Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.

Benzer belgeler
PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

Hisar Intercontinental Hospital

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA)

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Tiroid nedir? BR.HLİ.058

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Anjiyografi Bilgilendirme Formu

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

SIK RASTLANAN HASTALIKLAR-1

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

AİLE PLANLAMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER HORMONAL YÖNTEMLER- 2. Yrd. Doç. Dr. İlknur M. GÖNENÇ

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Periodontoloji nedir?

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri;

KANSER NEDIR? TARAMA YÖNTEMLERI NELERDIR? BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ KANSER ŞUBE DR.AYŞE AKAN

Tiroid Bezi Hastalıkları (Guatr) Guatr, İç Guatr ve Dış Guatr Tanımları

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE

Kırık, Çıkık ve Burkulmalar

Diyabet ve diş-dişeti sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU

Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

Gebelik nasıl oluşur?

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir.

Ayberk Eskrim Kulübü - SEZON BAŞI YILLIK SAĞLIK ÖYKÜSÜ FORMU

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat

Sigaranın Vücudumuza Zararları

ORTODONTİ ANABİLİM DALI

Kan Kanserleri (Lösemiler)

ÖDEM NEDİR? Hazırlayan : FATMA OKUMUŞ

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü

Sperm Bozuklukları Sperm Testi: Sperm testi nasıl yapılır, gerekli koşullar nelerdir?

Horlama hastalığı umutsuz değil

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor.

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME

Hemoroid (Basur) Nedir?

Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz bir şekilde bölünüp çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü urlara denir.

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ GEÇİCİ KALP PİLİ TAKILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

Karaciğer vücudun en büyük organıdır. Vücudun birçok fonksiyonu karaciğer tarafından idare edilir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR


İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin.

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Diyabet ve göz sorunları

Endometriozis. (Çikolata kisti)

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

GEBELİK VE LOHUSALIK

HEPATİT TARAMA TESTLERİ

DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

CERRAHİ KONTRASEPSİYON

Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi

Kızınızın sağlığı için: HPV aşısıyla rahim ağzı kanserine* karşı önlem alın. * belli human papillom virüsleri neden olur

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

5) Çeşitli sebeplerle beyine giden oksijen miktarının azalmasıyla oluşan tabloya ne denir? A) Kusma B) Bayılma C) Kalp krizi D) Beyin felci

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

UÇAK YOLCULUĞUNUN 4 ÖNEMLİ RİSKİ, Hareket et, bol su iç, sakız çiğne

1.Cİ HAFTA MERHABA SAYIN OKURLARIM

KULLANMA TALİMATI. CASODEX film tablet 28 tablet içeren ambalajda sunulmaktadır.

HODGKIN DIŞI LENFOMA

Romatizma BR.HLİ.066

EK-5 MEMNUNİYET ANKETLERİ UYGULAMA REHBERİ. Hastane (Kamu, Üniversite ve Özel)

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var

Transkript:

Yıl 2 Sayı 5 ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR - Ücretsizdir - 2008/4 ISSN 1308-1810 Beni Türk hekimlerine emanet ediniz. Lütfen Randevu Alınız 1 315 55 45 (pbx)

2 Yıl 2 Sayı 5 ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR - Ücretsizdir - 2008/4 ISSN 1308-1810 Beni Türk hekimlerine emanet ediniz. Lütfen Randevu Alınız 315 55 45 (pbx) Yıl 2 Sayı 5 ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR - Ücretsizdir - 2008/4 İMTİYAZ SAHİBİ ÖZEL BÜYÜK ORTADOĞU TIP MERKEZİ adına Dr. Eyüp ÖZEREN GENEL YAYIN YÖNETMENİ Uğur C. SEVİM EDİTÖR Uz. Dr. Metin ÖZSOY YAZI İŞLERİ Aslı ÇALIŞKAN acaliskan@buyukortadogutip.com.tr YAYIN KURULU ÜYELERİ Op. Dr. Sadi KAYA Op. Dr. Süleyman GÖKDUMAN Prof. Dr. Metin ORHAN Doç. Dr. Mustafa ÖZTÜRK Doç. Dr. Mitat KOZ Doç. Dr. Mehmet İLERİ Prof. Dr. Mustafa ALTINBAŞ Prof. Dr. Derviş YILMAZ Dr. Mustafa KÖSE Uz. Dr. Ayşe YÜRÜMEZ Fatma KOÇAK Ahmet YILDIZ web: www.buyukortadogutip.com.tr Yazışma Adresi İvedik Caddesi No:338/A-B Yenimahalle/ANKARA Grafik Tasarım-Baskı NaviMedya 0312 446 04 61 Büyük Ortadoğunun Sesi Dergisi Basın ve Meslek İlkelerine Uyar. Kaynak Gösterilerek Alıntı Yapılabilir. Dergimizdeki yazı ve reklam içeriğinin sorumluluğu sahibine aittir. Bu konuda idare sorumlu tutulamaz. Gönderilen yazılar iade edilmez. İÇİNDEKİLER BAŞYAZI GÖREVLİ KADROMUZ RÖPORTAJ GENEL CERRAHİ AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI AMELİYATHANE KARDİYOLOJİ GÖZ HASTALIKLARI GÖĞÜS HASTALIKLARI GERİ DÖNÜŞÜM SERBEST KÖŞE ÇOCUK HASTALIKLARI KADIN HASTALIKLARI DAHİLİYE BULMACA LABORATUVAR BİZDEN HABERLER RENKLER 1 3 4 6 8 11 12 14 16 19 20 22 24 26 29 30 32 33

BAŞYAZI Amblemimiz Amblemimiz Amblemimiz Amblemimiz Amblemimiz Biz kainatta var oluşumuzun gereği olarak insanı sevgiyle kucaklamayı, gözyaşını dindirmeyi amaçladık. Bugün size Büyük Ortadoğu Tıp Merkezinin ambleminden söz etmek istiyorum. Hiç dikkat ettiniz mi? Kucaklayan bir insan ve bir damla gözyaşı. Nedir insan? Akıl ve düşünme yeteneği en gelişmiş olan canlıdır. Canlılar arasında en değerli varlık olarak yaratılmış olandır. Tüm kainat onun hizmetine sunulmuştur. Ona; araştırmak, anlamak, medeniyetler kurmak görevi verilmiştir. Bir anlamda evrenin merkezinde insan vardır. Görevini en iyi düzeyde yapması için ruh ve beden sağlığını korumak ve geliştirmekle de yükümlü kılınmıştır. Kucaklamak, hiç söz etmeden, sevgiyi, bağlılığı, anlatmaktır. Karşısındakine verdiği değeri ve önemi göstermektir. Etkisi gerçekleştiği süreden daha uzun süren özel bir davranıştır kucaklamak. Çocuğunuzu, annenizi, babanızı, kardeşinizi, eşinizi, sevdiğinizi, arkadaşınızı Hepsinde aynı güzel anlamlar yüklü. Onu seviyorsunuz, bağlısınız ve değer veriyorsunuz ona. Aynı etki karşılıklı tabii. Bir damla gözyaşı nedir gözyaşı? Gözyaşı bezlerinden göz pınarlarına süzülen sıvı. Nemlendirir gözü İltihaplanmasını önler. Sadece bu kadar mı? Başka anlamları da vardır gözyaşının. Bazen üzüntünün, bazen sevincin simgesidir gözyaşı. İç dünyamızın bir açıklıktan dışarı fırlamasıdır bazen. Eşsiz güzel gözlerden dökülen anlam yüklü birkaç damladır. Hüzündür; belki onulmaz dertlerdendir. Sevinçtir; dönmüştür, kurtulmuştur derdinden, başarı kazanmıştır mesleğinde, anne baba olmuştur, yansıtır sevinci gözlerinde. Sağlıcakla Kalın Dr. Eyüp ÖZEREN 1

TIP MERKEZİMİZİN KURULUŞUNDA KATKIDA BULUNANLAR ve ORTAKLARIMIZ Ekrem Tamer Hayrettin Esendemir Ekrem Aksoy Prof. Dr. Mustafa Altınbaş Prof. Dr. Metin Orhan Prof. Dr. Derviş Yılmaz Prof. Dr. Ali Kemal Özdemir Doç. Dr. Mustafa Öztürk Doç. Dr. Serdar Üşümez Doç. Dr. Ercan Cenk Doruk Doç. Dr. Mitat Koz Dr. Mustafa Ersöz Dr. Alaattin Keykubat Ortadoğu Ailesi olarak, 25 Yılı Aşkın Tecrübe Op. Dr. Süleyman Gökduman Uz. Dr. Nazım Ergün Op. Dr. Ömer Faruk Recep Uz. Dr. Metin Özsoy Doç. Dr. Metin Yıldırımkaya Dr. Tülay Demirtaş Dt. Deniz Aycan Ecz. H. Sadık Demirbaş Uğur C. Sevim Ali Rıza Koçak Filiz Çelik Hamide Öztürk Av. Emre Üşümez GÖREVLİ KADROMUZ Mesul Müdür: Uz. Dr. Ayşe Yürümez Genel Tababet: Dr. Eyüp Özeren Göğüs Cerrahi: Op. Dr. Sadi Kaya Gastroentroloji: Uz. Dr. Mehmet Ali Aksoy Dahiliye: Uz. Dr. Alper Ak Genel Cerrahi: Prof. Dr. Mehmet Kaya Çocuk Hastalıkları: Uz. Dr. Ayşe Yürümez Çocuk Hastalıkları: Uz. Dr. İsmail Dursun Kadın Hastalıkları: Op. Dr. Şükran Erdoğan Kadın Hastalıkları: Uz. Dr. Eda A. Özyiğit Kardiyoloji: Doç. Dr. Mehmet İleri Kardiyoloji: Uz. Dr. Ülgen Merdanoğlu Psikiyatri: Uz. Dr. Meral Güngör Psikiyatri: Uz. Dr. Şaziye K. Çevik Üroloji: Prof. Dr. Remzi Sağlam Üroloji: Uz. Dr. Hasret Topaç KBB: Op. Dr. Murat Yurduner Terzi KBB: Op. Dr. M. Aziz Sütbaş KBB: Op. Dr. Kürşat Murat Özcan Göz Hastalıkları: Op. Dr. Zeliha Ç. Hamurcu Göz Hastalıkları: Op. Dr. Fatih Ç. Gündoğan FTR: Uz. Dr. Canan Ağırlar FTR: Uz. Dr. Füsun Aytaç Anestezi Uzmanı: Uz. Dr. Ayşegül Demirci Mikrobiyoloji: Doç. Dr. Mehmet Yapar Radyoloji: Dr. Karabekir Ercan Acil Hekimi: Dr. Mustafa Köse Acil Hekimi: Dr. Hatice Taşyürek Acil Hekimi: Dr. Fatma Uzunkaya Acil Hekimi: Dr. Mehmet Nesim Aktaş Acil Hekimi: Dr. Mehmet Özdemir Acil Hekimi: Dr. Ercan Turgu Acil Hekimi: Dr. Ahmet Kılınç Diş Hekimi: Dt. Habibe Başayar Fizyoterapist: Pınar Kılıçdoğan Fizyoterapist: Melike Azapçı Fizyoterapist: Ece Kuşcu Başhemşire: Fatma Koçak Başhemşire Yrd.: Mine İskender Anestezi Teknisyeni: Suna Yıldırım Hemşire: Aynur Elmacıoğlu Hemşire: Elif Uğurlu Hemşire: Ayşegül Cure Hemşire: Ayten Gültekin Hemşire: Zeynep Lekesiz İşletme Müdürü: Ahmet Yıldız Muhasebe Müdürü: Murat Öztürk Mali Müşavir: Zekayi Karaca Muhasebe Müd. Yard.: Reyhan Ocak İşletme Müd. Yard.: Şerife Oruç 53

Kısa Özgeçmiş RÖPORTAJ 1946 yılında Çorum/Alaca da doğdu. İlköğrenimini Alaca da tamamladı. Sağlık astsubay okulunu İzmir de okudu. Jandarma birliklerinde görev yaptı. 3 çocuğunun ikisi baba mesleğini seçti. En küçük oğlu Ercüment KÖSE Jandarma komando teğmeni olarak Elazığ / Karakoçan da şehit oldu. 1993 yılında Jandarma Genel Komutanlığından emekli olan Hamit KÖSE 1999 yılında kurulan Şehit Aileleri Derneğinin kurucuları arasındadır ve şu anda genel başkanlığını yapmaktadır. Ankara da ikamet eden Hamit KÖSE evli ve 3 çocuk babasıdır. Şehit Aileleri Derneği Genel Başkanı ŞEHİTLER ÖLMEZ 1- Derneğiniz hangi tarihte ve hangi amaçla kurulmuştur? Kısaca derneğinizi tanıtır mısınız? Şehit aileleri derneği 1999 yılında şehit ailelerini bir çatı altında birleştirmek, yardımlaşmak, dayanışmayı sağlamak, yasal hak ve hukuklarını konusunda bilgilendirmek ve gücü nispetinde onların haklarını yasal zeminler çerçevesinde korumak amacıyla kurulmuştur. 2- Derneğinizin bugüne kadarki yapmış olduğu faaliyetleri hakkında ve bugünden sonra yapacağı faaliyetlerinden biraz bahseder misiniz? Kurulduğumuz günden bugüne kadar yetkili makamlarla yaptığımız görüşme neticesinde şehit ailelerine yönelik bazı iyileştirici yasalar çıkarılmıştır. Ancak şehit ailelerinin o kadar çok sıkıntıları vardır ki bu çıkan iyileştirici yasalar yeterli değildir. Derneğimiz ileriki yıllarda şehit ailelerinin huzura kavuşmaları ve hak ettikleri yasal hakların çıkması için takipçi olacaktır. 3- T.C. hükümetinin terörle mücadelesini nasıl buluyorsunuz? Bu mücadelede eksik gördüğünüz ve yapılmasını istediğiniz başka önerileriniz var mıdır? Kısaca anlatır mısınız? TC hükümetinin terörle ve teröristle yapmış olduğu haklı mücadelesini dernek olarak sonuna kadar destekliyoruz. Ancak bu mücadelenin yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Hükümetlerin terörizmi durdurmak için çıkartmış oldukları yasalar ve uygulamalar bize göre maalesef teröristleri cesaretlendirmiş, sempatizanlarını da terörist olmaya teşvik etmiştir. Terör olaylarının başladığı günden bu güne kadar her hükümet onları kazanma uğruna af çıkarmıştır. Pişmanlık yasası, eve dönüş yasası, topluma kazandırma yasası ve buna benzer her hükümet yasa çıkardı. Fakat terör olaylarının ardı arkası kesilmediğine ve her gün şehit verdiğimize göre bu tür yasaların çok da etkili olduğu söylenemez. Devletimiz şefkat elini uzatıyor ancak her seferinde boş dönüyor. Çünkü teröristler dışarıdan yönetilmekte ve bu ülkeyi parçalamak istemektedir. Dünya nın hiçbir ülkesinde teröriste karşı bizim kadar hoşgörülü bir ülke yoktur. Bizim önerimiz diğer ülkelerde olduğu gibi ülkeye ihanet eden başkaldıran en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. 64

4- Şehit ailelerinin problemleri ve bu konuda devletten bekledikleriniz nelerdir? Şehit ailelerinin problemleri çok çeşitlidir. Bu sorunlar burada saymakla bitmez. Bizim önerimiz şudur; vatan savunması için askerlik şubesinden sevk parasını alan her Türk genci terhis oluncaya kadar devlet garantisinde olmalı ve her ne sebeple olursa olsun yaralanma ve ölüm olaylarında sigorta kapsamında değerlendirilmeli ve aile mağdur edilmemelidir. Böyle bir düzenleme birçok aileyi mağduriyetten kurtaracaktır. Yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. 5- Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezinin faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz? Ayrıca Tıp Merkezinin çıkartmış olduğu yayınları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir öneriniz var mıdır? Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi nin faaliyetlerini yakından takip etmekteyiz. Derneğimize mensup birçok arkadaş Tıp Merkezinin sağlık hizmetinden yararlanmaktadır ve bize ilettikleri intibaları da oldukça iyidir. Böyle merkezlerin açılması ve halkın hizmetinde olması sağlığın problemlerini daha da aza indirecektir. Ayrıca Tıp Merkezinin çıkartmış olduğu Büyük Ortadoğu nun Sesi yayınları da oldukça etkili ve güzel mesajlar veren unsurlarla doludur. Özellikle engellilerin bizim gibi derneklerin seslerini duyurmak için göstermiş oldukları iyi niyetli çabaları da takdirle karşılıyoruz. Sonuç olarak son sayılarında derneğimizle yakından ilgilenmeleri bizleri memnun etmiştir. Yetkililere teşekkür etmeyi bir borç biliriz. 6- Şehit Aileleri Derneği adı altında kurulmuş birçok dernek mevcut olup, bu derneklerden birçoğunun bazı çevrelerce çıkar amaçlı olarak kullanıldıkları ve bundan gelir elde ettikleri kamuoyunca bilinmektedir. Bu sizlere rahatsızlık veriyor mu? Bu konuda yapılması gereken önlemler var mıdır? Açıklayabilir misiniz? Şehit aileleri derneği adı altında kurulmuş birçok dernek mevcuttur. Bu dernekler hem biz şehit ailelerinin onur ve gururu ile oynamaktalar hem de uğruna canlar feda ettiğimiz devletimizi küçük düşürmektedirler. Şehit ailelerine yardım adı altında faaliyette bulunan piyasadaki kişi ve derneklere baktığımızda şehit aileleri ile hiçbir ilgisi olmayan, bu yüce makamı kullanarak halkın duygularını istismar eden ve çıkar elde eden guruplar olduğunu görürüz. Bunları nefret ve şiddetle kınıyoruz. Derneğimiz bu kişi ve dernekler hakkında yetkili makamlara suç duyurusunda bulunmaktadır. Bizler bu işin takipçisiyiz. Devletimiz de amacına aykırı faaliyette bulunan bu tür dernek faaliyetlerinin bir an önce durdurulmasını sağlamalıdır. 775

Kısa Özgeçmiş 1974 de Hacettepe Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1974 1976 yılları arasında Kara Harp Okulu Baştabipliği yaptı. 1976-1981 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Fakültesinde Genel Cerrahi Asistanlığını tamamlayarak 1981 de Genel Cerrahi Uzmanı oldu. 1981 de aynı Fakültede Başasistanlık ve Yardımcı Doçentlik yaptı. 1984 1986 yılları arasında ABD nde Mississippi Üniversitesi Jackson da Organ Transplantasyonları konusunda çalıştı. 1986 1988 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Fakültesinde Yardımcı Doçentliğe tekrar döndü. 1988 de Üniversite doçenti, 1994 de aynı Fakültede Üniversite Profesörü oldu. Prof. Dr. Mehmet KAYA nın şimdiye kadar 260 yerli ve yabancı yayınları mevcuttur. Pratik Cerrahi adlı bir Texbook kitabı mevcuttur. 4. ciltte tıbbi ve felsefi konuları içeren Düşünceler adlı kitapları mevcuttur. Prof. Dr. Mehmet KAYA halen Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezinde Genel Cerrahi Uzmanı olarak çalışmaktadır. İngilizce bilmektedir. Anal bölgedeki toplardamarların genişlemesi ve şişmesi şeklinde kendilerini belli ederler. Hemoroid demek bir çeşit varis demektir anlamına da gelebilir. İnsanların %60 ında mevcuttur. En çokta erkeklerde olur. 1- Ailevi nedenler 2- Anal bölgedeki toplar damarların iltihaplanması, tıkanması, travmaya maruz kalmaları 3- Meslek (fazla ayakta durmak vs.) 4- Kabızlık 5- Toplardamar hastalıkları (Ayak ve bacaklarda varis vs.) 6- Beslenme ve endokrin bozukluklar 7- Gebelik 8- Kronikleşmiş kusma 9- Enfeksiyonlar 10- Siroz 11- Diğer bilinmeyen sebepler vs. 1- Dış Hemoroidler: Deri ile örtülmüşlerdir. Çabuk şişer ve morarırlar. Hissiyat ve duyu sinirleri aldıkları için fazla ağrı yaparlar. İltihaplanabilirler, fistülleşebilirler. 2- İç Hemoroidler: Bunlar içerde ve yanlarda deri altında olup, hissiyat sinirleri yoktur. Ağrı yapmazlar. 87 Tanımı Sebepleri Hemoroidlerin Çeşitleri HEMOROİDLER

Hemoroidlerde Klinik ve Tanı 1- Dış hemoroidler bakmakla kolay tanınırlar, iç hemoroidler ise tuşe veya anal muayenelerle tanınırlar. 2- Tam kanama olabilir (damlama şeklinde veya fışkırarak) 3- İleri derecede anal bölgede sarkma olabilir. 4- Kokulu anal akıntı olabilir 5- Anal bölgede kaşıntı olabilir. 6- Şiddetli yanma ve ağrı olabilir. 7- Anal bölgede kitleler, şişlikler, yırtıklar, anal deformasyonlar olabilir. Hemoroidlerde Tedavi 1- Tıbbi Tedavi Kabızlık önlenmeli Uygun diyet verilmeli Sıcak, ılık suya oturma banyoları tavsiye edilmeli ve yapılmalı Pomat merhemleri ve fitilleri reçete doğrultusunda kullanmalı 2- Cerrahi Tedavi Sık sık kanayan, dışarı çıkan, trombuse olan şiddetli ağrılara ve akıntılara sebep olan hemoroidlerde ameliyat yapılmalıdır. Hemoroid ameliyatı uzmanlarca yapılmalıdır. Aksi halde, başarılı olmadığı gibi, anal deformasyonlara ve anal yetmezliklere sebebiyet verilebilir. Hemoroid ameliyatlarının birçok cerrahi tekniği vardır. Cerrah en iyi bildiği ve başarılı olduğu tekniği uygulamalıdır. Toplumun erkek, kadın yarısından fazlasında hemoroidal şikayetlerin olmasına rağmen doktora gelmekte çekingenlik gösterilmektedir. Sebep ne olursa olsun doktor tarafından tedavi edilmeyen hemoroidler daha ciddi sonuçlara yol açabilir. 97

Kısa Özgeçmiş Protez herhangi bir sebeple kaybedilen bir organın canlı olmayan maddelerle telafisi ile uğraşan bilim ve sanat dalıdır. Çoğu organın protezi yapılabilir, bizim alanımızla ilgili olarak yapılan ve toplumda en yaygın olarak kullanılan protezler ise; diş protezleridir. Hareketli bölümlü protezler, diş eksikliklerinin sabit protezlerle telafi edilemeyeceği çok sayıda eksiklik olduğu durumlarda, tam protezler (halk arasında damak olarak bilinen) ise ağızda hiç diş olmadığı durumlarda yapılır. Tam protezin yapım amacını şöyle sayabiliriz: 1-Azalan çiğneme yeteneğini tekrar kazandırmak, 2-Bozulan estetik görünümü iade etmek, 3-Fonasyonu (konuşmayı) düzeltmek, çeşitli sesli ve sessiz harfler dudaklar ya da dilin dişlerle ilişkili belli pozisyonlarda bulunmasıyla oluşur. Mesela, f ve v seslerinin fonasyonuna mani olabilir. Kötü fonetik şikâyetler kısmı diş kayıplarında nadirdir. Genellikle çoklu diş kayıplarında oluşmaktadır. 4-Kalan dokuların diş eksikliği sebebiyle ortaya çıkan bozulmuş veya bozulacak bütünlüğü korumak ve tekrar sağlamak. 5-Yukarda saydığımız sebeplerle ve yine yukarda saydığımız amaçları karşılayarak sonuçta hastada görülecek olan organ eksikliğinden kaynaklanan psikolojik problemlere engel olmak. Protez yapılmazsa ne gibi sorunlara sebep olabilir? Kayıp dişin karşısında ki doğal dişte mevcut boşluğu doldurma eğilimi vardır. Bu çene kavsindeki uzak pozisyonlardaki diğer dişler arasındaki kontakt alanın açılmasıyla sonuçlanır dolayısıyla gıda birikimi ve plak oluşumuna yol açarak çürük riskinde ve periodontal yıkımda artışa neden olur. Eğer protez uygulanmadan uzun süre insanlar dişsiz kalırsa çiğneme, konuşma, estetik bozukluklara katlanmalarının yanında diğer sağlam dişler ve dokularda da ilave problemler ortaya çıkmaya başlar. Bu gibi durumları engellemek amacıyla, yapılacak bir bölümlü protez ile; 1-Altçene eklemi sorunları önlenecektir. 2-Kalan dişlerin eğilmesine ilerlemesine uzama ve rotasyonuna engel olunacaktır 3-Gıda tutunmasının kolaylaşması sebebiyle oluşacak periodontal hastalıklara engel olunacaktır. 10 1959 yılında Kırşehir-Mucur da doğdu. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun oldu. 1989 yılında Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalında doktorasını tamamlayan Ali Kemal ÖZDEMİR askerliği takiben bir süre serbest çalıştı. 1996 yılında Doçent, 2006 yılında Profesör olan ÖZ- DEMİR 1996 yılından beri Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalında çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Protez nedir? Neden Protez Yapılmalıdır? PROTEZ

4- Arka dişleri olmayan bu durumlarda eğer dişsizlik uzun süre devam ederse, hasta ön dişleri ile çiğneme yapacağı için ön dişler yelpaze gibi açılacaktır. 5-Kalan doğal dişlerin aşınmasına engel olunur. Azalan diş sayısı kalan dişlerin üzerine daha fazla yük gelmesine sebep olur. Bu da o dişlerin kısa zamanda kaybına sebep olur. Protez ne zaman yapılmalıdır? Bir kişide diş çekimlerinden sonra protez yapılacaksa; çekim yerlerinin normal anatomik ve fizyolojik durumuna gelebilmesi için 4-6 ay arası zaman gerekir. Ancak hiç kimse bu kadar süre dişsiz olmayı kabul edemediği için en azından 21 günlük bir sürenin sonunda yumuşak dokularda iyileşmeyi takiben protez yapılabilir. Son yıllarda sık olarak uygulama alanı bulan implant protezlerinde de implantın yerleşmesini takiben 4-6 aylık süre sonunda bir diş protezi yapmak mümkün olmaktadır. Diş çekiminden hemen sonra da protez yapılabilir mi? Diş çekiminden hemen sonra hastalara önceden yapılmış olan protez uygulanabilir. Acil (immediat) protez olarak isimlendirilen bu protezler daha çok mesleği gereği sosyal hayatı yoğun olan kişilere yapılması tercih edilmektedir. Görünüşüne önem veren kişilere de bu tür protez yapılabilir. Protez yapmadan önce hastalar proteze hazırlık olarak neler yapmalıdır? Dişleri tamamen çekilmiş hastanın protez yapımına başlamadan önce; Eğer önceden kullandığı bir protez de varsa bunu bir süre kullanmaması, bu sayede ağız dokularının sağlıklı hale daha kolay gelmesi istenir. Bu süre içinde; Ağız sık sık tuzlu su ile çalkalanmalı, Günde 3-4 kez yumuşak fırça ile ağız mukozasına masaj yapılmalı, Ağızda sıkıştırılmış hava ile üfleme, emme gibi solunum egzersizleri yapılması, Çekim yerlerindeki sivri kemik çıkıntıları üzerine işaret parmağıyla masaj yapmalıdır. Vitamin, mineral ve proteinden zengin bir rejim ile beslenmesi önerilir. Protez kullanacak olan hastanın ilk kullanımda ve daha sonra dikkat etmesi gereken durumlar nelerdir? Yapılan kontrollerden olumlu sonuçlar alınmışsa, hastaya protezi takılarak şu uyarılarda bulunulur. 1-Hasta protezini kullanmaya başladığı ilk günlerde çok sert ya da yapışkan gıdalarla beslenmemeli, yumuşak ve sulu gıdalarla beslenmeyi tercih etmelidir. 2-Hasta, çiğneme işlemini, küçük ve çift taraflı lokmalarla ve yavaş yavaş gerçekleştirmelidir. 3-Hasta, protezini kullanmaya başladığı ilk 1-2 gün içinde geceleri protezini çıkarmamalı daha sonraki günlerde dokular proteze adapte olduktan sonra, protezleri gece yatarken çıkarıp temiz bir kap içindeki suya koymalıdır. 4-Hasta, kullandığı protezinde rahatsız edici bölgeler varsa; bu bölgeleri hiçbir şekilde bıçak, eğe gibi kesici ve aşındırıcı aletlerle düzeltmeye çalışmamalıdır. 5-Hastaya protezini temiz tutması söylenmeli ve hasta motive edilmelidir. Yapılan çalışmalar protezler üzerinde biriken bakteri plağının etiyolojik ajan olarak protez stomatitislerine ve mantar enfeksiyonlarına yol açtığını göstermektedir. Bakteri plağının giderilmesi için en iyi yolun protezi fırçalamak olduğu bilinmektedir. Bir protez ne kadar kullanılmalıdır? Protezlerin ortalama kullanım ömrü 4-5 yıl kadardır. Ancak bu süre içinde protezin ve ağzın düzenli olarak (6ay, en fazla 1 sene) kontrol edilmesi gerekir. Bu sayede ortaya çıkabilecek bozuklukların önceden belirlenerek giderilmesi ve protezin daha uzun ömürlü olması sağlanabilir. 11

ZG Restoran Üstün hizmet anlay ve enfes lezzetleriyle Yemek Kültürünün de i en yüzü Dü ün Salonu ve Catering hizmeti ile alternatif tercihler için de en do ru adres. 12

AMELİYATHANE GENEL CERRAHİ» Hemoroid, Anal fissür» Sinüs Pilonidalis» İngunal, Epigasrik Fıtıklar» Deri - Derialtı Tümörlerin Eksizyonu AMELİYATHANE» Memeden Biopsi Alma» Tırnak Çekilmesi» Higroma Eksizyonları» Kist ve Lipom Ameliyatları KADIN HASTALIKLARI ve DOĞUM» Ön - Arka Onarım (Sarkma ameliyatları)» Anti İnkontinans Operasyonları (İdrar tutamayanlar için)» Mini Laparotomi ile Tubal Ligasyon (Tüplerin bağlanması)» Servikal Yara Dondurma - Yakma GÖZ» Katarakt (Fako)» Glakom (Göz tansiyonu)» Şaşılık» Göz Kapağında Kist» Piterjium» DSR (Gözyaşı kanalı) KULAK - BURUN - BOĞAZ» Tükürük Bezi» Geniz Eti ve Bademcik» Kulak Ameliyatları» Horlama Cerrahisi» Burun Ameliyatları ÜROLOJİ» Sünnet» Varikosel, Hidrosel» Sistoskopi» Üretra Darlığı» Epididim Kisti» Mesane Lökoplaki» Genital Siğil» Hipospadias» Mesane Boynu Rezeksiyonu» İnmemiş Testis, Vazektomi 13

Kısa Özgeçmiş 1977 yılında Zonguldak ta doğdu. İlköğretimi Zonguldak ta, liseyi Kırıkkale Anadolu Lisesi nde tamamladı. 2000 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nden (İngilizce) mezun oldu. 2005 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi nde uzmanlığını tamamladı. 2006 2008 yılları arasında Çubuk Devlet Hastanesi nde mecburi hizmetini tamamladı. Evli ve bir çocuk annesidir. Halen Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi nde Kardiyoloji Uzmanı olarak görev yapmaktadır. KORONER ANJİYOGRAFİ Koroner anjiyografi, koroner damarların (kalbi kanlandıran ve besleyen damarların) boyalı bir sıvı verilerek görünür hale getirilmesidir. Koroner anjiografi genel olarak kalp damar hastalığının tedavisi için daha fazla girişim yapılması düşünülen hastalara uygulanması gereken bir tanı yöntemidir. Bir başka deyişle koroner damar darlığı ve tıkanıklığı düşündüren bir göğüs ağrısı, yeni başlayan veya eskiden beri olan göğüs ağrısı, giderek şiddetlenen ve ilaçlara yanıt vermeyen, kalp krizi geçirme riski yüksek olan hastalara uygulanmalıdır. Hastanın koroner anjiografi sonucuna göre bir by-pass ameliyatı ya da balon-stent işlemi olabileceğini bilmesi ve kabullenmesi şarttır. Eğer hasta koroner anjio sonucuna göre gereğinde bir by-pass operasyonu ya da balon işlemi olmayı baştan kabul etmiyor ise koroner anjiografi işleminin hiç bir anlamı ve yararı yoktur. Bu şekilde kalp damarlarında darlık ya da tam tıkanma olup olmadığı saptanır. Koroner anjiyografi, kateter laboratuvarında gerçekleştirilir. Bu bölümde gerek hastanın, gerek çalışanların zarar görmeyeceği şekilde önlemler alınmıştır. Koroner anjiyografi, genellikle hastanın sağ kasık bölgesinde bulunan atardamar (A. femoralis) vasıtasıyla gerçekleştirilir. 14

Koroner anjiyografi de, görüntülenmek istenen damarın özelliğine göre seçilen, uygun kullanıldığında damar zedelenmesine yol açmayan, pıhtı oluşturmayan özel maddelerden yapılmış ince borucuklar (kateter) kullanılır. Koroner anjiyografi işlemi yaklaşık 10-20 dakika sürer, işlem öncesi girişim yapılacak bölge lokal anestezi ile uyuşturulur ve hastanın ağrı duymaması sağlanır. Koroner anjiyografi çoğunlukla ağrısız ve sıkıntısız gerçekleştirilen bir işlemdir. İşlem bittikten sonra girişim yerine konmuş olan kanül çekilir, kanamanın durması için 15-20 dakika bası uygulanır, kanama durduktan sonra sıkı bandaj ve ağırlık uygulanarak yaklaşık 4-6 saat yatırılarak hasta dinlendirilir. 6. saatin bitiminde hasta ayağa kaldırılır ve taburcu edilir. Ertesi gün banyo yapılabilir, eğer girişim yerinde şişlik, rahatsız edici boyutlarda ağrı ya da geniş morluk yoksa normal hayata dönülebilir. Bu sorunların varlığında ise mutlaka girişimi yapan hekim ya da merkezle irtibat kurulmalıdır. Koroner anjiyografi, çoğunlukla hiçbir sorun yaşanmadan gerçekleştirilen bir işlem olsa da, girişimsel bir tetkik yöntemi olduğundan komplikasyon riski de taşımaktadır.» Ancak unutulmamalıdır ki kalp damarlarındaki teşhis edilmemiş ve dolayısı ile tedavisi yapılamamış darlıkların hastaya getireceği risk, anjiyografinin riskinin çok çok üzerindedir.» 15

Kısa Özgeçmiş 1978 yılında Ankara da doğdu. İlk ve orta tahsilinden sonra 1995 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nden 2001 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde göz hastalıkları ihtisasına başladı. 2004 yılında uzmanlığını aldı. Evli ve 1 çocuk annesidir. Halen Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi nde Göz Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapmaktadır. KURU GÖZ HASTALIĞI Kuru göz, üç tabakadan oluşan gözyaşının herhangi birinin eksikliği veya bozukluğu durumudur. Gözyaşı bezleri tarafından salgılanan ve göz kapaklarının kırpılması ile göz yüzeyine yayılan gözyaşı, göz yüzeyinde dağılarak kayganlık, koruma ve berraklık sağlar. Daha sonra göz kapaklarındaki küçük kanalcıklar ve nazolakrimal kanal yardımıyla burun içine iletilerek gözü terkeder. Kuru göz hastalarının gözlerinde kuruluk, kaşıntı, yanma, batma, yabancı cisim hissi, kızarıklık, rüzgar veya sigara dumanından rahatsızlık ve kontakt lens kullanmakta zorluk gibi şikayetleri olur. Kuru hava, rüzgar, klimalı ortamlar, kalorifer, hava kirliliği, bilgisayar ve TV karşısında uzun süre kalma gibi faktörler bu şikayetleri arttırır. Bu hastalar, zaman zaman kuruluğa bağlı batma sonrası aşırı sulanmadan da şikayet edebilir. Gözyaşı salgısı, erkek ve kadınlarda ilerleyen yaşla birlikte azalır. Ancak kuru göz özellikle menapoz sonrası kadınlarda sık görülür. Bunun dışında, idrar söktürücü, tansiyon düşürücü, antiallerjik, anti-depresan ilaçlar, uyku ilaçları ve alkol göz kuruluğuna neden olabilir. Ciddi kuru göz, ağız kuruluğu ile birlikte giden Sjögren Sendromu ile de birlikte olabilir. 16

Gözyaşı eksikliğinin erken tedavisi; ileride meydana gelebilecek olan göz yüzeyi düzensizlikleri, kornea ödemi ve görme kaybı gibi durumların önlenmesini sağlar. Basit bir göz muayenesi ile kuru göz tanısı konulabilir. Hastanın öyküsü de tanıya çok yardımcıdır. Bunun dışında, gözyaşının özel boyalarla boyanması veya gözyaşı şeritleri ile gözyaşı miktarının ölçülmesi (Schirmer testi) de tanıda kullanılabilecek testlerdir. Gözyaşı eksikliğinin erken tedavisinde ileride meydana gelebilecek olan göz yüzeyi düzensizlikleri, kornea ödemi ve görme kaybı gibi durumların önlenmesi amacıyla gözü nemli tutabilmek için gözyaşının yerini tutan yapay gözyaşı damlası ve jelleri kullanılmaktadır. Yapay gözyaşını daha sık kullanma ihtiyacını hisseden hastalar için koruyucu madde içermeyen tek kullanımlık yapay gözyaşı damlaları da bulunmaktadır. Sabahları gözlerini açamamaktan yakınan hastalar için geceleri yapay gözyaşı merhemi kullanılarak bu şikayet giderilebilir. Tedavide diğer bir yaklaşım, mevcut gözyaşının korunmasıdır. Gözyaşının buharlaşmasını önlemek için özellikle kış aylarında ev içinde havanın nemlenmesi sağlanabilir. Rüzgarlı havalarda çevresel koruması olan gözlükler kurumayı azaltır. Yine mevcut gözyaşını korumak amacıyla gözyaşını gözden uzaklaştıran küçük kanalcıklar, geçici veya kalıcı olarak kapatılabilir. İmmün düzenleyici bir ilaç olan Siklosporin son zamanlarda kuru göz tedavisinde uygulanan yeni ilaçlardan biridir. Günde iki kez göze damlatılan bu ilaç gözyaşı bezinin harabiyetini azaltarak gözyaşı yapımını arttırmaktadır. Kuru gözde başta androjenler ve immün modülatörler olmak üzere yeni tedavi yöntemleri üzerinde çalışmalar devam etmektedir. 17

Kısa Özgeçmiş 1953 Ankara Çamlıdere Elmalı köyünde doğdu. İlköğrenimini Elmalı Köy İlkokulu, ortaöğrenimini Ankara Etlik Ortaokulu ve Yıldırım Beyazıt Lisesinde tamamladı. 1976 da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Aynı üniversitede Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı oldu. Askerliğini İstanbul Çamlıca Hastanesinde yaptıktan sonra Ankara Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesinde başasistan olarak göreve başladı. Başhekimlik ve başhekim yardımcılığı görevinde bulundu. Halen aynı hastanede Göğüs Cerrahi klinik şefi olarak çalışmaktadır. 25 yılı aşkın süredir sağlık çalışmalarında yönetici olarak görev almaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır. Uyku, beyin fonksiyonlarının büyük kısmının ve vücut fonksiyonlarının hemen hemen tamamının dinlenme halinde olduğu dönemdir. Vücudun dinlenmesi ve sonraki güne hazırlanması için gereklidir. Uykuda geçmesi gereken süre kişiye göre değişmekle beraber günde ortalama olarak 4-8 saattir. Rahat ve kaliteli bir uyku için ortamın sıcaklık değerlerine dikkat edilmesi gerekir. İnsan vücut ısısı düzenli dalgalanmalar gösterir. Akşama doğru ve sabah biraz artar, uykuda azalır. Üstümüz açık olarak sıcaklığı klima ile sabitlenmiş bir odada akşam rahatça uyuduktan sonra sabaha karşı üşüyerek uyanmamızın nedeni, aslında odanın değil içimizin soğumuş olmasından kaynaklanır. İdeal vücut sıcaklığı 36,5 C - 37,2 C arasındaolmalıdır. 18 Tanımı KALİTELİ UYKUNUN ÖNEMİ Uyku kalitesi basit önlemlerle artırılabilir. 1- Oda sıcaklığının ortalama 25 C civarında tutulması 2- Uyumadan önce odanın havalandırılması 3- Yastık ve yatak çeşidinin, kişinin vücut ağırlık merkezini desteklemesi 4- Yastık ve yorganların hava akımını engellemeyen malzemeden yapılması 5- Yatmadan en az 4-6 saat önce yemeği bırakmak 6- Özellikle erken yatmak ve erken kalkmak

Acaba uykumuz kaliteli mi? Aşağıdaki sıralanmış maddelerden biri veya birkaçı varsa doktorunuza danışmakta fayda var. 1- Sabah uyandığınızda kendinizi hala yorgun hisseder misiniz? 2- Uyanmakta güçlük çeker misiniz? 3- Uykuya dalmakta zorluk çeker misiniz? 4- Sık sık uyanır mısınız? 5- Horlama sorununuz var mı? 6- Uykuda nefesinizi tutarak uyandığınız olur mu? 7- Gün içerisinde uyuklamalarınız olur mu? 8- Araba kullanırken hiç uyukladınız mı? Son olarak uyku bozuklukları aşağıdaki şekilde sıralanabilir; Uyku Apne Sendromu Uyku süresince solunumun nöbetler halinde durmasıdır. Gündüzleri uyuklama ve uyku sırasında horlama gözlenir. Psikolojik sebeplerle oluşabildiği gibi solunum sistemi rahatsızlıklarında da görülebilir. Günümüzde tedavi edilebilmektedir. Uykusuzluk Uykuya dalmakta, uykuyu sürdürmede güçlük çekmedir. Kişi uzun sürede uykuya dalar ve genellikle sabah çok erken uyanır. Aşırı Uyku Kişiye bağlı olarak gece ortalama 4-8 saat uykuya rağmen gündüzleri uyku halinin sürmesidir. Depresyon dibi durumlarda gözlenebilir. Bunaltılı Düş Görme Sıklıkla çocukluk çağında görülür. Genellikle uykunun sonuna doğru, korkulu düşlerle uyanma olur. Bir bozukluk olarak değerlendirilmesi için gecede en az birkaç kez olması gerekir. Gece Terörü Uyurken sebep olmaksızın kişinin büyük bir korku ile bağırarak uyanması olarak tarif edilebilir. Bu tabloya çarpıntı, titreme, terleme gibi belirtiler eşlik edebilir. Uyurgezerlik Uykunun genellikle ilk birkaç saati içinde, yatakta oturma, kalkarak dolaşma, giyinme, kapıları açma, yemek yeme gibi gün içinde yapılan davranışların uyuma esnasında tekrarlanmasıdır. Kişi anlamsız bakışlarla hareket eder. 19

20

GERİ DÖNÜŞÜM Sağlıklı İnsan, Sağlıklı Toplum 21

Kısa Özgeçmiş Ekrem Aksoy 1946 yılında Ankara ili Beypazarı ilçesinin Uruş beldesinde doğdu. İlköğrenimini Uruş ta tamamladı. Ekrem Aksoy 1961 yılında Ankara ya gelerek iş hayatına atıldı. İlk olarak ağabeylerinin yanında demirci çırağı olarak çalışmaya başladı. 1963 yılında Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresinde (ASKİ) kaynakçı olarak işe başladı.1970 yılında Almanya ya işçi olarak gitti ve Köln şehrinde bulunan Ford firmasında çalışmaya başladı. Çalışkanlığı ve becerisi ile kısa sürede iş ortamında başarılı olarak otomobillerin ön göğüs ve iç kapı kollarında kalıp tamircisi oldu. 1986 yılında çocuklarının tahsilini Türkiye de yaptırmak için Türkiye ye dönüş yaptı. 1989 yılında yeğeniyle birlikte Reklamsan adıyla reklam tanıtım firması kurdu. Daha sonra bu firmayı büyük oğluna devrederek kendisi Akpar metal parça sanayi adıyla bir döküm atölyesi kurdu ve halen burada iş hayatına devam etmekte. Kendisi ayrıca inşaat alanında başarılı çalışmalar yapmıştır. Doğduğu köye hizmet vermek için Uruşlular Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinde 15 yıldır aktif olarak çalışmaktadır. 2006 yılından itibaren Ak Parti nin Uruş Belde Başkanlığına devam etmektedir. Evli ve 4 çocuk babasıdır. Üç oğlu, bir kızı ve üç torunu vardır. FIRTINALI YILLAR... 70 li yıllar Türkiye de anarşinin kol gezdiği bir dönem. Gün geçmiyor ki bir terör olayı meydana gelmesin. O dönemde nice canlar gitti, nice ocaklar söndü. Kardeşin kardeşi vurduğu yıllardı. Allah o günleri ülkemize bir daha yaşatmasın. 70 li yıllar aynı zamanda Almanya 2. vatanım denildiği yıllar. Türkiye den Almanya ya büyük bir işçi göçü yaşanmaktaydı. Almanya nın da Türk işçilerine kapılarını sonuna kadar açtığı yıllardı. Türk işçileri Almanya da davul ve zurna ile karşılanmaktaydı. İşte o yıllarda bende kendimi Almanya da buldum. İlk yıllar belkide ilk heyecanla olsa gerek çok zor geçmedi. Ama yıllar geçtikçe vatan hasreti de dayanılmaz bir hal aldı. Almanya nın yaşam tarzı, aile düzeni, komşuluk ilişkileri bana biraz garip geldi. Bu düzene bir türlü alışamadım, benimseyemedim. Bana göre Türk örf, adet, gelenek ve göreneklerine zıt bir durum vardı. Böyle bir ortamda çocuklarımı yetiştirmek, okutmak kararı bana ağır geldi. Buna birde buram buram kokan vatan hasreti de eklenince 16 yıllık Almanya serüvenine son verdim ve Türkiye ye kesin dönüş kararı aldım. Türkiye de birçok kimsenin arayıpta bulamadığı bu imkanları elimin tersi ile iterek ülkemi düşünerek ve taşın altına bizim de elimizi koymamız gerektiğini düşünerek yatırımlarımı Türkiye de yapma kararı aldım. Türkiye de yeni iş alanları açmak ve çocuklarımın tahsillerini tamamlamaları için 1986 yılında Türkiye ye dönüş yaptım. Avrupa da kaldığım 16 yıl boyunca Aile Hekimliği sistemi ile iç içe yaşadım. Bu sistem ile Avrupa sağlık alanındaki birçok problemi halletmiş durumda. Almanya da bir kart veriyorlar ve bu kartla sağlıkla ilgili bütün problemlerini hallediyorlar. 22

Avrupa daki bu sağlık sisteminin Türkiye halkına verilmemesi beni derinden üzüyordu. Bu nedenle o yıllarda sağlık alanında hizmet verecek işler yapmayı çok arzuladım. Bu nedenle olacak ki çocuklarımın doktor olmasını istedim. Ancak Türkiye deki eğitim sistemi içersinde bu isteğimde gerçekleşmedi. Çocuklarım sağlık alanı dışında biri matematik öğretmeni ve diğeri elektrik mühendisi oldu. Kendi alanlarında mastır ve doktoralarını tamamladılar ve üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapmaktadırlar. Çocuklarımın Türk halkının hizmetinde olmasından dolayı gurur duymaktayım. Diğer iki çocuğumda ziraat mühendisi ve matematik öğretmeni olarak halkıma hizmet vermektedirler. Kesin dönüşten sonra sağlık konusunda Türkiye ye adaptasyonda zorlandım. Özellikle sağlık alanındaki karmaşalık beni bezdirdi. Ne devlet hastanelerinden ne de SSK hastanelerinden doğru düzgün sağlık hizmeti alıyordum. İşte o günlerin birinde bir dostumun tavsiyesi üzerine Ulus ta, Işıklar caddesinde mütevazi bir binada sağlık hizmeti sunan Özel Ortadoğu Polikliniği ne gittim. Burada hiç kimseyi tanımamama rağmen bana gösterilen güleryüz ve ilgi beni çok etkiledi. Kendimi sanki evimde gibi hissettim. Poliklinik çalışanları ve idarecileri o kadar candan ve samimilerdi ki bundan etkilenmemek mümkün değildi. İşte o zaman Allaha şükrettim. Türkiye de sağlıkla ilgili böyle merkezler varmış diye o tarihten sonra ailemin ve yakınlarımın sağlık problemlerinde başvurduğum tek adres ORTADOĞU POLİKLİNİĞİ oldu. 2005 yılında Ortadoğu Polikliniğinin Yenimahalle de Tıp Merkezine dönüşmesi aşamasında dert ortağı olarak beni de Ortadoğu ailesine almaları bana çok gurur verdi. İşte yıllardır içimde bir uhde olarak sakladığım hayalime kavuşuyordum. Allah nasip etti sağlık alanına girdim. 23

Kısa Özgeçmiş 1974 yılında Samsun da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Samsun da tamamladıktan sonra Gökçeada Öğretmen Lisesi nde lise eğitimine devam etti. 1999 da Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun oldu. 1999-2004 arası Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü nde uzmanlık eğitimini 2004-2007 tarihlerinde Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Nefroloji ve Romatoloji Bölümü nde yan dal uzmanlığını tamamladı. Kayseri Çocuk Hastanesi ne Çocuk Nefrolojisi Uzmanı olarak ataması yapıldı. Yerli ve yabancı dergilerde yayınlanmış makaleleri mevcut olan Dr. İsmail DURSUN askerliğini Gülhane Askeri Tıp Akademisi Çocuk Nefrolojisi bölümünde yapmakta olup Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi nde part-time Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak çalışmaktadır. İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI İdrar yolu enfeksiyonları (İYE) böbrek ve üretra arasındaki her hangi bir bölgeyi tutan klinik ve patolojik durumu ifade etmektedir. Okul çağına gelmiş kızların %3 ünde, erkelerin %1 inde görülen genellikle tekrarlayıcı özellik gösteren bir hastalıktır. Tekrarlayan İYE geçiren çocukların %50 sinde altta yatan ürolojik bir anormallik veya özellikle okul çağındaki kız çocuklarında işeme fonksiyonlarında bozukluk vardır. İYE nin tekrar etmesi eğer hastalık pyelonefrit şeklinde ortaya çıkmışsa böbrekte hasara yol açmakta, hipertansiyon ve kronik böbrek yetmezliğine neden olabilmektedir. Ülkemizde son dönem böbrek yetmezliğinin en sık nedeni kronik pyelonefritlerdir. Bu yüzden hastalığın iyi bilinmesi, erken tedavi ve enfeksiyona yatkınlığı artıran nedenlerin tespit edilerek gerekli müdahalelerin yapılması çok önemlidir. İdrar yolu enfeksiyonlarının cinsiyete göre sıklığı yaş gruplarına göre değişmektedir. Yeni doğanlarda erkeklerde daha sık iken daha sonra kızlarda daha sık görülmektedir. Hastalığın oluşmasında E.Coli başta olmak üzere barsak florasına ait bakteriler sorumlu tutulmaktadır. Daha az olmak üzere mantarlar ve virüslerde İYE yapmaktadırlar. Hastalık en sık barsak kaynaklı mikroorganizmaların idrar yollarında yukarı doğru yayılması ile oluşmaktadır. 24 Tanımı

İYE nin belirtileri ve klinik bulguları enfeksiyonun yeri ve yaşa göre değişkenlik göstermektedir. İdrar kesesi enfeksiyonu olduğunda idrar yaparken ağrı, idrar torbası üzerinde hassasiyet, sık idrara çıkma ve idrar kaçırma gibi belirtiler görülebilmektedir. Enfeksiyon böbrekleri tuttuğunda yenidoğan ve süt çocuklarında ateş düşüklüğü/yüksekliği, kusma, ishal, kilo alamama ve sepsis şeklinde seyrederken, yaş ilerledikçe karın-yan ağrısı, ateş ile seyredebilmektedir. Hastalığın tanı aşamasında her hastalıkta olduğu gibi anamnez çok önemlidir. Hastanın yaşına göre iyi bir işeme öyküsü alınmalıdır. Erkek yenidoğan ve süt çocuklarında posterior üretral valvin erken tanısı için hastanın kalibre işemesinin olup olmadığı çok iyi sorgulanmalıdır. Daha büyük çocuklarda idrara ani sıkışma hissi, tuvalete giderken idrar kaçırıp kaçırmadığı, idrarını tam olarak yapamama hissinin olup olmadığı ve dışkılama alışkanlığı sorgulanmalıdır. Fizik muayenede büyüme-gelişmenin değerlendirilmesi, kan basıncı ölçümü yapılmalıdır. Erkek çocuklar fimozis, kız çocuklar labial yapışıklık ve vulvovaginit açısından değerlendirilmelidir. Tanı çoğu zaman mikroskobik değerlendirmenin yapıldığı tam idrar analizi ve uygun şartlarda alınan idrar kültürü ile konulabilmektedir. İYE tanısı konulan hastalar uygun antibiyotik tedavisinden sonra aşağıdaki durumlarda İYE ye zemin hazırlayan ürolojik anormallikler açısından değerlendirilmelidir. 1- Enfeksiyon 5 yaşından önce geçirilmiş ise 2-5 yaşından büyük çocuklarda ateş eşlik etmişse 3- İşeme fonksiyon bozukluğu varsa 4- Tekrarlayan İYE geçiriyorsa Her yaş grubunda en kolay yapılabilen tektik Ultrasonografidir. Gerekli durumlarda idrar torbasından böbreğe idrar kaçağın (VUR) değerlendirilmesinde işeme filmi, İYE geçirdikten 3 ay sonra enfeksiyonun böbrek hasarına yol açıp açmadığının belirlenmesi için sintigrafi çekilmelidir. VUR tespit edilenlerde, küçük çocuklarda, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu geçiren ve işeme fonksiyon bozukluğu olan hastalara koruyucu olarak antibiyotik tedavisi başlanmalıdır. İşeme fonksiyon bozukluğu olan hastalara mutlaka işeme eğitimi verilmeli, kabızlık varsa önlenmeli ve gerekli durumlarda idrar torbasını düzenleyici ilaçlar tedaviye eklenmelidir. Sintigrafide böbrek hasarı saptanan olgular hipertansiyon ve böbrek yetmezliği açısından daha yakın izlenmelidir. 25

Kısa Özgeçmiş 1975 yılında Osmaniye de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Bolu da tamamladı. 1999 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2005 yılında Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde ihtisasını tamamladı. 2005 2007 yıllarında Kızılcahamam Devlet Hastanesinde 2007 2008 yılları arasında Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalıştı. Evli ve iki çocuk annesidir. Halen Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezinde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak çalışmaktadır. AİLE PLANLAMASI Aile planlaması, istedikleri zaman, istedikleri sayıda çocuk sahibi olmaları için ailelere verilen hizmetlerin tümüdür.» Bilgilendirme-Eğitim-Uygulama hizmetleri sağlamak» Gebelik aralığını ayarlamak,» Aşırı doğurganlığı önlemek,» Bedenen ve ruhen sağlıklı çocuklar yetiştirmek,» Doğum yaşını yyarlamak,» İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi,» Sağlıklı, mutlu, iyi eğitilmiş insan yetiştirmek,» Çocuk sahibi olmayan ailelere yardımcı olmak. 26 Tanımı Aile Planlamasının Amaçları Doğum Kontrol Hapları Rahim sıvısını kalınlaştırıp spermlerin içeri girmesini önleyerek yumurtlamayı engeller. Sigara içen 35 yaş üstü kadınlarda ve pıhtılaşma bozukluğu olan hastalarda bu yöntemin kullanılması doktorlar tarafından tavsiye edilmemektedir. Adet kanamasını azaltacağı için kansızlığa neden olmaz ve düzenli kullanımda rahim kanserlerini önleyici etkisi görülmüştür. Ayrıca dış gebelik ile memenin fibrokistik hastalığını azaltmaktadır. Düzenli kullanıldığında istenmeyen gebelik riski 1/1000 civarındadır. Adetin ilk günü başlanır ve aynı saatlerde 21 gün boyunca alınır daha sonra 7 gün ilaca ara verilir ve 8. gün tekrar yeni kutuya başlanır.

Rahim İçi Araçlar Rahimin içine yerleştirilerek döllenmiş yumurtanın yerleşmesini önleyebilen bir doğum kontrol yöntemidir. Ülkemizde dünyanın aksine en popüler ve en çok kullanılan yöntemdir. Adet süresinde ve kanama miktarında artış yaparak kansızlığa neden olabilmektedir. Hormonlu ve bakırlı tipleri mevcuttur. Kasık ve bel ağrıları, rahim ağzında yara, akıntı, dış gebelik gibi yan etkilere neden olabilmektedir. Hiç doğum yapmayanlara uygun bir yöntem değildir. Çıkarıldığında doğurganlık geri dönmektedir. Kontrolleri düzenli olarak yapıldığı takdirde 10 yıl süre ile % 98 oranında korumaktadır. Kondom Spermlerin hazneye dökülmesini ve dolayısı ile sperm ve yumurtanın karşılaşmasını engelleyerek gebeliği önlemektedir. Birden fazla partner olduğunda cinsel yollarla bulaşan hastalıklardan korunmak için önerilmektedir. Cinsel ilişki öncesi erkek tarafından doğru şekilde kullanıldığında koruyuculuk oranı % 95-98 dir. Her bir prezervatif bir defadan fazla kullanılmamalıdır. Tüp Ligasyonu Kadınlarda yumurtanın geçtiği kanalların kapatılması ya da bağlanması işlemidir. Böylece sperm ve yumurtanın karşılaşması engellenmektedir. Geri dönüşü olmayan bir yöntemdir. Kesinlikle bir daha çocuk sahibi olmak istemeyen çiftler tercih etmelidir. Adet düzensizliğine ve cinsel isteksizliğe neden olmamaktadır. Vasektomi Erkekte lokal anestezi ile spermin geçtiği kanalların kesilmesi veya bağlanması işlemidir. Geri dönüşü olmayan bir yöntemdir. Cinsel isteksizliğe neden olmamaktadır. Acil Kontrasepsiyon Korunmasız girilen bir cinsel ilişkiden hemen sonra istenmeyen bir gebeliğin önüne geçilmesi amacıyla uygulanmaktadır. En geç 72saat içinde hormonal yöntem kullanılabilir veya ilk 5 gün içerisinde bakırlı rahim içi araç uygulaması yapılabilir.olaydan sonra ne kadar erken başlanırsa başarı o kadar artmaktadır.bu tür korunma %80 oranında hamileliği engellemektedir.ayda birden fazla uygulanmamalıdır. En sık karşılaşılan yan etkisi hapın içeriğindeki hormona bağlı olarak gelişen bulantı ve kusmadır. 27

Kısa Özgeçmiş 1954 yılında Ağrı da doğdu. Aslen Konya-Bozlır ıdır. Ortaöğrenimini 1971 yılında Kuleli Askeri Lisesi nde tamamladı. 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. İç Hastalıkları ihtisasını Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nde yaptı. Hemodiyaliz sertifikası mevcuttur. Özellikle Nefroloji ve Diyabetle ilgilenmektedir. 1986 2007 yılları arasında Giresun Devlet Hastanesi nde çalıştı. 2007 yılında emekli oldu. Halen Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi nde Dahiliye Uzmanı olarak çalışmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır. Tiroit bezi boynun ön kısmında, adem elmasının altında bulunan, kelebek kanadını andıran endokrin bir bezdir. Şeklinden dolayı kalkan bezi olarak da bilinir. Sağ ve sol olmak üzere iki bölümü vardır. Bunlara tiroit lobu denir. Bu iki lob isthmus denen ince bir doku bandı ile birbirine bağlanır. 20-30 gram ağırlığındadır. Tiroidin esas fonksiyonu T3 ve T4 denilen tiroit hormonlarını üretmektir. Hormon yapımı için gerekli olan asıl madde iyottur. İyot eksikliği varsa hormon yapımı yetersiz kalır ve metabolizmada sorunlar ortaya çıkar. Fazla iyot alınması da tiroit işlevlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Tiroit hormonları, vücudumuzdaki bütün hücre ve dokuların fonksiyonlarını düzenler. Sağlıklı olmak için tiroit hormonlarının devamlı ve yeterli miktarda salgılanması gerekir. Tiroit bezi esas olarak enerji metabolizmasını düzenler. Az miktarda salgılanması metabolizmanın yavaşlamasına, fazla miktarda salgılanması ise metabolizmanın hızlanmasına neden olur. Tiroit bezinin normal fonksiyonlarını görebilmek için beyinde bulunan iki ayrı bölgeyle sürekli ve uyumlu bir ilişki içinde olmalıdır. Bu bölgeler hipotalamus ve hipofiz adını alır. TSH adlı hormon hipofizden salgılanır. TSH, tiroit hormonlarının yapımı için gereklidir ve tiroidin gelişmesinde de önemli rol üstlenir. Tiroidin tüm görevlerini kontrol eder. Tiroit hastalıkları çok yaygındır. Kadınlarda daha sık görülür. Tiroit bezi hastalıkları kalıtım, radyasyon, iyot eksikliği veya fazlalığı, yaşlanma gibi faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar. Tiroit bezi hastalıkları, basit guatrdan tiroit kanserine kadar değişir. En sık rastlanan hastalıklar, tiroit hormon üretimindeki düzensizliklerdir. 28 Anahatlar ve Temel Bilgiler TİROİT HASTALIKLARI

Tiroit hormonları aşırı miktarda salgılandığında hipertiroidi, yetersiz miktarda salgılandığında ise hipotiroidi meydana gelir. Tiroit bezinin iltihaplanmasına tiroidit adı verilir. Tiroit bezinin normalden büyük olmasına ise guatr adı verilir. Tiroit Hastalıklarında Teşhis Yöntemleri Tiroit hastalığından şüphelenildiği durumlarda öncelikle hastanın öyküsü alınır ve muayene edilir. Tiroit fonksiyonlarını araştıran yöntemler çok gelişmiştir. Bu testler iyi seçilerek kullanılırsa, vakaların büyük bir çoğunluğunda hem tiroit bezinin fonksiyonel durumunu değerlendirmek, hem de bir fonksiyon değişikliği varsa bunun nedenini belirlemek mümkün olur. Total-serbest T4 ve total-serbest T3 ölçülmesi Serumda TSH tayini TRH testi Tiroit supresyon testleri Tiroit sintigrafisi Tiroit ultrasonografisi Antikorların araştırılması Serumda tiroglobulin tayini Serumda kalsitonin tayini İnce iğne aspirasyon biyopsisi Tiroit Hastalıklarında Tedavi Hipertiroidi Tiroit hormonlarının aşırı üretimi baskılanmaya çalışılır. 3 tür tedaviden bir tanesi veya kombinasyonları seçilebilir Anti tiroit ilaçlar: Propylthiouracil veya methimazole. Gerekli görülen vakalarda propranolol. Cerrahi: 12-18 ay sonra Anti tiroit ilaçlar kesildiğinde aktivasyonu devam eden hastalarda ve başlangıçtan itibaren guatrı iri olanlarda uygulanır. Ameliyat öncesi Anti tiroit ilaçlarla hastanın hormonları normal duruma getirilmelidir. Radyoaktif iyot tedavisi: Cerrahi tedaviyi istemeyen veya cerrahi girişim riski yüksek hastalarda tercih edilmelidir. Hipotiroidi Üretimi yetersiz olan tiroit hormonlarının hastaya dışarıdan verilmesi gerekir. Tedaviye ömür boyu devam edilir. Plazma kolesterol ve serum TSH düzeyinin normal seviyelere düşmesi, etkili bir tedavi uygulandığını gösterir. Klinik belirti ve bulguların izlenmesi tedavide iyi bir yol göstericidir. Tiroidit Bakteri enfeksiyonlarına bağlı gelişen olgularda uygun antibiyotikler verilir. Cerrahi drenaj yapılır. Aspirin ve benzeri ağrı kesiciler kullanılabilir. Ağır vakalarda kortizon grubu ilaçlar verilir. Hashimoto tiroiditinde tiroit hormonları verilir. Guatr Hastalığın sık görüldüğü bölgelerde çocuk ve gençlerin diyetine iyot eklenmesi (iyotlu tuz kullanılması) guatr gelişimini önler. Yaygın ve yumuşak guatrlarda Levotiroksin kullanılması guatrı belirgin şekilde küçültür. Hastalığın sık görüldüğü bölgelerde veya enzim eksikliği gibi durumlarda tedavi sürekli olmalıdır. Guatr bası belirtilerine yol açıyorsa veya klinik ve laboratuar incelemeler tiroit kanseri kuşkusu veriyorsa tedavi cerrahidir. 29

30

Hazırlayan: Uz. Dr. Metin ÖZSOY Soldan sağa: 1. Bir organda, bir atardamarın, doku bozukluğu sonucu kan pıhtısı ile tıkanması. 2. Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı; Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek. 3. Otlak. 4. Hitit. Kendisinin olan bir şeyi yasa sınırları içinde istediği gibi kullanabilen kimse, iye, sahip. 5. Bir nota; Bir yandan öbür yana geçebilmek için yer altında, genellikle dağların içinde açılan yol. 6.Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler; Şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer. 7. Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü; Temel düşünce, temel inanç, umde, unsur, prensip.8.eski dilde su; Bir ilimiz. 9. Yapıda kullanılan dört köşe veya yuvarlak, kalınca ağaç; Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülerek genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı. 10. Sert buğdaydan elde edilen, taneleri iri, glütence zengin un. Yukardan aşağıya: 1. Uykulu, sıkıntılı veya yorgunluk duyulan bir anda ağzı genişçe açarak soluk alıp vermek; magnezyumun simgesi. 2.Sodyumun simgesi, Yerine koyma, yerine kullanma. 3. Bir makinenin, herhangi bir taşıtın hızını kesmeye veya onu durdurmaya yarayan mekanizma; Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü. 4. Anadolu ajansını simgeleyen harfler; Türkiye nin uluslararası trafikteki rumuzu. 5. İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, meleke; Hızlı göz hareketi. 6. Kilometrenin kısa yazılışı; ortak özellikler taşıyan ve kendi aralarında döllenerek üreyebilen topluluk; Bir sayı. 7. Sağlama, elde etme; Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare. 8. Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde.; Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal. 9. Derinin, dokuların ve organizmadaki sıvıların sarı bir renk almasıyla beliren hastalık, hepatit; Akıl.10. Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale; Devletin olan, devlete ait, devletle ilgili, özel karşıtı. Bulmacanın çözümü Büyük Ortadoğu nun Sesi gazetesi Ekim sayısındadır. 31