MAĞFİRET VE VASİYET RİSALESİ ISKÂT-I SALÂT RİSALESİ

Benzer belgeler
İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

Yarışıyorlarkoşuyorlar

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî nin Vird-i Settâr ı *

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

تلقني أصول العقيدة العامة

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

Îman, Küfür ve Tekfir 2

Adak Hakkında Bilinmesi Gerekenler

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

Bazı Âyetlerin Anlamları ile İlgili Mülahazalar

KALEM SURESİ. Nuzul Ortamı: Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MEKKE. Nüzul Sırası 7 NÜZUL YERİ KALEM SURESİ. Nuzul Sıra 7.

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

(Tanımı ve Dayanağı)

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

YEMEN AHALİSİNE MEKTUP YEMEN AHALİSİNE MEKTUP. Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

Kur an-ı Kerim de Geçen Ticaret, Alım-Satım, Satın Alma Ayetleri ve Mealleri

YERYÜZÜNDE ALLAH A EN SEVİMLİ YERLER: CAMİLERİMİZ

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu

İşte bu peygamberler. (ki) biz bazısını bazısına üstün kıldık. Onlardan bazısı Allah ile konuştu. Ve bazısını derecelerle yükseltti

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

113. SOHBET Peygamberlerin Ortak Özellikleri

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

و ال ت ق ول وا ل م ن ي ق ت ل ف ي س بيل الل ه أ م و ات ب ل أ ح ي اء و ل ك ن ال ت ش ع ر ون

İSİMLER VE EL TAKISI

Peygamberlerin Kur an da Geçen Duaları

Rahmet Ve Mağfiret Ayı Ramazan Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :01:00

IGMG Ev Sohbeti. IGMG Ev sohbeti 1

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

Namazlardan sonra yapılan duâ ve zikirleri, sünneti edâ ettikten sonraya ertelemenin hükmü

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

yoksa ziyana uğrayanlardan olursun." 7

Namaz Duaları ve Kısa Sureler 2

İSLAM HUKUKUNDA CEZA CEZALAR

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

93. SOHBET Kur an ın ve Sünnetin Işığında Zengin ve Fakirin İmtihanı

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

DUHÂ SÛRESİ. Duhâ Sûresi Tefsîri 3

Sevgili sanatseverler,

IGMG EV SOHBETLERİ DERSLERİ

İşaret zamiri. İşaret isimleri. Bu ikisi. Bunlar. Şu ikisi. Şunlar. Onlar. Yakın mesafe için*bu* uzak mesafe için *şu-o* Çoğul İkil Tekil.

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

Transkript:

MAĞFİRET VE VASİYET RİSALESİ EL-HÂC MEHMED EMİN EL-OFÎ ( RAHİMEHULLAH ) ISKÂT-I SALÂT RİSALESİ KAFALIZÂDE MUHAMMED SAİD EFENDİ ( RAHİMEHULLAH ) TERCÜME EDEN ve SADELEŞTİREN ÖMER IŞIKTEKİN MEMDUHAT İLİM DERNEĞİ İSTANBUL 1437

Baskı Cilt Sistem Matbaacılık Yılanlı Ayazma Yolu No:8 Davutpaşa / İstanbul Tel: 0 (212) 482 11 01 MAĞFİRET VE VASİYET RİSALESİ MEMDUHAT İLİM DERNEĞİ 1. BASKI İSTANBUL 2016 E-Mail: destek@memduhatilimdernegi.com Web: www.memduhatilimdernegi.com Tel: 0 (542) 498 29 75-0 (537) 577 76 98

MUKADDİME Bizi yoktan var eden, varlığından haberdar eden Cenab-ı Hakk a sonsuz hamd-u senâlar, doğumundan ölümüne kadar ümmetî ümmetî diyen Habib-i Muhteremi ne sayısız Salât u Selamlar olsun. Yıllardır, yaptığımız fıkıh derslerinde bize sorulan soruları, kitaplara müracaat ederek bildiğimiz kadarıyla cevaplandırıyor, insanlara faydalı olmayı umuyorduk. Sorulan bu sorular arasında bir iki mevzuu vardı ki; bazı kimselerin ismini dahi duymadığı, terkedilmiş, hatta bazı hocaların inkâr ettiği Iskât-ı Salât ve Vasiyet mevzusuydu. Her seferinde açıklıyor, yapılmasına vesile olmaya çalışıyorduk. Lakin bir zaman sonra bazı sâlih zatlar bu manada bir risale toplamamızı bizim gibi acizden rica ettiler. Biz de bu konularda araştırma yaparken, Konya Müftüsü Merhum Muhammed Said Efendi (Rahmetullahi Aleyh) Hazretleri nin Iskât-ı Salât isimli eserine ve Oflu Mehmed Emin Efendi nin (Rahmetullahi Aleyh) Mağfiret ve Vasiyet Risalesi isimli eserine vâkıf olduk. Bu vesileyle, Osmanlı nın son devresinde yetişen iki kıymetli zâtın kaleme aldığı bu iki eseri tercüme etmeye karar verdik. Bu Risale-i Şerife leri, mümkün mertebe aslını bozmadan sadeleştirerek, parantez içinde eklemeler yaparak tercüme ettik. Bu iki eser, asıl itibariyle ecdadımızın dili olan Osmanlıca yazılmış olduğundan, sayfanın bir tarafına Osmanlıcayı da eklersek insanların Osmanlıcaya aşkı artar diye düşünüp ekledik.

Risalelerin yazılış zamanındaki para değerleri günümüzde olmadığı için günümüzdeki karşılıklarını parantez içinde yazdık. Iskât-ı Salât Risalesi nin başına keffaretler bölümünü koymanın, eseri daha anlaşılır ve daha faydalı kılacağını düşündük. Merhum Müellif, risalesinin sonuna nikâh duasını koymuş idi. Biz de aynı şekilde ekledik. Kullanım kolaylığı bakımından, birinci kitabın fihristini kitabın başına, ikinci kitabın fihristini ise kitabın sonuna ekledik. Her ne olursa olsun, yoğun bir şekilde dikkat etmemize rağmen kusurumuz çoktur. Bu hatalar bize ait, merhum müelliflere ait değildir. Haddimiz olmadan kalkıştığımız bu işte hatalarımız için Cenab-ı Hakk tan af ve mağfiret diliyoruz. İnşaallah Rabbimiz bu eser ile insanlara çok faydalar hâlk eder. Bu çalışmamızdan en ufak bir sevab elde ettiysek, bu sevabı iman ile yaşayıp iman ile göçmüş ve iman ile göçecek tüm Ümmet-i Muhammed e bağışladık. Allah u Teâlâ kabul eylesin. Âmin Çalışmak ve gayret kuldan, başarı Cenabı Hak tandır. Selam ve Dua İle Kerim Rabbi sinin Rahmetine Muhtâc Hakir ve Fakir Ömer IŞIKTEKİN 2016

MAĞFİRET VE VASİYET RİSALESİ MÜELLİF EL-HÂC MEHMED EMİN EL-OFÎ ( RAHİMEHULLAH ) TERCÜME EDEN ve SADELEŞTİREN ÖMER IŞIKTEKİN MEMDUHAT İLİM DERNEĞİ 1437

FİHRİST El-Hâc Mehmed Emin Efendi nin ( Rahimehullah ) Hayatı... 1 El-Hâc Mehmed Emin Efendi nin ( Rahimehullah ) Eserleri... 3 Risalenin Başlangıcı... 6 Nikâhın Nasıl Yenilenmesi Gerektiği. 10 Risalede Beyan Olunan Fasıllar... 12 BİRİNCİ FASIL... 14 Yalnız Tevbe ile Mağfiret Olunmayan Günahların Beyanı... 14 İKİNCİ FASIL (AMELLERİN KAZASI)... 16 Kazası Vacip veya Farz Olan Amellerin Beyanı... 16 Kaza Namazlarının Beyanı... 16 Kaza Namazlarında Niyetin Beyanı... 18 Kaza Namazı Kılmanın Nevilerinin Beyanı... 18-20 Kaza Namazı Kılmanın Vakitlerinin Beyanı... 20 Mukim veya Seferi Olan Kişinin Kaza Namazı... 20-22 Oruç, Zekat ve Haccın Kazasının Beyanı... 24 ÜÇÜNCÜ FASIL (MAHLUKATIN HAKLARI)... 24 Mahlûkatın Haklarının Nevileri Beyanı... 24 Malî Anlamda Kul Hakkının Beyanı... 28

Bedenî Anlamda Kul Hakkının Beyanı... 30 DÖRDÜNCÜ FASIL (VASİYET)...... 32 Vasiyetin Hükmünün Beyanı... 32 Vasiyetin Nasıl Yapılması Gerektiğinin Beyanı... 34 Kişinin Iskâtının Nasıl Yapılması Gerektiğinin Tenbihi... 40 BEŞİNCİ FASIL (VASİYETİN KISIMLARI)... 44 Vacip Olan Vasiyetin Beyanı... 44 Vacip Olan Vasiyetin Nevilerinin Beyanı... 44 Sünnet veya Müstehab Olan Vasiyetlerin Beyanı... 46 ALTINCI FASIL (VASİYET SURETLERİ)... 50 Vasiyet Suretlerinin Nevilerinin Beyanı... 50 Vasiyet Suretinde Yapılan Hataların Beyanı... 52 YEDİNCİ FASIL (BİD AT VASİYETLER)... 56 Yedisine, Kırkına, Senesine Vasiyet Etmek 56 Kuran Okutmaya, Yemek Dağıtmaya Vasiyet Etmek 56 SEKİZİNCİ FASIL (DEVİR YAPMANIN SURETLERİ)... 58 Devrin Niçin ve Nasıl Yapıldığının Beyanı... 58

DOKUZUNCU FASIL... 66 Önceki Fasıllarda Zikrolunan Üslub Üzere Amel Etmenin Faidesinin Beyanı... 66 ONUNCU FASIL (DUANIN KABUL ŞARTLARI)... 68 Duanın Kabul Olmasının 16 Şartının Beyanı... 68

EL-HÂC MEHMED EMİN EFENDİ NİN ( RAHİMEHULLAH ) HAYATI (H. 1231-1319 / M. 1815-1901)

EL-HÂC MEHMED EMİN EFENDİ NİN ( RAHİMEHULLAH ) HAYATI (H. 1231-1319 / M. 1815-1901) Osmanlı Devleti nin son devresinde yaşamış büyük din âlimlerinden biridir. 1815 yılında Of ta doğmuş, 1838 yılında İstanbul a gelmiştir. Kendi ifadesine göre, kırkların yedincisi Saçlı el-hâc Mehmet Efendi den ders almıştır. (1854) Ölümüne kadar İstanbul Fatih Camii nde vaizlik ve hocalık yapmıştır. 1901 yılında İstanbul da vefat etmiştir. Mezarı, yine Fatih Camii nde, Fatih Sultan Mehmet Hazretleri nin tam karşısındadır. Mezar taşı künyesinde adı Mehmed Emin bin Hasan bin Hüseyin el-of î olarak yazılıdır. Buna göre babasının adı Hasan, dedesinin adı da Hüseyin dir. Hüseyin Vassaf ın Sefine-i Evliya sında naklettiği üzere; Mehmet Emin Efendi, beyaz cübbe giyen, celalli bir kimse idi. Kendisi ömür boyu geçimini süt ve yoğurt satarak geçirdiği için, ona sütçü veya yoğurtçu Emin Efendi derlerdi. Daha önce basmacılık edermiş. Tahsil-i Arabî görmüş, cerbezeli (güzel konuşan) bir pir-i fani idi. Ecnebileri Müslüman yapmakla meşhur idi. Nakşibendiliğin İstanbul da çok hususi bir tezahürü olan ve Fatih Sofuları adı verilen cemaatin müessisi (kurucusu) idi. Bu cemaatin mensupları, fes yerine ince dikişli takke giyerler, beyaz ve gayrimuntazam sarık sararlar; sakallarını uzatır, bıyıklarını kısa keserler; cübbeleri beyaz ve gayet geniştir. Şalvar giyerler, kırmızı veya siyah yemeni ve siyah mest kullanırlardı. 1

Kendilerinden bigâne (yabancı) olanlarla alışveriş etmezlerdi. Yolda İslami kisvesi olmayanları, hele fesli, kravatlı, kolalı gömlekli şahısları gördükleri zaman başlarını aksi istikamete çevirip bakmazlardı. Olanca kuvvetleriyle tâdil-i erkâna riayet ederek namaz kılmaya son derece düşkün olurlardı. Kendi cemaatleri haricinden kız almazlar, hizmet-i devlete girmezlerdi. İmam-ı Rabbanî ye nisbettardırlar (bağlılardı), İmam-ı Birgivî nin Tarikat-ı Muhammediye si onların mürşidiydi. Karşı oldukları en önemli şeylerden biri de tütün içmekti. 1901 yılında vefat etti. Kabri Fatih tedir. Mezar kitabesinde: Fatih Camii Şerifinde Cuma Günleri Vaiz, Meclis-i İrşadiye ve Necatü l-mü minîn Vesair Risâlelerin Müellifi, Meşhur Ulema-yı Kiram dan, Faziletli, Oflu el-hâc Mehmet Emin Efendi nin Kabridir. El-Fatiha 1319 yazılıdır. O devirde tütüne karşı yazılmış en önemli ve olaylı reddiye, yine Merhum Emin Efendi nin kaleminden çıkmıştır. Yazdığı Duhan (Tütün) Risalesi meşhurdur. Yapılan tahkikatlarda evinde Duhan Risalesi nden nüshalar bulununca, bunlara zabtiye nezaretince el konmuş ve kendisine iki sene sürgün cezası verilmiştir. Yine 19. yüzyılın ıslahat hareketleri ve garptan (batıdan) kültür unsurları iktibası (alıntısı) karşısındaki tavrını ifade ettiği, teknik karşıtı Risale-i İrşadiye, Fi Beyani l-fabur ve l-faburka ve t- Tiligraf isimli eseri de İngilizceye çevrilmiştir. 2

Kendisine ait olduğu tespit edilebilen eserler şunlardır: 1- İman Risalesi 2- Necatu-l Mü minin Risalesi 3- Şifa u-l Mü minin Risalesi 4- Vezaif-i İnsan Risalesi 5- Nesaih-i İhvan Risalesi 6- Elfaz-ı Küfür ve Hıfz-ı İman Risalesi 7- Mağfiret ve Vasiyet Risalesi 8- Hıfziye Risalesi 9- İddet Risalesi 10- Muaddilu-s Salat Risalesi 11- Cihat Risalesi 12- Duhan (Tütün) Risalesi 13- Ahiret Hediyesi Risalesi 14- Sıddıklar Risalesi 15- Risale-i İrşadiye Fi Beyani l-fabur ve l-faburka ve t-tiligraf Yukarıdaki eserler Osmanlıca olmakla beraber, bunlardan başkaca üç tane de Arapça eser vermiştir. Bunlar: 1-Meclis-i İrşadiye 2- Ta likat-ı Nefise ve Cevheriye 3- Tefsir-i Sure-i Fetih dir. (Bu biyografinin hazırlanmasında, Hüseyin Vassaf ın Sefine-i Evliya sından yararlanılmıştır.) 3

MAĞFİRET VE VASİYET RİSALESİ

ر س ال ه و ص ي ت و م غف ر ت يم. ب س م ا لله الر ح همن الر ح ا ل ح م د لل ه ر ب ال ع ال م ين. و الص ل ة و الس ل م ع هلى س ي د ن ا م ح م د و هال ه و ص ح ب ه ا ج م ع ين. و ب ع د : م ع ل وم ا ول ك ه ا لله ت ع ا هلي ي ه ص د ق ل ه ت و ب ه ا يد ن ل ر ك ت و ب ه س ن ي ف ض ل ك ر م يل ه ق ب ول ا يد ر. ن ت ك يم ق و ل ش ر يف ن د ه: و ا لله ي ق ب ل الت و ب ة ع ن ع ب اد ه و ي ع ف و ع ن الس ي ئ ات ب ي ور د ي. ي ع ن ي ا لله ت ع ا هلي ق ول ل ر ن د ن ت و ب ه ل ر ين ي ق ب ول ا يد ر و ك ن ا ه ل ر يج ون ا يد ه ج ك ع ذ اب ل ر د ن ك ج ر د يم ك د ر. و د خ ي ب يغ م ب ر يم ز ص ه لي ا لله ت ع ا هلي ع ل ي ه و س ل م : ا لت ائ ب م ن الذ ن ب ك م ن ل ذ ن ب ل ه ب ي ور د ي. ي ع ن ي ا لله ت ع ا هلي ح ض ر ت ل ر ين ك 5

MAĞFİRET VE VASİYET RİSALESİ ب س م ا لله الر ح هم ن الر ح يم. ا ل ح م د لل ه ر ب ال ع ال مين. و الص ل ة و الس ل م ع هلى س ي د ن ا م ح م د و هال ه و ص ح ب ه ا ج م ع ين و ب ع د : Malum ola ki, Allah-u Teâlâ, sıdk ile tevbe edenlerin tevbesini fazl-ı keremiyle kabul eder. Nitekim kavl-i şerifinde: ال ذ ي و ه و 1 ي ق ب ل الت و ب ة ع ن ع ب اد ه و ي ع ف و ع ن الس ي ئ ا ت Kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden ve sizin yaptıklarınızı bilen O dur. buyurdu. Yani, Allah-u Teâlâ kullarının tevbelerini kabul eder ve günahları için onlara edeceği azaplardan vazgeçer demektir. Ve dahi Peygamberimiz (Sallallahu Teâlâ Aleyhi ve Sellem): م ن ا لت ائ ب الذ ن ب ل ه ذ ن ب ل ك م ن Günahından (tam olarak dönüp) tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir 2 buyurdu. Yani, Allah-u Teâlâ Hazretleri nin 1 و ا لله ي ق ب ل الت و ب ة ع ن ع ب اد ه و ي ع ف و ع ن الس ي ئ ات Şura Suresi: ;25 Kitabın aslında şeklinde yazılmış olup, tarafımızca düzeltilmiştir. 2 İbni Mace, Sünen: 2/1419; Taberani, Mu cemu-l Kebir: 10/150; Beyhaki, Sünen-ul Kubra: 10/259; Beğavi, Şerhu-s Sünne: 5/92. 6

ق ور ق وس ن د ن ت و ب ه ا يد ن ا ن س ان ك وي ا ك ه ك ن اه ي ا ول م ي ان ا ن س ان ك ب يد ر. ا م ر ب وي ل ه ا ول د يس ه ص د ق ل ه ج م يع ك ن اه ل ر د ن ه ر ا خ ش ام و ص ب اح ت و ب ه ا س ت غ ف ار ي ج وق ا يد وب ت ج د يد ا يم ان ا يد ه ل ر. دي ه ل ر : ا س ت غ ف ر ا لله ال ع ظ يم ال ذ ي ل ا هله ا ل ه و ال ح ي ال ق ي وم و ا ت وب ا ل ي ه و ا س أ ل ه الت و ب ة و ال م غ ف ر ة و ال ه د اي ة ل ن ا ا ن ه ه و الت و اب الر ح يم. ي ا ر ب ي ا ر ب ا ك ر ب ن م ز م ان ب ل وغ م د ن ب و آن ه د ك ين ر ض اء ش ر يف ين ه و ا ح ك ام ا هله ي ه ن ه م خ ال ف و م ب اي ن ه ر ن ه ح ال ل ر د ه و ا يش ل ر د ه و ع م ل ل ر د ه و ك ل م ل ر د ه ب ول ن د م ا يس ه ي ا ر ب هان ج ق س ن ك ق ور ق وك ا يج ون ب ال ج م ل ه س ن د ن ت و ب ه و ر ج وع ا يت د م. و ا يت د ك ل ر يم ه ب شم ان ا ول د م. و ش م د يك ي ح ال د ه ج م ل ه س ن ي ت ر ك ا يت د م. ا ول ن ج ي ه د ك ب ر د خ ي ا ش ل م ه م س ن ه ق ص د ا يت د م. ح ق ي ق ب ول ا يت د م. م س ل م ان م ا ل ح م د لل ه. آم ن ت ب ا لله و ب م ا ج اء م ن ع ن د ا لله و ع هلي م ر اد ا لله آم ن ت ب ر س ول ا لله و ب م ا ج اء م ن ع ن د ر س ول ا لله و ع هلي م ر اد ر س ول ا لله آم ن ت ب ا لله و م ل ئ ك ت ه و ك ت ب ه و ر س ل ه و ال ي و م ا ل خ ر و ب ال ق د ر خ ي ر ه و ش ر ه م ن ا لله ت ع ا هلي و ال ب ع ث ب ع د ال م و ت ا ش ه د ا ن ل ا هله ا ل ا لله و ا ش ه د ا ن م ح م د ا ع ب د ه و ر س ول ه. 7

korkusundan tevbe eden insan, sanki günahı olmayan insan gibidir. Öyleyse, sıdk ile bütün günahlardan her akşam ve sabah tevbe istiğfarı çok edip, imanlarını yenilesinler. Desinler ki: ا س ت غ ف ر ا لله ال ع ظ يم ال ذ ي ل ا هله ا ل ه و ال ح ي ال ق ي وم و ا ت وب ا ل ي ه و ا س أ ل ه الت و ب ة و ال م غ ف ر ة و ال ه د اي ة ل ن ا ا ن ه ه و الت و اب الر ح ي م Ya Rabbi, Ya Rabbi! Eğer benim buluğ çağımdan bu ana dek, rıza-i şerifine ve ilahi ahkâmına muhalif her ne hallerde ve işlerde ve amellerde ve kelamlarda bulundumsa, Ya Rabbi ancak senin korkun için cümlesinden tevbe ve rücu ettim. Ve yaptıklarıma pişman oldum. Şu andan itibaren cümlesini terk ettim. Ölünceye kadar bir daha işlememeye kast ettim. Hakkı kabul ettim. Müslümanım Elhamdülillah. Sonra da: آم ن ت ب ا لله و ب م ا ج اء م ن ع ن د ا لله و ع هلي م ر اد ا لله آم ن ت ب ر س ول ا لله و ب م ا ج اء م ن ع ن د ر س ول ا لله و ع هلي م ر اد ر س ول ا لله آم ن ت ب ا لله و م ل ئ ك ت ه و ك ت ب ه و ر س ل ه و ال ي و م ا ل خ ر و ب ال ق د ر خ ي ر ه و ش ر ه م ن ا لله ت ع ا هلي و ال ب ع ث ب ع د ال م و ت ا ش ه د ا ن ل ا هله ا ل ا لله و ا ش ه د ا ن م ح م د ا ع ب د ه و ر س ول ه 8

و د خ ي ن ك اح ل ر ي ه ر ك يج ه ت ج د يد ا يد ه ل ر. و د ي ه ل ر : ت ح ت ن ك اح م د ه ب ول ن ان خ ات ون م ك ط ر ف ن د ن و ك ال ة ك ن د ي ن ف س م ه ا ص ال ة ا س ك ي م ن و ا ل ا وز ر ه هال د م. آن ي ك ن د ي ن ف س م ه و ير د م. ب ن د خ ي ق ب ول ا يت د م. ز و ج ت ز و ج ت ي ا ي اي. ز و ج ت ز و ج ت ي ا ي اي. ز و ج ت ز و ج ت ي ا ي اي. ب وي ل ه ن ك اح ل ر ي ي ك ل ي ه ل ر. هلك ن ب ر ك ر ه ا ر ك ك خ ات ون ن د ن ن ك اح ي ت ج د ي د و ك ال ت ي آل م ق ش ر ط د ر. م ث ل خ ات ون ن ه د يم ل ي: ي ا خ ات ون! ن ك اح ل ر ي ي ك يل ه م ق ث و اب د ر. ن ك اح ل ر ي ت ج د يد ا يج ون ب ن ي و ك يل ا ي ل ه. ب و د خ ي: ن ك اح م ز ي ي ك يل ه م ق ا يج ون ط ر ف م د ن و ك يل ا ول د يم ك ل ز م د ر. ب ر ك ر ه ب وي ل ه و ك يل ا يد ر س ه ك ف اي ت ا يد ر. 9

Allah a ve Allah (Celle Celaluhu) katından gelen şeylere Allah-u Teâlâ nın muradı üzerine inandım. Rasulullah a ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den gelen şeylere Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in muradı üzerine inandım. Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah-u Teâlâ dan olduğuna ve ölümden sonra dirilmeye inandım. Ben şehadet ederim ki, Allah tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki Muhammed (Aleyhisselam) onun kulu ve elçisidir. Ve dahi nikâhları her gece yenilesinler. Ve desinler ki: Nikâhım altında bulunan hatunumun tarafından, vekâleten kendi nefsime, asaleten eski minval üzere aldım. Onu kendi nefsime verdim. Ben dahi kabul ettim. Zevvectu zevcetî iyyaye, Zevvectu zevcetî iyyaye, Zevvectu zevcetî iyyaye. Böylece nikâhları yenilesinler. Lakin bir kerelik erkek, hatunundan nikâhı yenilemek için vekâlet almak mecburiyetindedir. Mesela hatununa: Ya hatun! Nikâhları yenilemek sevaptır. Nikâhları yenilemek için beni vekil eyle demesi, onun da: Nikâhımızı yenilemek için tarafımdan vekil ol demesi lazımdır. Bir kere böyle vekil ederse kifayet eder. 10

و د خ ي م ع ل وم ا ول ك ه ك ن اه ل ر ا يك ي ق س م د ر. ب ر ق س م ي ب وي ل ه ص د ق ل ه ت و ب ه ا يد ن ج ه م غ ف ر ت ا ول ور ا ن ش اء ا لله. ا يك ن ج ي ق س م ي ي ال ك ز ت و ب ه ا يل ه م غ ف ر ت ا ول م ز. هاخ ر ت د ه ع ذ اب ه م س ت ح ق ا ول ور. ا م ر ب وي ل ه ا ول د يس ه ي ال ك ز ت و ب ه ا يل ه م غ ف ر ت ا ول م ي ه ج ق ك ن اه ل ر ك م غ ف ر ت ي ن ه ط ر يق ا يل ه ا ول ه ج غ ين ي ب ي ان ا يت م ك ل ز م ا ول د ي. و ب ون ك ا يج ون ب و ر س ال ه ت ر ت يب ا ول ن د ي. ت ا ك ه ه ر ا ن س ان ت و ب ه ي ي ت م ام يل ه ف ه م و ا ك ل ي وب ك ن اه ل ر ين ك م غ ف ر ت ي ج ار ه س ن ه غ ي ر ت ا يت س ون. ا م د ي ب و ر س ال ه د ه ا ون ف ص ل ب ي ان ا ول ور. ب ر ن ج ي ف ص ل د ه ي ال ك ز ت و ب ه ا يل ه م غ ف ر ت ا ول م ي ج ق ك ن اه ل ر ي ب ي ان ا يك ن ج ي ف ص ل د ه ق ض اي ه ق ال م ش ع م ل ل ر ك ق ض ا ا يت م س ي ط ر يق ن ي ب ي ان ا وج ن ج ي ف ص ل د ه م خ ل وق ل ر ك ح ق ل ر ين ي و ب و ح ق ل ر هاخ ر ت ه ت أ خ ير ا ول د ق د ه ب ون ل ر ك ب ر م ق د ار ض ر ر ين ي ب ي ان د ر د ن ج ي ف ص ل د ه ف ر ض و و اج ب ا و ه لن ع م ل ل ر ك ق ض ال ر ين ي ا يت م ك ف ر ض و و اج ب ا ول د يغ ن ي و ق ض ا ا يد ه م ز س ه ب ون ل ر ا يج ون و ص ي ت ا يت م ك و اج ب ا ول د يغ ن ي و ط ر يق ن ي ب ي ان ب ش ن ج ي ف ص ل د ه و ص ي ت ل ر ك ق س م ل ر ين ي ب ي ان ا ل ت ن ج ي ف ص ل د ه و ص ي ت ل ر ك ص ور ت ل ر ين ي ب ي ان ي د ن ج ي ف ص ل د ه و ص ي ت ل ر ك س ك ز ن ج ي ف ص ل د ه د و ر ا يت م ك ا وج ن ج ي ق س م ي ك ه ب د ع ت د ر هان ي ب ي ان ص ور ت ن ي ب ي ان ط ق وز ن ج ي ف ص ل د ه ب و ر س ال ه ا يل ه ع م ل ا يت م ن ك ف ائ د ه ل ر ين ي ب ي ان ا ون ن ج ي ف ص ل د ه د ع ال ر ك ق ب ول ن ك ش ر ط ل ر ين ي ب ي ان. 11

Ve dahi malum ola ki, günahlar iki kısımdır. Bir kısmı böyle sıdk ile tevbe edince mağfiret olur inşaallah. İkinci kısmı ise yalnız tevbe ile mağfiret olmaz, ahirette azaba müstehak olur. Öyleyse, yalnız tevbe ile affolmayacak günahların nasıl mağfiret olacağını beyan etmek lazım oldu. Bunun için de bu risale tertîb olundu. Ta ki, her insan tevbeyi tamamıyla anlasın, günahlarının mağfiretinin çaresine gayret etsin. Şimdi, bu risalede on fasıl beyan olunur: - Birinci fasılda, yalnız tevbe ile affolmayacak günahların beyanı, - İkinci fasılda, kazaya kalmış amellerin kaza etme şeklinin beyanı, - Üçüncü fasılda, mahlûkların haklarını ve bu haklar ahirete tehir olduğunda, bunların bir miktar zararının beyanı, - Dördüncü fasılda, farz ve vacip olan amellerin kazalarını yapmanın farz ve vacip olduğunu, kaza edemezse bunlar için vasiyet etmenin vacip olduğunu ve bu vasiyetin şeklinin beyanı, - Beşinci fasılda, vasiyetlerin kısımlarının beyanı, - Altıncı fasılda, vasiyetlerin suretlerinin beyanı, - Yedinci fasılda, vasiyetlerin üçüncü kısmı - ki bidattir - onun beyanı, - Sekizinci fasılda, devir yapmanın suretinin beyanı, - Dokuzuncu fasılda, bu risale ile amel etmenin faidelerinin beyanı, - Onuncu fasılda, duaların kabulünün şartlarının beyanı. 12

ا و ل ك ي ف ص ل د ه م غ ف ر ت ا ول م ي ان ك ن اه ل ر ي ب ي ان ا يد ر. و د خ ي م ع ل وم ا ول ك ه ب و ك ن اه ل ر ا يك ي د ر ل ود ر. ب ر ي ا لله ت ع ا هلين ك ح ق يد ر. و ب ر ي ق ول ل ر و م خ ل وق ل ر ح ق يد ر. ا م د ي ا لله ت ع ا هلين ك ح ق ي د خ ي ا يك ي د ر ل ود ر. ب ر ي ا لله ت ع ا هلين ك ح ق ن ي ت ر ك ا يت د ك د ه ب ون د ن ص د ق ل ه ن د ام ت ا يد وب ت و ب ه ا يت م ك د ر. م ث ل ش ر اب و ع ر ق ي و د خ ان و ن ر ك ل ه ا يجم ك و ر ب ا و خ ن ز ير و ل ش ه ا ت ن ي ي م ك ك ب ي ك ن اه ل ر ي ا ش ل م ش ص ك ر ه ا لله ت ع ا هلين ك ق ور ق وس ن د ن ب ش يم ان ا ول وب ص د ق ل ه ت و ب ه ا يد ر س ه ا ن ش اء ا لله م غ ف ر ت ا ول ور. و ب ر د ر ل وس ي د خ ي ي ال ك ز ص د ق ل ه ت و ب ه ا يل ه م غ ف ر ت ا ول م ي وب هان ج ق ب و ت و ب ه د ن ص ك ر ه ح ق ل ر ي ق ض ا ا يت م ك ل ه ت و ب ه ت م ام ا ول ور. ب ون د ن ص ك ر ه م ع ل وم ا ول ه ك ه ح ق ت ع ا هلين ك ح ق ل ر ن د ن ق ض اس ي ل ز م ا و ل ن ك ن اه ل ر ف ر ض و و اج ب ا و ل ن ن م از ل ر ي و ز ك ات ي و ح ج ي و ك ف ار ت و ن ذ ر ل ر ي ت ر ك ا يت م ك ك ب ي م ث ل ا ن س ان ب و ك ن اه ل ر د ن ب ر ين ي ا ر ت ك اب ا يد ر س ه ص ك ر ه ن د ام ت ا يد وب ت و ب ه ا يت س ه ت و ب ه س ي ت م ام ا ول وب ك ن اه ل ر ي ك ت م ز و ع ذ اب ل ر د ن خ ل ص ا ول م ز. ت اك ه ت ر ك ا يت د يك ي ع م ل ي ق ض ا ا يد ن ج ي ه د ك. ا م ر ب وي ل ه ا ول د يس ه ه ر م ؤ م ن ه ل ز م د ر ك ه ج م يع ك ن اه ل ر د ن ت و ب ه ا يد وب و ب وي ل ه ق ض اس ي ل ز م ا و ل ن ع م ل ل ر ي ت ر ك ا يت د ك د ه ق ض ا ا يد ه. ت اك ه ب ت ون ك ن اه ل ر ي م غ ف ر ت ا ول س ون. ا م د ي ب ون ل ر ي ق ض ا ا يد ه ل ر. 13

BİRİNCİ FASIL Birinci fasıl, yalnız tevbe ile mağfiret olmayan günahları beyan eder. Ve dahi malum ola ki, bu günahlar da iki türlüdür. Biri Allah-u Teâlâ nın hakkıdır, biri de kulların ve mahlûkların hakkıdır. Allah-u Teâlâ nın hakkı da iki türlüdür. Biri Allah-u Teâlâ nın hakkını terk ettiğinde, bundan sıdk ile pişman olup tevbe etmektir. Mesela; (bir kimse) şarap, rakı, duhan (sigara) ve nargile içmek, faiz, domuz eti ve leş eti yemek gibi günahları işler, sonra Allah-u Teâlâ nın korkusundan pişman olup, sıdk ile tevbe ederse inşaallah affolur. Diğer türlüsü ise, yalnız sıdk ile tevbeyle affolmayıp, ancak bu tevbeden sonra, hakları kaza etmekle tevbe tamam olur. Bundan sonra malum ola ki; Hakk Teâlâ nın haklarından kazası lazım olan günahlar, farz ve vacip olan namazları, zekâtı, haccı, keffaret ve nezirleri terk etmek gibi, mesela; insan bu günahlardan birini işlese, sonra pişman olup tevbe etse, tevbesi tamam olup günahları gitmez ve azaplardan kurtulamaz. Ta ki, terk ettiği ameli kaza edinceye kadar. Öyleyse, her mümine lazım olan, bütün günahlardan tevbe etmek ve böyle kazası lazım olan amelleri terk ettiğinde kaza etmektir. Ta ki, bütün günahları mağfiret olsun. Şimdi bunları kaza etsinler. 14

ا يك ن ج ي ف ص ل ب و ف ص ل د ه ا لله ت ع ا هلين ك ح ق ل ر ن د ن ت ر ك ا ول م ش و ش ر ع ا ق ض اس ي ل ز م ا و ل ن ع م ل ل ر ك ط ر يق ن ي ب ي ان ا يد ر : ب ر ا ن س ان ع ق ل ب ال غ ا ول د يغ يل ه ش ر ع ا ن م از و ا ور ج و ز ك اة و ح ج و ق ر ب ان ل ز م ا ول ور. ص ك ر ه ب و ا ن س ان ب و ع م ل ل ر ي ت ر ك ا يد ر س ه ق ض اس ي ف ر ض و و اج ب ا ول ور. ا م د ي ا ب ت د ا ن م از ك ق ض ال ر ين ي ب ي ان ا يد ر. ب ر ا ن س ان ن ه م ق د ار و ق اج ع د د ن م از ق يل م د يس ه ب ون ل ر ي ح س اب ا يد وب ح س اب ن ي ب يل وب ج م ل ه س ن ي ق ض ا ا يت م ك ف ر ض د ر. ص ك ر ه ق ض ا ا يد ر ك ن ه ر ق ن غ ي ن م از ي ق ض ا ا يد ر س ه ن ي ت ن د ه ت ع ي ين ا يت م ك ل ز م د ر. ا م د ي ب وي ل ه ح س اب ي م ع ل وم ا ول م ي و ب ع د د ل ر ي ب يل ن م م ش ن م از ل ر ك ع د د ل ر ي و ن ه م ق د ار ا ول د يغ ن ي ب وي ل ه ح س اب ا يد وب ع د د ل ر ين ي ب وي ل ه م ث ل ق اج ي اش ن د ه ا يس ه ا ون ي اش ي ص ب يل ك ه ج يق ار و ب ص ك ر ه ق اج ي اش ع م ر ي و ار ا يس ه هان ي ح س اب ا يد ه. ع ق ل ي ن ه م ق د ار ن م ا ز ق ال م ش د ي و ح ك م ا يد ر س ه ا ول م ق د ار ن م از ل ر ي ق ض ا ا يت م ك ف ر ض ا ول ور. م ث ل ب ر ا ن س ان ي اش ي ق ر ق ا ول وب ا ون ي اش ي ص ب يل ك ه ج يقد ق ده ا وت وز ي اش ع م ر ن د ه ن م از ل ر ف ر ض د ر. ش م د ي ب و ا ن س ان ع ق ل يل ه ح س اب ا يد ر ك ه ق يل د يغ ي ن م از ن ه م ق د ار ق يل م د يغ ي ن ه م ق د ار ا ول د يغ ن ي ت ف ك ر ا يد ر. م ث ل ع ق ل ي د ير ك ه: ا وت وز س ن ه د ه ب ش ي ل ل ق ي اخ ود ا ل ت ي ي ل ل ق ي اخ ود ا ل ت ي هاي ل ق ي اخ ود ا ون ي ل ل ق ي ا ا ون ب ش ي ل ل ق ي ا ز ي اد ه ي ا ا ك س ك ه ر ن ق د ر ع ق ل ي ح ك م ا يد ر س ه ا ول م ق د ار ن م از ل ر ي ق ض ا ا يت م ك ف ر ض ا ول ور. 15

İKİNCİ FASIL Bu fasıl, Allah-u Teâlâ nın haklarından, terk olunmuş ve şer an kazası lazım olan amelleri kaza etmenin yollarını beyan eder. Bir insan âkil bâliğ olduğunda, şer an üzerine namaz, oruç, zekât, hac ve kurban lazım olur. Sonra bu insan, bu amelleri terk ederse, kazası farz ve vacip olur. Şimdi, önce namazın kazalarını beyan edelim: Bir insanın, ne kadar ve kaç adet namaz kılmadıysa, bunları hesaplayıp tamamını kaza etmesi farzdır. Sonra kaza ederken hangi namazı kaza ediyorsa niyetinde tayin etmesi lazımdır. Şimdi, böyle hesabı malum olmayıp, adetleri bilinmeyen namazları, şöyle hesaplamalı ki: Mesela kaç yaşında ise, on yaşı çocukluğuna çıkarılır. Sonra kaç yaş kaldıysa onu hesaplar. Aklı, ne kadar namaz kalmış diye hükmederse, o miktar namazları kaza etmesi farz olur. Mesela bir insanın yaşı kırk olup, on senesi çocukluğa çıkarıldığında, otuz senelik ömründe namazlar farzdır. Şimdi bu insan, kıldığı namaz ne miktar, kılmadığı ne miktar tefekkür edip, aklıyla hesaplar. Mesela, otuz senede beş yıllık, yahut altı yıllık, yahut altı aylık, yahut on yıllık, yahut on beş yıllık, veya fazla ya da eksik diye, aklı ne kadar hükmederse, o miktar namazlarını kaza etmesi farz olur. 16

هلك ن ق ض ا ا يد ر ك ن ن ي ت د ه ت ع ي ين ش ر ط د ر. ب و ت ع ي ين ا ول م ز س ه ق يل د يغ ي ق ض ا ج ائ ز ا ول م از. ا م د ي ب و ت ع ي ين ك ط ر يق ي ب وي ل ه د ر. م ث ل ص ب اح ن م از ن د ن ق يل م غ ه ب اش ل د يس ه ن ي ت ن د ه ن ي ت ا ت د م ا و ل ك ي ا وز ر يم ه ق ال م ش ص ب اح ن م از ين ه ا لله ا ك ب ر ا وي ل ه ن م از ن د ه ا و ل ك ي ا وز ر م د ه ق ال م ش ا وي ل ه ن م از ن ه ا و ل ك ي ا وز ر يم ه ق ال م ش ا يك ن د ي ن م از ن ه ا و ل ك ي ا وز ر م ه ق ال م ش ا خ ش ام ن م از ن ه ا و ل ك ي ا وز ر يم ه ق ال م ش ي ت س و ن م از ن ه ا و ل ك ي ا وز ر يم ه ق ال م ش و ت ر ن م از ن ه د ي ه ر ك ب ت ون ق ض ا ن م از ل ر ين ه ب وي ل ه ن ي ت ا يد ر. ا ك ر ب وي ل ه ا يد ر س ه ق يل د يغ ي ق ض ا ن م از ل ر ي ج ائ ز ا ول ور. و د خ ي ق ض ا ن م از ل ر ين ي ق يل م ق ا يك ي د ر ل ود ر. ب ر ي ب ود ر ك ه ب ر ا ن س ان ص اح ب ت ر ت يب ا ول وب ق ض اي ه ق ال م ش ن م از ي ي وق س ه ب وي ل ه ك م س ه ن ك ب ر ي اخ ود ا يك ي ي اخ ود ب ش ن م از ي ق ض اي ه ق ال ور س ه ب و ك يم س ه ب و ن م از ل ر ي و ق ت ن م از ن د ن ا و ل ت ر ت يب يل ه ق يل م ق ف ر ض د ر. م ث ل ص ب اح ن م از ين ي ق يل م ام ش ا وز ر ن د ه ه ي ج ق ض ا ي وق د ر. ب و ك يم س ه ب و ص ب اح ن م از ين ي ا وي ل ه ن م از ن د ن ا و ل ق ض ا ا يت م ك ف ر ض ا ول ور. ا وي ل ه ن م از ين ي ق ض اد ن ص ك ر ه ق يل ه ج ق د ر. ا وي ل ه ن م از ين ي ق يل وب د ه ص ك ر ه ص ب اح ن م از ين ي ق ض ا ا يد ر س ه ا وي ل ه ن م از ي ف اس د ا ول ور. م ث ل ا يك ن د ي ن م از ين ي ق يل م ام ش ك م س ن ه ا خ ش ام ن م از ن د ن ا و ل ا يك ن د ي ن م از ي ق ض ا ا يد وب ص ك ر ه ا خ ش ام ن م از ين ي ق ي ل ر. ا م ا و ق ت د ار ل ش وب ق ض اي ي ق يل ن ج ه و ق ت ج يق اج ق ا يس ه و ق ت ن م از ين ي ق ض اد ن ا و ل ق ي ل ر. ا م د ي ه يج ق ض اي ه ن م از ي ا ول م ي ان ب وي ل ه ا يد ر. 17

Lakin kaza ederken niyette tayin şarttır. Bu tayin olmazsa kıldığı kaza namazı caiz olmaz. Bunun yolu da şudur: Mesela, sabah namazını kılmaya başladığında, niyetinde: Niyet ettim ilk üzerime kalmış sabah namazına, Allahu Ekber Öğle namazında: İlk üzerime kalmış öğle namazına İkindi namazında: İlk üzerime kalmış ikindi namazına Akşam namazında: İlk üzerime kalmış akşam namazına Yatsı namazında: İlk üzerime kalmış yatsı namazına Vitir namazında: İlk üzerime kalmış vitir namazına diyerek, bütün kaza namazlarına böyle niyet eder. Eğer böyle yaparsa kıldığı kaza namazları caiz olur. Ve dahi kaza namazlarını kılmak iki türlüdür: Birincisi, bir insan sahib-i tertib olup kazaya kalmış namazı yoksa, yahut bir iki beş namazı kazaya kalırsa, bu kimsenin bu namazları vaktin farzından evvel, tertibiyle kılması farzdır. Mesela, sabah namazını kılmamış, üzerinde hiç kazası olmayan kimsenin, bu sabah namazını, öğle namazından evvel kaza etmesi fardır. Öğle namazını kazadan sonra kılacaktır. Öğle namazını kılıp da, sonra sabah namazını kaza ederse, öğle namazı fâsit olur. Mesela ikindi namazını kılmamış bir kimse, akşam namazından evvel ikindi namazı kaza edip, sonra akşam namazını kılar. Amma, vakit darlaşıp, kazayı kılınca vakit çıkacak ise vakit namazını kazadan evvel kılar. Hiç kaza namazı olmayan böyle yapar. 18

ا م ا ق ض اي ه ن م از ي ق ال م ش ك يم س ه ل ر ه ت ر ت يب ش ر ط د ك ل د ر. م ع ل وم ا ول ك ه ي ك ر م ي د ر ت س اع ت ا يج ند ه ا وج و ق تد ه ق ض ا ق يل ن م از. ب ون ل ر د ن م اع د ا ه ر و ق ت د ه ق ل ن ور. ا م د ي ق ض ا ق ل ن م از ا وج و ق ت ك ا و ل ك يس ي ك ون ش ط وغ ر ا يك ن ا يك ي ا ر ش ون ب وي ي ج يق نج ي ه د ك ق ل ن م از. ا وج ن ج ي ا خ ش ام ه ب ر س اع ت ق ال ن جه ق ل ن م از. ب ون ل ر د ن م اع د ا ك يج ه ك ون د ز ا خ ش ام ص ب اح ق ض ا ق ل ن ور. ا ه م ال ا يت م ي وب ق يل ه ل ر. و ه ر ف ر ض ا ر ق اس ن د ه ق ض ا ق يل م ق ج ائ ز ا ول ور. هلك ن ق ض اي ه ن م از ي ج وق ق ال م ش ا ن س ان ب و م ق د ار ا يل ه ن م از ي ت وك ن م ز. ه م ان ك يج ه و ك ون د ز ق يل م ه ل ي. ا ول ن ج ي ه د ك ق ض اء ب ت ور م ل ي. ز ير ا هاخ ر ت ك ع ذ اب ي ك وج و ش د ت ل يد ر. ا م د ي ق ض ا ن م از ل ر ك ي ال ك ز ف ر ض ن م از ل ر ي ق ض ا ا ول ور. س ن ت ل ر ق ض ا ا ول م از. و ت ر د خ ي ق ض ا ا ول ور. و د خ ي ك يج ه ن م از ل ر يك ه ا خ ش ام ي ت س و و ت ر ن م از ل ر يد ر. ب ون ل ر ي ك ون د ز ق ض ا ا يد ر س ه ج ائ ز و ك ون د ز ن م از ل ر ين ي ك يج ه ق ض ا ا يد ر س ه ج ائ ز ا ول ور. و م ق يم ح ال ن د ه ق ض اي ه ق ال م ش ن م از ل ر ت م ام ا ول ه ر ق ي ول ل ر د ه و س ف ر ل ر د ه ق ض ا ج ائ ز ا ول ور. و س ف ر ح ال ن د ه ق ض اي ه ق ال م ش 19

(İkinci Kısım) (Altı vakit veya daha fazla) kaza namazı kalmış kimselere tertib şart değildir. Malum ola ki, yirmi dört saat içinde üç vakitte kaza kılınmaz. Bunlardan hariç her vakitte kılınır. Bu üç vakitten; Birincisi, güneş doğupta iki arşın boyu yükselinceye kadar, İkincisi, öğle ezanına yarım saat kalınca; Üçüncüsü, akşama bir saat kalınca kaza kılınmaz. Bunlardan hariç, gece gündüz, sabah akşam kaza namazı kılınır. İhmal etmeyip kılmalıdır. (Sahibi tertib olmayan kimsenin) her farz namazın arkasında kaza kılması caiz olur. Lakin kazaya namazı çok kalmış insanın, bu miktar ile namazı tükenmez. Hemen gece ve gündüz kılmalı, ölünceye dek kazayı bitirmeli. Zira ahiretin azabı güç ve şiddetlidir. Namazların yalnız farz namazları kaza olur. Sünnetler kaza olmaz. Vitir dahi kaza olur. Gece namazlarını - ki, akşam, yatsı, vitir namazlarıdır - gündüz kaza ederse caiz ve gündüz namazlarını da gece kaza ederse yine caiz olur. Mukim halinde kazaya kalmış namazları, tam olarak yollarda ve seferlerde kaza etmek caiz olur. Ve sefer halinde kazaya kalmış 20

ن م از ل ر ي م ق يم ا يك ن س ف ر ي ه ي ع ن ي ا وي ل ه ا يك ن د ي ي ت س و ن م از ل ر ين ي ا يك يش ر ر ك ع ت ق ض ا ا يد ر. و ص ح يح ا يك ن ق ض اي ه ق ال م ش ن م از ل ر ي م ر يض و خ س ت ه ح ال ن د ه ق د ر ت ي ا ول د ق ج ه م ث ل ق ي ام ه ق د ر ت ي ا ول م ي وب ا وت ور ر ك ن ق يل س ه ج ائ ز ا ول ور. ي اخ ود ا ش ار ت و ا يم ا ا يل ه ق ض ا ا يد ر س ه ج ائ ز ا ول ور. ف ق ه ال ر و ع ل م ال ر ب وي ل ه ب ي ان ا يت د يل ر. و د خ ي خ ات ون ل ر ه ا ذ ان و ا ق ام ت ي وق د ر. ا م ا ا ر ك ك ل ر ه ه ر ف ر ض د ه ا ق ام ت س ن ت د ر. هلك ن ب ش و ق ت ي ا ز ي اد ه ق ض ال ر ي ب ر ي ر د ه ق ي ل ر س ه ب و ا ر ك ك ا ن س ان ل ر د ه ب ر ا ذ ان ك ن د ي ا يش يد ه ج ك ق د ر ا وق وم ق س ن ت د ر. و د خ ي م ع ل وم ا ول ك ه ن م از ك و اج ب ل ر ن د ن ب رين ي ت ر ك ا يل ه ي اخ ود ب ش ق ه ب ر ك ر اه ت ت ح ر يم ي ه ا يل ه ق يل ن م ش ن م از ل ر ي د خ ي ا ع اد ه و ق ض ا ا يت م ك و اج ب د ر. ق ض ا ا يت م ز س ه هاخ ر ت د ه ع ذ اب ج ك ر و اج ب ي ت ر ك ا يت د يك يج ون د يد يل ر. هلك ن ا ب ت د اء ب ت ون ق ض اي ه ق ال م ش ل ر ي ق ض ا ا يد ر ص ك ر ه ب ون ل ر ي ق ض ا ا يد ر. ا م ا س ن ت و م س ت ح ب و ن اف ل ه ن م از ل ر ي ي اك ل ش و ك ر اه ت ت ح ر يم ي ه ا يل ه ق ل ر س ه ب ون ل ر ك ا ع اد ه س ي و ق ض اس ي ل ز م ا ول ور. ز ير ا ش ر و ع ي ع ن ي ب اش ل م ق س ب ب يل ه و اج ب ا ول د يغ يج ون. غ ف ل ت ا ول ن م ي ه. ا م د ي ق ض ال ر ي ا يد ر س ه ت و ب ه س ي ت م ام ا ول وب هاخ ر ت د ه ع ذ اب د ن خ ل ص ا ول ور. ب ون د ن ص ك ر ه ا ور ج ل ر ي ق ض اي ه ق ال م ش ا يس ه ب ون ل ر ي ق ض ا ا يد ر. 21

namazları, mukim iken seferiyye, yani; öğle, ikindi, yatsı namazlarını ikişer rekat kaza eder. Sıhhatli iken kazaya kalmış namazları, hasta halinde gücünün yettiğince, mesela kıyama gücü yetmeyip otururken kılsa caiz olur. Yahut işaret ve ima ile kaza ederse caiz olur. Fukahâlar ve ulemâlar böyle beyan ettiler. Ve dahi hatunlara ezan ve kamet yoktur. Amma erkeklere her farz namazda kamet sünnettir. Lakin beş vakit ya da daha fazla kazayı bir yerde (aynı mekânda) kılarsa, bu erkek için bir kere ezanı kendi işiteceği kadar okuması sünnettir. (Ama her kaza için kamet sünnettir. -Mütercim) 3 Ve dahi malum ola ki, namazın vaciplerinden birini terk ederek kılınan, yahut başka bir tahrîmî mekruh ile kılınmış namazları da iade ve kaza etmek vaciptir. Kaza etmezse, vacibi terk ettiği için ahirette azab çeker, buyurdular. Lakin öncelikle bütün kazaya kalmış namazları kaza eder. Sonrasında bunları kaza eder. Amma, sünnet, müstehab ve nafile namazları yanlış ve tahrîmî mekruh ile kılarsa, bunların da iadesi ve kazası lazım olur. Çünkü başlama sebebiyle vacip olduğu için. Gaflet olunmasın. (Nafileleri kılmak sünnet, başladığında ise bitirmek vaciptir. -Mütercim) 4 Şimdi, kazaları bitirirse tevbesi tamam olup, ahirette azaptan kurtulur. Bundan sonra oruçları kazaya kalmışsa bunları kaza eder. 3 Şeyh Alemgiriyye, Feteva-i Hindiyye: 1/55; Serahsi, Mebsut: 1/136; Merginani, Bidayetu-l Mübtedi: 1/22; İbni Nüceym, Bahru-r Raik: 1/276. 4 Merginani, Hidaye: 1/68; Burhaneddin el-buhari, Muhit: 1/277. 22

هلك ن ب و ق ض ا ا ور ج ن ا ك يج ه د ن ن ي ت ل ز م د ر. ش ف ق د ن ص ك ر ه ق ض اي ه ق ال م ش ا ور ج ه ن ي ت ا ول م ز. ا ك ر ب ر ر م ض ان د ن ق ض اس ي ا و ل ن ك م س ه ق ض اي ه ق ال م ش ا ور ج ه ن ي ت ا يد ر س ه ج ائ ز ا ول ور. ا م ا ا يك ي ر م ض ان د ن ي ا ا وج ر م ض ان د ن ي ا ز ي اد ه د ن ق ض اس ي و ار ا يس ه ا و ل ك ي ر م ض ان د ن ا وز ر يم ه ق ال م ش ا ور ج ه د ي و ن ي ت ا يت م ل ي. ب ون د ن ص ك ره ز ك ات ك د خ ي ق ض ال ر ي ح س اب ا ول ور. ع م ر ن د ه ن ه م ق د ار ا قج ه غ ر وش ز ك ات ق ال د يس ه ا وم ق د ا ر ا قج ه ق ال م ش ز ك ات ل ر ن ي ت ن ه ف ق ر اي ه و ير ر. و ح ج ي ق ض اي ه ق ال م ش ا يس ه ق ض ا ا يد ه ل ر. م ع ل وم ا ول ك ه ب ر ا ن س ان ك ا قج ه س ي ا ول وب ح ج ك ن د ين ه ف ر ض ا ول س ه د ه ح ج ا يت م ه س ه ص ك ر ه ا قج ه ل ر ي ب ش ق ه شي ل ر ه ص ر ف ا يت س ه ي اخ و د ا قج ه س ي ت ل ف ا ول س ه ب و ك يم س ه ي ه ح ج ي ق ض ا ا يت م ك ف ر ض ا ول ور. ا ك ر ا قج ه ب ول ه م ز س ه د يل ن ه ر ك ح ج ي ق ض ا ا يت م ك ف ر ض د ر د يد يل ر. ز ك ات و ق ر ب ان د خ ي ب وي ل ه د ر. م ث ل ك ن د ين ه ز ك ات ف ر ض ق ر ب ان و اج ب ا يك ن ب ون ل ر ي ا د ا ا يت م د ين ف ق ر ا ا ول س ه ب ون ل ر ك ق ض اس ي ل ز م ا ول ور. ا وج نج ي ف ص ل ب و ف ص ل د ه م خ ل وق ات ح ق ل ر ين ك ح ك م و ط ر يق ل ر ين ي ب ي ان ا يد ر. و د خ ي م خ ل وق ك ح ق ي ا يك يد ر. ب ر ي م ال ح ق يد ر ب ر ي ب د ن ح ق يد ر. و د خ ي ب و ح ق ل ر ي د ن ي اد ه ا د ا ا ول م ي وب هاخ ر ت ه ق ال ور س ه 23

Lakin bu kaza orucuna geceden niyet lazımdır. Kazaya kalmış oruca şafaktan sonra niyet olmaz. Eğer bir ramazandan kazası olan kimse, kazaya kalmış oruca (diye) niyet ederse caiz olur. Amma, iki ramazandan ya da üç ramazandan ya da daha fazlasından kazası varsa ilk ramazandan üzerime kalmış oruca diye niyet etmelidir. Bundan sonra zekâtın kazaları hesaplanır. Ömründe ne miktar akçe kuruş zekât kaldıysa, o miktar akçeyi, kalmış zekâtlar niyetine fukaraya verir. Ve haccı kazaya kalmış ise kaza eder. Malum ola ki, bir insanın akçesi olup, hacc kendine farz olsa da haccetmezse, sonra akçeleri başka şeylere sarf etse yahut akçesi telef olsa, bu kimseye haccı kaza etmek farz olur. Eğer akçe bulamazsa, dilenerek haccı kaza etmek farzdır, dediler. Zekât ve kurban da böyledir. Mesela kendine zekât farz, kurban vacip iken bunları eda etmeden fukara olsa bunların kazası lazım olur. ÜÇÜNCÜ FASIL Bu fasıl da, mahlûkat haklarının hüküm ve yollarını beyan eder. Ve dahi mahlûkun hakkı ikidir. Biri mal hakkıdır, biri beden hakkıdır. Bu haklar dünyada eda olmayıp, ahirete kalırsa, 24

ب ر ي ار م د ان ق م ق د ار ي ح ق ا يج ون 25 هاخ ر ت د ه ي د ي ي وز ن م از ث و اب ي و ير يل ه ج ك د ر. و د خ ي د ان ق ي ار س ي ب ر د ر ه م ك ا ون ا يك ي ب ل وك ن د ن ب ر ب ل وك ن ه د ير ل ر. ي ع ن ي ا وج ب ج ق ب ار ه م ق د ار ي ح ق د يم ك در. ا م د ي ق ر ق م ق د ار ي ق ول ح ق ي ب ر غ ر و ش ب ار ه ا يج ون س ك ز ب يك د ر ت ي وز ن م از ث و اب ي ح ق ص اح ب ن ه ح ق ت ع ا هلي هال يو ير ر د يد ل ر. ب و م س ئ ل ه ا ي ه ا ال و ل د ش ر ح ي خ اد م يد ه م ذ ك ور د ر. ا م د ي ب ر غ ر وش ح ق ا يج ون س ك ز ب يك د ر ت ي وز ن م از ا يك ي غ ر و ش ا ون ا ل ت ي ب يك س ك ز ي وز ن م از ث و اب ي د ر ت غ ر وش ا وت و ز ا يج ون ا يج ون ا وجب ي ك ا ل ت ي وز ن م از ث و اب ي و ير يل ور. ح س اب ا ول ن وب ق ول ح ق ل ر ين ك خ ل ص ا ول م ه س ي ج ار ه س ن ه ب ق م ه ل ي. ب و ر س ال ه د ه ب ون ل ر ي ب ي ان ا يد ر. غ ف ل ت ا ول ن م ي ه. و د خ ي ح ض ر ت ر س ول م ز ص ل ه ي ا لله ع ل ي ه و س ل م ا ص ح اب ه م ف ل س ك يم د ر س ؤ ال ب ي ور د يل ر. ا ص ح اب د خ ي ا لله ت ع ا هلي و ر س ول ي ب يل ور هلك ن م ف ل س د ن ي اد ه م ال ي ا ول م ي ان ه د ير ل ر د ي و ج و اب و ير د ك ل ر ن د ه ح ض ر ت ر س ال ت ب ن اه ا ف ن د يم ز م ف ل س ش ول ك م س ه د ر ك ه ع ر ص ات م ي د ان ن د ه ن م از و ا ور ج و ز ك ات و س ائ ر ع ب اد ت ل ر يل ه ك ل ور. ب ر ا ن س ان ص ك ر ه ك ل ور ب ن م ب و ا ن س ان د ه ش و م ق د ار ح ق م و ار د ر. ص ك ر ه ب ر ا ن س ان د خ ي ك ل ور ب ن م ب و ا ن س ان د ه ش و م ق د ار ح ق م و ار د ر. ر يج ون هال ور ل ر. ا ك ر ع م ل ل ر ي ب وي ل ه ب و ا ن س ان ك ع م ل ل ر ين ك ث و اب ل ر ين ي ب و ح ق ل ح ق ل ر ه ي ت م ز س ه ب و ح ق ص اح ب ل ر ك ك ن اه ل ر ن د ن ح ق ل ر ي م ق د ار ن ج ه ح ق ي ا ول د يغ ي ا ن س ان ه

bir yarım danik miktarı hak için, ahirette 700 namaz sevabı (hak sahibine) verilecektir. Danik yarısı, bir dirhemin on iki bölüğünden bir bölüğüne derler. Yani üç buçuk para miktarı hak demektir. Şimdi, kırk para (yani) bir kuruş miktarı kul hakkı için, Hakk Teâlâ 8.400 namaz sevabını hak sahibine alıverir dediler. Bu mesele, Eyyühe l- Veled Şerhi Hadimi de mezkûrdur. Şimdi, 1 kuruş hak için 8.400 namaz, 2 kuruş için 16.800 namaz sevabı, 4 kuruş için 33.600 namaz sevabı verilir. (Bunu) hesâb edip kul haklarından kurtulmanın çaresine bakmalı. Bu risale de bunları beyan eder. Gaflet olunmasın. Ve dahi Hazreti Rasûlümüz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashaba: Müflis kimdir diye sual buyurdular. Ashab da: Allah-u Teâlâ ve Rasûlü bilir. Lakin müflis dünyada malı olmayana derler diye cevap verdiklerinde, Hazret-i Risaletpenâh Efendimiz: Müflis şu kimsedir ki, Arasat meydanına namaz, oruç, zekât ve sair ibadetleriyle gelir. Sonra bir insan gelir: Benim bu insanda şu miktar hakkım vardır der. Sonra bir insan daha gelir: Benim bu insanda şu miktar hakkım vardır der. Böylece bu insanın amellerinin sevaplarını bu haklar için alırlar. Eğer amelleri haklara yetmezse, bu hak sahiplerinin günahlarından, hakları miktarınca, hakkı olduğu insana 26

ي وك ل د ر ج ه ن م ه هات يل ور. م ف ل س ب و ك يم س ه د ر ك ه هاخ ر ت د ه ث و اب س ز و م ال س ز ق ال ور ب ي ور د ي. ا م د ي ب ون ل ر د ن ح س اب ا يد وب ح ص ه و ع ب ر ت و ن ص يح ت هال ه ر ق ق ول ح ق ل ر ين ي ب و د ن ي اد ه و ير وب ا د ا ا يد وب ح ل ل ل ش م ل ي. ي اخ ود ا ول ور ك ن و ص ي ت ا يت م ل ي. و د خ ي ا و ل ك ي م ا ل ح ق يد ر. م ال ا ول ه ر ق ق ول ح ق ل ر يد ر. م ث ل غ ص ب ي ع ن ي ز ور ا يل ه م ال ن ي هال م ق و س ر ق ت و خ ر س ز ل ق ا يل ه و ا ذ ن س ز م ال ن ي ي م ك و ي م ش ن ي ي م ك و م ال ن ي ت ل ف ا يت م ك ي ا ا ل يل ه ي اخ ود ي ل ن د ن ش ه اد ت ا يت م ك ل ه ي اخ ود ح ق س ز ي ر د ه ظ ال م ض اب ط ل ر ه ش ك اي ت ي اخ ود ح يل ه و ي ل ن ج يل ق ا يل ه م ال ن ي ت ل ف ا يد ر س ه ب وي ل ه ح ق ل ر د ن ت و ب ه ا يل ه خ ل ص ا ول م ز. هان ج ق ب ون ك ت و ب ه س ي ت م ام ب وي ل ه ا ول ور ك ه ا ك ر ب و م ال ل ر ه ل ك ا ول م ي وب د ه م و ج ود ا يس ه ص اح ب ن ه و ير م ل ي. ا ك ر ص اح ب ي ا ول د يس ه و ار ث ن ه و ير م ل ي ح ل ل ل ش م ل ي. ا ك ر م ال ل ر م و ج ود ا ول م ي وب ه ل ك ا ول د يس ه ق ي م ت ل ر ين ي ب ون ل ر ه و ير م ك ل ه ح ل ل ل ش م ل ي. ا ك ر و ار ث ل ر ي ا ول م ي وب ي اخ ود ح ق ص اح ب ي ح ي ات د ه هلك ن ب ول م ه س ي م م ك ن د ك ل ا يس ه ب و م ال ل ر ك ي ا ع ي ن ن ي ي اخ ود ق ي م ت ن ي ف ق ر اي ه ت ص د ق ا يد ر. م و ل ع ن د ن د ه ا م ان ت ا يد وب هاخ ر ت د ه ح ق ت ع ا هلي ص اح ب ل ر ين ه ا يص ال ا يد ر د ي ه ر ك ب و ح ق د ن ب وي ل ه خ ل ص ا ول وب ت و ب ه س ي ت م ام ا ول ور. 27

yüklenir, cehenneme atılır. İşte müflis bu kimsedir ki, ahirette sevapsız ve malsız kalır 5 buyurdu. Şimdi, böylece hesâb edip, hisse, ibret ve nasihat alarak kul haklarını bu dünyada verip, eda edip helalleşmeli, yahut ölürken vasiyet etmelidir. Ve dahi (mahluk haklarından) birincisi mal hakkıdır. Mal olarak kul haklarıdır. Bir kimse, mesela gaspla, yani; zorla malını almakla, hırsızlıkla, izinsiz malını yemekle, yemişini yemekle, malını telef etmekle, eliyle yahut yalandan şehadet etmekle, yahut haksız yerde zalim zabitlere şikayet etmekle, yahut hile ve yalancılık ile (başkasının) malını telef ederse, böyle haklardan tevbe ile kurtulamaz. Ancak bunun tevbesi şöyle tamam olur ki, eğer bu mallar helak olmayıp da mevcut ise sahibine vermelidir. Eğer sahibi öldü ise varisine vermeli ve helalleşmelidir. Eğer mallar mevcut olmayıp helak oldu ise, kıymetlerini bunlara vermekle helalleşmelidir. Eğer varisleri yoksa, yahut hak sahibi hayatta lakin bulması mümkün değilse, bu malların aynısını yahut kıymetini fukaraya tasadduk eder. Mevlâ Teâlâ ya emanet edip, ahirette Hakk Teâlâ sahiplerine ulaştırır, diyerek bu haktan böyle kurtulup tevbesi tamam olur. 5 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 26/141; Müslim, Sahih: 4/1997. 28

ا يك ن ج ي د ر ل و ق ول ح ق ل ر ي ب د ن ح ق ل ر يد ر. ي ع ن ي ب د ن ا يل ه ا ول ور م ال ا يل ه د ك ل د ر. ب و د خ ي ا يك ي ق س م د ر. ب ر ق س م ي ب د ن ه م ت ع ل ق ا ول ور م ث ل ح ق س ز ي ر د ه ب ر ا ن س ان ي ض ر ب و د وك م ك و ز ور ا يل ه خ د م ت ا يت د ر م ك ك ب ي. ا يك ن ج ي ق س م ي ق ل ب ن د ه ا ول ور. م ث ل ب ر ا ن س ان ه ف ن ا ل ق ب ت س م ي ه و ا س ت ه ز ا و ش ت م و س وك م ك و ذ م ك ب ي ش ي ل ر ا يل ه ا ن س ان ق ل ب ن ي ق ير م ق ح ق يد ر. ب وي ل ه ح ق ل ر ك ت و ب ه س ي ب ود ر ك ه ب و ح ق ل ر ي ح ل ل ا يت د ر م ل ي. ب و ح ق ص اح ب ي و ف ات ا يت م ش ي اخ ود ب ول م س ي م م ك ن ا ول م ز س ه ب ون ل ر ك ر وح ل ر يج ون م ا ل ا قج ه ت ص د ق ا يد وب ث و اب ل ر ين ي ب و ح ق ص اح ب ل ر ين ه ك ون د ر ه و م و ل ي ه د ع ا و ن ي از ا يد ه. ا ك ر ب وي ل ه ا يد ر س ه ب و ح ق ل ر د ن ت و ب ه ت م ام ا ول وب ك ن اه ل ر د ن ك م غ ف ر ت ا ول م ه س ي ط ر يق ي ب و ب ي ان ا و ل ن و ج ه ا وز ر ه ا لله ت ع ا هلين ك و ق ول ل ر ح ق ل ر ي ا د ا ا ول ور. و ع ذ اب د ن د خ ي خ ل ص ا ول ور. و ب ر ا ن س ان د ه ك اف ر ح ق ي ا ول ور س ه ت يز ج ه ح ل ل ا يت د ر م ل ي م م ك ن د ك ل ا يس ه م و هلي ي ه ن ي از د ن ج ار ه ب ش ق ه ا ول م ز. ا ل ج ه ن م ه ي ان م ق د ر. و ح ي و ان ح ق ي د خ ي ب وي ل ه د ر. م ث ل ح ي و ان ي ح ق س ز ي ر د ه د وك م ك و ه ق ا يل ه ي وز ين ه ا ور م ق ك ب ي. و ق د ر ت ن د ن ز ي اد ه ي وك ل ت م ك ك ب ي. و ق د ر ت ن د ن ز ي اد ه ي ور ت م ك و ع ل ف ن ي و ي م س ن ي و ا يجم س ن ي و ق ت ن د ه و ير م م ك ك ب ي و هاز و ير وب ق ار ن ل ر ي ط وي م ه م ق ك ب ي. ب و د خ ي غ اي ت م ش ك ل د ر د يد يل ر. ب ون ل ر د ن ص ق ن م ل ي. 29

İkinci türlü kul hakları, beden haklarıdır. Yani bedenle olur. Malla değildir. Bu da iki kısımdır: Birinci kısmı, bedenle alakalıdır ki, mesela haksız yere bir insanı dövmek, zorla hizmet ettirmek gibi. İkinci kısmı, kalbinde olur ki, mesela bir insana kötü lakap takmakla, alay etmekle, sövmekle ve aşağılayıcı şeyler ile insanın kalbini kırma hakkıdır. Böyle hakların tevbesi şudur ki bu hakları helal ettirmeli, hak sahibi vefat etmiş yahut bulması mümkün olmazsa bunların ruhları için mal, akçe tasadduk edip, sevaplarını bu hak sahiplerine göndermelidir ve Mevlâ ya dua ve niyaz etmelidir. Eğer böyle yaparsa bu haklardan tevbe tamam olur. Günahlarının bağışlanması için, bu beyan olan vecih üzere Allah-u Teâlâ nın ve kullarının haklarını eda eder. Azaptan da kurtulur. Bir insanda kâfir hakkı olursa çabucak helal ettirmeli. Mümkün değilse Mevlâ ya niyazdan başka çare yoktur. Yoksa (sonuç) cehennemde yanmaktır. Hayvan hakkı da böyledir. Mesela hayvanı haksız yere dövmek, vehak (kement) ile yüzüne vurmak, gücünden fazla yüklemek, gücünden fazla yürütmek, ilafını (yemini) ve yemesini, içmesini vaktinde vermemek, az verip karınlarını doyurmamak gibi. Bu dahi gayet müşkildir dediler. Bunlardan sakınmalıdır. 30

و د خ ي م ع ل وم ا ول ك ه ب ر ا ن س ان ك ع ر ض ن ه خ ي ان ت ا يت م ش م ث ل ز ن ا ي اخ ود ل و اط ه ي اخ ود ك وز ا يل ه ب اق م ش ي اخ ود ق ول ق ا يل ه ص و ت ن ي و س س ن ي د ك ل م ش ي اخ ود ص ق م ش و ا وبم ش ك ب ي ش ي ل ر د ه ب ول ن م ش ك ر ك هاش ك ار ه و ك ر ك ك يز ل ي ك ا ش ل م ش ا ول س ه ب و ك م س ه ص د ق ل ه ب ون ل ر د ن ت و ب ه ا يت د ك د ن ص ك ر ه ب ون ل ر ص اح ب ل ر ي م ث ل ز و ج ي ب اب اس ي ا ن اس ي ق ر ن د اش ي ب و ا يش ل ر ه ر اض ي د ك ل د ر. ب ون ل ر ك ح ق ل ر ي و ار د ر. ب و ح ق ل ر د ن د خ ي ح ل ل ل ش م ق و اج ب د ر. هلك ن و اق ع ا و ل ن ا يش ل ر ي ب ون ل ر ه س وي ل م ي وب هان ج ق هاخ ر ت ه د ائ ر ح ق ل ر يم ز ي ح ل ل ا يد ه ل م د ي ه ر ك ح ل ل ا يت د ر م ك ل ز م د ر. ا ك ر و اق ع ا و ل ن ا ش ل ر س وي ل ن م ش ا ول س ه ف س اد ه و ار ر و ف ت ن ه و خ ص وم ت ه س ب ب ا ول ور. ب ون د ن ب وي ل ه ا يت م ل ي د ي و ع ل م ال ر ب ي ا ن ا يت د يل ر. غ ف ل ت ا ول ن م ي ه. م و هلي ت ع ا هلي ج م ل ه م ز ي ع ف و ا ي ل ي ه آم ين. د ر د ن ج ي ف ص ل و د خ ي م ع ل وم ا ول ك ه ا ن س ان ح ي ات ن د ه ب وي ل ه ح ق ل ر ي و ت و ب ه ل ر ي و ق ض ال ر ي و ف ا و ا د ا ا يت م ك ه س ع ي و غ ي ر ت ا يت م ك ف ر ض و ل ز م د ر. ت أ خ ير ا يد ر س ه ت ك ر ار ك ن ه ك ار ا ول ور. ا م ا ق ض اي ه س ع ي ا يد ر ك ن ب ل ك ه ا ج ل ك ل ور. ا ول م ك ق ور ق وس ن د ن ا يج ون ق ض اد ن ا و ل و ص ي ت ا يت م ك و اج ب د ر د يد يل ر. ز ير ا ص ب اح ه 31 ج يق ه ج غ م ز ي ب ل م ي ز. و د خ ي م ع ل وم ا ول ك ه ب ر ا ن س ان د ه ب ون د ن ا و ل ب ي ان ا و ل ن ا ه لل ت ع ا هلي و ا ن س ان ل ر ح ق ي ا ول ور س ه ب و ا ن س ان ه و اج ب ا ول ور ك ه ب ون ل ر ه و ص ي ت ا يت م ك. ا ك ر ب وي ل ه ح ق ل ر ي وغ يس ه و ص ي ت س ن ت و م س ت ح ب د ر.

Ve dahi malum ola ki, bir kimse bir insanın ırzına hıyanet etmiş, mesela zina ve livata etmiş, yahut gözüyle bakmış, yahut kulağıyla sesini dinlemiş, yahut sıkma ve öpme gibi şeylerde bulunmuş, gerek açıktan, gerek gizli işlemiş olsa, bu kimse samimiyetle bunlardan tevbe ettikten sonra, bunların sahipleri ki; mesela kocası, babası, anası, karındaşı bu işlere razı değildir. Bunların hakları vardır. Bu haklardan da helalleşmek vaciptir. Lakin vaki olan işleri bunlara söylemeyip, ancak ahirete dair haklarımızı helal edelim diyerek helal ettirmek lazımdır. Eğer vaki olan işler söylenirse fesada varır, fitne ve husumete sebep olur. Bundan dolayı, böyle yapılmalı diye ulemalar beyan ettiler. Gaflet olunmasın. Mevlâ Teâlâ cümlemizi affeylesin, âmin. DÖRDÜNCÜ FASIL Ve dahi malum ola ki, insanın hayatında böyle hakları, tevbeleri, kazaları vefa ve eda etmeye gayret etmesi farz ve lazımdır. Tehir ederse (geciktirirse) tekrar günahkâr olur. Amma kazaya gayret ederken belki ecel gelir, ölüm korkusundan dolayı kazadan evvel vasiyet etmek vaciptir dediler. Zira sabaha çıkacağımızı bilemeyiz. Ve dahi malum ola ki, bir insanda, bundan evvel beyan olunan Allah-u Teâlâ nın ve insanların hakkı olursa, bu insana bunlar için vasiyet etmesi vaciptir. Eğer böyle haklar yok ise, vasiyet etmesi sünnet ve müstehabtır. 32

و د خ ي ب و و ص ي ت هان ج ق م ال د ن ا ول ور. ا م د ي ب ر ا ن س ان ص ح ت ح ال ن د ه م ال ن د ن ن ه م ق د ار و ص ي ت ا يد ر س ه م ق ب ول ا ول ور. ا م ا م ر ض ح ال ن د ه ك ه ب و م ر ض د ن و ف ات ا يد ر س ه ب و ا ول وم خ س ت ه م ر ض ن د ن ا يت د يك ي و ص ي ت هان ج ق م ال ن ك ث ل ث ن ه ن اف ذ ي ع ن ي م ال ن ك ا وج ب ل وك ن د ن ب ر ب ل وك ن ه ك ج ر. ا م د ي و اج ب ا و ل ن ح ق ل ر ي ا د ار ه ا يد ه ج ك م ق د ار ي ث ل ث ن د ن و ص ي ت ا يت م ك و اج ب د ر. ا م ا م س ت ح ب و ص ي ت ث ل ث ن د ن ا يج ون ا ك س ك ا ول ور س ه ض ر ر ي ي وق د ر. ا م ا و اج ب ا و ل ن و ص ي ت د ه ث ل ث ن د ن ا ك س ك ا ول ور س ه ب و ك يم س ه ح ق ت ع ا هلي ي ه ع اص ي ا ول ور و اج ب ا و ل ن و ص ي ت ي ت ر ك ا يت د يك يج ون د يد يل ر. و د خ ي و ص ي ت ا يت م ن ك ط ر يق ي ب ود ر ك ه ب و ا ن س ان ا يك ي ص ال ح ط وغ ر ي ك م س ه ل ر ي ان ن د ه ل س ان يل ه و ص ي ت ي ذ ك ر ا يد ه. ي اخ ود ي از وب ص ك ر ه ب و ي از د يغ ي و ص ي ت ي ب وي ل ه ا يك ي ي ا ا وج ص ال ح ك يم س ه ل ر ي ان ن د ه ا وق ي وب ب ون ل ر د ك ل ي ه. ص ك ر ه ب وي ل ه ش اه د ا ول ك د ي ه. و د خ ي ا لله ت ع ا هلين ك ح ق ي و ق ول ح ق ل ر ي ا و ل ن ا ن س ان د ه ا ب ت د ا ق ول ح ق ل ر ن د ن ب اش ل ي وب و ص ي ت ا يد ه. ص ك ر ه ح ق ت ع ا هلين ك ح ق ل ر ن د ن و ص ي ت ا يد ه. ا م د ي ق ول ح ق ل ر ي م ث ل ق ن غ ي ا ن س ان ه د ي ن ي و ب ور ج ي و ار ا يس ه و ن ه م ق د ار ا ول د يغ ن ي ب ي ان ا يد ه ر ك و ا م ان ت ل ر و ار ا يس ه ب ون ل ر ي س وي ل ي ه ر ك و ش ر ع ا ض م ان ي و و ير م س ي ل ز م ا و ل ن ج الم ش و س ر ق ت ا يت م ش ش ي ل ر و ار ا يس ه و ح ق وق ب د ن ي ه ك ه ح ق س ز ي ر د ه د وك م ك و خ د م ت ا يت د ر م ك و ق ل ب ح ق ل ر ي س وك م ك و ا س ت ه ز ا ا يت م ك ك ب ي ح ق ل ر ي ح ل ل ا يت د ر م ك ا يج ون ح ق ل ر د ن و ص ي ت ا يد ر. ي ع ن ي ب و ح ق ص اح ب ل ر ين ه م ال و ا قج ه و ير وب ح ق ل ر ين ي ا د ا ا يت م ك ا يج ون م ال ت ع ي ين ا يت م ل ي. هلك ن ث ل ث ن د ن د ك ل ب ل ك ه ج م يع م ال د ن ل ز م د ر. 33

Ve dahi bu vasiyet ancak maldan olur. Bir insan sağlıklı halinde malından ne miktar vasiyet ederse makbul olur. Amma, hastalık halinde -ki, bu hastalıktan vefat ederse- bu ölüm hastalığındaki ettiği vasiyet ancak malının üç bölüğünden bir bölüğüne geçer. Vacip olan haklara yetecek miktarı, malının üçte birinden vasiyet etmesi vaciptir. Müstehab vasiyet için üçte birinden eksik olursa zararı yoktur. Amma vacip olan vasiyetinde üçte birinden eksik olursa, bu kimse vacip olan vasiyeti terk ettiği için Hakk Teâlâ ya âsi olur dediler. Vasiyet etmenin yolu şudur ki; bu insan iki sâlih, doğru kimseler yanında diliyle vasiyetini zikreder. Yahut yazıp, sonra bu yazdığı vasiyeti iki veya üç sâlih kimse yanında okuyup bunlara dinletip, sonra böyle şahit olun der. Ve dahi Allah-u Teâlâ nın hakkı ve kul hakları olan insan, önce kul haklarından başlayıp vasiyet eder. Sonra Hakk Teâlâ nın haklarından vasiyet eder. Kul haklarını, mesela; hangi insana borcu var ise ve ne miktar olduğunu beyan ederek, emanetler var ise bunları söyleyerek, ve şer an kıymetini vermesi lazım olan, çaldığı şeyler varsa bunları, beden haklarını -haksız yere dövmek, hizmet ettirmek gibi- ve kalp haklarını -sövmek ve alay etmek gibi- helal ettirmek için bu haklardan vasiyet eder. Yani bu hak sahiplerine mal ve akçe verip haklarını eda etmek için mal tayin etmelidir. Lakin üçte birinden değil belki bütün maldan lazımdır. 34

و د خ ي ا لله ح ق ل ر جي ون و ص ي ت ث ل ث ن د ن ل ز م د ر. ا م د ي ا لله ت ع ا هلين ك ح ق ل ر ن د ن ا ب ت د ا ن م از د ن ب اش ل ن ور. و د خ ي ق ض ا ا يد ه م د يك ي ن م از ب ر ا يج ون ف ط ر ه ف ق ر اي ه و ير م ك و اج ب ا ول ور. هلك ن ب ر ن م از ه ب ر ف ط ر ه و ير م ك و ج وب ي ا ور ج ه ق ي اس ا يل ه د ر. ب ون ك ا يج ون ض ع ف د ر. هان ج ق ف ر ض ا و ل ن ف و ت ا ول م از د ن ق ض ال ر ي ق يل م ق د ر. و ش ر وع ا يل ه ف ر ض ا و ل ن ن اف ل ه و س ن ت ن م از ل ر ي ي اك ل ش ق يل د ق د ه ت ك ر ار ق يل م س ي ل ز م ا يك ن ق ض اس ي ف ر ض ن م از ل ر ك ق ض اس ي ك ب ي ع م ل ل ز م د ر. ا ن س ان ف و ت ن د ن ص ك ر ه ن م از ك ف ط ر ه س ي ف ق ر اي ه و ير يل ور. هلك ن ح ي ات د ه ا يك ن ق ال م ش ن م از ل ر ه ف ط ر ه و ير س ه ج ائ ز ا ول م از. ا م د ي ق ال م ش ن م از ح س اب ا ول ن ور. ي وق ار ود ه ب ي ان ا ول د يغ ي ك ب ي ص ك ر ه م ال ن ك ث ل ث ن ي ب و ن م از ل ر ه و ف ا ا يد وب ي ت ر س ه ت م ام ا ول ه ر ق ف ق ر اي ه ن م از ل ر يج ون ت ص د ق ا ول ور. د و ر ا يت م ك ل ز م ا ول م از. ا م د ي ب وي ل ه ن م از ل ر يج ون ف ق ر اي ه و ير ه ج ك ف ط ر ه ل ر د ن م ث ل ا يك ي ا وج ب ش ا ون ي ك ر م ي ف ط ر ه ز ي اد ه ا ك س ك ب ر ف ق ر اي ه و ير س ه ج ائ ز ا ول ور. م ث ل ن م از ك ف ط ر ه س ي ب ر غ ر وش ا ول س ه ا ون ن م از ف ط ر ه س ي ا ون غ ر وش ا يد ر. ب و ا ون غ ر وش ي ب ر د ن بر ف ق ر اي ه و ير م ك ج ائ ز ا ول ور. هلك ن ك ف ار ت ف ط ر ه س ي ب ر ف ق ر اي ه ك ون د ه ب ر د ان ه و ير يل ور. ا يك ي و ير ل س ه ج ائ ز ا ول م ز. غ ف ل ت ا ول ن م ي ه. ا م ا ث ل ث ي ق ال م ش ن م از ل ر ه و ف ا ا يد وب ه ر ب ر ن م از ي ب ر ف ط ر ه ا د ار ه ا يت م ز س ه ا ول و ق ت د و ر ا يل ه و ص ي ت ا يت م ك د خ ي و اج ب د ر. 35

Ve dahi Allah hakları için vasiyet, malının üçte birinden lazımdır. Allah-u Teâlâ nın haklarından öncelikle namazdan başlanır. Kaza edemediği namaz için birer fitre fukaraya vermesi vacip olur. Lakin bir namaza bir fitre vermek, oruca kıyas iledir. Bunun için (bu hüküm) zayıftır. Aslında farz olan, ölmeden evvel kazaları kılmaktır. Ve başlamasıyla farz olan nafile ve sünnet namazlarını yanlış kıldığında, kazası farz namazların kazası gibi tekrar kılması lazımdır. İnsanın, öldükten sonra namazının fitresi fukaraya verilir. Lakin hayatta iken, kazaya kalmış namazlara fitre verse caiz olmaz. Kazaya kalmış namazlar hesaplanır. Malının üçte biri bu namazlara yeterse, tamamı fukaraya namazları için tasadduk olunur. Devir yapmak lazım olmaz. Böyle namazları için fukaraya verilecek fitrelerden, iki, üç, beş, on, yirmi fitre, fazla veya eksik, bir fukaraya verirse caiz olur. Mesela, namazın fitresi bir kuruş olsa, on namaz fitresi on kuruş eder. Bu on kuruşu bir seferde bir fukaraya vermesi caiz olur. Lakin (yemin keffareti gibi) bir fukaraya günde bir tane verilir. İki tane verilse caiz olmaz. Gaflet olunmasın. Eğer ki malının üçte biri, kazaya kalmış namazlara yetmez de, her bir namazı bir fitre idare etmezse, o vakit devir ile vasiyet etmesi vaciptir. 36