ikincisi ise, dörtlüklerin son mısraında ses birliği sağlama esasına dayalı olarak meydana getirilen kafiyeler. Bunlardan ilkine kafiye veya uyak, ikincisine yani dörtlüklerin son mısralarında oluşturulan kafiyelere ise ayak denir. Âşık şiirinde ayaklar, belirli fonksiyonları icra ederler. Bunları şöyle sıralayabiliriz: 1. Şiirin şekillenmesinde belirleyicilik vasfı vardır. 2. Bünyesinde ortak sesler bulundurmalarından dolayı şiirde ahenk sağlarlar. 3. Gerek ait olduğu dörtlükteki mısralar arasında gerekse şiirin tamamında dörtlükler arasında ilişki sergileyerek konu ve anlam bütünlüğünün oluşmasına yardımcı olurlar. 4. Karşılaşmalarda âşıkların sanat güçlerini sergilemesinde etkin rol oynarlar. 5. Şiirin sazla söylendiğinde, işlenen konuyla bağlantılı olarak yeni ezgilerin ve tavırların oluşmasını sağlarlar. Diğer taraftan, Prof. Dr. Umay Günay, âşıklık geleneğinde önceden bilinen ayakları kullanan âşıkların birbirine benzeyen yeni şiirleri vücuda getirdiklerine dikkati çeker. Ayrıca âşıklar kendi şiirlerini ve usta malı şiirleri ezberlerken, şiirin aslı ve tamamı yerine, ayağı, şiirin konusu ve nazım türünü ezberlemekte, gerektiği zaman şiirleri bu bilgilerle yeniden inşa edebilmektedirler... Birbirlerinden habersiz iki âşık aynı ayak ve aynı konuda birbirine fevkalade yakın şiirler söyleyebilirler. 1 Konuya, bu açıdan baktığımızda, ayakların âşıklık geleneğinde ne derece önemli rol oynadıklarını görürüz. Zaten, tevarüt dediğimiz şiirlerin ortaya çıkması da ortak ayak kullanma sebebine dayanır. Ayak: Âşık şiirinde genellikle ilk dörtlüğün ikinci mısraında başlatılan bütün dörtlüklerin son mısralarında mısranın tamamında aynen tekrarlanan 1 Umay GÜNAY, Türkiye de Âşık Tarzı Şiir Geleneği ve Rüya Motifi, Ankara, 1992, s. 182.

2 sözlerle yahut yarım, tam, zengin hatta cinaslı kafiyelerle vücuda getirilen ve dörtlüklerin mihengi durumunda olan kafiyeye denir. Ayak mısraında kafiyeli söz, çoğunlukla kafiye+redif şeklinde mısranın herhangi bir yerinde görülür. Nadiren de olsa mısra sonunda redif olmadan sadece kafiyenin bulunduğu örnekler de yok değildir. Sözgelişi; Ispartalı Seyranî nin Vak a-i Hayriye Destanında böyle bir durumla karşılaşırız. Bir dasitan nakledeyim bu sene Dehr-i dûn içinde ola hikâyet Döndü lâtif devran her ehl-i dine Hak Gani Mevlâ dan lutf u inayet 2 Ayak mısralarında kafiye, mısranın genellikle ortasındadır. Ama mısranın başında veya sonunda da olabileceğini unutmamak gerekir. Sözgelişi şu örneklerde ayaklar mısranın başındadır. Şans atını sürdüm yola gitmedi Deh demekten başka ne diyebildim Aklım yetse ne ki gücüm yetmedi Ah demekten başka ne diyebildim (İsmetî) Şu örneklerde de ayağı oluşturan kafiyeyi mısra sonunda görürüz: Bu dil mahşere dek olunmaz huşyâr Peymane-i aşkın mestanesidir Aşk oduna yanar eylemez izhar Hakikat şem inin pervanesidir (Erzurumlu emrah) Ayak mısralarında kafiye, daha ziyade mısranın ortasında bulunur. Kafiyeden sonra gelen ve aynen tekrarlanan ek yahut kelimeler ise, rediftirler. İşte birkaç örnek: Ela gözlerini sevdiğim dilber Kokuya benzettim güller içinde İnceciktir belin hilâldir kaşın Selviye benzettim dallar içinde (Karacaoğlan) Gönül bu aşk ile fani dünyada Ölene dek böyle gez garip garip Fikrin dümen olsun aklın deryada Hicran deryasında yüz garip garip (Nihanî) Ayaklar, kafiyelerin özelliğine göre tek ayak ve döner ayak diye ikiye; kafiye derecelerinin zorluğuna göre ise geniş ayak, dar ayak ve kapanık ayak olmak üzere üçe ayrılır. Âşık edebiyatının temsilcileri olan âşıklar, eserlerini ortaya korken, şüphesiz birtakım sebeplerden etkilenirler. Hasret, dert, gurbet, aşk, yalnızlık gibi hususlar etkileyici faktörlerin başında gelir. Diğer taraftan etkileşim, şiir tekniği 2 M. Fuat KÖPRÜLÜ, Türk Saz Şairleri, C.II, İstanbul, 1940, s. 508.

3 açısından da kendisini gösterir. Bu da yukarıda sözünü ettiğimiz (ayak) vasıtasıyla olur. Âşıklar genellikle kendisine ait orijinal ayakları kullanarak şiirlerini vücuda getirirler. Ne var ki, bazı âşıklar, zaman zaman çevresinde iz bırakmış yahut kendisinden önce yaşamış ünlü bir âşığın kullandığı ayağı alıp yeni bir şiir de söyleyebilir. Edebiyatımızda bu söylenmiş pek çok âşığa ait yüzlerce şiir vardır. hemen söyleyelim ki, kendisinden önce âşıkları en fazla etkileyen âşık, Karacaoğlan, Âşık Ömer, Emrah, Sümmanî, Şenlik ve Ruhsatî dir. Biz de burada bir vesile ile Ruhsatî nin Arapgirli Fehmi Gür e olan etkisinden bahsedeceğiz. Ruhsatî Sivaslı olup 1835-1911 yılları arasında yaşamış bir âşığımızdır. Mezarı, ömrünün büyük bölümünü geçirdiği Deliktaş tadır. Deliktaş, Kangal a bağlı bir köydür. Ruhsatî, gerek kişiliği ve gerekse kuvvetli deyişleriyle çevresinde sevilmiş ve sayılmıştır. Sözgelişi; çite kıyamaz redifli şiirinde Darende, Sivas, Gürün, Hekimhan gibi yörelerde tanındığını ve sevildiğini ifade etmektedir. Ruhsatî'den etkilenen âşıkların başında oğlu Minhacî gelir. Minhacî'den başka başta Meslekî, Zakirî (Noksanî), Emsalî ve Tabibî olmak üzere Bekir Kılıç, Dilhanî, Ehramî Firakî, Gafilî Hamza, Sızırlı Hasan, Hitabî, Kelamî, Kenanî, Memiş Eroğlu, Muzaffer, Nedimî ve Zakirî gibi âşıkları etkilemiştir. Hatta bu etkileşimden, edebiyatımızda ruhsatî kolu dediğimiz bir vücuda gelmiştir. Çevresinde bu kadar iz bırakan Ruhsatî nin aynı coğrafyada olan Arapgirli Fehmi Gür ü etkilememesi düşünülemez. Meseleye bu açıdan baktığımızda, gerçekten de âşığımızın, Ruhsatî den büyük oranda etkilendiğini görürüz. Değerli bilim adamı Yrd. Doç. Dr. Ramazan Çiftlikçi nin, titiz bir çalışma sonucu yayımını sağladığı Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür adlı kitapta yer alan 150 şiirden 13 ü, Âşık Ruhsatî nin kullandığı ayakla söylenmiştir. Âşıklar, ustamalı deyişleri söylerken, daha çok çevresinde iz bırakmış âşıkların veya ustasının ya da kendisinden önce yaşamış meşhur halk şairlerinin deyişlerini de söylerler. Öyle an gelir ki, gençliğinden beri ustamalı söyleyen şair, zihninde yer eden sözleri ve kafiyeleri kendi şiirlerinde kullanmaya başlar Fehmi Gür ün şiirlerini incelediğimizde, onun hemen hemen aynı yörenin âşıklarından olan Ruhsatî nin etkisinde kaldığını görürüz. Ruhsatî ve Âşık Fehmî de ortak ayaklar konusunu iki cephede ele alabiliriz. Bunlardan birincisi; kafiyesi ve redifi ortak olan ayaklar, ikincisi; kafiyeleri farklı redifleri ortak olan ayaklar. İlk bölüme ait tespit edebildiğimiz dokuz şiirde ayaklar, her iki şairde de ilk dörtlüklerin ikinci dizesinde başlatılmıştır. Ayakların tamamı döner ayak olup kafiye+redif şeklindedirler. Şiirler aşk, din, sosyal hayat ve toplumda tipler konuludur. Sekiz şiir on bir, bir şiir de sekiz hecelidir.

4 Ruhsatî Fehmi Gür Bir vakte erdi ki şimdi günümüz Zaman ahir zaman oldu dediler Ayak belli değil ser belli değil Zarar belli değil kâr belli değil Bir gül-i ra'nâya olduk mübtelâ Sonbahar yapraklar soldu dediler Bülbül belli değil har belli değil Bahçe belli değil bar belli değil (Şiir No: 181) 3 (Şiir No: 52) 4 Yine bahar geldi seller söküldü Baharın son ayı açıldı günleri Terk eyle harabı gülşeni bülbül Atasın kendini meydana bülbül Ben de senin gibi âşıkım güle Soldu yayladaki nazlı sümbüller Didemin yaşına baksana bülbül Safalar veresin gülşene bülbül (Şiir No: 184) (Şiir No: 54) Safadan el çekip cefaya taptım Boş bardak elimde karşına geldim İster ağlat ister güldür efendim Kerem et susuzum doldur efendim Kederden ruhuma türbeler yaptım Kölenim reddetme kapından beni İster yaşat ister öldür efendim Tükenmez gerisi boldur efendim (Şiir No: 219) (Şiir No: 77) Evvel bahar yaz ayları doğunca Ne güzel devlettir dikkat eyleyin Benim gibi akar seller sabahtan Nasıl olur mor sümbüller sabahtan Kıble tarafından Mekke'den beri Sözünüze karşı bir şey söyleyin Bir haber getirir yeller sabahtan Elvan elvan kokar güller sabahtan (Şiir No: 250) (Şiir No: 93) Gerek yatsın gerek dursun çalışsın Cömerdin nekesin vasfın söyleyim Günden güne artar malı cömerdin Açılır cennette gülü cömerdin Bir nan verse malik olur on nana Birer birer size beyan edeyim Elbet yeşil olur alı cömerdin Açıktır her daim eli cömerdin (Şiir No: 275) (Şiir No: 101) Kıyafete bakıp çoban bellemen Ne kadar ürürse üredursunlar Erkân da var iz'an da var yol da var Kervanlar geçecek doğru yol da var Bir tüccarım yeni bedesten açtım İblisin yolunu soradursunlar Kutnuda var kumaş da var şal da var Şeytanların azdırdığı kul da var 3 İlgili rakam şu eserdeki şiir numarasını gösterir: Doğan KAYA, Âşık Ruhsatî, Sivas, 1999. 4 İlgili rakam şu eserdeki şiir numarasını gösterir: Ramazan ÇİFTLİKÇİ, Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür, Hayatı Sanatı, Malatya, (1997)Şiirlerinden Seçmeler,

5 (Şiir No: 328) (Şiir No: 111) Vaktimiz hünkârı Gazi Hamit Han Amentü billahi demek ne demek Nüfuzun artırsın Rahman dediler Allah ı bir bilip inan dediler Vezir vüzerasın ber-karar etsin Dünyaya verdiğin emek boş emek Kitabımız aziz Kur'an dediler Gaflet uykusundan uyan dediler (Şiir No: 351) (Şiir No: 120) Haber almayana anlatmak haber Zamanında bir damlacık su idim Saatçilikten de gayet zor imiş Başıma gelecek haller var imiş Kendi kusurunu bilmeyen adam Rahme düşüp günden güne büyüdüm Kulağı işitmez gözü kör imiş Yedi türlü geçit yollar var imiş (Şiir No: 420) (Şiir No: 141) Dünyanın temeli yitti Vah beni ömrüm vah beni Geçinmesi çetin oldu Dünya bana zindan oldu Fukaraya gün kalmadı Ezme bunca bırak beni Mürtekipler metin oldu Benim halim yaman oldu (Şiir No: 431) (Şiir No: 449) Kafiyeleri farklı redifleri ortak olan ayaklar hakkında ise şunları söyleyebiliriz: Bu şiirler arasında kafiye birliği yoktur. Bunun yerine kişilerin üzerinde etkisi fazla olan ve redif olarak seçilen sözler seçilmiştir.aslında bu hususu, ayak kavramının dışında telakki etmemiz gerekir. Fakat, aşıkların birbirlerini etkilemelerinde ayağın olduğu gibi alınmasının yanı sıra sadece redifin de alındığı sık görülen hususlardandır. Bu bakımdan aşağıda ilk dörtlüklerini aldığımız örnekleri buraya kaydetmekte sakınca görmedik. Ruhsatî Fehmi Gür Nasihatım budur sana bir öğüt Nasihat edeyim sana ilk önce Sözünü bilmeyen kuldan ırak ol Bir vefa bilmedik yardan uzak ol Yoklamadan geçme her bir dereyi Sonunda ellere olma eğlence Dibi görünmeyen gölden ırak ol Dökme gözyaşını zardan uzak ol (Şiir No: 183) (Şiir No: 53).. Billahi ağyara vermenem seni Ne bir gam çekerim, ne de bir keder Elimde bu kadar mesnet var iken Yeri göğü ol Yaradan var iken Çevirir dört yanın hisar eylerim Ben çok günahkârım ol yardım eder Bende ilm-i simya kuvvet var iken İnanmış olduğum iman var iken (Şiir No: 256) (Şiir No: 95) Daha senden gayrı âşık mı yoktur Bir güzelin aşkı düştü canıma

6 Nedir bu telaşın ey deli gönül Dayanır mı bu can deli gönül Hele düşün devr-i Adem'den beri Sevgi dolu damarlarda kanıma Neler gelmiş geçmiş say deli gönül Geceli gündüzlü yan deli gönül (Şiir No: 189) (Şiir No: 56) Billahi ağyara vermenem seni Ne bir gam çekerim, ne de bir keder Elimde bu kadar mesnet var iken Yeri göğü ol Yaradan var iken Çevirir dört yanın hisar eylerim Ben çok günahkârım ol yardım eder Bende ilm-i simya kuvvet var iken İnanmış olduğum iman var iken (Şiir No: 256) (Şiir No: 95) Yar beni düşürdün dilden dillere İncitme sevdiğim gel yavaş yavaş Yönümü döndürdüm garip illere Göründü gözüme yol yavaş yavaş Otur da karşıma çıkart kalemi (Şiir No: 415) Ben söyleyim sen de yaz yavaş yavaş Başımızdan geçen derdi elemi Er kalkan âşıklar menzile yetti Nokta noktasına düz yavaş yavaş Sen de tedarikin gör yavaş yavaş (Şiir No: 139) Geçti nevbaharım hazan erişti Yağar dört yanıma kar yavaş yavaş (Şiir No: 416) x x x Benim biraz nekre kelâmlarımdan Darendeli ister çite kıyamaz Deliktaş'tan dahi isteyen çoktur Bir kalbur samana ota kıyamaz Kendi içerimde neşterim benim Her kazada vardır isterim benim Sivas'tan da çoktur müşterim benim Bir kebap yedirip ete kıyamaz Yaz geldi ortalık güllük gülistan Yine benim başım kurtulmaz yastan Mihrali Bey'e de yazdım bir destan İkrar verir amma ata kıyamaz Nice Şirin geldi nice bir Ferhat Birisi dünyadan almamış murat Bazen Gürün'den de isterler ebyat Tazıya zağara ite kıyamaz Bunca âşık şair geldi cihana RUHSATî birine bulmaz bahane

7 Nice şi'rim gitti ol Hekimhan'a Velâkin onlar da duta kıyamaz Ruhsatî Fehmi Gür Bir vakte erdi ki şimdi günümüz Zaman ahir zaman oldu dediler Ayak belli değil ser belli değil Zarar belli değil kâr belli değil Bir gül-i ra'nâya olduk mübtelâ Sonbahar yapraklar soldu dediler Bülbül belli değil har belli değil Bahçe belli değil bar belli değil (Şiir No: 181) 5 (Şiir No: 52) 6 Yine bahar geldi seller söküldü Baharın son ayı açıldı günleri Terk eyle harabı gülşeni bülbül Atasın kendini meydana bülbül Ben de senin gibi âşıkım güle Soldu yayladaki nazlı sümbüller Didemin yaşına baksana bülbül Safalar veresin gülşene bülbül (Şiir No: 184) (Şiir No: 54) Safadan el çekip cefaya taptım Boş bardak elimde karşına geldim İster ağlat ister güldür efendim Kerem et susuzum doldur efendim Kederden ruhuma türbeler yaptım Kölenim reddetme kapından beni İster yaşat ister öldür efendim Tükenmez gerisi boldur efendim (Şiir No: 219) (Şiir No: 77) Evvel bahar yaz ayları doğunca Ne güzel devlettir dikkat eyleyin Benim gibi akar seller sabahtan Nasıl olur mor sümbüller sabahtan Kıble tarafından Mekke'den beri Sözünüze karşı bir şey söyleyin Bir haber getirir yeller sabahtan Elvan elvan kokar güller sabahtan (Şiir No: 250) (Şiir No: 93) Gerek yatsın gerek dursun çalışsın Cömerdin nekesin vasfın söyleyim Günden güne artar malı cömerdin Açılır cennette gülü cömerdin Bir nan verse malik olur on nana Birer birer size beyan edeyim Elbet yeşil olur alı cömerdin Açıktır her daim eli cömerdin (Şiir No: 275) (Şiir No: 101) Kıyafete bakıp çoban bellemen Ne kadar ürürse üredursunlar Erkân da var iz'an da var yol da var Kervanlar geçecek doğru yol da var Bir tüccarım yeni bedesten açtım İblisin yolunu soradursunlar Kutnuda var kumaş da var şal da var Şeytanların azdırdığı kul da var (Şiir No: 328) (Şiir No: 111) Vaktimiz hünkârı Gazi Hamit Han Amentü billahi demek ne demek Nüfuzun artırsın Rahman dediler Allah ı bir bilip inan dediler Vezir vüzerasın ber-karar etsin Dünyaya verdiğin emek boş emek Kitabımız aziz Kur'an dediler Gaflet uykusundan uyan dediler (Şiir No: 351) (Şiir No: 120) 5 İlgili rakam şu eserdeki şiir numarasını gösterir: Doğan KAYA, Âşık Ruhsatî, Sivas, 1999. 6 İlgili rakam şu eserdeki şiir numarasını gösterir: Ramazan ÇİFTLİKÇİ, Arapgirli Halk Şairi Fehmi Gür, Hayatı Sanatı, Malatya, (1997)Şiirlerinden Seçmeler,

8 Haber almayana anlatmak haber Zamanında bir damlacık su idim Saatçilikten de gayet zor imiş Başıma gelecek haller var imiş Kendi kusurunu bilmeyen adam Rahme düşüp günden güne büyüdüm Kulağı işitmez gözü kör imiş Yedi türlü geçit yollar var imiş (Şiir No: 420) (Şiir No: 141) Dünyanın temeli yitti Vah beni ömrüm vah beni Geçinmesi çetin oldu Dünya bana zindan oldu Fukaraya gün kalmadı Ezme bunca bırak beni Mürtekipler metin oldu Benim halim yaman oldu (Şiir No: 431) (Şiir No: 449) Nasihatım budur sana bir öğüt Nasihat edeyim sana ilk önce Sözünü bilmeyen kuldan ırak ol Bir vefa bilmedik yardan uzak ol Yoklamadan geçme her bir dereyi Sonunda ellere olma eğlence Dibi görünmeyen gölden ırak ol Dökme gözyaşını zardan uzak ol (Şiir No: 183) (Şiir No: 53).. Billahi ağyara vermenem seni Ne bir gam çekerim, ne de bir keder Elimde bu kadar mesnet var iken Yeri göğü ol Yaradan var iken Çevirir dört yanın hisar eylerim Ben çok günahkârım ol yardım eder Bende ilm-i simya kuvvet var iken İnanmış olduğum iman var iken (Şiir No: 256) (Şiir No: 95) Daha senden gayrı âşık mı yoktur Bir güzelin aşkı düştü canıma Nedir bu telaşın ey deli gönül Dayanır mı bu can deli gönül Hele düşün devr-i Adem'den beri Sevgi dolu damarlarda kanıma Neler gelmiş geçmiş say deli gönül Geceli gündüzlü yan deli gönül (Şiir No: 189) (Şiir No: 56) Billahi ağyara vermenem seni Ne bir gam çekerim, ne de bir keder Elimde bu kadar mesnet var iken Yeri göğü ol Yaradan var iken Çevirir dört yanın hisar eylerim Ben çok günahkârım ol yardım eder Bende ilm-i simya kuvvet var iken İnanmış olduğum iman var iken (Şiir No: 256) (Şiir No: 95) Yar beni düşürdün dilden dillere İncitme sevdiğim gel yavaş yavaş Yönümü döndürdüm garip illere Göründü gözüme yol yavaş yavaş Otur da karşıma çıkart kalemi (Şiir No: 415) Ben söyleyim sen de yaz yavaş yavaş Başımızdan geçen derdi elemi Er kalkan âşıklar menzile yetti Nokta noktasına düz yavaş yavaş Sen de tedarikin gör yavaş yavaş (Şiir No: 139) Geçti nevbaharım hazan erişti Yağar dört yanıma kar yavaş yavaş (Şiir No: 416)