Ahmet Necdet (Sözer) Prof. Dr. Ahmet Necdet (Sözer) 1933 te İnegöl de doğdu. Çapa Yüksek Öğretmen Okulu nu ve İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü nü bitirdi. Çeşitli Anadolu kentlerinde öğretmenlik yaptı, uzun yıllar beşeri ve iktisadi coğrafya profesörü olarak çalıştı. Şiirlerini Uzuneşek (1977), Ne Çok Enkaz (1988), Sana Bunca Yangından (1991), İnegöl Hey İnegöl (1992), Gün Yüzleri (1992 / Türk Dil Kurumu 1994 Şiir Ödülü), Kün (1994), Ay Kasidesi (1995), Zümrüt Longa (1998), Aşk Ey! (2001 / Yunus Nadi 2002 Şiir Ödülü), Haiku Kuşu (2004), Tanka lar Kitabı (2005), Yokluğunla Çoğalarak (2006) ve Hep İle Hiç Arasında (2008) adlı kitaplarında bir araya getirdi. Kraliçe Stratonike (2002) adlı şiirli oyunu ile deneme-incelemelerden oluşan Bir Bölük Ankâ (2003) ve günlüklerden oluşan Şiirli Defter (2005) kitapları yayımlandı. Türk Şiiri üzerine geniş kapsamlı antolojiler hazırladı: Modern Türk Şiiri Antolojisi (1993), Bugünün Diliyle Divan Şiiri Antolojisi (1995), Tekke Şiiri Antolojisi (1997), Yahya Kemal den Günümüze Tematik Türk Şiiri Antolojisi (1993) bu alandaki çalışmalarındandır. Şeyh Gâlib in Hüsn ü Aşk mesnevisini tam şiir olarak günümüz Türkçesine aktaran yazarın Ömer Hayyam dan yaptığı çok sayıda rubai çevirisi Nedir Yaşamın Gizi (2004) adı altında okura sunuldu. Ahmet Necdet 1950 lerin sonlarından başlayarak birçok Fransız şairini Türkçeye kazandırdı; bu şairlerin şiirlerini yıllar içinde Çağdaş Fransız Şiiri (1959) ve Baudelaire den Günümüze Fransız Şiiri Antolojisi (1997) adlı antolojilerde yayımladı. Çok sayıda dünya şairini de ortak çalışmalarla şiir okurumuza tanıtmış olan Ahmet Necdet in Kanşaubiy Miziev le birlikte Türkçeye aktardığı Puşkin in ünlü Yevgeniy Onegin şiir-romanı 2004 yılında Dünya-Kitap Dergisi En İyi Çeviri Kitabı ödülünü kazandı. İkili; Lermontov, Blok, Yesenin gibi Rus şairlerinden yaptıkları çevirilerin yanı sıra Rus Şiirinin Gümüş Çağı adlı antolojilerinde hiç bilinmeyen çok sayıda şairi de okurla tanıştırdı. Ahmet Necdet in diğer ortak çalışmaları şunlardır: Gertrude Durusoy la birlikte, Paul Celan ın Bademlerden Say Beni (1983), Haşhaş ve Bellek (1994), Zaman Kırmızısı Dudaklarla (1996), Hiçkimsenin Gülü (1996) ve Dil Kafesi (1999) adlı kitapları; Jean-Louis Mattei nin katkılarıyla Apollinaire in Alkoller (1997) kitabı; George Trakl den Akşamları Kalbim (1990); Mırbatır Husanov un katkılarıyla, Voznesenski den Telefon Kulübesi (1997). Jean-Louis Mattei ile birlikte Latin Şiiri Antolojisi ni (1998) yayımlayan yazarın Fransızca dan dilimize kazandırdığı yapıtlar arasında Baudelaire in ünlü Kötülük Çiçekleri ile Aragon dan yaptığı Mutlu Aşk Yoktur (1998) adlı seçki de bulunuyor. Ey Gece! Ey Uçurum!, şiirlerini daha önce toplu olarak Bir Can Yongasıdır Aşk (1998), İnce Divan (2004) ve Gökliman (2009) başlıkları altında yayımlayan Ahmet Necdet in tüm şiir yapıtını eksiksiz olarak bir araya getiriyor. Ahmet Necdet geçirdiği bir rahatsızlık sonucu 2010 yılında aramızdan ayrıldı.
.
Ahmet Necdet Ey Gece! Ey Uçurum! Bütün Şiirleri (1948-2009)
Ayrıntı: 1060 Şiir Dizisi: 17 Ey Gece! Ey Uçurum! Bütün Şiirleri (1948-2009) Ahmet Necdet Yayıma Hazırlık ve Uygulama Derya Şahin, Ceren Ataer, Hediye Gümen Ahmet Necdet Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak Tasarımı Petek Yılmaz Kapak Düzeni Gökçe Alper Desen Semih Poroy Baskı ve Cilt Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85-576 00 66 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım: İstanbul, Mayıs 2017 Baskı Adedi 1000 ISBN 978-605-314-167-9 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.:3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr twitter.com/ayrintiyayinevi facebook.com/ayrintiyayinevi instagram.com/ayrintiyayinlari
Ahmet Necdet Ey Gece! Ey Uçurum! Bütün Şiirleri (1948-2009)
[İlk Şiirler 1948-1954]
Birinci Basım: Gökliman (Toplu Şiirler, 1948-2009) içinde, Artshop Yayıncılık, 2009.
AĞIR İKİNDİ Güneşin çok parlak olduğu Bir günün sonunda sessizlik Tatlı bir hüzünle hatırlatır Zevki yarıda kalan bir çocukluğu Şen-şatır geçen Nedense bir ağırlık çöker insana Dağlara çöken günün ağırlığı gibi Bir leylek kanat çırpar durgun havada Ve güneş çekilir garipsediğim Yassı tepelerden (1948) ~13~
TÜTÜNCÜLER Gecenin koyu karanlığı içinde Kör bir fener ışığı vuruyor pencereme Tütüncüler geçiyor penceremin altından Uykulu sesleriyle güle eğlene Neden sonra sesler duyulmaz oluyor Gökteki yıldızlar da sönüyor teker teker Serin bir rüzgâr titretirken sizleri Fark ediyor musunuz meşakkatli tütüncüler Gökteki yıldızlar da sönüyor teker teker (1948) ~14~
KARANLIK ODA Bir hayat ve bir sevgi gölgesi Yetişmiyormuş gibi bir de ötesi Karanlık oda! Düşüncelerin kadar karanlık Nemli duvarlar arasına sıkışmış vücudun Gün olur gece olur anlayamazsın Ürkek bir sessizlik var yakınında bulduğun Toprak soğumuş yine anlayamamışsın Üzerine öbek öbek karlar yığılmış Mevsim ilkbahar! Farkında mısın Bütün kederler geride bırakılmış Şimdi memleketin günlük güneşlik Yüzleri gülmektedir bütün yurttaşlarının Türküler söylenmekte iyi günlere dair Tasası yok kalplerde eski hâtıraların Sen ise eriyorsun o dört duvar içinde Üzerindeki örtü şimdiden delik-deşik Bir kurt mu kemiren parmaklarını Bir menhus böcekten mi tenindeki eziklik Karanlık oda! Düşüncelerin gibi karanlık Her tarafın nemli ve soğuk toprak Bütün var olan şeylerden uzaktasın Yüzyıllar boyu uzak! (1949) ~15~
ÜÇ BUÇUK Gün geldi neşem kalmadı Parasızlıktan / kimsesizlikten Anam ağladı Gün geldi kalbimde insanların ağrısı Ağlamak istedim kendi hâlime Be zaten ağlamayı severim Oldum olası Gün geldi çocuklaşmış gibi Haftalarca ıslık çaldım sevincimden Ve kanat açmak istedim bir arzunun peşinden Uzak ülkelere kuş gibi Gün geldi elim cebimde Şarkılar söyledim mahur faslından Gün geldi en tatlı bir hüzünden Sevgiler yarattım küçük kalbimde Gün geldi / gül geldi Acı bir ilaç gibi dilimde Üç buçuk mısra kaldı (1950) ~16~