Türk Bilim İnsanları Geri Dönüş Yapmaya Başladı

Benzer belgeler
Gaziantep Üniversitesi yenilikçi projeleri ile İNOVASYON Türkiye 2013 Fuarında

Yolcu gemilerinde araştırma laboratuvarları kullanılmaya başlandı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRÜF ORMANI

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

Çevre İçin Tehlikeler

ENFEKSİYON KONTROLÜNDE TIBBİ ATIK YÖNETİMİ

Sonrası. Tıbbi atıklarla ilgili çalışmalar sonunda sağlık kuruluşlarının yönetmeliğe uygun depolar/konteynerler kullanması sağlanmıştır.

GAZİ DEN GÜNEŞ ENERJİLİ BUZDOLABI PROJESİ

KÜRESEL ISINMA ve ENERJİ POLİTİKALARI. Özgür Gürbüz Yeşiller Enerji Çalışma Grubu 8 Ekim İstanbul

AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE FASLI MÜZAKERE SÜRECİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --


Pazartesi İzmir Gündemi

KALKINMA HABERLERİ EYLÜL 2010

Araştırma Notu 12/124

TÜBİTAK'tan kimyasal silaha karşı büyük buluş

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

Enerji Verimliliği Forum ve Fuarına Enervis Çıkartma Yaptı

ATIK İLAÇLARIN İMHASI

Dünya değişiyor. Nüfus artıyor, kaynaklar azalıyor, gıda talebi yükseliyor ve tarım yeniden önem kazanıyor.

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı

Olmazsa Olmaz Sosyal Güvenlik

1- Piyasadaki Etlerin Tamamı Yerli Malı

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

ÇEVRE MÜHENDİSİ TANIM

BİTKİSEL VE HAYVANSAL ATIKLARDAN BİYOGAZ VE ENERJİ ÜRETİM TESİSİ

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI

Türkiye nin Sanayi Devrimi «Dijital Türkiye» Yol Haritası

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi

YERLİ OTOMOBİL PROJESİNDE SON NOKTA: ELEKTRİKLİ OTOMOBİL

HABER BÜLTENİ OCAK ŞUBAT Detaylı Bilgi İçin: Mustafa YİĞİTOĞLU (131)

NÜKLEER ENERJİ MÜHENDİSİ

Avrupa Birliği Desteklerine Yönelik Süreçlerin Yönetimi

Halkımıza daha iyi ve kaliteli hizmet verebilmek çöp toplamada kullanılmak üzere 238 adet hurda sac bidon alınarak gerekli yerlere dağıtılmıştır.

Enerji ve İklim Haritası

Doktora Öğrencilerine Aylık 4 Bin 500 Lira Burs

15 18 HAZİRAN 2015 FRANKFURT - ALMANYA

İZMİR DE KATI ATIK YÖNETİMİ. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı

Çevre ve Atık Yönetiminde Öncü Kuruluş İSTAÇ A.Ş. Belediyelerde Tıbbi Atık Yönetimi. İSTANBUL ÇEVRE YÖNETİM SAN. VE TİC. A.Ş.

Çevreyi Tehdit Eden Tehlike: Atıklar

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

Biyoenerjide Güncel ve Öncelikli Teknoloji Alanları ve TTGV Destekleri

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

Sektör Haberleri 06 NİSAN 2018

MARİNALARDA ÇEVRE YÖNETİMİ OYA KOÇ ÇEVRE MÜHENDİSİ. Sonraki. Önceki

ÇEVRE EYLEM PLANI UYGULAMA TAKVİMİ VE UYGULAMA ORANI

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!

7. Çerçeve Programı Nedir?

Mesleki eğitim tanıtım ve işbirliği protokolü


FİGEN YARICI Nuh Çimento Sanayi A.ş. Yönetim Destek Uzman Yard

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Bodrum Deniz Dibi Temizlik

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

Taxim Hill Hotel İstanbul 20 Ocak 2012

YAKIT PİLLERİ. Cihat DEMİREL

TÜRK HAVA YOLLARI-THY TEKNİK AŞ.

HALE OZANSOY RESİM SERGİSİ DEFNE SANAT GALERİSİNDE AÇILDI

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları

NÜKLEER ENERJİ. Dr. Abdullah ZARARSIZ TMMOB-Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı

TTGV ÇEVRE PROJE FAALİYETLERİ VE İŞBİRLİĞİ AĞLARI OLUŞTURULMASI PROJESİ

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DENİZLİ ŞUBESİ BÜLTENİ YIL : 1 SAYI : 3 EYLÜL

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

ENERJİ GÜNDEMİ. 02 Matthias SAYI 31 KASIM Brückmann'dan Ankara Ziyareti. Enervis VAP danışmanlığı ile, enerji verimliliği projelerinizde

AKADEMİ ÇEVRE. FAALİYET RAPORU 2018 Ocak- Haziran

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜRKİYE KİMYA SANAYİ MECLİSİ 2015 YILI FAALİYET RAPORU

SAĞLIK VE KAMU BİNALARINDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ SEMPOZYUMU

Ar-Ge Merkezi Performans Göstergeleri

Başkan Gökalp İlhan 12. Türkiye Eczacılık Kongresi nde

Kızartma işlemi, uygun şartlarda yapılırsa ve kızarmış yiyecekler ölçülü olarak tüketilirse, sağlığımız için yararlıdır.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi nce yürütülen proje kapsamında çok katlı ahşap yapıların depreme karşı dayanıklılığı

SOKAK TOPLAYICILARINA GENEL BAKIŞ. Yüksel YILMAZ İGEDDER BAŞKANI

Ulusal KBRN Yönetmeliği ve Kurumlar Arası Organizasyon. Dr. Ayça ÇALBAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis AD, ERZURUM

Sakla Enerjiyi Gelir Zamanı Termal Enerji Depolama Fırsatları

Eğitimde en pahalı ülke ABD en ucuz Kazakistan

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM

SGK Sağlık Politikaları Bilimsel Danışma Kurulu Açılış Toplantısı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

BAKA BULUŞMALARI -I-

ÜSİMP UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ DENEYİMLERİ ÇALIŞTAYI, 9-10 Ocak 2013, Ankara

Türk tekstil sektörünün en büyük üreticisi Kahramanmaraş, Milano da düzenlenen ITMA Fuarında 106 kişilik bir heyetle Türkiye yi temsil ediyor.

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

YER ALTI NÜKLEER SANTRALLERİ

AK PARTİ GENÇLİK KOLLARI MUMCULAR BÖLGESİNDE YANAN ORMANLIK ALANLARA FİDAN DİKTİ

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ. -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı - Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

hüseyin akdeniz tarafından yazıldı Çarşamba, 02 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 05 Şubat :13

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı Atıklar Şube Müdürlüğü ATIK PİLLER

VETERİNER HEKİMLİK ALANINDA ANTİMİKROBİYEL DİRENÇ İZLEME ve KONTROL STRATEJİLERİ EYLEM PLANI

Adana Büyükşehir Belediyesi Sorumluluk Alanını gösteren harita

Geleceğinize Açılan Kapı

KATI ATIKLARIN BERTARAFINDA BİYOTEKNOLOJİ UYGULAMALARI. Doç. Dr. Talat Çiftçi ve Prof. Dr. İzzet Öztürk Simbiyotek A.Ş. ve İTÜ

Transkript:

Türk Bilim İnsanları Geri Dönüş Yapmaya Başladı Türk Bilim İnsanları Geri Dönüş Yapmaya Başladı Türkiye de son yıllarda Ar- Ge ye ayrılan kaynak ve yatırımlar meyvesini veriyor. Yeterli destek ve çalışma ortamı bulamadıkları için yurtdışına giden araştırmacılar, dönüş yapmaya başladı. Zaman ın haberine göre, bu durumun oluşmasında araştırmacılara cazip fırsatlar sunan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu nun (TÜBİTAK) rolü büyük. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün TÜBİTAK ın başlattığı burs programı sonrasında Türkiye ye dönüş için yapılan başvuru sayısının önceki yıla göre 5 kat arttığını açıkladı. Ergün, bu yıl 117 araştırmacının dönüş için başvuru yaptığını ve bunların yüzde 75 inin ABD den olduğunu söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 2013 yılında şu ana kadar ülkemize dönüş yapmak için 117 Türk araştırmacı başvuru yaptı. Başvurulardan 74 ünün desteklenerek araştırmacıların dönüşü sağlandı. 31 başvurunun ise değerlendirmesi sürüyor. dedi. Yapılan başvuruların yüzde 75 i Amerika Birleşik Devletleri nden gelirken, Almanya, Kanada, Avusturya, İngiltere, İtalya, Avustralya, Japonya, Çin, Güney Kore, Danimarka, Hollanda, İspanya, İsrail ve Bosna-Hersek geldi. Program kapsamında Türkiye ye dönüş yapan araştırmacılar üniversiteler, kamu Ar-Ge merkezleri ile Ar-Ge faaliyeti yürüten özel kuruluşlarda çalışmalarını yürütebiliyor. Geri dönüşlerde en çok tercih edilen kurumlar yüzde 88 oranla üniversiteler olduğu bilgisini veren Ergün, 10 araştırmacı kamu araştırma enstitülerine dönüş yapmak için başvururken, 3 araştırmacı sanayi kuruluşlarına geldi. En çok tercih edilen üniversiteler ODTÜ (16), Bilkent (15) ve Sabancı üniversiteleri (10) oldu. Bunları Abdullah Gül Üniversitesi (5) takip etti. Dönen araştırmacıların geldikleri kurumlarda kadrolu olarak istihdam edilmeleri durumunda da bursları aynen devam ediyor. şeklinde konuştu. TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı nın başlattığı 2232 Yurda

Dönüş Araştırma Burs Programı kapsamında araştırmacılara 2 yıl boyunca aylık 3 bin 250 TL burs veriliyor. Dönüş yaptıklarında herhangi bir kurumda çalışmaya başlayan araştırmacılar da aynı bursu almaya devam ediyor. Aynı zamanda Türkiye de yürütecekleri araştırmalar için de 25 bin TL destek alabilen araştırmacılar, bilim ve teknoloji alanına katkılarını artırmak amacıyla TÜBİTAK ın diğer destek programlarına da başvurabiliyor. Ayrıca araştırmacıların Türkiye ye dönüş yol masrafları ile bursiyerlik süresince sağlık sigortası giderleri TÜBİTAK tarafından karşılanıyor. Kaynak :Haberturk Nükleer Santralimiz Yok Ama Atığımız Var Nükleer Santralimiz Yok Ama Atığımız Var.9 ay sonra gömülen atıklar yeniden reaksiyona geçti. Toprak zehir kusmaya başladı. Yeni atılan toprak da daha önce olduğu gibi siyaha döndü. İzmir Gaziemir deki bir kurşun fabrikasının yıllarca arazisine gömdüğü zehirli

atıkları Radikal 3 Aralık 2012 de duyurmuştu. İçinde radyoaktivite içeren atıkların da bulunmasına rağmen atıkların üzerine sadece yeni toprak atılmıştı. Ancak aylar sonra atılan toprak da bir işe yaramadı. Zehirler kusmaya devam etti. Yeni atılan toprak aylar sonra simsiyah oldu. Uzmanlara göre, hem rüzgâr hem de yağışlarla zehir çevreye yayılmaya devam ediyor. Gaziemir deki zehirli atıklar ilk kez 3 Aralık 2013 te İzmir in Çernobil i haberiyle Radikal Gazetesi nin manşetine yansımıştı. Daha sonra da radyasyon da içeren zehirli atıklara ilişkin ilgili kurumlar sırayla açıklamalarda bulunmuş, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) gibi kurumlar arazide incelemede bulunmuştu. İzmir Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TAEK in içinde bulunduğu bir koordinasyon kurulu oluşturuldu. İncemeler yapıldı. Bölge tel çitlerle çevrildi. Akıl alır gibi değil! Ardından zehirlerin gömülü olduğu araziye Şubat 2013 te 10 bin 200 ton toprak atıldı. Ancak aylar sonra atılan toprağın bir işe yaramadığı anlaşıldı. Toprak altındaki zehirler yeniden reaksiyona geçti. Toprak zehir kusmaya başladı. Yeni atılan toprak da daha önce olduğu gibi siyaha döndü. Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Çevre Teknolojileri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, zehirli atıkların üzerine yeni atılan toprağın siyaha dönmesinin atıkların sızmasından kaynaklandığını belirterek şunları söyledi: Sızma devam ediyor. Mutlaka içeride bir sıvı birikintisi de var. Yağışa bile gerek yok. Böyle bir kapatma, önlem alma yöntemi dünyada yok. Zaten tehlikeli atık. Bunun tamamen ortadan çıkarılması gerekiyor. Tehlikeli atık sınıfına göre de bertaraf edilmesi gerekiyor. Bu tamamen kaderine terk etmek demek. Üstelik yerleşim yerleri de alana çok yakın. Buradaki topraklar kontamine olmuş topraklar. Kim bilir ne gibi toksitler de içeriyor. Bunlar mutlaka yeraltı sularına sızıyor. İki şekilde de tehlike taşınıyor. Rüzgâr ve hava akımlarıyla. Ulaştığı her yere tehlikesini götürecek. Ayrıca bunlar birlikte reaksiyon da oluşturabilir. Kesin olan bir şey var ki, böyle yapılmaması gerekiyor. Canlılar da burada dolaşıyor.hayvanlar var. Çoluk çocuk burada soluyor. Yerleşim çok büyük bir tehdit altında. Bunun mutlaka kamuoyunun gündemine taşınması gerekiyor. Tespitler için heyet oluşturulmalı. Burada mutlaka basın açıklaması yapmak gerekiyor. Bu tam bir facia. Akıl alır gibi değil. Dünyanın hiçbir yerinde yoktur herhalde. Tam bir vahşi gömme. Numune almak da çözüm değil. Bir an önce oradaki tehlikeli atıklar kaldırılmalı. Nükleer santralımız yok ama atığımız var!

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü avukat Arif Ali Cangı: Sorumlu kamu görevlileri veşirket yetkilileri hakkında suç duyurularında bulunduk. Dosyaları ayrıldı. Çevre İl Müdürlüğü, İzmirBelediye Başkanlığı, İzmir Valiliği, TAEK yetkililerinin yargılanmasını istedik. Kamu görevlileri hakkında soruşturma izini verilmedi. İşleme konulmadı. Danıştay a itiraz ettik. Kurşun fabrikasıyla ilgili yetkililer hakkında da henüz bir dava açılmış değil. Parti olarak bunun takipçisiyiz dedi. Zehirlerin yeniden kusmaya başlaması ile ilgili de Cangı şöyle dedi: Oraya ilk toprak atıldığında da söylemiştik. Toprak atarak tehlikeli atıklardan, radyasyonlu atıklardan kurtulamazsınız. Ne pahasına olursa olsun o atıklardan kurtulmak gerekiyor. Tehlikeli atıklar yeniden kusmaya başladı. Ciddi bir tehlike var. Ciddi bir halk sağlığı taraması yapılması gerekiyor. Havadan, sudan, topraktan numuneler alınıp takip edilmesi gerekiyor. Atıklar dururken, civarında yaşayan insanların sağlıklarının güvencede olduğunu kimse söyleyemez. Türkiye nükleer santralı olmadığı halde atığı olan bir ülke haline geldi. Bu olay nükleer santral macerasının da böylece ne gibi sonuçları olabileceğine dair ipucu verdi. Vakit varken bu maceradan da vazgeçilmesi gerekiyor. Kaynak :haber3

Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 25 Ekim de Başlıyor Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 25 Ekim de Başlıyor Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği nin (TEKB) öncülüğünde düzenlenen Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 25 Ekim de kapılarını açacak. TEKB den yapılan açıklamaya göre, ilaç ve eczacılık sektörü paydaşlarını CNR EXPO da buluşturacak fuar, Türkiye nin ilaç ve eczacılık alanında düzenlenen en büyük organizasyonu olma özelliğini taşıyor. Dünyanın en büyük 16 ncı pazarı haline gelen ve 9,1 milyar dolar büyüklüğe ulaşan Türk ilaç sektörünün büyüme hedefleri doğrultusunda kendini konumlandıran Farmavizyon Eczacılık Fuarı, eczacı, doktor, eczane teknisyeni, sağlık yöneticileri, sağlık çalışanları, ilgili fakültelerin öğretim üyeleri ve öğrencileri ile ilaç-eczacılık ürün gruplarına yönelik üretici ve satıcıları buluşturacak. Mustafa Nevzat, Glaxo Smith Kline, Bilim İlaç ve Novartis gibi sektörün öncü markalarının da aralarında yer aldığı 150 firmanın katılacağı Farmavizyon da, ilaç ve eczacılık alanındaki en son yenilikler sergilenecek. CNR Expo Fuarcılık ın da katkılarıyla düzenlecek fuara, bir bölümü eczacı olan milletvekili, sanatçı ve gazetecilerin de katılarak destek vermesi bekleniyor. Farmavizyon, 3 gün boyunca sürecek etkinlik programı kapsamında katılımcılara panel, seminer ve oturumlardan oluşan dopdolu bir içerik sunacak. Eczacılık ve ilaç gündeminin geleceğinden, sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarına kadar pek çok konunun ele alınacağı seminer ve paneller, sektörü bilinçlendirecek. Fuarda, reçeteli ve reçetesiz ilaçlar, dermokozmetik, kişisel bakım ürünleri, bitkisel ürünler, ıtriyat ve kozmetik ürünleri, eczane donanımı ve ekipmanları, eczane sarf ve ambalaj malzemeleri ile diğer ürünlerdeki en son yenilikler sergilenecek.

Kaynak :haberler İlacların Yüzde 37 si Çöpe Atılıyor İlacların Yüzde 37 si Çöpe Atılıyor.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye nin 2012 de sadece ilaca 16 milyar lira harcadığını belirterek, üniversitelerle akıllı ilaç kullanımı konusunda yaptıkları bir çalışmada, ilaçların yüzde 26 sı buzdolabında saklandığının ortaya çıktığını söyledi. Bakan Çelik, Ama en önemlisi; bu akılcı ilaç kullanmamanın getirmiş olduğu sorunlardan birisi dolaba getirip koyuyor yanlış, sonra da bakıyor ki; zamanı geçmiş. Sonra da çöpe atıyor. İlaçların yüzde 37 si çöpe atılıyor. Yani her 8 ilaçtan 2 si 3 ü çöpe atılıyor. Bu da normal çöpe atılıyor. Tıbbi bir ürün var burada, bunu siz normal çöpe atıyorsunuz, bu da çevre açısından son derece sakınca oluşturuyor. dedi. Bakan Faruk Çelik, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Akıllı ilaç kullanımı nın önemli olduğunu belirten Bakan Çelik, eczanelerden kolaylıkla ilaç alındığını belirtti. Bakan Çelik şunları kaydetti: Doktora gidip reçete yazdırabiliyorsunuz.

Dolasıyla bizde de böyle bir hastalık var maalesef. Nasıl olsa doktoru bulmuşum. Hekime, doktora erişimde bir sıkıntı yok, o halde ilacı yazdıralım gibi, oluversin, ilaçları alıp götürelim gibi bir yaklaşım maalesef var. Onun için diyoruz; akılcı ilaç kullanımı. Siz ihtiyaç olmadığı sürece ilacı niye alacaksınız? İlaç, bir hastalığın tedavisi için alınır. Ama buna ihtiyaç yokken siz ilacı alırsanız yeni bir hastalığa sebebiyet vereceksiniz. Yeni bir sağlık sorunuyla kendinizi karşı karşıya bırakacaksınız. Üniversitelerle yaptığımız bir çalışmada akıllı ilaç kullanımı ile ilgili gördük ki, yüzde 26 ilaçlar buzdolabında saklanıyormuş. Bakıyorsunuz bunların saklanmaması gerekiyor. Dolapta değil, belli bir ısıda tutulması gerekirken vatandaş almış bolca ilacını götürmüş buzdolabına koymuş. Son kullanma sürelerine bakıyorsunuz, tarihine dikkat edilmiyor. Süresi geçmiş ilaçların kullanılması başka sorunları meydana getiriyor. Bunun gibi bin bir türlü sıkıntılar yaşanıyor. Ama en önemlisi; bu akılcı ilaç kullanmamanın getirmiş olduğu sorunlardan birisi dolaba getirip koyuyor yanlış, sonra da bakıyor ki; zamanı geçmiş. Sonra da çöpe atıyor. İLAÇLARIN YÜZDE 37 Sİ ÇÖPE ATILIYOR İlaçların yüzde 37 sinin çöpe atıldığına dikkat çeken Bakan Faruk Çelik, tıbbi ilaçların normal çöpe atılmasının da çeşitli sıkıntılara yol açtığını dile getirdi. Bakan Çelik şöyle devam etti: Düşünebiliyor musunuz, ilaçların yüzde 37 si çöpe atılıyor. Yani her 8 ilaçtan 2 si 3 ü çöpe atılıyor. Bu da normal çöpe atılıyor. Tıbbi bir ürün var burada, bunu siz normal çöpe atıyorsunuz, bu da çevre açısından son derece sakınca oluşturuyor. Yani ilaç konusu hem insan bünyesi açısından hem toplum ve çevre sağlığı açısından son derece önemli. Vatandaşların keyfi değil, ihtiyaç varsa hekimiyle danışıp hangi dozda ne kadar ilaç alması gerekiyor ise ona riayet etmeleri gerekiyor. Yoksa evde buzdolabında ilaç biriktirerek bunları daha sonra çöpe atarak ne ülke ekonomisine ne kendi sağlıklarına bir katkı, ne çevreye bir katkı sağlamamış olurlar. Onun için bu konudaki çalışmalarımız ve verilerimiz çok ciddi bir şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu nda (SGK) var. aynı şekilde toplumsal bilincin geliştirilmesiyle ilgili de yaygın bir şekilde üniversitelerimizle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şuan Marmara Üniversitesi ile akılcı ilaç kullanımı ile ilgili SGK nın son derece detaylı kamuoyunu bilgilendirmeye dönük çalışmalar var. ECZANELER MARKETLERE GİRMEYECEK

Çöpe atılan ilaçların da ciddi maliyet oluşturduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, Eğer her 8 ilacın 2 si, 3 ü çöpe gidiyorsa ve de gitmemesi gereken bir çöpe. Mali açıdan zarar. Vatandaş açısından zarar, çevre açısından zarar. 2012 de ilaç harcamamız 16 milyar lira şuan bizim ilaç harcamamız. Ciddi anlamda mali kaynak akılcı ilaç kullanılmadığı için maalesef çöpe gidiyor. diye konuştu. Bakan Faruk Çelik, eczanelerin büyük marketlere açılıp açılmayacağı yönündeki soruyu da cevaplandırdı. Bakan Çelik, Böyle bir şey yok. Şuan 24 bin eczanemizde ilaç hizmetini sunmaya devam ediyoruz değerlendirmesinde bulundu. Kaynak :aksam Haliç in bakterisinden enerji üretildi Haliç in bakterisinden enerji üretildi Yıldız Teknik Üniversitesi nin (YTÜ) bilim insanlarından, enerjide devrim. YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya ile

ekibi, bakteriden üretilen elektrikle led lambayı yakmayı başardı. 21. yüzyılın en önemli sorunlarından olarak görülen enerji bilim insanlarını bu konuda daha fazla araştırma yapmaya yönlendiriyor. Fosil yakıtların artan maliyetleri ve çevreye verdikleri zarar alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu kılıyor. Bu durumu göz önüne alan bilim insanları yenilenebilir enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için önemli projelere imza atıyor. YTÜ öğretim üyelerinden oluşan bir ekip, ilginç bir projeye imza attı. YTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya önderliğinde geliştirilen proje, yenilenebilir enerji alanında önemli bir adımın atılmasını sağladı. HALİÇ İN TABANINDAN BAKTERİ ALINDI Türkiye de ilk olma özelliğini taşıyan projede, YTÜ lü bilim insanları bakteriden elektrik enerjisi üretmeyi başardı. TÜBİTAK tarafından 500 bin liralık destek alan iki proje yaklaşık 5 yıldır sürdürülüyor. Haliç in tabanından alınan bakteriler laboratuvar ortamında aşılanarak çoğaltıldı. Reaktöre üreyen bakterileri arıtma işlemi sırasında ortaya çıkardıkları enerjinin depolanması ile sistem çalışıyor. BİYOLOJİK PİL HİÇ BİTMEZ Prof. Dr. Bestamin Özkaya şunları söyledi: Bakteriden üretilen elektriğin depolandığı sisteme Mikrobiyal Yakıt Hücreleri deniyor. Mikrobiyal Yakıt Hücreleri nin çalışma prensibi, normal pillerle aynı. Mikrobiyal Yakıt Hücreleri hem enerji elde edilebilme potansiyeli hem de çevre dostu olması bakımından alternatif enerji kaynakları için de önemli bir konumda. Pillerin bu kimyası mikrobiyal yakıt hücrelerinde mikroorganizmaların besini parçaladıkları, reaksiyonlar ile aynı özelliklere sahip. Yakıt hücresinin anot bölmesinde ki mikroorganizmalar, organik maddenin oksidasyonundan elektron üretirler ve elektronlar anot elektrotta toplanarak harici bir direnç üzerinden katot elektrota iletilirler ve böylece bir biyolojik pil meydana gelir. EN ÖNEMLİ ROL BAKTERİLERE DÜŞÜYOR Projenin sorumlusu YTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestamin Özkaya, çevre kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaşması alternatif kaynakların çevre dostu olmasını zorunlu kıldığını vurguladı. Özkaya, Üretim aşamasında en önemli rol atıkları temizleme özelliği bulunan bakterilere düşüyor. Onların açığa

çıkarttığı enerji kullanılan düzenek sayesinde depo ediliyor dedi.özkaya : Evsel nitelikli atık suyu vererek atık sudaki organik maddeyi fermantasyon sağlanarak doğrudan elektrik akımı üretiyoruz. dedi. Kaynak :aksam Almanya da 2014 Uluslararası Bilim Yılı nın partner ülkesi Türkiye Almanya da 2014 Uluslararası Bilim Yılı nın partner ülkesi Türkiye. Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığı ndan yapılan açıklamada, Bilim ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Alman mevkidası Johanna Wanka nın, 2014 ün Alman- Türk araştırma, eğitim ve inovasyon yılı olmasını kararlaştırdıkları belirtildi. Ortak bilim yılının hedefinin iki ülke arasında özel işbirliğini vurgulamak ve geliştirmek olduğu kaydedilen açıklamada, iki ülkenin bilim alanında uzun bir geleneği olduğu ve 2014 yılında hükümetler seviyesinde bu işbirliğinin 30. yılının kutlanacağı bildirildi. 2014 Bilim Yılı nın ana konularının bilgi ve iletişim, nano ve

biyoteknolojiler ile küresel değişim zorluklarının yanı sıra sosyal bilimler olacağı, Almanya da 3 milyon Türkün yasaması sebebiyle de toplumsal uyumun önemli bir rol oynayacağına işaret edildi. Bilim Yılı nın 23 Ocak 2014 te başkent Berlin de Wanka ve Ergün ün katılımıyla açılacağı bildirildi. Almanya da ve Türkiye de 2014 te çok sayıda etkinliğin düzenleneceği belirtilirken, iki bakanlığın yeni fikir yarışması düzenleyeceği, iki ülke gençlerinin bilim alanında birlikte çalışmasının amaçlandığı kaydedildi. CAZİP ÜLKE Bilim alanında mevcut olan çok sayıda işbirliğinin Türkiye yi cazip bir partner yaptığını ifade eden Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Wanka, Türkiye nin Avrupa ile Asya arasındaki köprü işlevi ve Almanya da yaşayan Türk kökenli insanlardan dolayı bilim yılının iki ülke için bir kazanç olduğunu söyledi. Kaynak :sabah.de

Yolcu gemilerinde araştırma laboratuvarları kullanılmaya başlandı Yolcu gemileri Bu yüzen oteller Avrupa nın bütün sahillerini dolaşıyor. Fakat bu lüks filo sadece yolcu taşımıyor. Ayrıca bilimsel amaçlara da hizmet ediyor. Bilim adamı Jens Hjorth, projeyle eldeki veri açığını kapattıklarını ifade ediyor: Akdeniz in üzerinde hafif bir hava kirliliği tespit ettik. Ve bu konuda yeterli veri olmadığını fark ettik. Yani daha fazla gözlem yapılması gerekiyor. Yolcu gemileri bu gözlemlerin yapılması için harika bir platform. Çünkü geniş bir alana sahip. Özellikle daha yoğun hava kirliliğinin hissedildiği kıyı bölgelerinde ölçüm yapabiliyoruz. Açık denizden toplanan ölçümler özel araştırma donanımlı gemilerle yapılıyor. Fakat bir gemiyi yıllarca denizde yürütmek oldukça pahalı. Bu nedenle Avrupa Komisyonu na bağlı Araştırma Merkezi ticari yolcu gemisi organize eden şirketlerden ücretsiz kabin talebinde bulundu. Ve bir tane gemide ölçümlere başlanıldı. Jens Hjorth: Ölçüm yaptığımız gemi Batı Akdeniz istikametinde yol alıyor. Buradan, Savona kentinden başlıyor. Daha sonra Barcelona, Palma, Malta, Katanya, Napoli şehirlerini dolaşıp tekrar Savona ya dönüyor. Bu yolculuk her hafta yapılıyor. Biz de 2006 yılından itibaren bu ölçümleri bu bölgede yapıyoruz. Üç aşağı beş yukarı aynı alanı ölçüyoruz. Bu ölçümler, bize her defasında değişikleri analiz etmeye ve yıllara göre bir kayıt tutmaya yardımcı oluyor. Deniz üzerinde oluşan hava kirliliğinin birçok nedeni var. Özellikle büyük şehirler, karayolu taşımacılığı ve deniz seyahatleri. Ölçümler otomatik olduğu için bilim adamları deniz seyahatinde yer alamıyor. Sadece bakım için gemiye uğruyorlar. Jens Hjorth: Bu iki borudan hava içeriye giriyor. Bu borulardan biri havadaki gazı ölçüyor. Diğeri ise molekülleri topluyor. Daha sonra burada kabinin içerisinde ölçümler yapılıyor.

Analizler bu cihazlarla yapılıyor. Biri kükürt dioksidi, diğeri ise Nitrik dioksidi ölçüyor. Buradaki ise siyah renkte. Işığı emiyor. Bunun yanı sıra karbon monoksit ve ozon düzeyini gösteren farklı bir cihaz cihazımız var. Bizim yaptığımız bütün bu ölçümleri bir araya getirmek. İstasyon, açık denizden toplanan örneklere gemi limana vardığında ulaşabiliyor. Uydu internet yardımıyla Ispra da bulunan araştırma merkezine gönderilen değerler, burada bilgisayar modelleriyle kontrol ediliyor. Böylece, merkezdeki araştırmacılar gemi üzerindeki monitörle uzaktan iletişim sağlayabiliyor. Pedro Miguel Rocha e Abreu işlerini kolaylaştıran bu sistemden memnun: Data toplama sistemi ile yüzlerce kilometre uzaktaki gemiden gelen değerlere rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Bu da işimizi oldukça kolaylaştırıyor. Gemiden gelen ölçüm değerleri bilim adamları için önemli bir açığı kapatıyor. Sonuçlar kirliliğin nedenlerini daha iyi anlamaya ve kullanılan modelleri geliştirmeye yardımcı oluyor. Aynı zamanda son dönemde uygulanan bazı politikaların da ne kadar etkili olduğunu görmeye yarıyor. Mesela Avrupa Birliği nin gemiler için düşük kükürtlü yakıt uygulaması bunlardan biri Jens Hjorth: Eğer Akdeniz üzerindeki Savona, Barcelona ve diğer Avrupa limanlarına bakarsanız yeni düzenlemelerin etkisini rahatça fark edebilirsiniz. Kükürt dioksit oranında yaklaşık yüzde 66 lık bir düşüş var. Fakat düzenlemenin kapsamında yer almayan Tunus ta böyle bir değişim görmüyoruz. Haberin videosu için tıklayınız ; http://www.youtube.com/watch?v=wdx0qu4vrjk

Kaynak :euronews Ordu Valisinden Üniversite Öğrencilerine Part-Time İş İmkanı Ordu Valiliği, kentte bulunan ODÜ de okuyan ve mezun olan gençlerin istihdama katılmasını sağlamak için harekete geçti. Ordu Valisi Kenan Çiftçi, üniversite öğrencilerinin çalışabilecekleri alanları çıkardığını, çeşitli bölümlerden mezun olacak öğrencilerin işinin de hazır olduğunu söyledi. Vali Çiftçi, Ordu da farklı alanlarda da işyerlerinin bize müracaat ettiği, Bana şu alanlarda işçi ver dediği 5 bin 700 iş açığımız var. 4 yıl süresince mezun olabilecek tüm alanlarda da iş imkanları var dedi. ODÜ de, her alanda öğrencilere yardımcı olacaklarını vurgulayan Vali Çiftçi, Türkiye deki tüm üniversiteler bir yarış halinde. Sadece Türkiye değil, Dünya daki üniversiteler yarış halinde. Gazetelere baktığımızda Türkiye den 4 üniversitenin ilk 500 üniversite arasına girdiğini görüyoruz. Artık bilimde de yarış yapar hale geldik. Bunun üretimi ile ilgili belki alan dar, belki imkanlar kısıtlı ama bunların da tatbik

edileceği Endüstri Bölgesi çalışmamız sonuçlanmak ve nihayetlenmek üzere. Belki, teknopark olmaz ama orada çalışmak isteyen, üretim geliştirmek isteyen hocalarımıza arzu ettikleri imkanları bizzat önümüzdeki günlerde sağlayacağız. diye konuştu. Üçüncü sınıfta, hafta sonları ve akşamları çalışmak isteyenlere part-time iş imkanı sunmaya hazır olduklarını da anlatan Vali Çiftçi, öğrencilere seslenerek, Eğer bize müracaat ederseniz, Ben üçüncü sınıftayım. Part-time, hafta sonları çalışacağım. Akşamları 1-2 saatim var derseniz biz, bu iş imkanlarınızı da çalışabilecek alanlarınızı da işyerleri ile özdeşleştirmeye hazırız. dedi. Yaklaşık 15 bin öğrencisi olan ODÜ de; 25 profesör, 28 doçent, 169 yardımcı doçent, 115 öğretim görevlisi, 16 okutman, 151 araştırma görevlisi, 4 uzman görev yapıyor. Kaynak :haberler

CÜ den Nanoakışkanlar ile Oto Radyatör Projesi SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) öğretim üyeleri tarafından hazırlanan proje ile oto radyatörlerin soğutma performanslarının, nanoakışkanlar kullanılarak artırılması hedefleniyor. Proje hayata geçtiğinde, oto radyatörlerin ısı aktarım hızında yüzde 30 ile 40 oranında artış ve araçlarda yakıt tasarrufu sağlanması bekleniyor. CÜ Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Buyruk ile Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Kerim Yapıcı, motor sıcaklığını belirli bir seviyede tutmaya yarayan oto radyatörler üzerinde değişim sağlayacak proje hazırladı. Türkiye de ilk olma özelliği taşıyan proje ile oto radyatör ön panel alanında yüzde 15 ile 25 arasında küçülme ve ısı aktarım hızında yüzde 30-40 oranında artış sağlanması planlanıyor. Deneysel çalışmalarına 3 ay içerisinde başlanacak olan proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Kerim Yapıcı, Proje kapsamında Dumlupınar Üniversitesi ile beraber farklı tiplerde nanoparçacıklar sentezlenecek. Bu nanoparçacıklarla farklı kütlesel konsantrasyonlarda üretilecek olan nanoakışkanlar oto radyatörlerde kullanılacaktır. Türkiye de ilk defa nanoakışkanların gerçek anlamda otomobil radyöterlerinde kullanılması ve ısı aktarım performansının yüzde 20 ile yüzde 40 oranında kullanılacak olan nanoparçacık miktarına göre artırılması hedeflenmektedir. Eğer yüzde 20 ile yüzde 40 ısı aktarım performansında artış miktarını yakalayabilirsek bu şekilde otomobil radyatörlerinin ön panel alanını yüzde 20 ile yüzde 30 arasında ufaltmayı planlıyoruz. Eğer bu hedefe ulaşabilirsek hem otomobil radyatöründeki ağırlık azalacak ve hacimsel azalmadan kaynaklı olarak otomobil daha ekonomik ve daha aerodinamik bir yapı kazanmış olacak dedi. Doç. Dr. Yapıcı, ayrıca, araçlarda ağırlık azalmasından dolayı da yakıt tasarrufu sağlanacağını ve daha az karbondioksit salınımı olacağını söyledi. Doç. Dr. Kerim Yapıcı, Sonuç olarak, eğer belirttiğimiz hedeflere ulaşabilirsek otomobil radyatöründe kullanılacak olan aliminyum şeritlerin daha az kullanımını sağlayarak radyatör firmalarının dışarıya bağımlılığını en azından yüzde 20 oranında azaltmış olacağız ifadelerini kullandı. ÜLKE EKONOMİSİNE CİDDİ KATKI SAĞLAYACAK

Hazırladıkları projenin ülke ekonomisine çok ciddi bir katkı sağlayacağını belirten Prof. Dr. Ertan Buyruk ise Proje bütçesinin yüzde 75 i Sanayi Bakanlığı, yüzde 25 i ise projeyi destekleyen radyatör firması tarafından karşılanacak. Ülke ekonomisine katkı sağlayacak sonuçlar yakalamayı hedeflemekteyiz. 1 ay içerisinde projemizin neticelenmesini bekliyoruz. Sanayi Bakanlığımız gerçekten birçok araştırmacıya, birçok firmaya destek sağlamakta. Bizler de inşallah bu destekten yararlanmayı arzu etmekteyiz. Bu projemizin hem üniversitemize hem ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Çünkü hakikaten ülke ekonomisine çok ciddi katkısı olacak bir proje diye konuştu. Kozmetik pazarında kilosu 2 bin Euro Trüf Mantarı Orman ve Su İşleri Bakanlığı, dünya gıda ve kozmetik pazarlarında 2 bin Avro ya kadar alıcı bulan trüf mantarı için harekete geçti. 2 bin Avro ya kadar alıcı bulan trüf mantarı için harekete geçildi.orman Genel Müdürlüğü eylem planı hazırladı. 3 bin 480 kişiye trüf mantarı yetiştiriciliği konusunda eğitim verilecek. Toprak altında yetişten trüf mantarını ülke ekonomisine kazandırmak için Orman Genel Müdürlüğü nün Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile beraber yürüttüğü çalışmalar sonucunda, 2014 ile 2018 yılları arasında uygulanacak Trüf Ormanı Eylem Planı

hazırlandı. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, tabii trüf alanlarının tespit edilerek Tabii Trüf Ormanı na dönüştürüleceğini, müsait orman içi sahalarda da Suni Trüf Ormanları tesis edileceğini belirtti. Bu kapsamda 16 ilde uygulanacak eylem planı ile 238 hektar alanda yapay trüf ormanı oluşturulacağını vurgulayan Bakan Veysel Eroğlu; Eylem planı çerçevesinde 17 gen maksatlı bahçe oluşturulacak. Bu gen maksatlı bahçelerden tohumlar elde edilerek bu mantar çeşidinin daha yaygın hale getirilmesi sağlanacak. Diğer yandan 2 milyon 416 bin lira yatırım bedeline sahip eylem planı çerçevesinde, 3 bin 480 kişiye trüf mantarı yetiştiriciliği konusunda eğitim verilecek diye konuştu. Eylem planının hayata geçirilmesi ile Türkiye de tabii olarak yetişen trüf türlerinin tespit edilerek coğrafik dağılımı ve haritalamasının yapılacağını da belirten Bakan Eroğlu, Gönüllülere trüf toplayıcılığı kursu verilerek trüf mantarlarının rastgele toplanmasının önüne geçilerek bu biyolojik zenginliğin daha iyi korunması sağlanacak dedi. BAZI TÜRLERİ 2 BİN AVRO YA ALICI BULUYOR Eylem Planı nın hayata geçirilmesi ile Odun Dışı Orman Ürünü olarak tabii trüf türlerinin toplanması, trüf pazarının oluşması, teşviki, özel ağaçlandırmanın artması ile kırsal kesime yeni istihdam alanı sağlanacak ve yeni gelir kapıları oluşturulacak. Türkiye de yer altı hazinelerinden olan trüf mantarı, kokusu ve benzersiz aromasından dolayı çok eski zamanlardan beri mutfak kültürlerinde ayrıcalıklı yer tutuyor. Ayrıca parfümeri sanayinde tercih ediliyor. Dünyada tabii orman alanlarından toplanan trüf miktarı her geçen gün azalmasına karşılık talebin her geçen gün artmasından dolayı fiyatlar da oldukça yükseliyor. Trüf mantarı, Avrupa ve Amerika olmak üzere bütün dünyada gıdadan kozmetiğe kadar geniş bir ürün yelpazesinde değerlendirilirken kilosu, Avrupa da 2 bin Avro ya kadar alıcı buluyor.

Bu yılın ilk 9 ayında 45 bin ton tıbbi atık imha edildi Bu yılın ilk 9 ayında 45 bin ton tıbbi atık imha edildi.çevre ve Şehircilik Bakanlığı ndan alınan bilgiye göre, aile sağlığı merkezi, diş kliniği, tıp merkezi, hastane gibi sağlık kuruluşlarında oluşan tıbbi atıklar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerince lisanslandırılmış araçlarla sterilizasyon ya da yakma tesisine götürülüyor. Tıbbi atıkların toplanmasında kırmızı renkli özel plastik torbalar kullanılıyor. Tıbbi atıkların taşınması özel dizayn ve imal edilmiş araçlarla yapılıyor. Türkiye de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kontrolünde belediyelerce işletilen ya da işlettirilen 39 sterilizasyon ile bir yakma tesisi bulunuyor. Bu tesislerde geçen yıl yaklaşık 45 bin ton tıbbi atık bertaraf edilirken, aynı rakama, bu yılın 9 ayında ulaşıldı. Ciddi halk sağlığı sorunları oluşturuyor Bakanlık yetkilileri, sağlık kuruluşlarının faaliyetleri sırasında ortaya çıkan

atıkların, diğer atık türlerinden daha yüksek oranda enfeksiyon riski taşıdığını belirtti. Enfeksiyona yol açan patojenler içermesi nedeniyle HIV, hepatit B ve C virüsleri gibi pek çok mikroorganizmanın tıbbi atıklar vasıtasıyla bulaşabildiğine işaret eden yetkililer, şunları kaydetti: Sağlık kuruluşlarında antibiyotiklere ve kimyasal dezenfektanlara dirençli bakterilerin bulunması, kötü yönetilen tıbbi atıklardan kaynaklanan tehlikeleri daha da artırıyor. Dolayısıyla tıbbi atıkların yetersiz ve uygunsuz muamelesi, ciddi halk sağlığı sonuçları oluşturduğu gibi çevre üzerinde de olumsuz etkiler yapıyor. Yetkililer, en az 20 yatak kapasitesine sahip sağlık kuruluşlarının, geçici atık deposu inşa etmesinin de zorunlu olduğunu bildirdi. Kaynak :A.A

Atık pildeki metal ekonomiye dönüyor Atık pildeki metal ekonomiye dönüyor.projeyle Türkiye de her yıl açığa çıkan 10 bin ton atık pilin ekonomiye kazandırılması hedefleniyor. Süleyman Demirel Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü nden geçen yıl mezun olan Makbule Dene, atık pillerden metal geri kazanımı projesinin KOSGEB tarafından desteklendiğini, 300 bin liralık hibe verildiğini açıkladı. Kendi özel laboratuvarını kuran ve araştırmasına başlayan Dene, Türkiye de atık pil geri dönüşüm tesisi olmayışına dikkati çekti. Çevreyi korumada bu projenin çok önemli olduğunu vurgulayan Makbule Dene, Yaptığımız araştırmalar ve deneyler sonucunda atık pillerden metal geri kazanım gerçekleştirdik. KOSGEB desteği ile Gül Petek Sanayi Sitesi nde Ar-Ge çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ediyoruz dedi. Dene, Ar-Ge sürecinin tamamlanmasıyla ticari girişime hız kazandıracaklarının altını çizdi. Dene, Isparta da başarıyla tamamlanan atık pillerden metal geri kazanım sistemi sayesinde, Türkiye de her yıl açığa çıkan ortalama 10 bin ton atık pilin değerlendirilerek ekonomiye katkı sağlamasını temin edeceğiz diye konuştu. Çevre mühendisi Dene, yenilikçi fikirlerin desteklenmesinin Isparta ya büyük katkı sağlayacağını, belki de Türkiye nin ilk atık pil geri dönüşüm tesisinin bu ilde açılacağını dile getirdi.

Kaynak :dha Koç Üniversitesi Tüpraş Enerji Merkezinden Donmayan Asfalt Projesi Koç Üniversitesi Tüpraş Enerji Merkezinden Donmayan Asfalt Projesi Türkiye nin özel sektör destekli ilk enerji merkezi Koç Üniversitesi Tüpraş Enerji Merkezi (KUTEM) Direktörü Prof. Dr. Can Erkey, donmayan asfalt projesi üzerinde çalıştıklarını belirterek, Asfalt yüzeyde buzlanmanın engellenmesi ve geciktirilmesi için geliştirilen bu yöntemin uzun vadede yüzeye tuz uygulama ihtiyacını ortadan kaldırması, çevre ve insan sağlığına zararlı etkilerinin olmaması ve ekonomik olması düşünülmektedir dedi. AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Erkey, KUTEM fikrinin nasıl doğduğu hakkında bilgi verdi. Erkey, enerjinin dünyada gittikçe artan önemi ve Türkiye nin cari açığının büyük bir kısmını ithal edilen enerjinin oluşturmasının Koç Üniversitesi nde enerji çalışmalarına odaklanacak bir merkezin kurulmasının ülkeye büyük yararlar sağlayacağının düşünüldüğünü söyledi. Bunun üzerine Koç Holding Enerji Grubu Başkanlığı ve Enerji Grubu na bağlı şirketler ile yapılan görüşmeler sonucunda, mart 2010 tarihinde Ortak Çalışma Çerçeve Protokolü imzalanarak KUTEM in temellerinin atıldığı bilgisini veren Erkey, Koç Enerji Grubu yla Koç Üniversitesi nin beraber yürüttüğü ortak birkaç araştırma projesinin başlatıldığını dile getirdi. Bu öncül projelerde alınan ümit verici sonuçlardan sonra Koç Üniversitesi rektörünün, araştırmadan sorumlu rektör yardımcısının ve Tüpraş Koç Holding

Enerji Grubu nun tekrar bir araya geldiğini ve çalışmaların bir merkezden yürütülmesine karar verdiklerini aktaran Erkey, merkezin inşasında ve düzenlenmesinde ise Tüpraş ile sürekli iletişimde ve fikir alışverişinde bulunduklarını ifade etti. KUTEM de üç konu üzerine çalışmalar yürütüldüğü bilgisini veren Erkey, sözlerine şöyle devam etti: Bunlardan ilki olan fosil yakıt çalışmalarında, yakıt üretim teknolojilerinin verimliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması için süreçlerin geliştirilmesi ve ithal teknolojilerin Türkiye de üretilebilmesine yardımcı olabilmek üzerine odaklandık. İkinci çalışma alanı olan biyoyakıtların, önümüzdeki 5-10 yılda Türkiye nin yenilenebilir enerji kaynakları arasına girmesi öngörülüyor. Günümüzde kullanılan etanol gibi biyoyakıtlar gıda fiyatlarının yükselmesine, ormanlık alanların yok olmasına ve açlığa yol açıyor. Dolayısıyla gıda olarak tüketilmeyen biyokütlelerden yakıt elde edilmesi için yosunlar, orman atıkları ve çabuk büyüyen sazlardan yakıt elde edilmesi için araştırma projeleri oluşturduk. KUTEM in bir diğer çalışma alanı güneş yakıtları. Dünyada fosil yakıtların tükenmesinden sonra güneş enerjisini kullanarak sudan hidrojen elde etmenin yollarını bugünden araştırmaya başladık. Merkezimizde şu anda 8 tane proje yürütülüyor. Yılda 25 proje üretmeyi hedefliyoruz KUTEM Direktörü Erkey, merkezde gelecek birkaç yıl içerisinde yılda 25 proje üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Merkezin kapısının başka üniversitelerde çalışan öğretim üyeleri ile öğrencilere de açık olduğunu belirten Erkey, amaçlarının KUTEM i dünya çapında bir enerji merkezi haline getirmek olduğunu kaydetti. Bunun için de hem Türkiye deki, hem de yurt dışındaki kuruluşlarla beraber çalışmaları gerektiğine inandıklarını vurgulayan Erkey, Bunun için şimdiden birtakım adımlar atmaya başladık. Bildiğiniz gibi TÜBİTAK ülkemiz için öncelikli alanlar belirledi ve bu konularda proje desteği sağlıyor. Enerji de bu alanlardan bir tanesi. Bu çağrılara diğer üniversite ve TÜBİTAK MAM gibi araştırma enstitüleriyle beraber projeler hazırlayıp başvuru yapıyoruz şeklinde konuştu. Merkezin donmayan asfalt projesi üzerinde çalıştığını dile getiren Erkey, proje ile

ilgili şunları kaydetti: Donmayan asfalt projesi, asfalt yüzeyinde donmayı engellemek veya geciktirebilmek amacıyla geliştirilen, asfalt ile uyumlu, tuzu hapseden ve bu tuzun kontrollü salımını sağlayacak bir polimer kompozit tasarım projesidir. Bu polimer kompozitin asfalta karıştırılabilme özelliği, halk arasında zift olarak da bilinen asfalt içerisindeki bitüm malzemesinin içine ilave edilen polimerden gelmektedir. Polimer kompozit içerisine tuzun hapsedilmesi ve kontrollü salımı nano parçacıklar yardımıyla sağlanmaktadır. Asfalt içerisine karıştırılabilen bu kompozitten tuzun kontrollü salımı sayesinde asfalt yüzeyindeki suyun donma noktasını düşürmesi ve böylece suyun donmasının engellenmesi veya geciktirmesi hedeflenmektedir. Projeye resmi olarak şubat 2011 de başladıklarını aktaran Erkey, Tasarlanan polimer kompozit ile laboratuvarda gerçekleştirdiğimiz ön çalışmalarda tuz salımının gerçekleştiği, sıcaklık ve ısı kontrollü hücrede yapılan donma deneylerinde ise kompozit içeren bitüm üzerinde suyun donma süresinde sadece bitüm yüzeyine göre 2 ile 3 kata kadar gecikme gözlendi ifadelerini kullandı. Projenin birinci fazının şubat 2014 tarihinde tamamlanmasının planlandığını belirten Erkey, bir sonraki fazda ise kompozit malzemenin asfalt yüzeyinde donmayı engelleme veya geciktirme özelliğinin daha ileri seviyede araştırılması ve geliştirilmesinden sonra gerçek hayatta uygulanmasının mümkün olabileceğinin altını çizdi. Donmayan asfaltın diğer asfalt türlerine göre faydası ve sağlayacağı ekonomik dönüşüm hakkında da bilgi veren Erkey, konuşmasını şöyle sürdürdü: Soğuk havalarda yollarda buzlanma neticesinde sıklıkla meydana gelen kazalara engel olabilmek için çeşitli yöntemler denenmiştir. Bu yöntemler arasında yolların ısıtılması veya yolların tuzlanarak buzun eritilmesi yaygın kullanılan, enerji gerektiren ve maliyeti yüksek olan yaklaşımlardır. Ülkemizde en yaygın olarak kullanılan yüzeye tuz uygulanmasının aynı zamanda çevreye, insan sağlığına ve araçlara zararlı olması, zaman ve iş gücü kaybına sebep olması gibi olumsuz etkileri vardır. Asfalt yüzeyde buzlanmanın engellenmesi ve geciktirilmesi için geliştirilen bu yöntemin uzun vadede yüzeye tuz uygulama ihtiyacını ortadan kaldırması, çevre ve insan sağlığına zararlı etkilerinin olmaması ve ekonomik olması düşünülmektedir.

Donmayan asfalt dışında, reel hayatta uygulanabilirliği en yakın olan projeleri olarak, rafinerilerdeki ünitelerin kontrolü ve optimizasyonu için bazı yazılımlar geliştirdikleri bilgisini veren Erkey, bunların Tüpraş tarafından test edilme aşamasında olduğunu söyledi. Yine rafineride değersiz ağır hidrokarbonları jet yakıtı ve dizel gibi ince ve değerli ürünlere dönüştürebilmek için birtakım katalizörler geliştirdiklerini ve bunların da test aşamasında olduğunu vurgulayan Erkey, Bunun dışında yosunlardan laboratuvar ölçeğinde yakıt üretmeyi başardık dedi. Kaynak :A.A