ELHAMDÜLİLLAH. ELHAMDÜLİLLAH. ELHAMDÜLİLAHİ RABBİL ÂLEMİN. VESSALATÜ VESSELAMÜ ÂLA RASÜLİNA MUHAMMEDİN VE ÂLA ALİHİ VE SAHBİHİ ECMAÎN. KURBAN Kurban, sözlük anlamıyla yaklaşmak, Allah a yakınlık vesilesi demektir. Dinî terim olarak, ibadet maksadıyla belirli vakitte, belirli şartları taşıyan hayvanın, usulünce boğazlanması demektir. Kurbanın dinî bir hüküm oluşu, Kitab, Sünnet ve İcmâ-i ümmet ile sabittir. ف ص ل ل ر ب ك و ان ح ر buyurmuştur: Allahü Teâlâ ayet-i kerimede şöyle Meal: O halde, Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. (Kevser/2) Tefsir: Muhammed b. Ka'b el-kurazi dedi ki: "Şüphe yok ki Biz, sana kevseri verdik. O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!" buyruğu şu demektir: Birtakım insanlar Allah'tan başkası için namaz kılar, O'ndan başkası için kurban keserler. Bizler ise sana Kevser'i verdik. O halde senin namazın da, kurban kesmen de Allah(cc)'tan başkasına olmasın. Zeyd b. Erkâm(ra) Efendimiz(asv) e; Yâ Resulallah bu kurban kesme nedir? Efendimiz(asv): Atanız İbrahim(as) den kalma bir sünnettir. Zeyd b. Erkam(r.a): Bizim bundan kazancımız ne? Efendimiz(asv): Kurbanın derisindeki her kıl ve kanındaki her damla için size bir hasene/sevap vardır. O kıyamet günü mizana konur. Size müjdeler olsun. Efendimiz(asv): Maddi imkânı olup da kurban kesmeyen kişi, namazgâhımıza sakın yaklaşmasın! buyurmuştur. 1
Kurban ibadeti aslında, Hz. Âdem in çocuklarıyla birlikte başlamıştır. Âdem(as) oğulları Kabil ve Habil in arasındaki meselenin çözülmesi için, Allah Teâlâ ya birer kurban sunmalarını teklif etti. Kabil, kurban niyetine bir demet buğday getirdi. Hâbil ise sürüsünün içinden en güzel ve semiz olan koçu getirerek Allah için kurban etti. Kabil katı tabiatlı, Habil ise takva sahibi bir kimseydi. Hâbil in kurbanı kabul olmuş, Kâbil in kurbanı ise reddedilmişti. O zaman kurbanın kabul olunma alameti; gökten bir ateş gelir ve kurban yok olurdu. Hatta İbrahim(as) indirilen koçun Habil in kabul olunan koçu olduğu da rivayet edilir. Allah Teâlâ onların bu hikâyesini Kur an-ı Kerim de şöyle zikreder: Onlara, Âdem in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Maide/27) Efendimiz(asv) şöyle buyurmuşlardır: "Kurban bayramı günü âdemoğlunun Allah'a en sevimli ameli, kurban kesip kan akıtmasıdır. Çünkü kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzları ve tırnaklarıyla gelir. Kanı ise yere düşmeden Allah(cc)'ın katına ulaşır. Onun için kestiğiniz kurban güzel olsun. Urve b. Zübeyr (ra) şöyle buyurmuştur: Evlatlarım! Sakın biriniz, bir büyüğe hediye edince, utanacağı bir şeyi Allah(cc) için kurban sunmasın. Zira Allah(cc), büyüklerinin büyüğüdür ve O, en seçkin olana herkesten çok layıktır. İmam-ı Gazalî(ra) İhya adlı eserinde ise şöyle buyurmuştur: Allah'ın emrine uymakta ona bir yakınlık vardır. Bu bakımdan en iyi kurbanı kesmeye dikkat et ve kurbanın her parçasıyla Allah Teâlâ'nın senin bir parçanı ateşten âzad edeceğini ümit et. Çünkü va'd bu şekilde vârid olmuştur. Bunun için kurbanın büyüklüğü ve parçalarının çokluğu nispetinde ateşten âzâd edilirsin. Kurban, kişinin kendisine bahşedilen her şeyi, asıl sahibine ait kılmanın hâl dili ile anlatılmasıdır. Kurban, kulun Rabbine teslimiyetini ifade eder. Bu teslimiyet, Hz. İbrahim(as) ve İsmail(as) ile zirveleşerek sembolleşmiştir. 2
İslâm teslim olmak demektir; yani Kur an ve Sünnet in belirlediğin istikametten sapmadan Hakk yolda ihlâsla yürümek, Allah ve Resûlü nün bizden istediklerini Hz. İsmail(as) teslimiyetiyle yerine getirmektir. Hz. İsmail in (a.s.) Kıssası İbrahim(as) in oğlunu kurban etmesine sebep olarak da şöyle bir vakıa nakledilir: Bir gün Hz. İbrahim(as): Ya Rab! Bana bir erkek evlat nasib eylesen, Senin rızanı kazanmak için onu bile kurban ederdim demişti. Daha sonra Allah(cc) O na İsmail(as) i lutfetti. Çocuk büyüdükten sonra, İsmail(as) yedi yaşına bastığı sıralarda bir gece rüyada eski vaadi hatırlatılan İbrahim(as), çaresiz emre itaat etti. Hâcer e oğlunu yıkayıp temizlemesini, en güzel elbiselerini giydirmesini söyledi. Sonra çocuğun elinden tutarak dağa yöneldi. Hz.İsmail(as) i kurban etmek isteyen Hz.İbrahim(as), ahdini yerine getirmek için, onu Mina- Sebîr Dağında yere yatırıp boğazlamak isteğinde, Allah(cc) Mina da mucize olarak koç göndermiştir. Bu esnada şeytan İbrahim(as) in yolunu keserek: -Nereye gidiyor ve ne yapıyorsun. İbrahim(as): -Vadiye gidip işimi yapacağım. Şeytan: -Sen oğlunu boğazlamak istiyorsun bir babanın oğlunu boğazladığı görülmüş müdür? Sen bunu Allah(cc) tan emir aldığını sanıyorsun. İbrahim(as): -Eğer Allah(cc) bunu bana emrettiyse Allah(cc) a boyun eğip O nun emrini yerine getiririm. Şeytan: -Vallahi sana şeytan rüyanda gelip oğlunu boğazlamanı emretmiştir deyince; İbrahim(as) onun şeytan olduğunu anladı ve: -Ey Allah(cc) ın düşmanı Vallahi ben Allah(cc) ın emrini o vadide mutlaka yerine getireceğim. Şeytan İbrahim(as) i aldatmayınca İsmail(as) e gitti. -Ey çocuk baban seni boğazlamaya götürüyor. İsmail(a.s.): -Sen babanın oğlunu boğazladığını gördün mü? Babam beni boğazlayacakmış. Şeytan: -Rabbinin bunu kendisine emrettiğini sanıyor. İsmail(as): 3
-O, Rabbinin emrettiğini yapsın deyince şeytan hemen Hacer validemize gitti. -Ey İsmail(as) in annesi İbrahim(as) İsmail(as) i boğazlamaya götürdü. Hz.Hacer: -Bir babanın oğlunu boğazlayabileceğini nasıl düşünebilirsin. Şeytan: -O bunu Allah(cc) ın emrettiğini sanıyor. Hz. Hacer: -Eğer Rabbi bunu emretti ise bunu yerine getirir. Böylesi daha iyidir. Şeytan İbrahim(as) in ev halkına bir şey yapamayacağını anlayınca geri döndü. İbrahim(as), Sebîr vadisinde oğlu ile baş başa kalınca, Ona: Oğulcuğum! Ben seni rüyamda boğazlıyorum gördüm! diyerek, kendisine emir olunanı haber verdi. İsmail(as): Babacığım! Sana emir olunanı yap! İnşallah, beni sabredenlerden bulacaksın! Allah(cc) ın emrine boyun eğ! Her iyilik, Rabbinin emrine boyun eğmektedir! dedikten sonra, Sen bunu anneme bildirdin mi? diye sordu. İbrahim(as): Hayır! Bildirmedim! dedi. İsmail(as): Bildirmediğine iyi ettin dedi. Sonra da: Babacığım! Boğazlamak istediğin zaman beni iple sıkıca bağla ki, benden sana karşı bir şey isabet edip de ecrim eksilmesin! Çünkü, ölüm çok çetin ve zordur. Bıçağın tenime dokunduğunu hissedince, çırpınmayacağımdan emin değilim! Bıçağını iyice bileyip keskinleştir ve boğazıma hemen çalıver ki, beni çabuk öldürsün! Rahata kavuştursun! Hem, sen beni boğazlamak için yatıracağın zaman, yüzükoyun yatır, alnımı yere getir. Yanımın üzerine yatırma. Çünkü, yüzüme bakınca, rikkate gelip de benim hakkımda Allah(cc) ın sana emrettiği şeyi yerine getirmene engel olabileceğimden korkarım! Eğer gömleğimi anneme götürüp vermeyi uygun görürsen, öyle yap! Belki bu onun için bir teselli olur, gönlünü onunla eğler! dedi. İbrahim(as): Oğulcağızım! Sen bana Allah(cc) ın emrettiği şey hakkında ne güzel yardımda bulundun! dedi ve onu, istediği gibi, sımsıkı bağladı. Bıçağı iyice biledi. Sonra, onu yüzükoyun yatırdı! Yüzüne bakmaktan sakındı. İbrahim(as) bıçağı İsmail(as) in boğazına bastırınca, sanki bıçak bakır bir levha ile karşılaştı! Büyük bıçağın ağzı İsmail(as) in boğazını kesmedi! İbrahim(as), 4
bileği taşıyla iki veya üç kere biledi, fakat her defasında da kestirmeye muvaffak olamadı. Herhalde bu iş Allah(cc) tandır! dedi. İbrahim(as) in elindeki bıçağın ağzı tersine dönmüştü. O sırada Yüce Allah(cc) tarafından: Ey İbrahim(as)! Rüyana sadakat gösterdin. İşte sana oğlunun yerine boğazlayacağın kurbanlık! Boğazla onu! buyruldu. İbrahim(as), doğrulup bakınca, Cebrâil(as) in yanında iri boynuzlu bir koçun veya önünde iri bir dağ tekesinin dikilip durduğunu gördü. Kalk yavrucuğum! Sana bir fidye indi! dedi. O tekeyi orada, Mina da kurban etti. Bu tekenin Sebîr Dağı ndan inip geldiği rivayet edildiği gibi, iri boynuzlu, güzel bir koç olduğuda rivayet edilir. İslam da İlk Kurban Peygamber Efendimiz (s.a.v) hicretin ikinci senesinde, Sevik Gazvesi nden sonra Medine ye geldiği ertesi gün (Zilhicce nin onuncu günü) müminlerle birlikte mescitte ezansız ve kametsiz iki rekat namaz kıldırdı ve hutbe okudu. Bu hutbede müminlere kurban kesmelerini emretti. Efendimiz (s.a.v) satın aldığı semiz, boynuzlu beyaz iki koçtan birini keserken, Allah ım! Bu, senin birliğine ve senden bana gelenlere iman eden bütün ümmetimin namınadır, diye buyurdu. İkincini keserken de şöyle buyurdular: Allah ım! Bu da, Muhammed ve Muhammed in ev halkı içindir. Bu kurbandan kendileri, ev halkı ve yoksullar yediler. İşte İslâm daki ilk kurban bayramı budur. Kurban Kesmek Allah(cc) a yakınlaşmak niyetiyle kesilen hayvana kurban denir. Kurban, sırf Allah(cc) rızası için kesilir. Nimete olan şükran duygusunu ifade ettiğinden, keseni takva mertebesine ulaştırmaya vesiledir. Namazla başlayan Allah(cc) a yakınlaşma, kurbanla daha ileri bir merhalelere ulaşır. Mümin kestiği kurbanın kanıyla birlikte günahlarının da akıp gittiğini, iç dünyasında beliren tadına doyulmaz ferahla ile hisseder. Allah(cc) uğruna fedakârlık yapmanın güzel bir örneğini kurbanıyla gösterir. Kurban onun Allah(cc) a teslimiyetinin bir işaretidir. Aişe(ra) rivayetinde Nebi(asv) şöyle buyurmaktadır: 5
"Kurban kesiniz ve onunla nefislerinizi temizleyiniz. Çünkü her kim kurban kesim yerinde hayvanını tutar, onu kıbleye yatırırsa (ve böylece keserse) onun boynuzu, işkembesi, kanı, tüyü, yünü her şeyi kıyamet günü hazır bulur ona şahitlik eder. (Kesilen kurbandan akan ilk) damla kan toprağa düştüğünde Allah(cc)'ın muhafazasına girer (mükâfatı Allah(cc) indinde saklanır). Az da olsa infak edin, çokça sevap kazanın. Kurban kesmekten asıl maksat Allah(cc) ın hatırlanması, zikredilmesidir. Onların etleri de, kanları da Allah(cc)'a asla ulaşmaz. Fakat sizden O'na takva ulaşır. Bu şekilde O, onları size musahhar kıldı ki, size hidayet verdiği için tekbir getirip Allah(cc)'ı ta'zim edesiniz. İhsan edenleri müjdele! (Hacc/37) Cahiliyet dönemi insanları evlerini, kestikleri kurbanların kanları ile boyarlardı. Müslümanlar da böyle yapmak istediler. Bunun üzerine şu ayet-i kerime nazil oldu. "Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşmaz" Hz. Ali(ra) diyor ki: Kurban bayramında kurban kesmek üzere kurban almak için evinden çıkan her varlıklı mümin gidiş ve gelişi sırasında attığı her adımın karşılığında Allah kendisine on sevap yazar, buna karşılık da on günahını affeder ve Cennetteki derecesini de on kat yükseltir. Kurbanlığı alırken pazarlık sırasında konuştuğu her kelimesi bir tesbih sayılır. Parasını öderken de verdiği her lira karşılığında ayrıca yedi yüz sevap kazanır. Kurbanı kesmek üzere yere yatırdığında göklerle yeryüzünü dolduran bütün canlılar kendisine dua ve istiğfar ederler. Kurbanın kanı yere damladığında her damla Allah Teâlâ birer melek vazifelendirerek bu melekler kurban kesenin günahlarının affı için kıyamete dek Allah(cc) a yalvarıp yakarırlar. Kurban Kesen Şöyle Demiş Olur; Ya Rabbi! Senin yolunda, senin rızanı kazanmak uğruna, maldan-mülkten, sevdiklerimden ve hatta canımdan geçmeye hazırım. İşte bu kurbanı benim bu imanımın ve teslimiyetimin bir göstergesi olarak yine senin adınla kesiyorum. Bu kurbanın toprağa dökülen kanı, sana verdiğim sözde, imanımda ve ihlâsımda bütün benliğimle sabitkadem olduğumun tasdikidir. Kabul eyle ve beni bu yolda daim eyle. Kurban kesmenin diğer bir anlamı da; kurbanı kesen kimsenin, kurbanla birlikte bütün kötü duyguları, nefsinin arzu ve isteklerini kesmesidir. Yani kötü alışkanlıklarından ve kötü niyetlerinden vazgeçmesidir. Artık toplum o kimsenin elinden, dilinden, kötü bir fiilinden emin olur. İbn Arabî ve Mevlâna ya göre en büyük kurban nefistir, esas mesele olumsuz fikir ve fiilleri Allah yolunda ve Allah için kurban etmektir. Mevlâna 6
ise namazda Allahü ekber -Allah büyüktür- diyerek getirdiğimiz tekbirlerin nefis kurbanını Allah yolunda kesme tekbirleri olduğunu ifade eder. Tâvus b. Keysân (ks) hac yolculuğuna çıkmış bir genç gördü. Genç, yayaydı ve yanında da azığı yoktu. Yanına gelip sordu: Yavrucuğum, yiyeceğin var mı? Genç, En iyi azık takvadır. Kerim olan Allah ın evine giderken yiyecek götürmek uygun değildir, diye cevap verdi. İhrama girdikleri yerde herkes, Lebbeyk (Buyur ya Rab! Huzurundayım ve emrine amadeyim!) derken genç sessiz sessiz bekliyordu. Tâvus b. Keysân yine yanına gelerek, Sen niçin söylemiyorsun, dedi. Genç; Red cevabını almamak için, dedi. Bu sözler üzerine Tâvus (ks) dostlarına; Bu, bir genç olmasına rağmen reddolunmaktan korkuyor! Acaba bizler kabul edilmezsek hâlimiz nice olur, dedi. Mina da kurbanlar kesilirken genç; Ey Rabbim! Herkes kurbanını kesiyor. Benim kurban edecek hiçbir malım yok. Ancak şu küçük bedenimi senin rızan için kurban etmek istiyorum, kabul buyur ey Rabbim, dedi ve ağlamaya başladı. O anda genç, kelime-i şehadet getirerek canı Canan a teslim etti. Kimlerin Kurban Kesmesi Gerekir Kendisinde şu şartlar bulunan kimsenin kurban kesmesi dini bir görevdir: 1.Müslüman olmak. 2.Hür olmak. Hürriyetten yoksun olan esir, mahkûm ve benzeri kimselerin kurban kesmesi gerekli değildir. 3.Zengin olmak. 4.Yolcu olmamak (Yolculuk yani sefer halinde olanlar kurban kesip kesmemekte serbesttirler. Keserlerse sevabını alırlar.) Hanefî mezhebine göre akıl ve ergenlik, kurbanın vacip olması için şart değildir. Dinî yönden kurban kesebilecek durumda (zenginlikte) olan çocuğun yerine velisi (çocuğunun parasıyla) kurban keser. Şafiîlerde kurbanın sünnet olabilmesi için gereken şartlar şunlardır: 1. Müslüman olmak. 2. Hür olmak. 3. Akıllı olmak 4. Ergen olmak 5. Gücü yetmek. Mali ibadetlerde insanlar masivanın göz boyayıcılığına o kadar çok kaptırmış durumdadır ki! Kendilerine hep kaçamak yollar arayarak, bu 7
ibadetlere bahaneler üretmektedirler. Mesela kurbanla ilgili olan zengin olmak hükmüne bakalım. Zekatın nisabı gibi 80,16 gr. Altını veya bu kıymet malı olmasıdır. O halde hacetten ve borcundan fazla bu miktarı olana kurban kesmesi vacip olur. Bu nisapta sene geçmesi malın artması, zekat gibi şart değildir. Kurbandaki nisabda en çok dikkat edilmeyen insana haceti miktarı lazım olan mallarından ziyadesini hesaplaması gerektiğidir. Yani bir insanın iki evi olsa, gerek kiraya versin, gerek vermesin. Yahut oturduğu evin iki odadan fazla oda sofa ve samanlık, ahır olsa bunların kıymetleri hesap olunur. İnsanın üç kat esvabından(giysi) ve yatağından fazlası hesap olunur. Çiftçi olan kimsenin bir eşeğinden veya beygirinden fazlası hesap olunur. Alim olan kimsenin muhtaç olduğu tefsir, hadis ve fıkıh kitabı gibi kitaplarından birer tanesi hesap olmaz. İkincileri hesap olunur. Nücum(yıldız bilimi) ve tıp kitapları gibi kitaplar bazılarına göre bir tane bile olsa hesaplanır. Bir mushafı şerifi, tecvid üzere okursa hesap edilmez. Tecvid bilmeyip, Kuran ı tecvid üzere okuyamaz ise hesap olunur. Birden fazlası hesap olunur. Bağ ve bahçenin kıymeti hesap olunur. Tarlalar hesap olunmaz. Hacetten fazla olan esirlerin değerleri hesap olunur, bir senelik nafakaları hesap olmaz. Fazlası olur. Ev ve iş takımları hacetten fazla olursa hesap olur. Başta söylediğimiz gibi insana haceti miktarı lazım olan mallarından ziyadesini hesapladığında nisab miktarı olursa, o kişiye kurban vacip olur. Zamanımız onu gösterir ki; hayatımızdaki bu fazlalıklarla kurban ibadetinden kaçmaya çalışmamız olanaksız gibidir. Bu tür hac, zekat, fitre, kurban vb. mali ibadetleri yerine getirmeyerek bu dünyada kendilerini kandırmaktadırlar. Ahiret hayatındaki azabın şiddetini hatırlayarak hesabları o tarafa bırakmamaya gayret etmeliyiz. En güzel örneklerimiz Ashab-ı Kiram Efendilerimizin yaşantılarıdır. Ayrıca Efendimiz(asv) ın yaşantısı ve bir evde ekmeğe katık olarak sirke varsa, bu ev yoksul sayılmaz. Hadisini unutmamak gerekir. Ailede Bir Kişinin Kurban Kesmesi Yeterli Midir? İslâm dininde; ailede mal birliği değil, mal ayrılığı prensibi vardır. Yani bir aile içinde de olsa, herkesin malı kendisine aittir. Bir kimse, babasının, eşinin veya oğlunun servetiyle zengin sayılmaz. 8
Baba fakir olduğu hâlde oğlu; koca fakir olduğu hâlde karısı zengin olabilir. Bu bakımdan, aile içinde, diğer şartlarla beraber kimler dinen zengin sayılırsa, sadece onlar kurban kesmekle yükümlü olurlar. Hepsi zengin sayılırsa, her birinin, ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir. Aile içinde zengin sayılan kimse yoksa hiç biri kurban kesmekle yükümlü olmaz. Kurban Ne Zaman Vacip Olur? Kurbanın vacip olması için, kesim süresinin sonu dikkate alınır. Buna göre, kurban bayramının üçüncü günü güneş batmadan önce zengin olan her mükellef Müslümana kurban vacip olur. Bundan önce fakir olması hükmü değiştirmez. Bunun aksi durum da şudur: Bir kimse bayramın ilk iki günü zengin iken, üçüncü günü güneş batmadan önce kurbanını kesmeden ölse veya fakir düşse, ondan kurban yükümlülüğü düşer. Kurban İçin Vekâlet Nasıl Verilir? Kurban kesmesini bilmeyenin, başkasına kestirirken, (Allah rızası için bayram kurbanımı kesmeye seni vekil ettim) demesi ve kalben de niyet etmesi gerekir. Eğer kurbanı da başkasına aldıracaksa, kurbanı alacak kimse de, kesmeyi bilmediği için başkasına kestirecekse, Allah rızası için bayram kurbanımı almaya, aldırmaya, kesmeye ve kestirmeye seni umumî vekil ettim der. Bir kimse, birine, Benim kurban işimi hallet dese, ona para bile vermese, vekâlet vermiş olur. O kişi de bir hayvan alıp kesebilir. Vekâleten kurban kesene, kimi çok, kimi az para verebilir. Kimi de hiç para vermeden, (Bana da bir hisse verin) diyebilir. Vekil asıl gibidir. Vekil, vekâlet aldığı kimseler adına kurban keser veya kestirebilir. Daha sonra vekil, ondan para ister veya istemez. Kurban kesmeye vekil olan, zekât hariç, sahibinden ayrıca izin almadıkça veya İstediğini yap diyerek umumî vekil edilmedikçe, başkasını, o da bir başkasını vekil yapabilir. Ortaklaşa Kurban Edilen Hayvanların Etleri Nasıl Taksim Edilir? Deve ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde, etleri, ortaklar arasında tahmini değil, tartılarak taksim edilir. Ancak bu hayvanlar, bir ailenin fertleri için kurban edilmişlerse ve ya hayır kurumuna verilecekse bunların etlerinin tartı ile taksim edilmesi gerekmez. 9
Gayr-i Meşru Yolla Kazanılan Parayla Kurban Kesilebilir Mi? İslâm dini kişilerin meşrû işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helâl yollardan elde etmelerini emreder. Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen para ile kurban kesmek uygun değildir. İbadetler helâl parayla yapılmalıdır. Kurban, Allah a yaklaşmak demektir. Haramla Allah a yaklaşamayız. Hayır, Kurumlarına Kurban Bağışı Kurbanını, bir hayır kurumuna hediye etmek isteyen kimse, kurban parasını, bu işle vazifeli kimseye teslim ederken, Allah rızası için bayram kurbanımı alma, aldırmaya, kesmeye ve dilediğine kestirmeye ve etini ve derisini dilediğine vermeye seni umumî vekil ettim demelidir. Vekâlet, mektupla, faksla, e-maille veya telefonla da verilir. Kurban parası, önceden verilebildiği gibi, daha sonra da gönderilebilir. Kesilirken sahiplerini ismini söyleyerek kasapları vekil eder. Böyle kesilen kurbanlar sahih olur. Kurbanın Derisi Satılabilir Mi? Kurbanın derisi seccade veya evde kullanılacak bir şey yapmak caizdir. Bir fakire veya hayır işlerine hizmet eden bir kuruluşa verilebilir. Kurbanın derisi, kurbanın bir parçası olduğundan, satılması caiz olmadığı gibi, kurbanı kesene ücreti olarak verilmesi de uygun değildir. Kurbanlarımızın Ne kadarı dağıtılır? Rasulullah(asv), söyle buyurmuştur: Yiyin, saklayın ve tasadduk edin. Kurbanın etinin üçe taksim edilmesi müstehaptır. 1-Üçte biri kurban kesemeyen fakir fukaraya sadaka olarak verilir. 2-Üçte biriyle evine gelen akraba ve dostlarına ikram yapılmak üzere eve ayrılır. 3-Geriye kalan üçte birini ise, evdeki çoluk çocuğuna yiyecek ve nafaka olarak ayrılabilir. Kurbanın etini, zenginlere, fakirlere, ilimle meşgul olan talebeye, müslüman ve gayri Müslimlere hediye etmek caizdir. Tamamını da bağışlamak caizdir. Kurban kesen kimse, eğer kendisi fakir ve ihtiyaç sahibi ise, kurbanın tamamını ev halkına ayırması ve onlara yedirmesi de müstehaptır. 10
Aişe(ra) den rivayetle; Resûl-i Ekrem (asv) aile için bir koyun kesmişlerdi. Efendimiz(asv) bir ara, Ondan geri ne kaldı? diye sordu. Aişe(ra); Sadece bir kürek kemiği kaldı, cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber(asv), (Desene) bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor! buyurdu. Burada infak etmenin fazileti buyurulmuştur. Kurban Edilebilecek Hayvanlar 1- Davar, sığır ve deveden kurban olur. Başka hayvanlardan kurban olmaz. Davar denince koyun, keçi; sığır denince de, inek, boğa, manda, dana, düve, tosun anlaşılır. 2- Dişi hayvan da, erkek hayvan da kurban edilebilir. Koyunun erkeği ve beyazı siyahından çok olanı, keçinin dişisi daha sevabdır. Kıymetleri eşitse, koyun kesmek, sığır kesmekten daha sevabdır. 3- Yünü kırkılmış koyunu kurban etmek ve kurban için almak mekruhtur. 4- Davarın 1, sığırın 2, devenin 5 yaşını geçmesi gerekir. 6 ayı geçen kuzu, iriyse kurban olur. 5- Bir gözü görmeyen, topal olup yürüyemeyen, dişlerinin yarısı yok olan, kulağının veya kuyruğunun çoğu olmayan, bir ayağı kesik veya ölmek üzere olan hasta hayvan kurban olmaz. 6- Geyik gibi eti yenen vahşi hayvandan kurban olmaz. Yabani öküz [buffalo], yabani deve [lama] ve yabani koyundan da kurban olmaz. Melezse, mesela yabani bir koçla, evcil bir koyundan meydana gelen yavru kurban edilir. Tersi, yani bir erkek keçi [teke], bir geyikle çiftleşse, meydana gelen yavru, kurban edilmez, çünkü hükümde anneye itibar edilir. Annesi evcilse, yavrusu kurban edilebilir. 7- Husyeleri küçük, gebe, tüyü dökülmüş hayvanı kurban etmek mekruhtur. 8- Burnu veya dili kesik yahut çoğu yok olan hayvan kurban olmaz. 9- Davarda bir, sığırda iki meme kesik olsa kurban olmaz, ama yavrusunu emzirebiliyorsa olur. 10- İki kulağı kesik, biri kökten kesik, kuyruğu kesik, bir veya iki kulağı olmayan, kurban olmaz. 11- Diz kapakları gibi bir yeri kemik başına kadar kırılan hayvan kurban olmaz. 12- Kurbanlık tosuna binmek veya onunla çift sürmek mekruhtur. 11
Rabbim Hz. İbrahim in sadakatinden ve Hz. İsmail in teslimiyetinden bir nebze örnek alarak, kurban ibadetimizi en iyi şekilde yerine getirebilmeyi nasip eylesin inşallah. Rabb ım Büyüklerimizin himmetlerini üzerimizde eylesin. Geceniz(gününüz) mübarek olsun. Rızayı lillahi el-fatiha 12