Muazzez İlmiye Çığ dan Mektup Var Türkiye Eğitim Tarihinde Bir Köşe Taşı: Kars Cılavuz Köy Enstitüsü Cılavuz Köy Enstitüsü adlı kitap geçtiğimiz ay İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlandı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Firdevs Gümüşoğlu nun bu kitabı, 10 yıl süren bir araştırmanın sonucu yazılmış. Cılavuz Köy Enstitüsü mezunları, öğretmenleri ve Susuz halkıyla sözlü tarih yöntemiyle görüşmeler yapılmış. Bunun yanı sıra dönemin Kars gazetesinde Cılavuz Köy Enstitüsü nün nasıl ele alındığına bakılmış ve enstitüyle ilgili belgeler incelenmiş. Kitapta, 46
1920 lerden 1930 ların sonuna dek Türkiye nin toplumsal yapısını analiz eden Gümüşoğlu, mevcut sorunların en hızlı biçimde çözülmesi için Köy Enstitüleri nin kurulduğunu anlatır. Cılavuz Köy Enstitüsü, Kars Ardahan yolu üzerinde ve Kars a 30 km uzaklıkta, Ruslardan kalan binalarda 1936-1937 öğretim döneminde Eğitmen Kursu olarak kurulur. Köylerdeki öğretmen ihtiyacını en hızlı şekilde çözmek için, askerliğini onbaşı ve çavuş olarak yapan köylü gençler bu kurslarda yetiştirilir. Temel öğretmenlik bilgisinin yanı sıra, yurt ve dünya hakkında bilgi edinen bu gençler, tarım ve hayvancılık konusunda da bilimsel eğitim alırlar. Eğitmen uygulamasının başarısı, Köy Enstitüsü nün kurulmasının da yolunu açar. Köydeki her sorunu çözecek öncüler olarak yetiştirilen bu gençlere dönemin bürokrasisi ve Kars kamuoyu da sahip çıkar. Prof. Dr. Firdevs Gümüşoğlu ve Muazzez İlmiye Çığ Gümüşoğlu nu Kars gazetesinden verdiği örneklerden bunu görebiliyoruz. Gümüşoğlu kitabında, ülkemizde eğitim sisteminin içinde bulunduğu sorunların her geçen gün derinleştiğini; kültür, sanat ve meslek eğitiminin geçmişe göre hem ulusal hem de uluslararası ölçütlerin altına hızla düştüğünü, bu durumun her kesimden insanı endişelendirdiğini belirtir. İşte bu yüzden ülkemizin geçmişte yaşadığı eğitim, üretim ve toplumsal alanlardaki en önemli değişime kaynaklık eden köy enstitüleri deneyimine bakmak Cılavus Köy Enstitüsü'nde öğrenciler 47
Köy enstitüleri uygulamasıyla, kırsal kesime öğretmen ve sağlık elemanı yetiştirmek, köyü içerden nitelikli eğitim almış köylü çocukları aracılığıyla canlandırmak amaçlanır. zorunda olduğumuzu dile getirir. Gümüşoğlu, Köy Enstitüleri nin hem geçmişteki hem de günümüzdeki eğitim kurumlarından tamamen farklı olduğunu duvarlarının, güvenliğinin, yaz tatiline çıkılan ve kapısına kilidin vurulduğu bir zaman diliminin olmadığını belirtir. Çünkü her enstitü, çalışma ve öğrencilerini köylerine gönderecekleri (tatil) takvimini kendisi belirler. Enstitü eğitime ve üretime kapılarını kapamaz. Yazları enstitülerde eğitim ve üretim nöbetleşe yapılır. Kitaptan öğrendiğimize göre, sınıfta kalma sisteminin olmadığı bu kurumlarda, öğrenciler ülkenin küçük vatandaşları olarak görülür ve değer görür. Dönemin ilköğretim genel müdürü İsmail Hakkı Tonguç un talimatına göre, öğrencilere dayak atılması ve kötü muamele edilmesi de yasaktır. Bunu yapan kişiye öğrencinin karşılık verme hakkı olduğu belirtilir. Tonguç, bu talimatın bütün öğretmenlerin ve idarecilerin de katıldığı toplantıda öğrencilere okunmasını emreder ki talimat yok sayılmasın, uygulanabilsin. 48 Cılavuz Köy Enstitüsü: Eğitim ve Üretim Kurumu Cılavuz Köy Enstitüsü1940 yılında açılan ilk köy enstitülerinden biridir ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi nin (Kars, Ardahan, Artvin, Erzurum ve Ağrı) yoksul köy çocukları için büyük bir umut olur. Köy enstitüleri uygulamasıyla, kırsal kesime öğretmen ve sağlık elemanı yetiştirmek, köyü içerden nitelikli eğitim almış köylü çocukları aracılığıyla canlandırmak amaçlanır. İlk yıllarında buraya kabul edilen öğrenciler, bakımsız binaları onarma görevi üstlenirler. Öğrencilerden biri o günleri kitapta şöyle anlatır: Bizim sevincimiz büyük, böyle bir okula girmişiz, böyle efendim Eee biz çocuk adamız, öyle yoksulluktan çıkmışız gelmişiz, yeni yeni elbise giymişiz efendim İşte önümüze bir tabak bir şey geliyor, onu biz yadırgamayız, ama zengin çocukları bunu katiyen benimseyemediler, yapamadılar, dayanamayıp çekip gittiler. Biz kaldık orda, 140 kişi 200 kişiden 140 kişi! İşte bu öğrenciler; 1943 yılına gelindiğinde 618 Hektar üzerine kurulu Cılavuz Köy Enstitüsü nü, büyük ve küçük baş hayvanlarla dolu, kovanları, atları, kazları, tavukları olan büyük bir işletmeye dönüştürür. Tarlaları ekilir, sebze bahçelerinde o güne dek iklim
Cılavuz Köy Enstitüsü öğrencileri sabah sporunda soğuk diye yetiştirilemeyen ürünler yetiştirilir. Öğrenciler sütünden yumurtasına, balına dek bütün ihtiyaçlarını kendileri üretirler. Gaz lambasıyla aydınlanan enstitüyü, öğrenci ve öğretmenlerin katılımıyla elektriğe kavuşturan elektrik santrali dahi yaparlar. Öğrencilerin hemen hemen çoğunluğu, elektriğin nasıl bir şey olduğunu ilk kez burada görürler. Üstelik kendi emekleriyle yapılabileceğini öğrenirler. Bu durum öğrencilerde büyük bir özgüven oluşturur. Ayrıca öğrenciler, üç okul binasının onarımının yanı sıra, bir yemekhane, bir mutfak, bir hamam, bir fırın, bir atölye, bir tavla (atların bakıldığı yer), sekiz ailelik öğretmen konutu, bir ailelik ev, bir küçük ilkokul, bir samanlık inşa ederler. Eğitim maliyetini düşüren bu uygulama sonucu, öğrencilerin edindikleri becerilere ek olarak eğitim, devlete yük getirmez, ter- sine artı değer de yaratır. Öte yandan kitaptan öğrendiğimize göre öğrenciler, piyano da dahil olmak üzere her türlü enstrümanın olduğu müzik odasına, zengin bir kütüphaneye de sahipler. Gençler burada yılda en az 20 kitap okurlar. Kız erkek ayrımı olmadan dağcılık, kaya tırmanışı, ata ve bisiklete binmek, fotoğraf çekmek ve motor tamiri dersleri alırlar. Kayak yapmayı Kars tan özel olarak davet edilen bir Rus eğitmenden öğrenirler. 1940 ta Cılavuz Köy Enstitüsü nde Cinsiyet Eşitliği Köy Enstitüleri yatılı ve karma eğitim veren kurumlardır. Öğrenciler, eğitim ve üretim alanlarında birlikte zaman geçirirler. Sadece yatakhaneleri ayrıdır. Köylerde de tarlada, bağda bahçede, düğünlerde hep birlikte olan bu yaşam enstitülere taşınır. Bu, öğrencilerin köylerinden bildikleri bir yaşam formudur. Enstitü öğrencileri kayak eğitiminde 49
Ancak Cılavuz Köy Enstitüsü nde kız öğrenci sayısı azdır. Gümüşoğlu nun belirttiği gibi, toplumda kız çocuğunun okumasına yönelik o yıllarda olumsuz bir tutum bulunur. Bugünden farklı olarak o yıllarda devlet, kız çocuklarını destekleyici bir politika izler. Cılavuz Köy Enstitüsü ne kız öğrenci alınması için öğretmenler, esnaf, subaylar kız çocuklarının enstitüye gönderilmesi için seferber olurlar. Burada arkadaş ve kardeş olarak eğitim gören öğrenciler, kendilerini bir bütünün parçası, aile yuvası nın üyesi olarak görürler. Ancak bu mutlu tablonun 1946 da Köy Enstitüleri ne yönelik karalama kampanyası ile birlikte müfredatın ve kuruma emek veren müdürlerin değiştiğini söyleyen Gümüşoğlu, kız öğrencilere yönelik iftiraların ortaya çıktığını anlatır. Birbirine karşı saygılı ve uygar bir eğitim ortamında, yoksul köylü çocuklarının yaşamasını istemeyen güçlerin kampanyaları sonucu, kız ve erkek öğrenciler birbirinden koparılır. Kız öğrenciler, Cılavuz dan Trabzon Beşikdüzü Köy Enstitüsü nde gönderilir. Erkek öğrenciler de Cılavuz da toplanır. Bu uygulamadan kısa bir süre önce ise Cılavuz Köy Enstitüsü nde, bir kız ve erkek öğrencinin yan yana oturduğunu gören yeni müdür, kız öğrenciyi bütün öğrencilerin önünde aşağılar. Gümüşoğlu nun, çeşitli tanıklardan derlediği bilgiye göre, söz konusu aşağılamayı kendine yediremeyen öğrenci Mehlika Bozkurt sabaha karşı kendisini elektrik santralinin havuzuna atar ve ölür. Mehlika Bozkurt un yaşam hakkını elinden alan zihniyet, zaman içinde enstitüleri de kapatır. Böylece kız çocuklarının enstitülerde okullaşma oranları da düşmeye başlar. Sonuç Cılavuz Köy Enstitüsü nden öğretmen ve sağlık memurlarının yanı sıra edebiyat, sanat, politika ve bilim alanında Türkiye nin kültürel birikimine, öğretmen örgütlenmesine ve demokrasi kültürüne katkıda bulunan çok sayıda aydın yetişir. Kuzeydoğu Anadolu nun halk kültürünü edebiyatımıza taşıyan Dursun Akçam ve Ümit Kaftancıoğlu, Kağızman ın bir köyünde MÖ 12 bin yıl öncesine ait olan kaya resimlerini bulan Mustafa Turan, Cılavuz Köy Enstitüsü mezunudur. Firdevs Gümüşoğlu nun Cılavuz Köy Enstitüsü adlı kitabı, Türkiye nin üretici ve yaratıcı eğitim tarihine, yoksul köylü çocuklarına değer veren eğitim anlayışına, kız çocuklarına yönelik pozitif ayrımcılığa yönelik önemli bilgiler içeriyor. Ülkemizin kalkınmasının araçlarını veren bu eser, bugün eğitim sorunlarımızın çözümü için Finlandiya eğitim modelini örnek gösterenlere, kendi tarihimizde yer alan ve özgünlüğü Dünya da kabul gören Köy Enstitüleri ni yeniden hatırlatıyor. Mutlaka okunmalıdır! muazzazilmiyecigbd@gmail.com 50