Sayın Bakanım, Sayın AB Genel Sekreterim, Sayın Başkanım, Mütevelli Kurumlarımızın Değerli Temsilcileri, Sayın Delegeler



Benzer belgeler
İktisadi Kalkınma Vakfı

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 18. Hafta (2 9 Mayıs 2010)

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 5. Hafta (31 Ocak 6 Şubat 2011)

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 10. Hafta (8 14 Mart 2010)

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Türkiye ve Avrupa Birliği

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 24. Hafta (13 19 Haziran 2011)

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

KATILIM SÜRECİ VE İKTİSADİ KALKINMA VAKFI

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

Burs Programı. Burs Programı

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

FİNANSAL TREND RAPORU MART - NİSAN 2017

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 6. Hafta (7 14 Şubat 2010)

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 14. Hafta (5-11 Nisan 2010)

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Sayın Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyelerimiz ve Meslek Komite Başkanlarımız;

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 42. Hafta (18-24 Ekim 2010)

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

Saygıdeğer Konuklar, Değerli Basın Mensupları, Sektörün değerli temsilcileri. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

İKV DTSO BİLGİLENDİRME TOPLANTISI İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan Açış Konuşması Diyarbakır,

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 2. Hafta (11 17 Ocak 2010)

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 40. Hafta (4-10 Ekim 2010)

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

Dr. Binhan OĞUZ IKV-Konuşma notu 14 Haziran 2007

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

AB DE BU HAFTA TEMMUZ 2017

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

2008 yılında gönüllü çabalarla kurulan Uluslararası Şeffaflık Derneği ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik yönden gelişimi için toplumun tüm

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

Anna Lindh Vakfı Türkiye Ağı Toplantısı

Biz barışırken de savaşırken de ilkelerinden hiçbir zaman taviz vermeyen bir kültürden geliyoruz.

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

BÜYÜKELÇİLER TOPLANTISI TOBB İKİZ KULELER - 25 KASIM 2014 ÖMER CİHAD VARDAN - İKV VE DEİK BAŞKANI

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

AB-ABD SERBEST TİCARET ANLAŞMASI VE TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

ANKARA KALKINMA AJANSI.

ORTA ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

DİASPORA - 13 Mayıs

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

ENHANCING SHAMGEN BANKING: TURKEY, SYRIA, LEBANON, JORDAN

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

Mayıs ayı Meclis Toplantımıza hoş geldiniz diyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır.

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Haftalık Türkiye - AB Gündemi 52. Hafta (26 Aralık Ocak 2012)

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ. 21. Reform İzleme Grubu Toplantısı Basın Bildirisi Ankara, 26 Temmuz 2010

193 ülkeye ihracat. Hurdadan çelik üretimi oranı % yılında 37,3 milyon ton ham çelik üretimi

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

AB Dışişleri Bakanları Đran ve Suriye ye yönelik yeni yaptırımlar uygulama kararı aldı.

Bu yıl 2.si düzenlenen Euromoney Türkiye Finans ve Yatırım Forumu nda Akbank adına sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

RTSO HABERLEŞME BASIN YAYIN POLİTİKASI

AB ĠLE MÜZAKERE SÜRECĠNDE AB MÜKTESEBATINA UYUMUN VE BU BAĞLAMDA ÇEVĠRĠNĠN ÖNEMĠ. Nilgün ARISAN ERALP TEPAV AB ENSTİTÜSÜ DİREKTÖRÜ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Bir Bakışta Proje Döngüsü

Türkiye İstişare Toplantısı. Kıtalararası Lojistik Üssü Türkiye. Mersin

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE ABD ARASINDAKİ EKONOMİK VE TİCARİ İŞBİRLİĞİ FIRSATLARI

TTYO Çıkmazına Karşı, Farklı Bir Öneri NİTELİKLİ SANAYİ BÖLGELERİ MEHMET ÖZÇELİK

TÜRKİYE-HIRVATİSTAN-MAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

FİLİSTİN ÜLKE RAPORU

UNESCO MİLLÎ KOMİSYONLAR TÜZÜĞÜ

Transkript:

ĐKV BAŞKANI PROF. DR. HALUK KABAALĐOĞLU NUN ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI 48. OLAĞAN GENEL KURULU NU AÇIŞ KONUŞMASI Sayın Bakanım, Sayın AB Genel Sekreterim, Sayın Başkanım, Mütevelli Kurumlarımızın Değerli Temsilcileri, Sayın Delegeler Đktisadi Kalkınma Vakfı nın 48. genel kurul toplantısına hepiniz hoş geldiniz. Hakkari den gelen şehit haberlerinden sonra bu sabah Halkalı da görevlerine gitmekte olan personele yönelen hain saldırıyı şiddetle kınıyor tüm şehitlerimize Allah tan rahmet diliyorum. Türkiye nin milli birlik ve bütünlüğüne yönelen bu saldırılar Türk milletini yıldıramaz. Değerli Delegeler, 1965 yılında kurulan Vakfımız Avrupa ile bütünleşme projemizin ne kadar köklü ve eskiye giden bir proje olduğunun bir göstergesidir. Đstanbul Ticaret Odası ve Đstanbul Sanayi Odası ortaklık anlaşmasının yürürlüğe girmesinden hemen sonra büyük bir uzak görüşlülük sergileyerek Vakfımızın temelini attılar. Daha sonra zaman içinde destekçi ve mütevelli kurumlarımızın sayısı artarak bugüne geldik. Bugün IKV nin en büyük destekçisi olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu başta olmak üzere Vakfımıza destek veren tüm kurumlarımızı şükranlarımızı sunuyoruz. Sizlerin maddi ve manevi destekleriniz ve katkılarınız Vakfımızın çalışmaları açısından büyük önem taşıyor. Türkiye nin ortaklık başvurusunu yaptığı tarihteki koşulları ile bugünkü koşullar birbirinden çok farklıdır. Türkiye o zamanki konumuna göre birçok alanda çok daha ileriye gitmiş bir ülkedir. Đlerlemesine paralel olarak sorunları da artmış ve daha karmaşık bir hale gelmiştir. Ancak gelişen demokrasisi, ekonomik büyüklüğü, coğrafi konumu ve insan gücü nedeniyle küresel rekabette birçok avantaja da sahiptir. 1960 yılında yaklaşık 28 milyon nüfuslu bir ülke iken bugün 72 milyona ulaşan dinamik bir nüfusa sahiptir. 2030 yılında 87 milyona ulaşması beklenen nüfusu ile Türkiye AB nin en büyük ülkelerinden biri olacaktır. Yüksek nüfus bir avantaj olarak görülebilir ama aynı zamanda yeni istihdam yaratmaktaki sıkıntılarımız göz önünde bulundurulursa ekonomik ve sosyal sistemler üzerinde önemli bir baskı yaratmaktadır. Yine 1959 da Türkiye, dış ticareti sınırlı olan ve büyük ölçüde tarım ürünlerinden oluşan bir ülke iken bugün ihracatımızın yüzde doksanın üstünde sanayi ürünlerinden oluşmaktadır. Türkiye dünyanın 16. ekonomisi olarak G-20 grubunun üyesi haline gelmiştir. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye üyeliği müzakere eden bir AB adayı ülke olmasına rağmen müzakere süreci maalesef bir tıkanıklığa doğru ilerliyor. Sayın Bakanımız ve Başmüzakerecimiz Egemen Bağış, Büyükelçi Volkan Bozkır ve AB Genel Sekreterliği nin çabalarını büyük bir takdirle karşılıyoruz. Ancak kamuoyunda daha çok AB nin tutumundan da kaynaklanan bezginlik ve düş kırıklığı yaşandığını müşahede ediyoruz. Türkiye de ne zaman reform sürecinin yavaşladığından şikayet edilse, gerekçe olarak AB nin müzakere başlıklarını askıya alması gösteriliyor. Aynı konu AB de gündeme gelse, Türkiye reformları yavaşlattı, hazırlıkları geciktiriyor, üye olma yönündeki kararlığını kaybetti şeklinde bir gerekçe öne sürülüyor. Yani karşılıklı olarak -tabiri caizse- topu karşı sahaya atma eğilimi var. Đki taraf da birbirinden bir hamle bekliyor. Bu kısırdöngüyü kırmak gerektiği açıktır. ĐKV olarak, Sayın Bakanın ve ABGS nin 2013 e kadar AB yükümlülüklerini yerine getirmeye yönelik olarak taahhütlerini desteklediğimizi bildiririz. AB sürecinin tarımdan, gıda güvenliğine, sosyal alandan, AR-GE ye kadar birçok farklı sahada getireceği kazanımlar bu süreçte gerçekleşecektir. Öte yandan, müzakere sürecinin nihai hedefi ile ilgili belirsizliğin devam etmesi son derece üzücüdür. Öngörülebilir bir gelecekte tamamlanması yönünde makul bir beklenti olmaması, Türkiye nin tek taraflı olarak yükümlülükler altına girdiği izlenimini doğurmaktadır. Bu durumun sakıncaları toplumun tüm kesimleri tarafından hissedilmektedir. 1

TBMM de büyük çoğunluğa sahip sayın Hükümetin reformların gerçekleştirilmesi konusunda bu avantajını çok iyi değerlendirmesi gerekir. Ana muhalefet partisinin de AB konusuna sahip çıkması ve yasama çalışmalarında engelleme yerine insiyatif alıp öncülük yapması temenni edilir. Hırvatistan da Yasama Organında AB Uyum Komisyonu başkanlığının ana muhalefet liderine verilmesiyle sorumluluğun bu şekilde paylaşılması sonucunda yasama işlemlerinin süratle gerçekleştirildiği görülmektedir. Son dönemde AB ile müzakereye açılan çevre başlığı ve açılması planlanan gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı, devlet yardımları ve sosyal politika ve istihdam gibi başlıklar doğrudan iş dünyasını ilgilendirmektedir. Vakfımız bu alanlarda AB müktesebatına uyumun etkileri yönünde çeşitli toplantılar düzenlemek sureti ile uyarıcı bir işlev görmektedir. Ancak bunun da ötesinde müzakere sürecinden doğrudan etkilenen iş dünyasının diğer sivil toplum kesimleri ile birlikte AB ile yapılan müzakerelere doğrudan katılımının sağlanması ve bu uygulamanın kurumsallaştırılması çözüm bekleyen bir konu olmaya devam etmektedir. Özellikle küresel kriz sonrasında önemli bir güç kaybına uğrasa da AB nin önemi azımsanmamalıdır. AB, bugün itibarıyla dünya gayri safi hasılasının yaklaşık yüzde 30 unu bünyesinde barındıran, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 17 si ile dünyanın en büyük ticaret bloku olarak önemli bir güçtür. Bu anlamda AB dünya pazarlarında payını kaybetmemek ve büyümesini devam ettirmek amacıyla atılımlar yapmakta ve krizden çıkış yollarını araştırmaktadır. Son tahminlere göre 2011 yılında AB de büyüme oranının yüzde 1.75 civarında olacağı tahmin edilmektedir. AB 2020 stratejisinde de öngördüğü üzere büyüme, teknolojik gelişmelere uyum, yüksek istihdam, gibi hedeflere yönelik bir planı uygulamaya koymak istese de mevcut zorluklar ve Avro alanının krizi etkin bir iyileşmeyi engellemektedir. Ancak geçmişte de bu tür darboğazların aşıldığı hatırlanırsa, Avro alanında alınan ek önlemler ile orta vadede istikrarın sağlanacağı düşünülebilir. Ülkemiz küresel krizi göreceli olarak az hasarla atlatmıştır. Her ne kadar, özellikle işsizlik önemli bir sorun olmaya devam ediyorsa da, yeni pazar arayışları, yabancı sermayenin azalsa da gelmeye devam etmesi Türkiye de üretim ve ihracatın ciddi biçimde gerilemesini engellemiştir. Bunda Türkiye nin 2001 de geçirdiği krizin özellikle banka sisteminin yeniden sağlam temellere oturtulması ve bu tür reformları daha önce gerçekleştirdiği için Türkiye nin krizin finansal sisteme olumsuz yansımalarını kontrol altına alabilmesinin önemli rolü olmuştur. Küresel kriz öncesinde Türkiye ekonomisi yapısal sorunlarının bir kısmını çözebilmiş ve ihracata dayalı büyümesini belli kayıplara rağmen sürdürebilmiştir. Türkiye nin de içinde bulunduğu Emerging Europe denilen kategorideki ülkelerde büyüme hızı 2011 de yüzde 3 leri aşacaktır. Dolayısıyla bir duraklamaya giren gelişmiş Avrupa ekonomilerinin giderek daha fazla Türkiye nin dinamizmine gereksinim duyacağı görülmektedir. Saygın yayın organı Foreign Affairs dergisinin 2010 Ocak-Şubat aylarında yayınlanan Prof. Goldstone un makalesine göre Türkiye 2050 yılında dünyaya yön verecek ülkeler arasında gösterilmektedir. Yazar, AB ye de özellikle göç ile ilgili endişeleri biryana bırakarak Türkiye nin üyeliğine kapılarını açması çağrısında bulunmaktadır. AB nin son dönemde yaşadığı iç ve dış gelişmeler, kendi içine dönmesine ve kısa vadeli politikalar izlemesine yol açmıştır. Özellikle AB nin içinde bulunduğu sorunlar AB liderlerinin uzun vadeli ve uzak görüşlü politikalar oluşturmalarını engellemektedir. Daha çok günü kurtarmaya yönelik kısa vadeli politikalar uyguladıkları görülmektedir. Konjonktürel gelişmelerin de etkisiyle AB nin geleceği ve genişleme sürecinin AB ye dinamizm katacak bir süreç olarak devam ettirilmesi konusunda çekimser davranılmaktadır. Konjonktürel etkilerin yanında, Türkiye nin AB ye girişi ile taşları yerinden oynatacak, var olan dengeleri değiştirecek büyüklük ve önem sahip bir ülke olması da üyelik sürecini zorlaştırmaktadır. Böyle bir ülkenin AB ye üyeliği de, daha önceki Đngiltere ve Đspanya örneklerine benzer şekilde her iki taraf için zahmetli olacaktır. 2

Türkiye nin istikrarı, ekonomik kalkınması, yabancı sermaye akışı gibi temel gerekler açısından AB üyeliği perspektifi Türkiye nin ilerlemesine yardımcı olmakta ve önemli bir itici güç sağlamaktadır. Aynı şekilde Dünya Ticaret Örgütü gibi dünya forumlarında etkin olabilmek açısından dünya ekonomisinde söz sahibi olan AB gibi bir bloğun parçası olmak Türkiye için önemli avantajlar sağlayacaktır. Türkiye AB nin en büyük üyelerinden biri olarak karar alma mekanizmalarında önemli bir rol oynayacak ve AB politikalarının şekillendirilmesinde söz sahibi olacaktır. Gümrük birliğinden, enerji transit yollarına, yasadışı göç ile mücadeleden Avrupa güvenlik ve savunma politikasına kadar birçok farklı alanda Türkiye ile var olan işbirliği bir üst düzeye taşınmış olacak ve var olan aksaklıklar Topluluk müktesebatı uyarınca çözüme ulaştırılabilecektir. Türkiye bölgesinde önemli bir aktördür. Avrupalı kimliğinin yanında, Ortadoğu nun da bir parçasıdır. Ancak bu, Türkiye nin yerinin AB olmadığı anlamına gelmez. Türkiye ve öncülü Osmanlı Đmparatorluğu bir Avrupa devleti olmuştur. Avrupa nın gerek siyasal, gerekse sosyo-ekonomik tarihi Osmanlı ve Türkler olmadan yazılamaz. Bu açıdan da Türkiye nin, modern dönemde yalnız Avrupa için değil dünya için de biricik, kendine özgü ve ilerici bir model olan Avrupa Birliği projesinde yerini alması tarihi, sosyal, ekonomik ve kültürel etmenlerin getirdiği doğal bir sonuç olacaktır. Son dönemde özellikle Dış Đşleri Bakanı sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu nun göreve gelmesinden sonra Türkiye nin giderek daha aktif bir dış politika izlediği görülmektedir. Soğuk Savaş döneminin bitiminden sonra Türkiye nin yakınındaki bölgelere olan ilgisi ve ilişkileri giderek artış göstermiştir. Son dönemde, Güney Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu da arabuluculuk çabaları, komşular ile sıfır sorun politikası, birçok ülke ile vizelerin kaldırılması ve artan diplomatik temaslar, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğinin de etkisi ile yalnız bölgesel değil, küresel planda da daha atılımcı bir siyaset, Gazze meselesindeki aktif ve insani tavır ve son olarak Brezilya lideri Lula da Silva ile birlikte Đran ın nükleer güç geliştirme planları sebebiyle ortaya çıkan gerilimi çözmeye yönelik olarak varılan anlaşma gibi girişimler Batı nın ve AB nin de büyük ilgisini çekmektedir. Bazı çevrelerde bir eksen kayması olarak da algılanan ve Türkiye Batı dan kopuyor mu? sorularına yol açan bu gelişmeler, aslında Türk dış politikasının dünya siyasi ve ekonomik arenasındaki tektonik değişimlere ayak uydurma çabası olarak değerlendirilebilir. Ancak bunları gerçekleştirirken dost ve müttefiklerimizi tereddüde sevk edecek davranışlardan da kaçınmak gerekir. Türkiye nin aktif dış politikası AB üyeliğine alternatif değildir. Tam tersine üyelik perspektifini güçlendirici bir etki yapabilecektir. AB Türkiye için bir dış politika önceliği olmaktan çoktan çıkmış ve sosyoekonomik dönüşüm ve modernleşme manivelası haline gelmiştir. Dünyada demokrasi, refah ve güvenlik açısından en gelişmiş ülkelerden oluşan ve Türkiye nin yanı başındaki bu Birlik, Türkiye olmadan tamamlanmayacağı gibi Türkiye açısından da bu oluşumun dışında kalmanın önemli maliyetleri olacaktır. Bu açıdan Vakfımızın, verdiği mesaj her zaman AB önceliğinin titizlikle korunması ve şevkimizi kırıcı gelişmelere rağmen üyelik perspektifinin devam ettirilmesidir. Nitekim Türkiye nin Batı bağlantısı ve AB üyeliği perspektifi diğer bölgelerdeki etkinliğine ve itibarına katkı sağlamaktadır. Geçtiğimiz Pazar günü yayınlanan röportajında Filistin in Ankara Büyükelçisi Nabil Maaaruf Türkiye Batı dünyası ile iyi ilişkilerini sürdürerek hem Arap dünyasına hem de Filistinlilere daha çok yardımcı ve etkili olacaktır demektedir. Türkiye için AB projesinin önemi devam etmektedir. Bunun yanında şunu da vurgulamakta yarar görüyorum: Türkiye nin AB üyeliği yalnız ülkemiz için değil, AB için de çok önemli bir projedir. Bununla AB hızla gelişen, büyüyen ve modernleşen bir üye kazanacak, Türkiye nin dinamizmi, kültürel ve tarihsel unsurları ve coğrafi konumu AB nin kendi iç yapısını güçlendirmesinin yanında dünyadaki imajını ve saygınlığını da olumlu yönde etkileyecektir. Türkiyesiz bir AB hem çok önemli işbirliği imkanlarını kaybetmiş olacak, hem de içine kapalı, çeşitliliği reddeden, global dünyanın değişim ve yeniliklerine kuşkuyla bakan bir ülkeler grubu görüntüsü vererek olumsuz bir imaj çizecektir. 3

ĐKV nin Çalışmaları Đktisadi Kalkınma Vakfı sunumda da izlediğiniz gibi geçtiğimiz seneyi yoğun faaliyetler ile geçirmiştir. Vakfımız, geçtiğimiz dönemde, çalışmalarını Türkiye nin AB müzakere sürecine destek olmak ve ilişkilerdeki sorunlu alanlara dikkat çekerek çözüm önerileri geliştirmek yönünde yoğunlaştırmıştır. AB ve Türkiye nin AB katılım süreci üzerine araştırmalar ve yayınlar yapılmış, konferans, seminer, çalıştay ve eğitim programları düzenlenmiştir. 2 yıldır devam eden ve Türk vatandaşlarının AB ülkelerine girerken karşılaştıkları vize sorununu tüm boyutları ile ortaya koymayı amaçlayan vize şikayet hattı projesi tamamlanmış ve sonuçları yayınlar aracılığıyla kamuoyuna duyurulmuştur. Son olarak Göç Hukuku alanındaki çalışmaları ile tanınan iki değerli akademisyen, Nijmegen Radbound Üniversitesi Göç Hukuku Merkezi nden Prof. Dr. Kees Groenendijk ve Prof. Dr. Elspeth Guild tarafından hazırlanan ve Đktisadi Kalkınma Vakfı tarafından yayımlanan Visa Policy of Member States and the EU Towards Turkish Nationals After Soysal başlıklı kitapta, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı nın Şubat 2009 tarihinde Soysal davasına ilişkin verdiği karar sonrasında, kararın Üye Devletlere etkileri ve karara ilişkin Üye Devletlerin uygulamaları detaylı bir şekilde incelenmektedir. Bu raporda Avrupalı iki araştırmacı AB ülkelerinin hizmet sunma serbestisine ilişkin olarak Antlaşmalar hilafına uyguladıkları vize zorunluluğunu eleştirmektedir. Bu raporu Komisyon Başkanı sayın Barroso ve bazı Komiserlere şahsen elden verme olanağını buldum. Komisyon yetkilileri gerçekleri bu kadar açık ve net şekilde ortaya koyan raporun üye Devletleri sarstığını belirtmektedir. Vize konusunda TOBB ve ĐKV nin ısrarlı talepleri karşısında Komisyon yetkilileri vize konusunun resmi makamlarımız tarafından gündeme getirilmediğini öne sürmektedirler. Vize konusundaki Adalet Divanı Kararı ve yayınladığımız bilimsel raporlarla da desteklenen, vizenin kaldırılması yönündeki haklı taleplerimizin en üst düzeyde AB ye yansıtılması gerekir. Bu arada müzakereleri tamamlanan Geri Kabul Anlaşması nın yürürlüğe girmesinden bir süre sonra vize serbestisinin yürürlüğe gireceği taahhüdü alınmadan imzalanmaması gerekir. Brüksel de edindiğimiz izlenim diğer ülkelerle yapılanın aksine Türkiye ile Geri Kabul Anlaşması nın vize uygulamasından tamamen ayrı mütalaa edildiği şeklindedir. Bu kesinlikle kabul edilemez. Bazı ülkelerle vizelerin kaldırılması son derece memnuniyet vericidir. Ancak milyonlarca Türk vatandaşını ilgilendiren, Avrupa ülkeleri tarafından uygulanan vizenin kaldırılabilmesi için bizim uygulamalarımızın da Schengen mevzuatına yakınlaştırılması gerekir. AB ülkeleri vize uygulamasına son verecekleri zaman vizeyi kaldırdığımız bu ülkelere vizeyi yeniden koymamız gerektiği unutulmamalıdır. Öte yandan, AB nin bizi tecrit ettiği bu ortamda ülke menfaatleri doğrultusunda bizim de kendi başımıza bazı önlemler almamız doğaldır. Avrupa kamuoylarında oluşan Türkiye ye karşı önyargı ve kuşkuları dikkate alan ĐKV, AB kurumları nezdinde ve Üye Devletlerdeki faaliyetlere de ağırlık vermiştir. Bu çerçevede, Paris, Amsterdam ve Brüksel de düzenlenen çeşitli konferanslardan sonra son olarak, Madrid de, saygın Đspanyol düşünce kuruluşu Real Elcano Kraliyet Uluslararası Đlişkiler Enstitüsü ile birlikte Türkiye ve Đspanya: AB ve Ötesi adı altında seçkin siyasetçi, uzman ve akademisyenlerin konuşmacı olarak katıldığı bir konferans düzenlenmiştir. Bu konferans Đspanya nın AB dönem Başkanlığı öncesinde başlatılan bir projenin son ayağını oluşturmaktadır. Aynı zamanda konferans salonunun fuayesinde Đstanbul fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf sergisi düzenlenmiştir. Konferansta sunulan tebliğler bir kitapta toplanacaktır. 4

Bu projeyi takip eden süreçte, AB dönem başkanı olan ülkelerin önde gelen düşünce kuruluşları ile ortaklaşa benzer projeler de uygulamaya konacaktır. Sırada Belçika ve Macaristan dönem başkanlıkları bulunmaktadır. Bu ülkelerde gerçekleştirilecek faaliyetler planlama aşamasındadır. ĐKV nin Türkiye nin AB ile ilişkilerinde var olan sorunların çözümüne yönelik çalışmalarına diğer bir örnek ise, dünya ticaret sistemi ve Türkiye-AB ticari ilişkileri çerçevesinde gümrük birliği konusunda gerçekleştirdiği çalışmalardır. Bu doğrultuda Mayıs ayında, Türkiye nin DTÖ Nezdindeki Büyükelçisi Bozkurt Aran ve Dünya Ekonomisi Grubu Direktörü Prof. Patrick Messerlin olmak üzere üst düzey uzmanların katıldığı bir çalıştay düzenlenmiştir. Dünya ticaret sistemindeki son gelişmeler, AB ticaret politikası ve AB-Türkiye gümrük birliği üzerindeki yansımaları ele alınmıştır. Bu çalıştayın sonuçları da bir rapor olarak yayına hazırlanmaktadır. Amacımız gümrük birliğini sorgulamak değil, uygulamada yaşanan sorunlara dikkat çekerek çözümler geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. AB nin dış ticaret politikasının belirlenmesinde Türkiye ile etkili bir danışma süreci gerçekleştirilmesi ve özellikle üçüncü ülkeler ile imzalanan ticaret anlaşmalarında Türkiye nin karar mekanizmasında yer almasını sağlayacak prosedürlerin uygulamaya konması gümrük birliği ve ortaklık ilişkisinin gereğidir. Özellikle son dönemde sayıları artan serbest ticaret anlaşmalarının söz konusu ülke ile Türkiye arasında de AB ile eş zamanlı olarak müzakere edilmesi ve aynı anda yürürlüğe girmesi şarttır. Ekim ortalarında Brüksel de gerçekleştireceğimiz toplantıda bu konudaki haklı isteklerimizin hukuki gerekçelerini Avrupa Koleji Rektörü Prof. Demarret, Dünya Bankası uzmanı ve Groupe D Economie Mondiale direktörü Patrick Messerlin başta olmak üzere üst düzey uzmanların ağzından yetkililere ileteceğiz. Haftalık e-bültenimiz, uzun bir aradan sonra tekrar yayın hayatına başlayan ĐKV dergimiz ve güncellenen internet sitemiz yoluyla AB, Türkiye nin AB katılım süreci ve AB ile ilişkiler alanında olduğu gibi, dünyada ve Türkiye de meydana gelen güncel gelişmeler ile ilgili iş dünyamızı ve kamuoyunu bilgilendirme işlevimizi sürdürmekteyiz. Dinamik uzman kadromuz hazırladıkları haberler, yorumlar, bilgi ve değerlendirme notları ve etüdler ile süreç konusunda bilgilendirme ve bilinçlendirme çabalarımıza büyük katkı sağlamaktadır. Vakfımız, mütevelli ve Vakıf destekçilerimizin desteği ile yoluna azim ve şevk ile devam ederek, Türkiye nin Avrupa Birliği bütünleşme sürecinde yol gösterici rolünü faaliyetleri ve çalışmaları ile uygulamaya koymayı sürdürecektir. Bu vesile ile mütevelli ve destekçi kurumlarımıza teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim. Ziraat odalarından, ihracatçılara, tekstilcilerden, işveren sendikalarına, iş dünyasının geniş bir temsille Vakfımızın arkasında olduğunu bilmek bize ayrıca bir gurur vermekte ve bunun yanında omuzlarımızdaki sorumluluğun ağırlığını da artırmaktadır. Vakfımız, AB sürecinde oynadığı yönlendirici ve bilgilendirici rolünü mütevelli ve destekçi kurumlarımızın önerileri ve tavsiyeleri doğrultusunda şekillendirmektedir. 5