Kürdistan neresidir?

Benzer belgeler
Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

TARİH BOYUNCA ANADOLU

ŞANLIURFA YI GEZELİM

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan :25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs :22

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Türk Süperetnosu, Dünya Sistemi ve Turan Petrolleri

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak


Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

İktisat Tarihi I

Anadolu'da kurulan ilk Türk beylikleri

13. YY. DA ARAMİ KAVİMLERİ BET ZAMANİ: Qir ülkesi halkı daha Emar metinlerinde görülmeden önce, Arami kavimlerine eski Kaŝiyari Dağı olan Tur Abdin

9. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON

BİLECİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU KİŞİSEL BİLGİLER

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

ESKİ GÜMÜŞHANE (SÜLEYMANİYE MAHALLESİ) VE PANAYIR ALANI

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

SEL FELAKETİNE YÖNELİK ACİL YARDIM PROJESİ-AFGANİSTAN

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Kitap Tanıtımı/ Book Review

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Adım Adım Azerbaycan. 44

SELÇUKLULAR VE KÜRTLER

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

Tarihi Siyesepol Köprüsü nün altı 38 YEDİKITA EYLÜL 2014

TÜRKİYE NİN COĞRAFİ BÖLGELERİ-I KIYI BÖLGELER: KARADENİZ, MARMARA, EGE, AKDENİZ BÖLGELERİ

Kafkasya da Etnik Grupların Boru Hatları Üzerindeki Etkisi

Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı. Talas Savaşı (751)

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

ismiyle nahiye merkezi olmuştur. Bugün idari yapılanmasını gerçekleştirememiş

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Dört Halife Dönemi Hazreti Ebubekir ve Hazreti Ömer Devri Ders Notu

Osmanlı Devleti nde okuryazar oranının yüzde 66 olduğu iddiası

TÜRK BİLİMLERI VE ÇAĞDAŞ ASYA BİLİMLERİ BÖLÜMÜ. ID Başlık ECTS

Kemaliye nin (Eğin) Tarihçesi

Cumhuriyet Dönemi nde ;

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

ORTA ASYADAN TÜRK GÖÇLERİ

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Orta Çağ da İslam dünyasında haritacılık alanında çalışma yapan bilim insanları

-İÇİNDEKİLER- 1.1.ANTALYA Tarihi Nüfus PLANLAMA ALAN TANIMI PLAN KARARLARI... 7

Eurominority'den yeni Kürdistan haritası

TÜRKİYE DE DİLLER VE ETNİK GRUPLAR. (Ahmet BURAN-Berna YÜKSEL ÇAK, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, 318 s.)

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

TARİH İNCELEMELERİ DERGİSİ XXIX. CİLT DİZİNİ / INDEX

KARDEŞ ÜLKE PAKİSTAN PAKİSTAN TEFRİŞAT PROJELERİ İPEKYOLU ASYA LAHOR KUR AN KURSU YENİ BİNAMIZ

Meral Okay Kültür Merkezinde Sohbet Toplantısı

İRAN GEZİ PROGRAMI 10 GECE 11 GÜNLÜK BİR TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

1) Azerbaycan da Yaşayan Kürtler:

59 UNCU TOPÇU EĞİTİM TUGAY KOMUTANLIĞI ERZİNCAN

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

ORTAÇAĞDA KÜRTLER VE TÜRKLER *

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

İktisat Tarihi II

COG 446 RUSYA Hafta 2. Rusya: Makro Bir Perspektif

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

GÖÇ DUVARLARI. Mustafa ŞAHİN

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

Meteoroloji'den K.Maraş'a Yağış Uyarısı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

Transkript:

Kürdistan neresidir? Kürdistan var mıdır varsa neresidir? sorusuna cevap verebilmek için temel kaynaklara müracaat etmek şarttır. Tarih ve coğrafya kitaplarında bu soruya cevap bulabilmek için önce Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı tespit etmek gerekmektedir. Kürdistan var mıdır, varsa neresidir Kürdistan ismi ne zaman kullanılmıştır ve nereler kast edilmiştir soruları geçmiş dönemde tarihçiler ve coğrafyacılar arasında da tartışılmıştır. Günümüzde ise Kürdistan konusu siyasi bir mana ve mahiyet kazanmış, Türkiye siyasetinin ana gündem maddelerinden birisi olmuştur. Her durum veya sorunda olduğu gibi bu tür tartışmanın da şüphesiz tarihsel temelleri vardır. Konuyu doğru tespit edebilmek için dünden bugüne doğru ele almak gerekmektedir. Kürdistan konusuyla ilgili olarak tarih ve coğrafya kitaplarında sınırlı da olsa önemli bilgiler mevcuttur. Şimdi bu bilgileri kısaca özetlemeye çalışalım: Mekânsal Çerçeve: İslâm tarih ve coğrafya kitaplarında Kürdistan ismi kullanılmadan önce bugün Kürdistan denilen bölge için geçmişte Ermeniyye, el- Cezire ve Cibâl ismi kullanılmıştır. Kürtler, Cibâl, Fars ve Ermeniyye bölgelerinde yoğun olarak yaşamıştır. Bu bölgeler bugün Kuzey Irak, İran ın batısı ve Güney Azerbaycan olarak bilinmektedir. El- Cezire: İslâm tarihçileri Yukarı Mezopotamya ya, el- Cezire demiştir. Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan toprakla- rın kuzeyini ifade eden el-cezire Araplar tarafından üç mıntıkaya bölünmüştür. Bölgenin doğu ve güneydoğusunda Diyar-ı Rebia (Nusaybin, Cizre, Ceylanpınar ve Musul ile çevrilidir), batısında Diyar-ı Mudar (Urfa merkez olmak üzere Yukarı Fırat) ve en kuzeyinde de Diyarbekir (Amid), Silvan, Erzen, Hasan Keyf ve Mardin i kapsayan Yukarı Dicle yer alır. el-cibâl; İran ve Irak sınırlarının kesiştiği Zagros Dağları ki, Kirmanşah, Hemedan, Nihavend, Dinever ve Şehrezor bölgelerini, el-zavzan (Zozanın Arapçalaşmış hali) ise Musul un hemen yukarısındaki Behdinan mıntıkasından, Ahlât ve Urumiye gölüne kadar olan dağlık Hakkâri (Araplar bu bölge için Bakarda ismini kullanıyordu) bölgesini kapsıyordu. Ermeniyye ise Güney Kafkasya, Kuzey Doğu Anadolu nun yüksek ve dağlık kesimleri, Doğu da Berzağa şehrinden Babü l- Ebvâb a kadar uzanır. Kuzeyde büyük Kafkas dağlarıyla kesilir. Batı da Bilâd ı Rum u ve güneyde Irak ve Cezire hududunu kapsar. Bu genel sınır bize İslâm fetihlerinin olduğu dönemde yaklaşık olarak Ermeniyye eyaletinin sınırlarını verir. Ermeniyye dört bölgeden oluşmaktadır: Birinci bölge Sisecan Erran, Tiflis, Berzega, Baylakan ve Şirvan dır. İkinci bölge Cürcan, Süğdabil, Feyruz Kubad ve Lezgidir. Üçüncü bölge Büsferrecan, Erdebil, Siraç tayr, Bağrevend ve Neşva dır. Dördüncü bölge Şimsat, Hilat, Kalikila, Erciş ve Bacüneys dir. Müslüman Arap coğrafyacılar bu bölgenin sınırları ve kapsamı hakkında ittifak etmiştir. Bölge, önceleri Fars ve Bizans İmparatorluğunun sonraları Müslümanlarla diğer kavimlerin çatışma alanı olmuştur. İslâmiyetin doğduğu dönemde el- Cezire Bizans İmparatorluğu nun, Cibâl bölgesi Sâsânilerin yönetimi altındaydı. Hakkâri coğrafyası ise bu iki süper gücün savaş alanı olmakla beraber coğrafyanın verdiği avantajla diğer bölgelere göre özerkti. Ağır basan tarafa göreceli bir itaat gösteriyordu. Perslerin yıkılışından (M. 380) İslâm ın bölgeye gelişine kadar (M. 640) Arapların Bakarda diye isimlendirdikleri Hakkâri dışında Kürtlerin bağımsız ve özerk hiçbir siyasi mevcudiyeti yoktu. Kürtler siyasi olarak ülkelerini yönetmek için Arap-İslâm güçlerinin Bizans ve Sâsânileri ortadan kaldırmasını bekleyecekti.

El-Cezire ve Cibal bölgesinin etnik yapısı karışıktır. Bölgede yaşayan kavimlerin isimlerini birer birer sayan Mesûdi; Burada o kadar çok kavim yaşamaktadır ki sayılarını ancak Allah bilir. demiştir. Bölgede Hazarlar, Deylemler, Lezgiler, Ermeniler ve Kürtler vardır. Kürtlerin bu bölgeye ne zaman ve nasıl geldiği bilinmemektedir. İran ın doğusundan batısına göç ettikleri, yerli halklarla karıştıkları ve Kürdistan ı vatan edindikleri kabul edilmektedir. Kürtler, milat öncesinden beri Van Gölü çevresinde yaşamaktadır. İslâm tarih ve coğrafya kitaplarında Kürt ismi, Kürtlerin yaşadığı bölgeler; Kürt yurtları şeklinde mekân olarak veya Kürt adıyla bilinen kavim adı olarak nadiren kullanılmıştır. Bazı kitaplarda Kürtlerin yerleşim veya yaşam alanları için Zum (Zumum) ifadesi yer almıştır. Bu ifade daha çok göçebe Kürtlerin yaylak ve kışlakları için kullanılmıştır. Yukarıda adı geçen bölgelerde Kürtlerin yoğun olarak bulundukları şehirler şunlardır. Musul, Ninova, Vasıt çevresi, Erbil, Hakkâri, Akru (Akra), Şehrizor, Hulvan, Kuhistan, Huzistan, Loristan, Uşne, Balus, Hadran, Endehuz, Ehvaz, Beyda, Dasin, Sîser, Hemedan, İsfehan, İstahr, Sühreverd, Erdeşir, Fars - özellikle Ahsa çevresi-, Şîrâz, Karmasin, Horasan, Er-recan Baylakan, Belescan, Sabur, Musul ve Cudi Dağı arası ve Fehman, Feridin ve Merc kasabalarıdır. İslâm tarihinin erken dönemlerinde İslâm tarihçileri Kürtlerin yaşadıkları bölgeler için Bilâd ül- Ekrad, Memâlik ül- Ekrad veya Menâtik ül- Ekrad isimlerini kullanmıştır. Bu anlatımlarla Kürtlerin yaşadığı bölgeler kast edilmiş ve tanımlanmıştır. Kürdistan isminin ilk defa Selçuklular devrinde kullanıldığı iddia edilmiştir. Hâlbuki Kürdabad ismi çok daha önce Sâsaniler devrinde kullanılmıştır. Moğol dönemi tarihçisi Hamdullah Müstevfi iki önemli eserinde Kürdistan konusuna temas etmiştir. Tarihi Güzide adlı eserinde Fars kralı Tohmares döneminde putperestliğin yayıldığı coğrafyayı anlatırken kralın ülkeyi yedi eyalete ayırdığını söylemiştir. Bu eyaletler, Amul, İsfehan, Kuhendiz, Taberistan, Babil, Kürdabad (yani Kürdistan) ve Irak ı Arap tır. Bu bölgelerde putperestlik geleneği yerleşmiştir. demiştir. Görüldüğü gibi Kürdabad ismi Selçuklulardan çok önce Sâsâniler devrinde bir eyalet adı olarak kullanılmıştır. Ancak Kürdabad ismi çok sınırlı bir mekân ve kısa bir dönem için kullanıldığından ne araştırmacıların ne de siyasilerin dikkatini çekmiştir. Konuya ilk defa bu satırlarda dikkat çekmekteyiz. Hamdullah Müstevfi, Nüzhet ül- Kulûb adlı eserinde konuya daha ayrıntılı olarak yer vermiştir. Yazar; Irak, Huzistan, Azerbaycan, Diyarbakır ve Ermenistan ın sınırlarını gösterirken Kürdistan ismini üç defa kullanmıştır. Salmas şehrini tanıtırken Şehrin suları Kürdistan tepelerinden gelir demiştir. Hamdullah Müstevfi, kitabın onuncu bölümünde ise Kürdistan topraklarını tanıtmıştır. Kürdistan toprakları on altı şehri kapsar. Kürdistan; Irak ı Acem, Huzistan, Azerbaycan ve Diyarbakır tarafından çevrilmiştir. Süleyman Şah zamında bölgenin geliri yaklaşın 2 000 000 dinardı. Kürdistan; Alani, Alistar, Bahar şehri, Huftiyan, Derbend-i Tac Hatun, Derbend-i Zengi, Dezbil, Dinaver, Sultanâbâd, Cemcemal, Şehrizor, Kirmanşah, Kırind ve Hüsha, Kangever ve Maydast tır. Metindeki bilgi dikkatli olarak okunursa görülür ki; Kürdistan, Irak-ı Acem, Huzistan, Azerbaycan ve Diyarbakır tarafından çevrilmiştir denilmektedir.

İlk defa Kürdistan ismini kullanan ve İslam coğrafyasındaki bütün şehir, halk ve dinleri tanıtan yazar Kürt isminden sadece iki yerde söz etmiştir. Nihavent şehrini tanıtırken göçebe Kürtlerden söz etmiştir. (s. 93) Salmas şehrini tanıtılırken Kürtlerin komşularıyla ilişkilerinden söz etmiştir. (s. 103) Emir Vahsudan ibn Revâdi el-ezdi yi tanıtmış ama Kürt olduğunu söylememiştir. (s. 95) Yani Selçuklular devrinde Kürdistan ismi bugünkü anlamıyla sadece İran Kürdistan ı için kullanılmıştır. Kuzey Irak ve Diyarbakır Kürdistan sınırlarının dışında kabul edilmiştir. Hâlbuki yukarıda adı geçen bölgelerin tamamı Büyük Selçuklu Devleti nin hâkimiyeti altındadır. Buradan çıkarılabilecek sonuç şudur; Kürdistan etnik veya kültürel anlamda Kürtlerin yaşadığı bütün bir coğrafya için kullanılmamış sadece Selçuklulara bağlı bir eyalet adı olarak kullanılmıştır. Kürdistan eyaletinin merkezi Bahar şehridir. Hamdullah Müstevfi, Selçuklu Sultanı Sencer devrinde Kürdistan ın bir eyalet olarak kurulduğunu ve bölgeye Süleyman Şah ın vali olarak tayin edildiğini ifade etmiştir. 12. yüzyılın meşhur Türk yazarı Kaşgarlı Mahmud, Divan-ıLügat it- Türk adlı eserindeki haritada İran ın batı bölgesini Arz el-ekrad yani Kürt ülkesi adıyla kayıt etmiştir. Kaşgarlı Mahmud un Arz el-ekrad ismini kullanması çok manidardır. Kürdistan ismi Selçuklu tarihine ait kaynakların bir kısmında da geçmektedir. Reşidüddin Oğuznâmesi- Oğuz Destanı nda Oğuz un Kürdistan yoluyla Diyarbakır ve Şam a harekâtı başlığıyla Oğuz askerlerini çağırıp topladıktan sonra Kürdistan â doğru yol aldı ve üç yıl arka arkaya Kürdistan dağlarında kaldı. Bu dağları bozgunculardan temizleyip, onların varını yoğunu yağma etti. Şehir halkı ve sahrada yaşayan ülke ahâlisini kendi taraflarına çekerek vergi tayin ettiler. Oradan Diyarbekir taraflarına geldi ve bu ülkelerin Erbil, Musul ve Bağdat ın büyükleri Oğuz un huzuruna gelerek il oldular, Oğuz a layık armağan ve hediyeler getirdiler. Bu kış mevsiminde Dicle kıyısında kışlak yaptı. demiştir. Selçuklular, Batı-İran a geldiklerinde Şehrizor, Kirmanşah, ve Dakuka yöreleri, yani daha sonraları Kürdistan denilen bölge, Ekrad dan Anazoğullarının elindeydi. 1101 yılında bu beyliğin henüz zaptedilmemiş topraklarından mühim bir kısmı, çağdaşları olan birçok Türkmen beyleri gibi, kendi hesabına faaliyette bulunan Kara-Beli bir Salur beyi tarafından fethedildi. Yıvalar (1158) da Hemedan ın batısında yaşamaktadırlar; hâkimiyetleri altında bulunan yer İran da Kürdistan denilen genişçe bir bölgedir. Bu bölge Dinever, Kirman-şah, Hulvan ve Şehrizor şehirlerini içine alıyordu. Hamdullah Müstevfi ye göre Kürdistan bölgesi on beş idari yöreye ayrılmakta olup, Süleyman Şah zamanında bölgenin geliri iki yüz tumana yakın idi. Bu miktar Süleyman Şah zamanında Kürdistan vilayetinin nasıl mâmur olduğunu açık bir şekilde gösterir. Reşîdüddin Fazlullah, Câmiu t- Tevârih adlı meşhur kitabında: 17 Nisan 1286 yılında Gazan Han ın ordusu Kürdistan ın Hakkâri dağlarına gidip, eşkıyalık yapan ve fitne çıkaran Kürtleri öldürmeleri hakkında ferman çıktı. ifadesinde Kürdistan ismini kullanmıştır. Timur devri yazarlarından Tacü s-selmâni, Mirza Şahruh un hâkimiyet alanını açıklarken Kürdistan bölgesinin adını da zikretmiştir. Ebubekr-i Tihranî: Kitab-ı Diyarbekriyye adlı eserinde Kara Yusuf Barâni yönetiminde bütün vilayetler Irak-ı Acem, Diyarbakırdan Erzincan, Tercan, İspir e kadar olan yerler, İnak Mahmud a bıraktığı

Kürdistan, Mardin, Mezrin, Musul, Sincar ve Siirt gibi yerlerle otuz iki kale, Süleymâni, Zirki gibi Kürtler Bitlis hâkimi Emir Şemseddin ile Hizan Emiri bulunuyordu. demiş ve Kürdistan ismini kullanmıştır. Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı Devleti ninin 1520, 1521, 1527 ve 1567 yıllarında oluşturulan eyaletlerinden biri Kürdistan adını taşımaktadır. Kanuni Sultan Süleyman a ait 18. 10. 1525 tarihli fermanda; Akdenizin ve Karadenizin, Rumeli nin ve Anadolu nun ve Karaman ın ve Rum un ve Vilayet-i Zülkadriye nin ve Diyarbekir in ve Kürdistan ın ve Azerbaycan ın ve Acem in ve Şam ın ve Haleb în ve Mısır ın denilmiştir. Kürdistan ismi kullanılırken hangi zaman diliminde ve neresi için kullanıldığına dikkat edilmelidir. Meselâ Emir Şerefhan Bidlisî, Kürdistan ismini küçük hanedanların yaşadığı bölge anlamında kullanmıştır. Ona göre 16. yüzyılda Kürdistan; Dersim ve Çemişkezek bölgesidir. Şerefhan 16. yy da Kürt aşiretlerin ve Kürt memleketlerinin sınırlarını şöyle tespit etmiştir: Kürt memleketinin sınırları Hürmüz denizi kıyısından başlar; doğru çizgi üzerinden Malatya ve Maraş illerinin nihayetine kadar uzanır. Bu çizginin kuzey tarafı Fars, Acem Irak ı, Azerbaycan, Küçük ve Büyük Ermenistan ı teşkil eder. Güneyinde ise Arap Irak ı, Musul ve Diyarbakır düşer. Bununla birlikte, bu insanların soyundan birçok halk ve kabile, doğudan batıya kadar birçok ülkede yayılmışlardır. demiştir. Kürdistan ın yeri konusunda tarihçiler arasında ihtilaf vardır. Meselâ Hoca Sadettin Efendi: Diyarbakir ve Kürdistan hâkimi olan Ustaçlu Mehmed Han derken Diyarbakır ı Kürdistanın dışında tutmuştur. İran Şahı asker toplayıp kendi egemen olduğu günlerde Kürdistan iline ve özellikle de Bitlis ve Hizan a hâkim olan Kurt beyi baş ve başbuğ edinip derken Bitlis i ve Kürdistan ı ayırmıştır. Muhtemelen bütün Kürtlerin yaşadığı yer anlamında Kürdistan ismini ilk defa ve doğru olarak kullanan kişi Evliya Çelebi dir. Onun Kürdistan tanımlaması içinde Doğu Anadolu, Erdelan (İran) ve kısmen Kuzey Irak mevcuttur. Ammâ bu kadar ülkeler içre beş kere yüz bin tüfeng-endâz (atan) ümmet-i Muhammed Şâfi îyyü lmezheb vardır. diyerek bölgenin İslâmi hassasiyetine dikkat çekmiştir. Şemseddin Sâmi, Kürdistn ı şöyle tarif etmiştir: Kürdistan Asya-i Garbî de kısm-ı azâmı Memalik-î Osmanîye de ve bir kısmı İran a tâbi büyük bir memleket olup, ekseriyet üzere ahâlisi bulunan Kürt kavminin ismi ile isimlenmiştir. Bu isim taksimat- ı mülkiye ve siyasiyeye dâhil olmayıp, vaktiyle bizde Kürdistan Valiliği ve şimdi İran da Kürdistan Eyaleti bu isimle isimlenen memleketin bütününü ihata etmediği gibi, Kürtler dahi dağınık ve sair akvamla karışık bulunduklarından, Kürdistan ın hududunu tamamıyla tayin etmek müşküldür. Ancak takribî olarak diyebiliriz ki: Kürdistan; Urmiye ve Van Göllerinin sahilinden, Kerhe ve Diyale Nehirlerinin menbalarına ve Dicle nin mecrasına dek uzanmış olup garb-ı şimalîye doğru hududu Dicle nin mecrasını takible Fırat ı terkib eden Karasu mecrasına ve oradan şimale doğru Aras Havzası nı Fırat ve Dicle Havzası ndan ayıran hatta kadar ulaşır. Bu itibarla Memâlik- i Osmanîye de Musul vilâyeti nin kısm-ı azamı, yani Dicle nin solunda bulunan yerleri ve Van ve Bitlis vilayetleriyle Diyarbekir ve Ma muratul- Aziz vilayetlerinin birer parçası ve Dersim Sancağı Kürdistan dan sayıldığı gibi, İran da dahi Kürdistan namıyla ma ruf olan eyaletle Azerbeycan Eyaleti nin yarısı, yani cenub-i garbî kısmı Kürdistan dır. Bu vecihle Kürdistan; şimal-ı şarkî cihetinden Azerbeycan, şarken Irak-ı

Acemî, cenuben Loristan ve Irak-ı Arabî, Garb-ı Cenubi ihetinden Cezîre, garb-ı şimalî tarafından dahi Anadolu ile mahduttur. 19. yüzyılda Osmanlı Devletinde Kürdistan ismi daha yaygın olarak kullanılmıştır. Tanzimat devrinde Aralık 1847 tarihinde doğu bölgesinde kurulan eyalete Kürdistan adı verilmiştir. 1886 yılında Ali Saib tarafından Daruşşafaka beşinci sınıflara okutulmak için hazırlanan Coğrfayayı Mufassal adlı kitapta Kürdistan ismi sıkça geçmiştir. Anadolu yu Şâhâne adıyla Anadolu nun doğusundaki şehirler anlatılırken Erzurum vilayeti Anadolu yu Şâhâne nin kuzey doğusunda yer alıp bir kısmı yukarı Kürdistan dan ibaret olup, Bitlis vilayeti Kürdistan nın bir kıtasından ibaret olup, Van vilayeti Kürdistan ın bir kısmından ibaret olup, Hakkâri vilayeti Kürdistan ın bir cüz ünden müteşekkil olup, Musul vilayeti Kürdistan ın bir kıtasından ibaret olup, Cezirei Asuriyeye (Kürdistan) denilmiştir. Reşat Nuri Güntekin in ünlü eseri Çalıkuşu romanının orijinal baskısında Kürdistan ismini kullanılmıştır. Nizamettin Efendi, artık bir daha İstanbul'a dönmemiş, altı sene diyar diyar bütün Kürdistan'ı, Irak'ı, Arabistan'ı dolaşmıştır. Batılı araştırmacılar da Kürdistan konusunda benzer bilgiler vermiştir. Güneybatı Azerbaycan ın zengin media bölgesine Araplar Cibâl diyordu. Cibâl bölgesinin batı kısmında Kürtler güç ve ün kazandı. Burası yanlışlıkla Ortaçağ boyunca Kürdistan olarak bilindi. Bu yüzden bu bölge sık sık Irak Acemi veya Arap Irak ı gibi isimlerle adlandırıldı. Cibâl bölgesi çok zengindi. Kirmanşah, Hemedan, Rey, İsfehan Sultâniye, Tuster ve Ahvaz gibi pek çok önemli şehri içine alan bir bölgeydi. Muhtemelen Kürtler bin yıldır Kafkasya da varlıklarını sürdürüyordu. Müslümanlar 7. yüzyılda Aras Nehrine doğru ilerleyince Kürt aşiretler Müslümanlar arasına karıştı. Kürtler muhtemelen Zagros bölgesinde yoğun olarak bulunuyorlardı. Müslümanlar fetihler esnasında bu bölgeye yerleştiler. Kürtlerin büyük bir kısmı göçebe kabileler şeklinde yaşıyorlardı. Diğerleri askerdi ve savaşla meşgul idiler. Bu dönemde diğer toplumlarda olduğu gibi Kürtlerde de Kürt bilinci yoktu. Onlar kendilerini Müslüman olarak hissediyorlardı. Kürtler fetihler döneminde Müslüman topluluklar arasında varlıklarını sürdürdüler. Moğol işgalini takiben bütün bölge Moğollar tarafından yakılıp yıkıldı. Kürt kabileler Karabağ ın güneyindeki topraklara taşındılar. 16. yüzyılın sonunda Şah Abbas binlerce Kürd ü zorla kuzeydeki Türkmen kabilelere karşı siper olarak İran a yerleştirdi. 18. yüzyılda Nadirşah ise bunun aksini yaptı. Kürdistan ismi çağdaş araştırmacılar tarafından çoğunlukla yanlış kullanılmıştır. Sanki bugün Kürtlerin yaşadığı bölgeler tarih boyunca Kürdistan adıyla anılmış gibi genellemeler yapılmıştır. Meselâ Sıddık Skender, A Brief History of Kurds and Kurdistan adlı eserinde M. 228 den itibaren İran daki Sâsanî İmparatorluğu uzun süre Kürdistan ı kontrol etti. Roma ve Sâsâniler arasında Kürdistan ve Ermenistan a hâkim olmak için 640 lı yıllara kadar savaşlar oldu. 640 dan itibaren Halife Ömer yönetimindeki Müslümanlar bölgeye hâkim oldu. Sonra Emeviler ve Abbâsiler bölgede hükümran oldu. Bu dönemde Kürtlerin de etkin olduğu hanedanlar kuruldu. Kürdistan da on civarında bağımsız veya bağımlı hanedan kuruldu.

M. S. Lazerev - Ş. X. Mıhoyyan, Kürdistan Tarihi adlı eserinde: Kürtlerin tarihsel yurdu olarak bilinen Kürdistan hiçbir zaman kesin coğrafi koordinatlara sahip olamamıştır. Savaşlar, istilalar, göçler Kürdistan ın sınırlarında defalarca değişikliklere yol açmıştır. Kürdistan adı her zaman Kürt bölgesinin tümü için değil sadece onun ayrı kesimleri için kullanılmıştır. 60 demiştir. Çok eskiden beri Kürtler Van Gölü ile Urumiye Gölü ile Irak ın iki nehrinin çıkışına kaynaklık eden dağları ile Zagros Dağları arasında yerleşik idiler. Bu alanın güneyden sınırı yukarı Lur aşiretlerine dek uzanıyordu. Bu savaşçı halk, etrafındaki hükümetler yıkılınca kuzeye ve batıya doğru yayıldı. Günümüze kadar yaşamlarını bu alanlarda sürdürdüler. Sınırları, Doğu Beyazıt, Erzurum, Erzincan ve Haleb in kuzey doğusundaki dağlara varıyordu. Kürdistan konusuyla ilgili bilinmesi gereken asıl husus şudur. Kürtler, İslâmiyetle birlikte tarih ve varlık sahnesine çıkmıştır. Tarihleri boyunca Kürtler aşiretler şeklinde yaşamış ve büyük bir siyasi teşekkül oluşturamamıştır. Müslüman Kürtlerin 10. ve 13. yüzyıl arasında özellikle Abbâsiler devrinde İslâm toplumu içinde siyasi, ekonomik, dini ve kültürel etkinlikleri artmıştır. Hatta Kürtler bu dönemde küçük hanedanlar kurmuştur. Ancak Abbâsiler devrinde büyük bir Kürt devletinden ve bağımsız bir Kürdistan dan söz edilmemiştir. Kürdistan olarak bilinen coğrafyanın adı bile bir Müslüman Türk devlet adamı tarafından kayda geçirilmiştir. Kürdistan olarak bilinen coğrafya kısa süre için bile olsa sadece Büyük Selçuklu Devleti döneminde tek devletin egemenliği altında bulunmuştur. Selçuklular devrinde Kürt coğrafyası Selçuklular tarafından yönetilmiştir. Sonraki dönemlerde Müslüman Kürtler diğer Müslüman toplumlarla birlikte yaşamıştır. 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim devrinde çoğunlukla Doğu Anadolu ve Kuzey Irak ta yaşayan Kürtler Osmanlı egemenliği altına girmiştir. Osmanlılar döneminde İran ve Kafkasya Kürtleri Osmanlı Devleti nin hâkimiyeti altına girememiştir. Osmanlı Devleti döneminde Kürdistan olarak bilinen bölge coğrafi ve siyasi olarak bir bütünlük oluşturmamıştır. Siyasi Kürtçülerin Osmanlılar döneminde Kürdistan parçalandı iddiası tamamen tarihsel bir safsatadan ibarettir. Kürtler ve Kürdistan tarihi aynı zamanda işgal ve istilaların da tarihidir. Her güç bu topraklara değişik kültürleri getirmiş, Kürtlerin yaşamı ve gelenekleri çokça etkilenmiş ve bölgenin siyasi ve sosyal yapısı sürekli değişmiştir. Yukarıda anlatılanlardan anlaşılan şu ki Kürdistan olarak bilinen coğrafyanın kaderi diğer Müslüman toplumların kaderiyle paraleldir. Müslüman Kürtlerin de yaşadığı yer anlamında Kürdistan tarihin hiçbir devrinde coğrafi bir bütünlük arz etmemiştir. Tarihin hiçbir döneminde Kürdistan ismi bütün Kürtlerin yaşadığı geniş coğrafi mekân anlamında kullanılmamıştır. Kürdistan ın tamamında tarihin hiçbir devrinde Kürtler tamamen egemen olmamış ve devlet kurmamıştır. Hatta 19. Yüzyıla kadar -Ahmed-i Hâni nin bazı düşünceleri hariç- Kürtlerde bütün Kürdistan a sahip olma ve Kürt birliğini sağlama gibi bir düşünce olmamıştır. Kürdistan, tarihin her döneminde diğer Müslüman halklarla birlikte Orta Doğu nun, hatta dünyanın büyük devletleri tarafından kontrol edilmiş ve yönetilmiştir. Kürdistan coğrafyası sürekli olarak büyük devletlerin egemenlik bölgesi ve çatışma alanı olmuştur. Kürdistan daki siyasi hâkimiyet dünyanın yönetimine paralel olarak sürekli el değiştirmiş ve Kürtler hâkim devletlerle eşgüdümlü veya otonom olarak yaşamıştır. Bu gün

ise Kürdistan dört devlet arasında parçalanmış olmakla beraber Kürdistan da Amerikan gölgesi daha yakından hissedilmektedir.