ATAMIZI ÖZLEMLE ANIYORUZ



Benzer belgeler
ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

GEÇMİŞTEN BUGÜNE DOĞUŞ

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK YENİLEYEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR

İKTİSADİ ve İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar


GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

GAR - GÖÇ ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

03-05 Şubat 2017 tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar da düzenlenen Evlilik Hazırlıkları Fuarı, 15. yılında Modern Zaman Gelinleri konseptiyle

LİDERLİK YENİDEN TANIMLANIYOR... / LiderlerAnadoluda.

Digital Age. Yeni Nesil Mutluluk Araştırması. Nisan, ZENNA Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017

w w w. b e z m i a l e m. e d u. t r

15 Ekim 2014 Genel Merkez

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ

Öğrenci Memnuniyet Anketi

MARMARA ÜNİVERSİTESİ BAHÇELİEVLER KAMPÜSÜ Aralık w w w.sektorgunleri. c o m

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

SOSYALLEŞEBİLEN ÖĞRENCİNİN İLETİŞİMİ DE GÜÇLÜ OLUYOR

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN ve ZAMAN

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

7. VE SPONSORLUK DOSYASI.


Duyurunun başlangıç tarihi: 25 Ağustos 2015 Son Başvuru Tarihi: 08 Eylül 2015

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

İSTANBUL EKONOMİK ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ

FED FAİZ KARARINDA SÜRPRİZ YAPABİLİR Mİ?...

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik

Jamie Foxx J

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ EKONOMİ İŞLETME (UOLP) İSTANBULTEKNİKÜNİVERSİTESİ.

İÇİNDEKİLER. AtakanSeniz. Türk medyasını Üniversite Medya Birliği şekillendirecek. HAKKIMIZDA YÖNETİM KURULU EKİPLERİMİZ

Bloomberg Businessweek. BASINDA GeniuSpy. Zihni Birleştirir, Zekâyı Geliştirir 1/6

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Kahraman Kit Misafirlikte

PERYÖN İNSAN YÖNETİMİ ÖDÜLLERİ FARK YARATAN İK PROJELERİ TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor

MediaCat Felis 2013 Ödülleri ne Başvurular Başlıyor!

MediaCat Felis 2013 Ödülleri ne Başvurular Başlıyor!

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

2015 Üniversite Tercih Dönemi İlk 100 e Giren Adayların Tercihlerinin Analizi

Tanıtım Kitapçığı. Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor

İşimizi aşımızı müşterimizi Sosyal Medyayla BÜYÜTÜYORUZ.

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Makine Mühendisliği Bölümü

BURS ÖNCESİ BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz?

Sosyolinguistik Görüşme. 1) İsim:.. Cinsiyet: Meslek:.. Doğum Tarihiniz:.. Yaşınız:. Milliyetiniz:.

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

Pazartesi Basın Gündemi

İnternet Teknolojisi. İnternet Teknolojisi. Bilgisayar-II - 4. Hafta. Öğrt. Gör. Alper ASLAN 1. Öğrt. Gör. Alper Aslan. İnternet Nedir?

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?


Yapabileceğim en iyi iş bu. Dünyanın pek çok farklı yerinden filmleri Avustralya da yaşayanların izleyebilmesini sağlayabilmek benim tutkum.

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

İntörn Mühendislik Yelpazesini Genişleteceğiz

İstanbul Aydın Üniversitesi Mezunlar Derneği

VE GAYRİMENKUL DANIŞMANINIZ

Çocukların Medya Tüketimleri ve Yaşam Tarzları. Nobody s Unpredictable

CARROLL ÜNİVERSİTESİNİ KEŞFEDİN 1846 dan beri akademisyenlerde mükemmellik

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME ÇALIŞMA KOMİSYONU TOPLANTISI

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

Kulüp sayesinde tanınan, bilinen bir insan oldum - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

MARKA İLETİŞİM SÜRECİ. Brif Toplantısı. Analiz ve Araştırma Süreci. İletişim Stratejisi. Konumlandırma ve İletişim Çalışmaları

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (18 Ocak-11 Mart 2016 )

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Ücretsiz bir hizmet. Yemek masrafınız ayırdığınız bütçe kadar olsun.

Değerli Öğrencimiz; Hepinize başarılarla dolu, güzel anılar biriktireceğiniz bir üniversite yaşamı diliyorum. Üniversitemize hoş geldiniz.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BİYOSİSTEM MÜHENDİSLİĞİ PROGRAMI SON SINIF ÖĞRENCİ ANKET FORMU. Aralık,2013

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

Okullar ve Üniversiteler için Dijital Kütüphane

Çeyrek asırdır Türkiye de eğitimin ciddi bir iş olduğunun farkında olan Bilfen Liseleri; evrensel ilkeler ışığında, spora, müziğe, sanata ve kültürel

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI

Transkript:

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ DERGİSİ KASIM 2014 ATAMIZI ÖZLEMLE ANIYORUZ

İÇİNDEKİLER Polisiye deyip geçmeyin... Akademisyenlerimiz referans noktası İKBU bilinçli bir tercihti Syllabus sadece Syllabus değildir! Araştırmaya TÜBİTAK desteği Su geleceğin petrolü mü olacak? Avrupa ve Amerika çekişmesi başka bir boyuta sıçradı Orman mühendisliğinden yemek mühendisliğine İş dünyası ile iç içe eğitim Sosyal medyada paylaştı bursu kazandı Yurt dışına çık(ma)san mı? 2 3 4 5 7 9 10 11 13 14 15 Öğrenci kulüpleri öğrencilerle buluştu 25 Dijital dünyada genişliyoruz 29 KÜNYE Sahibi: İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi adına Rektör Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ Genel Yayın Yönetmeni: Sibel Kahraman Yayın Kurulu: Prof. Dr. Kaan Ökten, Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, Boğaçhan Çanak Editör: Banu Gökçe Taşkın, Ayça Yılmazel Görsel Tasarım ve Grafik: Onur Sertel, Vagabond Katkıda Bulunanlar: Öğrenci Konseyi, Öğrenci Kulüpleri İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mahmutbey Dilmenler Caddesi No:26 34217 Bağcılar / İstanbul Tel: 0212 604 01 00 www.kemerburgaz.edu.tr 1

REKTÖRDEN Polisiye deyip geçmeyin... Prof. Dr. Yıldırım ÜÇTUĞ Rektör Sanırım ilkokul ikinci sınıftaydı polisiye romanla ve Agatha Christie ile tanışmam. Bilirsiniz, çocukken ev ziyaretlerini seçme şansınız pek olmaz; anneniz babanız elinizden tuttular mı sizi akraba ziyaretlerine götürürler. Hele benim gibi tek çocuksanız ve gidilen akrabaların çocukları da yoksa o ziyaretler kısa sürede karabasana dönüşür. Tabi, bu noktada Neden karabasana dönüşsün ki? Telefonunuzda veya tabletinizde oyun oynar, vakit geçirirsiniz diyebilirsiniz. Ama sizler 1960 larda çocukluk yaşamadınız; düşünsenize televizyon bile Türkiye de icat edilmemiş henüz. Vakit geçirmek için yapabileceğiniz tek şey ya büyüklerin konuşmalarına ortak olmak ya da kitap okumak. Sekiz yaşında bir çocuğun büyüklerin konuşmalarına uzun süre katılamayacağını da kabul edersek geriye tek çıkış yolu kalıyor: Gidilen evde ilgi çekici bir kitap bulmak. Ben de, çok iyi hatırlıyorum, teyzemlere yaptığımız bir ziyarette kitaplığın rafında Agatha Christie nin bir romanını bulmuştum, o günlük can simidi olarak. İsmini de gayet iyi hatırlıyorum, çünkü kitap hala bende. Doğal olarak o yaştaki okuma hızımla o gün bitirememiştim romanı ve eniştemden izin alıp eve yarı okunmuş kitapla dönmüştüm. Sonra ilkokul boyunca başkalarını okudum mu? Çok hatırlamıyorum ama asıl seri okumalara ortaokula geçtiğimde başladım. Nişantaşı nda bir pasaj içerisinde bir kitapçı vardı; oradan her geçişte piyasaya yeni çıkmış bir Agatha Christie romanı bulur, alır, eve dönerken Karaköy-Kadıköy vapurunda ilk bölümünü bitirmiş olurdum çoğu kez. Bu tutkum daha sonraki yıllarda da hep devam etti. Yabancı dil bilgim geliştikçe ve yurt dışına çıktıkça okumadığım romanların orijinal dilde basılmış olanlarını aldım ve sonunda bir gün Agatha Christie nin yazmış olduğu tüm polisiye romanların sergilendiği bir kitaplığa sahip olmayı başardım. Bu arada, kimi romanlarını üç beş kere okuduğumu da söylemeden geçmeyeyim. Şimdi geri dönüp baktığımda düşünüyorum, sekiz yaşından bu yana beni polisiyeye çeken neydi veya polisiye bana ne kattı diye. İlk sorunun sanırım en basit yanıtı insanın içindeki bulmaca çözme merakı. Çoğu insan bulmaca çözmekten hoşlandığı için polisiye okur, çünkü iyi yazılmış bir polisiye roman tüm ipuçlarını verdikten sonra okuyucunun çözüme ulaşmasını bekler. Ancak, geçmişe gittiğimde bir olguyu daha gayet iyi hatırlıyorum. Ortaokul ikinci sınıfta bir polisiye okurken ilk kez verilen ipuçlarından tüm hikayeyi çözdüm ve bu gerçek daha sonra okuduğum tüm romanlar için de hemen hemen hiç değişmedi. Bu noktada, başka bir faktörün önem kazandığını düşünüyorum: O da romanın kurgusunu oluşturan zekâya duyduğum saygı ve o zekânın bende yarattığı haz. O günden sonra polisiyeleri bulmaca çözmek için değil, kurgunun inşasında sergilenen pırıltıyı takdir etmek için okudum. Buraya kadar söz ettiklerim polisiye romanı okurken hissettiklerim. Oysa bu tür öykülerin insanın düşünce biçiminin oluşmasına yaptıkları ve benim çok sonraları ayırdına vardığım bir katkı daha var: Yaşamda karşılaştığınız olgulara farklı bir pencereden bakabilme, onları sorgulayabilme yetisi. Polisiye romanların hemen hiç değişmez kurgularından biri okuyucuyu sayfalar boyunca bir yöne kanalize etmek, buna karşılık romanın sonunda önüne bambaşka bir çözüm koymaktır. Bir diğer anlatımla polisiye roman yazarı kitabın ilerleyen bölümleri boyunca okuyucusunu makul ve mantıklı bir senaryoya yönlendirir. Verilen ipuçlarının, yapılan analizlerin tümü sizi beklendik bir sona hazırlar. Ama roman beklenmedik bir şekilde nihayetlenir. Kitabı tekrar okuduğunuzda roman boyu oluşturulan kurgunun içinden aynı sağlam mantığa sahip ikinci bir çözümün çıkabildiğini de hayretle görürsünüz. Yaşam da böyle değil midir? İlk duyduğunuz, ilk gördüğünüz, ilk kez karşılaştığınız bir durum size tüm ögeleriyle son derece mantıklı görünür. Çoğumuz aynı hataya düşer ve bu ilk görüntüyü esas alarak kararlar verir, sonuçlara ulaşırız. Oysa aynı söylemin, aynı görüntünün bir de zıt gerçeği mevcuttur. O zıt gerçeği araştırmadan, konunun tüm cephelerini ele almadan vardığımız sonuç, aldığımız karar ne yazık ki bu yüzden çoğu zaman yanlış çıkar. Agatha Christie nin ünlü dedektifi Hercule Poirot saf arkadaşının ilk duyuşta inandığı söylemlere karşı sürekli ben ancak kanıtlanmış gerçeklerden hareket ederim cevabını verir. Sanırım birçoğumuzun zaman zaman kendimizi kaptırdığı komplo teorilerini sorgulamanın en etkin yolu da budur. Kısaca şunu söyleyebilirim son olarak: Polisiyenin karmaşık entrikasının arkasındaki berrak sonucu kavradığımız noktada yaşamı da doğru algılayabiliriz. 2

EDİTÖRDEN Akademisyenlerimiz referans noktası Bir yıl süresince yazılı, görüntülü ve dijital basında binin üzerinde haber olduk. Üniversitede yapılan etkinliklerin yanı sıra ekonomiden siyasete, hukuka kadar geniş bir yelpazede akademisyenlerimizin görüşleri basın yayın organlarında yer aldı. Sibel KAHRAMAN Kurumsal İletişim Direktörü Kurumsal İletişim Direktörlüğü olarak bir akademik yıl süresince neler yaptığımız ve yeni tanıtım stratejimizle ilgili üniversitemiz Mütevelli Heyetine sunum yaptık. Sunumu hazırlarken gördük ki üniversitemiz akademisyenleri görüşleriyle kamuoyunun referans noktalarından birisi olmuş. 2013-2014 öğretim yılında, yazılı basında 500'e yakın İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin haberi yer aldı. Habertürk, Milliyet, Hürriyet başta olmak üzere birçok gazetede, Düşünenlerin Düşüncesi, Polemik gibi prestijli haber sayfalarında akademisyenlerimizin görüşlerine yer verildi. Ekonomiden siyasete, iş güvenliğinden hukuka kadar geniş bir yelpazede hocalarımız toplumu bilgilendiren görüşlerini paylaştılar. Öte yandan görüntülü ve dijital medyada da hatırı sayılır şekilde üniversitemizdeki uygulamalara yer verildi ve akademisyenlerimizin uzmanlık alanlarındaki düşüncelerine başvuruldu. NTV, Habertürk, CNN Türk, Bloomberg TV, A Haber gibi haber kanalları başta olmak üzere çeşitli TV kanallarında toplam 45 haberde gündeme geldik. Güçlü bir iletişim aracı olan dijital medyayı da yakından takip ederek özellikle haber sitelerinde üniversitemize yer verilmesini sağladık. milliyet.com.tr, hurriyet.com.tr, iha.com.tr, egitimajansi.com, egitimrehberim.com, medyafaresi.com, medyalog.com gibi sıkı takip edilen haber ve eğitim sitelerinde 600'e yakın haberimiz yayınlandı. İlklere imza atıldı 2013-2104 akademik yılında pek çok çalışmanın yanı sıra ilklere imza attık. Kurum içi bağlılık ve iletişimi güçlendirmek amacıyla yayın hayatına başlattığımız Kantin dergimizin 11. sayısı yayımlandı. Kantin aracılığıyla akademik kadrodan idari kadroya, öğrenciye kadar üniversitenin tüm bileşenlerini bir araya getirdik. İlk kez düzenlenen Fark Yaratanlar etkinliği ile kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerle üniversite öğrencilerimizi bir araya getirdik. Bu isimlerle konferanslar düzenleyerek, öğrencilerimizin sosyal yaşamlarına ve akademik yaşam becerilerine katkı sunduk. Fuarlar, kariyer günleri gibi kitlesel etkinliklerin dışında adaya dokunan meslek seminerleri ve fakülte bazlı çalışmalar (atölye-laboratuvar çalışmaları) yaptık. Üniversitemizde, yaklaşık 30 okuldan 600 öğrenciye eczacılık laboratuvar günleri, tıp fakültesi temel ilk yardım eğitimi, mühendislik ve mimarlık fakültesi robotik-mimarlık atölyesi etkinlikleriyle seçmeyi düşündükleri mesleği yakından tanıma, uygulama yapma fırsatı sunduk. Meslek seminerleri kapsamında akademisyenlerimizle aday öğrencileri bir araya getirdik. Yaklaşık 50 akademisyenimiz 12 ilde, 150 okulda bin öğrenciyle buluştu. Bu akademik yılda da ilklere imza atmakta kararlıyız. Yeniliklerle buluşmak ümidiyle 3

İKBU DA ÖĞRENCİ OLMAK İKBU bilinçli bir tercihti İKBU DA YAŞAM Sonuçlar elime geldiğinde kararımı vermiştim. Tercih yapmayacak bir sonraki yıl tekrar üniversite sınavlarına girecektim. Ama sonra araştırdım ve İstanbul Kemerburgaz Üniversitesini öğrendim. Yani bilinçli bir tercihle İKBU ya geldim. Sena Nur GEDİK Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğrencisi sağlıyor. Bölüm başkanının odasına gidip iki saat muhabbet edebildiğiniz başka üniversite var mı? Ben henüz duymadım. Burayı, bu üniversiteyi seviyorum. Küçük, evet küçük şirin bir aile gibidir. Öğrencileri, çalışanları, eğitim kadrosunu hepsini tanıyorum neredeyse, hepsini seviyorum. Millet 5 sene boyunca rektör hocasını göremezken, biz rektör hocamızla el ele pasta kestik. Genç bir üniversite olması nedeniyle henüz yapılanmamış şeyler de var. Ancak 3 yılda gelinen noktaya baktığımda ne kadar hızlı ve başarılı geliştiğimizi görüyorum. Biz bir aileyiz, ve birlikte büyüyoruz tam da bunu derken, yazın çalışma tişörtlerimizdeki yazı aklıma geldi. Gelecek biziz, sen de bize katıl. Sen de bize katıldığına göre, gelecek sensin. Ve sen de bizim küçük, şirin ailemize hoş geldin! İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi ailesinde yer almamın üzerinden 2 yıl geçti. Üniversiteye başladığım zaman okulum da 1 yaşındaydı. O yeniydi, ben yepyeniydim. İkimizin de birbirimizden beklentileri vardı. Ve aslında ikimiz de aynı şeyleri bekliyorduk: Güzel bir gelecek. YGS-LYS sınavlarında neler yaptım, nasıl geçti hiç bilmiyorum. Ama sonuçlar belliydi ve sonuçları kabullenemiyordum. Benden istenilen, benim kendimden istediğimin çok çok altındaydı. Kararım belliydi, tercih yapmayacak ve seneye bırakacaktım. Endüstri mühendisliği devlette olsaydı giderdim, ama olmuyordu işte. Peki sonra ne oldu? Bilinçsiz bir tercihle buraya düştüğümü düşünmesin kimse. Ben bilinçli bir tercih yaptım, araştırdım burayı ve endüstri mühendisliğini yazarken. Öncelikle neden endüstri mühendisliği sonra neden Kemerburgaz Üniversitesi diyeceğim Endüstri mühendisliği; çünkü karakterimi tamamlayan bölüm budur. Küçüklüğümden beri, girişken ve etkin bir karaktere sahiptim. Yönetmeyi, planlamayı hep severdim. Kemerburgaz Üniversitesi; çünkü eğitim dili İngilizce. Evet, benim tercih yapmamda en önemli neden budur. Bir endüstri mühendisinin, tartışmasız çok iyi İngilizce konuşabilmesi gerekiyordu. Ve eğer bu üniversiteye gelirsem, Türk tarihi dersi bile bana İngilizce verilecekti. Yani ben öğrenmek zorunda bırakılacaktım. Yeniydi, ama güzel şeyler vadediyordu. Eğitim programı iyiydi, hocalar desen hepsi yurt dışı doktoralı, nitelikli öğretim görevlileriydi. Ve gençlerdi. Genç olmalarıyla övünüyorum çünkü bu onlarla daha sağlıklı bir iletişim kurabilmemizi Girişimcilik Kulübü Nasıl Marka Olunur semineri 4

İKBU DA YAŞAM ÖĞRENCİYE MESAJ VAR Syllabus sadece Syllabus değildir! Yrd. Doç. Dr. Eylem AKDENİZ GÖKER İİBF Öğretim Üyesi Yeni güzergâhlar, bilinmeyenin ve söylenmeyenin sırrına vakıf olmanızı mümkün kılmakla kalmayacak, mizacınıza ve tutkularınıza aykırı şeyleri sizlere dayatan mekanizmaları idrak etmenizi de sağlayacaktır. Okuma listesi, ders müfredatı veya İngilizce deki söylenişiyle Syllabus neye yarar? Sözü eğip bükmeden ağzımdaki baklayı çıkarayım: Bilginin derinliklerinde kaybolup gitmeden yol almanıza yarar. İlgili dersin gerekliliklerini ifade etmekten, zorunlu kitap ve makaleleri sizlere belletmekten ibaret alelade metinlerden söz ettiğimi zannediyorsanız fena halde yanılırsınız. Aklınızı yatırdığınız masallardan sizi uyandıracak, merakınızı ve hevesinizi kışkırtacak kutsal metin lerden söz ediyorum: Arendt ten Gramsci ye, Kant a, Weber e, Ortaçağ Avrupası ndan Ortadoğu nun kadim uygarlıklarına, Newton dan Kuantum a uzanan bir dizi seyahatin yol haritasından. Unutmayınız ki, söz konusu seyahatlerde yılgınlığa kapılmamanız, merak ve arzunuzun her daim diri kalması elinizdeki yol haritasının sağlamlığıyla doğru orantılıdır. Zira yol haritanız, kitaplar, makaleler, araştırmalar boyunca seyahatlerinizde yanıltıcı klişelere itibar etmekten sizleri men edecek, hali hazırda tedavülde olan düşünce kalıplarıyla yetinmenizi gücü elverdiğince engelleyecektir. Peki ama kütüphanelerde dirsek çürütmekten hiç mi usanmayacağız? Hiç mi bunalmayacağız, soluklanmak istemeyeceğiz yüzlerce sayfalık seyahatlerde? Zanaat öğrenmek kolay iş değil; bilim icra etmekse hiç mi hiç kolay değil! Özensiz, retorik yüklü, şimdiye dek söylenenleri yinelemekten ibaret 5

ÖĞRENCİYE MESAJ VAR İKBU DA YAŞAM çalışmalara imza atmak istemeyen gencecik bünyelerin yılgınlığa kapılıp kendilerini Fildişi Kulelere hapsetmeleriyse pek kolay! İşte bu türden zor zamanlarda, kimbilir belki de kısa bir süreliğine de olsa, oturduğumuz yerden kalkıp saha ya çıkmamız gerekecektir. Merakımızı cezbeden, bizi heyecanlandıran, büyüleyen hatta adamakıllı bunaltan bir sorun alanı tespit edip onun peşi sıra yollara dökülmemiz, kâğıt üzerinde öğrendiklerimizi sahada sınama imkânı sunacaktır bizlere. Misal bu ya, tekstil sektöründe bire bir yapacağımız görüşmeler, tekstil işçisi genç bir kadın üzerinden bir dizi toplumsal soruna temas edebilme gücü ve çalışma azmini kendimizde bulmamızı sağlayacaktır. Veyahut Tuzla da bir tersanede edindiğimiz gözlemler iş kazalarına ilişkin yepyeni bir pencere açacaktır önümüzde. Oturup sayfalarca okumak, sayfalarca yazmak ve anlatmak isteğiyle dolacak, veri inşa etmenin, dünya ahvalinin inceleme nesnesini kuruyor olmanın; bütün bunları yerine getirirken de mesleğin haysiyetinden taviz vermeye direnmenin keyfini süreceğizdir, kimbilir? Yapmayı sevdiğimiz işlerden mahrum kalmayalım hayatta! İnsanın sevdiği işi yapması, merakının peşinden gitmesi, hayatı bir kariyer meselesine indirgemeden bilimin herhangi bir alanında mevzi tutması elbet saygıyı hak ediyor. Nefesiniz tükendiğinde sizi hizaya getirecek, çalışmalarından ilham ve feyz alacağınız ustalara ve şevkinizi kırmayacak yol haritalarına sahip olduğunuz sürece yolunuzun açık olacağından kuşku duymayasınız. Yeni güzergâhlar, bilinmeyenin ve söylenmeyenin sırrına vakıf olmanızı mümkün kılmakla kalmayacak, mizacınıza ve tutkularınıza aykırı şeyleri sizlere dayatan mekanizmaları idrak etmenizi de sağlayacaktır. Şevkiniz ve iddianız köreltilmediği takdirde, doğa bilimci olarak adım attığınız bir mecrada maddenin yapısına dair yeni bir söz söylemenin hazzını duyacak, kolaycılığa yeltenmemiş olmanın haklı gururunu yaşayacaksınız. Sosyal bilimci kimliğiyle başka bir coğrafyada hikâyeler toplayacaksınız; misal, tütün yasası sonrası tütün fiyatlarındaki kademeli düşüşün yüzlerce tütün ekicisinin köyden kente göç edişini nasıl olup da tetiklediğini fark edecek ve hikâyeleştireceksiniz usta bir sanatçı edasıyla. Seneler evvel bir Sosyal Bilimler Kongresi nde, hocamız Prof. Dr. Korkut Boratav, bilim insanının, çalakalem yapılmış analizlere tevessül etmemesi gerektiğini vurgulayıp görüntüyü oluşturan açıklama ilkelerini sorgulamayı düstur edinmesini salık verirken, yaratıcılığın önemini hatırlatmıştı. Shakespeare in meşhur to be or not to be dizesinden yola çıkarak, sağlam bir yönteme dayanmak koşuluyla, özgün bir çözümlemenin niteliklerini aktarmıştı Boratav; ve bilimsel özgünlük ile söz konusu dizeyi bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin diye tercüme eden Can Yücel in yaratıcılığı arasında koşutluk kurmuştu. Zaman zaman gözümüzü korkutan yüklü okuma listeleriyle karşılaştığımızda, bilimin aynı zamanda bir var etme, tazelenme, hayal etme kudreti verdiğini hiç unutmayalım. Heyecanlanarak düşünmenin, paylaşarak düşünceleri büyütmenin mekânı derslikler olduğu kadar, kantinlerdir, çay içtiğimiz kahve yudumladığımız masalardır. O masalardaki soluksuz sohbetlerimizde bitkin düştüğümüzde kitaplardan kafamızı kaldırıp arada bir göğe bakalım; zira gökyüzüne bakmayanların kalbi daha çabuk kirlenir. * *Cahit Zarifoğlu. 6

İKBU DA YAŞAM HABER Araştırmaya TÜBİTAK desteği İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi araştırma üniversitesi olma yolunda emin adımlarla yürümeye devam ediyor. Öğretim üyelerimiz 2014 Mart başvuru döneminde 4 projeye TÜBİTAK tan destek aldı. TÜBİTAK 2014 Mart başvuru dönemi proje değerlendirme sonuçları açıklandı. Bu dönemde üniversitemizden TÜBİ- TAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında 4, TÜBİTAK 3501 Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme Programı kapsamında ise 6 proje başvurusu gerçekleştirildi. Açıklanan sonuçlara göre TÜBİTAK 1001 çerçevesinde 1, TÜBİTAK 3501 çerçevesinde ise 3 proje başvurumuz desteğe layık görüldü. TÜBİTAK 1001 kapsamında, Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nedret Altıok, öneri bütçesi 359,844.-TL tutarında olan Hedefe Yönelik Aptamer-İlaç Konjugatı: Kanser Tedavisinde Hücre İçine Selektif İlaç Taşınması ve Dual İnhibitör Etki isimli projesi ile destek aldı. 7 Proje desteği alan akademisyenlerimiz kutlama töreninde Ulusal Genç ve başarılı araştırmacıları destekleyen TÜBİTAK 3501 kapsamında; öneri bütçesi 174,500 TL tutarında olan Atık Su Sıcaklığının Polimer Katkılı ve Katkısız Geosentetik Kil Örtülerin Hidrolik Performansına Etkileri isimli projesi ile Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakkı Oral Özhan, öneri bütçesi 263,160 TL tutarında olan Bitkisel Ekstre ve Saf Maddeler için MAO-A ve MAO-B İnhibisyon Testlerinin HPTLC ye Uyarlanması isimli projesi ile Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yasemin Yücel Yücel ve öneri bütçesi 56,005 TL tutarında olan Karşılıklı Bağımlılık, İşbirliği ve Çatışma: Enerjinin Türk Dış Politikasındaki Rolünün Karşılaştırmalı Bir Analizi isimli projesi ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Demiryol destek aldılar. Proje desteği alan öğretim üyelerimizi kutlamak için düzenlenen törende konuşma yapan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, üniversitenin araştırmada önde gelen üniversitelerle aynı sırada bulunduğunu belirterek, proje başvurusunda bulunan ancak bu kez destek alamayan diğer öğretim üyelerimize de gösterdikleri gayretten ötürü özellikle teşekkür ediyor, bu sonuçtan ötürü hayal kırıklığına uğramamalarını, alacakları geri besleme doğrultusunda proje önerilerinde gerekli düzeltmeleri yaparak yeniden başvurma yoluna gitmelerini öneriyorum dedi.

HABER İKBU DA YAŞAM PeopleSoft Campus Solutions Kemerburgaz da Üniversitemiz 2014 güz dönemi ÖSYM kayıtları ve ders kayıtları ile PeopleSoft sistemini kullanmaya başladı. PeopleSoft öğrenci bilgi sistemleri alanında Dünyada en önde gelenidir. PeopleSoft çok gelişmiş, çok kapsamlı bir öğrenci bilgi sistemidir. PeopleSoft dünyanın en önde gelen veritabanı sistemleri firması olan Oracle ın bir ürünüdür. 2014 güz döneminde PeopleSoft üniversitemizde yalnızca belli başlı birkaç işlevi ile devreye alındı. Şu an için kullanıcı türü olarak sisteme yalnızca öğrenciler ve danışmanlar tanımlanmış durumda. Bu yıl içinde öğretim üyeleri, fakülte sekreterlikleri ve ilgili idari birimler de sistemi kullanmaya başlayacaklar. Bu yıl Öğrenci Konseyi seçimleri PeopleSoft ile e-seçim olarak yapılacak. İleride mobil erişim, e-öğrenme platformlarıyla entegrasyon gibi uygulamalar da devreye alınacak. PeopleSoft sisteminin 9 ay gibi kısa bir sürede devreye alınması Oracle dünyasında ilgi uyandırdı. Bu sistemlerin devreye alınması bilişim uygulamalarında go-live olarak adlandırılıyor. Çünkü canlı kullanıma geçmeden önce uzun süre sistemi gereksinimlerinize yanıt vermek üzere hazırlamanız, var olan verinizi PeopleSoft ortamına aktarmanız, süreçlerinizi tanımlamanız vb. çalışmalar yapmanız gerekmekte. PeopleSoft gibi sofistike ve kapsamlı bir uygulama için go-live çoğu zaman birkaç yıl alır. Kemerburgaz, üniversitenin genç olması nedeniyle PeopleSoft sistemine aktarılacak verinin hacminin nispeten küçük olması, aşamalı geçiş yöntemi ve iyi proje yönetimi ile böyle kısa bir sürede go-live gerçekleştirdi. Dünyanın en önde gelen üniversitesi olan Harvard öğrenci bilgi sistemi olarak ne kullanıyor? Yanıt: PeopleSoft. Avrupanın en önde gelen üniversitesi olan Cambridge öğrenci bilgi sistemi olarak ne kullanıyor? Yanıt: PeopleSoft. Kemerburgaz öğrenci bilgi sistemi olarak ne kullanıyor? Yanıt: PeopleSoft. PeopleSoft projesini go-live noktasına getiren ekipte yer alan Öğrenci İşleri Direktörümüz Ayşe Nur Fidan a, Bilgi Teknolojileri Diretörümüz Uğur Sungurtekin e, Öğrenci İşleri Uzmanlarımız Can Yılmaz ve Yücel Diker e ve Bilgi Teknolojileri Uzmanımız Emre Kunt a ve projeye destek veren danışmanlarımız CY2 (Hollanda) elemanları Wouter de Bruin, Uffe Graakjaer ve Ernst La Haye a teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu süreçte Öğrenci İşleri Direktörlüğündeki işlerin sorunsuz şekilde yürümesini sağlayan Özkan Özer e de teşekkür ediyoruz. 8

BİLİM Su geleceğin Yrd. Doç. Dr. Çekdar VAKIFAHMETOĞLU Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi petrolü mü olacak? Dünya nüfusunun son elli yıldaki muazzam artışı (Grafik 1), sanayi devrimi ve iklim değişiklikleri gibi faktörlerin bileşkesi temiz su tüketiminde ve atık su üretiminde muazzam bir artışa neden olmuştur. Sadece son 50 yıl içerisinde dünya çapındaki temiz su ihtiyacı 3 katına çıkmıştır. [1-2] Grafik 1. Yıllara göre dünya nüfusu ve 2150 yılı projeksiyonu.[1-2] Maalesef gelinen noktada dünyanın çoğu bölgesi için ihtiyaç duyulan temiz su talebi artık karşılanamaz durumdadır. Örneğin sadece Amerika Birleşik Devletleri`nde 36 eyaletin 2013 verilerine göre bölgesel yada eyalet bütününde su sıkıntısı ile karşılaşacağı öngörülmüştür.[3] Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) verilerine göre 2025 yılında 2.8 milyar insan barındıran 48 ülke su stresi veya su kıtlığı altında kalacaktır.[4] Bu durumun yakın gelecekte yaratacağı sosyo-ekonomik değişimleri düşünürsek "su geleceğin petrolü olacaktır" diyebilmek mümkündür. Su filtreleme işlemi sadece günümüzde değil eski çağlarda da kaliteli su elde etmek için kullanılmıştır. Geçmişte kalite muhtemelen niteliksel (bulanıklık, tat, koku, renk gibi) bir anlam içerirken, günümüzde suyun kalite sinin arttırılması sadece niteliksel değil aynı zamanda niceliksel (ph, iyon durumu, biyolojik unsurlar gibi) bir içeriğe de bürünmüştür. 90 lı yıllara kadar akademinin pek ilgi göstermediği konu son 50 yılda nüfusun artışı ile paralel (Grafik 1), kirlenme ve su kaynaklarının da yetersizliğinden bugün yılda 1400 e yakın yayın ile üzerine yoğunlukla çalışılan bir noktaya gelmiştir. Üniversitemiz bünyesinde de su filtreleme amacıyla araştırmalar yapılmaya başlanmış ve TÜBİTAK tarafından yaklaşık 300.000 TL toplam bütçeyle desteklenen projemizde, küçük ölçeklerde kullanıma (örneğin evlerde musluklara takılarak yahut köylerde kuyulardan çekilen sular için) yönelik düşünülen bir su filtresinin ana katmanını oluşturacak, hierarşik gözenek yapısına sahip, seramik yapıların üretimi planlanmaktadır. Bu bağlamda okulumuz ve TÜBİTAK desteği ile D-blok -2. katta İleri Malzemeler Araştırma laboratuvarı kurulmuştur. Bu labaratuarda her türlü kimyasal sentez ve üretim yapabilme kapasitemiz şu an (Eylül, 2014) itibariyle mevcuttur. Projemizde öncelikle geri dönüşüm malzemelerinden makro gözenek yapısına sahip seramik filtrelerin üretilmesi, sonra bu gözenekli yapıların iç yüzeylerinin aktifleştirilmesi (zeolit denen bir katman ile kaplanması) amaçlanmıştır. Su içerisindeki kirletici maddelere karşı emilim kapasitesi muhtemelen çok yüksek, toksisitesi olmayan bu kompozit malzemeler, portatif bir filtrenin bahsettiğimiz ana katmanını oluşturacaklardır. Bu prototipin sağlayacağı bilgiler ışığında projeyi takip edecek çalışmalarla (muhtemel sanayi desteği ile) çoğunlukla kendi öz kaynaklarımız ile üretilecek, ekonomik filtre sistemlerini öncelikle temiz suya erişimi sınırlı bölgelerde yaşayanların kullanımına sunmak mümkün olacaktır. [1] Beyond Economic Growth, An Introduction to Sustainable Development, Second Edition, World Bank online sources. http://www.worldbank.org/depweb/english/beyond/global/chapter3.html [2] D. Apelian, Looking beyond the last 50 years: The future of materials science and engineering, JOM, 59 (2007) 65-73. [3] United States - Environmental Protection Agency (EPA): Water supply and use in the United States, http://www.epa.gov/watersense/docs/ws_supply508.pdf. [4] G.-A. United Nations Environment Programme, Vital water graphics an overview of the state of the world's fresh and marine waters, United Nations Environment Programme, Nairobi, Kenya, 2008. 9

EKONOMİ Avrupa ve Amerika çekişmesi başka bir boyuta sıçradı ABD iyileşiyor... Avrupa hala hasta. Hatta gitgide kötüleşiyor. Avrupa faiz indirerek soruna çare bulmaya çalışıyor. ABD buralardan geçeli çok oldu. Avrupa Merkez Bankası Başkanı'nın faiz indirimi açıklamasından sonra beklendiği gibi Euro/Dolar paritesinde sert bir gerileme oldu. Eğer FED, faiz artırma konusunda ısrar etmeye devam ederse, paritenin daha da düşük seviyeleri test etmesi beklenebilir. Prof. Dr. Emre ALKİN İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Avrupa'da negatif reel faiz ile mevduat tutmanın anlamı kalmayacağı için, yüksek faize sahip ama kur istikrarı açısından ümit veren ülkelere doğru para kaçısı yaşanacaktır. Elbette ABD Doları cinsinden varlıklara da itibar artacaktır. Bu durumda Euro eskisine göre daha rekabetçi bir değere gelecek. Acaba bu durum Avrupa Birliği ihracatını ve ithalatını etkileyecek mi? Almanya'nın Euro bolluğundan hoşlanmadığı biliniyor. Büyüme yavaşken gayrimenkul fiyatlarının şişmesi arzu edilmeyen bir durum. Draghi Euro Bölgesi büyüme hızını geriye doğru revize etti. Avrupa'nın ihracat pazarları gelişen değil gelişmekte olan ülkeler olacak. Buna dikkat etmeli. Avrupa'nın Amerika'ya sattığı mallar ortada. Tersinden bakarsak, Amerikanın da iphone vs. gibi ürünlerde bir rekabet avantajı bulunuyor. Ancak Avrupa pazarında Samsung'a karşı fiyat mücadelesi verecektir. Euro'nun tüm paralara karşı değer kaybetmesi, Avrupa pazarında kuralların yeniden yazılması sonucunu doğuracak. Avrupa'da talep canlı değil ve şimdi de Avrupa'ya mal ve hizmet satanların kar sorunu ortaya çıkacak. Buna rağmen kimse pazar payını kaybetmek istemeyecek. Mali açıdan zayıf olanlar kan kaybedecektir. Ayrıca yüksek teknolojiyi son tüketiciye sunanlar mutlaka ürünleri çeşitleyerek fiyat politikalarını ayarlamaya çalışacaklar. Bilgi rekabeti yapmayanların işi daha zorlaşır. Diğer taraftan Avrupa'nın ihracatını ucuz Euro ile artırması için 2-3 yıl bu şekilde yola devam etmesi gerekir. Şu anki büyüme oranları ve yatırım/tüketim isteksizliği, toparlanmanın kolay olmayacağını gösteriyor. Türkiye ne yapsın? Türkiye bu konjonktürde döviz kurları açısından istikrarlı bir ülke konumunda değil. Ya çok hızlı düşüyor ya da hızla yükseliyor kurlar. TCMB döviz kurlarının enflasyona geçiş etkisi sebebiyle, Dolar/TL ve Euro/TL'deki düşüşleri "başarı" olarak yorumlamaya devam edecek. Ancak geçmişte yaşanan deneyimler bu gelişmenin zararlarını ortaya koydu. Draghi "para politikası tek başına enflasyona çare olamaz" diyerek, bu görüşümüzü destekledi. Sonuç olarak, AMB, Japonya ve ABD'nin denediği ve likidite tuzağına düştüğü uygulamayı benimsedi. Draghi'nin başka çaresi yok ama bize söylenmeyen daha büyük tehlikeler var. Bu belli. özellikle Avrupa bankalarında saklanan ve yüzdürülen ciddi sorunlar var. "İtalya Başbakanı ile ne konuştuğumu söylememem" diye açıklama yapan Draghi bu hissimizi güçlendiriyor. Son kararların piyasadaki etkisi geçince daha net değerlendirme yapma imkanı olacak. Türkiye'nin bu şemada siyasi söylemlerden çok ekonomi üzerine konuşması gerekir. Yeni büyüme modeli ve 2023 planının ortaya çıkarılması yatırımcı güvenini mutlaka artıracaktır. Yurt dışından kaynak girişinin mutlaka sağlanması gerekiyor. Hazır AB'de faizler tarihi düşük seviyeler yaklaşmışken, coğrafi yakınlık ve ortak kültürü öne çıkarmak gerekiyor. 10

RÖPORTAJ Orman mühendisliğinden yemek mühendisliğine Yemek programlarına ilgisi olanlar çok iyi bilir. Anadolu nun her köşesini gezen, insanlarıyla sohbet edip yemeklerini tanıtan, güler yüzlü hani Ailemizin kızı derler ya işte o şekilde sıcak ve enerji dolu Ezgi Sertel bu ay Kantin in konuğu. Ezgi Sertel, İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği mezunu. Mesleğini hiç yapmamış. Biz de kendisini oyunculuktan sunuculuğa geniş bir yelpazede yer aldığı televizyon ekranlarından tanıyoruz. İlkokul yıllarında başlamış televizyon ekranlarında olma hayali. Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra oyunculuk ve sunuculuk isteğini daha fazla frenleyememiş. Mesleği konusunda şanslı olduğunu düşünüyor ve bunu, Televizyon ekranları kendim için aldığım en doğru karar oldu. Birçok insanın farklı farklı yetenekleri vardır. Önemli olan onu zamanında fark edip o işe yönelmektir. Ben de bunu yaptım şeklinde anlatıyor. Biz sorduk Ezgi Sertel tüm samimiyetiyle cevapladı: Yemek programı sunuculuğuna nasıl başladınız? Tek Türkiye dizisinde Zeynep Öğretmen karekterini oynadığım dönemde yemek ve yemek kültürü üzerine araştırmalarım oldu. Programlar ve belgeseller seyrediyordum. Bu ilgimi ve araştırmalarımı bir kitapta toplamaya karar verdim ve Ezgi Sertel'den Püf Noktalar adlı lezzetli yemek yapmanın inceliklerini anlatan bir kitap yazdım. Ve anladım ki bu yazdıklarım ve öğrendiklerim üzerine bir program yapmalıydım. Derken sunucuk serüvenim başladı. Evde yemek yapar mısınız? Yemek yapmayı ve yemeyi çok seviyorum. Bu nedenle her fırsatta mutfağa girerim. Mutfakta çok güzel vakit geçiriyorum. Yaptığım lezzetler için de çok güzel yorumlar alıyorum. Dengeli beslenmeye önem veriyorum. Fast food olarak sadece pizza ve patates kızartmasına hayır diyemiyorum. Ezgi SERTEL 11

RÖPORTAJ Ezgi Sertel Anadolu yu karış karış geziyorsunuz. Evet. Farklı yörelere gidip oralara has lezzetleri tattığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü çok zengin bir mutfak kültürüne sahip olan muhteşem bir ülkede yaşıyoruz. Ve ben her yeri tanıma, öğrenme şansına sahip oldum. Programlarda sevmeden yemek zorunda kaldığınız oldu mu? Gittiğim yerlerde o kadar samimi ve içten karşılanıyoruz ki ellerinden gelen en iyi en özel lezzetleri yapmaya çalışıyorlar. Kötü bir yemekle karşılaşma şansızlığım hiç olmadı. En çok hangi yörenin yemeklerini önerirsiniz? Her yörenin kendine has güzel yemekleri var. Yöre olarak ayırmak çok zor. Ancak mantı, kaburga ızgara, karnıyarık favorilerimdir. Aslında zor bir yemek yok. Uğraş gerektiren ve zaman ayrılması gereken yemekler var. Güzel yemek yapmanın sırrı nedir? Her lezzetin kendine ait incelikleri vardır. Mesela kullanılan malzemelerin sıcaklığı gibi çok ince bir detay bile ortaya çıkacak lezzeti farklı bir görüntüye ve tada bürüyebilir. Kek yaparken kullanılan yumurtanın oda sıcaklığında olması gerektiği gibi. Tabii ki ben el lezzetine de çok inanırım. Aynı malzemeleri kullanarak aynı yemeği yapan iki kişinin ortaya çıkan lezzetleri çok farklı olabilir. Ayrıca yemek işini aceleye getirmemek, özen göstermek de çok önemli. Program dışında neler yapıyorsunuz? Çekimler dışında evde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Sevdiklerimle birlikte olmayı, film seyretmeyi, kitap okuyup müzik dinlemeyi çok seviyorum. Doğru, dürüst ve güvenirliliğine inandığım sosyal sorumluluk projelerinde elimden geldiği kadar olmaya çalışıyorum. Katkımın yüksek olduğu işlerde bulunduğumda kendimi iyi hissediyorum. 12

HABER İş dünyası ile iç içe eğitim Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi ile Onsa İstanbul arasında ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Transal Denizcilik arasında Cooperative Education (Co-Op) iş birliği imza töreni gerçekleştirildi. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi üniversitedeki eğitim ile iş yerinde çalışmayı birleştiren eğitim modeli Cooperative Education (Co-Op) programını, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarımı bölümü ile ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Lojistik Yönetimi ve Uluslararası Ticaret programları ile başlattı. Takı Tasarımı bölümü öğrencileri 2014-2015 eğitim yılından itibaren derslerinin önemli bir kısmını Altınbaş Holdinge bağlı Onsa İstanbul da görecekler. Fabrikada düzenlenecek atölyelerde öğlene kadar teorik derslerini alan öğrenciler öğleden sonraları ise doğrudan üretim ve tasarım süreçlerinin içerisinde yer alacaklar. Mezunların yüzde 50 sine iş garantisi verilen bölüm, yarının dünyasının mücevher tasarımcılarını yetiştirmeyi hedefliyor. İKBU nun gerçekleştirdiği bir diğer Co-Op anlaşması ise Uluslararası Lojistik Yönetimi ve Uluslararası Ticaret programlarını kapsıyor. Yine Altınbaş Holdinge bağlı Transal Denizcilik ile yapılan protokole göre söz konusu programların öğrencileri öğrenimleri sırasında derslerine ara vererek 6 ay süreyle firmada ücret karşılığında çalışabilecekler. Öğrenim süresi uzatılmadan gerçekleşecek bu uygulama sayesinde mezunlar diplomalarını aldıkları gün iş dünyasına hazır hale gelecek, belki de işlerini çoktan bulmuş olacaklar. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarım bölümü öğrencilerinin Onsa İstanbul da çalışarak tasarım süreçlerinde yer alacaklarını söyledi. Prof. Dr. Üçtuğ, Öğrencilerimiz yalnızca tasarımın nasıl yapıldığını değil, üretimin nasıl gerçekleştiğini de görecekler. Transal Denizcilik, doğrudan lojistik üzerine çalışan bir firma. Uluslararası lojistik, uluslararası ticaret, işletme, iktisat, hatta hukuk fakültelerimizden de öğrenci alabilecekler. Öğrencilerimiz öngördüğümüz 3. sınıfın 2. döneminde ya da 4. sınıfın ilk döneminde üniversiteden büyük ölçüde ayrılacaklar ve firmalarda full time a yakın bir süre çalışacaklar. Sonra geri gelip eğitimlerini tamamlayıp diplomalarını alacaklar. Bu arada kendilerini sevdirdilerse, beğendirdilerse işleri hazır hale gelecek. Öğrencilerimizin yıl kayıpları da olmayacak dedi. Transal Denizcilik Genel Müdürü Ender KESKİN İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım ÜÇTUĞ Onsa Yönetim Kurulu Başkanı Nusret ALTINBAŞ İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım ÜÇTUĞ 13

HABER Sosyal medyada paylaştı bursu kazandı İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi (İKBU), tercih tanıtım dönemi sürecinde gerçekleştirdiği sosyal medya bursu uygulamasını Furkan Sezer kazandı. Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya ortamlarında #ikbuluolmakistiyorum, #ikbusosyalmedyabursu ve #ikbudanmezunolunca hashtagleri ile en çok paylaşımı yapan ve hukuk fakültemize yerleşen Sezer, 2014-2015 eğitim-öğretim döneminde lisans eğitimi için yüzde 50 burs kazandı. Çok iyi bir sosyal medya kullanıcısı olmadığını söyleyen Furkan Sezer, üniversitenin Facebook sayfasında kampanya reklamını gördüğünü söyledi. Yarışma sayfasına üye olarak bir aya yakın süre paylaşımlarda bulunan Sezer, Bursu kazandığıma çok sevindim. Sürekli paylaşımları takip ediyordum, puantajım yüksek gidiyordu. Kazanacağımı düşünüyordum ve sonunda bursla birlikte %50 indirim kazandım şeklinde konuştu. Rektör Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ ise, Furkan Sezer i tebrik ederek şunları söyledi: Bu yarışmayı üniversitemizin tanıtımına katkı sağlamak için düzenledik. Üniversitemizi en iyi tanıtan, en çok mesaj yayınlayana burs vermeyi hedefledik. Bir yıl için %50 destek sağlayalım dedik. Bunu mutlaka bir öğrencimize vereceğimizin sözünü verdik, sözümüzü de gerçekleştirdik. Furkan bizim hukuk fakültemize yerleşti. Bu yıl için %50 burslu okuma hakkı kazandı. Kendisini tebrik ediyorum. Umarım bunun karşılığını verir. Başarı göstererek, hazırlığı bir senede geçer İngilizce sini ilerletir ve başarılı bir şekilde hukuk eğitimine devam eder. 14

KARİYER Yurt dışına çık(ma)san mı? Zümrüt CASSIDY İngilizce Hazırlık Okutmanı Bu kız ya İngiltere doğumlu ya da orada uzun yıllar yaşamış, hangisi? Amerikalı olan masadaki diğer arkadaşım kulağıma bu sözleri fısıldarken, bir yandan arkadaşımı kıskanmış bir yandan da demek ki yurt dışına gitmeden de İngilizce öğrenebilirim diyordum kendi kendime. Arkadaşım liseden, başarısız olmasa da çokta parlak notlarla mezun olmamıştı. Ancak her zaman İngilizceye karşı inanılmaz bir ilgisi vardı. Bu ilgiye de somut olarak pek çok kez şahit oluyorduk. Hiç unutamadığım anılardan bir tanesi şöyledir: Dedikodu değil ama sosyal tespitlerle dolu olan sohbetimiz kendisinin gözüme bir şey batıyor, bir bakayım diyerek odadan çıkmasıyla kesilmişti. İki dakika sonra odamın kapısında dikilmiş, banyodan fırlayan Arşimed edasıyla heyecan içerisinde diş ipinin İngilizcesini buldum! diyordu. Gözüne bakmak için banyoya gittiğinde, rafta diş ipini görür görmez eline almış, kurcalamış İngilizcesini bulmuştu. Aradan yıllar geçti, ne o anı ne de diş ipinin İngilizcesini unuttum. Nasıl üniversite sınavlarına hazırlanan bir öğrenci etrafındaki her şeyi sınav formatında görüyorsa, arkadaşımda etrafına İngilizce olarak bakıyordu. Her gördüğü obje yanında bir boşlukla kafasında beliriyor, anında sınav ciddiyetiyle o boşluğu doldurmaya çalışıyordu. Bu satırları okurken yok canım artık, nasıl yapılabilir ki bu diyenler için hemen açıklayayım. Tahmin edebileceğiniz gibi o dönemlerde akıllı telefonlar yoktu. Aklına takılan herhangi bir şeyi hemen bir Google da aratayım, bilgiyle dolayım diyemiyordunuz. Şu anda nasıl birçok insan için akıllı telefonlar hayatlarının ayrılmaz bir parçasıysa, arkadaşım için bu İngilizce sözlüğüydü. Bununla birlikte, kıyafeti tamamlayan takı unsuru gibi yanında devamlı taşıdığı rengârenk not defterinden bahsetmiyorum bile. Her şeyi anında not defterine aktarır, kitap gibi ara ara açıp okurdu tüm sayfalarını. 15

KARİYER Yurt dışına gitmeyi hiç düşünmüyordu demek abesle iştigal olur sanırım. Ailevi ve maddi sorunlar olmasa hiç düşünmeden hemen uçağa atlayıp gidebilirdi. Ancak olanaksızlıklar onu planından vazgeçirmeye yetmemişti. Bardağın dolu ya da boş olmasından çok, bardağın kendisiyle ilgileniyordu. Bütün perdeyi aralayıp her şeyi net olarak görüp, ona göre bir yol çiziyordu kendine ki yaptı da. İlk olarak bir havayolları firmasında çalıştı ve çalıştığı insanların çoğu yabancıydı. Aldığı ücret tatmin edici değildi ama pratik yaparak İngilizcesini oldukça ilerletmişti. İngilizce eğitimini sıkı tutan bir liseden mezun olduğu için, dil hâkimiyeti çok da eksik değildi. Yurt dışında tatil ve doyası alışveriş paketi için oldukça iyi bir İngilizcesi vardı aslına bakarsanız ama koyduğu hedef için yeterli sıfatından oldukça uzak bir yerdeydi. Bu da sanırım ne kadar sürede İngilizce öğreniriz sorularına net bir cevaptır. Koyduğunuz hedefe göre süre kısalır ya da uzar. Bir diğer sıkça sorulan soru da yurt dışına gitmeden İngilizce öğrenebilir miyim?. Cevabı yukarıda sanırım. Giderseniz avantajı var mıdır? Tereddütsüz evet. Yıllar önce öğrenciyken, kafamda kesin konuşamayacağım, rezil olduğumla kalacağım, ya dediklerini anlamazsam gibi birbirine oldukça benzeyen zincirleme düşüncelerle birlikte yurt dışına çıkmıştım. Bir yandan panik atak yaratabilecek bu düşüncelerin verdiği stresle baş etmeye çalışırken, diğer yandan valizimi, pasaportumu, uçuş bilgilerimi, alınacaklar listesini normal bir yetişkinin yaptığından en az on kere daha fazla kontrol ediyordum. Hiç unutmam, alınacaklar listesinden aldığım ilk şeylerden biri ufak bir not defteriydi, öğrendiğim her şeyi istisnasız yazmaktı planım. Uçağa bindiğimde heyecanım daha mı artmıştı yoksa azalmış mıydı kestiremiyorum, ama üç şişe enerji içeceği içmişçesine ayık hissediyordum kendimi. Ya yapamazsam, ya gideceğim yeri bulamazsam ne yaparım soruları kafamda yanıp yanıp sönerken, koltuğumu bulmuş, yerleşmiş ve önümdeki İngilizce dergiyi elime alıp bilmediğim kelimeleri not defterime yazmaya başlamıştım bile. Bunu uçaktan iner inmez de yapmaya devam ettim. Hatta markete bile gittiğimde elimde not defterim bilmediğim, yiyeceklerin İngilizcelerini yazıyordum. Arkadaşım o yıllar farkına varmadan beni etkilemişti belli ki. Yıllar önce onda gördüğüm o heyecanın bir çeşidini kendimde hissediyordum. Bu heyecan hala da devam etmektedir benim için. Öğrenmek bir hedef aslında, bu hedefi koyarken ne kadar istekliyseniz, hedefe o kadar yakınsınız. Sadece bazı insanlarda var olan bu istek duygusunun üstü kalın bir örtüyle kaplanmıştır diye düşünürüm hep. Bu örtüyü bende aralayan arkadaşım olmuş, iyi ki de olmuş. Şu anda tutkuyla yaptığım bu mesleği seçmemde kesinlikle payı olmuştur diye düşünüyorum. Bazı insanlarda ise örtüyü aralayan aile olabilir ya da iç sesiniz ya da seyrettiğiniz bir film, ama her hâlükârda bir yerde gün ışığına çıkmayı bekleyen bir isteğiniz olduğunu bilin, gerisi mekândan bağımsız kesinlikle ulaşılabileceğiniz bir yerdedir. 16

BİZDEN BİRİ Öğrencilerin Okan Abi si Ayça YILMAZEL Medya İlişkileri Uzmanı Somali de CNN e yapılan bir bombalı saldırı girişimini önleyip, Somalili haydutları yakaladı. CNN tarafından başarı ödülü verildi. Kayseri Hava İndirme Tugayı nda komando olarak 8 paraşüt atlayışı gerçekleştirdi. Reklam filmlerinde oynadı. Rallici, basketçi ve fanatik Fenerbahçeli. Okan Eniş, İKBU ailesinin yeni fertlerinden. Çalışma hayatının büyük çoğunluğu üniversitelerde geçtiği için 40 bine yakın öğrencinin Okan Ağabey i olmuş. Yurt, öğrenci işleri, idari işler, güvenlik gibi pek çok alanda yönetici olarak çalışmış. Gittiği her mekânda, tatilde, yemekte mezun ettiği öğrencileri ile karşılaşıyor; saygı ve disiplini kaybetmeden onların gönlünü fethetmenin haklı gururunu yaşıyor. Bu sayıda ralliden paraşütle atlamaya, Somali Barış Gücü nden caz festivallerine kadar geniş bir yelpazeye sahip yönleriyle İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi İdari İşler Direktörü Okan Eniş i tanıyacağız. Liseden sonra hemen iş hayatına atılmışsınız ama arada ilginç askerlik anılarınız var. Birleşmiş Milletler Barış Gücü ne bağlı olarak Türkiye den 305 asker seçildi ve Somali ye giden ilk askeri grupta yer aldım. Çok ciddi çatışmaların ortasında kaldım. Kenya da ve Mısır da da kaldım, Afrika kültürüm epey gelişti. Hatta Somali de öğrendiğim kelime dağarcığımla buradaki yabancı öğrencilerle de sohbet etme imkanı buluyorum, çok şaşırıyorlar. Oradaki askerliğim sırasında CNN e yapılan bir bombalı saldırı girişimini önledik ve Somalili haydutları yakaladık. Bana CNN tarafından başarı ödülü verildi. Somali den önce ise Kayseri Hava İndirme Tugayı nda komando olarak, 500 metreden 5 kez, 800 metreden 3 kez olmak üzere 8 paraşüt atlayışı gerçekleştirdim. Kısa sürede öğrencilerle bağ kurdunuz. Tecrübe mi? Evet. Bugüne kadar öğrenci ile ilgili bölümlerle hep iç içe çalıştım. Öğrenci psikolojisinden çok iyi anladığımı söyleyebilirim. Hem sevilen bir yönetici hem de gerektiğinde onlara disiplin cezası veren bir adamım. Koç Grubu nda 25 yıl çalıştım bunun 19 yılı öğrencilerle geçti. Tarkan, Suat Suna gibi yıldız sanatçıların ilk sahneye çıktığı yıllarda tv kanallarındaki çekimlerinde de çalıştık. Reklam filmlerinde de oynamışsınız. Sabancı Grup Mediasa da idari işler ve satın alma direktörlüğü yaptım. Orada çalışırken 6 tane reklam filminde oynadım. Genelde tencere, tava ve çaydanlık reklamlarında oynadım. Kamera önünde de fena değilimdir. Biraz günlük hayattaki ilgi alanlarınızdan bahsedelim. Ralli merakım vardı. Hem izleyici hem de amatör yarışçı olarak katıldım. İyi basket oynarım. Bu vücuttan beklemezsiniz ama çok iyi üçlük atarım. Ayrıca zamanında amatör ligde futbol oynadım. Çok severim sporun her dalını. Atış yapmayı severim. Poligonlara giderim. Fenerbahçe hayatımın önemli kısmını kapsıyor. Ve doğduğum yer olan Artvin yaylalarında doğa ile iç içe olmak vazgeçilmezimdir. Sanat dünyasına nasıl geçtiniz? Güvenlik ekibim vardı. Güvenlik ekibim ile İstanbul daki tüm caz festivallerinde Ahmet San ile birlikte organizasyonlar yapıyorduk. Okan Bey in oynadığı reklam filminden bir kare Tarkan ve Okan Eniş 17

HER ZAMAN DAHA YÜKSEĞİNİ HEDEFLEYİN! Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Yüksek Lisans Programı Alt Uzmanlık Dalları Elektronik Mühendisliği İletişim Mühendisliği Bilgisayar Mühendisliği Yazılım Mühendisliği Robotik ve Kontrol Mühendisliği Bilişim Teknolojileri Yüksek Lisans Programı Alt Uzmanlık Dalları Bilişim Teknolojileri Yönetimi Yazılım Geliştirme Otomasyon Yazılımı Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Doktora Programı (TR / ENG) Açıldı. Bilgisayar Ağları Sistem Tasarımı Web Tasarımı Ön kayıtlar ve detaylı bilgi için: www.kemerburgaz.edu.tr/fbe/fbe.aspx fbe@kemerburgaz.edu.tr Tel: (212) 604 0100 Dahili; 1316 /KemerburgazUniversitesi /KemerburgazUni Abide-i Hürriyet Cad. Kocamansur Sok. No: 46 Şişli

KAPAK KONUSU Atamızı özlemle anıyoruz. Pınar ÜRE Sosyal Bilimler Bölümü Öğretim Görevlisi 10 Kasım Anma Törenlerinin 1938 yılında kaybettiğimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün şahsını hatırlatma görevi aşikâr. Bunun yanı sıra, 10 Kasım bizlere Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarından günümüze gelişimi ve değişimi üzerine düşünme olanağı da sunuyor. Cumhuriyet'in kurucusu olarak Atatürk'ün önayak olduğu modernleşme hamleleri, esasında Osmanlı İmparatorluğu'nun son yüzyılında yenileşme yönünde atılmış adımların bir sonucu olarak okunabilir. Öncüllerinden farklı olarak, Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen reformlar, toplumun daha geniş kesimlerinin hayatlarında daha köklü değişikliklere sebep oldu. Cumhuriyet'in ilk yıllarından bize miras kalan reformlar arasında, toplumsal dönüşümü en çok hızlandıran, kanımca, eğitim alanında atılan adımlardır. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra eğitim ağının yaygınlaşması sonucunda, eğitim, şehirlerde veya önemli merkezlerde yaşayan sınırlı bir azınlığın lüksü olmaktan çıktı ve geniş kitlelere ulaşan bir hizmete dönüştü. Hem ilk ve orta dereceli okul sayısının hızlı bir şekilde artması ve ülke genelinde yaygınlaşması hem de halkevleri gibi kurumlar aracılığıyla okuryazarlık oranı kısa süre içerisinde ciddi bir artış gösterdi. Bu durumun doğal bir sonucu olarak, yavaş yavaş da olsa, imkânları kısıtlı çocuklar ve gençler yetenekleri doğrultusunda yükselme olanağı buldu ve uzun vadede toplumsal hareketlilik arttı. Değişen dünyaya uyum sağlayabilecek, yeni Cumhuriyet'in ihtiyaç duyduğu donanımlı kadroları yetiştirecek eğitim kurumları arasında hiç kuşkusuz üniversitelerin çok önemli bir yeri vardı. Cumhuriyet'in eğitim alanındaki belki de en önemli atılımı, üniversitelerin kuruluşu ve bu üniversiteler bünyesinde gerçekleştirilen akademik çalışmalara yapılan yoğun destektir. Türkiye'nin ilk üniversitesi olan İstanbul Dârülfünunu, 20. yüzyılın başlarında hukuk, edebiyat, tıp gibi farklı alanlarda eğitim veren bir kuruma dönüşmüştü, ancak günümüzdeki anlamda bir üniversite- 19