MÜBADELE ÖNCESİNDE YUNANİSTAN DA TÜRKLERE YAPILAN BASKILAR VE TÜRKİYE DEKİ YANKILARI



Benzer belgeler
2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Lozan Barış Antlaşması

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

I. DÜNYA SAVAŞI NDAN SONRA NÜFUS MÜBADELESİ KAPSAMINDA TÜRKİYE YE GÖÇENLERE KARŞI YUNANİSTAN IN TUTUMUNUN İSTANBUL BASININA YANSIMASI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

SELANİK SEREZ 1913 BAKİ SARISAKAL

1923 TARİHLİ TÜRK-RUM NÜFUS MÜBADELESİNİN NİĞDE NİN DEMOGRAFİK YAPISINA ETKİSİ

SAYFA BELGELER NUMARASI

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Mübadele Sürecinde Bazı Ada Halklarının Yaşamış Olduğu Sorunlar Üzerine Tespitler *1

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI ( )

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

KİTAP TANITIMI. Necmi UYANIK

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet

Mübadele. Dido Sotiriyu nun ünlü. Bir Göç Öyküsü: Tarih Kürsüsü. Prof. Dr. Kemal Arı

Ege Adaları Lozan da Değil Osmanlı Döneminde Verildi Mustafa Kemal Atatürk ve

BATI TRAKYA BAĞIMSIZ TÜRK CUMHURİYETİ

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

AHMET YILDIZ: İYİ NİYET VE AKLISELİM İLE BUNLARIN ÜZERİNE GİDERSEK, ÇÖZÜMLENMEYECEK SO Pazartesi, 29 Mayıs :30

2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7

Beykoz Muhtarlar Derneği'nden...

07 Mayıs 2015 BASINA VE KAMUOYUNA. Mayıs İsrail İnsan Hakları İhlalleri Raporu na İlişkin Basın Bildirisi. Değerli Basın Mensupları,

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

Türkiye ve Avrupa Birliği

SELANİK MEKTUBU (10) BAKİ SARISAKAL

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

1. Ticaret sicili müdürlüklerince Vergi Usul Kanunu bakımından tasdik edilmesi zorunlu olan defterler

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 68 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

TASFİYE TALEPNAMELERİNE GÖRE ANKARA VİLAYETİNDE MÜBADİLLERİN YERLEŞTİRİLMESİ

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

SENDİKA VE KONFEDERASYONLARIN DENETİM ESASLARI VE TUTACAKLARI DEFTERLER İLE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ SİCİLİ HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

T.C. MALİYE BAKANLIĞI VERGİ DENETİM KURULU BAŞKANLIĞI

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

YANYA MÜSLÜMAN MEZARLIKLARI NASIL YOK EDİLDİ? BAKİ SARISAKAL

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

ÇERKEZKÖY BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ NE AİT TEŞKİLAT GÖREV VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA YÖNETMELİK İKİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK, KURULUŞ

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 23777)

BALKAN AVASLARI. alkan Savaşları, I. Dünya. Harbinin ayak sesleri niteliğinde olan iki şiddetli silahlı çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı nda

Konya Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı Görev, Yetki ve Çalışma Yönetmeliği

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

TÜRKİYE 1997 GENEL NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

Balkanlar da Nüfus Sayımları ve Kimlik Tartışması. Dr. Erhan Türbedar Dış Politika Analisti

1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve Meskenlerin Haiz Olacakları Sağlık Şartlarına Ait Talimatta bu şartlarla ilgili hususlar belirtilmiştir.

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

Büyük Mübadele: Türkiye ye Zorunlu Göç ( ) Kemal Arı, İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2014, 198 sayfa, ISBN:

Şirketin Son Durumunu Gösterir Ticaret Sicil Gazetesinin Verilmemesi Eksiklik Midir?

ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİNDE YOZGAT TA MÜBÂDİL VE MÜLTECİLERİN İSKÂNI UYGULAMALARI ( )

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA. Bankacılık Kanununa Geçici Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifi ve Gerekçesi ekte sunulmuştur.

Ulusal Entegrasyon Plani: Ulusal Entegrasyon Entegrasyon siyasetinin motoru Plani: Entegrasyon siyasetinin motoru Ulusal Entegrasyon Plani:

6-7 EYLÜL OLAYLARI NIN 60. YILI

Milliyetçi Hareket Partisi Balıkesir Milletvekili ve aynı zamanda Tıp Doktoru olan Sayın Recep Çetin , Saat:14:00'te Balıkesir Tabip

Alter Yay. Rek. Org.Tic. Ltd.Şti. Yayıncı Sertifika No:11483

DÖNEM: 23 YASAMA YILI:

Transkript:

2369 MÜBADELE ÖNCESİNDE YUNANİSTAN DA TÜRKLERE YAPILAN BASKILAR VE TÜRKİYE DEKİ YANKILARI ÖZET ÖZKAN, Salih * TÜRKİYE/ТУРЦИЯ Bağımsız Yunanistan ın temellerinin atıldığı sürece dayanan gelişmelerin sonucu olarak, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişki düşmanlık duygusu üzerine kurulmuştur. Bu durum tüm Balkanlı devletler gibi Yunanistan ın da milliyetçilik ideolojisi üzerine şekillenmiş olmasından kaynaklanmaktadır. O yüzdendir ki, Yunanistan ın Osmanlı aleyhine elde ettiği her toprak kazanımının sonrasında, bu toprakları millîleştirmek için üzerinde yaşayan halkı sürgüne tabi tutmuştur. Bağımsızlığını kazandığı tarih olan 1829 dan itibaren bu şekilde cereyan eden tutumunu, İzmir in işgalini takip eden dönemde de sürdüren Yunanistan, Türk halkı bölgeden kaçırmak için her türlü zulüm ve baskıyı yapmaktan kaçınmamıştır. Maalesef bu olaylara Anadolu da yüzlerce yıldır birlikte yaşayan yerli Rumlar da katılmıştır. Son durum artık Türk ve Rum nüfusun bir arada yaşamasını imkânsız hâle getirmiştir. Dolayısıyla Millî Mücadele nin başarıyla sonuçlandırılmasından sonra, artık Anadolu da barınamayacağını anlayan Rumlar, Yunan ordusunun peşinden buraları terk etmek zorunda kalmıştır. Ortaya çıkan bu fiili durum Lozan görüşmeleri sırasında Türkiye ile Yunanistan arasında karşılıklı bir nüfus mübadelesini zorunlu hâle getirmiştir. Hem taraflar hem de Lozan da bulunan devletler açısından mübadelenin kaçınılmaz olduğu anlaşılınca 30 Ocak 1923 te anlaşma imzalanmıştır. Anlaşma gereğince mübadelenin uygulanmasına 1 Mayısta başlanacaktır. Ancak gerek sözleşmenin imzalanmasının hemen öncesinde, gerekse takip eden uygulama öncesi süreçte, Yunanistan daki Türkler bir an önce yerlerini terk etmeye zorlanmışlardır. Cumhuriyet Arşivi nde bulunan belgeler göstermektedir ki, bu baskı ve zulümler çoğu zaman güvenliği sağlamakla yükümlü olan Yunan polis ve jandarması eliyle de yapılmış, Yunan Hükûmeti de şikâyetlere duyarsız kalmıştır. Zulme uğrayan Türk halkının feryatları Anadolu da öğrenilince, öncelikle Yunan Hükûmeti nezdinde olaylar protesto edilmiş, bu tür baskılara son verilmesi istenmiştir. Duyarsızlık karşısında Türk kamuoyu gösteriler düzenleyerek, mukabele-i bil misil yapılmasını istemiştir. * Niğde Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi.NİĞDE/TÜRKİYE. e-posta: salihozkan66@ hotmail.com

2370 Bu çalışmayla Yunanistan da mübadeleye tabi Türk halka yapılan baskı ve buna karşılık Türkiye de ortaya çıkan tepki tespit edilecektir. Anahtar kelimeler: Türkiye, Yunanistan, Mübadele, Lozan. ABSTRACT Pressure Made to The Turks in Greece Before The Exchange and Their Reflections in Turkey The relation between Turkey and Greece is based upon enmity as a result of the events following the process in which the foundations of an Independent Greece were laid. This situation results from the fact that, as well as all the Balkan states, Greece is also formed on the basis of nationalism. That s why Greece, every time it gained land against Ottoman, exiled the people living on those lands in order to nationalize these lands. Greece, which carried on its attitude that had been continuing since 1829 which was the years in which it gained its independence during the time following the occupation of İzmir, didn t abstain from any kind of cruelty and pressure in order to make Turkish people escape from the region. Unfortunately, native Greeks who had been living in Anatolia together with Turkish People also participated in these events. The last situation made if impossible for Turks and Greeks to live together anymore. Therefore, after the National War ended with great success, Greeks understood that they couldn t live in Anatolia anymore and left the region following the Greek army. This new situation made a population exchange between Turkey and Greece compulsory during the Lausanne negotiation. When it is understood by the both sides of the negotiation and the states that took part in Lausanne that the exchange was inevitable, the agreement was singed on January 30, 1923. The application of the exchange was going to start on May 1 st in accordance with the agreement. However, both just before the agreement was signed and during the process before the application, Turks in Greece were forced to leave their places immediately. The documents in Republic Archive show that these pressures and cruelties were mostly made by the Greek police and gendarme who were in fact commissioned with provide security, and Greek government was insensitive to these complaints. When the complaints of Turks who were tyrannized were heard in Anatolia, the events were protested and the Greek Government was demanded to stop such pressures. As a result of the insensitiveness, Turkish public opinion arranged demonstrations and wanted resiprosity to be done.

2371 With this study, the pressure made to the Turkish people in Greece who were subject to the exchange and the reaction occurred against this in Turkey will be determined. Key Words: Turkey, Greece, Exchange, Lausanne. GİRİŞ Üzülerek belirtmek gerekir ki, tarihin iki komşu olarak yaşamak zorunda bıraktığı Türk-Yunan toplumları arasındaki ilişki, düşmanlık duyguları üzerine şekillenmiştir. Bu durum şüphesiz bağımsız Yunanistan ın temellerinin atıldığı süreçteki ilişkilerin sonucudur. Başta Yunanistan olmak üzere, tüm Balkanlı devletler milliyetçilik ideolojisi üzerine kurulmuş, millî devlet olabilmenin gayreti içerisinde olmuşlardır. Bunun da şartı kendi toprakları üzerindeki, kendinden olmayan bütün unsurları şu veya bu şekilde kovmaktır. Özellikle bu topraklarda asırlarca hüküm sürmüş bulunan Türkleri kovmak, hem hâkim unsura duyulan kin ve nefretin bir sonucu, hem de ilerde ortaya çıkabilecek hâkimiyet iddialarına son vermek amacını taşıyordu. Bu maksatla kendilerine vaat edilen toprakları Yunanlılaştırmak için öncelikle Türkler olmak şartıyla, diğer unsurlara karşı yürütülen baskı ve zulüm politikası duygusal refleksin ürünü olmaktan çok, sistemli bir planın sonucuydu. Yunanistan ın kuruluş tarihi olan 1829 dan 1923 mübadele sürecine gelinceye kadar Osmanlı Devleti aleyhine beş kez genişlemiş, (İnan, 1986: 94) bunların sonucunda ele geçirdiği topraklardan Müslüman halkı zulüm ve baskıyla uzaklaştırmıştır. O yüzden Türk-Yunan savaşlarını takip eden barış süreçleri, Yunan hâkimiyeti altında kalan insanlar açısından çile ve işkencenin devam ettiği yıllar olmuştur. Bunu en son örneği Yunanistan ın Anadolu macerası sırasında yaşanmıştır. 15 Mayıs 1919 günü İzmir i ilhak maksadıyla işgal eden Yunanlılar, işgali müteakip burada bir yönetim kurarak, eskiden beri hak iddia ettikleri bu toprakları Yunanlılaştırma gayretine düşmüşlerdir. Uluslararası arenada iddialarına dayanak olması maksadıyla, demografik yapının kendi lehlerine olduğunu göstermek için on binlerce Türk insanını Anadolu nun içlerine göçe zorlarken, diğer taraftan Yunanistan dan buraya Rum nüfus getirmeye çalışmışlardır (Sarısır, 2006: 167). Türk nüfusu göç ettirirken her türlü gayri insani muameleye başvurmaktan geri durmamışlardır. Hatta direnen köy ve kasaba halkını toplu katliamlara tabi tutmuşlardır (Türkmen, 2000). Üzülerek belirtmek gerekir ki, bu baskı ve zulümlere asırlarca Anadolu topraklarında birlikte yaşayan yerli Rumlar da katılmışlardır.

2372 Millî Mücadele başarıyla sonuçlandırılıp Yunan ordusu perişan bir vaziyette Anadolu yu boşaltmak zorunda kalınca, ister istemez onların suçlarına ortak olan yerli Rumlar da bu ordunun peşinden gitmişlerdir. Çünkü işgal yıllarında oluşan ilişkiler, Türk ve Rum ahalinin bir arada yaşamasını imkânsız hâle getirmiştir. Dolayısıyla her iki ülkede kalacak azınlıklar açısından tek çıkar yol mübadele olmuştur. Lozan görüşmelerine giden heyete bu yolda talimat verilmiştir (Erhan, 2003: 40). Lozan Konferansı öncesinde taraflar olarak yalnızca Türkiye ve Yunanistan mübadeleyi çıkar yol olarak görmüyor, İtilaf Devletleri ve Milletler Cemiyeti de aşağı yukarı aynı şeyi düşünüyordu. Mesela; Amerikan Hükûmeti, 30 Ekim 1922 tarihinde İtilaf Devletlerine gönderdiği muhtıranın 5. maddesinde şunlara yer vermiştir; Amerikan kamuoyu azınlıkların korunması için Hükûmetin bütün nüfuzunu kullanmasını istemektedir. Ancak1915 ten beri sürgünler neticesi Anadolu da nispeten az sayıda Hristiyan kaldığına ve Küçük Asya da dağılmış Hristiyan kırıntılarının korunması için geçerli bir formülün zor bulunacağına inanmaktadır. En olumlu çözüm mübadeledir. Avrupa ve bilhassa İstanbul daki Hristiyan azınlıkların sorunu özel bir ehemmiyet taşımakta olup onların korunması yolunda gerekli nüfuzu kullanacağız. (Gürün, 1984: 27). Diğer taraftan Rumların sebep olduğu millî mücadelede yaşanan ibret verici olaylara bağlı olarak iki toplumun arasında oluşan düşmanlık ve bozuk düzen ortamı, artık Türk tarafı açısından da bir arada yaşama şansını ve isteğini ortadan kaldırmıştı. Üstelik Yeni Türk Devleti nin Misak-ı Millî sınırları içerisinde homojen bir nüfus yapısına sahip olma isteği de mübadeleyi zorunlu hâle getirmekteydi (Öksüz, 2002: 758). Sonuçta Birleşmiş Milletler Cemiyeti nin temsilcisi İsveçli Dr. Nansen in raporu doğrultusunda mübadelenin kaçınılmaz olduğu kanaatine varılarak uzun tartışmaların sonunda karara bağlanmıştır (Akgün, 1986: 248). Fakat bu kez de Yunanistan a giden asker ve göçmenler yenilginin de psikolojik tesiriyle orada bulunan Müslüman ahaliye karşı kanunsuz uygulamalarda bulunmuşlardır. Barış görüşmeleri sırasında, Yunanistan da bulunan Müslümanların göç ettirileceğinin kesinlik kazanması, bir an önce ülkeyi terk etmeleri için baskıyı artırmalarına neden olmuştur. 1. Mübadele Öncesinde Yunanistan daki Türklere Baskı Yapılması Yunanistan mübadele öncesinde, yenik düşmüş askerlerin ardı sıra Yunanistan a yığılmış olan Anadolulu Rum göçmenlerin yarattığı izdihamı ortadan kaldırmak, onların barınmalarını, iaşelerini sağlamak gibi çetin bir sorunla karşı karşıya iken, yenilginin psikolojik etkisiyle Anadolu dan kaçan başı bozuk asker, Yunanlı eşkıya, hınç alma amacı güden halk grupları, hatta Yunan polisi aracılığıyla Yunanistan Türklerine akıllara sığmaz baskılar uygulanıyordu (Arı, 1990: 628-9).

2373 Yanya müftüsü ve eşrafının, Atina nın Flemenk (Holanda) elçisi aracılığıyla, İstanbul daki dışişleri temsilciliğine hitaben gönderdiği 23.10.1923 tarihli dilekçesinin özetinden anlaşıldığı üzere, İslam ahalinin emlaki gasp edilmekte ve halka mezalim uygulanmaktadır. Olaylar Hariciye Vekâleti tarafından Yunan Hükûmeti nezdinde protesto edilse de, dikkate alınmayarak cevap bile verilmediği gibi mezalime şiddetle devam edildiği, durumun Muhtelit Mübadele Komisyonu nun tarafsız azalarınca da gözlendiği belirtildikten sonra, etkili girişimlerde bulunulması talep ediliyor (DAGM Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). 1922 sonlarından itibaren Türk Hükûmetlerinin Yunan zulümleri dolayısıyla yaptığı girişimler uzun süre etkisiz kalmıştır. Dolayısıyla Türklerin hunharca katledilmeleri de uzun süre devam etmiştir. Yunanistan da askerlerin ve jandarmanın önemli bir kısmının, savaşın yaralarını sarmak maksadıyla terhis edilmiş olması bu olayların artmasına sebep oluyordu (Arı, 1991: 18). Atina Hollanda Sefareti Makine Memuru Ahmet Cevat imzasıyla, TBMM Hükûmeti Hariciye Vekâleti ne gönderilen yazıda; gerek Müslümanlara ait emlak ve gerek İslam ahalinin maruz kaldığı zulüm hakkında Yunan Dışişleri Bakanlığı na yapılan müracaatların cevapsız kaldığı belirtildikten sonra, İslam ahalinin, komisyonların çalışmalarının tamamlanmasını beklemeden, hayatlarını kurtarmak için mallarını fedaya razı oldukları, bir an evvel Türkiye ye iltica etmekten başka şey düşünmedikleri belirtiliyor. Yine aynı yazıda muhtelit belgelerde yapılan zulüm ve katliamlar şöyle aktarılıyor; Makedonya nın bilumum köy ve kasabalarında Müslümanların evlerine Rum muhacirleri iskân edilmiş olup, kendilerine bırakılmış olan birer odalardan da Müslümanlar sokaklara atılmışlardır. Bilumum hayvanlar, zahireler ve hane eşyaları Rum muhacirleri tarafından yağma edilmektedir. Drama nın Çeç nahiyesinde 50 kadar Türk parçalandıktan sonra ağaçlara asılmış ve ertesi gün de üç kadın dört erkek şehit edilmiştir. Yine Çeç nahiyesinden bin küsur kişi Drama mahpushanesine getirilmişlerdir. Drama nın Rosusıka karyesinde Kütük Hasan başta olduğu halde dokuz erkek ve bir kadın parçalandıktan sonra ağaçlara asılmışlardır Kazasında 6 kişi yakılmış ve 12 kişinin cesetleri de Çağınyan deresinde bulunmuştur. (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030.10). Rum göçmenlerin Yunanistan a gelmeye başlamasıyla bizzat Hükûmet resmi yollardan Türklere baskı politikasını başlatmıştır. Yunanistan bu göçmenlerin bilinçli ve sistemli bir politika ile hemen tamamını Makedonya bölgesindeki Türklerin yaşadıkları bölgelere yerleştirmiştir. Bu durum, orada yaşayan Türkler için son baskı olmuş artık dayanılmaz koşullar oluşmuştur. Rum göçmenler, çaresizlik içinde ve çok kötü şartlarda Türk köylerine yollanmış, bu göçmenlerin sorunlarını çözmek de Türk köylüsüne bırakılmıştır. Rum göçmenler şu üç biçimde Türk köylerinde bir-iki yıl barınmak zorunda kalmışlardır;

2374 1. Bazı köylerde göçmenler cami ve okullarda toplu bir şekilde kalmışlardır. Bu köylerde okullar kapanmış ve ibadet güçlükle yapılabilmiştir. 2. Bazı köylerde ise Hükûmet gelen göçmenleri Türklerin evlerine yerleşmelerini istemiş, ancak Rum göçmenlerle kalmak istemeyen Türk ailelerin bir kısmı evleri göçmenlere terk edip akrabalarının yanına gitmişlerdir. Böylece köyün bir bölümü göçmenlere bırakılmış oluyordu. 3. En çok uygulanan yöntem ise bir Rum ailenin bir Türk ailenin yanına yerleştirilerek, bir evi birlikte paylaşmaları şeklindedir (Kaplanoğlu, 1999: 45-46). Müslümanların ellerindeki ürünlerin yüzde yetmiş beşini Harp vergisi adı altında almıştır. Bundan sonra aldığı bir kararla, orta ve batı Makedonya dan Rum göçmenlerin iskânı için iane toplanmasını istemiştir. Bu istek, her türlü baskı göze alınarak Selanik te yayınlanmakta olan Yeni Asır Gazetesi tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir. Ancak bu eleştiriler yapılan baskıları durdurmak şöyle dursun, bütün fütursuzluğuyla devamına, hatta şiddetlenmesine yol açmış, gazete de bu eleştirisinden sonra kapatılmıştır. Kandiye, Girit, Selanik gibi mübadele kapsamındaki büyük yerleşim merkezlerinde, yüksek ve dağlık bölgelerdeki Türk köylerinde; baskınlar, saldırılar, yağmalar ve öldürmeler devam etmiştir (Arı, 1991: 19-20). Bu süreçteki yaşananlar Türk Hükûmeti ne âdeta feryat şeklinde iletilmiş, bu mezalime son verilmesi için yalvarılmıştır. Mübadillerin dertleriyle ilgilenmek üzere kurulan Mübadele Cemiyeti nin katib-i umumisi imzasıyla Türk Hükûmetine yapılan müracaatta; Gerek cemiyet mensupları, gerekse Yunanistan da kalan yüz binlerce Müslüman a yapılan mezalime nihayet verir ümidiyle, Muhtelit Komisyon un Yunanistan a gelmesini dört gözle beklediklerini; Türk heyetinin geldiği gün Müslüman halkın ayaklarına kapandığını, ancak gelişmelerin bütün emelleri başa çıkararak, hayal kırıklığı yarattığını, kaçıp kurtulanların anlattıklarından anlaşıldığına göre mezalimin yaygınlaşarak şiddetlendiğini, herkesin mal ve mülkten vazgeçerek anavatana kavuşmaktan başka düşünce beslemediğini, Yunanistan ı bu mezalim siyasetinden vazgeçirecek gerekli yollara başvurulmasını (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10) istiyor. Yunanlıların yaptığı mezalim yalnızca kıta Yunanistan ında yaşanmıyor, benzer şikâyet ve feryatlar adaların Müslüman ahalisinden de geliyordu. Mesela 23 Eylül 1923 tarihinde Türkiye nin menfaatlerini takip ve korumaya memur Atina Flemenk (Hollanda) sefarethanesinde memur Cevat Bey den gelen raporda; Girit te ve Yunanistan ın sair yerlerinde Müslüman ahaliye reva görülen mezalim, servet ve mallarını ellerinden almaya yönelik, iğfalkarane ve şeytanca kararlar aldıkları belirtildikten sonra, Yunan askerlerinin Anadolu dan ricat ve firarları

2375 esnasında birlikte Yunanistan a firara mecbur olmuş Rumların durumuna bakarak, anlaşma hilafına baskı ile firar ve göçe zorladıklarını belirtiyor. Türk Hükûmetinin, Türkiye de bulunan ve hâlen müreffeh yaşayan Rumlara mukabelede bulunacağını belirterek, yapılanlara engel olmaya çalışılması isteniyor (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030.10). Antalya Mebusu Saki Bey ve arkadaşları, İcra Vekilleri Heyeti Riyaseti ne verdiği yazıda, Girit teki Müslümanların mezalime duçar olmaları dolayısıyla, nakillerinin acele ettirilmesi konusunda lazım gelen tedbirin alınması isteniyor (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030.10). Benzer şikâyetlerin Midilli adası İslam ahalisinden de geldiğini görüyoruz. Ayvalık Muhacirin Heyeti Reisi imzasıyla İzmir vilayetine yapılan müracaatta, Yunanlıların zulüm ve imha politikasının, Midilli İslam Ahalisini cidden elim felaketlere ve müthiş uçurumlara sürüklediğini civar köy halkının emvalini terk ederek hayatlarını kurtarmak kaygısıyla, kasabaya iltica eylediklerini, köylerine dönemediklerini, köylerindeki hanelerinin Rum muhacirler tarafından işgal edilmiş olduğunu, bunların bu vaziyette bırakılmalarının helak olmalarına sebep olacağını, o yüzden biran evvel iskân mahallelerine nakledilmeleri için gerekli yardımın yapılması isteniyor (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030.10). Durum İzmir Valiliğince Dâhiliye Vekâletine iletilmiş ancak Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekâleti, henüz mübadelenin başlamamış olması dolayısıyla getirilmelerinin mümkün olmadığı, Midilli halkına böyle bir istisna uygulamanın, Yunan Hükûmetine sair yerlerin halkına da baskıyı arttırması sonucunu doğuracağını bildirerek bir müddet daha sabredilmesini, Hilal-i Ahmet Cemiyeti nin Midilli de bulunan yardıma muhtaç halka azami yardımı yapacağı belirtilmiştir (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030.10). 1 Sonunda Yunanlıların mübadeleye tabi halka yapmış olduğu mezalim ve haksız uygulamalar mecliste de yankı bulacaktır. Denizli Mebusu Haydar Rüştü Bey ve arkadaşlarının imzasını taşıyan 22 Eylül 1923 te TBMM Başkanlığı na verilen yazıda şöyle denmektedir; Basından alınan bilgilere ve gelen feryatlara göre mübadeleye tabi ahali ve araziye karşı kurallara riayet etmemekte ve biçare Müslümanları eza ve cefaya maruz bırakmaktadır. Anlaşma ve usule aykırı olarak her gün binlerce Müslüman malları gasp edilerek ellerine hiçbir evrak verilmeksizin adalardan sahillerimize gelmektedir. Bundan başka Yunanistan anlaşma hükümlerine uymaksızın oradaki Müslümanlara ve emlakine gereksiz kanun, keyfi idari tedbir ve uygulamalarla el koymaktadır. Yine mübadelenin mayısta başlaması kararlaştırılmışken günden güne artan bir biçimde bunlar sahillerimize atılmaktadır. Bu konuda Hükûmetimizin, bu konulara vakıf ise 1 Ayrıca Miralay Ahmet Bey in kayınpederine yapılan mezalim için bkz.: DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030.10 Yer 123.873.1.

2376 ne yaptığını veya ne yapmayı düşündüğünü bildirmesini isteriz. (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030.10). Yunan Hükûmeti nin mübadele sözleşmesine aykırı uygulamaları, yalnızca mübadeleye tabi bölgelerle sınırlı kalmamış, mübadele harici olmasına rağmen Batı Trakya da da benzer baskılar yapılmıştır. Batı Trakya daki Yunanistan ın tutumunu bildirmesi bakımından Hariciye Vekâleti nden İcra Vekilleri Heyeti Başkanlığına şu yazı gönderilmiştir; Batı Trakya da Yunan mezaliminden kurtulmak için kaçanların ve hudutlarımıza iltica edenlerin adedi çoğalmaktadır. Son günlerde 29 Eylül 1339 (1923) da İpsala ve Uzunköprü mıntıkasına hayvanlarıyla beraber 27 ve 30 Eylül 1339 da Dereköy ve Virantekke mıntıkasında 25 nüfus hududumuza iltica etmiştir. Vaki olan müracaatlara rağmen Yunanlılar, Batı Trakya ahalisine zulüm yapmaktan geri durmamaktadırlar. Durumun etkili müracaatta bulunulması için Mübadele Komisyonu Reisi Tevfik Rüştü Bey e bildirilmesi arz olunur. (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). Yunanlıların yapmış olduğu baskılar, Yunan menfaatlerini korumakla görevli İspanya Elçiliğine de bildirilmiştir. Bunun üzerine elçilik Yunan Hükûmeti nezdinde girişimlerde bulunarak, baskılardan vazgeçilmesini Türk Hükûmeti tarafında aksi arzu edilmediği takdirde mübadeleye tabi ahali hakkındaki mukavelenamenin yürürlüğe girmesinden ve komisyonun toplanmasından evvel mübadeleye tabi Yunanistan Müslümanlarının hareketinin men edilmesi istenmiştir (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). Mübadele Antlaşması nın getirdiği hükümlerin hiçbirisini gözleri görmeden, ne olursa olsun, Türkiye ye gelmek ve zulümden kurtulmak isteyen Yunanistanlı Türkler gerek alabildikleri pasaportlarla, gerekse iltica yoluyla Türkiye ye geliyorlardı. Türkiye ye gelebilmiş bir göçmen, bir gazete muhabirine şunları anlatmıştı; Vapura binerken, Rum kayıkçıları Denize dökeceğiz. diye bizi tehdit ederek üzerlerimizdeki 400 liramızı aldırlar. Pasaportlarımızı yoklamak bahanesiyle, vapurda da her birimizden tekrar birçok paralar alarak soydular. Yalnız canımızı kurtarabildik. (Arı, 1991: 20). Yunanlıların mezalimine dair feryatlar gerek basında gerekse TBMM nde konu edilince, Türk Hükûmeti, etkili müracaatta bulunması ve bu tür davranışların önüne geçilmesini sağlamak üzere Tevfik Rüştü Bey in girişimlerde bulunmasını istemiştir (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). Tevfik Rüştü Bey in cevabî yazısında bunun için elinden gelen gayreti göstermiş olduğunu ve girişimlerinin de etkili olduğunu anlıyoruz. Tevfik Rüştü Bey in cevabında özetle, toplantıda Yunan delegesinin, anlaşmaya muhalif her türlü davranışın kesinlikle men edildiğini, bu konuda şiddetli emirler yazılarak işgal edilen malların sahiplerine iade edildiğini sözlü olarak söylemesine rağmen, kendisinin hâlâ yeni olayların

2377 meydana geldiğinden haberdar olduğunu belirtmesi üzerine, Yunan temsilcisinin bu konuda verilmiş emirlerin yerine ulaşması ve uygulanmasının zaman alacağını ileri sürerek bir iki gün anlayış göstermelerini istediği yazılmaktadır (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). Tevfik Rüştü Bey aynı raporun devamında, birkaç gün sonra kendisi tarafsız temsilciler nezdinde teşebbüslere hazırlanıyorken, Yunan Hükûmetinin, yapılan mezalimlere son verilmesine, işgal dilen malların sahiplerine iade edilmesine ve bu konuda mahalli yöneticilerin sorumlu olduğuna, ihmali görülenlerin şiddetle cezalandırılacağına dair bir tezkerenin eline geçtiğini bildiriyor. Yunan temsilcisinin de toplantıda bundan sonra bu tür olaylara meydan verilmeyeceğini, Türk Hükûmetini ve murahhaslarının müsterih olması gerektiğini tekit ve temin ettiğini söylüyor (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). Tevfik Rüştü Bey 17 Kasım 1923 tarihinde göndermiş olduğu raporda Yunanistan a vardığı andan itibaren izlemiş olduğu hareket tarzını şöyle özetliyor: a. Tarafsız üyelere Türkiye nin mukavelenameyi azami bir dikkatle takip ettiğini göstermek, b. Hâlbuki Yunanistan ın aksine bugüne kadar sürekli olarak anlaşmaya muhalif harekette bulunduğunu, mezalim yaptığını ve hüsn-i niyet göstermediğini göstermek, c. Tarafsızlara hatta sui niyet sahibi olsalar bile bizim iyi niyet içerisinde olduğumuzu tasdik ettirmek, Yunanlılara da anlaşmayı uygulamaktan başka çare olamadığını anlatmaktır. Yine raporun devamında gerek Yunanlı temsilcilerle gerekse tarafsız üyelerle yapılan görüşmelerde, Yunanistan ın Müslüman halka yapmış olduğu zulümleri gündeme getirerek, hem bundan sonra mezalim yapılmasına engel olunmaya, hem de önceden yapılmış olan haksız uygulamaların telafisine çalışıldığı belirtilmektedir (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). 18 Kasım 1923 tarihli Tevfik Rüştü Bey imzasıyla gönderilmiş olan bir başka raporda da Türk Mübadillere yönelik yapılan antlaşmaya aykırı tutumların en aza indiği hatta son bulduğu belirtiliyor (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). Gerçekten bu girişimlerden sonra müsaderelerin ve Türk sınırlarına ve kıyı kentlerine yığılmaların azaldığı görülüyor (Çalışkan, 1987: 36). 2. Yunanistan da Müslüman Halka Yapılan Mezalimin Türkiye deki Yankıları Mübadele edilmeyi bekleyen Türklere karşı Yunanistan da uygulanan baskı politikası Türkiye de büyük tepkilere neden olmuştur. Kamuoyunda nefretle

2378 karşılanan bu uygulamalar, Türkiye de bulunan Rumlara karşı benzer baskılar uygulanmasını isteyen mukabele-i bil misil görüşünü ortaya çıkardı (Arı, 1991: 22). Dönemin basınında da geniş yer bulan bu durum Türkiye ile Yunanistan arasında gerginliklerin yaşanmasına sebep olmuş, siyasi çevreler ve kamuoyu üzerinde etkili olan bu haberler üzerine Yunanistan la ilişkiler bozulma noktasına gelmiştir. Konu Denizli Mebusu ve arkadaşlarının TBMM Başkanlığı na sunduğu yazıda şöyle gündeme getirilmiştir: Yunan Hükûmeti anlaşma hükümlerine riayet etmemeyi kendisine meslek ittihaz ettiğine göre bizim de meşru haklarımızdan olan mukabele-i bil misil in İstanbul da mevcut Rum ve Yunanlı emval, emlak, dükkân ve depolarına, fabrika ve müesseselerine karşı vaziyet edilmek suretiyle tatbik edilmesini teklif eyleriz. (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). Daha sonra bu görüş TBMM de geniş yankı bulmuştur. 85 Mebus kendi aralarında imza toplayarak meclise başvurmuş ve misilleme girişiminde bulunulmasını istemişlerdir (Çalışkan, 1987: 36). Derhâl siyasi girişimlerde bulunarak soydaşlarının acılarının hafifletilmesini isteyen bu mebuslar Mustafa Kemal Paşa ile görüşerek, onun da desteğini almışlardır. Konu bundan sonra daha güçlü bir şekilde gündeme gelmiş, pek çok mebusta hâkim olan mukabele-i bil misil görüşüne karşılık İsmet Paşa; mukabele-i bil misil herhangi bir yerde bir adama yapılmış fenalıktan, diğer bir yerde haberdar olmayan bir adama fenalık yapılmasına şahsen ve devletimizin siyaseti ve tahammülü son dereceye vardıktan sonra, aldığımızı iade etmek ızdırabı hâsıl olursa, hiç tereddüt etmeyiz diyerek görüşlerini açıklamıştır (Arı, 1991: 22). Elbette böyle bir yaklaşım Türk Hükûmeti ni, meşru haklarını, gayri meşru yollardan elde etmek zorunda bırakacaktır. Bu da haklı iken haksız konuma düşülmesine sebep olabilecek bir durumdur. Ancak öyle anlaşılıyor ki, gelinen nokta Türk tarafını misilleme yapmaya zorlamaktadır. Nitekim Hariciye Vekâleti nden icra Vekilleri Heyeti Reisliğine yazılan, henüz böyle bir teşebbüs bulunmamakla beraber, Yunan Hükûmeti memurları bu gayr-i insanî hareketlerine devam ettikleri takdirde, Türkiye nin de kendi memleketinde bulunan Rumlara karşı mukabele-i bil misilde bulunmak mecburiyetinde kalacağını İstanbul temsilciliği aracılığıyla Yunan Hükûmetine ihtar edildiği (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10) belirtilmektedir. Ayrıca durumun Yunanistan da bulunan Mübadele Komisyonu Reisi Tevfik Rüştü Bey e de iletildiği bildirilmektedir. Yunan mezalimine karşı tepkiler yalnızca resmî makamların girişimlerinden ibaret kalmamış, basında da olay geniş şekilde yer bularak, vahşet anlatılmıştır. Basının uyarmasıyla kamuoyunda büyük infial uyanmıştır. Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere Türkiye nin pek çok şehrinde Yunan zulmünü protesto eden mitingler düzenlenmiştir (Çalışkan, 1987: 36).

2379 Protesto için 12 Eylül 1923 te İzmir de düzenlenen büyük mitingde, on binlerce İzmirli, sabahın erken saatlerinde Kışla Meydanı nda toplanmıştır. Mitingde yapılan konuşmalarda Türk kamuoyunun vicdanına hükmeden oldukça acıklı sözler söylenmiştir. Yunanistan ın Türklerce tanınmış ve bilinen hunharlıkları ve Mora dan başlayarak, Makedonya ya kadar devam eden imha siyaseti örnekleriyle anlatılmıştır. Alınan kararlar okunduktan sonra, Doktor Bahtiyar Hüseyin Bey aracılığıyla vilayete sunulmuştur. Kararnamede baskı politikası özetlendikten sonra; Dindaşlarımıza yapılan bu mezalimi protesto eder ve evvela Hükûmetimizden meşru mükabele-i bil misil talep eyleriz. Saniyen bu zavallılardan aç kalanların iaşe ve gayrimenkul emlake malik olmayanların hemen Anadolu ya nakillerini temenni eyleriz deniliyordu. Bu arada; İngiltere, Fransa, İtalya ve Amerikan konsoloslukları ziyaret edilerek buralara da protestonameler verilmiş, aynı metinler Kızıl Haç ve Avrupa nın tanınmış gazetelerine de gönderilmiştir (Arı, 1991: 22). Kamuoyunda ortaya çıkan bu tür tepkiler, Türk Hükûmetinin kararlı ve ısrarlı tutumu üzerine Yunan Hükûmeti, şikâyetlerin ciddi bir biçimde dikkate alındığını bildirerek, mezalime ve müsaderelere son verilmesi için kesin emirler verildiğini açıklamıştır (DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10). Bu gelişmelerden sonra zulüm ve müsadere olaylarında azalma görülmüşse de, Yunanistan daki Türkler yine de baskı ve tehditten tam anlamıyla kurtulamamışlar, ancak Türkiye ye geldikten sonra rahat bir nefes alabilmişlerdir. Bir bakıma bu tür baskı ve tehditler mübadelenin her ne olursa olsun, bir an önce olsun mantığıyla hareket edilerek yapılmasına sebep olmuştur. Bu da ister istemez bazı eksiklikleri ve aksaklıkları beraberinde getirmiştir. SONUÇ Normal şartlarda bir insanın iradesi dışında doğup büyüdüğü topraklardan kopartılarak zorunlu bir göçe tabii tutulması, hem hukuksal açıdan hem de insan hakları açısından kabul edilemez bir durumdur. Dolayısıyla Lozan da imzalanan Zorunlu Göç olayı oldukça fazla eleştiriye muhatap olmuştur. Elbette sayıları yüz binleri bulan insan kitlelerini hiç sorunsuz bir şekilde bir yerden alıp, yüzlerce kilometre uzakta bir başka bölgeye yerleştirilmesi beklenemez. Böyle bir göç olayında istemeyerek de olsa birtakım siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik problemlerin yaşanması kaçınılmazdır. Mübadele olgusuna muhatap olan devletler açısından yapılması gereken, doğup büyüdüğü yerleri terk ederek zaten ruhsal açıdan sıkıntı içerinde olması kaçınılmaz olan bu insanları diğer sorunları asgari düzeyde yaşamasını sağlamaktır. 1923 Türk-Rum Nüfus Mübadelesinde Türk tarafı bu konuda üzerine düşen görevi yapma gayreti içerisinde olmuştur. En azından anlaşmanın uygulanmasında iyi

2380 niyet içerisinde hareket etmiştir. Fakat aynı yaklaşımın Yunanistan tarafından sergilendiğini söylemek mümkün görünmemektedir. Tarafsız ülke temsilcileriyle, Türk ve Rum temsilcilerin oluşturduğu karma komisyon raporları, Yunan tarafının aksine bir tutum içerisinde olduğunu göstermektedir. Yunanlılar mübadillerin acılarını hafifletmek şöyle dursun, onların sıkıntılarına sebep olabilecek olaylara engel olmakta gerekli gayreti göstermemiştir. Hatta bazı uygulamalarda mübadiller bizzat devlet eliyle zulme uğramışlardır. KAYNAKÇA Akgün, Seçil, (1986), Birkaç Amerikan Kaynağından Türk-Yunan Mübadelesi Sorunu Üçüncü Askerî Tarih Semineri, Türk-Yunan İlişkileri, Ankara. Arı, Kemal, (1990), 1923 Türk-Rum Mübadele Anlaşması Sonrasında İzmir de Emval-i Metruke ve Mübadil Göçmenler, AAMD IV/18 Temmuz. -----, (1991), Mübadele Göçmenlerini Türkiye ye Taşıma Sorunu ve İzmir Göçmenleri (1923 1924) Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları, I/1. Çalışkan, Abdurrahman, (1987), Lozan Antlaşmasına Göre Nüfus Mübadelesi ve Sonrası, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, OMÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale. DAGM Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123 874 26 DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123 874 20. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 17. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 873. 13. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 873. 16. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 873. 9. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 873. 4. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 873. 1. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 29. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 12. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 873. 15. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 34. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 30. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 13.

2381 DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 10. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 29. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 12. DAGM, Cumhuriyet Arşivi, Dosya 030. 10 Yer 123. 874. 20. Gürün, Kamuran, (1984), Türk-Yunan İlişkileri ve Lozan Antlaşması, Atatürk Türkiyesi nde (1923-1938) Dış Politika Sempozyumu, İstanbul. İnan, Kamran, (1986), Türk Yunan İlişkilerinde Dinamikler Türk-Yunan İlişkileri, Üçüncü Askerî Tarih Semineri, Ankara. Kaplanoğlu, Raif, (1999), Bursada Mübadele, Bursa. Öksüz, Hikmet, (2002), Türk-Rum Nüfus Mübadelesinin Sebep ve Bazı İstisnaları, AAMD, 11. Sarısır Serdar, (2006), Demografik Oyun Sürgün (1919-1923), İstanbul. Türkmen, Zekeriya, (2000), Belgelerle Yunan Mezalimi, Ankara. Yaşayan Lozan, (2003), Editör, Çağrı Erhan, Ankara.

2382