Dink cinayeti davasının 10 yılı

Benzer belgeler
Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

FETÖ elebaşının ByLock'taki 'yeğen' grubu

Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı

MİT'ten yurt dışındaki FETÖ'cülere 3 aşamalı operasyon

Ankara Garı Saldırısında Dava Süreci Ne Durumda?

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor?

CHP'lilerin telefonlarının izlenme skandalında kritik bilgiler

TBMM Komisyonu'na gelen belgelere göre, Alevi öğrencilere cemaat yurtlarında yüzde 10 kontenjan ayrılmış

ABD ile vize krizine neden olan Metin Topuz kimdir? İşte gündeme getirilmeyen gizemli geçmişi

Bu sefer ki setimizde TERÖR, ERGENEKON ve DERİN DEVLET konusuna değindik. Oldukça kapsamlı bir çalışma oldu desek abartmış olmayız.

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

10 Ocak 2013 BASIN AÇIKLAMASI

Nedim Şener: Hedef Başbakan

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

FETÖ malikanesi üzerinde ilginç görüntüler

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

ANA DAVA (ĠSTANBUL 14. AĞIR CEZA MAHKEMESĠ Dosya No: 2007/428)

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

FSB yöneticisi Mikhailov, devlet sırlarını ABD'ye sızdırmış

Amerika-Meksika Sınırında Yakalanan Göçmenlerin Başına Bu Geliyor

HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ PROF. ONUR HAMZAOĞLU NA

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

Radikal - Haber, Türkiye, yaşam, ekonomi, spor, sağlık, sanat, sinema, müzik, DVD,...

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

T.C. HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ. sanıkların askerî cezaevinde işledikleri

Samsun daki Pontusçu Faaliyetler

4483 SAYILI KANUNA GÖRE KOVUŞTURMA. Erkan KARAARSLAN

MUSA ANTER ve JİTEM ANA DAVALARI NASIL BİRLEŞTİ? Yazar: Duru Yavan

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Kraliyet Divanı Müsteşarı Suud bin Abdullah el-kahtani : Bana kafasını getirin

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

T.C. ANKARA 9. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2009/1118 KARAR NO : 2010/1600

Her biri Hrant Dink i katletme planının adımları olarak uygulamaya kondu.

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

Mete Yarar'dan 15 Temmuz kitabı : Darbenin Kayıp Saatleri

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

İsrailli casus Eli Cohen'in saati, Suriye'de idam edilmesinden yarım asır sonra ülkesine nasıl geri döndü?

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Cumhuriyet Halk Partisi

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

İstanbul 13 ncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı na

İstanbul 13. Müebbet çıktı

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ MEHMET HÜSEYİN ÇİÇEK - TÜRKİYE DAVASI AHİM 3. DAİRE

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA

İP/Karargah Evleri tertibi böyle başladı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

Cezasızık (Impunity) nedir?

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2012/848 Karar Tarihi: 17/7/2014 R.G. Tarih-Sayı: 12/11/

5. A. TELEFON DİNLEMELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

'ERGENEKON VE 28 ŞUBAT DAVALARINDA SANIK OLANLARIN ADLARI BULUNDU'

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Hrant Dink in katil zanlısına/zanlılarına kahraman muamelesi yapmaları.

Ergenekon'da 19 tahliye, işte tahliye olan isimler

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

: Av. Hüseyin ERSÖZ. Eski Büyükdere Cad. No: 22. Park Plaza Kat: 11 Maslak Sarıyer Istanbul. Tel: 0 (212) Pbx Fax: 0 (212)

OSMAN KAVALA DOSYASI YARGIYI YARGILAMA

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

KANLI PAZAR'DAN MECLİS BAŞKANLIĞI'NA

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

ı.t. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR CANAN TOSUN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/8891)

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

1 ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR BURAK EDİŞ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/11177)

YÖNETİM KURULU 23 EYLÜL 2014 GÜNDEMİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

TÜRKİYE. İfade, Örgütlenme ve Gösteri Hakkı Özgürlüğü

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı TBMM İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

MEMUR YARGILAMALARI DOSYASI

Sarraf konuşuyor : Çağlayan a en az 40 ila 50 milyon avro rüşvet verdim

1-C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, gereği için Hukuk İşleri Birimine tevdiine,

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN. Kanun Numarası : Kabul Tarihi : 02/12/1999

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Davanın selameti için sürgün

HRANT DİNK SUİKASTİ 2. YIL RAPORU

MİT Tasarısı ve Yasin El Kadı lar Fatih Saraç lar ve M.Latif Topbaş lar

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

Ahmet TAKAN : "İşimiz burada" dediler... Türk toprağında İzmir'in işgalini sahnelediler..

Muratcan GÖKDEMİR İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ NDE SORUŞTURMA USULÜ

30 Temmuz 2008 tarihinde Mahkeme başvuru sahiplerinin 3 Eylül 2008 e dek İran a sınır dışı edilmemeleri hakkında 39 sayılı Kuralı yayınladı.

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

Transkript:

Dink cinayeti davasının 10 yılı Dink cinayeti davasının hakimlerinden biri, yargılama sırasında cinayet sürecine ilişkin Bir kitap düşünün, okumaya başladığınızda ortasına gelince sonunda ne olacağını biliyorsunuz demişti. Hrant Dink in ölüme götüren süreç tam olarak böyle tanımlanabilir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hiç bir cinayet Ankara nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak diyordu. Dink cinayeti o dehlizlerde kaybolacak mı bilinmez ama cinayeti tam da o dehlizlerden çıktı. Türkiye'nin yakın tarihi siyasi cinayetlerle ve bu siyasi cinayetlerin bitmeyen davalarıyla dolu. Dink cinayeti davasının serüveniyse, diğer siyasi cinayet davalarından biraz farklı. Dink cinayetinin ardından başlayan yargılama süreci, Dink davasının da bitmeyen davalar kervanına katılacağına dair kaygıları güçlendirmişti. Türkiye'nin siyasi ikliminde yaşanan çalkantılar, bu çalkantıların açtığı çatlaklar, Dink davasındaki sis bulutunu biraz da olsa araladı. Dink cinayetinde dahli veya kusuru olan bazı kamu görevlileri bugün yargı önünde. Cinayete eşlik eden bazı jandarma görevlileri de yakın zaman önce tutuklandı. Öte yandan, Milli İstihbarat Teşkilatı gibi bazı kurumlar ve Dink'i hedef haline getiren bazı isimler halen yargı önüne çıkmamışken, vur emri ni kimin verdiği hala bilmiyoruz. Bu nedenle davada sis perdesi biraz olsun aralansa da hala olduğu yerde duruyor Dink cinayetinin ardından başlayan yargılama süreci, Türkiye'nin geçmişindeki diğer bütün siyasi cinayetlerin ardından başlayan yargılamalar gibi oldu. Yargılamanın devam ettiği ilk beş yılda üç beş tetikçinin ötesine geçilmedi, soruşturma genişletilmedi. Kamu görevlilerini gösteren izlere rağmen, Jandarma, MİT ve Emniyet görevlileri, mümkün olduğu kadar dava dosyasından uzak tutulmaya çalışıldı. Yargılamanın ilk duruşmasından itibaren, Dink ailesi avukatları Jandarma görevlileriyle ilgili etkili bir soruşturma yapılmasını istese de bu talepleri kabul görmedi. Soruşturma dosyasında kayda değer tek bir işlem yapılmadı.

Bütün bu soruşturmama kararları verilirken hükümet ile cemaat arasındaki kavga henüz başlamamıştı. Cinayet öncesi Hrant Dink hedefimizdir Hrant Dink in Agos Gazetesini kurmadan yıllar önce Türkiye deki sol siyasi hareketler içinde yer aldığı biliniyor. Dink, muhtemelen bu hareketler içinde yer alan diğer herkes gibi devletin gözetimi altındaydı. Yıllar sonra ölümüyle ilgi yargılama devam ederken tutuklu istihbaratçı polis şeflerinden Ali Fuat Yılmazer, 70 lerden bu yana Dink i takip ettiklerini söylüyordu. Dink, Agos gazetesini kurduktan sonra takip edilme nedeni de, kategorisi de değişti. Hrant Dink, uzun yıllar pasaport alamamış, yurt dışına çıkmasına izin verilmemişti. Çünkü devletin hedefindeydi ; devlet tam olarak öyle tarif ediyordu. Dink öldürüldükten yıllar sonra İstihbarat Şubesinin, Hrant Dink Ermenilik faaliyetleri kapsamında hedefimizdir diyerek Dink i takip ettiği ortaya çıktı. Yazının tarihi 1997 ydi. Yani Dink öldürülmeden tam 10 yıl önce... İlk suikast kaydı Agos mütevazi yayın hayatına, Dink de gazetedeki köşesinde yazmaya devam ediyordu. İlk ölüm tehdidi devlet kayıtlarına 2003 Ocak ayında girdi. Bir ihbar mektubunda Sydney e gidecek olan Dink e suikast düzenleneceğine söyleniyordu. Hrant Dink in hedef haline getirilmesi için bahane olan Ermeni Kimliği başlıklı yazı dizisi, 7 Kasım 2003 te Agos da yayınlanmaya başlandı. Türkiye de Ermeniler için her dönem oldukça zorlu olsa da, özellikle Avrupa meclislerinin herhangi birinde soykırım meselesi gündeme geldiğinde Türkiye deki bir Ermeni için hayat daha da zorlaşıyordu. Ermenilere yönelik olarak sürekli hale gelen ve hatta devletin zirvesinin diline doladığı nefret söylemleri 2003 yılı itibariyle gittikçe arttı; koruma talep edilmesini gerektirecek duruma geldi. 2004 Ocak ayında Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, İstanbul Valiliğine başvurarak Ermeni kurumlarının korunmasını istedi. Bu başvurudan iki gün sonra Agos gazetesinde Hrant Dink imzasıyla Türk ten Kurtulmak başlıklı yazı yayımladı.

Zorlu yıl 2004 Yazı yayınlanır yayınlanmaz, Türk Ortodoks Kilisesi Başkanı ve daha sonra Ergenekon davası sanığı olarak yargılanan Sevgi Erenerol, suç duyurusunda bulundu. Bir hafta sonra Dink, 6 Şubat 2004 de Sabiha Gökçen in Ermeni bir yetim olduğuna ilişkin haberini yayınladı. Bir hafta sonra ise yine daha sonra yargılanmasına neden olacak Ermenistan la Tanışmak başlıklı yazıyı yayımladı. Bu yazı hakkında da Erenerol tarafından suç duyurusunda bulunuldu. Erenerol un yanı sıra İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesinin amiri Avni Usta da tetkike değer diyerek Şişli Savcılığına yazıyı gönderdi. Dink in Sabiha Gökçen haberiyle ilgili herhangi bir suç duyurusu veya işlem yapılmadı. Yazı Agos ta yayınlandıktan 16 gün sonra 21 Şubat 2004 te Hürriyet Gazetesinin manşetinde yer aldı. Yayının ertesi günü Genelkurmay Başkanlığı açıklama yaptı: Milli değerlerimize yönelik bu tip yayımların ne amaçla yapıldığı Türk toplumunun büyük bir kesimince artık anlaşılmakta ve endişe ile izlenmektedir. Genelkurmay ın açıklamasının ardından Hrant Dink valiliğe çağrılarak Vali Yardımcısı ve iki MİT görevlisiyle görüşmek zorunda kaldı. MİT, Dink in ölümünden sonra görüşme için Sabiha Gökçen ile ilgili haberlerin toplum içinde infial uyandırabileceği, duyum ve söylentilere dayanan bu haberi yayınlamanın özellikle toplumda bulunan bazı kişi ve çevrelerce çarpıtarak kullanılabileceği hususları ifade edilmiştir dedi. Dink ise aynı görüşmeyle ilgili gazetesinde çıkan yazısında haddim bildirildi demişti. Dink hakkında ardı ardında Türkiye nin pek çok yerinden suç duyurusunda bulunuldu. Bir yandan da Agos önünde Dink, öfke ve nefretimizin hedefidir pankartlarıyla eylemler yapılır olmuştu. 30 Mart 2004 te dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek in oluruyla Dink hakkında soruşturma izni verildi, dava açıldı, yargılama başladı. Dink artık adliye önünde protesto ediliyor, adliye içinde saldırıya uğruyordu. Ergenekon davası sanıklarından avukat Kemal Kerinçsiz, duruşmalara müdahil olmak için talepte bulunuyordu. Yine Ergenekon sanıklarından emekli Jandarma Tuğgeneral Veli Küçük de bir duruşmayı izlemeye geldi ve müdahillik talebinde bulundu. Dink hakkında, kendisi hakkında açılan soruşturmanın haberini yaptığı için bir dava daha açıldı. Ardından Reuters e verdiği röportaj nedeniyle bir dava daha açıldı. 2006 yılı Ekim ayında, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, bir kez daha Ermeni kurumlarının korunması için Valiliğe başvurdu. O esnada Trabzon Hayal, Ermenilere kin besliyor Dink, kamuoyunun gündeminden düşmezken, Trabzon da Mc Donald s bombacısı Yasin Hayal in Ermenilere dönük kin beslediği ve İstanbul da eylem yapmayı planladığı bilgisi 2005 yılının Ekim ayında Emniyet İstihbaratının kayıtlarına girdi. Bilgi, Trabzon da polis muhbiri

olan Erhan Tuncel den geliyordu. Hayal in organize bir suç örgütü içinde yer alan şahıslara irtibatlı olduğu ve TNT bombası aradığını da İstihbarat Şubesi polisleri 2006 yılı Ocak ayı itibariyle biliyordu. 5 Şubat 2006 da Trabzon da yaşayan Rahip Andrea Santoro, görev yaptığı kilisede öldürüldü. Santoro nun öldürülmesinden 10 gün sonra, 15 Şubat 2006 da Yasin Hayal in İstanbul a giderek ne pahasına olursa olsun Hrant Dink i öldüreceği bilgisi Trabzon İstihbarat Şubesi polisleri tarafından kayıt altına alınmıştı bile. Bu bilgi Ankara Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı ve İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi ne gönderildi. Trabzon da Emniyet İstihbarat, Yasin Hayal in Dink i öldürmekten vazgeçmediğini rapor etti. Aynı raporda Hayal in dinlendiğini bildiği için telefon kullanmayı bıraktığı da belirtiliyordu. Bu bilgiden sonra Yasin Hayal den bilgi getiren polis muhbiri Erhan Tuncel, muhbirlikten çıkartıldı. Hrant Dink 19 Ocak 2007 de katledildi. Dink katledildikten hemen sonra dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, kameraların karşısına geçti. Cerrah, Bu iş örgüt işi değil, milliyetçi duygularla birkaç kişi tarafından işlenmiş açıklamasını yaptı. İlk yargılama: Dalganın en büyüğü Dink in öldürülmesiyle ilgili olarak ilk yargı süreci Nisan 2007 de başladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi nde görülen davada 18 kişi yargılanıyordu. İlk duruşma 2 Temmuz

2007 de görüldü. Dink Ailesinin avukatlığını yapmak için 500 e yakın avukat başvurdu. İlk duruşmada polis muhbiri Erhan Tuncel, Dink in öldürüleceği bilgisini istihbarat görevlilerine verdiğini söyledi. Yargılamanın daha ikinci duruşmasında, Erhan Tuncel in söylediği raporlar mahkemeye ulaştı. İkinci duruşmadan itibaren, bugün devam eden soruşturmanın en önemli isimlerinden biri olduğu kabul edilen Trabzon Jandarma İstihbarat görevlisinin Veysel Şahin olduğu biliniyordu. Şahin, cinayetten 9 yıl sonra tutuklandı. Yargılama devam ederken Dink ailesi avukatları, İstanbul ve Trabzon da görevli olan, aralarında Cerrah ın da bulunduğu kamu görevlilerinin yargılanması için başvurularda bulunmaya başladı. Trabzon ve İstanbul Valilikleri, soruşturma izinlerini vermedi, Bölge İdare Mahkemeleri avukatların itirazlarını reddetti. Mahkeme, İstanbul Valiliği ne, Valilik makamında Dink le yapılan görüşmeye dair bilgi sordu. Valilik uzun süre mahkemenin bu sorusunu yanıtlamadı. MİT yıllar sonra görüşmeye katılanların MİT Bölge Başkanı Özel Yılmaz ve MİT görevlisi Handan Selçuk olduğunu soruşturma makamlarına bildirecekti. Özel Yılmaz, Savcılığa verdiği ifadesinde, dönemin MİT müsteşarı Şenkal Atasagun un talebi üzerine Dink le görüştüklerini söyledi. 8 Ekim 2007 de Savcılık, açık olan soruşturma dosyasına ilişkin gizlilik kararı aldırdı. Böylece soruşturma dosyası Dink ailesi avukatlarına da kapatılmış oldu. Cinayet sonrasında tetikçi Ogün Samast ın Samsun da polislerle ve Türk bayrağıyla çektirdiği fotoğraf ortaya çıktı ve çok tartışıldı. 30 Ekim 2007 de Samsun da Ogün Samast a kahraman muamelesi yapan polis memuru hakkında dava açıldı. Öte yandan Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı da Trabzon daki Jandarma görevlileri hakkında soruşturma başlattı. İddianame hazırlandı ve 2008 Nisan ayında Trabzon daki Jandarma görevlileri hakkında dava açıldı. Dava açılanlar arasında Jandarma Alay Komutanı Ali Öz de bulunuyordu. O dosyada yargılanan Öz ve diğer Jandarma görevlilerinin tutuklanması için de daha 9 yıl vardı. Dink ailesi avukatları, İstanbul 14. Ceza Mahkemesi ve İstanbul Savcılığı na, Trabzon ve Samsun da devam eden yargılama ve soruşturmaların ana davayla birleşmesi için dilekçe verdi. Dilekçelerin hepsi reddedildi. Soruşturmaların tamamının İstanbul Cumhuriyet Savcılığında birleştirilmesine de daha 9 yıl vardı. Avukat Fethiye Çetin, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi nde devam eden yargılamalarla ilgili Dalga geçtiler demişti. Yargılama boyunca sanık avukatları Hrant Dink e ve Dink ailesine hakaretler etti. Daha sonra Ergenekon Davası sanığı olan Fuat Turgut, bu nedenle mahkemeden kovuldu. 7 Temmuz 2008 de davanın sanıklarından, azmettirci Yasin Hayal in eniştesi Coşkun İğci, mahkemede verdiği ifadesinde, Dink in öldürüleceğine dair bilgiyi Jandarma İstihbarat a verdiğini söyledi. Dava devam ederken Devlet Denetleme Kurulu, Başbakanlık Müfettişleri ve İçişleri Bakanlığı Müfettişleri kamu görevlileriyle ilgili inceleme yaptılar; kamu görevlilerinin bir kısmı için

soruşturma açılması gerektiğine kara verdiler. İnceleme yapan müfettişlerin bir kısmı şu anda tutuklu bulunuyor. 2008 in Ekim ayından itibaren Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlileri mahkemede tanık olarak dinlenmeye başladı. Tanık olarak ifade veren polisler, Dink in öldürülmesine dönük somut bir istihbarat veya faaliyet olmadığını iddia ettiler. Bu polis memurları şu anda davada sanık olarak yargılanıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri, soruşturma ve yargılama süreçlerinin dışında tutuldular. Dink ailesi avukatları, Cerrah ın da aralarında bulunduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlisi polislerin ve Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevlisi polis memurlarının tanık olarak dinlenmesini istedi. Mahkeme heyeti talepleri reddetti. O polislerin sanık olarak yargılanması için de 9 yıl geçmesi gerekti. Görülen 25 duruşma boyunca kamu görevlilerin mahkemeye gelmesi yönündeki bütün talepler reddedildi. Yargılama makamının gönülsüzlüğü, resmi kurumların ve bürokrasinin direnciyle birleşince etkili ve kapsamlı olmaktan uzak, görünürde bir yargılama faaliyeti yürütüldü. Bu süreçte her kurum, adeta güçlü bir irade tarafından kurgulanan bir oyunda kendisine biçilen oyunu oynadı. Cinayeti önleme konusunda belirleyici görevi ve işlenmesinden dolayı sorumluluğu olanlara dokunulmadı. Hakim Rüstem Eryılmaz ın başkanı olduğu mahkeme, bu 25 duruşma sonrasında, 17 Ocak 2012 günü kararı açıkladı; örgüt yoktur dedi. Mahkeme, Cerrah ın ilk gün söylediği gibi cinayetin üç beş gencin işi olduğuna karar verdi. Dink ailesi avukatlarından Fethiye Çetin mahkemenin kararını Dalganın en büyüğünü sona saklamışlar diye değerlendirdi. Kırılma noktaları Dink cinayeti davasındaki en büyük kırılma noktası, bugün FETÖ olarak adlandırılan Fetullah Gülen Cemaati ile hükümet arasında başlayan kavga oldu. Kavga başladıktan sonra, cemaatçi olduğu iddia edilen polisler de soruşturma konusu olmaya başladı. Ancak bu kavga

devam ederken ortaya çıkan bazı mahkeme kararları da yargılamada biraz olsun yol alınmasını sağladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi nin yargılaması devam ederken, yargılama sürecinin uzaması ve etkisiz olması nedeniyle Dink ailesi avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne (AİHM) başvurdu. AİHM, usulen koyduğu iç hukuk yolları tükenmelidir şartına bir istisna yaptı ve Dink cinayetiyle ilgili iç hukuk yolları devam ederken, 10 Şubat 2010 da kararını açıkladı. Türkiye yi mahkum eden AİHM in mahkumiyet kararında, kamu görevlilerine ilişkin etkin soruşturma yapılmadığı belirtiliyordu. Böylece kamu görevlilerinin soruşturulması yönünde önemli bir karar alınmış oldu. AİHM kararını veredursun, İstanbul daki yerel mahkeme yargılamaya devam ediyordu. 12 Kasım 2012 de Dink ailesi avukatları Anayasa Mahkemesi ne başvuruda bulundu. İki yıl sonra, 17 Temmuz 2014 te Anayasa Mahkemesi Dink cinayeti davasında ihlal kararı verdi. 13 Mayıs 2013 de Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Dink cinayeti davasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi nin verdiği kararı bozdu; örgüt var dedi ve dosyayı yerel mahkemeye gönderdi. 2013 yılının Nisan ayında dördüncü yargı paketi olarak anılan yasal değişikler yapılırken, Dink cinayeti davasını da yakından ilgilendiren önemli bir düzenleme yapıldı. AİHM tarafından etkin soruşturma yürütülmediğine karar verilen davalarda, soruşturma açılmasına olanak sağlandı. Bunun üzerine, Temmuz 2013 te Dink ailesi avukatları, Trabzon Emniyet, Jandarma, İstanbul Valilik ve Emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı na başvuruda bulundu. 28 Kasım da İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve cinayetle ilgili soruşturma açılması istenen diğer isimlerle ilgili soruşturma izni vermedi. 22 Ocak 2014 de Bölge İdare Mahkemesi de bu kararı onayladı. Neticede 21 Şubat ta da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verdi. 21 Mayıs 2014 te Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nın kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararını kaldırdı. Mahkeme AİHM kararına ve dördüncü yargı paketinde yapılan yasal değişikliğe dikkat çekti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bunun üzerine mahkemenin verdiği kararın kamu yararı için bozulması talebiyle 4 Haziran da Adalet Bakanlığı na başvurdu. Bakanlık, savcılığın talebini reddetti. Böylece, yıllarca korunan kamu görevlileri için adliye yolları göründü. İlk tutuklama İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkeme kararlarının ardından, yıllardır hiçbir ciddi gelişmenin yaşanmadığı Dink cinayeti dosyasını yeniden raftan indirdi. 13 Ocak 2015 te, cinayetin üzerinden tam 7 yıl geçtikten sonra ilk olarak dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi polis memurları Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu soruşturma kapsamında tutuklandı. 18 Ocak ta da Cizre Emniyet Müdürü olarak görev yapan, yine dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Ercan Demir

tutuklandı. 6 Mart ta dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek; 28 Mayıs ta da Emniyet İstihbarat Dairesi C Şubeden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer tutuklandı. İddianamesinin arkasında duran savcı Soruşturmayı yürüten savcı Gökalp Kökçü, 22 Ekim de aralarında dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç ve Ramazan Akyürek in de sanık olarak bulunduğu iddianameyi mahkemeye gönderdi. Türkiye hukuk tarihinde yaşanmayan şeyler yaşanmaya başlamıştı. Aynı gün iddianame teknik gerekçelerle geri gönderildi. Kökçü, 25 Ekim de bir kez daha iddianamesini mahkemeye gönderdi. Teknik olarak iddianamenin mahkemeye gidebilmesi için öncelikle Başsavcılığa gönderilmesi gerekiyordu. Başsavcılık, 3 Kasım da iddianameyi savcıya geri gönderdi; kasten öldürme suçu ile şahıslar arasında illiyet bağını yeterli düzeyde delillendirilmemesi gerekçe gösteriliyordu. Savcı Kökçü, 4 Kasım da iddianamesine bir isim daha ekleyerek yeniden mahkemeye gönderdi. İddianamenin iade edilmesinin asıl nedeninin Ahmet İlhan Güler ve Celalettin Cerrah ın dosyada bulunması olduğu iddia edildi. Savcının ısrarıyla iddianame mahkeme tarafından kabul edildi ama Dink soruşturmasında, hala dokunulması istenmeyen bazı direnç noktalarının olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu. Savcı Kökçü, bir yandan da Jandarma görevlileriyle ilgili soruşturmayı yürütürken dosyadan alındı.

Dink davasında bir eşik: 15 Temmuz Kavga nasıl başladı? 2012 yılının Şubat ayında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasıyla, hükümet ve cemaat arasındaki kavga gün yüzüne çıkmış oldu. Kavganın bütün şiddetiyle hissedildiği yerlerden biri de Dink cinayeti soruşturması oldu. Yıllarca hiç ilerlemeyen soruşturma dosyası, bir anda hareketlendi. Cemaatin adı Dink dosyasında Savcı Kökçü, kamu görevlilerinin ihmallerine ilişkin hazırladığı iddianamesinde, FETÖ'nün (Fethullah Gülen Cemaati, Erdoğan'ın FETÖ tabirini kullanmasından sonra FETÖ olarak anılmaya başlamıştı) cinayeti bütün ayrıntılarına kadar bildiğini iddia ederek 'yol verilen cinayet' olarak tanımladı. Görüntü var kendileri yok Soruşturma derinleştirildikçe bazı Jandarma görevlilerinin de cinayetle olan ilişkisi ortaya çıkmaya başladı. Cinayetten tam 9 yıl sonra, cinayet günü, tetikçi Ogün Samast'a eşlik eden Jandarma görevlilerinin görüntüleri basına verildi. 2015 yılının Kasım ayında, jandarmanın olay yerinde olduğuna dair kanıtlar savcılık dosyasına girdi. Ancak gözaltına alınan veya ifade çağırılan olmadı. Yeni eşik 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından, Dink cinayeti soruşturması, yeni bir aşamaya taşındı. Darbe girişimi öncesinde Dink cinayeti soruşturma dosyasından alınan Savcı Gökalp Kökçü, dosyaya yeniden atandı. Savcı Kökçü, Dink cinayetinin yanı sıra pek çok önemli darbe soruşturmasının da savcısı oldu. Soruşturmada daha önce uzanılamayan kurumlardan biri olan Jandarma'ya operasyon başladı. Zira Dink cinayeti soruşturmasında da adı geçen bazı Jandarma görevlileri darbe girişimine katıldıkları gerekçesiyle tutuklanmıştı. Darbe girişimi sonrasında Dink cinayetiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla, aralarında üst düzey rütbelilerin de bulunduğu 30'u aşkın jandarma görevlisi gözaltına alındı, 15 jandarma görevlisi tutuklandı. Dink cinayeti darbe dosyasında Dink cinayetindeki jandarma soruşturmasında henüz dava açılmış değil. Ancak darbe soruşturmalarıyla ilgili hazırlanan iddianamelerde Dink cinayetine atıf yapılmaya başlandı. 15 Temmuz Darbe Girişimi iddianameleri, Dink cinayetini, FETÖ nün darbeye giden yolda ilk silahlı eylemi olarak kabul ediyor.

Darbe öncesinde, Dink cinayeti soruşturması savcısının yaklaşımı cinayetin 'araç suç' olduğu yönündeydi. Dink cinayetinin, silahlı terör örgütünün amaçlarını gerçekleştirme adına işlenmesine izin verilmiş araç suç niteliğinde olduğu vurgulanmıştı. Cinayete ilişkin tanımlama 15 Temmuz un ardından değişti. Cinayete giden süreçle cinayeti birbirinden bağımsız değerlendirmeyen Dink ailesi avukatları, cinayeti sadece Gülen Cemaati nin faaliyetiyle açıklayan iddialar konusunda temkinli. Avukatlar, Dink'in yazdığı Sabiha Gökçen haberi ardından Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklamanın, Valilik makamında Dink'in tehdit edilmesinin, duruşmalarda saldırıya uğramasının, hedef haline getirilmesinin, Dink e koruma sağlanmamasının cinayetle bağı olduğunu sık sık dile getiriyorlar; cinayette birçok kişinin ve yapının ortaklaştığını belirterek Dink cinayetine 'mutabakat cinayeti' adını veriyorlar. Dink ailesi avukatları, Gülen cemaatiyle adı zikredilen kişilerin de cinayette önemli iştirakleri ve sorumlulukları olduğunu da dile getirmekle birlikte, esas yorumlarını, iddianameyi ve delilleri gördükten sonra yapmak niyetindeler. Cinayetin üzerinden 10 yıl geçti. Cinayet davasında henüz Hrant Dink'in vurulması emrini kimin verdiği belirsiz. FETÖ ve 15 Temmuz Darbe Girişimi iddiasıyla ilgili olarak yargılamalar yeni başladı. FETÖ ve Dink cinayeti bağlantısı konusundaki iddiaların ne kadar derinleşeceği ise belirsiz. Yargılama sürecine dönük müdahalelerse soru işaretleri yaratıyor. Dink davasını yürüten mahkemenin önce üye hakimleri değiştirildi. Yeni atanan hakimlerden biri FETÖ soruşturmasından gözaltına alındı. Yargılamayı başından bu yana sürdüren Mahkeme Başkanı da yakın zamanda dosyadan alınarak başka bir mahkemede görevlendirildi. Siyasi iklimde meydana gelen değişiklikler, on yılın ardından Dink cinayetine dair pek çok şeyi açığa çıkarttı. Ancak yine farklı bir siyasi iklim 10 yıl boyunca aynı gerçekleri karartmıştı. Adalet için 10 yılda birkaç adım atabildik. Ancak hakikat için kaç yıl gerekli, henüz bilmiyoruz. [status draft] [nogallery] [geotag on] [publicize off twitter facebook] [category istihbarat] [tags HRANT DİNK DOSYASI, Dink cinayeti, dava]