Arap Baharı, Türk Dış Politikası ve Dış Algılaması

Benzer belgeler
TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

SURİYE DE ÖZGÜRLÜK UMUDUNDAN, YAŞAMA UMUDUNA YOLCULUK

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Araştırma Notu 15/179

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Araştırma Notu 12/126

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Devrim Öncesinde Yemen

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Yükselen Güç: Türkiye-ABD İlişkileri ve Orta Doğu Tayyar Arı, Bursa: MKM Yayıncılık, 2010, 342 sayfa, 18,00 TL ISBN:

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

Çimento Sektörü ve 2010 Beklentileri

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI MART AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2009 YILI MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

Türkiye İle Yabancı Ülkeler Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik Ve Spor Alanlarında Mevcut İşbirliği Anlaşmaları

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2009 YILI TEMMUZ AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

ABDÜSSELAM: ARAP BAHARI NIN MIRASI: BIR ÇIKIŞ MÜMKÜN MÜ? ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER SÖYLEŞİLERİ. Refik Abdüsselam

ÇİMENTO SEKTÖRÜNE GLOBAL BAKIŞ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

DIŞ POLİTİKA AKADEMİSİ - III

Kadir Has Üniversitesi

Dünden Bugüne Ortadoğu (UI506) Ders Detayları

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

TÜRK İNŞAAT MALZEMELERİ. Tahsin ÖZTİRYAKİ Yönetim Kurulu Başkanı İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

USTAD Tahlil Nisan-2011

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

2014 YILI ŞUBAT AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

ORTADOĞU'DA SİYASET VE TOPLUM KONGRESİ

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

AKP HÜKÜMETİNİN 2014 İTİBARSIZLIK ENDEKSİ

Mısır Devrimi Sözlüğü

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

2017 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

ARAP BAHARI NIN TURİZME YANSIMALARI: ARAP ÜLKELERİ VE TÜRKİYE

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

Kadir Has Üniversitesi

Klinik Araştırmalarda Türkiye nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) Ülkeleri Arasındaki Yeri

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

ÜRETİM (Araç Türüne Göre)

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

ULUSLAR ARASI GELİŞMELER

OİB Ağustos 2017 İhracat Bülteni. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği İhracat Bülteni

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

26-29 EKİM 2015 I. TÜRK-ARAP. HAZIR GİYİM, TEKSTİL, KONFEKSİYON, DERİ, AYAKKABI, ÇANTA ve TEKNOLOJİLERİ FUARI İKİLİ GÖRÜŞME, ALIM HEYETİ ORGANİZASYONU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

Transkript:

Kuzey Afrika ve Ortadoğu daki ayaklanmalarda kazanan Arap halkları olacaksa, kaybeden de liderler olacak denilebilir. Arap Baharı, Türk Dış Politikası ve Dış Algılaması The Arab Spring, Turkish Foreign Policy, and the Foreign Perception Araş. Gör. İlhan SAĞSEN ODTÜ / /Abant İzzet Baysal Üniversitesi U.İ.B. ODTÜ U.İ.B. Doktor Adayı Abstract In recent months, demonstrations and protests have been taking place in Arab World. Some factors have led to these civil movements such as dictatorial regimes, economic decline, unemployment, extreme poverty, human rights violations. These movements drew attention to both regional and international actors. Similarly, these protests and demonstrations taking place in Turkey s area of influence have presented importance in terms of Turkish foreign policy. Within this context, first of all, events identified as Arab Spring will shortly be explained in this article. Secondly, importance of these events in the Middle East and North Africa in terms of Turkish Foreign Policy will be focused on. Finally, external perceptions of Turkey s policy towards the civil movements in Arab World will be evaluated. 57

halif kesim, siyasete ilgisizdir. Giriş Son birkaç aydır Ortadoğu ve Kuzey Afrika halk ayaklanmalarına sahne olmuştur. Bu ayaklanmaların nedenleri genel olarak ekonomik gelişmemişlik, işsizlik, diktatörlük yönetimi, yoksulluk, ve fiyat artışları sayılabilir. Halk hareketlerindeki temel neden diktatörlükler olarak belirtilmekle beraber aslında görülmektedir ki ekonomik sıkıntılar bu hareketlenmeyi su yüzüne çıkartan itici faktör olmuştur. Yaşanan bu halk hareketleri, protestolar ve gösteriler bölge bazında değerlendirildiğinde her olayın kendine özgü dinamikleri olmakla beraber bazı benzerlikler göstermektedir. Bu benzerlikler, tüm hareketlerin iç unsurlardan kaynaklı yerli hareketler olması, hepsinde milliyetçi bir söylemin baskın olması, tümünün lidersiz hareketler olması şeklinde sayılabilir. 1 Birbirlerinden temelde ayrıldıkları nokta ise özellikle Tunus ve Mısır da topyekün halkın her kesiminden ve hatta güvenlik güçlerinden de destek alınarak idareyi değiştirme şeklinde bir hareket varken, diğer ayaklanmalarda ise yönetim yanlıları ve muhalifleri şeklinde iki grubun çatışması şeklinde ve yönetim değişikliğinden daha çok reform yapılması talebi çerçevesinde olaylar cereyan etmiştir. Bu tür olayların yaşanması gerek bölgesel gerekse uluslararası aktörlerin ilgisini bu yöne çekmiştir. Ülkelerden Uluslararası Örgütlere kadar olayların çözülmesi amacıyla çeşitli politikalar ve müdahaleler gerçekleştirilmiştir. Hiç kuşkusuz ki, Türk dış politikası açısından da yakın çevresinde ya da etki alanı içerisinde gelişen olaylar oldukça önem arz etmiştir. Türkiye bölgede ve dünyada etki alanını arttırmaya ve küresel bir güç olmaya çalışan bir ülke olarak olaylara kayıtsız kalmamış ve belli politikalar üretme uğraşısına girmiştir. Son yıllarda, Türk dış politikasındaki değişim bölgede Türkiye yi en yumuşak ve yükselen güç haline getirmiştir. Bu bağlamda, makalede, Arap Baharı olarak nitelendirilen olayları kısaca açıklanacaktır. Ardından da, Türk dış politikası açısından Ortadoğu ve Kuzey Afrika daki halk hareketlerinin Türkiye açısından önemi ve Türkiye nin temel politikası üzerinde durulacaktır. Son bölümde de, Türk dış politikası nın ayaklanmalar konusundaki davranış biçiminin dış dünyada nasıl algılandığı tartışılacaktır. Arap Baharı: Kuzey Afrika dan Ortadoğu ya Değişim Rüzgarı Ortadoğu ve Kuzey Afrika topraklarında gerçekleşen ve 18 Aralık 2010 tarihinden beri devam eden gösteri ve protestolar, protestocuların tamamının kimlikleri Arap olmamasına rağmen, Arap Baharı, zaman zaman Arap Baharı ve Kışı, Arap Uyanışı 2 Arap Ayaklanması 3 olarak tanımlanmaktadır. Bu makale kapsamında gösteriler ve protestoları tanımlamak için literatürde de yaygın olarak kullanılan Arap Baharı deyimi kullanılacaktır. İlk olaylar, polisin kötü muamelesini protesto sırasında Mohamed Bouazizi nin kendisini kurban etmesini takiben 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus ta başlamıştır. Ardından Cezayir, Lübnan, Ürdün, Moritanya, Sudan, Oman, Yemen, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye, Libya, Irak, Bahreyn, Kuveyt de protestolara ve gösterilere sahne olmuş ülkelerdir. Bu ayaklanmalar sonucunda bazı ülkelerde olaylar 58

Türkiye, Ortadoğu daki değişimi yakından izliyor ve karar alma süreçlerinde aktif rol oynuyor. Libya Temas Grubu nun dördüncü toplantısına 15 Temmuz 2011 de Türkiye ev sahipliği yaptı. protestolar düzeyinde kalırken, Suriye, Libya gibi ülkelerde de huzursuzluklar, sivil kargaşa ve hatta sivil savaş devam etmektedir. Bu yaşanan olaylar sonucunda en net sonuçlar Tunus ve Mısır da yaşanmıştır. Mayıs 2011 tarihine gelindiği zaman bu iki ülkede devlet başkanları Zine El Abidine Ben Ali ve Hüsnü Mübarek devrilmiştir. 4 Tunus ve Mısır da kısa sürede net sonuçlar elde edilmesinin ana sebebi, halk hareketlerinin yaşandığı diğer ülkelerde protestocuların dışında bir de hükümet yanlısı grup varken, sözü geçen bu iki ülkede ise olayların tüm halk kesimlerinin desteğiyle topyekün yapılmış olmasıdır. Genel olarak, protesto ve halk ayaklanmalarının yaşandığı ülkelerde liderler, düzeni yeniden sağlayabilmek için yönetimsel değişiklikler ve reformlar taahhüt etmektedir. Arap Baharı olarak tanımlanan halk ayaklanmaları kısaca bu şekilde özetlendikten sonra olayların ana nedenleri üzerinde durmak bölgedeki durumu anlamak için faydalı olacaktır. Bölge halklarını gösterilere, protestolara hatta ayaklanmalara götüren ana nedenler ülkelerdeki diktatörlük ve mutlak monarşi yönetimleri, insan hakları ihlalleri, yönetimlerdeki bozulmalar, ekonomik gerileme, işsizlik, aşırı yoksulluk, gıda fiyatlarındaki artış ve yaşam standartlarındaki ya da gelir artmış olsa bile gelir dağılımındaki eşitsizlik olarak gösterilebilir. 5 Bunların yanında bölge ülkelerinin özellikle gençlerinin eğitim seviyelerinin artması ve bu eğitimli genç nüfusun yönetimden memnuniyetsizliği ve hükümetin halkın reform isteklerine duyarsız kalması da protestoların nedenlerine ek olarak gösterilebilir. 6 Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde gerçekleştirilen bu gösteri, protesto ve ayaklanmalar bir yandan dünyanın ilgisini hem devletler hem de uluslararası örgütler bazında konuya çekerken aynı zamanda da komşu ülkeleri de kaygılandırmıştır. Bu bağlamda, devletler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika da gerçekleşen halk hareketleri konusunda politikalar oluşturmuş, dış politika- 59

larını bu çerçevede şekillendirmişlerdir. Bu aşamada, ele alınacak olan ülke, makalenin de ana konusunu oluşturan Türkiye ve Türk dış politikasıdır. Genel olarak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin yaşadığı olayları değerlendirdiğimiz zaman, Türkiye için birebir önem teşkil eden iki ülke Suriye ve Libya dır. Suriye bir komşu ülke o- larak Türkiye nin ilgi alanı içerisindedir. Libya ise gelişmiş ticaret ilişkileri nedeniyle Türkiye nin dış ilişkilerinde önemli bir ülkedir. Genel olarak bakıldığında ise, yaşanan tüm olaylar bölgesel istikrar açısından Türk dış politikası için önem arz etmektedir. Türkiye nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika daki Halk Hareketlerine Yönelik Politikası Makalenin de temel konusu olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika da gerçekleşen halk hareketlerine Türk dış politikasının duruşunu anlayabilmek için Türkiye nin dış politika dinamikleri ve Türkiye nin bölgeye bakışını irdelemek gerekmektedir. Türk dış politikasının temel karakteri incelendiği zaman, cumhuriyetin kuruluşundan itibaren iki temel özelliği olduğu söylenebilir. Bunlardan bir tanesi statükoculuk ken, diğer özelliği ise batıcılık tır. Statükoculuk söyleminden kasıt sınırları koruma, oluşturulmuş olan dengelerin devamlılığını sağlamaktır. Türk Dış Politikasının diğer temel özelliği olarak Batıcılıktan bahsederken de coğrafi bir tanımlama yerine batının ekonomisi, bilimi ve uygarlığı vurgulanmaktadır. Türkiye, belli oranda iç dinamiklerinin etkisiyle, belli oranda da konjonktürel etki ile son dönemlere kadar genelde Batı yanlısı bir politika izlemiş, Ortadoğu ülkeleri ile özellikle 1960 lı yıllara kadar kayda değer bir ilişki kurmamıştır. 7 Bu dönemden sonra da Türk dış politikasının Ortadoğu ya bakışı iki temel dinamik ile açıklanabilir. Bir tanesi, güvenlik ve savunma, Türkiye nin bölge politikalarını etkileyen bir etken olmuştur. Türkiye nin bölgeye yönelik diğer politikası ise Ortadoğu sorunlarından uzak durma şeklinde tanımlanabilir. Bu dinamikler, özellikle 1998 de Suriye ile imzalanan Adana Protokolü ve 2001 de Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon a yapılan terörist saldırılar sonucu Amerika Birleşik Devletleri nin Ortadoğu politikalarından Türkiye nin kaygı duyması gibi dönüm noktaları ile değişmeye başlamıştır. Suriye ile yaşanan güvenlik krizleri ve sonucunda imzalanan protokol Türkiye yi Ortadoğu politikasını yeniden gözden geçirmeye iterken, bölgede 2001 sonrası yaşanan değişimler ve sorunlar da Türkiye ye bölge sorunlarına uzak durmak yerine sorunlara karşı çözüm önerileri getirmeyi ve barış yanlısı politikalarla riskleri azaltmayı düşündürmüştür. 8 Bu bağlamda, özellikle 2002 sonrasında Komşularla Sıfır Sorun Politikası olarak da adlandırılan ekonomik, kültürel ve işbirliği dinamiklerine dayalı bir ilişki tarzı tercih edilmeye başlanmıştır. Bu dönem Türk dış politikasının temel özelliklerine bakıldığı zaman herkese güvenlik, herkese demokrasi, siyasi diyalog, ekonomik karşılıklı bağımlılık, çok kültürlülük gibi unsurların öne çıktığı görülmektedir. Bu bağlamda da şu anda, Türkiye özellikle Ortadoğu nun en yumuşak (soft) ve yükselen gücü olarak tanımlanabilir. 9 Ekonomik alanda artan ticari ilişki ve ihracat artışı, vizelerin karşılıklı olarak kaldırılması, karşı- 60

lıklı resmi ziyaretlerin artışı, başta Lübnan krizi olmak üzere, İran nükleer krizi, Suriye ile Suudi Arabistan arasında yaşanan sorunlardaki ve Irak taki hükümet krizinde Türkiye nin oynamaya çalıştığı arabulucu rol Türk dış politikasının vizyonunu ortaya koymakta ve takip ettiği politikaya uyumlu adımlar atıldığını göstermektedir. 10 Takip ettiği politikalarla özellikle yakın çevresi ve Ortadoğu da etkisini arttırmak hatta liderlik ve arabuluculuk rolü üstlenmek amacı Türk dış politikası için cumhuriyetin kurulmasından itibaren izlediği söylenen ve yukarıda açıklanan iki politikadan biri olan Batıcılık tan sapma olarak yorumlanmıştır. Eksen kayması olarak tanımlanmış olan bu düşünceyi Türkiye nin Ortadoğu politikası değerlendirildiği zaman aslında bir kaymadan ziyade batıyı bir güç merkezi alarak Türkiye nin etki alanını genişlemesi olarak yorumlamak mümkündür. 11 Türk dış politikasının bu genel çerçevesi ışığında, Ortadoğu ve Kuzey Afrika da gerçekleşen protestolar, gösteriler ve halk ayaklanmaları konusu değerlendirildiği zaman Libya da yaşanan gelişmeler haricinde Türkiye nin Arap Baharı na bakışının takip edilen genel Türk dış politikası unsurları ile çatışmadığı görülmektedir. Türk hükümetinin bölgedeki halk ayaklanmalarına karşı benimsediği tutum, 2002 sonrası gündeme gelen komşularla sıfır sorun politikası nın karşılıklı ekonomik bağımlılık, demokratik ve güvenli bir ortam yaratılması, barış amaçlı politikaların geliştirilmesi, siyasi diyalog temelli ilişkilerin oluşturulması gibi dinamiklerine uygundur ve aynı zamanda da Türkiye nin bölgesel konumu ve çıkarları ile örtüşmektedir. Bu bağlamda da, Türkiye, bölgedeki reform taleplerini ve bölgede demokrasilerin oluşmasını desteklemektedir. Bu nedenledir ki, Suriye deki protesto ve gösteriler konusunda reformların yapılması için Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad a telkinde bulunulmaktadır. Bu durum aynı zaman da Ortadoğu nun bölgesel dengeleri açısından da önemlidir. İsrail-Türkiye ilişkileri açısından bakıldığı zaman da, Suriye nin kaybedilmesi iki tarafında aleyhine bir durumdur. Çünkü, Türkiye- İsrail ilişkileri ve bu iki ülkenin bölgedeki baskın rolleri göz önüne alındığında Suriye de mevcut rejimin değişmesi bugünkü bölge dengelerini de değiştirebileceğinden bu iki tarafın da doğrudan istemediği bir durumdur. Bu anlamda, statükonun korunması Ortadoğu dengeleri için önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Arap Baharı çerçevesinde gerçekleşen halk hareketleri içinde Türk dış politikasının bu olaylara yönelik tutumu konusunda farklı bir yerde değerlendirilmesi gereken ülke Libya dır. Bu konu neredeyse Türk siyasi tarihindeki en önemli dönüşümlerden biri olarak görülmektedir. Belki de Türk dış politikasında bir ilk olarak henüz bir ülkenin yönetimi mücadele ederken muhalefete destek verilmiştir ve hatta bu muhalif hareket tanınmıştır. Türkiye Libya daki halk ayaklanmaları konusunda batı ile birlikte yani Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri ile beraber ortak bir politikanın parçası olarak hareket etmektedir. Ancak, asıl önemli nokta bölgenin yükselen gücü ve yumuşak gücü olarak bu muhalefet hareketine demokratik anlamda onay veriyor ve Kaddafi nin politikalarına destek vermediğini ortaya koyuyor olmasıdır. Muhaliflere verilen desteğin altında yatan gerekçe, Türkiye nin Kaddafi nin artık ülkeyi yönetmekte yeterli olmadığına olan kanaatidir. Türk hükümeti, geçtiğimiz zamanlarda Kaddafi ye ülkenin dönüşümü ve istikrarı adına bazı önerilerde bulunarak daha kısa süre önceye kadar Libya nın dönüşebileceğine dair olan inancını koruduğunu göstermiştir. Ancak, bu önerilerin hiç biri Kaddafi tarafından destek bulmamıştır. Bugün Türkiye nin Libya ya yönelik dış politikasında realist ve pragmatik bir değişim yaşaması bu bağlamda değerlendirilebilir. Libya da şu anda gelinen noktada Kaddafi nin gitmesinin ülkede hem yönetim yanlıları hem de muhalifler açısından istikrarın ve demokratikleşmenin sağlanmasını beraberinde getireceği inancı yaygın bir kanıdır. 12 Özetle, Türk Dış Politikasının Ortadoğu ve Kuzey Afrika halk ayaklanmalarındaki tutumu değerlendirildiğinde, Libya haricinde Türkiye nin takip ettiği dış politika ekseninde hareket ettiğini, Libya da ise pragmatik ve gerçekçi bir çizgi içerisinde batı ile ortak hareket ettiğini görmekteyiz. 61

Türkiye özellikle Suriye deki olaylar sırasında net bir tavır sergiledi. Suriye ordusundan kaçan sığınmacılara kapıları açtı. Türkiye nin Halk Ayaklanmalarına Yönelik Politikasının Dış Yansımaları Türkiye nin genel dış politikası ve Arap Baharı olaylarında takındığı tutumun ülke içindeki algılamasının yanında ülke dışında da yansımaları da olmuştur. 2002 sonrası, Türkiye nin takip ettiği yumuşak güç politikaları ve ekonomik temelli ilişkiler ile bölgenin yükselen güçlerinin en büyüğü şeklinde yorumlanmasına neden olmuştur. Bu algılamayı sağlayan durumun ise Suriye ile kurulan olumlu ilişkilerin Türkiye ye Arap dünyasının kapılarını açtığı değerlendirmelerine imkan verdiği görülmektedir. Türkiye nin bölgede kazandığı hareket alanının özgüvenini arttırdığı, bu durumun da İran, Irak, Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Kafkasya ile ilişkilerine o- lumlu olarak yansıdığı üzerinde durulmaktadır. 13 Türk dış politikasının Arap Baharı olarak tanımlanan halk ayaklanmalarındaki politikalarının en önemli dış yansıması ise Türkiye nin bölgede kilit bir role sahip oldu şeklindeki yorumdur. Sözü edilen bu rolden kastedilen, Türkiye nin demokratik dinamiklerle yönetilen bir Arap bölgesine model olabileceği şeklinde yorumlanmaktadır. Bu model olma özelliği Türkiye nin NATO üyesi ve bölgenin gerek ekonomik açıdan gerek askeri açıdan gerekse demokratik değerler açısından en önemli ülkesi olması özelliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu özellik, Türkiye nin Arap diktatörlere demokrasinin erdemleri hakkında öğüt vermesine ve bölgede siyasi ağırlığını arttırmasına neden olmuştur. 14 Her ne kadar genel olarak, Türkiye nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika daki halk hareketleri konusun- 62

- daki politikalarının Türk dış politikasının Komşularla Sıfır Sorun Politikası olarak adlandırılan doktrinin ana dinamikleriyle uyuştuğu söylense de konu hakkındaki bir diğer dış algı da Türk hükümetinin Arap liderlerle olan dostluğu ile demokratik bir yönetime geçilmesi için çaba gösteren Arap kamuoyu arasında sıkıştığı şeklindedir. Nitekim, Türkiye nin bu konudaki ilk dönem politikası erken bir karar vermemek ve olayları yakından gözlemlemek şeklinde olmuştur. İlerleyen aşamada ise, dostluk ilişkisi içerinde bulunulan Arap liderler ile bu ülkelerin artık liderlerine desteklerini kesmiş olan ve hatta onlara karşı ayaklanan halkları arasında daha net bir politika belirleme gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, Başbakan Tayyip Erdoğan, Libya konusunda bazı önlemler alınmasının ve Libya Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi nin görevi bırakmasının gerektiği gibi mesajlar vermiştir. Aynı şekilde de Suriye konusunda da Suriye yönetimi tarafından yapılmasını gerekli gördüğü reformlar hakkında önemli mesajlar vermeye başlamıştır. Bazı araştırmacılar tarafından bu durum Türk dış politikasında bir değişiklik olduğu şeklinde ve Arap Baharının sonucunda Ortadoğu da gerçekleşecek olanın Türkiye nin kartlarını yeniden gözden geçirmesi gerekeceği bir durum olacağı biçiminde yorumlanmaktadır. Bu gözden geçirmenin de Türkiye nin hem Arap Devletleri, İran ve İsrail le, hem Obama yönetimiyle ve hatta hem de Avrupa Birliğiyle olan ilişkilerini etkileyeceği üzerinde durulmaktadır. Türk dış politikasındaki bu gerçekçi ve pragmatist değişimin şu ana kadar takip edilen herkese demokrasi, herkese güvenlik, siyasi diyalog, karşılıklı ekonomik bağımlılık, sınırların güvenliği gibi prensiplere aykırı bir durum yaratacağı yorumları yapılmaktadır. 15 Sonuç 2010 yılının son aylarında başlayan ve Arap Baharı olarak adlandırılan halk hareketleri konusunda temelde irdelenmesi gereken konu bu ayaklanmalar sonucu ne olacaktır, kazananı kaybedeni kimler olacaktır? soruları çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu ayaklanmaların kazanan ve kaybedenine basit bir şekilde cevap vermek gerekirse, kazanan Arap halkları olacaksa, kaybeden de liderler olacak denilebilir. Çünkü liderler ya devrilecekler ya da belirli bir yönetim değişikliğine ve reform yapma yoluna gitmek zorunda kalacaklardır. Hareketlerin olası bir ikinci sonucu ise eğer bölge ülkelerinde yönetim tarzı değişir ve demokratikleşirse marjinal gruplar, terör örgütlerinin etkileri gibi unsurlar etkinliğini kaybedebilecektir. Bununla beraber, bölge devletlerini ve halklarını belli sıkıntılar da beklemektedir. Bunlardan bir tanesi, halk hareketleri sırasında farklı düşüncelerde ve farklı muhalif anlayışlar içerisinde bulunan gruplar liderlere karşı ortak bir tutum çerçevesinde hareket etmektedirler. Ancak yönetim değişikliklerinin ardından muhalif görüşler arasındaki fikir ayrılıkları su yüzüne çıkması ve birtakım kargaşaların yaşanması gibi durumlar oluşabilecektir. Bir diğeri ise, genç ve dinamik olan genç muhalif kesimin, aynı zamanda da siyasete olan ilgisizliğidir. Bu nedenle, protestolar ardından siyasi mekanizmalar oluşturulmalıdır. Yaşanabilecek bir diğer ve belki de en önemli sorun kurulması büyük beklentilerle 63

talep edilen demokratik sistemin işleyişi sırasında gerçekleşebilecektir. Çünkü demokrasi, yaşanan köklü ekonomik sorunlara ve işsizliğe bir anda çözüm olamayacaktır. Bu da bir hayal kırıklığı yaratabilir. Bu çerçevede, yaşanan olaylar dengeli bir şekilde analiz edilmeli ve sonuçları aşamalı ve zamana bırakılarak değerlendirilmelidir. Makalenin ana konularından birisi olan Türk dış politikası açısından halk hareketleri analiz edildiği zaman, iki bakış açısı ile sıfır sorun politikası üzerinden Türkiye nin değerlendirildiğini görmekteyiz. Türkiye nin özellikle son yıllarda komşu ülkeleri ile sorunlarını gidermek ve bölge üzerinde etkisini arttırmak amaçlarıyla izlediği dış politika Sıfır Sorun Politikası olarak adlandırılmaktadır. Türkiye, bu bakış açısıyla bölgede demokratik yönetimlerin oluşması gerekliliği, güvenliğin sağlanması gerekliliği, barış şartlarının oluşturulması vurgusu gibi kaygılarla halk hareketlerine bakmış ve politikalarını bu doğrultuda düzenlemiştir. Bu durum da genel Türk dış politikası çerçevesine uygundur. Ancak bir başka bakış açısı ise Türkiye yi aynı politik dinamikler ile iyi ilişkiler içerisinde olduğu liderleri yarı yolda bırakma olarak algılanıp muhaliflere destek vermekle eleştirmekte ve dış politikasını değiştirmekle suçlamaktadır. Burada özetle, Türkiye nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika daki olaylara dışarıdan seyirci kalmak istemediği, ancak kendi reel politik çıkarları ile genel bölgesel duruşunu dengeleme çabası içerisinde olduğu sonucu çıkartılabilir. Özetle Türkiye, bir yandan bölgenin yükselen ve yumuşak gücü olarak takip ettiği genel dış politikanın ekseninin dışına çıkmadan komşularıyla sorunsuz ve güvene dayalı bir ilişki kurmaya devam etmek isterken, diğer yandan da Türkiye nin çıkarları doğrultusunda gerçekçi ve pragmatist de davranabileceğini göstermektedir. O DİPNOTLAR 1 Lara Friedman, Arap Baharı Ortadoğu ya nasıl bir hava getirir?, the Hollings Center for International Dialogue, 15 Nisan 2011. 2 G. Murphy Donovan, Arab Awakening?, http://www.americanthinker.com/2011/05/arab_awakening.html, 01 Mayıs 2011. 3 ---, Democracy s Hard Spring, 10 Mart 2011, http://www.economist.com/node/18332630 4 Sudarsan, Raghavan, Inspired by Tunisia and Egypt, Yemenis join in anti-government protests, http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2011/01/27/ar2011012702081.html. 5 Andrey V. Korotayev, Julia V. Zinkina, Egyptian Revolution: A Demographic Structural Analysis, Entelequia, Revista Interdisciplinar, No:13, 2011, s. 140-145. 6 Ammar Maleki, Uprising in the region, and Ignored Indicators, http://www.payvand.com/news/11/feb/1080. html, 09.02.2011. 7 Mehmet Şahin, Türkiye nin Ortadoğu Politikası: Süreklilik ve Değişim Akademik Ortadoğu, Cilt 4, Sayı 2, 2010, s. 10-12. 8 Mehmet Şahin, Türkiye nin Ortadoğu Politikası: Süreklilik ve Değişim Akademik Ortadoğu, Cilt 4, Sayı 2, 2010, s. 10-12. 9 Prof.Dr.Hüseyin Bağcı ile Mülakat, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı, 06.07.2011. 10 Veysel Ayhan, Türkiye Ortadoğulaşıyor mu?, ORSAM Dış Politika Analizi, 03.Mart.2011. 11 Prof.Dr.Hüseyin Bağcı ile Mülakat., ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı, 06.07.2011. 12 Prof. Dr.Hüseyin Bağcı ile Mülakat., ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı, 06.07.2011. 13 ---, Turkey s Global Strategy, LSE, 8 Haziran 2011, http://www.byegm.gov.tr/dis-basinda-turkiye.aspx?d=08.06. 2011&ygid=33&pg=1&ahid=22376&ygid=&act=1#1. 14 Marwan Al Kabalan, Türkiye Kilit öneme sahip bir bölgesel rol elde etti, Gulf News, 17 Haziran 2011, http://www. byegm.gov.tr/dis-basinda-turkiye.aspx?d=20.06.2011&ygid=33&pg=2&ahid=23305&ygid=&act=1#1. 15 Raghida Dergham, The Arab Spring reshuffles Turkey s cards, Huffpost World, 15.05.2011, http://www.huffingtonpost.com/raghida-dergham/turkey-erdogan_b_862131.html. 64