Gediz oluğunun aksine, Büyük Menderes depresyonunun belli başlı yerleşmeleri depresyonun kuzey kenarında Aydın Dağları'nın güney etekleri önünden geçen kara ve demiryolu boyunca sıralanmışlardır. Bol su taşıyan akarsular güneyden Menteşe yöresinden gelerek Büyük Menderes'e karışmaları nedeniyle sel baskınlarına neden olmaktadırlar. Bundan dolayı yerleşmelerin büyük kısmı depresyonun kuzey kenarına sıralanmışlardır. Aynı zamanda bu kesim bol su kaynaklarının bulunduğu bir alandır. Orta Büyük Menderes düzlüğünde, ırmak kuzeyinde yer alan kasaba ve şehirler şöyle sıralanmaktadır: Kuyucak (9300), Nazilli (111298), Atça (8000), Sultanhisar (6000), Köşk (8000), Umurlu (9900), Aydın (134000), İncirliova (17300), Germencik (13000), Ortaklar (12000). Büyük Menderes ırmağının güneyindeki yerleşmeler ise: Yenipazar (8000), Koçarlı (7300) ve Bağarası (12000) kasabalarıdır.
Depresyonun kuzey kenarındaki en eski yerleşmeler Nysa ve Tralles dir. İlkçağ coğrafyacılarından Strabon'un öğrenim gördüğü Nysa şimdiki Sultanhisar kasabasının kuzeybatısında bulunmaktadır. Eski Aydın olarak bilinen Tralles ise şimdiki Aydın şehrinin kuzeyindedir. İlkçağda keten kumaş dokunan, kap-kacak imal edilen bir yer olan Tralles, Ege kıyısındaki Efes ve Milet limanlarıyla bağlantısı bulunan önemli bir ticarî merkezdi. Sık sık meydana gelen depremler yüzünden yıkılarak harabeye dönmüştür. Bu yerleşmelerin dışındaki diğer büyük yerleşmelerin geçmişi birkaç yüzyılı geçmez. Bunlardan Kuyucak, Evliya Çelebi zamanında, bağ ve bahçelerden yoksun bir yer iken, şimdi basınçlı sıcak suların, buharların fışkırdığı sondaj kuyuları sayesinde gelişme imkânı bulmuştur.
Tralles
Eski Tralles'in yerine geçen Aydın, adını verdiği dağlardan inen Tabakhane deresinin birikinti konisi üzerinde kurulmuş, sonradan ovaya yayılmıştır. XIII.yüzyıl sonlarında Bizanslılardan şehri teslim alan Menteşe beyi buraya Güzelhisar adını vermiştir. Bu ad, Menemen yakınındaki Güzelhisar ile karıştırıldığı için Aydınoğulları beyliği zamanında Aydın Güzelhisarı adıyla anılmaya başlanmıştır. Daha sonraki yıllardaysa güzelhisar eki kaldırılarak sadece Aydın denilmiştir. Büyük Menderes'i izleyen işlek yollarla Menteşe yöresinden gelen yolların kavşağında yer alan Aydın, tarım ve tarıma dayalı sanayi sayesinde son yıllarda hızla gelişerek 196000 nüfuslu bir şehir olmuştur. Abdullah Uğur, Aydın Şehrinin Kuruluşu ve Gelişme Evreleri. Coğrafi Bilimler Dergisi, 2003, Cilt:1, Sayı:2, Sayfa:41-62. BU MAKALEYİ MUTLAKA OKUYUNUZ!
Nysa
Evliya Çelebi'nin kerpiç bir sur içinde 3000 kerpiç evden oluşmuş bir kasaba olarak tasvir ettiği Nazilli, o dönemde önemli bir ticaret merkeziydi. Hindistan, İran ve Arabistan'dan gelen tacirler, ihtiyaçlarının büyük kısmını Nazilli'den karşılarlardı. Bu nedenle Nazilli'de o dönemde çok sayıda ticarethane bulunuyordu. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Türkiye'nin ilk dokuma fabrikası Nazilli'de kurulmuştur.* O yıllarda basma ve kaput bezi üreten Nazilli, Türkiye'ye adını bu sayede duyurmuştur. Daha sonraki yıllarda kurulan diğer sanayi tesisleriyle (makina, donanım, karoser vb) güçlenerek 111.000 in üzerinde nüfusa sahip olmuştur. *Atatürk'ün Son Açtığı Fabrika 9 Ekim 1937 de Nazilli Basma Fabrikasıdır.
Nazilli
YÖRENİN JEOTERMAL SAHALARI
aynak: T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı R32 Jeotermal Enerji Raporu 2011
Kaynak: T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı TR32 Jeotermal Enerji Raporu 2011 Aydın İli Jeotermal Sahaları
Aydın İli Jeotermal Sahaları Ilıcabaşı-İmamköy Jeotermal Sahası : Aydın il merkezinin doğusundan başlamakta ve 8 km boyunca doğu yönünde uzanmaktadır. Yılmazköy Jeotermal Sahası Germencik-Ömerbeyli Jeotermal Sahası : Aydın nın 15 km batısında Ömerbeyli-Alangüllü yerleşim yerleri sınırları içinde yer alan yüksek sıcaklıklı bir sahadır. Bozköy-Çamur Jeotermal Sahası Sultanhisar-Salavatlı Jeotermal Sahası :Saha Aydın il merkezinin 20 km doğusunda yer almaktadır. Sultanhisar -Salavatlı jeotermal sahasıyla ilgili olarak yapılan değerlendirmelerine göre bölgede bu kaynaklardan elektrik üretimi, şehir merkezi ısıtması (Sultanhisar-Atça-Nazilli- Aydın), sera ısıtması, endüstriyel proses ısısı, merkezi şehir soğutması, termal turizm, termal tesis ısıtması alanlarında faydalanılabileceği belirtilmiştir. Malgaçemir Jeotermal Sahası Gümüş Jeotermal Sahası Söke-Sazlıköy Jeotermal Sahası Buharkent-Ortakçı Jeotermal Sahası Nazilli-Gedik Jeotermal Sahası Davutlar-Kuşadası Jeotermal Sahası Kaynak: T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı TR32 Jeotermal Enerji Raporu 2011
Denizli İli Jeotermal Sahaları
Denizli İli Jeotermal Sahaları Kızıldere Jeotermal Sahası Kızıldere jeotermal sahası Denizli ile Aydın illeri arasında Büyük Menderes Grabeni nin batı ucunda yer almaktadır. Türkiye nin enerji üretim amaçlı keşfedilen ilk alanı olan Kızıldere sahası aynı zamanda Türkiye nin en yüksek sıcaklığa sahip akışkanının elde edildiği sahadır. Sahada ilk jeolojik ve jeofizik çalışmalar MTA tarafından 1965 yılında başlatılmıştır. Sahada EÜAŞ adına kayıtlı olan işletme ruhsatı, elektrik üretim santralinin özelleştirilmesi kapsamında ihale ile bir şirkete devredilmiştir. Tekkehamam Jeotermal Sahası Bölmekaya Jeotermal Sahası Yenice-Kamara Jeotermal Sahası Gölemezli Jeotermal Sahası Pamukkale-Karahayıt Jeotermal Sahası Çardak-Beylerli Jeotermal Sahası Kaynak: T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı TR32 Jeotermal Enerji Raporu 2011
c) Büyük Menderes Deltası: Son buzul çağında Büyük Menderes ırmağı, Söke-Bağarası çizgisinde, Dilek dağı (Samsun Dağı) ile Beşparmak dağı arasında kalan bir körfeze dökülüyordu. Sonraları B.Menderes, deltasını bu körfez içinde oluşturmaya başlamış, Dilek dağı güney eteğindeki Priene şehrini kara içerisinde bıraktıktan sonra güneye yönelmiş, Beşparmak dağları arasına sokulmuş olan bir koyun önünü tıkayarak Çamiçi (Bafa) Gölü nün oluşumunu sağlamıştır. Halen derinliği 40-50 m. civarında olan Çamiçi (Bafa) Gölü nün az tuzlu suları bir ayak vasıtasıyla yazın B.Menderes ırmağına akıtılmaktadır. Kışın ise B.Menderes'in taşkın suları Çamiçi gölüne geçmektedir.
Çamiçi (Bafa) Gölü
Ali ÇABUK - Bafa Gölü (Ali ÇABUK)
B.Menderes deltası XIV. yüzyıl başlarında tarihî Milet şehrinin batısına erişmiştir. Osmanlılar Milet'i ele geçirdiklerinde, liman dolmuştu. XIX. Yüzyıl başlarında Milet batısında 3-4 km. daha ilerleyen delta, Karine lagünü kıyısına kadar genişlemiştir. Son dönemde bu lagünün önündeki kıyı kordonları şekillenmiş ve doğudan batıya doğru delta 45 km. genişlik kazanmıştır.
ÇAMİÇİ (BAFA) GÖLÜ
Önceleri tahıl ve tütün ziraatinin yürütüldüğü delta ovasında 1950 yılından itibaren pamuk ve ayçiçeği de ekilmeye başlanmıştır. B. Menderes delta ovasının Antik Çağdaki başlıca liman şehri şimdiki Balat köyü'ne çok yakın bir yerde kurulmuş olan Milet idi. Bu itibarla delta ovasına Milet Ovası veya Balat Ovası adları da verilmektedir. Antik Çağda Küçük Menderes deltasındaki Efes'ten başlayıp Milet'e uğrayan ticaret yolu, Büyük Menderes depresyonunu takiben Eber-Akşehir oluğuna, oradan Gülek Boğazı'nı aşarak Mezopotamya üzerinden İran daki Susa (Sus) şehrine ulaşmaktaydı. Milet böyle bir konumda bulunuşu nedeniyle Ege kıyısının en önemli ithalat ve ihracat limanı idi.
MİLET
Yenihisar ilçesi, Balat köyü yakınlarındadır. Milet te ilk yerleşimin M.Ö. 2000 ortalarından başlamak üzere Myken kolonisi varlığı ile görüldüğü bilinmektedir. Daha sonra Milet, Atina Kralı Kodros un oğlu Nekus önderliğindeki İonialılar tarafından tekrar kurulmuştur. İonia nın en önemli şehir limanlarından birisidir. Dört limanı vardır. En parlak dönemini M.Ö 7. ve 6. yüzyılda yaşamıştır. Özellikle M.Ö. 650 den sonra Karadeniz ve Akdeniz deki kolonileri sayesinde çok zenginleşmiştir. M.Ö. 546 da Perslerin eline geçmiştir. Daha sonra Roma döneminde de bağımsız bir kent olmuştur. Erken Hıristiyanlık döneminde de önemli bir merkez olan Milet te, yerleşim yeri küçülmüş, 13. yüzyılda Selçuklu egemenliğine, daha sonra da Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Ören yerinde bu dönemlerden kalma; Milet Tiyatrosu, Faustina Hamamı, agora, tören caddesi, anıtsal çeşme, gymnasium, Virgilius Capito, hamam, Türk hamamı, Athena Tapınağı stadium, delphinion, liman anıtı, agora, Zeus Olympios Temenosu, bouleuterion (Senato Binası), Mısır Tanrılarının Temenosu kalıntıları bulunmaktadır.
MİLET KALESİ VE ANFİTHEATRE
MİLET (MİLETOS) ANTİK KENTİ
MİLET
İRAN DAKİ SUSA (SUS) ANTİK KENTİ O Susa
İran daki antik SUSA kenti
Bu dönemde Afyonkarahisar yöresinin (Şuhut-İscehisar) mermerleri büyük bloklar halinde sallarla Büyük Menderes ırmağı üzerinden yüzdürülerek Milet'e taşınıyor ve buradan İtalya ve Kuzey Afrika'ya ihraç ediliyordu. O dönemde Milet, keten ve özellikle mor renkli yünlü dokumalarıyla tanınmaktaydı. Milet, ticari faaliyetine Orta Çağ'da da devam etmiştir. Şehir Bizanslılardan Selçukluların eline geçince Mısır'a ve Doğu Akdeniz ülkelerine çeşitli mallar ihraç edilerek dışarıdan (özellikle İngiltere'den) kalay, kurşun ve sabun ithal edildi. 15. asır başlarında Venediklilerin Milet'te ticarethaneleri bulunmaktaydı. Bu yüzyılda Milet limanından tahıl, safran, susam, meşe palamudu, maroken, halı, meyan kökü ihraç ediliyor ve köle ticareti yapılıyordu.
Milet, Osmanlıların eline geçince harabe hale gelmişti. Bu antik yerleşmenin hemen yanı başında ortaya çıkan Balat, Milet'in yerine geçmişti. Evliya Çelebi'nin anlattıklarına göre 16.yüzyılda Balat, 200 dam evden oluşan, küçük bir çarşısı olan, sıtma hastalığının yaygın olduğu bir yerleşme idi. Balat şimdi Aydın ili Didim ilçesine bağlı 1073 nüfuslu bir köy yerleşmesi durumundadır. Büyük Menderes delta ovası son yıllarda devletin yaptığı ıslah çalışmaları sayesinde önemli bir tarım ve yerleşim alanı olmuştur. Harita Genel Komutanlığı tarafından hazırlanan fiziki haritalarda "Balat Ovası" olarak isimlendirilen delta ovasındaki başlıca yerleşmeler şunlardır: Söke, Bağarası, Atburgaz, Güllübahçe, Sarıkemer, Savuca, Sazlı, Yenidoğan, Akköy. Delta ovasının en büyük merkezi 70522 nüfuslu Söke'dir. Menteşe yöresini İzmir'e bağlayan ve Büyük Menderes depresyonu içerisinden gelen tali yolların kavşağında bulunması, zengin tarım potansiyeline (pamuk tarımı) ve küçük ölçekli sanayi tesisleri sayesinde gelişmiştir.
SÖKE
SÖKE
BAĞARASI
BAĞARASI
BALAT