20. SÖYLEġĠ NOT DEFTERĠNDEN BĠR KAÇ ANEKDOT

Benzer belgeler
34. BÖLÜM ZONGULDAK VALİSİ GALİP DEMİREL İN SAFRANBOLU YA İLİŞKİN YAKLAŞIMLARI KARAKOLLAR YENİDEN DÜZENLENİYOR VALİ NİN VERDİĞİ YETKİ SORUNU ÇÖZÜYOR

30. BÖLÜM HASTANE BAHÇESİNDE SAĞLIK OCAĞI OLUR MU?

35. BÖLÜM ZATİ AĞAR İLKOKULU HATİCE AĞAR TEYZE OKUL YAPTIRIYOR ZATİ AĞAR İLKOKULU ZATİ AĞAR LILAR, ZATİ AĞAR I TANIMALI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

10. BÖLÜM İLGİNÇ İSTEMLER, OLAYLAR, TARTIŞMALAR KAYINPEDER - DAMAT UYUŞMAZLIĞINDA ARABULUCULUK BELEDİYE BAŞKANI İLK KEZ NİKAH KIYIYOR

SAFRANBOLU DA BİR DÖNEM SONA ERİYOR

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Kemal Akyer: 18 Ocak 2011 Çarşamba

36. BÖLÜM 12 EYLÜL 1980 CUMA SABAHI DÜDÜK ÇALIYOR, OYUN BİTİYOR

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

6. BÖLÜM DANIŞTAY KARARI UYGULANIYOR BELEDİYE BAŞKANININ İNŞAATINDA YASALAR GEÇERLİ OLMUYOR AVUKATLIĞIN SIKINTILI YÖNLERİ

7. BÖLÜM KAMU GÖREVİ VE POLİTİKA PARTİSEL YANDAŞLIK AYRICALIK SAĞLAMAZ SINAV KAZANDIRILMAZ, KAZANILIR

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

T.C. BALIKESĠR EDREMĠT BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

T.C. ŞİLE KAYMAKAMLIĞI Şile Oya Ali Osman Keçici Sosyal Bilimler Lisesi Müdürlüğü

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ;

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

Bodrum-Datça Feribot Seferleri Başladı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

T.C. TRABZON BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS KARARI

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

ASTARI YÜZÜNDEN PAHALI BELEDİYE SAYMANI SUÇLANAMAZ MÜFETTİŞ NASIL DAVRANMALI?

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

BODRUM YENİ MUHTARLARINI SEÇTİ

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı. Hanehalkı Gözünden Kamu Yönetimi, Kamu Hizmetleri ve Yolsuzluk Ocak 2013

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ

HAVRAN BELEDİYEBAŞKANLIĞI 2016 YILI EYLÜL AYI FAALİYET RAPORU

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

SAMSUN VALİSİNDEN METEOROLOJİ RADARINA ZİYARET


"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

T.C. KEÇİBORLU İLÇESİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARAR KAĞIDI

MUĞLA BÜYÜKŞEHİR: PLANLARI TAMAMLADIK

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ. GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Temel Ġlkeler

15-17 MART 2014 BİNGÖL İLİ 30 MART YEREL SEÇİMLERİNE YÖNELİK ÇALIŞMA RAPORU Prof.Dr. Aytuğ ATICI CHP Mersin Milletvekili ve Bingöl Gönüllü

İzmir Meteoroloji Bölge Müdürlüğü ile İzmir Tarım İl Müdürlüğü işbirliği ile Meteorolojik Olayların Tarımsal Üretime Etkisi konulu panel düzenlendi

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

ESKİ ENERJİ BAKANI SAYIN M.HİLMİ GÜLER'DEN MUHTARLAR DERNEĞİNE ZİYARET


Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına.

Opet Petrolcülük A.ġ. 24 Mayıs 2011

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

25. SÖYLEŞİ 1970 Lİ YILLAR BAŞINDA SAFRANBOLU

Cumhuriyet Halk Partisi

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

ADAYLIK Ġġ VE ĠġLEMLERĠNE DAĠR USUL VE ESASLAR

KAYMAKAMA ve GAZETECİLERE SALDIRDILAR

HORASAN İLÇE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ KAMU HİZMET STANDARTLARI TRAFİK TESCİL VE DENETLEME BÜRO AMİRLİĞİ

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU :

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

MODERN PENTATLON FEDERASYONU HAKEM, GÖZLEMCİ, TEMSİLCİ VE EĞİTİM GÖREVLİLERİ İLE DİĞER GÖREVLİLERE ÖDENECEK ÜCRET TALİMATI

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor?

İKİNCİ BÖLÜM Son Hükümler. Hüküm bulunmayan haller MADDE 224- (1) Bu yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

03 Ocak 2018 Çarşamba 09:24 Bu haber 3530 kez okundu.

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

İzmirli girişimcinin hazin öyküsü!

YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN TARİHİNDEN 31,12,2003 TARİHİNE AİT ÇALIŞMALARI

AİLEMLE BERABER ÇOK EĞLENİYORUM

MART 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ

25. BÖLÜM İKİNCİ KEZ BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞI KARŞILAŞILAN SORUNLAR ZORUNLU BAŞKANLIK BELEDİYE BAŞKANLIĞI ÖNSEÇİMİ SAYIN ECEVİT SAFRANBOLU DA

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

ÇĠÇEK GRUBU EYLÜL AYI BÜLTENĠ

OCAK 14-ŞUBAT 14-MART 14 AYI İÇERİĞİDİR. ÜNYE TİCARET BORSASI e-dergi Sayfa 1

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi

Araç muayenesinde Ankara, İstanbul ve İzmir'de 15 Martta başlayan randevu sistemine rağmen pek çok vatandaş sıra beklemeyi tercih ediyor.

TÜRKĠYE SĠYASĠ EĞĠLĠMLER VE BEKLENTĠLER ARAġTIRMASI. Ocak

33. BÖLÜM İLK VE SON SORUŞTURMA İNŞAAT SAHİBİNE PARA CEZASI İNŞAATA YIKIM KARARI VE BU KARARIN İPTALİ SUÇLAMA; KARARA İTİRAZ ETMEMEK!

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

tellidetay.wordpress.com

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Başkan Atabay, Bayramda huzurevlerini ziyaret etti

BİLGİ NOTU 6552 SAYILI KANUNA GÖRE UYGULANAN PRİM BORÇLARININ YAPILANDIRILMASI

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

Şerif Kocadon için mevlit

YOZGAT TİCARET VE SANAYİ ODASI Yılı Faaliyet Raporu

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Transkript:

277 20. SÖYLEġĠ NOT DEFTERĠNDEN BĠR KAÇ ANEKDOT Belediye BaĢkanlığı döneminizde, ilginç olaylarla da karģılaģmıģsınızdır. Bunlardan unutamadığınız bir kaçını anlatır mısınız? Önce Safran la ilgili iki anımdan söz edeyim. 1980 yılı yaz aylarında bir gün, zamanın Zonguldak Valisi Galip DEMĠREL aradı; Safranbolu ya Ġspanya nın Ankara Büyükelçi sinin safran hakkında bilgi almak ve Safranbolu evlerini görmek için geleceğini, kendisinin o gün için Zonguldak tan ayrılamaması ve Ġlçe Kaymakamı nın da izinli olması nedeniyle Büyükelçi ile özel olarak benim ilgilenmemi istedi. AnarĢinin en yoğun olduğu bir dönem olduğu için, Zonguldak tan göndereceği bir polis ekibinin de gerekli güvenlik önlemlerini alacağını bildirdi. SAFRAN I BĠLMEYEN SAFRANBOLULU Ġspanya Büyükelçisi gelmeden önce çaresiz, safran tarımını bilen kiģileri aratıp buldurarak, yetersiz de olsa bilgi aldım. Ansiklopediden, bir biriminin 100.000 misli suyu sarıya boyayacak kadar güçlü olduğunu okuduğum safran ın, üretiminde ve dıģ ticaretinde, Ġspanya nın dünyada en önde olduğunu öğrendim. Safranı hiç tanımayan bir Safranbolulu ve hem de Ziraat Mühendisi bir Safranboluluydum. Mezun olduğum Ziraat Fakültesi nde, ekonomik bir önemi kalmadığından ya da tarımı bilinmediğinden safran öğretilmemiģti. Safran hakkında o kadar bilgisizdim ki, 1959 yılında, görev aldığım DSĠ Ankara Bölge Müdürlüğü nde birlikte çalıģtığım bir BaĢmühendis, bir bayram tatili için Safranbolu ya gidiģimde, dönerken, kendisine safran getirmemi istemiģti. Safranbolu da safran da sattığını öğrendiğim ġekerci Osman Amca nın (Osman ÖZKAN) dükkanına gittim. Ne kadar safran alıp götürmeliyim, bir kilo safran götürürsem herhalde mahcup olmam diye düģünüp, bana bir kilo safran verir misiniz dedim. Osman Amca nın oğlum bu kadar safran alınır mı, safranın bir gramı, bir gram altına eşdeğerdir demesi karģısında, safranın değerini öğrenmiģ oldum. 10 gr kadar alıp Ankara ya götürdüm. Safran hakkında en doğru bilimsel bilgileri edinebilmek için, Ziraat Yük. Mühendisi hemģehrim, arkadaģım Prof.Dr. ĠBRAHĠM GÜMÜġSUYU nun, o günlerden 40 küsur yıl geçtikten sonra, önce broģür; ardından kitapçık olarak hazırladığı Safran hakkındaki araģtırmasını beklemek gerekecekti Ġspanya Büyükelçisi nin geliģine dönelim. Yabancı dil bilmiyordum. Ġspanyolca bilen olmasa da, Karabük ten Ġngilizce ve Fransızca bilen iki Demir-Çelik mensubundan yararlanabilirdim. Yakın iliģki içersinde olduğum Yük. Müh. Mimar Yavuz ĠNCE den yardım istedim. Büyükelçi nin geldiği gün, bir arkadaģıyla birlikte Safranbolu da olacağını söyledi. YABANCI DĠL BĠLMEMENĠN UTANCI Sayın Büyükelçi geldi, Safranbolu yu ve evlerimizi gezdi, safran hakkında bilgi verildi. Belediye Lokali nde hazırlattığım yemek sofrasında, kendisiyle aramda, çevirmen olarak Yavuz ĠNCE oturuyordu. KonuĢmalarında, milliyetçi anlamını taģıyan nasyonalist gibi bir sözcük kullanıldığına tanık olduğum bir sırada Sayın ĠNCE, Büyükelçinin, öğrenimimi sorduğunu ve iki fakülte mezunu olduğumu öğ-

278 rendiğinde, demek Belediye Başkanı çok milliyetçi, kendi dilinden başkasını kullanmıyor, sizden çevirmen olarak yararlanıyor dediğini söyledi. ġaģırmıģtım, hiç kuģkusuz milliyetçiydim, ancak Türkçe konuģmam, milliyetçilikle ilgili olamazdı. ġu sözlerimin Büyükelçi ye iletilmesini Yavuz ĠNCE den rica ettim. Batı ülkelerinden farklı olarak, Türkiye de üniversite mezunları, özel ders alanlar ile orta öğrenimlerini kolejlerde tamamlayanlar dışında, yabancı dil bilmezler; ben de bilmiyorum. Bilsem, dost bir ülkenin Ekselansları gibi değerli bir temsilcisini Safranbolu da ağırlarken, kendilerinin bildiği bir dili konuşmamazlık edemezdim. Türk konukseverliği de; kişisel görüşlerim de bunu gerektirirdi Herhalde Sayın Büyükelçi Türkiye nin bu gerçeğini ilk kez öğreniyordu. Çok utanmıģtım. Ankara da geçirdiğim yıllarda, dil kurslarına katılıp, lisede okuduğum Fransızca yerine, daha kolay olduğu söylenen, günün geçerli dili Ġngilizce öğrenilebilirdi. Lisan bilmediğim için, yaģamım boyu hep hayıflandım. BĠR BELEDĠYE MECLĠS ÜYESĠNĠN AKIL ALMAZ ÖNERĠSĠ Önceki söyleģilerimizden birinde, Hastane bahçesine sağlık ocağı yapılmasına engel olduğumu ve Belediye mülkiyetindeki YetiĢtirme Yurdu arazisinden Sağlık Ocağı na yer tahsisini, Belediye Meclisi ne önerdiğimi anlatmıģtım. Belediye Meclisinin, Sağlık Ocağı için arsa tahsisini görüģeceği olağanüstü toplantısı üyelere duyurulduktan sonra, bir akģam eve geldiğimde, eģim, bir Belediye Meclisi Üyesinin hanımının telefon ettiğini, akģam eģiyle birlikte ziyarete gelmek istediklerini, benim durumumu bilemediği için bir yanıt veremediğini söyledi. EĢime, müsait olduğumuzu, beklediğimizi bildir dedim. Ancak, eģlerimiz görüģseler de, o Belediye Meclisi üyesiyle ailece bir arada görüģmemiz ve ev ziyaretlerimiz hiç olmamıģtı. Bu nedenle ziyaretlerine bir anlam veremedim. Geldiler, doğal olarak ilgi ve hüsnü kabul gösterdik. Çaylarımızı içerken Belediye Meclisi nin Sayın Üyesi, Sağlık Ocağı yapılacak yer, Eczacı Erhan İNEGÖL- LÜ nün, Çarşı daki eczanesini taşıyacağı 100 Dükkanlar Kooperatifindeki işyerine çok yakın. Sağlık ocağında yazılacak reçetelerdeki ilaçlar, hep onun eczanesinden alınacağı için çok kazançlı olacak. Sizin kendisiyle münasebetleriniz iyi olmadığına göre, ben size yardımcı olayım, söz konusu olan yere sağlık ocağı yapılmasın, başka bir yer gösterelim deyince ĢaĢırdım kaldım. Önceki dönem Belediye Meclis üyesi olan Eczacı merhum Erhan ĠNE- GÖLLÜ yle, o günlerde birbirimize kırgındık. Velev ki kanlı bıçaklı bile olsam, böyle bir davranıģı asla düģünemezdim, aklımın köģesinden bile geçiremezdim. Kaldı ki, aramızda kimi konularda görüģ ayrılığı olsa da, zaman zaman farklı yaklaģımlardan kaynaklanan kırgınlıklar yaģansa da, Sayın ĠNEGÖLLÜ mesleki bilgisine ve kiģiliğine saygı duyduğum bir kimseydi. Erhan ĠNEGÖLLÜ bir tarafa, bana düģmanlık beslediğini duyduğum ya da benim siyasal karģıtlarımdan biri olduğunu bildiğim herhangi bir kiģinin dahi çıkarı olmasın diye, toplumsal çıkarları bir tarafa atıp, nasıl olurdu da görevimi ve yetkilerimi kötüye kullanabilirdim? Sayın Üyeye bunları anlattım. Niçin böyle bir giri- Ģimde bulunduğunu açıklamadı ya da açıklayamadı. FAĠZ PARASIYLA KALDIRIM YAPILIP, HEP ÇĠĞNENMELĠ Bir gün uzaktan sıhri akrabam olan bir zat, Belediye ye yanıma geldi. Bankadaki parasına, kendisi istemese de, faiz tahakkuk ettirildiğini, faizin dinimi-

279 ze göre haram olması nedeniyle, bu parayı ne yapacağı konusunu sorduğu kiģilerden sağlıklı bilgi alamadığını ve kendisine Konya ya gitmesinin ve oradaki falanca hocadan bilgi almasının doğru olacağının söylendiğini bildirdi. Konya ya gittiğini, tavsiye edilen hocanın, faiz parasının günahından, ancak kaldırım yaptırmak ve sürekli ayak altında çiğnenmesini sağlamak suretiyle kurtulmuģ olunacağını anlattığını açıkladı ve kendisi kaldırım yaptıramayacağı için, parayı Belediyeye verip kaldırım yapmamızı önerdi. Hemen kabul ettim, parayı getir, ver dedim. Ben faiz parasına elimi süremem, Bankadan siz alın dedi. Sayman Ġzzet ÇUBUKÇU yu çağırdım. Hacı ağabeyinle bankaya git, vereceği parayı Belediye hesabına aktart; makbuzunun bir nüshasını da kendisine ver dedim. Makbuza da elimi sürmem dedi. Sayman arkadaģıma, makbuzları ilgili dosyada saklamasını söyledim. Kaç lira olduğunu, anımsayamıyorum. Faiz oranlarının yıllık % 3-5 dolaylarında olduğu dönemdi. Herhalde birkaç bin liraydı. Böylece, Belediyeye dinsel inanç ve kurallara ödünsüz bağlılıktan kaynaklanan bir katkı sağlanmıģ oldu. BELEDĠYE BAġKANI ĠLK KEZ NĠKAH KIYIYOR Belediye BaĢkanı olduğumun ilk aylarında bir gün yakın dostum Ahmet BASMACı geldi, oğlunun nikah ve düğününün Arslanlar ĠĢçi Lokali nde yapılacağını söyleyerek, nikahı benim kıymamı istedi. Hayır diyemezdim, hem kendisi, hem oğlu Avukat Mehmet BASMACI çok sevdiğim kiģilerdi. Belediye nin yetkili kıldığım, benim adıma görev yapan evlendirme memuru vardı. Ben ilk kez nikah kıyacaktım. Nikah Safranbolu nun tanınmıģ ailelerinden URGANCIOĞLU ailesinin kızı Eczacı Zehra ile AZĠZOĞLU (BASMACI) ailesinin oğlu Avukat Mehmet in nikahıydı, hiç kuģkusuz çok kalabalık olacaktı, o nedenle Arslanlar Lokalinin bahçesinde yapılacaktı. Ecz. Zehra URGANCIOĞLU Av. Mehmet BASMACI çiftinin nikah töreni Nikahtan birkaç gün önce hazırlığa baģladım, konuģacaklarımı not ettim, Ağustos/1974 ayının ilk haftasındaki nikah günü evde ayna karģısında prova da yaptım. O günlerde Ankara dan gelen kayınvalidem ile kayınpederim, prova sırasında hatalarımı düzelttiler. Nikah sırasında, benim de nikahımı kıyan Anka-

280 ra nın çok ünlü Nikah Memuru Müçteba YETĠġEN in konuģmalarından esinlenerek, güzel ve etkili olduğunu sandığım söylemlerde de bulundum. Nikahtan sonra hafta baģı Pazartesi günü erkenden, yakın dostum bakkal Mehmet DĠLSĠZOĞLU Belediye ye gelip, herhalde beni çok sevdiğinden olsa gerek, iyi ki seni Belediye Başkanı seçmişiz, Ömer AN senin gibi güzel nikah kıyamazdı demesini hiç unutamam. TABANCALI BAġKAN Eylül/1979 ayının sonlarında Zonguldak Valisi Nevzat AYAZ Safranbolu ya gelmiģ, ortaokul olması amacıyla restorasyonu düģünülen eski Hükümet Konağında incelemelerde bulunuyordu. Sayın Vali saat 13.00 te radyo haberlerini dinlemek istedi. Ġlk haber, Adana Emniyet Müdürü nün,sabah evinden çıkarken, korumaları da olmasına karģın, çapraz ateģle öldürüldüğüne iliģkindi. Belirli sıfatları taģıyanlara yapılan saldırıların yoğunlaģtığı günlerdi; haberler bitince Vali Sayın AYAZ bana siz niçin silah taşımıyorsunuz, yanınızda bir tabancanız olsun dedi. Bulundurma ruhsatlı bir tabancam olduğunu söyleyince, Kaymakam YaĢar YAYCI ya döndü, yarın hemen Reis Bey e taşıma ruhsatı verilmesiyle ilgili işlemi başlatın talimatında bulundu. Sayın Valinin sözlerinden kuģkuya kapılmıģtım: acaba benimle ilgili olarak makamlarına ulaģmıģ bir istihbarat vardı da, o yüzden beni uyarmak mı istemiģti; bunları o sırada soramamıģtım. Ancak öğrenmeyince içim rahat olmayacaktı, Vali Bey in arkasından kendisine bir mektup yazdım. Telefonlar manyetolu olduğundan, dinlenebilir düģüncesiyle telefonla sormayı uygun bulmadım. Ġki gün sonra, Sayın Vali telefonla aradı, merak etmememi, benimle ilgili bir bilgi bulunmadığını, Zonguldak Ġlindeki diğer 18 Belediye BaĢkanı gibi, bir güvenlik önlemi olarak tabanca taģımamı önerdiğini söyledi. SevinmiĢtim, kısa sürede iģlemler tamamlandı, babamdan kalma 6,35 çapında Mauser marka, en az 70 yıllık tabancayı belimde taģımaya baģladım. Gerektiğinde tabancamı kullanabileceğimi sanmıyordum ama kötü niyetliler açısından caydırıcı olabileceğini de kabulleniyordum. Tabancama Belediye BaĢkanlığı ndan ayrılınca bulundurma ruhsatı verildi. 20 yılı aģkın süre ruhsatı yeniledim. 7-8 yıl önce Emniyet Müdürlüğü ne teslim ederek, tabancadan kurtuldum. ĠLGĠNÇ BEKLENTĠLER Kamu görevinde, yaģ haddi olan 65 yaģıma kadar, toplam 43 yıl 7 ay gibi uzun bir süre geçirdim ve Ģu görüģe ulaģtım. Kamu görevini üstlenenler ve özellikle seçimle göreve gelenler, önce halka güven vermeli; kiģisel değil, hep toplumsal yararı ön planda tutan bir uğraģ içersinde olmalılar. Böyle davrananların, yıllar sonra bile, siyasal ve sosyal görüģleri farklı olsa da, herkes tarafından hep övgüyle anıldığına, sevgi ile kucaklandığına, kendimle ilgili olarak çok sık tanık olmakla, büyük bir mutluluk ve kıvanç duydum. Ancak kimi durumlarda halk, bir kiģiyi olabileceğinden çok daha güçlü görebiliyor ve ondan çok abartılı beklentiler içersinde de olabiliyordu. Olmamalıydı; hayal kırıklığına yol açabilirdi. Ġlginç bir olaya değinmek isterim.

281 1971 Model Anadol marka otomobilim, 67 AR 532 Plaka numarasıyla Zonguldak Trafik Müdürlüğü ne kayıtlıydı. Defter Ģeklinde, çok yapraklı olan trafik ruhsatnamemi, yeni yürürlüğe konan mevzuat uyarınca yenilemem ve bu amaçla Zonguldak a gitmem gerekiyordu. 1985 yılı Eylül ayıydı, Ankara dan Safranbolu ya gelmiģtim. Bir gün, sabah saat 05.00 dolaylarında Karabük istasyonunda Zonguldak trenine bindim, bir kompartımana girdim; içerde 4 yolcu vardı, selam verip oturdum. Ortalık karanlık ve ne hikmetse trenin elektrikleri yanmıyordu. Tren hareket etti, kompartımanda bulunanlar karanlıkta birbirlerinin yüzünü göremiyorlardı. Pencere önünde karģılıklı olarak oturan iki yolcunun konuģmalarından, Karabük Demir-Çelik fabrikalarında iģçi oldukları, ikisi birlikte SSK daki bir sorunlarını çözümlemek için Zonguldak a gittikleri anlaģılıyordu. Bir ara bu yolculardan biri, her iģ için Karabük ten Ġl merkezi Zonguldak a trenle gitmenin ve akģam dönmenin güçlüğünden; karayolu ile gitmenin de çok zor, masraflı ve uzun olduğundan yakınmaya baģladı. Diğeri, Karabük Ġl olmadıkça bu çileyi çekmeye mahkum olunacağını ve Karabük ü Ġl yapmak için de kimsenin uğraģmadığını söyledi. ArkadaĢı Safranbolu da Kızıltan diye bir Belediye Başkanı vardı, onu milletvekili yapmadılar, eğer olsaydı, o bu işi becerirdi dedi. Ben bahsettiğiniz kişiyim, bir İlçeyi İl yapmak kolay bir şey değil, kanun konusu, ben de başarılı olamayabilirdim demem gerekirdi. Ancak, sustum; bakayım daha ne diyecekler diye merakla bekledim. Hakkımda duydukları övücü görüģleri dile getirdiler. Balıkısık ile Yenice istasyonları arasında ortalık aydınlanmaya ve kompartımandakiler birbirinin yüzünü seçebilmeğe baģladılar. Baktım, benimle ilgili konuģan kiģileri tanımıyordum, Safranbolulu olmadıkları için onlar da beni tanımıyorlardı. Her yolculukta olduğu gibi, yolcular arasında kimsin, nerelisin, nereye, niçin gidiyorsun sorularıyla söyleģi baģladı. KarĢımdaki sırada oturan yolcu Safranbolu Konarı Köyünde öğretmen olduğunu, Zonguldak a Milli Eğitim Müdürlüğü ndeki bir iģi için gittiğini söyledi. Bana sordular, Safranboluluyum dedim, ne iş yapıyorsun sorusunu memurum diye yanıtlayınca, Safranbolu da nerede memursun diye soruldu. Artık daha fazla gizlenemezdim, biraz önce, kendisinden bahsettiğiniz Safranbolu eski Belediye Başkanı Kızıltan benim, şimdi Ankara da görevliyim, benimle ilgili görüşlerinizi beni tanımadan rahatça dile getiresiniz diye beklediğim için, siz konuşurken kimliğimi açıklamadım dedim. Çok ĢaĢırdılar, Belediye BaĢkanlığı ndan ayrılalı 5 yıl olmuģtu Öğretmen yolcu, beni bir kez gördüğünü ve Ģimdi hatırladığını söyledi. Yol arkadaģlarıma benimle ilgili düģünceleri için teģekkür ettim; Karabük ün Ġl olmasının gerektiğini, ancak bunun hiç de kolay olmadığını anlattım. Karabük, bu konuģmalardan 10 yıl sonra, Demir Çelik Fabrikaları nın özelleģtirilmesi sonucu, halka sus payı olarak, 1995 te il oldu. DEMEK, TÜRKĠYE DE SĠZĠN GĠBĠ BELEDĠYE BAġKANLARI DA VARMIġ! 12 Eylül 1980 harekatından kısa bir süre önce, Ağustos/1980 ayı içersinde bir gün Vali Galip DEMĠREL in köy yollarında incelemelerde bulunmak üzere Safranbolu ya gelecekleri bildirildi. Kaymakam Muzaffer ECEMĠġ yıllık iznini

282 kullanmak üzere memleketi Niğde-Çamardı ya gitmiģ olduğundan, Kaymakamlığa Hükümet Veterineri Hakkı ÖZDEK vekalet ediyordu. Kaymakam Vekili ile birlikte Kirkille çıkıģında, Bartın yolu üzerinde Vali Sayın DEMĠREL i karģıladık, maiyetlerinde il müdürleri bulunuyordu. Belediye ye gidelim dediler, Belediyeyi ilk kez ziyaret edeceklerdi, doğru ÇarĢı da Belediye ye geldik. Kimi sorunlara iliģkin görüģ alıģ veriģinde bulunuldu. Kısa bir süre dinlendikten sonra, Vali, YSE (Yol, Su, Elektrik) Ġl Müdürü ne köy yollarındaki çalıģmaları incelemek için hangi arabayla gitmelerinin doğru olduğunu sorduğunda Müdür, makam arabalarının köy yolları için uygun olmadığını, jeep te de rahatsız olacaklarından Renault marka bir araba bulunabilirse iyi olacağını söyledi. Sayın Vali ye Belediye nin yeni alınan Renault Station binek arabasını emirlerine verebileceğimi bildirdim. Sayın Vali öyleyse siz de bizimle gelin dedi. Köy yolları Belediye BaĢkanı olarak benim ilgi alanımda olmasa da, Vali nin arzusuna uymak durumundaydım. Sayın Vali ile ikimiz arabanın arkasında, YSE Müdürü önde yola çıktık; bir çok köyü dolaģtık, inģaatı biten veya devam eden yollarda durarak YSE Müdürü açıklamalarda bulundu. Epeyce uzun süren yolculuk sonrasında Sırçalı Köyü nü geçerek Konarı Köyüne gelindi. Konarı nın bir yol sorunu yoktu, dinlenmek için bir kahvenin önünde mola verildi. Konarılılara Vali yi tanıttım, köy halkı çok büyük ilgi gösterdi, arka arkaya izzet ikramda bulundular. Ağızları laf yapan güngörmüģ kiģilerdi; sorunlarını anlattılar. Sayın Vali sadece bir çay içecek kadar mola vermeyi düģündüğü Konarı da, bir saatten fazla kaldı. Safranbolu ya dönmek üzere arabaya bindik. Henüz köyün içindeyken Sayın Valiye bu köyde belki gereğinden fazla kaldınız, çok da hoşlandığınızı gözlemledim, bu köyün bir özelliğini Size arzedeyim, Konarı köyü çok partili hayata geçtiğimiz 35 yıldan bu yana, çok büyük bir çoğunlukla hep benim partime, CHP ne oy verir. Burada fazla kalmanız, yanınızda benim olmamdan dolayı da yanlış değerlendirmelere ve yersiz söylentilere neden olabilir. Bunları önlemek için, bu köyün yakınında Yazıköy adında bir köyümüz var. Bu köy de Konarı nın aksine, 35 yıldır, çok büyük çoğunlukla hep Demokrat Parti ile Adalet Partisine oy vermiştir. Bir yol sorunu olmasa da, Yazıköy e de uğrarsanız, bir denge kurmuş olursunuz dedim. Sayın Vali nin büyük bir hayretle yüzüme bakıp, demek Türkiye de sizin gibi Belediye Başkanları da varmış, haklısınız o köye de uğrayalım demesini hiç unutamam. Safranbolu ya dönüģ yolumuz oradan geçmese de, asfalttan saparak, tarlalar içersinden 2 Km kadar giderek, ilerdeki Yazıköy e ulaģtık. Vakit akģama yaklaģmıģtı, kahvelerin bulunduğu alanda bizi köyün unutulmaz Muhtarı Mehmet Ali EREN karģıladı, konuklara büyük ilgi gösterdi. Bir ara Sayın Vali ye, Muhtarın çok baģarılı olduğunu ve uzun yıllardır görevini sürdürdüğünü söyledim. Muhtar Mehmet Ali EREN, benden bahisle gülerek aslında çok başarılı olan bizim Belediye Başkanımızdır, ancak bir kusuru vardır, o da CHP li olmasıdır dedi. Ben de karģılık olarak, öyle bir kusurun bende değil, AP li olması nedeniyle Muhtarda olduğunu, Muhtar ın CHP li olmasının çok iyi olacağını söyledim. Sayın Vali karģıt partililer arasında böylesine hoģ takılmalara tanık olunca, keş-

283 ke her yerde, tüm partililer sizler gibi olsalar, siyasal çekişmeler hep dostluk sınırları içersinde kalsa dedi. Muhtar, CHP li olmasa da, DYP Karabük Milletvekili olan oğlu Mustafa EREN, 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde CHP den Belediye BaĢkan adayı oldu. Ayhan ÖZEN ÇOK ANLAMLI VE DEĞERLĠ BĠR MEKTUP Belediye BaĢkanlığı ndan ayrıldıktan sonra, Safranbolu dıģında yaģayan, Safranbolu konusunda çok duyarlı bir Safranboluludan, o sırada Adapazarı Ceza Yargıcı olan, emeklilik sonrası Ġstanbul da avukatlık yapan, değerli meslekta- Ģım Ayhan ÖZEN den aldığım 23 Eylül 1980 tarihli bir mektup beni çok mutlu etmiģti. Mektuptaki Verdiğin sayısız hizmetlerle, biz Safranbolululara Belediye Başkanının neler yapabileceğini öğrettin tümceleri, benim için paha biçilmez bir tezkiye veya çok değerli bir bonservis niteliğindeydi. DÜġENĠN DE DOSTLARI OLABĠLĠR; SIKINTILARA DA ÇARE BULUNULABĠLĠR! Düşenin dostu olmaz derler, bu söz benim için hiç geçerli olmadı. DüĢtüm ama dostlarımı yitirmedim. Dostlarımın ve arkadaģlarımın tamamı ve diyebilirim ki Safranbolu halkının çok büyük bir çoğunluğu,12 Eylül 1980 de Belediye BaĢkanlığıma son verildikten sonra, eski sevgi ve saygılarından beni yoksun bırakmadılar. Açıkta kalsam da, çalıģmasam da para sıkıntım olmadı. Babalarımız da birbirlerinin dostu olan, çocukluk dönemimden itibaren çok yakın bir arkadaģım, bir ara yazıhaneme geldi; sana bunu hibe etmiyorum, borç veriyorum, ne zaman ödersen öde deyip, masamın üzerine, bir zarf içinde 50.000 lira bırakıp, hemen yazıhanemden kaçarcasına çıkıp gitti. Bu para Belediye BaĢkanlığı aylığımın üç katı dolaylarındaydı. Bir ay kadar sonra, Avukat ġemsettin AYKOL un bahçesine bitiģik, ailemden kalma bir küçük bahçeyi 80.000 liraya Sayın AYKOL a satarak, arkadaģıma olan borcumu ödedim. Ancak onun gösterdiği incelik ve duyarlılığı da hiç unutamadım. Böylece, 12 Eylül sonrasında çalıģmadığım sürede geçimimi sağlamak için mirasyedi oldum, fakat periģan olmadım. Aslında, avukatken girdiğim Ataevler Kooperatifinin taksitlerini, Belediye BaĢkanı olunca ödemede zorluk çektiğimde de, eģimin ve çocuklarımın altın takılarını satarak karģılamaya çalıģmıģtım. Onlar da tükenince, oturduğum Ataevler deki bahçeli evimi sattım. Bir iģçi kooperatifinin yaptırdığı MithatpaĢa Sitesi nde kirada oturdum. Belediye BaĢkanlığımın son üç yılını orada geçirdim. Acil paraya ihtiyacım olduğunda, Emekli Sandığı ndan, birkaç kez, 12 ay vadeli borç aldım. Bir defasında da, bir arkadaģım, Demir Çelik YardımlaĢma Sandığından, kendi adına, taksitlerini ben ödemem kaydıyla borç para sağladı. ĠĢte böylece, Belediye BaĢkanlığım döneminde, parasal sıkıntılar çekmiģ olsam da, hiçbir zaman çaresiz kalmadım. Asla onursuz bir konuma düģmedim.

284 VEFAKAR DOSTLAR SON KEZ BĠR ARADA Belediye BaĢkanlığından ayrıldıktan sonra, Ankara da göreve baģladığım 28 Kasım 1980 Cuma gecesi hafta tatilini geçirmek üzere Safranbolu ya geldim. Ertesi Cumartesi akģamı da benim gibi sabık ve sakıt olmuģ Belediye Meclisi üyesi arkadaģlarla bir araya geldik. Gecenin her zaman olduğu gibi en duygusal kiģisi yine Yılmaz KAVUġTURUCU arkadaģımdı. Bir gece önce yazılı bir metin hazırlamıģtı, önce onu okudu. Kendisini BaĢkan Vekili olarak seçtirmeyen bana ve seçmeyen üye arkadaģlara, her zaman olduğu gibi yine serzeniģte bulunuyordu. Yılmaz KAVUġTURUCU, ayrıca yazdığı iki Ģiiri okudu ve metinlerini bana verdi. ġiirlerinden birinde Belediye BaĢkan Vekili olması için oy vermeyenlerden yakınıyordu. Kazım BASMACI Aslında benden yakınması gerekirken, Ģiirinde arkadaģları suçluyordu. Çok ısrarlı olmasına karģın Yılmaz arkadaģım, bir türlü Belediye BaĢkan Vekili olarak seçilememiģti. Çünkü hem kendisinin, hem de Safranbolu nun yararı bunu gerektirirdi. Kendisine bunu kabul ettiremesem de, hiçbir zaman bundan dolayı bir sorun çıkarmadı. Hep Kazım BASMACI Belediye BaĢkan Vekili seçildi. BaĢkan Vekili olamasa da, Yılmaz KAVUġTURUCU çok değerli bir arkadaģımdı; Safranbolu da kendine özgü nitelikleriyle simge olmuģ bir kiģiydi. Belediye Meclis üyeliği, bu niteliklerini daha da pekiģtirdi. Altında 28.11.1980, saat 01.00 yazan, Yılmaz ın aynı akģam okuduğu diğer Ģiiri benimle ilgili iki kıtadan ibaretti. Akrostiş türde bir Ģiirdi; dizelerin ilk harfleri, adımın ve soyadımın sırayla harflerinden oluģuyordu. Islak sokaklar baģlıklı bu Ģiirinin ilk kıtası; Kişiliğisin herşeyinle Safranbolu nun / Islak sokaklarında doğan bahar güneşi / Zaferi oldun, sana ve görüşüne inanan toplumun / Issız sokaklarında tarihi Safranbolu nun / Laf yerine iş ve eser yarattın / Tüm engeller eridi gücünde birer birer / Akıl ve mantığı eylemlerine kattın / Nice yıllar anılarında yaşayacaksın Safranbolu nun dizelerini içeriyor, tipik bir Yılmaz KAVUġTURUCU duygusallığını yansıtıyordu. Yılmaz KAVUġTURUCU nun, ilk ve ortaokul öğrencisiyken ulusal bayramlarda çoģku içinde okuduğu Ģiirler, herkesi hayran bırakırdı. Kavuşturucu Kara Mehmet in oğlu Yılmaz gibi Ģiir okuyamadığım için, çocukluğumda babamdan hep eleģtiri alırdım. Bu yüzden Yılmaz KAVUġTURUCU yu, o zamanlar, ister istemez hep kıskandığımı da, bu arada açıklayayım.