G. Ü. İ. F. adına sahibi Prof. Dr. Kadri Yamaç Sorumlu yazı işleri müdürü Prof. Dr. Korkmaz Alemdar Prof. Dr. İrfan Erdoğan

Benzer belgeler
G. Ü. İ. F. adına sahibi Prof. Dr. Kadri Yamaç Sorumlu yazı işleri müdürü Prof. Dr. Korkmaz Alemdar Prof. Dr. İrfan Erdoğan

Haber yapmada ideoloji etkeni: 11 Eylül olayı üzerine bir inceleme

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Prof. Dr. rfan Erdo an

10 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Yazılı Medya Araştırması. 18 Ağustos Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yazılı Medya Araştırması

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

HABER YAPMADA İDEOLOJİ ETKENİ: 11 EYLÜL TERÖR OLAYI ÖRNEĞİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Türkiye de Gazetecilik Mesleği

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

Tanıtım ve Yayın İlkeleri Kitapçığı

İletişim Kuramı. Umut Al BBY 166, 28 Şubat 2014

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

Söylem Çözümlemesi (ETI205) Ders Detayları

Türkiye'de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması dünya basınında geniş yer buldu / 11:14

İyi ki vardın Melike, bizim için hep var olacaksın. Sanırım İletişim Fakültesi ndeki bütün dostların bunu söylememi isterdi.

NİTEL ANALİZLER (İÇERİK VE BETİMSEL ANALİZ)

DERS PROFİLİ. POLS 338 Bahar

BÖLÜM I ARAŞTIRMANIN DOĞASI

İLET 522 Avrupa Birliği Politikaları ve Medya Seçmeli 3 3 6

1. Kavramsal Olarak Terör ve Terörizm...74 A. Tarihsel Süreç İçerisinde Değişen Anlam...76

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

TERÖR ÖRGÜTLERI TARAFINDAN SOSYAL MEDYANIN KULLANILMASI: IŞİD ÖRNEĞI KONFERANSI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.10, ARALIK 2016

Kısaca İçindekiler. KISIM I: Sosyal Bilgilere Giriş. KISIM II: Sosyal Bilgiler Öğretimin Temelleri

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

Türkiye de Biyoloji Eğitimi. Türkiye de Biyoloji Eğitimi İÇERİK

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

Bilimsel İletişim. Tez gerekçesi Bilimsel proje önerisi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

İLETİŞİM KURAMLARI EYLÜL 2016

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Medyanın Ekonomi Politiği MES

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Bölüm Dersin Kodu Dersin Adı SOSYOLOJİ SOSSO092 SOSYAL BİLİMLERDE METOD Kredi AKTS Türü (Seçmeli - Zorunlu) (Ön Koşul, Bağlantı Koşul)

Öğrenim Durumu. LİSANS Üniversite. YÜKSEK LİSANS Üniversite. DOKTORA Üniversite Enstitü Öğrenim Alanı Tez Başlığı KİŞİSEL BİLGİLER

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

DERNEK YÖNETİMİ. Prof. Dr. Ümran SEVİL İstanbul Bilim ve Akademisyenler Derneği Başkanı. Yrd. Doç. Dr. Ayça GÜRKAN Dernek Genel Sekreteri

İNTİHAR EYLEMLERİ Kasım 2003 İstanbul Saldırıları HALİM ALTINIŞIK STRATEJİ-GÜVENLİK-YÜZ OKUMA UZMANI

G. Ü. İ. F. adına sahibi Prof. Dr. Kadri Yamaç Sorumlu yazı işleri müdürü Prof. Dr. Korkmaz Alemdar Prof. Dr. İrfan Erdoğan

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

SİYASET SOSYOLOJİSİ (SBK307)

EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU

DERS PROFİLİ. Türk Siyasi Hayatı POLS 401 Güz Yrd. Doç. Dr. Ödül Celep

Geçmişten Günümüze Kastamonu Üniversitesi Dergisi: Yayımlanan Çalışmalar Üzerine Bir Araştırma 1

Öğretim dili (Ön Koşul, Bağlantı Koşul)

MEDYA VE İLETİŞİM YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİ YÖNETİMİ YOĞUNLAŞMA ALANI BİLGİ PAKETİ

Niceliksel araştırma teknikleri üzeirne temel bilgiler

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

İLKÖĞRETİM ve LİSELERDE DİNDARLIK ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA (DİYARBAKIR ÖRNEĞİ)

İLETİŞİM BECERİLERİ. DOÇ. Dr. Bahar Baştuğ

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Eleştirilere Yanıt Verirken Yazarlardan Beklentiler. Prof. Dr. Necla TÜLEK Klimik Dergisi Editör Yardımcısı

MEDYA VE KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR TEZLİ, TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ GÜZ DÖNEMİ (I. YARIYIL)

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Veri Toplama Teknikleri

Çağdaş Siyaset Kuramları (KAM 401) Ders Detayları

TÜRK KULAK BURUN BOĞAZ VE

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. İleri Araştırma Yöntemleri MES

MUSUL OPERASYONU VE SONRASI: RISKLER, BEKLENTILER, ÖNGÖRÜLER TOPLANTISI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.9, EKİM 2016

İletişim Kuramı. Umut Al BBY 166, 22 Şubat 2018

TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKIYE-AB İŞBIRLIĞI

Öğretim planındaki AKTS Kitle iletişimi ve Kültür

Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) 2 4 ZORUNLU YOK TÜRKÇE

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KURALLARI

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Medya Metin Yazarlığı (PR 427) Ders Detayları

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

A N A L İ Z. 7 Haziran dan 1 Kasım a Seçim Beyannameleri: Metin Analizi. Furkan BEŞEL

idealonline Elektronik veri tabanı tanıtımı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

ALAN ARAŞTIRMASI İÇEREN ÇALIŞMALAR TAM METİN YAZIM FORMATI

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) 3 5 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

KURUMSAL REKLAMIN ANLATTIKLARI. Prof. Dr. Müge ELDEN Araş. Gör. Sinem YEYGEL

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ

Assan Alüminyum, Türkiye deki İşçi Hakları Endişeleri ile ilgili Şikayetler Hakkında PAYDAŞ DEĞERLENDİRMESİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

Ders Kodu Dersin Adı Yarıyıl Teori Uygulama Lab Kredisi AKTS COM 503 Medya ve İletişim Kuramları

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri için Matematik Öğretimi

Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Proje Önerisi Sunumu

Haberi okumak ve yazmak aslında ne demektir?

DOKTORA TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KLAVUZU

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

ARAŞTIRMA SÜRECİNİN ADIMLARI. LİTERATÜR TARAMA PROBLEMİN TANIMLANMASI Prof.Dr.Besti Üstün

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Transkript:

Sayı 25 Yaz-Güz 2007

G. Ü. İ. F. adına sahibi Prof. Dr. Kadri Yamaç Sorumlu yazı işleri müdürü Prof. Dr. Korkmaz Alemdar Editör Prof. Dr. İrfan Erdoğan Yardımcı editörler Doç. Dr. Bilal Arık Yrd Doç. Dr. Gökhan Atılgan Yayın kurulu Prof. Dr. Levent Kılıç Prof. Dr. Ümit Atabek Prof. Dr. Konca Yumlu Doç. Dr. Hamza Çakır Prof. Dr. Merih Zıllıoğlu Prof. Dr. Yüksel Akkaya Prof. Dr. Nazife Güngör Prof. Dr. Hülya Yengin Prof. Dr. Raşit Kaya Doç. Dr. Ayhan Selçuk Prof. Dr. Bayram Kaya Prof. Dr. Dan Schiller Prof. Dr. Vincent Mosco Prof. Dr. Stuart Ewen Prof. Dr. Douglas Kellner Gazi Üniversitesi Gazi Üniversitesi Anadolu Üniversitesi Akdeniz Üniversitesi Ege üniversitesi Erciyes Üniversitesi Galatasaray Üniversitesi Gazi Üniversitesi Gazi Üniversitesi Kocaeli üniversitesi ODTÜ Selçuk Üniversitesi Manas Üniversitesi, Kırgızistan University of Illinois, USA Queen s University, Canada CUNY, USA UCLA, USA Kapak ve sayfa tasarımı İrfan Erdoğan ISSN: 1302-146x Copyright Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi. Tüm hakları saklıdır Yayın ve türü: Yılda iki kez basılan hakemli, yaygın, süreli bir dergidir. Yönetim merkezi ve adresi: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi, 06510 Emek, Ankara Tel: 90 312 212 6495 Fax: 0 312 212 1832 e-mail: iletisimdergisi@gazi.edu.tr Yayın tarihi: 15 Şubat 2008 Basım yeri: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Basımevi, Emek, Ankara.

Dergi Politikası 1983 yılından beri İletişim başlığıyla çıkan İletişim Dergisi iletişim kuram ve araştırmalarına odaklanan bir sosyal bilimler dergisidir. Dergi farklı kuramsal yaklaşımlara ve inceleme yönelimlerine açık bir karaktere sahiptir; Türkiye ve dünyada iletişim konularının akademik tartışması için bir forum oluşturur; iletişim alanında kuramsal ve yöntem bilimsel olarak zengin bilgi kazanımı ve gelişmesine katkıda bulunarak toplumsal bağlamda faydalı bilginin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Journal s Policy The Journal of Communication Theory and Research, launched in 1983 and formerly published under the title Communication, is a social science journal focusing on theory and research on communication. The journal is dedicated to present competing theoretical approaches and study orientations; to develop a forum for the scholarly discussion of communication issues in Turkey and around the world in order to further the field; to expand the frontiers of knowledge by contributing to the literature on communication; to perform its role in the development of theoretically and methodologically enriched multidisciplinary body of knowledge on communication. Makale Sunumu Makale göndermek isteyenler kesinlikle web sayfasındaki makale ve diğer yazıları sunma koşullarını okumalıdır. Makalenin bir kopyası PC word formatında hazırlanmalı ve iletisimdergisi@gazi.edu.tr adresine bir niyet mektubuna eklenerek gönderilmelidir. Editör makaleyi okuduktan sonra ya değerlendirmeleri için iki hakeme gönderir ya da değişiklik önerileriyle yazara geri yollar. Yazar, isterse yaptığı değişikliklerle makaleyi göndererek süreci yeniden başlatabilir. Makalenin formatı kesinlikle Dergi nin belirlediği kurallara uymalıdır. Fazla bilgi için derginin web sayfasına ve son sayılarından birine bakınız. Submissions Manuscripts submitted for publication consideration should be sent in digital form. Digital copy of a manuscript and inquiries of an editorial nature should be e-mailed (iletisimdergisi@ gazi.edu.tr). Please insure that the digital version of the submission is virus-free and created in PC Word format, not Macintosh. The digital copy should be double-spaced, and titles, text, references and formatting should follow the style guidelines of the journal.

Editörün notu Bu sayıda altı makale sunuldu. İlk makalede Tuba Duruoğlu günümüzde hemen her ülkede sürekli gündemde olan terör konusuyla ilgili önemli bir yanı ele almaktadır: Medyada terörün sunumunun karakteri. Bu amaçla 11 Eylül olayının sunumunu ideoloji etkeni bağlamında incelemektedir. Terörün, sadece fiziksel yok etme ve kendi vücudunu bile bu amaçla feda etme ile gelen "kanlı şiddet" faaliyetine indirgendiği ve bu indirgemeyi sürekli destekleyen ve normal bir insanın anlamakta zorluk çektiği "suçsuz ve sorumlu olmayan insanların" hayatlarını kaybetmesine neden olan olayların sergilendiği bir dünyada yaşıyoruz. Tuba Duruoğlu nun bu makalesi bize haberciliğin toplumsal sorumluluk (ve sorumsuzluk) bağlamında ne denli ciddi bir pratik olduğunu göstermektedir. İkinci makale "meşrulaştırılmış örgütlü terörün" bir başka biçimini ele almaktadır: Bir ülkenin "demokrasinin inşası" bahanesiyle işgal edilmesi. Gül Keçelioğlu Zorcu ABD-Irak a savaşında Hürriyet teki sunumun karakterini incelemektedir. Makalenin önemi, Hürriyet gibi popüler karakterde olan ve geniş kitleler tarafından okunan bir gazetede insanlara sunulanın içeriksel doğasının irdelenmesinde yatmaktadır. Üçüncü makale bir başka tür egemenliğin kurulması ve sürdürülmesi ile ilgili olan önemli bir konuyu incelemektedir: Makalede, Kemal İnal Türkiye de toplumbilim kitaplarında iletişim konusuna yer verilmesiyle ilgili genel bir inceleme yapmaktadır. İncelemede, sosyoloji yapıtlarında iletişimin ele alınışının az olduğunu fakat giderek arttığını görmekteyiz. Aynı zamanda, sosyoloji kitaplarıyla ilgili olarak verilen bilgilere bakıldığında, Amerikan sosyolojisinin, farkında olarak veya olmayarak, baştan beri egemenliğinin olduğu görülmektedir. Yaygınlaşan bu egemenlikle birlikte, doğal olarak Amerikan türü iletişim anlayışının bu kitaplarda da temsili artacaktır. Makale ilk kez böyle bir temel bilgi vermesi bakımından önem taşımaktadır. Dördüncü makalede Mehmet Cem Baykal Türkiye'de özellikle 1990 dan beri frekansları gasp eden ve artan bir şekilde sorumsuzca yayın yapan yayın endüstrisinin "toplumsal kontrolü" sorununu ele almaktadır. Makalede yayın ilkelerinin ihlâli ile yaptırım uygulamasında ortaya çıkan sorunlar, özellikle yasal yapılanma ve bu yapılanmanın uygulanması sorunları bağlamında incelenmektedir. Gerçi makale oldukça iyimser beklentiler ve öneriler ile gelmektedir, fakat sadece kendi çıkarlarına karşı sorumluluk hisseden güçlerin

kontrolünün ne denli zor ve kontrol olasılığının ne denli az olduğunu, bu makaleyi okuduktan sonra çok daha iyi anlayacağız. Beşinci makalede Ruhdan Uzun, kalıcılığını sürdüren ve giderek daha da ciddi soruna dönüşen bir konu üzerinde duruyor: İletişim fakültelerinde kontenjan ve mezunların istihdam sorunu. Makale bu bağlamda bize bazı önemli nicel verilere dayanan bilgiler vermektedir. Son makalede, Şemsettin Küzeci Irak medyası hakkında hem temel bilgileri veriyor hem de Irak daki medya pratikleri ve öldürülen iletişim profesyonelleriyle ilgili olarak bizi aydınlatıyor. Geçen sayının Forum bölümünde kapitalist sistemi incelikle savunan ve bu savunuyu yaparken cehaleti yeniden-üreterek ve insanları birbirine düşürerek baskıcı bir sistemi eleştiren, bu eleştiri nedeniyle, içlerinden, çok az da olsa bazıları bölücü ve hatta vatan haini olarak suçlanan ve iletişim alanında önemli yeri olan birkaç akademisyenin, yüzeyde bilinen fakat çoğu kişi tarafından okunmadığını tahmin ettiğimiz yazılarından alıntılar sunuldu. Bu yazılar 1950 öncesi yazılmış klasik metinlerdi. Bu sayıda Forum bölümü tarihsel ve diyalektik materyalist yaklaşımda doğru bilinmesini düşündüğümüz insan, toplum ve iletişimle ilgili önemli bilgilere verildi. Bunu yaparken Karl Marx ın anlayışı temel alındı. Okumak ve anlamaya çalışmak zevk olmaktan çıktığında ve okuma parasal fayda getiren pratik iş içinde değerlendirildiğinde, ne yazık ki, insan insan olma karakterini biraz daha yitirmektedir. Bu yitiriliş, bilgiçlik taslayan cehaletin bilinçli olarak yaygınlaştırıldığı 21. yüzyılda giderek artmaktadır. Buna bir de, öznel çıkarı için tüm insanlık değerlerini, iyi olan her şeyi çiğnemeye hazır olan, sadece alan ve kullanan, ve almadığı ve kullanmadığı zaman kolayca atan, en küçük bir vefa ve dostluk duygusu taşımayan insan tipinin yaygınlaşması eklenince, durum daha da vahimleşmektedir. Daha iyi bir dünya için demek gittikçe zorlaşıyor. Radyo spikerleri iyi kazançlar, bol kazançlar temennileriyle kapatıyor programlarını Kazanma anlayışının dayandığı temel, insanlığın dayandığı temelin de göstergesidir. Tüfek icat olduğu için mertlik bozulmadı. Bozulan mertlik tüfeğe gereksinim duydu ve tüfek icat edildi. Televizyonun durumu, izleyici böyle istediği için değil, izleyici böyle istiyor diyenlerden dolayıdır. İrfan Erdoğan

Sayı 25 Yaz-Güz 2007 MAKALELER Tuba Duruoğlu Haber yapmada ideoloji etkeni: 11 Eylül olayı üzerine bir inceleme... 1 Gül Keçelioğlu Zorcu Hürriyet in Irak Savaşı'nda tarafların orduları hakkındaki görsel sunumu... 43 Kemal İnal Türkiye de toplumbilim kitaplarında iletişime verilen yer... 57 Kemal Cem Baykal Radyo ve televizyonda yayın ilkelerinin ihlâli ile yaptırım uygulaması sorunları... 85 Ruhdan Uzun İstihdam sorunu bağlamında Türkiye de iletişim eğitimi ve öğrenci yerleştirme... 117 Şemsettin Küzeci Irak'ta kitle iletişimi: 2003-2007... 135

FORUM Forum hakkında... 149 İrfan Erdoğan Temel Bilgiler: Eleştirel yaklaşımlarda iletişim anlayışı... 153 Bilim, insan ve iletişim... 153 Maddi hayatın üretimi... 157 Düşünselin üretimi: ideoloji ve kültür... 166 Materyal ve düşünsel ilişkisi: kurulan yanlış bağlar... 192 Karl Marx İnsan, toplum ve iletişim... 199 İnsan ve toplum... 199 Materyalin üretimi... 200 Düşünsel ve üretimi... 209 Materyal ve düşünsel üretim bağı... 216 İletişim... 219 Basın özgürlüğü ve sansür... 229 Yöntem sorunu... 257 Garnham, Murdock, Grossberg, Carey, Hardt, Meehan Siyasal ekonomi ve kültürel incelemeler çatışması... 267 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ RTÜK: Türkiye de İzleyici ve Dinleyici Ölçümleri... 281

İletişim kuram ve araştırma dergisi Sayı 25 Yaz-Güz 2007, s.1-42 Makale Haber yapmada ideoloji etkeni: 11 Eylül olayı üzerine bir inceleme Tuba Duruoğlu 1 Öz: Bu çalışmada 11 Eylül 2001 tarihinde ABD de Dünya Ticaret merkezi ve Pentagon binasına yapılan uçak saldırıları örnek olay olarak seçilmiş ve bu olayın Türk basınında nasıl haber yapıldığı incelenmiştir. Bunun için ideolojileri birbirinden farklı olduğu bilinen iki gazete seçilmiştir: Egemen basından Hürriyet ve İslamcı basından Akit. Bu gazetelerin, olaydan sonra iki aylık süre içinde (12 Eylül-12 Kasım), olayla ilgili yaptığı tüm baş sayfa haberlerinin başlıkları, içerikleri ve haberde görüşlerine yer verilen kişilerin/kurumların iletileri, gazetelerin olaya ilişkin bakış açılarını ölçebilmek amacıyla öncelikle ilişki testine tabi tutulmuştur. Sonuçta gazetelerin ideolojisi ile 11 Eylül terör olayını haber yapmadaki tutumları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Gazete haberlerinin başlıklarından, içeriklerinde ve haberlerde görüşlerine yer verilen kişilerin/kurumların iletilerinden örnekler verilmiştir. Nicel ve nitel bu bulgular aracılığıyla; Hürriyet 11 Eylül terör olayı haberlerini ABD yi ve politikalarını destekler bir tutumla hazırladığı, Akit ise aksi bir tutumla ABD ye ve politikalarına karşı haberler yaptığı bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Terörizm, gazeteler, 11 Eylül, ideoloji Ideology factor in news-making: A study on the October 11 event Abstract: This article studied the ideology factor in the news. The September 11 problem was chosen as a case study to determine the coverage differences between Hürriyet and Akit. All of the first page news of these newspapers during the two months period after the September 11th were selected for investigation. Three hypotheses were tested. Newspaper headlines, main text and the sources of information were analyzed Findings supported all three hypotheses: there are significant differences between the newspapers. It was found that Hürriyet mostly support the USA, whereas, Akit are mostly against the USA. Keywords: terrorism, newspapers, ideology, Semtember 11. 1 Yüksek lisans mezunu, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi. e-posta: tbdrgl78@yahoo.com

2 Tuba Duruoğlu GİRİŞ Kitleleri etkileyip yönlendirmede işlevsel araçlardan en eskisi yazılı basındır. Gazete ile gerçek basitçe yeniden üretilmez, belli amaçlara uygun bir biçimde yeniden inşa edilir. Gerçeğin inşası, gerçek olana ilişkin temsilin içinde oluştuğu dilsel pratikler dolayımı ile taşınır ve üretilir. Bu süreç, seçme ve sunma, yapılandırma ve biçimlendirme işlemlerinin bütününü içine alır. Gazetede haber inşasıyla biçimlendirilen içerik, aynı zamanda, profesyonel ideolojilerin paketlenmiş karakterini taşır. İdeoloji, farklı insan gruplarının kendi pratiklerini tecrübe ettikleri, bu pratiklere belli türde bir anlam verdikleri, açıklamalar getirdikleri ve belli bir imgesel tutunum kazandırmak için düşünceleri kullandıkları gerçekliği şifreleyen düşünsel yapıyı anlatır (Hall, akt. Küçük, 1999b:208; Veron, akt. Dursun, 2001:79). Bu bağlamda ideoloji, toplumsal açıdan önemli belirli bir grubun ya da sınıfın içinde bulunduğu duruma ve hayat deneyimlerini simgeleyen fikirlere karşılık gelir ve 'dünya görüşü' kavramına yakınlaşır. Buradan da şöyle bir tanıma varılabilir: İdeoloji, çıkar çatışması durumlarında toplumsal grupların çıkarlarının meşrulaştırılması ve desteklenmesi sürecindeki söylemsel bir mücadele alanıdır (Thompson, Eagleton, akt. Dursun, 2001). Gazeteler kapitalist sermayenin egemen olduğu yönetimsel bir egemenliğin sürdürüldüğü mücadele alanıdır. Gazete dahil, tüm günlük yaşamda ideolojinin anlam üretmek için işlendiği temel ortam dil pratiğidir: Dil anlamın üretildiği araçtır. Dil pratik bilinçtir; bilinç gibi, sadece gereksinimlerle, zorunluluklarla ve öteki insanlarla ilişkilerle gelişir (Marx ve Engels, 1846: 15, 20, akt. Erdoğan ve Alemdar, 2005). Dolayısıyla dil, (Hackett in belirttiği gibi 1997:44) söylemsel olmayan nesnelerin dünyasına doğrudan atıfta bulunabilen tarafsız bir aktarım aracı değil, fakat yapılandıran, gerçekliği kuran bir araçtır. Tüm söylem süreçleri ideolojik sınıf ilişkilerinden kaynaklanırlar (Pecheux, akt. Dursun, 2001:49; Said, 1994). Gazetecilikte, profesyonel pratiklerin ideolojisi ve bu ideolojinin içinden geçerek kendini anlattığı dili, egemenlik ve mücadelenin belli zaman ve yerdeki koşulunu yansıtır. Bu yansıtma, özellikle 11 Eylül gibi ciddi bir olayda oldukça belirgin olacaktır. Bu makale, gazetelerin 11 Eylül olayının haber inşasını inceleme konusu olarak ele aldı. Basın üzerine çalışmak, içeriğin inşasını ve anlamsal yükünü incelemeyi gerektirmektedir, çünkü anlam kendi kendine oluşmaz, amaçlı olarak inşa edilir. Basın, bağımsız bir gözlemci değildir, aksine aktif bir seçme ve sunma,

11 Eylül ün sunumu 3 yapılandırma ve biçimlendirmeyle gelen bir anlam pratiği, anlam üretimi yapar. Veron un belirttiği gibi (Dursun, 2001), medya anlamlandırma failidir. Mesaj, ideolojik yapılanışı bazında analiz edilmelidir. Basınla ilgili içerikte toplumsal etki/sonuç bağlamında sorunlar varsa, araştırılması gereken, izleyicinin alımlama biçimi değil, içeriğin yükünün karakteridir. Alımlamanın karakteri ne olursa olsun, bu durum, basının içeriğinin yükünü ve basını haklı çıkarmaz ve sorumluluktan arındırmaz. Örneğin, bir çocuk pornosu üreten sektör, tüketicinin/izleyicinin tercihleri ve arzu ettiği şekilde alınmaması varsayımına dayanarak aklanamaz. Çocukların pornoda kullanılmasının nedenini izleyici taleplerine ve anlamlandırmasına indirgemek, gerçeği saptırmakta ve sorumlu tutulması gereken tarafı serbest pazar ilkesini de sunarak sorumluluktan arındırmaktadır. Basının son zamanlarda üzerinde durduğu konulardan biri de terörizmdir. Özellikle 11 Eylül 2001 olayından sonra, Dünyada ve Türkiye de terörizm güncelliği azalmayan konulardan biri olmuştur. Çünkü tarihin her döneminde toplumlarda ve toplumlar arasında çeşitli karakterdeki şiddet olayları olmuştur ve olmaktadır. Terörizmde, faaliyetin öznesi olan teröristin amacı, eylemin kendisinden çok eylemin yaratacağı psikolojik etkiyle bağıntılıdır. Bu etki de eylemin ne kadar yaygın bir şekilde duyurulduğuna, yayıldığına bağlıdır. Bu noktada basın dahil, diğer iletişim medyasının önemi ortaya çıkmaktadır. Basın, her olayı olduğu gibi, terör konusunu da işlerken, belirli bir ideolojiye ve çıkar yapısına uygun inşa ile gelir. Bu da çoğu kez o ülkede egemen olan devlet ideolojisidir. Fakat, basının tavır ve tutumları, kullandığı söylem, olayı nasıl ele aldığı ve okuyucuya ne şekilde aktardığı terör haberlerinde de farklılaşmaktadır. 11 Eylül olayı, ABD nin ekonomi merkezi, savunma merkezi ve siyasi merkezinin bir defada hedef alındığı son yılların en önemli terör olayı olarak tarihe damgasını vurmuştur. Söz konusu merkezler meşrebi ne olursa olsun herkes tarafından ABD nin dünya egemenliğinin başlıca sembolleri sayıldığı için buralara indirilen bir darbenin; durumu, konumu, düşünüşü ne olursa olsun her topluluğu hatta bireyi farklı yönlerden de olsa belli yoğunluk ve derinlikte etkilememesi mümkün görülmemektedir. Ancak dünyada yaşayan tüm insanların bir görüş üzerinde hemfikir olması ve olaya aynı bakış açısından bakması mümkün değildir. Bunu Chomsky (2002a:18, 25); olaydan sonra Amerikan medyasındaki bakış açılarının ortak olmadığını, halkın içinde farklı görüşleri benimseyen kesimler olduğunu, bu yüzden karşıt görüşlerin belirmesinin uzun sürmediğini ve bunların ilk olarak büyük medya

4 Tuba Duruoğlu organlarında dillendirilmeye başlandığını; öte yandan, zaten tarihte hiçbir dönemde de medyada herhangi bir konuyla ilgili olarak homojen düşüncelerin bulunamayacağını ve bunun pek çok örneğinin olduğunu anlatarak dile getirmektedir. Benzer şekilde Türkiye de de olay ile ilgili olarak pek çok farklı bakış açısını temsil eden görüşün yazılı basın içinde yer almış olmaması mümkün değildir. Bu makalede, 11 Eylül olayından sonra yazılı basın aracılığıyla kamuoyuna yansıtılan farklı bakış açılarının, Türkiye boyutunda incelenmesi gerektiği fikriyle yola çıkılmıştır. Araştırmadaki amaç hangi görüşün ne kadar doğru ve geçerli olduğunu bulmak değil, Türk yazılı basınında 11 Eylül terör olayı haberlerini çözümleyerek, farklılıkları ve farklılıkların ideolojik karakterini incelemektir. Bu amaçla, makale 11 Eylül 2001 tarihinde meydana gelen, dünyanın stratejik, ticari ve askeri en büyük güçlerinden birinin çok büyük darbe aldığı, en geniş kapsamlı ve yankı uyandıran örneklerden biri olan terör olayının, biri egemen diğeri ise İslamcı iki farklı ideolojik yönelime sahip gazetede haber olarak inşasının ideolojik yapısını belirlemek ve böylece iki gazetenin haber yapma politikalarına ilişkin çıkarımlarda bulunmak için tasarlandı. Tasarımın temel kuramsal varsayımına göre, haberin gazetede kodlanmış (paketlenmiş) biçimiyle gazetenin ideolojik yönelimi arasında bir bağ vardır. Bu kuramsal varsayımdan tezin temel araştırma sorusu çıkarılmıştır: Farklı ideolojik yönelimlere sahip iki gazetenin 11 Eylül terör olayı ile ilgili haberleri arasında nasıl bir farklılık vardır? Makalenin diğer amaçları, basının bilgileri yönlendirme, temsil etme ve anlamlandırmada nasıl bir yol izlediği ve izlenen yollardaki farklılıklarla ilgilenen akademisyenlere yeni bilgi sağlamak; bu konuda süregelen ve yapılacak olan yeni tartışmalara ve araştırmalara kaynak olmak ve ışık tutmak; basında nesnellik tezinin geçersizliğine bir örnek inceleme sunmak; birikmiş bilgiye katkıda bulunmaktır. Bu makalenin konusuyla ilgili kaynak taraması sonucu 11 Eylül terör eyleminin basında yansıtılmasının doğasını ele alıp irdeleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Fakat terör ve terör haberleriyle ilgili niceliksel veya niteliksel pek çok çalışma yapıldığı görülmüştür. Niteliksel çalışmalar genellikle tanımlayıcı çalışmalar olup terörün ve özellikle uluslararası terörün kavramsal-betimsel açıklamalarına yönelmiştir. Aynı zamanda, Türkiye nin çok uzun yıllar boyunca maruz kaldığı bu sorun araştırmalarla da desteklenmiş, ülkedeki terör örgütleri, yapılan eylemler ve alınan tedbirler belirlenip ortaya koyulmuştur. Bu çalışmaların sonucunda terörün oluşmasına

11 Eylül ün sunumu 5 engel olabilecek faktörler belirtilmiş, mücadelede hangi tedbirlerin alınması gerektiğine ilişkin öneriler getirilmiş, terörün bir toplumu bütünüyle etkisi altına aldığı öne sürülerek önlenmesi için siyasi, askeri ve polisiye tedbirlerin bir arada alınması gerektiği üzerinde durulmuş ve uluslararası iş birliğine gidilmesi önerilmiştir. Söz konusu araştırmalar, teorik ve niteliksel araştırmalardır; sayısal veriler vardır, fakat hangi yılda, hangi terör örgütünün, kaç terör olayı gerçekleştirdiğini gösteren frekans dağılımlarından öte gitmemektedir. Dolayısıyla bu incelemeler çalışmayla konu olarak benzer ancak yöntem olarak oldukça farklı çalışmalardır (Ak, 1995; Dilmaç, 1996; Tüzen, 1995). Bu bağlamda, ikinci grup incelemeler, terör ve kitle iletişim araçlarının ilişkisini kuran araştırmalardır. Bu araştırmaların nitel olanları terörün kitle iletişim araçlarındaki sunumlarına bakmakta ve nasıl hazırlanması gerektiğine ilişkin normatif çözümler sunmaktadır. İlk grup araştırmalarda görüldüğü gibi, bu araştırmalarda da önce terörün kavramsal-betimsel tanımlaması yapılmış, ardından Türkiye de terörün görünümü ve kitle iletişim araçlarına yansıması ele alınmıştır. Araştırmacıların bulgularına göre, kitle iletişim araçlarının, terörizm haberlerini yayımlaması açısından çok ciddi görev ve yükümlülükleri bulunmaktadır: Medya terörizmi önleyici olmalıdır, bu çok hassas konuda bilinçli yöntemler kullanılmalı ve hatta yeni yöntem ve ölçüler geliştirilmelidir. Medya organları doğru ve rasyonel kullanılmalı, terör haberlerinin sunumu için birtakım kurallar, yasal düzenlemeler ve denetlemeler getirilmelidir (Avşar, 1991; Karakaya, 1998; Korkmaz, 1997; Koru, 2002; Özbek, 2002). Görüldüğü gibi bu çalışmalar terörün kitle iletişim araçlarında nasıl iletilmesi gerektiğine ilişkin normatif kurallar öne sürmüş ve bu kurallar dahilinde sunum yapıldığında basının tarafsız olabileceği sonucuna varılmıştır. Ancak bu makalede böyle bir varsayımın olasılığı yok sayılmış, araştırma, basının hiçbir koşulda tarafsız olamayacağına ilişkin kuramsal temel üzerine inşa edilmiştir. Bu da kuramsal bağlam açısından söz konusu araştırmalardan uzaklığa işaret etmektedir. Öte yandan yöntem farklılıkları da bu çalışmayı onlardan ayırmaktadır. Üçüncü tür araştırmalarda hem terör, hem basın ve hem de içerik çözümlemesi yönteminin üçünü de içeren nicel verilerle desteklenmiş çalışmalar vardır ve bunların sayısı oldukça azdır. Örneğin, Demircan ın (1998) çalışmasında Medyanın Siyasi İçerikli Terör Karşısındaki Tutumu başlığı altında Hürriyet, Cumhuriyet ve Türkiye nin PKK haberlerini sunumu ele alınmış, bu gazetelerin söz konusu haberleri iletirken farklı ve yanlı

6 Tuba Duruoğlu tutumlar sergiledikleri, gazetecilerin terörist eylemleri bilerek ya da bilmeden ya terörist örgüte hayranlık uyandıracak şekilde ya da devlete düşmanlık duygusu yaratacak şekilde sundukları bulunmuştur. Benzer şekilde, Fidan ın (1995) çalışmasında, 1990-1991 yılları arasında en yüksek tirajlı beş gazetenin (Sabah, Türkiye, Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet) terör haberlerine ilişkin tutumları ele alınmış ve araştırma sonucunda gazeteler arasında bazı söylem farklılıkları ile birlikte; örneğin örgüt isimleri verilerek propaganda yapılması, güvenlik güçlerinin ve askeri birliklerin başarısına yeterli oranlarda yer verilmemesi veya istemeden, örgütün mücadele edilmeyecek kadar güçlü olduğu havası yaratılması gibi tutumlarla basının terör haberlerinin sunumunda haber ölçülerinin dışına çıktığı bulunmuştur. Hürriyet, Cumhuriyet ve Türkiye nin başyazarlarının 1983-1997 yılları arasında yazdıkları terör içerikli yazıların çok boyutlu içerik çözümlemesini konu alan araştırmada ise, yazarlar ve gündemleri arasında anlamlı farklılaşma olup olmadığına bakılmış ve ele aldıkları konular, bakış açıları ve ortaya koydukları çözüm önerileri bakımından anlamlı farklılıklar bulunmuştur (Gündüz,1995). Bu çalışmalar da hem örnek olay bağlamında, hem seçilen gazeteler bağlamında hem ulaşılan sonuçlar bağlamında ve hem de ideolojik farkı tam anlamıyla vurgulamaması açısından bu araştırmadan farklılaşmaktadır. Dördüncü tür araştırmalarda ise, yazılı basında herhangi bir olayın içerik çözümlemesi yapılmıştır (Aydın, 1999; Baştürk, 1999; Çöllü, 1999; Demirdelen, 2000; Keleş, 1997; Tek, 1991; Yıldırım, 1995; Yiğit, 1996). Bu türde, 12 Eylül Askeri Müdahalesi, çevre imajı, öğretmen sorunları, Kardak Krizi, Gümrük Birliği süreci, laiklik, işçi ve memur eylemleri, bireysel şiddet, özelleştirme ve benzeri pek çok konu üzerinde çalışıldığı görülmektedir. Bu araştırmalarda örneklem, genellikle günlük altı gazeteden bir kaçıyla oluşturulmuştur. Bunlar Hürriyet, Milliyet, Sabah, Cumhuriyet, Türkiye ve Zaman dır. Bu gazeteler farklı ticari gruplara ait olmaları, farklı ideolojileri benimsemeleri ve tirajlarının ülke çapında yüksek olmaları nedeniyle seçildi. Genellikle söz konusu çalışmalardan çıkan sonuç liberal popüler basın, demokratik sol basın ve muhafazakar sağ basının aynı olaylara ilişkin olarak haberi yayımlamada farklılıklar gösterdiklerine yöneliktir. Liberal popüler basın toplumdaki iktidar odaklarının varolan hegemonyacı söylemlerini dolayımlamakta ve kendisi bizzat egemen ideolojinin gönderim çerçevelerini üretmektedir. Liberal ve popüler olmayan özellikler gösteren basının ise, örnek olayların niteliğine göre, bu olayları ideolojilerine uygun

11 Eylül ün sunumu 7 hale getirdikten sonra, ya olumlayıcı bir biçimde yahut da karşıt tutumlar sergileyerek ilettikleri ya da dışarıda bırakarak hiçbir önem atfetmedikleri veya küçük haberler yaparak az önem atfettikleri bulunmuştur. Çalışmaların bir ortak özelliği de düzene karşı, adı geçen gazetelere nazaran daha radikal bir söylem kullanan gazetelerden hiçbirini örneklem olarak almamalarıdır. Bu bağlamda söz konusu çalışmalardan dışında, sadece iki araştırmaya rastlanmaktadır; o da Ergün ün (1995) Radikal Sol ve Radikal İslamcı İdeolojilerde Düzen Karşıtı Söylem ve Erdem in (1998) İslamcı Basında Milli Selamet Partisi (1974-1977) Milli Gazete, Örnek Olayı başlıklı içerik çözümlemesi çalışmalarıdır. Söz konusu araştırmalarla, bu çalışma arasında kuram ve yöntem açısından benzerlikler görülmüştür. Ancak bu makalede, bütüncül olarak tüm bunlardan farklı bir yol izlenmiştir. Tüm bu çalışmalar, 11 Eylül terör olayı ile ilgili bu araştırmanın genel sınırlarının ve kuramsal çerçevesinin çizilmesine ve teori ve yöntem kısımlarının geliştirilmesine yardımcı olmuş ve araştırmaya örnek teşkil etmiştir. Ancak hiçbirisi liberal ve İslamcı basının tekil bir terör olayını nasıl haber yaptığının incelenmesini ve hem nicel hem nitel çözümlemeler aracılığıyla bunların karşılaştırılmasını konu almamıştır. Bu anlamda, bu araştırma, daha öncekilerin kuramsal ve yöntemsel eksikliklerini tamamlayarak, son yılların hatta kimilerine göre son yüzyılın en önemli olaylarından birini konu alan ilk çalışma olması, olayın içeriğiyle ilgili olarak İslamcı ve egemen söylemi kullanan iki basın kurumunu karşılaştırması ve haber öğeleri ve gazetelerin ideolojileri arasındaki ilişkiyi hem istatistik ilişki testiyle ve hem de haberlerden örnekler sunarak çok yönlü bir çözümlemeye gitmesi açılarından önem taşımaktadır. Hipotezler Makalenin yukarıda sunulan kuramsal çerçevesinden hareket ederek şu temel varsayım çıkarılmıştır: Basın kuruluşları, eğer farklı ideolojik yönelimlere sahiplerse, bu farklılık haber içeriğinde de yansıtılacaktır. Bu temel varsayıma göre, İslami ideolojiyi benimseyen Akit ve liberal ideolojiyi temsil eden Hürriyet, diğer haberlerde olduğu gibi 11 Eylül terör olayını da haber yaparken temsil ettikleri görüş ve düşüncelerden bağımsız olmayacaktır. Dolayısıyla, 11 Eylül terör olayının haberini yapmada benimsedikleri farklı ideolojiler nedeniyle, Hürriyet ve Akit in haber içerikleri arasında farklılık olacaktır. Bu temel varsayımdan, ideolojik içerikle ilgili birbirine bağlı üç ayrı varsayım belirlenmiş ve bu varsayımlara bağlı üç hipotez oluşturulmuştur:

8 Tuba Duruoğlu 1. Gazete haberlerinde ilk ideolojik yükleme ve yönlendirme başlıkla yapılır. Alt ve üst başlık ile, bir olayla ilgili haberin ana konusu belirlenir ve okuyucuya ilk anda genel bir perspektif verilmeye çalışılır (Dağlı, 1995). Dolayısıyla, eğer iki gazetenin haber sunumları arasında bir fark varsa, bu ilk olarak 11 Eylül terör olayı ile ilgili yapılmış olan haberlerin başlığında görülecektir. Bu kuramsal beklentiye bağlı olarak ilk hipotez belirlenmiştir: Hürriyet te 11 Eylül terör olayı ile ilgili haberlerin başlıkları ABD nin ve politikalarını destekleyici yönde olurken, Akit tekiler çoğunlukla ABD nin ve politikalarının karşısında olacaktır. 2. Haber metinlerindeki farklılığın çıkarılabileceğinin düşünüldüğü ikinci yer, başlık dışında haberi oluşturan paragraf, cümle ve kelimelerle biçimlendirilen metinin içeriksel doğasıdır. Çünkü haberde her kelime, cümle ve paragraf inşa edilen bir gerçeğin bütünleşik parçalarıdır (Erdoğan, 2007). Dolayısıyla iki gazetenin haber sunumları arasındaki fark 11 Eylül terör olayı ile ilgili yapılmış olan haberlerin, başlık dışında sunulan metin içi anlatımlarında da görülecektir. Bu kuramsal gerekçeden aşağıdaki ikinci hipotez çıkarılmıştır: Hürriyet te, 11 Eylül terör olayı ile ilgili haberlerin içeriğinin doğası çoğunlukla ABD nin ve politikalarının yanında olmayı yansıtırken, Akit te 11 Eylül terör olayı ile ilgili haberlerin içeriği çoğunlukla ABD nin ve politikalarının karşısında olmayı yansıtacaktır. 3. Profesyonel ideolojilerle gelen üretim pratiği, haberi oluşturmada seçilen (ve dışarıda bırakılan) kaynaklar ve bu kaynakların kullanımında da rutinleşmiş tercihler sergiler. Dolayısıyla, çıkar yapılarının belirlediği ve bu yapıları destekleyen gazetecilik pratiklerinde haber kaynağının (dolayısıyla, kaynağın sunduğu içeriğin) seçimi ve kullanımı da amaçlı olacaktır. Bunun anlamı gazeteciler bazı kişi ve kurumların görüşlerini haberlerine dahil ederken, diğer bazılarını haber dışı bırakacaktır. Bunun mümkün olmadığı durumda ise, aynı kaynağı kullandığı halde, içerik seçimiyle ve haberi biçimlendirme yoluyla arzu ettiği içerik biçimlendirmesini yapacaktır. Dolayısıyla, Hürriyet te, 11 Eylül terör olayı ile ilgili görüşlerine yer verilen kişilerin/kurumların söylemlerinin ideolojik içeriği Akit te farklı olacaktır. Bu tercihli kaynak kullanma ve içerik doldurma yöneliminden de üçüncü hipotez çıkarılmıştır: Hürriyet te 11 Eylül terör olayı ile ilgili haberde kaynak olarak kullanılan kişiler ve bu kişilerden elde edilen iletilerin içerikleri çoğunlukla ABD nin ve politikalarının yanında olurken, Akit te çoğunlukla ABD nin ve politikalarının karşısında olacaktır.

11 Eylül ün sunumu 9 YÖNTEM Nitel ve nicel veriler toplayan ve değerlendiren bu araştırmada, Türk basını içinde yer alan tüm gazeteler değil, sadece tasarımda belirtilen iki farklı yönelimdeki gazete, Hürriyet ve Akit, tipik örnek olarak alınıp incelendi. Hürriyet in siyasi alanda devletçi, ekonomide ise liberalizmden yana bir yayın politikası izlediği çoğunlukla kabul edilmektedir. Örneğin geçmişte Türk- Yunan gerginliği, Güneydoğu sorunu gibi konularda haber politikasını devletin çıkarları doğrultusunda oluşturmuşken, devletin ekonomi alanındaki girişimlerine karşı çıkmış, haberlerini serbest piyasa ekonomisinin gereklilikleri doğrultusunda biçimlendirmiştir (bkz. Ülgü, 1998:67). Akit ise, bu çalışma bağlamında, İslami ideolojinin yayın organı olarak ele alınmaktadır. Türkiye de büyük medya grupları dışında en etkili basın organları İslami günlük gazetelerdir. Gerekli verileri toplamak için, 11 Eylül terör olayının gerçekleştiği günden hemen sonra söz konusu iki gazetenin, olayı iki ay boyunca (12 Eylül 2001-11 Kasım 2001) ilk sayfada verdiği tüm haberleri araştırma kapsamına alınmıştır. 11 Eylül 2001 tarihinden sonra süreç içerisinde söz konusu haber, manşetten sürmanşete düşmüş, sürmanşetten ise olayın günden güne önemini yitirdiğinin göstergesi olan küçük başlıklarla iletilir hale gelmiş ve zamanla olay, haber değerini yitirdiğinden gazeteciliğin rutin kuralı gereği habere ilk sayfadan yer verilmemeye başlanmıştır. Bu iki aylık sürede seçilen her iki gazetenin tüm sayılarının sadece ilk sayfa haberleri inceleme için kullanılmıştır. İki gazetenin 12 Eylül gününden itibaren gelişen olayları okuyucularına ilk sayfa haberiyle duyurdukları günlerin araştırma kapsamına alınmasının nedeni, ilk sayfanın (vitrin sayfasının), mesajın vurgulu bir şekilde ifade edildiği, haberin büyük ölçüde özetinin çıkarıldığı, en önemli yönlerinin ön plana çıkarıldığı ve okuyucunun en fazla dikkatinin çekildiği yer olduğundandır. Dolayısıyla bu şekilde oluşturulan bir örneklemin iki gazetenin ideolojilerini haber sunumunda belirlemek açısından, araştırmanın amacı doğrultusunda yeterli belge gereksinimini karşıladığı düşünülmüştür. Verilerin analizi iki aşamada gerçekleştirilmiştir: Nitel ve nicel. Birinci aşamada kategoriler belirlenmiş ve kodlanmış, seçilen haberler söz konusu kategorilere; hazırlanan soru yönergesine (kodlama cetveli) kodlanmak koşuluyla uygulanmış, elde edilen sayısal bilgiler bilgisayar ortamına aktarılmış, verilerin frekansları dağılımları belirlenmiş ve gerektiğinde

10 Tuba Duruoğlu istatistik ilişki testine (chi square) tabi tutulmuştur. Sonuçlar değerlendirilmiş ve böylece haber içeriklerinin nicel çözümlemesi tamamlanmıştır. İkinci aşamada ise haberlerdeki ideolojik farklılığı ortaya çıkardığı düşünülen ifadelerden (başlıklar, cümleler, kelimeler, paragraflar ve bunlar içindeki benzetme, sıfat, deyim, atasözü vs.) her kategori için ayrı ayrı örnekler verilerek, haber içeriklerinin nitel çözümlemesi yapılmış ve ilk aşamada bulunan nicel veriler bu aşamadaki nitel sonuçlarla desteklenmiştir. Bu aşamada, ilk temel analiz birimi olarak haber başlığı seçilmiştir. İkinci ana birim olarak da metin alınmıştır. Başlık ile ilgili çözümlemede tek bir birim yerine, kelime biriminden hareket edilerek kullanılan kelimeler bağıyla kurulan anlam bütünlüğüne bakılmıştır. Haber içeriğiyle ilgili çözümlemede ise, tam tersi bir süreç izlenmiştir: Birim olarak haberin tümü ele alınmış ve paragraflara, paragraflardan cümleler ve cümlelerden kelimelere doğru giden bir çözümleme süreci izlenmiştir. Çözümlemelerin yapılabilmesi için, ilk olarak yukarıda da belirtildiği gibi kategoriler belirlenmiştir. Kategoride dörtlü ölçek kullanılmıştır. Bir başlık ve haber metni içeriği, örneğin ABD nin güç gösterisi, ABD ve politikalarını övme, ona destek verme, acıma, yönlendirme, haksızlığa uğratılma, onaylama, dostluk ve benzeri tutumlarla açık olarak ABD ye ve onun politikalarına ilişkin anlam ve mesaj bakımından olumlu öğeler atfedilerek sunulmuşsa o başlık, ABD nin ve politikalarının yanında kategorisi içine yerleştirildi. Bir başlık ve haber metni içeriği, örneğin, aşağılama, küçük düşürme, hakaret, alay etme, suçlama, düşmanlık besleme, onaylamama gibi ABD ye ve onun politikalarına ilişkin anlam ve mesaj bakımından olumsuz öğeleri içeriyorsa, bu ABD nin ve politikalarının karşısında kategorisi içine kondu. Açıkça olumlu veya olumsuz anlam ve mesaj içermeyen, bir yargı veya değerlendirme taşımayan başlıklar ve metinler Nötr kategorisi içine kondu. Bazı başlıklar ise Belirsiz kategorisi içine yerleştirilmiştir. Bu kategoride, başlıkta anlam ve mesaj bakımından hem olumlu hem de olumsuz öğelerin bir arada bulunduğu, başlığın iki yönelimden hangisine girebileceğinin ilk bakışta değil de, ancak haberin geri kalanının okumasından sonra anlaşılabileceği durumlar belirtilmektedir. Haberde görüşlerine yer verilen kişilerin/kurumların söyledikleri de aynı kategori altında ele alınmıştır. Örneklem dahilinde ve sadece 11 Eylül terör olayı ile doğrudan ilgili olan görüşler yukarıda açıklaması yapılmış olan kategori ve ölçeklere uygulanarak, gazetelerin 11 Eylül terör olayı ile ilgili görüşlerine yer verdiği kişilerin /kurumların tutumları niceliksel verilerle ifade

11 Eylül ün sunumu 11 edilmeye çalışılmıştır. Nicel verilerle ifade edilen görüşlerden her biri için ayrı ayrı örnekler verilerek, bulunan niceliksel veriler nitel örneklerle desteklenmiş, böylece yukarıda sunulan gerekçeler nedeniyle gazetenin kendi ideolojisinden kaynaklanan yönelimi de belirlenmiş ve gazeteler arası karşılaştırmayla fark belirtilmiştir. BULGULAR VE TARTIŞMA Başlık inşasıyla ilgili bulgular Bulgulara göre, her iki gazete sundukları başlıkların yönelimi bağlamında p= 0.001 seviyesinde birbirinden anlamlı farka sahiptir (Tablo 1). Dolayısıyla, bu bulgu makalenin ilk hipotezini desteklemektedir: Hürriyet in 11 Eylül terör olayı ile ilgili haberlerinin başlıklarındaki yönelim, gazetenin ideolojisine uygun bir şekilde, büyük çoğunlukla ABD nin ve politikalarının yanında olduğunu göstermektedir. Akit in başlıklarında ise, yine gazetenin ideolojisine uygun bir şekilde, büyük çoğunlukla ABD nin ve politikalarının karşısında olduğu görülmektedir. Tablo1. Hürriyet ve Akit in haber başlıklarının yönelime göre dağılımı ABD nin ve politikalarının yanında ABD nin ve politikalarının karşısında 146 8 Hürriyet % 76.4 % 4.1 1 176 Akit % 0.5 % 88.9 Chi square= 300.989 df= 3 p= 0.001 c= 0.66 Belirsiz Nötr Toplam 5 % 2.7 2 % 1.0 32 % 16.8 19 % 9.6 191 % 100 198 % 100 İncelenen gazetelerde, Hürriyet te toplam 191, Akit te ise toplam 198 haber başlığı tespit edilmiştir. Hürriyet in 191 haber başlığından 146 sında (%76.4) yönelim, ABD nin ve politikalarının yanında olma biçimindedir. 32 başlıkta (%16.8) nötr inşa varken, sadece 8 başlık (% 4.1) ABD nin ve politikalarının karşısındadır; 5 başlık ise (%2.7) belirsizdir. Akit ise, 198 haber başlığından 176 sı (%88.9) ABD nin ve politikalarının karşısında yer almaktadır. Başlıkların 19 u (%9.6) nötr, 2 si (%1.0) belirsiz ve 1 i (%0.5) ABD yi ve politikalarını desteklemektedir.

12 Tuba Duruoğlu İçerik inşasıyla ilgili bulgular Bulgular, 11 Eylül terör olayı ile ilgili haberlerinde, Hürriyet in çoğunlukla ABD nin ve politikalarının yanında olacağını ve Akit in ise çoğunlukla ABD nin ve politikalarının karşısında yer alacağını belirten hipotezi (ikinci hipotez) doğrulamıştır (Tablo 2). Hürriyet in incelenen 189 haberinden 151 i, yani toplam haber sayısının %76.4 ü ABD nin ve politikalarını desteklemektedir. 24 haber (%12.7) nötr özellik gösterirken, 10 haber (%5.3) her iki tutumu da içermektedir. 4 haber ise (%2.1) ABD nin ve politikalarının karşısındadır. Akit te ise, 192 haberden 175 i (%91.1) ABD nin ve politikalarının karşısındadır; haberlerin 17 si (%8.9) nötr özellik gösterirken, ABD nin ve politikalarının yanında olan ve her iki tutumu da içeren habere rastlanmamıştır. Tablo 2. Hürriyet ve Akit in haber içeriklerinin yönelime göre dağılımı ABD nin ve politikalarının yanında ABD nin ve politikalarının karşısında Her iki tutumu da içeriyor Nötr Toplam Hürriyet 151 %79.9 Akit 0 %0 4 %2.1 175 %91.1 10 %5.3 0 %0 24 %12.7 17 %8.9 189 %100 192 %100 Chi square= 325.549 df= 3 p= 0.001 c= 0.68 Hürriyet ve Akit in 12 Eylül 2001-12 Kasım 2001 tarihleri arasındaki ilk sayfa haberlerinin başlık ve içeriklerindeki farklılıklara bakıldığında, haberlerin belli konular altında toplandığı görülmektedir. İçerik incelenmesinde, gazetelerin sıklıkla 6 ortak konu üzerine haber yaptığı bulunmuştur: 1. Olayın suçluları Hürriyet te bu haberler de kendi aralarında üç gruba ayrılmıştır: Suçluların kimliklerine, kişisel özelliklerine ve olay ile ilgilerine ilişkin bilgiler veren haberler; suçluların yapmayı planladıkları başka eylemlerle ilgili haberler ve Ladin in zor durumda olduğunu vurgulayan haberler. Aşağıda bu sınıflandırmalara giren haberlerden ayrı ayrı örnekler verilmiştir,

11 Eylül ün sunumu 13 böylelikle gazetenin ABD nin ve politikalarının yanında bir haber sunum politikası izlediği nitel örneklerle açıklanmıştır. Suçluların kimliklerine, kişisel özelliklerine ve olay ile ilişkin bilgiler veren haberlere bakıldığında, gazetenin olayı haber yaptığı ilk günden itibaren hiçbir haberinde suçlunun Ladin dışında bir isim olabileceği ihtimaline yer vermediği, ilk günden itibaren Ladin ve örgütünü kesin bir dille suçlu ilan ettiği görülmektedir. Olayın ilk günü "Tüm şüpheler Ladin e yöneldi başlığıyla iletilen haberde Ladin, ABD nin baş düşmanı Suudi terörist olarak nitelendirilmiş, üç hafta önce Büyük sürprizler yaşayacaksınız diyerek ABD yi vuracağını söylediği belirtilmiş, Ladin in sözleri suçlu ilan edilmesine gerekçe olarak sunulmuştur. Yani bu sözler, gazete tarafından saldırıyı onun düzenlediğine ilişkin şüphelerin yersiz olmadığına bir kanıt olarak kullanılmıştır. Asıl olarak gazetenin bu konudaki haberlerine bakıldığında genellikle, Amerika da devlet ve medya aracılığıyla suçlu olarak duyurulan kişilerin haberlere konu yapıldığı görülmektedir. Amerikalıların suçlularla ilgili her türlü şüphelerine ve bulgularına ilişkin tüm açıklamaları kabul edilerek gazetede yayınlanmış, bu şekilde Amerika daki eğilimlerin ciddiye alındığı gösterilmiş, ABD nin haklılığı desteklenmiş ve her yeni haberle bu haklılık pekiştirilmiştir. Suçlularla ilgili haberlerin pek çoğunda tümü Arap kökenli bir takım kişilerin isimleri verilerek Ladin ve olay ile bağlantıları vurgulanmış, böylece suçlulukları doğrulanmıştır. Örneğin 13 Eylül tarihinde gazetenin manşeti İlk ipuçları Boston da şeklindedir. Alt başlıkta ABD nin tarihinin en büyük terörü nü yaşatanlardan beşinin izini bulduğu belirtilmektedir. Haber içeriğine bakıldığında FBI nın kulelere dalış yapan kişiler olduklarından şüphelendiği Ladin ile bağlantılı 5 Arap ın kimliklerini belirlediği, 2 Arap öğrencinin ise arandığı bilgilerinin verildiği görülmektir. İşte Caniler sürmanşeti ise 14 Eylül tarihli gazeteye aittir. Altta, El Şeyhi gibi isimlerin verildiği haberde bu insanlar için cani, korsan, New York Kamikazesi, Kamikaze pilot gibi ifadeler kullanılmış ve diğer örneklerde de olduğu gibi kesin bir dille suçlu oldukları belirtilmiştir. Yine 16 Eylül de Ziyad Jarrah, 26 Eylül de İşte Ladin in celladı başlıklı sürmanşet haberde Eymen Zevahiri gibi isimler olayın sorumluları ilan edilmiştir. Bu arada Ladin ve Atta nın isimleri de yapılan haberlerde sık sık verilmiştir (19 Eylül, 20 Eylül, 21 Eylül, 29-30 Eylül, 2 Ekim, 6 Ekim, 10 Ekim, 17 Ekim). Haber başlıklarına bakıldığında bu isimlerin kesin bir dille terörist ilan edildikleri görülmektedir. Teröristin Türk sevgilisi manşeti (16 Eylül), Baş terörist İstanbul da sürmanşeti (20

14 Tuba Duruoğlu Eylül), Teröristin vasiyeti (30 Eylül), First-class teröristler (18 Eylül), Teröristin son gece klavuzu sürmanşeti (29 Eylül) örnek başlıklardır. Haber içeriklerinde ise bu kişiler için terörist dışında pek çok suçlayıcı ifade kullanılmıştır. Örneğin ABD yi kana bulayan terör eyleminin bir numaralı ismi, Ladin in sağ kolu, El Kaide örgütünün başlıca isimleri, terörün beyni, Ladin in halefi, kanlı eylemlerin sorumlusu, ABD yi kana boğan terör olayına imzası atanlar gibi ifadeler bunlar arasında yer almaktadır. Haberlerde yaş, eğitim durumu, ırk vurgulanmış birinin Türk sevgilisi olduğu, birinin vasiyetinin bulunduğu, eylemi yaparken öleceklerini bilmedikleri, uçaklara first-class biletlerle bindikleri, eylemi yapmak için talimat kılavuzu hazırladıkları, saldırıdan önce New York a gittikleri ve saldırı planlarını son kez gözden geçirdikleri gibi konular işlenmiş böylece bu isimlerin suçlulukları, kanıtlar gösterilerek vurgulanmış, kesin olarak kabul edilmiştir. Suçluların yapmayı planladıkları başka eylemler olduğuna ilişkin haberler de yine Ladin ve örgütünün olayın sorumlusu olduğunu destekleyen haberlerdir. Gazeteye göre, Ladin in örgütüyle bağlantılı kişiler Batılı ülkelere zarar vermek amacıyla daha önce de saldırı planları yapmışlar ancak yakalandıkları için başarılı olamamışlardır. Bu saldırı planları da, 11 Eylül olayını gerçekleştirenlerin Ladin bağlantılı olduğuna bir kanıt olarak sunulmuştur. 27 Eylül tarihli Bush u vuracaktı başlıklı haber, Ladin in ölüm timine baskın (28 Eylül) başlıklı haber ve Milano daki katliam planı başlıklı haber (15 Ekim) gazetenin sürmanşetten duyurduğu ve bu tür haberlere örnek teşkil eden haberlerdir. Bunlarda örgüt üyelerinin, önemli ABD hedefleriyle Avrupa Parlamentosu ve NATO merkezini hedefleyen planlarının ele geçirildiği belirtilmektedir. Bunu yapabilmek için kamikaze dalışı ve siyanürlü toplu imha yöntemleri kullanacakları bildirilmiştir. Ancak haberlere göre tüm planlar uygulanamadan ortaya çıkarılmıştır. Haberlerde, yakalanan kişiler için Ladin in ölüm timi, Avrupa yı cehenneme çevirmeyi planlayan Ladin in cellatları, Ladin in Avrupa yı kana bulamak için örgütlediği hücreler, Ladin in militanları gibi içinde yoğun suçlayıcılık öğeleri barındıran ifadeler kullanılarak Ladin ile bağlantıları vurgulanmış, hem Ladin hem de söz konusu kişiler terörist olarak nitelendirilmiştir. Gazetenin suçlularla ilgili son grup haberleri ise Ladin in zor durumda olduğunu vurgulayan haberlerdir. Bunlarda Ladin in suçlu olduğu için kaçtığı, yakalanmaktan korktuğu, istenmeyen adam olduğu ve hasta olduğu duyurularak suçluluğu desteklenmiş, güçsüzlüğü ifade edilmiştir. 4 karısıyla

11 Eylül ün sunumu 15 kaçtı (18 Eylül) başlıklı sürmanşet haberde Ladin asrın terörün bir numaralı sorumlusu olarak tanımlanmış, Afganistan ın kendini yargılama kararı alacağını düşündüğü için ailesi ile birlikte dağlık kesimdeki in ine çekildiği iddia edilmiştir. Haberde Ladin in yakalanmaktan korkarak kaçtığı vurgusu yapılmaktadır. 21 Eylül tarihli haberde ise Ladin, Abdullah Öcalan a benzetilerek terörist olduğu bir kez daha yinelenmiş, aynı zamanda küçümsenmiş ve aşağılanmıştır. Haber Afganistan ın Ladin i ülkeyi terketmesi için uyarması üzerine yapılmıştır. Ülke Ladin i artık istememektedir. Çünkü Amerika nın savaş açmasından korktuğu iddia edilmektedir. Gazete bu iddiasını zoru gören Mollalar ifadesiyle anlatmaktadır. Dolayısıyla haberde aynı zamanda Afganistan ın ABD den korktuğu belirtilerek ülke küçümsenmiş böylece ABD nin gücü dolaylı olarak vurgulanmıştır. Apo ya döndü sürmanşetiyle duyurulan haberde gazete Ladin i istenmeyen adam olarak sunmuş, hiçbir ülkenin onu istemediğini belirtmiş ve bu durumuyla pek çok ülkeden kovulduktan sonra Kenya da yakalanan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan a benzetmiştir. Haberde Ladin in açıkça köşeye sıkıştığı, pek yakında Apo gibi yakalanacağı dolaylı olarak vurgulanmış, Apo yla ilişkilendirilerek de terörist olduğu bir kez daha açıkça belirtilmiştir. 11 Ekim tarihli haberde ise Ladin in böbrek ve karaciğer yetmezliği çektiği ve diyaliz makinesiyle dolaştığı iletilmektedir. Burada da Ladin in sağlık sorunları vurgulanarak güçsüzlüğü ve zor durumda olduğu yinelenmiştir. Suçlulara ilişkin Akit in yaptığı haberlere bakıldığında ise gazetenin iki ay boyunca Hürriyet in aksine ne Ladin ve örgütünün suçlu olduğunu ne de 11 Eylül saldırılarının bir terör olayı olduğunu kabul ettiği görülmüştür. Gazete Ladin in suçluluğuna inanmadığını suçlularla ilgili olarak yaptığı dört grup haberle ortaya koymuştur: Bizzat Ladin in açıklamalarına yer vererek, başkalarını suçlu ilan ederek, suçlular ile ilgili kanıtları yalanlayarak ve de Amerikalı ya da Amerika yı destekleyen kişilerin suçluların Ladin ve örgütü olduğuna ilişkin kuşkularına yer vererek. 13 Eylül, 17 Eylül ve 29 Eylül tarihli haberlerde Ladin in suçsuz olduğuna ilişkin açıklamaları yer almaktadır. Bunlarda Ladin, saldırıyı kendisinin gerçekleştirmediğini, saldırı hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, Afganistan da yaşadığını ve Afganistan lideri Molla Ömer in bu tür eylemlere izin vermediğini, bunu yapanların kendi çıkarları için yaptığını, Müslüman olarak yalan söyleyemeyeceğini, suçsuz kadın, çocuk ve erkeklerin öldürülmesini desteklemediğini belirtmekte ve açıklamalarının hepsinde

16 Tuba Duruoğlu suçsuzluğunu yinelemektedir. Gazetenin de bu açıklamaları ayrıntılı olarak yayınlaması suçsuzluğun desteklendiğini vurgulamaktadır. Gazete Ladin in suçluluğunu kabul etmediğini ilk günden itibaren başkalarını suçlu ilan eden haberler yaparak da ortaya koymuştur. Bu tür haberlerde gazete kendine göre geçerli kanıtlar sunmuş ve böylece okuyucularını esas suçlunun başkaları olduğuna dolayısıyla da ABD nin büyük bir hata yaptığına inandırmaya çalıştığı görülmüştür. Örneğin 12 Eylül günü saldırının Japon Kızıl Ordu örgütü tarafından üstlenildiği, sebebinin ise Hiroşima ve Nagazaki nin intikamını almak olarak açıklandığı belirtilmiştir. 18 Eylül de İşte Şeytanlık başlığıyla verilen sürmanşet haberde ise suçluların Vietnam sendromu yaşayan 4 Amerikan askeri olduğu öne sürülmüştür. Haberde aynı zamanda ABD, Ladin i suçladığı için günlerdir dünyayı aldatmakla ve şeytanca bir planla Müslümanları hedef göstermekle suçlanmakta böylelikle Amerika nın Müslümanları sebepsiz yere suçladığı belirtilerek Ladin in suçluluğuna ilişkin inançlar çürütülmeye çalışılmaktadır. Başka suçluların arandığı bir diğer haber 19 Eylül tarihlidir. Haberde iki Yahudi örgütünün suçlular listesinde yer aldığı vurgulanarak dikkat bu örgütlere çekilmiştir. Şeytan Amerika da (28 Eylül) manşetiyle ve The Coup a gözaltı (30 Eylül) başlığıyla verilen haberlerde ise The Coup adlı Amerikalı satanist rap müzik grubu şüpheli ilan edilmiştir. Grubun şüpheli olmasının nedeni de, son albümlerinin baştan sona ölüm, cinayet, katliam teması işleyen müzik ile dolu olması, 11 Eylül olayını şarkıların sözleriyle aynen resmetmesi, coup kelimesinin İngilizce anlamının başarılı vuruş, darbe, hareket, hükümet darbesi, bir ülkenin yönetim düzeninde değişiklik yapmak için zora dayanarak yasadışı yapılan eylem olması ve grubun küreselleşme karşıtlarıyla yakın ilişkiler kurması olarak sunulmuştur. Sonraki günlerde grubun gözaltına alındığı haberi verilerek de bir önceki haberin yersiz olmadığı, grubun şüpheli olduğu dolayısıyla da Ladin in suçsuzluğu vurgulanmak istenmiştir. Bu haberlerde aynı zamanda Bush, bütün dikkatleri Afganistan üzerine toplayarak Amerikalıları suçluların bulunması konusunda tatmin etmeye çalışmakla suçlanmaktadır. ABD nin suçluyu kendi içinde araması gerektiği, suçlunun Afganistan olmadığı açık bir dille ifade edilmektedir. Yeterli kanıtların olduğu öne sürülerek dikkatlerin başka bir suçlu üzerine çekilmeye çalışıldığı bir diğer haber de İsrail de Şok manşetiyle 3 Ekim tarihinde sunulmaktadır. Bu sefer İsrail gizli servisi MOSSAD suçlu ilan edilmiştir. Gerekçeler ise şu şekilde belirtilmiştir: 11 Eylül saldırısından önce Bush un Filistin Devleti ni tanımaya