TÜRK YARGI SĠSTEMĠ CEZA MAHKEMELERĠ-I Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı GENEL OLARAK Adli Yargı İlk derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş ve Hakkındaki Kanunun 8. maddesine göre; ceza mahkemeleri, sulh ceza, asli ye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinden oluşmaktadır. Yasa 'nın 9. ve 15. maddelerine göre, bu ceza mahkemelerinin kuruluşları ve yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin esaslar şunlardır: Ceza mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde kurulur. Ceza mahkemeleri bulunduğu il veya ilçenin adı ile adlandırılır. Ceza mahkemeleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ceza mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu takdirde söz konusu daireler numaralandırılır. İstanbul, Beyoğlu 1, 2. 3. asliye ceza mahkemeleri gibi. Bir yerde birden çok sulh veya asliye ceza mahkemesi kurulduğunda, bunlar arasında görev ilişkisi değil iş bölümü ilişkisi var demektir. Dolayısıyla aynı yerdeki sulh veya asliye ceza mahkemeleri arasında görev uyuşmazlığı çıkması söz konusu olamaz. Bu mahkemelerden sulh ceza ve asliye ceza mahkemeleri tek hakimli mahkemelerdir. Ağır ceza mahkemesi bir başkan ve iki üye ile toplanır ve karar alır. Özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümler saklıdır. Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur (m.14). Ceza mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır. Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh veya asliye ceza mahkemelerinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir ceza mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan diğer ceza mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir (m.15).
1. SULH CEZA MAHKEMELERĠ Kuruluşu Sulh ceza mahkemeleri, 5237 Sayılı Yasanın yukarıda belirtilen 9. maddesi esaslarına göre kurulan ve görev yapan mahkemelerdir. Sulh hukuk ve sulh ceza mahkemelerinin ayrı olarak kurulmadığı ilçelerde, bir sulh hakimi aynı zamanda sulh ceza ve sulh hukuk hakimlikleri görevini yapar. Bu durum, orada sulh ceza mahkemesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Sadece, sulh ceza mahkemelerinin bulunduğu yerlerde Cumhuriyet savcılığı kurulmaz. Bunun nedeni, Cumhuriyet Savcılarının sulh ceza mahkemelerinde görülen davalarda hazır bulunma zorunluluğunun olmamasıdır. 5237 Sayılı İlk Derece Mahkemeler Hakkındaki Kanuna göre, "Kanunların ayrıca görevli 1(1141 haller saldı kalmak üzere, iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezaları ve bunlara bağlı adli para cezaları ile bağımsız olarak hükmedilecek adli para cezalarına ve güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanması, sulh ceza mahkemelerinin görevi içindedir" (m.10). Bu hükmün kapsamına giren dava örnekleri; Suç oluşturan ve iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezasını gerektiren eylemlerden dolayı açılacak davalar. Örneğin; Petrol Türk Ticaret, Zirai mücadele, Sosyal Sigortalar Yasalan gibi özel yasalar; iki yılı geçmeyen hapis cezalan veya hapis cezalarma bağlı ya da bundan bağımsız çeşitli para cezaları öngörmektedirler. Bu cezalar da, 5237 Sayılı Yasanın 10.maddesi hükmü gereği sulh ceza mahkemelerinin görevine giren davalardır36. İki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçların hangileri olduğu bu Yasa'da ve diğer yasalarda her suç için ayrı ayrı belirtilmiştir. Bunların tam bir listesine vermek mümkün olmadığı gibi gerekli ve anlamlı da değildir Görev kapsamına giren hapis cezalarına bağlı adli para cezalarıyla ilgili davalar; Sulh mahkemelerince verilen hapis cezalarından bağımsız olarak verilen adli para cezalarına ilişkin davalar; Güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasına ilişkin davalar; Yasanın bu hükmü dışındaki yasaların ayrıca sulh ceza mahkemelerini görevli kıldığı davalar. 2. AĞIR CEZA MAHKEMELERI Kuruluşu 5237 Sayılı Yasanın 9. maddesinin, yukarıda belirtilen esaslarına göre kurulan ve görev yapan mahkemelerdir Sulh ceza mahkemelerini görevli kılan yasalara göre, sulh ceza mahkemesinin görevli sayılması için cezanın hapis, para cezası veya bir emniyet tedbiri kararına ilişkin olması önemli değildir. Ancak, bu ifade ile kastedilen daha çok hapis ve para cezalandır. Diğer yasların sulh ceza mahkemesini görevli kıldığı durumlarda, kural olarak hapis cezasının iki yılı aşmayan cezalar olması gerekmekle birlikte, özel hükümler gereği görevlendirme söz konusu olacağından, iki yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren eylemlere ilişkin davalar da sulh ceza mahkemelerinin görevine girebilir. Zira, 5237 Sayılı
Yasa'nın hükümleri diğer yasalar den üstün değildir ve Yasa Koyucu bu Yasanın 10. maddesi hükmü ile bağlı değildir. Ağır ceza mahkemeleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur. Bu mahkemeler de, esas itibariyle il merkezlerinde kurulur. Fakat, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde de (7'arsus, Iskenderun, Bandırma gibi) kurulur. Ağır ceza mahkemeleri kuruldukları il veya ilçenin adı ile adlandırılır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ceza mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu takdirde söz konusu daireler numaralandırılır. Bir yerde birden çok ağır ceza mahkemesi kurulduğunda, bunlar arasında görev ilişkisi değil iş bölümü ilişkisi var demektir. Dolayısıyla aynı yerdeki ağır ceza mahkemeleri arasında görev uyuşmazlığı çıkması söz konusu olamaz. Ağır ceza mahkemesi bir başkan ve iki üye ile toplanır ve karar alırlar. Özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümler saklıdır. Ağır ceza mahkemelerinin görevlerinin genel çerçevesi, TCK'nın 12.maddesinde belirtilmiştir. Bu madde hükmüne göre, aşağıda belirtilen davalar ağır ceza mahkemelerinin görevleri içinde yer almaktadır: Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili davalar ve işler: 1. 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 125 il â 139, 146 il â 157, 168, 169, 171 ve 172 nci maddelerinde yazılı suçlar, 403 üncü maddesinde yazılı toplu olarak veya teşekkül vücuda getirmek suretiyle işlenen suçlar. 2. Anayasanın 120 nci maddesi gereğince olağanüstü kül ilan edilen bölgelerde, olağanüstü hâlin ilânına neden olan olaylara ilişkin suçlar. 3. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yazılı suçlar. 4. 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar(m.394/a). Bu fikrada belirtilen suçları işleyenler sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun bu Kanunla görevlendirilmiş ağır ceza mahkemelerinde yargılanır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay 'in yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile savaş ve sıkıyönetim hali dahil askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır. 5. Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikap (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflas (m. 161) suçları ile ilgili davalar. 6. Kanunların ayrıca ağır ceza mahkemelerini görevli kıldığı mahkemeler.
3. ASLĠYE CEZA MAHKEMELERI Kuruluş 5237 Sayılı Yasanın 9. ve 15.maddelerinde belirtilen esaslarına göre kurulan ve görev yapan mahkemelerdir. Asliye ceza mahkemeleri tek hakimli mahkemelerdir. Özel kanunlarla, asliye ceza mahkemesi düzeyinde kurulan diğer ceza mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümler saklıdır. Aşağıda görüleceği gibi, çocuk mahkemeleri, trafik mahkemeleri, icra ceza, fikir ve sınai haklar ceza mahkemesi, kadastro ceza mahkemesinin kuruluşları bu konulardaki özel yasalarda düzenlenmiştir. Asliye ceza mahkemelerinin görevleri, 5237 Sayılı Yasada genel olarak belirtilmiştir. Bu görevler, iki ana başlıkta toplanmaktadır: 1. Sulh ceza ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır. Bu ölçüte göre, asliye ceza mahkemelerinin görevlerinin belirlenmesi, sulh ceza ve ağır ceza mahkemelerinin görevlerinin belirlenmesi koşuluna bağlı olmaktadır. Dolayısıyla, genel olarak denilebilir ki yasalarda yer alan özel hükümlerde ve sulh ceza mahkemeleri ile ağır ceza mahkemelerinin görevlerine ilişkin olarak, 5237 Sayılı Yasanın ilgili maddelerinde belirtilen görevler dışında kalan tüm ceza davalarına asliye ceza mahkemelerinde bakılacaktır. 2. Yasalarda asliye ceza mahkemelerinin ayrıca görevli kılındığı özel durumlarda da bu mahkemeler görevlidir. Diğer ceza mahkemeleri, özel kanunlarla belirlenen dava ve işleri görür. 4. ÇOCUK MAHKEMELERĠ Kuruluşu Çocuk mahkemeleri, 3.7.2005 tarih ve 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'na göre kurulmaktadır. Çocuk Mahkemesi Hakimlik ve Mahkemenin Oluşumu Çocuk mahkemeleri veya ağır ceza çocuk mahkemelerine hakim atanmak için Yasa, iki koşul aramaktadır: 1. Atanacakların bölgeye veya bir alt bölgeye atanma hakkı kazanmış olmak; 2. Adli yargıda görevli hâkim veya Cumhuriyet savcısı olmak. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından bu mahkemelere yapılacak atamalarda, yukarıda belirtilen iki koşulu yerine getirmek şartı ile sırasıyla şu niteliklere bakılarak atama yapılır: 1. Çocuk hukuku alanında uzmanlaşmış olmak, 2. Çocuk psikolojisi ve sosyal hizmet alanlarında eğitim almış olmak, Herhangi bir nedenle görevine gelemeyen hâkimin yerine bu hâkim görevine başlayıncaya veya Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yetkilendirme yapılıncaya kadar, o yerdeki hâkimlerden
hangisinin bakacağı, birinci fıkrada aranan niteliler de gözetilerek adli yargı adalet komisyonu başkanınca belirlenir. On sekiz yaşını bitirmeyen küçükler tarafından işlenen ve genel mahkemelerin görevine giren suçlarla ilgili davalara çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemesinde bakılır. Asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar. Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar. Bu mahkemeler ve çocuk hâkimi, re 'sen veya istem üzerine, bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan acil veya olağan nitelikte koruyucu ve destekleyici tedbirlerle ilgili kararlar alır. Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet savcısı= istemi üzerine veya re'sen çocuk hakimi tarafından alınabilir. Tedbirin türü kararda gösterilir. Bir veya birden fazla tedbir kararı verilebilir. Hakim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire karar verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar verebilir. Hâkim, çocuğun gelişimini göz önünde bulundurarak koruyucu ve destekleyici tedbirin kaldırılmasına veya değiştirilmesine karar verebilir. Bu karar acele hallerde, çocuğun bulunduğu yer hâkimi tarafından da verilebilir. Ancak bu durumda karar, önceki kararı alan hakim veya mahkemeye bildirilir. Tedbirin uygulanması, on sekiz yaşın doldurulmasıyla kendiliğinden sona erer. Ancak hakim, eğitim ve öğrenimine devam edebilmesi için ve nzası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasına belli bir süre daha devam edilmesine karar verebilir. Mahkeme, korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında, koruyucu ve destekleyici tedbir kararının yanında TMK hükümlerine göre velayet, vesayet, kayyun, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar vermeye yetkilidir. Tedbir kararları hakkında bu Yasada öngörülen özel yetki ve usul kuralları uygulanır. Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17 nci maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde görülür. Yasanın saldı tutulan 17.maddesi hükmüne göre, bu Kanunun kapsamına giren küçüklerin büyüklerle birlikte suç işlemeleri halinde kovuşturma ve soruşturma ayrı yürütülür. Çocuk mahkemeleri küçükler hakkında gerekli tedbirleri uygulamakla beraber, gerekli görürse küçükler hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir. Ayrıca, Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda belirlenen ceza, en çok üç yıla kadar (üç yıl dâhil) hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, Yasada belirtilen koşulların varlığı halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi halinde; genel mahkemeler, yargılamanın her şamasında çocuk mahkemelerinin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verebilir ve birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.
On beş yaşım doldurmamış çocuklar hakkında üst sınm beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillefinden dolayı tutuklama kararı verilemez ( m.21).