Angie Kremer KREMERATA BALTICA GIDON KREMER şef/keman CLARA-JUMI KANG keman Gidon Kremer 70. yaşında geleceğin yıldızlarını sunuyor KLASİK 7 NİSAN Cuma 20.30
KREMERATA BALTICA GIDON KREMER şef/keman CLARA-JUMI KANG keman PROGRAM G. Pelecis The Last Song 5 J.S. Bach Doppio Concerto in Re Minor BWV 1043 15 I. Vivace II. Largo, ma non tanto III. Allegro F. Schubert Fantasia in do maggiore per violino e orchestra d archi (arr.v.kissine) 25 ARA G. Kancheli Twilight 26 A. Piazzolla Grand Tango 10 KREMERATA BALTICA Bundan tam 20 yıl önce Gidon Kremer in, Avusturya nın meşhur oda müziği festivali Lockenhaus Festival de tanıttığı Kremerata Baltica, bugün artık dünyanın en iyi oda orkestralarından biri konumunda. Tümü Letonya, Litvanya ve Estonyalı olmak üzere, olağanüstü yetenekli 23 genç müzisyenden oluşan topluluk, 2002 ECHO Klassik ve Grammy ödüllü After Mozart'ı da içeren iki düzineden fazla albümden oluşan bir diskografiye sahip. 21. yüzyılın başından bu yana 50'den fazla ülkenin 600'den fazla şehrinde sahne alan ve 1.000'den fazla konser veren Kremerata Baltica, ilk günden beri renkliliğini ve çeşitliliğini korumaya ve bu özellikleriyle dinleyicisini büyülemeye devam ediyor. Kremerata Baltica nın kuruluşunun 20. yılını, Gidon Kremer in ise 70. yaşını kutladığı bu özel sezonda, topluluk dünya turnesi kapsamında, İstanbullu müzikseverlerle İş Sanat sahnesinde buluşuyor. GIDON KREMER Bugün, dünyanın önde gelen kemancıları arasında yer alan Gidon Kremer, 27 Şubat 1947'de Letonya'nın Riga kentinde dünyaya geldi. Babası ve büyükbabasıyla yaylı çalgılar üzerine çalışmaya başladığında henüz dört yaşındaydı. Yedi yaşında kabul edildiği Riga Müzik Okulu'nda son derece hızlı bir ilerleme kaydetti ve 16 yaşında Letonya Cumhuriyeti tarafından bir nişanla ödüllendirildi. İki yıl sonra David Oistrakh ile Moskova Konservatuvarı'nda birlikte çalışmaya başladı. 1967 Brüksel Queen Elisabeth Yarışması, 1969 Montreal Uluslararası Müzik Yarışması, 1969 Paganini ve 1970 Uluslararası Çaykovski Yarışmaları ve dahasından bir dizi prestijli ödül kazandı. Son derece geniş ve çeşitli repertuvarıyla resitalist olarak, Avrupa'nın ve Kuzey Amerika'nın en ünlü orkestralarıyla hemen her büyük konser salonunda sahneye çıktı ve son 50 yılın en büyük şefleriyle çalıştı. Alfred Schnittke, Arvo Pärt, Giya Kancheli, Sofia Gubaidulina, Valentin Silvestrov, Luigi Nono, Edison Denisov, Aribert Reimann, Peteris Vasks, John Adams, Victor Kissine, Michael Nyman, Philip Glass, Leonid Desyatnikov ve Astor Piazzolla gibi isimlerle yaptığı işbirlikleriyle de dikkat çeken Gidon Kremer, kuşağının en özgün ve çekici sanatçılarından biri olarak dünya çapında bir üne sahip. CLARA-JUMI KANG Almanya doğumlu Clara-Jumi Kang, keman çalışmalarına başladığında üç yaşındaydı. Dört yaşındayken Mannheim Musikhochschule ye kabul edilen en genç öğrenci unvanını kazanan sanatçı, ilk konserini beş yaşındayken Hamburg Senfoni ile birlikte verdi. Yedi yaşında tam burslu kabul edildiği Juilliard School da Dorothy Delay ile çalıştı. Daha o yaşında, Leipzig Gewandthaus, Hamburg Symphony, Kiel Philharmonie, Nice Philharmonie, Atlanta Symphony, Seoul Philharmonic, KBS Orchestra, Korean Chamber Ensemble gibi topluluklarla birlikte sahneye çıkmıştı bile. 2007 de Tibor Varga Keman Yarışması ndan, 2009 da Seoul Keman Yarışması ve Hannover Keman Yarışması ndan, 2010 da Sendai Keman Yarışması ve Indianapolis Uluslararası Keman Yarışması ndan dereceler kazandı. Genç yaşına rağmen birçok orkestrayla birlikte verdiği konserler ve kazandığı ödüllerle dikkat çeken Clara-Jumi Kang, Kore nin prestijli gazetelerinden DongA Times tarafından Kore nin En İlham Verici 100 İnsanı arasında gösteriliyor.
PROGRAM NOTLARI GEORGS PELECIS (1947-) 18 Haziran 1947 de Riga da doğan besteci Georgs Pelecis, 1970'te Moskova daki Piotr Tchaikovsky Devlet Konservatuvarı ndan, Aram Khachaturjan ın kompozisyon sınıfından mezun oldu. Ardından Vladimir Protopopov ile birlikte çalıştı. Letonya Devlet Konservatuvarı nda Müzik Teorisi Bölümü nde eğitmen olarak görev yaptı. Daha sonra Letonya Müzik Akademisi nde kontrpuan ve füg üzerine yoğunlaştı. Pelecis'in çalışmaları, Ortaçağ, Rönesans ve Barok dönemlerdeki müzikal formlar üzerine odaklanır. Giovanni Pierluigi da Palestrina ve Johannes Ockeghem'in çalışmaları üzerine tezler yazan Prof. Georgs Pelecis, halen Letonya Müzik Akademisi nde eğitmen olarak görev yapmaktadır. JOHANN SEBASTIAN BACH (1685-1750) Johann Sebastian Bach, yaşadığı dönemde, besteciden çok bir org virtüözü olarak tanınıyordu. Dini müzikleri, org ve koro eserleri ve diğer enstrümantal müzikleri, büyük bir titizliği gizleyen bir coşkuya sahipti. Bach'ın kontrpuan kullanımı muhteşem ve yenilikçiydi; kompozisyon tarzının muazzam karmaşıklığı ise bugün halen müzisyenleri şaşırtır. Bach ın müziğine teknik hâkimiyeti, müziğinin artistik güzelliği ve entelektüel derinliği sayesinde birçok müzisyen, onu tüm zamanların en iyi bestecisi olarak görür. 1685 te Eisenach ta, hemen hemen bütün bireyleri müzisyen olarak yetişmiş bir sülalenin üyesi olarak dünyaya gelen Bach, ilk keman ve klavsen derslerini, Eisenach Dükü'nün hizmetinde saray trompetçisi olan babası Johann Ambrosius tan aldı. 10 yaşına geldiğinde hem annesini hem de babasını kaybetmişti. Ohrdruf'ta yaşayan yeni evli ağabeyi, orgcu Johann Christoph onu yanına aldı. Bach, mükemmel sesi nedeniyle 1700'de Lüneberg'deki Michaelis manastırında soprano olarak şarkı söylemeye başladı. Kısa bir süre sonra sesi değişince görevini müzisyen olarak sürdürdü. 1703'te Weimar'da kemancı olarak kısa bir görev aldıktan sonra Arnstadt'daki Neue Kirche'de orgcu oldu. Genç müzisyenin kilise konseyiyle ilişkisi oldukça zayıftı çünkü sorumluluklarından kaytarıp org çalışmayı tercih ediyordu. Bu arada, Dietrich Buxtehude nin müziğini daha yakından tanımak için bir süreliğine Lübeck'e gitti. Haziran 1707'de Mühlhausen'deki St. Blasius'ta orgcu olarak görev yaptı ve sonbaharda kuzeni Maria Barbara Bach ile evlendi. Ünlü Toccata ve Fugue sini ve ilk kantatlarını bu dönemde besteledi. 1708'de Sachsen-Weimar Dükü ne saray orgcusu olarak hizmet etmeye başladı. Bu dönemde Orgel-Büchlein' de dâhil olmak üzere birçok org bestesi yazdı. Aralık 1717 de Weimar'dan ayrılıp Köthen'de orkestra şefi olarak göreve başladı. 1720'de eşi aniden vefat etti. Kısa süre sonra tanıştığı soprano Anna Magdalena Wilcke ile Aralık 1721'de evlendi. Ünlü Brandenburg Konçertoları (BWV 1046-1051), Bach ın Köthen yıllarına dayanır. Bach, Mayıs 1723'te Leipzig'deki Thomas School un koro şefi oldu. Kantatlarının çoğunu Leipzig'de besteledi. Bach aslında, kısıtlı finansal kaynaklar, zahmetli görevler ve yetersiz imkânlar yüzünden bu görevden pek memnun değildi. Bu yüzden 1729'da haftalık konser veren, profesyonel ve amatör müzisyenler topluluğu Collegium Musicum'un direktörlüğünü üstlendi. 1736'da Dresden Sarayı nın müzik direktörü oldu. Burada, ona istediği gibi beste yapma özgürlüğü tanındı. Bach, 1740'lı yıllarda oğlu Carl Philipp Emanuel in saray müzisyeni olarak görev yaptığı Berlin e sık seyahatler gerçekleştirmeye başladı. Mayıs 1747'de, Prusya Kralı II. Frederick için şahane Musical Offering i (BWV 1079) yazdı. Eskiden beri miyop olan gözleri görme yetisini iyiden iyiye kaybetmeye başladı. 1749 da gözlerine yapılan ameliyat başarısızlıkla sonuçlanarak tamamen kör olmasına yol açtı. Daha sonra 28 Temmuz 1750'de hayata veda etti. FRANZ SCHUBERT (1797-1828) 1797 yılında, Viyana da doğan Franz Peter Schubert, müzik eğitimine küçük yaşta babası ve erkek kardeşleriyle birlikte başladı. Daha sonra İmparatorluk Sarayı'nın şapelinde şan eğitimi aldı. Schubert burada beste yi keşfetmeye başladı ve okulun direktörü Antonio Salieri'nin dikkatini çeken bir şarkı yazdı. Genç Schubert in bestesini dinleyen Salieri ve okulun armoni profesörü, onun aslında bir deha olduğunu kavrayan ilk kişilerdi. 16 yaşına geldiğinde, Schubert sesi değiştiği için buradan ayrıldı; evine geri döndü ve babası gibi bir öğretmen oldu. Öğretmenliğin onu körelttiğini biliyordu; ancak hiçbir yerde çalışmadan yalnızca beste yapmaya odaklanmasını sağlayacak bir maddi gücü yoktu. Bir süre sonra ona maddi destek sağlayacak olan Franz von Schober ve Esterházy ailesiyle tanıştı. Öğretmenliği bırakıp besteciliğe odaklanan Schubert, birçok zengin senfoni, opera, oda müziği parçaları ve piyano sonatları üretti. Başta Gretchen am Spinnrade ve Erlkonig olmak üzere yüzlerce şarkı besteledi. 1823 te Musikverein of Graz a onur üyesi seçildikten sonra, bu
kuruma bir teşekkür mahiyetinde ünlü Bitmemiş Senfoni yi bestelemeye başladı; ancak bitiremedi. Schubert'in romantik dönem özelliklerini henüz bu akım Avrupa'da yaygınlaşmadan önce eserlerine aktarmış olması onun, döneminde anlaşılmamasına yol açtı. Yaşamı boyunca hiçbir zaman müziği çok fazla yaygınlaşıp ünlenmedi, Schubert in yapıtları; ancak ölümünden sonra ün kazandı. Kısa ama çok üretken kariyeri boyunca, neredeyse her türe ait başyapıtlar üreten Schubert, 1828 yılında öldüğünde henüz 31 yaşındaydı. GIYA KANCHELI (1935-) 10 Ağustos 1935 te Tiflis te doğan Giya Alexandrovich Kancheli, senfonik besteler ve büyük ölçekli eserleriyle tanınır. 1963 te Tiflis Konservatuvarı ndan mezun olan sanatçı, Gürcü halk ezgileri tarzında popüler müzikler besteledi ve film müzikleri besteledi. Yedi senfoninin yanı sıra keman ve orkestra için Mourned by the Wind isimli ünlü bir "ayin" yazdı. Sovyetler Birliği nde Glasnost politikasının ortaya çıkışı, Kancheli'nin müziğinin dünyada tanınmasını sağladı ve sanatçı Avrupa'da ve ABD'de sıklıkla performanslar sergilemeye başladı. Dennis Russell Davies, Jansug Kakhidze, Gidon Kremer, Yuri Bashmet, Kim Kashkashian, Mstislav Rostropovich ve Kronos Quartet tarafından desteklenen sanatçı, 1991 yılında Sovyetler Birliği nin dağılmasının ardından önce Berlin de daha sonra da Royal Flemish Philharmocic in misafir sanatçısı olarak Antwerp te yaşadı. 81 yaşındaki sanatçı, halen Belçika da çalışmalarını sürdürüyor. ASTOR PIAZZOLLA (1921-1992) Tango tarihinin belki en önemli figürü Astor Piazzolla olduğunu söylemek çok da abartılı sayılmaz. Piazzolla, hem bir bandoneon virtüözü hem de tangoya yepyeni bir soluk kazandıran büyük bir sanatçıydı. Onun ellerinde, tango müziği artık kesinlikle bir dans müziği değildi; cazdan ve klasik formlardan beslendi ve balo salonları için değil konser salonları için uygun olan yeni bir armoni ve ritim kazandı. Piazzolla, ani değişikliklerden hiçbir zaman korkmadı ve olağan akışı kesintiye uğratıp izleyicinin konsantrasyonunu gerektiren zıt ruh hallerine sahip muazzam eserler yarattı. Piazzolla, 11 Mart 1921'de Arjantin-Mar del Plata'da yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1924'te New York a göç eden ailesi, genç Piazzolla'yı Duke Ellington, Cab Calloway, Carlos Gardel gibi isimlerin kayıtlarıyla büyüttü ve dokuzuncu doğum gününde Piazzolla ya bir bandoneon hediye etti. Piazzolla, bandoneon derslerinin yanı sıra 1933'te klasik piyanist Bela Wilda ile birlikte çalışmaya başladı ve Bach ve Rachmaninoff'un ateşli bir hayranı oldu. 1936'da Piazzolla'nın ailesi Mar del Plata'ya geri döndü ve onun tango müziğine olan tutkusu, kemancı Elvino Vardaro'nun grubu tarafından daha da alevlendi. Piazzolla, 1938'de Buenos Aires'e taşındı ve orada müzisyenlik yaptı. Anibal Troilo Orkestrası ile çalıştı, besteler yaptı. 1944'te Piazzolla, şarkıcının Francisco Fiorentino'nun arkasında orkestra şefi olmak için Troilo'dan ayrıldı. İki yıl sonra, çoğunlukla geleneksel tangolar çaldığı kendi grubunu kurdu. Bu grup 1949'da dağılınca Piazzolla, müzikal yönünü değiştirip daha taze arayışlar içine girmenin yollarını aradı. Ravel, Bartók ve Stravinsky üzerine çalıştıktan sonra Amerikan cazına daldı. 1953 tarihli Buenos Aires adlı eseri klasik bir orkestra ortamında bandoneon kullanıldığı için büyük bir heyecan yarattı. 1954'te Piazzolla, Paris'te Nadia Boulanger dan eğitim almak için bir eğitim bursu kazandı. Boulanger, Piazzolla'yı, tangoyu ihmal etmemeye ve caz ve klasik eğitimiyle tekrar canlandırmaya yönlendirdi. Piazzolla 1955'te vatanına döndü ve tangoyu kendi kendine yeten bir oda müziği olarak icra eden bir grup kurdu. Gelenekçilerin bu durumu protesto eden sesleri, Piazzolla 1958 de grubu dağıtıp New York'a taşınana kadar kesintisiz devam etti. Orada aranjör olarak çalıştı ve kısa süre önce kaybettiği babasının anısına ünlü Adios Nonino yu besteledi. 1960'ta Buenos Aires'e dönen Piazzolla, kurduğu The Quinteto Tango Nuevo grubu ile 60'lı yılların başında, biçimsel yapısını kırarak tangoyu yoğunlaştıracak ve zenginleştirecekti. Piazzolla, başarılı bir Avrupa turnesiyle 70'li yıllara iyi bir başlangıç yaptı; ancak her şey o kadar iyi gitmiyordu. Arjantin hükümeti muhafazakâr bir askeri grup tarafından ele geçirildi ve Piazzolla'nın sembolize ettiği her şey -modern incelik, geleneğe körü körüne bağlı olmama- politik açıdan birden hoş görülmemeye başladı. 1973'te geçirdiği kalp krizinin ardından daha rahat yaşayacağı İtalya'ya taşındı. Orada bandoneonu öne çıkaran Conjunto Electronico adlı bir grup kurdu. Bu dönemde en ünlü bestelerinden Libertango yu yaptı. 1986'da, Amerikalı yapımcı Kip Hanrahan ile kariyerinin en iyi albümü kabul edilen Tango: Zero Hour'u kaydetti. Aynı yıl vibrafon sanatçısı Gary Burton ile birlikte Montreux Caz Festivali'nde çaldı. 1989 da, Arjantin'deki son konserini de içeren, uluslararası bir turneye çıktı. Güney Amerika nın en büyük müzikal figürlerinden ve 20. yüzyılın önemli bestecilerinden biri olan Piazzolla, 4 Temmuz 1992 de Buenos Aires te hayata veda etti.
G. Pelecis Son Şarkı (The Last Song) Bestelenme Tarihi: 2005 Georgs Pelecis'in 'Son Şarkı' (The Last Song) başlıklı eseri, bir şey son kez yapıldığında veya bir yere veda ederken hissedilen duyguları notalarla ifade eden, esasen temelde üzüntü verici bir eserdir. Kısa olmasına rağmen hüznü, dinleyene başarıyla hissettirmesi eserin başarısının bir göstergesi olarak kabul edilir. J. S. Bach İki Keman İçin Konçerto, Re Minör BWV1043 (Doppio Concerto in Re Minor BWV 1043) I. Vivace II. Largo, ma non tanto III. Allegro Bestelenme Tarihi: 1717-1723 Bach Köthen de Prens Leopold un hizmetinde orkestra yöneticisi (Kapellmeister) olduğu 1717-1723 yılları arasında sekiz keman konçertosu yazmıştır. Aslında, Bach ın daha sonraki Leipzig kilise korosu yöneticiliği görevinde, müzikçilerin herhangi bir çalgıyla ilgilenmesine izin vermeyen amirlerine karşın, Köthen Prensliği nde koro bulunmaması bestecinin ve sonraki tüm müzikseverlerin yararına olmuştur: Bach böylece prensin sevdiği çalgı müziğinin şaheserlerini besteleme olanağını bulmuştur; ayrıca Amsterdam daki öğreniminden dönen genç Weimar Prensi Johann Ernst in de buna katkısı büyüktür. Genç prens, daha önceki yıllarda Amsterdam da basılan Vivaldi ve Marcello gibi ünlü İtalyan bestecilerinin konçerto partisyonlarını 1713 te Weimar da bulunan Bach a getirmiş, o da İtalyan stilini dikkatle inceleyebilmişti. Albert Schweitzer in belirttiğine göre Bach ın Köthen de yazdığı keman konçertolarından; ancak pek azı günümüze ulaşabilmiştir. Bunlar da oğlu Philipp Emanuel den kalanlardır. Diğer oğlu Wilhelm Friedemann da olanlar ise kaybolmuştur. Bach ın tüm keman konçertoları arasında en çok sevileni ve tanınanı iki keman için olanıdır. Orkestra partisinin piyano ya da yaylı çalgılar dörtlüsü tarafından da rahatça çalınabilmesi halinde bile güzelliğini yitirmemesi nedeniyle eser, amatörler arasında da ilgi görmüştür. Bu konçertoda tek problem yalnızca iki iyi keman ustası bulabilmektir: Çünkü kanon ya da füg biçiminde gelişen solo partiler, birbirini izleyen diziler, iki solo çalgının büyük bir ustalıkla kaynaştırılması eşdeğer iki yorumcuyu gerektirir. Bach çağında bu yorumcular da 1716 da Berlin de işlerini kaybeden Prusya Krallığı Orkestrası müzikçileri oldu. Bach ın keman konçertolarını Berlin den Köthen e yerleşen ve orkestranın birinci kemancısı olan Joseph Spiess için yazdığı sanılıyor; ana temaları gamlarla oluşan İki Keman İçin Konçerto sunda ise yine Berlin den gelen bir başka kemancının, Martin Friedrich Marcus un katkısı düşünülmüş. Rondo formunda, Re Minör tonda, 4/4 lük ölçüde, canlı (Vivace) tempodaki 1. Bölümde, Bach ın konçerto türüne ilerici yaklaşımı, solo ve tutti partilerde belirginleşir: İki solist sürekli olarak orkestra tarafından desteklenir, böylece solo-tutti dengesi kesinliğini yitirir. Füg biçiminde ilk temayı orkestranın ikinci kemanlarıyla ikinci solist çok canlı şekilde duyurur. Daha sonra da birinci kemanlarla birinci solist aynı temayı tizlerde sergiler. İkinci tema ise solistler tarafından yansıtılır. Tutti temanın böylece yalnızca girişte duyurulduğu bölümde eşdeğerdeki iki solo partisi benzetimlerle, büyük aralıklı (interval) sıçrayışlarla dengeyi sağlar Fa Majör tonda, 12/8 lik ölçüde, fazla ağır ve temkinli olmayan (Largo, ma non troppo) tempodaki 2. Bölüm olağanüstü huzur verici bir havadadır. Adeta bir tapınak içinin mistik atmosferini yansıtan bu gibi bölümlerin Bach tarafından kilisede, koro ayinleri arasında çalgı müziği olarak değerlendirildiğini ve bu nedenle yazıldığını eski müzik uzmanı J. N. Forkel 1802'de Leipzig de bu büyük besteci hakkında yayınlanan -ve ilk eser olma onurunu kazanan- kitabında öne sürmüştü. A. Schweitzer de bu fikrin olsa olsa; ancak İki Keman İçin Konçerto nun ağır bölümü için geçerli olduğunu öne sürer. Orkestranın, yalnızca basit ve hafif sürekli bas (basso continuo) eşliğini yüklenerek, solistlere duygulu bir anlatım olanağı sağladığı siciliano temposundaki sakin akışlı bu bölüme ayrı bir güzellik verdiğini belirtir. Solistlerin biri ön plana geçerken diğeri onu zarif süslemelerle destekler 3. Bölüm 3/4 lük ölçüde, Re Minör tonda, çabuk (Allegro) tempoda canlı ve sevimli bir havada gelişir. İki solist bu kez kanon biçiminde yakın benzetimlerle (imitation) tüm temaları sunar. Orkestra da iki kez teksesli (unison) pasajlarla solistlerin partisini yüklenerek onlara armonik düzende karşıtlık kurma olanağı sağlar. Bölüm yine baştaki Re Minör tonaliteye dönerek, aynı canlı rondo biçiminde sona erer. Eserin ayrıca Do Minör tonda iki klavsen ve orkestra için düzenlemesi (BWV1062) de vardır. *Program notu, İrkin Aktüze nin Müziği Okumak isimli kitabından alınmıştır.
F. Schubert Keman ve Yaylı Çalgılar Orkestrası İçin Fantezi (Düzenleme: V. Kissine) [Fantasia in do maggiore per violino e orchestra d archi (arr.v.kissine)] Bestelenme Tarihi: 1828 Schubert'in kısa süreli yaşamının son yılı olan 1828'de yazdığı kompozisyonlardan birçoğundan farklı olarak bu eser, yumuşak ve çoğunlukla neşelidir. Sanki Viyana dinleyicisinin onayını ister gibidir. Eserin çarpıcı Adagio açılışı, geleneksel Çingene müziğinin seslerini ve deyimlerini kullanır; keman atağa geçerken piyano, Macar cimbalomun tremolandosunu yakalar. Fantasia, Schubert in daha iyi bilinen bir eseri olan solo piyano için Wanderer Fantasy ninkine benzeyen bir planı benimser. Schubert'in oda müziği eserlerinin çoğunda olduğu gibi, armonik düzen karmaşıktır. Üçüncü bölümde Schubert yine "Sei mir gegrüsst" adlı kendi şarkısını kullanır ve bu katılım eseri daha da yükseltir. A. Piazzolla Büyük Tango (Grand Tango) Bestelenme Tarihi: 1982 Paris te Nadia Boulanger nin öğrencisi olan Piazzolla, ülkesi Arjantin de Avrupa, Afrika ve yerel etkiler altında doğan ve gelişen tango dansına 1955 lerden sonra senfonik ve ciddi bir karakter kazandıran, onu konser salonlarına sokan bestecidir. Piazzolla nın 1982 de yazdığı. 12 dakika kadar süren Büyük Tango (Le Grand Tango) başlıklı eseri, ünlü Rus viyolonselcisi Mstislav Rostropoviç (1927-2007) için, aslında viyolonsel ve piyano için bestelenmiştir. Görkemli bir girişle başlayan ve Piazzolla ya özgü her tür vurgulamaları, glissandoları olduğu kadar viyolonsel için duygulu ezgileri de içeren Büyük Tango yu Rostropoviç, Piazzolla öldükten sonra Buenos Aires te çalmış ve olağanüstü büyük sükse yapmıştır. *Program notu, İrkin Aktüze nin Müziği Okumak isimli kitabından alınmıştır. G. Kancheli Alacakaranlık (Twilight) Bestelenme Tarihi: 2004 Giya Kancheli'nin 2004 tarihli eseri Alacakaranlık (Twilight), sanatçının iki keman ve yaylılar için yazdığı ilk eser olma özelliğini taşıyor. Prömiyerini 27 Ocak 2005'te Salzburg'da yapan eser, ölüm üzerine dokunaklı derin düşüncelerin bir ürünüdür. Bu eseri, hastalıktan kurtulduğu ve penceresinin önündeki ağaçların yaprakları ve dallarında değişim ve dönüşüm metaforunu gördüğü bir dönemde yazdığını söyleyen Giya Kancheli eserin yaratım sürecini şöyle anlatır: "Son 10 yıldır yaşadığım ve çalıştığım Antwerp'teki evimde, çalışma masamın önündeki pencereden ne zaman dışarı baksam, kuleler kadar yüksek sıra dışı güzel kavak ağaçları görüyorum. Görünüşleri mevsime göre değişiyor. Ciddi bir hastalıktan kurtulduğumdan beri, doğanın bu harikalarını insan hayatıyla kıyaslamaya başladım. Eseri besteleme sürecinde, bunları düşünürken aklıma sebepsizce eserin başlığını 'Alacakaranlık' koymak geldi." Eserin temelinde bir yumuşaklık, genelinde ise bir aydınlık sezilir. Eserin ortalarında, solistlerin çarpıcı bir yankı efekti yaptığı büyülü bir bölüm bulunur. Yükselen ahenk ve parıltılı tremololar ümit vaat eder; ancak peşi sıra gelen yavaş bölüm, yükselen ümidin yerini derin düşüncelere bıraktırır.
KREMERATA BALTICA GIDON KREMER şef/keman CLARA-JUMI KANG keman 1.Keman Dzeraldas Bidva* Dainius Peseckas Agata Laima Daraskaite Aliona Rachitchi Linas Valickas Mairead Hickey 2.Keman Andrei Valigura* Dainius Puodziukas* Marie-Helen Aavakivi Lina Marija Domarkaite Konstantins Paturskis Ieva Puodziuke Viyola Santa Vizine* Zita Zemovica Vidas Vekerotas Ingars Girnis Çello Mark Cirksis* Peteris Cirksis Peteris Sokolovskis Emma Aleksandra Bandeniece Kontrbas Iurii Gavryliuk* Anton Zhukov Perküsyon Andrei Pushkarev *Grup şefi