Promete Necdet Pamir VEFALI İHTİYAR 8 RAMAN KUYUSU B u kez köşemizi, ülkemizde Cumhuriyet döneminde yapılan petrol aramalarına ve ilk ekonomik petrol keşfi olan Raman 8 in öyküsüne ayırdık. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü raporlarında, Cumhuriyet dönemi faaliyetlerinin 1954 yılına kadar olan dönem anlatılırken, şu bilgiler yer almaktadır: Bu devrede Hükümet, Türkiye sınırları içindeki petrol olanaklarını bizzat kendisi araştırmayı bir prensip olarak ele almıştır. 72
1930 yılında ilk defa Türk mühendis ve jeologlarının da yer aldığı bir grup teknisyen, 1 yıl süreyle, yurdun petrol olasılığı olan yörelerinin jeolojik etütlerini yapmıştır. Bunları yapan grup, Dr. Lucius, Cevat Eyüp Taşman ve Kemal Lokman'dan oluşmuştur. 20 Mayıs 1933 tarihinde Petrol Arama ve İşletme İdaresi kuruldu. Yapılan etütler sonucunda; yurdumuzda ilk kez petrol arama amacıyla, derin bir kuyu açılması kararlaştırıldı. Midyat a bağlı Baspirin yakınlarında, 1934-1936 yılları arasında BASPİRİN-1 arama kuyusu açıldı ve 1351 metrede kuru kuyu olarak tamamlandı. 20 Haziran 1935 tarihinde Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA) kuruldu. Petrol Arama ve İşletme İdaresi de MTA ya bağlandı. Petrol aramalarına; İskenderun, Van, Adana, Trakya ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde devam edildi. İskenderun bölgesinde açılan kuyularda bir belirti bulunamadı, Adana ve Trakya da ekonomik olmayan bazı gaz belirtilerine rastlandı, Van bölgesindeki sınırlı petrol bulguları ise ticari değerde görülmedi. Ticari değerdeki ilk petrol keşfi, Raman'da gerçekleştirildi. Bölgenin jeolojik etüdü, 1934 de başladı; 1937 ve 1938 de devam edildi. 24 Temmuz 1939 da Raman Dağı nda Raman-1 sondajına başlandı. 20 Nisan 1940 da, 1048 metre derinlikte petrole rastlandı ve kuyu 1052 metrede 3 Haziran 1940 tarihinde bitirildi. Kuyunun günlük verimi 10 ton olarak raporlandı. Bu miktar da ekonomik bulunmadı. Daha sonra, Raman 2, 3, 5 ve 6 numaralı kuyular açıldı. Raman 2 ve 3, kuru kuyu olarak tamamlandı, 5 ve 6 da ise kuvvetli emare mahiyetini aşmayan bir miktar petrole rastlandı. 1945 YILI SONUNDA RAMAN-8 KUYUSU TAMAMLANDI VE İLK KEZ TİCARİ MİKTARDA PETROL BULUNDU Depolama kapasitesinin yetersizliği nedeniyle, uzun süre üretim yapılamadı. Yeni kuyularla üretim artınca, Temmuz 1948 de, günde 200 ton arıtma kapasiteli Batman Rafinerisi inşaatına başlandı ve Kasım 1948 de tamamlandı. Raman 8 in yanısıra, daha verimli bir kuyu olarak devreye giren Raman 9 ve 10 un lokasyon tespitlerini yapan Dr. Necdet Egeran, Raman 8 in ilk verimini, günde 5 ton olarak vermektedir. Sayın Egeran, 1948 de tamamlanan Raman 9 un günde 40-50 ton verimi olduğunu, daha sonra 12 tona düştüğünü; asitleme işlemi sonrasında 60 tonda sabitlendiğini söylemektedir. Petrol Mühendisleri Odası Başkanlığı görevim sırasında (1990-94); zorlu bir eğitim, çalışma ve çoğu zaman fedakarlık gerektiren petrolcülük faaliyetlerinin, kamuoyunda bilinirliğini arttırabilmek amacıyla, bir panel ve fotoğraf sergisi düzenlemeye karar verdik. 73
İlk kez ticari anlamda petrol bulunması. (İnönü, Berent'i tebrik ediyor. 3 Mart 1948, Raman) Bunun için de ülkemizdeki ilk ekonomik petrol keşfinin yapıldığı günü seçmenin anlamlı olacağını düşündük. İlk ekonomik keşfin, kimlerin emeği ile, hangi kuyuda ve tarihte gerçekleştirildiğini bulmakla işe koyulmalıydık. İlk keşif, Cumhuriyet in ilk yıllarında bu görevi yüklenen MTA tarafından yapılmıştı. MTA arşivindeki çalışmalarımız, kuyunun Raman 8, petrol keşfi tarihinin ise 17 Aralık 1944 olduğunu gösteriyordu. Kuyu, yukarıda değinilen teknik zorluklara bağlı olarak; gerekli yatırımlar yapılıp, dönemin Cumhurbaşkanı sayın İsmet İnönü nün de Raman a gelmesiyle, resmi olarak 3 Mart 1948 de üretime alındı. Araştırmamıza göre; Raman keşfinin yapıldığı dönemde MTA Genel Müdürü, sayın İhsan Ruhi Berent ti. Kuyunun lokasyonunu, Jeolog Dr. Necdet Egeran vermişti. Sondajı yöneten, 2 petrol mühendisi vardı: Hulusi Berilgen ve Abdurrahman Durukal. Raman keşfi sırasında, ekipte jeofizik mühendisi yoktu. Baş sondörler kimdi? diye sorduğumuzda, O yıllarda baş sondörlüğü Amerikalılar ın yaptığı ve yanlarındaki Türk işçilerin, hem yardım etmeye, hem de faaliyetleri öğrenmeye çalıştıkları söylendi. Amerikalılar bir süre sonra ülkelerine dönünce, kamp şefi Abdurrahman Durukal, Raman Sahası baş İhsan Ruhi Berent 74
Raman 8, günde 10 varillik sembolik üretimiyle hâlâ çalışıyor sondörlüğüne, işçilerden Muhittin Eren i, Garzan sahasına da Yusuf Öney i getirmişti. Sayın Öney ve Eren, sonraki yıllarda, TPAO tarihinin efsane isimleri arasında yerlerini aldılar. Etkinliğimize tüm bu isimleri ve meslektaşlarımızı davet ettik. O dönem yitirdiğimiz sayın Berilgen i, sevgili kızı Şule Berilgen temsil etti. Yerli petrol üretimini başlatan bu tarihi isimlerin, paneldeki konuşmalarından seçkiyle sürdürelim yazımızı: Abdurrahman Durukal: ABD den 1945 Temmuz unda döndüğüm zaman Raman 8 in sondajı 372 metre derinlikte durmuştu. Kuyuda eski bir Alman sondaj makinesi var. Kullanışı çok güç. Vitesi Abdurrahman Durukal, Celal Bayar (ortada) ve Adnan Menderes'e (sağda) bilgi veriyor değiştirmek için 3 kişinin çekmesi lazım. Biri Yusuf Öney, diğeri Muhittin Eren. Biri kolu çekiyor, öbürü başka kolu, diğeri pedala basıyor! Sayın Egeran ve büyüğümüz Cevat Eyüp Taşman devamlı kuyuya geliyorlar. 1372 metrede kuyuyu bitirdik. Boruları indirdik. Testleri yaptık. Neticede günde 4,5-5,5 ton petrol verdi. Petrolü tanklara koyuyoruz; kullanacak yer yok tabi o zaman. Bir süre üretime devam ettik. Bu arada Çıkan miktarın ekonomik olmadığı, Raman Dağı nda petrol aramanın manası olmadığı gibi bazı fikirler de ortaya atıldı. İhsan ve Necdet beylerle ve genç jeologların iştirakiyle bir toplantı yapıldı. Bizim İhsan bey, o zamanki kovboy havasıyla Raman da bir kuyu daha açılacak dedi ve yumruğunu şiddetle masaya vurdu. Necdet bey 15-20 gün odaya kapandı. Raman ın jeolojisini çıkardı. O 75
zaman sismik, gravite yok. Tamamen satıhta gördüğü üzere, Raman 9 numaralı yeri tespit etti. MTA dan topograf geldi. Baktı ki Raman 8 ile 9 arasında kuş uçuşu bir kilometre. Zor geçilebilen, tamamen kaya, yol imkanı olmayan bir arazi. O zaman dozer, grayder yok. Uzak diye itiraz ettik. Burada açılacak dedi. Dinamit atarak, kazmayla kırarak 9 numara açıldı. Bu kuyu, başlangıçta günde 50 ton verirken, daha sonra 14 tona düştü. Her gün MTA ya telgraflar geliyor (o zaman telsiz falan yok); çünkü Bakan her gün İnönü ye rapor veriyor: Bana 50 ton dediniz. Bunu tutturacaksınız diyor. Kuyuya asit yapmaktan başka çare yok. O güne dek Türkiye de asit denenmemiş. Biz okulda okumuşuz, asit bazı kuyularda üretimi artırıyor diye. Bazılarında hiç fark etmiyor; bazısında düşürüyor. Asit yapıldı ve üretim 60 tona çıktı. Raman 8 e de tatbik ettik. O da günde 50-60 ton veren ticari kuyu haline geldi. Bu arada söyleyeyim; 8 numaraya Old Faithful (Vefalı İhtiyar) denir. Bu ismi, ben verdim. Necdet Egeran anlatıyor: Sayın İnönü, Raman ı ziyarete geldi. İhsan bey, izahatı sen ver dedi. Kuyuya gittik. Hiç olmazsa petrolü akarken görsün dedim. Pompa çalışıyor ve tanka gidiyor petrol. Vanayı açtım. Petrol akınca; Aman kapat. Birkaç damlanın bile zayi olmasını istemiyorum ben dedi. İhsan Ruhi Berent: 1944 de ben MTA ya geldim. MTA çok iyi taazzuv etmişti. Dışarıya talebe gönderiyordu. İlk gidenlerden petrolcü olarak gelenler vardı. Rahmetli Reşit, Turgut Uluğ gibi. Sonra ikinci takım geldi. Abdurrahman Durukal, Melih Genca, Kasım Önder, Hulusi, Ali Dramalı, Kenan Manioğlu ve bir de T. S. vardı. Bu T. S. Raman da eğer petrol varsa, ben diplomamı yerim dedi; sonra diplomasını yemedi, ama profesör oldu! T ürkiye deki ilk petrol keşfinin ve sayın Durukal ın isim babalığı ile Vefalı İhtiyar Raman 8 kuyusunun öyküsüne dair bir kesit sunmaya çalıştım. Raman 8, günde 10 varil de olsa, hâlâ üretiyor. Raman 9 un açılması kararı verilmeseydi, terk edilecek olan Raman sahasından, bugüne dek toplam 102 milyon varil petrol üretildi. Şu sıralardaki petrol varil fiyatı olan 50 dolar esas alınsa, Raman ın sadece sağladığı petrolün değeri, yaklaşık 5.1 milyar dolar'dır. Amacım, 1990 lardaki etkinliği düzenlediğimiz günlerdekiyle aynı. Petrolcülüğün zorluğunun ve öneminin altını çizmek... Emeği geçenleri saygıyla anmak Bağımsızlığımız nasıl şehit ve gazilerimizin kanları, canları pahasına kazanıldıysa, Cumhuriyet nasıl o sönmeyen mücadele ateşinin, çağdaş devrimlerin bizlere armağanı ise; yerli petrol üretimimizin sadece bir kısmının adını paylaşabildiğimiz kahramanları, yüreklerimizdeki saygın yerlerinde yaşasınlar. necdetpamirbd@gmail.com 76