20 Mayıs 2015 KARMA-KARIŞIK



Benzer belgeler
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Sergi açılış kokteylini onurlandırmanızı dileriz.

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

KARMA II. 16 Ocak - 21 Şubat 2015

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ MİMARLIK VE TASARIM FAKÜLTESİ GÜZEL SANATLAR TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

Devrim Erbil Ressam, Profesör, Devlet Sanatçısı

TT-')CPlr0l t h. 90 NAZLI ECEVİT ( ) "Şile tual üzeri yağlıboya, 1959 tarihli ve imzalı. 45x55 cm MİLYAR.-TL.

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

ABİDİN DİNO

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

Mehmet Yıldırım. istanbul Ticaret Odası olarak bir yandan ekonomik alanda sorumluluklarımızı yerine

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm.

Mustafa Tunçalp Seramikler Sergisi 21 Ekim 10 Kasım tarihlerinde Rezan Has Müzesi nde ziyaret edilebilir.

17- S Q T 3 9. Tuval -yağlıboya, 130x100 cm. özgün dokuma. 80x90 cm. »I GARANTİ

Devrim Erbil: Ritmin Resmi

ANKASANAT. 27 Mayıs Eylül 2016 SEÇMELER I

Savaş ve Barış: "Kurtuluş Savaşından Cumhuriyet'in ilk Yıllarına Türk Resminden Kesitler"

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI MİMARLIK BİLGİSİ CUMHURİYET DÖNEMİ I.ULUSAL MİMARLIK II.ULUSAL MİMARLIK

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK HEYKEL SANATI HEYKEL SANATINDA GERÇEKÇİ YORUMLAR

KARŞILAŞMA. Sergi Kataloğu. Peker Sanat Yayını 16 Ankara, Haziran Sanat Danışmanı İbrahim Karaoğlu. Fotoğraflar Sanatçıların arşivinden

CUMHURİYET ORTAOKULU 8. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Ferruh BaşağaGaleri Binyıl tarafından düzenlenen, 1999, 2000

06-26 EKiM 2016 YER: BARIŞ MAH. EĞİTİM VADİSİ BULV. ZABITA MD. HİZMET BİNASI YANI. Sandra Lopez. Ayla Turan Bahadır Çolak Kadriye İnal SelçukYılmaz

ULUSLARARASI SANAT FUARI K A S I M TÜYAP FUAR ve KONGRE MERKEZİ

çocukların çok ilgisini çekti. Turdan sonra çocuklar müzedeki atölyede

1979 Nihat Sümeralp ile birlikte Koleksiyon Sanat Galerisi ni kurdu, 1989 a kadar yönetti.

Prof. Tamer Başoğlu Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi / Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü tamer.basoglu@isikun.edu.tr

: Mehmet Ertuğrul Tuna : Ressam : Doç. Dr. : Güzel Sanatlar Fakültesi : Resim : Resim. Eğitim Durumu Bilgileri

13 Nisan 2012, Majesty Mirage Park Resort Hotel, Antalya

PROF. İSMAİL AVCI Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi - Görsel Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi ismail.avci@isikun.edu.tr

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT : AKSARAY ÜNİVERSİTESİ/EĞİTİM FAKÜLTESİ/GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ/RESİM-İŞ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI/

Editörlük Yaptıgım Yayınlar:

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Derece Alan Üniversite Yıl. Sanatlar Fakültesi Y. Lisans Fotoğraf Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora

Hoca Ali Rıza ( )

İLETİŞİM BİLGİLERİ. BARTIN ÜNİVERSİTESİ, Bartın Meslek Yüksekokulu BARTIN ÖĞRENİM DURUMU

T.C. KASTAMONU VALİLİĞİ MİMAR VEDAT TEK KÜLTÜR ve SANAT MERKEZi

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

HALE OZANSOY RESİM SERGİSİ DEFNE SANAT GALERİSİNDE AÇILDI

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Ü R Ü N K A T A L O Ğ U

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU

Contemporary Istanbul 2014

Özel günlere, özel hediyeler

Oktay Anılanmert rt 2 e a stç isi M e rg 1 e S 3 rb ~ e sim 5 S er 0

İSTANBUL UN İZDÜŞÜMLERİ

Çağdaş Sanatımızda Son Osmanlı OSMAN HAMDİ KAYA ÖZSEZGİN

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

Benim en büyük şansım Adnan Turani gibi hem iyi bir sanatçı hem de iyi bir eğitimci atölye hocamın olmasıydı.

30 Eylül - 23 Ekim 2010 Asım İşler Anısına Resim Sergisi

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Adı: REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİNJN Doğum: 15 Temmuz 1606 Leiden Hollanda Milliyeti: Hollandalı Sanat Akımı: Lüministik sanat Alanı: Resim Baskı

Günlük Kent Gazetesi

85 IVAN KONSTANTINOVIC AYVAZOVSKI ( ) Kalyonlar, tual üzeri yağlıboya, 1869 imzalı. 90x138 cm.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

Atatürk ve Yurt İçi Anıtları

( ) FOTO 1: Cezmi SEVGİ hocamız, bölümümüzün değerli hocaları, Asaf KOÇMAN, İbrahim ATALAY ve Erkan ŞEN

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

ÖZGEÇMİŞ. 2 Ünvanı : Prof.Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

A. UĞUR YEĞİN ( d Organizasyon ) (MÜZAYEDE)

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

ARKAS KOLEKSİYONU NDA POST-EMPRESYONİZM

İSTANBUL SAĞLIK MÜZESİ TARİHÇE

Litografi, 50x65cm. Yolu Trabzon dan Geçen Sanatç lar 77

HÜLYA ERSEZGİN DOĞA VE KADIN RESİM SERGİSİ 14 HAZİRAN ÇARŞAMBA 18:00 DE AÇILIYOR

İKÜ Sanat Koleksiyonu ndan CUMHURİYET DÖNEMİ RESSAMLARI. Resim Sergisi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

ÇAĞDAŞ VE MODERN SANAT MÜZAYEDESİ - XXXII CONTEMPORARY AND MODERN ART AUCTION - XXXII

Sanatta Yeterlik, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Plastik Sanatlar Bölümü, Kocaeli.

TEMAS - 2 / CONTACT - 2. Grup Resim Sergisi / Group Exhibition

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Derece Alan Üniversite Yıl

Rönesans Heykel Sanatı

Desen II (GRT 104) Ders Detayları

2003 Ondokuzmayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Süleymen Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi, Resim Böl.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

MİHALIÇÇIK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ 2015 NİSAN-MAYIS-HAZİRAN DÖNEMİ SÜT DESTEK İCMALİ

OTOMOBİL YOLDA YANDI

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

file://c:\documents and Settings\Ozan\My Documents\My Web Sites\turkresmi\darus...

Erkan ÖZDİLEK Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Resim Bölümü (M.Ü.G.S.F.) mezun oldu.

DİKKAT! Tercih işlemlerinde ÖSYM nin kılavuzunu dikkate alınız. Bu çalışma sadece size bilgi vermek amaçlı hazırlanmıştır.

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ


CİHAT ARAL 22 MART - 09 NİSAN Açılış: 22 Mart Perşembe Kokteyl: 18:00-20:30

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (07 Aralık Ocak 2016)

KÖYÜMÜZ AİLE LİSTESİ AKGÜL A Y K A N A T KAMİL AYKANAT A S M A G Ü L A Y C I L KENAN ATLAS CEMAL ATLAS ALİ AKTEN MEHMET AKTEN

Transkript:

20 Mayıs 2015 KARMA-KARIŞIK CİHAT BURAK (1915-1994) BURHAN DOĞANÇAY (1929-2013) MEHMET GÜLERYÜZ (d.1938) AVNİ ARBAŞ (1919-2003) İBRAHİM SAFİ (1898-1983) NURİ İYEM (1915-2005) FİKRET MUALLA (1903-1967) EROL AKYAVAŞ (1932-1999) KOMET (d.1941) NEDİM GÜNSÜR (1924-1994) ZÜHTÜ MÜRİDOĞLU (1906-1992) VECİH BEREKETOĞLU (1895-1971) EREN EYÜBOĞLU (1913-1988) ŞEREF AKDİK (1889-1972) CEVAT ERKUL (1897-1981) NECDET KALAY (1932-1986) NEJAT MELİH DEVRİM (1923-1995) MUSTAFA ATA (d.1945) ALİ AVNİ ÇELEBİ (1904-1993) ARİF KAPTAN (1906-1982) NURİ ABAÇ (1926-2008) ÖMER ULUÇ (1931-2010) ABDULLAH ÇİZGEN (1907-1987) AYETULLAH SÜMER (1905-1979) ALİ RIZA BEYAZIT (1883-1964) BUBİ (d.1956) MÜNİF FEHİM ÖZERMAN (1899-1983) NAZMİ ZİYA GÜRAN (1881-1937) FATİH URUNÇ (1966-2012) BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1973) CELAL TUTANT (1910-?) HÜSAMETTİN KOÇAN (d.1946) NAZMİ ÇEKLİ (1884-1958) SAMİ LİM (1905-1986) MISIRLI HİDAYET (?-1970) SURURİ TAYLAN (1891-1947) KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015) FAHİR AKSOY (1917-2008) AYETULLAH SÜMER (1905-1979) MUSTAFA TURGUT TOKAT (1901-1988) NEŞE ERDOK (d.1940) NURETTİN GÜRPINAR (?-?) NURETTİN ERGÜVEN (1905-1979) PERTEV BOYAR (1897-1981) REFİA EDREN (1913-?) SADIK GÖKTUNA (1876-1951) SELAHATTİN TEOMAN (1901-1980) ŞERİF RENKGÖRÜR (1887-1947) TOMUR ATAGÖK (d.1939) AMADEO PREZIOSI (1816-1882) TURGUT ATALAY (1918-2004) VEYSEL ERÜSTÜN (1927-1987) ALP TAMER ULUKILIÇ (d.1957) BEDRİ BAYKAM (d.1957) BURHAN UYGUR (1940-1992) ORHAN TAYLAN (d.1941) MUSTAFA PİLEVNELİ (d.1940) ERGİN İNAN (d.1943) ALİ DEMİR (d.1931) MEHMET UZEL (d.1927) MUSTAFA AYAZ (d.1938) TANJU DEMİRCİ (d.1961) HAKAN KAMIŞOĞLU (1963) FİLİZ AZAK (d. 1976) ERTUĞRUL ATEŞ (1954) FUAT SOYHAN (1885-1961) TURGUT ZAİM (1906-1974) HASAN RASTGELDİ (d.1945) HALİL AKDENİZ (1944) İSMAİL ACAR (1971) MEHMET KOÇ TURAN EROL (d.1927) SALİH ACAR (1927-2001) NADİDE AKDENİZ (d.1945) ORHAN PEKER (1927-1978) NURULLAH BERK (1906-1982) ŞEMSETTİN AREL (1906-1985) FAHRİ SÜMER (d.1942) EKREM KAHRAMAN (1948) HASAN SAİM TUNCAY BETİL (1945-1988) ANKASANAT

ANKASANAT Birlik Mahallesi Doğukent Bulvarı 450.Cadde Vadi İkizleri Sitesi 3/A 06610 Çankaya Ankara Tel. +90 312 442 38 91 (pbx) Faks +90 312 442 38 93 info@ankaraantikacilik.com www.ankaraantikacilik.com 2

KARMA-KARIŞIK 20 Mayıs 2015 ANKASANAT 3

4

NAZMİ ZİYA GÜRAN (1881-1937) Evler, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 38 x 31 cm 5

İBRAHİM SAFİ (1899-1983) Eyüp, Pierre Loti Tepesi, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 70 x 85 cm Azeri kökenli ressam, İzlenimcilik akımının renk ve ışık ögelerini gerçekçi bir anlatımla birleştirdiği manzara, ölüdoğa ve portreleriyle tanınır. Moskova Güzel Sanatlar Akademisi nde başlayan eğitimini 1917 yılındaki Sovyet Devrimi nden sonra göç ettiği Türkiye'de, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi nde Hikmet Onat ın atölyesinde sürdürmüş ve 1923 yılında mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra Namık İsmail in önerisiyle onun atölyesine katılmış ve 1930 lara kadar bu atölyede çalışmıştır. Sanatçının ilk tablolarında Safief imzası bulunmaktadır, daha sonra İbrahim Safi, İ. Safi imzasını kullanmıştır. 1936 yılında, arkadaşı Naci Kalmukoğlu ile birlikte İzmir Enternasyonal Fuarı nda bezeme işleri ve resimler yapmış, daha sonra da Nişantaşı bölgesindeki bazı şık binaların iç duvarlarını süslemiştir. 1946 yılından itibaren sergi açmaya başlayan ressam, 1955 yılından sonra birçok Avrupa şehrinde de sergiler açmıştır. Sanatçı renkli bir anlatımın egemen olduğu manzara resimlerinin yanı sıra Karaköy Meydanında Tramvay, Tophane den Peyzaj gibi gerçekçi bir anlatımla neredeyse belgesel nitelikli kent görünümleri de resmetmiştir. Ayrıca çiçek ve meyve tasvirleri ile Cümbüşçü Hafız ve Palabıyık gibi yerel tiplerin portrelerini de yapmıştır. 100. kişisel sergisi 1983 yılında açılan ressam, sergisinin açılışına katılamadan, aynı akşam hayata gözlerini yummuştur. 6

AMADEO PREZIOSI (1816-1882) Semah eden Mevleviler, kağıt üzeri suluboya, imzalı, 1879 tarihli. 35 x 24.5 cm 7

8 ŞERİF RENKGÖRÜR (1887-1947) Vazoda çiçekler, duralit üzeri yağlıboya, imzalı, 1935 tarihli. 50 x 44 cm

ORYANTALİST TABLO Kahire, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 80 x 60 cm 9

10 ORHAN PEKER (1927-1978) Ön yüzü Tulumbacılar, Karton üzeri karışık teknik, imzalı,1966 tarihli 56 x 43 cm

ORHAN PEKER (1927-1978) Arka yüzü Atlar, Karton üzeri karışık teknik, arkası imzalı,1966 tarihli 56 x 43 cm 11

CİHAT BURAK ( 1915 1994 ) 1943 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü nden mezun olan Cihat Burak, uzun süre mimar olarak çalışmıştır. Paul Bonatz, Sedat Hakkı Eldem ve Emin Onat gibi ünlü mimarlarla çalışan sanatçı, Bayındırlık Bakanlığı nda görev yaptığı dönemde, 1953 yılında Birleşmiş Milletler bursuyla Fransa ya gönderilmiş, 1955 te yurda döndükten sonra Proje Tanzim Fen Heyeti ne müdür olarak atanmıştır. İlk kişisel sergisini 1957 yılında İstanbul da açan ressam, bu sergide Paris seyahatinde gerçekleştirdiği yapıtlarını sergilemiştir. 1961 yılında prefabrike inşaat yöntemlerini incelemek üzere yeniden Fransa ya gönderilen Burak, bursun bitiminde bakanlıktaki görevinden ayrılarak Paris te kalmayı tercih etmiştir. Resim çalışmalarına bu yıllarda ağırlık veren sanatçı, 1965 yılında Türkiye ye döndükten sonra bir süre Özel Işık Mimarlık Okulu nda ve İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu nda resim dersleri vermiştir. Yapıtlarında halkın ve bireylerin içinde bulunduğu çelişkileri yine halka özgü bir espri anlayışıyla, ancak eleştirel bir gözle ele alan Cihat Burak, özellikle 1960 lı yıllarda toplumsal gerçekçilik, toplumsal psikoloji ve toplumsal eleştiri anlayışını net bir anlatım ve fantastik bir yönelimle tuvale yansıtmıştır. Ele aldığı ölüm, doğa, bitki, hayvan, günlük yaşam kesitleri gibi tüm konuları kendi iç dünyasından çeşitli ögelerle zenginleştiren sanatçının boya kullanımındaki dokusallık, karşıt renkler ve duygu onun bir ölçüde Dışavurumcu anlatıma yaklaşmasını da sağlamaktadır. Çizgisel değerleri ön plana çıkardığı eserlerinde ise tüm unsurlar en ince ayrıntılarına kadar işlenmiştir. Sanatçının ilgilendiği bir başka konu da Atatürk, Yahya Kemal, Fatih Sultan Mehmet ve Nazım Hikmet gibi ünlü tarihsel kişiliklerdir. Atatürk ve şehitlerin adlarını ve anılarını yüceleştirmek amacıyla Kurtuluş Savaşı, Kıbrıs Harekatı ve şehitler konulu çeşitli eserler gerçekleştiren ressam, simgesel ilişkiler içinde göğsüne bir demet çiçek saplanmış halde resmettiği Şairin Ölümü adlı yapıtında ise Nazım Hikmet i anlatmaktadır. Resim haricinde mimari bezeme alanında cam ve porselen işleri, büstler ve çeşitli metal baskı çalışmaları da yapan Cihat Burak, 1982 de Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar, 1991 yılında ise Plastik Sanatlar Derneği Onur ödüllerini almış; ayrıca 1964 yılında Paris te Musee de L art Moderne de düzenlenen sergide Deniz Muharebesi/Hayal Donanma adlı yapıtıyla bronz madalya; aynı yıl gerçekleştirilen Utrillo Armağanı Sergisi nde ise gümüş madalya kazanmıştır. Yurtiçinde İstanbul, Ankara; Fransa da Paris, Lille, Cannes; Almanya da Wessel gibi kentlerde kişisel sergiler açan sanatçı, yurtiçi ve yurtdışında pek çok karma sergiye de katılmıştır. 12

CİHAT BURAK ( 1915 1994 ) İsimsiz, kağıt üzeri yağlıboya,guaj,pastel, imzalı. 58 x 41 cm 13

14 CİHAT BURAK ( 1915 1994 ) İsimsiz, kağıt üzeri yağlıboya,guaj,pastel, imzalı. 52 x 41 cm

CİHAT BURAK ( 1915 1994 ) İsimsiz, kağıt üzeri yağlıboya,guaj,pastel, imzalı. 57 x 44 cm 15

16 CİHAT BURAK (1915-1994) Natürmort, sunta üzeri yağlıboya, imzalı, 1969 tarihli. 56 x 31 cm

MEHMET GÜLERYÜZ (d.1938) İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1986 tarihli. 100 x 100 cm 1938 yılında İstanbul'da doğdu.toplumsal eleştirinin ön plana çıktığı dışavurumcu eserleri ile tanınır.güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünden mezun oldu.amatör olarak tiyatroyla da ilgilendi.bu çalışmaların onun üslubu üzerine etkisi oldu.önceki soyut çalışmalar bir süre sonra yerini figüratif anlatıma bıraktı.yapıtlarında insan psikolojisi,davranışlarına getirdiği eleştiriyi ön plana çıkarmış,yoğun biçim bozmalara yer vermiştir.resimlerindeki çirkin insan yüzleri duyarsızlığı simgelerken hayvanı anımsatan insan ve insan yerine koyduğu biçimi bozduğu hayvan figürleri ile de toplumdaki çarpıklık ve dejenerasyonu vurgulamıştır. 17

18 NURULLAH BERK (1906-1982) Soyut, renkli karton üzeri yağlıboya, imzalı, 1981 tarihli. 50 x 50 cm

ÖMER ULUÇ (1931-2010) 1953 yılında Robert Koleji bitirdikten sonra 1953-1957 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri nde önce mühendislik sonra resim eğitimi gördü. 1953 yılında Nuri İyem in öncülüğünde kurulan "Tavan arası Ressamları" olarak adlandırılan grupta yer aldı. 1965 te Londra ve Paris'te, 1972-1973'de ABD ve Meksika'da, 1973-1977 yılları arasında is Nijerya'da bulundu. 1983'ten itibaren Paris'te yaşamasına rağmen yılın önemli bir bölümünü İstanbul'da geçirmiştir. Başta Paris, Berlin ve İstanbul olmak üzere çok sayıda yurtdışı ve yurtiçinde sergi açtı. Bir çok bienale katıldı. Sanatçı sadece tuval resmi yapmamış değişik malzemeler kullanarak farklı birçok sanat yapıtı üreterek Türk sanatına katkıda bulundu. 2005 yılında Baki den alıntı ile Heves Kuşu Durmaz Döner adını verdiği ve kendi konuşma kayıtlarından seçtiği Fragmanlar la başlayan ve sayfalarını bir sergi mekanı olarak düşünerek tasarladığı kitabı, Yapı Kredi yayınlarından çıktı. İlk kişisel sergisini 1955 yılında Boston'da açmıştır. Son günlerini Paris ve İstanbul da geçiren ve Son sergisine de Parçalanmanın Kimyası adını koyarak, karakalem otoportresinin yanına Lucretius un: Ölümün olduğu yerde ben yokum/benim olduğum yerde ölüm yok diye not düşen Ömer Uluç iki yıl boyunca mücadele ettiği akciğer kanserine yenik düşüp 79 yaşında iken, 28 Ocak 2010 tarihinde öldü. 19

20 ÖMER ULUÇ (1931-2010) Soyut figüratif, kağıt üzeri yağlıboya, imzalı. 65 x 50 cm

ÖMER ULUÇ (1931-2010) Soyut figüratif, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı. 70 x 55 cm 21

22 ÖMER ULUÇ (1931-2010) Soyut figüratif, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı. 70 x 55 cm

AVNİ ARBAŞ ( 1919-2003 ) Herhangi bir akıma bağlı olmadan yaptığı, soyut ve figüratif üslup arasındaki eserleriyle tanınan Avni Arbaş, ilk resim derslerini babası Albay Mehmet Nuri Bey den almıştır. Galatasaray Lisesi nde okuduğu dönemde, asker ressam Mehmet Ali Bey in yönetimindeki resim atölyesinde, Cihat Burak ve Selim Turan gibi geleceğin önemli ressamlarıyla çalışma olanağı bulmuştur. Resim tutkusu ağır basınca Güzel Sanatlar Akademisi nin orta kısmına geçmek için Galatasaray Lisesi nden ayrılmıştır. 1940-1946 yılları arasında öğrenim gördüğü akademide, önce İbrahim Çallı nın, daha sonra da Leopold Lévy nin atölyesinde çalışmıştır. Lévy nin atölyesinde çalıştığı yıllarda, aynı atölyeye devam eden Nuri İyem, Selim Turan, Nejat Devrim, Kemal Sönmezler, Turgut Atalay ve D Grubu kurucularından Abidin Dino gibi öğrencilerle birlikte Yeniler Grubu nu kurmuştur. Grubun ilk sergisi 1940 yılında Liman Resimleri adıyla Gazeteciler Cemiyeti nin Beyoğlu Lokali nde açılmış, bu sergiye İyem, Arbaş, Dino ve Turan gibi gruba üye olan sanatçıların yanı sıra Agop Arad, heykeltıraş Faruk Morel ve afiş sanatçısı Yusuf Karaçay da katılmıştır. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel in düzenlediği yurt gezilerine katılarak 1946 da Siirt e giden ressam, buradaki izlenimlerini resimlerine de yansıtmıştır. Akademiden mezun olduktan sonra, Fransız hükümetinin bursuyla 1947 yılında Paris e giden Arbaş, 1970 li yılların sonuna kadar burada yaşamıştır. Paris te yaşadığı dönemde çok sayıda sergi açmış, soyut sanatı destekleyen Salon de Mai ye (Mayıs Salonu) üye olmuş, aralarında Picasso, Tristan Tzara, Aragon, Prevert kardeşlerin de bulunduğu geniş bir dost çevresi edinmiştir. İlk kişisel sergisi Paris ten yolladığı tablolarla 1951 yılında İstanbul da açılmış, bunu 1953 yılında Mahmut Makal ın Bizim Köy adlı romanından esinlenerek yaptığı resimlerle açtığı Paris teki sergi izlemiştir. Sanatçı Paris te olduğu dönemde, hayranı olduğu Nazım Hikmet ile tanışarak onun karakalem portrelerini yapma fırsatı da bulmuştur. 1977 yılında yurda dönem Arbaş, bu dönemden itibaren ağırlıklı olarak Mustafa Kemal portreleri, İstanbul ve Boğaz konulu resimler yapmıştır. Resimlerinde soyutlamalar giderek artsa da, sanatçının figüratif anlayışa eğilimi her zaman baskın çıkmıştır. Yapıtlarında lekeci anlayışın ağır bastığı görülür. 1981 yılında Atatürk ün 100. doğumgünü sebebiyle açılan yarışmada başarı ödülü alan ressam, 1991 yılında da Plastik Sanatlar Derneği nin onur belgesine layık görülmüştür. Yurtiçinde İstanbul ve Ankara; yurtdışında da Paris, New York, Ohio da olmak üzere toplam 23 kişisel sergi açan Arbaş, yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli karma sergilere de katılmıştır. Yaşamının son yıllarını Foça da geçiren sanatçı, kansere yenik düşerek 2003 yılında vefat etmiştir. 23

24 AVNİ ARBAŞ (1919-2003) Liman, duralite marufle karton üzeri yağlıboya, imzalı, 1971 tarihli. 50 x 67 cm

AVNİ ARBAŞ (1919-2003) İstanbul, suntaya marufle kağıt üzeri yağlıboya, imzalı. 50 x 70 cm 25

26 BEDRİ BAYKAM (d.1957) Cumhuriyet fotopentür, imzalı, 1994 tarihli. 70 x 100 cm

KOMET (d.1941) İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 98 x 162 cm Dışavurumcu anlayışla ürettiği figüratif eserleriyle tanınan ressamın asıl adı Gürkan Coşkun dur. "Kuyruklu yıldız" anlamına da gelen Komet adını, bir müzik grubundan esinlenerek alan ressam, daha çok bu isimle anılır. 1960-1967 yılları arasında, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü nde Zeki Faik İzer ve Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyelerinde çalışmıştır. Bu dönemde yaptığı resimlerde 1960 lı yıllardaki Türk toplumundan çeşitli insan manzaralarını kalabalık gruplar halinde, eleştirel, toplumsal ve psikolojik bir anlatımla resmetmiştir. Bu resimlerinde ölüm ve acı teması ağır basmaktadır. 1971'de devlet bursuyla gittiği Paris te Vincennas Üniversitesi Plastik Sanatlar Bölümü'nde eğitim görmüş, ilk sergisini de 1974 yılında Fransa'nın Rouen şehrinde açmıştır. 1970 li yılların ortalarında psikolojik yönü ağır basan eserlerinde Türk tipi yerine, Batılı tipler kullanmaya başlamış, düzensiz kalabalık grupların yerini tek figür veya ikili, üçlü figür grupları almıştır. 1973 yılından 1981 e kadar sırasıyla, Yeni-Romantik, Yeni- Dışavurumcu ve Post-Modern akımların hakim olduğu resimler yapmış, bu tarihten sonra ise tamamen bağımsız bir anlatıma ulaşmıştır. Komet in resimlerinde fantazi ile gerçek, düş ile yaşanmışlık iç içedir. Halen yaşamını İstanbul ve Paris'te sürdüren ressam, Türkiye'de on beş, Paris'te dokuz, Viyana, Salzburg, Lozan ve Brüksel'de ise birer kişisel sergi açmış, ayrıca pek çok uluslararası sergiye de katılmıştır. Önceki yıllarda çeşitli dergilerde yer almış şiirleri, 2007 yılında kitap olarak yayınlanmıştır. 27

28 KOMET (d.1941) İsimsiz, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 90 x 110 cm

FİKRET MUALLA ( 1903 1967 ) Tam adı Fikret Mualla Saygı olan ressam, Saint Joseph ve Galatasaray liselerinde öğrenim görmüş, 17 yaşında iken Galatarasay Lisesi'ndeki öğrenimini yarıda bırakıp mühendislik okuması için Almanya ya gönderilmiştir. Zamanla resmin mühendislikten daha fazla ilgisini çektiğini fark eden Fikret Mualla, dönemin konsolosu Rıza Bey desteği ile Münih Güzel Sanatlar Akademisi'nde afiş ve desinatörlük, ardından Berlin Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim eğitimi almış, akademide Hale Asaf ile birlikte Arthur Kampf ın öğrencisi olmuştur. Alkol alışkanlığı bu dönemde başlayan sanatçı, 1928 yılında bir süreliğine tedavi altına alınmıştır. Ertesi yıl Paris e giderek Montparnasse ve Saint Germain gibi önemli sanat çevrelerine girmiştir. 1930 yılında Türkiye'ye döndüğünde, mezun olduğu Galatasaray Lisesi'nde ve Ayvalık Ortaokulu'nda kısa bir dönem resim dersleri veren Fikret Mualla, daha sonra İstanbul a yerleşerek Şehir Tiyatroları nda oynanan Lüküs Hayat, Deli Dolu, Saz Caz gibi dönemin ünlü operetleri için kostümler çizmiş, İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun çıkardığı Yeni Adam Dergisi için desenler hazırlamış, Nazım Hikmet in Varan 3 adlı şiir kitabını ve Benerci Kendini Nasıl Öldürdü? adlı piyesini resimlemiştir. 1934 yılında suluboya ve desenlerini sergilediği ilk sergisini açmış, ancak fazla ilgi görmemiştir. Aynı dönemde sanatsever Salah Cimcoz un Moda'daki konağına yerleşerek Cimcoz'un üç çocuğuna resim dersi vermeye başlamış, ancak Salah Cimcoz ile içkili iken yaşadıkları bir tartışma sonucu konaya gidip üzerinde çalıştığı portreleri parçalaması, dev bir panoda toplu halde portrelerini çizmekte olduğu devlet büyükleri hakkında uygunsuz sözler sarfetmesi nedeniyle sorgu ve tatbikata uğramış, böylece ömrü boyunca onu terketmeyecek polis korkusu başlamıştır. 1936 yılındaki bu olaydan sonra bir buçuk yıl süreyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi görmüştür. 1939 yılında New York Dünya Sergisi nde açılan Türk Pavyonu nda sergilenmek üzere Eyüp, Çamlıca, Üsküdar, Sultanahmet gibi İstanbul un çeşitli köşelerinden 30 kadar resim yapmıştır. Aynı yıl bir daha dönmemek üzere Türkiye den ayrılarak Paris e yerleşmiş ve ölümüne değin burada yaşamıştır. Alkol sorunu, polis fobisi, yurt özlemi nedeniyle yaşadığı sıkıntılar sanatçının bir kaç kez hastanede tedavi görmesini gerektirmiş ve Paris teki yaşamı çeşitli sanatseverlerin koruması altında devam etmiştir. 1954 yılında Paris te ilk kişisel sergisini açan Fikret Mualla, bu sergi sayesinde Paris sanat çevrelerinde kısa sürede adını duyurmuş ve Picasso gibi dönemin önemli sanatçılarıyla tanışma fırsatı bulmuştur. İkinci sergisini ise iki yıl sonra açan ressam sergiden sonra tekrar akıl hastanesine yatırılmıştır. 1950 li yılların sonuna doğru Madam Aggnes ile tanışarak onun himayesine girmiştir. Sanatçı, 1967 yılındaki ölümüne kadar Madam Aggnes in koruması altında yaşamış ve onun için eser üretmiştir. Fikret Mualla nın heyecanlı kişiliğinin ve çalkantılı iç dünyasının yansımaları resimlerinde belirgin olarak görülür. Mutlu olabilmek ve her şeyi unutmak amacıyla resim yapan sanatçı, sanat dünyasındaki çeşitli akımlardan etkilenmemiş, resimlerini yaparken sezgilerini ve duygularını ön plana çıkararak kendi tarzını yaratmıştır. Şehirleri resmetmeyi seven ressam, İstanbul ve Paris'in insanlarını, sokaklarını, kafelerini, sirkleri, genelevleri, balıkçıları resimlerine taşımıştır. Sanatçının en önemli eserleri; Oturan Adamlar (1937, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi), Sevişenler (1952), Masada (1953), Nature-Morte (1954), Sokak (1955), Sermayeler (1955), Kafe (1955), Bistro, Kanalda Bekleyen Taşıt Botları, Marsilya'da Fransız İşçileri Bir Kahvede, Haliç ve Süleymaniye, Paris'te Bir Sokak, Amerikan Bar, Baloncu, Peysaj, Balıkçı ve Mor Zemin Üstünde Figürler dir. Renklerle oynamayı seven sanatçının, Henri Matisse'in renk kullanımından çok etkilendiği bilinir. Resimlerini genellikle renkli fon kâğıtları üzerine guaj boya ile yapan sanatçı, suluboya ve pastel malzemelerini de resimlerinde sıkça kullanmıştır. Ölümünden sonra Paris'te açık artırmaya çıkarılan resimleri de Türk devleti tarafından satın alınmış ve Ankara Resim ve Heykel Müzesi'nde bir Fikret Mualla Salonu oluşturulmuştur. 1967 yılında Paris te ölen Fikret Mualla, Paris Kimsesizler Mezarlığı na gömülmüş, sanatçının kendi yurduna gömülme arzusu 1974 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından gerçekleştirilerek kemikleri İstanbul Karacaahmet Mezarlığı na defnedilmiştir. 29

30 FİKRET MUALLA ( 1903 1967 ) Portre, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı. 25.5 x 20 cm

FİKRET MUALLA ( 1903 1967 ) Portre, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı. 27.5 x 20 cm 31

32 FİKRET MUALLA ( 1903 1967 ) Portre, kağıt üzeri çini mürekkebi, 1937 tarihli, imzalı. 26 x 18 cm

FİKRET MUALLA ( 1903 1967 ) Portre, kağıt üzeri çini mürekkebi, imzalı. 27.5 x 20.5 cm 33

EROL AKYAVAŞ (1932-1999) Resim çalışmalarına Siyasal Bilgiler Fakültesi ne devam ettiği dönemde, 1948 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu nun atölyesinde misafir öğrenci olarak başlayan Erol Akyavaş, ertesi yıl fakülteyi yarım bırakarak İtalya ya gitmiştir. Floransa Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü ne giren sanatçı, 1950-1953 yılları arasında burada eğitim görmüştür. Daha sonra ise Paris e geçerek Lhote ve Léger in atölyelerinde eğitimine devam etmiştir. Sanatçının bu dönemki eserleri geometrik-soyutlama kapsamında değerlendirilir. 1951 senesinde Amerika ya giden Akyavaş, resim çalışmalarını burada sürdürmüş ve 1965 yılında bu ülkeye yerleşmiştir. Illionis Teknoloji Enstitüsü ne girerek mimarlık eğitimi de alan ressam, enstitüde Mies van der Rohe, Frank Lloyd Wright ve Eero Saarinen gibi önemli hocalarla çalışma imkanı bulmuştur. İlk kişisel resim sergisini Cleveland da 1954 yılında açan ressam, bu alanda ise giderek geometrik-soyutlamadan uzaklaşmış, gerçeküstü anlayışa yönelmiştir. 1960 lı yılların sonunda yaptığı Yaşasın Vietnam, Yaşasın Seksapelliler, Yaşasın Profumo gibi güncel olayları eleştirdiği yapıtları bu anlayışı yansıtır. 1970 li yıllarda Türk minyatür sanatına ilgi duymaya başlayan Akyavaş, işkence ve ölüme ait simgelerle donattığı ve kalın duvarlarla çevrelediği kent resimleri yapmıştır. 1980 li yılların ortalarında hat sanatıyla da ilgilenmeye başlamış, bu ilgisi Kimya-i Saadet adlı dizisiyle görsellik kazanmıştır. 1980 lerin sonuna doğru tasavvuf felsefesine yönelen sanatçı, 1988 yılında Mihracname adlı taş baskıları üretmiştir. Sanatçı, ilk kez 1990 yılında St.Petersburg daki Benois Sarayı nda sergilediği İkonaklastlar için İkonalar adlı serisini, 1993 yılında Bosna-Hersek teki savaşa duyduğu tepkiyi yansıttığı eserleriyle birlikte İstanbul da da sergilemiş, 1996 yılında Jackson Pollack Ödülü ne layık görülmüştür. Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açan ve çeşitli karma sergilere katılan Akyavaş ın eserleri yurtiçinde İstanbul ve Ankara Devlet Resim Heykel Müzeleri nde, yurtdışında ise New York Modern Sanatlar Müzesi, Berlin Sanat Müzesi ve Stuttgart Sanat Müzesi Koleksiyonları nda yer almaktadır. Müzeler haricinde özel koleksiyonlarda da çok sayıda eseri bulunan Erol Akyavaş ın tabloları günümüzde dünya piyasasında da alıcı bulmaktadır. Sanatçının İsimsiz ve Alma Ausente adlı tabloları Christie s Müzayede Evi nin 27 Ekim ve 29 Nisan 2009 tarihlerinde Dubai de düzenlediği müzayedelerde; The Kiss ve İsimsiz adlı üç tablosu ise Sotheby s Müzayede Evi nin 4 Mart 2009 ve 15 Nisan 2010 da Londra da düzenlediği müzayedelerde rekor fiyatlara alıcı bulmuştur. 34

EROL AKYAVAŞ (1932-1999) Soyut kompozisyon, karton üzeri yağlıboya, imzalı. 75 x 56 cm 35

36 EROL AKYAVAŞ (1932-1999) Soyut kompozisyon, karton üzeri yağlıboya, imzalı. 77 x 56 cm

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975) Kağıt üzeri karışık teknik, 11.10.1951 tarihli, imzalı. 48 x 32 cm. 37

38 TURAN EROL (d.1927) Kağıt üzeri suluboya, imzalı. 15 x 21 cm.

KAYIHAN KESKİNOK (d.1923) Tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 60 x 72 cm. 39

40 NEDİM GÜNSÜR (1924-1994) Uçurtmalar, duralite marufle kağıt üzeri yağlıboya, imzalı. 55 x 66 cm Yer yer naif nitelikler de taşıyan toplumsal içerikli figüratif eserleriyle Nedim Günsür, 1942 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü ne girerek Bedri Rahmi Eyüboğlu nun atölyesinde öğrenim görmüştür. Öğrencilik yıllarında akademideki bir grup arkadaşıyla birlikte Onlar Grubu nu kurmuştur. 1948 yılında eğitimini tamamladıktan sonra Fransız hükümetinin bursuyla Paris e giden sanatçı, burada geçirdiği dört yıl boyunca Fernand Léger ve André Lhote un atölyelerine izleyici olarak katılmış; başlangıçta yarı-soyut yapıtlar gerçekleştirirken zamanla tamamen soyut anlayışa yönelmiştir. 1952 yılında Türkiye ye dönen Günsür, 1954-1958 yılları arasında Karadeniz Ereğlisi nde resim öğretmeni olarak görev yapmıştır. Maden işçilerinin yaşamını figüratif-dışavurumcu bir anlayışla yansıttığı çalışmaları bu dönemin ürünüdür. İstanbul a döndükten sonra bir süre daha maden işçileri temasını sürdüren ressam, zamanla bu konudan vazgeçerek büyük kentin yaşam koşulları ve sorunlarıyla ilgilenmeye başlamıştır. 1960 lı yıllarda gerçekleştirdiği çağdaş kent görünümlerinde özellikle gecekondu yıkımını ve gecekonduda yaşayan insanların yaşam savaşını işlemiştir. Sanatçının toplumsal içerikli bu yapıtlarında dramatik bir havanın yanı sıra fantastik bir tasarım da söz konusudur. Sanatçının yine bu dönemde yaptığı 1960 tarihli Uçurtmalar, Lunaparklar ve Bayram Yerleri konulu çalışmalarında da fantastik bir eğilimin varlığı hissedilmektedir. Toplumsal içerikli çalışmalarına1970 li yıllarda da devam eden Nedim Günsür, bir yandan da deniz konulu çalışmalarla lunapark ve bayram yeri resimleri gerçekleştirmiştir. Gökyüzü adlı eseriyle 24. Devlet Resim ve Heykel Yarışması nda (1963) birincilik ödülüne layık görülen ressam, 1972 yılında Milliyet Dergisi tarafından Yılın Sanatçısı seçilmiş, 1973 te Cumhuriyet in 50. Yılı Sergisi nde Atatürk Ödülü nü kazanmıştır.

Figüratif ve soyut anlayışta yapıtlar üreten heykeltıraş, 1924'te girdiği Sanayi-i Nefise Mektebi'nde önce Resim Bölümü'nde Hikmet Onat'ın, sonra da Heykel Bölümü'nde İhsan Özsoy'un öğrencisi olmuştur. 1928 yılında Avrupa sınavını kazanarak Paris'e gitmiş, burada 1928-1932 yılları arasında Özel Colarossi Akademisi'nin Heykel Bölümü nde Marcel Gimond ile çalışmıştır. Bu dönemde Sorbonne da estetik, Louvre Müzesi Okulu nda sanat tarihi derslerini de takip etmiştir. 1932 yılında Türkiye ye dönen Müritoğlu, Samsun Lisesi ne resim öğretmeni olarak atanmıştır. 1936-1939 yılları arasında İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde heykel ve mulaj atölyesinin şefi olarak görev yapmıştır. 1939-1947 arasında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nde resim öğretmeni olarak çalıştıktan sonra, 1947'de girdiği İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü'nde, 1950-55 arasında Ali Hadi Bara ile birlikte heykel, 1971'de emekli olana değin de ağaç uygulama atölyesini yürütmüştür. Sanatçının, 1930-1947 yılları arasında ürettiği ilk dönem eserlerinde figüratif anlayışın egemen olduğu görülür. Özellikle Avrupa da kaldığı süre içinde ve dönüşünde yaptığı ilk yapıtlarında Maillol, Despiau ve hocası Gimond dan etkilenmiştir. 1940 lı yılların ikinci yarısından itibaren soyut anlayışa yönelmiş, özellikle 1948 yılında ikinci kez gittiği Paris ten döndükten sonra ağaç dallarını kullanarak oluşturduğu, figürü anımsatan soyut çalışmalar yapmıştır. Bu anlayışla ürettiği en erken örneklerden biri olan Tors (1950) adlı eser, 1966 yılında V. Tahran Bienali nde ödül kazanmıştır. Ahşap malzemenin yanı sıra, yapıtlarında taş, alçı, bakır, demir gibi çok çeşitli malzemeler de kullanmıştır. 1950 li yılların ortalarında yaptığı eserlerinde doğayı stilize etmiştir. Yurt içinden ve dışından çok sayıda ödül alan Müridoğlu, 1953 te Londra Çağdaş Sanatçılar Enstitüsü nün düzenlediği yarışmada Bilinmeyen Siyasi Esir adlı yapıtıyla 4. Grup Ödülü nü kazanmıştır, 1940 ta 11. Devlet Resim ve Heykel Sergisi nde birinci, 1956 daki 17. sergide ikinci olmuştur. 1977 yılında Cevat Dereli ile birlikte Sedat Simavi Vakfı Ödülü nü alan sanatçı, 1981 de de Atatürk Sanat Armağanı nı almıştır. 1991 yılında Plastik Sanatçılar Derneği nin Onur Belgesi ni alan heykeltıraş, aynı yıl kendisine verilen Devlet Sanatçısı unvanını kabul etmemiştir. Sanatçının serbest heykel çalışmalarının dışında anıtsal eserleri de vardır. Bu yapıtların en bilinen örneklerinden biri, Ali Hadi Bara ile yaptıkları Beşiktaş'taki Barbaros Anıtı dır (1942). Zonguldak'taki atlı Atatürk ve İnönü heykelleri (1946), Anıtkabir'deki kabartmalar (1953), Büyükada'daki (1965) ve Muş'taki (1965) Atatürk heykelleri de onun yapıtlarıdır. Sanatçının Erkek Başı, Uzanmış Çıplak, Halil Dikmen Başı ve Kadın Büstü gibi önemli serbest heykellerinin büyük bir bölümü bugün İstanbul Resim Heykel Müzesi ndedir. ZÜHTÜ MÜRİDOĞLU (1906-1992) Balerin, bronz heykel, 1/1, imzalı. Yükseklik 49.5 cm (kaide 12 x 16 cm) 41

42 ZÜHTÜ MÜRİDOĞLU (1906-1992) Balerin, bronz heykel, 1/1, imzalı. Yükseklik 59 cm (kaide 27,5 x 13 cm)

HASAN VECİH BEREKETOĞLU ( 1895-1971 ) Türk İzlenimcileri olarak tanınan 1914 Kuşağı ressamlarından olan Hasan Vecih Bereketoğlu, İstanbul da Hukuk Fakültesi nde öğrenim gördü. Resim sanatına olan ilgisi sonucu Galatasaray Sergileri ne de eser vermeye başlayan ressam, bu sergilerde Halil Paşa nın ilgisini çekerek ilk resim derslerini 1916-1920 yılları arasında Halil Paşa dan aldı. 1922 yılında Paris e giderek bir süre Julian Akademisi ne devam etti. İstanbul a döndükten sonra bir süre Halkevleri Güzel Sanatlar Bölümü başkanlığı görevini yürüten Bereketoğlu, eşinin 1943 yılındaki ölümünden sonra Ankara ya yerleşerek 1943-1950 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Dairesi müdürlüğü yaptı. 1950 yılında tekrar İstanbul a dönen sanatçı, burada 1968 yılına kadar Güzel Sanatlar Birliği yöneticisi olarak çalıştı. İstanbul a döndükten sonra kendini bütünüyle resim çalışmalarına verdi. Hasan Vecih in peyzajları, İzlenimci üslubu yerel bir duyarlılıkla birleştirerek eser veren Türk İzlenimcileri nin paralelindedir. Peyzaj çalışmalarında, bir açık hava ressamı olarak gün ışığının doğadaki etkilerini serbest, rahat ve işlek fırçasıyla renkçi bir anlayışla resmettiği göze çarpar. İstanbul da, Kadıköy de oturduğu yıllarda, bu yörenin Salacak, Kurbağalıdere, Moda, Fenerbahçe gibi kuytu köşelerini ve Boğaz ı konu alan çok sayıda manzara çalışması yapmıştır. Sanatçı, özellikle Türk resminde Kurbağalıdere görünümlerine getirdiği şiirsel yorum ile haklı bir üne kavuşmuştur. Kurbağalıdere de ağaçların ve kayıkların yansımalarını, su yüzeyindeki titreşimlerini yorumlarken çok zengin resimsel değerlere ulaşmıştır. Ankara da yaşadığı dönemde yaptığı peyzajlarında ise henüz bozkır görünümünde olan Ankara çevresini, Keçiören, Dikmen ve Çankaya sırtlarını ince bir duyarlılıkla resmetmiştir. Yapıtlarında diğer 1914 Kuşağı sanatçılarına nazaran daha soluk renkleri tercih etmiş, özellikle bej ve gri tonlarını sıklıkla kullanmıştır. Desen bilgisi açısından da oldukça yetkin olan ressam, kendisini ve yakın çevresini resmettiği çok başarılı portre çalışmaları da yapmıştır. Nü çalışmaları ise az sayıdadır. Natürmortlarında, porselenin parlaklığı ve ışıltısı, camın saydamlığı ya da bazı ölüdoğalarında kullandığı bakırın metalik parlaklığı gibi eşyanın maddesel özelliklerini ustalıkla tuvale yansıtmıştır. İlk sergisini 1922 yılında Rodos ta açan Bereketoğlu, daha sonra Ankara ve İstanbul daki çok sayıda karma sergiye katılmıştır. Sanatçının evinin bulunduğu Caddebostan Yıldız Sokağı nın ismi ölümünden sonra H. V. Bereketoğlu olarak değiştirilmiştir. 43

44 HASAN VECİH BEREKETOĞLU ( 1895-1971 ) Çankaya Sırtları, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. Arkasındaki etikette Çankaya dan (Yaz) yazılı 46,5 x 61 cm

HASAN VECİH BEREKETOĞLU ( 1895-1971 ) Beylerbeyi, duralit üzeri yağlıboya, imzalı. 27 x 41 cm 45

46 HASAN VECİH BEREKETOĞLU ( 1895-1971 ) Kurbağalıdere, mukavva üzeri yağlıboya, imzalı. 32 x 40 cm

ŞEREF AKDİK (1889-1972) Temelde İzlenimcilik akımı doğrultusunda çalışan 1914 kuşağı ressamlarındandır. Ünlü hattat Kamil Akdik in oğlu olan Şeref Akdik ilk resim derslerini babasının desteği ile Hoca Ali Rıza dan almıştır. İlk ve orta öğrenimini Fatih te tamamlayan ressam, 1915 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi ne (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) girmiş, bu okulda Warnia Zarzecki, Hikmet Onat, Ömer Adil ve İbrahim Çallı ile çalışmıştır. Akademi de öğrenciyken, 1916 yılından itibaren Türk Ressamlar Sergisi ne, ardından da 1921 den başlayarak Galatasaray Sergileri ne katılmaya başlamıştır. 1924 yılındaki mezuniyetinden sonra Gazi Osman Paşa Lisesi nde bir yıl öğretmenlik yapan Şeref Akdik, yurtdışına gitmek için sınavlara katılmıştır. Sınavı kazanınca, Mahmut Cûda, Muhittin Sebati, Cevat Dereli ve Refik Epikman ile birlikte 1925 yılında Paris e gitmiş, 1926 da Julian Akademisi nde Albert Laurens (1870-1934) ile çalışmıştır. 1928 yılında İstanbul a dönen ressam, çeşitli liselerde resim öğretmeni olarak görev yapmıştır. 1929 yılında Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği nin kurucuları arasında yer almıştır. Şeref Akdik güçlü deseni ile izlenimci- realist çizgide eserler vermiştir. Portre, natürmort, peyzaj ve figür düzenlemelerinden oluşan büyük boyutlu kompozisyonlar yapmıştır. Anadolu insanının yaşamını konu aldığı figür düzenlemelerinde ve portelerinde akademik- realist anlayışa bağlı kalmış, ancak Anadolu ve İstanbul un çeşitli köşelerinden suluboya tekniği ile gerçekleştirdiği peyzajlarında izlenimci üsluba daha yakın çalışmıştır. İzlenimci akımın renk anlayışı ve ışık- gölge kuramıyla hacimsel arayışlar ve sağlam yapı kaygısını birleştirme eğiliminde olmuştur. Portre ve figür çalışmalarında yerel giysilerin özellikleriyle birlikte Anadolu insanının iç dünyası da tuvale yansıtılmıştır.1932 de Ankara Halkevi nde ilk kişisel sergisini açan sanatçı, Cumhuriyet Halk Partisi nin Halkevleri aracılığıyla yürüttüğü yurt gezileri programlarıyla yaygınlaşan sanatta, yöresel ve ulusal eğilimin güçlenmesinde de büyük katkıları olan bir ressamdır. Söz konusu program dahilinde 1940 yılında Mersin e, 1943 yılında da Erzurum a giden ressam, bu bölgelerdeki çevre görünümlerini, yerel tipleri ve köylüleri, yer yer belgesel nitelikler de taşıyan akademik-realist bir üslupla tuvaline yansıtmıştır. Şeref Akdik, 1955 yılında New Jersey, Fairleigh Dickinson College da, 1957 yılında İstanbul Belediyesi Beyoğlu Şehir Galerisi nde, 1965 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Salonları nda ve 1968, 1970, 1971 senelerinde Harbiye Modern Galerisi nde kişisel sergiler açmıştır. 1928-1972 yılları arasında Ankara, İstanbul, Kütahya, Rusya, Paris ve Yugoslavya daki çeşitli karma sergilere de katılmıştır. Şeref Akdik 1911 yılında Osmanlı Ressamlar Cemiyeti nin çocuklar için düzenlediği yarışmada "İkincilik" Ödülü, 1939 da San Fransisco Resim yarışmasında "Madalya", 1945 yılında ise 7. Devlet Resim ve Heykel Sergisi nde "Küçük Binici" adlı yapıtıyla Birincilik Ödülü almıştır.resmin yanı sıra hat alanında da önemli çalışmalar yapan Şeref Akdik, bu tür çalışmalarında kaligrafik özellikler ve istifleme açısından geleneksel kurallara bağlı kalmıştır.1951 senesinde atandığı Güzel Sanatlar Akademisi nden 1964 yılında emekli olan sanatçı. 1972 de İstanbul da vefat etmiştir. 47

ŞEREF AKDİK ( 1889-1972 ) Kağnı, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1931 tarihli. 46 x 55 cm Gültekin Elibal ın kaleme aldığı, eşi Sârâ Akdik in önsözünü yazdığı, Şeref Akdik-Hayatı-Sanatı-Eserleri adlı kitapta 85.sayfada yer alan eser. 48

ŞEREF AKDİK ( 1889-1972 ) Pont Pontoise-Paris, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1928 tarihli. 48 x 60 cm 49

EREN EYÜBOĞLU ( 1913-1988 ) Romanya da Yaş Güzel Sanatlar Akademisi ni bitirdikten sonra 1929 yılında Paris e giden sanatçı, önce Julien Akademisi nde, daha sonra da Lhote un atölyesinde dört yıl resim öğrenimi görmüştür. Bu süre zarfında Monet ve Cezzane ın eserlerini inceleyerek onlardan reprodüksiyon çalışmıştır. 1930 yılında Paris te tanıştığı Bedri Rahmi Eyüboğlu ile 1936 yılında evlenerek İstanbul a yerleşmiş ve Ernestine olan adını Eren olarak değiştirmiştir. Eşiyle birlikte D Grubu na katılarak topluluğun çalışmalarında önemli rol oynamıştır. Bedri Rahmi ile Anadolu gezilerine çıkan sanatçı, Anadolu insanının yaşam biçimini tuvallerine folklorik özellikleri plastik ögelerle birleştirerek yansıtmıştır. Doğu insanına ve geleneksel yaşama yönelik konuları işlemiş, Pekmez Hanı (1949), Köylü Kadınlar Kervanı (1958) ve Köyde Oyuncakçı (1983) gibi eserlerinde bu eğilimini açıkça ortaya koymuştur. 1950 li yıllarda Picasso ve Braque gibi ustalardan kopyalar yaparak ayrıntıdan uzaklaşmış, yalın, çizgisel ve çok renkli bir üsluba yönelmiştir. 1955 yılından sonra bu üslupta Lirik-Soyutlamalar yapmıştır. 1970 yılından itibaren daha önce çalıştığı konulara dönerek Anadolu görünümleri ile portre ve figür çalışmaları gerçekleştirmiştir. Göreleli Fatma Kadın ve Ağlayan Gelin bu dönemki çalışmalarının en güzel örnekleridir. Üç Güzeller, Dört Güzeller gibi mitolojik konulu resimler de yapan sanatçı, bu konulara çağdaş bir yorum katmıştır. Resmin yanı sıra mozaik alanında da ürün veren sanatçının bu türdeki en önemli yapıtları Ankara Etibank taki mozaik pano (1956), 4. Levent Mahallesi konut duvarları (1956-1957), Ankara Çocuk Hastanesi (Hacettepe-1955), İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (1963-1965), Cerrahpaşa Hastanesi (1978) ve Haydarpaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi için yaptığı mozaik panolardır. Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda sergi açan Eren Eyüboğlu 1973 yılında Devlet Resim ve Heykel Sergisi nde başarı ödülü kazanmıştır. 50

EREN EYÜBOĞLU ( 1913-1988 ) Beylerbeyi Camii Avlusu, kontrplak üzeri yağlıboya, imzalı, 1944 tarihli. 51.5 x 65 cm 51

CEVAT ERKUL ( 1897-1981 ) Salacak, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 52 x 73 cm 1897 yılında İstanbul da doğdu. Selanik te başladığı ilk ve orta öğrenimini İstanbul da tamamlar. Hukuk alanında yüksek öğrenim yaparken, konuk öğrenci olarak Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi ne devam eder. Burada Hikmet Onat Atölyesi ndeki derslere katılır. Zamanını sanata ayırmak düşüncesi ile yargıtay üyeliğine kadar yükseldiği mesleğinden ayrıldı. Boğaziçi görünümleriyle tanınan Cevat Erkul, Hikmet Onat ın üslup yaklaşımına duyduğu yakınlığı kendine özgü renk ve ışık değerleriyle besleyen ve geliştiren bir sanatçıdır. Tıpkı kendi gibi hukuk kökenli olan Hasan Vecih Bereketoğlu nda da tanık olduğumuz üzere, kent ve deniz tutkusunu unutulmaz kompozisyonlarla resme yansıtmıştır. Özellikle gün batımına yakın saatlerde, nesne ve figürleri kuşatan ışığı çok iyi analiz eden Erkul un peyzaj yaklaşımı, Boğaziçi görünümlerinde sıkça rastladığımız coşkulu ve renkli genel ifadenin biraz dışında kalır. Daha gerçekçi duyuşlara kucak açan bu tavır, oldukça duygusal bir karakterde kendini sunar. Öne çıkan ışık ve renk kaynaklı atmosfer, ilginç biçimde Doğulu bir tasavvurun da somutlaştığı tinsel bir uzama dönüşür. 52

NECDET KALAY (1932-1986) 1932 yılında İstanbul da doğan ve İzlenimci Türk Resim Sanatı nda kendine özgü bir yeri olan Necdet Kalay ilk çalışmalarına heykeltıraş Faruk Morel ve ressam Şeref Akdik ile başlamıştır. 1954-1957 seneleri arasında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ne devam eden sanatçının eserleri, 1960 yılından itibaren yurt içinde başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere Mersin, Diyarbakır, Trabzon; yurtdışında İsviçre, ABD, Belçika, Fransa, Almanya, İngiltere ve Irak gibi birçok ülkedeki sanat faaliyetlerinde yer almıştır. 1970 li yıllarda özgün üslubunu oluşturan Necdet Kalay fonda, figürlerde ve motiflerde uyguladığı soyutlama ve stilizasyonlarda, renk kontrastlarıyla özgün bir üsluba kavuşmuştur. İstanbul peysajları, Haliç ve kıyı görünümleri, Anadolu nun kırsal kesimlerine ait peysajlar, Safranbolu, Bursa ve Bodrum evleri ressamın belli temalarındandır. Cumhuriyet in 50. yılında açılan yarışmada başarı ödülü kazanan Necdet Kalay ın İzmir, Armara, Arsonuwal, Paris Müzeleri nde, Unesco da, New York Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği nde, NATO Temsilcilikleri nde, Londra, Paris, Pekin, Belgrad Büyükelçilikleri nde yurtiçi ve yurtdışındaki çeşitli özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır. 1973 yılında bir tablosu Cumhurbaşkanlığı tarafından Polonya Başkanı na hediye edilmiştir. 53

54 NECDET KALAY (1932-1986) Halı dokuyanlar, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1980 tarihli. 107 x 98 cm

NEJAT MELİH DEVRİM (1923-1995) Soyut kompozisyon, kağıt üzeri suluboya, imzalı. 29 x 41 cm Uluslararası soyut sanatın özgün temsilcilerinden biri olarak nitelenen ressam Nejat Devrim 25 Şubat 1995 te Polonya nın Nowy Sacz kentinde öldü. Sanatçı ve yazar İzzet Melih Devrim le ressam Fahrünnisa Zeid in oğlu olan Devrim 1923 te İstanbul da doğdu. Galatasaray Lisesi ni bitirdikten sonra 1942 de Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümüne girerek Léopold Lévy atölyesinde çalıştı. 1946 da Ankara da UNESCO nun düzenlediği Uluslararsı Modern Sanat Sergisi ne katıldı. Aynı yıl burslu olarak Fransa ya gitti ve Paris e yerleşti. Türk hat sanatına ve Bizans mozaiklerine ilgi duyan sanatçının ilk dönem yapıtları bu etkilerle biçimlendi. İlk kişisel sergisini Maurice Bedel in desteğiyle 1947 dei Paris teki Allard Galerisi nde gerçekleştiren Devrim, aynı yıl Paris te düzenlenen Türk sanatı sergisine katıldı. 1949 yılında Paris teki Sihirli Eller Sergisi'nde yer alan yapıtları, sanat eleştimenlerince Arap ve Bizans kültür mirasına bağlı kalarak boşluk ve ritim sorunlarına yepyeni ve köklü çözümler getiren çalışmalar olarak değerlendirildi. 1952 de C.Estienne in desteğiyle Paris teki Yeni Paris Okulu nun Ressamları Sergisi ne katıldı. Ertesi yıl C. Estienne in Brüksel de gerçekleştirdiği karma sergiye davet edildi. Bu dönemde İspanya, Hollanda, İngiltere ve İtalya ya giden Devrim, 1956 da bir sergi gerçekleştirmek üzere bulunduğu New York da Amerikan sanatından ve mimarisinden etkilenerek yapıtlarında şiddet ve ritim öğelerine ağırlık verdi. 1958 de Brüksel deki Güzel Sanatlar Sarayı nda retrospektif bir sergi gerçekleştirdi, yakın dostluk kurduğu Polliakof, Manessier, Bissiére gibi sanatçılarla karma sergilere katıldı. Tristan Tzara nın Doğan Zaman ve Paul Èluard ın Tüm Anların Anlamı adlı şiir kitaplarını da resimleyen Devrim, 1965-1968 yılları arasında yaptığı İspanya, Mısır, Polonya ve Türkiye gezilerinden sonra kent izlenimlerini yansıtan yapıtlar gerçekleştirdi. Paris teki Mayıs ve Yeni Gerçeklikler salonunda sergiler açtı, 1980 de New York taki Sutton Place de kapsamlı bir sergi gerçekleştirdi. Yapıtlarından ikisi Paris Modern Sanatlar Müzesi nce satın alınan ve sanat eleştirmenlerince soyut sanatın özgüntemsilcileri arasında sayılan Devrim, 1990 ın başlarında Polonya nın Nowy Sacz kentine yerleşmiş ve ölümüne değin çalışmalarını burada sürdürmüştü. 55

56 NEJAT MELİH DEVRİM (1923-1995) Soyut kompozisyon, kağıt üzeri yağlıboya, imzalı. 29 x 39 cm

NEJAT MELİH DEVRİM (1923-1995) Mavili kompozisyon, tuval üzeri yağlıboya, imzalı, 1990 tarihli. 40 x 55 cm 57

MUSTAFA ATA (d.1945) Soyut figüratif, kağıt üzeri pastel, imzalı, 1994 tarihli. 50 x 70 cm 58 1971 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü nde, Adnan Çoker atölyesinden mezun olan Mustafa Ata, 1971, 1973, 1980-1981 ve 1990-1991 yıllarında Avrupa nın çeşitli ülkelerindeki sanat merkezlerinde araştırmalarda bulunmuştur. 1978 yılında Sentetik Plastik Malzemeler, Biçimlendirme Yöntemleri, Sanatta Kullanımı adlı teziyle doktorasını tamamlayan sanatçı, uzun yıllar Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi nde öğretim üyesi olarak görev yapmış, 2005 yılında emekliye ayrılmıştır. İnsanı konu alan çalışmalarında yarı-soyut figürlere yer veren ressam, geniş fırça darbeleri ve canlı renklerden yararlanarak Dışavurumcu bir anlatım geliştirmiştir. 1970 li yıllarda hat sanatının çizgisel anlatımından esinlenerek yapıtlarında hareketli renk lekelerinin yanı sıra çizgiye de yer vermeye başlamıştır. 1971 yılından itibaren, biri Münih te olmak üzere toplam otuzdan fazla kişisel sergi düzenlemiş, ayrıca yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda karma sergiye, sanat fuarlarına ve bienallere de katılmıştır. Ankara, İzmir ve İstanbul Resim Heykel Müzeleri haricinde, yurtiçi ve yurtdışındaki pek çok özel koleksiyonda da yapıtları bulunan Mustafa Ata nın kazandığı önemli ödüller arasında, 1969 Ahmet Andiçen Sanat Ödülleri Yarışması İkincilik Ödülü; 1979 Görsel Sanatçılar Derneği Başarı Ödülü; 1980 14. DYO Resim Sergisi Başarı Ödülü; 1983 ve 1986 Günümüz İstanbul Sanatçıları Sergileri Başarı Ödülleri; 1996 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simav Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü ve 2008 Trabzon Uluslar arası Kültür ve Sanat Şenliği Plastik Sanatlar Ödülü sayılabilir. Halen Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi nde öğretim üyesi olarak görev yapan sanatçı, resim çalışmalarını İstanbul-Şile deki atölyesinde sürdürmektedir.

MUSTAFA ATA (d.1945) Vlam serisinden, tuval üzeri akrilik, imzalı. 130 x 130 cm 59

ALİ AVNİ ÇELEBİ (1904-1993) Kübizm ve Dışavurumculuk anlayışlarını birleştirerek kendine özgü bir üslup yaratan ressam, 1918 yılında girdiği Sanayi-i Nefise Mektebi nde Hikmet Onat ve İbrahim Çallı nın atölyelerinde öğrenim görmüştür. Avrupa ya gitmek için 1927 yılında okulu bırakarak Münih e gitmiş, burada bir süre Heinemann ın özel atölyesine devam ettikten sonra Münih Güzel Sanatlar Akademisi ne girmiştir. Kısa bir süreliğine Berlin e giderek Berlin Güzel Sanatlar Fakültesi ne devam eden Çelebi, 1923 yılında yeniden Münih e dönerek Hofmann ın özel sanat okulunda öğrenim görmüştür. Bu dönemde Kübist anlayışın etkisinde kalmış, Hoffmann ın renk kullanımından ve Dışavurumcu anlayıştaki eserlerinden de etkilenerek resimlerinde Kübizm in geometrik yapısıyla dışavurumculuğu birleştirmiştir. Uçurtma Uçuranlar, Vitrin ve Tavla Oynayanlar gibi ilk yapıtların Kübist anlayışın daha baskın olduğu göze çarpar. 1931 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Fakültesi ne asistan olarak atanan sanatçı, kısa bir süre sonra bu görevinden ayrılmıştır. 1928 yılından sonra Kübizm ile Dışavurumculuğu dengeli bir biçimde birleştirdiği Maskeli Balo ve Berber gibi eserler üretmiştir. 1930 lu yılların başında Zeki Kocamemi ile çalışan ressam, 1934 yılında İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ne desinatör olarak atanmış, 1938 yılında yeniden Güzel Sanatlar Fakültesi ne geçerek Resim Bölümü nde Lévy ve Feyhaman Duran ın asistanlığını yapmıştır. Akademideki görevini 1967 yılına kadar sürdürmüştür. 1950 li yıllarda figüratif ağırlıklı çalışmalar yapan Ali Çelebi, Hamamda Kese ve Uçurtma Uçuran Kız gibi insan yaşamına ait görünümleri işlediği eserler gerçekleştirmiştir. 1960 larda ise hayvan ve av konularına yönelmiştir. 1970 li yılların ortasından itibaren Dışavurumcu anlayışın doruk noktasına ulaştığı Büyükadadan, Piknik ve İğde Ağacı gibi figürlü manzaralar resmetmiştir. Kompozisyonlarında figürlere kendi çevrelerinde de hareket kazandırarak bir dinamizm yükleyen Ali Çelebi, sıcak ve soğuk renkleri dengeli bir biçimde kullanarak uyumlu bir görüntü elde etmiştir. Modern sanata bağlı olmakla birlikte, yapıtlarında merkezi kompozisyon kuruluşuna önem vermesi ve ton kullanımı açısından akademik anlayışa da yer verdiği gözlenmektedir. 1944 yılında Resim Heykel Sergisi nde Çam Korusu adlı eseriyle birincilik ödülüne layık görülen sanatçı, 1966 yılında V. Tahran Bienali nde de birincilik kazanmış, 1991 yılında Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü nü almış ve devlet sanatçısı seçilmiştir. 60

ALİ AVNİ ÇELEBİ (1904-1993) Saksıda Devetabanı, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 56 x 46 cm 61

62 ALİ AVNİ ÇELEBİ (1904-1993) Tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 35 x 44.5 cm.

ALİ AVNİ ÇELEBİ (1904-1993) Kayıklar, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 38 x 46 cm 63

64 ALİ AVNİ ÇELEBİ (1904-1993) Nü, tuval üzeri yağlıboya. 95 x 63 cm

ALİ AVNİ ÇELEBİ (1904-1993) Nü, tuval üzeri yağlıboya. 97 x 75 cm 65

ARİF KAPTAN (1906-1982) Tam adı Arif Bedii Kaptan olan ressam, 1924 yılında Heybeliada Bahriye Mektebi ni bitirdikten sonra, resme yönelerek Nazmi Ziya Güran dan özel ders almaya başlamıştır. Bu dönemde bir süre de Güzel Sanatlar Akademisi ne devam eden sanatçı, asıl mesleği olan askeri mühendisliği 1930 yılına kadar sürdürmüşse de resim tutkusu ağır basınca askerlikten ayrılıp kendini tamamen resme vermiştir. 1935 yılında Güzel Sanatlar Akademisi nde sergi açmış, 1939 da da D Grubu nun 7. sergisine katılmıştır. 1940 yılında yurt gezileri kapsamında Kastamonu ya giderek o bölgeye ait resimler yapan sanatçı, 1947-1949 yılları arasında Paris te Lhote un atölyesinde çalışmıştır. Nazmi Ziya Güran dan ders aldığı dönemde hocasının etkisinde kalarak İzlenimci üsluplu peyzajlar gerçekleştirmiş, Ali Avni Çelebi ile çalıştığı dönemde ise yapımcı anlayışta eserlere yönelmiştir. 1957 yılında tekrar Paris e giden Arif Kaptan, soyut-lirik yapıtlar üretmeye başlamış ve bu üslubuyla Türkiye deki ilk lirik-soyutlamacı ressamlardan biri olmuştur. Bu tarz eserlerinde düz bir zemin üzerine belirli aralıklarla çok renkli geometrik ögeler kullanmıştır. 1962 de Türkiye ye döndükten sonra soyuttan figüratif anlatıma yönelmeye başlayan sanatçı, buruşturulmuş kağıtlar üzerine yapımcı üslupla doğa izlenimlerini yansıttığı yapıtlar gerçekleştirmiştir. 1939 Devlet Resim Heykel Sergisi nde üçüncülük, 1955 teki sergide ise ikincilik ödülüne layık görülen Arif Kaptan, resim sanatının yanı sıra edebiyatla da ilgilenmiş, dönemin dergi ve gazetelerine yazdığı deneme ve eleştirilerle dikkati çekmiştir. Sanatçının tabloları günümüzde Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi ve Milli Kütüphane koleksiyonlarında bulunmaktadır. Ayrıca pek çok özel koleksiyonda da eserleri mevcuttur. 66

ARİF KAPTAN (1906-1982) Soyut peyzaj, kağıt üzeri suluboya-guaj, imzalı. 68 x 46.5 cm 67

68 ARİF KAPTAN (1906-1982) Soyut peyzaj, kağıt üzeri suluboya-guaj, imzalı. 68 x 46.5 cm

ARİF KAPTAN (1906-1982) Soyut peyzaj, tuval üzeri yağlıboya, imzalı. 50 x 40 cm 69

70 ARİF KAPTAN (1906-1982) Soyut peyzaj, kağıt üzeri suluboya-guaj, imzalı. 60 x 45 cm

ARİF KAPTAN (1906-1982) Soyut peyzaj, kağıt üzeri suluboya-guaj, imzalı. 48 x 34 cm 71

72 ARİF KAPTAN (1906-1982) Soyut peyzaj, kağıt üzeri suluboya-guaj, imzalı. 68 x 46.5 cm

İSMAİL ACAR (d.1971) Gül, Tuval üzeri yağlıboya, 2004. 71 x 110 cm 73

NURİ ABAÇ (1926-2008) Nuri Abaç, Anadolu nun kültür çeşitliliğinden kaynaklanan temaları fantastik bir kurgu ve mizah anlayışı ile ele aldığı resimleriyle tanınır. 1944 yılında girdiği İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi nde bir yıl Leopold Lévy nin atölyesinde çalıştıktan sonra Mimarlık Bölümü ne geçiş yaparak 1950 yılında bu bölümden mezun olmuştur. Öğrencilik yıllarında dönemin ünlü mizah dergileri olan Akbaba ve Karikatür de çalışan Nuri Abaç, 1950 li yıllarda bezemesel nitelikli fantastik bir gerçeküstü anlatım üslubu geliştirmiştir. Sanat ve mimarlık çalışmalarını birlikte yürüten sanatçı 1950-1960 yılları arasında Mersin de, 1960-1978 yılları arasında da Ankara daki devlet dairelerinde mimar olarak görev yapmıştır. 1978 yılında emekli olarak kendini tümüyle resim çalışmalarına vermiştir. 1960 yılında Ankara ya yerleştikten sonra Anadolu nun kültür mirasına, özellikle de mitolojik öykülerine ilgi duymaya başlamış, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin minyatür ve bezeme sanatlarıyla Karagöz ün resimsel ögelerini inceleyip birleştirerek kendine özgü bir imgeler dünyası yaratmıştır. Sanatçı bu dünyayı Kral Sulumeli ve Fenike Gemisi adlı yapıtlarında izlendiği gibi fantastik bir kurgu içinde gerçeküstü ögelerle yansıtmıştır. Nuri Abaç ın Karagöz oyunlarından hareketle gerçekleştirdiği Karagöz ün Gemisi gibi resimlerde de toplumsal konuları belli bir mizah anlayışıyla ele aldığı görülür. En çok ilgi duyduğu konular pazar yerleri, dönerciler, balıkçılar, küçük esnaf, kara ve deniz taşıtları olan ressam, 1980 li yıllardan itibaren bu temaları özellikle kentleşme ve değişen yaşam biçimleri bağlamında ele almış, 1990 ların başında Restaurant, Butik, Yelkenli Araba ve Karada bir Gemi gibi isimler verdiği tablolar yapmıştır. İlk kişisel sergisini 1949 da Mersin de açan sanatçı, sanat yaşamı boyunca yurtiçinde ellinin üzerinde kişisel sergi açmış, bir çoğu yurtdışında olmak üzere yüz yirmi kadar karma sergiye ve bienallere katılmıştır. 1969 yılında Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği nin kuruluşunda kurucu üye olarak yer almıştır. Çeşitli yarışmalarda onun üzerinde ödülü olan sanatçıya 1988 yılında da Ellinci Sanat Yılı ödülü verilmiştir. 74