II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ BİLİM VE EĞİTİM I. MEŞRUTİYET DÖNEMİ EĞİTİMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

Benzer belgeler
OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

Yrd.Doç.Dr. AYTEN CAN

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

II. Meşrutiyet Dönemi

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

OSMANLILAR Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İÇİNDEKİLER. 3. BÖLÜM BİLİM OLARAK EĞİTİMİN TEMELLERİ 3.1. Psikoloji Sosyoloji Felsefe...51

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

İmparatorluk Döneminde: Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar.

T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

4.DÖNEM DERS ÖĞRETİM PLANI

Her Okulun Bir Projesi Var

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları. Dr. Ali Gurbetoğlu

ENSTİTÜ/FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ve PROGRAM: MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ-ELEKTRIK-ELEKTRONIK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS BİLGİLERİ. Adı Kodu Dili Türü Yarıyıl

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

NECİP FAZIL KISAKÜREK

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

1906 yılının bir ilkbahar gecesi

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları. Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 3. İlk Yenileşme Dönemi Sonrasında Öğretmen Yetiştirme Politikaları

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

2016 YILI HİZMETİÇİ EĞİTİM PLANIMIZ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı : SEÇ.III: TÜRK EĞİTİM TARİHİ I Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 6. Ders Bilgileri.

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I (HIST 101) Ders Detayları

2016 YILI HİZMETİÇİ EĞİTİM PLANIMIZ

BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci


*; Erdal ZORBA Gazi Üniversitesi BESYO ANKARA

ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ- EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BÖLÜMÜ GÜZ YARI YILI

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME TÜRK İDARE TARİHİ SORULAR

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

OSMANLI DEVLETİ NİN YILINA AİT EĞİTİM İSTATİSTİĞİ

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

2016 KPSS ÖN LİSANS TESTİNİN ANALİZİ

2016 KPSS ÖN LİSANS TESTİNİN ANALİZİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 3. İlk Yenileşme Dönemi Sonrasında Öğretmen Yetiştirme Politikaları

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 3. İlk Yenileşme Dönemi Sonrasında Öğretmen Yetiştirme Politikaları

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

6. TEMA ETKİN VATANDAŞLIK

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEBLİĞLER DERGİSİ

Etkinlikler

Editörden. Editör Doç. Dr. Onur KÖKSAL

GAZİANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Siyaset, Toplum, Ekonomi. Neslihan Erkan

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEBLİĞLER DERGİSİ

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I (HIST 101) Ders Detayları

ATATÜRK ÜN DOĞDUĞU YILLAR VE ÖĞRENİM HAYATI

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

Transkript:

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ BİLİM VE EĞİTİM Parlâmentolu rejime dönüş için Anayasanın tekrar yürürlüğe konduğu 23 Temmuz 1908 den 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesine kadar geçen zamana II. Meşrutiyet veya daha çok kullanılan şekliyle, sadece, Meşrutiyet dönemi denir. 31 Mart (13 Nisan 1909) günü İstanbul da patlak veren bir olay, yeni açılan Parlâmentoyu dağıtmayı ve Meşrutiyeti kaldırmayı amaçlamıştır. Bu olay ordu tarafından bastırılmış ve bundan sonra Sultan II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine Mehmet Reşat (1909-1918) getirilmiştir. Dönemin öteki en önemli siyasî ve askerî olayları şunlardır: Trablusgarp Savaşı (1911), Balkan (1912-1913) ve I. Dünya Savaşları (1914-1918). I. MEŞRUTİYET DÖNEMİ EĞİTİMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ 1. Siyasî hayat ve fikir hareketleri birden canlanmış, yayın özgürlüğüne kavuşma yanında, özellikle Balkan Savaşları, aydınları toplumsal sorunları ve dertleri acımasız bir dille ortaya koymaya itmiştir. Eğitim sorunları da, üzerinde önemle durulan bir alan olmuştur. Tartışılan başlıca eğitim sorunları ve eğitim akımları şunlardır: a) Politik akımlar (Osmanlıcılık, islamcılık, Türkçülük, Batıcılık, Sosyalizm) ve eğitim b) Millî ve kültürel eğitim c) Seçkinler eğitimi-kitle eğitimi d) Anglo-Sakson eğitimi (eğitimde pragmatizm) e) Toplumu kurtarıcı öğretmen görüşü f) Kızların eğitimi g) Halk eğitimi h) iş, üretim, köy ve çevre eğitimi i) Eğitimde çocuktan hareket j) Beden eğitimi. 2. Dönemin başında, Meşrutiyetin ilânı ile beraber, aşırı hürriyetçi bir hava ortaya çıkmış, bu okullara da yansımıştır. Bu nedenle, önceleri okullara "hürriyetçi mektepler" dendiği olmuştur. Fakat, bu terimle aslında, okulların içine yuvarlandığı disiplinsizlik, keşmekeş, başıboşluk, gösteriş(nümayiş) anlatılmak istenmiştir. 31 Mart olayı bastırıldıktan sonra, okullarda da disiplin sağlanmıştır. 3. Özellikle Balkan Savaşlarından (1912-1913) sonra, toplumda eğitim konularına ilgi artmış, âdeta herkesin "gözü açılmış, eğitim işleri yalnızca Maarif Nezaretinin işi olmaktan çıkmıştır". Ancak, Balkan Savaşları felâketlerinden çıkarılan, "toplum olarak uyuşukluktan silkinip, çalışıp çaba harcayarak toparlanma gerektiği, yoksa Devletin daha büyük felâketlerle karşılaşacağı" gibi dersler, düşünceler ve özeleştiriler, ne yazık ki, çabuk unutulmuştur. 4. Balkan Savaşları ve felâketlerinden sonra toplumda, "çökmekte olan Devleti eğitim ve öğretmenler kurtaracaktır" şeklinde bir görüş benimsenmiştir. Fakat bu, genellikle, bir slogan görünümünden öteye gidememiştir. Özellikle Balkan Savaşlarına kadar "taassup" nedeniyle kızların eğitimi konusunda verimli çalışılamamış, fakat Balkan felâketlerinden sonra "taassup azalmış, daha cesurca ve etkili çalışmalar yapılabilmiştir". 6. Kızlar için ilk kez bir yüksek öğretim kurumu açılmıştır. 1

7. Dönemin sonuna doğru geleneksel sıbyan mekteplerinin çoğu kapatılmıştır. 8. İlk resmî ana okulları bu dönemde açılmış, okul öncesi eğitimde ilk ciddî adımlar atılmıştır. 9. Eğitimde drama ilk kez bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır. 10.Medreselerin ıslahı için fikirler ve teşebbüsler yaygınlaşmıştır. 11. Öğretmen yetiştirilmesinde yenilikler yapılmış, önemli adımlar atılmıştır. 12.Öğretmenler ilk kez bu dönemde meslekî örgütler kurmuşlardır. 13.Eğitimde niceliğe, yani okul, öğrenci ve öğretmenleri sayıca artırmaya öncelik verilmiş, niteliğin önemi konusunda bazı görüşler ve uygulamalar görülse bile, nitelik hemen her zaman ikinci plânda kalmıştır. 14. Programlara sosyal, siyasal muhtevalı, hayata dönük bazı dersler girmiştir. 15.Eğitimin bilim olarak işlenmesinde ciddî gelişmeler sağlanmış, Batının önemli eğitimcilerinin fikir ve yöntemleri çok daha iyi tanınmaya başlamıştır. Pedagoji ve eğitim, eğitimcilerde ve toplumda gittikçe saygı ve ilgi uyandıran bilimler olarak görülmüştür. Bazı eğitimciler ve öğretmenler, "ben Tarih, Coğrafya, Matematik... bilmem, fakat onların öğretim yöntemlerini bilirim" şeklinde aşırı görüşlere bile sahip olmuşlardır... 16.Daha önce öğretimde öğretmen, kitap, hafıza çok önemli idi. Meşrutiyet döneminde bunların yerine tabiat, eşya, olay, deney getirildi. Bu, o dönem için "ihtilâlci bir pedagoji" demekti. Başka deyişle, eğitim ve öğretim yöntemlerinde kitap ve öğretmenden eşyaya yönelen, gözleme ve öğrencinin kendisinin araştırıp bulmasına dayanan (usûl-i tekşifî ve tedris-i ayanî) bir yola gidilmeye başlandı. Bu şekilde, okullarda, öğrencilerin fizikî ve sosyal çevrelerini tanımaları için gözlem ve inceleme gezileri düzenlendi (fennî gezintiler, tenezzühler, müşahade cevelanları). Fakat bu yeni yöntemler pek yaygınlaşamadı. 17.Eğitim Bakanlığı ilk kez ülkenin renkli eğitim haritalarını yayınlamıştır. 18.Meşrutiyet dönemi eğitiminde özellikle yöntem ve tekniklere ilişkin yenilikler görülmekle beraber, Baltacıoğlu'na göre, eğitime ortak ve kesin bir "amaç" gösterilememiştir. Her alanda ortaya çıkan düşünce ve davranış çeşitliliği ve farklılığı, eğitim için böyle ortak ve kesin bir "amaç" belirlenmesini engellemiştir. Ancak yine de eğitimin amacına ilişkin genel bir eğilimden söz edilmesi bize mümkün görünüyor. Şöyle ki: Dönemin başından Balkan Savaşlarına kadar, Tanzimatın "Osmanlılık" ideali ve Osmanlı insanı tipi ülke insanlarını birarada tutacak, siyasî birliği sürdürebilecek bir unsur olarak görülmüş, bu düşünce eğitimde de (amaçlarda, ders kitaplarında, vs.) geçerliliğini korumuştur. Ancak, bu insan tipi Meşrutiyet yanlısıdır ve II. Abdülhamit'e karşıdır. Fakat, Balkan Savaşları ve felâketleri ile beraber "Osmanlılık"tan vazgeçilerek "Türkçülük" idealine yönelinmiştir. Bu çerçevede, "yeni bir nesil yetiştirme" düşüncesi doğmuştur. Bu, "çocuğun" artık, geleneksel değerler dışında bir "birey" ve bir "vatandaş" olarak görülmeye ve algılanmaya başlaması demektir. Bu gelişme, Cumhuriyet döneminde tamamlanacaktır. 19. Meşrutiyet dönemi, eğitimde büyük girişimler dönemi olamamıştır. Baltacıoğlu'na göre, "Mutlakıyet döneminde esaslı yeniliklere mani olan Sultanın istibdadı idi. Meşrutiyet döneminde yeniliklere mani olan birçok fertlerin kararsızlığı idi. Sanki sosyal hayat bütün gücüyle ortaya çıkacağı tek bir vücut bulamayıp, parça parça kanaatlar taşıyan zayıf bireyler arasında dağılıp kalmıştı." 20. Eğitimde yeterli girişim ve atılımlar yapılamamışsa da, eğitim ve öğretmen sorunları meslekî dergiler ve genel basında ilk kez geniş ölçüde tartışılmış, yeni ve orijinal görüşler ortaya çıkmıştır. Bunlardan bazıları, Cumhuriyet dönemindeki uygulamaların tohumunu teşkil etmiştir (Köy Enstitüleri, vs.). Böylece, Meşrutiyet dönemi, eğitimde ve başka alanlarda, kısmen, gerekli bir laboratuvar dönemi olarak değerlendirilebilir. 21.Balkan ve I. Dünya Savaşları ve bunların yol açtığı felâketler, Meşrutiyet dönemi eğitiminin gelişmesini önleyici temel nedenler arasında yer almıştır. 2

22.Kadınlar Devlet dairelerinde memur olarak çalışmaya, böylece, kırk yıldır bazılarının yaptığı "öğretmenlikten" başka hizmetlere de geçmeye başlamışlardır. Bu dönemde açılan başlıca meslekî ve teknik okullar şunlardır: Polis Mektebi (1909) Maliye Memurları Mektebi (1909) Belediye Memurları Mektebi (1911) Evkaf Memurları Mektebi (1911) Sıhhiye Memurları Mektebi (1912) Amelî Ticaret Mektepleri (1913'ten sonra vilâyetlerde) Darülbedayi, (Tiyatro Mektebi) (1914) Şimendifer Memurları Mektebi (1915) Orman Ameliyat Mektebi (1915) Darülelhan (Konservatuar) (1916) Darüleytamlar (Yetim Yurtları) (1914) Darülbedayi (1914): Türkiye'de Batılı anlamda tiyatronun gelişmesinde önemli bir değişimi sağlayan, Osmanlıdaki ilk konservatuvar kurumudur. 1914'te İstanbul Şehremini Belediye Başkanı Cemil (Topuzlu) Paşa kentin medenileşmesi için Batılı anlamda bir müzik ve tiyatro konservatuvarı kurmak vardır. Bu iş için Paris'ten çok önemli bir tiyato yönetmeni ve yöneticisi Andre Antoine'ı İstanbul'a davet etti. Şehzadebaşı'nda bulunan vilayete ait Letafet Apartmanı bu konservatuvar için tahsisi edildi. Müzik ve tiyatro için eğitim verecek olan bu okula Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem (Bolayır), "konservatuvar" sözü yerine "Darülbedayi" adının verilmesini önerdi ve kabul edildi. Tiyatro Bölümü için kıraat (okuma), telaffuz (söyleyiş), tecvid (tonlama), Aruz, edebiyat tarihi, haile (trajedi), drama, mudhike (komedi), raks (dans), adab-ı muaşeret (görgü), eskrim gibi dersler kondu. 1916'da bu okulun halka açık ilk oyunu bir uyarlama olan Çürük Temel 20 Ocak 1916'da Asker Ailelerine Yardım Cemiyeti yararına ilk kez oynandı. Türk ve Dünya Oyun yazarlarından birçok oyunu oyunun oynandığı Darülbedayi 1934 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları adını aldı. Günümüze dek Türkiye'nin en köklü tiyatro kurumu olarak başarılı çalışmaları devam etmektedir. Darülelhan (Nağmelerin Evi) (1917): Osmanlı Devleti nin ilk resmi müzik okulu olarak İstanbul da 1917-1927 arasında faaliyet gösteren dört yıllık eğitim kurumu. Osmanlı Devleti nde Maarif Nezareti ne bağlı okullarda öğretmenlik yapmak üzere hem Türk hem Batı müziğinin bilen öğretmenler yetiştirmek amacı ile kurulmuştur. Günümüzde İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı olarak geçmektedir. 3

Darüleytamlar (Yetim Yurtları) (1914): Daha çok, savaş, düşman istilâsı, açlık nedeniyle yetim ve öksüz kalan çocukların korunması amacını taşıyan bu kurumlar, çocukları barındırıyor, onlara okuma yazma öğretip bir sanat kazandırmaya çalışıyorlardı. Maarif Nazırı Şükrü Beyin Aralık 1917'de Meclis-i Mebusan'da söylediğine göre, Darüleytamlar onun zamanında Kasım 1914'te şu şekilde açılmıştır: "Seferberliğin ilânı" denen 1. Dünya Savaşına giriş kararı verilince, bazı düşman devletlerin Osmanlı ülkesindeki kuruluşlarını kapatmak gerekmiştir. Bunlar arasında bir çok Darüleytam da vardı ve buralarda birçok Müslüman Osmanlı çocukları barınıyorlardı. O tarihte bu kurumların sayıları 100'ün üzerinde idi, oysa Osmanlı Devleti bir tek Darüleytam bile açmamıştı... işte, kapatılan bu kurumlardaki Osmanlı çocukları açıkta kalmasın diye Maarif Nezareti, bütçeye tahsisat koyarak bu kurumların bir kısmını yaşatmaya çalıştı. Balkan ve I. Dünya Savaşlarının şehit çocuklarının sayısını çok artırması, Rumeli'den anayurda gerçekleşen göçler, hastalıklar vb. nedenlerle bu kurumlara ihtiyaç arttı ve Mart 1917'de Darüleytamlar hakkında bir teşkilât kanunu çıkarıldı. DÖNEMİN BELLİ BAŞLI ŞAHSİYETLERİ SELİM SABİT EFENDİ(1829-1911) İlköğretimde yenileşme hareketlerinde bulunmuştur. (Usul-i Cedid) İlkokul öğretmenleri için rehber pedagoji kıtabı yazmıştır. Öğretmen adayı öğrencilerinin medrese zihniyetinden kurtarmak istemiştir. İlkokul öğretmenlerinin kadın olması gerektiğin savunuyor (J.J. Rousseau gibi) EMRULLAH EFENDİ(1858-1915) Eğitimle ilgili gazeteler yayınlamıştır. İdadileri Sultani yapmıştır Sultanilere ve ilkokulara yeni dersler (felsefe, musiki, köy iktisadı vs.) koydurmuştur. TUBA AĞACI nazariyesini ortaya atmıştır İlkokul öğretmenlerinin maaşını devletin ödemesi gerektiğini savunmuştur. Öğretmenliği meslek olarak görüp gelişmesine yönelik çalışmıştır. Emrullah Efendi ye göre devletin en önemli görevlerinden birisi ilmi himaye etmektir. İlim yukardan başlar. Önce elit bir kadro yetiştirmeli, onlar ilkokul ve ortaokul öğretmenlerini, onlar da çocukları ve gençleri eğitmelidir. Cenneteki tûba ağacının da kökü yukarda olduğu için Tûba Ağacı Nazariyesi olarak anılan bu görüş, İttihat ve Terakki Fırkası nın ideoloğu olan Ziya Gökalp i de etkilemiş ve partinin eğitim politikasının önemli bir ilkesi olmuştur. 4

Emrullah Efendi nin görüşlerine katılmayanların başında Türk eğitim tarihinin bir başka önemli ismi olan devrim Darülmuallim Müdürü Mustafa Satı Bey gelir. SATI BEY ( 1880-1968) Resim, Beden eğitimi ve Musiki derslerine önem vermiştir. Herkesin öğretmenlik yapabileceğin görüşüne karşı çıkmıştır. Tuba Ağacı nazriyesine karşı çıkmıştır. Eğitimin mutlak milli olmayacağını savunmuştur. Arap milliyetçiliğinin hizmetine girmiştir. Okul müzeleri kurmuştur. Mezun ettiği öğretmenleri mezuniyet sonra gözetime almıştır. Hizmet içi eğitimi ilk kez ayrıntılı olarak ele almıştır. MEHMET AKİF (1873-1936) İslam birliğini savunan biridir. Tanzimat sonra açılan okulları tüketici yetiştiriyor diye eleştirir. Toplum olma bilincinin zayıflığına işaret ediyor. Medreseleri İbn-i Sina ve Gazali gibi adamlar yetiştirmiyor diye eleştirir. Cahil Vaizlerden de şikayetçidir. Eğitimde batının ilmi ile Kuran ın hükümler ve mili değerlerin sentezini savunur. ZİYA GÖKALP (1876-1924) Öğrencilerin ve aydınların öğrendiklerinden bir sentez yapamadıklarından ve yaratıcı olamadıklarından şikayetçidir. Bu sebeple Felsefe dersinin programlara girmesinin gerekliliğini savunmuştur. Vatana en zararlı kişilier mektep ve medrese okuyanlar olarak görür. Öğretmenler maaş ve mevki oalrak ne kadar yüksek olursa o ülke ililimde o kadar kıymetli olur. Türkçe ezan ve kadın hakları konusunda Atatürk e ilham vermiştir. Beşikten itibren milli duyguların geliştirlmesini savunmuştur. Tuba Ağacı nazriyesini savunur Blimsel toplantılar yapılmasını önerir. 5

İSMAİL HAKKI BALTACIOĞLU (1886-1978) Üretime yönelik bir eğitim savunmuştur. Köy eğitimi üzerinde durmuştur. Güzel sanatların eğitimde önemi üzerinde durmuştur. Program değiştirmenin adam yetiştirmediğini savunur Halk eğitimine önem vermiştir. Eğitim doğumdan başlamalıdır Çocukla arkadaşlık yapaılarak düşünceleri öğrenilmelidir. Çocuklar yaparak yaşayarak öğrenir. Başlıca eğitim görüşleri ve etkinlikleri: 81 1. Birçok konferans, yazı ve kitabıyla, eğitim sistemimizin yenileşmesi için çaba harcamıştır. O dönemdeki başlıca eserleri: Tâlim ve Terbiyede inkılâp, İzmir Konferansları, Terbiye İlmi, Maarifte Bir Siyaset, Terbiye ve İman, Kalbin Gözü. 2. Ona göre, "cılız, ruhsuz, korkak nesiller yetiştiren, millî olmayan eğitim sistemimiz, geri kalmamızın ve felâketlerimizin tek sorumlusudur". 1914 tarihli bir yazısında der ki: "Bulgarlar, Yunanlılar Rumeli'yi bizim kafamızdan değil, ellerimizden, kollarımızdan ayırdılar. Biz, elsiz, kolsuz, bacaksız, kalbsiz, kansız, cansız millet, biz bayrak sevmeyen, geçmişine, dedelerinin mezarlarına saygı duymayan, camilerin avlularına pisleyen, çeşmelerin yalaklarını süprüntü ile dolduran biz, Elifbadan, Kıraattan, Hesaptan evvel kanda, canda, ruhta inkılâplara muhtaç bir milletiz... Biz, eğer yaşamak istiyorsak, çürüyen ciğerlerimizi, kamburlaşan vücudumuzu, körle-şen zekâmızı, sönen kalbimizi kuvvetle, imanla dolduralım." 3. Üretime, yaratıcılığa dayanan bir eğitim sistemi savunmuştur. Eğitimin a-maçları arasında "üretici adam yetiştirmeyi" gösterdiği için Ziya Gökalp ile aralarında Muallim dergisinde ilginç tartışmalar çıkmıştır (Gökalp, ancak her milletin harsı kendi eğitimi için amaç olabilir görüşündedir). 4. Meşrutiyet dönemi sonlarına doğru, "biz yeni eğitimciler, köyü okul kanalıyla değiştirmeye çalıştık, olmadı; okulu değiştiren köy fikri üzerinde durmalıydık" demiş ve köy eğitimi üzerinde durmuştur. Ona göre, tarıma dayanan bir sıbyan mektebi, tanımsız bir Darülmuallimînden daha yararlıdır. 5. Eğitimde güzel sanatların önemini ilk ileri süren ve savunan eğitimcilerimiz-dendir. Gerçek toplumsal kurtuluşu ressamlar, şairler, tiyatro sanatçıları, müzisyenlerin çabalarında görür: "Sizler bu milleti kurtaracaksınız, sizler bu millete kan, can, hırs, emel vereceksiniz. Sizin vereceklerinizi Darülfünunlar bile veremez... Bu millet kitapsızlıktan değil, duygusuzluktan ölecek!" 6. Herkesin "eğitim" diye bağırdığını, fakat bundan "mektep açma, okutup yazdırmadı anladığını, oysa bunların araç olduğunu, eğitimin asıl amacının iş, çalışma, yükselme, kurtuluş için bir hırs, emel kazandırma olduğunu söyler. Ana babalar, muallimler, "uslu çocuk" yetiştirmeyi amaçlarken, "korkak, durgun, pısırık, esir, boyun eğen" insanlar yetiştirdiklerini bilmezler. Onların yanlış terbiye anlayışları imanları kadar sağlamdır ve bunların değiştirilebilmesi için inkılâplar gereklidir. "Zaman bu inkılâpları hazırlayacaktır." Eğitim reformuna ait temel görüşleri şöyledir (1912): "Mekteplerimizde malûmatlı, terbiyeli, hafızası kuvvetli, parlak ifadeli gençler yetişiyor, fakat adam yetişmiyor, memleketin muhtaç olduğu, faal, girişimci, azimli, cesaretli adaml Memleketimizin bu aczi, tâlim ve terbiyemizin bu müthiş iflâsı karşısında yalnız bir çare buluyoruz: Programları değiştirmek. Program! Program! Fakat memleketin eğitimi program değiştirmenin adam yetiştirmediğini senelerden beri tecrübe etti: Bundan 20-30 sene evvel Fransa mekteplerinden sökülüp getirilen programlar, bu memleketin terbiyesinde esaslı olarak hiçbir şey değiştirmemiştir. Fransa gibi eğitimde pek de birinci sırada bulunmayan ülkelerin değil, ABD gibi her hususta yeni ve gelişmiş bir memleketin en mükemmel mekteplerinin en son programlarını da getirsek yine boştur. Çünkü gerçekte, eğitimin kalbini besleyen daha gizli, daha kuvvetli damarlar vardır. Bu can damarları, genel olarak, derslerin sayısı ve sırasıyla, kitap yapraklarının çokluğu ile, hafızanın kuvveti ile ilgili olmaksızın güçlü etkilerde bulunur. Bu öyle bir şeydir ki, çeşidine göre, bazan en iyi programlar izleyen bir mektepte en basit bir hayat meselesini tahlilden, en ufak bir teşebbüsü yapmaktan âciz 6

adamlar yetiştirir; bazan da en fena programlar izleyen, en az bilgi veren bir mektepte, bir toplumun mutluluğunu sağlayacak sağlam kafalar, demir eller, metin seciyeler, yüksek emeller vücuda getirir. Bu şey, mektebin usûl-i terbiyesi, yani usûl-i inzibati ve usûl-i tedrisidir. Usûl-i inzibattan, öğrencilerin hareketlerine verilen hürriyetin derecesini anlıyorum." 82 8. Baltacıoğlu, halk eğitimiyle de ilgili önemli görüşler ileri sürmüştür 7