Ece Ayhan Kardeşim Akif Akif Kurtuluş'a Mektuplar Hazırlayan Eren Barış sı "dipnot
Akif Kurtuluş: 1959, Ankara. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1981 yılında bitirdi. İlk şiiri, 1980 yılında Türkiye Yazıları dergisinde yayımlandı. Yarın (1981-1983), Edebiyat Dostları (1987-1988), Edebiyat Eleştiri (1991) dergilerinin kurucuları arasında yer aldı. Şiir Kitapları: Yalan Şiirler (1983), Tören Provası (1987), Kırgınlıklar Galası (1997), Herkes Gitmiş (Toplu Şiirler, 2005). Politika ve Sanat (Elam Devlimi 1917-1932 araştırma yazılan, 1996), Romantik Korno (denemeler, 1998), Harita Metod Defteri (eleştiri ve denemeler, 1999) adlı düzyazı kitapları da var. Ankara'da halen avukatlık yapıyor. Eren Barış: 1983, Ankara. Ece Ayhan şiiri ve düşüncesi üzerine Poelitika: Ece Ayhan (Ortadünya Yayıncılık, 2007) adlı bir kitap hazırladı. Monica Papi ile Rüzgârın Uykusu (Seçilmiş Şiirler 2001-2007) adlı fotokopi şiir-benk yayımladı. tesmeralsekdiz (2005-2009) dergisini arkadaşlarıyla çıkardı. Eğitimde disiplinin eleştirisi üzerine doktora tezini yazıyor.
İÇİNDEKİLER Tarihin Kıyısında: Ece Ayhan'ın Mektupları 9 Kardeşim Akif, 18 Mart 82, 15 Sevgili Akif Kardeşim, 29 Mart 82 21 Kardeşim Akif, 3.5.1982 29 Kardeşim Akif, 26.5.82 33 Kardeşim Akif, 18 Haziran 82 41 Kardeşim Akif, 6 Eylül 82 51 Kardeşim Akif, 14 Eylül 82 55 Kardeşim Akif, 17 Eylül 82 63 Sevgili Akif, 17 Eylül 82 67 Sevgili Akif, 5 Ekim 82 69 Sevgili Akif, 11 Ekim 82 75 Sevgili Akif, 16 Ekim 82 79 Kardeşim Akif, 12 Aralık 82 85
Sevgili Kardeşim Akif, 7 Kasım 83 95 Sevgili Akif, 22 Kasım 83 99 Sevgili Akif, 5 Ocak 84 103 Sevgili Akif, 11 Mayıs 84 109 Sevgili Akif, 17 Mayıs 84 113 Sevgili Akif, 13 Ağustos 84 115 Akif Kurtuluş ile "Kardeşim Akif Kitabı İçin Ece Ayhan Üzerine Bir Söyleşi 117 Ece Ayhan Biyografisi 141
Tarihin Kıyısında: Ece Ayhan'ın Mektupları Kardeşim Akif, Ece Ayhan'ın dönemin genç şairlerinden Akif Kurtuluş'a 1982-1984 yılları arasmda yazmış olduğu 19 mektuptan, bu mektuplara ve döneme ilişkin Akif Kurtuluş ile yapılmış bir söyleşiden oluşuyor. Bu mektupların Ece Ayhan'a ait olmasının yanı sıra dönemin genç bir şairine yazılmış olmasının da ayrı bir anlamı var. 1980 darbesinden iki yıl sonra yazılmaya başlanmış bu mektuplar, edebiyat ortamını, toplumu ve siyasi atmosferi anlamlandırmak açısından da mütevazı bir belge niteliği taşıyor. Ece Ayhan'ın en yalnız ve öfkeli günlerinden elimize ulaşan mektuplar, onun şürlerini ve düşüncelerini açıklayan kılavuzlardan birisi. Hem maddi hem manevi açıdan zor durumda olan şairin, yer yer iç burkan ayrıntılarla hayatım dile getirdiği bir döneminin öyküsü. Bu mektuplarla birlikte Ece Ayhan'ın şiirlerini ve düşüncelerini üretme ve yayma aşamasında karşılaştığı engellerin çok daha erken yıllarda vuku bulduğunu görüyoruz. Yaşananları edebiyat ortamında ve aile ilişkilerinde yaşadığı tartışmalar, çekişmeler ve kavgalardan anlıyoruz. Ece Ayhan, zaman zaman dilini kişiler özelinde küfre varacak kadar sertleştiriyor ve bir 'toplum düşmanı' olarak konuşmaya başlıyor. Şairin mektuplarında
10 Ece Ayhan söylediği "unutmak bile unutulur" sözü toplumsal bir bellek olmayışına dair bir hatırlatmadan öteye geçip siyaset yapma biçimlerine bir eleştiri olarak karşımıza çıkıyor. Ece Ayhan mektuplarında 1980 darbesi sonrası düşüncedeki, toplumdaki, edebiyattaki travmanın izlerini kısa, keskin ve çarpıcı belagatıyla bize sunuyor. Ece Ayhan'ın mektuplarını, topluma ve hatta kendisine karşı yazdığı yazılar olarak okumak da mümkün. Mektupların hemen hepsinin yazıldığı Gümüşlük (Gümüşlük-Bodrum-İzmir), Ece Ayhan için Ankara'da ikâmet etmek zorunda kaldığı Mülkiyeliler Birliği Misafirhanesi'nden sonra bir inziva yeri olarak görülebilir. Mektuplar sayesinde Ece Ayhan'ın en son -yetkin- şiir kitabı da diyebileceğimiz Çok Eski Adıyladır'ın yayımlanma aşamasına tanık oluyoruz. Mektuplar, Ece Ayhan'ın tüm zorluklara karşın inatla daha çok araştırmaya, okumaya, yazmaya bağlandığını gösteriyor. Ece Ayhan'ın mektuplarını okurken '80 sonrası kaybolan güven ve dostluğun yok oluşunu bir kez daha hissediyoruz. Mektuplarda şairin sesli düşünme ve paylaşma isteğinin bir yansıması var. Bu mektuplar, şairin düşünce haritasını yer yer tekrara düşen notlarla izleyebilmek ve bir insanın yaşamımn dedikodular, kumpaslar, karaçalmalarla nasıl da zehirlenebileceğim göstermek için de bir yaşam vesikası. Kardeşim Akif, kimisine zehir kimisine panzehir olacak bir şairin iç dünyasına tekinsiz bir yolculuk. * * * Ece Ayhan'm yeni mektupları gün yüzüne çıkarken bu kitap için Akif Kurtuluş ile yapılan söyleşi, Ece Ayhan ile Akif
Kardeşim Akif \ 11 Kurtuluş arasındaki dostluktan Ece Ayhan'ın nev'i şahsına münhasır kişiliğine kadar birçok konuya açıklık getiriyor. Ece Ayhan'ın öfkesinden yordama gücüne kat edilen yolda Türkiye toplumunun yaşadığı bunalım da söyleşide sorgulanıyor. Bu söyleşi, Akif Kurtuluş'un hem Ece Ayhan'la hem de '80 kuşağıyla hesaplaşmasının bir uğrağı olarak da görülebilir. Mektuplarda anılan bazı isimler (isimler-soyisimler), kişilik haklarının korunması amacıyla sadece isiınlerinin baş harfleri verilerek yazıya geçirilmiştir. Mektupların içeriğine sadık kalınmıştır. * * * Tanıştığımız ilk günden bugüne ilgisi ve güveni için Akif Kurtuluş'a, kitabın kapağından içeriğine kadar heyecanını ve emeğini paylaşan Barış Çetinkol'e, 1980'lerin siyasi atmosferini ve mücadelesini anlamamda bana yardımcı olan, dostluğunu esirgemeyen Yavuz Yddınm, Tansu Açık ve Ragıp Duran'a, Ece Ayhan fotoğrafları için Doğan Kemancıya, kitabın çalışmalarının bir bölümüne imkan tanıdığı için Latife Tekin ve Gümüşlük Akademisi'ne, eleştirisi kadar sevgisiyle de yanımda olan Tuba Emiroğlu'na müteşekkirim. Eren Barış Mayıs 2011, Ankara sizomelankolye(s) gmail.com