08:30 08:50 Gelibolu Akbaş Şehitliği 32 km. 08:50 09:20 Akbaş Şehitliği 09:20 09:30 Akbaş Şehitliği Büyük Anafarta Şehitliği 15 km.

Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER

ÇANAKKALE DENİZ MUHAREBELERİNİN DENİZDE DÖNEMİN ŞARTLARINA GÖRE TASARLANMIŞ SAVAŞ GEMİSİNDE KRİTİK OLAYLARIN YAŞANDIĞI YER VE SIRAYA GÖRE TANITILMASI

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

BİRİNCİ BÖLÜM HAREKÂT ALANININ COĞRAFİ VE TOPOĞRAFİK DURUMU, TARAFLARIN HAREKÂT PLANLARI, 5 İNCİ ORDU İLE 3 ÜNCÜ KOLORDU KARARGÂHLARINDAKİ FAALİYETLER

Çanakkale Geçilmez! Şehitler Haykırdı:

ÇANAKKALE SAVAŞI NDA SAĞLIKÇILAR. Yrd. Doç. Dr. Burhan SAYILIR

SAYFA BELGELER NUMARASI

Genelkurmay Başkanlığı Çanakkale Zaferi nin 100.Yılında daha önce yayınlanmamış fotoğrafları paylaştı.

OKUL GEZİSİ ( 1 MAYIS - 4 MAYIS 2013)

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ

ATATÜRK ün Balmumu Heykelleri

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ

1915 ÇANAKKALE SAVAŞI BİLGİ YARIŞMASI SORULARI

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

100. Yılında Çanakkale ye Develi den güzel bir ziyaret gerçekleştirildi. Fethinin 562. Yılı olması münasebetiyle gezinin ilk yarısı İstanbul a

Ziyaret. Adabı. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bu tümsek, Anadolu nda, İstiklâl uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmed in yattığı yerdir.

Çanakkale Savaşı'nda Neler Yaşandı?

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz

22-26 Nisan 2011Tarihleri arasında TİF(Türkiye İzcilik Federasyonu) nun Çanakkale'deki

GEZİLECEK GÖRÜLECEK YERLER

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI

ÇANAKKALE SAVAŞLARI NDA MUSTAFA KEMAL İN ROLÜ. Bayram Akça *

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

Osmanlı tarihinde çok dikkat. Çanakkale Savaşlarından 110 yıl önce yaşanan Çanakkale Savaşı. Evrensel Bakış Açısı Gürbüz Evren

AVRUPADA GÜÇLER DENGESİ

Eceabat Gezi Rehberi

İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR R5)

Resim-2 Genelkurmay başkanlığı, Eskişehir - Afyon hattına yerleşen düşmanın savunma ve berkitme faaliyetleri ile bulunduğu bölgede daha fazla

ÖZLÜCE. Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. ÖZLÜCE İLKOKULU&ORTAOKULU E-DERGİSİ MART-2018 SAYI: 4.

Çarlık Rusya ordusu, 1917 yılında, Doğu Anadolu yu işgal. Türk Askerlerinin Ele Geçirdiği Rus Köyü. Galiçya Cephesi ve

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU


Sayın Büyükelçilerim, Sayın Komutanım, Saygıdeğer Konuklar, Değerli Basın Mensupları;

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

TÜRKİYE NİN KORE SAVAŞI NA KATILIŞI VE KUNURİ MUHAREBELERİ

Evrensel Bakış Açısı. Fransız Taburunu Esir Alan

BD MART Yeni Zelanda Kaynaklarında Çanakkale Deniz Muharebeleri

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

ÇANAKKALE & GELİBOLU (Günübirlik)

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

1

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI

YILINDAKİ DEV YATIRIMLAR VE ESERLER

Dunkirk'ün gerçek tarihi

TARİHİ ALANDA YER ALAN MÜZE, TANITIM VE SİMÜLASYON MERKEZLERİ İLE ÖREN YERLERİNE GİRİŞLERDE UYGULANACAK USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNERGE

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

Bir İngiliz Resmi Yayınına Göre Çanakkale Cephesine Ait Bazı İstatistikî Bilgiler

T.C. ECEABAT KAYMAKAMLIĞI ECEABAT İLÇESİ VE KÖYLERİNE HİZMET GÖTÜRME BİRLİĞİ 2011 YILI FAALİYET RAPORU

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. Müze Bilinci (Atatürk Anıtları) 2 Ders Saati (40+40dk)

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ SAVAŞ ÖNCESİ GENEL DURUM

Canakkale ismini önce ilkokul sınıflarında,

YILINDAKİ DEV YATIRIMLAR VE ESERLER

BÜYÜK TAARRUZ DA SUGÖREN KÖYÜ (12 30 AĞUSTOS 1922)

Ocak 1995: Nehri yüzerek geçen Çeçen gerillalar Rus tankını imha etti

KORE DE TÜRK MUHAREBELERİ

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

7 MART - 15 AĞUSTOS 2015

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

Beykozlu Şehidimiz Er Erhan TERLETME ye Son Görev - Özgün Haber

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

TARİH ŞEHİTLİK VE ŞEHİTLİKLER YURTDIŞI ŞEHİTLİKLER

T.C. ÇANAKKALE VALİLİĞİ ECEABAT KAYMAKAMLIĞI İLÇE EYLEM PLANI

Atatürk ve Ağustos Ayı

ÇANAKKALE DENİZ MUHAREBELERİNİN DENİZDE DÖNEMİN ŞARTLARINA GÖRE TASARLANMIŞ SAVAŞ GEMİSİNDE KRİTİK OLAYLARIN YAŞANDIĞI YER VE SIRAYA GÖRE TANITILMASI

İnebolu' nun büyük tonajlı gemileri barındıracak büyük bir limanı yoku.

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

DENİZ MAYINLARI GRUP KOMUTANI BİNBAŞI NAZMİ BEY'İN GÜNLÜĞÜ ( ) ÜZERİNE

BEN ÖLMEDİM Kİ ANNE!!! (Kahraman Bir Mehmetçiğin Öyküsü) Teğmen Ahmet Hüsamettin

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Çanakkale Muharebelerİ nin İdaresİ

İşte ihanet yıllığı HIZLA YÜKSELDİLER

Türkiye ile İngiltere savaşın eşiğinden dönmüş!

Sınıf [ B-PİSA ] 1. Dönem - 1. Uygulama

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

Hürkuş a Türk Savunmayii nin İlkleri


AKINCI PALETLİ ZIRHLI MUHAREBE ARACI

Türkiye'nin ilk milli uçak gemisi "TCG Anadolu" ilk kez görüntülendi

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

ÇIĞ ÖNCESİNDE ÖNCELİKLE ÇIĞ BÖLGELERİNE YENİ YERLEŞİM BİRİMLERİ KURULMAMALI. ÇIĞ VE SEL YATAKLARINDA VAR OLAN YAPILAR DERHAL KALDIRILMALI.

Edirne Tarihi - Edirne nin Yaşadığı İşgaller. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ÇANAKKALE DESTANI TANITIM MERKEZİ

Herkesin Kalbi Çanakkale de Attı

Çanakkale Zaferi nin kahramanları!

ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN LİSTESİ

67. SOHBET ÇANAKKALE ZAFERİ ÇANAKKALE YE GELMEDEN. ÇANAKKALE SAVAŞı'NıN ZAHİR NEDENLERİ EV SOHBETLERİ

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İTÜ SAVUNMA TEKNOLOJİLERİ KULÜBÜ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi ne girdi.

TERCÜME-İ HALİMDEN BİR HÜLASA.

ÇANAKKALE & EDİRNE GEZİSİ

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

18 Martta Çanakkale Zaferinin yüzüncü yılını kutlayacağız. Tam bir asır önce dedelerimiz insanlık tarihinin en şanlı destanlarından birini yazmıştır.

Transkript:

08:30 08:50 Gelibolu Akbaş Şehitliği 32 km. 08:50 09:20 Akbaş Şehitliği 09:20 09:30 Akbaş Şehitliği Büyük Anafarta Şehitliği 15 km. 09:30 09:50 Büyük Anafarta Şehitliği 09:50 10:00 Büyük Anafarta Şehitliği Anzak Koyu Yazıtı 8 km. 09:50 Damakçı Bayırı Yazıtı 10:00 Anzak Koyu & Arıburnu Mezarlığı 10:15 10:20 Anzak Koyu Kabatepe Tanıtma Merkezi 4 km. 10:20 12:00 ÇANAKKALE DESTANI TANITIM MERKEZİ 12:15 12:20 Mehmetçiğe Saygı Anıtı 2 km. 12:30 12:50 Karayörük Dere Şehitliği 1 km.

AKBAŞ ŞEHİTLİĞİ Çanakkale Savaşlarında 25 Nisan 1915 tarihinde, Arıburnu ve Anafartalar mıntıkasında ağır yaralanan askerlerimizi, İstanbul da hastane haline getirilen Selimiye Kışlasına götürmek üzere Akbaş İskelesi nde bekleyen Halep adlı gemi, İngilizler tarafından batırılmış, geminin personeliyle beraber ağır yaralı 200 Türk askeri şehit düşmüştür. Şehitler kanlı elbiseleriyle toplu olarak buraya gömülmüşlerdir. Bu anıt mezar temsili olup, gerçek şehitlik bu anıt mezarlığın karşısında yolun Yalova köyü istikametinde sağ tarafında yoldan 25 metre yukarıdadır. Akbaş Şehitliği Gelibolu Eceabat yolu üzerinde, Eceabat`a 12 km, Gelibolu`ya 35 km mesafededir. Şehitlik bir dönümden fazla bir büyüklüğe sahiptir. İçinde yaklaşık 6 metre yükseklikte bir anıt yer almaktadır. Eski Şehitlik 1945te yapılmıştır. 27 Kasım 1999`da restore edilerek ziyarete açılmıştır. Şehitliğin içinde burada yatan askerlerin anısına, kesme taşlardan yapılmış, 6 metre yüksekliğinde bir anıt bulunmaktadır. Diğer askerlerin mezarları ise bu şehitliğin arkasında yolun üst tarafında kalan tepe ve arazide dağınık bir hâlde bulunmaktadır. Eski şehitliğin arka kısmında Yeni Akbaş şehitliği 2013 yılında bitirilmiştir. Çanakkale`de savaşan ve yaralanan kahraman Mehmetçik`in burada kurulan hastaneye getirildikten sonra şehit düşenlerin anısına yapılmıştır. Akbaş İskelesi`nden gemilerle başka hastanelere nakledilmişlerdir.çanakkale Muharebelerinde Türk kuvvetlerinin başlıca ikmal iskelelerinden biri olan Akbaş Limanı, Müttefik kuvvetlerin denizaltı ve hava hücumlarının hedefi olmuştur. Akbaş Limanı ve arkasındaki vadi, Türk ordusunun cephe gerisindeki başlıca seyyar hastanelerinin bulunduğu yerdir. Akbaş Limanı, Arıburnu ve Anafartalar bölgesinde ağır yaralanan Türk

askerlerinin, İstanbul`da hastane hâline getirilen Selimiye Kışlasına nakillerinde de kullanılmıştır. Akbaş Limanı, Çanakkale Muharebelerinde Türk tarafının nefes borusuydu. İstanbul`dan gelen silah, cephane, yiyecek ve yedek parça gibi malzemenin yanı sıra, cepheye personel nakli de buradan yapılıyordu. Bundan dolayı İngiliz denizaltıları Marmara`ya her sızma harekâtında veya dönüşte Akbaş Limanı`ndaki hedeflere mutlaka taarruz ediyorlardı. Kara savaşlarının başladığı gün olan 25 Nisan 1915 tarihinde Arıburnu ve Anafartalar mıntıkasında ağır yaralanan askerlerimizi İstanbul`a nakletmek üzere Akbaş İskelesi`nde bekleyen Halep adlı gemi İngilizler tarafından batırılmıştır. Geminin personeliyle beraber yaralı 200 Türk askeri şehit düşmüş ve şehitler kanlı elbiseleriyle toplu olarak buraya gömülmüştür. Saldırıya uğrayan sadece Halep gemisi olmamıştır. Ziya Hastane gemisi, Tenedos Kios isimli gemiler de Akbaş`ta batmış, kayıplar vermişlerdir. İngiliz E 11 Denizaltısı Komutanı Nasmith lojistik nakliyatın yanı sıra, yaralılarla dolu hastane gemilerine defalarca saldırmıştır. Bu anıtın eski hâlinde ön tarafında Çanakkale Şehitleri 1915 1918, 7`nci Tümen Hatırası ibaresi bulunmaktaydı. Çanakkale Muharebeleri nde Akbaş ve Kurtuluş Savaşı`nda Akbaş Baskını Olayı Osmanlı ordusuna ait cephaneliklerin bir bölümü İstanbul`da, bir bölümü Anadolu`da ve bir bölümü de Trakya`dadır. Trakya`da olanların en önemlisi Gelibolu Yarımadası nda bulunan Akbaş cephaneliğidir. Akbaş, Çanakkale Boğazı`nın Gelibolu yakasında Gelibolu ile Eceabad arasında kıyıda bir semtin adıdır. Aynı zamanda Büyük Anafarta ve Suvla Körfezi`ne giden yolun geçtiği Yalova Deresi ağzında küçük gemilerin demirlemesine elverişli bir koydur. Çanakkale Muharebelerimde Kilye İskelesi`nin düşman etkisiyle kullanılamaması nedeniyle deniz nakliyatı Akbaş İskelesi`nden yapılmıştır. Mondros Mütarekesinde İtilaf devletlerinin teslim aldığı silah ve cephanenin bir kısmı Akbaş Kalesi`nde depolanmıştır. Mondros Mütarekesi sonucu olarak Trakya bölgesinden işgal kuvvetlerince el konulan silah ve mühimmat bu kalede toplanarak Fransız bölüğü tarafından korunmuş. Toplanan bu silahların Kırım`da Bolşeviklerle savaşmakta olan Ruslara gönderilmesi planlanmıştır. Akbaş Baskını, Balıkesir`de bulunan 61`inci Piyade Tümen Komutanı Albay Kazım Özalp ve Balıkesir Müdafaa i Hukuk Heyet i Merkeziyesi tarafından planlanmıştır. İcrası için Edremit Kaymakamı Köprülü Hamdi Bey ve Dramalı Rıza Bey görevlendirilmiştir. Ele geçirilecek silah ve mühimmatın taşınması için Boğaz Komutanlığından motor temin edilmiştir. Motor, Albay Kazım`ın vekâlet ettiği kolorduya ait bir kısım eşyaların Bandırma`ya taşınması adı altında Lâpseki ye gönderilmiştir.

Baskın 30 kişilik bir müfreze ile 26 27 Ocak 1920 gecesi gerçekleştirilmiştir. Önce telefon hatları kesilmiş, sonra Senegalli Fransız askerlerinden oluşan müfreze etkisiz hâle getirilmiştir. Yakın köylerden gelen vatandaşların da yardımı ile 8500 tüfek, 30 makineli tüfek, yarım milyon piyade fişeği mühimmat motora yüklenmiş; önce Umurbey`e, daha sonra da Biga`nın Yenice bucağına taşınmıştır. Heyet i Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşa tarafından bu baskın üstün cesaret ve fedakârlık örneği olarak nitelendirilmiş ve bir telgraf ile olayın kahramanlarını kutlamıştır. Fakat silahların ve cephanenin peşini bırakmayan İngilizler ve Osmanlı Devleti Anzavur`u Biga`ya saldırtmıştır. Çatışmada Köprülü Hamdi Bey yakalanmış ve hunharca katledilmiştir. Daha sonra Anzavur silah ve cephanenin depolandığı Yenice`ye saldırmıştır. Silah ve cephane Dramalı Rıza tarafından Anzavur`un eline geçmemesi için yakılmıştır. Bu olay Kuvayı milliyetçileri ve bütün vatanseverleri derin bir üzüntüye boğmuştur. Akbaş Limanı günümüzde Sahil Güvenlik Komutanlığı gemilerinin bağlama limanıdır. Akbaş batıkları da Çanakkale Boğazındaki diğer batıklar gibi parçalanarak çıkarılmıştır.

BÜYÜK ANAFARTA ŞEHİTLİĞİ Büyük Anafartalar köyündeki diğer bir şehitliğimiz ise 2005 yılında yaptırılmıştır. Cephede şehit olan askerler köy mezarlığına defnedilmiştir. Şehitlikte civar arazide yatmakta olan askerlerde 749 şehit anılmaktadır. Şehitlikte yer alan mermer bloklarda şehitlik haricinde bu alanda çarpışmış şehit olmuş ve bu civarda yatan askerlerinde ismi yer almaktadır. Büyük Anafarta köyünden mezarlık girişine doğru birbirine çok yakın noktalarda üç ayrı şehitlik grubu vardır. Köye en uzak konumda birinci grupta iki subayımız yatmaktadır. 7.Tümene bağlı 20.Alay Komutanı Yarbay Halit Bey ile 21.Alay Komutanı Ziya Bey. Halit Bey Anafarta Bomba Tepe'de,Ziya Bey Asma Dere'de 11 Ağustos günü şehit oldular. Büyük Anafartalar köy meydanında köy kahvesinin yanında ise köy muhtarlığına ait Barış Müzesi bulunmaktadır. Müze içerisinde yine savaştan kalma malzemeler sergilenmektedir.

DAMAKÇI BAYIRI YAZITI Anafartalar'da yer alan Damakçı Bayırı Anıtı üzerinde yazılan yazıda Atatürk ün öngörüsü ve savaştaki komutanlığına atıfta yaparak bir kez daha Atatürk ün bu savaştaki önemini hatırlatmaktadır.

ANZAK KOYU YAZITI Anzak Koyu, Türkiye'de, Gelibolu Yarımadası'nda küçük bir koydur. Anzakların Çanakkale Savaşı sırasında bu koya çıkarma yapmalarıyla ünlenmiştir. 600 metre uzunluğudaki koy, kuzeyden Arıburnu tepeleriyle çevrilidir. Yapılan çıkarmadan sonra, plaj Anzaklar için ana üs konumuna gelmiştir. 25 Nisan 1985'teki Anzak Günü'nde, Türkiye hükümeti Anzak Koyu ismini resmen kabul etti.

Anzak Koyu, kıyı şeridinde yer alan yabancı mezarlar sonunda Anzak Koyu tabelasından sonra ilerlediğiniz de burada Anzak Mezarlığı yer almaktadır. Anzak mezarlığında dikkatinizi çeken bir başka unsur ise kandırılarak bize karşı savaşması istenen Hint Müslümanlara ait mezarlardır. Bu mezarların yönünün kıbleye bakmasından dolayı rahatça fark edebilirsiniz. ARIBURNU MEZARLIĞI Arıburnu Mezarlığı, 25 Nisan 1915 te sandallar dolusu Anzakların çıkartma yaptığı Anzak Koyunun kuzey ucundadır. Anzak askerlerinin karaya ilk ayak bastıkları noktalardan biri olmasıyla önemlidir. Mezarlıkta 151 Avustralyalı, 35 Yeni Zelandalı, 27 İngiliz ve 1 Maltalı askerin yanı sıra belirlenemeyen 37 asker gömülüdür.

ÇANAKKALE DESTANI TANITIM MERKEZİ Çanakkale DestanıTanıtımMerkezi; Dünyada eşi benzeri görülmemiş kahramanlık hikâyelerinin yaşandığı Çanakkale Savaşları nın sonsuza kadar hatırlanması ve yeni yetişen nesillere Çanakkale ruhunu aktarmak ve bu ruhun gelişmesine katkı sağlamak amacıyla projelendirilmiş olup Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 7 Haziran 2012 tarihinde ziyaretçilerimizin hizmetine açılmıştır. Türkiye de bir ilk niteliği taşıyan merkezde; ileri simülasyon teknikleri ile 11 ayrı canlandırma odasının ikisinde üç boyutlu gösterim yapılmakta ve üç ayrı odada da hareketli platformlarla Çanakkale Savaşları nın önemli kesitleri, 63 dakikalık gösterimle ziyaretçilere anlatılmaktadır. Ayrıca yabancı ziyaretçilerimiz için yedi ayrı dilde (İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Japonca, İtalyanca ve Arapça) kulaklıkla anlatım da yapılmaktadır. 8.600 metrekare kapalı kullanım alanı bulunan merkezde Çanakkale Savaşları nda kullanılan malzemelerin ve dioramaların sergilendiği iki kattan oluşan sergi salonu, Çanakkale Savaşları ile ilgili yayınlanmış olan eserlerin toplandığı bir kütüphane, bayanerkek ikişer otobüse hizmet verebilecek şekilde dizayn edilmiş mescitler, hediyelik eşya bölümü de yer almaktadır. 142 kişi kapasiteli ve iki kat olarak düzenlenen konferans salonu Çanakkale Savaşları ile alakalı konferansların ve konulu filmlerin gösterimine imkân verecek teknik donanım ile ziyaretçilere hizmet verilmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı bünyesinde yer alan merkez her türlü imkânıyla bir müze olmaktan ötededir. Çanakkale DestanıTanıtımMerkezinde; teknolojinin getirdiği yenilikler sayesinde Türk Milleti nin sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfası olan siyasî açıdan birçok

emelin, ihtirasın, idealin düğümlendiği; askerî açıdan ise insan gücünün, azminin, inancının imkânsızlıklar içinde ümitsizliğe düşmeden düşmana karşı aynı gaye uğruna çarpan yürekleriyle omuz omuza çarpıştığı ve mertebelerin en yücesi olan şehitlik şerbetini içmek için düşmanın karşılarına diktiği son teknoloji teçhizatlarına karşı göğüslerini siper ettikleri dünya tarihinde benzeri olmayan bu şanlı destanımızda gecesini gündüzüne katıp vatanını müdafaa etmek için canları pahasına savaşan Mehmetçiklerimizin yaşadıklarına bir nebze olsun tanıklık edilmektedir. Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, her gün 08.30 dan itibaren haftada 7 gün hizmet vermektedir. Günde 2.000 2.200 kişiye hizmet verebilen ve yılın her günü ziyaretçilere açık olan merkezimizde randevu sistemiyle bilet uygulaması yapılmaktadır Her seans 50 kişilik olup boş seans bulunabilmesi için ziyaretçilerin 0286 810 00 50 / 51 numaralı telefonlardan önceden rezervasyon yaptırmaları önerilmektedir. SEYİR ODALARI 1 Harbe Giriş 3D kabartma sistemiyle oluşturulan filmde 12x5 m boyutundaki ekrana 3 projektör vasıtası ile savaşa hazırlık süreci yansıtılmaktadır. (İtilaf Devletleri ve Osmanlı Devleti açısından savaşın nedenleri, savaşın başlaması ve ilk taarruzlar, Osmanlı Devleti nin askeri lojistik kuvvetlerinin oluşturulma süreci anlatılmaktadır.) 2 Nusret (Nusrat) 7 8 Mart gecesi Boğaz daki Erenköy Limanı na, Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, Mayın Grubu Komutanı Nazmi Bey ve Nusrat Mayın Gemisi Komutanı Yüzbaşı İbrahim Hakkı Bey tarafından mayın hatlarının döşenmesi faaliyeti anlatılmaktadır. Sistem; gemi platformundaki ziyaretçilere ses ve ışık efektleri, dalgada yol alan bir gemi hissi uyandıracak şekilde düzenlenmiş olup Çanakkale Boğazı nın görüntülerinin de yer aldığı film 22x4.5 m boyutundaki perdede 4 projeksiyon ile gösterilmektedir. 3 İtilaf Devletlerinin Muharebe Planları Ocean güvertesinde bulunan ziyaretçilere Müttefik donanmasının Orhaniye, Kumkale, Ertuğrul ve Seddülbahir Tabyalarına ilk taarruz planlarının oluşturulması süreci ve sonrasında 19 Şubat 1915 te ilk saldırının gerçekleştirilmesi 17x4.3 m boyutundaki perde, 3 adet 3D projektör ve 3D gözlük kullanılarak izlettirilmektedir. Ayrıca gemideki ziyaretçilere Ocean gemisinin top atışlarının oluşturduğu sallantıyı hissettirmek için özel mekanik sistemler kullanılmıştır. 4 Rumeli Mecidiye Tabyası Çanakkale Deniz Savaşları nın seyrini değiştiren Ocean zırhlısının top mermisi ile vurularak Erenköy Limanı na dönüş manevrası yaparken mayına çarpması ve sonrasında batması ile Müttefik donanması Boğaz dan çekilme kararı almıştır. Deniz filosunun çekilmesini sağlayan bu olay, Rumeli Mecidiye Tabyası ndaki Seyid Onbaşı nın mensup olduğu 3 nolu topun vincinin tahrip olması sonucunda, top mermisini tek başına topa sürüşünün canlandırılması, 3 adet 3D projektör ile 17x4.3 m ebadındaki perdede 3D gözlükler yardımıyla sunulmaktadır.

5 Kara Muharebelerine Hazırlık Deniz savaşlarında büyük bir yenilgi alan Akdeniz Seferi Kuvvetleri hedeflerinden vazgeçmeyerek Çanakkale Boğazı nı geçebilmek için Gelibolu Yarımadası na aldatma çıkarmaları yapmayı ve kıyılardaki top bataryalarını susturarak Marmara ya geçmeyi planlamaktadırlar. Buna karşılık Türk savunma hatlarının ve ordu komuta zincirinin oluşturulması 3D kabartma harita sistemiyle oluşturulan yatay ve düşey iki kabartmalı harita üzerinden anlatılmaktadır. 6 Dönüm Noktası Anzak çıkarmasına karşı, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal in Conkbayırı 261 rakımlı tepede verdiği tarihi emri, 27.Alay ve 57.Alay askerlerinin Anzaklara karşı savunması film ve hologram bir arada kullanılarak canlandırılmıştır. Bu tesis, film ile hologramın bir arada kullanılması yönüyle dünyada ilk eser olma özelliğini taşımaktadır. 7 Siper Muharebeleri Aynalı Çarşı türküsü ile başlayan gösterimde Mustafa Kemal Atatürk ün bir asker ile cephede sohbeti, savaşın acı yönleri ve insanlığın verdiği kayıplar anlatılmaktadır. Yine Ertuğrul Koyu savunmasında görev yapan Ezineli Yahya Çavuş ve arkadaşlarının İngilizlere karşı verdiği mücadeleye vurgu yapılmaktadır. Ziyaretçiler Z şeklinde oluşturulmuş siperlere alınarak savaşı siperlerden izleme imkânı bulmaktadırlar. 6x6 m ebadındaki perdede gösterim ile siperler bütünleştirilmiştir. 8 Gök Kubbeden Gelibolu Ziyaretçilere savaşı gökyüzünden seyrettirebilmek için bir kubbe oluşturulmuş ve gökyüzüne yükseliyor hissi verebilmek için özel mekanik aletler kullanılmıştır. Savaş sırasında, Müttefik keşif uçaklarının tespit ettiği sahra hastanelerinin gemilerden atılan topçu ateşiyle vurulması ve sahra hastanelerinin durumu kubbe içine 6 projektör ile yansıtılmaktadır. 9 Çanakkale Geçilmez Ziyaretçilere Müttefik Kuvvetlerin savaşın sonunda aldıkları yenilgi ile beraber gizli yaptıkları geri çekiliş, 2 projeksiyon ve 11x 5 m ebadındaki perdeden yansıtılmaktadır. 10 Hatıralar Ziyaretçilere savaş ile ilgili hatıralar, cepheden gelen asker mektupları ve ailelerden gönderilen mektuplar 7x3 m ebadındaki özel olarak yerleştirilmiş hologram perdeye 3 projeksiyon vasıtasıyla yansıtılmaktadır. 11 1915 ten Günümüze 1915 ten günümüze Türkiye deki eğitim, sağlık, sanayi, ticaret, tarım, ulaşım, enerji, askeri, siyasi ilerleme ve gelişmelerin ziyaretçilere gösterilmesi için 72 adet 46 lık LCD TV nin bir araya getirilmesi ile elde edilen kavisli bir video duvarı oluşturulmuştur. Türkiye nin kalkınması ve güçlenmesi gösterilmektedir.

MEHMETÇİĞE SAYGI ANITI Gelibolu da Kanlısırt a çıkan düzlükte kucağında yaralı İngiliz askerini taşıyan Mehmetçiğin mermer bir kaide üzerinde bronzdan yapılmış bir heykeli bulunmaktadır. Bu anıt 1995 yılında yapılmıştır. Mayıs ayının başından itibaren bu bölgedeki savaşlar siper savaşlarına dönüşmüş, siperler arası mesafeler 7 8 metreye kadar düşmüştü. Siperlerde karşılıklı atışlar devam ediyorken iki siper arasındaki bir İngiliz subayı yardım istemektedir. Fakat hiç kimse yardım edemiyordu. Tam bu sırada Türk siperlerinden beyaz bir mendil sallanmış ve ateş kesilmiştir. Türk siperlerinden bir asker siperinden çıkarak yaralı İngiliz subayını kucaklar ve Anzak siperine bırakarak geri dönmüş ve ardından ateşe devam edilmiştir. Bu olay karşısında Anzaklar büyük şaşkınlığa uğrarlar ve kandırılmış olduklarını anlarlar. Çünkü Avustralya ve yeni Zelanda dan getirilen bu Anzak askerlerine gemilerde hep Türklerin barbarlığı ve kesinlikle onlara esir düşmemeleri gerektiği anlatılmıştı. Bu yaralı İngiliz subay üsteğmen Casey di. Ya da sonradan Avustralya Genel Valisi olan Üsteğmen Lord Casey de bu olayın geçtiği anda o siperlerde bulunuyordu. Lord Casey anılarında bu olayı şöyle anlattığı bu olay anıtın üzerinde de yerini almıştır: Biz Çanakkale yarımadasından Türklerle savaşarak ve binlerce insanımızı kaybederek Kahraman Türk milletine ve onun eşsiz vatan sevgisine duyduğumuz büyük takdir ve hayranlıkla ayrıldık. Bütün Avustralyalılar Mehmetçiği kendi evlatları gibi sever onun mertliği vatan ve insan sevgisi siperlerdeki dayanılmaz heybeti ve cesareti bütün Anzakları hayran bırakan yurt sevgisi insanlığın örnek alacağı büyük hasletlerdir. Mehmetçiğe minnet ve saygılarımla.

KARAYÖRÜK DERE ŞEHİTLİĞİ Karayörük Dere Şehitliği; Mehmetçiğe Saygı Anıtı ndan sonra yola devam ettiğimizde Kanlısırt'a varmadan 200 metre kalan bir mesafede yolun sağ tarafında, Yarımadadaki orijinal Şüheda Kabristanlıklarından birisidir. Aşağıya doğru uzanan merdivenlerden inilen yaklaşık 100 metre mesafeli yol bizi Karayörük Deresi Şehitliği ne götürmektedir. Karayörük Deresi Şehitliği, Şevki Paşa Haritaları nda 17 nolu paftada yer alan gerçek şehitliklerden biridir. Şehitlikte savaş sırasında 16.Tümene bağlı 48. Alayın cephesini oluşturan buradaki şehitlikte 1915 Mayısından itibaren şehit olan Mehmetlerimiz yatıyor. Burada 48. Alaya mensup askerlerin yanı sıra, aynı bölgede görev yapan 48, 63, 72, 74 ve 77. Alaylardan askerlerimizde yatmaktadır. Burada kimliği belirlenebilmiş 1153 şehidimiz vardır. Şehitlik 2006 yılında orijinal şehitliğin hemen yanı başına yapıldı. Savaş sırasında bu bölge, askerliğin en temel kurallarından olan, emre itaatin yegâne timsali olacak bir olaya şahitlik etmiştir. 25 Nisan gecesi Yüzbaşı İbrahim Bey binbir güçlükle ele geçirilen Kanlısırt ı boşaltma ve güvenli bir mevzi olan Karayörük Deresi ne, çekilme emri veren Yarbay Saip Bey in emrine itiraz eder. Fakat daha yüksek rütbeye sahip olan Saip Bey in emri geçerli olacak ve zorlukla ele geçirilen Kanlısırt boşaltılacaktır. Fakat Avustralyalılar bu fırsattan istifade edemeyeceklerdir. Bu durumun değerlendirmesini 27. Alay komutanı Yarbay Şefik Aker şöyle yapacaktır. Fakat şu hakikati da ifade edeyim ki, Kanlısırt ta tek başına kalan zayıf kuvvetimiz yeni bir kuvvetle beslenmeden ve taburun sol yanını emniyete almadan, birliği düşmana o kadar yakın bulundurmak doğru değildi. Şunu da söyleyeyim ki Avustralyalılar bu çekilmeden birşey kazanamadılar.

KANLISIRT KİTABESİ Albayrak sırtının bitiminde, Lone Pine Anıtının karşı çaprazında bulunan kanlı sırta doğru çıkarken sağ tarafta kalan bir kitabe görüyoruz. Kitabe, burada savaşmış ve büyük kahramanlıklar göstermiş 16.Tümen anısına dikilmiştir. Bu bölge 25 Nisan 1915 de Anzaklar tarafından zorlanmış ama Mehmetçik toprağını vermemiştir. 6 Ağustos'ta burası tekrar yoğun bir bombardıman altında kalmış ardından çok şiddetli bir Anzak taarruzu gerçekleşmiştir. Burada 5 gün boyunca boğaz boğaza çarpışmalar yaşandı.9 Ağustos'ta Kanlısırt'ın doğu kesimini ele geçiren Anzaklar savaşın sonuna kadar burasını ellerinde tuttular. Gelibolu Yarımadasının en dar yerinde, Kabatepe ile Conkbayırı arasında kalan Kanlısırt ın doğu ucunda Kanlısırt Anıtı bulunmaktadır. Buradaki tepe üzerinde kanlı muharebelerin cereyan ettiğinden ve Anzak ve Türk siperleri birbirlerine çok yakın olduklarından ötürü ölülerin siperden çıkartılıp gömülmesi olanaksızlaşmış olduğundan dolayı Kanlı Sırt adını alan buradaki Kanlısırt anıtı yarı konkav şekilde köfeki taşından levha halinde yapılmıştır. Bu anıtın üzerinde şu cümleler yer almaktadır: Anzak Kolordusu, 6 7 Ağustos 1915 de Anafartalar Bölgesine çıkarma yapan 9. İngiliz Kolordusunun hedefine ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla, 19. ve 16. Tümenlerin savunduğu Arıburnu Cephesindeki Türk Kuvvetlerini yerinde tutmak için taarruz etti. 16. Tümen birlikleri, çok çetin geçen çarpışmalarda 1.520 şehit 4.750 yaralı verilmesine rağmen Kanlısırt ı kahramanca savundu.

On binlerce şehidimizin yatmakta olduğu Kanlısırt Bölgesinde şu anda herhangi bir şehitlik bulunmamaktadır. Buradaki muharebelere katılanların ve çevre köylüsünün anlattığına göre çok eskiden burada, şimdiki (Lone Pine) anıt mezarlığının güneyinde, etrafı tel örgü ile çevrili mezarlık halinde bir şehitlik varmış. Zamanla ağaçlandırmanın da etkisiyle sınırları kaybolmuş ve bu bölgede kabirleri belli olmayan 7.164 şehidimizin yattığı, ayrıca Eceabat Rumları tarafından yıkılan ve kitabesinde: Ey zahir! Kaçan İngiliz, kalan Türk'e şan ve şeref bıraktı. Bunu en çok şu sırtta gömülmüş kalmış binlerce kahramana borçlu olduğunu unutma! yazılı olan bir de Şehit Asker Abidesi olduğu anlatılmaktadır. Kanlısırt ın bitiminde sağdaki İngiliz Mezarlığının kenarında bir kanal görülmektedir. Deniz tarafından çıkartma yapan askerlerin kazdıkları bu tünel fark edildiğinde patlatılarak düşmanın çıkışına mani olunmuştur.

KANLISIRT LONE PİNE (TEK ÇAM) ANZAK ANIT MEZARLIĞI Gelibolu yarım adasının Kanlısırt tepesinde bulunmaktadır. Burada bulunan tek çam ağacından dolayı Tek Çam Anıtı isimi ile de adlandırılan bu şehitlik, yarımadanın en büyük Avustralya Anzak mezarlığı olup kilise şeklindedir. Anıtın altında küçük bir ibadet yeri (şapel) yer almaktadır. Kanlısırt platosunun düzlüğünde bulunmakta olan mezarlık, klise biçiminde inşa edilmiştir. Anıtın batı yönü olan önü olarak kabul edilebilecek kısımda mezarlıklar bulunmaktadır. Anıt, Avustralyalıların ana anıtı, Yeni Zellandalıların dört anıtından biridir. Anıt, 1920 1925 yılları arasında yapılmıştır. Tek Çam Anıtında 4.228 Avustralya, 708 Yeni Zelanda askeri temsil edilmektedir. Mezarlıkta ise kimliği belirlenememiş 1.167 kişinin mezarı bulunmaktadır. Anıtın yüksekliği 16 m.dir. Savaşa katılan bütün subay ve erlerin isimleri, mezarları bulunamamış olanlar da dâhil olmak üzere anıtın kaidesindeki mermer kitabede yazılıdır. Birçok kez el değiştiren Kanlısırt, Mustafa Kemal sayesinde düşmana mezar olmuştur. İçinde klise bulunan tek anıt mezar olan bu anıta Tek Çam denilmesinin nedenlerinden birisi de, 6.Ağustos.1915 te bu sırtları ele geçiren Anzaklar bir tek çam ağacı ile karşılaşmışlardır. Tepeyi savunan Türkler siper hazırlamak ve gözetleme ile ateş sahasını daha iyi konuma getirebilmek için ağaçları kesmiş ve bir tek çam bırakmışlardır. Arıburnu Savaşları na katılan bir askerin Tek Çam ismi ile bestelediği bir şarkı İngiliz askerleri tarafından çok sevilmiştir.

KIRMIZI SIRT SİPERLERİ (LAĞIM AĞZI) Kanlısırt Kitabesi nden sonra hemen yakınındaki Lone Pine Tek Çam Anzak Anıtını da geçtikten sonra yolun sağ tarafında 125.Alay siperleri tabelasını görürüz. Tabela, varmış olduğumuz Kırmızısırt ı işaret etmektedir. Yolun sol tarafındaki siperler de Anzaklara aittir. Yolun hemen sağında bir tünel ağzı görüyoruz. Burası 19 Mayıs saldırılarında çok zorlu geçen lağım savaşlarının geçtiği bir yerdir. Bölgenin en büyük özelliği 19 Mayıs taki hücumda binlerce Türk askerinin burada şehit olmasıdır. Bu şehitlerimizin kanı bu sırta adını vermiştir. Kırmızısırt a gelince dikkatleri ilk çeken yolun sağ tarafındaki tüneldir. Bu tünellerle yapılan muharebelere lağım muharebeleri denmektedir. Lağım konusunu açacak olursak, liselerde görmüş olduğumuz Osmanlı tarihi derslerinde, Osmanlı Ordu Teşkilatı konusunda lağımcılar denen ve günümüz ordu teşkilatında istihkâm sınıfına tekabül eden bir sınıftan söz edilir. Bunlar kalelerin işgali sırasında surların altından tünel kazarak askerlerin kaleye girmesini sağlarlardı. Çanakkale savaşları siper savaşlarına dönüşünce tıkanan hatları açmak için siperlerin altına bu tünellerden kazılarak düşman siperinin altına ulaşılır, yüklü miktarda patlayıcı yerleştirilir. Taarruz öncesinde bu mühimmat patlatılarak düşman siperlerinin göçmesine böylelikle de kolay ele geçirilmesine ve düşmana zayiat verilmesine olanak sağlanırdı. Büyük Üstat Mehmet Akif Ersoy un Çanakkale Şehitlerine adlı şiirinde de bahsettiği:

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de namert eller, Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız tayyare. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! lağımlar işte bu tünellerdir. Bu tüneli ziyaret ettikten sonra yolun karşısına geçecek olursak kendimizi 92 yıllık siperlerin içinde buluruz. Bu siperlerin içinde Türk Milleti olarak 19 Mayıs gününün bir önemi daha olduğunu öğreniriz. Düşmanı denize dökme amacıyla 42000 muharip güç ile 13000 Anzak askerine karşı taarruz düzenlenmesine karar verilir. Taarruz öncesinde İngilizler balonlarla yapmış oldukları keşif sırasında çok sayıda Türk askerinin bu bölgeye doğru hareket halinde olduğu istihbaratına ulaşır. Türk askerinin olası bir taarruz hazırlığında olduğunu anlayan Anzak askerleri bu bölgedeki siperlerini güçlendirir. Bölgede toparlanan 42000 kişilik Türk askerinin içerisinde tıbbiyeli, üniversiteli diye tabir ettiğimiz gençlerde vardır. Cepheye gece varan bu 2. Tümen askerlerinin subayları arazide keşif yapma imkânı bulamamıştır. Tecrübesiz olan bu askerler, siperlerde gürültü yapınca düşman askerinin taarruz saatini önceden haber almıştır. Bunun sonucunda baskın niteliği taşıyacak olan taarruzun baskın niteliği ortadan kalkmış ve saat 03:40 da ki hücum emriyle siperden çıkan askerlerimize, onların taarruzunu bekleyen anzak askerleri bir milyona yakın mermi sıkarak 3500 şehit olmak üzere 10000 zayiat verdirmiştir. Kırmızısırt Mustafa Kemal Atatürk e Biz burada bir darülfünun gömdük dedirtmiştir. Bu başarısız Türk saldırısından 5 gün sonra siperler arasında kalan Türk şehitlerinin sıcaktan kokmaya başlamasından dolayı geçicide olsa bu askerleri gömmek için ateşkes zorunluluğu ortaya çıkar. Her iki tarafın askerleri birbirlerini ilk defa gözlemleyecek, anzaklar Türk askerinin ölüme koşuşunu göreceklerdir. Böylelikle Anzak askerlerinin kafasındaki Korkak Abdül imajı yerini Coni Türk imajına bırakacaktır. Kırmızısırt ı ziyaret eden her Türk için 19 Mayıs artık başka anlamalara da gelmelidir.

JOHNSTON S JOLLY MEZARLIĞI Kırmızısırt ta bulunan mezarlık adını; Avustralyalı topçu subayı Albay George Johnston dan alıyor.1919 yılında yapılan mezarlıkta 144 asker yatmakta Mezarlıkta ayrıca 36 asker anısına konulmuş sembolik taşlar bulunuyor. Avustralya'nın ana mezarlığı olan Lone Pine mezarlığından hemen sonra Kırmızısırt üzerinde görünen mezarlık aynı zamanda Kanlısırt'ın da üzerinde bulunduğu 400 rakımlı platonun kuzeyinde yer alıyor. Bölge, Yarbay Johnston'ın emrindeki birliklerin ulaşabildikleri en ileri nokta olarak bilinmektedir. Mezarlık adını Yarbay Johnston'ın emrinde bulunan bir topçu subayın, karşı tarafın birliklerine şaka yapmasından esinlenerek, İngilizce "şaka yapma" anlamına gelen "jolly up" deyiminden ve Yarbay Johnston'dan almıştır. Mezarlıkta kimliği belli 1 Yeni Zelanda, 39 Avustralya askeri ve 141 tane de kimliği belirsiz asker olmak üzere toplam 181 müttefik askeri yatıyor. Mezarlığa gömülme işlemi mütareke döneminden sonra yapılmış. Mezarlığın bulunduğu nokta çıkarmanın ilk günü olan 25 Nisan'da Kanlısırt(Lone Pine) ile beraber ele geçirilmiş fakat ertesi gün (26 Nisan akşamı) Türkler tarafından geri alınmış ve Müttefik kuvvetlerince bir daha ele geçirilememiştir. Bu sırt boyunca yer alan Müttefik hattı 1915 Mayıs'ının ilk haftasında yerine oturmuştu. Bununla beraber çıkarma muharebesi başarısızlıkla sonuçlanmış, ne Anzak birlikleri ne de Seddülbahir'deki Britanya birlikleri Gelibolu Yarımadası'ndaki hedef noktaları ele geçirememişlerdi. Asıl amaç, Çanakkale Boğazı'ndan içeriye girip, burayı savunan tabyaları susturmaktı. Sonrasında ise teorik olarak Kraliyet Donanması İstanbul'a ulaşacak ve Osmanlı savaş dışı bırakılacaktı. İstanbul'a ulaşmak onların en büyük hayaliydi. Nitekim bir Avustralya Denizaltısı olan AE2, 25 Nisan sabahı boğazı geçmişti. Ve İngiliz komutanlar bu durumdan çok iyi yararlanmasını bilmiş, çıkarmanın ilk günü karaya ayak basan Anzak askerlerini "Haydi Avustralyalı! AE2 başardı, Sen de başaracaksın." diyerek motive etmişlerdi. Anzaklar mevzilerini sağlamlaştırmaya çalışırlarken, Türk komutanları ise onların, mevzilerini daha fazla sağlamlaştırmadan bölgeden atılmaları gerektiğini düşünüyorlardı. Türk komutanların bu fikirleri sadece düşüncede kalmayacak 19 Mayıs'ta düşmanı bölgeden tamamen atmak için bir taarruz yapılacaktı. 18 Mayıs günü yaklaşık 42.000 Türk askeri doğudaki vadilerde toplanmıştı. Bu askerlerin büyük bir kısmı İstanbul'dan yeni gelen mektepli, eli daha hiç silah tutmamış olan Türk askerleriydi. Hatta bu Türk askerleri 18 Mayıs akşamı cepheye henüz gelmiş, sabahında taarruz edecekleri bu alanı keşif bile etmemişlerdi. Fakat İmroz Adası'ndan gelip, Kraliyet Donanması savaş gemileri için keşif görevi yapan Kraliyet Donanması Hava Kuvvetlerinin uçakları bunları görmüşlerdi. 19 Mayıs günü saat 03.00'da, yani tan vaktinden epeyce önce Anzak siperleri tamamen askerle dolu bir halde tüm hat boyunca hazır olarak Türk hücumunu bekliyordu.

Saat 03.00'dan kısa bir süre sonra, Türk askerlerinin süngülerinin parıltıları şu anda Kırmızısırt'ta mezarlığın bulunduğu yer ile kuzeydeki bir sonraki sırt olan Merkez Tepe arasında, bulutsuz gecede ilerlerken görülmüştü. Avustralyalılar ateş etmeye başladılar ve sabahın ilerleyen saatlerinde Anzak hattı boyunca özellikle burada, yani Kanlısırt Platosu'ndaki Merkez Tepe'ye ve Bombasırtı'na çıkan sırttan hücum eden Türk dalgalarına 948.000 tüfek ve makinalı tüfek mermisi yağdırdılar. Bir Avustralyalı bu olayı, düşmanı sürüler halinde vurdukları 'kanguru avına' benzetirken, bir diğeri ise siperlerin neredeyse üzerinde ayakta durup, tüfek namluları elle tutulamayacak kadar ısınana dek 'olabildiğince çabuk ateş ettiklerini' anlatır. Kimi kaynaklarda da geri siperdeki Avustralyalı askerlerin ön siperdeki askerlere "Türk" öldürmek için para verip ön siperde bu şekilde yer satın aldıkları söylenmektedir. Yani savaş o gün Müttefikler için "Türk" öldürme oyununa dönüşmüştü. Fakat her öldürdükleri "Türk" genci kurulacak olan Türkiye'nin "Geleceği"nden çalınmıştı. Çünkü öldürdükleri askerlerin çoğu Mektepli Türk gençleriydi. Türk tarafından yaklaşık 3.500 asker şehit olmuş ve 6.500 asker yaralanmıştı. Buna karşılık Anzaklar 160 ölü ve 468 yaralı vermişlerdi. Anzaklar Türklere karşı ilerleme kaydedemezken, bu hücumun başarısız olması, Anzak hattının tüfek ve makineli tüfeklerle yapılacak bir piyade hücumuyla alınamayacağını gösterdi. Anzak askerleri, 19 Mayıs'tan sonra Türkleri kendileri gibi cefa çeken kişiler olarak görmeye başlamış ve onların cesaretlerine ve başarılarına karşı saygıları artmıştı. 19 Mayıs hücumunun ve 24 Mayıs ateşkesinin Anzak tarafı için önemli sonuçlarından biri, Avustralyalı askerlerin kendi mermilerinin Türk mermileriyle aynı etkiyi yarattığını ve Türklerin de kendileri gibi insan olduklarını görmeleriydi. Hiç şüphesiz Türk tarafı için en önemli ve en ağır sonucu ülkenin geleceğine ışık tutacak olan gençleri böylesine kolay kaybetmekti. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olarak gönlümüzde yer alırken, bilinmelidir ki 19 Mayıs aynı zamanda Çanakkale savaşında en çok gencin şehit olduğu gündür ve belki de gönlümüzde bu yeri de almalıdır.

4 TH BATTALİON PORADE GROUND MEZARLIĞI 4 Mayıs 1915 te bir gözcü tarafından tesadüfen vurulan, Avustralya kuvvetlerinden Albay Braund adı ile anılan Braund tepesinin güney yamacındadır. Hacın önünde beş sıra halinde 107 Avustralyalının mezarı bulunmaktadır. Altı kişinin birlikleri ve mezar kimliği belirlenememiştir. Adını, bu alanda savaşan 4 üncü Avustralya Taburundan almaktadır. Kömürkuyu Deresi'ne bakan yükseltideki 270 metrekare alana sahip mezarlıkta, altısının kimliği tespit edilememiş 116 mezar bulunmaktadır. Civardaki iki küçük mezarlığında bu noktaya taşınmasıyla 1919 yılında inşa edilmiştir. 4th Battalion Parade Ground Mezarlığı'nda yatmakta olan askerlerin çoğu 25 Nisan 1915 çıkarma gününden, Haziran ayına kadar bu mevziye saldıran ve Mayıs ayının başındaki muhaberelere katılan Avustralyalı askerlerdir. Mezarlığın kuzey yamacına adını veren Albay Henry MacLaurin'in mezarı da buradadır. MacLaurin 27 Nisan günü, Türk keskin nişancısının kurşunuyla öldürülmüştür Türk nişancıları savaşın başlarında Müttefik subayların korkulu rüyası olmuş; kısa süre sonra sadece er üniforması giyilmeye başlanmıştır.

COURTNEY S STEEL S POST MEZARLIĞI Merkez tepede adını Anzak kuvvetleri 14. Tabur Komutanı Yarbay Richard Courtney ve Yabancı Kuvvetler Binbaşısı Thomas Steel den almıştır. 1919 sonrasında inşa edilmiştir. Kimliği belirlenmiş 6 Avustralya askerinin ve 1 kraliyet donanması I. Tümen denizcisinin mezarları ile kimliği belirlenemeyen 106 subay ve askerin mezarları da burada yer almaktadır. Özel anıtlarda 54 Avustralyalı asker, 2 denizci ve burada gömüldüğüne inanılan bir Yeni Zelandalı askerin adı yer alır.

YARBAY HÜSEYİN AVNİ BEY KABRİSTANI Kırmızısırt ı geçerek Courtney s ve Steel Post mezarlığını geçtikten sonra, Conkbayırı na doğru çıkarken ve Kanlısırt ı da 1km kadar geride bıraktıktan sonra sağa sapan yolun ucundadır. Yolun sağında görülen tabela bizi yaklaşık bir km uzaklıktaki Yarbay Hüseyin Avni Bey Şehitliği ni ve Çataldere Şehitliği ni işaret etmektedir. Mezara, Conkbayırı na çıkan ana yoldan, Yüzbaşı Mehmet Şehitliği nin hemen güneyinden 600 metre uzaklıkta ince bir yolla inilmektedir. Çataldere Şehitliğinin merdivenleriyle çıkılan düzlüktedir. Toprak yoldan içeriye girdiğimizde bizi ilk olarak 25 Nisan günü 27. Alay ile bir ulusun kaderinin şekillenmesinde önemli rol oynayan 57. Alay ın komutanı olan Yarbay Hüseyin Avni Bey in kabri karşılayacaktır. Yarbay Hüseyin Avni Beyin komutanı olduğu 57. Alay, düşmanın ilk çıktığı gün olan 25 Nisan 1915 te Yarbay Mustafa Kemal in emriyle Conkbayırı Mevkii ne gelen ve büyük kahramanlıklar göstererek düşman ilerlemesini durdurmuş, adeta savaşın kaderini değiştirmiş bir alaydır. 57. Alay Sancağı na; Altın Gümüş Kılıçlı İmtiyaz, Liyakat Madalyaları, Kılıçlı Mecidiye ve Osmaniye Nişanları ile Türk Harp ve Demir Salüp Müttefik Nişanları takılmıştır. Yarbay Hüseyin Avni, 57.Piyade Alayı Komutanı olarak 13 Ağustos 1915 günü birliğinin çoğu ile birlikte şehit olmuştur. Bu tarih o yılın Ramazan Bayramının birinci günüdür. Şehit olduğu yerde gömülüdür. Yarbay Hüseyin Avni Bey 13 Ağustos 1915 te Ramazan bayramının ilk gününün sabahında eşinden ve çocuklarından hasret dolu mektubu Binbaşı Zeki Bey den ( 57. Alay 1. Tabur komutanı, 1915 yılında Avustralyalı savaş muhabiri C. Bean e kendisinin isteği üzerine yarımada gezisinde kılavuzluk eden kişi) alır. Fakat ailesine gidecek olan cevap, Yarbay Hüseyin Avni Bey in bu mektubu aldıktan birkaç saat sonra yanında patlayan bir havan topu mermisi ile şehit olduğu haberidir.

Hava kuvvetleri eski komutanı ve Cumhuriyet Senatosu başkanlarından emekli Orgeneral Tekin Arıburun un babası olduğunu bilinmektedir. Bu Arıburun soyadı kendisine Atatürk tarafından verilmiştir. 57.Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey in mezarı 1935 yılında şöyle bulunmuştur: 1915 te şehit olurken yanında bulunan 19.Tümen Komutanı Mustafa Kemal in kurmay başkanı İzzettin Çalışlar'ın tarifi üzerine şu anda mezarının bulunduğu tepe kazıldığında, paslanmaz cephane sandıklarının tenekesine kasaturayla Osmanlıca olarak 57.Alay Komutanı yazılı parça çıkar. Yarbay Hüseyin Avni nin üzerine konarak gömülmüştür. Bu şanlı komutanın orijinal mezarı Çataldere vadisinin içinde iken, 1915 Çanakkale savaşlarından 20 yıl sonra 1935 yılında mezarı, oğlu Tekin Arıburun tarafından şimdiki noktaya yaptırılmıştır. Binbaşı Avni olarak tanınır. Çanakkale Muharebeleri'nin en şanlı alayının komutanıdır. Alayın tamamı bu muharebelerde şehit olmuştur. Muharebenin başladığı günkü mevcudundan sağ kalan yoktur. Alay Komutanı Avni de yarbay rütbesi ile 13 Ağustos 1915'de bir top mermisiyle şehit oldu. Alay Karargâhı üzerine düşen bir obüs mermisiyle şehit olan Yarbay Hüseyin Avni Bey'in üniforması İstanbul Harbiye Müzesi'nde sergileniyor.

ÇATALDERE ŞEHİTLİĞİ VE ANITI Yarbay Hüseyin Avni Bey in kabrini ziyaret ettikten sonra, hemen yanı başında aşağı doğru uzanan vadinin kuzey yamacındaki Çataldere şehitliği bizi beklemektedir. H.Avni Bey Şehitliğinden sonra dere yamacına inen merdivenler bizi hemen dibindeki 2006 yılında yapımı tamamlanan Çataldere Şehitliğine ulaştırır. Çataldere Şehitliği zeytinlik mevkii olarak da ifade edilen yerdeki Mersinli Deresinin kuzey batı yamacındadır. Derenin güney doğu ucunda da Kesikdere Şehitliği bulunmaktadır. Buradaki Çataldere Şehitliği 25 Nisan 1915'ten sonra bu bölgede şehit olan 27. ve 57.Alay askerlerimizin anısına yapıldı. Aynı zamanda 1, 5 ve 6.Alaylara mensup askerlerimiz de burada yatmaktadır. Esas orijinal şehitlik bu mekânın doğusunda yer almaktadır. 19 Mayıs hücumunda şehit olan binlerce askerimizin 24 Mayıs ateşkesinde toplu olarak defnedildikleri yerdir. Şehitlik bölgede çarpışan alaylara bağlı askerlerin yanı sıra 19 Mayıs Taarruzu nda şehit olan askerlerinde yattığı bir yerdir. Şehitlik Şevki Paşa haritalarında 17 nolu paftada işaretlenmiş olarak bulunmaktadır. Zaten şehitliğin tespiti sırasında bu haritalar çok önemli işlevler görmüştür. Şehitliğin girişindeki kitabede ise: Bu mevki, savaşın ana cephelerinden olan Arıburnu ndaki Çataldere nin doğusundaki Fundalık Sırtı yamacında 19. tümen cephesidir. Mayıs 1915 taarruzlarında 2. ve 5. tümen birlikleri bu bölgede savaşmışlardır. Bu şehitlik, 25 Nisan 1915 ten itibaren aynı yılın Aralık ayına kadar bu cephede çarpışma esnasında şehit olanlarla, yaralanarak sargı yuvalarında şehit olanların gömüldüğü yerdir. Ayrıca bu vadi içerisinde 24 Mayıs 1915 ateşkesinde oluşturulan

hendeklere de şehitlerimiz toplu olarak defnedilmiştir. Bu şehitliğe 1. 5. 6. 27. ve 57. Alaylardan şehit olanlar defnedilmiştir. Bu şehitlikte yatan kimlikleri tespit edilebilen şehit sayımız 2835 tir. İfadeleri yazmaktadır. Şehitliğin bulunduğu yer cephe geri olarak tabir edilen muharebenin yapıldığı tepenin gerisindeki alanının güney yüzündedir. Buradaki tepenin sırtında düşmanla burun buruna gelerek, ya da uzaktan atılan top mermisiyle yaralanan askerlerin tedavi edilmesi ve yaralarının sarılarak durumu iyi olanların tekrar savaşa devam edebilmesi için yaralanan askerlerin getirilerek tedavi edildikleri geçici tedavi merkezidir. Dere yatağının bu yüzü saldırı istikametine göre düşmanın görüş alanı dışında olması ve cephe gerisi olmasından dolayı yaralı askerler şehit cesetleri burada toplanmıştır.

BOMBA SIRTI YÜZBAŞI MEHMET ŞEHİTLİĞİ Çataldere Şehitliği nden geriye gelerek ana yola yeniden girmiş oluyor ve yola kaldığımız yerden Conkbayırı istikametinde devam ediyoruz. İleride bizi 57. Alay a mensup bölük komutanı subaylardan biri olduğu tahmin edilen Yüzbaşı Mehmet Şehitliği karşılayacaktır. Çanakkale Savaşları nda şehit olan yüzlerce yüzbaşıdan biri olan Yüzbaşı Mehmet in şehitliği, savaşın en önemli noktalarından biri olan Bombasırtı ndadır. Sırta doğru tırmanırken yolun solunda bulunan Queen s (Quinn s) Post Mezarlığı nın hizasında ve yolun karşı sağında yer alıyor. Çanakkale muharebelerinde şehit düşen 248 Türk yüzbaşısından biri olan Mehmet Bey hakkında detaylı bilgi yoktur. Mezar, Çanakkale Savaşı denildiğinde akla ilk gelen Bombasırtı mevkiinde bulunuyor. Mezarı sanduka şeklinde Yüzbaşı Alaattin tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihi hakkında bilgi tespit edilememiştir. Sanduka dört köşe küçük a harfini andırmaktadır. Ön kısmında ise yola doğru uzanan taraftan girişi olan üç tarafı alçak duvarlarla çevrili bir yapıya sahiptir. Bombasırtı; muharebeler sırasında karşılıklı siperlerin birbirine en yakın olduğu, hatta 8 4 metreye indiği bu nokta ayrıca kayıpların hat safhaya çıktığı, kahramanlıkların da tarih sayfalarına yazıldığı yer. 27.Alay ın cephesi olan Bombasırtı aynı zamanda karşılıklı sigara ve hediyelerin atıldığı yer olarak anılan yerdir. Bombasırt ı, adını bu bölgede yaşanan şiddetli bombardıman faaliyetlerinden almıştır. Aynı zamanda bu nokta Mustafa Kemal Atatürk e biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arası 8 metre yani ölüm muhakkak Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına düşüyor, ikincidekiler, onların yerine giriyor. Fakat ne kadar imrenilmeye değer bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, 3 dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak fütur tereddüt bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuran ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime i şahadet çekerek yürüyor. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebriğe değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur." sözlerini söylettiren olayın yaşandığı yerdir.

QUEENS POST MEZARLIĞI Adını AIF 15. tabur C Bölüğü komutanı 26 yaşındaki Yüzbaşı Hugh Queinn s Post (Quinn in Karakolu) muharebe esnasında en yoğun bombardıman altında kalmış bir yerdir. Alanın Türkçe adı Bombasırtı dır. Bu mezarlık 1919 yılında inşa edilmiş, siper ve tünellerin üzerinde yer almaktadır. Mezarlığın kuzeyinde Cesarettepe, güneyinde Boyun bulunmakta ve mezarlığın yönü Monash Vadisine bakmaktadır. Bu Queens Post Mezarlığında 399 kişinin mezarı bulunmaktadır.

CESARET TEPE MEHMET ÇAVUŞ ANITI Çanakkale Savaşlarında bir değil birçok Mehmet Çavuş vardır. Bu anıt 1919 yılında yapılmış olup 650 şehidi temsil eder. 600 metrekarelik bir alanda yapılmıştır. Anıt Mehmetçiğin ölüm pahasına savunduğu Serçetepe, Kanlısırt ile tek ikmal yolu olan Şarapnel Vadisine tamamen hâkim olduğundan Türkler ve İngilizler için önemli idi. Her iki taraf da elinde bulundurmayı istiyordu. Bundan dolayı burada çok kanlı çarpışmalar olmuştur. Bu savaşlarda her iki taraf da birbirlerine birkaç metre mesafeye kadar yaklaşmışlardır. En kanlı savaş İlk çıkarma günü olan 25 Nisan 1915 günü olmuştur. Kabatepe önlerine çıkarma yapılacak yeri belirlemek için 24 Nisan 1915 günü bu sahilin biraz açığına bir şamandıra konulmuştur. Aynı gün akşamı, bu bölgede kıyı gözetlemesi yapan Mehmet Çavuş, güneşin batışı sırasında denizde parlayan bu cismi görmüştür. Arkadaşlarına bu cismin yanına gitmek istediğini, çünkü bundan şüphelendiğini söyler. Yüzme bilen bir arkadaşı ile beraber bu cismin yanına gider. Bunun deniz dibine tespit edilmiş fosforlu bir şamandıra olduğunu görür. Arkadaşı bunu hemen batırmayı ya da alıp karaya çıkarmayı teklif eder. Mehmet Çavuş ise bunun İngilizler tarafından konulmuş bir işaret olduğunu anlamıştır. Düşmanı şaşırtmak için derhal şamandıranın ipini keser ve serbest bırakır. 25 Nisan 1915 günü sabahı çıkartma Kabatepe ye yapılacakken, şamandıranın serbest kalınca varmış bulunduğu kayalık bir yer olan Arıburnu bölgesine yapılmıştır. Böylece Mehmet Çavuşun yaptığı bu akıllıca iş Çanakkale savaşlarının sonucu üzerinde büyük etki yapar.

Gelibolu Arıburnu, Cesaret Tepe üzerinde; sayıca üstün Anzak kuvvetlerine karşı savunmasını gösteren ve onlara tepeyi vermeyen Mehmet Çavuş ve takımının anısına bir anıt yapılmıştır. Bu nedenle de bulundukları tepeye Cesaret Tepe ismi verilmiştir. Mehmet Çavuş un yakın dövüşte süngüsü kırılmış, taş ve yumrukla karşı koyarken de şehit düşmüştür. Mehmet Çavuş Anıtı kare bir kaide üzerine, 3.10 m. yüksekliğinde dört köşe bir sütundur. Kitabesindeki çapraz konmuş iki kılıcın üzerinde de Mehmet Çavuşun ismi yazılıdır. Anıt, Mermerden yapılmış olup, bakımlı ve güzeldir. Anıtın üç yönündeki kitabelerde şunlar yazılıdır. Kuzeyinde; Boğazın ilk bombardımanı 19 Şubat 1915, Donanma ile Boğazın zorlanması 18 Mart 1915 Doğusunda; Arıburnu ve Seddülbahir e ilk çıktıkları gün 25 Nisan 1915. Seddülbahir den çekildikleri gün 10 11 Kanun 1916 Batısında; Anafartalar a ilk çıktıkları gün 7 Ağustos 1915 Anafarta ve Arıburnu ndan çekildikleri gün 10 11 Kanun 1916. Mehmet Çavuş anıtından güneye doğru giden yol, birden biter. Aşağıya bakıldığında doğanın bir harikası görülmektedir. Burası Arıburnu yarları olarak bilinen ve Anzaklar ın ilk çıktıklarında karşılaştıkları yerdir. 25 Nisan 1915 sabahı Bombasırtı ndan hücuma kalkan bazı birliklerimiz, arazinin fundalık oluşu ve iyi bilinmemesi sebebi ile büyük bir coşku ile koşarken arazinin durumunu fark edememiş ve boşluğa uçmuşlardır. Ana komuta gemisi Queen Elizabeth den dürbünle çıkarmayı (sahili) seyretmekte olan General Hamilton, ilk bu anı, Gelibolu Günlüğü isimli hatıratında şöyle bahsetmektedir : Türkler çok cesur ve iyi savaşan insanlar. Karada hırsla üzerimize saldırdıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de uçarak üzerimize geliyorlar diye dile getiriyor. 26 Şubat 1915 günü boğazın denizden zorlanması sırasında düşman, donanma toplarıyla bataryalarımızı döverken, Seddülbahir e de bir akıncı müfrezesi çıkarır. Bu müfrezeye takımı ile karşı koyan ve geri püskürten o sıralarda Eceabat a yeni gelmiş olan Mustafa Kemal, Mehmet Çavuş u hatıralarında şöyle anlatır: Gece karanlığında yaralıları dolaştığım sırada Mehmet Çavuş adında birinin takımıyla düşmana atılışında, elindeki silahının kullanılmaz hale gelmesinden hücumuna taş ile devam ettiğini öğrendim. Emsallerine örnek olur düşüncesiyle hemen orada, kendisinin nişanla taltifini yukarı makamlara yazdım. Sonraları çok nam kazanan Mehmet Çavuş budur. Diyor Bundan başka, Gelibolu muharebelerinde Bombacı Mehmet Çavuş adlı birinin kahramanlıkları daha anlatılır. Karşılıklı siperlerin yakın olduğu kesimlerde, özellikle Kanlısırt ve Conkbayırı bölgelerinde (buralardaki mevziler arası 30 40 m, hatta bir ara 8 10 metreye kadar düşmüştü. İngilizler bol miktarda el bombası kullanıyorlardı. Birliklerimizde ise son derece kısıtlı el bombası vardı. Bazı gözü pek erlerimiz, mevzilerine düşen el bombalarını hemen kapıp, patlayıncaya kadar geçen beş altı saniyelik kısa süre içinde tekrar geldiği yere, geri atıyorlardı. İşte bombacı Mehmet bunların ünlülerinden biriydi. Türk siperlerine düşen pek çok bombayı gerisin geriye düşman mevzilerine geri atarak, arkadaşlarının hayatını kurtardığı gibi, sayısı belirsiz düşman askerini de saf dışı etmişti. Onun için bu tür bombaları atmak adeta oyuncak olmuş, bundan zevk duymaya başlamıştı.

Gene bir gün bombayı düşmana geri gönderirken, nasıl olduysa biraz gecikmiş ve bomba sağ elinde patlamıştır. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan Mehmet Çavuş gözlerini açtığında sağ kolu yoktu. Artık bomba atamayacağı için üzüldü, gözlerinden yaşlar boşandı. Ne var ki o, Bombacı Mehmet Çavuş olarak cephede nam salmıştı. Hastaneden çıkınca tekrar eski birliğine gönderilmesini istedi ve cephe gerisinde, taş ve bomba kullanarak sol eli ile günlerce çalıştı. Artık formunu bulmuştu. Bölük Komutanına çıkıp bomba atacağı en ön siperlerde görevlendirilmesini istedi. Tek kolu ile nice bombaları gene düşmana iade etmeyi başardı. Mehmet Çavuş sonunda gene bomba atarken şehit oldu. Duryolcu.com sitesindeki bir dörtlükte onun için şöyle deniyor: Kaldırdı dipçiğini Memiş Bir top mermisi kolunu uçurdu ansızın Al kanı sardı dört yanını Neylersin Hak böyle demiş, Bu anıt, düşmanın hiçbir zaman ele geçiremediği ve bu nedenle Cesaret Tepe diye anılan tepede bulunmaktadır. Miralay Şefik Aker in hatıralarında şöyle bir ifade geçmektedir. Yüksek Sırt ta düşmanlarımızın Arıburnu ve Anafartalar dan ricata mecbur olduklarını ilk ihbar eden ve biraz eratımızı şehit eden son bir lağım patlama mevkii olmasına binaen hatıra olarak iki taraf siperlerinin tam ortasında yaptırdığım ve halen ziyaretgâh olarak kullanıldığını işitmekte bulunduğum abidenin (bu abide yıkılarak yerine muntazam bir abidenin yapıldığını işittim)... Miralay Şefik Aker in tarif ettiği yer Mehmet Çavuş Abidesinin tam olarak bulunduğu yerdir. Bu anıt, Kırşehir Çiçekdağ'lı Mehmet Çavuş (Mülazım) Canpolat için yapılmıştır. Araştırmacı yazar Sayın Cemaleettin Yıldız şu bilgi yer almaktadır: Mehmetçik Şehitler Abidesi yapılmadan önce aynı görevi buradaki Mehmetçik Abidesi görüyormuş. Büyük Anafarta Köylüleri önceden biz orada Kuran okuyor, kazanlarla pilav pişirip şehitlerimiz için hayır yapıyorduk diyorlar.