EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 2. Türk Eğitim Sisteminde Öğretmen Yetiştirme Uygulamaları

Benzer belgeler
OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

OSMANLILAR Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

İslâmî Eğitim Kurumları

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları. Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ GÜZ DÖNEMİ SINAV PROGRAMI

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

Türk Eğitim Tarihi. 2. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Dr.

İMAM HATİP LİSESİ HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

AKADEMİK YILI

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları. Dr. Ali Gurbetoğlu

Değerli İlim Talibi, Kadın erkek her Müslüman ın hayatını İslamin kuralları çerçevesinde idame ettirerek ebedi saadete yelken açması, İslam dininin

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

Yrd. Doç. Dr. Ali GURBETOĞLU İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İLAM AKADEMİ NİÇİN İLAM AKADEMİ?

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss

İmam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

Türk Eğitim Tarihi. 1. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Yrd. Doç. Dr.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERSLERİ DERSİN KODU VE ADI TEZ 5000 Yüksek Lisans Tezi TİB 5010 Seminer UAD 8000 Uzmanlık Alan

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

Osmanlı nın ilk hastanesi:

KTÜ RİZE İLAHİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM VE ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNE İLİŞKİN RAPORDUR.

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARINA ÖĞRETMEN OLARAK ATANACAKLARIN ATAMALARINA ESAS OLAN ALANLAR İLE MEZUN OLDUKLARI YÜKSEKÖĞRETİM

İmam Hatip Dersleri Ortak Zorunlu ve Seçmeli Dersler

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

KTÜ RİZE İLAHİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM VE ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNE İLİŞKİN RAPORDUR.

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Eğitim. Resul KESENCELİ EĞİTİMDE

KTÜ RİZE İLAHİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM VE ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNE İLİŞKİN RAPORDUR.

YILINA AİT ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA OKUTULACAK DERS KİTAPLARININ KURUM BAZINDA DAĞITIM LİSTESİ

YENİDEN YAPILANMANIN EŞİĞİNDE KUR AN KURSLARI

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

I. Hutbe okutmak. II. Para bastırmak. III. Orduyu komuta etmek. A) Damat Ferit Paşa

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

Giresun/Bulancak Sarayburnu Camii

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH

İmparatorluk Döneminde: Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944

4. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 3. İlk Yenileşme Dönemi Sonrasında Öğretmen Yetiştirme Politikaları

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ALANI

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

İmam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEBLİĞLER DERGİSİ DESTEK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE AYDA BİR ÇIKARILIR. İlk Çıkış Tarihi: 09/01/1939

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Amaç. Dayanak. Kapsam

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

FEN VE SOSYAL BİLİMLER PROGRAMLI ANADOLU İMAM HATİP LİSELERİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT

Transkript:

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 2. Türk Eğitim Sisteminde Öğretmen Yetiştirme Uygulamaları Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu ali.gurbetoglu@izu.edu.tr

2. Türk Eğitim Sisteminde Öğretmen Yetiştirme Uygulamaları a. Osmanlı Öncesi Eğitim Sistemi ve Öğretmenlik b. Osmanlı Klasik Dönemi (1299-1776) Öğretmen Yetiştirme Çabaları Sıbyan Mektepleri Medreseler Saray Mektepleri 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 2

a. Osmanlı Öncesi Eğitim Sistemi ve Öğretmenlik Öğretmenlik dünyanın en eski meslek alanlarından biridir. Öğretme çabaların bir uğraşı alanı niteliği kazanması, bu uğraşı alanının öğretmenliğe dönüşerek meslekleşmesi ise oldukça yenidir. Öğretmenliğin bir meslek olarak icra edilmesinin en bilinen örneği sofistlerdir. Sofistlerin yerleşim yerlerini dolaşarak buralarda halkı eğittikleri bilinmektedir. Öğretmenliğin tamamen kendine özgü bir uzmanlık mesleği olması ise çok daha yenidir. Eski Türklerde töreye göre gerçekleşen eğitim, toplum hayatını düzenleyen ve uyulması gereken kuralları içermekteydi. Bu kuralların öğretilmesi bir öğretim işiydi ve bunu sağlayan daha ziyade bilge kişiler ve şamanlardı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 3

Orhun Yazıtlarında da belirtildiği gibi, eğitime egemen olan temel değerler; bilgelik, alplik, kahramanlık bağımsızlık ve halkın mutluluğunun sağlanmasıydı. Uygurlarda sözlü töre bilgisi yerini zamanla yazılı bilgilere bırakmıştı. Yerleşik hayata geçiş ve yazının yaygın kullanılmaya başlanması, eğitim ve öğretimin de müstakil bir alan olarak gelişmesinin en temel etkeni olmuştur. Eski Türklerde olduğu gibi diğer toplumlarda da din ve inançlar, kuvvetli bir eğitim vasıtasıydı. O nedenle eğitim işi daha ziyade din adamları ve toplum değerlerini bilen din adamlarıydı. Mesela Konfüçyüs, halkın inançlarına saygı göstererek, düşüncelerini kabul ettirmeyi başarmıştı. O bütün hayatını erdemli insan yetiştirmeye adayarak eğitim tarihinde yer almış bir halk eğitimcisiydi. Çin de de eğitim işi kutsal bir görev olarak görülür, öğretmene gösterilen saygı, ölünceye kadar devam ederdi. Çinlilerin önemli pedagoglarından Lâotze, insanlar arasına iyiliği ve fazileti telkin edenler bilhassa öğretmenler olması gerektiğini söylemiştir. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 4

26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 5

Hindistan da Brahmanizm dinine bağlı olarak kast sistemi egemendi. Kastların birinden diğerine geçilemezdi. Kast sisteminde halk Brahman, asker, esnaf ve köle olarak dörde ayrılmıştı. Kast sistemi eğitim sistemini de etkilemişti ve eğitim işini de Brahman denen din adamları üstlenmişti. Brahmanların kutsal bilinmesi öğrencilerin öğretmenlerine karşı itaatli ve saygılı olmasını kolaylaştırmıştır. Antik Isparta da eğitimin amacı; iradeyi kuvvetlendirmek, bedeni kuvvetli ve zinde hale getirmek esasına dayanırdı. Halk; asiller ve köleler olmak üzere ikiye bölünmüştü ve eğitim de asiller için söz konusuydu. Genç kuşaklar devlet tarafından toplumun geleceği için askeri eğitim görerek yetiştirilirdi. Çocuklar 7 yaşından itibaren tamamen devlete ait olurlar, savaşçı yetiştirilmeleri için bir askeri eğitim kurumuna verilirlerdi. Bu çocuklar ve gençlerin öğretmenliğini de, 20-30 yaş arasında ruhen ve bedenen kuvvetli ve özellikle savaş sanatını iyi öğrenmiş Ispartalılar yapardı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 6

Türklerin İslam ı kabulüyle başlayan yeni süreçte eğitim ve öğretimin kurumsal yapıları iyice şekillenmiştir. Özellikle Uygurlar döneminde eğitimin yaygınlık kazandığı, eğitilmiş insanın çok önemsendiği, bu amaçla eğitim kurumları oluşturulduğu ve öğretmenliğin de en prestijli mesleklerden biri haline geldiği bilinmektedir. Çocuğu öğretmene ver, ondan alıp saraya ver (Akyüz) Uygur atasözünde eğitimin çocuğa kazandırabileceği statünün yüksekliğine işaret edilmiştir. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 7

Atina da da asil sınıfa mahsus olan eğitimde amaç iyi yurttaş yetiştirmekti. Burada eğitim Isparta da olduğu gibi devlet tarafından değil, aile tarafından verilse de askeri eğitim esastı. Öğretmenlik bir meslek halini almış değildi, çocukların bakımıyla Pedagog denilen köleler meşgul olurdu. Atina da tarih, coğrafya, tabiat ne varsa hepsini bilip öğreten öğretmenler ortaya çıkmaya başladı. Felsefi, siyasi, ahlaki konular üzerinde tartışmalar yapılır, güzel, anlamlı konuşmaya ve şuur üstünlüğüne çok değer verilirdi Sofist olarak adlandırılan bu öğretmenler gençleri, başarılara hazırlayan, bunu kendilerine iş edinen hocalardı. Sofistler, adeta o devrin canlı ansiklopedileri ve gezici öğretmenleriydi. Bugünkü sosyal düzenle karşılaştırılacak olursa Isparta da sosyal, Atina da ise liberal bir eğitim düzeni olduğu söylenebilir. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 8

İslam öncesinde Şaman lar kutsal ve etkin eğitimciler konumaydı. Müslümanlıkla birlikte öğretmenlik, peygamber mesleği olarak kutsiyetini sürdürmüştür. İslam'ın kabulünden sonra Karahanlı lardan başlayarak, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri döneminde de varlığını sürdürecek köklü eğitim kurumları ortaya çıkmıştır. Bu yeni dönemde, yapıları, programları, eğitim biçimleri ve öğretim elemanları hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olduğumuz öğretim kurumları kökleşip yerleşmiştir. Bunların başında Sıbyan mektepleri ve Medreseler gelmektedir. Bu kurumlar asırlarca Türk toplumunun eğitim ve öğretiminde başarılı görevler üstlenmişti. Buralarda görev alan öğretmenler, İslam öncesi dönemin bilge ve alp insan modeline erenlik vasfını da katabilmeyi eğitimin temel amacı olarak benimsemişti. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 9

b. Osmanlı Klasik Dönemi (1299-1776) Öğretmen Yetiştirme Çabaları Sıbyan Mektepleri Medreseler Saray Mektepleri Bursa Sitti Hatun Sıbyan Mektebi 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 10

Tanzimat Öncesi Eğitim ve Öğretmen Yetiştirme Karahanlı dan Osmanlı ya tüm devlet yöneticileri ilim ehlini sevip takdir etmiş, ilim öğretenlere büyük değer verip desteklemişlerdir. Eğitim konusunda istisnalar dışında devletin görev üstlenmesine ilişkin ilk örneklere de Selçuklular da rastlanır. Selçuklu veziri Nizamulmülk devlet parasıyla ilk medreseleri inşa eden, burada görev yapan müderrislere devlet kesesinden maaş veren ilk devlet adamıdır. Böylece geniş halk kitlelerini ilgilendiren toplu eğitim konusunda devletin görev üstlendiği ilk uygulamalar başlamıştır. Daha sonraki dönemlerde gerek Selçuklu ve gerekse Osmanlı da eğitim gönüllü kuruluşlar olan vakıflar eliyle sürdürülmüş, devlet bu kurumların sağlıklı işleyişi için denetleme görevini üstlenmiştir. Bu kurumlarda görev alacak müderrislerin yetiştirilmesi ve istihdamı konusunda da zamanla bir geleneğe dönüşerek Osmanlı da da varlığını sürdürecek bazı düzenlemeler yapılmıştı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 11

Eğitim tarihçisi Akyüz (2009:19), Tanzimat öncesi başlıca beş çeşit öğretmenin yetirilmekte olduğunu söyler. Bunlar; Sıbyan mektebi öğretmenleri, Medrese öğretmenleri, Enderun Mektebi öğretmenleri, Askeri ve teknik okul öğretmenleri, Azınlık ve yabancı okullar öğretmenleridir. Bunların her birinin yetiştirilme tarz ve mekanları birbirinden oldukça farklıdır. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 12

Sıbyan Mektepleri: Osmanlıların ilköğretim seviyesindeki okullarına genel olarak "sıbyan mektebi" veya "mahalle mektebi" denilmektedir. Sıbyan mekteplerine mekteb veya küttab da deniliyordu. Selçuklulardan ve öteki İslam ülkelerinden devralınan bu okullar; Darü t talim, Mektephane veya Darü l ilm adlarıyla da anılmaktaydı. Küttab veya mekteb, yazı öğretilen yer anlamına gelir. Sıbyan mektepleri genellikle tek bir odadan ve tek bir hocadan oluşurdu. Genellikle Medrese mezunu hocalar, mektebin yanındaki ya da yakınındaki câminin imamı veya müezzini olurlardı. Eğer çocuk sayısı fazlaysa, muallimin yetiştirdiği talebelerinden kendisine kalfa olarak seçtikleri de ders okuturdu. Mektebe başlama yaşı ortalama 4 olup bir sıbyan mektebinde ortalama 30 kadar çocuk okumaktaydı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 13

Hemen her mahallede bulunduğu için "Mahalle Mektepleri" veya taş bina olarak inşa edildiği için "Taş mektep" de denilen bu okullar örgün eğitimin ilk basamağıydı. Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde de geçen "Sıbyan Mektebi" tabiri, sonraları resmî iptidai mekteplerinin açılmasıyla terkedilmiş, onun yerini "İptidai Mektep" tabiri almıştır. Çocuk, 4 yıl 4 ay 4 günlük olunca Bed'i Besmele töreni ve amin alaylarıyla, mektebe başlardı. Okula kız-erkek karışık giderlerdi ve eğitim Tanzimat sonrası mecburi idi. Günümüz Anaokulu seviyesini de içeren sıbyan mekteplerinde sınıf sistemi yoktu. Haftanın 6 günü mektebe giden çocuklar Cuma günü tatil ederdi. Sıbyan mekteplerinde Kur an, okuma-yazma, bazı dinî bilgiler ve uygulamalar, ahlak bilgileri ve basit hesap işlemleri öğretilirdi. On yaşına kadar Kurân'ı hatmeden çocuk, daha sonra kelime bilgisi, hitabet, dilbilgisi, edebiyat, tarih gibi ek konular üzerinde üç yıl daha çalışabilirdi. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 14

Anne babaların isteğine göre yetenekli çocuklara hafızlık öğretildiği de olurdu (Akyüz). Önceleri sıbyan mektepleri için özel olarak yetiştirilmiş öğretmenler olmadığı gibi, okul denebilecek binalar yoktu. Mescitleri kirletebilecekleri düşüncesi ile, onlara mescitlerde yer verilmeyince bu okullar özel evlerde, mescit ve cami kenarlarında vs. yer bulmuş, her mahallede ve hemen her köyde açılmışlardı. Bu okullar, bizzat devlet tarafından yaptırılmayıp padişahlar, sadrazamlar, vezirler gibi devletin üst kademesinde yer alan kişiler, ilim sahipleri ve halk arasındaki maddî gücü iyi olanlar veya halk tarafından yaptırılırdı. Genellikle okulu yaptıranlar, bu kurumun etkinliklerini yürütebilmesi için her türlü ihtiyacını karşılayabilecek gelir kaynakları tahsis ederlerdi. Okul yaptırıldıktan sonra okulun bakım ve onarım harcamaları ile personel ve öğrenci giderleri için yeterli gelir kaynakları vakfedilirdi. Böylece eğitim-öğretim için devlet hazinesinden para harcanmadan hizmetler sürdürülürdü. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 15

Sıbyan mekteplerinde görev yapacak muallimler için belirlenmiş bir standart mevcut değildi. Bu kurumlar devlet eliyle yapılıp devlet tarafından öğretmen görevlendirmesi söz konusu olmadığından, görevlendirilen öğretmenlerin yeterliklerine de göreve getirenler karar vermekteydi. Onlar da bulabildikleri adaylar arasından kendi bilgilerine göre seçim yapmaları bir gelenek olmuştu. Bu geleneksel düzene göre sıbyan mektebi öğretmeni olarak aşağıda belirtilen kişi veya zümreler arasından seçim yapılmaktaydı(akyüz) : Cami imam ve müezzinleri, Biraz okur yazar olan, orta yaşlı ve ağırbaşlı kişiler, Ölen bir öğretmenin uygun nitelikleri taşıyan oğlu, Bazı hafız ve okumuş kadınlar. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 16

Türk eğitim tarihinde çağdaş anlamda öğretmen yetiştirme konusunda ilk önemli girişim Fatih döneminde Ayasofya ve Eyüp medreselerinde sıbyan mektebi öğretmeni olacaklar için genel medrese eğitiminden farklı bir programın uygulanması olmuştur. Fatih, sıbyan mektebi muallimlerinin medresede eğitim görmüş olmalarını mecbur tutmuştu. Yaptırdığı bir programa göre, Eyüp ve Ayasofya medreselerinde sıbyan mektebi öğretmeni olmak isteyen öğrenciler için genel medrese programlarından ayrı bir program öngörmüştü. Programda medreselerde okutulan bazı derslere yer verilmemiş, bazı dersler de ilave edilmiştir. Bu muallimlerin edebiyat, mantık, geometri, astronomi ve kelam gibi dersler almalarından sonra sıbyan mekteplerinde ders vermelerini sağlamıştı. Bu programda Tartışma Kuralları ve Öğretim Yöntemi anlamında "Adabı Mübahase ve Usulü Tedris" adlı bir ders konulmuştu. Fıkıh gibi medreselerin en temel derslerinden biri de bu programda yer almamıştı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 17

Bu programda yetiştirilmek istenen öğretmenin özellikleri de vakıf senedinde belirtilmiştir. Burada çizilen öğretmen profilinin çağdaş pedagojik ilkelerle uyumlu olması programın köklü bir temele dayandığını göstermektedir. Ancak ne yazık ki bu program uzun ömürlü olamamıştır. Bu programda tartışma adabı ve öğretim yöntemleri anlamında Adab-ı Mübahase ve Usul-i Tedris adında bir dersin bulunması Türk ve dünya eğitim tarihi açısında çok önemli bir gelişmedir. Uygulama Türk eğitim tarihinde öğretmen yetiştirmenin alan özelliklerine göre düzenlenmiş ilk programı olma özelliği taşımaktadır. Ancak Fatih in yaptırdığı bu program çok uzun ömürlü olamamıştır. Evliya Çelebi'ye göre 1600 lü yılların sonlarında İstanbul'da iki bin civarında sıbyan mektebi vardı. O günün nüfusuna göre 400 kişiye bir sıbyan mektebi düşmekteydi. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 18

Medreseler: İslam eğitim tarihi içinde özel bir yeri bulunan Osmanlı medreseleri, orta ve yüksek tahsili gerçekleştiren müesseselerdi. Daha önceki devirlerde olduğu Osmanlı'da da şahıslar tarafından tesis edilen ve yaşaması için vakıflar kurulan medreselerin hocalarına "müderris", yardımcılarına da "muid" denirdi. Medrese talebesi ise "danişment", "suhte" veya "talebe" isimleri ile anılırdı. "Sıbyan Mektebi" veya o seviyede özel eğitim görmüş olan kimseler, medreselere giderek hocalardan bir program çerçevesinde belirlenmiş dersleri okurlardı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 19

Kendinden önceki Müslüman devletlerde olduğu gibi Osmanlılarda da medreseleri genel anlamda iki grupta mütalaa etmek gerekir. Bunlar: Benzer eğitim veren Genel Medreseler Özel bir alanda eğitim veren İhtisas Medreseleri 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 20

A. Genel Medreseler İstanbul Fatih te fetih sonrası Sahn-ı Seman Medreseleri kurulduktan sonra, Osmanlı Devleti sınırları içindeki tüm medreselerde yeni bir düzenlemeye gidildiği bilinmektedir. Buna göre aşağıdan yukarıya doğru her derecede hangi ders ve kitapların ne ölçüde okutuldukları pek bilinmese de bazı vakfiye, kanunname ve biyografi sayesinde bunları tespit etmek kolaylaşmaktadır. Genellikle müderrislerinin aldıkları yevmiye miktarına göre de isimlendirilen Osmanlı medreseleri, aşağıdan yukarıya doğru söyle bir sıra takip ederler idi. Daha iyi medreselerde daha iyi hocalar olduğu için medreseler hocaların aldıkları yevmiyeye göre sınıflandırılmıştır. Müderrisine günlük olarak verilen ücrete göre de isimlendirildikleri olmuştur. Medreselerde okutulan eserleri anlayabilmek için: "Sarf" ilminden; Emsile, Bina, Maksud, Izzi, Merağ, "Nahiv" ilminden; Avamil, İzhar, Kafiye gibi eserleri, Serh-i İsagoci gibi mantık, Tevali gibi Fıkıh usulüne dair eserlerin de okunmuş olması gerekmekte idi. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 21

Başlıca Genel Medrese Çeşitleri: a. Haşiye-i Tecrid (Yirmili) Medreseleri: Fıkıh ve Kelam eğitimi verilen medreseydi. Seyyid Serif Cürcani'nin Kelam ilmine ait "Haşiye-i Tecrid" adli eseri bu medresede okutulan en önemli ders kitabıdır. b. Miftah (Otuzlu) Medreseleri: Fıkıh, Kelam ve Belagat ilimlerinin ağırlıklı olduğu medreselerdir. Belagat ilminden Teftazanî'nin "Serh-i Miftah" adlı eseri okutulmuştur. Bundan başka Fıkıhtan "Tenkih ve Tavzih", Kelâmdan "Hasiye-i Tecrid"in devamı ve Hadisten "Mesabih" okutuluyordu. c. Telvih (Kırklı) Medreseleri: Genel programın dışında bu medreselerde Belagat ilminden "Miftahu'l-Ulûm", Usûl-i fıkıhtan "Tavzih", Fıkıhtan "Mesariku Envari"ı, İshakî'nin "Meşarik"i, Hadisten de Begavî'nin "Mesabih" adli eseri okutuluyordu. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 22

d. Ellili Medreseler: "Haric" ve "Dahil" olmak üzere ikiye ayrılırlar. Kırklı ve Hariç Ellili medreseler; Osmanlı öncesi devirlerde Anadolu'da hükümran olan Anadolu Selçukluları ile Beyliklerin hükümdar, hükümdar aileleri ve vezirlerinin yaptırdıkları medreselerdir. Dahil medreseleri ise; Osmanlı padişahları ile şehzade valideleri, şehzadeler ve padişah kızlarının yaptırdıkları medreselerdir. Ellili medreselerin; Hariç bölümünde: Fıkıhtan "Hidaye", Kelam'dan "Şerh-i Mevakif", Hadis'ten "Mesabih" okutuluyordu. Dahil bölümünde ise: Fıkıhtan "Hidaye", Usul-i Fıkıhtan "Telvih", Hadis'ten "Buhari", Tefsir 'den "Keşşaf" ve "Beydavi" okutuluyordu. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 23

e. Sahn-ı Seman Medreseleri: Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'da kurduğu külliyede bulunan 8 medresedir. Bu medreseler, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Süleymaniye Medreseleri kuruluncaya kadar en yüksek tahsil veren eğitim kurumları idi. Fatih vakfiyesinde müderrislerine günlük 50 akça tayin edilmişse de bazı müderrisler burada kalarak terakki edebiliyordu. Yani başka medreselere gitmeden yevmiyeleri, bulundukları yerde yükseltilirdi. Böylece gündeliklerinin 90 akçaya kadar çıkarıldıkları görülmektedir. Burada okutulan dersler; daha öncekilerin bir devamı mahiyetinde olmak üzere: Fıkıhtan "Hidaye", Usul-i Fıkıhtan "Telvih" ve "Şerh-i Adud", Hadisten "Buhari", Tefsirden "Keşşaf" ve "Beydavi" okutulmuştur. Bu konulara "nakli ilimler" denilmekteydi. Bunların yanında Tıp, Hendese, Hey'et, Coğrafya, Mantık gibi "akli ilimler" de okutulmuştur. Sahn-ı Seman içinde de günümüz Tıp fakültelerinin atası bir "Darüşşifa" bulunmaktaydı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 24

f. Altmışlı Medreseler: Bu medreselerde; Fıkıhta; "Hidaye" ve "Şerh-i Feraiz", Usul-i Fıkıhta; Telvih, Kelamda; "Şerh-i Mevakıf", Hadiste; "Buhari", Tefsirde; "Keşşaf" okutulmaktaydı Zaman zaman değişiklikler olmakla birlikte medreselerde okutulan bu derslerin yanında "Cüz'iyât" adı verilen dersler okutulmaktaydı. Bunlardan başlıcaları; Hikmet (Felsefe), Hesap, Hendese (geometri) Hey'et (astronomi), Cografya, ilm-i zic (astronomi, cetveller), Ilm-i Nücûm (Yildizlar ilmi), Tıp ve Teşrih de vardır. Son asırlarda bunlara "Koltuk Dersleri" veya "Alet ilimleri" de denmiştir. Esas ilim şubesini bitirenler yukarıda isimleri verilen müspet ilimleri tahsil edebilirlerdi. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 25

g. Süleymaniye Medreseleri: Osmanlı medrese sistemindeki en büyük gelişmelerden biri Kanuni döneminde meydana gelmişti. Kanuni devri, her sahada olduğu gibi medrese teşkilatında da zirveyi ifade eder. Fatih'in Sahn-i Seman medreselerinde "Darüşşifa" olmakla beraber henüz tıp ve matematik alanındaki bölümler mevcut değildi. Bu medreselerde tefsir, hadis, kelam ve edebiyat gibi dersler okutuluyordu. Buraya kabul edilen öğrenciler, günümüzün ifadesiyle ilk ve orta tahsillerinde matematik, geometri, astronomi gibi dersleri daha önce görmüş, bu tür fen bilimlerine vakıf olmalıydı. Günün şartları ve ihtiyaçları göz önüne alınarak Süleymaniye medreselerine Tıp, Riyaziye (matematik) ve Darulhadis ilave edildi. Kanuni tarafından vücuda getirilen medreseler topluluğu, Darulhadis, Tıp, Riyaziye, Tabiiye, Din, Hukuk ve Edebiyat eğitimi yapılan bölümlerden teşekkül ediyordu. Ayrıca hastane, imaret, hamam, tabhane(misafirhane) ve sair müştemilat bütün bu külliyeyi meydana getirmişti. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 26

B. Özel Eğitim ve Öğretim Veren İhtisas Medreseleri: Osmanlıda klasik medreseleri dışında da bazı ihtisas medreseleri de bulunmaktadır. Bunlar, daha ziyade belli bir alanda ayrıntılı uzmanlık gerektiren bir dalda ağırlıklı eğitim ve öğretim yapılan medreselerdir. Belli alanlarda eğitim veren bu medreseler İslam dünyasında Osmanlılardan önce de mevcut idi. Bu kurumlar Osmanlılarda da benzer isimlerle varlıklarını devam ettirmişlerdir. Bu Medreselerı: a. Darü'l Kurra, b. Darü'l Hadis c. Darü't Tıp olmak üzere üçe ayrılır. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 27

a. Darü'l Kurra: Medreselerin, Kuran-i Kerim'in öğretildiği, bir bölümünün veya tamamının ezberletildiği bölümüdür. Bazı Müslüman devletlerde bu müesseselere "Daru'l Kur'an" ve "Daru'l Huffaz" gibi isimler de verilmiştir. İslamda ilk "Darü'l Kurra" Erkam ın evi, ilk hoca da bizzat Resulüllah olduğu söylenebilir. Bilindiği gibi İslam dünyasında camiler, uzun süre birçok fonksiyonu yanında eğitim ve öğretim faaliyetleri arasında özellikle Kuran ve hadis tahsilinin merkezi oluşlardı. Osmanlılardan önce olduğu gibi Osmanlılarda da "kari"ler ile cami hizmetlileri genellikle bu müesseselerden yetişirlerdi. Sıbyan mektebini bitiren veya o seviyede özel bir öğrenim görmüş olan bir talebe, bu müesseselere kabul edilirdi. Burada okumak isteyenler önce en alt seviyedeki bir "darülkurra"ya girer, orada eğitimini tamamladıktan sonra yüksek seviyedeki bir "darülkurra"ya devam edebilirdi. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 28

b. Daru'l Hadis: Hz. Peygamber'in söz fiil ve takrirlerinden ibaret olan hadislerin öğretildiği kurumdur. İlk "darülhadis"in de "darülkurra"da olduğu üzere Erkam'in evi olduğu kabul edilir. Osmanlı öncesinde de Darülhadis hocalığının payesi en yüksek unvanlardan biri idi. Burada hocalık yapabilecek olanların hadis ilminde en üst seviyede bir bilgiye sahip, rivayet ve dirayet ilmini en iyi bilenlerden olmalıdır. Bu medreselerde ders okutan müderrislere "Muhaddis" denirdi. Buralara öğrenci olarak girebilmek için genel eğitim veren medreseleri ikmal etmek gerekirdi. Darülhadisler de kendi aralarında çeşitli seviye ve kademelere ayrılırlardı. Mimarî yönden genel medreselerden farklı olmayan darülhadisler, halkın eğitilmesinde, birlik ve beraberliğin sağlanmasında hizmet veren eğitim müesseselerinden biri olmuşlardır. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 29

c. Daru't Tıb: İslam dünyasında medreselerle birlikte tıp eğitim ve öğretimi ile tedavinin birlikte yürütüldüğü müesseseler de oluşturulmuştu. Bunlar; Daru't tıb, Daru ş şifa, Daru's sıhha, Daru'l merza, Şifahane, Maristan, Bimaristan, Daru'l afiye, Bimarhane gibi isimlerle anılmaktadır. Daru ş şifalar, yapı itibariyle diğer medrese binalarından farklı olarak inşa edilmekteydi. Bu kurumlar; cami, medrese, imaret, tabhane (misafir hane), kervansaray, hamam, çarşı, çeşme, kütüphane vb meydana gelen külliyelerin bir parçası olarak planlanmaktaydı. Bu külliyeler şehir içinde adeta yeni birer küçük sosyal merkez mahalli gibi halkın her türlü sosyo kültürel ve sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını da karşılıyorlardı. Fatih Sultan Mehmet tarafından tesis edilen sahn medreselerinin yanında bir de Daru ş şifa yapılmıştı. Devrine göre oldukça mükemmel olan bu şifa hanenin yetmiş hücresi ve seksen kubbesi olduğu belirtilmektedir. Bu şifa haneye Fatih tarafından hekim başı tayin edilmişti. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 30

Osmanlı medreseleri hocalarına ve verilen derslere göre farklı derecelerle sınırlandırılmış ve bugünkü modern anlamda kademelendirme uygulanmıştır. Medrese tarihinin ve Osmanlı medreselerinin son ve en mükemmel örneğini, Kanuni tarafından kurulan Süleymaniye medresesi teşkil eder. Bu medresede; hekim, operatör, mühendis ve mimar gibi uzmanlık ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir Darü'ş şifa, dört matematik, bir Darü'l hadis ve bir de temel ilimler olmak üzere sekiz birim oluşturulmuştu. Musıla-i Süleymaniye adı verilen bu külliye, her birisi bir fakülte denilebilecek sekiz medreseden oluşmaktaydı. Osmanlıda Hariç ve Dahil adlı orta dereceli medreseler mevcuttu. Fatih medresesinde Hukuk, ilahiyat ve edebiyat eğitimi yapan Sahn-ı Seman ve Süleymaniye de Musila-i Süleymaniye medreseleri bulunuyordu. Musıla-i Sahn ile Sahn-i Seman dereceleri yüksek öğrenim kademesinin başlangıcını teşkil ederdi. Süleymaniye de başta tıp ve matematik eğitimi yapan yüksek dereceli Süleymaniye medresesi bulunmaktaydı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 31

Osmanlı ilmiye teşkilatında müderrislerin, protokol ve pâye bakımından gerek birbirleri ile gerekse kadılarla olan durumları kanunnamelerle düzenlenmişti. Müderrisler, görev yaptıkları medreseye göre paye sahibi olur, protokolde de buna göre yer alırlardı. Abdurrahman Abdi Paşa'nın 1677 de hazırladığı Kanunnamesinde bu konuda ayrıntı mevcuttur. Süleymaniye müderrisleri Musila-i Süleymaniye müderrislerinin önündedir. Musila-i Süleymaniye müderrisleri altmışlı müderrislerin önünde yer alır. Altmışlı müderrisler Sahn müderrislerinden önceliklidir. Musila-i sahn müderrisleri Dâhil müderrislerine göre önceliklidir. Dâhil müderrisleri de Hâric müderrislerine göre önceliklidirler. Haric müderrisleri de kaza ve kasaba kadılarının önündedir. Ancak aralarında ilim irfan ve zat ve zaman itibarıyla öncelik olur. Medreselerin her sınıfında olan müderrisler, kendi düzeyleri arasında öncelikleri kişilik ve kıdemleri itibariyle olmaktaydı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 32

Fatih Kanunnamesinde de belirtildiğine göre Sahn müderrisi 500 akça yevmiyeli mevleviyetlerden birine geçebilirdi. Hariç ve Dahil medreselerinde yevmiye 50 akçaya müderrislik yapanlar, yevmiyesi 300 akça olan kadılığa geçebilirlerdi. Ayni şekilde bunlar, Nişancı veya Defterdarlık gibi önemli memuriyetlere de geçebilirlerdi. Ayrıca Sahn-i Seman müderrisleri teşrifatta sancakbeylerinden önce gelirlerdi. Bütün bunlardan başka vilayâtı selase denilen İstanbul, Edirne ve Bursa şehirleriyle bunların civarındaki medrese müderrislerinden günlük yirmi akça alan bir müderris, kadı olmak istediği zaman günlük 45 akçalı bir yere kadı olarak tayin edilirdi. Not: Osmanlı Devleti nde dereceleri itibariyle kadılıklar esas olarak iki gruba ayrılmıştır. Bunlardan ilkine mevleviyyet kadılıkları, ikincisine ise kazâ kadılıkları denilmekteydi. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 33

Osmanlılar döneminde ilk defa tedris hayatına başlayacak olan bir öğrenci, "muhtasarat" denilen dersleri görürdü. Burada başarılı olduktan sonra "Haşiye-i Tecrid" medresesine devam ederdi. Orada muvaffak olursa müderristen bir belge almak suretiyle bir yukarı derecedeki "Miftah" medresesine devam ederdi. Ondan sonra Kırklı, Hariç ve Dâhil medreselerinin derslerini gördükten sonra yüksek düzeyli medreselere gidebilirdi. Fatih döneminden itibaren başlıca yüksek dereceli medreseler Sahn medreseleriydi. Süleymaniye'nin kuruluşundan sonra da dilerse Sahn-i Semân'a veya en prestijli Süleymaniye Medreselerine devam edebilirdi. Buraları da tamamlayan bir öğrenci "icâzet" almaya hak kazanırdı. İcazet almak aynı zamanda, müderrislik yapabileceğine dair diplomaya sahip olmak anlamına geliyordu. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 34

Cevdet Pasa, Sahn medreselerine gelinceye kadar Osmanlı dönemindeki talebenin geçtiği merhaleleri su ifadelerle anlatır: "Ve talebeden biri danişment olmak murad eylese, ibtida ulemadan bir zata varup Hâric derslerini yani mukaddemat-i ulûmi taallum ve tahsil ettikten sonra ol zatin tavassut ve delâletiyle müderrisînden birine varup ve "Dâhil" derslerini görüp Sahn derslerine kesb-i liyakat eylerdi. Ve Sahn medreselerine dâhil olabilmek için onlarin "idâdiye"si hükmünde bulunan medreselerde ikmal-i ulûm-i mürettebe etmek lâzim gelirdi ki, bunlara "Musila-i Sahn" denilirdi. Ve Sahn medreseleri Fatih Camii Serifi'nin iki tarafindaki kargir ve kursunlu sekiz medresedir ki, Sahn-i Semân denir. Bunlarda sahib-i hücre olan talebe, ulema ve fuzelâdan zatlar olup nicesinin telifat-i makbulesi vardır. Ve bunların eskilerine "Muid" denilir ki, medreselerinde müzakereci olup bu medreselerin arkalarında ve idadiyeleri makamında sekiz Tetimme medreselerindeki talebeye dahi tedris-i ulûm ederlerdi." 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 35

Osmanlı medreselerinde icazet alan müderris adayı "nevbet" denilen sırayı beklerdi. Anadolu'da müderrislik yapmak isteyenler Anadolu Kazaskerliğinde, Rumeli'de müderrislik yapmak isteyenler de Rumeli Kazaskerliğinde belli günlerdeki meclislerine devam ederlerdi. Burada "Matlab" denilen deftere (Ruznâme) isimlerini kaydettirirlerdi. Ebu's Suûd Efendi'nin Rumeli Kazaskerliği dönemine kadar muntazam bir mülâzemet (Kadro) defteri yoktu. Herhangi bir şekilde imkan bulanlar sıra beklemeden mülâzemete geçerlerdi. Ebu's Suûd ile yedi senede bir mülâzemet usulü kanun oldu ki, ulemadan her pâyede olanların ne kadar mülâzim verecekleri de bu dönemde tespit edilirdi. Bununla beraber zaman zaman bu kanuna aykırı olarak değişik zamanlarda mülâzemetlerin verildiği olurdu. Ayrıca padişah cüluslarında, padişahin ilk seferinde, savaşlardan muzafferiyetlerle dönüşünde veya şehzade doğumlarında da mülâzemetler verilir oldu. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 36

Medreseden "icazet" alan ve "danişment" (okutman) olan kimse, bundan sonra "mülâzemet" ve "Kazasker defterine" kayıt olarak sıra beklerdi. Sırası gelen müderris adayı en alt seviyedeki "Haşiye-i Tecrid" medresesi müderrisliğine atanırdı. Bu medreseler "yirmi" ve "yirmi beşli" medreselerdir. Buradan terfi edince bir derece yüksek olan "otuz", daha sonra"otuz beş" akçe yevmiyeli "Miftah" medreselerinden birinin müderrisliğine tayin edilirdi. Böylece en üst kademeye kadar çıkabilirdi. Medreseyi bitiren askerî sınıfa geçmek isterse o zaman kendisine yirmi bin akça ile "zeâmet"in ilk derecesi verilirdi. Başlangıçta bütün müderrislerin tayinleri Kazaskerlerin Pâdişaha arz etmeleriyle yapılırdı. 16. asır ortalarından itibaren "Haşiye-i Tecrid", "Miftah" ve "Kırklı" medreselerin müderrislerinin tayini Kazaskerce yapılmaktaydı. Daha üst seviyedeki medreselerin müderrislerinin tayinleri ise Şeyhülislam'ın Sadrazama bildirmesiyle olmuştur. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 37

Osmanlı medreselerinde müderrislik yapmak isteyenler ayrıca bir imtihana tabi tutulurlardı. Şayet bir medresede boş bir kadro varsa ve buraya tek bir talipli bulunuyorsa onun tayini doğrudan yapılırdı. Ancak boş bir kadronun birden fazla talibi bulunuyorsa bu durumda imtihan yapılırdı. Bu imtihan için adaylara bir mesele (problem, tez) verilir, takrirleri (düşünceleri) dinlenir ve bir de risâle (küçük bir eser)yazdırılırdı. Daha sonra adaylar uzman bir heyet (Jüri) tarafından dinlenir ve sorulan sorulara doğru cevap vermeleri beklenirdi. Müderrisliğe atanabilmek için mülakatta sorulara doğru ve yeterli cevap vermek gerektiği gibi ayrıca adayın hazırlamış olduğu risâlenin de kabul edilmesi gerekiyordu. Müderrislik için yapılan bu imtihanında Kazaskerler de hazır bulunurlardı. Müderrislik imtihanı, herkese açık olarak genellikle büyük bir camide yapılırdı. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 38

Osmanlılarda, ilk medresenin kuruluşundan ve bilhassa Fatih'in Sahn-ı Seman medreselerinden itibaren belli bir nizam ve kanuna bağlanan medrese eğitimi ile müderrislik, genel hatlarıyla sistemli bir şekilde işliyordu. 16. asrin sonlarında değişik sebeplerle eğitim ve öğretim müessesesinde bazı aksaklıklar yaşanmaya başlamıştır. Bu aksamalar zamanla, medresenin gerilemesine ve hatta çökmesine sebep olmuşlardır. Bu çöküşü durdurmak için zaman zaman başvurulan ıslah çalışmaları ve bu uğurda harcanan çabalar da pek etkili olmamıştır. Osmanlı medrese ve ilmiye teşkilatının bozulma sebeplerinden önemli bazıları: Devletin diğer müesseselerindeki bozukluklar, Zadegân ulema sınıfının dogması, İlmiyeye ait kanun ve geleneklerin çiğnenmesi, Saltanat kavgaları ve öğrenci isyanları, Müderrisliğin Kadılıklara geçişte basamak görülmesi vb 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 39

Saray Mektepleri: Bunlar; "Şehzadegan" ve "Enderun" mektepleridir. Şehzadegan mektebi; padişah ailesi ve saray erkanının çocuklarının okuduğu "sıbyan mektebi"dir. Burada en seçkin öğretmenlerin görev yaptığı bilinmektedir. Enderun mektebi ise bir tür saray içi medrese olarak kabul edilebilir. Burada Osmanlının en seçkin alimleri ve devlet yöneticileri görevlendrlmiştir. Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan bu okulların amacı, yönetici ve devlet adamı yetiştirmekti. Bu okullarda din, edebiyat, tarih, matematik, müzik ve beden eğitimi alanlarında eğitim verilmekte, öğretim Türkçe olarak yapılmaktaydı. Enderundan Osmanlı dönemi boyunca 79 sadrazam, 3 şeyhülislam, 36 kaptan-ı derya olmak üzere çok sayıda mimar, şair, ressam ve tarihçi yetiştiği kaydedilmektedir. Enderun üstün zekalılara yönelik olarak açılan bir okul olarak dünya eğitim tarihinde de önemli bir yer tutmaktadır. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 40

26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 41

Medreselerde Okunan Dersleri Sıra İle Anlatan Bir Manzume Sarf okusan bir muhterem kişiden, Eline kitabın alsan olmaz mı? Çalışsan aferin dese işiten, Düşmanın bağrını delsen olmaz mı? Emsile'yi ezber edüp süre gör, Maksud ile muradına ire gör, Izzî bilüb kaideye gire gör, Merah ı bir hoşça bilsen olmaz mı? Avamil ne derse amil ol sen de, Misbah ile nur-u ilmi bul sen de, Kâfiye'yi Câmi ile bilsen de, Kendini âlâ eylesen olmaz mı? Mantik'in çok olur kiyl ile kali, Hacegâni hûb yazmıştır akvali, Kutbeddin'den bilmek için eşkâli, Seyyid-i Haşiye'yi bulsan olmaz mı? Telhis'in dersine gark olup yanup, Muhtasar sözüne Mütavvel katup, Miftah'in üstüne Seyyid'i tutup, İlim deryasına dalsan olmaz mı? Menâr ın üstüne tut ibn-i Melek, Tavzih u Telvih'e eriş giderek, Pezdevî'de hasıl eylesen gerek, Usulü mahlûlün alsan olmaz mı? 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 42

Medreselerde Okutulan Cüziyat Denilen Müspet İlimlerle İlgili Bir Şiir Hikmetten oku hem cüz'iyatı, Fehm et cihanı seyreder cihatı, Hendese ilmin okursan evvel, Eskâl-i tesis şerhin bil eshel. İlm-i hesaptan oku hülasa, İbn-i celi bul ersin havasa, Bil ilm-i hey'et bul Serh-i Çagmin, Berçendî'yi kıl halline tayin, İlm-i amelden bil usturlabı. Üç bist bâbı seyret dolabı, Rub'u Müceyyeb doğru ameldir, Oku amel kil kim bî-bedeldir. Rub u mukantar bil eyle seyran, Cografiya bil Takvim-i Büldan, Bil ilm-i ziycten fasl-i Tusî, Takvimin ol dürür ziba arusi. İlm-i Nücum'dan ahkâmı bulma, Olacak olursan boş yorulma, Ahkâm-i necmi bilmek haterdir, Ahkâm-i ser'î bil muteberdir. Okut ulumu cüz ile bile, Teşrih ilmin Tibb-i Nebiyle, Teşrihi seyret görsen de san'at, Tıb ilmini bil, bul tende sıhhat. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 43

Öğrencisiyle sıcak bir iletişim kuramayan öğretmen, soğuk demiri şekillendirmeye çalışan demirci misali emeğinin büyük bir kısmını boşa harcamış olur. 26.3.2017 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi 44