Röportaj Serisi PROF.DR.PULAT OTKAN. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız.



Benzer belgeler
-Çince ve Çin araştırmalarınıza Tayvan da üniversite tamamlandıktan sonra mı gittiniz?

Röportaj Serisi PROF.DR.SELÇUK ÇOLAKOĞLU. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız.

Doktora konum Sarı Uygurlardı. Tang hanedanlığı döneminde Ötüken de hüküm sürmüş Uygurlar ın tarihini araştırdım.

Rica etsem kendinizi tanıtıp, ilk Çince ve Çin Kültürüyle anılarınızı anlatır mısınız.

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

TC FATİH ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ AHMET İNAN

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Niğde Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencisi Esra Yardım Öğrenciler iletişimi sevmiyorlarsa sadece yerinde sayarlar

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Kasım/Aralık fındığın başkenti. kirazın anavatanı

AR-GE ANKETİ ANALİZ RAPORU

BOR U NE KADAR TANIYORUZ? Dr. Cafer T. Yavuz

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Çeyrek asırdır Türkiye de eğitimin ciddi bir iş olduğunun farkında olan Bilfen Liseleri; evrensel ilkeler ışığında, spora, müziğe, sanata ve kültürel

RÖPORTAJ: TÜRKİYE - GÜNEY AFRİKA İLİŞKİLERİ

ANTROPOLOG TANIM A- GÖREVLER

EK-7 YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK PLANI

EK-7 YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK PLANI

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

Neden TSEV eğitimlerini tercih etmeliyim?

T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

Türkiye ye Yönelik Beklentiler Olumsuz Olamaz

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

FAKÜLTEMİZ. Fakültemizin vizyonu ise uluslararası

SOSYAL MEDYA YÖNETİMİ ve SOSYAL MEDYADA REKLAM UYGULAMALARI

KARIYER GÜNÜ 18 Kasım 2017

PDR ÇALIŞMALARIMIZ. 1. Sayı / Ekim - Kasım 2016 EKİM AYI ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ KASIM AYI 3. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ. sayfa. 2 de. sayfa.

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

İki MVP, Türkiye Finans ta

WILDERNESS HOTEL & GOLF RESORT, Wisconsin Dells - WI

Değerli Meslektaşlarım;

Kulüp sayesinde tanınan, bilinen bir insan oldum - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Çin in Ming Döneminde Yapılmış olan Türkçe-Uygurca Sözlük: Ġdikut Mahkemesi Sözlüğü (1997 Ankara)

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

Dr. Öğr. Üyesi Abbas KARAAĞAÇLI. 1. Adı Soyadı : Abbas Karaağaçlı 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4.

Altın Ayarlı İslâmi Finans

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

Eski Mezunlarımızdan Adaylara

4. Sınıf Öğrencileri Aşağıdaki Uyarıları Göz Önünde Bulundurarak Ders Seçim İşlemini Yapmalıdır

Yükseköğretim Üniversite İstatistikleri 2019 by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi - Ardahan Üniversitesi Siirt Üniversitesi

Araştırmaları Geliştirme Komisyonu

ONDOKUZ MAYIS ÜNĠVERSĠTESĠ YABANCI DĠLLER YÜKSEKOKULU HAZIRLIK PROGRAMI ÖĞRENCĠ EL KĠTAPÇIĞI

I. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ


Müteşebbis Üniversiteliler Bilgi İletişim Topluluğu

IODA-International Organization Development Association Uluslararası Organizasyonel Gelişim Platformu Türkiye

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

YÖNETMELİK SİİRT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

WILDERNESS HOTEL & GOLF RESORT, Wisconsin Dells - WI

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

TURKEY JAPAN MEETING

1 ÇALIŞMANIN NASIL SUNULACAĞINI İŞARETLEYİNİZ

Yaprak Özer İndeks İçerik İletişim Danışmanlık CEO. Öncelikleriniz iletişim stratejinizi de değiştirir

Avrupa nın en cesur ülkesi Türkiye

AÇEV AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI

TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni Cilt/Vol.:1 Sayı/Issue:6 Aralık/December2015

BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK YENİLEYEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR

ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER ve YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDEKİ GELİŞMELER

Eğitimde en pahalı ülke ABD en ucuz Kazakistan

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ KİTAP VE KÜLTÜR KULÜBÜ BAŞKANI EMRE GÜREL KULÜP SAYESİNDE SOSYAL HAYATIMIZ RENKLENDİ İLETİŞİM YETENEĞİMİZ GELİŞTİ

SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

Bölge Uzmanı Nihai Form

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

SONUÇ RAPORU. CYF Fuarcılık A.Ş.

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

T ehlikedeki Diller Dergisi Ağ Sayfası

Hashtag ile ilgili bilmeniz gereken herşey Ne zaman hashtag yapmalıyım, nasıl hashtag oluşturmalıyım? HASHTAG KULLANIM REHBERİ

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

Linkedin de Network Oluşturmanın Etiği Hakkında

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

Çalışan Profili Araştırması 2018

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ. Hırvatistan Hollanda İngiltere İran İtalya Japonya Karadağ Katar Kazakistan KKTC Kosova Lübnan Macaristan Makedonya Malezya

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

B.E.Ü. MÜCEVHER VE GELENEKSEL EL SANATLARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

TÜBİTAK ULAKBİM TÜRK TIP DİZİNİ KOMİTESİ Yayın Etiği Araştırma Anketi Sonuçları 2009

URAP ALAN SIRALAMASI 9 EYLÜL 2016 URAP (University Ranking by Academic Performance)

İBRAHİM ARAP. e-posta: Tel: / : Dokuz Eylül Üni. Sosyal Bilimler Enst.

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İLE DENİZLİ İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ ARASINDA DÜZENLENEN EĞİTİMDE İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ

STATEJİK ALAN 1: EĞİTİM ÖĞRETİM STRATEJİLERİ NO FAALİYET PERFORMANS KRİTERİ DÖNEM UYGULAYICI

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

SONUÇ RAPORU. CYF Fuarcılık A.Ş.

Uluslararası hareketlilikte yabancı dil olmazsa olmaz mıdır? Başarılı bir. Boğaziçi Üniversitesi

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ

Transkript:

"Comparative Epistemologies for Thinking China," The Research & Educational Center for China Studies and Cross-Taiwan Strait Relations, Department of Political Science, National Taiwan University Röportaj Serisi PROF.DR.PULAT OTKAN Kendinizi kısaca tanıtır mısınız. Doğu Türkistan ın Kaşgar şehrinde doğdum. Üniversiteyi, Pekin Merkezi Milletler Üniversitesindeki Azınlıklar Dili ve Edebiyatı bölümüne bağlı Uygur Dili ve Edebiyatı, yani diğer adıyla Türkoloji bölümünde okudum. Hiç Çince bilmediğimden, ilk yıl hazırlık seviyesinde Çince öğrendik. 1978 1982 yılları arasında okuduktan sonra 1982 1986 yılları arasında aynı bölümde öğretim görevlisi olarak görev yaptım. 1987 yılında Türkiye den Pekin e eğitim amaçlı ziyaret eden Prof.Dr.Pulat Otkan hocadan Türkiye Türkçesini öğrendim. Bunu takip eden yıllarda Türkiye ye Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde yüksek lisans ve doktoramı tamamlamak üzere geldim. 1992 yılında bölümümüz kurulduğundan bu yana, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümünde de öğretim üyesi olarak görev yapmaya devam ediyorum. Hale hazırda, Çin deki Türkoloji araştırmaları, Çin Türk ilişkileri konulu dersler vermekteyim. Sizi Türkoloji alanına yönlendiren etken neydi? Bunun başlıca sebebi, Türkoloji nin doğduğu yer aslında bugünkü Çin sınırları içerisinde kalan coğrafyadır. Eski Çince kaynaklar olsun, ister Orhun Abideleri olsun, ister Türk tarihi olsun, ister Göktürkler olsun, bunların hepsi Çinceyle ilişkilidir. Örnek vermek gerekirse, Orhun yazıtlarının bir tarafı Türkçe, diğer bir tarafı Çincedir. Türkoloji araştırabilmek için Çince bilmek şart. Tabii, Uygur kökenli olduğumdan dolayı kendi dilimizin, tarihimizin ve kültürümüzün geçmişine bir merak vardı. Dolayısıyla, lise ve üniversite yıllarımızda Türkiye ye merakımız vardı. Üniversiteyi kazandığım yıl, Pekin deki Türkoloji bölümü çok tanınıyordu. Tabii, bir de o dönemde zamanının çok tanınmış Rus araştırmacılarının da yetiştirmiş olduğu akademisyenler bulunuyordu. Bunların arasında, Li Sen ve Geng Shi Min gibi hocalar vardı. Ben de bu sebeple bu bölümü seçtim. Bize biraz tanınmış Çinli Türkologlar hakkında bilgi verir misiniz. Tabii. Geng Shi Min hoca, özellikle Orhun Yazıtları, Budist ve Maniheist belgelerini okuma konusunda uluslararası anlamda çok tanınmış bir Türkolog du. Kendisi, Almanya da bulunan eski belgeler üzerine birçok ortak projede bulunmuş ve eski Göktürk belgelerini okuma konusunda çok tanınmış bir hocaydı. Geng Shi Min hocadan hem ders aldım, hem de asistan olduktan sonra kendisiyle beraber çalışma fırsatım oldu uzun süre. Konferanslarda da sık sık beraber olduk ve kendisinden alanımda çok şey öğrenmişimdir. Ayrıca Li Sen hoca vardı. Kendisi Çin de yetişen ilk Türkologlardan biriydi. Bu hocadan da ders alma fırsatım olmuştu.

Üniversite yıllarında aldığınız eğitim doğrultusunda hem Çağdaş Çinceyi hem klasik Çinceyi öğrenmeniz gerekti. Türkiye ye geldiğinizde de aynı şekilde Çin araştırmaları içinde Çince öğretildiğini gördüğünüz. Eğitim şekli açısından baktığınızda nasıl karşılaştırıyorsunuz? O yıllardaki eğitim açısından baktığımızda, elimizde uluslararası anlamda kaynak ve makale sınırlıydı. Türkiye de ise 1971 yılına kadar Tayvan ile resmi ilişkiler olduğundan, Türkiye de birçok uluslararası eser bu yolla geliştirilmiş ve ortaya konmuştu. Bu uluslararası eser ve makaleleri Türkiye ye geldiğimizde tanıma fırsatımız oldu. Mesela, Prof.Dr.Bahaddin Ögel hocanın Türk Kültür Tarihi adlı 14 ciltlik eseriyle Türkiye de tanıştım. Kendisi, Ankara da Sinoloji bölümünü bitirdikten sonra tarih bölümünde öğretim üyesi olarak görev alıyor ve Tayvan a gidiyor. İlerleyen yıllarda da Çin kaynaklarında Türk tarihi ile ilgili birçok eser ortaya koyuyor. Dolayısıyla, Prof.Dr.Bahaddin Ögel in çalışmaları her zaman bir referans olarak bu alanda çalışma yapanların kaynakları arasında olmuştur. Bahaddin Ögel in yanı sıra, Prof.Dr.Muhaddere Özerdim, Prof.Dr.Özkan İzgi gibi hocaların eserleri de, çalışmalarımızda ve ufkumuzu genişletmemizde çok yardımcı olmuştur. Bu eserlere maalesef Çin de ulaşamadığımızdan çalışmalarımız uluslararası açıdan bakıldığında fazla ilerleyemiyordu. Türkiye ye ilk geldiğim yıllarda Türk Çin ilişkileri daha yeni gelişiyordu. Akademik projelerde görev almam sonucunda da, Türkiye de Avrupa, Tayvan ve Amerika gibi uluslararası platformda önemli yer teşkil eden akademik çalışmalarla tanışma fırsatım oldu. Bence, en büyük fark buydu. Pekin de okuduğunuz yıllarda Türkoloji bölümünde popüler olan akademik çalışma alanları neydi? O yıllarda özellikle eski Orhun yazıtlarını ve Türk belgelerini okumak ve tercüme etmek çok ilgi konusuydu. Ben de dâhil olmak üzere birçok öğrenci ve akademisyen bunları okumaya yönelmişti. Birçok eski Türkçe ve Çince yazılmış eser de bu dönemde tercüme edilip yayınlanmıştır. Doktora tezinizin konusu neydi? Konunuzu nasıl seçip şekillendirdiniz. Tezimin konusu Doğu Türkistan ağızları üzerineydi. Bu alana yönelmemin sebebi de, Türkiye de katıldığım konferanslarda birçok Türk lehçelerinin kendi aralarında anlaşabildiklerini, ancak Uygurca konuşanların diğer Türk lehçelerini anlamada bir zorluk oluşturduğunu farkettim. Bu da benim derin merakımı çeldi. Bunun üzerine kaynak ararken, Ankara üniversitesinin kütüphanesinde tanınmış İsveçli Türkolog Gunnar Jarring isimli bir Türkolog un 30 lu yıllarda derlediği 5 ciltlik bir eseriyle karşı karşıya geldim. Bunu takiben, eski Uygurca ve çağdaş Uygurca arasındaki farklılıkları tespit ettikten sonra Çine gidip lehçe konusunda uzun bir çalışmaya giriştim. Çin de de 50 li yıllarda yapılmış birçok lehçe üzerine çalışma buldum. Daha sonraları tezim yayınlandı. Bu çalışma açısından baktığımızda, eski Türkçenin tarihi gelişimi açısından önemli olduğunu görebiliriz. Danışmanınız kimdi? Prof.Dr.Mustafa Canpolat idi. Kendisi özellikle Çağatay Türkçesi konusunda tanınmış bir Türkolog du. Doktora danışmanım, Prof.Dr.Sema Barutçu Özönder idi. Kendisi özellikle Orhun yazıtları ve Maniheist konusunda Türkiye de tanınan bir akademisyendir.

Doktora tezinizi ne kadar sürede tamamladınız? Yaklaşık sekiz yıl sürdü. Özellikle dilin geçirdiği değişimi ortaya koyabilmek için oldukça sık biçimde gezmem ve lehçeler arası meydana gelmiş değişimleri analiz etmem gerekiyordu. Bu da çalışmamı tamamlayabilmem konusunda oldukça uzun bir süreçti. Tezinizi takiben hangi alana yöneldiniz? Evet bir değişim ve hatta araştırdığım alanlar konusunda bir genişleme oldu. Daha çağdaş ve güncel bir alana kaydım. Özellikle de, Çin in yükselmesiyle Çin in uyguladığı kültürel haklar, dil politikası gibi kültürel alanlar üzerinde çalışmaya başladım. Sadece dil değil, dili de içine alan daha geniş kültürel bir alan çerçevesinde makaleler yayınlayıp uluslararası konferanslara katılıyorum. Bu da, aslında Çin le araştırılması gereken kültürel konularda daha çok alan olduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla da, Türk Çin kültürel ilişkileri alanına da kaymış oldum. Pekin den gelip Türkiye de doktoranızı tamamladınız. Bunu takiben uzun yıllar Türkiye de kaldıktan sonra tekrar Çine gittiniz. Gittiğinizde izlenimleriniz nelerdi? İlk Çine gittiğimde 1978 yılıydı. İmkânlar çok kısıtlıydı. Daha sonra Çine gittiğimde yıl 1998 idi. O yıl, Çin in sosyal, kültürel, ekonomik, eğitim alanlarında inanılmaz geliştiğini ve değiştiğini gördüm. Her alanda büyük bir değişim vardı. Tabii, bu değişim getirdiği olumlu ve olumsuz birçok konu olduğunu da farkettim. Türkiye de eğitim aldığınız Türkoloji alanında Çince eğitim alan diğer akademisyenler var mıydı? Yoktu. Çin de Türkoloji araştırmalarında daha derin ve başarılı çalışmalar yapabilmek için Çinceyi öğrenmemiz gerekiyordu. Ancak Türkiye de, Çin deki Türk lehçeleri alanında çalışıp Çince bilen tek akademisyen ben oldum. Bu tabii ki, akademik anlamda bir zorlayıcı olduğunu söyleyebilirim Ancak, diğer yandan katıldığım konferanslarda da çalışmalarımın daha fazla ilgi görmesine de etken olduğunu düşünüyorum. Çalıştığım alan konusunda Türkiye de kaynak yoktu. Avrupa da İngilizce bazı var ama çok değil. Daha çok Çince de bu kaynaklara ulaşabiliyorum ve Çince bilgimin bu kaynakların ve bu alandaki çalışmaların Türkçeye aktarılmasında çok faydası olduğunu düşünüyorum. Peki, doktora ve ilerleyen yıllarda Türkoloji de Çine ilgi gösteren öğrenci veya akademisyen sayısı nasıldı? Oldukça çoktu. Çünkü Çin kapalı bir kutuydu. Özellikle 1980 lere kadar bilinmeyen çok şey vardı. 80 li yıllarda yavaş yavaş dışa açılmaya başladıktan sonra Çin hakkında daha fazla bilgi elde edilmeye başlandı. Ancak, günümüze bakıldığında Çin halen bilinse de, aslında bilinmeyen birçok alan ve araştırılması gereken birçok konu mevcuttur. Tabii, bu bilinmezlikler de akademik açıdan ilgi odağı olmaya devam etmektedir. Katıldığınız konferanslar arasında uluslararası konferanslar veya düzenli katıldığınız sempozyumlar var mı? Başta, Türkiye de Türk Dil Kurumu tarafından her yıl düzenleyip birçok uluslararası araştırmacıyı davet ettiği Türk Dil Konferansı var. Buna düzenli olarak katılıyorum. Bunun dışında IKANAS a katılıyorum. Onun dışında Avrupa da, Amerika da düzenlenen Türkoloji konferanslarına katılıyorum. Bunların

arasında İngiltere Cambridge de düzenlenen Orta Asya başlıklı bir konferans var ki, bu son yıllarda çok önem ve ilgi kazanmış durumda. Bu konferanslardaki katılımcıların arasındaki bilimsel paylaşımı gözlemleme fırsatınız oldu mu? Bilgi paylaşımı nasıl? Çok diyemeyiz. Ancak ciddi bir artış söz konusu. Mesela, konferansta bazı Avrupalı sosyologlarla bilimsel fikir paylaşımımız oldu. Kendileri özellikle araştırmalarım konusunda fikir ve izlenimlerimi sordular. Bunun dışında ilahiyat alanında araştırma yapan akademisyenlerle bilimsel paylaşımlarımız oldu. Ve bu paylaşımların arttığını söyleyebilirim. En son hangi konferansa katılmıştınız? Bu sene eylül ayında Washington da düzenlenen Uygur Araştırmaları sempozyumuna katıldım. İlk defa Amerika da düzenlenen çok kapsamlı bir sempozyumdu. Bu etkinliğe dünyaca tanınmış Sinolog ve Çin araştırmaları uzmanları katıldı. Dru Gladney ve Rus tarihçi Barmin vardı. Barmin in özellikle Rus Çin ilişkileri üzerine olan çalışma ve makaleleri çok önemlidir. Çok iyi çalışılmış bildiri ve çalışmaları bu konferansta dinleme fırsatı buldum. Son yıllarda katıldığım akademik açıdan en güzel sempozyumlardan biriydi. Peki, katıldığınız konferanslara katılan genç akademisyen sayısında bir artış var mı? Gözlemleriniz nasıl? Artış çok fazla. 90 lı yılların sonundan itibaren özellikle Çin in ekonomik gelişiminin kendini göstermeye başladığından bu yana bir artış olduğunu görüyorum. Ancak son yıllarda katıldığım konferanslar sırasında bu artışın çokluğunu çok bariz bir biçimde görme fırsatım oldu. Sizce sayısı artan genç akademisyenlerin araştırma alanları daha güncel mi yoksa daha ileriye dönük yeni araştırma alanlarına altyapı oluşturacak şekilde mi? Eskiden konferans konuları arasında tarih veya dil gibi geçmişe yönelik konu başlıkları büyük bir çoğunluğu oluştururdu. Günümüzde dikkatimi çeken sık sık uluslararası ilişkiler, jeopolitik, jeostratejik, petrol ve enerji kaynakları gibi güncel konularda çalışmalar artış gösterdi. Diğer bir dikkatimi çeken ise artık tarih alanında araştırma yapanlar sadece geçmişe yönelik değil, aynı zamanda geçmişte meydana gelmiş olaylar doğrultusunda geleceğe yönelik nasıl bir plan ve strateji uygulanması konulu araştırmalara yönelmişler. Günümüzde Türkiye deki Çin araştırmalarına baktığımızda yeterli olmadığını farkediyoruz. Sizce bu nasıl arttırılabilir? Türkiye de ilk yıllarda Atatürk Çincenin önemini vurgulamış. Özellikle de Türk tarihini araştırma konusunda Çincenin önemini vurgulamış. Günümüzde Çince bilenlerin sayısının arttırılması lazım. Ancak Türkiye nin kuruluşundan bu yana değişen birçok uluslararası açı ve yaklaşım da söz konusu. Benim en çok karşılaştığım Türkiye deki birçok araştırmacı Çin ve Çin ile ilgili eserleri, makaleleri, çalışmaları batı kaynaklarından ve batı dillerinden takip etmeye çalışıyor. Genellikle ya İngilizce ya Almanca başta olmak üzere batı kaynaklardan faydalanılıyor. Bu açıdan baktığımızda Çin araştırmalarında Çince kullanarak

araştırma yapan akademisyen sayısı ciddi anlamda yetersiz. Burada ülkenin izlediği politik ve ekonomik gelişmenin etkili olduğunu düşünsem de, daha çok akademik çalışmalarda disiplinler arası ortak çalışmaların ve işbirliğinin yeterli düzeyde olmamasından kaynaklandığına inanıyorum. Bir Sinolog her şeyi bilmeyebilir. Bu nedenle konusuna göre bir dilciyle veya bir tarihçiyle işbirliği yapmalı. Alanlar arası işbirliği artar ve bu talep akademik anlamda doğru ifade edilirse, Çince, Çin tarihi ve Çin kültürü ile ilgili eğitimin çoğalacağına inanıyorum. İster kendi alanınız ister genel anlamda Çin araştırmaları olsun, Sizce Çin araştırmalarının Türkiye de en gelişmiş olduğu alan hangisi? Türkoloji açısından baktığımızda Türkiye deki bazı akademik enstitüler özellikle Çin deki bazı akademik enstitülerle ilişkilerini geliştirip işbirliğine gidiyor. Bunu da sık sık ortak konferanslar düzenleyerek sağlamaya çalışıyorlar. Mesela, Türk Tarih Kurumu Çin de Çin le beraber bir konferans düzenledi. Bu aslında çok önemli bir adım. Bu çok güzel bir gelişme ve ortak çalışmaların arttırılması gerekmektedir. Araştırmalarınızda arzu ettiğiniz kaynaklara ve çalışmalara ulaşabiliyor musunuz? Bence özellikle internetin gelişimi ve yaygınlaşmasıyla, araştırmalarda ihtiyaç duyulan makale, eser, yazı veya çalışmalara çok hızlı bir şekilde ulaşılabildiği gibi çalışmanın tamamına da ulaşıp inceleme fırsatımız olabiliyor. Bence bu son yıllarda meydana gelen en önemli gelişme. Özellikle geçmişi göz önünde bulundurduğumuzda, günümüzdeki çalışmalarımıza çok ciddi yardımı oluyor. Sizce medya veya basın organları Türkiye de yer yer Çin ile ilgili haberlere yer vermektedir. Bu konularda, Çince ve Çin kültürünü bilen bir akademisyen olarak Size yöneltilen bir talep oluyor mu? Bana sorarsanız özellikle ticari anlamda bir gelişme de değişim olduğunu görüyorum. Eskiden genellikle iş adamları fuarlara katılıp kendileri Çini anlamaya çalışırlardı. Karşılıklı gelişen ilişkiler ve Türkiye deki iş adamlarının da Çine yapmayı tasarladıkları yatırımları artışı sonucunda, ve de yatırımları konusunda daha dikkatli ve olumlu sonuçlar alabilmek için bana zaman zaman danışıyorlar. Burada önemli olan tanımadıkları bir coğrafya ve kültürle işbirliği içine girmeden önce ayrıntılı bilgi sahibi olabilmektir. Bu noktada da önemli bir gelişme olduğunu söyleyebilirim. Çünkü Türkiye deki bazı büyük firmaların son 15 20 yılda izledikleri yatırım planları doğrultusunda Çin de ciddi bir pazara ulaşma konusunda attıkları sağlam adımlar bunu çok açıkça ortaya koymaktadır. Bu gelişim, Türkiye için inanılmaz büyük ve önemli bir potansiyeldir. Diğer yandan, bu tür güncel konularda da ister Sinoloji ister diğer Çin araştırmaları yapan bölümler olsun, bu potansiyeli ülkenin kullanımına açmak ve geliştirmesine yardımcı olabilmek için önemli adımlar atmaları gerekmektedir. Bu çalışmaların önemi de göz ardı edilmemelidir. Peki Sizce Çin deki Türkoloji araştırmalarının gelişimi konusunda ne düşünüyorsunuz? Geng Shi Min döneminde Türkoloji çalışmalarında çok önemli ve gözle görülür bir gelişme söz konusuydu. Ancak ilerleyen yıllarda bu alanda yapılan çalışmaların dünyanın gösterdiği gelişim ve Çin in gösterdiği gelişim dolayısıyla eskisi kadar gelişmediğini gözlemlemeye başladım. Tabii, bunda Çin in global gelişime

ayak uydurmak için uyguladığı siyasi, ekonomik ve kültürel politikalarının da etkisi olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Ancak, bunun geçici bir dönem olduğu kanısındayım.