T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TELİF HAKLARI VE SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE DE MESLEK BİRLİKLERİNİN YAPISI VE İŞLEYİŞİ UZMANLIK TEZİ



Benzer belgeler
Dr. YALÇIN TOSUN İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi SİNEMA ESERLERİ VE ESER SAHİBİNİN HAKLARI

Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Örgütü (WIPO) tarafından 20 Aralık 1996 tarihinde kabul

Yard. Doç. Dr. Yalçın TOSUN MEDENİ HUKUK, SÖZLEŞME HUKUKU VE FİKİR VE SANAT ESERLERİ HUKUKU AÇISINDAN MANEVİ HAKLAR

ÖNSÖZ... vii KISALTMALAR... xix GİRİŞ...1 I- KONUNUN TAKDİMİ...1 II- BİLGİ-İŞLEM TEKNOLOJİLERİ VE HUKUK İLİŞKİSİ - KONUNUN SINIRLANMASI...

T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI TELİF HAKLARI ve SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

YAYIN YÜKSEK KURULU TELİF VE YAPIMCI HAKLARINI KORUMADA ESAS VE USULLER TÜZÜĞÜ

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

FİKRİ VE SINAÎ MÜLKİYET HAKLARI. Dr. Deniz ŞENYAY ÖNCEL

Sınai Mülkiyet Kanunu ile Gelen Yenilikler 2017

Fikri mülkiyet, ulusal bir düzeyde değil, aslında evrensel bir düzeyde kullanılır.

MUKAYESELİ HUKUK ULUSLARARASI DÜZENLEMELER VE TÜRK HUKUKU'NDA FİKRİ HUKUK ALANINDA ESER SAHİBİNİN HAKLARINA BAĞLANTILI HAKLAR İÇİNDEKİLER

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür

MSİ 2050 FİKRİ VE SINAÎ MÜLKİYET HAKLARI FİKRİ MÜLKİYET SİSTEMİ

5846 Sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı na İlişkin TÜSİAD Görüşü TS/FH/17-11

SINAİ MÜLKİYET KANUNU İLE GELEN YENİLİKLER

(Resmî Gazete ile yayımı: Sayı : Mükerrer)

Gayrimaddi Haklar ve Vergilendirilmesi

ÇALIŞMA RAPORU : FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI (TELİF HAKLARI) : ULUSLARARASI FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI HUKUKU : İNGİLTERE (LONDRA) HAZIRLAYAN

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

HABER BÜLTENİ ( Nisan 2017)

FASIL 7 FİKRİ MÜLKİYET HUKUKU

ERAY AKSIN ATAR FİKİR VE SANAT ESERLERİ HUKUKUNDA YAYMA HAKKI VE KORUNMASI

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

İÇİNDEKİLER ULUSAL MEVZUAT

FİKRİ VE SINAÎ MÜLKİYET HAKLARI. Dr. Deniz ŞENYAY ÖNCEL

Dijital Kültürel Miras Ürünlerinde Entelektüel Mülkiyet Hakları:

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26876

07- FĐKRĐ MÜLKĐYET HUKUKU

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile;

1. Sınai mülkiyet haklarından elde edilen kazanç ve iratların kapsamı

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU HAKKINDA BİLGİ NOTU

Yazılımlar için Fikri Mülkiyet Hakları

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi

Eser Sahibinin Haklarına Komşu Haklar Yönetmeliği

15. TÜRKİYE TEKSTİL İSİMLERİ VE ETİKETLEMEYE İLİŞKİN AB MEVZUATINA NE KADAR UYUMLU?

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV

Dr. Deniz Defne KIRLI AYDEMİR. Milletlerarası Usul Hukukunda İHTİYATİ TEDBİRLER

YETKİ BELGESİ. Yetki Belgesi Verenin Unvanı:. (eser/mali hak sahibi, yapımcı, yönetmen, senarist, özgün müzik bestecisi, yazar, animatör, mirasçı)

Dr. İbrahim Emre BAYAMLIOĞLU. Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Eser Sahibi Hakları ve Rekabet Politikası Ekseninde.

AJANDA. I. Fikir ve Sanat Eserleri II. Creative Commons III. Sorunlar IV. Öneriler

ESER SAHİBİNİN HAKLARINA KOMŞU HAKLAR YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XXI BİRİNCİ BÖLÜM YARGI HAKKI, ULUSLARARASI YETKİ VE TAHKİM

Dr. EMRE CUMALIOĞLU Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi YAYIM SÖZLEŞMESİ

FİKİR ve SANAT ESERLERİ KANUNU

BİROY SİNEMA OYUNCULARI MESLEK BİRLİĞİ ÜYELİK YETKİ BELGESİ

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI

MARKA GENEL BİLGİLER

Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları: Yatırım Kavramı ve En Çok Gözetilen Ulus Kayıtları

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

ÖNSÖZ...vii KISALTMALAR...xvii KAYNAKÇA...xix GİRİŞ... 1

MÜLKİYET, FİKRİ MÜLKİYET, PATENT VE AVRUPA PATENTİ

DÜZENLENMEMİŞ ALANDA KARŞILIKLI TANIMA YÖNETMELİĞİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

Chapter 10. Ticaret politikasının uluslararası müzakereleri ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Slides prepared by Thomas Bishop

159 NOLU SÖZLEŞME SAKATLARIN MESLEKİ REHABİLİTASYON VE İSTİHDAMI HAKKINDA SÖZLEŞME. ILO Kabul Tarihi: 1Haziran Kanun Tarih ve Sayısı (*) :

T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR

SEKİZİNCİ YÖNERGE ÇERÇEVESİNDE AVRUPA BİRLİĞİNDE BAĞIMSIZ DENETİM

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

18- EĞİTİM, ÖĞRETİM VE GENÇLİK

Buluşların Devir, Satış veya Kiralanmasına İlişkin Kurumlar Vergisi İstisnasının Uygulanma Esasları

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

GÖRSEL İŞİTSEL SEKTÖRDE TOPLU HAK YÖNETİMİ KARŞILAŞTIRMALI HUKUK VE TÜRKİYE İÇİN ÖNERİLER

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

Gümrük Kanunu-Genel Hükümler (Amaç, Kapsam ve Temel Tanımlar) (Md.1-4) 4458 Sayılı GÜMRÜK KANUNU. 4/11/1999 tarihli ve sayılı Resmi Gazete

Türkiye Cumhuriyeti ve Yemen Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

KONU : :AR-GE FAALİYETLERİ KAPSAMINDA ORTAYA ÇIKAN BULUŞLARA KURUMLAR VERGİSİ VE KDV İSTİSNASI GETİREN KANUN, TBMM DE KABUL EDİLDİ.

YURTDIŞI İNŞAAT HİZMETLERİ SEKTÖRÜ İÇİN ULUSLARARASI TAHKİM REHBERİ

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ...i GİRİŞ...1. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖRGÜT TEORİSİ

DİKEY INTERNATIONAL Law & Consultancy ULUSLARARASI TAHKİM KURUMUNUN YİD SÖZLEŞMELERİNDE UYGULANABİLİRLİĞİ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX

BİLİŞİM HUKUKU, 2005 İ Ç İ N D E K İ L E R

ULUSAL VE ULUSLARARASI MEVZUAT. Prof. Dr. Yıldız ÖZSOY

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Avrupa Birliği Uzmanlığı Tezi

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ:... 1

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/ Sayılı Kanunla Vergi Yargılamasına ve Ticaret Mahkemelerine İlişkin Getirilen Yenilikler

KOLEKTİF HUKUKİ YARAR ÇERÇEVESİNDE TOPLULUK DAVALARI

Av. Deniz KAYATEKİN. Patentin Hükümsüzlüğü

ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim?

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

DİJİTAL ORTAM-TELİF HAKLARI VE FİKRİ MÜLKİYET POLİTİKALARININ HAZIRLANMASI

Kapsam Madde 2 Bu Yönetmelik, sertifika verilmesine ilişkin usul ve esaslar ile sertifikalandırılacak yerlerin yükümlülüklerini kapsar.

Dr. Muzaffer AKDOĞAN AVRUPA BİRLİĞİ KAMU ALIMLARINDA SÖZLEŞME SONRASI İHTİLAFLARIN ÇÖZÜM YOLLARI VE TÜRKİYE UYGULAMASI

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARARI. : Aboneliğin Güncelleştirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı.

. Şahıs olup; aşağıdaki metinde, bundan sonra kısaca, YORUMCU/İCRACI SANATÇI olarak anılacaktır.

ĠÇĠN BAKANLAR KURULUNA YETKĠ VERĠLMESĠ HAKKINDA KANUN

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/59. Doğum İzni veya Askerlik Hizmeti Nedeniyle Ayrılan Kişi için Geçici İş İlişkisi Kurulabilecektir.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KİTAP GENEL ESASLAR BİRİNCİ BÖLÜM KAVRAMLAR VE KONULAR V MARKALAR VE DİĞER AYIRT EDİCİ AD VE İŞARETLER. 18

Transkript:

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TELİF HAKLARI VE SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE DE MESLEK BİRLİKLERİNİN YAPISI VE İŞLEYİŞİ UZMANLIK TEZİ Hazırlayan Kemal UYSAL EYLÜL 2010 ANKARA

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TELİF HAKLARI VE SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE DE MESLEK BİRLİKLERİNİN YAPISI VE İŞLEYİŞİ UZMANLIK TEZİ Hazırlayan Kemal UYSAL Tez Danışmanı Telif Hakları Dairesi Başkanı Mesut Cem ERKUL EYLÜL 2010 ANKARA

Kemal UYSAL tarafından hazırlanan TÜRKİYE DE MESLEK BİRLİKLERİNİN YAPISI VE İŞLEYİŞİ adlı bu tezin Uzmanlık Tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Mesut Cem ERKUL (Danışman) Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Kültür ve Turizm Uzmanı Tezi olarak kabul edilmiştir. Adı ve Soyadı İmzası Başkan : Üye : Üye : Üye : Üye : Tarih :.../. / Bu tez, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Uzman Yardımcılarının Uzmanlık Tezlerini Hazırlarken Uyacakları Yazım Kuralları Yönergesiyle belirlenen tez yazım kurallarına uygundur.

KÜLTÜR VE TURİZM UZMANLIK TEZİNİN ÇOĞALTILMASI VE YAYIMI İÇİN İZİN BELGESİ Tezi Hazırlayanın Adı Soyadı :Kemal UYSAL Tez Konusu Tez Danışmanı : Türkiye de Meslek Birliklerinin Yapısı ve İşleyişi : Mesut Cem ERKUL Kültür ve Turizm Uzmanlık Tez çalışmamın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanarak Milli Kütüphane ve İhtisas Kütüphanesinde her türlü elektronik formatta arşivlenmesini ve kullanıma sunulmasını kabul ediyorum. 28/09/2010

SINAV YETERLİK KOMİSYONUNA BEYAN Bu belge ile bu uzmanlık tezindeki bütün bilgileri akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplayıp sunduğumu; ayrıca, bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi beyan ederim. 28/09/2010 Kemal UYSAL Uzman Yardımcısı

ÖNSÖZ Toplu hak yönetim kavramı, kullanıcı, kullanım ve hak sahiplerinin çokluğu karşısında bireysel hak takibinin imkânsız hale gelmesi ile ortaya çıkmıştır. Özellikle eserleri kullanan sanayilerin çeşitlenmesi ve güçlenmesi, hakların toplu yönetimini zorunlu kılmaktadır. Öte yandan besteci, yazar, müzisyen, şarkıcı, icracılar ve diğer yetenekler toplumun en değerli varlıklarındandır. Kültürel yaşamlarımızın dokusu onların yaratıcı dehaları sayesinde zenginleşir. Bu nedenle bireylerin yeteneklerini geliştirmek ve onları desteklemek adına onlara eserlerini kullanma izni karşılığında maddi bir getiri sunulmalıdır. Bu nedenle toplu hak yönetim kuruluşları hak sahibi dediğimiz eser sahiplerinin eserlerinin kullanılması halinde bir bedel almalarını sağlayarak verimliliklerini artırır ve yeni eserlerin ortaya çıkmasında önemli rol oynar. Ülkemizde meslek birliklerinin kuruluşu dünya örneklerine kısayla oldukça geç olmuştur. 1951 yılında yürürlüğe giren Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nun 42. maddesinde, bu birliklerin kurulacağından söz edilmişse de birlikler ancak 1983 yılında yapılan Kanun değişikliği ile kurulmuştur. Konuya ilişkin olarak ilk esaslı değişiklik ise 4110 sayılı Kanun ile 1995 yılında yapılmıştır. Söz konusu değişiklik ile meslek birlikleriyle ilgili düzenlemeyi yapan 42 nci maddeye aynı alanda birden çok meslek birliği kurulabileceği hükmü konulmuştur. Yapılan değişiklikten sonra meslek birliklerinin sayısı hızla artmış ve 25 e ulaşmıştır. Bu nedenle meslek birliklerinin yapısına ve işleyişine yönelik bir birlik sağlanabildiği söylenemez. Özellikle müzik alanında kurulmuş meslek birlikleri uygulama anlamında dünya standartlarını yakalamışken diğer alanlardaki meslek birliklerinin üyeleri adına hak takibi yapabildiğini söylemek zordur. Ülkemizde bu güne kadar meslek birlikleri ile ilgili olarak kaleme alınmış ayrıntılı bir çalışmada bulunmaması sebebiyle bu çalışmada dünyada ve Türkiye de meslek birliklerinin tarihi ve işleyişine ilişkin uygulama örnekleri ayrıntılı olarak incelenmeye çalışılmış ve AB müktesebatına uyum çerçevesinde mevzuatımıza ilişkin önerilere yer verilmiştir. i

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER... ii KISALTMALAR DİZİNİ... v GİRİŞ... 1 1. FİKRİ HAKLARIN TARİHSEL GELİŞİMİ... 3 1.1. GENEL... 3 1.2. DÜNYADA FİKRİ HAKLARIN TARİHSEL GELİŞİMİ... 3 1.3. TELİF HAKKI KORUMASINA YÖNELİK ULUSLARARASI YASAL ÇERÇEVE... 6 1.3.1. Edebiyat ve Sanat Eserlerin Korunmasına Dair Bern Sözleşmesi... 6 1.3.2. İcracı Sanatçılar, Fonogram Yapımcıları ve Yayın Kuruluşlarının Korunmasına Dair Roma Sözleşmesi... 8 1.3.3. Evrensel Telif Hakları Anlaşması (UCC)... 9 1.3.4. WIPO Eser Sahibinin Hakları Sözleşmesi (WCT) ve WIPO İcralar ve Fonogramlar Sözleşmesi (WPPT)... 10 1.3.5. TRIPS-Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS) 13 1.3.6. Avrupa Birliği Hukukunda Fikri Haklara İlişkin Düzenlemeler... 16 1.4. TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ GELİŞİMİ... 19 1.5. FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ ÖZELLİKLERİ... 22 1.6. FİKİR VE SANAT ESERLERİ... 24 1.6.1. Eser... 24 1.6.2. Eser çeşitleri... 26 1.6.2.1. İlim ve edebiyat eserleri... 26 1.6.2.2. Müzik eserleri... 28 1.6.2.3. Güzel sanat eserleri... 29 1.6.2.4. Sinema eserleri... 29 1.6.2.5. İşlenmeler ve derlemeler... 30 1.6.3. Eser sahibi... 31 1.6.3.1. Eser Sahibinin Hakları... 33 1.6.3.2. Manevi Haklar... 33 1.6.3.2.1. Umuma Arz Hakkı... 34 ii

1.6.3.2.2. Adın Belirtilmesini Talep Hakkı... 34 1.6.3.2.3. Eserde Değişiklik Yapılmasını Yasaklama Hakkı... 35 1.6.3.2.4. Eser Sahibinin Zilyet ve Malike Karşı Hakları... 36 1.6.3.3. Mali haklar... 37 1.6.3.3.1. İşleme hakkı... 38 1.6.3.3.2. Çoğaltma hakkı... 38 1.6.3.3.3. Yayma hakkı... 40 1.6.3.3.4. Temsil hakkı... 41 1.6.3.3.5. İşaret, Ses ve Görüntü Nakline Yarayan Araçlarla Umuma İletim Hakkı... 42 1.6.3.3.6. Pay ve Takip Hakkı... 43 2. TÜRKİYE DE VE DÜNYADA MESLEK BİRLİKLERİ... 45 2.1. TOPLU HAK YÖNETİMİ KAVRAMI... 45 2.1.1. Genel... 45 2.1.2. Toplu hak yönetimi nedir ve neden gereklidir?... 45 2.1.3. Toplu hak yönetim kuruluşlarının üyeleri ve toplu hak yönetiminin kapsamındaki haklar nelerdir?... 46 2.1.4. Toplu hak yönetim kuruluşları nerede işlerlik gösterir ve işleyişi nasıl gerçekleşmektedir?... 47 2.1.5. Sosyo-ekonomik ve kültürel boyut... 50 2.2. DÜNYADA MESLEK BİRLİKLERİ... 51 2.2.1. Fransa... 51 2.2.2. Almanya... 56 2.2.3. Birleşik Krallık... 60 2.2.4. İskandinav Ülkeleri... 65 2.2.5. Amerika Birleşik Devletleri... 68 2.2.6. Uluslararası Şemsiye örgütlenmeler... 71 2.3. TÜRKİYE DE MESLEK BİRLİKLERİNİN TARİHİ... 74 2.3.1. Mevcut meslek birlikleri... 75 3. TÜRKİYE DE MESLEK BİRLİKLERİNİN YAPISI VE İŞLEYİŞİ... 88 3.1. TÜRKİYE DE MESLEK BİRLİKLERİNİN YAPISI... 88 3.1.1. Genel... 88 3.1.2. Meslek Birlikleri ve Federasyonlarının Kuruluşu ve Sona Ermesi... 89 3.1.3. Meslek Birliklerinde Üyeler... 94 3.1.4. Meslek Birliklerinin Organları... 96 3.1.4.1. Genel Kurul... 97 iii

3.1.4.2. Yönetim Kurulu... 100 3.1.4.3. Denetleme Kurulu... 102 3.1.4.4. Teknik ve Bilim Kurulu... 102 3.1.4.5. Haysiyet Kurulu... 103 3.1.5. Meslek Birliklerine İlişkin Mali Hükümler... 103 3.2. TÜRKİYE DE MESLEK BİRLİKLERİNİN İŞLEYİŞİ... 105 3.2.1 Yetki Belgesi... 105 3.2.2. Meslek Birliklerinin Yükümlülükleri... 109 3.2.3. Meslek Birliklerinin Tarife Tespiti... 112 3.2.4. Uzlaştırma Komisyonu... 114 3.2.5. Meslek Birliklerinin Lisanslama Faaliyetleri... 117 3.2.6. Toplanan Bedellerin Üyelere Dağıtılması... 126 3.2.7. Meslek Birliklerinin Denetimi... 130 SONUÇ... 134 KAYNAKÇA... 137 ÖZET... 142 ABSTRACT... 143 ÖZGEÇMİŞ... 145 iv

KISALTMALAR DİZİNİ AB AEA AK AT Bkz. DTÖ FSEK GATT : Avrupa Birliği : Avrupa Ekonomik Alanı : Avrupa Komisyonu : Avrupa Topluluğu : Bakınız : Dünya Ticaret Örgütü : Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu : General Agreement on Tariffs and Trade (Ticaret ve Tarifeler Genel Anlaşması) m. : Madde no. R.G. TRIPS WCT WIPO WPPT vb. yy. : Numara :Resmi Gazete : Trade Related Aspects of Intellectual Property Rights (Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi) : WIPO Copyright Treaty (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü Telif Hakları Anlaşması) : World Intellectual Property Organization (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) : WIPO Copyright Treaty (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü İcralar ve Fonogramlar Anlaşması) : ve benzeri : Yüzyıl v

GİRİŞ Bu çalışma kültür endüstrisi çerçevesinde çağımızın yükselen değerlerinden biri olan Fikri Mülkiyet kavramına işlerlik kazandıran ve eser sahibi ve bağlantılı hak sahiplerinin haklarını korumak için oluşturdukları Meslek Birliklerinin işleyişine yönelik olarak yerel ve uluslararası ölçekte bir çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır. Kültür endüstrisi içerisinde eser ve bağlantılı hak sahipleri, karşısında yer aldıkları gruplara göre daha güçsüz konumdadırlar. Şöyle ki, eser sahipleri eserlerini satacağı zaman güçlü işletmeler ve rekabet edemeyeceği düzeyde bulunan şirketler ile karşı karşıyadır. Bunlarla pazarlık etmesi, şartlarını onlara kabul ettirmesi çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Aksine küreselleşen dünyamızda büyük ve çok uluslu şirketler çoğu kez eser sahiplerini kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilmektedir. İşte eser sahipleri, bu zafiyeti önlemek için bir araya gelerek meslek birliklerini kurmaktadırlar. Böylece gerek ulusal gerekse uluslararası kanunlardan kaynaklanan haklarını tek elden takip ederek içinde bulundukları durumu avantaja çevirebilmektedirler. Özellikle küreselleşme olgusunun gittikçe hızlanması ve fikir ve sanat eserlerinin son derece hızlı olarak transferi neticesi dünya ticaretindeki öneminin artmasına paralel olarak, bu uluslararası birliklerin önemini de gün geçtikçe arttırmaktadır. Eser sahipleri alanında meslek birliği örgütlenmesinin yolunu açan olay Fransız besteci Bourget nin 1847 yılında bir kafe sahibi aleyhine açtığı tazminat davasıdır. Kafede hesabı isteyen Bourget içeceğine ek olarak mekânda çalınan kendi eserlerinin ücretinin de hesabına yansıtıldığını görerek hesabı ödemeyi reddetmiş ve Seine İş Mahkemesi ne başvurmuştur. Mahkeme Bourget i haklı bulmuş ve bu dava sonucu müzik eserlerinin korunmasına ilişkin emsal teşkil etmiştir. Bunun üzerine Bourget iki oyun yazarı ve bir yayıncı ile beraber bir birlik kurarak eser sahiplerinin haklarına yapılan tecavüz ve haksız yararlanmalara karşı davalar açmış ve kafe sahiplerinden telif bedeli almaya başlamıştır. Böylece 28 Şubat 1851 de SACEM 1

(Agence Centrale pour la perception des droits des auteurs et compositeurs de musique) kurulmuştur. Ülkemizde ise 1951 yılında yürürlüğe giren Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nun 42 nci maddesinde, bu birliklerin kurulacağından söz edilmişse de birlikler ancak 1983 yılında yapılan kanun değişikliği ile kurulmuştur. İlk kurulan meslek birlikleri Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM), Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), Türkiye Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (GESAM) ve Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliğidir (SESAM). Bu meslek birliklerinin bir nevi devlet eliyle kurdurulmuş olup, dönemin koşulları değerlendirildiğinde üyelerinin haklarını takip etmekten çok kamuoyunu bilinçlendirme görevini yerine getirme anlamında amaçlarına ulaştığı söylenebilir. Bu çalışmada meslek birliklerinin uluslararası mevzuatta düzenlenişi ve uygulaması ile pratikte yaşanan güçlükler, mevzuatımıza dâhil oluşu, daha etkin nasıl kullanılabileceği etraflıca ele alınmaya çalışılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde konuya uzak okuyucular dikkate alınarak Fikri Mülkiyet Hukukunun tarihi, gelişimi, konuya ilişkin uluslar arası anlaşmalar ve Fikri Mülkiyet Hukukunun temel kavramları ele alınmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde toplu hak yönetimi kavramı ve Türkiye deki ve dünyadaki meslek birliklerine yönelik açıklamalara yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise Türkiye deki meslek birliklerinin yapısı ve işleyişi ele alınarak mevcut durumun güçlendirilmesi için ne gibi adımlar atılması gerektiğine yönelik değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışmanın hedefi ülkemizdeki meslek birliklerinin mevcut yapısal sorunlarını ortaya koymak ve söz konusu sektörün hızla büyümesi karşısında meslek birliklerinin çağın gerisinde kalmaması adına uygulamanın iyileştirilmesine ilişkin öneriler sunmaktır. 2

BİRİNCİ BÖLÜM FİKRİ MÜLKİYET HUKUKUNUN TEMEL PRENSİPLERİ 1. FİKRİ HAKLARIN TARİHSEL GELİŞİMİ 1.1. GENEL Fikri mülkiyet kavramı, fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar ile sınai hakları kapsar. Nitekim Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet gösteren Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü de (WIPO), fikri mülkiyeti, sınai mülkiyet ve telif hakları olmak üzere iki bölümde ele almıştır. Buna göre, telif hakları kapsamına ilim ve edebiyat eserleri, güzel sanat eserleri, musiki eserleri ile sinema eserleri; sınai mülkiyet kapsamına ise buluşlar, endüstriyel tasarımlar, markalar, coğrafi işaretler, entegre devre topografyaları ve yeni bitki çeşitleri alınmıştır. Fikri haklar kavramı veya yaygın kullanımıyla telif hakları ifadesi ise genellikle eser sahibinin hakları anlamında kullanılmaktadır. Bu çalışma kapsamında ise, fikri haklar kavramı, eser sahibinin hakları ve bağlantılı haklar anlamında kullanılacaktır. 1.2. DÜNYADA FİKRİ HAKLARIN TARİHSEL GELİŞİMİ Tarihi sürecine bakıldığında fikri ürünler üzerindeki hakların korunmasında toplumsal ihtiyaçların giderilmesi ve insanların bir arada yaşamalarının kolaylaştırılmasının amaçlandığı görülmektedir. Nitekim ilk olarak kitaplar üzerinde tanınan telif hakları toplumsal hayatın gelişmesi ile çeşitlilik göstermeye başlamıştır. (Karahan ve başk, 2007:33) Eski uygarlıklarda fikri emek ürünleri, üzerinde cisimlendikleri maddi mallardan ayrı düşünülmediği gibi, yaratıcının iktisaden veya manevi yönden korunmasına da gerek duyulmuyordu. (Erel, 1998:16) Roma Hukuku nda ise eser sahibinin eserleri üzerindeki haklarını düzenleyen herhangi bir kurala rastlanmamaktadır. Bunun nedeni ise, eser sahibinin eserini çoğaltarak kamuya sunma imkânından yoksun olması ve eserin ekonomik bir değere sahip olmamasıydı. Başka bir deyişle o dönemlerde fikir ürünlerinin korunmasına ilişkin benimsenen ilke, Bir şeyin aslına sahip olan kimsenin onun teferruatına da sahip olacağı ilkesiydi. (Yarsuvat, 1984:18) Yazar açısından karanlık olan bu dönem 3

birçok hikayenin ve şiirin sahipsizliğine neden olmuş ve edebi eserlerde anonimlik bu şekilde ortaya çıkmıştır. Bu nedenle eserler çoğu kez gerçek eser sahibi yerine gerçek sahibi olmayan birine mal edilmiştir. (Tekinalp, 2005:80) Avrupa da eserlerin hukuki alanda korunması ve maddi anlamda bir mülkiyetin konusu olması 15 inci yüzyılın ortasında matbaanın icadı ve çoğaltılmış nüshaların topluma ulaşmasıyla başlamaktadır. Matbaanın icadından sonra, fikri hakların hukuki açıdan korunmaya değer olduğu kabul görmeye başlamıştır. Eserlerin çoğaltımının kolaylaşması matbaacıların ve yayıncıların ekonomik kazanç elde etmelerine yol açmıştır. Bir eserin matbaacı tarafından ilk kez basımı oldukça zahmetli bir uğraş olmakta, başka matbaalar tarafından kolaylıkla basımının gerçekleştirilmesinin ise matbaacıların arasında haksız rekabete yol açtığı düşünülmekteydi. Dolayısıyla fikri hakların korunmasına ilişkin ilk düzenlemelerin haksız rekabetin önlenmesine yönelik olduğu söylenebilir. Bu amaçla, eseri ilk kez basan matbaacıya basım imtiyazı tanınmasıyla başlayan bu döneme fikri hukuk alanında imtiyazlar dönemi denilmektedir. Ancak, bu imtiyazlar basımcıların ekonomik çıkarlarını korumayı amaçlamış, eser sahibinin haklarını göz önünde bulundurmamıştır. (Ateş, 2002:14). İmtiyazlar giderek yayınevi mülkiyeti denilen yazar hakkını tamamen bertaraf eden bir aşamaya ulaşmıştır. Bir esere basma hakkı için para ödeyen yayınevi eserin mülkiyetini kazanmış oluyor ve imtiyazı uzatıldığı sürece baskıları yenileyebiliyordu. (Tekinalp, 2005:82) Daha sonra, bu anlaşma kapsamında eser sahibine mülkiyet hakkı tanıyan ve eser sahibi ile yayımcı arasında imzalanan özel sözleşmeler sayesinde bu yayım imtiyazı yumuşatılmıştır. (Dardağan, 2000:15) İmtiyaz usulünün eser sahiplerine yeterli bir koruma sağlamaması ve eser üzerindeki hakların eseri vücuda getiren kişiye ait olduğu görüşünü kabul eden tabii hukuk akımının gelişimiyle 1700 lü yıllarda Fikri Mülkiyet teorisi ortaya atılmıştır. Böylece günümüz fikir ve sanat eserleri düzenlemelerine öncülük eden ve İngiltere de 1709 tarihinde Statue of Anne adıyla bu alanda kabul edilen ilk kanunun yapıldığı söylenebilir. (Baysal, 1999:4). Dünyadaki ilk telif hakkı kanunu olarak kabul edilen Statute of Anne iki 4

yeni kavram getirmiştir telif hakkının sahibi olan eser sahibi ve yayımlanan eserler için sabit süreli koruma prensibi. (Helvacıoğlu, 2005:7) Fransız İhtilali dünyayı her alanda olduğu gibi fikri mülkiyet hukuku alanında da etkilemiştir. İhtilal sonrası loncalar ve dolaysıyla imtiyazlar ortadan kaldırılmış, 1791 de sahibinin eseri üzerinde mülkiyet hakkı bulunduğu kabul edilmiş ve eser sahibine yaşamı ve ölümünden sonra 10 yıl süre ile koruma sağlanmıştır. (Tekinalp, 2005:83) Yeni bir kavram olan bağlantılı haklar ise, kültürel hayatın gelişimi ve teknolojinin hızla ilerlemesiyle özellikle de seslerin ve görüntülerin kaydedilerek daha sonra bunların yayınlanmasının teknik olarak mümkün olmasıyla birlikte doğmuştur. (Arkan, 2005:8) Her ne kadar ortaya bir eser koymamışlarsa da bir eseri tanıtan, yorumlayan ya da meydana gelmesi için yatırım yapan ve böylece fikir ve sanata katkıda bulunan kişilere de bazı hakların tanınması gerekliğinden hareketle, eser sahibinin haklarını saklı tutarak bağlantılı haklar adıyla bazı haklar tanınmıştır. (Suluk, 2004: 108,109) Böylelikle gelinen noktada, bu hakların korunması için de yasal düzenlemeler yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu konuda ilk olarak Alman Telif Hakkı Kanunu nda icracı sanatçıya işleme hakkı tanınmış, bir eserin icrası seslerin kaydedildiği mekanik bir araç üzerine alındığı takdirde bu araç eserin işlenmesi, icracı da işleyen sayılmıştır. Böylelikle işlenmeler, eser gibi korunduğundan icranın mekanik bir araca tespiti halinde eser sahipliğinden farkı olmayan bir koruma sağlanmış; ayrıca icracı sanatçının sözleşmeyle bu hakkı yapımcıya devredebilmesi şeklinde bir düzenleme getirilmiştir. (Arkan, 2005: 9) Ancak, eser sahibi dışındaki kişilerin haksız rekabet hükümlerine göre korunması durumunda, eser sahibine tanınan manevi hakların bir tüzel kişiye tanınması görüşü kabul edilmemiştir. İngiltere ve Amerika gibi bazı hukuk sistemlerinde ise, eser sahibi olarak kabul edilen tüzel kişiler de eser sahibi ile aynı hükümler çerçevesinde korunmuş, diğer bir deyişle eser sahipleri ile bağlantılı hak sahipleri arasında ikili bir ayırım yapılmamıştır. İcracı sanatçıları önceleri cezai yaptırımlarla koruyan İngiltere de 5

hukuki yaptırımlarla koruma ancak 1988 tarihli İngiliz Telif, Tasarım ve Patent Yasası ile başlamıştır. (Arkan, 2005: 11) 1.3. TELİF HAKKI KORUMASINA YÖNELİK ULUSLARARASI YASAL ÇERÇEVE Matbaanın icadıyla birlikte basılan eser sayısında görülen artışlar ve eserlerin yayılmasının kolaylaşması, bir ülkede meydana getirilen eserin ulusal sınırlar dışına çıkmasını kolaylaştırmıştır. Böylece eserlerin ülke dışında da korunması gerektiği fikri ortaya çıkmış ve ikili anlaşmalar imzalanmaya başlanmıştır. Ancak ikili anlaşmaların fikri hakların korunmasında yetersiz kalması ve 19 uncu yüzyılda giderek gelişen uluslararası ilişkiler nedeniyle çok taraflı anlaşmaların yapılması gerektiği görüşü hakim olmuştur. Uluslararası anlaşmaların yanı sıra bölgesel birliklerin oluşumuyla birlik hukuklarında da fikir ve sanat eserleri alanında düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. Telif hakkı ve bağlantılı hak kavramları bugün her ülkenin mevzuatında tanımlanmaktadır. Ancak hemen hemen tüm mevzuatlardaki temel kavramlar uluslararası anlaşma hükümlerine büyük ölçüde uymaktadır. (Helvacıoğlu, 2005:7) 1.3.1. Edebiyat ve Sanat Eserlerin Korunmasına Dair Bern Sözleşmesi İsviçre nin Bern kentinde Almanya, Belçika, İspanya, Birleşik Krallık, Fransa, Haiti, İtalya, Tunus, Liberya, İsviçre katılımı ile ve A.B.D ve Japonya nın gözlemciliği ile gerçekleştirilen uluslararası bir konferansın sonunda imzalanan 9 Eylül 1886 tarihli, Edebi ve Sanatsal Eserlerin Korunmasına dair Bern Konvansiyonu fikir ve sanat eserleri hukuku alanında yapılan ilk uluslararası düzenlemedir. (Ricketson ve başk, 2005:83) Bern Konvansiyonu telif hakkı korumasına ilişkin ihtiyaçlar ve gelişmeleri takip edebilmek amacıyla birkaç kere revize edilmiştir. (Helvacıoğlu, 2005:13) (Değişiklik: Paris (4.5.1896), Berlin (13.11.1908), Bern (2.6.1928), Roma (26.6.1948), Brüksel (4.7.1967), Stockholm (4.7.1967), Paris (24.7.1971 ve 28.9.1979)). 1908 tarihindeki Berlin deki ikinci revizyondan sonra 6

Bern Sözleşmesi, Revised Berne Convention Revize Bern Konvansiyonu olarak anılmaktadır. (Tekinalp, 2005:83). Anlaşmanın amacı bütün üye ülkeler için yeknesak fikri hukuk kuralları koymaktansa, eser sahibinin haklarını hem kendi ülkesinde hem de diğer üye ülkelerde etkili biçimde korumaktır. (Arkan, 2005:13) Sözleşme ile tüzel kişiliği haiz Bern Birliği kurulmuş, böylece eser sahibinin haklarının hem kendi ülkelerinde hem de bu birlik dahilindeki diğer ülke sınırları içinde koruma altına alınması amaçlanmış ve eser sahiplerine eşit bir uygulama getirilmeye çalışılmıştır. (Ateş, 2002:23) Bern Konvansiyonu, ayrıca Konvansiyon tarafından belirlenmiş minimum koruma standartlarından farkı olarak eşit korumanın temin edildiği durumlarda uygulanacak minimum haklar prensibini ortaya çıkarmıştır. (Tekinalp, 2005:68) Sözleşmeye göre birlik ülkeleri, eser sahiplerinin edebiyat ve sanat eserleri üzerindeki haklarını mümkün olduğu kadar etkili ve birbirine uyumlu bir şekilde koruyacaktır. Sözleşmede, eser sahibinin manevi hakları,(m.6) eseri çoğaltma hakkı,(m.9) tercüme ettirme hakkı,(m.8) kamuya sunma hakkı, yayınlama hakkı, uyarlama hakkı, kayıt hakkı, filme çekme hakkı, takip ve pay hakkı (m.12.14) gibi belli başlı haklara yer verilmiştir. Koruma süresi ise 50 yıl olarak öngörülmüştür. Bern Konvansiyonu nun bir diğer boyutu ise karşılıklılık prensibidir (ulusal muamele). (Strong, 1990:196) Bu sözleşme ile üye ülkeler ulusal kanunlarda eser sahiplerine sağladıkları korumayı karşılıklı olarak birbirlerinin vatandaşlarına da tanımışlardır. (Tekinalp, 2005:68) Karşılıklılık ilkesi dolayısıyla eser ve eser sahibi tüm birlik ülkelerinde korunur. Ulusal muamele prensibi eserin menşei ülkesi kavramına dayanmaktadır. Bu ülke eser sahibinin uyruğu bulunan ülke veya yerleşik bulunduğu yer değil, ilk basım ülkesidir. Bu yaklaşım özellikle birden fazla eser sahibi bulunan hallerde kolaylık sağlamaktadır. (Cornish ve başk, 2007:391). Menşei ülke Bern Birliğinde ise, diğer üyeler eser açısından kendi vatandaşlarına uyguladıkları muamelenin aynısını uygulamalıdır. Bu noktada, Konvansiyon hakların kapsamı açısından üyeler arasında farklılıklar olacağını kabul etmektedir. (Cornish ve başk, 2007:391) 7

1.3.2. İcracı Sanatçılar, Fonogram Yapımcıları ve Yayın Kuruluşlarının Korunmasına Dair Roma Sözleşmesi Fikri hukuk alanındaki ilk uluslararası anlaşmalarda eser sahibinin hakları korunmuş, fakat bağlantılı hak sahiplerine ilişkin bir düzenleme yer almamıştır. Teknolojik gelişmeler, giderek eser sahiplerinin yanı sıra bağlantılı hak sahiplerinin korunması ihtiyacını da doğurmuştur. Roma ve Brüksel deki iki başarısız konferansın ardından (1928 ve 1948), son konferansın delegeleri icracılar için komşu hak korumasının Bern Konvansiyonu kapsamı dışında ancak fonogram yapımcıları ve yayın kuruluşlarına verilen koruma kapsamında değerlendirilmesini istemişlerdir. (Dreier ve başk, 2006:121) Nitekim 26 Ekim 1961 tarihli Roma Konvansiyonu bağlantılı haklar alanında düzenlenen ilk büyük uluslararası toplantıdır. Bu Konvansiyon diğer sözleşme ülkelerinden kaynaklanan eserlere ulusal muamele gösterilmesi prensibine dayanmaktadır ve bu tip eserlerin korumasına ilişkin minimum bir süre öngörmez. (Garnett ve başk, 2005:328) Bağlantılı hak sahiplerini üç gruba ayıran Anlaşmada, bu sözleşme ile tanınan korumanın, edebiyat ve sanat eserleri üzerindeki telif haklarının korunmasını etkilemeyeceği ve bağlantılı hak sahiplerine bir takım asgari haklar tanınarak ulusal uygulamanın daha düşük bir koruma sağlaması durumunda dahi, bu kimselerin söz konusu asgari haklara sahip olacakları hükümlerine yer verilmiştir. (naklen D amato ve başk, 1997:103; Arkan, 2005:16) Ayrıca Konvansiyon icranın tespitinden ve yayımından itibaren 20 yıllık koruma süresini hüküm altına almıştır. (Cornish ve başk, 2007:393) 8

1.3.3. Evrensel Telif Hakları Anlaşması (UCC) Amerika ve Avrupa hukuk sistemlerindeki uyuşmazlıkların giderilerek, fikir ve sanat eserlerinin evrensel bir korumaya sahip olabilmesi için UNESCO öncülüğünde Cenevre de düzenlenen konferans sonucu 6 Eylül 1952 tarihinde Evrensel Telif Hakları Sözleşmesi imzalanmıştır. Evrensel Telif Hakları Anlaşmasının bir diğer amacı ise Bern Birliği Anlaşmasının dışında kalan Amerika Birleşik Devletleri ile Güney Amerika Devletlerinin de bir uluslararası anlaşma içerinde yer almasını sağlamaktır. (Kılıçoğlu, 2006:29) Ancak, 1989 yılında Amerika Birleşik Devletleri nin Bern Konvansiyonu na katılmasını takiben Amerika da yasal telif hakkı korumasının ön şartı tescil işlemi terk edilmiştir ve Evrensel Telif Hakları Anlaşması önemini kaybetmiştir. (Dreier ve başk, 2006:9) Sözleşmenin temel kavramını insanların birbirlerini anlamalarının ve tanımalarının en iyi yolunun başkalarının kitaplarını okumak, müziklerini dinlemek ve filmlerini seyretmekle olacağını, kısaca insanların birbirlerini tanıyabilmeleri için başka beyinlerce üretilen ürünlerin incelenmesi gerektiğine dair UNESCO ilkesi oluşturmaktadır. (naklen Stewart:146; Baysal, 1999: 8) Sözleşme Bern sözleşmesine göre daha düşük bir koruma düzeyi getirmekle birlikte hukuki koruma için daha geniş standartlar öngörmüş, ancak tam ve esaslı bir asgari haklar sistemi kuramamıştır. (Ateş, 2002: 25) UCC, Bern Konvansiyonu ndan iki noktada ayrılmaktadır. UCC karşılıklılık ilkesine yer vermediği için korumadan faydalanabilmek için sözleşmede öngörülen hususların yerine getirilmesi gerekmekte ve eser sahibine, kendi ülkesinin tanıdığından daha fazla koruma sağlamaya üye ülkeler zorunlu olmamasıdır. (Tekinalp, 2005:68) 9

1.3.4. WIPO Eser Sahibinin Hakları Sözleşmesi (WCT) ve WIPO İcralar ve Fonogramlar Sözleşmesi (WPPT) Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü, Sınai Mülkiyet Haklarının Korunmasına İlişkin Paris Sözleşmesi ve Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi ne taraf ülkelerin katılımıyla 14 Temmuz 1967 yılında Stockholm de imzalanan bir sözleşmeyle tüm dünyada fikri mülkiyet haklarının daha etkin bir şekilde korunmasını sağlamak amacıyla kurulmuştur.(kılıçoğlu, 2006:28) Bugün merkezi İsviçre nin Cenevre kentinde olan ve 184 ülkenin taraf olduğu Sözleşmeye Türkiye, 14 Ağustos 1975 tarihinde 7/10540 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla katılmıştır. (Kılıçoğlu, 2006:29) Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatının amacı, dünyada fikri mülkiyet kavramını yerleştirmek noktasından hareketle, devletler ve diğer uluslararası kuruluşlar ile işbirliği yaparak dünya çapında fikri mülkiyet korumasını geliştirmek ve bu konuda teknik ve hukuki yardım isteyen ülkelere yardımcı olmaktır. Örgüt, evrensel kültürün korunmasını sağlamak üzere gerekli önlemleri almak ve fikri haklar alanında ülkelerin milli mevzuatlarının birleştirilmesini sağlamak, Bern Birliğinin idari hizmetlerini görmek gibi görevleri üstlenmiştir. Birleşmiş Milletler yapısı içerisinde yer alan WIPO bünyesinde bugün fikri mülkiyet hakları konusunda 24 antlaşma bulunmaktadır. 1989 yılında WIPO bilgisayarların ve iletişim ağlarının telif hakları üzerindeki etkisi konusunda yürüttüğü çalışmalar sonucunda, 1996 yılında WIPO İnternet Antlaşmaları olarak bilinen WIPO Telif Hakları Antlaşması ve WIPO İcralar ve Fonogramlar Antlaşması 1 178 ülke tarafından kabul edilmiş ve 2002 yılında 30 ülkenin onayı ile yürürlüğe girmiştir. İnternet ortamında telif haklarının korunması ile ilgili olarak temel çerçeveyi oluşturan her iki düzenleme de, internet ortamında konuya ilişkin uluslararası bir çerçeve oluşturulması hedefine hizmet etmekte olup, temel olarak ekonomik değerin korunmasını amaçlamaktadır. 1 Söz konusu anlaşmalara katılımın uygun bulunduğuna dair kanunlar 08.05.2007 tarihli ve 26516 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. 28 Kasım 2008 tarihinde ise anlaşmaya taraf olunmuştur. 10

WIPO İnternet Antlaşmaları telif hakları konusunda uluslararası anlaşmalardan olan Bern ve Roma Sözleşmelerini, bilgi toplumunun ihtiyaçları doğrultusunda güncellemeyi hedeflemektedir. (Başpınar-Kocabey,2007:55) İnternet Antlaşmaları içerdikleri çerçeve düzenlemelerin uygulanmasına yönelik hükümlere yer vermemekte ve bu Antlaşmaları onaylayan ülkelerin, iç hukuklarında gerekli düzenlemelerde bulunarak halihazırda var olan telif korumalarını İnternet Antlaşmaları ile uyumlu hale getirilmelerini öngörmektedir. ( Helvacıoğlu ve başk., 2005). Bu bağlamda, 16 Mart 2000 tarihli Konsey Kararı ile AB, WIPO Antlaşmalarının ilgili AB Direktifleri ile uyumlu olduğunu ifade etmiş ve üye ülkelerin WIPO İnternet Antlaşmaları hükümlerini ulusal kanunlarına geçirecekleri konusunda teminat vermiştir. İnternet Antlaşmaları temel hükümleri incelendiğinde, telif haklarına konu ürünlere yönelik eylemlerin internet ortamında gerçekleşmesi durumunda hâlihazırda var olan telif hakları kanunlarının kapsamının genişletilmesi yolunun tercih edildiği görülmektedir. Ancak, WIPO İnternet Antlaşmalarının telif hakları kanunlarına getirdiği en önemli katkı dijital hakların yönetimini içeren teknolojik hükümlerdir Bu hükümler ile telif haklarının yasal koruma ile birlikte teknolojik olarak korunması gündeme gelmiştir ve teknolojik korumanın internet ortamında meşrulaşmasını sağlamıştır. Ekonomik olarak bakıldığında ise telif haklarının teknoloji ile korunması ortaya yeni bir pazar ve rekabet alanı çıkarmıştır. ( Helvacıoğlu ve başk, 2005) WIPO Eser Sahibinin Hakları Sözleşmesi uluslararası standartları Bern Sözleşmesi ile belirlenen eser sahibinin hakları ile ilgili yeni ortaya çıkan gelişmeleri ortaya çıkarmaktadır. Sözleşmede bilgisayar programları ile veri tabanlarının tanımı yapılarak koruma altında olduğu belirtilmiş; eser sahiplerinin yayma hakkı, kiralama hakkı, umuma iletim hakkı, düzenlenmiş ve eser sahibinin haklarına getirilebilecek istisnalar düzenlenmiştir. Diğer taraftan teknolojik yöntemlere ilişkin yükümlülükler ve hak yönetim bilgilerine ilişkin yükümlülükler düzenlenmiş, tecavüz halleriyle ilgili yaptırımlar belirlenmiştir. ( Türkekul ve başk, 2004:27) 11

WIPO Telif Hakları Antlaşmasının internet ortamında telif haklarının korunmasına yönelik hükümleri uyarınca bilgisayar programları, Bern Sözleşmesinin 2 nci maddesi kapsamında yer alan eser tanımı içerisinde değerlendirilmektedir. WIPO Telif Antlaşması bestekarların, sanatçıların, yazarların ve eserleri internet ve diğer dijital medya üzerinde dağıtılan yazılımcılar da dahil tüm sanatçıların haklarını korumakta ve telif hakları tarafından geleneksel sözleşmelerle korunmakta olan eserlere dijital kopyalama ve internet üzerinden dağıtım konusunda koruma sağlamaktadır. WIPO İcralar ve Fonogramlar Sözleşmesi (WPPT) sözleşmenin giriş kısmında belirtildiği gibi bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve Roma Sözleşmesinin söz konusu gelişmeleri karşılayamaması sonucu icracı sanatçılar ve fonogram yapımcıları hakkında yeni koşullara uyarlama ve daha etkin koruma sağlama amacıyla yapılmıştır. WIPO İcralar ve Fonogramlar Sözleşmesi, revizyondan öte Roma Konvansiyonu madde 22 ile ilişkili olarak özel bir sözleşmedir. Bu nedenle, WIPO İcralar ve Fonogramlar Sözleşmesi onaylanmadan önce Roma Konvansiyonu onaylanmalıdır. Ancak, WIPO İcralar ve Fonogramlar Sözleşmesi nin onaylanması Roma Konvansiyonu tarafları arasındaki mevcut yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. WIPO Telif Hakları Antlaşması gibi WIPO İcralar ve Fonogramlar Sözleşmesi de dijital teknolojiler ve network (ağ) konusundan kaynaklanan komşu haklara ilişkin ilk anlaşmadır. (Dreier ve başk, 2006:165) Sözleşmede, icracı sanatçılar ile fonogram yapımcılarının tanımı, sözleşmenin sağladığı korumadan faydalanacaklar, icracı sanatçıların manevi ve mali hakları, fonogram yapımcılarının mali hakları, radyo televizyon yayınlarına ilişkin hükümler, hakların internet üzerinde kullanımı gibi hükümler yer almaktadır. (Türkekul ve başk, 2004: 28) Her iki Anlaşma da bilgisayar programlarının ve veritabanlarının fikri mülkiyet kanunları içerisinde ilim edebiyat eserleri başlığı altında korunması ve eseri kamuya iletim hakkının elektronik yöntemleri de içermesi konularını gündeme getirmiştir.(www.wipo.int, 2010) 12

Söz konusu anlaşmalara katılımın uygun bulunduğuna dair kanunlar 08.05.2007 tarihli ve 26516 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. 28 Kasım 2008 tarihinde ise anlaşmaya taraf olunmuştur. 1.3.5. TRIPS-Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS) Uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi ve düzenli işlemesi hedefine yönelik olarak 23 ülkenin katılımıyla 1947 yılında İsviçre nin Cenevre kentinde toplanan milletlerarası bir konferans sonucu imzalanan, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT), 1948 yılında yürürlüğe girmiştir. GATT aynı zamanda söz konusu yapılanmaya verilen isimdir. Türkiye anlaşmayı 1953 yılında imzalamıştır. (www.dpt.gov.tr, 2010) Ancak, 1947 yılından beri geçici statü ile çalışan, hukuki zemine tam oturmamış ve yaptırım gücü zayıf olan GATT yerine, Uruguay Round müzakereleri sonucunda imzalanan ve 1 Ocak 1995 de yürürlüğe giren Nihai Senet ile Dünya Ticaret Örgütü kurulmuştur.(ateş, 2003:48) Sadece mal ticaretini kapsayan GATT kurallarından farklı olarak DTÖ; Tarım Ürünleri, Hizmetler, Fikri Mülkiyet Hakları, Ticaretle İlgili Yatırım Tedbirleri ve Ticaret Politikalarını Gözden Geçirme Mekanizmasını kapsamına almıştır. DTÖ nün üye sayısı 23 Temmuz 2008 itibariyle Cape Verde nin katılımıyla 153 e ulaşmıştır 2. (www.wto.org, 2010) DTÖ nün esas fonksiyonları; DTÖ yü oluşturan çok taraflı ticaret görüşmelerini yönetmek ve uygulamak, çok taraflı ticaret görüşmelerinde bir forum olarak görev yapmak, ticari anlaşmazlıklarına çözüm aramak, milli ticaret politikalarını denetlemek ve bu amaçlarla küresel ekonomik politika yapımında görevli uluslararası kuruluşlarla işbirliğine gitmektir. Bu amaçların gerçekleşebilmesi 2 Kurucu üyeler arasında yer alan Türkiye, DTÖ anlaşmasını26.1.1995 tarih ve 4067 sayılı kanun [RG 26.1.1995/22186] ile uygun bularak örgütün üyesi olmuş; yükümlülüklerimiz ise Bakanlar Kurulunun 95/6525sayılı kararı uyarınca [RG 25.2.11995/22213] 31.12.1994 tarihinden itibaren geçerli kılınmıştır. 13

için uluslararası ticareti kısıtlayan her türlü engelin ve farklı muamelenin kaldırılması öngörülmektedir. Ticareti kısıtlayan engellerin kaldırılması, ithalat ve ihracata uygulanan her türlü tarife dışı engelin önce tarifeye dönüştürülmesi daha sonra da ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Ticaretteki bütün bu engellerin ve ayırımcılığın kaldırılması ile uluslararası ticarette serbestleşme sağlanacak ve böylece bütün ülkelerin yararına olarak ticaret hacmi de artmış olacaktır. (www. portal1.sgb.gov.tr, 2010) Dünya ticaretindeki gelişmelere paralel olarak fikrî ve sınaî mülkiyet hukukunda da yaşanmakta olan gelişmelerle, uluslararası ticaretin en önemli unsurlarından birisi haline gelen fikri ve sınai hakların korunmasına uluslararası bir standart getirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, uluslararası alanda, gerek fikri hak sahiplerine tanınan hakları ve gerekse bunların kullanımı ve korunmasıyla ilgili asgari standartları belirlemek amacıyla Uluslararası Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması GATT bünyesinde gerçekleştirilen Uruguay Round un nihai metninin bir parçası olarak İngilizce adının baş harfleri kullanılması suretiyle kısaca TRIPS olarak adlandırılan Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Haklarına Dair Anlaşma 15 Nisan 1994 tarihinde Marakeş te imzalanmıştır. (Ateş, 2006:240) DTÖ kurucu antlaşmasının mütemmim cüzü olarak kabul edilen ve fikri mülkiyet hukuku alanında yirminci asrın en önemli gelişmesi olarak gösterilen TRIPS antlaşması 1 Ocak 1995 tarihinde resmen yürürlüğe girmiştir. (Ateş, 2003:48) TRIPS Anlaşması DTÖ Anlaşması nın ayrılmaz parçasını oluşturduğu için AB ve tüm üye ülkeler dahil olmak üzere tüm DTÖ üyeleri bu anlaşmaya uymakla yükümlüdür. (Dreier ve başk, 2006:195) TRIPS, bugüne kadar fikri mülkiyet alanında uluslararası düzeyde kabul edilen en kapsamlı anlaşmadır. Anlaşmanın temel hedefleri kısaca şunlardır: Fikri mülkiyet alanında uluslararası düzeyde asgari standartları belirlemek, fikri mülkiyet haklarının korunmasına ilişkin tedbirleri belirlemek ve bunların uygulanmasını etkin bir şekilde sağlamak, çok taraflı ihtilafların çözümü için usul ve esasları ortaya koymaktır. 14

TRIPS mevcut sözleşmeleri ortadan kaldırmamakta ancak onlara ek düzenlemeler getirmektedir. Sistem ile üye devletlere Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde kurulan serbest ticaret sisteminin dışında kalmamak için fikri hakların korunması ile ilgili minimum düzeydeki standartlara uyum mecburiyeti getirilmektedir. (Türkekul ve başk, 2004:24) Anlaşmanın birinci kısmı, genel hükümler ve temel ilkeleri belirlemiş, bu kapsamda ulusal muamele ve en çok kayrılan ülke kurallarına yer verilmiştir. İkinci kısımda her bir fikri mülkiyet hakkı ayrı ayrı incelenmiştir. Telif hakları ile ilgili olarak tarafların edebi ve sanatsal yapıtların korunması için Bern Sözleşmesinin temel hükümlerine uygun davranmaları öngörülmüştür. (Dreier ve başk, 2006:196) TRIPS Anlaşması yla, mevcut uluslararası kurallara önemli ilaveler getirilmiş, özellikle telif hakları sahiplerine kendi haklarının ticari olarak kiralanmasını yasaklama ve bu hakları istedikleri gibi kullanma yetkisi verilmiştir. (m. 11) Ayrıca, bilgisayar programları ile veri tabanlarının hangi şartlar altında telif hakları çerçevesinde korunacağı hususuna da açıklık getirilmiş; bilgisayar programcılarına ve ses yapımcılarına kendi yapıtlarının kamuya kiralanmasını yasaklayabilme veya izne bağlayabilme hakkı verilmiştir. (m. 10) Benzer bir hak sinematografik eserlere de uygulanmaktadır. Söz konusu Anlaşma, icracı sanatçıları, izinsiz kayıt, çoğaltım ve canlı yayın gösteriminden korumakta ve koruma süresini en az elli yıl olarak öngörmektedir. Diğer taraftan, ses kayıt yapımcılarının, kayıtlarında izinsiz çoğaltımın önlenmesi amacıyla elli yıllık bir dönem için korunma sağlanması da hükme bağlanmıştır. (m. 14) TRIPS Anlaşması, üye ülkelere fikri ve sınaî hakların etkin bir şekilde sağlanması amacıyla iç hukuklarında gerekli düzenlemeleri yapmalarını öngörmektedir. Düzenlemeler fikri hakların ihlaline karşı etkin önlemlere izin vermeli; adil, eşit ve açık olmalı ancak pahalı olmamalıdır. Makul süreleri aşmamalı veya haksız gecikmelere yol açmamalıdır. Gelişmiş ülkelere Anlaşmadaki hükümlerle kendi yasalarını uyumlu hale getirmek için bir yıllık bir geçiş dönemi tanınmıştır. (m. 65/1) Söz konusu geçiş dönemi, planlı ekonomiden pazar 15

ekonomisine geçen ve gelişme yolundaki ülkeler için 5 yıl (m. 65/4) ve en az gelişmiş ülkeler için 10 yıldır. (m. 66) Burada Anlaşmazlıkların Giderilmesi Mekanizması na da değinmekte fayda vardır. Daha önce GATT 47 kapsamında olmakla birlikte etkisiz kalan Anlaşmazlıkların Çözümü Mekanizması, anlaşmazlıkların çözümü ile ilgilenecek bir Anlaşmazlıkların Halli Organı ve Temyiz Kurumu oluşturularak, kuvvetlendirilmiştir. Anlaşmazlıkların Giderilmesi Mutabakatı çerçevesinde ticari anlaşmazlıkların giderilmesi, kuralların uygulanmasının garantiye alınması ve böylece ticaretin sorunsuz akışının sağlanması açısından hayati önem taşımaktadır. Anlaşma ile kendilerine tanınan haklarının kesintiye uğradığını düşünen ülkeler, sorunlarını DTÖ ne aktarmaktadırlar. Sistem, ülkeleri farklılıklarının yaratacağı sorunların danışma yolu ile giderilmesi konusunda teşvik etmektedir. (Ateş, 2003:261) Öte yandan, TRIPS Anlaşması, internet kullanımı ile ortaya çıkan ve içeriğin dijital dağıtımı ile ilgili fikri mülkiyet konularına yeteri kadar yer vermemektedir. Dijital hak yönetimi koruması dahil olmak üzere teknik önlemlere TRIPS değinmemektedir. Bunun nedeni ise Aralık 1991 de söz konusu anlaşma yapıldığında internet kullanımından kaynaklanan zorlukların dikkate alınmamış olmasıdır. (Helvacıoğlu, 2005:24) 1.3.6. Avrupa Birliği Hukukunda Fikri Haklara İlişkin Düzenlemeler Avrupa Birliği nin ekonomik bütünleşmesinde önemli bir yere sahip olan malların serbest dolaşımı ilkesini, ulusal sınırları kaldırmadan, temin etmek mümkün değildir. Fikri haklar ise doğaları gereği ülkesel niteliktedirler. Bu nedenle fikri mülkiyet haklarının kullanılması, malların serbest dolaşımı ilkesinin engellenmesi sonucunu doğurabilecek bir etkiye sahip görülmüştür. (Özcan, 1999:60). 16

Nitekim fikri ve sınai haklar konusunda uluslararası düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen, ulusal sistemler çerçevesinde korunmakta olup, Roma Antlaşmasının 36 ncı ve 222 nci Maddelerinde de bu haklara atıf yapmakla yetinilmiş ve Topluluk düzeyinde kurucu etkiye sahip asli hükümler getirilmemiştir. (Ateş, 2003: 51) Bununla birlikte fikri mülkiyet hakları sayesinde ortaya çıkan ekonomik güçten mahrum kalmak istemeyen AB, ortak düzenlemeler yapma ve ulusal hukukları uyumlu hale getirme gerekliliğini fark etmiştir. Avrupa Birliği nde uyumlaştırma çalışmalarının başlıca iki amacı vardır. Birincisi üye devletlerde yürürlükte bulunan ulusal mevzuatların, müzakereler sonucunda Birliğin yetkili organları tarafından kabul edilmiş kurallarla uyumlaştırılması, ikincisi ise belirli konularda üye ülkelerin ulusal mevzuatlarının birbirleriyle uyumlaştırılmasıdır. Bu kapsamda fikri mülkiyet haklarına ilişkin ulusal düzenler ve düzenlemeler arasındaki farklılıkların, iç pazarın işleyişini ve rekabeti bozucu etki yaratacak potansiyele sahip olması nedeniyle fikri haklar konusu Avrupa Birliği nin önemli konularından biri haline gelmiş ve ikincil mevzuat olan tüzük, direktif ve kararlar yoluyla konuya ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Fikri mülkiyet haklarının ikincil hukukla düzenlenmesinin nedeni ise bu tasarrufların üye ülkelerde uygulanabilmesi için ayrıca iç hukuka aktarma işlemlerine gerek bulunmaması ve söz konusu tasarrufların üye ülkeleri bağlayıcı nitelik taşımasıdır. Ayrıca Avrupa Adalet Divanı nın içtihatları da Birlik in fikri mülkiyet hukukunun gelişmesine katkı sağlamıştır. Avrupa Birliği nin söz konusu düzenlemelerinin amacı, fikri haklar alanında yeknesak bir birlik oluşturmaktan ziyade ülkelerin hukuklarının uyumlaştırılmasıdır (Arkan, 2005:18). Avrupa Birliği, fikri haklara ilişkin uyumlaştırma yaparken diğer uyumlaştırma çalışmalarına göre daha özenli davranmak zorunda kalmıştır. Çünkü telif hakları konusunda üye devletlerde birbirinden çok farklılık arz eden, köklü tarihsel geçmişlere sahip geleneksel koruma sistemleri mevcuttu. Bu sistemleri radikal bir şekilde, bir çırpıda değiştirmek mümkün değildi. Bir yanda telif haklarının 17

ekonomik yönünün ağır bastığı İngiliz ve Common Law sistemi, diğer yanda eser sahiplerinin manevi haklarının ağır bastığı Fransız sistemini bir araya getirip uyumlaştırmak kolay olmayacaktı. Bu nedenle Komisyon, fikri haklar konusunu, gayet yerinde tahlil ederek devrimci bir metot yerine evrimci bir metotla meseleye yaklaşmış ve değişimin zamana yayılmasını sağlamıştır (Özcan, 1999:150-151). Avrupa Topluluğu fikri haklar konusunda üye ülkeler arasındaki mevzuat farklılığını gidermek amacıyla uyum çalışmaları 1988 yılında başlamıştır. Bu konuda bir Green Paper 3 hazırlansa da pek çok konuda uzlaşmaya varılamadığından tüm konuları düzenleyen ortak bir metin ortaya çıkmamıştır. Diğer taraftan konu Avrupa Komisyonu tarafından Temmuz 1991 de geniş bir uyum program çerçevesinde ele alınmış ve - Fikri haklar alanında ulusal düzenlemelerden olumsuz farklılıkları ortadan kaldırmak ve tek pazarın uyumlu hale gelmesini sağlamak, - Teknolojik gelişmeye paralel olarak eserlerin korunması üzerine uluslar üstü ortak çözümler bulmak, - Eser ve bağlantılı hak sahiplerini koruyarak Avrupa kültürünün gelişmesine katkı sağlamak yönünde ilke kararları alınmıştır. (Tellioğlu, 1996:93) Bu süreç üzerine hazırlanan ilk belge ise 14 Mayıs 1992 tarihli Konsey Kararı dır. Buna göre üye ülkeler Bern Sözleşmesinin ve Roma Sözleşmesi nin, son değişiklik yapılmış metinlerine 1.1.1995 tarihinden önce katılmak zorunda bırakılmışlardır. (Tellioğlu, 1996:93) Avrupa Birliği nde telif haklarının uyumlaştırılması amacıyla atılan ilk temel adım ise Bilgisayar Programlarının korunması konusunda ortak standartlar getirilmesi amacıyla yürürlüğe konan 91/250/AET 4 sayılı Bilgisayar Programlarının 3 Green Paper (Yeşil Kitap): Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan bu belge, belirlenen bir hususta tartışmanın başlatılmasını ve konuya ilişkin görüşlerin toplanmasını amaçlar. Green Paper ın yayımlanması ile ilgili kişi ve kurumların bu konuda görüş ve bilgileri ile katkıda bulunması sağlanır 4 Söz konusu Direktif23 Nisan 2009 tarihinde 2009/24/AT sayılı Direktif ile tedvin edilmiştir 18

Hukuki Korunmasına dair Direktif olarak kabul edilebilir. Bu direktifi tarih sırasına göre aşağıda numaraları ve isimleri belirtilen diğer direktifler izlemiştir. -92/100/AET sayılı Fikir Mülkiyet Alanında; Kiralama Hakkı, Ödünç Verme Hakkı ve Bağlantılı Haklara Dair Konsey Direktifi 5 (2006/115/AT sayılı Direktif) - 93/83/AT sayılı Uydu Yayınları ve Kablo ile Yeniden İletime Uygulanan Telif Hakları ve Bağlantılı Haklara İlişkin Belirli Kuralların Koordinasyonu Hakkında Konsey Direktifi - 93/98/AT sayılı Eser Sahibinin Hakları ile Bağlantılı Hakların Koruma Sürelerinin Uyumlaştırılmasına İlişkin Konsey Direktifi 6 (2006/116/AT sayılı Direktif) -96/9/AT sayılı Veri Tabanlarının Hukuki Korunmasına İlişkin Parlamento ve Konsey Direktifi -2001/29/AT sayılı Bilgi Toplumunda Eser Sahibinin Hakları ve Bağlantılı Hakların Uyumlaştırılması Hakkında Parlamento ve Konsey Direktifi -2001/84/AT sayılı Orijinal Sanat Eseri Sahibi Lehine Yeniden Satış Hakkına İlişkin Parlamento ve Konsey Direktifi -2004/48/AT sayılı Fikri Mülkiyet Haklarının Uygulanması Hakkındaki Parlamento ve Konsey Direktifi 1.4. TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ GELİŞİMİ Türkiye de fikir ve sanat eserleri hukukunun gelişimi, diğer ülkelerle benzer bir şekilde gerçekleşmiştir. Bununla beraber ilk Türk matbaasının 1727 de İbrahim Müteferrika tarafından kurulmuş olması nedeniyle Batıdaki gelişmeler yaklaşık 300 yıl gecikme ile takip edilebilmiştir. (Ertuğ, 1960:91) Osmanlı İmparatorluğu nda 1727 tarihine kadar matbaalar Hıristiyanlara ve Musevilere ait olup, Müslümanların bu yolda faaliyet göstermeleri yasaklanmıştır. Şeyhülislam Abdullah Efendinin dini bakımdan matbaanın kurulmasına bir sakınca bulunmadığını bildiren fetvasından sonra ilk imtiyaz, 1727 de padişah III. Ahmet tarafından İbrahim Müteferrika ya verilmiştir. 5 Söz konusu Direktif 12.12.2006 tarihinde 2006/115/AT sayılı Direktif ile tedvin edilmiştir 6 Söz konusu Direktif 12.12.2006 tarihinde 2006/116/AT sayılı Direktif ile tedvin edilmiştir 19

Osmanlı İmparatorluğu nda fikir ve sanat eserleri hukukuyla ilgili ilk hukuki metin, 1850 tarihli Encümen-i Daniş Nizamnamesi dir. Telif sözcüğü ilk defa bu nizamnamede kullanılmış ve böylece eseri meydana getiren kişinin mali hakka sahip olacağı ilk defa kabul edilmiştir (Arkan, 2005:6) 1857 yılında yürürlüğe giren Hakkı Telif Nizamnamesi nde ise, basım imtiyazı sistemindekine benzer bir sistem öngörmüş olup, buna göre basılmış bir eserin bütün nüshaları tükenmedikçe hiç kimse eseri tekrar basamamaktaydı. Eser sahibi eserlerini bastırmak üzere hayatı boyunca geçerli bir inhisara sahip olmakta, dolayısıyla matbaacıların imtiyazlı bir eseri yazarın hayatı boyunca basmaları söz konusu olmamaktaydı. Bununla birlikte, basım hakkı, hak sahibinin izniyle ve bedelli veya bedelsiz olarak başkalarına devredilebiliyordu. (Ayiter, 1981: 29,30) Bundan sonra en kapsamlı düzenleme olan Hakkı Telif Kanunu 8 Mayıs 1910 tarihinde çıkarılmış ve bu kanun 1 Ocak 1952 tarihli 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu na kadar yürürlükte kalmıştır. Hakkı Telif Kanunu, fikir ve sanat eserleri üzerindeki hakları bir temellük olarak nitelendirmekte, fikir ve kalem eserleri tabiri ile de her nevi kitapları, telif eserleri, resimleri ve çizgileri, heykelleri, planları, haritaları, teknik resimleri, musiki aletlerini ifade etmektedir. Eserler üzerinde hakların korunması da eserin tescil edilmiş olması şartına bağlanmıştır. (Turhan, 1996:54) Eser sahibinin eseri üzerindeki hakları eser sahibinin hayatı süresince ve ölümünden itibaren 30 yıl olarak belirlenmiştir. Resim ve çizgi eserler üzerindeki haklar, 18 yıl olarak tespit edilmiş, her türlü eserin taklidi suç sayılmıştır. Birinci Dünya Savaşı yenilgisinden sonra imzalanan Sevr Anlaşması Osmanlı İmparatorluğu nun Bern Sözleşmesi ne katılması zorunluluğunu öngörmüştür. Sevr Anlaşmasının 272 nci maddesinde, Osmanlı İmparatorluğu nun 13 Kasım 1908 tarihinde Berlin de gözden geçirilen Bern Sözleşmesi ne ve 20 Mart 1914 tarihli Bern Ek Protokolü ne Sevr Antlaşması nın yürürlüğe girmesinden başlayarak 12 20

aylık süre dolmadan katılması koşulu öngörülmüştür. (Kılıçoğlu, 2006:32) Bilindiği gibi, Sevr Antlaşması yürürlüğe girmemiştir ancak antlaşmanın 272 maddesi Lozan Antlaşmasının ekli ticaret sözleşmesinin 14 üncü maddesinde aynen tekrarlanmıştır. (Beşiroğlu, 2004:4) Cumhuriyet döneminde, 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşmasına ekli Ticaret Sözleşmesinin 3 üncü faslındaki 14 üncü ve 15 inci maddeler, Türkiye nin sınaî, edebi ve artistik mülkiyetin korunmasıyla ilgili milletlerarası anlaşmalara 12 ay içinde katılmasını öngörmüştür. (Ateş, 2003:53) Ancak, Türkiye, çeviri eserlere olan ihtiyacına işaret ederek 14 üncü maddeye ihtirazı kayıt ileri sürmüş, Bern Anlaşmasına imza koymuş diğer devletlerin, Türkiye nin ihtirazı kaydına bir sene süre zarfında itiraz etmeleri halinde Bern Anlaşmasına girmeye mecbur tutulmama hakkını saklı tutmuştur. (Kılıçoğlu, 2006:33) Ancak Türkiye nin çeviri hakkına ilişkin olarak koymak istediği çekinceye Avusturya, Belçika, Çekoslovakya, Danzig, Hollanda, İspanya, Polonya ve Portekiz itiraz etmiş ve bu ülkelerin itirazı üzerine Türkiye Bern Birliği ne kabul edilmemiştir. (Beşiroğlu, 2004:5) Bern Birliği ne ancak 20 Ağustos 1951 tarih ve 5777 sayılı Kanunla taraf olabilmiştir. Bern Sözleşmesi ne katılım hazırlığının yapıldığı süreçte Hakkı Telif Kanunu nun ihtiyaçlara cevap veremediği daha iyi anlaşılmış, Bern Sözleşmesi nin hükümlerine uyumlu bir kanunun çıkarılması gereği ortaya çıkmıştır. 1939 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı nın katkılarıyla Ankara da gerçekleştirilen Neşriyat Kongresi nde, telif hakları ile ilgili bir kanun hazırlanması prensip olarak kabul edilmiş ve ön tasarının hazırlanması için, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden ricada bulunulmuştur. (Kılıçoğlu, 2006:33) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi profesörlerinden Ernst Hirsch tarafından hazırlanmıştır. Alman Ord. Prof. E. Hirsch tarafından hazırlanan bu taslak, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu adıyla 13.12.1951 tarih ve 7931 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 01 Ocak 1952 tarihinde yürürlüğe 21