CUMHURİYET DÖNEMİ BÖLÜCÜ FAALİYETLER İÇİNDE AĞRI DAĞI AYAKLANMALARI (1926 1930)



Benzer belgeler
SAYFA BELGELER NUMARASI

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Devrim Öncesinde Yemen

Lozan Barış Antlaşması

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

GLn ipisi için..." omülki A^mır. fark yaratmak istepenkre... Tarih. 300 Adet Tamamı Özgün Çözümlü Açık Uçlu Sorular.

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI VE KAZANIM TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük KABOTAJ BAYRAMI, MUSTAFA KEMAL E SUİKAST GİRİŞİMİ, BİR DEVRİN ANALİZİ: NUTUK

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİ KANUNU


TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Cumhuriyet in İlk Muhalefet Partisi : Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

İngiliz Belgelerinde Kurdistan

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

Harf üzerine ÎÇDEM. Numara

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir?

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

Seda DUNBAY Avukat. Türk Parlamento Tarihinde Yasama Sorumsuzluğu ve Dokunulmazlığı ( )

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

ATA - AÖF AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ FİNAL ÇIKMIŞ SORULAR

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Şerafettin TUĞ Kaymakamı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MURAT GÖZTOKLUSU: MUSUL ÖZDEMIR HAREKÂTI VE SÜLEYMANIYE KONGRESI, BARIŞ KITAP, 5. BASKI, ANKARA, 272 S.

KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8

Bir Türkiye düşmanının portresi

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla

OSMANLI - İRAN. Sınır ve Aşiret ( ) Sıtkı ULUERLER OSMANLI - İRAN. Sınır Ve Aşiret ( ) Sıtkı ULUERLER

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi ne girdi.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ A-İNKILÂP KAVRAMI 1-İnkılâp Türk İnkılâbının Özellikleri Atatürk ün İnkılâp Anlayışı...

ENSTİTÜ/FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ve PROGRAM: MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ-ELEKTRIK-ELEKTRONIK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS BİLGİLERİ. Adı Kodu Dili Türü Yarıyıl

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Şehriban ERCAN THEMIS KPSS TARİH


TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ. Youtube Kanalı: tariheglencesi

DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

Transkript:

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ A.B.D. CUMHURİYET DÖNEMİ BÖLÜCÜ FAALİYETLER İÇİNDE AĞRI DAĞI AYAKLANMALARI (1926 1930) YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman Prof. Dr. Durmuş YILMAZ Hazırlayan Derya YAYLALI KONYA 2007

ÖZET Cumhuriyet Dönemi Bölücü Faaliyetler İçinde Ağrı Dağı Ayaklanmaları (1926 1930) Derya YAYLALI Ağrı Dağı Ayaklanmaları, Kürt Ermeni işbirliğinin ürünü olan 1927 yılında Fransızların kontrolündeki Lübnan da kurulan Hoybun Cemiyeti tarafından organize edilmiştir. Bu ayaklanmalar, İhsan Nuri ve İbrahim Haso Telli tarafından Ağrı Dağından idare edilmiş, asilerin çoğu İran, Irak ve Suriye deki bölücü Kürt Aşiretlerindendir. Ağrı Dağı Ayaklanmalarındaki amaç: Doğu bölgemizde genel bir ayaklanma çıkartarak, bağımsız bir Kürt Devleti kurmaktır. Bu ayaklanmaları kendi çıkarları doğrultusunda başta Ermeniler olmak üzere İngiltere, Fransa ve İran desteklenmiştir. Ağrı Dağı merkezli bu ayaklanmalar karşısında Türkiye Cumhuriyeti bölge halkının da desteğini alarak gereken siyasi, askeri ve idari tedbirleri alıp, asiler üzerine büyük bir askeri operasyon yapmıştır. Bu operasyonlar neticesinde 14 Eylül 1930 tarihinde Ağrı Dağı ve çevresi asilerden temizlenerek, dört yıldır süren ayaklanmalar bastırılmış, ayaklanmanın yakalanan elebaşları ve asileri yargılanarak gerekli cezalara çarptırılmıştır. i

ABSTRACT Mount Ararat Revolts Within Separatist Activities of Republican Period (1926-1930) Derya YAYLALI Mount Ararat Revolts were organized by Hoybun organization that was established in 1927 in Lebanon under the control of the French and that was a product of Kurdish-Armenian cooperation. These revolts were administered from Mount Ararat by Ihsan Nuri and Ibrahim Haso Telli and most of the rebels were from separatist kurdish tribes in Iran, Iraq and Syria.. Purpose of Mount Ararat Revolts is to establish an independent Kurdish State by rising a young rebellion in our Eastern region. Mainly Armenians and then the England, France and Iran supported these revolts in the direction of their interests. Republic of Turkey conducted a big military operation by taking required political, military and administrative measures and by receiving support of regional people against these multi-centered rebels. As a result of these operations, rebels were cleared from Mount Ararat and its around on September 14, 1930, these revolts that continued for four years were broken, and riot leaders and rebels were heavily punished being judged. ii

İÇİNDEKİLER ÖZET...i ABSTRACT... ii İÇİNDEKİLER... iii ÖNSÖZ...vi GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM 1. CUMHURİYET DÖNEMİ BÖLÜCÜ FAALİYETLERE GENEL BİR BAKIŞ (1924-1938)...2 1.1. NASTURİ AYAKLANMASI...3 1.1.1. Nasturi Ayaklanmasının Nedeni...3 1.1.2. Ayaklanmaya Karşı Alınan Tedbirler ve Ayaklanmanın Bastırılması...5 1.2. AZADİ TEŞKİLATI VE ŞEYH SAİT AYAKLANMASI...6 1.2.1. Azadi Teşkilatının Kuruluşu...6 1.2.2. Şeyh Sait Ayaklanması...7 1.2.2.1. Ayaklanmanın Nedenleri...7 1.2.2.2. Ayaklanmaya Karşı Alınan Tedbirler ve Ayaklanmanın Bastırılması...12 1.2.3. Atatürk ün Şeyh Sait Ayaklanması İle İlgili Görüşleri...14 1.3. DERSİM (TUNCEL)AYAKLANMALARI...16 1.3.1. Birinci Dersim Ayaklanması...16 1.3.1.1. Ayaklanmanın Başlaması...18 1.3.1.2. Tedip İçin Askeri Harekat...20 1.3.2. 1938 Tunceli Harekatı...22 1.4. RAÇKOTAN VE RAMAN TEDİP HAREKATI...25 1.5. SASON AYAKLANMASI...25 1.6. KOÇUŞAĞI AYAKLANMASI...26 1.7. MUTKİ AYAKLANMASI...26 1.8. BİCAR TENKİL HAREKAT...27 iii

1.9. ASİ RESUL AYAKLANMASI...29 1.10. TENDÜREK HAREKATI...30 1.11. SAVUR TENKİL HAREKATI...30 1.12. ZEYLAN (ZİLAN) AYAKLANMASI...31 1.13. ORAMAR AYAKLANMASI...32 1.14. PÜLÜMÜR HAREKATI...32 İKİNCİ BÖLÜM 2. AĞRI DAĞI AYAKLANMALARINDA HOYBUN CEMİYETİ...33 2.1. Kürt-Ermeni İşbirliği ve Hoybun Cemiyeti nin Kuruluşu...33 2.1.1. Paris Kongresi (1926)...35 2.1.2. Beyrut Kongresi (1926)...36 2.2. Hoybun Nizamnamesi...37 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. AĞRI DAĞI AYAKLANMALARI...50 3.1. BİRİNCİ AĞRI DAĞI AYAKLANMASI...50 3.1.1. Ayaklanmanın Sebebi ve Bastırma Harekatı...50 3.2. İKİNCİ AĞRI DAĞI AYAKLANMASI...53 3.2.1. İkinci Ağrı Harekatı ve Harekata Hazırlık...53 3.2.2. Tedip Harekatı ve Sonucu...55 3.2.3. Karaköse (Ağrı) Takip Bölgesi Komutanlığının Kurulması...56 3.3. ÜÇÜNCÜ AĞRI DAĞI AYAKLANMASI...58 3.3.1. Ağrı Ayaklanmasına Katılan Asiler ve Bunların Elebaşları...58 3.3.1.1. İhsan Nuri...59 3.3.1.2. İbrahim (Bro) Haso Telli...61 3.3.1.3. Ermeni Zilan (Ardeşir Muratyan) ve Baron Vahan...62 3.3.2. Ağrı Dağı ve Çevresinde Sözde Askeri ve Siyasi Örgütlenme...62 3.3.3. Af Kanunu ve Hoybun Bildirisi...64 3.3.4. Harekat Kararı ve Hazırlığı...69 3.3.5. Harekat Emri ve Taarruz Planı...71 3.3.6. İhsan Nuri nin Saldırı Planı...74 iv

3.3.7. III. Ağrı Dağı Ayaklanmasının Başlaması...76 3.3.7.1. Zeylan (Zilan) Ayaklanması...77 3.3.7.2. Oramar Ayaklanması...80 3.3.7.3. Şaki Haco Ayaklanması...84 3.3.7.4. Ağrı Dağının Asilerden Temizlenmesi...85 3.3.8. Ağrı Ayaklanmasında Yabancı Parmağı...95 3.3.8.1. İngiltere...95 3.3.8.2. Fransa...97 3.3.8.3. İran...98 3.3.8.4. Sovyet Rusya...100 3.3.9. Ağrı Ayaklanmasının Dış Basına Yansıması...100 3.3.10. Ağrı Asilerinin Yargılanması...103 3.3.11. Türkiye İran Sınır Anlaşması...104 SONUÇ...106 KAYNAKÇA... 108 v

ÖNSÖZ Türk Milleti, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 23 Nisan 1920 de yeni bir Türk Devleti kurdu ve 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile bu yeni devletin adı Türkiye Cumhuriyeti adını aldı; fakat bu yeni devletin kurulmasını hazmedemeyen içteki ve dıştaki bazı fesat ocakları bu yeni devleti zayıflatmak hatta parçalayıp yıkmak için pek çok bölücü faaliyetlerde bulunmuşlardır. Yeni Türk Devleti kurulduğu ilk yıllardan itibaren hızlı bir yenileşme politikasını uygulamaya koydu, artık devrin çok gerisinde kalmış olan saltanata son verip, cumhuriyet yönetimini uygulamaya koymuş, hilafete son vermiş, Osmanlı nın köhnemiş kurumlarını yıkarak Türk Milletini çağdaşlaştıracak pek çok inkılabı hayata geçirmiştir. Bunun gibi toplumumuzu daha da çağdaşlaştıracak pek çok yenilik pek tabi eskiye körü körüne bağlı olanlar, hilafet, saltanat taraftarları, cumhuriyet karşıtları ile her şeyden önce bölgesinde güçlü bir Türkiye istemeyen, kendileri için kukla olan istedikleri gibi kullanıp yönlendirebilecekleri zayıf ve bağımlı bir ülkeyi arzu eden dış güçleri harekete geçirmiş ve hem içteki bölücülerin hem de dış bölücülerin çabaları ve çalışmaları neticesinde genç cumhuriyetimizin daha kurulduğu ilk yıllardan başlayarak pek çok bölücü faaliyet ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada biz bu bölücü faaliyetleri genel çerçeve içerisinde sunduktan sonra çalışmamızın asıl konusu olan ve bu dönem bölücü faaliyetler içerisinde boyutu, yayılma alanı ve süresi bakımından önemli bir yere sahip olan Ağrı Ayaklanmalarına yer verdik. Bu ayaklanmanın çıkış nedenleri, iç ve dış destekleri, örgütlenme yapısı, devletin bunlara karşı aldığı tedbirler ve sonuçlarını neden-sonuç ilişkisi içinde tarihsel sırasına göre sunmaya çalıştık. vi

Bu çalışmayı hazırlarken, konumuz ile ilgili o dönemde yayınlanmış arşiv belgeleri, istihbarat belgeleri, Genelkurmay yayınları başta olmak üzere döneme ait hatıralar ile Atatürk ün eseri Nutuk, Atatürk ün Söylev ve Demeçleri, TBMM Zabıt Cerideleri ve bu alanda yapılmış diğer çalışmalar ile olayın basına geniş ölçüde yansıması sebebiyle basından önemli ölçüde yararlandık. Son olarak, bana bu çalışmamda yardım eden, yol gösteren danışmanım Sayın, Doç. Dr. Durmuş Yılmaz hocam başta olmak üzere herkese teşekkür ederim. Derya YAYLALI Konya - 2007 vii

GİRİŞ Bu çalışmada: Türkiye de Cumhuriyet döneminde meydana gelen bölücü faaliyetler içerisinde yer alan Ağrı Ayaklanmalarına (1926 1930) yer verilmiştir. 1926-1930 yılları arasında Ağrı Dağı merkezli olarak meydana gelen ve Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde etkili olan Ağrı Ayaklanmalarındaki olaylar tarihsel sırasına göre neden-sonuç ilişkisi içerisinde sunulmuş, ayaklanmanın nedenleri, ayaklanmadaki dış destek unsuru, cemiyet faktörü, devletin bu ayaklanma karşısında aldığı askeri, siyasi, idari tedbirler, ayaklanmanın bastırılması ve özellikle ayaklanmanın iç basın başta olmak üzere basına yansıması değerlendirilerek ele alınmıştır. Çalışmanın I. Bölümünde: Tezin asıl konusu olan Ağrı Ayaklanmalarının etraflıca anlaşılabilmesi için Cumhuriyet dönemi bölücü faaliyetlere genel bir bakış yapılmış bu dönemde meydana gelen bölücü faaliyetler tarihsel sırasına göre neden sonuç ilişkisi içerisinde ele alınmış, bunların amaçları ve dış destek unsurları incelenmiş ve devletin bunları etkisiz hale getirmek için almış olduğu tedbirler ve bu bölücü faaliyetlerin bastırılması işlenmiştir. Çalışmanın II. Bölümünde: Ağrı Ayaklanmalarını örgütleyen ve kendi çıkarları doğrultusunda destekleyen, Kürt Ermeni işbirliğin ürünü olan İngiliz destekli Hoybun Cemiyetinin kuruluşu, amaçları, örgütlenmesi ve Anadolu halkını ayaklanmaya teşvik etme noktasında yaptıkları ele alınmıştır. Çalışmanın III. Bölümünde: Ağrı Ayaklanmaları tarihsel sıralarına göre ayrıntılı olarak sunulmuştur. Bu ayaklanmalar I. Ağrı Ayaklanması, II. Ağrı Ayaklanması ve III. Ağrı Ayaklanması olup, tezin ana bölümünü oluşturmaktadır. Bu bölümde Ayaklanmaların amaçları, Hoybun cemiyetinin etkileri, yabancı parmağı, bunların amaçları, özellikle halkın olaylara bakışını yansıtması ve olayları o günün akışına göre vermesi sebebiyle Türk Basınına yansımaları bu bölümde geniş olarak ele alınmıştır. Çalışmanın Sonuç kısmında: Bütün bölümlerin bir değerlendirilmesi yapılıp, yararlandığımız kaynaklar gösterilmiştir. 1

BİRİNCİ BÖLÜM CUMHURİYET DÖNEMİ BÖLÜCÜ FAALİYETLERE GENEL BİR BAKIŞ (1924 1938) Cumhuriyet döneminde 1924 1938 yılları arasındaki 14 yıllık süreç içerisinde Türkiye de pek çok bölücü faaliyet meydana gelmiştir. Bu bölücü faaliyetler içinde üçü diğerlerine göre daha dikkat çekicidir. Bunlar: Şeyh Sait Ayaklanması, Ağrı Ayaklanmaları, Dersim (Tunceli) Ayaklanmasıdır. Bu üç bölücü faaliyet hem geniş alanlarda hem de uzun süreli etkili olmuştur. Dönemin diğer bölücü faaliyetleri ise daha çok bu ayaklanmalar çevresinde şekillenmiş küçük boyutlu ve kısa süreli ayaklanmalardır. Bölücü faaliyetlerin meydana geldiği bölgelere baktığımız da ise önümüze Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi çıkmaktadır. Bu dönemde bu bölgelerimizde çıkan bölücü faaliyetler, Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı tarafından yayınlanan, Türkiye Cumhuriyeti nde Ayaklanmalar (1924 1938) adlı kitapta şu şekilde verilmiştir. 1. Nasturi Ayaklanması 12 28 Eylül 1924 2. Şeyh Sait Ayaklanması 13 Şubat- 31 Mayıs 1925 3. Raçkotan ve Raman Tedip 1 Harekâtı 9 12 Ağustos 1925 4. Sason Ayaklanmaları 1925 1937 5. I. Ağrı Ayaklanması 16 Mayıs 17 Haziran 1926 6. Kocuşağı Ayaklanması 7 Ekim- 30 Kasım 1926 7. Mutki Ayaklanması 26 Mayıs- Ağustos 1927 8. II. Ağrı Harekâtı 13 20 Eylülü 1927 9. Bicar Tenkil 2 Harekâtı 7 Ekim -17 Kasım 1927 10. Asi Resul Ayaklanması 22 Mayıs 3 Ağustos 1929 11. Tendürük Harekâtı 14 27 Eylül 1929 12. Savur Tenkil Harekâtı 26 Mayıs 9 Haziran 1930 13. Zeylan Ayaklanması 20 Haziran- 10 Temmuz 1930 14. Oramar Ayaklanması 16 Temmuz- 10 Ekim 1930 15. III. Ağrı Harekâtı 7 14 Eylül 1930 1 Tedip: Arapça bir sözcük olup; uslandırma, yola getirme, terbiye etme anlamlarına gelmektedir. 2 Tenkil: Arapça bir sözcük olup, uzaklaştırma, herkese örnek olacak bir ceza verme, düşman veya zararlı kimseleri topluca ortadan kaldırma anlamına gelmektedir. 2

16. Pülümür Harekâtı 8 Ekim- 14 Kasım 1930 17. Tunceli (Dersim) Tedip Harekâtı 1937 1938 3 Ağrı Ayaklanmalarına üçüncü bölümde değinileceği için bu bölümde ayrıca yer verilmeyecektir. Bu ayaklanmalar ve onların bastırılması için Türkiye Cumhuriyeti nin yaptığı harekatlar sırasıyla aşağıda ele alınmıştır. 1.1. NASTURİ AYAKLANMASI (12-28 EYLÜL 1924) 1.1.1. Nasturi 4 Ayaklanmasının Nedeni Lozan da Türkiye ile Irak arasındaki sınırın, dokuz aylık bir süre içinde Türkiye ile İngiltere arasında dostça bir çözüm yoluyla saptanması öngörülmüştü. Bu görüşmelerin ilki İstanbul da düzenlenen İstanbul Konferansı ile gerçekleştirildi.19 Mayıs 1924 Tarihinde başlayan konferansta Türk tarafı adına konuşan Fethi (Okyar) Bey, Süleymaniye, Musul ve Kerkük ün kendilerine bırakılmasını buna karşılık Petrolde ortaklık kurulmasını önerdi. İngiliz hükümetinin temsilcisi Sir Percy Cox, anlaşmaya pek niyetli görünmüyordu. Çünkü İngiltere sorunun Milletler Cemiyetinde çözümünden yanaydı. Bu yüzden Cox sadece hudut tayiniyle görevlendirildiğini ve Türk önerisine olumlu bakmadığını ima etti. Ayrıca Cox bununla da kalmayıp Beytüşşebap bölgesinin Nasturilere verilmesini istedi. Bu durumda tarafların uzlaşma zemini tamamen ortadan kalktığından 5 Haziran da görüşmelere son verildi 5. Aslında daha önceden İstiklal Savaşı yıllarında, Ankara Hükümeti Musul ele geçirebilmek için, İngiliz işgal kuvvetlerine karşı, Revandız bölgesindeki Kürt aşiretleriyle işbirliği olanakları aramıştır. Bu amaçla, Elcezire Cephe Komutanı 1920 sonlarında Revandız a 3 subay ve 100 erlik bir piyade bölüğü göndermiş, 1921 Ağustosun da da Binbaşı Şevki Bey i Süleymaniye ve havalisi 3 Reşat Hallı, Türkiye Cumhuriyeti nde Ayaklanmalar (1924-1938), T. C. Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Resmi Yayınları, Ankara, 1972, s. 1- vd (ve diğerleri) 4 Nasturi: İngiliz belgelerine göre Nasturiler, o tarihte Kuzey Irak ve Hakkari civarında yaşayan ve sayıları 35000 olan küçük bir Hıristiyan topluluktur. 5 Erol Kurubaş, Kürt Sorununun Uluslar arası Boyutu ve Türkiye, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2004, s. 146 3

komutanlığına atamıştır. Fakat asıl, 1922 ilkbaharında Kürt aşiret savaşçıları ve Fransız ordusundan kaçan Müslüman askerlerden kurulu bir müfrezenin başına Milis Yarbay Özdemir Bey ve otuz küçük rütbeli subay atanarak ciddi bir girişimde bulunulmuştur. Bu müfreze 1922 ortalarında bölgeye gelmiş ve yerel aşiretlerden takviye alarak daha güneydeki İngiliz yanlısı birliklerde çatışmaya başlamıştır. Derbent te ufak çapta bir başarı kazanan Özdemir Bey, İngilizlerin Süleymaniye de manda altında bağımsız bir devlet olarak örgütledikleri Kürtlerin reisi Şeyh Mahmut la gizlice anlaşmıştır. Doğu Cephesinden yeterli destek sağlayamayan Özdemir Bey 1923 Nisanında İngilizlere yenilerek İran a sığınmak zorunda kalmış, üç hafta sonra yurda dönebilmiştir. Bu olaylardan önce, Özdemir Bey in ilk başarılarından da umutlanan Genelkurmay Başkanlığı, İzmir in geri alındığı günlerde, Musul yönünde büyük bir saldırı planlamış, fakat bunu uygulamaya olanak bulamamıştır 6. Çünkü aslında İngiltere, Musul için Nasturilere gerekli yardımı yapmış ve onları silahlandırarak bölgeye sevk etmişti. Bu durumları yakinen takip eden Türkiye Hükümeti, İngilizlerin Nasturiler kanalıyla Türkiye nin bu bölgesinde çıkarmak istedikleri isyanın önüne geçebilmek için, bunların ellerinde bulunan silahların toplanması gerektiğine karar verir. Fakat bu yörede, daha yeni kurulmuş ve toparlanmaya başlamış bir devlet olarak, ne idari teşkilatı ne de askeri kuvveti vardı. İlk planda burada bir idari teşkilatlanmaya gidilmesine ve askeri birlik gönderilmesine karar verildi 7. Nasturilerin önderi Ağa Petros tu. 1923 te Ağa Petros, Van, Urmiye, Hakkâri ve Musul bölgelerini içine alan toprakları istiyordu. Bu pratikte uygulanamaz planı İngilizler kullanabileceklerini düşündüler. Nitekim İstanbul Konferansında Türk tarafının diretmesi üzerine İngilizler, Nasturileri silahlandırarak 1924 te ayaklandırdılar. 8 Ayaklanmayı başlatan olay ise şu şekilde gelişmiştir: Nasturi azınlığın kışkırtıca faaliyetlerinin ortaya çıkardığı huzursuzluğa mani olmak için daha önce tayin edilmiş Hakkâri Valisi Halit Rıfat Bey hükümetin emri gereğince 7 Ağustos 1924 te, keşif için geldiği Hangediğinde isyancı Nasturilerin tuzağına düşer ve onlara 6 Tuncay, a.g.e., s.117 7 Mahmut Rişvanoğlu, Saklanan Gerçek Kurmançların ve Zazaların Kimliği, Tanmak, Ankara, 1994, s.226 8 Erol Kurubaş, a.g.e., s.146-147 4

esir olur. Aynı saldırıda İl Jandarma Komutanı Binbaşı Hüseyin Bey ile beş jandarma eri şehit düşmüştür. Bu olay Nasturi ayaklanmasının başlangıcı olmuştur 9. Valinin baskına uğraması Hangediği yakınlarında olduğu için ayaklanmaya Hangediği ayaklanması da denir 10. Ayaklanma Durumu: Misyoner kılığında İngiliz subaylarının örgütledikleri Nasturiler Kürt katılımıyla Çal (Çukurca), Oramar, Çölemerik, Beytüşşebap, ve Habur suyu civarında ayaklandılar. Bunun üzerine 7. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Paşa (Eğilmez) 14 Ağustos 1924 tarihinde ayaklanmayı bastırmak için görevlendirildi 11. 1.1.2. Ayaklanmaya Karşı Alınan Tedbirler ve Ayaklanmanın Bastırılması Burada hükümet isyana karşı şiddetle hareket etmeye karar verdi. Bakanlar Kurulu aldığı Tenkil kararını uygulamaya koydu ve askeri harekât 12 Eylül 1924 te başladı. İki hafta süren ayaklanma bastırıldı. Ayaklanmaya katılan Nasturi ve Kürtlerin büyük kısmı İran a ve Irak a kaçarak İngilizlere sığındılar. Kürtlerin istenilen düzeyde örgütlenebileceklerinden tam emin olmayan İngilizler Nasturi Ayaklanmasıyla Kürtlerin bu konudaki başarısızlıklarını görmüş oldular ve ayaklanma İngiltere nin Kürtlerden yana ağırlık koymama yönündeki görüşlerini güçlendirdi 12. Bu tedibat sırasında eski Bitlis mebusu Yusuf Ziya nın tahrikâtı sonucu askeri birliklerimizden bir kısmının silahlarıyla birlikte karşı tarafa geçmiş olması, olaylar yatıştıktan sonra Divan-ı Harp tarafından kovuşturulmuş ve Yusuf Ziya suçlu görülerek asılmıştır 13. Bu ayaklanmada Türk asilerin elebaşı İhsan Nuri idi. İhsan Nuri Kürt asıllı bir Türk yüzbaşısı idi. Daha sonra bu kişi Ağrı Ayaklanmalarında Genelkurmay sıfatıyla büyük rol oynamıştır. 9 Mahmut Şirvanoğlu, a.g.e., s.726 10 Mehmet Ali Kışlalı, Güneydoğu Düşük Yoğunluklu Çatışma, Ümit Yayıncılık, Ankara, 1996, s.103 11 Abdulhaluk M. Çay, Her Yönüyle Kürt Dosyası, Turan Kültür Vakfı Yayınları, Ankara, 1996, s.326 12 Kurubaş, a.g.e., s.147-148 13 Tuncay, a.g.e., s.119 5

1.2. AZADİ TEŞKİLATI VE ŞEYH SAİT AYAKLANMASI 1.2.1 Azadi Teşkilatının Kuruluşu Türkiye Cumhuriyetine yönelik Kürtçü faaliyetlerin en büyüğü şüphesiz Nakşibendi Şeyhi Palulu Sait in ayaklanmasıdır. Şeyh Sait Ayaklanmasının organizatörleri ise 1923 yılında kurulmuş gizli Azadi teşkilatıdır 14. Lozan Anlaşmasının ardından birtakım Kürt milliyetçileri Lozan öncesi isteklerini, bu kez zorla kabul ettirmek için askeri eylemlere girişmeye karar verdiler. Bunun için de yeni koşullar altında ayaklanma çıkartarak amaçlarına ulaşabilecekleri bir örgüt kurdular. Örgütün adı tam olarak Cıvata Azadiya Kurd (Kürt Özgürlük Topluluğu) olup kısaca Azadi adıyla bilinmektedir 15. Azadi teşkilatı 1923 yılında Erzurum da, eski Hamidiye Süvari Alayları ve eşraftan bazı kişilerin girişimiyle teşkilatlanmış, çekirdek kadrosunu deneyimli askerler oluşturmaktaydı. Azadi nin mensupları arasında Miralay Halit Bey (Cibranlı), Bitlisli Yusuf Ziya (B.M.M de I. Dönem Bitlis Milletvekili idi.), İhsan Nuri, Vanlı Seyit Abdulkadir ( Kürt Teali Cemiyetinin başkanı) adları bilinmektedir 16. Azadi nin hedefi, öncekilerde olduğu gibi Kürdistan ın bağımsızlığının sağlanması ve bir Kürt devletinin kurulmasıydı. Örgüt bunun için de genel bir ayaklanma çıkartmayı planlıyordu. Azadi ilk kongresini 1924 te yaptı. Kongreye Cibranlı Halit Bey in akrabası olan ve Diyarbakır ın kuzeydoğusundaki Zaza Kürtleri arasında etkili bir kişi olan Nakşibendî Şeyhi Sait de katıldı. Kongrede genel bir değerlendirme yapılarak bağımsız Kürdistan ın kurulması için görüş birliğinin sağlanmasına çalışıldı. Bunda başarı sağlanmış ve burada alınan iki önemli karar dikkat çekiciydi: 1. Kürdistan da genel bir ayaklanma çıkartılacak bunu bağımsızlık ilanı izleyecek. 2. Harekete gerekli dış destek İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği nden sağlanmaya çalışılacak. 14 Çay, a.g.e., s.320 15 Kurubaş, a.g.e., s.143 16 Çay, a.g.e., s.321 6

İlginç bir biçimde 1924 sonbaharının ilk günlerinde Azadi mensupları yanlış bir anlamadan ötürü kendilerini Nasturi isyanı içinde buldular. Kürtler bu isyana Yusuf Ziya tarafından Kürt kuvvetleri komutanı İhsan Nuri adına gönderilen bir telgrafın yanlış deşifre edilmesi sonucu katıldılar. Yoksa bu isyan Azadi nin planladığı geniş çaplı isyan değildi. Bu yanlış anlama aynı zamanda örgütün önder kadrosunun da sonu oldu. Cibranlı Halit ve Yusuf Ziya, M. Kemal in emriyle tutuklandılar 17. Azadi mensupları 1925 yılında Çan da ikinci kongrelerini toplamayı başardılar. Bu kongrede hareket tarihi olarak 1925 yılının Mayıs ayı kararlaştırıldı. Bu tarih daha sonra 21 Mart 1925 e (nevruz günü) alınmıştır 18. 1.2.2. Şeyh Sait Ayaklanması (13 Şubat 31 Mayıs 1925) Cumhuriyet, ilk yıllarında Kürtçü faaliyetlerin tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu tehditlerin ilki ve en büyüğü Nakşibendî Şeyhi Palulu Sait in ayaklanmasıdır. Şeyh Sait Ayaklanmasının organizatörleri ise 1923 yılında kurulmuş olan Azadi teşkilatıdır 19. Ayaklanma, 13 Şubat 1925 Cuma günü (şimdiki Bingöl ilinin bir ilçesi olan) Genç ilinin, Ergani İlçesinin, Eğil bucağının, Piran köyünde haklarında eşkıya diye tutuklama kararı bulunan, Şeyh Sait in adamlarından on kişinin jandarmalara teslim olmayıp, ateşle karşılık vermeleri ile başlatmıştır. 20 İsyan bölgesi Diyarbakır-Kulp- Varto-Bingöl-Çapakçur- Palu-Maden çevresidir. 21 Ayaklanmanın lider kadrosunun tamamı Nakşibendi şeyhlerinden oluşmakta idi. Ayaklanmaya Zaza aşiretlerinin çoğu bu arada Cibranlılar, bazı Haydaranlılır ve Hasenanlılar ile Çemişkezek, Pötürge ve Siverek teki aşiretler katılmışlardır 22. 17 Kurubaş, a.g.e., s.146-148 18 Çay, a.g.e.,s.326 19 Çay, a.g.e., s.320-21 20 Tuncay, a.g.e., s.135 21 Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları 3, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1992, s.70 22 Çay, a.g.e., s.328 7

1.2.2.1. Ayaklanmanın Nedenleri: İleride Şeyh Sait Ayaklanması olarak adlandırılan bu ayaklanmanın planlayıcısı, lider kadrosunda Şeyh Sait in de içinde bulunduğu Azadi teşkilatı idi. 1923 yılında üst düzey elebaşları tarafından Erzurum da kurulan ve hakkında yukarıda bilgi verilen Azadi teşkilatının hedefi Erol Kurubaş a göre şu idi: Azadi nin hedefi, öncekilerde olduğu gibi Kürdistan ın Bağımsızlığının sağlanması ve bir Kürt Devletinin kurulmasıydı. Örgüt bunun için genel bir ayaklanma çıkartmayı planlıyordu. Azadi nin 1924 te toplanan ilk kongresine ilerde bu isyanın başrol oyuncusu olan Şeyh Sait de katılmış ve Kongrede Kürdistan ın kurulması için görüş birliği sağlanmaya çalışılmış ve şu kararlar alınmıştır: 23 1. Kürdistan da genel bir ayaklanma başlatılacak ve bunu bağımsızlık izleyecek. 2. Harekete gerekli dış destek İngiltere, Fransa ve S. Rusya dan sağlanmaya çalışılacaktır. Azadi mensuplarının 1925 te Çan da ikinci kongrelerini topladılar ve bu kongrede isyan tarihi olarak 1925 yılının Mayıs ayı kararlaştırıldı. Fakat daha sonra ayaklanma tarihi 21 Mart olarak tespit edilmiştir. 24 13 Şubat ta patlak veren Piran Hadisesi isyan tarihinin öne çekilmesine sebep olmuştur. Durmuş Yılmaz, Musul Meselesi Tarihi adlı kitabında Piran Hadisesini şu şekilde vermektedir: Hareket geçme zamanı olarak mart ayının tespit edilmiş olmasına rağmen tesadüfî bir olay, jandarmanın bir asker kaçağını Şeyh Sait in yanında Piran da (Dicle) yakalamak istemesi üzerine çatışma başlamıştır. Bu çatışmada bir jandarma erinin şehit düşmesiyle birlikte Şeyh Sait ve arkadaşları gerçekten Geriye Dönüşü Olmayan Yol da ilerlemeye başlamışlar ve böylece ayaklanma başlamıştır 25. Bizce de isyanın asıl sebebi bu olsa gerektir. Çünkü isyan mıntıkası İstiklal Mahkemesi nin verdiği çeşitli mahkeme karlarında Bağımsız Kürdistan oluşturmaya kalkışma suçlaması ön plana çıkmaktadır. 26 Şeyh Sait Ayaklanmasının niteliği hakkında ağırlık kazanan resim görüş ise; irtica ve karşı devrim kuramlarına yakın 23 Kurubaş, a.g.e., s.145 24 Çay, a.g.e., s.326 25 Durmuş Yılmaz, Musul Meselesi Tarihi, Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya, 2003, s. 191 26 Tuncay, a.g.e., s.136 8

olmuştur. 27 Resmi görüşe göre Şeyh Sait ayaklanmasının nedeni: Hilafeti geri getirmek ve böylece cumhuriyeti ortadan kaldırmaktı ki Hamza Eloğlu nun da bu konudaki görüşü şöyledir: Olay, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetini tehdit eden büyük bir karşı devrim hareketi olarak bazı özellikler arz etmektedir. Bunlar: 1. Olay, bütün ülkeyi içine almak istidadını gösteren ve iki yıldan beri çeşitli kollardan hazırlanan büyük bir karşı devrim hareketidir. 2. Şeyh Sait olayında, karşı ihtilali bizzat hazırlamakla görevli Vahdettin ve adamlarının yakından ilgisi vardır. Daha İstiklal savaşı bitmeden önce Vahdettin ve tarafları İstanbul da dış görünüşte adı İlai vatan gizli adı Müdafa-i Hukuk Hilafeti Kübra (Yüce Hilafetin Haklarını Savunma) teşkilatını kurmuşlardır. Vahdettin in Türkiye den kaçmasından sonra teşkilat toplu halde Bükreş e geçmiş ve burada taraftarları ile Türkiye de suikastlar yaparak ve isyan çıkararak karşı ihtilale teşebbüs kararı vermiştir. Karşı ihtilali hazırlamakla görevli ihtilal komitesi, ülke içinde gizli beyannameler dağıtıyor gezici hocalar ve seyyar satıcılar eliyle inkılâp hamlelerini kötülüyor, hilafet lehine telkinlerde bulunuyordu. Hilafet komitesi, Şeyh Sait le anlaşarak ihtilali hazırlamıştır. 3. Birinci Cihan Savaşının sonucu Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ile, Kürtlerde istiklal peşine düştüler. Bu maksatla kurulan, Kürt Teali Cemiyeti, İngiltere nin mandası altında müstakil bir Kürt devleti kurmayı öngörüyordu. Bu cemiyet Cumhuriyetin ilanından sonra resmen dağıldı ise de, kurulan Kürt İstiklal Komitesi adı altında faaliyetline devam ediyordu. Komitenin başkanı Vanlı Seyit Abdülkadir, komite üyeleri de, eski milletvekillerinden Yusuf Ziya, Cibranlı, Hünsan, Halit, Hacı Musa ve Şeyh Sait idi. Komite amacına erişmek üzere İngiliz yardımını da sağlıyordu. İsyan başladıktan sonra, Seyit Abdülkadir, İstanbul daki Kürtleri, silahlı bir irtica hareketine girdirmeye teşebbüs etmiş, bu yolda palanlar hazırlamıştır. 4. Şeyh Sait olayının İngilizlerle de ilgisi vardı. Lozan da halledilmeyen, Musul meselesi ile ilgili görüşmeler, 1924 yılında İstanbul da toplanan Türk-İngiliz konferansının sonuç vermemesi üzerine, Milletler Cemiyetine götürülmesi gerekli 27 Tuncay, a.g.e., s.136 9

idi. İngiltere bir taraftan Musul hakkının Türkiye ile birleşmek isteğini önlerken, diğer taraftan da Türkiye dâhilinde, isyan ve kargaşalıklar çıkararak Türkiye yi siyasi istikrarı bulmamış ülke olarak dünyaya tanıtmak istiyordu. İngiltere, Türkiye yi Yakın Doğu dengesinde kendi aleyhine bir durum yaratabilecek kuvvete sahip olmasını önlemek için Türkiye ye karşı bir ihtilal hareketini körüklemekte idi. 5. Kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kısa zamanda, padişahçı, şeriatçı ne kadar muhalif varsa hepsini içine almıştı. Karşı ihtilalin zehirli tohumları, muhalif parti kanalı ile alenen ekilmeğe başlamıştı 28. Mustafa Kemal Atatürk, bu konuda Nutuk ta bazı açıklamalar yapmaktadır: Tarih (gizli maksatlarla hazırlanmış, genel ve gerici nitelikteki) Doğu isyanının sebeplerini inceleyip araştırdığı zaman onun önemli ve belirli sebepleri arasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının dini konularda verdiği sözleri (Parti, dini düşünce ve inançlara saygılıdır) ve Doğu ya gönderdiği sorumlu sekreterinin kurduğu örgütü ve yaptığı kışkırtmaları bulacaktır 29. demektedir. Ayaklanmanın nedeni konusunda Rişvanoğlu nun görüşü ise şöyledir: Kuzey Irak bölgesindeki Kurmanç ve Türkmen aşiretlerini Türkiye ile birleşmek istemeleri karşısında, İngilizlerin bu yer altı kaynakları bakımından zengin bölgenin Türkiye nin eline geçmemesi ve aşiretlerin Türkiye ile birleşmesini, sözün özü Kuzey Irak ın Türkiye sınırı içine girmemesi için çıkarttıkları bir isyandır. Bu görüş Genelkurmay ın görüşüne yakın olan görüştür. 30 Şu bir gerçektir, ayaklanmanın planlayıcısı Azadi teşkilatının 1924 yılında yaptığı ilk kongresinde aldığı kararlar çerçevesinde Azadi nin ileri gelen üyeleri ve İstanbul daki Kürt Teali Cemiyeti başkanı Seyit Abdülkadir in girişimleriyle İngilizlerden para, silah, askeri ve siyasi destek istenmiştir. Fakat İngilizlerin bu yardımları yaptıklarına dair resmi bir belgeye rastlanmadığı gibi ayaklanma bastırıldıktan sonrada İngiltere ye resmi bir suçlama yapılmamıştır. Şu da var ki İngilizler başlangıçtan beri isyan hareketinden ve teşkilatlanmasından haberdar oldukları kesindir; fakat bu haberdarlıktan hareketle Türk Hükümetini 28 Hazma Eroğlu, Türk İnkılap Tarihi, Savaş Yayınları, Ankara, 1990, s. 197-198 29 Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk 1919-1927 (Bugünkü dilli yayına hazırlayan Zeynep Korkmaz), Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2006, s.602 30 Musul un, Plebisite tabi tutulacağı kararı üzerine, İngilizler, (Niçlen) adında Kürtlerin ahvalini bilen birini bu işe memur ettiler. Bu adamın, ayandan Seyit Abdülkadir ile müzakere ederek harekatın tertip ve idaresini Şeyh Sait e verdi. (Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları 3, s.70) 10

uyarmamışlardır. Herhalde bekleyip sonucu görmeyi istemişlerdir. Ne var ki İngilizler ayaklanmayı desteklememiş olsalar bile sonuçta bu ayaklanma Musul konusunda İngilizlerin işine yaramıştır. Ayaklanmada İngiliz parmağı olduğu savı hususunda Mete Tunçay şu görüşü ileri sürmekte: Bu harekete İngiliz kışkırtmalarının yol açtığı savı, bana inanılması güç görünüyor. İngilizler dinsel yönden halifeliğin geri getirilmesini amaçlayan ya da siyasal yönden Kürdistan ın bağımsızlığını gerçekleştirmek isteyen bir ayaklanmayı neden kışkırtsınlar veya desteklesinler? İmparatorlukları içindeki Müslüman halkların varlığı nedeniyle, halifeliğin kaldırılmasına İngilizler çok sevinmişlerdir. Öte yandan, Türkiye Kürtlerinin bağımsızlığı manda altında tuttukları Irak taki Kürtleri etkilemez miydi? Ayrıca İngilizlerin, Sovyet etkisinin yayılma olasılığına karşı Türkiye nin daha çok zayıflamasını istemediği kanısındayım. Onun için, bu konu da inandırıcı kanıtlar ortaya konuncaya dek, Şeyh Sait Ayaklanmasının İngiliz emperyalizminin bir oyunu olduğunu kabul etme olanağı yoktur. Ayaklanma sonuçta Musul la ilgili çıkarları dolaysıyla İngiltere ye yaramış olması fazla bir şey değiştirmez 31. Yukarıda isyanın nedenlerine değinirken, Şeyh Sait Ayaklanmasının niteliği hakkında ağırlık kazanan resmi görüş ise: İrtica ve karşı devrim kuramlarına yakın olduğunu söylemiştik. İşte Mustafa Kemal Atatürk te Meclisin ikinci dönem üçüncü toplanma yılını açarken ( 1 Kasım 1925) bu görüşü destekleyen şu konuşmayı yapmıştır: Meclisi âli, faaliyetine fasıla verdiği zaman Cumhuriyet ordusunun, irtica hadisesini tedip ve tasfiye etmekle meşgul bulunduğu malumdur. Ordu; cumhuriyet düşmanlarını sürat ve katiyetle tenkil etmiştir. Cumhuriyet ordusunun, bu uğurda verdiği şehitleri, lisan-ı tevkirle yadeder ve ordumuza karşı beslediğimiz itimat ve takdiratı bu vesile ile de tekrar eylerim. Asıl şayanı dikkat ve medar-ı emniyet olan nokta; cumhuriyeti, milletin nasıl hirzi can eteğinin, seferberlikte ve alelumum tezahürat_ı milliye de, gösterilen tehalükle teeyyüdetmesidir. Cumhurbaşkanı, Mustafa Kemal ( devamla) İsyan hadisesinin; irticai, umumi mürekkep bir cereyan_ efkar ve bir silsile-i istihzaratın fiili bir işareti ve neticesi olduğu bir seneden beri cereyan eden ahval ve hadisat ile bir defa daha 31 Tunçay, a.g.e., s137 11

sabit olmuştur. Ulu önder, burada meclis in çalışmalarını ise şöyle değerlendirmekte: Büyük Millet Meclisinin, vaziyetin hamil olduğu ciddiyet ve ehemmiyeti hakkıyla derpiş ederek ittihaz ettiği tedbir, vatanın selamet ve masuniyetini ve vatandaşların huzur ve emniyetini temin eylemiştir. Meclisi ali müşahedesinde ve tedabirlerindeki isabetle tarih-i millimizdeki mevkii ihtiramını bihakkın teyit eyledi 32. 1.2.2.2. Ayaklanmaya Karşı Alınan Tedbirler ve Ayaklanmanın Bastırılması Yukarıda sunulan durum karşısında T.C. Devleti çeşitli siyasi, idari ve askeri tedbirler almıştır. Bunları maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz: 1. 13 Şubat 1925 ten 15 Nisan 1925 e kadar süren 62 günlük bir askeri harekat başlatılmıştır 33. 2. Fethi Bey Hükümeti, 23 Şubat günü isyan bölgesinde sıkıyönetim ilan etmiş. 3. Mecliste Hıyanet-i Vataniye Kanunu nda değişiklik yapılmış. Böylece kanunun ilk maddesine dini siyasete alet edilmesini engelleyici bir madde konulmuştur. TBMM Zabıt Ceridesinde birinci maddedeki bu değişiklik şu şekilde yer almaktadır: Dini veya mukaddesatı diniyeyei siyasi gayelere esasa, veya alet ittihaz maksadıyla cemiyetlere teşkili memnudur. Bu kabil cemiyetleri teşkil edenler veya bu cemiyetlere dahil olanlar hain-i vatan addolunur. Dini veya mukaddesatı diniyyeyi alet ittihaz ederek şekli devleti tebdil ve tağyir veya emniyeti devleti ihlal veya dini mukaddesatı diniyeyi alet ittihaz ederek her ne suretle olursa olsun ahali arasına fesat ve nifak ilgası için gerek münferiden ve gerek müçtemian kavli veya tahririr ve yahut fiili bir şekilde veya nutuk iradı ve yahut kezalik haini vatan adlolunur 34. 4. 24 Şubat ta kısmi Seferberlik ilan edilmiştir. Ayaklanmanın yayılması karşısında Cumhuriyet Halk Fırkası Meclis grubu, bu konuda basiretsiz davranan ve 32 Atatürk ün Söylev ve Demeçleri I, s. 355-356 33 Kışlalı, a.g.e., s.111 34 TBMM Zabıt Cerideleri, Cilt: 14, T.M.M. Meclisi Matbaası, Ankara, 1976 12

gerekli tedbirleri almayan Fethi Bey e 2 Mart 1925 te güvensizliğini bildirdi. Fethi Bey, BMM genel kurulunda güvenoyu alabilecek durumda olmasına karşın görevden ayrılmayı uygun buldu ve 3 Mart 1925 te İsmet Paşa yeniden hükümeti kurdu. Aynı gün yapılan oylamada 2 çekimser ve 23 olumsuz oya karşılık 154 oyla güvenoyu aldı. 35 5. Takrir-i Sükun Kanunu yürürlüğe girmiş ve 4 Mart 1925 tarihli Heyeti Umumiye Kararı uyarınca iki istiklal mahkemesi kurulmuştur. Bunlardan biri ayaklanma mıntıkası İstiklal Mahkemesi (Diyarbakır), başkanı Mahzar Müfit (Kansu, Denizli) diğeri ise Ankara İstiklal Mahkemesi başkanı Ali Çetinkaya (Afyon). Sıkıyönetim bölgesinde alınan idam kararları derhal Ankara mahkemelerinde alınan kararlar ise meclis onayından geçtikten sonra yerine getirilecekti 36. Bu dönemde çalışmalar, birbirine bağlantılı olmakla birlikte üç farklı hedef doğrultusunda, üç yönlü yürütüldü. Bir yandan ayaklanmayı bastırmak için ordu geniş bir eyleme girişti. Bu eyleme bağlı olarak çalışan istiklal Mahkemeleri, özellikle Diyarbakır İstiklal Mahkemesi, ayaklanmaya katılanları en ağır bir biçimde cezalandırmaktan çekinmedi. Çalışmaların ikinci hedefi: Cumhuriyet ve önder kadrosunu bir türlü benimsemeyen İstanbul Basınının bir bölümü idi. İstanbul da Tasvir-i Efkâr gazetesinin yerine çıkan Tevhid_i Efkâr, Son Telgraf, İstiklal gazeteleri, Sebilüreşat, Orak-Çekiç ve Aydınlık dergileri, Adana da Sayha İzmir de Sadayı Hak Trabzon da İstikbal ve Kahkaha dergi ve gazeteleri kapatıldı. Çalışmaların üçüncü hedefi muhalefetin örgütlü gücü Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası idi. Bu partinin kuruluş çalışmalarını yürütmek için, Urfa, Siverek ve Mardin e gönderilmiş bulunan emekli bir vali, seferberliğe karşı propaganda yaptığı ve ayaklanmacılarla işbirliği içinde görüldüğü için Diyarbakır İstiklal Mahkemesi nce yargılanıp mahkûm edilmişti. İstanbul da da partinin üye sayısını arttırmak amacıyla propaganda yaparken dinsel öğeler kullanan iki partili tutuklanmıştı. Ayrıca partinin Beykoz ilçe merkezinde yapılan aramada bazı belgeler bulunmuş ve ilçe mutemedi tutuklanmıştı. Tüm bu bulgulara dayanan Ankara İstiklal Mahkemesi, Ankara Savcılığına bir yazı yazarak hükümetin bu konuda uyarılması istedi. Savcılığın bu konudaki uyarısı üzerine harekete geçen İnönü Hükümeti, 35 Toktamış Ateş, Türk Devrim Tarihi, Der Yayınları, İstanbul, 2003, s.352 36 Kışlalı, a.g.e., s.108 13

Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi nin; Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının o yöredeki örgütünü kapatmış olması gerekçesiyle ve Takrir-i Sükûn Kanunu gereğince 3 Haziran 1925 te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası nı kapattı. Türkiye Cumhuriyetinin ilk çok partili yaşam deneyimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı 37. 6. Fransız kaynaklarına göre ayaklanmanın bastırılması sırasında hiçbir gazeteci bu bölgeye sokulmamıştır 38. Alınan bu askeri ve siyasi tedbirler neticesinde ayaklanma bölgesi asilerden temizlenmiştir. 14 Nisan da Şeyh Sait ele geçirilmiş ve böylece askeri operasyon tamamlanmıştır. Şeyh Sait in yakalanmasından sonraki temizlik bir ay sürmüştür. 31 Mayıs 1925 te seferberlik kaldırıldı. Şeyh Sait ve yandaşlarının yargılanmaları 26 Mayıs-28 Haziran tarihleri arasında yapıldı. Şeyh Sait bütün bu sorgulama süresince, ayaklanmanın önünde ya da arkasında olmadığını kendini olayın içinde bulduğunu, ayaklanmanın önceden planlanmadığını ve Kürtçülük davası gütmeyip, din düşüncesiyle yapıldığını ısrarla savunmuştur. Şark İstiklal Mahkemesinin kararında ise; Din ve şeriat araç yapılarak, bağımsız bir Kürdistan kurmak amacıyla isyanın başlatıldığı ve isyan süresince kanlı çatışma ve çarpışmaların meydana geldiğini, bir çok suçsuz vatandaş, asker, ve subayın yaralandığını ya da öldürüldüğünü yağma ve hırsızlık yapıldığını belirtmiştir 39. Ayaklanma sonucunda İngiltere, Irak ve Türkiye arasında 5 Haziran 1926 tarihli Ankara Anlaşması imzalanmış ve Musul sorunun Türkiye aleyhine olarak bütün yönleriyle çözümlenmiştir. 1.2.3. Atatürk ün Şeyh Sait Ayaklanması ile İlgili Görüşleri. Şeyh Sait Ayaklanması konusunda Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk adlı eserinde şunları söylemiştir: Tarih, ( gizli maksatlarla hazırlanmış, genel ve gerici nitelikteki) Şark isyanının sebeplerini inceleyip araştırdığı zaman, onun önemli ve belirli sebepleri 37 Ateş, a.g.e., s.352-353 38 Kışlalı, a.g.e., s.122 39 Durmuş Yalçın,, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2002, s.55 14

arasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının dini konularda verdiği sözleri, Doğuya gönderdiği sorumlu sekreterinin kurduğu örgütü ve yaptığı kışkırtmaları bulacaktır. Efendiler, yeni parti kendine ad olarak seçtiği Terakki ve Cumhuriyet kelimelerinin tam tersi olan anlamlarla gelişmiştir. Bu partinin liderleri, gericilere gerçekten ümit ve kuvvet vermiştir. Buna örnek olarak arz edeyim: Ergani de, asilerin valiliğini kabul eden ve sonra asılmış olan Kadri, Şeyh Sait e yazdığı bir mektupta: Millet Meclisi nde; Kazım Karabekir Paşa nın partisi, şeriat hükümlerine saygılı ve dindardır. Bize yardımcı olacaklarına şüphe etmem. Hatta Şeyh Eyüp ün yanında bulunan sorumlu sekreterleri, partinin tüzüğünü getirmiş diyor. Şeyh Eyüp de yargılanması sırasında: Dini kurtaracak tek partinin, Kazım Karabekir Paşa nın kurduğu parti olup, şeriat hükümlerine uyulacağının, parti tüzüğünde ilan edildiğini söylemiştir. Efendiler, Terakkiperver ve Cumhuriyet kelimelerini kullanarak, bize ve milletin aydınlarına karşı din bayrağının gizlemeye çalışanların, memlekette genel bir gericilik ve ayaklanmaya yol açmak için içeride ve dışarıda türlü düzen ve kışkırtmalarla uğraşanların varlığından habersiz oldukları düşünülebilir mi? Yeni partiye girenlerin bütün üyeleri söz konusu olmasa bile, dini vaatleri başarıya ulaşmanın en etkili unsurları sayan ve bununla ilgili sloganı tüzüklerine de koymuş olan kimselerin, şahıslarımıza ve memlekete karşı yöneltilmiş olan suikastlardan habersiz oldukları kabul edilemez. Diyelim ki, bunların isyanının patlak vermesinden aylarca önce, memleketin şurasında burasında yapılan gizli toplantılardan, Cemiyet-i Hafiye-i İslamiye (Gizli İslam Derneği) teşkilatından, İstanbul da Nakşibendi Şeyhlerinin yaptığı toplantıda, hazırlanacak ayaklanmaya yardım için söz verildiğinden ve nihayet milli sınırlarımız dışında bulunup da Şark isyanını kışkırtanların bildirilerinde, Kazım Karabekir Paşa nın partisinden ümitle söz edildiğinden haberleri olmadığını düşünelim. Ancak, Bunların, Fethi Bey Hükümeti zamanında, doğrudan doğruya Fethi Bey vasıtasıyla kendilerine, partilerinin zararlı, isyan ve gericiliği kışkırtıcı bir durum ve nitelikte olduğu bildirildiği zaman olsun, gerçeği görüp anlamaları gerekmez meydi? Hükümetin ve benim tertemiz düşüncelerle yaptığımız bu uyarmalardan sonra olsun, gerçeği kavrayıp ona uymaları beklenirdi. Onlar tam tersine, bu defa da dini 15

düşünce ve inançlara saygılıyız sloganını büsbütün zıt bir anlamda yorumlamaya kalkıştılar. Sözde, bu sloganla, her dinin ve her dinden olanların düşünce ve inançlarına saygılı olduklarını belirtmek Geniş ölçüde hürriyetçi olduklarını anlatmak istiyorlarmış Efendiler, böyle bir tutuma dürüst ve samimidir denemez! Ne oldu Efendiler? Hükümet ve Meclis olağanüstü tedbirler almayı gerekli gördü. Takrir- Sükûn Kanunu nu çıkardı. İstiklal Mahkemelerini kurdu. Ordunun savaşa hazır sekiz dokuz tümenini, uzun zaman isyanı bastırmak üzere görevlendirdi. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası denilen zararlı siyasi kuruluşu kapattı 40. 1.3. DERSİM (TUNCELİ) AYAKLANMALARI (1937 1938) 1.3.1. Birinci Dersim Ayaklanması (21/22 Mart 22 Ekim 1937) Dersim ayaklanmalarının nedenlerine baktığımızda şu unsurlar karşımıza çıkmaktadır. Ağrı ayaklanmasının bastırılmasının ardından devlet bölgede ıslahat hareketlerine mecbur kalmıştı. Bu ıslahat hareketi bölgedeki kanun ve nizamın kurulması, aşiretler arasındaki şekavet, yağmacılık, olaylarının bitirilmesi, aşiretler üzerinde etkili olan Seyit, ağa, şeyh, reis vb. gibi eski feodal kalıntıların otoritesinin son bulması, devlet otoritesinin bölgede hâkim kılınması, bölgede sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmanın başlatılması amacıyla bölgede Tunceli, Bingöl ve Elazığ kapsayacak şekilde General Abdullah Alpdoğan ın başkanlığında 4. Umumi Müfettişlik kurulmuştur (16 Ocak 1936 ). Sıkıyönetim ilan edilen bölgede çeşitli yatırımların yapılması ve asayişin sağlanması amacıyla harekete geçilmiştir 41. İstanbul daki ABD Büyükelçiliğinden Dersim isyanı ile ilgili olarak Washington a gönderilen bir raporda isyanın nedeni olarak şu iddia ileri sürülmüştür: En son ayaklanma, Hükümetin, bölgenin sosyal ve ekonomik şartlarını ıslah etmek üzere geliştirdiği reform programını, daha önce elde edilmiş haklara tecavüz şeklinde gören liderler tarafından başlatıldı. Aynı belgede yerel basına göre ayaklanma, General in (Abdullah Alpdoğan) aşiret reislerini Erzurum da toplayarak 40 M. Kemal Atatürk, a.g.e., s.602-604 41 Çay, a.g.e., s.345 16

onlara Hükümetin bölgede yol ve diğer şekillerde girişeceği ıslah programını tanıtması üzerine başladı. Sahip oldukları iktidarın elden gitmesi karşısında rahatsız olan aşiret reisleri Hükümete bir ültümaton göndererek Türk idaresine ancak, Dersim de jandarma bulundurulmaması, yeni köprülerin inşa edilmemesi, bölgede yeni bir idari gücün ihdas edilmemesi, silahların ellerinden alınmaması ve vergilerin hükümetle kendi aralarında yapılacak müzakerelerde elde edilecek sonuçlara göre ödenmesine izin verilmesi şartıyla itaat edeceklerini bildirdiler 42. Sözün özü bu isyan devletin bölgede yaptığı ıslah çalışmalarının kendi feodal yapılarını bozacağını düşünen aşiret reisleri tarafından çıkartılmıştır. Ayaklanmanın nedeni olarak bir başka iddia da şudur: Bu dönemde Suriye yi kontrol altında bulunduran Fransa nın Türkiye ile özellikle Hatay sorunu olduğundan Fransa nın Dersimde çıkan karışıklıklarda parmağı olabileceği tahmin edilmekteydi 43. Suat Akgül bize bu konuda şu bilgiyi vermektedir: Hatay ın bağımsızlığının ortaya çıktığı günlerde Türkiye açısından önemli ve ciddi gelişmeler olur. Çünkü Suriye, Hatay ı kendi topraklarına katmak istiyor, bunu için de Fransa ile işbirliği yapıyordu. Fransızlar, ajanları İzzettin vasıtasıyla Dersim de dini lider ve alevi aşiretler üzerindeki etkisi dolayısıyla Seyit Rıza ile irtibat kurar. Seyit Rıza nın bir tarikat lideri niteliğinde olması Hatay meselesinde Türkiye yi güç durumlara sokabileceği gibi, bir Alevi-Sünni çatışmasını da beraberinde getirebilirdi. Fransızlar böylece çok öncelere dayanan araştırmalarının semeresini görebileceği gibi, bir taşla iki kuş da vurabilecekti. Çünkü hem Hatay meselesini Fransa nın istediği gibi bir çözüme kavuşturacak, hem de yeni ve büyük bir Kürt Meselesini harekete geçirebilecekti. Fransız ajanı İzzettin, Suriye deki cemiyet ile Seyit Rıza arasında irtibat kurarak Dersim i kaynayan kazan haline getirir. Nihayet İzzettin, Mart 1937 de bir isyan için Suriye deki Fransız gizli teşkilatından Seyit Rıza ya talimat getirir. İzzettin, İngiliz ve Fransızların her türlü silah ve para ve propaganda desteği yapacaklarını belirtir. Gerçekten de bu ayaklanmanın bastırılması sırasında ele geçirilen vesikalar, mektuplar ve silahlar, isyanın Fransızlar tarafından teşvik ve tertibiyle çıkarılmış olduğunu ortaya koyar. Fransız planı, Fransız silahı ve Fransız 42 Çay, a.g.e., s. 348 43 Kışlalı, a.g.e., s.132 17

senaryosuyla Dersim de, Hatay ı Türkiye ye bırakmamak için oynanan oyun, Doğu Anadolu da büyük ızdıraplara sebep olmuştur. 44 1.3.1.1. Ayaklanmanın Başlaması 1934 yılından itibaren planlı ve kararlı şekilde Dersim sorunu üzerine eğilen hükümet, bunun olumlu sonuçlarını da görmeye başladı. 1935 Kasım ında Atatürk ün gündeme getirdiği ve aynı senenin son günlerinde kabul edilen Tunceli kanunu ile Dersim gelişme ve ilerleme yönünden önemli aşamalar kaydeder. 1936 yılında itibaren Dersim de, aşiret, seyitlik ve ağalık yıkılarak derebeyliğe son verilmesiyle menfaati zedelenen zümreler meydana çıktı. Merkezi otoritenin Tunceli de gittikçe güç kazanması üzerine, birtakım iç ve dış faktörler sonucu aşiretler arasında, ağa, şeyh ve seyitlerin yönlendirdiği huzursuzluklar meydana gelir. Böylece menfaati zedelenen aşiret ileri gelenleri tekrar eski itibarlarını kazanmak maksadıyla çeşitli tertiplere başvururlar. İlk olarak da aşiretler arasında irtibat tesis edilerek, anlaşma zemini hazırlanır. Dersim de Seyit Rıza nın önderliğinde yoğun bir propaganda ve kararlama kampanyasına girişilir. Kampanyada özellikle şu noktalar üzerinde duruluyordu: 1.Aşiret kadınlarının namusu tehlikededir. Bunlar gündüzleri kocalarının, geceleri karakol efradının malı olacaktır 2.Hükümetin yaptırdığı karakollar, yakında bu mıntıkadan sürülecek olan aşiretlere posta mevkii olmak içindir. 3.Köylerdeki bütün halk, bir yere toplanacak, bir sıraya yapılacak evlerin içerisinde tıkılacak, bu evlerin yalnız iki kapısı olacak, bu kapıların önünde birer polis bekleyecektir. 4.Ekmek ve odun vesika ile verilecektir. 5.Keçilere verilen meşe yaprağı bile vesikaya bağlanacaktır. 6.Halkın bütün kazandığı elinden alınacaktır. 44 Suat Akgül, Yakın Tarihimizde Dersim, İsyanlar ve Gerçekler, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1992, s.103-106 18

Bu propagandalar sonucu aşiretler arasında elçiler göndermek suretiyle cemaat toplantılarına başlanır. İlk toplantı Seyit Rıza nın liderliğinde, Haydaran aşireti içerisindeki Kürpik te yapılır. Toplantıya, Abbasuşağı, Yusufan, Demenan, Haydaran, Kureyşan ve Bahtiyar aşiretleri iştirak eder. Toplantıda Seyit Rıza kadar Demenan aşireti reisi Cebrail de önemli bir rol oynar. Cebrail mektep, nahiye bizim nemize? der. Dersim bölgesinde yapılan bu ıslahat girişimleri iki yıl öncesine dayanmasına rağmen, bölge aşiretlerinin, şimdi böyle bir hareket tarzı içine girmeleri çok manidardır. Ancak bunun sebebi Türkiye ile Fransa arasında Hatay meselesinin buhranlı bir döneme rastlamasında aramak gerekir. Ayrıca güney sınırlarından Türkiye ye yabancı ajanların girdiği söylentileri ve bunların Dersim de de tahrikatta bulunmaları kuvvetli ihtimallerdendir. Diyarbakır da bulunan Karaköprü de meydana gelen soygunculuk olayı Dersim için işaret niteliğini alır. Güneyden giren casuslarda da bir artış gözlenir. Bunlardan biri Hozat ta yakalanır. Bütün tahrikler, Kürpik teki aşiretler toplantısı ve dış etkenlerin uygunluğu, Dersimlilerin hükümete sert bir ültimatom vermelerine yol açar. Ültimatomda: 45 1. İçimizdeki karakolları yapmayacaksınız. 2. Köprü kurmayacaksınız. 3. Yeniden nahiye ve kaza merkezleri ihdas etmeyeceksiniz. 4. Silahlarımıza dokunmayacaksınız. 5. Biz her zamanki gibi pazarlık usulü ile vergilerimizi vereceğiz denilmekteydi. Ayaklanmayı başlatan olay ise şöyle gelişmiştir: Abbasuşağı aşireti reisi Seyid Rıza nın liderliğinde, Haydaran, Abbasuşağı, Yusufhanlı, Demenanlı, Kureyşanlı ve Bahtiyar aşiretlerinin katılımıyla 21 Mart 1937 tarihinde Pah bucağı Kahmut a bağlayan Harçik deresi tahta köprüsünün Demenan ve Haydaranlılar tarafından yıkılması, Pah bucağı karakolunun Demenan aşireti reisi Rıza nın emri ile Sin 45 Akgül, a.g.e., s.123-125 19

karakolunun basılması Dersim olaylarını başlatmıştır 46. Bu süreçte birçok karakol isyancılar tarafından basılmıştır. 1.3.1.2. Tedip İçin Askeri Harekat Operasyona 7. ve 9. Kolordu birlikleri 17 tayyare ve 2 tank katılmıştır. 47 3 Mayıs ta Hava Kuvvetleri ne bağlı bir uçak filosu, aşiret reisleri toplantı halindeyken, toplantıyı dağıtmak ve aşiretler üzerinde moral kırıcı bir etki sağlamak maksadıyla Keçiseken köyünü bombalar. Böylece Tunceli tedip hareketi fiilen başlamış olur. Seyit Rıza nın etkisiz hale getirilmesine yönelik olarak yürütülen en önemli faaliyet, 6 Haziran tarihine Kızıldağ ın işgal edilerek, evinin Sabiha Gökçen in kullandığı uçakla bombalanmasıdır. Bu sırada 18 Haziran 1937 de Başbakan İsmet İnönü tarafından Hükümetçe Tunceli nde yapılacak ıslahat programının ana hatları yayınlanmıştır. Buna göre: 48 1. Dersim e, yol, köprü, mektep, kışla yapılacak. 2. Askerlik, vergi işleri düzene konacak 3. Ağalık, derebeylik, şeyhlik kökünden kaldırılacak zorbaların malları devlete geçecek 4. Halka toprak, ziraat aletleri ve tohumluk verilecek. 5. Dersimi eşkıya yatağı haline getirenler Garp vilayetlerine nakledilecekler, orada iskân edilip, namuslu müstahsil vatandaşlar haline getirilecekler. 6. Memleketin diğer köşelerine yerleştirilen Dersimliler ev ev dağıtılacaklar. Böylece öz ve öz Türk olan, Timurleng in önünden kaçarak Horasan dan gelme Türkler olan Dersimli, asıl muhitine, benliğine kavuşacak, vatan haritası 7 bin kilometrekarelik bir parça, memleket nüfusu 70 bin yurttaş kazanacak. Tunceli harekâtına iştirak eden 25 bin kişilik Türk kuvvetleri, Haziran ın ilk günlerinden itibaren, Dersim aşiretlerinin en kuvvetli dayanak noktası 46 Çay, a.g.e., s.345 47 Kışlalı, a.g.e., s.134 48 Akgül, a.g.e., s.128 20

olan dağların etrafını çevirerek dış bölgelerle irtibatını keser. Kızıldağ da takip müfrezelerince ele geçirilir. Böylece asi kuvvetleri gittikçe daha zor duruma düşürler. Asilerden Roznaklı Kamer, Demenanlı, Cebrali, Yusufanlı Ağdatlı Kamer, Kureyşanlı Seyhan Reisi Hasso Seydo ve Bahtiyar dan Şahin, Elazığ da muhakemeleri yapılmak üzere tutuklanırlar. Yapılan başarılı askeri operasyonlar neticesinde, S. Rıza 10 Eylül günü, silahsız olarak iki kişi ile birlikte Erzincan Jandarmasına teslim olur. Durum Erzincan 5. Jandarma Bölük Komutanlığınca 4. Genel Müfettişliğe bildirilir. Başbakan İnönü, Tunceli deki olayların sonuçlanması maksadıyla, Tunceli ıslahatı hakkında T.B.M.M de bir konuşma yapar. 18 Eylül tarihli konuşmasında İnönü, Cumhuriyetin imar ve ıslah programına muhalefet eden, nüfusları az olmakla beraber, altı aşirettir. Bugün bu altı aşiretten müşevvik ve sergerde ne kadar adamlar varsa bunlar reisleriyle beraber faaliyet imkânından tamamen, mahrum bırakılmışlardır. Altı aşiretten birinin reisleri imha edilmiş ve diğerlerinin reislerinin hepsi yakalanmış adalete teslim edilmiştir. Kanun götüren ordu, jandarma neferlerinin ayak basmadığı yer, inmediği dere ve çıkmadığı tepe yoktur. Arkadaşlar, Cumhuriyetin kanunlarının ancak refahı, umranı ve iyi geçinmeyi hedef tutan hükümlerini yürütmek için, çetin şartlar içinde alınan müsbet neticelere ermek yolunda Cumhuriyet idaresinin itibariyle Tunceli hadisesi en son ve en mukni bir misal olmuştur der. Böylece Tunceli olayları ve tedip hareketi sona ermiş olur. Ayaklanmacıların muhakemesi Ekim 1937 de başlar Tunceli ağır ceza mahkemesinde sürdürülen muhakeme neticesinde; 15 Kasım daki oturumda mahkeme sonuçlanır. Mahkeme sonucunda 11 kişi idama, 33 kişi ağır hapse mahkûm olur. 14 kişi de berat eder. İdama mahkûm edilenlerden dördünün cezası yaşlı olmalarından dolayı otuzar seneye çevrilir. İdama mahkûm edilenlerden S. Rıza, oğlu Refik Hüseyin, Şeyhanlı Aşiret Reisi Hasso Seydo, Yusufanlı Aşireti reisi Kamer oğlu Fındık, Demenanlı Aşiret Reisi Cebrail oğlu Hasan, Kureyşanlı Ulukiye oğlu Hasan ve Mirza oğlu Ali nin cezaları aynı gün infaz edildi. Dersim olaylarını tamamen son bulması ve suçlularının da cezalandırılması üzerine Cumhurbaşkanı Atatürk tetkiklerde bulunmak maksadıyla 12 Kasım da Elazığ a gelen Atatürk, Umumi Müfettiş A. Alpdoğan ın mesaisi ve bundan sonraki çalışma planları hakkında bilgi alır. Yeni inşaatın proje, plan ve resimlerini inceler. Atatürk gezi ve incelemelerini sürdürürken yanına yaklaşan bir Dersimli ile kısa bir söyleşi yapar. 21