AÇILIŞ KONUŞMALARI
PROF. DR. M. EMİN ARTUK Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Sayın Hocalarım, Değerli Dinleyiciler, Temeli 1885 te atılan, açılışı 1903 te gerçekleştirilen, mimarları İtalyan Raimondo D Aronco ile Fransız Alexandre Vallaury olan ve uzun süre Mektebi Tıbbiyeyi Şahane olarak hizmet veren Üniversitemizin tarihi Haydarpaşa Yerleşkesine hepiniz hoş geldiniz. Vergi, devlet ya da vergilendirme yetkisinin devredilmiş olduğu kamu kuruluşları tarafından, kamu hizmetlerinin finansmanı için, fert ve kuruluşlardan muayyen kurallara göre karşılıksız ve cebri olarak alınan bedel olarak isimlendirilmektedir. Verginin en önemli işlevi, kamusal fonun temelini oluşturmasıdır. Bu yönüyle vergi, devletin en önemli gelir kaynağını teşkil etmektedir. Aynı zamanda, bir ülkenin ekonomisini de yakından ilgilendirmektedir. Bireylerin gelir dağılımından, ekonomik ve ticari yaşamın işleyişi ve istikrarına kadar, birçok alanda vergi kavramı karşımıza çıkmaktadır. Anayasası nın 73 üncü maddesinde, herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere vergi ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Birey ile devlet
3 arasındaki bu vergi ilişkisi, kamusal hayatı ilgilendirmesi sebebiyle, belirli ilkeler ışığında Vergi Hukuku ile düzenlenmektedir. Özellikle kayıt dışı ekonomi ile mücadele bakımından vergi mevzuatının çok dikkatli hazırlanması ve uygulanması gerekmektedir. Bu çerçevede kişileri kayıt dışılığa iten ve özendiren hususlardan kaçınılması zorunludur. Kamu hukukuna dahil olan vergi hukuku, diğer hukuk dalları ile olduğu kadar ceza hukuku ile de yakından ilişkilidir. Nitekim, bireyler bakımından Anayasa da öngörülen vergi mükellefiyetinin güvence altına alınması için birtakım cezai düzenlemelere gidilmektedir. Bu itibarla, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 359 vd. maddelerinde vergi suç ve cezalarına yer verilmiştir. Burada özellikle ifade etmeliyiz ki, vergi suçları yönünden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nun 5 inci maddesinin de dikkate alınması gerekmektedir. Zira TCK nun 5 inci maddesinde; Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır hükmü yer almaktadır. Buna göre, vergi suç ve cezalarının uygulanmasında Türk Ceza Kanunu nun genel hükümlerinin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen Hayatın kıyısında bir yerde vergi hukuku, genç akademisyenler/yeni yaklaşımlar başlıklı toplantının tüm katılımcılara faydalı olmasını diler, toplantının düzenlenmesinde katkı sağlayanlara, özellikle Prof. Dr. Nihan Saban a teşekkür ederim.
PROF. DR. NİHAL SABAN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Değerli konuklarımız, hoşgeldiniz! Böylesi bir toplantı yapma kararımı 13 Kasım 2009 tarihinde kesinleştirdim. Bu tarih; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Mualla Öncel e hazırlanan Armağan Takdim Toplantısı idi. Prof.Dr.Mualla Öncel/Prof.Dr. Ahmet Kumrulu/Prof.Dr.Nami Çağan, (biz onları aramızda hep Ankara Grubu olarak anarız), bizim hocalarımız Prof.Dr.Selim Kaneti ve Prof.Dr.Adnan Tezel in ardından, kariyerlerimiz aynı olmamakla birlikte bize yanlarında yer açarak, bilim öğretmede hiyerarşi vardır ancak bilimde hiyerarşi yoktur u doğrulayan öğretim üyeleridir. Armağan toplantısı, bu saygın üçlüyü, birlikte gördüğüm son toplantıydı çünkü Prof.Dr.Ahmet Kumrulu emekli oldu, Prof.Dr.Nami Çağan daha önce başka bir üniversiteye geçmişti. Ve ben orada, önce bizim hocalarımızdan sonra da Ankara Grubundan 20 yıldır beklediğim, bir başka deyişle 68 kuşağından beklediğim ancak
Kapanış 5 gerçekleşmeyeceğine o gün ikna olduğum Böylesi bir toplantı yı yapmak, bu ülkenin tarihsel gerçekliğinde 68 kuşağının devamı olan 78 kuşağına yani benim kuşağıma (bunların akademik alfabeyle okunuşu en kıdemli öğretim üyesi olarak bana) düşüyordu. Ancak toplantıyı izleyen Aralık ayında Amerikaya sabbaticala gittim bir yıla yakın süre kalıp döndükten sonra, bu toplantı bugün gerçekleşmekte ve ben bundan büyük bir sevinç duyduğumu söylemeliyim. Böylesi bir toplantı ile demek istiyorum? 1-Bugüne kadar hepimiz pek çok vergi hukuku toplantısına katıldık ama vergi hukukçuları olarak hiç toplanmadık. Katıldığımız bütün toplantılar, nesne üzerinden yapıldı; sanki özneleri yoktu! Çünkü özne problemlidir; özne kimliklerle ifade edilir. Bu ülkenin gerçekliği, kimliklerden korkmanın tarihidir, varlık vergisi örneği ile bunu en iyi bilenlerdeniz! Bu toplantıyı, aslında sizlere; kimlik tartışmalarından korkmayan, öznelliğimizi, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören bir vergi hukukçusunun; kimlik inşasına dayalı bir yolculuk daveti olarak da düşünebilirsiniz. Bu yolculuk nasıl planlandı? a) Toplantının birinci özelliği, hukuk fakültesi mezunu ve vergi hukukunda çalışan akademyayı bir araya getirmek ancak Goethe nin deyimiyle Söylemek yetmez, eylemek de gerekir. O halde uygulamacılar, vergi avukatları da olmalıdır. b) İkinci özelliği; böyle bir toplantını kaynaklarını, katılımcıları oluşturmalıdır. Bu toplantı için Rektörlüğümüzden mali kaynak talebinde bulunulmamıştır çünkü benden önce bulunan anabilim dallarına kaynak aktarılmamıştır. Ancak Fakültemiz bütün olanaklarıyla seferber olmuştur. Sayın Dekanımız Prof. Dr.M.Emin Artuk a bu konuda teşekkür borçluyum. Üniversitenin kaynağı yoksa o halde sponsor bulmak gerekir. Bilimsel toplantıların, organik yapılarında yer almadığımız/emek vermediğimiz kurumlar tarafindan karşılanmasını akademik etiğe aykırı bulduğum için, hiçbir sponsorluk teklifini kabul etmedim. Ancak şunu da itiraf etmeliyim ki pek çok vergi hukukuçusu -akademyadan/avukatlardan- ve onlar dışında da
6 MÜHF HAD, C. 17, S. 3-4 vergi hukuku ile hiç ilgisi olmayan pek çok dostum bu toplantıya katkıda bulunmak istedi, hepsine buradan teşekkür ediyorum. Bizler; üniversitenin kaynak aktarmasını ya da sponsor bularak toplantı yapmayı beklemek zorunda değiliz, pek çok anabilim dalının yaptığı gibi kendi toplantılarımızı yapmayı öğrenmek zorundayız. Evet, bu toplantının, ben ve sizler dışında hiçbir sponsoru yok! Bugün burada olanlar, özellikle İstanbul dışından gelen katılımcılar, masraflarını kendileri karşıladılar ve öğlen yemeği için anlaştığımız yemek firmasının verdiği fiat 25 liradır. Çay, ev sahibi olarak Anabilim Dalımızın ikramı olacaktır. 2- Böylesi bir toplantı, üniversite de yapılmalıdır ancak üniversiteler bina değildir; Nietzsche nin söylediğinin aksine, vurulup çıkılabilecek kapıları yoktur, çünkü üniversite; toprak, deniz ve gökyüzü arasındadır, bilgi buralarda üretilir/bilim buralarda yapılır. Bu konuşmayı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı sıfatıyla yapıyorum ancak bu toplatıyı sadece benim hazırladığım anlamına gelmemelidir. Anabilim Dalımızdaki vergi hukukçusu genç meslektaşlarım, Ar.Gör.Selçuk Özgenç ve Ar.Gör.Gülşen Gedik, bu toplantıda sunacakları tebliğin hazırlığı yanında, hiç şikayet etmeksizin, bir ilkin zorluğunu taşıdılar tüm akademyada olduğu gibi, görünmeyen emeğin sahipleri olarak. Eminim ki bu toplantının sonunda, bir ilkin keyfini yaşama şansları olacaktır. Kendilerine buradan teşekkür ediyorum. Ve biz üçümüz, bu toplantının görsel malzemeleri konusunda tüm taleplerimizi en iyi biçimde karşılayan ve hazırlayan Fakültemiz personeli Sevgili Murat Tülübaş a içten teşekkür borçluyuz. Bu toplantının, bilim alanımızda/ vergi hukuku nda umuda dairlerimizi çoğaltmasını ve ortak kimliğimiz vergi hukukçuluğunun/ akademya ve avukatlar arasında yeni dostlukların başlangıcı olmasını diliyorum. Burada olduğunuz için içten teşekkürler.