BURDUR İLİ NİN TURİZM POTANSİYELİ



Benzer belgeler
COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Muhteşem Pullu

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir.

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

İşte böylesine bir tatil isteyenler içindir Assos. Ve Assos ta yapılacak çok şey vardır:

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

BODRUM HALİME GÜNDOĞDU TURİZM İŞLETMECİLİĞİ

Katalog No : 38 Evin veya sahibinin adı ve inşa tarihi Adresi İnceleme Tarihi Fotoğrafl ar ve çizimler Kat adedi Bahçede bulunan elemanlar Tanımı

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

AKSARAY Aksaray ın Tarihçesi "Şehr-i Süleha"

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

RESTORASYON RAPORU SEDES MİMARLIK

KEMER KEMER. 352 Dünden Bugüne Antalya

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

BURDUR İL SINIRLARI İÇERİSİNDE YAPILMIŞ OLAN KAZILAR VE ARAŞTIRMALAR

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

GEBZE NİN TARİHİ ESERLERİ CAMİLER

Urla / Klazomenai Kazıları

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

Roma mimarisinin kendine

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 GÜÇLÜKONAK

ŞANLIURFA YI GEZELİM

LİKYA TURU MAYIS 2015

Adres: Atatürk Mah. 75.Yıl Kültür Merkezi ERZİNCAN Tlf: ERZİNCAN KEMALİYE OCAK KÖYÜ ÖZEL MÜZESİ

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ


T.C. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Düzce Yatırım Destek Ofisi Yatırıma Uygun Turizm Alanları Raporu Sektörel Raporlar Serisi IX

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ESKİŞEHİR İLİ DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI

6. ÜNİTE: Türklerde Sanat A. İLK TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

«MAVİ DENİZ TEMİZ KIYILAR»

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI EDİRNE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU K A R A R

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

[ ''YAHYALI'ya dair her şey...''

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

ORDU SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

KÜTAHYA ADININ KÖKENİ VE TARİHİ

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

1) SÜMELA MANASTIRI 2) AYASOFYA MÜZESĠ

İZMİR, TİRE, YAVUKLUOĞLU (YOĞURTLUOĞLU) KÜLLİYESİ

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

1. Kanalizasyon Altyapı Çalışmalarından Bozulan yolların Onarım ve yenileme çalışmalarının ikmali ( Yaklaşık m2 Kilit Parke çalışması )

ANKARA DOĞAL ELEKTRĠK ÜRETĠM VE TĠCARET A.ġ. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DENĠZLĠ ĠLĠ, SARAYKÖY ĠLÇESĠ, TURAN MAHALLESĠ 571 ADA 1 PARSEL

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESKUN VE GELİŞME KIRSAL KONUT ALAN YERLEŞİMLERİ TASARIM REHBERİ

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.


Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

AĞILKAYA (PAĞAÇ) HÖYÜĞÜ

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

MUĞLA-BODRUM-MERKEZ ESKİÇEŞME MAHALLESİ-BARDAKÇI MEVKİİ 9 PAFTA 14 ADA 70 ve 90 PARSELLER KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

YEŞİLOVA HÖYÜĞÜ- İZMİR İN PREHİSTORİK YERLEŞİM ALANI

Kültür ve Turizm Bakanlığından: ANTALYAKÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR Toplantı Tarihi ve No : /123 Karar Tarihi ve No :

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

T.C. İNCESU İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ 2012/1 İFLAS TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI

ZEYREK 2419 ADA 13 PARSEL RÖLÖVE ANALİZ RAPORU 1. YAPININ YERİ VE TANIMI 2. YAPININ MEVCUT DURUMU VE BOZULMALAR 3. SONUÇ

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 135. Toplantı Gündemi.

ŞANLIURFA İLİ MERKEZ İLÇESİ NEOLİTİK ÇAĞ VE ÖNCESİ 2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI RAPORU

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks NEVŞEHİR DERİNKUYU İLÇESİNDE TÜRK-İSLAM DÖNEMİNE AİT İSLAMİ ANIT ÖRNEKLERİ ( )

PLAN PROJE MÜDÜRLÜĞÜNÜN

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

İZMİR. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, 8500 yıllık tarihi ve kültürel zenginliği ile Ege de parlayan bir inci tanesi...

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir.

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İZMİR 1 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

Transkript:

I.BURDUR SEMPOZYUMU 569 BURDUR İLİ NİN TURİZM POTANSİYELİ Osman YILMAZ * Burdur İli, turizm değerleri bakımından oldukça zengin olmasına rağmen yeterince tanıtılamamış ve turizme açılamamıştır. Büyük bir çeşitlilik gösteren turizm değerlerini doğal turizm değerleri(göller, yaylalar, mesire yerleri, mağaralar) ve beşeri turizm değerleri(höyük yerleşmeleri, antik kent kalıntıları, kervansaraylar, tarihi Türk evleri, camiler, türbeler) olmak üzere iki grup altında incelemek mümkündür. Dikkuyruk ördeklerinin kışladığı bir göl olarak dünya çapında öneme sahip olan Burdur Gölü, Doğal sit alanı olarak koruma altına alınmış olan Yeşilova İlçesi ndeki Salda Gölü, Gölhisar İlçesi nin güneybatısındaki Yapraklı baraj gölü ile Bucak İlçesi nin doğusundaki Karacaören baraj göllerini, Çamoluk(Aziziye), Kozağaç, Yusufça, Böğrüdelik, Kozpınarı yaylaları ile Altınyayla ormanları yayla turizmi açısından değerlendirilmesi gereken doğal turizm değerleridir. Burdur İl Merkezi ne 11 km. uzaklıkta bulunan İnsuyu Mağarası ülkemizde turizme açılan ilk mağarayı oluşturmaktadır. Bu nedenle en fazla tanınan ve çok sayıda turist tarafından ziyaret edilen İnsuyu Mağarası ve çevresinin daha iyi korunması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Turistik merkezlerinin oluşmasında rol oynayan en önemli beşeri faktörlerden biri de tarihi ve kültürel değeri olan antik şehir kalıntılarıdır. Bugüne kadar yapılan çeşitli araştırma ve kazılardan elde edilen bulgulara göre Hacılar ve Kuruçay höyük yerleşmeleri, Sagalassus, Cibyra, Kremna, Bubon ve Balbura gibi antik kent kalıntıları, Susuz Han ve İncir kervansarayları ile Taşoda, Kocaoda ve Mısırlılar evi gibi tarihi Türk evleri Burdur İli nin çok çeşitli tarihi ve kültürel turizm değerlerine sahip olduğunu göstermektedir. Turizm değerleri bakımından çok zengin olan Burdur İli nde yeterince konaklama ve dinlenme gibi turistik tesislerin bulunmayışı turizmin gelişmesini engellemiştir. İl e gelen turistler genelde günübirlik olarak gelmekte ve çoğunlukla konaklama yapmadan yollarına devam etmektedirler. Burdur ili Akdeniz kıyı kesimi ile Anadolu nun iç kesimlerini bağlayan geçitler üzerinde yer alması nedeniyle Denizli den(pamukkale) Antalya ya geçen tur otobüsleri Salda Gölü kıyısındaki tesislerde kısa süreli mola vermektedirler. Antalya dan Nevşehir- Ürgüp yöresine geçen tur otobüsleri ise İnsuyu mağarasına uğramaktadırlar. Az sayıda tur otobüsü de Burdur şehri içine uğramakta ve kısa süreli olarak Burdur Müzesi ile Ulu camiyi ziyaret etmektedirler. Bu araştırmada Burdur İli nde mevcut olan turizm değerlerinin tanıtılması ve en iyi şekilde değerlendirilerek turizme açılması amaçlanmıştır. A-GİRİŞ Akdeniz Bölgesi nin Antalya Bölümü nde yer alan Burdur İli Akdeniz kıyı kesimi ile Anadolu nun iç kesimlerini birbirini bağlayan geçitlerden biri üzerindedir. Bu nedenle tarihi devirler boyunca değişik uygarlıklara ait toplulukların yaşadığı Burdur, Cumhuriyet Dönemi nde Merkez ve Tefenni ilçelerinin oluşturduğu bir il haline getirilmiştir. Günümüzde ise 6387 km.2 yüzölçümü olan Burdur İli nin Merkez, Ağlasun, Altınyayla, Bucak, Çavdır, Çeltikçi, Gölhisar, Karamanlı, Kemer, Tefenni ve Yeşilova olmak üzere 11 ilçesi bulunmaktadır. Burdur İli kuzeyden Afyon, kuzeydoğudan Isparta, güneyden Antalya, güneybatıdan Muğla ve batıdan Denizli illeri ile sınırlandırılmaktadır(şekil 1). * Yrd.Doç.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Burdur Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği.

570 I.BURDUR SEMPOZYUMU Şekil 1: Araştırma Sahasının Konum Haritası. Burdur İli nin yüzey şekilleri genel olarak engebeli bir plato görünümünde olup, ovalar daha çok dağlar ve tepeler arasına sıkışmış irili ufaklı havza tabanları şeklindedir. Bu durum Batı Toroslar olarak adlandırılan yüksek kıvrım dağlarının göller yöresinde birbirlerine doğru yaklaşmalarından kaynaklanır. Dağlık alanlar İl yüzölçümünün yaklaşık % 61 ini oluşturmaktadır. Kuzeyden Eşeler (2254m.), Söğüt (1919m.), Akdağ (2276m.) ilegüneyden ise Koçaş (2598 m.), Rahat (2298 m.) ve Katrancık (2334m.) dağları ile çevrilidir. Akdeniz bölgesinde yer alan araştırma sahası, genel olarak Akdeniz ikliminin etki alanı içerisindedir. Ancak planeter faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan iklim özellikleri, yörede coğrafi faktörlerin etkisiyle yerel değişikliklere uğramakta ve kıyı bölgelerinde görülen Akdeniz ikliminden farklı iklim koşullarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Burdur İli nde yıllık ortalama sıcaklıklar Merkez ilçede 13.2 C, Bucak ilçesinde 14.1 C, Gölhisar ilçesinde 12.4 C, Tefenni ilçesinde 11.6 C olarak tespit edilmiştir. Bu değer Akdeniz kıyılarında yer alan Antalya (18.7 C) ve Fethiye (19 C) ye göre oldukça düşük olup, İç Anadolu bölgesi istasyonlarından Eskişehir (10.9 C) ve Ankara (11.7 C) ya göre biraz daha yüksektir. Ortalama yağış miktarları ise Merkez ilçede 436.7 mm., Bucak ilçesinde 744 mm., Gölhisar ilçesinde 587.2 mm., Tefenni ilçesinde 507.4 mm. Olarak ölçülmüştür. Aynı şekilde Akdeniz kıyılarında yer alan Antalya (1068 mm.) ve Fethiye ( 993.5) ye göre oldukça düşük olup, İç Anadolu Bölgesi istasyonlarından Eskişehir (373 mm.) ve Ankara (367 mm.) ya göre biraz daha yüksektir. Burdur İli nin yükseltisinin fazla olması (ortalama 900m) ve ili çevreleyen dağların varlığı iklim koşullarında bazı farklılıkları ortaya çıkarmaktadır. Özellikle karasallık belirgin bir şekilden kendini hissettirmektedir. Genel olarak kapalı bir havza olan Burdur İli nin güneybatısında Dalaman çayı ve güneydoğusunda Aksu çayı dışında denize ulaşan başka akarsu yoktur. Akarsuların akım değerleri kış ve ilkbahar mevsimlerinde maksimum seviyeye ulaşırken, yaz mevsiminde minimum düzeye düşmektedir.

I.BURDUR SEMPOZYUMU 571 Araştırma sahasında yapılmış olan arkeolojik kazılar yerleşme tarihinin Neolitik çağa kadar indiğini göstermektedir. Hacılar höyüğünde yapılan kazılarda yerleşme tarihinin M.Ö. 7000 yıllarına, Kuruçay höyüğünde yapılan kazılarda ise M.Ö. 6500 yıllarına inen bulgular elde edilmiştir. Bu çağın en önemli özelliği insanların ekip-biçme faaliyetlerine başlaması, hayvanları evcilleştirmesi, çanak-çömlek yapımını öğrenmiş bulunmasıdır. Antik çağlarda Pisidya bölgesi içerisinde yer alan Burdur İli daha sonra Hitit, Frigya, Lidya ve Pers idaresi altına girdi. Bir süre Bergama Krallığı nın sınırları içerisinde kalan Burdur ve Çevresi bu krallığın sona erişinden sonra Roma hâkimiyetine girdi. Roma İmparatorluğu nun ikiye ayrılması üzerine Doğu Roma (Bizans) toprakları içerisinde kaldı. Malazgirt Savaşı ndan sonra Türklerin Anadolu ya geçişi ile göçebe Türk boylarından Türkmenlerin Kınalı Aşireti doğudan gelerek o zamanki adıyla Polydorion diye anılan Burdur a yerleştiler. Burdur, bu zamanlar Konya Selçuklularına bağlı iken, devletin yıkılması üzerine yerine kurulan Anadolu beyliklerinden Hamidoğulları idaresine girmiştir. Hamidoğulları Beyliği nin kurucusu Dündar Bey 1300 yılında Burdur da bugün Ulu cami adıyla bilinen camiyi yaptırarak şehrin bu merkez etrafında gelişmesini sağlamıştır(tuncel, M., 1992, s. 427). 1391 yılında Yıldırım Bayezid in Hamidoğulları Beyliğini Osmanlı İmparatorluğu na katması üzerine Burdur da Osmanlı idaresine girmiş ve Anadolu Beylerbeyi merkezi olan Kütahya Vilayeti ne bağlanmıştır. Tanzimat ın ilan edilişinden sonra yeni bir eyalet sistemine geçilmesi sonucu Konya Vilayeti Isparta Sancağı na bağlanan Burdur Kazası 1872 yılında Konya Vilayetine bağlı sancak,cumhuriyet Devri nde (1924) ise vilayet haline getirilmiştir.(yılmaz,o., 2002, s.165). Burdur ili nin temel geçim kaynağını tarım ve hayvancılık teşkil eder. Başta buğday ve arpa olmak üzere Tahıl en önemli bitkisel üründür. Ayrıca şeker pancarı, anason, tütün, haşhaş ve gül gibi sanayi bitkileri de üretilir. 1955 yılında Burdur Şeker Fabrikası nın açılmasıyla başlayan şeker pancarı ekimi sığır besiciliğini özendirmiş olup, bugün özellikle Merkez ilçe ve çevresinde sığır besiciliği çok fazla gelişmiştir. Yerel sermaye birikiminin düşük olması nedeniyle, sanayi temelde tarım ürünlerinin işlenmesine dayanır. Sanayi kuruluşlarının büyük çoğunluğu Merkez İlçe ve Bucak ilçesinde toplanmış olup, en önemlileri olarak şeker, çimento, battaniye,kot, silah,, orman ürünleri, un, yem ve süt ürünleri, et kombinaları, tuğla, kiremit ve çok sayıda mermer işletmeleri belirtilebilir. Burdur ili Ege kıyılarını ve Anadolu nun iç kesimlerini Akdeniz kıyılarında Antalya ya bağlayan ve her dönemde önemini korumuş olan karayolu üzerinde bulunur. Ayrıca İzmir-Eğirdir demiryolu üzerinde Gümüşgün istasyonundan bağlanan bir demiryolu hattına sahiptir. İlimiz sınırları içinde hava alanı bulunmamasına rağmen Burdur İl Merkezine çok yakın mesafede(25 km.) kurulmuş olan Süleyman Demirel hava alanı ve 130 km mesafede yer alan Antalya hava alanı bulunmaktadır. Turizm değerleri bakımından çok zengin olan Burdur İli nde yeterince konaklama ve dinlenme gibi turistik tesislerin bulunmayışı turizmin gelişmesini engellemiştir. İl e gelen turistler genelde günübirlik olarak gelmekte ve çoğunlukla konaklama yapmadan yollarına devam etmektedirler. Burdur ili Akdeniz kıyı kesimi ile Anadolu nun iç kesimlerini bağlayan geçitler üzerinde yer alması nedeniyle Denizli den(pamukkale) Antalya ya geçen tur otobüsleri Salda Gölü kıyısındaki tesislerde kısa süreli mola vermektedirler. Antalya dan Nevşehir- Ürgüp yöresine geçen tur otobüslerinin büyük bir kısmı Karacaören baraj gölü kıyısındaki tesislerde kısa süreli mola vermekte, bir kısmı ise İnsuyu mağarasına uğramaktadırlar. Sagalasos antik kente uğrayan otobüslerinden bir kısmı da Burdur şehri içine girerek Burdur Müzesi ve Ulu camiyi ziyaret etmektedirler. B- BURDUR İLİ NDE BAŞLICA TURİZM DEĞERLERİ 1- Doğal Turizm Değerleri: Burdur İli nde değerlendirilmesi gereken doğal turizm değerleri olarak göller, kanyon vadiler, mağaralar yaylalar ve mesire yerlerini belirtmek mümkündür. a)- Göl Turizmi: İnsanların turizmde su kaynaklarına ilgisi sadece denizle sınırlı kalmamış, iç kısımlarda yer alan çeşitli büyüklükte bütün göller ilgi alanı olmuştur. Göller suya dayalı yüzmek, avcılık, su kayağı, yelken açma, surf gibi rekreasyonel faaliyetler yanında çevrelerinin sağladığı yürüyüş, bisiklete binmek, fotoğraf çekmek, piknik, kamping, manzara seyretmek gibi rekreasyonel faaliyetlerle ilgi çekmektedir(doğaner, S. 1991, s.81). Araştırma sahası jeomorfolojik özellikler açısından tektonik ve karstik alanlardan oluşması nedeniyle çok sayıda göl bulunmaktadır. Turizm potansiyeli olarak öneme sahip olan göllerin başında Burdur ve Salda gölleri ile Karacaören ve Yapraklı baraj gölleri gelmektedir. Kendi adını taşıyan depresyonun en çukur terini kaplayan Burdur Gölü oldukça geniş bir endoreik havzanın içinde bulunmaktadır. Güneybatı-Kuzeydoğu yönünde uzanan gölün uzunluğu 34 km., en derin yeri 110 m. ve yüzölçümü ise 186 km. kadardır. Gölün güneybatısında kumsalların yer alması nedeniyle 1980 li yıllara kadar Burdur halkının mesire yeri ve plaj olarak kullanılmaktaydı. Keçiborlu kükürt tesisleri, şeker fabrikası, süt fabrikası atıkları ve şehir kanalizasyonunun gölü kirletmesi nedeniyle günümüzde plaj olarak kullanılmamaktadır. En güzel günbatımı manzaralarının yaşandığı Burdur Gölü nde tuzluluk nedeniyle balık

572 I.BURDUR SEMPOZYUMU yaşamamaktadır. Ancak başta dikkuyruk ördekleri ve flamingo kuşları olmak üzere çok sayıda kuş türü kış mevsimini gölde konaklamaktadır. Yelken sporu için elverişli göllerden biri olan Burdur Gölü nde Yelken Federasyonu ve Burdur İl Özel İdaresi katkılarıyla satın alınan 6 optimist, 2 lazer ve 1 takip botu 23 Haziran 1994 tarihinde Burdurlu yelkencilerin hizmetine sonulmuş ve ilk defa Burdur Belediyesi İnsuyu Kültür-Sanat- Spor Şenliği etkinlikleri kapsamında 8 Ağustos 2004 Pazar günü bölgemizdeki yelken kulüplerinden 50 ye yakın yelkencinin katıldığı yelken yarışmaları düzenlenmiştir (resim 1). Resim:1 Burdur Gölü nde gün batımı ve yelken sporu faaliyetini gösteren iki görünüş. Yeşilova İlçe Merkezi ne 4 km. uzaklıkta bulunan Salda gölü tektonik kökenli olup, 185 m. derinliği ile ülkemizin en derin gölleri arasındadır. Yüzölçümü 125 km2 olan Salda Gölü çevresinde doğal kumsallar mevcut olup, göl çevresi 1989 yılında Doğal Sit Alanı olarak kabul edilmiştir. Günümüzde Sultanpınarı dinlenme tesisleri, Akçeşme dinlenme tesisleri, Sahil Mola, Belediye Halk Plajı ve Orman Plajı gibi dinlenme tesisleri faaliyet göstermektedir (resim 2). Resim:2 Salda Gölü nden iki farklı görünüş. Bucak İlçe Merkezi nin 35 km. güneydoğusunda Aksu Çayı üzerinde oluşturulan Karacaören Baraj Gölü doğal güzellikleri ve Antalya-Isparta Karayolu üzerinde bulunması nedeniyle göl kıyısında kurulan turistik tesislerin sayısı giderek artmaktadır. Gölde sazan ve levrek türlerinden oluşan tatlı su balıkçılığı ile kafes balıkçılığı (alabalık) yapılmaktadır(resim 3). Resim:3 Karacaören baraj gölünden bir görünüş.

I.BURDUR SEMPOZYUMU 573 Gölhisar ilçe Merkezi nin 16 km. güneyinde Gölhisar- İbecik karayolu üzerinde Kısık Mevkiinde Dalaman Çayı üzerinde oluşturulan Yapraklı Baraj Gölü büyüleyici doğal güzellikleri ile mesire yeri olarak ilgi görmektedir(resim 4). Sazan ve alabalık türlerinin zengin olduğu baraj gölüne balık avcılığı için çevre illerden amatör balıkçılar ilgi göstermektedir. Baraj ayağında 8 hektarlık alanda alabalık tesisleri kurulmuştur. Gölhisar Kaymakamlığı nca göl kıyısında 2004 yılında içme suyu getirilmiş ve dinlenme yerleri yaptırılmıştır(cbyra Gölhisar, 2004, s. 147). Resim:4 Yapraklı Baraj Gölü nden iki farklı görünüş b)- Kanyon Vadiler: Dik ve derin yamaçlarıyla kanyonlar genellikle turistleri manzara seyretmek, trekking ve su sporları (kano, rafting) yapmak amacıyla çekmektedir. Kanyonlar doğanın ulaşılması ve aşılması güç yer şekilleri olduğundan turizme açılmaları öncelikle ulaşım imkânının sağlanmasıyla mümkündür. Manzara çekim gücünün yüksek olduğu noktalarda manzara seyir yerleri düzenlenerek turizme açılmaktadır (Doğaner, S. A.g.e, s. 161). Burdur İli nde bu şekilde turizme açılan kanyon bulunmamakla beraber, oldukça çeşitli bitki florasına sahip ve görenleri büyüleyen az tanınmış iki kanyon bulunmaktadır. Bunlardan birisi Bucak İlçesi nin doğusunda Aksu çayı vadisinde yer alan Kargı Kısığı kanyonudur. Karacaören I barajının kuzeyinde yer alan kanyon, yaklaşık 2 km. uzunluğunda olup, doğu ve batısından önemli fay hatları ile sınırlanmıştır. Bu tip dar ve dik boğazlara yörede kapız adı verilmektedir( Atayeter, Y. 2005, s. 108). Diğeri ise Altınyayla İlçesi ne 25 km. uzaklıkta Ballık köyünde yer alan Karanlık kanyonudur. Yaklaşık 700 m. derinliği olan kanyon, Ballık köyü. Resim:5 Karanlık Kanyonu ndan bir görünüş c)- Mağara Turizmi: Mağaraların görsel, sportif, sağlık ve kültür açısından sahip olduğu özellikler mağara turizmini ortaya çıkarmıştır. Sarkıt, dikit ve sütun gibi oluşumlarla süslü salonları, gölleri ve yeraltı dereleriyle doğa turizminin konusu içine giren mağaralar, mağaracılık sporu açısından aktif turistleri çekerken diğer taraftan girişe açılması, dolaşımın düzenlenmesi, aydınlatma hizmetleriyle her yaştan ve her gruptan turistleri çekmektedir (Doğaner, S. A.g.e, s. 163). Ülkemizde 1965 yılında turizme açılan ilk mağara olan İnsuyu mağarası bir doğa harikasıdır Burdur şehrinin 13 km. güneydoğusunda Burdur Antalya karayolu üzerinde yer alan İnsuyu mağarası 597m. uzunluğunda ve en geniş yeri 80 m. dolayındadır. Birbirine bağlı 9 boşluktan oluşur ve boşluk çanaklarında birikmiş sular irili ufaklı gölleri oluşturmuştur (resim 6). Gölcükler mağara tabanından geçen karstik bir yer altı akarsuyu ile birbirine bağlıdır (Doğanay, H. 2001, s.85). İnsuyu mağarasının sarkıt ve dikitlerle süslü salonları aydınlatılarak gezilebilen galerilerin uzunluğu yaklaşık 330 metredir. Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretm elemanlarında oluşan bir dağcılık-mağaracılık ekibi 14-18 Ağustos 1993 tarihlerinde yapmış olduğu araştırmada mağaranın devamı olan yeni galeriler tespit edilmiş ve bu kısma İnsuyu II adı verilmiştir. Bu araştırma ile elde edilen galeriler ve diğer bulgular 1/1000 ölçekli kroki üzerinde işaretlenmiştir. Bu yeni bulunan galerilerin ziyarete açılmaları daha hassas incelemelerin ve gerekli önlemlerin alınmasından sonra olabilecektir( Turizm Envanteri, 1995, s.21). 1990 lı yıllarda iklimde görülen kuraklık nedeniyle yağış azlığı ve ovada tarım amacıyla yapılan su sondajları yer altı su seviyesini düşürmüş, mağara içindeki göllerin kurumasına neden olmuş ve sadece büyük gölün derin kısmında su bulunmaktaydı. Ancak son yıllarda yağışların nispeten artması günümüzde göllerin tekrar canlanmasını sağlamıştır.

574 I.BURDUR SEMPOZYUMU Resim:6 İnsuyu Mağarası nın giriş kapısı ve içinden bir görünüş d)- Dağ Turizmi: Dağların ilk olarak turizme açılması sportif etkinliklerden dağcılık ve kayak sporu sayesinde olmuştur. Dağcılara ulaşım, konaklama, ağırlama ve rehberlik gibi hizmetlerin verilmesi alpinizm olarak adlandırılan turizm çeşidini, dağların kayak sporuna uygun alanların konaklama, ağırlama ve eğlence tesislerinin yapımıyla kayak merkezine dönüşmesi kış turizmini ortaya çıkarmıştır. Kış turizmi iklime bağlı olarak yaz turizminin karşıtıdır. Kış turizmi, kar yağışına bağlı olarak dağların kar alabilen yükselti kuşağında kar kayağının ağırlık kazandığı bir turizm çeşididir. Bir mekanik tesis ve kayak eviyle başlayan kayak alanından konaklama, hizmet, eğlence, spor ve rekreasyon tesisleriyle kayak merkezleri ortaya çıkarmıştır. Kentlerin yorucu ve sağlıksız yaşama ortamından uzaklaşmak isteyen insanlar için kıyıların artık konaklama tesisleri ve yazlık konutlarla betonlaşması, denizlerin kirlenmesi, sağlıklı yaşama konusunda bilinçlenen insanların güneşin zararlı etkileri yüzünden güneşlenmekten kaçınmaları ve dağların buna seçenek olarak doğal çevre ve sağlıklı ortam sağlaması, turizmde dağlara olan ilgiyi arttırmış ve geleneksel olarak yaz mevsiminde yaylacılık faaliyetinde hayvancılık ve tarım için çıkılan yaylalarda verilen turistik hizmetlerle dağlarda yayla turizmi yaygınlaşmaya başlamıştır( Doğaner, S.A.g.e. s.176-177). Burdur İli sınırları içinde yer alan dağlar Batı Toroslar ın uzantıları olması nedeniyle kış turizmine uygun yükselti kuşakları ile çok sayıda yaylalar bulunmaktadır. Özellikle Yeşilova İlçesi Salda Gölü çevresinde yer alan Tınaztepe kış turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir (resim 7). Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Daire Başkanlığı ndan gelen teknik elemanlarının 28 Ocak 2004 tarihinde yapmış oldukları incelemeler sonunda Tınaztepe mevkiinin kış sporları ve kayak merkezi kurulması için çok elverişli olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir. Araştırma sahasında yer alan yaylalar, günümüzde Karadeniz Bölgesi ndeki yaylaların özelliklerini(alpinizm ve Yayla turizmi) taşımamakla birlikte, günlük rekreasyon alanları olarak büyük önem taşımaktadır. Gölhisar İlçesi nde Böğrüdelik, Kozpınarı, Kocayayla, Yusufça yaylaları, Çavdır ilçesi nde Kozağaç yaylası, Merkez İlçede Çamoluk( Aziziye) yaylası, Bucak İlçesi nde Kumar ve Kestel yaylaları, Altınyayla İlçesi nde Kırkpınar ve Kirazlı yayları ile Tefenni ve Yeşilova İlçe sınırları içinde yer alan Eşeler yaylası en önemlileridir(resim 8-9). Yaylaların bir kısmında her yıl yaz aylarında belirli tarihlerde bir gün yayla şenlikleri düzenlenmektedir. Ayrıca Burdur kentinin güneydoğusunda yer alan Susamlık Tepesi, lokanta ve kır kahvesi gibi dinlenme tesisleri, piknik alanları, çocuk parkı, Burdur Gölü üzerinde güneş batışını ve Burdur kentini kuşbakışı seyredilebilen seyir teraslarının bulunması nedeniyle turizm potansiyeli yüksek bir mesire yeridir. Resim:7 Yeşilova İlçesi Salda Gölü çevresinde yer alan Tınaztepe den bir görünüş

I.BURDUR SEMPOZYUMU 575 Resim: 8 Gölhisar ilçe sinde Kozpınar yaylasından bir görünüş Resim:9 Gölhisar ilçe sinde Böğrüdelik yaylasından bir görünüş 2- Beşeri Turizm Değerleri: Turizm merkezlerinin oluşmasında rol oynayan en önemli beşeri faktörlerden biri de tarihi ve kültürel değeri olan antik şehir kalıntılarıdır. Bugüne kadar yapılan çeşitli araştırma ve kazılardan elde edilen bulgulara göre yöre tarihi Neolitik döneme kadar uzanmaktadır. Araştırma sahasında Neolitik, Eski Tunç, Frig, Yunan, Roma, Bizans dönemlerinden kalma yaklaşık 80 dolayında antik kent ve yerleşim yeri kalıntıları bulunmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma eserlerde kültürel değerleri zenginleştirmektedir. Hacılar ve Kuruçay höyük yerleşmeleri, Tymbrianassos, Sagalassos, Cibyra, Kremna, Bubon ve Balbura gibi antik kent kalıntıları, Susuz Han ve İncir kervansarayları ile Taşoda, Kocaoda ve Mısırlılar evi gibi tarihi Türk evleri Selimoğlu, Hıdırlık ve Onacak (Veli Dede) türbeleri, Ulu Cami Burdur İli nin çok çeşitli tarihi ve kültürel turizm değerlerine sahip olduğunu göstermektedir. a)- Höyük Yerleşmeleri: Burdur İli nde bugüne kadar tespit edilen höyük yerleşmeleri Merkez İlçede Hacılar, Kuruçay, İstasyon ve Yassıgüme, Bucak İlçesi nde Aziziye, Ürkütlü, İncirdere, Karaaliler ve Uğurlu, Tefenni İlçesi nde Hasanpaşa, Beyköy, Yarım ve Harmankaya, Yeşilova İlçesi nde ise Gençali, Yazır, Yarışlı, Dereköy, Çuvallı ve Düğer höyükleri olup, bunlardan sadece Hacılar ve Kuruçay höyüklerinde bilimsel kazılar yapılmıştır. Burdur-Tefenni karayolunun 24. Km. sinde Hacılar Köyü sınırları içinde bulunan Hacılar höyüğünde yapılan kazılarda buradaki yerleşmenin M.Ö. 7000 yılının başlarına kadar indiği tespit edilmiştir. Batı Anadolu nun bilinen en eski yerleşim yeri olan Hacılar höyüğünde 1957-1960 yılları arasında İngiliz Arkeolog Prof. James MELLAART tarafından yapılan kazılarda Kalkolitik ve Neolitik devirlere ait 9 yapı katı ortaya çıkarılmıştır. l.- V. yapı katları kalkolitik çağı kapsamaktadır. Bu devir eserleri krem zemin üzerine kırmızı ve kahverengi boya ile geometrik bezemeler yapılmış çok renkli pişmiş toprak çanak çömlekler, pişmiş topraktan doğuran doyuran ana tanrıça figürinleri, kemik aletler, taş baltalar, boncuk ve kolyelerdir. Evleri, toprak, düz damlı olup, etrafı kerpiç surla çevrilidir. Giriş ve çıkış damdan merdivenledir. Vl.- IX. katlar neolitik çağa aittir. Bu çağda insanlar göçebelikten yerleşik hayata geçmişler. Kerpiç duvarlı, düz damlı evler yapılmış, hayvanlar ehlileştirilerek tarım ve üretim yapılmıştır. Yiyecek koymak ve saklamak için çanak ve çömlek yapmasını öğrenmişlerdir(turizm Envanteri 1995, s. 15). Burdur - Tefenni karayolunun 15.km. sinde yolun 600 m. güneyinde yer alan Kuruçay höyüğünde 1978-1988 yılları arasında Prof. Dr. Refik DURU tarafından arkeolojik kazı çalışmaları yürütülmüştür. 11 m. yükseklikteki höyükte ana toprak üzerinde en eski yapı katı geç neolitik (MÖ.5500-5300) olmak üzere sırasıyla erken kalkolitik (M.Ö. 5200-4750), geç kalkolitik (M.Ö.4600-4000), ilk tunç çağı (M.Ö.2500-3000) yapı katlarını içeren 12 yerleşme katı belirlenmiştir. Genç kalkolitik devirde evler tek odalıdır. Odanın köşesinden bir fırın bulunmaktadır. Erken kalkolitik yerleşmenin evleri ise yine tek odalı, kalın taş temelli, dış duvarın, çevrelediği bir alan içinde bağımsız bir yapı birimi görünümündedir. Ancak gerek yüzeyde gerekse kazılarda bulunan bazı küçük kalıntılara göre Kuruçay höyüğünde Neolitik dönemde de yerleşmeler olduğu tahmin edilmektedir (resim 10). Kuruçay höyüğünde yapılan bu kazılar, Hacılar neolitiğin tek merkezli olmadığını kanıtladığı gibi Batı Anadolu da geç kalkolitik uygarlığının ilk defa ayrıntılı biçimde izlenebilmesine büyük katkı sağlamıştır (TurizmEnvanteri 1995, s. 15).

576 I.BURDUR SEMPOZYUMU Resim:10 Kuruçay Höyüğü nden iki farklı görünüş b)- Antik Kentler: Klasik Çağ da Pisidya adı verilen Burdur yöresinde Persler, Romalılar, Bizanslılar egemenlik kurdu. Bu tarih akışına göre bu bölgenin antik kentlerini birbirinden ayırmak imkânsızdır. Ancak Klasik Çağ ın tüm kültürlerine rastlanmaktadır. En önemlileri Tymbrianassos, Sagalassos, Cibyra, Kremna, Bubon ve Balbura gibi antik kentlerdir. Tymbrianassos: Merkez İlçeye bağlı Düğer köyündedir. Klasik çağa ait en eski yerleşim yeridir. Frig kültürü özelliklerini de gösteren bu yerleşim yeri Yunan Arkaik dönemine rastlamaktadır. Yarışlı Gölünün doğu kıyısındaki yarımadadadır(resim 11). Kentin M.Ö.6.yy'ın sonlarında kurulduğu tahmin edilmektedir. Herhangi bir arkeolojik kazının yapılmadığı bu antik kentte, kaçak kazılardan elde edilen eserler Burdur Arkeoloji Müzesinde toplanmıştır. Bu eşyalar arasında dini bir yapının olduğu sanılan, pişmiş topraktan kaplama levhaları vardır. Bu levhaların yapıyı her türlü dış etkilerden korumak için yapıldığı sanılmaktadır. Üstlerinde ise Grifon başlı hayvan figürleri bulunmaktadır. Bu figürler dini inançlara göre yapıyı, kötü ruhlardan korumaktadır. Yine bu levhalarda görülen meadr, baklava ve akroter denilen bölümlerdeki dört yapraklı yonca motifleri, dönemin süsleme motifleridir(turizm Envanteri 1995, s. 16). Resim: 11 Tymbrianassos Antik Kenti nden bir görünüş. Sagalassos: Ağlasun İlçesi nin 7 km kuzeydoğusunda Batı Torosların uzantısı olan Akdağ ın.1450-1700 m arası yükseklikteki eteklerinde yer almaktadır(resim 12). Kentin kalıntıları doğu-batı yönünde 2.5 km, kuzey-güney yönünde ise 1.5 km lik bir alana yayılmış bulunmaktadır. Sagalassos daki ilk modern ve bilimsel kazı çalışmaları 1990 yılında Prof. M. Waelkens(Leuven Katolik Üniversitesi,Belçika)başkanlığında başlamış ve halen devam etmektedir. Ayrıca 1993 yılından beri her yıl kentin çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında birçok yeni ören yeri ve anıt bulunmuş ve bunlardan bazılarında Burdur Arkeoloji Müzesi işbirliği ile kurtarma kazıları yapılmıştır. Son yıllarda Türkiye nin en büyük kazılarından biri haline gelen Sagalassos da 10 dan fazla değişik meslekten ve ülkeden gelen yaklaşık 130 kişilik bilimsel bir ekiple beraber yaklaşık 100 kişilik Ağlasunlu işçi ekibi çalışmaktadır. Sagalassos projesinin finansı Belçikalı bilimsel kurumlar ve sponsor şirketler tarafından karşılanmaktadır. Sagalassos Akropolünde tespit edilen yapılar Propilon, Antonius Mabedi, Büyük Cadde, Aşağı Agora, Yukarı Agora, Bazilika, Nympheus, Tiyatro, Yuvarlak Anıt, Valentinian Anıtı, Küçük Mabed olarak belirtilebilir(turizm Envanteri 1995, s. 18). Antik kenti korumak ve en iyi biçimde sergilemek amacıyla yürütülen restorasyon çalışmaları sonucunda kazılarda bulunan birçok kalıntının zorlu kış şartlarına karşı korunması için önlemler alınmış, ayrıca çeşme ve kütüphane binalarının restorasyonları 1997 yılında tamamlanarak ziyarete açılmıştır.

I.BURDUR SEMPOZYUMU 577 Resim: 12 Sagalassos Antik Kenti nden iki farklı görünüş. Cbyra : Gölhisar İlçe Merkezi nin kuzeybatısndaki yamaçlar üzerinde yer alan Cbyra antik kentinin M.Ö. 3. yy. Pisidyalı kolonistlerce kurulduğu tahmin edilmektedir (Başer, S., 1990, s.235). M.Ö. 197-159 yıllarında Bergama Krallığına bağlı olan Cbyra, Bergama Krallığının sona ermesinden sonra Boubon (İbecik), Balbura (Karaçulfa) ve Oinoanda (İncealiler) kentleri ile birlikte Tetrapolisi (Dört kent birliği) oluşturmuşlardı. Cbyra, Tetrapolisin başkentiydi. Yatan aslan motifi Cbyra sanatının özgün bir örneğidir. Bilimsel bir kazının yapılmadığı Cbyra ile ilgili bilgiler yerüstü bulgularına dayanmaktadır. Antik şehirden günümüze kadar gelen ve ayakta duran sanatsal yapılar Stadion, Tiyatro, Odeon,Aşağı ve Yukarı Agora dır. Bu sanatsal yapıların dışında mezar yapıtları, bazilika ve köprü gibi eserlerde hala ayaktadır( resim 13). Cbyra nın, mevcut kalıntılarından edinilen bilgiye göre Geç Roma ve Bizans döneminde de iskan gördüğü anlaşılmaktadır. Ancak şehir en parlak dönemini M.S. 2. yy.da yaşamıştır. Bizans döneminde yerleşimin daha çok aşağıya, düzlüğe doğru kaydığı tahmin edilmektedir (Başer, S,1990,s.236). Resim: 13 Cbyra Antik Kenti nden üç farklı görünüş

578 I.BURDUR SEMPOZYUMU Cremna: Bucak İlçesi nin 15 km doğusunda, Çamlık Köyü sınırları içinde, Aksu vadisine hâkim etrafı uçurumla çevrili bir tepe üzerinde Pisidialılarca kurulmuş antik bir kenttir. Resmi yapıların birçoğu iki küçük vadi içinde toplanmıştır. Cremna da günümüze kadar ayakta kalabilen kalıntılar Romalılardan kalmadır. Şehrin etrafı iki metre genişliğinde, 7-8 metre yüksekliğinde surlarla çevrilidir. Şehir ızgara planı olarak kurulmuş Akropol (Yukarı Şehir) kısmında Form (Meydan), Bazilika (Mahkeme Salonu), Kilise Exsedra (Kemerli Yapısı) ve Kütüphane yapılarından oluşmaktadır. Bunlardan başka Propolion (Anıt Giriş Kapısı), Nympheum (Anıt Çeşme Binası) bulunmaktadır.1971-1973 yılları arasında, İstanbul Ünivertesinden Prof. Dr. Jale İNAN tarafından bilimsel kazılar yapılmış ve kütüphane binası ortaya çıkarılmıştır. Binanın tabanında, Bizans dönemine ait mozaik döşeme vardır. Bina içinde dikdörtgen pirizma şeklinde yazıtlı kaideler üzerinde 9 adet mermer tanrı ve tanrıça heykelleri bulunmaktadır(turizm Envanteri 1995, s. 17). Bu heykeller bugün Burdur arkeoloji müzesinin Kremna salonunda sergilenmekte olup, hepsinin başları kırıktır. 1998 yılında turistlerin daha kolay ulaşabilmesi açısından antik şehrin girişine kadar patika olan yol genişletilmiş ve asfalt kaplama yapılmıştır. Gelen turistlerin kullanabilecekleri kafeterya tamamlanarak hizmete girmiştir(resim 14). Resim: 14 Cremna Antik Kenti nden ve kafeteryadan bir görünüş Bubon: Gölhisar İlçesi nin 28 km güneybatısında yer alan İbecik köyünün 2,5 km. güneyinde yükselen Dikmen Tepe üzerinde yer alır. Boubon Antik Kentinde Hellenistik devire kadar inen kalıntılar ile birlikte Roma Çağı kalıntıları ayakta durmaktadır(resim 15) 1960-1967 yılları arasında yapılan kaçak kazılarda M.S. II. yüzyıl Roma Devri ne ait birçok bronz heykel ve heykel başı yurt dışına kaçırılmıştır. Bunlardan yalnızca bir tanesi ( Apollon Heykeli) yurt dışına çıkarılırken bir ihbar sonucu yakalanarak Burdur Arkeoloji Müzesine kazandırılmıştır. Kaçak kazılarla çok tahribata uğramış antik kentte günümüze kadar gelen kalıntılardan Agora, Tiyatro, Tapınakların olduğu anlaşılmaktadır( Turizm Envanteri 1995, s. 18). Resim: 15 Bubon Antik kentinden iki görünüş

I.BURDUR SEMPOZYUMU 579 Balboura: Altınyayla İlçesi nin 6 km güneydoğusunda yer alan Kekreli tepesinin doğu yamacı eteğindedir. Balboura, özellikle Roma egemenliği çağında Kabalia diye tanınmış olan bu yörede, önder kent Cbyra olmak üzere kurulmuş bir tetrapolisin (4 kent birliğinin) üyesi iken M.S. 2 yy başlarında o birlik dağılınca Lykia kentleri birliğine katılmış ve artık Lykia kenti sayılmıştır. Balboura, en yüksek yerde kurulmuş Lykia kenti olarak bilinir Ortasından bir ırmağın geçtiği ilk çağ kentinde şimdi Akropolisin yer aldığı tepede 16 sıra oturma yeri olan küçük bir tiyatrosu, kapaklarında arslan figürleri olan çok sayıda mezar ve sarnıçlar bulunmaktadır. Kuzey tepesi eteklerinde yer alan şehir merkezinde çok sayıda kalıntılar vardır. Ancak, bunların hiçbiri ayakta değildir. Ana cadde ve kemerli giriş olan Agora algılanabilir(resim16). Resim:16 Balboura Antik Kent inden bir görünüş. c)-tarihi Eserler: Burdur İli nde birçok tarihi eserler bulunmaktadır. Bunların başlıcaları olarak Susuz Han, İncir Kervansarayı, Rum Kilisesi, Ulu Cami, Dengere Camisi, Hıdırlık, Selimoğlu ve Onacak (Veli Dede) türbeleri, Baltaoğlu, Eskiyeni ve Tabak hamamları ile Taşoda, Baki Bey Konağı (Kocaoda), Mısırlılar Evi ve Çelikbaşlar evi gibi Tarihi Türk evlerini belirtilebilir. Susuz Han: Bucak İlçesi Susuz köyündedir. Anadolu selçuklu devri XIII. yy. kervansaraylarından olan Susuz Han, kareye yakın dikdörtgen bir planda tamamı kesme taştan bir yapıdır. Beş nefli olup, Orta nef yüksekçedir. Ortasında bir kubbe vardır. Hanın göze batan önemli yeri batı tarafındaki cephede tak şeklinde giriş kapısıdır. Kapı katının yan söve kanatları çeşitli geometrik desenlerle boş yer bırakılmaksızın bezenmiştir. Mukarnaslı giriş nişinin üzerinde geometrik oyma süslü iki kabartma rozet motifi vardır. Bu nişin iki yanında yalancı sütunlar üzerinde yükselen ve kemer şeridinde yılan tasvirleri bulunan iki küçük niş daha vardır. Bunların alınlığında ise iki ejder başı vardır. Hanın beden duvarları dıştan payelerle desteklenmiştir(göller ve Güller Beldesi Burdur, 1992 s.15). Tonoz örtü sistemi kesme taşlardan sivri kemerler üzerine yani tonoz kaburgaları üzerine oturtulmuştur. Hanın içinin ışıklandırılması dıştan içeriye genişleyen dikdörtgen pencerelerle sağlanmıştır(resim 17). Resim: 17 Susuz Han dan iki görünüş.

580 I.BURDUR SEMPOZYUMU İncir Kervansarayı: Bucak İlçesinin 15 km. batısında İncirdere Köyü yakınında bulunmaktadır. Anadolu Selçuklu Sultanlarından Gıyasettin Keyhüsrev Bin Keykubat tarafından XIII. yy.da (M.S.1238 yılında) yaptırılmıştır. Büyük bir kısmı tahrip olmasına rağmen hala ayaktadır. Han ın ilk bakışta dikkati çeken kısmı kitabeli taç kapısıdır. Diktörtgen şeklindeki taç kapının ortasında istiridye kabuğu şeklinde kemerli esas giriş nişi dış cepheden iki yalancı sütunla desteklemiştir. Sütunların üzerinde geometrik desenlerle bezeli iki rozet motifi ile karşılıklı iki aslan tasviri vardır(göller ve Güller Beldesi Burdur, 1992 s.16). Kervansaray avlulu ve kapalı mekan olarak iki kısımdan oluşturulmuştur. Kervansarayın mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir. 1993 ve 2000 yıllarında Burdur Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü sorumluluğunda Prof.Dr.Rahmi Hüseyin ÜNAL tarafından avlu kısmında kazı çalışmaları yapılmıştır(resim 18). Resim: 18 İncirli Kervansarayı ndan bir görünüş. Rum Kilisesi: Burdur İl Merkezi Zafer Mahallesinde bulunan Rum Ortodoks Kilisesinin yapılış tarihi kesinlik kazanmamıştır. 1608 m2 lik bir alan üzerine 632 m2 lik kapalı alanı bulunan kilise 1983 yılında Kültür Bakanlığınca Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Kilise üç neflidir. Orta nef geniş ve yüksektir. Bu kısmın tavanı telisle örtülmüştür. Apsis ve Apsis yanındaki bölümler binanın dış kısmına çıkıntı yapmıştır. Kilisenin üç girişi bulunmaktadır. Güney-Kuzey cephesindeki pencereler sivri-yalancı kemerlidir. Çatı ve dam örtüsünü taşıyıcı elemanlar; yanlarda duvarlar, ortada da yuvarlak ağaç sütunlardır. Tavanın dışında kalan bazı yerler boyalı resimler bulunmaktadır. Doğu-batı istikametinde, uzun dikdörtgen planlı kagir ve ahşap olarak beşik çatılı, bir kısmında alaturka, bir kısmında da Marsilya tipi kiremitle örtülüdür. Kilise özel şahıs mülkiyetinde bulunmaktaydı. Bu nedenle kilisenin batı kısmına ilaveler ve iç kısmında da bazı tadilatlar yapılarak sinema haline getirilmiştir. Pencere ve kapıların çoğu kapatılarak iptal edilmiştir. Daha sonra inşaat malzemeleri deposu olarak kullanılan Rum Kilisesi çok amaçlı salon olarak kullanılmak üzere 2000 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca kamulaştırılmıştır(resin19). Resim: 19 Rum Kilisesi nden bir görünüş.

I.BURDUR SEMPOZYUMU 581 Ulu Cami: Burdur İl Merkezi Pazar Mahallesinde, şehre hâkim bir tepe üzerinde yer almaktadır. Vakıf kayıtları ve Burdur Müzesinde bulunan kitabesine göre M.S.300 yıllarında Hamitoğulları Beyi Dündar Bey tarafından yaptırılmıştır. Tamamen harap olan camii 1747 de Çelik Mehmet Paşa tarafından yeniden yaptırılmıştır. 1914 depreminde yıkılan camii 1919 1922 yılları arasında Vakıflar İdaresi ve halkın yardımları ile neoklasik tarzda yeniden inşa edilmiştir. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir. Camii kesme blok taşlardan yapılmıştır. Ahşap tavanlı ve kiremit çatılıdır. Beden duvarlarında iki sıra halinde sivri kemerli pencereler yer almaktadır. Geniş kare planlı camiinin kuzey cephesinde dikdörtgen şekilli son cemeat yeri beden duvarlarından daha alçak ve ayrı bir yapı görünümündedir. Selçuklu ve beylikler dönemi Ulu camilerinde görülen mimari karakteristiğe uygun olarak camiinin kuzeyi, doğu ve batısında üç girişi vardır. Mihrap ve mimberi mermerden yapılmıştır. Camiinin kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerinde bulunan iki minaresi kare kaideli silindire yakın çokgen gövdelidir. Şerefe altları klasik baklava ve stalâktitlerle süslenmiştir (resim 20). Resim: 20 Ulu Cami nden bir görünüş. Dengere Camii: Çavdır İlçesi ne bağlı Bölmepınar (Dengere) köyündedir. Selçuklu ve beylikler dönemi ahşap direkli, toprak damlı camilerin Osmanlılar döneminde (XV veya XVI. yy) yapılmış örneklerindendir. Kitabesi olmadığından kim tarafından ve ne zaman yapıldığı belli değildir. Dengere camiinin duvarındaki taşlardan birine 1661 tarihi kazınmıştır.. Cami minaresi ve şadırvanı ile birlikte bir bütün teşkil etmektedir. Yaklaşık kare planlıdır. Tavan düz kirişlerle süslüdür. Ahşap sütunlar sekiz yüzlüdür. Ayaklar klasik devir mermer sütunlardandır. Camide hem asma kat hem tavan konsolları, korkuluk parmaklıkları, boyalı süslü pervazlar yani genel olarak tavan ahşap işçiliği ile seyre doyulmayacak bir güzelliktedir. Minber ahşaptan kündekari ve boyalı olarak yapılmıştır. Minberde pervaz ve ahşap yüzlerde geometrik boyama süsler vardır. Mihrap, alçıdan boyalı sütuncuk ve yüzlerle süslü, duvara geçiş üçgen bindirmelerledir. İki kanatlı ahşap kapı oyma-geçme (kündekari) tekniğindedir. Camiinin esas örtüsü olan düz toprak dam sonradan kısmen kaldırılıp üzerine çatı yapılarak çinko ile örtülmüştür. 1968 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiş, tamamen yıkılan batı duvarı yeniden yapılmıştır (resim21).

582 I.BURDUR SEMPOZYUMU Resim: 21 Dengere Cami nden iki görünüş Hıdırlık (Dörtayak) Türbesi: Burdur Merkez İlçede Hıdırlık (Hızırilyas) denilen mevkide yer alır. XIV. veya XV. yy.da tamamı kesme taştan yapılmış olan türbe, altta kare planlı olup kapı eşiğinden yukarısı sekizgendir. Üçgen çatılı bir külahla üzeri örtülüdür. Büyükçe bir bölümü toprağa gömülü ve yıkıktır. Dış kenarlarında zeminin dolması nedeniyle tüm kenarlar daha yüksektir. İç kısımda tamamı sekizgen planlı olup duvarlar içte sıvasız ve dışta olduğu gibi kesme taştır(resim 22). Güney kenarda mihrap yer alır. Mekânın üzeri içten kubbe ile örtülüdür. Bu türbe Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1984 yılında restore edilmiştir.(göller ve Güller Beldesi Burdur,1992s.18). Resim: 22 Hıdırlık (Dörtayak) Türbesi nden bir görünüş Onacak (Veli Dede) Türbesi: Yeşilova İlçesi ne 31 km. uzaklıkta, Onacak Köyü eski yerleşim alanı içerisinde bulunmaktadır. M.S. 14. 15. Yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu dönemine aittir. Türbenin Veli Dede ye ait olduğu rivayet edilmektedir. Bu tekkenin günümüzde yalnız türbesi kalmıştır. Türbe 8 köşe şeklindedir(göller ve Güller Beldesi Burdur, 1992 s.18). Türbenin içerisinde 2 adet sanduka bulunmaktadır. Veli Dede türbenin içerisinde sol tarafta üstü yuvarlak bir lahit içinde yatmaktadır. Onacak Köyü Veli Dede Türbesi, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun 21.01.1993 tarih ve 1737 sayılı kararı ile Kültür Varlığı olarak kabul edilmiştir(resim 23).

I.BURDUR SEMPOZYUMU 583 Resim: 23 Onacak (Veli Dede) Türbesi nden bir görünüş. Baltaoğlu Hamamı: Burdur Merkez Çeşmedamı Mahallesindedir. Burdur un en eski hamamı olduğu tahmin edilen yapının hangi dönemde yapıldığı bilinmemektedir. Toprak düzeyinin çok altındadır (Göller ve Güller Beldesi Burdur, 1992 s.16). Hamam, 1950 li yıllarındaki sahibinin adıyla anılmaktadır. Tabak Hamamı: Burdur Merkez Ulu Caminin kuzey doğusundaki Tabak Camii'nin bitişiğindedir. Vakıf kayıtlarına göre 1523 de Şeyhülislam Bedayi Efendi yaptırmıştır. Önemli bir özelliği yoktur. Ahşap çatılı, kare planlı, soyunmalığın iki yanındaki sıcaklık bölümlerinin çıkıntılar oluşturması, geleneksel taşra hamamlarına özgüdür. Moloz taştan beden duvarlarında yer alan kapı ve pencerelerin çıkıntılı işlenmiş kesme taş, söve ve silmeleri geç dönem özelliklerindendir. Soyunma yerini tepeden aydınlatan ahşap fener kiremit çatının ortasındadır(göller ve Güller Beldesi Burdur, 1992 s.16).. Bakibey Konağı (Kocaoda): Burdur Merkez İlçede Değirmenler Mahallesi Divanbaba Caddesinde yer alan 17 yy. Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerindendir. Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırıldıktan sonra 1988 yılında restorasyonu tamamlanmıştır. Bakibey konağı, Koca Oda adıyla da bilinir. Bilinen en eski tapu kaydı 1830 yıllarında Reşit Bey üzerinedir. Ancak konağın Reşitbey'in dedesi Ahmet Paşa veya onun babası Çelik Mehmet Paşa zamanında yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Konağın zemin katı, pencere bitimine kadar devam eden taş temelin üzerinde ahşap ve kalın masif kerpiç duvarlardan oluşmuş iki katlı bir yapıdır. Alt katta ahır, anbar gibi odalar vardır. Üst kata taş merdivenle çıkılmaktadır. Üst katın bahçeye ve arka sokağa bakan geniş bir eyvanı vardır. Eyvanın tavanı çıtalarla süslüdür. Çıtaların arası da yeşil, kırmızı toprak boyalarla süslenmiştir. Konağın beşik çatısı alaturka kiremitlerle örtülmüştür. Saçağın ahşap yüzeyleri de aynen eyvanın tabanı gibi yeşil, kırmızı toprak boyalarla süslü çıtalarla donatılmıştır. Direkler arasındaki boyalı süslü sivri kemerler, eli böğründeler geniş ve boyalı çakma çatılı bu saçaklık mimariyi tamamlayan aksesuarı oluşturmaktadır. Eyvanın doğu kenarında selamlık, yani Başoda yer almaktadır. Konağın en göz alıcı odası Başodadır. Başoda kapısından başlayarak pencere, vitray pencereleri, dolap kapakları ve üstündeki nişleri, davlumbaz, pencere üzerinde dolaşan pervazlar, yüklük kapakları, dört tarafı çeviren koltuk silmeleri, tavan ve tavan göbekleri altın ve gümüş varakla ve kalem işi boyalarla süslüdür. Motifler bütünüyle devrin bitkisel süslemelerini yansıtırlar. Bütün bu altın ve gümüş kaplamalar, ahşap işçiliği ile kalem işi denilen boyalı süslemeleriyle ender rastlanan güzellikte bir baş oda ortaya çıkarmıştır. Başodanın tabanı iki kademelidir. Cumbalı kısım döşemeden yükseltilmiştir Başodadan sonra yan yana eyvana ve işten bir birine açılan iki küçük oda yer alır. Gerek malzeme ve gerekse süsleme yönünden sade olmakla birlikte altın-gümüş varak kaplamalı ve kalem işi olarak yapılan süslemeler göze çarpar. Bu odalardan biri ahşaptan, süslemeli davlumbazlıdır. Diğer ikinci küçük oda da ahşap tavan çıtalarla karelere bölünmüş ve pervazları kalem işi boyalı süslenmiştir. Orijinalinde evin devamında en az bir odanın daha olduğu düşünülmektedir. Ancak yıkılarak yok olmuştur. 2003 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Burdur Valiliği arasında yapılan bir protokol ile bakım ve teşhiri Burdur Valiliği ne devredilen konak, yerli ve yabancı turistlerin hizmetine sunulmuştur(resim 24).

584 I.BURDUR SEMPOZYUMU Resim: 24 Bakibey Konağı (Kocaoda) iç ve dış görünüşü Taşoda: Burdur Merkez Pazar mahallesinde 17. yy dan kalma Osmanlı sivil mimari örneklerinden biridir. Kınalı aşiretinden Emin Bey tarafından yaptırılmıştır. Kültür Bakanlığınca 1978 yılında restorasyon çalışmaları başlatılmış ve 1988 yılında da bitirilmiştir. Bina iki katlıdır. Birinci kat taş, ikinci kat kerpiç ve ahşap yapı malzemesi ile inşa edilmiştir. Özellikle Baş Odanın doğu duvarı ve altındaki sivri kemerli iki yanı açık ahır kısmı kesme köfeki taşındandır. Ev, bahçenin batı kısmına yerleştirilmiştir. Birinci kata çıkışı sağlayan merdiven sahanlığının altı, aynı zamanda çeşmedir. Kesme taş bloklardan yapılan bu çeşme, bugün de kullanılmaktadır. Evin zemin katında sivri kemerli ahırdan başka, iki büyük, bir de küçük oda vardır. Ahşap korkuluklu merdivenle önce ikinci kattaki sofaya çıkılır. Dikdörtgen biçimindeki sofanın güney ve batı cephesi boyunca odalar sıralanır. Kuzey kısmında ise bir köşkü bulunur. Bu sofa çıtalarla oluşturulmuş kafesler ile dışa kapatılmıştır. Sofanın çatı kısmı ahşap çıtalarla çakma tekniğinde yapılmış olup, çıtalar ve çıtalar arasındaki büyüklü küçüklü üçgenler; mavi kırmızı ve yeşil renklerle boyanmıştır. Sofanın kuzey kısmında Baş Oda yer almaktadır. Baş Oda; bol pencerelerle ışıklandırılmış olup, ahşap yüklük, dolap, davlumbaz, tavan ve pencere pervazlarının kalem işi, altın-gümüş varak kaplamalı süslemeleriyle yapının en göz alıcı odasıdır. Kuzey yönde tabandan yükseltilmiş seki odayı kiye ayırdığı gibi, tavanı da ikiye bölmektedir. Bu ayırma, sofadaki gibi duvarlara bitişik yükselen, üzerleri kalem işi, enine zikzak motiflerle süslü, alt ve üst kısımları kum saati biçimli oymalı beş yüzlü sütunçelerdir. Binanın, Baş odadan başka sofaya açılan dört odası daha vardır. Bu odaların sofaya açılan ahşap kapaklı pencereleri, sofadan odalara ışık girmesini sağlamaktadır. Bitişiğindeki oda bir kapı ile Başodaya geçişlidir. Güney cephede alçı şerbetlikle, ahşap tavan işlemesiyle geleneksel Türk evi karakterini yansıtan ikinci bir Başoda yer alır. 2005 yılında Kültür Bakanlığınca, Burdur Valiliği ne tahsis edilen Taşoda Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmıştır(resim 25). Resim: 25 Taşoda nın dış ve iç görünüşleri Mısırlılar Evi: Burdur Merkez Oluklaraltı caddesinde yer almaktadır. Hinnaplı ev olarak da adlandırılmıştır. Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılan ve 1984 yılında restorasyonu bitirilen ev bugün lojman olarak kullanılmaktadır. 19. yy yapısıdır. İki katlı, taş temel üzerine bağdadi olarak yapılmış olup, çatısı alaturka kiremit ile örtülmüştür. Alt katta kışlık odalar ve kiler, üst katta ise ortadaki ince uzun sofaya açılan dört oda yer almaktadır. Tavanlar ahşap işlemelidir. Bol sayıda pencereler ışıklandırmayı sağlarlar ve ahşap kepenklidirler. Odalarda, alçı şerbetlikler, ahşap yüklükler, ahşap tavan ve tabanlar ortak özelliklerdir. Başodanın tavan süslemeleri ve alçı şerbetliği diğerlerine göre daha özenlidir. Tavanda dairelerle oluşturulmuş, çiçek motifleriyle bezenmiş bir orta göbek ve bunu çevreleyen baklava dilimi motifleri ile süslü bir bordür yer almaktadır(resim 26).

I.BURDUR SEMPOZYUMU 585 Resim: 26 Mısırlılar Evi nden bir görünüş. Çelikbaşlar Evi: Burdur Merkez Değirmenler Mahallesinde Bakibey Konağı nın bahçesinde yer almaktadır. İki katlı olup, alt katı taş, üst katı ahşap-kagir yapıdır. İkinci kat cumbalıdır. Girişte genişçe bir sofa yer alır. Odaların hepsi bu sofaya açılır. Birinci katta 5, ikinci katta 6 oda bulunmaktadır. Odalarda taban ve tavanlar ve yüklükler ahşaptır. Sade, süslemesiz geleneksel Türk evinin geç devirdeki bir modelidir. Bina çok sayıda pencerelerle ışıklandırılmıştır. Kültür Bakanlığınca kamulaştırılarak restorasyonu yapılmıştır. Konağın birinci katı sergi salonu, ikinci katı da İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü hizmet binası olarak hizmet vermektedir(resim 27) Resim: 27 Çelikbaşlar Evi nin arka ve ön cepheden iki görünüş d)- Burdur Arkeoloji Müzesi: Müze; ilk defa 1956 yılında kurulmuş, 1963 tarihinde de resmen müze haline getirilmiştir. Bugün müze Vakıflar Genel Müdürlüğünden 99 yıl intifa hakkı ile alınmış olan Bulguroğlu Pirkulzade Kütüphanesi çevresindeki kendi malı olan 980 m2 lik alanda hizmet vermektedir. Sagalassos ve Kremna daki kazı yerinden gelen Athena, Leto, Nemessis, Apollon, Aphrodit, Hygeia, Aslepidos ve Herakles in heykellerinden oluşan zengin bir koleksiyona sahiptir. Ayrıca Bubon dan gelen Apollon heykeli ile dikkat çekmektedir. Burdur Arkeoloji Müzesi, günümüzde 60 bin eseri ile ülkemizdeki sayılı müzeler arasına girmiştir(resim 28).

586 I.BURDUR SEMPOZYUMU Resim: 28 Burdur Arkeoloji Müzesi nden iki görünüş C- BURDUR İLİ NE GELEN TURİSTLER VE MEVCUT TURİSTİK TESİSLER Burdur, turizm değerleri bakımından oldukça zengin olmasına rağmen yeterince konaklama ve dinlenme gibi turistik tesislerin bulunmayışı turizmin gelişmesini engellemiştir. İl e gelen turistler genelde günübirlik olarak gelmekte ve çoğunlukla konaklama yapmadan yollarına devam etmektedirler. Burdur İli nin Akdeniz kıyı kesimi ile Anadolu nun iç kesimlerini bağlayan geçitler üzerinde yer alması nedeniyle Denizli den(pamukkale) Antalya ya geçen tur otobüsleri Salda Gölü kıyısındaki tesislerde kısa süreli mola vermektedirler. Salda Gölü kıyısında yer alan Sultan Pınarı, Sahil Mola, Akçeşme Dinlenme Tesislerine yaz mevsiminde günlük 35-40 tur otobüsü 30 dakika ile 90 dakika arasında mola vermektedirler (resim 29-30). Bu süre içinde turistler açık büfe yemek ve hediyelik reyonlardan alışveriş yapmakta, bir kısmı ise gölde yüzmektedir. Ancak 2003 yılından itibaren Denizli-Söğüt yolu üzerinde Villow Vilage ve Ester-An gibi turistik tesislerin faaliyete geçmesi Denizli den Antalya ve Fethiye ye giden turların bu yol güzergâhını daha fazla kullandıkları, Salda Gölü kıyısından geçen turlarda önemli azalmalar meydana geldiği görülmüştür. Villow Vilage turistik tesislerinin restaurant, hediyelik eşya reyonları ve oyun parkı 2002 yılı Kasım ayında faaliyete geçmiştir(resim 31). Açık büfe ile aynı anda 800 kişinin yemek yiyebildiği bu tesislerde, Yaz döneminde Rus turistlerin oluşturduğu günde ortalama 25-30 tur otobüsü yaklaşık 750-800 kişi, kış mevsiminde ise(kasım ayından itibaren) Alman turistlerin oluşturduğu günde ortalama 15-20 tur otobüsü yaklaşık 400-500 kişi öğle yemeği için 1-1.5 saat arasında mola vermektedirler. Villow Vilage turistik tesislerin 26 odalı 52 yatak kapasiteli otel kısmı ise inşaatı tamamlanmış olup 2006 yılında faaliyete geçecektir. Ester-An turistik tesislerinin rerstaurant ve alt katta şarap mahzenin bulunduğu hediyelik eşya reyonları 2004 yılında hizmete girmiş, 17 oda ve 40 yatak kapasiteli otel kısmi ise henüz faaliyete geçmemiştir. Bu tesislerde de aynı şekilde günde ortalama 20-25 tur otobüsü yaklaşık 600 kişi mola vermektedirler(resim 32).Antalya dan Nevşehir-Ürgüp yöresine geçen tur otobüsleri ise Sagalossos ören yeri ve İnsuyu mağarasına uğramaktadırlar. Sagalossos a yılda ortalama 10000 kişi ziyaret etmekte ve bunların yarısını yabancı ziyaretçiler oluştururken, İnsuyu mağarasına ise yılda ortalama 35000 kişi ziyaret etmekte olup, bunları büyük bir kısmını yerli ziyaretçiler oluşturur. Az sayıda tur otobüsü de Burdur şehri içine uğramakta ve kısa süreli olarak Burdur Müzesi ile Ulu camiyi ziyaret etmektedirler. Özellikle Alanya dan Nevşehir Ürgüp yöresine geçen tur otobüsleri ise Antalya- Ispartya (Dereboğazı) karayolunu tercih etmekte ve Karacaören Baraj Gölü kıyısındaki turistik tesislerde kısa süreli mola vermektedirler. Cbyra ören yerini ziyearet edenlerin sayısı yılda ortalama 6000 kişi iken, Cremna ören yerini ziyaret edenlerin sayısı ise 100 kişi kadardır. Burdur İli nde sadece Sagalassos ören yeri ve İnsuyu mağarasında giriş ücreti alınmakta, diğer ören yerlerinde ise ücret alınmamaktadır. Burdur Arkeoloji Müzesi ise 2001 yılından itibaren ek bina ve idare binası inşaatı nedeniyle geçici olarak ziyarete kapatılmıştır.

I.BURDUR SEMPOZYUMU 587 Resim: 29 Salda Gölü kıyısında yer alan Sultanpınarı tesisinden bir görünüş Resim: 30 Salda Gölü Kıyısında yer alan Sahil Mola tesisinden bir görünüş Resim: 31 Denizli- Söğüt kara yolu üzerinde kurulmuş olan Villow Vilage turistlik tesislerinden iki görünüş. Resim: 32 Denizli- Söğüt kara yolu üzerinde kurulmuş olan Ester-An turistlik tesislerinden bir görünüş.

588 I.BURDUR SEMPOZYUMU Burdur İlinde günümüzde turistik belgeli otel bulunmamaktadır. 1992 yılında turistik belgeye sahip olan 4 otelden Burdur Hotel, Çendik Motel ve Berliner Otel tek yıldızlı, Otel Şahman ise üç yıldıza sahip bulunmaktaydı(resim 33-34). 1992 yılında faaliyete geçen 37 oda ve 80 yatak kapasiteli yüzme havuzu, saunası, göbek taşlı hamamı, disco, snack barı, şark köşesi, kral dairesi, 300 kişilik restaurantı ve alabalık havuzlarına sahip olan Otel Şahman, 8 ay kadar çalıştıktan sonra 1993 yılında kapanmış ve 1998 yılında icrada Karasu Grubuna satılmış olmasına rağmen önceki sahibi tarafından açılan dava sonuçlanmadığı için hala faaliyet göstermemektedir. Çendik Motel bugün Akdeniz Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Sosyal tesisleri olarak, Burdur Hotel ve Berliner Oteli ise yıldızsız olarak hizmet vermektedir. Bunların dışında Burdur il Merkezi nde Burdur Gölü kıyısında Serenler Oteli, Şehir merkezinde Özeren otelleri ile Tefenni İlçesinde Barutlusu Oteli Ve Gölhisar İlçesinde yer alan Beyhan Oteli ise yıldızsız, ancak oldukça modern konaklama tesisleri olarak belitilebilir(resim 34-35). Resim: 33 Salda Gölü kıyısında yer alan Otel Şahman dan bir görünüş Resim: 34 Yeşilova İlçe merkezinde yer alan Berliner Oteli nden bir görünüş Resim: 34 Tefenni İlçe merkezinde yer alan Barutlusu Oteli nden bir görünüş. Resim: 35 Burdur Gölü kıyısında yer alan Serenler Oteli nden bir görünüş.