JOHN (ROBERT) FOWLES (1926-2005) ngiliz romanc, hikâyeci, flair ve denemeci. Fowles, mit ve gizemi gerçekçilik ve varoluflçu düflünce ile birlefltiren romanlar yla yüzy l n önemli yazarlar aras na girmifltir. Gerilim roman, Victoria dönemi roman, ortaça öyküsü ve otobiyografi gibi geleneksel düzyaz biçimleriyle deneyler yapm fl, bu biçimler arac l yla yirminci yüzy l sanat n ve toplumunu yorumlam flt r. Fowles karmafl k durumlar ve efsane, sanat ve tarihten al nma unsurlarla dolu sahneler yaratan, an flt rma ve betimleme tekniklerini s k kullanan bir yazard r. Romanlar n anlat yap s güçlü, karakterleri canl, inand r c d r. Bu karakterlerin ço u toplumun genelgeçer kurallar n n d fl nda yaflar; romanlar n dramatik gerilimi bu karakterlerin kendilerini yeniden de- erlendirmelerini gerektiren can al c dönüm noktalar na ulaflmalar yla sa lan r. Fowles un kad n kahramanlar zeki ve ba ms zd r; erkek kahramanlar ise hayatlar ndaki bulmacalara yan t arayan, genellikle karars z ve yal t lm fl durumdad rlar. Ço u durumda arad klar basit çözümleri bulamad klar gibi, aray fllar esrar n daha da artmas yla sonuçlan r. Fowles her fleyi bilen Tanr -yazar rolünü reddeder; bu tavr, romanlar n okuru tatmin edecek finallerle bitirmeyi reddetmeyi de içerdi i için baz okurlar n k zd rm flt r. Oysa Fowles yaratt karakterlere kendi s n rlar içinde seçme ve davranma özgürlü ü tan man n yazar sorumlulu unun gere i oldu una inan r. Bu uygulama, Fowles un, iradesini ve ba ms z düflüncelerini kullanarak topluma uyum göstermeye direnen ve böylece flans n hayat üzerindeki etkisini s n rlayan sahici insan anlay fl na kofluttur. lk roman The Collector (1963; Koleksiyoncu, çev.: Münir Göle, Ayr nt Yay nlar, 2001) büyük bir ticari baflar kazanm fl, kitap hakk nda yap lan de erlendirmelerde hikâyenin Herakleitos tan al nan, Az yani seçkinler ile Çok, yani kitleler aras ndaki mücadele temas n iflledi i vurgulanm flt r. Fowles bir düflünce metni olan ikinci kitab The Aristos ta (1964; Aristos-Yaflam Üzerine Notlar, çev.: Serdar Rifat K rko lu, Ayr nt Yay nlar, 2001) sanat, din, siyaset ve toplum hakk ndaki düflüncelerine yer vermifltir. The Magus (1965; Büyücü, çev.: Meram Arvas, Ayr nt Yay nlar, 2006) labirentimsi yap s yla Fowles un anlat ustal n gözler önüne serer. Yaz m - na 1952'de bafllad bu roman ilk kez 1965'te yay mlanm fl, 1977'de yazar n yapt birçok üslup ve yap de iflikli iyle tekrar yay mlanm flt r. The French Lieutenant s Woman (1969; Frans z Te menin Kad n, çev.: Asl Biçen, Ayr nt Yay nlar, 1999) Fowles un en baflar l ve yenilikçi roman olarak de erlendirilmifltir. The Ebony Tower (1974; Abanoz Kule, çev.: Aysun Babacan, Ayr nt Yay nlar, 2008) her biri bir sanat biçimiyle ba lant l ve yarat m sürecinin bir yönüyle ilgili öykülerden oluflur. Ayr nt Yay nlar n n yay n program nda bulunan Daniel Martin (1977) bir adam n kendini aray fl n konu alan, Fowles un deyifliyle duygusal anlamda otobiyografik bir romand r. Mantissa (1982; Mantissa, çev.: Aysun Babacan, Ayr nt Yay nlar, 2001) cinsellikten edebiyat kuram na bir dizi konuyu ele al r ve modern edebiyatta yazar n rolü üzerinde odaklan r. Ak l ile bofl inanç, delilik ve do aüstü, özgürlük ve rastlant, bilim ve büyü gibi kavramlar n tart fl ld, çarp c bir gerilim roman n n ötesine uzan p metafizik boyutlara da eriflen son roman A Maggot (1985; Yarat k, çev.: Serdar Rifat K rko lu, Ayr nt Yay nlar, 2000) ise on sekizinci yüzy lda Shaker mezhebinin ortaya ç k fl n konu edinir. Kendi yap tlar n n yaz l fl serüveninden toplumsal analizlere kadar çeflitli yaz lar içeren en son yap t Wormholes (1998; Zaman Tüneli, çev.: Süha Sertabibo lu, Ayr nt Yay nlar, 2004) ise makale ve söyleflilerinden olufluyor. 1968 y l ndan itibaren Fowles ngiltere nin güneyinde, küçük bir liman kasabas olan Lyme Regis te yaflam flt r. Yaflad yerin yerel tarihine duydu u ilgiden dolay 1979 da Lyme Regis Müzesi nin kuratörlü üne atanan Fowles, 7 Kas m 2005 te yaflama veda etti.
Ayr nt : 322 Edebiyat Dizisi: 111 Mantissa John Fowles Kitab n Özgün Ad Mantissa ngilizce den Çeviren Aysun Babacan Yay ma Haz rlayan Erdal Alova Düzelti Nurcan Azaz Back Bay/1997 bas m ndan çevrilmifltir. John Fowles & Akcal Ajans Bu kitab n Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir. Kapak Tasar m Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Bask ve Cilt Mart Matbaac l k Sanatlar (0 212) 321 23 00 (Pbx) Merkez Mah. Burcu Sok. 6/1 Ka thane- stanbul Birinci Bas m 2001 kinci Bas m 2008 Üçüncü Bas m 2010 Bask adedi 2000 ISBN 978-975-539-307-0 SERT F KA NO 16061 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Eminönü - stanbul Tel.: (0212) 512 15 00-01 - 05 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr
John Fowles Mantissa
EDEB YAT D Z S GÜLÜNES AfiKLAR/Milan Kundera Ë KALEC N N PENALTI ANINDAK END fies /Peter Handke Ë YÜZBAfiI VE KADINLAR TABURU/Mario Vargas Llosa Ë B Z/Yevgeni Zamyatin Ë KES K B R BAfi/Iris Murdoch Ë YEN TANRILAR/Alberto Vasquez-Figueroa Ë NFAZA ÇA RI/Vladimir Nabokov Ë EVET AMA, B R LOKOMOT F BUNU YAPAB L R M BAKALIM?/Woody Allen Ë ÇALI HOROZU/Michel Tournier Ë BANYO/Jean-Philippe Toussaint Ë BALKON/Jean Genet Ë GÜNEfi MPARATORLU U/J.G. Ballard Ë BEYAZ ZENC LER/Ingvar Ambjörnsen Ë S YAH MADONNA/Doris Lessing Ë KAPANDA ÜÇ KAPLAN/G. Cabrera Infante Ë ZAMANIN KIYISINDAK KADIN/Marge Piercy Ë ANARfi N N KISA YAZI/Hans Magnus Enzensberger Ë FOTO RAF MAK NES /Jean-Philippe Toussaint Ë GÜLÜN GÜNLÜ- Ü/Ursula K. LeGuin Ë HOTEL DU LAC/Anita Brookner Ë AZ ZLER ve ÂL MLER/Terry Eagleton Ë VE- DA YEME /Michel Tournier Ë ORLANDO/Virginia Woolf Ë UTANÇ B TT /Anja Meulenbelt Ë YAKIN GELECE N M TOSLARI/J. G. Ballard Ë KARANLI IN SOL EL /Ursula K. LeGuin Ë A /Iris Murdoch Ë WATT/Samuel Beckett Ë EKOTOPYA/Ernest Callenbach Ë GECEY ANLAT BANA/Djuna Barnes Ë N- SAN POSTUNA BÜRÜNMÜfi KÖPEK/Ingvar Ambjörnsen Ë CUMA/Michel Tournier Ë AFROD T N BAfiKALDIRISI/Lawrence Durrell Ë GÜNDEL K MUTLULU A ALIfiMA/Anja Meulenbelt Ë MUR- PHY/Samuel Beckett Ë MASAL MASAL Ç NDE/Khimaira/John Barth Ë ZEN VE MOTOS KLET BAKIM SANATI/Robert M. Pirsig Ë PARFÜMÜN DANSI/Tom Robbins Ë SINIRSIZ RÜYALAR D YARI/J. G. Ballard Ë FRANSIZ TE MEN N KADINI/John Fowles Ë BEYAZ OTEL/D.M. Thomas Ë MYRA/Gore Vidal Ë DALGALAR/Virginia Woolf Ë ATLANT K ÖTES /Witold Gombrowicz Ë HAYRANLIK/Anja Meulenbelt Ë FERDYDURKE/Witold Gombrowicz Ë MELEKLER ZAMANI/Iris Murdoch Ë PAULINA 1880/Pierre Jean Jouve Ë EfiEKARISI FABR KASI/Iain Banks Ë ROCK LANET /Iain Banks Ë KAYIP ZA- MAN/Anja Meulenbelt Ë SEN Ç ME GÖMDÜM/Andrew Jolly Ë BAfiTAN ÇIKARICININ GÜNLÜ- Ü/Søren Kierkegaard Ë KONFIDENZ/Ariel Dorfman Ë ALTIN DAMLA/Michel Tournier Ë B R GAR P VAKA: MATMAZEL P./Brian O Doherty Ë NIETZSCHE A LADI INDA/Irvin D. Yalom Ë KIZILA- AÇLAR KRALI/Michel Tournier Ë A LEDE B R ÖLÜM/James Agee Ë KUTSAL BÖLGE/Carlos Fuentes Ë KALPS Z AMANDA/Jurek Becker Ë 62-MAKET SET /Julio Cortázar Ë ÇARPIfiMA/J.G. Ballard Ë ÜÇ- LEME-Molloy-Malone Ölüyor-Adland r lamayan/samuel Beckett Ë DUR B R MOLA VER/Tom Robbins Ë HIRSIZIN GÜNLÜ Ü/Jean Genet Ë KÜÇÜK DE fi MLER/Marge Piercy Ë LILA/Robert M. Pirsig Ë ERG NL K YAfiI/Michel Leiris Ë AfiKSIZ L fik LER/Samuel Beckett Ë ES RGEYEN GÖKYÜZÜ/Paul Bowles Ë YALANCI JAKOB/Jurek Becker Ë D VAN/Irvin D. Yalom Ë PORNOGRAF /Witold Gombrowicz Ë MERCIER LE CAMIER/Samuel Beckett Ë B R ERKE E NASIL TECAVÜZ ED L R?/Märta Tikkanen Ë BENDEN Z VE MARCO POLO/Paul Griffiths Ë DO MAMIfi KR STOF/Carlos Fuentes Ë RÜYA SA- K NLER /Iris Murdoch Ë H Ç Ç N MET NLER ve Uzun Öyküler/Samuel Beckett Ë DUYGU YOLCU- LU U/Laurence Sterne Ë BETTY BLUE/Philippe Djian Ë A AÇKAKAN/Tom Robbins Ë ANARfi ST/Tristan Hawkins Ë BAKAKA /Witold Gombrowicz Ë PORTNOY UN FERYADI/Philip Roth Ë 10 1/2 BÖLÜM- DE DÜNYA TAR H /Julian Barnes Ë SUN TENEFFÜS/Ricardo Piglia Ë MANfi ÖTES /Julian Barnes Ë ADA/Aldous Huxley Ë GÜLÜN MUC ZES /Jean Genet Ë MÖSYÖ/Jean-Philippe Toussaint Ë Ç ÇEKLE- R N MERYEM ANASI/Jean Genet Ë BAfiUCU O LANI/Alison Fell Ë YARATIK/John Fowles Ë SEN SEVM YORUM/Julian Barnes Ë ZENC LER/Jean Genet Ë TÜNEL/Ernesto Sábato Ë KARA PRENS/Iris Murdoch Ë KARNINDAN KONUfiANIN ÖYKÜSÜ/Pauline Melville Ë TANRI NIN A ZINDAN EV- REN N H KÂYES /Franco Ferrucci Ë HAYATIN VE AfiKIN YASALARI/Connie Palmen Ë KAHRAMAN- LAR VE MEZARLAR/Ernesto Sabato Ë KAYNAK VE ÇALI/Michel Tournier Ë CENNETE B R KOfiU/J.G. Ballard Ë D fi ADAM/Joanna Russ Ë FLAUBERT N PAPA ANI/Julian Barnes Ë ALDATMA/Philip Roth Ë KOKA N GECELER /J.G. Ballard Ë ACABA NASIL?/Samuel Beckett Ë MANTISSA/John Fowles Ë KOLEKS YONCU/John Fowles Ë BENJAMIN: DAR GEÇ TTEK AYDIN/Jay Parini Ë METEOR- LAR/Michel Tournier Ë ARKADAfiLIK/Connie Palmen Ë AfiK VESA RE/Julian Barnes Ë S R US TAN GELEN KURBA A/Tom Robbins Ë BAYAN GULLIVER CÜCELER ÜLKES NDE/Alison Fell Ë GELE- CEKTEN ANILAR/William Morris Ë BEN MLE TANIfiMADAN ÖNCE/Julian Barnes Ë NG LTERE NG LTERE YE KARfiI/Julian Barnes Ë Y fi/david Lodge Ë Y T K RUHLAR IRMA I/Connie Palmen Ë TERAP /David Lodge Ë ÖLÜRKEN/Jim Crace Ë GÜZELL K HIRSIZLARI/Pascal Bruckner Ë SÜPER
KENT/J.G. Ballard Ë SISKA BACAKLAR/Tom Robbins Ë BETON ADA/J.G. Ballard Ë LK AfiK, SON TÖRENLER/Ian McEwan Ë GILLES LE JEANNE/Michel Tournier Ë B R KOMÜN STLE EVLEND M/Philip Roth Ë KIZILDER L N N fiarkisi/james Welc Ë S NEMA MÜDAV M /Walker Percy Ë KARANLIKLARIN EFEND S /Ernesto Sabato Ë METROLAND/Julian Barnes Ë B Z NEDEN TERK ETT N SAYIN BAfiKAN?/François Vigouroux Ë DÜfiÜNCE BALONLARI/David Lodge Ë M LENYUM NSANLARI/J.G. Ballard Ë MÜNECC M KRALLAR/M. Tournier Ë BEYAZDAK KARA/Maggie Gee Ë KAYBOLUfi/G. Perec Ë HINÇ AYLARI/P. Bruckner Ë L MON MASASI/J. Barnes Ë BÜYÜCÜ/J. Fowles Ë GÜNDO UMUNA YOLCULUK/J. Barnes Ë OKLUK RP /J. Barnes Ë FISKADORO/D. Johnson Ë HAYALETLER N GÖÇÜ/P. Melville Ë ÖLEN HAYVAN/P. Roth Ë SICAK ÜLKELERDEN DÖNEN VAHfi SAKATLAR/Tom Robbins Ë PASTORAL AMER KA/P. Roth Ë ABANOZ KULE/J. Fowles Ë ARTHUR VE GEORGE/J. Barnes Ë VAHfiET SERG S /J. G. Ballard Ë V LLA MEÇHUL/Tom Robbins Ë ASKER GRAMOFONU NASIL TAM R EDER?/Sas a Stanis ić Ë FARMAKON/D. Wittenborn Ë NE KADAR LER G DEB L RS N?/David Lodge Ë GER YE UÇAN YABAN ÖRDEKLER /Tom Robbins Ë B R SAHTEKÂR OLARAK HAYATIM/ P. Carey Ë NTERNETTE BALIK AVLAMAK/Nasreen Akhtar Ë LANCELOT/Walker Percy Ë ÖLÜ B R D LDE AfiK/Lee Siegel Ë VAHfi NSANLAR/D. Wittenborn
Neden sonra, ne oldu umu iyice inceledim; bedenim yokmufl, d fl dünya yokmufl, bulundu um yer yokmufl gibi davranabilece imi gördüm; fakat buna karfl n, yokmuflum gibi de yapamayaca m, tersine, di er fleylerin gerçekli inden kuflkulanabildi ime göre, aç kça ve kesinlikle var oldu um da ortaya ç kt ; oysa, yaln zca düflünmeyi durdurabilseydim, alg lad m tüm di er fleyler do ru olsa bile, var olabilece ime inanmam için hiç bir neden yoktu; bundan yola ç - karak flunu anlad m: Ben do as n n en temel özelli i düflünmekle s n rl olan ve var olmas için bir yere ihtiyac olmayan, maddi bir fleye ba ml l da olmayan bir varl m. Bu ben, yani beni var eden bu ruh, bedenden apayr bir varl kt r ve hatta bedenden daha kolay tan n r; dahas, bedenin varl sona erse bile onun varl devam edecektir. René Descartes, Discours de la Méthode SYLVIA: Art k ciddi olal m. Y ld zlar m çok seçkin bir erkekle evlenece imi söylüyor, daha az na r za gösteremem. DORANTE: Bu ben olsayd m, kendimi tehdit alt nda hissederdim ve fal n kan tlama korkusu çökerdi üstüme. Ben astrolojiye inanmam.. ama senin yüzünle ilgili derin bir inanca sahibim. SYLVIA: (kendi kendine) Ne yap flkan bir adam! (Dorante'a) Bunu keser misin art k? Sana ne benim kaderimden? çinde sen yoksun zaten. DORANTE: Sana âfl k olaca m tahmin edememifl ama. SYLVIA: Hay r, ama bundan bir fley ç kmayaca n söyledi ve bunun do ru oldu unu ben sana söyleyebilirim. Aflk d fl nda bir fleylerden söz etme yetene in vard r herhalde, de il mi? DORANTE: Sen bana aflk esinlememe yetene ine sahip olduktan sonra. SYLVIA: Gerçekten barda tafl yorsun. Sinirlenmeye bafll yorum. Art k bana âfl k olmaktan vazgeçer misin? DORANTE: Var olmaktan vazgeçersen. Marivaux, Le Jeu de l'amour et du Hasard
I
Genellikle genç, güzel, kendi halinde, yaln zl ktan hofllanan bakireler olarak tan mlan rlar; nezaret ettikleri konunun sanat ya da bilim olufluna ba l olarak de iflik k yafetler giyerler. Lempriére, Musalar tan m
öz kamaflt r c, uçsuz bucaks z bir pusun bilincindeydi, sanki bir Gbuhar denizinin üzerinde yüzerken, afla ya bakan, Tanr sal alfayla omegayd bu; derken, belli belirsiz bir zaman aral n n ard ndan, ayn keyifle olmasa da s n rs z uzay ve imparatorluk izlenimini son derece büzülmüfl ve intibaks z bir fleye indirgeyen m r lt lar ve çevrede gezinen gölgeleri seçebildi. Ölümcül bir düflüfl h z yla m r t lar seslere, gölgeler yüzlere dönüfltü. Ne oldu u anlafl lmayan yabanc filmlerdeki gibi hiçbir fley tan d k de ildi; ne dil, ne yer, ne de oyuncular. mgeler ve niteleme sözcükleri, gölcü e doluflan amip sürüleri gibi, görünüflte bir ifl yaparcas na, gerçekte amaçs zca, kâh bir araya gelerek, kâh da larak yüzmeye bafllad lar. fiekillerin ve duygular n, biçim ve sesbirimlerle ça r flt r ld bu benzetmeler, çok eskilere ait al fl lm fl bir yöntemi izleyerek, okul 13
ça lar nda belle e yerleflip kalan cebir formülleri gibi birer birer geri geliyordu. Fakat bu formüllerin nerede kullan ld, neden var olduklar tamamen unutulmufltu. Bilincindeydi, evet, bu aç kt ; ama ne bir zamiri, ne bir kifliyi di erinden ay ran bir özelli i, ne flimdiki an, ne geçmifli, ne de gelece i vard bu bilincin. Bir süre için, y nlar n tepesine ç kmay baflarm fl ama yine de kiflilefltirilmemifl olmaktan do an o keyifli üstünlük duygusunu duyabildi. Fakat bu bile o ac mas z, fleytani gerçeklikle vahflice darmada n ediliverdi. Bir tür beyin taklas yla stratosferdeki o aziz uçufltan s yr larak beflli vezinle yaz lm fl bir ifade gibi indirildi ve yatakta, s rtüstü uzan r halde, o kaç n lmaz sonuca ulaflmaya zorland. Göz hizas n n yukar s nda bir aplik vard, karfl s nda da dikdörtgen fleklinde, düzgün, beyaz plastik bir panel. Ifl k... Gece... Küçük gri bir oda, soluk gri renkte, mart kanad n n grisi gibi. Ruhlar n ebediyete dek hapsedildi i bir zindan, en az ndan olays z, dayanabilecek kadar hiçlik. Hiçli i bozan tek fley afla do ru bakmakta olan iki kad nd. Giderek yaklaflan ve bir fley istercesine bakan o surat yüzünden belli belirsiz bir sitemle isteksizce yeni bir ç kar m daha yapt : Her nedense, gösterilen dikkatin odak noktas oydu, bir tür ben. Kendisine bakan yüz gülümsüyor, ona do ru e iliyordu, biraz merakl, biraz kuflkulu; muhtemelen, istemeden iftira etme flüphesiyle lekelenen bir ilgiyle. Sevgilim? Ac veren bir h zla ve azalan bir sezgi gücüyle bunun yaln zca bir ben de il, bir erkek oldu unu da fark etti. flte birdenbire dolan o afla lara inme, aciz olma hissinin geldi i yer de buras olmal yd. O, ben, muhtemelen erkek olan ben, paraflütçü gibi afla do ru süzülerek aln na inen o a z izledi. Dokunma ve koku, bu film ya da düfl olamazd. fiimdiyse o yüz kendi yüzünün üzerinde as l kalm flt. K rm z delikten sözcükler dökülüyordu: Sevgilim, benim kim oldu umu biliyor musun? Adam bak yordu. Ben Claire. Bir fley ifade etse bari. 14
Kar n, sevgilim. Hat rl yor musun? Kar m m? Son derece tuhaf bir dehflet duygusu: Yaln zca sesin kayna na yak n olma nedeniyle birinin konufltu unu bilmek. Kahverengi gözler, evlili e ihanetin flafl rt c derinliklerini gösteriyordu. Adam, sözcü ü kifliye, kifliyi benli e ilifltirmeye çal flt ; baflaramad ve sonunda yata n öteki taraf nda duran, daha mesafeli ve daha genç görünen kad na kayd gözleri o kad n da gülümsemekteydi ama daha profesyonelce ve kay ts zca. Elleri cebinde, gözlem vaziyeti alm fl bu kiflinin üzerinde beyaz doktor gömle i vard. Art k onun a z da kelime yumurtlamaya bafllam flt. Bana isminizi söyleyebilir misiniz? Tabii. sim! sim yok. Hiçbir fley yok. Ne geçmifl, ne gelinen yer ne de zaman biliniyor. Uçurumun alg lan fl ve neredeyse ayn anda alg lanan çaresizli i. Ümitsizce gerildi, düflen bir adam, ama neye uzan rsa ya da neyi yakalamak isterse istesin o fley orada yoktu. Beyaz gömlekli kad n n gözlerine yap flt, ani ve yo un bir korkuyla dolmufltu. Kad n bir iki ad m yaklaflt. Ben doktorum. Bu sizin kar n z. Ona bak n lütfen. Onu hat rl - yor musunuz? Onu daha önce gördü ünüzü hat rl yor musunuz? Onunla ilgili akl n za gelen bir fleyler var m? Adam bakt. Kar s n n yüzünde bir fley bekledi ini belirten bir ifade vard, ama incinmiflti de, neredeyse küs duruyordu, sanki bu yüzün sahibi hem bu ifllemin aptall na, hem de adam n sessiz bak fllar na k z yor gibiydi. Her fleyden öte, kad n adam n veremedi i bir fleyler talep ediyordu. Kad n isimler saymaya bafllad, insan isimleri, sokak isimleri, yer isimleri, birbiriyle ilgisiz cümlecikler. Baz lar tekrarlan yordu. Adam baz isimleri duymufltu belki, sözcük olarak; ama bunlar n neyle ba lant s olabilece i ya da neden, ifllemifl oldu u bir suçun kan tlar gibi söylenip durdu u hakk nda en ufak bir fikri yoktu. Sonunda bafl n iki yana sallad. Gözlerini kapamak, yeniden unutmak için huzur bulmay ne kadar isterdi; unutmufllu un bofl sayfas yla yine bütünleflebilseydi. Ancak, kad n ona daha da yaklafl yor, dikkatle kendisini inceliyordu. 15
Sevgilim, bir dene lütfen. Olur mu? Hat r m için? Bir iki dakika bekledi, sonra bak fllar n uzaklaflt rd. Korkar m bir faydas yok. fiimdi de doktor ona do ru e ilmiflti. Doktorun nazik parmaklar n n göz kapaklar n kald rd n hissetti, gözbebekleriyle ilgili bir fleyleri inceliyordu. Karfl s nda bir çocuk varm fl gibi ona bakarak gülümsedi. Buras bir hastanenin özel odas. Burada güvenlikte say l rs n. Hastane mi? Hastanenin ne oldu unu biliyor musun? Kaza m oldu? Bir güç kesintisi. Kuru bir ipucu siyah gözlerini parlatt, merhametli bir mizah k r nt s. Sizi tekrar çal fl r hale getirece iz. Hat rlam yorum kim... Evet, biliyoruz. Öteki kad n konufltu. Miles? Miles m? smin. Senin ismin Miles, sevgilim. Miles Green. Yabanc bir nesneye ait minicik bir p r lt, alacakaranl kta bir yarasa kanad ; ama seçilir seçilmez kayboluveren bir fley. Ne oldu? Hiçbir fley, sevgilim. Düzeltilmeyecek bir fley olmad. Adam, bunun yanl fl oldu unu biliyordu; kad n da adam n bunu bildi ini biliyordu. Bu kad n zaten fazlas yla bir fleyler biliyordu. Sen kimsin? Claire. Kar n. Kad n flüphe içinde bu ismi tekrarlad, sanki art k o da emin olam yor gibiydi. Adam bak fllar n kad ndan uzaklaflt rarak tavana çevirdi. Tuhaf bir fleydi, ama sakinlefltirici bir yan da vard ; mart grisi, evet, mart lar, insan mart lar tan rd ; hafifçe kabart lm fl, küçük karelerin içine s k flt r lm fl ya da t k lm fl, her biri fliflkin, as l gibi duran fley, tam ortas nda kumafl kapl küçük bir dü me. Bafl afla vaziyette, sonsuz say da minyatür ama kusursuz düzendeki köstebek ya da kar nca yuvalar n n bafl ndaki tepeciklerden oluflan bir s - ra. Bir yerlerde, o bir anl k sessizlikten içeri dalan bir ses, o ana ka- 16